KARIŞIK MEŞCERELERİN BÜYÜK ALAN SİPER YÖNTEMİ İLE GENÇLEŞTİRİLEBİLİRLİĞİ

Benzer belgeler
SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-7. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

8. Meşceredeki yapısal değişim Meşcere geliştikçe onu oluşturan ağaçların büyümesi, gelişmesi, türlerin varlığı, bulunma oranı vb özellikler de

Bu işletme şekli karışık meşcerelerin gençleştirilmesinde kullanılan silvikültürel teknikleri içermektedir.

2. Karışımın Ağaç Türleri Meşcere karışımında çok değişik ağaç türleri bulunur. Önemli olan, ağaçların o yetişme ortamı özelliklerine uyum gösterip

6. Meşcerede Yaş. İstatistiksel olarak, meşceredeki tüm ağaçların yaşlarının ortalaması o meşcerenin ortalama yaşı ya da yaşı olarak kabul edilir.

Kafkas Üniversitesi Artvin Orman Fakültesi Dergisi (2001) : 1 (36-42)

SİLVİKÜLTÜRÜN TEMEL İLKELERİ. Doç. Dr. Zafer YÜCESAN

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-1. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-4. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

Silvikült Temel Esasları

Faydalanmanın düzenlenmesi

Aksi durumda yabacı bir bölgeden getirilen ırk/ırklar o yöreye uyum sağlamış yerel ırklarla polen alışverişine giriştiklerinde genetik tabanda

ORMAN AMENAJMANI SEÇME ORMANLARINDA ANLAMA -XI hafta

DİKKAT. Musa GENÇ 2007/08



Yararlanılan Kaynaklar

SİLVİKÜLTÜRÜN TEMEL ESASLARI, METOTLARI, TEDBİRLERİ, SİLVİKÜLTÜR PLANLARININ YAPIMI VE SİLVİKÜLTÜR TEKNİKLERİNİN UYGULANMASI

Silvikültür Tekniği. Yrd. Doç. Dr. Zafer YÜCESAN

YGS Yönetimine Ormancılık Perspektifinden Bakmak. (Ormancılıkta Yaban Hayatına Yer Vermek) II. Bölüm TÜBİTAK 107 G 029

Ekim Yöntemleri. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1

ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞ NÜN

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-2. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

TOHUM. Pof. Dr. İbrahim TURNA

3. ORMAN YOLLARININ ÖNEMİ

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA AMAÇLARI VE ANA İLKELERİ

1. GİRİŞ. Ali DEMİRCİ K.T.Ü. Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü, TRABZON

ORMANCILIKTA UZAKTAN ALGILAMA. ( Bahar Yarıyılı) Prof.Dr. Mehmet MISIR. 2.Hafta ( )

Porsuk. Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L.

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-3. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

Tohum ve Fidanlık Tekniği

Veysel AYYILDIZ 1 Mahmut D. AVŞAR 2

İSTANBUL-BENTLER YÖRESİNDEKİ DOĞAL SAPSIZ MEŞE (Quercus petraea (Mattuschka) Lieb.) GENÇLİKLERİNDE İLK BÜYÜMELERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

Birsen DURKAYA, Ali DURKAYA ZKÜ Bartın Orman Fakültesi, BARTIN

DOĞU KAYINI MEŞCERELERİNDE GENÇLİK BAKIMI

ULUS-ARDIÇ YÖRESİ SAF DOĞU KAYINI (Fagus orientalis Lipsky.) MEŞCERELERİNE AİT MEŞCERE DİNAMİKLERİNİN BELİRLENMESİ

Tohum Bahçeleri. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

ASLĠ AĞAÇ TÜRLERĠMĠZ

ORMAN AMENAJMANI ( BAHAR YARIYILI)

ORMAN AMENAJMANI Orman Envanteri 4-5. Hafta

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE OKALİPTÜSLERİN YETİŞTİRİLMESİ OLANAKLARI ÜZERİNE YAPILAN ARAŞTIRMA ÇALIŞMALARI. A. GANİ GÜLBABA Orman Yüksek Mühendisi

Serdar CARUS*, Yılmaz ÇATAL

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER

DİKİM YOLUYLA AĞAÇLANDIRMA

Tohum ve Fidanlık Tekniği. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

DİKİM YOLUYLA AĞAÇLANDIRMA. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1

KTÜ ORMAN FAKÜLTESİ ORMAN MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ Öğretim Yılı Bahar Yarıyılı Ormancılık Uygulamaları-II Dersi Amasya Grubu Dönüş Raporu

ORMAN AMENAJMANI. Optimal Kuruluş 6/7.Hafta. Emin Zeki BAŞKENT KTÜ Orman Fakültesi. Şubat 2006, Trabzon, EZB

Karadere (Kastamonu) Orman İşletme Müdürlüğü Doğal Gençleştirme Alanlarında Sıfır Alan Yöntemi İle Başarı Kontrolü

BİTKİ TANIMA I. Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR

SARIÇAM MEŞCERELERİNDE DENEME ALANLARININ 10 KOMŞU AĞAÇ YÖNTEMİNE GÖRE BELİRLENMESİ. Sarıyer İstanbul,

ORMAN AMENAJMANI ( BAHAR YARIYILI)

TRAKYA ORMAN ALANLARİ İLE ORMANLARIN AĞAÇ SERVETİ DEĞİŞİMİ ÜZERİNE BİR İNCELENME

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

SAPLI MEŞE (Quercus robur L.) YAPAY GENÇLEŞTİRME ÇALIŞMALARINDA FİDAN YAŞININ BÜYÜME VE DİKİM BAŞARISI ÜZERİNE ETKİSİ ÖZET

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017)

ASLİ AĞAÇ TÜRLERİMİZİN EKOLOJİSİ

AMENAJMAN YÖNTEMLERİ

Modern (Bodur) ve Geleneksel Meyve Yetiştiriciliği. 04 Şubat 2014 İzmir

ORMAN AĞACI ISLAHI. Yrd. Doç. Dr. DENİZ GÜNEY ( GÜZ DÖNEMİ)

ENDÜSTRİYEL AĞAÇLANDIRMALARDA FİDAN ÜRETİM VE DİKİM ÇALIŞMALARI. Prof.Dr. Ali Ömer Üçler 1

Fidanlıkta Repikaj. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER


TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

KARIŞIK MEŞCERELERDE TÜRLER ARASI BONİTET ENDEKS TAHMİNİ ÖZET SITE INDEX ESTIMATION BETWEEN SPECİES FOR MIXED STANDS ABSTRACT

TRABZON İLİ SÜRMENE İLÇESİ ÇAMBURNU YÖRESİNDE ÇIKAN ORMAN YANGINI HAKKINDA RAPOR

Ormancılıkta Planlama kavramı, Planlama sistemleri ve Yaklaşımları

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

FİDANCILIK TEKNİĞİ DERS 2: FİDANLIK İŞLETMELERİ İÇİN YER SEÇİMİ

ORMAN AMENAJMANI. Optimal Kuruluş 6/7.Hafta. Emin Zeki BAŞKENT KTÜ Orman Fakültesi. Şubat 2015, Trabzon, SK/EZB

ORMANLARIMIZ ve ORMANCILIĞIMIZ OLASI İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİNE KARŞI DİRENEBİLİR Mİ?

