Başkent. Sağlıkta Adres. Sayı 1 / İlkbahar 2011

Benzer belgeler
KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

SAĞLIKLI BESLENME. AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Sağlıklı Yaşam Merkezi Dyt. Melda KANGALGİL

neden az yağlı az kolesterollü diyet?

gereksinimi kadar sağlamasıdır.

SAĞLIKLI BESLENME VE MENÜ PLANLAMA BİLKENT ÜNİVERSİTESİ KAFETERYALAR İŞLETMESİ MÜDÜRLÜĞÜ

1- Süt ve Sütten Yapılan Besinler

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

Sağlıklı besleniyoruz Sağlıkla büyüyoruz. Diyetisyen Serap Orak Tufan

DENGELİ BESLENME NEDİR?

KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU

GEBELİK DÖNEMİNDE BESLENME. Dr. Hülya YARDIMCI A.Ü. Beslenme ve Diyetetik Bölümü

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

KOAH VE EGZERSİZ KOAH TA EGZERSİZ TAVSİYELERİ

TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI PASİF ETKİLENİM

İLKÖĞRETİM ÇOCUKLARI İÇİN SAĞLIKLI BESLENME BESİN ÖGELERİ

Kanser tedavisi sırasında sağlıklı bir diyet hemen hemen başka zamanlardakiyle aynıdır. Her gün çeşitli gıdalar yemeniz gerekir.

HASTALIKLARA ÖZEL BESLENME

BESLENME İLKELERİ BESLEME, BESİN ÖĞESİ VE SAĞLIK

Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

KALP DAMAR SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI RİSKLERİNDEN KORUNMA

ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME

ÇOCUKLARIN BÜYÜME VE GELİŞMESİNDE YETERLİ VE DENGELİ BESLENME

KALP KRİZİNDE İLK MÜDAHALE VE STENTLİ HASTANIN YAŞAMI. Uzm.Dr. Selahattin TÜREN Kardiyoloji Bölümü

GEBELİKTE YETERLİ ve DENGELİ BESLENME

Sigaranın Vücudumuza Zararları

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

Astım hastalarında görülen öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi yakınmaların sebebi, solunum

Kalp Hastalıklarından Korunma

OKUL ÇAĞINDA BESLENME

BESİNLER. Süt, yumurta, peynir, et, tavuk, balık gibi hayvansal kaynaklı besinler

Dengeli Beslenme. Efe Kaan Fidancı

Vitaminlerin yararları nedendir?

OSTEOPOROZ. Uzm Dr Duygu KURTULUŞ HNH FTR Kliniği K

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu

SAĞLIKLI BESLENME TABAĞI

DİYABETTE BESLENME PRENSİPLERİ

Adet döneminin gecikmesi ile beraber göğüslerde aşırı şişkinlik ve hassasiyet oluşur. Gebelik ilerledikçe göğüsler büyür ve göğüs uçları koyulaşmaya

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

SAĞLIKLI BESLENME TABAĞI

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır.

Sağlıklı Kan Basıncı Sağlıklı Kalp Atımı

PIHTIÖNLER (KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI }EDOKSABAN (LİXİANA)

Ayberk Eskrim Kulübü - SEZON BAŞI YILLIK SAĞLIK ÖYKÜSÜ FORMU

Endometriozis. (Çikolata kisti)

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ NEDİR

9. Sigarayı bırakma zamanı

AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİNDE İLK 1000 GÜNDE BESLENME DR.GÖNÜL KAYA

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu

BESLENME REHBERİ BESİN ÖĞELERİ

Beslenme: Yeterli ve dengeli beslenme: Besin: hayvansal kaynaklı besinlerdir. bitkisel kaynaklı besinlerdir. Besin öğesi:

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT İLKÖĞRETİM OKULU Sağlık Bülteni-1. YETERLİ ve DENGELİ BESLENME. PSİKOLOJİK DANIŞMA ve REHBERLİK BÖLÜMÜ

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI T Ü R K İY E HALK SAĞLIĞI KURUM U Van Halk Sağlığı Müdürlüğü

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

MENOPOZ DÖNEMİNİN ÖZELLİKLERİ

GÜVENLİ ANNELİK. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı 2016

4.Sınıf Fen Bilimleri

Hisar Intercontinental Hospital

TC SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ ANTALYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

Menopozda Öz-bakım. Doç.Dr.Nevin Hotun Şahin İ.Ü Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi

ÇOCUKLARDA BESLENME. Dr.Belkıs Kütük Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Liv Hospital Ankara

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı Hasta Eğitimi 2015

Kan basıncının normalden fazla olmasıdır. Büyük tansiyon 140 mm Hg veya küçük tansiyon 90 mm Hg dan fazla ise yüksek tansiyon olarak kabul edilir.

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

Diyabet ve egzersiz TÜRKİYE ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA DERNEĞİ DİABETES MELLİTUS ÇALIŞMA VE EĞİTİM GRUBU

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

Bireyin bedensel, ruhsal, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik ve uyum halidir. Sağlık nedir?

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

Emzirme dönemindeki beslenmeniz en az hamilelikte beslenmenize dikkat etmeniz kadar önemlidir.

Prof. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU

Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi. Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Eğer metabolizmanızda bir sorun varsa, başta kilo kontrolünüz olmak üzere vücudunuzdaki pek çok şey problemli hale gelir.

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor.


Astım tedavisinde yaygın olarak yapılan yanlışlar vardır. Bu doğru bilinen yanlışların düzeltilmesi

GRİP İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ 2008

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

PLASTİK CERRAHİ MEME ESTETİĞİ

09/11/2015 ANEMİ (KANSIZLIK)

ŞEKER HASTALARINDA SAĞLIKLI BESLENME NASIL OLMALIDIR? Uzm. Dyt. Yonca SEVİM Haseki Eğ. ve Araş. Hast. Diyet Polikliniği

SAĞLIKLI KALP İÇİN AKTİF YAŞAM

NÖROMUSKÜLER HASTALIKLAR

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Böbrek Hastalıklarında BESLENME. TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ Hayat sağlıkla güzeldir. BESLENME ve DİYET POLİKLİNİĞİ

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın

Sporcu Beslenmesi Ve Makarna. Prof. Dr. Funda ELMACIOĞLU Beslenme ve Diyetetik Bölümü Bölüm Başkanı

EKMEKSİZ DİYET OLUR MU? ŞİŞMANLIĞIN TEK SUÇLUSU EKMEK Mİ? Dilara Koçak Beslenme ve Diyet Uzmanı 8 Mart

EMZİREN ANNELERİN BESLENMESİ. Kendiniz ve bebeğiniz için sağlıklı olan gıdaları seçin

AKCİĞER KANSERİ AKCİĞER KANSERİNE NEDEN OLAN FAKTÖRLER

ALLERJİNİN NEDENİ NEDİR?

