abtrcover.qxd 1/25/05 7:58 PM Page 185 TÜRK YE N N KIRILGAN B YOSFER N KORUMAK 1 Küre Da lar KATKILARIYLA fib RL LE



Benzer belgeler

KÜRE DAĞLARI MİLLİ PARKI PANPARKS ÇALIŞMALARI. Küre Dağları PAN Parks Adayı Dr. İsmail Mentes Orman Mühendisi Doğa Koruma ve Milli Parklar Sube Müdürü

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:


BÖLÜM 3. Artvin de Orman Varlığı


TRA1 FLORA. Erzurum Erzincan Bayburt FAUNA

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

İlgi Grupları ve Yerel Organizasyon. Samsun İli Doğa Turizmi Değerleri

UZUN DEVRELİ GELİŞME PLANI HAZIRLAMA SÜRECİ VE BÖLGELEME



Hedef 1: KAPASİTE GELİŞTİRME

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

Denizlerimizi ve Kıyılarımızı Koruyalım

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER

SİNOP SIRA NO İLÇESİ MEVKİİ STATÜ 1 BOYABAT KURUSARAY KÖYÜ

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.

SEÇ 422 KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

DÜZCE İLİ BİTKİ BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİNİ ETKİLEYEN VE TEHDİT EDEN ÇEVRESEL FAKTÖRLER

Normal (%) Bozuk (%) Toplam (Ha) Normal (%)

STANDARD ŞUBAT 2010 DOĞA. Fotoğraflar: Eray ÇAĞLAYAN


Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Ülkesel Fizik Planı. Bölüm III. Vizyon, Amaç ve Hedefler (Tasarı)

TÜRKİYE DE EKOSİSTEM ÇEŞİTLİLİĞİ

Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

HAVZA SEÇİMİ YÖNTEM VE KRİTERLERİ

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

Küre Dağları Milli Parkı, bu dağ sisteminin batı ucunda, Karadeniz kıyısındaki Kurucaşile ve Cide ilçelerinin güneyi ile Pınarbaşı ve Ulus

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

YEDİGÖLLER MİLLİ PARKI

Kastamonu. İdari Yapı ve İlçeler. Coğrafi Yapı

KAYNAĞI ÜLKE İÇİNDEN SAĞLANAN PROJELER

a 3 -<» rt3 ft3 Ö o\3 CO o\3 Ö o\3 CO v-< 0x3 Ö V-i -i» 3 Gezi / İlgaz Anadolu'nun Sen Yüce Bir Dağısın 0x3 Ö 0x3 Kitap / Kayıp Gül

GAP BÖLGESİ NDE TARIM VE TARIMA DAYALI SANAYİDE ENTEGRE KAYNAK VERİMLİLİĞİ PROJESİ

Alanın Gelişimi ile İlgili Kriterler

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YATIRIM VE İŞLETMELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Tarımın Anayasası Çıktı

Ağaçlandırma Tekniği (2+1) Bahar yarıyılı Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

Hanife Kutlu ERDEMLĐ Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı Burdur

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI NDAN HABERLER Kelaynakların Sayısı Her Geçen Gün Artıyor

Çevre Alanında Kapasite Geliştirme Projesi Düzenleyici Etki Analizi Ön Çalışma

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TRÜF ORMANI

TEMA Vakfı, İstanbul Projeleri Raporu nu Açıkladı

Mağaraların ve Mağara Doğasının Korunması İçin İşbirliğinin Geliştirilmesi Projesi EGE MAĞARA ARAŞTIRMA VE KORUMA DERNEĞİ

YGS Yönetimine Ormancılık Perspektifinden Bakmak. (Ormancılıkta Yaban Hayatına Yer Vermek) I. Bölüm

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-2. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

İKLİM MÜCADELELERİ. bu küresel sorunlarla yüzleşmede kilit bir rol oynayacak, eğitme, tecrübeye ve uzmanlığa sahiptir.

T.C. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Düzce Yatırım Destek Ofisi Yatırıma Uygun Turizm Alanları Raporu Sektörel Raporlar Serisi IX

TKDK DESTEKLERİ AKSARAY YATIRIM DESTEK OFİSİ

TR 61 DÜZEY 2 BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (ANTALYA-ISPARTA-BURDUR)

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-3. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

KORUNAN ALANLARDA ÇEVRE BİLİNCİ VE EĞİTİMİ

BODRUM'A LELEG YOLU YAPILIYOR

Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 14.Hafta SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VE GİRDİ KULLANIMI. Dr. Osman Orkan Özer

YAYLALARDAKİ ARAZİ KULLANIM DEĞİŞİMİNİN CBS İLE İZLENMESİ: TRABZON ÖRNEĞİ. Yrd. Doç. Dr. Mustafa ATASOY

İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ KİRAZ SONUÇ RAPORU

Yıllar PROJE ADIMI - FAALİYET. Sorumlu Kurumlar. ÇOB, İÇOM, DSİ, TİM, Valilikler, Belediyeler ÇOB, İÇOM, Valilikler

BÖLGE PLANI SÜRECİ Bursa Turizm İhtisas Komisyonu Toplantısı

İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ BAYINDIR SONUÇ RAPORU

MALİ DESTEK PROGRAMI SAMSUN

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler)

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

PEYZAJ MİMARLIĞI ANABİLİM DALI

BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ KÜRE DAĞLARI MİLLİ PARKI

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

ORMANCILIK POLİTİKASI AMAÇ VE ARAÇLARI

Muhteşem Bir Tabiat Harikası SULTAN SAZLIĞI MİLLİ PARKI

2016 Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

Sürdürülebilir Kırsal Planlamada Doğa Turizmi ve Yerellik

Bilgi A ac n n Kültürel Miras E itimleri başlığı alt nda, gençlerin dile gelen yap lar n öykülerine kulak kesildi i Kentin ncir Çekirdekleri projesi

Yayla Turizmi, doğayla iç içe yaşamayı sevenler veya macera tutkunlarının genellikle günübirlik kullanım veya kısa süreli konaklama amacıyla yüksek

23-25 Ekim 2013 tarihinde SAMSUN da düzenlenen III. ULUSAL SULAK ALANLAR KONGRESİ ne

BİR DOĞAL ALANIN DEĞERİ VE DOĞAYI KORUMANIN GEREKÇELERİ DERS 2

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

BALIKESİR de. Yatırım Yapmak İçin 101 Neden

ORMAN ENDÜSTRİ POLİTİKASI DERS 3 DÜNYA VE AVRUPA ORMANLARI

Birgi; Aydınoğlu Beyliğine başkentlik yapmış, anıtsal yapıları, geleneksel sivil mimarisiyle tarihin her döneminde önemini korumuş, yerli ve yabancı

Anadolu nun Biyoçeşitliliğini oluşturan sebepler

MURADİYE Nüfus Erkek Kadın Toplam Gürpınar Oran %52 % Kaynak: Tüik

ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE

KORUNAN ALANLAR ULUSAL SINIFLANDIRMASI

Jeolojik Miras Listeleri (AFRİKA) Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU (TKDK) DESTEKLERİ

Doğayla Uyumlu Yaşamın Adresi:

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii Sunuş... iv İçindekiler...v Tablolar Listesi...xi Şekiller Listesi... xii Kısaltmalar Listesi... xiii GİRİŞ...