BARTIN ORMAN FAKÜLTESİ NİN DİĞER ORMAN FAKÜLTELERİ İLE BAZI KRİTERLERE GÖRE KARŞILAŞTIRILMASI

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

İbrahim TURNA K.T.Ü. Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü, TRABZON

Fonksiyonlara göre dağılım

Ağaçlandırma Tekniği (2+1) Bahar yarıyılı Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

TEKNİK GEZİ GÖREV RAPORU

Meşcerede Tabakalılık Şekilleri ve Belirlenmesi

SEÇ 422 KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

ENDÜSTRİYEL AĞAÇLANDIRMALARDA BAKIM. Prof.Dr. Ali Ömer Üçler 1

15. ORMAN YANGIN YOLLARI VE ŞERİTLERİ. Planlanması Yapım Bakım. Yangın Emniyet Yol ve Şeritleri

ORMAN BAKIMI. Yrd. Doç. Dr. Zafer YÜCESAN

YHEY2008 DOĞADA YÖN BULMA. Yrd. Doç. Dr. Uzay KARAHALİL

SAF VE KARIŞIK SARIÇAM MEŞCERELERİNDE KALIN KÖK KÜTLESİ MİKTARI VE BUNU ETKİLEYEN ETMENLER ÖZET ABSTRACT

ORMAN AMENAJMANI ( BAHAR YARIYILI)

BAHÇE BİTKİLERİNDE BUDAMA TEKNİKLERİ

AMENAJMANIN TEMEL ESASLARI ENVANTER ( GÜZ YARIYILI) Prof.Dr. Mehmet MISIR

ORMAN MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

ARALAMA (FERAHLANDIRMA)

KÖPRÜLÜ KANYON MİLLİ PARKI BALLIBUCAK SERİSİ NİN KONUMSAL ve ZAMANSAL DEĞİŞİMİNİN COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ İLE İNCELENMESİ

MUĞLA ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ NDE MAYIS 2017 TARİHLERİ ARASINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN TEKNİK VE BİLİMSEL GEZİ HAKKINDA RAPOR

Şükrü Teoman GÜNER* * Orm.Yük.Müh., Orm. Toprak ve Ekoloji Araş. Ens. Müd., ESKİŞEHİR

Orman Koruma Dersi. ORMAN YANGIN DAVRANIŞI Prof. Dr. Ertuğrul BİLGİLİ Ekim 2014

YGS Yönetimine Ormancılık Perspektifinden Bakmak. (Ormancılıkta Yaban Hayatına Yer Vermek) I. Bölüm

ÖĞRENME ALANI: Kuvvet ve Hareket 2.ÜNİTE: Kaldırma Kuvveti ve Basınç. Kaldırma Kuvveti

REHABİLİTASYON PROJE DİSPOZİSYONU

Bölüm Sekiz. Alıştırmanın Planlanması (Faktörler)

REHABİLİTASYON PROJE DİSPOZİSYONU

Transkript:

III. Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi 20-22 Mayıs 2010 Cilt: III Sayfa: 869-878 KARIŞIK MEŞCERELERİN BÜYÜK ALAN SİPER YÖNTEMİ İLE GENÇLEŞTİRİLEBİLİRLİĞİ Ali DEMİRCİ ÖZET Karışık meşcerelerde, gençliği oluşturan aynı türün bireyleri arasında yaş, boy ve gelişme özellikleri bakımından farklar olabileceği gibi, farklı tür bireyleri arasında ise, bu farklılıkların yanı sıra, ışık, sıcaklık, toprak, su istekleri vb diğer özellikler bakımından da farklılıklar söz konusu olur. Tüm bu farklılıklar yerleşim alanı ve yerleşim ortamı özelliklerini oluştururlar. Yerleşim alanı her bir bireyin işgal ettiği izdüşüm alanıdır. Yerleşim ortamı ise bireylerin sahip olduğu yerleşim alanı ile, her bir bireyin büyümesine etkili olan toprak altındaki ve toprak üstündeki bütün etkenleri içerir. Tüm bu etkenler, gençleştirme alanındaki gençliğin bir kısmını olumlu yönde, ama daha büyük bir kısmını ise olumsuz yönde etkiler. Bu anlayış ve gerçek karşısında, bir karışık meşcerenin tümünde türlerin bol tohum yılları dikkate alınmadan, uygun aralıklarla yapılacak olan siper kesimleriyle, tür farklılığına bakılmaksızın, çimlenme koşullarını ve uygun yaşama koşullarını bulan bireyler alana gelirler, tutunurlar, büyürler ve geleceğin karışık meşceresini oluştururlar. Bu bildiride kısaca, gençleştirmedeki olası başarısızlıkların gençlik bakımı önlemleri ile giderilebileceği de göz önüne alındığında, tüm karışık meşcerelerin Büyük Alan Siper Yöntemi ile gençleştirilebileceği önerilmektedir. Zira bu yöntem aynı zamanda, anlaşılabilirlik, planlama ve uygulanabilirlik ve ekonomiklik bakımından da diğer gençleştirme yöntemlerine göre daha öncelikli ve üstün özelliklere sahiptir. Anahtar Kelimeler : Doğal gençleştirme, siper yöntemi, karışık meşcereler, yerleşim alanı, yerleşim ortamı PRACTICABILITY OF REGENERATION IN MIXED STANDS WITH SHELTERWOOD METHOD ABSTRACT As there were possible differentials between age, height and growth features of individuals formed the same species regeneration, preference of light, heat, soil and water are shown differentials between separate kinds of species regeneration. All these features are formed growing place and growing site. Growing place is the projection area of each individual. Growing site comprised over land and under land factors which effects growing phase of species in addition to growing space. All these factors affect positively a few of the regeneration but also effects negatively majority of regeneration. In the face of these facts and acceptance, regeneration which found favorable germination and survival conditions takes place whole over the mixed stand that treated with shelterwood cuttings without taking into consideration good seed year. This regeneration holds on the sites and formed mixed stands of future. In this article, it is suggested that all mixed stands would be able to regenerate with shelterwood method, while taking into consideration regeneration failures will be overcome by care of regeneration. Therewithal, shelterwood methods also have primarily and superior features as against other regeneration techniques with regard to planning, feasibility, intelligibility and economically. Key Words: Natural regeneration, shelterwood method, mixed stands, growing place, growing site. 1. GİRİŞ Silvikültür, yeni ormanların planlı olarak kurulması ve bunların doğada mevcut olanlarla birlikte yetiştirilmesi (bakımı), gençleştirilmesi ve varlıklarının en iyi bir şekilde devam ettirilmesiyle uğraşan bir ormancılık bilim dalıdır (Saatçioğlu, 1976). Ancak, 869