GEBELİKTE FİZİKSEL AKTİVİTE ve EGZERSİZ

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler

MEME KANSERİ TARAMASI

YETERLİ DENGELİ BESLENME

Transkript:

Sağlıkta Adres Başkent Sayı 1 / İlkbahar 2011 BAHAR YORGUNLUĞU Uzm. Diyetisyen Yeter ÇELİK ÇOCUKLARDA BAHAR HASTALIKLARI Doç. Dr. Özlem YILMAZ ÖZBEK SAĞLIKLI BESLENMENİN TEMEL KURALLARI Diyetisyen Neşe OSKAY PANİK ATAK Yrd. Doç. Dr. Gamze ÖZÇÜRÜMEZ YAĞ ALDIRMA/LIPOSUCTION Doç. Dr. Nilgün Markal ERTAŞ Meme Kanserİ, Belİrtİlerİ ve Tanı Yöntemlerİ Doç. Dr. Mahmut Can YAĞMURDUR Doç. Dr. Nihal USLU AİLE HEKİMLİĞİ UYGULAMASI NEDİR? Uzm. Dr. Fisun SÖZEN EGZERSİZ VE YAŞAM Fizyoterapist Demet ŞAYLI SİGARAYI NEDEN BIRAKMALIYIZ Prof. Dr. Şule Akçay Başkent Üniversitesi Hastanesi yayınıdır

TANI VE TEDAVİ BİRİMLERİ Acil Tıp Anesteziyoloji - Ağrı kliniği Aile Hekimliği Beyin ve Sinir Cerrahisi Çocuk Cerrahisi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dermatoloji - Aşırı Terleme Tedavisi - Botox Uygulaması - Fototerapi Diş Hekimliği Endokrinoloji Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Gastroenteroloji Genel Cerrahi - Yanık Polikliniği Göğüs Hastalıkları - Sigara Bırakma Kliniği - Uyku Laboratuarı Hematoloji Kalp Damar Cerrahisi Göz Hastalıkları Kadın Hastalıkları ve Doğum - Tüp Bebek Kardiyoloji Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Nefroloji - Ayaş Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi - Yapracık Geriatri ve Psikososyal Rehabilitasyon Merkezi - Yenikent Diyaliz Nöroloji Nükleer Tıp Ortopedi ve Travmatoloji Patoloji Plastik ve Rekonsrüktif Cerrahisi Psikiyatri Romatoloji Radyodiagnostik Tıbbi Genetik Tıbbi Onkoloji Üroloji - Taş Kırma Kliniği - Ürodinami Laboratuarı

İÇİNDEKİLER 06 08 12 16 18 20 24 28 32 1

Sağlıkta Adres Sağlık ve Magazin Dergisi Sahibi Başkent Üniversitesi Hastanesi Adına Başhekim Prof. Dr. Ali HABERAL Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Melek ALKAN ÇAKMAK Tasarım Uygulama Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi İletişim Tasarımı Bölümü Baskı Can Matematik Limited Şirketi İvedik Organize Sanayi Ağaç İşleri Sitesi, 21.Cadde 524. Sokak, No: 30 İvedik/ANKARA Tel: (0312) 395 06 70 Okuyucu Köşesi için mail adresimiz okurkosesi@baskent-ank.edu.tr Yayın Türü Yerel Süreli Yayın Basım Tarihi 03/06/2011 İdare Adresi Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi 10.Sokak, No:45 Bahçelievler/ANKARA Tel: (0312) 212 68 68 Faks: (0312) 223 73 33 www.baskent-ank.edu.tr 2 Başkent 1980 yılında Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı olarak hizmete giren ve kurucu rektörümüz Prof. Dr. Mehmet HABERAL ın, Hastalar olduğu için biz varız, biz olduğumuz için hastalar değil. söyleminden yola çıkarak yön verdiğimiz çalışmalarımız, bugün, farklı illerdeki sağlık merkezlerimizle zincir kuruluş haline gelmiştir. Ankara da sektöründeki birçok alanda ilklere imza atmış, tedavi protokolleri konusunda referans merkezi olarak kabul edilen Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi olarak, deneyimlerimizi farklı mecralarda sizlere iletmek için Sağlıkta Adres Başkent isimli dergiyi yayınlamaya karar verdik. Hastalıkların tedavisinde erken teşhisin hastalar açısından önemi ve hizmet sunumumuzun etki alanını genişletme fikrinden yola çıkarak yayınlamaya karar verdiğimiz dergide amacımız; hekimlerimizin bilgilerini sizlere ulaştırarak, toplumumuzun koruyucu sağlık hizmetleri konusundaki bilinç seviyesini yükseltmeye çalışmaktır. Hastanemizden hizmet alan veya alacak olan tüm okuyucularımızı sağlık konuları hakkında bilgilendirmek, hastalıkların belirtileri, seyri ve olası tedavi yöntemleri hakkında açıklamalar ve uyarılar yapmak çıkış noktamız. Bu noktada, sizlere konusunda uzman hekimlerimizin bilgi ve deneyimlerini aktaracağız. Hazırladığımız dergide, sağlıkla ilgili konuların yanı sıra Ankara da ve diğer illerdeki merkezlerimiz hakkında güncel haberleri aktaracağız. Bu sayıdan sonra yayınlayacağımız her sayıda, hastanemizdeki farklı bir bölümü ele alıp, o bölümün hekim kadrosunu tanıtacağız. Ayrıca bölümlerdeki son tedavi yöntemleri, ekipman ve teknik donanımımız hakkında da bilgi sahibi olabileceksiniz. Dergimizde yer alan okuyucu köşesi sayesinde Ankara lıların sağlık nabzını tutup, dergide yer alacak konuları sizler aracılığıyla belirlemeye çalışacağız. Talepleriniz doğrultusunda bizleri yönlendirebileceksiniz. Sürekli yenilenen, büyüyen ve farklı yerleşkelerde hizmet veren hastanemizi, sizlerin desteğiyle şekillendireceğimizi iletmek isteriz. Hasta memnuniyetini ön planda tutarak sunduğumuz tedavi hizmetlerinde en güncel teknolojiyi kullanarak daha sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeniz için daima yanınızda olacağız. Bahar mevsimiyle birlikte yayın hayatına merhaba diyen dergimizin, yeni başlangıçlara, güzel umutlara ve daha demokratik bir Türkiye ye doğmuş olmasını umut eder, yaşam boyu sağlık dileriz. Prof. Dr. Ali HABERAL 3

