ÇUKUROVA DOLAYLARINDA HALK MÜZİĞİNİN SÖZ VE SES YAPISI

Benzer belgeler
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

İ.Ö 100 Temel Eser. Kategori: Şiir Salı, 11 Ağustos :32 tarihinde yayınlandı. Gösterim: / 7 Phoca PDF. Çanakkale içinde aynalı çarşı

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

ÇUKUROVA TÜRKÜLERİNİN MÜZİK YAPISI

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

İslam medeniyetinde Türk Edebiyatı

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

CANLILAR DÜNYASINI GEZELİM TANIYALIM

Savaş, kahramanlık ve vatan sevgisi gibi konuları destansı ve abartılı bir anlatımla işleyen şiirlerdir.

HALK EDEBİYTI IV AŞIK EDEBİYATINDA ÜSLUP

Büyük baş hayvancılık

TÜRK HALK ŞİİRİ EDB305U KISA ÖZET

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı

Sayfa 130,131,132,133,134,1 35,136,137 Sular

ARMONİYE YABANCI SESLER

ÇEVREMİZDEKİ VARLIKLARI TANIYALIM

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

Türk Mitolojisi ve Türklerde Totemizm DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

GENİŞ AÇIDAN DADALOĞLU'NA BAKIŞ

Konu: Kadim Diller ve Yazılar. İran da Ön-Türkler

Mutfak Etkinliği. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Şarkı. Büskivili pasta yapıyoruz.

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu :Üniversite Derece Alan Üniversite Yıl Türk Lisans. Halk Atatürk Üniversitesi Türk Halk Hacettepe Üniversitesi 1971

ahmet kiral Kübra bitmez naime demir

Göçmen bir yaşam. Göçleri sırasında fite kadar yükselen telli turnaların en büyük düşmanı kartallardır.

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...III

Dokuz Eylül Üniversitesi, Buca Eğitim Fakültesi, Türkçe Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi

HALK EDEBİYATI. Aşk, doğa, ayrılık, özlem, ölüm, din, tasavvuf konularının yanı sıra toplum hayatını

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

FOLKLOR ARŞİVİ'NİN BUGÜNKÜ DURUMU

HİTİT ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ TÜRK HALK MÜZİĞİ 1

Canlı ve cansız varlıklara, çeşitli somut ve soyut kavramlara ad olan sözcük türüdür.

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. Halk Şiiri Aşık Tarzı Halk Edebiyatı

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

CEVAPLAR 1 C 2 D 3 D 4 C

-Rubai nazım şekli denince akla gelen ilk sanatçı İranlı şair.. dır.

4 YAŞ EKİM AYI TEMASI

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Pir Sultan ABDAL. Sana kıyanlar tarihin kara sayfalarında, sen ise milyonların kalbindesin Ey Ali Aşığı Pir Sultan

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİ'NE

ŞANLIURFA YI GEZELİM

DESTAN DÖNEMI TÜRK EDEBIYATI. Destan Dönemi

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

ÇUKUROVA'DA DERLENEN KUSURLU HALK EZGİLERİ Özcan SEYHAN (Türkiye) Haziran 1986 da İzmir'de Kültür Bakanlığınca düzenlenen 3.

TÜRK MÜZİĞİ PROGRAMI TÜRK HALK MÜZİĞİ SOLFEJ VE NAZARİYATI DERS MÜFREDATI HAZIRLIK SINIFI

Yayla Turizmi, doğayla iç içe yaşamayı sevenler veya macera tutkunlarının genellikle günübirlik kullanım veya kısa süreli konaklama amacıyla yüksek

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

TÜRK MÜZİĞİ SERTİFİKA EĞİTİM PROGRAMI

Arapgirli Haşim Koç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

2. SINIF. KODU DERSİN ADI T U K Ects KODU DERSİN ADI T U K Ects. 3. SINIF V. YARIYIL VI. YARIYIL KODU DERSİN ADI T U K Ects KODU DERSİN ADI T U K Ects

