Ulusal Cerrahi Dergisi

Benzer belgeler
Türk Hepato-Pankreato-Bilier Cerrahi Dergisi. Türk Hepato-Pankreato-Bilier Cerrahi Derneði Yayýn Organýdýr

Tıkanma Sarılığı. Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu

Türk Hepato-Pankreato-Bilier Cerrahi Dergisi. Türk Hepato-Pankreato-Bilier Cerrahi Derneði Yayýn Organýdýr

Laparoskopik Kolesistektomiye Ba l Safra Yollar Yaralanmalar n n Endoskopik Tedavisi

Laparoskopik Kolesistektomi Sonrası Safra Kaçaklarının Yönetiminde Perkütan Tedavinin Yeri

KOLESİSTEKTOMİYE BAĞLI SAFRA YOLU YARALANMALARINDA ENDOSKOPİK TANI VE TEDAVİ

Türk Hepato-Pankreato-Bilier Cerrahi Dergisi. Türk Hepato-Pankreato-Bilier Cerrahi Derneði Yayýn Organýdýr

ADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ

KOLANJİOKARSİNOMA. Sunum Planı. Safra Kanalı Kanseri-Kolanjiokarsinoma- Sunum Planı. Sunum Planı. Kolanjiokarsinoma- Lokalizasyon

Safra Yolu Yaralanmalarının Perkütan Biliyer Drenaj İle Tedavisi

Bora Barut1, Volkan İnce1, Fatih Özdemir1, Hüseyin Yönder1. Abstract. Billroth II

Dr. Mustafa Hasbahçeci

Mezenkimal Stromasýz Biliyer Kistadenomun Habis Deðiþimi: Vaka Sunumu

YILLARI ARASINDA KLİNİĞİMİZDE TEDAVİ EDİLEN SAFRA YOLU YARALANMALARININ RETROSPEKTİF ANALİZİ

4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI

Safra Yolları Kanserlerinde SistemikTedaviler. Dr.M.Oktay TARHAN İzmir K.Ç.Ü. Atatürk E.A.H. Tıbbi Onkoloji Kliniği

Türk Hepato-Pankreato-Bilier Cerrahi Dergisi. 7. Ulusal Hepato-Pankreato-Bilier Cerrahi Kongresi Bilimsel Programý

Dr. M. Gamze Aksu Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD

TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu

AKUT KOLESİSTİTLİ HASTALARIN TEDAVİSİNDE PERKÜTAN KOLESİSTOSTOMİ: RETROSPEKTİF ÇALIŞMA

Saat 25 Eylül 2017 Pazartesi 26 Eylül 2017 Salı 27 Eylül 2017 Çarşamba 28 Eylül 2017 Perşembe 29 Eylül 2017 Cuma. Seminer

Laparoskopik Kolesistektomiden Açık Ameliyata Geçme Nedenleri

Türk Hepato-Pankreato-Bilier Cerrahi Dergisi. Türk Hepato-Pankreato-Bilier Cerrahi Derneði Yayýn Organýdýr

T.C. BÜLENT ECEVİTÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI IV. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI. Grup D ( 8 Hafta)

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

Rapor edilen iðne batma yaralanmalarýnýn %56 sý güvenlikli ürünler kullanýlarak önlenebilir den fazla patojen bulaþabilir.

T.C. BÜLENT ECEVĠT ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ ÖĞRETĠM YILI DÖNEM IV GENEL CERRAHĠ STAJ PROGRAMI. Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu

KÜNT ve DELİCİ/KESİCİ KARIN TRAVMALARI

Performance of Cytoreductive Surgery and early postoperative intraperitoneal chemotherapy in a Gastric Carcinoma Patient with Huge Krukenberg tumor

T.C. BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI DÖNEM IV GENEL CERRAHİ STAJI PROGRAMI

Anatomical variations of the biliary tree in patients undergoing percutaneous biliary intervention

Karaciğer nakli sonrası biliyer komplikasyonlar. Karaciğer naklinin anastomoz dışı biliyer komplikasyonları. İnsidans

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

T.C. BÜLENT ECEVİTÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI IV. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI. Grup D ( 8 Hafta)

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

Posttravmatik vitreoretinal cerrahi uygulamalarda görsel prognoz

Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara

Ekstrahepatik Obstruktif Sanlıklarda

26-29 Mayıs 2010 tarihinde Ankara da yapılan 17. Ulusal Cerrahi Kongresi nde Poster olarak sunulmuştur.

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

POSTOPERATİF ATEŞ TANI VE TEDAVİ YAKLAŞIMI. Firdevs Aktaş

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

Manyetik rezonans kolanjiyopankreatografi (MRKP), pankreatobiliyer

Neden MGB Tercih Ediyorum? DR. HALİL COŞKUN İSTANBUL

ENDOSKOPİK ULTRASONOGRAFİ. Gastroenteroloji Bilim Dalı

T AD. Ekstrahepatik safra yollarının tıkanmalarında cerrahi tedavi metodları ARAŞTIRMA

Tiroidektomi Sonrası Hipokalsemi Gelişiminde İnsidental Paratiroidektominin, Hastaya Ait Özelliklerin ve Cerrahi Yöntemin Etkilerinin İncelenmesi

Türk Hepato-Pankreato-Bilier Cerrahi Dergisi. Türk Hepato-Pankreato-Bilier Cerrahi Derneði Yayýn Organýdýr

Tiroid Cerrahisinde Nöromonitorizasyonun Rekürren Laringeal Sinir Hasarı Oranına Etkisi

Periferik Yalancý Anevrizmalarýn Tanýsý, Lokalizasyonlarý, Tedavisi ve Sonuçlarý

Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler.