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ANKARA HASTANESİ YÖNETİMİ Prof. Dr. Ali HABERAL Sağlık Kuruluşları Direktörü Müşerref YATIKOĞLU İnsan Kaynakları Sorumlusu Prof. Dr. Esra KUŞCU Klinik Hizmetlerden Sorumlu Başhekim Yardımcısı Melek ALKAN ÇAKMAK Hasta Hakları ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Prof. Dr. Sibel BENLİ Klinik Hizmetlerden Sorumlu Başhekim Yardımcısı Şendal KURT Hasta Kabul Ünite Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet COŞKUN Klinik Hizmetlerden Sorumlu Başhekim Yardımcısı Mehmet ALTUN Bilgi İşlem Müdürü Doç. Dr. Adnan TORGAY Klinik Hizmetlerden Sorumlu Başhekim Yardımcısı Rıza GÜRDAL Satın Alma Müdürü Doç. Dr. Gaye ULUBAY Klinik Hizmetlerden Sorumlu Başhekim Yardımcısı Nurullah SEKÜ Teknik Bakım Onarım Sorumlusu Ecz. Münire TURAN İdari İşlerden Sorumlu Başhekim Yardımcısı Gökhan TUNA Biyomedikal Sorumlusu BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ TÜP BEBEK MERKEZİ Kubilay Sokak, No: 36, Maltepe/ANKARA Tel: (0312)232 44 00 Faks: (0312)2323912 Uzm. Dr. Gökhan EMİNSOY İdari İşler Koordinatörü Uzm. Dr. Fisun SÖZEN İdari İşler Sorumlusu Öğr. Gör. Ziyafet UĞURLU Hemşirelik Hizmetleri Müdürü Hülya AÇIKGÖZ Kurum Ev İdaresi Sorumlusu Barbaros ÇELİKOĞLU Güvenlik Müdürü Ahmet Aydın YAMAK Ulaşım Sorumlusu 4 5

Uzm. Diyetisyen Yeter ÇELİK Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü Bahar Yorgunluğunun Belirtileri; Uyku düzensizliği İştah azalması Kas krampları Eklem ağrıları Kadınlarda adet düzensizliği olarak görülebilir. BAHAR YORGUNLUĞU BELİRTİLERİ Soğuk kış günlerinin geride kalmasıyla doğa, ilkbaharla birlikte kendisini canlandıracak enerjilerini gün yüzüne çıkarmaya başlar. Artan sıcaklıkların verdiği enerji doğanın güzelleşmesi için dinamik bir ortam yaratır. Bununla birlikte ilkbahar her ne kadar güzel bir mevsim olsa da beraberinde getirdiği bahar yorgunluğu bazı kişiler için çekilmez olur. Bahar yorgunluğu, iklim değişikliğinin vücutta yarattığı yorgunluk hissi olarak tanımlanır. En belirgin özelliği kişiyi aşırı derecede etkilememesi ve kişide yorgunluk hissinin birkaç hafta devam etmesidir. Bahar Yorgunluğunun Nedenleri; En önemli nedeni havadaki ani ısı değişikliklerinin hormonal sistemi etkilemesidir. Vücutta bir iklimden diğer iklime geçerken korunma amacıyla bazı hormonlar (adrenalin ve kortizol gibi) normalden daha fazla salgılanır. Bu hormonlar başlangıçta yararlıdır ancak uzun süre salgılandığında yorgunluk ve bitkinliğe sebep olur. Havanın ısınmasıyla fazla suyun buharlaşması havadaki nem oranının ve iyon yükünün değişmesine neden olur. Havadaki elektrik yükünün değişmesi insanları fizyolojik olarak etkileyerek yorgun hissetmesine sebep olabilir. Hareketsiz bir yaşam sürdürülmesi, ağır ve kilo aldırıcı besinlerin tüketimi sonucunda kilo alınması, ilkbaharla gelen hareketli yaşama uyumda zorluklar oluşturabilir. Bahara doğru kişinin yeni beslenme şekline adapte olmaması da bahar yorgunluğunun ortaya çıkmasındaki önemli sebeplerden birisidir. Bahar yorgunluğuna karşı alınacak önlemler; Dengeli ve yeterli beslenmeye dikkat edilmelidir. Antioksidan vitamin içeren besinlerin tüketimi artırılmalıdır. A ve C vitamininden zengin yeşil, sarı, kırmızı, turuncu renklerdeki sebze ve meyvelerin tüketimi artırılmalıdır. Diğer bir antioksidan olan E vitaminini almak için ceviz, kavrulmamış badem, fındık gibi yağlı tohumlara günlük beslenmede yer verilmelidir. Sebze ve meyve tüketimi 5-6 porsiyona kadar arttırılmalı, yağ miktarı azaltılmalıdır. Bir öğünde çok miktarda yemek yerine ara öğünlerin olduğu sık sık beslenme düzeni oluşturulmalıdır. Katkı maddelerini fazla içeren tuz ve yağdan zengin sucuk, salam, sosis gibi şarküteri ürünleri, tuzlu kuru yemişler, cipsler, krakerler, kızartılarak ve kavrularak yenilen besinlerden uzak durulmalıdır. Şeker oranı yüksek meşrubat, asitli içecekler, hazır meyve suları yerine su, taze sıkılmış meyve suları, maden suyu gibi içecekler artırılmalıdır. Günlük alınan su miktarı 2-2.5 litreye çıkartılmalıdır. Kahve, çay gibi içeceklerdeki kafein vücuttan sıvı atımını artıracağı için azaltılmalıdır. Sıcak içecek olarak yeşil çay tercih edilebilir. En iyi yapılacak egzersiz 15-45 dakikalık açık havada yürüyüşlerdir. Eğer kişinin egzersiz kapasitesi yeterliyse 4-10 km lik yürüyüşler tercih edilebilir. Egzersizler sabahları ya da öğle sonraları yapılabilir. Aerobik egzersizlerine ek olarak yüzme ya da bisiklete binme de yapılabilecek egzersizlerdendir. Uyku düzenini sağlayabilmek için alışık olunan uyku düzeni değiştirilmemelidir. Kişinin ihtiyacı olan uykuyu uyuması esas alınmalıdır. Sessiz, ısısı iyi olan bir odada, rahat bir kıyafetle daha rahat uyuma sağlanabilir. Alerji, kalp damar hastalığı, astım ve şeker hastalığı gibi kronik rahatsızlıkları olanlar bahar aylarında doktor kontrollerini yaptırmalıdır. Çünkü bu hastalarda oluşabilecek komplikasyonlar bahar yorgunluğu olarak düşünülebilir. Destekleyici vitaminler, doğal olarak bilinen destekleyici ürünler kontrolsüz bir şekilde kullanılmamalıdır. Doktora danışılarak kullanılması daha sağlıklı olacaktır. 6 7