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

Zaman Akıp Gider Durulmadan

DEVLETİN ADI: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı BAŞŞEHRİ: Londra YÜZÖLÇÜMÜ: km2 NÜFUSU: RESMİ DİLİ: İngilizce

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

içindekiler Önsöz 7 Motif ve Metin Merkezli Anlama - Açıklama Üzerine Düşünceler 9 Günümüz Adana Aşıklık GeleneğindeMizah 31

70 inde doğuran ortalama 120 yıl yaşayan kanser bilmeyen Türkler

On Erzurum Türküsü Üzerinde Bir Metot Denemesi

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

TÜRK MÛSĐKÎSĐ NĐN GELENEKSEL SES ve ÂHENK SĐSTEMĐ. Dr. Timuçin Çevikoğlu

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I BÖLÜM II. vii GİRİŞ / 1 ÇOCUK VE KİTAPLARI / 17

Güngör Dilmen DESTANLAR VE MASALLAR MAVİ ORMAN. Masal. Resimleyen: İsmail Gülgeç

1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır?

CANLILAR DÜNYASINI GEZELİM TANIYALIM / CANLILAR VE HAYAT

EKİM AYINDA NELER ÖĞRENECEĞİZ?

Milli Bütünlüğümüz ve Avşarlar

HALK EDEBİYATINA GİRİŞ-II KISA ÖZET

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

DELİ KIZIN TÜRKÜSÜ Seçme Şiirler. Gülten Akın

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

İSMEK İN USTALARI SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ

Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli. Araştırma Merkezi TÜRK KÜLTÜRÜ. ve HACI BEKTAŞ VELi. Araştuma Dergisi. Research Quarterly

HİTİT ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ TÜRK HALK MÜZİĞİ 1 FİNAL DERS NOTU

YUGOSLAVYA DERS KİTAPLARINDA KARACAOĞLAN Altay Suroy Receboğİu Türk halk edebiyatının büyük şairlerinden biri olan Karacaoğlan Yugoslavya Türklerinin

Ezgisel Kurallar. Olağanüstü güzellikteki ritmik dengesiyle aşağıdaki Palestrina melodisi 2 buna tipik bir örnektir:

Bozkır hayatının başlıca ekonomik faaliyetleri neler olabilir

ÇUKUROVA ve ÇEVRESİ ATASÖZÜ, DEYİM ve ÖLÇÜLÜ SÖZLERİNDEN BİR BÖLÜMÜ ÜZERİNE. Nail TAN*

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi

Atabek Koleji Anaokulu Eylül - Ekim Ayı Aylık Takvimi

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

MAYIS AYI EĞİTİM PLANI

Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

a 3 -<» rt3 ft3 Ö o\3 CO o\3 Ö o\3 CO v-< 0x3 Ö V-i -i» 3 Gezi / İlgaz Anadolu'nun Sen Yüce Bir Dağısın 0x3 Ö 0x3 Kitap / Kayıp Gül

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. İLKOKULU 3. SINIF MÜZİK DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

Hazırlayan ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Şengül Karaca. Şiir HAİKU. 1. basım. Resimleyen: Sedat Girgin

Halk Hikayesi. Yazı Menu. - Halk Hikayesi Nedir. - Kapsamlarına Göre Halk Hikayeleri. - Konularına Göre Halk Hikayeleri.

AYLIK BÜLTEN NİSAN 2012 OKUL ÖNCESİ EĞİTİM SINIFI

4. GRUP HARFLERDE ÖĞRETİLECEK HECE- KELİME-CÜMLE METİNLER. (ö) (heceler-kelimeler) *ör *öt *ön *ök *ökö *kösele *köy

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU MENEKŞELER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

Transkript:

ÇUKUROVA DOLAYLARINDA HALK MÜZİĞİNİN SÖZ VE SES YAPISI Özcan Seyhan Çukurova denince Adana ve İçel illeri akla gelir. Oysa, kültür benzeşimi açısından öncelikle K.Maraş ilinin batı ve güney sınırları, Sivas, Kayseri illerinin güney kıyıları ile Niğde ilinin doğu-güney sınırları bu kapsamın içine girerler. Çukurova folkloruna ne zaman el atılmışsa, araştırma alanının bu kadar geniş tutulmasına gereksinim duyulmuştur. Biz folklorcuları böylesi çok geniş bir alana zorlayan nedenlerin en başında, bu yöreye öz damgasını vuran Türkmen aşiretlerinin yerleşim alanlarının genişliği ve bir o kadar da yaylak alanlar aramakta sınır tanımamış olmalarıdır. Örneğin; bahar gelince Toroslar'ın eteklerine doğru göçe başlayan Türkmenler, havanın ısınma durumuna göre kademe kade me yaylaların doruğuna ulaşırlar. Bir bölük aşiret İçel'in Bulgar Dağına, bir bölüğü Adana'nın kuzeyindeki Aladağa'a, Kayseri'nin Erciyas'na, K.Maraş'ın Binboğa dağına ve hatta Sivas'ın güneyindeki Uzun Yaylaya kadar uzanırlar. Bir düşünelim; 17. Yüzyıldan beri süre gelen bu göç serüvenleri nasıl bir Çukurova kültürü oluşturmuştur;... Kısacası, yazın yaylalarda, kışın ovada koskoca bir kültür kazanı kaynatan Türkmen obaları, bugün zihinlerde özlemini duyduğumuz o Çukurova'yı yaratmışlardır. Bu oluşum sırasında, Türkmen obaları Orta Asya'dan bu topraklara yerleşirken, nasıl bir müzik kültürünü beraberlerinde getirdiler? Bu topraklardan ne gibi yerli etkilenmelerde bulundular?... O uzun havalar, kırık havalar, o Şirvan ile Serçe oyunları, Temurağalar, Üçayaklar, Pekmez Halayları, Sinsinleri bu bölge halkı nasıl bir geleneğe göre ve ne gibi etkiler altında yarattı?... İşte bunların kesin yanıtını bu sempozyumlar verecektir. Böylesi bilimsel çabalarla ancak birçok gerçekler aydınlanacak, bundan tüm yurdumuz ve dünya folkloru olumlu olarak yararlanacaktır. Şunu iyi bilmeliyiz ki; Çukurova'nın kapsadığı bu alan, Türk Folkloru'nun en zengin ve el değmemiş bir bölgesidir. -505-