Transkript:

abtrcover.qxd 1/25/05 7:58 PM Page 185 9 S I C A K N O K T A TÜRK YE N N KIRILGAN B YOSFER N KORUMAK 1 Küre Da lar KATKILARIYLA fib RL LE

kure28.qxd 1/31/08 2:52 PM Page 1 9 S I C A K N O K T A TÜRK YE N N KIRILGAN B YOSFER N KORUMAK Genetik, tür, habitat çeşitliliği, nadir ve nesli tehlike altındaki türlerin varlığı; ekosistemin yaşlılığı ve olgunluğu, dış etkenlere duyarlılığı gibi etkenler bir alanın doğa koruma açısından önemini ortaya koyuyor. Dünyada endemizm düzeyi yüksek ve aynı zamanda hızla habitat kaybına uğrayan alanlar doğa korumacılar tarafından Sıcak Nokta olarak adlandırılıyor. Avrupa ormanlarının acil olarak korunması gereken 100 sıcak noktasından dokuzu Türkiye de yer alıyor. National Geographic Türkiye, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve WWF Türkiye nin işbirliğiyle, Şubat 2005 ten başlayarak doğa koruma çalışmalarında emsalsiz alanlar olan 9 sıcak noktayı okurlarına sunuyor. SÜTLE EN (EUPHORBIA) DOĞUŞ GRUBU İLETİŞİM YAYINCILIK VE TİC. A.Ş. Eski Büyükdere Cad. USO Center No: 61 Maslak 34398 İstanbul Tel: (212) 335 4856, Faks: (212) 335 4899 ED TÖR OYA AYMAN MET N SEDAT KALEM (WWF Türkiye) FOTO RAFLAR AYKUT İNCE (Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü) TASARIM VE UYGULAMA SELDA İBİŞ DANIfiMANLAR Prof.Dr. İBRAHİM BARAN, VEDAT BEŞKARDEŞ, ÖZGÜN EMRE CAN, Prof.Dr. ATTİLA ÇİNER, Prof.Dr. ALİ DEMİRSOY, Yrd.Doç.Dr. MURAT EKİCİ, Prof.Dr. TUNA EKİM, Doç.Dr. BARBAROS GÖNENÇGİL, AŞKIM ÖZDİZBAY WWF Türkiye ile Do a Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlü ü nün iflbirli i ile haz rlanm flt r. www.wwf.org.tr www.milliparklar.gov.tr Bu ekin yay n haklar Do ufl Grubu letiflim Yay. ve Tic. A.fi. ye aittir. stanbul, fiubat 2005 COPYRIGHT 2005 Do ufl Grubu letiflim Yay. ve Tic. A.fi. Tüm haklar sakl d r. NATIONAL GEOGRAPHIC TÜRK YE N N fiubat 2005 EK D R

kure28.qxd 1/31/08 2:52 PM Page 2 Bir s cak noktan n öyküsü: Küre Yüksek düzlükler, dik eğimli yamaçlar üzerinde yer alan gür ormanlar, geniş ormaniçi çayırlıklar, olağanüstü uzun ve dik kanyonlar, düdenler, kayalık duvarlar, kireçtaşından oluşan anakayayı dikine keserek denize dökülen akarsular, tarla ve bahçelerden oluşan kırsal doku ve bununla bütünleşen kırsal yerleşim alanları Türkiye nin mağara ve kanyonlar açısından en zengin yerlerinden biri olarak kabul edilen Küre Dağları, batıda Bartın Çayı ndan başlayarak Kızılırmak a kadar, yaklaşık 300 km. boyunca uzanıyor. Dağların kuzey sınırlarını Karadeniz, güney sınırlarını ise Gökırmak çiziyor. İsfendiyar Dağları adıyla da bilinen bu sıradağlar, 2 hareketli topografik yapısıyla, önemli bir peyzaj çeşitliliği sunuyor. Anadolu nun kuzeyini baştan başa kat eden kıyısal dağ sisteminin bir parçası olan bölge, orman, akarsu, kıyı ve geleneksel tarım ekosistemleri gibi çeşitli ana ekosistem tiplerinin birarada bulunduğu, zengin bir habitat çeşitliliğini barındırıyor. Orta yükseklikte bir dağ sırası olan Küre Dağları nın en yüksek noktası, Devrekani ve Abana arasında yer alan Yaralıgöz Dağı (2019 m.) zirvesi. Burası aynı zamanda sistemin sub alpin zona sahip tek yüksekliği. Diğer önemli yükseklikler ise Ballıdağ (1746 m.), Karakuz Dağı (1282 m.), Göynük Dağı (1804 m.) ve Dikmen Dağı (1657 m.) üzerinde. Dağların kıyıya paralel olarak uzanması nedeniyle Küre Dağları nın Karadeniz e bakan kıyıları fazla girintili çıkıntılı değil. Akarsuların denize ulaştığı vadilerde oluşan küçük koylar ve birden yükselen kıyıların oluşturduğu falezler kıyı şeridinin tipik görüntüsünü oluşturuyor. Amasra, Kurucaşile, Cide, İnebolu, Abana, Çatalzeytin, Türkeli ve Ayancık kıyı yolu dağların kuzey eteğini izlerken; Daday, Kastamonu, Taşköprü ve Boyabat güneyde yer alıyor. Neden S cak Nokta? Tehlike altındaki Karadeniz Nemli Karstik Orman ekosistemlerinin en iyi örneklerine sahip Küre Dağları nın doğa koruma açısından önemini ortaya koyan bir dizi neden var:

kure28.qxd 1/31/08 2:52 PM Page 3 ARMUTLUÇAYIR CiDE

kure28.qxd 1/31/08 2:52 PM Page 4 Bitki kuşakları açısından Avrupa Sibirya Floristik Bölgesi nin öksin kesiminde bulunan alanın doğa koruma açısından önemi; orman ekosistemleri, akarsu ekosistemleri, kıyı ekosistemleri ve geleneksel tarım ekosistemleri gibi çeşitli ana ekosistem tiplerinin birarada bulunması ve bunların sahip olduğu habitat çeşitliliğinden kaynaklanıyor. Bu habitat çeşitliliği, Karadeniz göknar kayın karışık ormanları, saf göknar ve saf kayın ormanları, karışık yapraklı ormanlar, yalancı makiler, deniz ve kıyı habitatları, ormaniçi çayırlıklar, kayalıklar gibi çok sayıda bileşeni içeriyor. 4 ZÜMRÜT ORMANI AZDAVAY WWF Türkiye tarafından, 40 ulusal uzmanın katılımı ile belirlenen Türkiye nin 122 Önemli Bitki Alanı arasında da yer alan Küre Dağları nın sahip olduğu doğal yaşam alanlarından bazıları Bern Sözleşmesi (Avrupa Yaban Hayatı ve Doğal Yaşam Ortamlarının Korunması Sözleşmesi) listesindeki Tehlike Altındaki Habitatlar listesinde yer alıyor ki bu yaşam alanlarını; Batı Karadeniz kayın ormanları, Güneydoğu Avrupa meşe gürgen ormanları, öksin akarsu yatağı ormanları, İç Karadeniz meşe ormanları, Karadeniz şimşir Uludağ göknarı ormanları, Batı Karadeniz öksin kayın Uludağ göknarı ormanları, Batı Karadeniz öksin sarıçam ormanları ve Karadeniz karaçam ormanları oluşturuyor. Flora Kayın ve göknar ormanları ile yalancı maki formasyonu Türkiye de geniş bir yayılım alanına sahip. Küre Dağları nın, karstik alan üzerindeki nemli karışık ormanları ise bitki türleri ve bunların kompozisyonu açısından son derece önemli. Bu ekosistem çeşitliliği içinde, var olan bilgilere göre 675 bitki taksonunun yaşadığı biliniyor, ancak uzmanlar gerçek sayının bundan çok