Polenlerin neden olduğu bahar nezlesi Nisan- Burun içindeki doku şiş ve soluktur. Burunda- lenlerin ortaya çıkmasıyla her iki gözde ka- Mayıs aylarından itibaren başlayıp Temmuz ki kaşıntıyı gidermek için avuç içiyle burnun şıntı, sulanma, yanma ve kızarıklık başlar. Bu ayına kadar devam edebilir. Bulgular; yukarıya doğru sürtünmesi çocuklarda aler- yakınmalara genellikle burundaki bulgular da burun, kulak, damak ve boğazda kaşıntı, jik selam denilen görüntüye ya da burnun alt eklenir. Doç. Dr. Özlem YILMAZ ÖZBEK Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlığı hapşırma, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, sık boğaz temizleme, 1/3 kısmında yatay bir çizgilenmeye neden olur. Burun tıkanıklığı ve alt göz kapağındaki damarlarda dolgunluk göz altlarında şişliğe ve koyulaşmaya neden olabilir. Tedavinin esas amacı alerjik hastalık belirtilerini kontrol etmek ve hastanın yaşam kalitesini düzeltmektir. Polenlerin en yoğun olduğu uyku problemleri. saatler sabah ve öğle saatleridir. Bu saatlerde ÇOCUKLARDA BAHAR HASTALIKLARI Burun tıkanıklığı nedeniyle yaşanan horlama, gece uyanma ve ağızdan soluma gün boyu yorgunluk hissi ile birlikte derslerde dikkat eksikliğine neden olabilmektedir. Konjunktivit, göz kapağının iç kısmını ve gözün ön yüzeyini kaplayan şeffaf bir zar olan konjonktivanın iltihaplanmasıdır. Mevsimsel alerjik konjunktivit göz alerjilerinin yaklaşık olarak yarısını oluşturur. Baharla birlikte po- pencereler açılmamalıdır ve mümkünse öğleden sonra dışarıya çıkılmalıdır. Alerjik Nezle (Saman Nezlesi) Alerjik nezle toplumda en sık görülen alerjik hastalıklardan biridir. Her yaşta ortaya çıkabilir. Özellikle alerjik olan anne ve/veya babaların çocuklarında görülme sıklığı daha fazla olan bu hastalık; endüstriyel gelişmiş ülkelerde, çevre kirliliği gibi faktörlerin artması ile giderek artmaktadır. Polen, ev tozu akarları ve hayvan tüyleri gibi alerjenlerin neden olduğu, burundaki mikrobik olmayan alerjik iltihaptır. Hastanın yaşam kalitesini belirgin şekilde bozabilen bir hastalıktır. Belirli bir alerjenle karşılaşıldığı zaman şikayetler ortaya çıkar. Hastanın şikayetlerinin ortaya çıkabilmesi için hastanın sorumlu alerjenle daha önceden en azından bir kez karşılaşmış ve ona duyarlı hale gelmiş olması gereklidir. Alerjik nezlenin en sık görülen nedeni ot ve ağaç polenleridir. Bu nedenle bahar aylarında polenlerin çıkması ile bulgular başlar. Bahar döneminde sıklıkla alerjik konjonktivit (göz nezlesi) ile birliktelik gösterir. Hem burunda hem de beraberinde gözlerde kızarma, kaşıntı, yanma hissi olduğu için bahar nezlesi denir. Bu hastalar astım geliştirme açısından daha riskli gruptadırlar. 8 9

