Rh Hemolitik Hastalığında Tanı, Tedavi ve İzlem: Olgu Sunumu

Benzer belgeler
Bir Olgu Eşliğinde ABO Hemolitik Hastalığına Bağlı Sarılıkta Tedavi ve İzlem

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ

Anti-Kell Alloimmünizasyonu İlişkili Neonatal Hiperbilirubinemi: Olgu Sunumu

Yenidoğanda Sık Görülen İmmün Hemolitik Anemiler Tanısal Yaklaşım

Gebelikte Kırmızı Kan Hücre Alloimmunizasyon Tanı ve Tedavisi

Yenidoğan indirekt hiperbilirubinesinde ABO ve Rh uygunsuzluğunun karşılaştırılması

Rh Hemolitik Hastal nda ntrauterin Transfüzyonun Neonatal Sonuçlara Etkisi

Rh hastalığında postnatal takip

Sarılıklı yenidoğanlar: Acil servislerin yeni ziyaretçileri

Yenidoğan bebeklerde direkt Coombs testi taraması ve pozitifliğinin morbidite üzerine etkisi: tek merkez deneyimi

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Maternal İdiyopatik/İmmün Trombositopenik Purpura ile İlişkili Neonatal Trombositopeni: Tanı ve Tedavi Yaklaşımı ile Bir Olgu Sunumu

Enfeksiyonun Sonuçları

mmün hidrops fetalis olgular nda intrauterin fetal transfüzyon: Ne zaman ve ne kadar etkili?

Kan Uyuşmazlığı Halinde Anne Karnındaki Bebeğin Rh Kan Grubunun Tespiti. results you can trust

AB0 Uygunsuzluğuna Bağlı Hiperbilirubinemili Yenidoğanlarda Fototerapi Gereksinimi Öngörülebilir mi?

ALİ BÜLBÜL, DERYA GİRGİN, SİNAN USLU, SELDA ARSLAN, EVRİM KIRAY BAŞ, ASİYE NUHOGLU

The Fetal Medicine Foundation

YENİ DOĞANLARDA VE GEBELERDE İMMUNOHEMATOLOJİK TESTLER: DAT, İAT VE ANTİKOR TANIMLAMA

Kordon kanı testinde anormal seviyeler ne anlama gelir?

Gebede HSV İnfeksiyonu. Dr. Süda TEKİN KORUK Koç Üniversitesi Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü

ACOG Diyor ki! GEBELİKTE ALLOİMMÜNİZASYON YÖNETİMİ. (ACOG Committee Opinion, Numara 192, Mart 2018) Özeti Yapan: Dr. Filiz Halıcı Öztürk

Yenidoğanın alloimmun hemolitik hastalığı (HDN)

Gebelik ve Trombositopeni

Dünyada 350 milyonun üzerindeki hepatit B taşıyıcısının %50 sinden fazlasında infeksiyon perinatal yolla kazanılmıştır.

V. BÖLÜM HEREDİTER SFEROSİTOZ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

İnci TUNCER S.Ü. Selçuklu Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, KONYA

Anemi modülü 3. dönem

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

Yenidoğan Ünitemizde İndirekt Hiperbilirubinemi Tanısı ile Yatırılan Term Yenidoğan Bebeklerin Değerlendirilmesi

Kan grubu uyuşmazlığı bulunmayan yenidoğanlarda kan değişimi sonuçları

Subgrup İmmünolojisi ve Uygun Kan Bulunması Prof.Dr.İdil YENİCESU

PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI. Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları

Bebekte doğum öncesinde kromozomsal ve genetik anormalliklerin tespiti amacıyla yapılır.

Çullas İlarslan N.E, Günay F, Bıyıklı Gençtürk Z, İleri D.T, Arsan S Ankara Üniv. Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları A.B.D.