kure28.qxd 1/31/08 2:52 PM Page 5 daha fazla olduğunu tahmin ediyor. Küre Dağları 100 kadarı Türkiye ye endemik bitki, 50 civarında da nadir takson barındırıyor. Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre, bölgede 1 i kritik olarak tehlikede olmak üzere (Astralagus kastamonuensis), 20 civarında nesli tehlike altında bitki taksonu bulunuyor. Küresel düzeyde 2 (Acer cappadocicum var. stenocarpum bir akçaağaç alt türü ve Trifolium euxinum bir yonca türü) ve Avrupa düzeyinde 33 nesli tehlike altında bitki taksonu da, alanın uluslararası düzeydeki önemini ortaya koyan nedenler arasında. Küre, Türkiye de yaflayan 132 memeli türünün yaklafl k 30 kadar - n n yaflam alan. mu türleri için de önemli. Küre Dağları, bu nedenle, Doğa Derneği ve Birdlife tarafından 2004 te güncelleştirilen Türkiye nin Önemli Kuş Alanları listesinde yer alıyor. Yarasalar için de uygun habitatlara sahip olduğu gözlenen alanda sürün- genler ve çiftyaşarlar gibi diğer fauna türlerinin varlığı hakkında detaylı bilgi bulunmuyor. Ekosistemlerin Do all ve Yafll l Cide Azdavay arasındaki Kızılcasu bölgesi, Pınarbaşı yakınlarındaki Sorkun Yaylası, Arıt çevresindeki Zoni bölgesi gibi insan etkisinin az olduğu yüksek karstik platolar, yaşlı ve kuru ağaçları, Fauna Küre Dağları, çok sayıda hayvan türü için sunduğu yaşam ortamları ile de biyolojik açıdan çok önemli bir alan. Vaşak (Lynx lynx), yaban kedisi (Felis sylvestris), susamuru (Lutra lutra), bozayı (Ursus arctos) ve ulugeyik (Cervus elaphus) gibi memeli türleriyle birlikte, bölgede Türkiye de yaşayan 132 memeli türünün 30 kadarına rastlanıyor. Milli Park Tasarı Gelişme Planı na göre, alanda 129 kuş türü yaşıyor ve bunun 46 sı tehdit altında. Özellikle geniş vadilere bakan yüksek kayalıklar, akbaba, şahin, kartal ve gece yırtıcılarının barınması için uygun alanlar oluşturuyor. Alan ayrıca gerek deniz kıyısında üreyen ve kışlayan su kuşları, gerekse ılıman kuşak orman biyozengin bitki kompozisyonu, orman faunası ve hayvanlar için uygun barınma, beslenme koşulları ile sağlıklı ve yabanıl bir orman ekosistemi görüntüsü çiziyor. 35 40 m. boyunda ve 80 90 cm. çapındaki ıhlamur (Tilia rubra), 20 30 m. boyunda ve 40 50 cm. çapındaki fındık (Corylus colurna), dişbudak (Fraxinus angustifolia), çobanpüskülü (Ilex aquifolium), karaağaç (Ulmus glabra), çınar yapraklı akçaağaç (Acer platanoides), 50 60 m. boyundaki göknar, 35 40 m. boyundaki dev kayın ağaçları, ekosistemin olgunluk de- OLUCAK KÖYÜ C DE recesinin en önemli göstergeleri arasında yer alıyor. Kanyon ve Ma aralar Cenneti Küre Dağları, Türkiye nin kanyon ve mağaralar açısından en zengin yerlerinden biri olarak kabul ediliyor. Bu durum, bölgenin, Toroslar dan sonra Türkiye nin ikinci önemli karstik alanı üzerinde yer almasından kaynaklanıyor. Genel olarak 5

kure28.qxd 1/31/08 2:52 PM Page 6 Jura Kretase (205,1 milyon 65,5 milyon yıl öncesi) yaşlı kalkerlerden oluşmuş olan bölgenin kuzey ve güneyinde ise üst Kretase yaşlı flişler (tortul kayaçlar) var. Dağ oluşum hareketleri sonunda şeritler halinde yüksekte kalan kalker üzerindeki görece geçirimsiz örtü tabakası, yüzey sularının yeraltına homojen olarak işlemesini engellemiş. Buna karşılık bitki örtüsü ve yağışlı iklim karstlaşmayı hızlandırmış ve yüzey suları kalker çatlaklarını belirli noktalarda yoğun olarak aşındırmış. Sonuçta kanyonlar, mağaralar, dolinler gibi olağanüstü karstik yapılar ortaya çıkmış. Kanyonlar Suyun denize ulaşmak için önündeki jeolojik yapıyı yarması ve aşındırması sonucu meydana gelen kanyonların dünyada en çok bilinenlerinden biri, ABD deki Grand Canyon (Büyük Kanyon). Küre Dağları nda görülen çok sayıdaki devasa kanyonun en büyüğü olan Valla, 10 km. ye yakın uzunluğu, 1120 metreye ulaşan derinliği ve çarpıcı görünüşü ile Grand Canyon u aratmıyor. Kanyon, Pınarbaşı ilçesinin 26 km. kuzeyindeki Muratbaşı köyünde, Devrekani Çayı ile Kanlıçay ın buluştuğu noktadan başlayarak, Cide nin Hamitli köyü yakınlarına kadar uzanıyor. Su genellikle dar ve uzun koridorlar içinden geçiyor. Kanyon boyunca kimi zaman yükseklerden çağlayan haline gelip düşen su, kimi zaman gölcükler, 6 kimi zaman da ölüm tuzağı olabilecek devkazanları oluşturuyor. Şenpazar Cide yolu üzerinden görülebilen Aydos Kanyonu, Şehriban Çayı üzerinde yer alıyor. Küre Dağları nda yer alan diğer önemli kanyonlar ise Azdavay yakınlarındaki Çatak Kanyonlar ve sarp kayal klar afl lmaz engeller yaratsa da, yaban hayat n n korunmas n sa l yor. Kanyonu ve Küre İnebolu yolu üzerindeki Karacehennem Boğazı. Geçilebilmesi, profesyonel düzeyde bilgi, beceri ve teknik donanım gerektiren kanyonlar ve sarp kayalıklar insan için aşılmaz engeller yaratıyor olsa da, yaban hayatının daha iyi korunmasını sağlıyor. Kanyonun iki tarafındaki yüksek kayalıklar kartal, şahin, akbaba gibi yırtıcı kuşların yaşam alanı. İnsan ulaşımına izin vermeyen sarp yamaçlar endemik bitki türleri açısından da önem taşıyor. Mağaralar Akkonak Amasra Bart n Milli Park s n r Tampon bölge s n r 0 km 5 10 Özellikle Cide Irmakköy Kurucaflile Kalafat Hisarköy Karaman Akçaköy Döngelce Zeytinlik Ilgarini Tepesi Ma aras Karakuz Da Ayd nlar Yukar Dere Yamanlar Yeniköy Sümerler fiahin Kad köy Sivrice Tepesi Ulus Elmac k P narbafl K a r a d e Hocaköy Eldefl Pınarbaşı Cide arasındaki karstik plato üzerindeki Sorkun Yaylası, mağaralar açısından çok zengin. Boğaziçi Üniversitesi Mağara Araştırma Kulübü nün (BÜMAK), 1982 1989 yılları arasında bölgede yaptığı çalışmalar sonucunda 21 mağara ve düden araştırılarak haritalandı. Bu mağaralardan en önemlisi yatay uzunluğu 858 metre ve derinliği 250 metre olan Ilgarini. Mağaranın girişinde Roma Bizans dönemine ait olduğu sanılan küçük bir yerleşimin yıkıntıları ve su sarnıcı bulunuyor. Daha ileride ve derinde ise kurutaştan örülmüş istinat duvarları ile çevrili rampalarla zikzaklar yaptıktan sonra bir şapel ile çeşitli lahit ve mezarların bulunduğu bölüme ulaşılıyor. Ilgarini aynı zamanda binlerce yılda şekillenmiş sarkıt ve dikitlere de sahip. Toprakini Mağarası ve Sorkun Düdeni gibi diğer karstik fenomenler de Ilgarini ne yakın bir konumda yer alıyor. Şelaleler Küre Dağları nın kokurdan arazi yapısı ve yoğun ormanlarla kaplı bitki örtüsü yalnızca mağara ve düdenleri değil, aynı zamanda görkemli şelaleleri de saklıyor. Bu şelaleler, özellikle suyun kanyon- n i z Do anyurt fienpazar KÜRE DA LARI M LL PARKI KAYNAK: DO A KORUMA VE M LL PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜ Ü RÖLYEF: TOLGA GÖRÜM NATIONAL GEOGRAPHIC TÜRK YE