Ev ve arabalarda polenleri tutan hava filtreleri Sigara dumanına maruz kalmak, kalıtsal ola- eforla öksürük, ların daha da ilerlemesine neden olabilir. Oksi- düzeltmektir. Koruyucu çevresel önlemler al- 2. Havayollarında oluşan daralmayı giderecek kullanılmalıdır. Çamaşırlar polen mevsiminde dışarıda kurutulmamalıdır. Dış ortamdan eve gelince duş yapılmalı ve elbiseler değiştiril- rak astıma yatkınlığı olan bireyde astıma neden olabilir veya mevcut astımı kötüleştirebilir. Hava kirliliği, ev tozu akarları, polenler gibi nefes darlığı, göğüste tıkanma ve sıkışma hissi görülebilir. jen ihtiyacı veya ciddi solunum sıkıntısı olursa hastaneye yatış gerekebilir. mak birincil öneme sahiptir. Astımı tetikleyen sigara, çevre kirliliği gibi faktörlerden uzak durmak ve polen alerjisi olan bireylerde bu ve gerektiğinde kullanılacak olan bronşları açan ilaçlardan oluşmaktadır. melidir. Astım Astım; soluduğumuz havayı taşıyan akciğer içindeki havayollarının mikrobik olmayan uzun süreli iltihabıdır. Bu iltihap sonucu havayolları şişer; yapışkan balgam oluşur, havanın geçtiği havayolu daralır ve çevresel uyarılara karşı duyarlı hale gelir. bazı çevresel etkenler ile viral enfeksiyonlar da astım atak belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bahar aylarında polen alerjisi olan bireylerde astım atak bulguları ortaya çıkabilir. Polen allerjisi olan astımlı birey polenleri soluduğunda havayolunun çevresindeki kaslar kasılarak havayolunun daralmasına neden olur, hava- Bu belirtilerden bir veya birkaçı birlikte olabilir. Aniden başlayabileceği gibi kronik bir seyir izleyebilir. Belirtiler tekrarlayıcı nitelikte olup genellikle gece ya da sabaha karşı ortaya çıkar. Astımlı çocukların çoğunda egzersiz yaptıklarında, çok ağlayıp güldüklerinde belirtiler ortaya çıkabilir. Ancak astımı iyi kontrol edilen, yeterli tedavi gören astım hastaları normal Alerjik nezle nedeniyle takip edilen kişiler bu dönemde astım bulguları açısından dikkatle izlenmelidir ve hastalar da bu bulgular hakkında bilgilendirilmelidir. Astım düşünülen kişilerde öykü ve muayene bulguları ile çoğu hastada tanı konabilmektedir. Solunum fonksiyon testleri de tanıda yardımcı olmaktadır. dönemde polenlerle teması mümkün olduğunca azaltmaya çalışmak gerekmektedir. Astım tedavisinde kullanılan temel ilaçlar inhale (nefes yolu ile) verilenlerdir. İlaçların bronşlara yeterli bir biçimde ulaşması amaçlanmaktadır. İlacın uygun bir şekilde uygulanabilmesi için hastanın derin nefes alma manevrasını yapması gerekmektedir. Bu Gerektiğinde kullanılacak ilaçların düzenli kullanımları önerilmez. Sadece nefes darlığı, hırıltılı solunum durumunda veya egzersiz öncesi gibi ihtiyaç duyulduğunda kullanılması önerilmektedir. Hastalığı kontrol altında tutan nefes yolu ile alınan steroidler ise doktorunuzun önerdiği doz ve sürede, yakınmanız olmasa bile düzenli olarak alınmalıdır. Astım kalıtsal yatkınlığı olan bir hastalıktır ve her yaşta başlayabilir. Ailesinde astım öyküsü olan çocuklarda astım riski daha yüksektir. Bebeklik döneminde egzema ve sonraki dönemlerde alerjik nezle gelişmiş olması da bu yollarının yüzeyi iltihaplanıp şişmeye başlar ve havayolunun daha da daralmasına neden olur. Sonuç olarak; tekrarlayıcı öksürük, hırıltı, hışıltı, günlük aktivitelerini yapabildikleri gibi, çeşitli spor ve egzersizleri de yapabilirler. Havayolu darlığı olduğunda solunan hava bronşlara rahat girip çıkamaz. Bu durum ilerlerse solunan havadaki oksijen yeterli şekilde Düzenli tedavi ve önlemlerle, astıma bağlı yakınmaları ortadan kaldırmak, tamamen sağlıklı ve normal bir yaşam sürdürebilmek mümkündür. Tedavinin esas amacı diğer alerjik hastalıklarda da olduğu gibi hastalık belirtilerini nedenle ilacı uygun teknikle yapamayanlar için aracı tüp/hazne ile ilacın verilmesi gerekmektedir. Tedavi; 1. Hastalığı kontrol altında tutacak olan ve Astım tedavisi polen alerjisi olan bireylerde sadece polen dönemi boyunca veya yakınmaların olduğu dönemde uygulandığı gibi ev tozu duyarlılığı olan ve yıl boyunca bulgusu olan hastalarda daha uzun süreli tedavi uygulan- riski arttırmaktadır. gece öksürüğü, kana geçemez. Solunum sıkıntısına ve bulgu- kontrol etmek ve hastanın yaşam kalitesini düzenli kullanılması gereken ilaçlar ması gerekebilmektedir. 10 11