ormanların kurulması, yetiştirilmesi, gençleştirilmesi ve varlıklarının en iyi bir şekilde devam ettirilmesinde başarılı olmak için öncelikle ve özellikle, ormanlar ile onları oluşturan meşcereleri ve bu meşcereleri oluşturan ağaç türü ya da türlerinin silvikültürel özelliklerini iyi öğrenmek gerekir. Bu nedenle silvikültür, Ormanların aynı yapıdaki parçaları olan meşcereleri tanıma ve bu tanımaya göre o meşcerelere teknik anlamda uygun müdahale etme sanatıdır şeklinde de tanımlanabilir. Meşcereleri tanımak, onları oluşturan ağaçların ışık, sıcaklık, toprak, su vs isteklerini bilmek, bu ağaçların büyüme, gelişme ve değişim özellikleriyle, ağaçların oluşturduğu karışım, kapalılık, tabakalılık vd tespit etmek şeklinde ifade edilebilir. Ama asıl olan, tüm bu bilgi ve tespitlerin (meşcere özelliklerinin), yetişme ortamı koşullarına bağlı olarak, tür içinde ve türler arasındaki farklılığını ve meşcerenin zaman ve mekan içindeki değişim ve gelişimini bilmek, anlamak ve yorumlamaktır. Çünkü, doğal meşcerelerdeki bütün bu özellikler o meşcerelere ait asıl ve gerçek olan özelliklerdir. Nihayet, mevcut ormancılık teknikleri de bu özelliklerin doğru algılanmasına paralel olarak geliştirilmiştir. 2. ÜLKEMİZDEKİ KARIŞIK MEŞCERELERİMİZİN DOĞAL YOLDAN GENÇLEŞTİRİLMESİ KONUSUNDA DEĞERLENDİRMELER Ülkemiz ormanlarındaki karışık meşcerelerin doğal yoldan gençleştirilmesi konusunda, önceden planlanarak yapılmış olan çalışmalar bulunmamaktadır. Buna karşılık, bazı orman mıntıkalarımızda, geçmiş yıllarda küçük alanlarda plansız olarak doğal ve yapay yoldan kurulmuş karışık meşcereler mevcuttur. Orman mühendisliği bölümlerimizde okutulmakta olan Silvikültür Tekniği dersi ile ilgili yazılmış bulunan ders kitapları içeriklerine bakıldığında; Atay (1987 ve 1990), yalnızca karışık meşcerelerin gençleştirilmesi konusunda, grup yöntemleri kapsamında, genel ve temel bilgiler vermiş olup önemli ağaç türlerimizin oluşturduğu karışık meşcereler için ayrı ayrı gençleştirme önerilerinde bulunmamıştır. Saatçioğlu (1979), Grup yöntemlerinin yanı sıra Almanya da ladin-göknar ve ladin-göknar-kayın meşcerelerinde kısa vadeli ve uzun vadeli büyük alan siper işletmesinin (Baden metotları) uygulandığını ifade etmiştir (Uzun vadeli büyük alan siper yönteminin uygulanmasında göknar gençliklerinin bazen de gruplar halinde alana getirildiği söz konusudur). Ancak, ormanlarımızdaki karışık meşcerelerin gençleştirilmesi için öneride bulunmamıştır. Odabaşı ve diğ. (2004), sedir-karaçam ve meşe-kayın karışık meşcerelerinde, bol tohum yıllarının denk gelmesi halinde, büyük alan siper işletmesini önermişlerdir. Göknarın sarıçam, karaçam ve sedirle oluşturduğu ikili karışımlarda da sarıçam, karaçam ve sedirin korunması amacıyla büyük alan siper işletmesini önermişlerdir. Diğer karışık meşcerelerde ise genel olarak grup işletmelerini önermişlerdir. Ata (1995), sarıçam-karaçam, sedir-karaçam, ladin-göknar, meşe-kayın ve karaçam-kazdağı göknarı gibi gençlikteki büyüme hızları ve gelişimleri birbirine yakın olan türlerin oluşturduğu karışık meşcerelerde, bol tohum yıllarının denk gelmesi halinde, büyük alan siper işletmesini önermiştir. Diğer karışık meşcerelerde ise, özünde grup işletmeleri olduğu halde, yazarın kendi ifadesiyle, Ata Grup Metodu nu önermiştir. Ancak sözü edilen bu metodun Ülkemizde uygulaması bulunmamaktadır. Oysa metodlar, bir düşüncenin uygulamada denenmesinden ve bu denemeden de başarılı sonuçlar alınmasından sonra kimlik ve geçerlilik kazanır. Örneğin; Kızılçamda kozalaklı dal serme yöntemi, sedirde karpelli tohum ekimi yöntemi gibi. Genç (2004), kızılçamın karaçam ve sedir ile yaptığı karışık meşcerelerde grup işletmelerini önermiş, diğer tüm karışık meşcerelerin gençleştirilmesinde ise, uygulaması olmayan Ata grup metodunu (Ata, 1995) önermiştir. 870