kure28.qxd 1/31/08 2:52 PM Page 7 lara dalıp geçtiği sarp ve dar boğazlarda bir sürpriz olarak karşınıza çıkıyor. Bu tür alanlar kolay ulaşılabilir olmadığı için bölgedeki bütün şelalelerin tam olarak tanımlanması neredeyse olanaksız. Bunların en popüler olanı, Ilıca köyü yakınlarında bulunan ve Milli Park sınırları içine giren Ilıca Şelalesi. 3,5 km. uzunluğundaki Horma kanyonunun bittiği bölgede yer alan şelaleye köyden kısa bir yürüyüşle ulaşılabiliyor. Yaklaşık 15 metre yükseklikteki kayalıktan dökülen suyun oluşturduğu doğal havuzun serin suları, sıcak yaz günlerinde ziyaretçileri cezbediyor. Şelaleye yakın bir konumda, köye adını veren tarihi bir hamam bulunuyor. Tarih Yörenin, Hititler ile İÖ 2. binyılda başlayan kayıtlı tarihi, İÖ 1. binyılda Frigyalılar, Lidyalılar, Medler, Persler ve Hellenistik krallıklar ile devam ediyor. İÖ 1. yüzyıldan itibaren, önce Romalılar, daha sonra Bizanslılar (İS 395 sonrası) bölgede hüküm sürüyor. İS 1105 yılında Danişmendliler ile başlayan Türk egemenliği Anadolu Selçukluları, Çobanoğulları ve Candaroğulları ile devam ediyor. Bölge, 1461 de Osmanlı topraklarına katılıyor. Son yıllarda bulunan ve geç Roma, erken Bizans dönemine ait olduğu sanılan bazı tarihi kalıntılar, orman içerisinde gizli mağaralarda yer alan şapeller, mezarlar ve diğer yapılar bölgenin tarihine ışık tutuyor. KÜRE DA LARI NDA B R M LL PARK 37 bin hektarl k bir alan kaplayan Küre Da lar Milli Park ile Türkiye de ilk kez, korunmas amaçlanan biyoçeflitlili i güvence alt - na almak için tampon bölge kavram gündeme geldi. Çevre ve Orman Bakanl da 1998 y l nda Birleflmifl Milletler Kalk nma Program (UNDP) ve G da ve Tar m Örgütü nün (FAO) maddi deste i ile Milli Parklar ve Korunan Alan Yönetimi: Biyolojik Çeflitlili in Korunmas ve K rsal Kalk nma adl bir proje bafllatt. Proje çerçevesinde bir yandan Türkiye deki milli parklar n genel de erlendirmesi yap l rken, di er yandan da Küre Da lar n n bat kesiminde yeni bir milli park için çal flmalara baflland. Bu proje ile, Türkiye de ilk kez, bir korunan alan n oluflturulmas nda paydafllar n kat l m na dayanan kat l mc ve fleffaf bir süreç izlendi. Konu enine boyuna, ilgili resmi kurum ve kurulufllar, sivil toplum örgütleri ve yerel halk temsilcileri aras nda tart fl larak Küre Da lar Milli Park Tasar Geliflme Plan haz rland. Uzmanlar n kat l m ile yap lan alan çal flmalar sonunda toplam 37 bin hektarl k bir alan kapsayan Milli Park s n rlar belirlendi; koruma ve rekreasyonel faydalanma için alanlar oluflturuldu ve bu alanlara iliflkin kullan m ve koruma ilkeleri ortak bir zeminde gelifltirildi. Bu süreçle ayn zamanda, Türkiye de ilk kez milli park içerisinde mutlak surette korunmas hedeflenen biyolojik çeflitlili i güvence alt na alabilmek için, yak n çevreden kaynaklanabilecek tehditlerin yumuflat lmas n amaçlayan ve bir reform olarak nitelendirilebilecek milli park çevresinde tampon bölge kavram gündeme geldi. 80 bin hektarl k alan kapsayan tampon kuflak ile birlikte, üzerinde çal flma yap lan alan n toplam büyüklü ü 117 bin hektara ulafl yor. Yerel halk n, koruma kararlar ndan minimum düzeyde etkilenmesini sa lamak amac yla k rsal yerleflim birimleri Milli Park s n rlar d fl nda (tampon bölge) tutuldu. lgi gruplar n n kat l m ile kollektif bir flekilde hayata geçirilmesi planlanan onlarca faaliyeti içeren bu programlarla birlikte tampon bölge içerisinde sürdürülebilir kaynak kullan m ve k rsal kalk nman n sa lanmas na yönelik projelerin gelifltirilmesi de teflvik edildi. Küre Dağları adını, orta kesiminde yer alan ve Kastamonu nun bakırlı pirit yataklarıyla bilinen Küre ilçesinden alıyor. Bir diğer adı olan İsfendiyar Dağları ise, 1291 1461 arasında bölgede hüküm süren sekizinci Candaroğulları Beyi olan İsfendiyar Bey den geliyor. Kültür Yörenin hızlı gelişmeden etkilenmemiş olması, sahip olduğu zengin doğal değerlerin yanı sıra, kültürel mirasın da görece iyi bir şekilde bugüne ulaşabilmesini sağlamış. Bunların başında, özgün mimari dokusunu koruyan köy evleri, kadınların günlük yaşamlarında hâlâ kullandıkları geleneksel 7

kure28.qxd 1/31/08 2:52 PM Page 8 renkli giysiler ve el sanatları geliyor. Bazı bitki ve hayvan türleri halk kültürünün bir parçası olarak tıbbi, aromatik ve gastronomik amaçlarla kullanılıyor. Yöre halkı tarafından anlam atfedilen doğa olayları, efsaneler, define öyküleri ve ziyaret edilen yatır, türbe ve ziyaretgâhlar, yerel kültürel mirasın unsurları arasında yer alıyor. Hoşgörü, dayanışma ve saygıya dayalı geleneksel yaşam tarzı yerel halkın hem kendi arasında hem de ziyaretçilere dönük ilişkilerini kolaylaştırıcı bir etken. Yaz aylarında art arda yapılan festivaller sosyo kültürel yaşamın renkliliğini yansıtıyor. ILGAR N MA ARASI De iflen Nüfus ve Geçim Kaynaklar Milli park olarak ayrılan alan içerisinde herhangi bir kırsal yerleşim alanı bulunmuyor. Parkın etrafındaki tampon bölgede ise sekiz ilçeye bağlı yaklaşık 50 kırsal yerleşim birimi var. Mevsimlere göre değişen yaklaşık 10 bin kişiden oluşan nüfusun çoğunluğu orta yaş ve üzeri kişilerden oluşuyor. Bunun en önemli nedeni, bölgeden büyük şehirlere yaşanan göç. Bununla birlikte, insanların çoğu, köydeki evlerini koruyarak, eğitim dönemi sonunda yaz aylarını geçirmek, ürün yetiştirmek ya da emekliliklerini geçirmek üzere geri dönüyor. Başlıca ekonomik faaliyetler, ormancılık, tarım, arıcılık, ahşap el sanatları, dokumacılık, kestanecilik ve turizm. Ormancılık Türkiye de orman köylüleri, genel olarak yakacak ve kereste gereksinimini belirli bir ayrıcalıkla karşılayabiliyor; ormancılık faaliyetlerinde istihdam edilebiliyor ve diğer orman ürünlerinden (mantar, meyve vb.) yararlanabiliyor. Orman köyleri kırsal nüfusun en yoksul kesimini oluşturuyor. Milli Parkın çevresindeki köylerde yaşayan insanlar da son zamanlara kadar ormancılık faaliyetlerinde istihdam edildi. Ancak, ormancılıkla geçinen köylerin orman arazisinin milli park içinde kalması ile orman yönetim planlarında yapılan değişiklik sonucu üretime son verilmesi, orman köylülerinin TÜRK YE N N DÜNYAYA ARMA ANI Hükümetlerin s cak noktalar n korunmas na yönelik taahhütleri Dünyaya Arma an olarak duyuruldu. Dünya Do ay Koruma Vakf n n (WWF) do a koruma aç s ndan öncelikli 200 Küresel Ekolojik Bölge sinden biri olan Kuzey Anadolu ve Kafkasya Il man Kuflak Ormanlar üzerinde yer alan Küre Da lar, Milenyum a giriflin bir iflareti olarak, 2000 y l na bin gün kala, WWF nin bafllatt (Nisan 1997) Yaflam için Ormanlar kampanyas için seçilen Avrupa n n 100 S cak Noktas içinde Türkiye ye ait 9 alandan biri oldu. WWF, kampanya çerçevesinde hükümetleri, bu alanlar koruma alt na almaya davet ederek, onlar n bu yöndeki taahhütlerini Dünyaya Arma an olarak duyurdu. 11 A ustos 1999 tarihinde yap lan bir uluslararas bas n gezisi ile Küre Da lar n n Milli Park statüsünü duyuran ve geri kalan s cak noktalar n 2005 y l na kadar koruma alt na al nmas n taahhüt eden Çevre ve Orman Bakanl n n bu karar, WWF taraf ndan 2000 y l nda ngiltere de yap lan uluslararas bir törenle Türkiye nin Dünyaya Arma an ilan edildi. 8