Diyetisyen Neşe OSKAY Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü SAĞLIKLI BESLENMENİN TEMEL KURALLARI Vücudumuzu oluşturan hücrelerin düzenli ve dengeli çalışması için besin öğelerinden yani yağlar, karbonhidratlar, proteinler, vitamin ve minerallerden yeterli miktarda almalıyız. Vücudumuzun tüm besin maddelerine ihtiyacı vardır. Tek taraflı beslenmek yani sadece protein veya karbonhidratla beslenmek yanlıştır. Dengeli beslenerek vitaminler, mineraller su ve lifler gibi önemli besin maddelerinden de almış oluruz. Besin öğelerinin vücudumuzun çalışmasındaki etkinliklerini şöyle özetleyebiliriz. Proteinler Yetişkin insan vücudunun ortalama %16 sı proteinlerden oluşmuştur. Bu depo şeklinde değil, çalışan ve belirli işler yapan hücreler şeklindedir. Proteinler hücrelerin esas yapısını oluştururlar. Belirli hücreler birleşerek vücut dokuları ve organları yapılır. Böylece protein, büyüme ve gelişme için başta gelen besin öğesidir. Vücudun savunma sistemlerinin, vücut çalışmasını düzenleyen enzimlerin, bazı hormonların da esas yapıları proteinlerdir. Yağlar Yetişkin insan vücudunun ortalama % 18 i yağdır. Yağ en çok enerji veren besin öğesidir. Vitaminlerin bir bölümü vücuda yağla alınır. Yağ mideyi yavaş terk ettiğinden doygunluk verir. Deri altı yağı vücut ısısının hızlı kaybını önler. Yağın yapı taşlarının bazıları, vücudun düzenli çalışmasında etkinliği olan bazı hormonların yapımı için gereklidir. Karbonhidratlar Yetişkin insan vücudunda toplam karbonhidrat miktarı %1 in altındadır. Karbonhidratların başlıca görevi, vücuda enerji sağlamasıdır. Günlük enerjimizin çoğunu karbonhidratlardan sağlarız. İnsan vücudunda karbonhidratlar çok az miktarlarda glikojen olarak depo edilir ve gerektiğinde glikoz olarak salınır. Mineraller Yetişkin insan vücudunun ortalama %6 sı minerallerden oluşmuştur. Başlıca kalsiyum ve fosfor olmak üzere minerallerin bir bölümü iskelet ve dişlerin yapı taşıdır. Diğer bir bölümü (sodyum, potasyum...) vücut suyunun dengede tutulmasını sağlar. Bazı mineraller örneğin demir vücutta besin öğelerinden enerji oluşması için zorunlu olan oksijenin taşınmasında gereklidir. Bazı minerallerde vücudun çalışmasını düzenleyen enzimlerin bileşenlerinde yer alır. Bazıları da (çinko selenyum...) savunma sisteminin yeterliliğinde kullanırlar. Vitaminler Vitaminlerin bir bölümü, besinlerle aldığımız karbonhidrat, yağ ve proteinden enerji elde edilmesine ve hücrelerin oluşması ile ilgili biyokimyasal olayların düzenlenmesine yardımcı olurlar. Bazı vitaminler, kalsiyum ve fosfor gibi madenlerin kemik ve dişlere yerleşmesine yardımcıdır. Bazı vitaminler de vücut için gerekli bazı besin öğelerinin bozulmadan işlevini sürdürmesi ve bazı zararlı maddelerin etkilerinin azaltılmasında yardımcıdırlar. Su Su, besinlerin sindirimi, dokulara taşınmaları, hücrelerde kullanılmaları sonucu oluşan zararlı atıkların ve vücutta oluşan fazla ısının atılması için gereklidir. Vücuttaki bütün kimyasal olaylar çözelti içinde oluştuğundan, vücutta yeterince su bulunması yaşam için zorunludur. Yetişkin insan vücudunun ortalama %59 u sudur. Bebeklerin vücudunda su oranı yetişkinlerden daha yüksektir. Bütün besin öğeleri birlikte alındığında vücut normal büyüme ve gelişimini, sağlıklı ve güçlü çalışmasını sürdürür. Günlük Alınması Gereken Besinler: Yeterli ve dengeli beslenmek için değişik yaş, cinsiyet ve özel durumlardaki bireylerin enerji ve besin öğeleri gereksinmeleri farklıdır. Besinlerimiz, içerdikleri besin öğelerinin türleri ve miktarları yönünden farklıdır. Bazı besinler proteinden, bazıları karbonhidrattan zengindir. Bu nedenle, besinlerimizi, besleyici değerleri yönünden 4 grup altında toplayabiliriz. Bu grup içinde yer alan besinler, birbirinin yerini tutar. Günlük beslenmemizde her gruptan besin bulunur ve bunların miktarları gereksinmemize uygun olursa, yeterli ve dengeli besleniriz. 12 13

Grup 1 Süt ve sütten yapılan yiyecekler: Bu grup kalsiyum için en iyi kaynaktır. Süt, yoğurt, peynir, çökelek, süt ile yapılan tatlılar bu gruba girer. Bu gruptaki yiyeceklerin herhangi birinden veya birkaçından günde 2 porsiyon yenilmelidir. En az bir büyük su bardağı süt veya yoğurt, iki kibrit kutusu büyüklükte peynir, bir küçük kase muhallebi veya sütlaç bir porsiyon kabul edilir. Bu gruptaki yiyecekler özellikle büyümekte olan çocuklar, gebe ve emzikli kadınlar ile yaşlılar için önemlidir. Yetişkin ve normal durumda olan kişilere günde iki porsiyon, çocuklar, gebe-emzikli kadınlar ve yaşlılar 3-4 porsiyon almalıdır. Grup 2 Et, tavuk, balık, yumurta, kuru nohut, fasulye, mercimek ve bu besinlerden yapılan ürünler: Bu gruptaki besinler protein, B vitaminleri ve demirden zengindir. Enerji de verirler. Herhangi birinden ya da birkaçından her gün 2 porsiyon yenilmelidir. Bu grup besinler, öğle ve akşam birinci yemeği oluşturur. Öğünlerden birinde kurubaklagil, birinde etli sebze yemeği yeterlidir. Etin yerine balık veya tavuk da yenilebilir. Gençler, gebe-emzikli kadınlar bu gruptan 3 porsiyon almalıdır. Grup 3 Taze sebze ve meyveler: C vitamini, birçok vitamin ve mineral gereksinmemizi bu gruptan karşılarız. Karnıbahar, kereviz, patlıcan, enginar, pancar, kabak, domates, salatalık, biber, yeşil yapraklı sebze ve otlar, havuç, her türlü meyveler bu gruba girer. Bu gruptaki yiyeceklerin herhangi birinden veya birkaçının karışımından her gün 5-7 porsiyon yenilmelidir. Grup 4 Tahıllar ve tahıllardan yapılan yiyecekler: Bu grup temel enerji kaynağımızı oluşturur. Ekmek, makarna, şehriye, pirinç, bulgur, kuskus, börekler, un ve irmikten yapılan tatlılar bu gruptandır. Ekmek, her öğün yediğimiz yiyecektir. Yetişkin bir kişi için öğünlerde bile 1-2 orta dilim ekmek yeterlidir. Hareketi fazla olan kişiler bunun iki üç katını yiyeceği gibi, daha çok oturarak iş yapan kişilerin bir porsiyondan fazla yemelerine gerek yoktur. Hareketli kişiler yaptıkları işin derecesine göre 2-3 porsiyon yiyebilirler. Bu gruptan günde 4-6 porsiyon yenilmelidir. Bu gruplarda belirtilmeyen, fakat yiyeceklerimize lezzet vermek için kullandığımız yağlar, şeker, salça ve baharat vardır. Şeker ve şekerli tatlılar vücuda sadece enerji sağladığından bunların fazla tüketilmesi şişmanlığa neden olur. Beden hareketi çok olan işçiler ve sporcular her yemekte tatlı yiyebilirler. Günlük yediğimiz yağların aşağı yukarı yarısı, yiyeceklerimizin bileşiminden gelir. Özellikle etle pişirilen yemeklere ilaveten yağ koymaya gerek yoktur. Katı ve sıvı yağlardan dengeli bir şekilde yenmelidir. Günlük bir kişinin alacağı yağ miktarı 20-30 g. (2-3 silme yemek kaşığı) kadardır. Bu yağın 1/3 ü bitkisel sıvı yağlar, 1/3ü zeytin yağı, 1/3 ü katı yağ olmalıdır. 14 15