Koryoamniyonitin Neonatal Sonuçlara Etkileri. Prof.Dr.Esin Koç Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı

Gebelik ve Enfeksiyonlar. Prof.Dr. Levent GÖRENEK

Fototerapi Alan Bebeğin Bakımı

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader

Gebelikte Viral Enfeksiyonlar

Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü

Neonatal Hemokromatoziste Tanı ve Tedavi Yaklaşımı

Membranoproliferatif Glomerülonefriti Taklit Eden Trombotik Mikroanjiopatili Bir Olgu

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14

III. BÖLÜM EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

Kliniğimizde fetusun ikinci trimester ultrasonografik taramasında pes ekinovarus saptanan hastaların perinatal ve ortopedik sonuçları

NTRAUTER N TRANSFÜZYONLARLA TEDAV ED LEN Rh D ALLO MMUN ZE GEBEL KLER N VE PER NATAL SONUÇLARIN DE ERLEND R LMES

Parvovirüs B19 Enfeksiyonuna Bağlı Hidrops Fetalis Olgusu

COOMBS TESTİ NASIL YAPILIR

Yenidoğan Sepsisi Tanı ve Tedavisinde Son Gelişmeler

ÖZET PERKUTAN UMBLİKAL KAN ÖRNEKLEMESİ: KLİNİGİMİZDEKİ UYGULAMALAR. sun prenatal tanısında önemli olanaklar sağlanmıştır

Doç. Dr. Ömer Erdeve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesi Neonatoloji BD

İntrapartum veya Postpartum Şiddetli Hipertansiyon Tedavisinde Başlangıç Olarak LABETOLOL Kullanılan Yönetim Algoritması

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Indirekt Hiperbilirubinemili Yenidoğanlarda Kell, C ve E Subgrup Uyuşmazlıkları

E. Ediz Tütüncü KLİMİK 2013 XVI. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kongresi 15 Mart 2013, Antalya

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRMESİ

IV. BÖLÜM GLUKOZ 6 FOSFAT DEHİDROGENAZ ENZİM EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

Gebelikte diyabet taraması. Prof. Dr. Yalçın Kimya

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU...

BİRİNCİ BASAMAKTA AKILCI LABORATUVAR KULLANIMI

Ürün Kataloğu A 1. diapro.com.tr

G6PD B: En sık görülen normal varyanttır. Beyaz ırk, Asya ve siyah ırkın büyük bir kısmında görülür (sınıf-iv).

Gestasyonel Diyabet (GDM)

Konjenital CMV Enfeksiyonu: Türkiye deki Durum

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği

NEFROPATOLOJİ KURSU RENAL TRANSPLANTASYON PATOLOJİSİ OLGU SUNUMU

Sağlıklı Term Yenidoğanlarda Ortaya Çıkan Belirgin Hiperbilirubineminin Tahmininde 6.,12. ve 24. Saat Bilirubin Değerlerinin Önemi

Hipertansif Hasta Gebe Kalınca Ne Yapalım?

CROSS-MATCH & DAT Testler/Problemler

HEREDİTER SFEROSİTOZ TANISINDA EOZİN 5-MALEİMİD BAĞLANMA TESTİ, OSMOTİK FRAJİLİTE VE KRİYOHEMOLİZ TESTLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Peptik Ülser Kanamasında Tedavi Yaklaşımı

Progesteron un düşük ve preterm doğumları önlemedeki yeri (Lehine) Prof.Dr.S.Cansun Demir Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi

Piperasilin-Tazobaktam(TZP) a Bağlı Hematolojik İstenmeyen Etkiler

EĞİTİM SONRASI BAŞARI ÖLÇME FORMU

VAY BAŞIMA GELEN!!!!!

PREMATÜRE BEBEKLERDE OKSİDATİF HASARI ÖNLEMEDE HANGİ LİPİD SOLÜSYONU DAHA ETKİLİ; SMOFLIPID Mİ, CLINOLEIC Mİ?