Şimdi bu kültür hazinemizin dil varlığına kısaca bir göz atalım : S ÖZ YAPISI : Çukurova topraklarında yaşayan halkımız, ataları olan Oğuzların tüm niteliklerini taşımaktadır. Oğuzlar, Anadolu'ya gelirken özdeksel ve tinsel kültürleriyle beraber henüz konuşulan güzel Türkçe'mizin tüm niteliklerini de birlikte getirmişlerdir. Aslında Oğuz Türkçesi, daha biz Anadolu'ya gelmeden önce, Orta asya'da şimdiki özelliklerini taşıyordu. Ve aynı zamanda Türk diyalektinin en geçerlisi sayılıyordu. Örneğin; Dede Korkut, Kutadgu Bilik ve Divanü Lügat-üt Türk'teki sözlük ve koşuklar, İslamlıktan önce sözel sanatımızın varlığını simgeleyen en güzel örnekler olduğu gibi, Türk şiirinin esasını korumuş, katışıksız, özleşmiş, yalın durumu yanında yabancı unsurlara da bulaşmamıştır. Görülüyor ki; yüce tarihimiz kadar, sözel sanatımızın da çok eskilere dayandığı bir gerçektir. Özellikle şiir sanatımız, İslamlıktan sonra, o devrin şair, çalgıcıları, ozanları ve aşıkları tarafından devam ettirilmiştir. Günümüzde en canlı biçimiyle yaşamakta olan bu geleneğimiz, saz şairleri (âşık) adı verilen halk sanatçıları ile sürüp gelmektedir. Demek ki, şimdiki bildiğimiz aşık ve saz şairlerimiz, eski ozanlarımızın torunları olmaktadır. Örneğin; Yunus Emre, Aşık Sümmani, Pir Sultan Abdal, Aşık Şenlik, Aşık Ömer, Gevheri, Dertli, Erzurumlu Emrah, Bayburtlu Zihni, Aşık Sıdkı, Aşık Garip, Aşık Kerem, Kaygusuz Abdal, Eşref oğlu, Balım Sultan, Nesimi, Hatayi, Kul Himmet, Seyrani, Deliboran, Aşık Paşa, Karacaoğlan, Dadaloğlu, Aşık Veysel, Ali İzzet ÖZKAN... gibi daha niceleri bu zincirin halkaları olduğu kadar, halk müziğimizin şiir bölümünü yaratan gerçek Türkmen halk ozanlarıdır. Bu gün onlar, anonim kimliğe bürünen, Öz Türkçe'nin katıksız şiirlerini yaratan ölümsüz halk sanatçılarıdır. Yukarda çok kısa bir tarihsel panorama çizerek folklarik ezgilerimizin söz dağarcığını besleyen ana kaynağa değinmiş bulunduk. Şurası bir gerçektir ki; en eski devirlerden günümüze değin halk müziğimizin melodisini yaratanlar, tam bir folklorik kimlik -506-

taşımalarına karşın, onlara ilişkin sözler hakkında bu kadar kesin konuşmak olanaksızdır. Demek ki, müzik folklorumuzda asıl anonim karakter taşıyan unsur; sözden önce ezgidedir. Sözlerin çoğu anonim gibi görünseler bile, yaratıcılarının iyeliğini vermektedirler. Örneğin : Alevilere özgü samanların sözleri Hatayi, Pir Sultan Abdal, Balım Sultan, Kul Himmet vb. ozanların değil midir? Yine Toroslarda söylenen bozlaklar, türküler, Karacaoğlan, Dadaloğlu ve onlar gibi daha nice Türkmen ozanların değil midir? Fakat, bunlara karşın; ağıt, ninni, mani, gibi koşukların anonim olmaları kesindir. Çünkü onlar, en eski kaynaklardan itibaren bilinen ilk türk şiirinin ta kendisi olup, ulusal hece vezniyle söylenen dörtlüklerdir. Bu koşutlar, Türk halkının yaşantısı içinden ayrılmaz bir parça olmuş, adeta kalıplaşmış ve Türk toplumunun doğal yaşantısı içinde kendiliğinden üreyerek gelişme olanağı bulmuşlardır. Örneğin; hiçbir zaman bir halk ozanı ölü evi için " Ölünüze bir şiir yazdım, alın ağıt edin" diyemez. Eğer bir ağıt edilecekse, bu işi bilen ağıtçı karılar, onu geleneksel tavırlar içinde yürekten icra ederler. Öyleki, belleği binlerce dörtlüklerle dolu olan ağıtçılar, o ölü evinin durumuna göre, neler... Hele beşiğinin başında ağlayan çocuğuna şevkatle ninni söyleyen annenin ölümsüz ninnileri ve aşık olan gençlerin sevgilileri için söylediği, o özlem dolu maniler, geçmişimizin en derinden gelen eşsiz sesleridir. Demek oluyor ki, Türk şiirinin en eski ürünleri olan dörtlükler, hala halkımızın belleğinde dipdiri yaşamaktadır. Bunları izleyen destan yaratmalarımız ve koşma türünden türkülerimiz Türk şiirini bütün görkemiyle doldurmuştur. Buraya kadar kısaca seyrini çizdiğimiz halk müziğimizdeki söz dünyamızın önemli bir bölüğü, Çukurova'ya yerleşen Türkmen aşiretleri tarafından yayılmıştır. Yeri gelmişken şu önemli noktayı belirtelim ki, ünlü Türkmen ozanlarımız yarattıkları şiirlerine malzeme olarak aldıkları sözcük, deyim ve atasözü gibi benzeri unsurları gelenek uyarınca ustaca işlemişler, psiko-sosyal açıdan istenileni vermişler ve geniş halk kitleleri arasında bu kadar süre elde etmişlerdir. Her ne kadar halk ozanları folklorun konusu dışında tu- -507-