Yrd. Doç. Dr. Gamze ÖZÇÜRÜMEZ Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı PANİK ATAK Ansızın başlayan ve ara ara tekrarlayan, insanı korku hatta dehşet içinde bırakan yoğun bunaltı nöbetleridir. Nöbetler ani başlar, giderek şiddetlenir ve şiddeti 10-15 dakika içerisinde en yoğun seviyesine çıkar, çoğu zaman 10 ile 30 dakika, seyrek olarak da bir saat kadar devam ettikten sonra kendiliğinden geçer. Panik Nöbetinin Belirtileri Nelerdir? Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma Çarpıntı, kalbin kuvvetli ya da hızlı vurması Terleme Nefes darlığı ya da boğulur gibi olma Soluğun kesilmesi Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecek ya da bayılacak gibi olma Uyuşma ya da karıncalanma Üşüme, ürperme ya da ateş basması Bulantı ya da karın ağrısı Titreme ya da sarsılma Kendini ya da çevresindekileri değişmiş, tuhaf ve farklı hissetme Kontrolünü kaybetme ya da çıldırma korkusu Ölüm korkusu Panik Bozukluğu Nedir? Tekrarlayan, beklenmedik panik nöbetleri ve nöbetler arasındaki zamanlarda da yeni panik nöbetlerinin olacağı ile ilgili sürekli bir endişe duyma, Panik nöbetlerinin kalp krizi geçirip ölme, kontrolünü yitirip çıldırma ya da felç geçirme gibi kötü sonuçlara yol açabileceği inancıyla sürekli kaygı duyma ya da doktor-doktor dolaşma, acil servislere başvurma, Nöbetlere ve olası kötü sonuçlarına karşı önlem olarak (işe gitmeme, toplu taşıma araçlarına binmeme, alışveriş merkezlerine girmeme gibi) bazı davranış değişikliklerinin görüldüğü ruhsal bir bozukluktur. Panik Bozukluğu Nasıl Oluşur? Hiçbir neden yokken birdenbire başlayan çarpıntı, terleme, göğüste sıkışma, nefes darlığı ya da baş dönmesi, dengesizlik, fenalaşma ya da baygınlık hissi gibi belirtiler kişiyi dehşet içinde bırakır. Kişi kalp krizi geçirdiğini ya da felç geçirmekte olduğunu zannederek yoğun bir ölüm korkusu ya da felç olma korkusu yaşar. Bazen de başında bir tuhaflık, sersemlik hissi, baş dönmesi, düşüp bayılacakmış gibi olma, kendisini veya çevresini bir garip ya da değişik algılama gibi belirtilerin ortaya çıkmasıyla kontrolünü kaybetmeye ya da çıldırmaya başladığını düşünerek kendisine ya da çevresindekilere zarar vermekten korkar. Hasta hemen, en yakın doktor ya da acil servise gider. Orada yapılan muayene, çekilen film, EKG, MRI, bilgisayarlı tomografi ve diğer incelemelerde hiçbir şey bulunmaz. Sakinlestirici yapılarak eve gönderilir. Bir süre sonra panik nöbetleri tekrarlar. Hasta, her yeni nöbet ile aynı korkuyu yaşar ve acil servislere taşınmaya başlar. Hasta böylece, nöbetler arasındaki dönemde gergin, huzursuz ve endişeli bir şekilde her an yeni bir panik nöbetinin geleceğini beklemeye başlar. Bu endişeli bekleyişe beklenti kaygısı adı verilir. Nöbetlerin çoğunlukla belirsiz zaman ve yerlerde gelmesi bu kaygıyı daha çok arttırır. Nöbetler sıklaştıkça kalp krizi geçirip ölme, felç olma ya da kontrolünü kaybedip çıldırma korkuları pekişir. Örneğin nöbet sırasında kontrolünü kaybederek çocuklarına zarar vereceğine inanan hastaların önlem olarak evdeki bütün bıçaklan kilit altında tuttukları, çocuklarıyla yalnız kalmamaya çalıştıkları ya da kendilerini baygın halde bulanların yardımcı olabilmesi için evinin, eşinin/ailesinin adresini, telefon numarasını, hatta tıbbi yardım için ulaşabilmek üzere doktorunun kartvizitini taşıdıkları görülmüştür. Hangi Durumları Panik Bozukluktan Ayırt Etmek Gerekir? Genel bir tıbbi hastalığın fizyolojik etkisiyle panik nöbetlere benzer nöbetler oluşmuşsa bunu panik bozukluğundan ayırt etmek gerekir. Örneğin: Madde bağımlıları, Çeşitli kalp hastalıkları, Epileptik bozukluklar, Tiroid hormon fazlalığı (hipertroidi), kansızlık, demir eksikliği gibi çeşitli fiziksel bozukluklar da panik bozukluğa benzer belirtiler görülebilmektedir. Panik Bozukluğun Tedavisi Mümkün müdür? Panik bozukluğu, tedavisi mümkün olan ruhsal bozukluklardandır. Rahatsızlığı olan kişinin öncelikle tedaviyi kabullenmesi ve rahatsızlığının ruhsal nedenlerden kaynaklandığına ikna olması gerekir. Panik bozukluğu olanlar için en uygun tedavi yöntemi; ilaç tedavisi ve psikoterapinin birlikte yürütülmesidir. Panik bozukluğu hastalarının sıklıkla ilaçla ilgili (bağımlılık, ilacın zehirleyeceği veya dokunacağına dair) korkuları da tedavinin gecikmesine yol açmaktadır, oysa kullanılan antidepresan ilaçlar bağımlılık yapmazlar. Yan etkileri ise son derece azdır ve tehlikeli değildir. Tedavi süresi tamamlandığında rahatlıkla doktor gözetiminde kesilebilirler. İlaç tedavisine ek olarak uygulanan psikoterapi ile kişinin olumsuz düşünce ve davranış biçimlerinin değiştirilmesi ve hastalıkla mücadele etmesi için daha etkin baş etme tutumları geliştirmesi amaçlanır. İlaç tedavisine psikoterapi eşlik etmediği takdirde panik bozukluğun tekrarlamalarına ve kronikleşmelerine sık rastlanmaktadır. Yapılan araştırmalara göre, panik bozukluğun tedavisi için psikoterapilerin birlikte kullanıldığı ilaçlı tedaviler, psikoterapilerin kullanılmadığı ilaçlı tedavilere göre daha çok başarı sağlamaktadır. Yararlanılan Kaynaklar 1. Şeref Özer. Panik Bozukluk Broşürü, 2002, İstanbul. 2. Prof. Dr. Orhan Öztürk, Prof. Dr. Aylin Uluşahin. Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, 2008, Ankara. 16 17