Trikoryonik Triamniyotik Üçüz Gebelikte Monofetal Cantrell Pentalojisi

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler

İndirekt hiperbilirubinemi nedeni ile kan değişimi yapılan yenidoğan bebeklerin değerlendirilmesi: Tek merkez deneyimi

ANNELERE VERİLEN YENİDOĞAN SARILIĞI VE EMZİRME EĞİTİMİ İLE ERKEN YENİDOĞAN POLİKLİNİK TAKİBİNİN SARILIK NEDENİYLE HASTANEYE YATIŞ ÜZERİNE ETKİSİ

Kronik Hepatit B Tedavisi Zor Olgular

AKUT VİRAL HEPATİT TEDAVİSİNDE ORAL ANTİVİRALLERİN YERİ DOÇ.DR.MUSTAFA KEMAL ÇELEN DİCLE ÜNİVERSİTESİ SAPANCA

İndirekt hiperbilirübinemili olgularda minör eritrosit antijenlerinin alloimmünizasyondaki rolü

ACOG diyor ki GEÇ-TERM VE POST-TERM GEBELİKLERİN YÖNETİMİ. Özeti yapan: Dr. Yasemin Doğan

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Kliniği

KAWASAKİ HASTALIĞI-7 VAKANIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ANTİFUNGAL TEDAVİ: PRE-EMPTİF Mİ EMPİRİK Mİ? Prof. Dr. Ayper SOMER İstanbul Tıp Fakültesi Pediatrik İnfeksiyon Hastalıkları

TEKİL VE ÇOĞUL GEBELİKLERDEN DOĞAN PREMATÜRE BEBEKLERİN GELİŞİMSEL DURUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Yenidoğan Hiperbilirubinemili 963 Hastanın Değerlendirilmesi

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TEDAVİ HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. SAYI: B100THG100004/5190 KONU:Tam Kan kullanımı *

Tekrarlayan ntrauterin Transfüzyonlarda Orta Beyin Arter Tepe Sistolik H z n n De eri: Bir Olgu Sunumu

Gebelikte İnfeksiyonların Değerlendirilmesi

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ

RH ALLO MMÜN ZASYONU. Konu Yazarı Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Mete TANIR

Gebe ve Emziren Kadında Antihipertansif Tedavi. Prof Dr Serhan Tuğlular MÜTF Nefroloji Bilim Dalı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü

Afrika Seyahati Sonrası İmporte Bir Sıtma Olgusu. A Case Imported Malaria After a Travel to Africa

PERİNATOLOJİ ve ÖNLENEBİLİR ANNE ÖLÜMLERİ. Dr. Şevki ÇELEN ZTB Kadın Sağlığı EAH Perinatoloji Kliniği

Transkript:

Rh Hemolitik Hastalığı Rh Hemolitik Hastalığında Tanı, Tedavi ve İzlem: Olgu Sunumu Doç.Dr. Hilal ÖZKAN, Doç.Dr. Nilgün KÖKSAL Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Neonatoloji Bilim Dalı Özet Rh hemolitik hastalığı, Rh (-) annelerin Rh (+) bebeklerinde ortaya çıkar. Rh immünoglobulinin profilaktik kullanımı ile gelişmiş ülkelerdeki insidansı azalmış olsa da, gelişmekte olan ülkelerde halen ciddi hiperbilirubinemi ve kernikterusun önemli nedenlerinden birisidir. Bu nedenle, kernikterusun önlenebilir bir nedeni olan Rh hemolitik hastalığının tanısı ve tedavisi önemlidir. Rh negatif annelerden doğan tüm izoimmünize yenidoğanlar, sarılık gelişimi ve ilerlemesi açısından takip edilerek, bilirubin testi yapılmalıdır. Etkili fototerapi ve intravenöz immünoglobulin tedavisine yanıt vermeyen olgularda kan değişimi düşünülmelidir. Anahtar Kelimeler: Rh hemolitik hastalık, Neonatal hiperbilirubinemi, Fototerapi, Kan değişimi, İntravenöz immünoglobulin Diagnosis, Treatment and Follow-Up in Rh Hemolytic Disease: A Case Report Abstract Rh hemolytic disease of newborns occurs in Rh (+) infants of Rh (-) mothers. Although prophylactic use of Rh immunoglobulin decreased its incidince in developed countries, it still represents an important cause of severe neonatal hyperbilirubinemia and kernicterus in developing countries. Therefore, recognition and treatment of Rh hemolytic disease, an established preventable cause of kernicterus, is critical. All isoimmunized newborn infants born to an Rh-negative mother should be intensively monitored for onset and progression of jaundice and should have bilirubin testing. Exchange transfusion should be considered as a therapeutic option when effective phototherapy and intravenous immunoglobulin therapies fail. Keywords: Rh hemolytic disease, Neonatal hyperbilirubinemia, Photot he rapy, Exchange transfusion, Intravenous immunoglobulin GİRİŞ Fetüs ve yenidoğanın Rh hemolitik hastalığı, plasentadan geçen maternal özgül IgG Rh otoantikorlarının eritrositlere bağlanarak progresif fetal hemoliz ile sonuçlandığı Neonatoloji Olgu Sunumları 15