tulsa bile, kullandıkları folklorik dil malzemeleri ve ozanlık geleneğine bağlı kalmaları açısından, onları bu bilimden fazla uzakta tutamayız. Hatta öyleki, eski ozanların şiirleri ne kadar geç anonim olmuşlarsa da, şimdikilerin daha çabuk anonimleştiğine tanık olmaktayız. Bu olay karşısında çok dikkat etmemiz gereken bir konu da; eski şiirlerle birlikte yenilerinin o derece çok ilgi çektiği ve titizlikle izlendiği saptanmıştır. Bu durum, biz folklorcuları ister istemez düşündürmeye zorlamış ve yeni ufuklara sürüklemiştir. Her ne olursa olsun, bütün bu ürünler, eski Türk şiir geleneğimizin dilini sürdürmesi açısından büyük bir önem taşır. İçerdikleri konular itibariyle yurdumuzu ve ulusumuzu ilgilendiren büyük tarihsel, toplumsal olaylara, efsaneleşmiş kişilere, eşkiya olarak nitelenen halk kahramanlarına kadar, her şeyi konu etmektedirler. Bunlardan ayrı doğa, hayvanlar, dağlar, çayırlar, çimenler de dile getirilir. Ulusumuzun doğa ve hayvanlara karşı sevgisi çok eskilere dayanmaktadır. Bilindiği üzere Türklerin Islamiyetten önce geçirdiği din devreleri, bu olaylarla yakından ilgilidir. Örneğin; Totemizim devrinde hayvanlar, naturizm devrinde de doğasal olaylar sembol haline gelmiştir. Göktürklerde ve Uygurlardaki totem: kurt, oğuz efsanelerindeki örgütteki Bozoklarda Gök Han'ın totemi : şahin doğan, Ay Han'ının Kartal, Yıldız Han'ın Tavşancıl idi. Bunların totemleri oldukça kutsal olduğu için onlara ok atılmaz, öldürülmezdi. Diğer totemler arasında "fare, öküz, pars, tavşan, timsah, yılan, at, koyun, maymu, tavuk, köpek, domuz" gibi hayvanlar takvimdeki 12 ayı simgeliyorlardı. Bir insanın doğumu, bu hayvanlardan hangisine rastlıyorsa, o hayvan, o kişinin totemi oluyordu. Sonraları birçok kabileler ve boylar hayvan isimleri ile anılıyordu. Örneğin; bugün Anadolu'daki çoğu Türkmen aşiretleri ve oymakları hayvan isimleri taşımaları bu yüzdendir. Örneğin; Tekeler, Akkoyunlular, Karakoyunlular, Sarıkeçililer, Bozdoğanlılar gibi... Çukurova'da bazı aylara "Oğlak Ayı" Elbeyli aşiretinin pirlerine "Bozgeyikli" denildiğini biliyoruz. Ayrıca hayvanlarla ilgili (fare, öküz) destanları ve at üzerine (Kırat, Arap At) adı verilen nice Türküler vardır. Karacaoğlan ve Dadaloğlu'nun çoğu şiirlerinde (Balaban, Şahin, Ördek, At) gibi kuşların -508-