Silvikültür tekniğinin özünde, doğal meşcerelerde kendiliğinden oluşan ve gelişen olayları, belirli bir mekanda ve belirli bir zaman aralığında, teknik olarak gerçekleştirmek anlayışı bulunmaktadır. Ancak bu anlayış çerçevesinde, Ülkemizde karışık meşcerelerin gençleştirilmesine yeterli önemin verilmediği görülmektedir. Bu çalışmada, tüm karışık meşcerelerin gençleştirilmesi konusunda, meşcere tipleri için ayrı ayrı yorum yapmaktan ziyade, gerekli olan genel ve temel mantık ortaya konmaya çalışılacaktır. 3. KARIŞIK MEŞCERELERİN GENÇLEŞTİRİLMESİNDE YERLEŞİM ALANI, YERLEŞİM ORTAMI (YAŞAMA ORTAMI) VE BUNLARIN ÖNEMİ Yerleşim alanı, meşceredeki her bir bireyin tepe izdüşüm alanıdır. İzdüşüm alanlarının toplamı (toplam yerleşim alanı) meşcere alanına eşit olabilir ve meşcere alanından büyük ya da küçük olabilir. Yerleşim alanı iki boyutlu olup bireylerin büyümesi için asıl olan yerleşim ortamıdır. Yerleşim ortamı, meşceredeki her bir bireyin havadan yararlanabildiği üç boyutlu kısım, toprak yüzeyindeki iki boyutlu izdüşüm alanı ve toprak içinden yararlanabildiği üç boyutlu kısmın toplamıdır. Yerleşim ortamı daraldıkça ilgili bireyin yaşama şansı gittikçe azalır ve genişledikçe ise artar. Karışık meşcerelerin gençleştirilmesinde her türe ait her bir bireyin yaşadığı ortam, gençliğin oluşumu, gelişimi ve genel gençleştirme başarısı bakımından çok önemlidir. O nedenle, tüm bireylere ait yerleşim ortamının kavranması ve bu kavramların gençleştirme çalışmalarında değerlendirilmesi, gençleştirmedeki temel mantığı ortaya koyar. Karışık gençliklerde her bir birey ilk yılda en küçük bir yerleşim alanına sahipken devamındaki her yılda alanlar gittikçe büyümek durumundadırlar. Sonuçta tüm bireylerin yerleşim alanları zamanla birbirlerine yaklaşırlar ve nihayet bir çoğu birbirleriyle bir oranda çakışırlar. Bu çakışmayla bağlantılı olarak, aynı zamanda tepe tacına ait dallar ve toprak içindeki kökler de bir oranda birbirleri içine girerler. Yani bireyler, gerek havada ve gerekse toprak içinde, ilk yıllarda gerekenden daha geniş bir yerleşim ortamında yaşamakta iken ileriki yıllarda, gerekenden daha dar bir ortamda yaşamak zorunda kalacaklarından, birbirlerinin normal büyüme ve gelişmesine engel olacaklardır. Bu durumda bireylerin, türler itibarıyla, ışık, sıcaklık, toprak ve su istekleri ile büyüme ve gelişme özellikleri ön plana çıkar. Yerleşim ortamını etkileyen tüm bu özellikler ayrı ayrı aşağıda açıklanmıştır. Işık: Her ağaç türü gençliğinin ışık isteği farklı derecede olduğundan, çimlenme koşullarının uygun olması halinde, kapalılığın 0.7 ve hatta 0.8 gibi yüksek olduğu yerlerde, gençleştirme alanına gölge ağacı türü gençlikleri gelebilir ve yaşayabilirken, ışık isteği daha yüksek olan tür gençlikleri (özellikle ışık ağacı türü gençlikleri) bu kapalılıkta oluşamaz. Kapalılığın 0.5-0.6 ya düşürülmesi halinde, meşcerelerde gölge ağacı türü gençliklerinin yanı sıra yarı gölge ve yarı ışık ağacı türü gençlikleri de alana gelebilir ve yaşayabilirken bu kapalılıkta ışık ağacı türü gençlikleri yaşayamaz ya da cılız bir büyüme gösterebilirler. Kapalılığın 0.4 ve daha düşük derecelere indirilmesi halinde ise, diğer ağaç türü gençliklerinin yanı sıra, ışık ağacı türü gençlikleri de gençleştirme alanına rahatlıkla gelebilirler ve normal yaşamlarını sürdürürler. Elbette ki tüm ağaç türü gençlikleri büyüdükçe daha fazla ışığa ihtiyaç duyacaklarından, gençlik büyüdükçe meşcere kapalılığı da, yapılacak kesimlerle düşürülür. Bu durumda, genel olarak ifade edilebilir ki, bir karışık meşcerede tüm alanda kapalılık yavaş yavaş kırılırken, alana önce gölge ağacı gençlikleri gelir. Birkaç yıl sonra yapılacak kesimlerle kapalılık derecesi biraz daha düşürüldüğünde bu kez alana yarı gölge ve yarı ışık ağacı türü gençlikleri gelir. Yine devamında birkaç yıl 871

sonra kapalılık biraz daha düşürüldüğünde bu kez alana ışık ağacı türü gençlikleri de gelir. Burada bir noktaya dikkat çekmekte yarar vardır ki, o da normalden daha düşük derecedeki bir meşcerede küçük küçük açık alanların varlığıdır. Örneğin, 0.8 kapalılıkta 10 hektar büyüklüğündeki bir meşcerenin 2 hektarlık kısmı açık alandır. Yani kapalılıktan yoksundur. Bu açık alanların kimileri küme büyüklüğünde ya da daha küçük olabilirken kimileri de küçük grup ya da grup büyüklüğünde olabilir. İşte, 0.8 kapalılıktaki bir karışık meşcerede küçük grup ya da grup büyüklüğündeki böylesi açık alanlarda rahatlıkla gölge ağacı gençlikleri gelebilir. Kapalılığın 0.7 olması halinde ise gençlik daha da kolay gelir. Sıcaklık: Ekstrem sıcaklıkların etkin olduğu ortamlarda, ekstrem sıcaklıklara dayanıklı olan türlerin gençliği, ekstrem sıcaklıklara dayanıksız olan türlerin gençliğine göre daha fazla oranda ve daha sağlıklı bir yaşama yeteneği gösterirler. Toprak ve su istekleri: Toprak ve su bakımından fakir olan yetişme ortamlarında, toprak ve su isteği bakımından kanaatkar olan türlerin gençliği, toprak ve su isteği bakımından yüksek olan tür gençliklerine göre daha fazla oranda ve daha sağlıklı bir yaşama yeteneği gösterirler. Büyüme ve gelişme özellikleri: Silvikültür Tekniği ders kitaplarında, gençlikteki büyüme hızlarının farklı olduğu karışık meşcerelerin gençleştirilmesinde, hızlı büyüyen tür gençliğinin gelecekte yapacağı siper baskısından etkilenmemesi amacıyla, yavaş büyüyen tür gençliğine yaş ve boy üstünlüğü sağlamak için bunların gruplar (grup metodları) ya da şeritler (kenar metodu) halinde belli bir zaman önce alana getirilmesi anlatılmaktadır (Saatçioğlu, 1976; Atay, 1990; Ata, 1995; Odabaşı ve diğ.,2004; Genç,2004; Demirci, 2006). Ancak, bu düşünce yalnız hızlı büyüyen tür bireylerinin zamanla aynı yaştaki yavaş büyüyen tür bireylerinin tamamını ya da büyük çoğunluğunu geçerek onları baskı altına alıp sağlıklı büyümesini engelleyeceği ya da üzerini kapatarak tamamen öldürebileceği durumlarda geçerlidir. Daha açık bir ifade ile, yavaş büyüyen ama gölgeye dayanıklı olan bir tür (örneğin, ladin ya da göknar), eğer hızlı büyüyen başka bir türün (örneğin, kayın ya da sarıçam) baskısına etkin şekilde uğrayacak kadar ona yakınsa, o zaman baskı görür ve bunun sonucunda da cılız kalır ya da ölür. Yavaş büyüyen türün aynı yaşta oldukları hızlı büyüyen başka bir türden bu şekilde etkilenmesi, ancak ona 5-10 cm gibi çok yakın bir mesafede bulunması halinde gerçekleşir. Aradaki mesafe arttıkça olumsuz etkilenme riski azalır ve bu uzaklık yaklaşık 50-100 cm ye ulaşınca da risk genel olarak ortadan kalkar. Bu düşünceden hareketle, Ülkemiz karışık meşcerelerinde, gençliğinde yavaş büyüyen ama gölgeye dayanıklı olan ladin ya da göknar bireylerinin bulunduğu karışık gençliklerde, bu bireylerin kendilerinin 5-10 cm gibi çok yakınlarında bulunan aynı yaşlı ve hızlı büyüyen tür bireylerinden olumsuz yönde etkilenerek cılız bir büyüme göstereceğini ya da öleceğini, mesafe büyüyünce olumsuz etkinin azalacağı ve mesafenin 50-100 cm ye ulaşması halinde ise söz konusu olumsuzlukların önemli derecede ortadan kalkacağını ifade etmek mümkündür. Hatta, aradaki mesafenin 50-100 cm den daha da büyük olması halinde, ladin ya da göknar gençlikleri, karışımdaki hızlı büyüyen diğer tür gençliklerinden birkaç yaş küçük olsa dahi, kendilerinden daha yaşlı ve boylu olan ve hızlı büyüyen diğer tür gençliklerinden zarar görmez. Çünkü, yavaş büyüyen tür gençlikleri hızlı büyüyen ve boylanmış olan tür gençliklerinin 100-200 cm çapındaki (0.8 3.0 m2 alanındaki) tehlike çemberi dışında kalmış olurlar. Eğer karışımdaki türler arasında ladin ve göknar gibi yavaş büyüyen ve gölgeye dayanıklı olan türler yoksa, bu kez mevcut türler de benzer 872