PÝS SU BORU VE EK PARÇALARI TEKNÝK BOYUTLAR KANALÝZASYON BORULARI

Üst Karýn Cerrahisinde Postoperatif Solunumsal Komplikasyon Riskinin Preoperatif Parametrelerle Ýliþkisi

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta

Diagnostic peritoneal lavage abdominal hasarın göstergesi olan kırmızı kan hücresi, WBC, safra, bakteri, amilaz veya gastrointestinal içeriği

ADRENAL KİTLELERK TLELERİNDE DR. FATİH H TUNCA İSTANBUL TIP FAKÜLTES LTESİ GENEL CERRAHİ

DÖNEM IV 3. GRUP DERS PROGRAMI

Total Tiroidektomi yapılan hastalarda MSKKM Nomogramının Değerlendirilmesi

SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR SERKLAJ YÖNTEMLERININ KARŞILAŞTIRILMASI

İatrojenik Bilateral İliak Arter Komplikasyonunda Başarılı Hibrit Tedavi

Özofagus Perforasyonları; 11 Olgunun Analizi*

Safra taşı ileusu: Olgu sunumu

Karaciğer Metastazlarının Cerrahi Tedavisi. Dr. Orhan Bilge İ.Ü. İst. Tıp Fakültesi Genel Cerrahi ABD

SAFRA KESESİ HASTALIKLARI

Aðrý tanýsý klinik olarak, DITI ile konulabilir

Vaka Eşliğinde Güncel Pratik Yaklaşım: Oligometastatik Meme Kanserine Yaklaşım. Prof. Dr. Feyyaz ÖZDEMİR K.T.Ü Tıbbi Onkoloji B.D.

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

Karaciğer Kist Hidatik Olgularımız

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

CERRAHİ TEKNİK: ENDOSKOPİK SFİNKTEROTOMİYE BAĞLI PERİAMPULLAR RETROPERİTONEAL PERFORASYONDA TRANSDUODENAL T-TÜP TEKNİĞİ

KARACİĞER SİROZLU HASTALARDA ERCP : KOMPLİKASYONLARDAN KAÇINMA. Dr Erkan Parlak TYİH, Gastroenteroloji Kliniği, Ankara

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni

m3/saat AISI

LAPAROSKOPİK SURRENALEKTOMİ DENEYİMLERİMİZ


Kanguru Matematik Türkiye 2018

3AH Vakum Devre-Kesicileri: Uygun Çözümler

CERRAHİ Üreteropelvik Bileşke Darlığı (UPD) Abdurrahman Önen FEBPS, FAAP-U, FEAPU

Trikoryonik Triamniyotik Üçüz Gebelikte Monofetal Cantrell Pentalojisi

Kalp ve Damar Cerrahisi. Anabilim Dalı

Kronik Pankreatit. Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ

Bölüm 6: Lojik Denklemlerin Sadeleþtirilmesi

Mehmet Gülen *, Muzaffer Akıncı *, Barış Aşıcı *, Ahmet Kocakuşak *, Muammer Kaya *, Ahmet F. Yücel * Özet

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

Tıkanma İkterine Yol Açan Dev Pankreas Psödokisti A Giant Pancreatic Pseudocyst Causing Obstructive Jaundice Genel Cerrahi

İzole Bilateral İliak Anevrizmanın Cerrahi Tedavisi Surgical Management of Isolated Bilateral Iliac Aneurysm Kalp ve Damar Cerahisi

Akut Apandisit Tanısal Yaklaşımlar


Özofagus tümörleri M. BELVİRANLI intern semineri Ş. TEKİN intern semineri

Karaciğer Kist Hidatik Olgularımızda Cerrahi Tedavi ve ERCP ile Sfinkterotominin Etkinliği

YÖNTEMİ İLE TEDAVİLERİ

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

Yrd.Doç.Dr. RAHŞAN ÇAM

Genç Olgularda Görülen Retina Dekolmanýnda Uygulanan Konvansiyonel Dekolman Cerrahisinin Anatomik ve Fonksiyonel Sonuçlarý

Modüler Proses Sistemleri

Akut Batın Sağ Üst Kadran Ağrısında Radyolojik Yaklaşım. Dr.S.Süreyya Özbek Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi

FBE Kelebek Tip Dairesel Yangýn Damperi

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý

Transkript:

YIL//2005 CÝLT//21 SAYI//1 OCAK-ÞUBAT-MART ISSN 1300-0705 s. 21-26 ARAÞTIRMA YAZISI Ulusal Cerrahi Dergisi Turkish Journal of Surgery Safra yolu yaralanmasý olan olgularýmýzýn analizi The analysis of our patients with biliary injuries Musa Dirlik, * Mehmet Çaðlýkülekçi,* Hakan Canbaz,* Bora Üstünsoy,* Koray Öcal,* Tahsin Çolak,* Tamer Akça,* Süha Aydýn* Amaç: Safra yolu yaralanmalarýna sebep olan risk faktörlerini, bu hastalara yaklaþým þeklini, tetkik, tedavi ve korunma yöntemleri hakkýnda bilinmesi gerekli prensipleri kendi olgularýmýzý geriye dönük olarak incelemeyi amaçladýk. Durum Deðerlendirmesi: Safra yolu yaralanmalarý ve darlýklarý travma veya inflamasyon sonucu oluþan ciddi bir klinik problemdir. Günümüzde en sýk laparoskopik kolesistektomi sonrasý ortaya çýkmaktadýr. Yöntem: Mersin Üniversitesi Týp Fakültesi, Genel Cerrahi kliniðinde Mart 1999 ile Ocak 2005 tarihleri arasýnda safra yolu yaralanmasý nedeni ile tedavi edilen 8 olgunun dosyasý retrospektif olarak incelendi. Bulgular: Kliniðimizde safra yolu yaralanmasý ve darlýðý nedeniyle opere edilen sekiz olgunun tamamýnda; safra yolu yaralanmasý Laparoskopik Kolesistektomi sýrasýnda oluþmuþtur. Strasberg sýnýflandýrmasýna göre oluþan yaralanmalarýn tipi üçünde Tip E1, diðerinde Tip D' dir. Üç olguda Roux-En-Y hepatikojejunostomi ile, bir olguda T tüp üzerinden onarým yapýlmýþtýr. Postoperatif dönemde fark edilen 4 olguda; ana safra yolu yaralanmasý erken postoperatif dönemde (1-7. günler arasýnda) fark edilmiþtir. Endoskopik Retrograd Kolanjiopankreatikografi, Magnetik Rezonans Kolanjiopankreatikografi taný için kullanýlan testler olmuþtur. Safra yolu yaralanmasý nedeni ile ameliyat edilen olgulardan ikisi kaybedilmiþtir. Safra fistülü geliþen bir olgunun fistülü spontan olarak kapanmýþtýr. Sonuç: Safra yolu yaralanmalarý cerrahi pratikte ciddi bir sorun olmaya devam etmektedir. Klinik çalýþmamýzda da görüleceði gibi; laparoskopik kolesistektomi safra yolu yaralanmasýnýn en önemli nedeni olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Anahtar Kelimeler: Safra yolu yaralanmasý, Laparoskopik Kolesistektomi, Roux-En- Y hepatikojejunostomi * Mersin Universitesi Týp Fakültesi Genel Cerrahi AD, MERSÝN Musa DÝRLÝK Mersin Üniversitesi Týp Fakültesi Genel Cerrahi AD Eski otogar yaný - Zeytinlibahçe 33100 MERSÝN Telefon: 0324 3374300 Faks: 0324 337 4305 e-posta: musa_dirlik@yahoo.com Safra yolu yaralanmalarý ve darlýklarý travma veya inflamasyon sonucu oluþmaktadýr. En çok laparoskopik kolesistektomi (LK) sýrasýnda oluþan travmatik safra yolu yaralanmalarý görülmektedir. Daha az görülen inflamatuar darlýklara en çok pankreatitler, daha nadir olarak sklerozan kolanjit, septik kolanjit ve inflamatuar pseudotümörler sebep olmaktadýr (1). LK nýn uygulanmaya baþladýðý 1990 yýlýndan itibaren görülme sýklýðý artan safra yolu yaralanmalarý; hala önemli bir problem olmaya devam etmektedir. LK sonrasý insidansý azalmakla birlikte henüz, açýk kolesistektomi sýrasýnda geliþen yaralanma sýklýðý düzeyine inmemiþtir (2-4). Onarým için ameliyattan önce yaralanmanýn durumu ve þekli hakkýnda tam bilgi sahibi olmak gerekir. Bunun için gerekli taný yöntemlerinin iyi bilinmesi gerekmektedir. Bunun yapýlmamasý onarýmda baþarýsýzlýða sebep olmaktadýr. Bir diðer önemli konu onarýmýn zamanlamasýdýr. Prensipleri iyi ortaya koymak gerekir. Günümüzde uygulanan tedavi yöntemlerine raðmen bu hastalarda geliþen restenoz oraný hala yüksektir. Onarýmdan sonraki ilk iki yýl içinde vakalarýn üçte ikisinde restenoz geliþmektedir (1). Bu nedenle, safra yolu yaralanmalarýna sebep olan risk faktörlerini, bu olgulara yaklaþým þeklini, klinik belirtileri, tetkik, tedavi ve korunma yöntemleri hakkýnda bilinmesi gerekli prensipleri; kliniðimizde tedavi olan olgularý geriye dönük olarak inceleyerek ortaya koymayý amaçladýk. Gereç ve Yöntem Genel Cerrahi kliniðimizde; Mart 1999 ile Ocak 2005 tarihleri arasýnda tedavi gören 8 olgunun dosyasý geriye dönük olarak incelendi. Retrospektif çalýþmamýzda hasta dosyalarýnda þu parametreler araþtýrýldý. 1. Olgularýn yaþý ve cinsiyeti 2. Ýlk ameliyat öncesi konulan kesin teþhis 3. Özgeçmiþ ve soygeçmiþ özellikleri 4. Ýlk ameliyatýn þekli, ameliyat notu ve burada yaralanmaya neden olabilecek dikkati çeken anatomik ve yapýsal özellikler 5. Safra yolu yaralanmasýnýn tespit edilme zamaný peroperatif, erken postoperatif ve postoperatif geç olmak üzere üç grup altýnda toplandý. 6. Peroperatif teþhis edilenlerin fark edilme þekli 7. Postoperatif erken ve geç teþhis edilen olgularýn baþvuru þikâyetleri 8. Safra yolu yaralanmasýnýn tespitinde kullanýlan teþhis yöntemleri YIL//2005 CÝLT//21 SAYI//1 OCAK-ÞUBAT-MART 21