kure28.qxd 1/31/08 2:52 PM Page 9 gun bireyleri üzerinde baskı yaratıyor. Dokumacılık Bölgenin zengin dokumacılık geleneği son yıllarda yerel yönetimlerce yeniden canlandırılmaya çalışılıyor ve böylelikle yöre ekonomisine katkının arttırılması amaçlanıyor. Kastamonu Valiliği nce kurulan dokuma atölyesinde üretilen ve genellikle ev dekorasyonu ve giyim için kullanılabilen gelir kaybına uğramasına yol açtı. Bu durumun yerel halkın milli parka ve doğa korumaya bakışını olumsuz yönde etkilemesi nedeniyle alternatif çözümler için çalışmalar yapılması gerekiyor. Tarım ve hayvancılık Oldukça engebeli ve büyük oranda ormanlarla kaplı olan bölgede çok parçalı tarım toprakları bulunuyor. Küçük parseller üzerinde tahıl, meyve ve sebze üretimi yapılıyor. En çok üretimi yapılan tahıl, buğday. Sınırlı miktarda üretilen tarım ürünleri genel olarak iç tüketimde ve hayvan yemi olarak kullanılıyor. Geçmişte koyun ve keçi besleyen yöre insanı artık sadece az sayıda büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapıyor. Arıcılık Hemen hemen bütün köylerde yapılmakta olan arıcılıkta modern teknikler çok az kullanılıyor. Süzme ya da petekli bal halindeki ürün çoğunlukla kentte oturan akrabalara gönderiliyor veya tanıdıklara satılıyor. Ahşap oymacılık Parkın çevresindeki bazı köylerde ahşap kaşık oymacılığı, kırsal koşullar içinde önemli bir ek gelir kaynağı olarak kabul ediliyor. Genel olarak evlerde, kayıtsız bir ekonomik faaliyet olarak yapılan kaşık oymacılığında en önemli sorun, hammaddenin, yakın çevredeki ormanlardan düzensiz ve izinsiz olarak sağlanması. Özellikle ender rastlanan ve gelişmesi yıllar alan büyük şimşir ağaçları üzerinde yoğunlaşan bu kullanım belli bir tür ve onun olürünlerin önemli bir bölümü yöreye ait. Ulus Kaymakamlığı kumaş üzerinde geleneksel gümüş işlemeciliğinin yeniden canlandırılması için proje yürütüyor. Kestanecilik Doğal kestane ormanlarının yoğun olarak bulunduğu Kurucaşile, Cide ve kıyıdaki diğer yerleşim birimlerinde, köylüler sahiplendikleri ağaçlardan topladıkları kestaneleri kö- VALLA KANYONU 9

kure28.qxd 1/31/08 2:52 PM Page 10 ye gelen tüccarlarla kışlık erzak (un, pirinç, yağ, şeker, çay vb.) karşılığı takas ediyor. Hane başına yılda ortalama 500 kilogram kestane meyvesi toplanıyor ve yıllık 400 500 YTL ek gelir elde ediliyor. Kestaneler, yerel tüccarlar aracılığıyla köylerden toplanarak, Ankara ve İstanbul daki tüccarlara satılıyor. Ayrıca, Ulus Kaymakamlığı, kırsal kalkınmaya katkıda bulunmak üzere, kestane şekeri üretimi ve pazarlaması konusunda bir proje yürütüyor. Turizm 1990 lı yıllardan 10 T LK (VULPES VULPES) itibaren Türkiye de doğa gezilerine ilginin artması ve Küre Dağları nın tanınmaya başlaması, özellikle İstanbul, Ankara gibi büyük kentlerden, hatta yurtdışından bölgeye gelen ziyaretçilerin sayısını da arttırıyor. Konaklama, rehberlik gibi ziyaretçi hizmetleri, yöre halkından konuya ilgi duyanlar tarafından belirli bir plan, düzen ve altyapıya dayanmaksızın gerçekleştiriliyor. Ancak ileride bu eğilimin artması bekleniyor ve bu nedenle doğaya dayalı turizmin belli bir sisteme kavuşturulmasına gereksinim duyuluyor. Bafll ca Sorunlar ve Tehditler Ekonomik açıdan görece az gelişmiş bir düzeyde olan bölgenin doğal ve kültürel mirası bugüne kadar belli ölçüde korunabilmiş durumda. Ancak bir dizi etken, sıra dışı peyzajların, zengin ancak nadir ve nesli tehlike altındaki unsurları içeren biyolojik çeşitliliğin ve kırılgan doğal yaşam alanlarının varlığı ve geleceği için potansiyel tehdit oluşturuyor.

kure28.qxd 1/31/08 2:52 PM Page 11 Teknolojik gelişmenin baş döndürücü bir hıza ulaştığı günümüzde, yollar, barajlar, enerji hatları gibi altyapı projeleri ile insanın ulaşmadığı doğal alan neredeyse kalmadı. Özellikle, popülist ve kısa vadeli yaklaşımlardan destek alarak, yerel kalkınmaya katkıda bulunma iddiasıyla gündeme getirilen bazı altyapı projeleri, korunan alanlarda ekosistemin bütünlüğünü bozmak, türlerin serbest hareketini kısıtlamak ve nın belirli bir düzeyde tutulmasına bağlı. Bölge genel olarak iyi bir orman örtüsü ile kaplı. Buna karşın, belli kesimler ve belli zamanlarda akarsuların çok miktarda çökel taşıdığı görülüyor. Özellikle yağışlar ve karların erimesi ile yüzey sularının yükselmesi erozyon, sel ve heyelan riskini artırıyor. Üst havzalarda yoğun ağaç kesimi, uygun olmayan toprak işleme metodları, tarla açma, toprak kayması, çığ ve benzeri nedenlere bağlı olduğu düşünülen ağır sediment yükünün akmaya devam etmesi aynı zamanda kıyılarda balıkların yaşam alanlarının bozulması ve bu alanların rekreasyonel kullanım potansiyelinin düşmesi anlamına geliyor. Özellikle 90 lı yıllardan bu yana doğa turizmi için bölgeye yönelik ilginin artmasıyla birlikte yerel halkın bundan gelir elde etme eğilimi de artış gösteriyor. Ancak planlı olmayan turistik ve rekreasyonel etkinliklerin, yarar yerine zarar da getirebildiğini gözden uzak tutmamak gerek. Bugüne kadar kontrolsüz bir şekilde devam eden faaliyetler, mağaralarda şimdiden bazı bozulmalara neden olmuş durumda. Örneğin, Ilıca Şelalesi nde etkileri giderek artan bir çöp sorunu yaşandığı gözleniyor. Yasadışı ve aşırı avlanma Zengin yaban hayatı, öteden beri bölge içinden veya dışından avcıların ilgisini çekiyor. Öte yandan, yaban hayatı, yerel halkı genel olasi, çevre faktörünün dikkate alınması açısından en tutarlı yol. Örneğin, Milli Park ve çevresi için hazırlanan jeoloji raporuna göre, yeraltı suyunu depo eden çok sayıda çatlak ve kovuklara sahip kireçtaşından oluşan anakaya üzerinde yapılacak inşaat veya kazılar için patlayıcıların kullanılması, zincirleme reaksiyonlara yol açarak sistemde bozulmaya neden olabilir ve binlerce yılda dengesini kurmuş olan jeolo- alanın tahribini kolaylaştırmak suretiyle, kalan doğa parçalarının geri gelmez bir şekilde yitirilmesine neden olabiliyor. Milli park benzeri korunan alanların hukuksal güvencesine karşın, çoğu kez karşı durulamayan bu durum, korunan alan kavramını da anlamsızlaştırıyor. Bu tür projelerin, çevresel maliyetlerinin hesaba katılarak planlanması ve hayata geçirilmesi; gerekiyorsa yaşamın sürdürülebilirliği için belirli yerlerde özellikle mutlak koruma amacıyla ayrılmış alanlarda vazgeçilme- KIZIL fiah N (BUTEO RUFINUS) ji hidroloji toprak, bitki örtüsü hayvan varlığı ilişkisini olumsuz etkileyebilir. Milli Park ın yakın çevresinde birkaç küçük ilçe ve belediye var ve buralarda çöpün geçirgen karstik alanlar üzerinde açılan geniş çukurlara dökülmesi, hem yüzey hem de yeraltı sularını kirleterek gerek canlıların, gerekse ekosistemlerin sağlığı için tehdit oluşturuyor. Oysa Küre Dağları nın sahip olduğu doğal mirasın korunması ve sürdürülebilir kırsal kalkınma için ekoturizmin geliştirilmesi su kalite ve miktarı- 11