ve hayvanların geçmesi de en eski geleneğimizin birer uzantısı değil midir? Bazı anonim ezgi sözlerinin çoğunda da (Alageyik, Keklik, Turna, Kaz, Ördek, Akkoyun, Karakoyun, Güvercin, Bülbül, Yeşil Kurbağalar, Kuzu, Karatavuk, Fare, Öküz At, Arap At, Kırat) gibi kuşlar ve hayvanlar yoğun bir biçimide yer almaktadırlar. Hele o binlerce yükseklikteki Aladağlar, Bulgar Dağı, Bozoğlanlar, Binboğalar, Hasan Dağı, Gavur Dağı, Nurhak Dağları, Çukurova'daki yaşayan Türkmen aşiretlerine esin kaynağı olmuştur. Türkmen folklorunda dağlar, yayalalar; bitmez tükenmez konulardır. Hangi Türkmen ozanının deyişine baksak, dağlardan konu etmeyeni yoktur. Hemen hemen Karacaoğlan'ın çoğu şiirlerinde "Çıktım Yücesine Seyran Eyledim" gibi pasajlar görürüz. Bütün bu kültür birikimimiz şiirlerle ifade edilmiş olup, yüce halkımızın kültüründe içtenlikle yaşamaktadır. SES YAPISI : Çukurova dolaylarına özgü ezgiler, tüm Anadolu ezgileri üzerinde elde edilen bilgilere göre pek bir ayrılığı olmamasına karşın, bölgenin arazi ve iklim yaşam koşullarına ağır ve zor gelmesi nedeniyle, ister istemez değişik farklar doğurmuştur. Özellikle ezgilerin yaylak (dağlık) yörelerde tiz'den başlaması, yazlak yörelerde de pestten başlaması buna en canlı örneklerdir. Örneğin; "Pozantı'nın Irmağı, alageyik, Kozan Dağı gibi ezgiler tepe notu onludan başladığı, ovalık bölgelerde "Sabahtın Uğradım Ben Bir Güzele ve Yeşil Kurbağılar" gibi ezgiler Pestten başlaması bu görüşümüzü kanıtlayan en canlı örneklerdir. Yani, iklim farkına göre soğuk yörelerde söz ve seste "sert" bir yapı, sıcak yörelerde de "yumuşak" bir yapı göze çarpmaktadır. Bu durum, ezgi sözlerine de etkide bulunmuştur; sert sessiz harfler yumuşak sessizlere, sesli harfler de daha koyu bir renge bürünmüştür. Şimdi Çukurova yöresinden derlenen bir demet ezginin tonalmodal bünyesini, ses sınırlarını ve seyirlerini gösteren bir açıklama yapalım: -509-

I- Bir üçlü ses sınırı içindeki ezgiler: a) Kırıkhan Halayı : Temel sesten başlar, üçlüsü üzerinde uzun ca durur, sonra alt ikilisinden temel seste karar kılar. (Örnek : 1) b) Lorke Halayı : Temel sesten başlar, alt dörtlüsü üzerinde rit mik figürler yapar, pestleşmiş üst ikinci derecesinde seyreder, ora dan 1.5 tam ses aralığı ile üst üçlüne ulaşıp alt ikilisiyle dörtlüsüne inip temel seste karar kılar. (Ör. 2) II- Bir tam dörtlü ses sınırı içindeki ezgiler : b) Köprübaşı Halayı : Temel sesten başlar, üst dörtlüye atlar, üst üçlüsünden inerek temel seste karar kılar. (Ör. 3) c) Şirvani Halayı : Temel sesten başlar, üst üçlüsünden geçerek üst dörtlüsüne ulaşır ve temel seste karar kılar. (Ör. 4) d) Hasan Dağı : Temel sesten başlayıp hemen üst dörtlüsüne geçer, buradan yedenli alt ikilide durarak temel seste karar kılar. (Ör. 5) III- Bir tam beşli ses sınırı içindeki ezgiler : a) Gide Gide bir Söğüde : Temel sesten başlar, üst beşlisine atlar ve bu kesimde çokça durur, üst üçlüsünde durak yapar, tekrar üst beşliden başlayarak temel seste karar kılar. (Örnek : 6) e) Menekşe buldum derede : Üst ikilisinden başlayarak hemen üst beşlisine atlar, ikilisinde durak yapar, alt ikilisinden temel seste karar kılar. (Ör. 7) f) Gürgenin Gazeli : Üst ikilisinden başlar, sırayla üst dörtlü ve üst beşlisinden geçerek üçlüsünde durak yapar ve temel seste karar kılar. (Ör. 8) g) Kalenin üstü direk : Üst üçlüsünden başlayarak hemen üst dörtlüsüne geçer ve üst üçlüsünde durak yapar, üst beşlisinden sırayla inerek temel sesinde karar kılar. (Ör. 9) h) Evden çıktı yörüdü : Tizleşik üçüncü derecesiyle başlayıp hemen üst dörtlüsüne varır ve süsleme bir sesle üst beşlisine uğrar, temel seste karar kılar. (Ör. 10) -510-