nedenlerden dolayı kendi aralarında bir yaşama mücadelesi verirler ve bu mücadeleden galip çıkanlar alanda kalmayı ve geleceğin meşceresini oluşturmayı başarmış olurlar. Karışık meşcerelerdeki gençliğin büyüme ve gelişiminde dikkate alınması gereken önemli bir durum da gençleştirme alanındaki yüzey şeklidir. Ülkemiz ormanları genel olarak yüksek eğimli alanlar üzerinde bulunmaktadır. Bu nedenle, bir yamaç üzerindeki karışık bir gençlikte, aynı yaştaki hızlı büyüyen ve yavaş büyüyen iki türe ait olan iki fidandan, yamacın yukarı kısmındaki yavaş büyüyen tür fidanı ise, bu fidan aşağı kısımdaki hızlı büyüyen tür fidanına kıyasla, yamacın eğim derecesine de bağlı olarak yükselti farkından dolayı, bir boy üstünlüğü sağlamış olacaktır. Hızlı büyüyen tür fidanı yavaş büyüyen tür fidanını yakalayıp onu geçene kadar yavaş büyüyen tür fidanı da gençlikteki yavaş büyüme devresini geride bırakarak gittikçe daha hızlı büyümeye başlayacaktır. Yükseklik farkının yanı sıra, bir de fidanlar arasındaki mesafe 50-100 cm kadar varsa, bu durumda hızlı büyüyen türün yavaş büyüyen türe olumsuz etkisi söz konusu dahi olmaz. Hatta, yavaş büyüyen tür gençlikleri karışımdaki hızlı büyüyen diğer tür gençliklerinden birkaç yaş küçük olsa dahi, eğimin derecesine ve aradaki mesafenin uzunluğuna bağlı olarak, kendilerinden daha yaşlı ve boylu olan ve hızlı büyüyen, ama daha alçakta bulunan diğer tür gençliklerinden zarar görmez. Çünkü, yavaş büyüyen tür gençlikleri hızlı büyüyen ve boylanmış olan tür gençliklerinin tehlike çemberi dışında kalmış olurlar. Karışık gençlikler iki ya da daha fazla sayıdaki türlere ait fidanların bir araya gelmesinden oluşmuştur. Eğer farklı türlerin fidanları arasındaki uzaklık ve bunların yaşadığı ortam koşulları, yukarıda açıklandığı şekilde algılanır ve anlaşılırsa, bu bireylerin tek tek bir araya gelerek oluşturdukları meşcerelerdeki problemler çözümlenmiş olur. Nitekim, doğadaki karışık meşcerelerin yapısında bu gerçekler mevcuttur. 4. KARIŞIK MEŞCERELERİN BÜYÜK ALAN SİPER YÖNTEMİ İLE GENÇLEŞTİRİLMESİ VE BU YÖNTEMİN DİĞER DOĞAL GENÇLEŞTİRME YÖNTEMLERİYLE KARŞILAŞTIRILMASI Bilindiği üzere büyük alan siper yöntemi ile gençleştirme denilince bunların daha ziyade, saf meşcerelerde uygulanabileceği ya da uygulanması gerektiği şeklinde bir anlayış yaygındır. Bunun yanı sıra, saf meşcereleri büyük alan siper yöntemi ile gençleştirilebilen ve silvikültürel özellikleri birbirlerine yakın olan türlerin (sarıçam ile karaçam, sedir ile karaçam, ladin ile göknar vb) oluşturduğu karışık meşcerelerde de, bol tohum yıllarının aynı yıla denk gelmesi halinde, büyük alan siper yöntemi ile gençleştirme yapılabileceği ifade edilmektedir (Ata, 1995 ; Genç, 2004 ; Odabaşı ve diğ. 2004). Ancak, karışık meşcerelerde bol tohum yılları farklı olan türlerin bol tohum yıllarının aynı yıla denk gelmesi uzun zaman alır. Örneğin, bol tohum yılları 2 ve 3 yılda bir olan iki türün bol tohum yılları 6 yılda bir aynı yıla denk gelir. Bol tohum yılları 2, 3 ve 4 yılda bir olan üç türün bol tohum yılları 12 yılda bir aynı yıla denk gelir. Karışık meşcerelerin gençleştirilmesinde bol tohum yıllarının aynı yıla denk gelmesinin beklenmesi halinde, zaman bakımından çok fazla gecikmeler olacağı gibi, meşcerenin yabanlaşması bakımından da olumsuz gelişmeler ortaya çıkar. Bu nedenle, ışık istekleri ve gençlikteki büyüme hızı gibi silvikültürel özellikleri birbirlerine yakın olmayan türlerin karışık meşcereleri ( sarıçam-göknar, karaçam - göknar, sarıçam-karaçam-göknar, karaçamkayın, ladin-kayın, sarıçam-ladin gibi karışık meşcereler) dahi, bol tohum yıllarının denk gelmesi beklenmeden, rahatlıkla büyük alan siper yöntemi ile gençleştirilebilir. Nitekim burada da bu gençleştirme anlatılacaktır. Bu anlatımda türlerin isimlerinden söz 873