kure28.qxd 1/31/08 2:52 PM Page 12 rak ekolojik önemi ile değil, ekonomik yaşamlarına etkisi açısından ilgilendiriyor. Özellikle yaban domuzu, bozayı, karaca gibi bazı hayvanlar, yetiştirilen ürünlere zarar verdiği gerekçesi ile avlanıyor. Yaban hayvanlarının, köylülerin ekonomik yaşamları üzerindeki etkisini tazmin edecek programların olmayışı, yaban hayatının yararları konusunda bilinç düzeyinin düşüklüğü ve idari altyapı yetersizliği geyik, karaca, bozayı, yaban domuzu gibi hayvanların ve kuşların kontrolsüz ava karşı korunmasındaki başlıca darboğazlar olarak karşımıza çıkıyor. Milli park olarak ayrılan alanda bundan sonra, işlet- 12 ÖRÜMCEK (ARENEA) me ormanlarında olduğu gibi odun hammaddesi üretimi için ağaç kesimi söz konusu değil. Milli Parkın yakın çevresinde (tampon bölge) gerçekleştirilecek üretim ve doğal kaynak kullanımının da sürdürülebilir bir düzene oturtulması bekleniyor. Ancak, Küre Dağları nın yaşlı ve kaliteli ağaçları, kaçak kesim peşinde olanları cezbetmeye devam ediyor. Özellikle, yeni açılacak yollarla bugüne kadar ulaşılamadığı için iyi korunmuş orman köşelerine ulaşımın kolaylaştırılması, kaçak kesim riskini arttırabilecek bir etken. Türkiye de bazı türlerin yoğun bir şekilde toplanması, doğadaki yaygınlıklarını azaltıyor. Kastamonu yöresi, orkide türlerinin en çok toplandığı beş bölgeden biri olarak biliniyor. Özellikle iç pazarda geleneksel olarak bazı türlere (salep üretilen orkide gibi) yoğun talep var. Nesli tehlike altındaki bitki türlerinin ticareti ile ilgili sözleşmeyi (CITES) imzalayan Türkiye gerekli yasal düzenlemeleri de yapmış olmasına karşın uygulamada bazı sorunlar yaşanıyor. Bu türlerin kültüre alınarak çoğaltılması hem yok olmalarını engelleyebilir hem de yerel halk için alternatif gelir kaynağı yaratabilir. Ormanlık alanlar ve akarsu yataklarında, ekolojik ve estetik etkileri dikkate alınmadan açılan taş, kum ve maden ocakları da, Küre

kure28.qxd 1/31/08 2:52 PM Page 13 YEREL HALKIN E T M VE YEN GEÇ M KAYNAKLARI Bu konudaki ilk ad m, WWF Akdeniz Program n n, 2000 y l nda, Kastamonu Kalk nma Sa l k Çevre E itim ve Turizm Vakf (KASÇETVAK) için sa lad Across the Waters deste i ile at ld. Proje çerçevesinde düzenlenen e itim çal flmalar ile yaban hayat n n korunmas konusunda yerel halk ve yetkililere yönelik seminerler düzenlendi. Bu, tamamlanan ilk hamleydi. Yerel sivil toplum örgütlerinin çal flmalar konusundaki ikinci ve en büyük hamle 2004 y - l nda gerçekleflti. Üç yerel kurulufl, WWF Türkiye nin rehberli- inde gelifltirdikleri projelere Birleflmifl Milletler in GEF Küçük Destek Program ndan ald klar fonla yörede Zümrüt Köyü Ekoturizm Uygulama Projesi (Küre Da lar Ekoturizm Derne i), Harmangerifl Köyü Sürdürülebilir Ahflap El Sanatlar Projesi (Kastamonu Köy Kooperatifleri Birli i), Küre Da lar Milli Park n n Ulus Bölgesinde Alternatif Geçim Kaynaklar ve E itim Projesi ni (Ulus Afla Çerçi Köyü Güzellefltirme Derne i) yürütüyor. Her biri farkl konu üzerinde yo unlaflan bu projelerin, Küre Da lar için benimsenen genel vizyonun birer bilefleni oldu unu belirten WWF Türkiye Çevre Koruma Direktörü Atila Uras, yerel paydafllar ile görev ve sorumluluklar paylaflarak onlara bal k tutmay ö retmeyi amaçlad klar n belirtiyor. Uras ayr ca, yörede giderek geliflen do a turizmi talebine karfl haz rl ks z yakalanmamak için dikkatli olunmas gerekti ine iflaret ediyor. P narbafl Ekoturizm Merkezi: Bu konuda baz deneyimlerin elde edilmesi aç s ndan önemli bir f rsat oldu. Geleneksel mimariye sahip ancak büyük ço unlu u kullan lmad için y k lmaya yüz tutmufl ve günden güne yerini beton yap lara b rakan konaklardan biri olan Paflakona, 2001 y l nda WWF Türkiye P narbafl Kaymakaml iflbirli iyle onar ld. Zümrüt Köyü Ekoturizm Uygulama Projesi: Milli Park n güneydo usunda yer alan Zümrüt Köyü (Azdavay), korunan alan statüsünden ekonomik olarak en çok etkilenen k rsal yerleflim birimlerinden biri. Birleflmifl Milletler Kalk nma Program n n deste i ile Küre Da lar Ekoturizm Derne i taraf ndan yürütülmekte olan Ekoturizm Uygulama Projesi için pilot köy olarak seçilen Zümrüt te alternatif geçim kayna olarak ekoturizmin gelifltirilmesiyle, yerel halk n do a korumaya olan deste inin sa lanmas amaçlan yor. Harmangerifl Köyü Sürdürülebilir Ahflap El Sanatlar Projesi: Milli Park n kuzeydo usunda yer alan Harmangerifl Köyü (fienpazar), geleneksel ahflap el sanatlar konusunda önemli bir bilgi ve deneyime sahip. Kastamonu Köy Kooperatifleri Birli i nce yürütülen projenin amac, yok olma durumuna gelen bir tür üzerine yo unlaflan bir faaliyetin, yörenin do al ve kültürel zenginliklerini yans tan yeni tasar mlarla ve alternatif a aç türleri kullan larak sürdürülebilir bir flekle dönüfltürülmesi. Küre Da lar Milli Park n n Ulus Bölgesinde Alternatif Geçim Kaynaklar ve E itim Projesi: Bart n Ulus a ba l Afla Çerçi Köyü Güzellefltirme Derne i taraf ndan yürütülen proje, yerel düzeyde do a koruma bilincini art rmak amac yla, yerel karar vericilerin ve yöre halk n n e itilmesi için seminerler düzenlenmesi, yerel örgütlenme kapasitesinin gelifltirilmesi gibi etkinlikleri kaps yor. Proje, yörenin etnobotanik, kültürel ve GÖKNAR ORMANI C DE folklorik de erlerinin araflt r lmas ve bundan alternatif/sürdürülebilir geçim kaynaklar n n gelifltirilmesinde yararlan lmas n öngörüyor. Proje konusunu, kendileri aç s ndan en öncelikli sorun olarak gördükleri alternatif geçim kaynaklar ve e itim olarak seçen Ulus Afla- Çerçi Köyü Güzellefltirme Derne i Baflkan Galip Arslan, proje sayesinde yürütülecek etnobotanik ve folklorik araflt rmalar ile yerel halk n, sahip oldu u do al ve kültürel mirasa daha iyi sahip ç kaca na inan yor. Yerel Do a K lavuzu E itimi: P narbafl Ekoturizm Merkezi nin kurulmas ndan sonra, do a rehberli i hizmeti sunacak yerel k lavuzlar n yetifltirilmesi yönünde e itimler verildi. Küre Da lar Milli Park Müdürlü ü ve WWF Türkiye iflbirli inde düzenlenen e itim program na çevredeki yerleflim merkezlerinden kat lan 20 kifli, e itimin sonunda Milli Park Müdürlü ü taraf ndan tan nan sertifikalar n ald lar. 13

kure28.qxd 1/31/08 2:52 PM Page 14 GÜZEL NC (ARGYNNIS AGLAIA) CYTISOPSIS DORYCNIIFOLIA Ç LEK (FRAGARIA VESCA) ORK DEG LLER FAM LYASINDAN B R TÜR (OPHYRIS) 14