Özkan H. ve Köksal N. klinik tablodur. Rh (-) bir anne, fetomaternal hemoraji yolu ile Rh (+) bebeğinin RhD antijenlerine maruz kalması sonucu Rh izoimmünizasyonu gelişimi açısından risk altında kalmaktadır. 1 İlk yanıt zayıf olup, esas olarak plasentayı geçemeyen IgM antikorları ile olmaktadır. İkinci kez Rh (+) eritrositlere maruz kalınması durumunda ise plasentayı geçen IgG antikorları ile yanıt oluşmakta ve fetal anemi, hidrops fetalis ve tedavi edilmemesi durumunda intrauterin fetal ölüm ile sonuçlanmaktadır. İzoim mü - ni zasyon esas olarak ikinci veya daha sonraki Rh (+) gebeliklerde oluşmaktadır. İmmün profilaksi uygulanmaması durumunda Rh (-) anneden doğan Rh (+) bir bebekte %16 oranında Rh izoimmünizasyon gelişim riski mevcuttur. 2 Son yıllarda antenatal ve postnatal anti-d immünoglobulin uygulaması ile Rh hemolitik hastalığı insidansı belirgin olarak azalmıştır. Günümüzde her 1000 canlı doğumda 1-6 oranında görüldüğü bildirilmektedir. 2 Burada Rh hemolitik hastalığı olan bir olgu sunularak tanı ve tedavi yaklaşımları tartışılmıştır. OLGU SUNUMU Yirmi yedi yaşındaki Rh (-) annenin 3. gebeliğinden 3. yaşayan olarak 36. gebelik haftasında, sezaryen ile 1-5. dakika Apgar skorları 9-10 olarak, 2400 gram ağırlığında doğan kız bebek kord kanından alınan değerlerinde kan grubu A Rh (+), direkt coombs (+++), hemoglobin 8,2 g/dl, total bilirubin 7,4 mg/dl olması nedeniyle Rh hemolitik hastalık tanısıyla yenidoğan yoğun bakım ünitesine yatırıldı. Özgeçmişinde annenin gebelikte düzenli takipli olduğu, kan grubunun A Rh (-) olması nedeniyle bakılan indirekt coombs testinin 1/1028 olduğu ve izlemde gebeliğin 30. ve 33. haftasında fetal anemi bulgularının olması nedeniyle 2 kez intrauterin transfüzyon uygulandığı öğrenildi. Anneye daha önceki doğumlarından sonra Anti-D yapılmadığı belirtildi. Soy geçmişinde ikinci kardeşinde sarılık nedeniyle fototerapi öyküsü olan hastanın fizik muayenesinde ağırlık 2400 g (10-50 persentil), boy: 47 cm (10-50 persentil), baş çevresi: 33 cm (10-50 persentil) idi. Soluk ve ikterik görünümde olan hastada organomegali saptanmadı, hidrops bulguları yoktu ve sistem muayeneleri normal olarak bulundu. Laboratuvar tetkiklerinde bebek kan grubu A Rh (+), direkt coombs (+++), hemoglobin: 8,2 g/dl, beyaz küre: 32.000/mm 3, trombosit: 245.000/mm 3, retikülosit %7, total bilirubin: 7,4 mg/dl saptandı. Periferik yaymasında %40 normoblast mevcut idi. Antenatal bilinen öyküsü nedeniyle kan hazırlığı yapılmış olan hastaya A Rh (-) eritrosit + plazma ile 160 cc/kg dan hesaplanarak kan değişimi yapıldı. Yoğun fototerapi altında izlenen olguda bilirubin düzeyi kan değişim sınırına yakın devam etmesi nedeniyle 500 mg/kg dan intravenöz immünoglobulin (İVİG) tedavisi uygulandı. Ancak 24. saatinde ikinci kez kan değişimi gereksinimi oldu ve işlem sonrası İVİG 16 Neonatoloji Olgu Sunumları