9. Safra yolu yaralanmalarýnýn sýnýflandýrýlmasýnda Strasberg (5) (Tablo-1) sýnýflandýrmasý kullanýldý. 10. Onarým zamaný ve onarým yöntemi 11. Postoperatif erken ve geç dönemde tespit edilen olgularda onarým öncesi ve sonrasý yapýlan biyokimyasal tetkikler 12. Onarým sonrasý geliþen erken komplikasyonlar 13. Olgularýn onarýmdan sonraki takip þekli ve süresi (Olgular ilk yýl 3 ayda bir; sonraki yýllarda 6 ayda bir þikâyetleri, muayene bulgularý, biyokimyasal tetkikleri ve Ultrasonografi (USG) ile takip edildi) 14. Onarýmdan sonra geliþen geç komplikasyonlar ve sonuçlar (Olgular kolanjit, safra fistülü ve bilier darlýk yönünden incelendi) Sonuçlar Haziran-1999 ile Ocak-2005 arasýndaki dönemde kliniðimizde 542 sayýda LK yapýlmýþtýr. Bu süre içinde; kliniðimizde 8 olgu safra yolu yaralanmasý ile ameliyat edilmiþtir. 47 olguda çeþitli nedenler ile konversiyon kolesistektomiye geçilmiþtir. 4 olguda; ana safra yolu yaralanmasý LK sýrasýnda fark edilerek konversiyon kolesistektomiye geçilmiþtir. 4 olguda ise safra yolu yaralanmasý postoperatif dönemde fark edilmiþtir. Bunlarýn 2 si kliniðimizde oluþmuþtur. Diðer 2 olgu baþka merkezlerde yapýlmýþ olan LK sýrasýnda meydana gelmiþ ve fark edilmemiþtir. Olgularýmýzýn yaþý 31 ile 82 arasýnda deðiþmekle birlikte ortalama yaþ 47,5 bulundu. Ana safra yolu yaralanmasý oluþan olgularýn 4'ü erkek, 4'ü kadýndýr. 2 olguya akut kolesistit nedeni ile 6 olguya da kolelitiasis nedeniyle LK uygulanmýþtý. Ameliyat esnasýnda fark edilen olgularýn 3'ünde ana safra yolu yaralanmasýnýn sebebi daha önce geçirilmiþ akut ataklar nedeniyle oluþan yoðun fibröz doku nedeniyle Calot üçgeninin disseksiyonu esnasýnda anatomik yapýlarýn tanýnamamasý ve ayýrt edilememesidir. Diðer olgudaki sebeb ise Tip 1 koledok kisti gibi morfolojik bir patolojinin bulunmasýdýr. Olgularýn hepsinde; ana safra yolu yaralanmasý çalýþma sahasýnda safranýn görülmesi ile fark edilmiþtir. Yaralanmalarýn tipi; Strasberg sýnýflandýrmasýna göre üç olguda Tip E1, diðerinde ise Tip D dir. Onarým; üç olguda Roux-En-Y hepatikojejunostomi ile, bir olguda ise T-tüp üzerinden 4/0 absorbe olan sütür materyali ile defekt kapatýlarak yapýlmýþtýr. Postoperatif dönemde fark edilen olgularýn 4'ünde; ana safra yolu yaralanmasý erken postoperatif dönemde (2-7. günler arasýnda) fark edilmiþtir. Bu olgularýn dosyalarý incelendiðinde LK esnasýnda tarif edilen anatomik bir varyasyondan bahsedilmemektedir. Üç olgu sarýlýk ile, bir olgu ise karýn aðrýsý ve sepsis bulgularý ile karþýmýza çýkmýþtýr. Sadece sarýlýk geliþen üç olguda da hepatik kanalýn; seviyesi deðiþmekle birlikte proksimalden klipslendiði ve bu nedenle safra peritoniti ve sepsisin oluþmadýðý anlaþýlmaktadýr. Strasberg sýnýflandýrmasýna göre oluþan yaralanma; iki olguda Tip E2, diðerinde Tip E4 tür. Bu olgularda taný için USG, Endoskopik Retrograd Kolanjiopankreatikografi (ERKP) ve Magnetik Rezonans Kolanjiopankreatikografi (MRKP) kullanýldý. Bir olguda ERKP ile diðerinde MRKP ile tanýya gidilmiþtir. Üç olguda da; ana safra yolu yaralanmasý Roux- En-Y hepatikojejunostomi ile tamir edilmiþtir. Bir olguda onarým Y stent üzerinden yapýlmýþtýr. Postoperatif aðrý ve sepsis bulunan diðer olguda ise; sistik kanalýn klips tarafýndan kesilmesi ve safra peritoniti saptanmýþtýr. Strasberg sýnýflandýrmasýna göre Tip A yaralanma tespit edilmiþtir. Bu olgunun teþhisinde USG ve ERKP kullanýlmýþtýr. Bu olguya relaparatomi ve sistik kanal ligasyonu ile batýn drenajý iþlemi yapýlmýþtýr. Safra yolu yaralanmasý ve darlýðý nedeni ile ameliyat edilen olgulardan ikisi kaybedilmiþtir. Bu olgularýn ölüm nedeni safra peritonitine baðlý geliþen sepsis, Akut Respiratuar ve Distres Sendromu (ARDS) Multi Organ Yetmezliði (MOY) dir. Yaþayan 6 olgunun 5'inde Roux-En-Y hepatikojejunostomi, birinde T-tüp üzerinden defektin primer tamiri ile rekonstrüksiyon yapýlmýþtýr (Tablo 2). Roux-En-Y hepatikojejunostomi yapýlan 5 olgunun sadece birinde; erken komplikasyon olarak safra fistülü geliþmiþ ve o da spontan olarak kapanmýþtýr. Uzak sonuçlarý deðerlendirebilmek için; Roux-En-Y hepatikojejunostomi yapýlan bir olgu 1 yýl, iki olgu 2,5 yýl, bir olgu 3,5 yýl ve bir olguda 4,5 yýl takip edilmiþtir. Bu olgularýn hiçbirinde þu ana kadar safra fistülü ve safra yolu darlýðý gibi geç bilier kompliksyon görülmemiþtir. Ýki olguda zaman zaman ortaya çýkan ancak klinik, laboratuar ve radyolojik açýdan çok önemli Tablo 1: Safra yolu yaralanmalarýnda kullanýlan Strasberg sýnýflandýrmasý (5) Tip A: Tip B: Tip C: Tip D: Tip E 1 : Tip E 2 : Tip E 3 : Tip E 4 : Tip E 5 : Sistik kanaldan veya safra kesesi yataðýndaki küçük safra kanallarýndan safra kaçaðýnýn oluþmasý Aberan sað hepatik kanalýn proksimal ve distalinin baðlanýp safra kesesi ile birlikte çýkarýlmasý Aberan sað hepatik kanalýn distalinin baðlanýp safra kesesi ile birlikte çýkarýlmasý, proksimalinin açýk kalmasý ve buradan safra kaçaðýnýn oluþmasý Ana safra kanalýnda lateral yaralanmanýn oluþmasý Ana safra yolunun tam kesilmesi ve kalan ana hepatik kanal uzunluðunun 2 cm den fazla olmasý Ana safra yolunun tam kesilmesi ve kalan ana hepatik kanal uzunluðunun 2 cm den az olmasý Sað ve sol hepatik kanal bifurkasyonu hizasýnda darlýk varlýðý Sað ve sol hepatik kanallarý tutan darlýk varlýðý Aberan sað hepatik kanalýn proksimal ve distalinin baðlanýp safra kesesi ile birlikte çýkarýlmasý ile birlikte ana hepatik kanalda tam darlýk varlýðý 22