kure28.qxd 1/31/08 2:52 PM Page 15 sında biyolojik mücadele gibi doğa dostu yöntemlere öncelik verilmesi gerekiyor. İster milli park ve benzeri korunan alanlarda, isterse doğal kaynak kullanımının sürdürülebilirlik esasına uygun olarak gerçekleştirildiği korunan alan dışındaki yerlerde olsun, günümüzün ekolojik yaşam anlayışı, yabancı ve istilacı türlerden uzak durmak; yerli türlerin ve onların yaşam alanlarını korumak ve geliştirmek yönünde. Küre Dağları nda bu konuda henüz ciddi bir sorun gözlenmiyor. Ancak akarsularımızda giderek yaygınlaşan gökkuşağı alabalığı, okaliptus veya sahil çamı ağaçlandırması gibi yabancı ve istilacı türlerin kullanı- A ACININ MEYVELER (EUONYMUS) Dağları nın eşsiz peyzajına ve doğal ekosistemlerine en çok zarar veren etkenler arasında. Kurucaşile civarında doğal yaşam alanlarını tahrip eden ve toprak kaymalarına neden olan kuvars maden ocağının Kapısuyu nu da kirletmesi bunun en belirgin örneklerinden biri. Biyolojik bir varlık olan ormanların sağlığı, böcek ve mantar gibi biyotik zararlıların devamlı tehdidi altında kalabiliyor. Normal koşullarda ekosistemin bir parçası olarak kabul edilen ve olağan koşullarda sistem tarafından tolere edilebilen bu unsurlar, herhangi bir nedenle aşırı miktarlara ulaştığında ciddi etkilere neden olabiliyor. Ormanların, zararlı böcek ve mantarlara karşı korunmamından kaçınılması ve onların yerine doğal türlerin kullanılmasının ekolojik açıdan daha uygun bir yol olduğu belirtiliyor. Küre Da lar n n Umudu Bakanlar Kurulu nun 7 Temmuz 2000 tarihli kararı, Küre Dağları nın Milli Park a dönüşmesinde en önemli adım oldu. Ancak, doğa koruma açısından önemli bir alanın gerçek anlamda ve etkin bir şekilde korunması için uygulamaya dönük yeni somut adımların atılması gerekiyordu. Her şeyden önce Milli Park ın idari ve fiziki altyapısının kurulması şarttı. Milli Park ın oluşum sürecinde, yerel halkta oluşan beklentilerin boşa çıkmaması için al- 15

kure28.qxd 1/31/08 2:52 PM Page 16 ternatif geçim kaynaklarının geliştirilmesi, onların desteğinin sürdürülmesi açısından önemliydi. Ülkemizde, milli parkların korunması ve yönetiminden sorumlu Çevre ve Orman Bakanlığı ile Küre Dağları nı öncelikli faaliyet alanlarından biri olarak benimseyen WWF Türkiye nin bugün paylaştığı ortak düşünce, bu Milli Park ın sahip olduğu biyolojik çeşitliliğin etkin bir şekilde korunmasını ve yakın çevresindeki doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlayacak etkin, PANPARKS NED R? bütüncül ve katılımcılığa dayalı bir işbirliği modelini hayata geçirmek. Milli Park ın ilanından bu yana gerçekleştirilen ve bundan sonraki süreçte gerçekleştirilmesi hedeflenen bütün çalışmalar bu ortak düşüncenin yaşama geçirilmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Yap lanlar Yap lamayanlar Yürürlükte olan düzenlemeye göre 37 bin hektarlık milli parkın yönetiminden, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü nün Do a koruma ve turizm sektörü taraf ndan desteklenen bir korunan alan sertifikaland rma sistemi olan PANParks, ad n, Korunan Alanlar A (Protected Area Network) k saltmas ndan al yor. Kâr amac gütmeyen, ba ms z bir kurulufl olan PANParks n amac, Avrupa da do a koruma ile turizm aras nda karfl l kl denge ve uyuma dayal bir korunan alanlar a oluflturmak ve korunan alanlar n yönetiminde kalitenin art r lmas teflvik etmek. Avrupa da sveç (Fulufjallet), Finlandiya (Oulanka), Polonya (Bieszczady), Bulgaristan (Central Balkan) ve Romanya da (Retezat) PANParks bulunuyor. PINARBAfiI (DKMPGM) Kastamonu ve Bartın daki Milli Park Şube Müdürlükleri, illerin idari sınırları dahilinde sorumlu. Parkın etrafında tampon bölge olarak ayrılan 80 bin hektarlık alanın henüz bu adla anılan resmi bir statüsü yok. Halen çeşitli Orman İşletme Müdürlükleri arasında paylaşılan tampon bölgedeki ormanların idaresinden sorumlu üst kurum ise Orman Genel Müdürlüğü. İçinde köylerin bulunduğu bu alanlarda doğal olarak Tarım ve Köyişleri İlçe Müdürlükleri gibi kurumların da işlevi var. Tampon bölge ile ilgili yasal altyapı henüz yok. Oysa bu, yerel toplumun kullanma ve doğa korumacıların koruma odaklı hedefleri arasında bir dengenin sağlanmasında etkili olabilecek bir ara yaklaşım. Dolayısıyla, kağıt üzerinde benimsenen bu kavramı hayata geçirmek için, ilgili resmi ve sivil taraflarla birlikte tampon bölgede, başta orman, su ve toprak olmak üzere sürdürülebilir kaynak kullanımına paralel kırsal kalkınmanın yaşama geçirilmesi ile ilgili esasların geliştirilerek, yasal temele oturtulmasına ve tarafların rollerinin tanımlanmasına ihtiyaç duyuluyor. Milli Park Müdürlüğü, 2000 yılından bu yana bir yandan yerel halkla ve gönüllü kuruluşlarla bire bir diyaloğa girerken öte yandan olanaklar ölçüsünde yeni yatırımlar yaptı. Ancak, alan çok büyük ve eksiklikler hâ- 16

kure28.qxd 1/31/08 2:52 PM Page 17 lâ çok fazla. Alanı, milli park olmaya götüren süreçte hazırlanan Tasarı Gelişme Planı dışında, Milli Park ın yönetilmesi için gerekli ve resmen kabul edilmiş bir yönetim planı yok. Bu durum, Milli Park ta yapılabilecek çalışmaları da kısıtlıyor. Öte yandan, alanın büyüklüğü ve ihtiyaçların çokluğu karşısında, idari kapasitenin yetersizliği ve olanakların kısıtlı olması, Milli Park Müdürlüğü nün tek başına bu işin üstesinden gelmesini olanaksızlaştırıyor. İşbirliğine dayalı korunan alan yönetimi kavramı da bu ihtiyaçtan doğuyor. Yaban Hayat n n Korunmas Küre Dağları Milli Parkı, tampon bölge de dikkate alındığında Türkiye nin en büyük, korunan alanlarından biri. Park ve çevresinde hangi büyük memelilerin olduğunu bilmek ve bunların mevcut durumunu ortaya koymak, milli parkın doğa koruma amaçlarının belirlenmesinde önemli bir adım oldu. Esas itibariyle 2000 yılından bu yana Milli Park Müdürlüğü ile işbirliği içinde yürütülen süreçte, WWF Türkiye Yaban Hayatı Uzmanı Özgün Emre Can tarafından bölgede gerçekleştirilen çalışmaların ilk etabında, fotokapanlar kullanılarak bölgede dağılım gösteren büyük memeli türleri ve sonra bölgedeki göreceli popülasyon büyüklükleri çalışıldı. Söz konusu çalışma, Küre Dağları ve yakın çevresinde bozayı (Ursus arctos), vaşak (Lynx lynx), karaca (Capreolus capreolus), kızılgeyik (Cervus elaphus) ve yaban domuzunun (Sus scrofa) dağılım gösterdiğini ortaya koydu. Bunlardan, bölgede popülasyonu en yoğun olan türlerin, yaban domuzu ve karaca, popülasyonu en düşük olan türlerin ise vaşak ve kurt olduğu belirlendi. Daha sonra, merkezi ABD de bulunan Yaban Hayatı Koruma Derneği (WCS) yaban hayatı biyologlarından Dr. John Beecham ile birlikte bölgedeki bozayı habitatları çalışılarak, habitatların ne büyüklükte bir popülasyonu barındırdığı araştırıldı. Çalışmaların ikinci bölümünde Pınarbaşı nda gerçekleştirilen geniş katılımlı bir yaban hayatı çalıştayı ile yöre insanının yaban hayatı ile olan ilişkisi irdelendi. Bu çalışma, özellikle bozayı insan ilişkisinin ortaya konul- C DE ması açısından önemliydi. Yöre halkı arasında belirli bir kesimin, bozayıdan elde edilen yağın, ağrılı hastalıklara iyi geldiğine yönelik inancı, korunan bir tür olmasına rağmen zaman zaman bozayıların kaçak olarak avlanma nedenlerinden biri. WWF Türkiye ayrıca, bozayının Türkiye ölçeğinde korunması ve türün yönetimi için öncelikleri ortaya koyma çabasında. Bu çerçevede, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve yerel yetkililerle işbirliği içinde, Kastamonu da bozayı ve kurt gibi büyük etobur türler üzerine eğitim, araştırma ve rehabilitasyon çalışmalarının yapılacağı bir merkezin kurulmasına yönelik çalışmalar başlatıldı. Gelece e Bak fl Milli Park oluşum sürecinin lokomotif taraflarından Çevre ve Orman Bakanlığı 17