Rh Hemolitik Hastalığında Tanı Tedavi ve İzlem: Olgu Sunumu aynı dozdan tekrarlandı. Kan değişimine bağlı komplikasyon gelişmedi. Fototerapiye devam edilen hastanın izlemde hemoliz bulgularında düzelme olması üzerine yatışının 5. gününde hemoglobin 12.0 g/dl, total bilirubin 10.2 mg/dl ile taburcu edilerek haftalık hemogram ve bilirubin takibine alındı. İzlemde 2. haftaya kadar sarılığı devam eden olgunun, 1. ayında hemoglobin değeri 7 g/dl olması üzerine A Rh (-) eritrosit ile transfüze edildi. Olgumuzun halen takiplerine devam edilmektedir. TARTIŞMA Profilaktik anti-d uygulaması ile Rh hemolitik hastalığının sıklığı giderek azalmıştır ve 1977 yılında 18.4/100.000 oranında görülürken, 1990 yılında 1.3/100.000 gibi bir oranda görüldüğü bildirilmiştir. 3,4 Antenatal ve postnatal immünoglobulin uygulaması ile prevalansı azalmış olmasına rağmen, Rh alloimmünizasyonuna bağlı hemolitik hastalık günümüzde hala önemli bir perinatal morbidite ve mortalite nedeni olmaya devam etmektedir. 5 Rh hemolitik hastalığının önlenmesi annenin dolaşımındaki fetal hücreleri, anne sensitize olmadan önce ortadan kaldırmak ilkesine dayanmaktadır. Maternal immünizasyon genellikle doğum sırasında feto maternal kanamalara bağlı olduğundan, Rh (+) bebeği olan tüm Rh (-) kadınlara doğum sonrası ilk 72 saat içinde Anti-D uygulanması önerilmektedir. 6 Olgumuzun annesine önceki doğumlarından sonra Anti-D uygulamasının yapılmadığı, ilk kardeşinde sarılık olmadığı ancak ikinci kardeşinde sarılık nedeniyle fototerapi öyküsünün olduğu öğrenildi. Rh hemolitik hastalığı hafif anemi ve sarılık ile seyreden, hafif hemolitik hastalık şeklinde seyredebileceği gibi anemi ve buna bağlı hidrops fetalis ve ölümle sonuçlanabilen ağır hemolitik hastalık şeklinde seyredebilir. Bu nedenle riskli bebeklerin antenatal ve postnatal takibi önemlidir. Antenatal takipte öncelikle indirekt coombs titresinin bakılması önerilmektedir. İndirekt coombs titresi >1/16 olması anlamlı kabul edilmekte ve artan titrelerde fetüsün etkilenme oranı artmaktadır. Titre 1/128 ve üzerindeki olduğunda fetal hemoliz riski %75 ve üzerinde olarak bildirilmektedir. 7 İndirekt coombs testi pozitif olan olguların fetal hemoliz bulguları açısından yakın takip edilmesi gereklidir. Bu olgular gerektiğinde amniyosentez yapılarak bilirubin ölçümü yapılabilir. Günümüzde invazif olmayan bir yöntem olan doppler ultrasonografi ile orta beyin arter tepe sistolik hız ölçümü yapılarak fetal aneminin şiddeti belirlenmekte ve gerekli olgularda intrauterin transfüzyon uygulanmaktadır. 8 İntrauterin transfüzyon uygulaması ile hidrops gelişimi önlenebilir. Rh hemolitik hastalığı olan bebeklerde intrauterin hastalığın şiddeti ile postnatal sarılık ve anemi şiddetinin ilişkili olduğu gösterilmiştir. Rh hemolitik hastalığı olan 44 hastayı değerlendirdiğimiz çalışmamızda intrauterin ciddi hemolizi olup, intrauterin transfüzyon uygulanan olguların, in- Neonatoloji Olgu Sunumları 17