Tablo 2: Olgularýn özellikleri Deðerlendirme parametreleri 1 2 3 4 5 6 7 8 Demografik özellik Yaþ 33 60 41 51 31 48 34 82 Cins K E E E K K K K Ýlk Operasyon Verileri Preoperatif taný Kolelitiazis Kolelitiazis Akut kolesistit Kolelitiazis Kolelitiazis Kolelitiazis Kolelitiazis Kolelitiazis Operasyon þekli LK LK LK LK LK LK LK LK Komplikasyon verileri Yaralanmanýn türü* Tip E 1 Tip A TipE 1 Tip E 2 Tip D Tip E 4 TipE 2 Tip E 1 Tespit zamaný Peroperatif Postop. 2. gün Peroperati Postop 5. gün Peropoperatif Postop 7. gün Postop 6. gün Peroperatif Bulgular Safra yolu kesi- Safra fistülü + Safra yolu kesi- Postop ikter Safra görülmesi Postop ikter Postop ikter Safra yolu kesisinin görülmesi sepsis sinin görülmesi sinin görülmesi Taný yöntemi - US, ERCP - US, MRCP - US, ERCP US, ERCP, PTK - Cerrahi tedavi verileri Yöntem Roux en Y hepa- Drenaj + sistik Roux en Y hepa- Roux en Y hepa- Primer onarým + Roux en Y hepa- Roux en Y hepa- Roux en Y hepatikojejunostomi kanal ligasyonu tikojejunostomi tikojejunostomi T-tüp drenarj tikojejunostomi tikojejunostomi tikojejunostomi Postop. komplikasyon - Sepsis + ARDS Safra fistülü - - - - GÝS kanamasý Takip süresi 30 ay 15 gün 12 ay 42 ay 42 ay 30 ay 5 ay 7 gün Sonuç Þifa Exitus Þifa Þifa Þifa Þifa Þifa Exitus LK: laparoskopik kolesistektomi, US: Ultrasonografi MRCP: Manyetik rezonans kolanjiopankreatografi *: safra yolu yaralanmasý, Strasberg sýnýflandýrmasýna göre ERCP: Endoskopik retrograd kolanjiopankreatografi ARDS: Acute respiratuar distres sendromu olmadýðýný düþündüðümüz kolanjit ataklarý olmaktadýr. Tartýþma Travmatik safra yolu yaralanmalarý cerrahi iþlem sýrasýnda veya penetran veya künt travmalara baðlý oluþmaktadýr. Cerrahi iþlem sýrasýnda yaralanma en çok LK esnasýnda olmaktadýr. Bu yaralanmalara yaklaþýmý yönlendirmek için bu gün 1995 senesinde Bismuth sýnýflandýrmasýnýn modifikasyonu ile oluþan Strasberg sýnýflandýrmasý kullanýlmaktadýr(5). Safra yolu yaralanmalarý daha çok; zor LK sýrasýnda oluþmaktadýr. Yaþlýlarda, erkeklerde ve daha önce tekrarlayan aðrý ve akut kolesistit ataklarý geçirmiþ hastalarda uygulanacak LK çok daha zor olmaktadýr. Akut kolesistit nedeni ile yapýlan LK sýrasýnda oluþan yaralanma riski elektif LK da ortaya çýkan yaralanma riskinden 3 kat; akut kolesistit nedeni ile yapýlan açýk kolesistektomide oluþan yaralanma riskinden ise 2 kat daha fazladýr. Kronik inflamasyon nedeni ile oluþan sýký yapýþýklýklar ve çalýþma alanýný kapatan kanama yaralanmanýn oluþmasýna neden olan lokal faktörlerdir. Bu durumda anatomik yapýlarý tanýmak ve ayýrt etmek zor olmaktadýr (1,3-6). Safra yollarý anatomisinde görülen varyasyonlar ve özellikle aberan sað hepatik kanal anomalisi en önemli problemdir. Sistik kanalýn; derin yerleþen sað segmenter kanal ile birleþtiði varyasyon en tehlikeli olanýdýr. Bu durumda aberan kanalýn oklüzyonu belirti vermediðinden kolaylýkla atlanabilir (5-8). Safra yolu yaralanmasýna ve safra kaçaðýna neden olan teknik problemlerde vardýr. Eðer sistik kanal kalýn, geniþ ve sert ise; klips ile kapatýlmasý esnasýnda klips yetersiz kalýr ve lümeni tam kapatamaz veya klips sistik kanalý kesebilir. Ayrýca, safra kesesi intrahepatik yerleþimli ise veya safra kesesi duvarý kronik inflamasyon nedeni ile kalýnlaþmýþ ve sertleþmiþ ise safra kesesinin yataktan disseksiyonu zor olmakta ve derin planda çalýþýlmaktadýr. Bu esnada safra kesesi yataðýndaki safra kanallarý yaralanabilir (1,7-9). Ciddi safra yolu yaralanmalarýnýn yaklaþýk üçte biri ameliyat esnasýnda tespit edilmektedir. Geri kalanýn çoðu ameliyattan sonraki ilk 30 gün içinde anlaþýlýr. Ancak çok azý LK' dan seneler sonra ortaya çýkabilir. Pero-peratif dönemde çalýþma alanýnda safranýn veya direkt olarak kesilen kanalýn görülmesi ile fark edilir. (1-13). Peroperatif fark edilen 3 olguda ana safra yolu yaralanmasýnýn sebebi, yoðun fibröz yapýþýklýklar nedeni ile Calot üçgeninin disseksiyonu esnasýnda anatomik yapýlarýn tanýnamamasý ve ayýrt edilememesi, bir olguda ise Tip 1 koledok kisti gibi bir morfolojik patolojinin bulunmasýdýr. Kliniðimizde tedavi edilen olgularýn 4'ünde ana safra yolu yaralanmasý erken postoperatif dönemde (birinci hafta içinde) saptanmýþtýr. Bunlarýn dosyalarý incelendiðinde LK esnasýnda dikkati çeken anatomik bir varyasyon olmadýðý anlaþýlmaktadýr. Postoperatif erken dönemde ortaya çýkan olgularda yaralanmanýn sebebinin disseksiyon sýrasýnda yapýlan hatalý uygulamalara, sistik kanalýn klips ile kesilmesi gibi teknik nedenlere baðlý olduðu düþünülmektedir. Postoperatif teþhis drenin olup olmamasýna ve yaralanmanýn tipine baðlý olarak deðiþmektedir. En çok kendini sepsis ile ya da yanlýzca sarýlýk ile gösterebilir. Eðer dren konmuþ ise drenden safra gelmesi veya safra fistülü þeklinde de ortaya çýkabilir. Bazen bilier asit nedeniyle oluþan abdominal distansiyon ile kendini gösterebilir (1). Kliniðimizde; postoperatif erken dönemde teþhis edilen olgularýn YIL//2005 CÝLT//21 SAYI//1 OCAK-ÞUBAT-MART 23