edilmeyecek ve genel olarak, gençlikteki büyümesi hızlı olan ya da yavaş olan türler olarak iki grup, ışık isteği bakımından gölge ağacı, yarıgölge ya da yarıışık ağacı ve ışık ağacı türü olarak üç grup ve azman yapma özelliği yüksek olan ya da olmayan türler olarak iki grup şeklinde ayırıma tabi tutulmuştur. Çünkü burada bizzat türlere göre anlatım yapmaktan ziyade genel gençleştirme mantığı verilmeye çalışılacaktır. Bu mantığın anlaşılması halinde bütün karışık meşcerelerin gençleştirilmesi problemi çözümlenmiş olacaktır. Aşağıda öncelikle karışık meşcerelerin büyük alan siper yöntemi ile gençleştirilmesi ve daha sonra da bu yöntemin diğer gençleştirme yöntemleri ile, tekniğin anlaşılabilirliği, uygulanabilirliği ve ekonomikliği bakımından karşılaştırmalar yapılacaktır. 4.1. Karışık Meşcerelerin Büyük Alan Siper Yöntemi İle Gençleştirilmesi Bünyesinde ışık istekleri farklı olan türlerin (gölge ağacı, yarıgölge ağacı, yarıışık ağacı ve ışık ağacı) bulunduğu normal kapalı bir meşcere örnek alındığında, bu meşcerede yapılması gereken uygun doğal gençleştirme kesimleri ve amaçları aşağıda anlatılmıştır. 1.Kesim : Bu kesim hazırlama kesimi niteliğini taşır. Kapalılık 0.9 a düşürülür. Bu kesimle, hazırlama kesiminin amaçlarına ulaşılmaya çalışılır. 2.Kesim : Bu kesim de hazırlama kesimi niteliğini taşır. Kapalılık 0.8 e düşürülür. Bu kesimle, hazırlama kesimiyle ulaşılmak istenen amaçlara ulaşılmaya çalışılır. Bu kapalılıkta uygun yerlerde münferit olarak gölge ağacı gençlikleri gelebilir. Hazırlama kesimi niteliğinde üçüncü bir kesime gerek yoktur (meşcere sıkışık kapalı olsaydı duruma göre üçüncü bir kesim yapılabilirdi). Eğer iki hazırlama kesiminden sonra toprakta beklenen iyileşme olmamışsa bu kez toprak yapay olarak iyileştirilir. 3.Kesim : Bu kesimle kapalılık 0.7-0.8 lere düşürülür. Bu kapalılıkta uygun yerlere gölge ağacı gençlikleri gelir. İlk birkaç yıllık bir zaman içinde yeterli ışığı bulabilen bireyler sağlıklı bir şekilde varlıklarını devam ettirirler. 4.Kesim : Bu kesimle kapalılık 0.5-0.6 ya düşürülür. Bu kapalılıkta mevcut ve yeni gelecek olan gölge ağacı gençlikleri rahat bir büyüme sergilerken, bunların yanı sıra alana yarı gölge ve yarı ışık ağacı gençlikleri de gelir. Ama ışık ağacı gençlikleri ya gelemez ya da gelse bile sağlıklı bir şekilde büyüyemez. 5.Kesim : Bu kesimle kapalılık 0.5 in altına (0.3-0.4 e) düşürülür. Bu kapalılıkta daha önce alana gelen gölge ağacı gençlikleri ile yarı gölge ve yarı ışık ağacı gençlikleri rahat bir büyüme sergilerken, bunların yanı sıra alana ışık ağacı gençlikleri de gelir. Meşcerede yapılan 5. kesimden bir sene sonra ışık ağacı gençlikleri 1 yaşında olur. Bu zamana kadar olan gençleştirme kesimleri eğer 3 yıl ara ile yapılmış ise yarı gölge ve yarı ışık ağacı gençlikleri 4 yaşında, gölge ağacı gençlikleri 7 yaşında olur. Kesimler eğer 5 yıl ara ile yapılırsa ışık ağacı gençlikleri 1 yaşında iken yarı gölge ve yarı ışık ağacı gençlikleri 6 yaşında, gölge ağacı gençlikleri ise 11 yaşında olur. Kesim aralıklarını, yetişme ortamı koşullarına ve gençliğin geliş yoğunluğuna göre uygulayıcı tayin etmelidir. 6.Kesim : Bu kesim, önceden gelen ve yeni gelerek alanda tutunabilecek olan bütün tür gençlikleri için ışık kesimi niteliğindedir. Bu kesimle kapalılık 0.2-0.3 e düşürülür. 7.Kesim : Bu kesim boşaltma kesimi niteliğindedir. Kesim, alana yeterli gençlik geldikten ve gençlik biyolojik bağımsızlığını kazandıktan sonra yapılır. Bu kesimden sonra, eğer 5 yıl aralıklarla kesim yapılmışsa, ışık ağacı gençlikleri 10 yaşında iken yarı gölge ve yarı ışık ağacı gençlikleri 15 yaşında, gölge ağacı gençlikleri ise 20 yaşında olur. Yavaş büyüyen gölge ve yarı gölge ağacı gençlikleri de 15-20 yaşından sonra ışık ve yarı ışık ağacı gençlikleri kadar hızlı büyüyecek olduğu için, bu zamandan sonra artık karışık gençlikte boy uyumsuzluğu söz konusu olmaz. 874