f) Sokuda bulgur gelinim : Üst beşlisinden başlar, üst beşli, ikili ve üçlüsünde seyrettikten sonra ilk yarıda beşlisinde durak yapar ve ezgi sonunda temel seste karar kılar. (Örnek: 11) g) Ahu gözlüm tut elimden : Üst beşlisinden başlar, üst üçlüsü, ikilisi ve alt ikilisine kadar iner ve üst üçlüsünde başlayarak tekrar üst dörtlü ve beşlisine uğrayarak temel sesinde karar verir. (Ör. 12) h) Koyun gelir yata yata : Üst beşlisinden başlar, üst dörtlü, üçlü, ikili dereceleriyle inici olarak temel seste karar kılar. (Ör. 13) IV- Bir büyük altılı ses sınırı içindeki ezgiler: i) Evlerinin önü handır : Üst beşlisinden başlar, üst üçlüsünde durak yapar, yeden yerine alt dörtlüsüne dokunur, üst dörtlüsünden alt ikilisine beşli bir dizi olarak iner ve temei seste karar kılar. (Ör. 14) V- Bir küçük yedili ses sınırı içindeki ezgiler: J- Güyer bostanım güyer : Üst büyük altılısından başlayarak hemen üst yedilisine ulaşır, ezginin birinci bölümü sonunda üst dörtlüde durur. Ezgi, ikinci bölüme birinci bölüm gibi başlar, bitişte temel seste karar verir. Ezginin bağlantısı üst üçlüsünden başlayarak temel seste karar kılar. (Ör. 15) VI- Bir oktavı aşan ezgiler : k) Ben de gittim bir geyiğin avam : Büyük altılıdan başlayıp oktavına ulaşır, onlusunda seyreder, üst beşlisinde durak yapar, temel sese doğru inişlerde üst yedilisinde başlayıp altıncı ve beşinci dereceleri arasında 1.5 tam ses kullanılır ve ezgi bu seyri çokça kullanarak temel seste karar kılar. (Ör. 16) 1) Kozan Dağı : Üst büyük altılıyla başlayıp oktavına ulaşır, onluya kadar yükselme seyri gösterir, beşlisinde durak yapar, üçlüsünü 1/2 ton tiz, ikilisini de yarım ton pesîleştirerek 1.5 tam ses gösterisinde bulunur ve böylece bol seyir ederek teme! seste karar kılar. Ezgi sözünün üçüncü dizesinin sonunda üst üçlüde durulur, dördüncü dize ile bağlantıya geçilir. Bağlantı dört ses sınırı içinde geçer ve tiz alt üçlüden sonra tem?' '.?! Mar. (Ör 17) -511 -

Sonuç olarak, Çukurova yöresine özgü ezgiler hep bu kadar demek değildir. Sunmuş olduğumuz örneklerden başka verilecek örnekler de kalmadı denemez. Şu bir gerçektir ki, öylesine geniş bir yörenin müzik folkloru şu üç-beş sayfacık kağıtların arasına sıkıştırmak olanak dışıdır. Sunmuş olduğum bildirim, bu konuda çalışacaklara bir derece yararlı olabilecekse kendimi mutlu sayarım. -512-