3'ünde sarýlýk, birinde ise sepsis bulgularý vardý. Aðrý ve sepsis bulgularýnýn olduðu drenin olmadýðý olgularda ilk önce USG ve Bilgisayarlý Tomografi (BT) yapýlarak intraabdominal sývý toplanmasý ortaya konulmalý ve bu esnada yapýlan ponksiyon ile sývý koleksiyonunun safralý olup olmadýðý incelenmelidir. Eðer dren varsa drenden safra geldiði görülebilir. Bundan sonra yapýlacak iþlem ERKP dir. Son zamanlarda MRKP; ERKP'nin yerini almaktadýr. Ancak MRKP kollabe safra kanallarýný göstermede yetersiz olduðundan peritoneal boþluða serbest safra kaçaðýnýn bulunduðu safra yolu perforasyonlarýndan çok safra yollarýnýn geniþlediði týkanýklýk durumunda kullanýlmalýdýr. MRKP'nin bir diðer dezavantajý iþlem esnasýnda ERKP de olduðu gibi tedavi edici giriþim yapýlamamasýdýr. Aðrý ve sepsis bulgularý ile kendini gösteren safra yolu yaralanmalarýnýn çoðu Tip A veya D olup ERKP sýrasýnda tedavi edilebilirler (1). Olguda sarýlýk varsa genellikle Tip E yaralanma mevcuttur. Semptom olarak sadece sarýlýk varsa genellikle kanal týkanýklýðý oluþmuþtur. Safra kanalý tam kesileri ise safranýn karýnda toplanmasý nedeniyle genellikle aðrý ve sepsis ile kendini gösterir. Bu durumda ilk yapýlacak iþlem ERKP'dir. Bazen safra kanalý tam kapalý görülür ve opak maddenin sonlandýðý noktada klipslere ait görüntü saptanabilir. Bazen de safra kanalýnýn proksimale doðru devamlýlýðý yoktur. Bu durumda safrayý dýþarý drene etmek ve proksimal safra yollarýnýn durumunu ortaya koymak için Perkütan Transhepatik Kolanjiyographi (PTK) yapýlmalýdýr. Eðer kýsmen týkanmýþ safra kanalý görülürse yaralanmanýn geniþliðini anlamak için ERKP yeterlidir. Safra fistülü bulunan hastalarda ilk yapýlacak tetkik fistülografi'dir. Daha sonra yapýlacak giriþimler fistülografide tespit edilecek anatomik bulgulara baðlýdýr (1). Aðrýlý sarýlýk ve sepsis bulgularý ile kendini gösteren bir olgumuzda önce USG yapýlarak intraabdominal koleksiyon tespit edildikten sonra 24 laparoskopi ile drenaj denendi. Daha sonra ERKP ile safra kaçaðýnýn sistik kanaldan olduðu ortaya konulduktan sonra sepsis bulgularýnýn devam etmesi üzerine lapararomi uygulandý. Bu hastada oluþan yaralanmanýn tipi Strasberg sýnýflandýrmasýna göre Tip A idi. Sadece sarýlýk semptomu ile baþvuran 3 olguda ise teþhis için USG, ERKP ve MRKP kullanýldý. Birinde patoloji ERKP ile diðer ikisinde ise MRKP ile tespit edildi. Strasberg sýnýflandýrmasýna göre oluþan yaralanmalarýn tipi iki olguda Tip E2 ve diðerinde Tip E4 idi. LK esnasýnda safra kanalý yaralanmasýnýn anlaþýlmasý konversiyon kolesistektomi endikasyonudur. Konversiyon durumunda iki nokta önemlidir. Birincisi, tamirin bu konuda tecrübeli bir cerrahi ekip tarafýndan yapýlmasýdýr. Ýkincisi ise patolojiyi ortaya koymak için geniþ disseksiyon yapmaktan kaçýnýlmalýdýr. Eðer bu konuda tecrübeli bir cerrahi ekip yoksa yapýlacak iþ laparoskopik olarak sað üst kadrana kapalý emici drenler konulup; olguyu safra yollarý cerrahisinde tecrübeli bir ekibin bulunduðu merkeze sevk etmektir. Bu tip zor rekonstrüksiyonlarýn bu konuda tecrübesiz cerrahi ekipler tarafýndan yapýlmasý halinde genellikle baþarýsýz sonuçlar ortaya çýkmaktadýr (1-13). 4 olgumuzda safra yolu yaralanmasýný çalýþma alanýnda safranýn görülmesi ile fark ettik ve laparotomi uyguladýk. Bu olgularýn üçünde Strasberg sýnýflandýrmasýna göre Tip E1, diðerinde Tip D yaralanma mevcuttu. LK sýrasýnda tespit edilen Tip A yaralanmalar sistik kanalýn sütüre edilmesi ve drenaj ile tedavi edilmektedir. Basit Tip D yaralanmalar T-tüp üzerinden ince absorbe olan sütür materyali ile defekt sütüre edilerek tamir edilir ve bu bölgeye kapalý emici dren konulur. Safra taþý oluþumunda kilit rol oynadýðýndan absorbe olmayan sütür materyali kullanýlmamalýdýr. Tam kesi durumunda Roux-En-Y hepatikojejunostomi yapýlmalýdýr. Anastomoz yapýlýrken mutlaka uyulmasý gereken prensipler vardýr. Anastomoz gergin olmamalý, beslenmesi mükemmel olmalý, yeterli geniþlikte yapýlmalý ve yara dudaklarý (mukoza-mukoza) olacak þekilde yaklaþtýrýlmalýdýr. Koledokokoledokostomi veya koledokoduodenostomi gibi diðer rekonstrüksiyon yöntemleri kullanýlmamalýdýr. Bu tip tamir yöntemleri hem gerginliði artýrabilmekte hem de kanlanmayý olumsuz olarak etkileyebilmektedir. Eðer mümkünse safra kanalýnýn ön yüzünde longitüdinal kesi yapýlmalý ve buraya geniþ yan yana Roux-En-Y hepatikojejunostomi yapýlmalýdýr. Bu iþlem genellikle sol hepatik kanala yapýlýr. Bunun için önce Hepp- Couinaud yaklaþýmý ile hepatik plate ayrýlarak sol hepatik kanal düþürülür. Bu yaklaþým bifurkasyonu tutan veya bifurkasyonun hemen altýndaki yaralanmalarda (Tip E2, E3) uygulanýr. Sað hepatik kanallar böyle bir yaklaþýma imkân vermez, çünkü ekstrahepatik bölümleri çok kýsadýr. (1,14-16). Anastomozun stent üzerinden yapýlmasý konusu tartýþmalýdýr. Yapýlan çalýþmalar eðer geniþ lümenli bir mukoza-mukoza anastomoz yapýlabilmiþ ise; stent üzerinden anastomozun hiçbir faydasýnýn olmadýðýný ortaya koymuþtur. Eðer çok küçük kalibreli kanallara anastomoz yapýlacaksa stent kullanýlmasý tavsiye edilmektedir(1,14-16). Tip E yaralanmalar darlýkla karþýmýza çýkar. Darlýklar dilatasyon ve ERKP veya PTK ile stent konularak tedavi edilebilir. Eðer darlýk hafif ve uzunluðu kýsa ise ve aylar, hatta yýllar sonra ortaya çýkmýþ ise cerrahi dýþý tedavi ile genellikle baþarýlý sonuçlar alýnabilir. Lillemoe stent tedavisi ile % 64 baþarý oraný bildirmiþtir. Tip E3 ve E4 de, fistül geliþmiþ ise ve yapýlan hepatikojejunostomiden sonra kýsa sürede darlýk oluþursa stent ile tedavi genellikle baþarýsýz olur. Stent tedavisinin baþarýsýz olmasý veya kanal devamlýlýðýnýn olmamasý durumunda cerrahi tedavi uygulanýr (1,14-16). Operasyon zamanýnýn planlanmasýnda dikkat edilecek bazý noktalar vardýr. Olgunun stabil olmasý ve safra yolu yaralanmasýndan sonra erken