Bu gençleştirme çalışmasında bazı özel durumlar olabilir. Bunlardan birincisi kayın gençliğinin hem gölgeye dayanıklı olması ve hem de gençlikte hızlı büyümesi ve azman yapması özelliği nedeniyle, karışımda bulunduğu meşcerelerde, 0.7-0.8 kapalılıkta göknar ve ladin ile birlikte alana gelebilir. Kayın hızlı büyüdüğü ve azman yaptığı için gerek göknar ve ladin gençliğine gerekse daha sonra alana gelecek olan yarı ışık ve ışık ağacı gençliklerine baskı yapabilir. İkincisi, karışımdaki tür gençliklerinin gerçek karışım oranlarının ideal karışım oranı ile uygun düşmemesidir. Bu problemler rahatlıkla gençlik bakımı aşamasında çözüme kavuşturulur. Üçüncüsü, gençleştirme kesimlerini yaparken, uygulayıcının meşcereyi oluşturan türler için saf meşcerelerdeki gibi düşünme yanılgısına düşmeyip, karışımdaki tüm ağaçların gençleştirme süresince hangi aşamada hangi görevleri üstleneceğini çok iyi tayin etmesi gerekir. Kesimler belirli aralıklarla yapılacağından, her aralıkta karışımdaki türlerin bol tohum yılları en az bir kez denk düşer. Dördüncüsü, bu gençleştirme çalışmasında özellikle 20 yıllık periyoda bağlı kalmayıp, zaman bakımından daha esnek davranmak gerektiğidir. 4.2. Karışık Meşcerelerde Uygulanabilecek Büyük Alan Siper Yönteminin Diğer Gençleştirme Yöntemleri (Grup Yöntemleri, Kenar Yöntemleri) İle Karşılaştırılması Karışık meşcerelerin gençleştirilmesinde büyük alan siper yönteminin haricinde, uygulanabilecek olan diğer gençleştirme yöntemleri, Etek Şeridi Yöntemleri, Kenar Yöntemleri ve Grup Yöntemleridir. Aşağıda büyük alan siper yöntemi ile diğer yöntemler tekniğin anlaşılabilirliği, uygulanabilirliği ve ekonomikliği bakımından karşılaştırılacaktır. 4.2.1. Tekniğin anlaşılabilirliği bakımından karşılaştırmalar Doğal gençleştirmeye dayanan etek şeridi yöntemlerinin uygulanmasında, gençleştirme alanının tamamında değil de sıralı olarak belli zamanlarda belli kısımlarında kesim yapılmakta olduğundan, bu da yöntemin anlaşılabilirliği ve hakimiyetini zorlaştırır. Kenar yöntemlerinde, kurulan ilk düzenekte, meşcere dışında tıraşlanmış dar şerit ve meşcere içinde kapalılığın gittikçe arttığı bir müdahale alanı söz konusudur. Bu alanda amaca ulaşıldığına karar verildikten sonra aynı kesim düzeni meşcere içine doğru yavaş yavaş ilerletilecek ki, bunu bilinçli olarak yapabilmek kolay değildir. Grup yöntemlerinin uygulanmasında önce korunmaya ihtiyacı olan türlerin gruplar şeklinde gençliğini getirmek ve sonra diğer türlerin gençliğini de grup kenar yöntemi, etek şeridi kenar yöntemi, etek şeridi siper yöntemi, zon siper yöntemi gibi yöntemlerle getirmek esası söz konusudur. Bu yöntemin akademisyenler tarafından anlaşılması ve anlatılması kolay olmakla birlikte uygulamasının hiç de kolay olmadığı bir gerçektir. Nitekim bundan dolayı zamanımıza kadar Ülkemizde kapsamlı bir şekilde böyle bir gençleştirmenin yapılamamış olması da öncelikle bundan kaynaklanmaktadır. Yukarıda anlatılan yöntemlere karşılık, büyük alan siper yönteminin anlaşılması zor değildir. Çünkü, bu yöntemin uygulanmasında, tüm gençleştirme alanında kapalılığın birkaç yıl ara ile yavaş yavaş kırılması ve kapalılık kırıldıkça kendine uygun ortam bulan tür gençliklerinin, gençleştirme alanının iyi hazırlanmış olmasına da paralel olarak, sırasıyla alana gelmeleri gerçekleşecektir. Bu nedenle yöntem, diğer yöntemlere göre anlaşılabilirliği en kolay olan yöntemdir. Bu bağlamda, gençleştirmenin planlanması da yeniden ele alınıp bunun için uygun bir düzenleme (dispozisyon) hazırlanmalıdır. 875

4.2.2. Tekniğin uygulanabilirliği bakımından karşılaştırmalar Bilindiği üzere doğal gençleştirmeye dayanan etek şeridi yöntemleri etek şeridi tıraşlama ve etek şeridi siper yöntemidir. Etek şeridi tıraşlama yöntemi ancak tohumlarının uçma yeteneği olan ve gençliğinin açık alan koşullarından zarar görmediği türlerin karışık meşcerelerinde uygulanabilir. Etek şeridi siper yönteminde etek şeridi tıraşlama yöntemine göre başarı daha iyi olabilir. Ancak her iki yöntemin uygulanmasında çok dikkatli olmak gerekir. Çünkü çalışılan alanın genişliğinin en fazla 1-2 meşcere boyu kadar olması, tohumlarının uçma yeteneği olmayan ve bol tohum yılı aralıkları uzun olan türlerde başarı ile kullanılamaması, gençleştirme tamamlanana kadar birkaç yıl ara ile sürekli yeni şeritler açılması ve bu şeritlerde gençlik getirilmeye çalışılması, gençleştirmedeki planlamayı, hakimiyeti, gençleştirme seyrinin takibini ve özetle uygulanabilirliğini oldukça zorlaştırır. Kenar yöntemlerinde, kurulan ilk düzenekte, meşcere dışındaki tıraşlanmış dar şeritte ve kenar hattına yakın iç kısımlarda ışık ağacı gençliklerinin gelebileceği, meşcere içine doğru kapalılığın gittikçe arttığı kısımlarda sırasıyla yarı ışık ve yarıgölge ağacı gençliklerinin geleceği ve kapalılığın 0.7-0.8 olduğu daha iç kısımlarında da gölge ağacı gençliklerinin geleceği beklenmektedir. Daha sonraki zamanlarda yapılacak kesimlerle her türün gençliği, uygun ışık şiddetine kavuştuğu alanlarda gelecektir. Bu düzenekte herhangi bir alandaki yavaş büyüyen gölge ağacı türü gençliğinin diğer ağaç türü gençliklerine göre alana daha önceden gelerek belli bir yaş ve boy üstünlüğü sağlamış olması esası söz konusudur. Ancak bu yöntemde kapalılık derecelerinin ayarlanması, müdahale alanında beklenen sonuca ulaşılıp ulaşılamadığına karar verilmesi ve bundan sonra yeni müdahale alanlarının açılması konusunda gelişmeler beklenen gibi olmayabilir. Bunun planlanması da kolay olmaz. Çünkü işlemler zincirleme olarak birbirine bağlı şekilde gelişir. Bu bakımdan, mantık olarak büyük alan siper yöntemine en yakın olduğu halde, gençleştirme seyrinde olabilecek olan bir aksama, gençleştirmenin uygulanabilirliğini aksatır ya da engeller. Grup yöntemlerinin özünde, korunmaya muhtaç olan tür gençliklerinin gruplar şeklinde alana getirilmesi söz konusudur. Ancak, grup yöntemlerinin uygulanabilirliği de anlaşılabilirliğine paralel olarak zordur. Hele gruplarda getirilecek gençliğin tür sayısı birden fazla ise bunu gerçekleştirmek daha da zor olur. Grupların alınışı kolaymış gibi anlatılır. Ama maalesef Ülkemizde bu zamana kadar böyle bir çalışma yapılmamıştır. Önemli olan ders kitaplarımızda yazılanları tekrar tekrar yazmak değildir. Asıl önemli olan, bu yazılanların Ülkemizdeki karışık meşcerelerde uygulanabilirliğini denemektir. Burada grup yöntemlerinin uygulanmasının zorluğunu ve zor olduğu için de gereksizliğini bir örnekle anlatmak yerinde olacaktır. Örneğin; Bir karışık meşcere, ışık ağacı (A), yarı gölge ağacı ya da yarı ışık ağacı (B) ve gölge ağacı (C) türlerinden oluşmuş olsun. Meşcere alanı 10 hektar ve karışım oranı % 50 A türü, % 30 B türü ve % 20 C türü şeklinde olsun. C türü gençliği yavaş büyüdüğü için, bu alana gruplar şeklinde diğer tür gençliklerinden 5-10 yıl önce getirilecek olsun. Meşcere boyu 25 m olsun. Buna göre, grup alanı 490 m2 olur. C türünün 10 hektarlık alanda % 20 karışım oranına göre kaplaması gereken miktar 2 hektar olduğundan, gençleştirmede toplam 2 hektarlık alana 490 m2 lik gruplar şeklinde C türü gençliğinin getirilmesi gerekir. Buna göre 10 hektarlık karışık meşcerede 20 000 m2 / 490 m2 = 41 adet grup alınması gerekir. 10 hektarlık bir alanda 41 adet grup alıp bu gruplarda gençleştirme yapılır demek kolay olabilir ama bunun gerçekleştirilebilmesi hiç de kolay olmaz. Kaldı ki, meşcere boyu 20 m ise, bir grup büyüklüğü 314 m2 ve 2 hektarlık alanda alınması gereken grup sayısı 64 oluyor. O nedenle, yapılması ancak sözde kalan çalışmaların yerine yapılması rahatlıkla mümkün olabilecek çalışmalara sahip çıkmak, ormancılığımız açısından her halde daha gerçekçi ve akılcı bir davranış olacaktır. 876