Özkan H. ve Köksal N. trauterin transfüzyon yapılmayanlara göre daha yüksek oranda kan değişimine ihtiyaç duydukları saptanmıştır. 9 Olgumuzun gebelikte düzenli takipli olduğu ve doppler ultrasonografi ile fetal anemi bulguları saptanması üzerine kordosentez yapılarak 2 kez intrauterin transfüzyon yapıldığı saptandı. Postnatal kan değişim gereksiniminin yüksek olabileceği düşünülerek doğum öncesi hazırlatılmış kan ile doğar doğmaz kan değişimi yapıldı. Rh hemolitik hastalığının postnatal tedavisinde birincil olan hastalığın şiddetini belirlemektir. Hafif hemolitik hastalık vakaların %45-50 sinde görülmekte, bu olgularda anemi olmayıp sarılık hafif şiddette seyretmekte ve tedavi gereksinimi genellikle olmamaktadır. Orta hemolitik hastalık %25-30 oranında görülür ve orta derecede anemi (hemoglobin <14 g/dl) ve ciddi sarılık bulunmaktadır. Tedavi edilmediği takdirde kernikterus gelişimine yol açabilmektedir. Ağır hemolitik hastalık ise %20-25 sıklığında olup, bu olgularda ciddi anemi (hemoglobin <12 g/dl) ile hidrops bulguları bulunmakta ve in utero kaybedilebilmektedirler. Yaşayan olgularda hidrops fetalis için uygun tedavi yaklaşımı ile birlikte kan değişimi gereksinimi bulunmaktadır. 7 Olgumuzda ağır hemolitik hastalık bulguları olup, gebelikte yakın takip ve intrauterin transfüzyon uygulanması ile hidrops gelişimi önlenmiş ancak doğumda ağır hemoliz bulguları devam eden hastaya acil kan değişimi uygulanmıştır. Rh hemolitik hastalığı olan olgularda diğer bir tedavi seçeneği İVİG tedavisidir. Retiküloendotelyal sistemde Fc reseptörlerini bloke ederek hemolizi engellediği düşünülmektedir. Bilirubin yükselme hızını yavaşlattığı gibi, yüksek bilirubin düzeylerini düşürerek kan değişimi ihtiyacını azalttığı öne sürülmektedir. Rh hemolitik hastalığı olan olgularda İVİG kullanımı ile ilgili çelişkili sonuçlar bildirilmektedir. Türk Neonatoloji Derneği 2014 yılında yayınladığı yenidoğan sarılıklarında yaklaşım, izlem ve tedavi rehberinde Rh hemolitik hastalığı için doğum öncesi ve doğum sonrası tedavi yaklaşımlarını belirlemiş ve doğum öncesi 0 Rh (-) eritrosit süspansiyonu ve AB (+) plazma hazırlatılmasını, doğum odasında kan değişimi yapılacak şekilde hazırlık yapılmasını ve İVİG temin edilmesini önermektedir. Hastanın doğar doğmaz yoğun fototerapiye alınmasını, İVİG verilmesini ve kordon kanı hemoglobin <10 g/dl ve total bilirubin >6 mg/dl veya izlemde total bilirubin artışı >0.5 mg/ dl/saat olduğunda kan değişimi uygulanmasını önermektedir. Ayrıca anemi olan olgularda özel formülle hesaplama yapılarak hastanın kan değişimi sırasında transfüze edilmesinin sağlanmasını önermektedir. 10,11 Antenatal takipli olan olgumuzda Türk Neonatoloji Derneği nin önerileri doğrultusunda kan hazırlığı yapılmış ve alınan kord kanı değerleri kan değişimini gerektirdiği için öncelikle kan değişimi uygulanmış ve sonrasında İVİG verilmiştir. İzlemde ikinci kez kan değişimi yapılan hastada İVİG dozu tekrarlanmıştır. 18 Neonatoloji Olgu Sunumları