dönemde görülmüþ olmasý, sað üst kadranda safra koleksiyonunun bulunmamasý ve çok kýsa sürede teþhis edilebilen ve vasküler olmayan basit yaralanmalar bulmasý gibi durumlarda erken tamir yapýlabilir. Fakat olgularýn çoðu ilk ameliyattan 1-6 hafta sonra görülmektedir. Bu dönemde lokal inflamasyon çok yoðundur. Bu nedenle önce safra yolu týkanýklýðýný rahatlatmak ve subhepatik safra koleksiyonu ve sepsisi önlemek için PTK ve perkutanöz eksternal drenaj uygulanmasý tavsiye edilir. Onarým yoðun inflamasyon geriledikten sonra, genellikle son ameliyattan 3 ay sonra yapýlmalýdýr. Kompleks yaralanma mevcutsa ve bu olgularda termal yaralanma veya eþlik eden iskemik yaralanmadan þüphe ediliyorsa olgu ilk hafta içinde müracaat etse dahi beklenmelidir. Yaralanma operasyondan aylar sonra teþhis edilmiþ ve stenoz veya bilioenterik anastomozda geç dönemde geliþen darlýk stent ile giderilemiyorsa hemen müdahale edilmelidir (16,17). Kliniðimizde peroperatif safra yolu yaralanmasý tespit edilen 4 olguya hemen müdahele edilmiþtir. Bu olgular stabil idi ve yaralanmalarý operasyon sýrasýnda tespit edilmiþti. Postoperatif dönemde safra yolu yaralanmasý tespit edilen 4 olguda ise tamir patoloji tespit edilir edilmez hemen yapýlmýþtýr. Postoperatif ikinci gün teþhis edilen bir olguda intraabdominal safra koleksiyonu, sepsis ve sistik kanaldan safra kaçaðý mevcuttu. Postoperatif ilk hafta içinde (iki olgu postoperatif 6. gün, bir olgu postoperatif 7. gün) erken teþhis edilen iki olguda; ana safra kanalýnda tam kesi ve sadece sarýlýk mevcuttu. Bu olgular erken müdahale için gerekli þartlara uygun olduklarý için erken onarým yapýlmýþtýr. Onarým için ameliyattan önce yaralanmanýn durumu ve þekli hakkýnda tam bilgi sahibi olmak gerekmektedir. Bunun yapýlmamasý tamirde baþarýsýzlýða sebep olur. Ayrýca PTK ile yerleþtirilen kataterler ameliyatta yaralanan safra kanalýný tespit etmekte yardýmcý olmaktadýr (1,14-16). Safra yolu onarýmlarý ile ilgili çalýþmalarda kýsa dönem sonuçlarýnýn çok iyi olduðu bildirilmektedir. Ancak açýk kolesistektomi sýrasýnda oluþan safra yolu yaralanmalarýnda ilerleyici tipte restenoz olasýlýðýnýn bulunduðu bildirilmektedir. Tamirden sonraki ilk iki yýl içinde vakalarýn üçte ikisinde restenoz geliþmektedir. Hatta on yýl sonra geliþen restenoz vakalarý vardýr. Restenoz oraný % 5-28 arasýnda deðiþmektedir. Son zamanlarda LK sýrasýnda oluþan yaralanmalarýn çok daha ciddi olduðundan; baþarý oranýnýn bu kadar iyi olmayacaðý ileri sürülmektedir. Bifurkasyonun üstünde çok sayýda safra kanalýný tutan yaralanmalarýn prognozu ana hepatik kanal yaralanmasý bulunan vakalarýn prognozundan daha kötüdür (1,14,15-17). Basit safra kaçaklarýnda ERKP ile yapýlan endoskopik sfinkterotominin kaçaðýn kesin tedavisinde et-kili olduðu, major yaralanmalarda ise stentleme ile fistülün kapatýlarak cerrahiye hazýrlamada önemli rol Summary The analysis of our patients with biliary injuries oynadýðý bazý çalýþmalarda gösterilmiþtir (18-20). Sonuç olarak safra yolu yaralanmalarý daha çok LK sýrasýnda ortaya çýkan ve bu konuda tecrübeye sahip cerrahi ekiplerce tedavi edilmesi gereken bir hastalýktýr. Eðer peroperatif tespit edilirse ve cerrahi ekip bu konuda tecrübeli ise hemen laparatomi yapýlmalý ve onarým iþlemi literatürde belirtildiði gibi yaralanmanýn Strasberg sýnýflandýrmasýnda tarif edilen tipine uyan yöntem seçilerek uygulanmalýdýr. Postoperatif erken teþhis edilenlerde de erken müdahale yapýlabilir. Ancak 1-4 hafta içinde teþhis edilenlerde eksternal drenaj ve PTK ile safra drenajý saðlandýktan ve yoðun inflamasyon geriledikten sonra, genellikle 3 ay sonra onarým uygulanmalýdýr. Eðer bilioenterik anastomoz yapýlacaksa mukozamukoza olacak þekilde, gergin olmayan geniþ kalibreli, yan yana Roux-En-Y hepatikojejunostomi yapýlmalýdýr. Buna raðmen bu olgularda onarým sonuçlarý pek iç açýcý olmayýp zamanla yüksek seviyeli, ilerleyici tip restenoz geliþmektedir. Purpose: The aim of this study is to review risk factors, prevention, management and timing of surgery, presentation, investigation and principles of treatment for biliary injuries and strictures with retrospective examination of our cases. Background: Bile duct injuries still continue to be one of the most serious problems in surgical practice. By far iatrogenic strictures following upper abdominal surgery,especially cholecystectomy are the most common problem. Materials and Methods: Eight patients with biliary injury and strictures who were treated between May 1999 and January 2005 in Mersin University Medical School General Surgery department were investigated retrospectively according to age, gender, risk factors, management and timing of surgery, presentation, investigation and principles of treatment, early and long-term outcomes. Results: Biliary injuries in all patients who were treated in our department were occurred during laparoscopic cholecystectomy. 4 patients were diagnosed during the operation, 4 patients were diagnosed in the immediate postoperative period. Roux-En-Y hepaticojejunostomy and closure of the defect with sutures over a T-tube was performed in our patient to repair these injuries. Two patients were died and 6 patients were followed-up for short and long term results. Biliary complications like bile fistula and biliary injury and strictures were not observed in none of these patients in long term follow-up. Conclusion: Bile duct injuries during laparoscopic cholecystectomy continue to be an important clinical entity. Injury rates have decreased; but have not reached open cholecystectomy levels. Most injuries in our study are diagnosed intraoperatively or early postoperatively, and with management the long term results are acceptable. Key Words: biliary injuries, Laparoscopic cholecystectomy, Roux-En-Y hepaticojejunostomy YIL//2005 CÝLT//21 SAYI//1 OCAK-ÞUBAT-MART 25