Karışık meşcerelerde büyük alan siper yönteminin uygulanmasının anlaşılması zor olmadığı gibi uygulanabilirliği de zor değildir. Bu yöntemin uygulanması, tüm gençleştirme alanında kapalılığın birkaç yıl ara ile yavaş yavaş kırılması şeklindedir. İlk 1-2 kesim sonunda, gerekirse bir toprak işlemesi yapılır. Kapalılık kırıldıkça kendine uygun ortam bulan tür gençlikleri, gençleştirme alanının iyi hazırlanmış olmasına da paralel olarak, sırasıyla alana geleceklerdir. Farklı tür gençliklerinin alana gelişleri bu türlerin silvikültürel özellikleri ve yerleşim ortamı özellikleri ile doğrudan ilişkilidir. Gençlik tüm alana yeterli şekilde geldikten sonra 1-2 ışık kesimi yapılır ve sonrasında boşaltma kesimi ile alan tamamen yaşlı ağaçlardan temizlenir. Gençleştirme alanında boşluklar varsa ya da türlerin karışımdaki oranı gençleştirme amacına uygun değilse, gençlik bakımı önlemleriyle bu eksiklikler tamamlanır. Bu kapsamda hem gençleştirmenin planlanması kolay olur hem de tekniğin uygulanabilirliği ve başarı oranı diğer yöntemlere göre artar. 4.2.3. Tekniğin ekonomikliği bakımından karşılaştırmalar Gerek etek şeridi yöntemlerinin, gerek kenar yöntemlerinin ve gerekse grup yöntemlerinin anlaşılabilirliği ve uygulanabilirliği zor olduğundan dolayı, gençleştirme alanına daha sık gidilmesi zorunluluğu doğacaktır. Bu da daha fazla mesai harcamalarına, daha fazla işgücü ve ulaşım masraflarına neden olacaktır. Oysa tam alanda siper yöntemi uygulanması halinde tüm bu ekonomik olumsuzluklar olmayacak ve başarı da artacaktır. 5. SONUÇ VE ÖNERİLER Karışık meşcereleri oluşturan türlerin silvikültürel özellikleri ve karışımdaki tüm bireylerin yerleşim alanı ve yerleşim ortamı özellikleri ile karışık meşcerelerin yapıları, gelişimleri ve değişimleri dikkate alındığında ve gençleştirmedeki olası başarısızlıkların gençlik bakımı önlemleri ile giderilebileceği de göz önüne alındığında, tüm karışık meşcerelerin, diğer gençleştirme yöntemlerine karşı, Büyük Alan Siper Yöntemi ile daha rahat ve daha kolay şekilde gençleştirilebileceği bir gerçek olarak kabul edilmelidir. Nitekim doğal karışık meşcerelerin yapıları incelendiğinde de bu anlayış ön plana çıkmaktadır. Zira bu yöntem aynı zamanda, anlaşılabilirlik, uygulanabilirlik ve ekonomiklik bakımından da diğer yöntemlere göre daha öncelikli ve üstün özelliklere sahiptir. Bu bakımdan, ormancılığımız açısından gecikmiş olan karışık meşcerelerin büyük alan siper yöntemi ile gençleştirilmesi çalışmalarının, araştırmacılar ve uygulayıcıların işbirliği ile, çeşitli ve önemli orman mıntıkalarımızda alınacak devamlı deneme alanlarında planlama ve uygulama bazında hemen bu günden itibaren başlatılması gerekir. Çünkü bu çalışmalar, daha sonra yapılacak olan çalışmalara da çok önemli ölçüde ışık tutacaktır. 6. KAYNAKLAR Ata, C.,1995. Silvikültür Tekniği Ders Kitabı. Z.K.Ü. Orman Fakültesi, Yayın No 4/3, Bartın. Atay, İ., 1987. Doğal Gençleştirme Yöntemleri I-II, İ.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Yayınlarından, Yayın No 3461/1, İstanbul. Atay, İ., 1990. Silvikültür II (Silvikültürün Tekniği). İ.Ü. Orman Fakültesi Yayın No 3599/405, İstanbul. 877

Demirci, A. 2005. Silvikültür Tekniği. KTÜ Orman Fakültesi Ders Notları Serisi, No 80, Trabzon. Genç, M., 2004. Silvikültür Tekniği. SDÜ Orman Fakültesi Yayın No 46, Isparta. Odabaşı, T.; Çalışkan, A.; Bozkuş, H. F., 2004. Silvikültür Tekniği (Silvikültür II). İ.Ü. Orman Fakültesi Yayın No 4459/475, İstanbul. 878