Doç. Dr. Nilgün Markal ERTAŞ Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi Anabilim Dalı YAĞ ALDIRMA LIPOSUCTION Liposuction dilimize yağ emme olarak çevrilebilir ve işlem olarak ciltaltı bölgede yer alan yağların negatif basınç yardımı ile (vakum) değişik boyutlarda kanüller (uzun metal borular) kullanılarak dışarıya alınması olarak açıklanabilir. Liposuction zayıflama amacı ile yapılmaz ancak vücutta tüm çabalara rağmen azaltılamayan yağlanmaların (kilo verme, spor yapma ile) kontürlerinin düzeltilmesi veya daha iyi hale getirilmesi amacı ile yapılır. Liposuction kimlere yapılabilir? Liposuction ameliyatı için en ideal hastalar kilo fazlalığı olmayan ancak vücudunun belli bölgelerinde yağ fazlalıkları olan, deri elastikiyeti iyi olan ve deri fazlalılığı olmayan hastalardır. Derinin elastikiyetinin iyi olması liposuction ameliyatı sonucunu en fazla etkileyen unsurlardan biridir. Yüksek elastikiyet, altı boşaltılan derinin toparlanması için çok büyük bir avantaj oluşturur ve yapılan girişimin iyi sonuç vermesine neden olur. rahatlatılması) veya genel anestezi (hastanın tamamen uyutulup nefes borusuna tüp yerleştirilmesi) altında yapılabilir. Hangi anestezi tekniğinin kullanılacağını hasta, plastik cerrah ve anestezi uzmanı ortak karar verir. Liposuction ameliyatının süresi ne kadardır? Ameliyat süresi liposuction alanlarının genişliğine, alınacak yağın miktarına ve uygulanan anestezinin tipine göre 1-6 saat sürebilir. Liposuction başka bir ameliyatın parçası olarak kullanılıyorsa bu süre daha da uzayabilir. Küçük alanlara yapılan lokal anestezi ve sedoanaljezi kullanılan hastalar ameliyat bittikten sonra 1 saat kadar ayılma odasında takip edilir ve sonrasında evine gönderilebilir. Liposuction sonrası yağ toplanması tekrarlar mı? Bu ameliyat zayıflamayı ve tekrar kilo almamayı Daha kapsamlı olan girişimlerde (geniş liposuction alanları ve genel anestezi uygulandığı durumlarda) hasta 1 gece hastanede kalabilir. garantileyen bir yöntem değildir. Ancak liposuction yapılan alanda tekrardan benzeri şekilde yağ toplanması zayıf bir olasılıktır. Hasta ameliyat sonrası kilo kontrolünde dikkatli olmalıdır. Liposuction sonrası iz kalır mı? Liposuction ameliyatında kullanılan kanüllerin deriye girdiği yerde en fazla 5-6 mm.lik cerrahi kesiler yapılır. Bu kesiler giriş deliği olarak Liposuction güvenilir bir ameliyat mıdır? Liposuction sıklıkla yapılan bir girişim olup tecrübeli plastik cerrahlar tarafından yapıldı- adlandırılır. Giriş delikleri her bir ameliyat alanı için ortalama 4 tane olur. Giriş delikleri birkaç ay kızarık ve belirgin olabilir ancak sonrasında belli belirsiz olarak seçilebilir. ğında güvenli bir ameliyattır. Liposuction vücudun hangi bölgelerine uygulanabilir? En sıklıkla karın, bacakların üst kısımları, dizler, sırt ve meme yanlarına yapıldığı gibi yüzde gıdık altına, uyluk iç yüzlerine, memelere de liposuction yapılabilir. Liposuction tek başına yapılacağı gibi başka bir ameliyata (karın germe, meme küçültme, bacak germe, jinekomasti vb.) yardımcı bir ameliyat olarak da gerçekleştirilebilir. Liposuction sonrası istenmeyen durumlar nelerdir? Liposuction esnasında veya sonrasında vücutta sıvı kaybı, damarlarda pıhtı oluşumu, pıhtının dolaşıma karışması, ameliyat yerinde ise aşırı morluk ve enfeksiyon gelişebilir. Ancak bunlar sıklıkla karşılaşılan komplikasyonlar değildir. Hastanın sigara içmesi, diabet gibi sistemik hastalıklar bu komplikasyonların gelişmesinde büyük rol oynar. Liposuction için hangi tip anestezi uygundur? Girişim yapılacak olan alanın genişliğine bağlı Liposuction sonrası ne yapmak gerekir? Liposuction sonrası hastalar uygun korse ile olarak liposuction ameliyatı lokal anestezi (sa- desteklenir, gerekli durumlarda merhemler dece ameliyat alanının uyuşturulduğu anes- kullanması istenebilir. Hastanın 6-8 hafta süre tezi yöntemi), sedoanaljezi (hastanın ilaçla ile spor yapmasında belli kısıtlamalar önerilir. 18 19