KAYNAKLAR 1. Strasberg MS, Soper N. Benign Biliary Strictures. Cameron JL. Current Surgical Therapy. 8 th Edition.Philadelphia. Elseiver- Mosby, 2004:410-415. 2. Bernard HR. Laparoscopic cholecystectomy: the New York experience. J Laparoendosc Surg 1993;3(4):371-374. 3. Adamsen S, Hansen OH, Funch-Jensen P, Schulze S, Stage JG, Wara P. Bile duct injury during laparoscopic cholecystectomy: a prospective nationwide series. J Am Coll of Surg 1997;184(6):571-578. 4. Russell JC, Walsh SJ, Mattie AS, Lynch JT. Bile duct injuries, 1989-1993. A statewide experience. Connecticut Laparoscopic Cholecystectomy Registry. Arch Surg 1996;131(4):382-388. 5. Strasberg SM, Hertl M, Soper NJ. An analysis of the problem of biliary injury during laparoscopic cholecystectomy. J Am Coll Surg 1995;180(1):101-125. 6. Davidoff AM, Pappas TN, Murray EA, Hilleren DJ, Johnson RD, Baker ME, Newman GE, Cotton PB, Meyers WC. Mechanisms of major biliary injury during laparoscopic cholecystectomy. Ann Surg 1992;215(3):196-202. 7. Brunt LM, Soper NJ. Laparoscopic cholecystectomy; early results and complications. Compl Surg 1993;12.47-53. 8. Strasberg SM, Eagon CJ, Drebin JA. The "hidden cystic duct" syndrome and the infundibular technique of laparoscopic cholecystectomy: the danger of the false infundibulum. J Am Coll Surg 2000; 191(6):661-667. 9. Meyers WC, Peterseim DS, Pappas TN, Schauer PR, Eubanks S, Murray E, Suhocki P. Low insertion of hepatic segmental duct VII-VIII is an important cause of major biliary injury or misdiagnosis. Am J Surg 1996; 171(1):187-191. 10. Hunter JG. Avoidance of bile duct injury during laparoscopic cholecystectomy. Am J Surg 1991;162(1):71-76. 11. Asburn HJ, Rossi RI, Lowell JA, Munson JL. Bile duct injury during laparoscopic cholecystectomy: mechanism of injury, prevention, and menagement. World J Surg 1993;17(4):547-551. 12. Fletcher DR, Hobbs MS, Tan P, Valinsky LJ, Hockey RL, Pikora TJ, Knuiman MW, Sheiner HJ, Edis A. Complications of cholecystectomy: risks of the laparoscopic approach and protective effects of operative cholangiography: a population-based study. Ann Surg 1999; 229(4):449-457. 13. Strasberg SM. Laparoscopic cholecystectomy. In: Cameron JL. Ed. Current surgical therapy. 6th ed. Baltimore, MD: Mosby; 1998:1164-1169. 14. Lillemore KD, Martin SA, Cameron JL, Yeo CJ, Talamini MA, Kaushal S, Coleman J, Venbrux AC, Savader SJ, Osterman FA, Pitt HA. Major bile duct injuries during laparoscopic cholecystectomy. Follow-up after combined surgical and radiologic management. Ann Surg 1997;225(5):459-468. 15. Murr MM, Gigot JF, Nagorney DM, Harmsen WS, Ilstrup DM, Farnell MB. Long-term results of biliary reconstruction after laparoscopic bile duct injuries. Arch Surg 1999;134(6):604-609. 16. Walsh RM, Henderson JM, Vogt DP, Mayes JT, Grundfest-Broniatowski S, Gagner M, Ponsky JL, Hermann RE. Trends in bile duct injuries from laparoscopic cholecystectomy. J Gastrointest Surg 1998;2(5):458-462. 17. Walsh RM, Vogt DP, Ponsky JL, Brown N, Mascha E, Henderson JM. Management of failed biliary repairs for major bile duct injuries after laparoscopic cholecystectomy. J Am Coll Surg 2004;118(5):368-371. 18. Geenen DJ, Geenen JE, Hogan WJ, Schenk J, Venu RP, Johnson GK. Endoscopic therapy for benign bile duct strictures. Gastrointestinal Endoscopy. 1989;35.95-101. 19. Christoroforidis E, Goulimaris I, Tsalis K, Kanellos I, Demetriades H, Betsis D. The endoscopic management of persistent bile leakage after laparoscopic cholecystectomy. Surg Endoscopy. 2002; 16: 843-6. 20. Tekant Y. Safra yolu yaralanma ve selim darlýklarýnda Endoskopik Retrograd Kolanjiopankreatografinin iki rolü: Kesin Tedavi, Cerrahiye hazýrlama (111 vakalýk kiþisel deneyim). Ulusal Cerrahi Dergisi. 2002;18(4):207-213. 26