Rh Hemolitik Hastalığında Tanı Tedavi ve İzlem: Olgu Sunumu Rh hemolitik hastalığı olan olguların taburcu edildikten sonraki takipleri de son derece önemlidir. Bu bebeklerin uzamış sarılık ve anemi açısından takip edilmeleri önerilmektedir. Anemi anneden geçen antikorların varlığına bağlı olarak hemolizin devam etmesine bağlı olarak gelişebileceği gibi özellikle intrauterin transfüzyon uygulanmış olgularda kemik iliğinin baskılanmış olmasına bağlı olarak da gelişebilir. 12 Rh hemolitik hastalığı olan olgularda intrauterin transfüzyonun neonatal sonuçlarını araştırdığımız çalışmamızda, intrauterin transfüzyon olan olguların daha yüksek oranda postnatal transfüzyona ihtiyaç duydukları gösterilmiştir. 9 Hastamızın izleminde sarılığı 2. haftaya kadar devam etmiş ve bir kez transfüzyon ihtiyacı olmuştur. Sonuç olarak Rh hemolitik hastalığı antenatal ve postnatal takip ve tedavi yaklaşımlarının son derece önemli olduğu bir patolojidir. İmmünize olan olguların %20-25 inde ağır hemolitik hastalık geliştiği gözönüne alınırsa gebeliklerin uygun takibi ve koruyucu tedavi yaklaşımlarının önemi anlaşılacaktır. Kaynaklar 1. Harkness UF, Spinnato JM. Prevention and ma nagement of RhD isoimmunization. Clin Perinatol 2004;31:721-42. 2. Moise Jr KJ. Management of Rhesus alloimmunization in pregnancy. Obstet Gynecol 2002;100:600-11. 3. Howard H, Martlew V, McFadyen I, Clarke C, Duguid J, Bromilow I. Consequences for fetus and neonate of maternal red cell allo-immunisation. Arch Dis Child Fetal Neonatal Ed 1998;78:62-6. 4. Clarke CA, Hussey RM. Decline in deaths from Rhesus haemolytic disease of the newborn. J R Coll Physicians Lond 1994;28:310-1. 5. van Kamp IL, Klumper FJ, Bakkum RS. The severity of immune fetal hydrops is predictive of fetal outcome after intrauterine treatment. Am J Obstet Gynecol 2001;185:668-73. 6. Vatchko J. Neonatal indirect hyperperbilirubinemia and kernicterus. In: Gleason CA, De - vas kar SU (ed). Avery s Diseases of The Newborn (9 nd ed). Phidelphia: Elsevier Saunders 2012. 7. Kelly TF, Moore T. Maternal Medical Disor - ders of Fetal Significance: Seizure Disorders, Isoimmunization, Cancer, and Mental Health Disorders In: Gleason CA, Devaskar SU (ed). Avery s Diseases of the Newborn (9 nd ed). Phidelphia: Elsevier Saunders 2012. 8. Mari G, Deter RL, Carpenter RL, Rahman F, Zimmermann R, Moise KJ Jr et al. Non inva - sive diagnosis by Doppler ultrasonography of fetal anemia due to maternal red-cell alloimmunization. Collaborative Group for Doppler Assessment of the Blood Velocity in Anemic Fetuses. N Engl J Med 2000;342:9-14. 9. Çetinkaya M, Özkan H, Köksal N, Akkuş H, Kimya Y. Rh Hemolitik Hastalığında İntrauterin Transfüzyonun Neonatal Sonuç la - ra Etkisi. Güncel Pediatri 2010;8:1-6. 10. Çoban A, Türkmen M, Gürsoy T. Yenidoğan Sarılıklarında Yaklaşım, İzlem ve Tedavi Reh - beri. 2014. 11. Kaplan M, Hammerman C. Hemolytic disorders and their management. In: Stevenson DK, Maisels MJ, Watchko JF, eds. Care of Jaun diced Neonate. New York: McGraw-- -Hill 2012. 12. De Boer IP, Zeestraten ECM, Lopriore E, van Kamp IL, Kanhai HH, Walther FJ. Pediatric outcome in Rhesus hemolytic disease treated with and without intrauterine transfusion. Am J Obstet Gynecol 2008;198:1-4. Neonatoloji Olgu Sunumları 19