kure28.qxd 1/31/08 2:52 PM Page 18 ile WWF Türkiye, diğer ilgi grupları ile işbirliği içinde bir yandan yukarıdaki çalışmaları yürütürken, diğer yandan Küre Dağları Milli Parkı için benimsedikleri düşünce ortaklığı çerçevesinde, başta Milli Park yönetim planının tamamlanması olmak üzere, alanda yaşama geçirilmesi öngörülen uygulama programlarının bütüncül bir şekilde gerçekleştirilmesini sağlayacak bir şemsiye projenin hazırlığına girişti. Projenin ana amacı, Küre Dağları Milli Parkı ve yakın çevresinde biyolojik çeşitliliğin korunmasını ve doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlayacak etkin, bütüncül ve katılımcılığa dayalı bir yönetim modeli oluşturulması ve bu modelin sonuçlarının, benzer alanlarda da yaygınlaştırılmasının sağlanması. Proje, yukarıdaki faaliyet alanları altında gerçekleştirilmesi ge- KURUCAfi LE BARTIN reken onlarca etkinliğin, ilgi gruplarının katılımı ile gerçekleştirilmesini ve bunun sürdürülebilir bir mekanizmaya kavuşturulmasını öngörüyor. Proje, aynı zamanda, Türkiye de ilk kez tampon bölge kavramını ele alarak bu pilot çalışmadan çıkacak sonuçlara göre tampon bölgeye ilişkin yasal düzenlemelerin, WWF TÜRK YE N N ROLÜ Vak f, Çevre ve Orman Bakanl ile ortak bir projeyi gelifltirirken, yerel yönetimlerle birlikte bir dizi etkinli i hayata geçiriyor. Küre Da lar Milli Park sürecinin taraflar ndan biri olan WWF Türkiye, kendi öncelik listesindeki bu alan n resmi koruma statüsü kazanmas n izleyen dönemde de aktif rol alarak, merkezi düzeyde Çevre ve Orman Bakanl ile alanda yap lmas gereken bafll ca çal flmalar içeren bir bütüncül ortak projeyi gelifltirirken, alan düzeyinde Milli Park Müdürlü ü ve di er ilgili yerel yönetimlerle yak n diyalog içerisinde bir dizi etkinli i hayata geçiriyor. WWF Türkiye, Milli Park n ilan edilmesinden bu yana geçen sürede, Tasar Geliflme Plan nda öngörülen öncelikli konulardan, alternatif geçim kayna olarak ekoturizm, yerel kapasite gelifltirme, e itim bilinçlendirme ve tan t m gibi konulara öncelik vererek, baflta Milli Park idaresi olmak üzere, yerel yöneticilerle iflbirli i içerisinde tampon bölgede pilot çal flmalar gerçeklefltiriyor. planlama ve yönetim ilkelerinin geliştirilerek kurumsallaşmasını da öngörüyor. Katılımcı bir anlayışla, biyolojik çeşitlilik ve yaban hayatını en iyi şekilde korurken, ziyaretçi beklentilerini de en iyi şekilde karşılayarak, doğa koruma ile turizm arasında sağlam bir denge kurmak suretiyle, PANPark ağına girebilmek, Avrupa da çok sayıda korunan alanın olduğu gibi Küre Dağları Milli Parkı nın ve diğer korunan alanlarımızın önündeki en büyük hedef. Çünkü PANParks logosu artık Avrupa da başarılı bir milli parkın uluslararası düzeyde saygınlık göstergesi olarak kabul ediliyor. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Prof. Dr. Mustafa Kemal Yalınkılıç, Küre Dağları Milli Parkı na PANParks statüsü kazandıracağız diyor. Yalınkılıç, özellikle yöre halkı ve sivil toplum örgütlerinin içinde bulunduğu katılımcı bir anlayışla ve profesyonelce bir planlama ve yönetimle yol alınabileceğini söylüyor. Milli Parklar Dairesi Başkanlığı altında kurulan Türkiye Ormanlarının Sıcak Noktaları çalışma grubu bu alanların etüd ve envanter çalışmalarını sürdürüyor. Bu çalışmaların sonuçlarına göre 2873 sayılı Milli Parklar Yasası çerçevesinde korunması gereken alanlara yasal koruma statüsü verilecek. Yalınkılıç, halen belli statülerle Genel Müdürlük ile Çevre ve Orman Bakan- 18

kure28.qxd 1/31/08 2:52 PM Page 19 KÜRE FLORASI ENDEM KLER Abies nordmanniana subsp. bornmulleriana (Uluda Göknar ) Acanthus dioscoridis var. brevicaulis (Ay Pençesi) Acer cappadocicum var. stenocaryum (Akçaa aç) Arum euxinum (Y lan Yast ); Alyssum paphlagonicum (Kevke) Alyssum peltarioides subsp. virgatiforme (Kevke) Anthemis melanoloma subsp. melanoloma (Papatya) Arabis abietina Allium ilgazense (Yabani sarm sak) Allium kastambulense (Yabani sarm sak) Astralagus amasiensis (Geven) Astralagus kastamonuensis (Geven) Astralagus nabelekii (Geven) Astralagus panduratus (Geven) Astralagus syringus (Geven) Asyneuma ilgazensis Bupleurum setaceum Campanula latiloba subsp. latiloba (Çan Çiçe i, Ç ng rak Otu) Centaurea paphlagonica (Peygamber Çiçe i) Centaurea reuterana var. phrygia (Peygamber Çiçe i) Centaurea tossiensis (Peygamber Çiçe i) Cephalaria paphlagonica (Pelemir) Cerastium gnaphalodes Cirsium pseudopersonata subsp. pseudopersonata (Köygöçüren) Cirsium pubigerum var. paphlagonicum (Köygöçüren) Cirsium sintenisii (Köygöçüren) Colchicum bornmuelleri (Ac Çi dem) Convolvulus cataonicus (Çoban Döfle i, Mahmude Otu) Consolida hellespontica (Hazeran) Crataegus dikmensis (Al ç) Crataegus orientalis var. obtusata (Al ç) Crataegus tanacetifolia (Al ç) Crocus speciosus subsp. ilgazensis (Ilgaz Çi demi) Dactylorhiza ilgazica (Salep) Dactylorhiza nieschalkiorum (Salep) Delphinium bithynicum (Salep) Delphinium ilgazense (Hazeran) Dianthus balansae (Karanfil) Dianthus kastamboluensis (Karanfil) Draba bruniifolia subsp. bruniifolia Epipactis pontica Erodium birandianum ( nelik) Euonymus latifolius subsp. cauconis ( A ac ) Fumana paphlagonica Ferulago platycarpa (Kuzu Kiflnifli) Festuca ilgazensis (Yumak Otu) Festuca longipanicula (Yumak Otu) Festuca paphlagonica subsp. paphlagonica (Yumak Otu) Galium fissurense Geranium asphodeloides subsp. sintenisii ( nelik) Helianthemum nummularia subsp. lycaonicum Helichrysum paphlagonicum (Ölmez Çiçek) Heracleum paphlagonicum (Tavflanc l Otu) Heracleum platytaenium Boiss. (Tavflanc l Otu) Hieracium bornmuelleri Hieracium karakolense Hieracium macrogonum Hieracium paphlagonicum Hieracium praelongipes Hieracium subsilvularum Hieracium tossianum Hieracium tuberculatum Juncus anatolicus Linum olympicum (Keten) Lamium leucolophum (Ball baba) Linaria corifolia (Nevruz Çiçe i) Lonicera caucasica subsp. orientalis (Han meli) Minuartia gracilis Minuartia mesogitana subsp. flaccida Onosma bozakmanii (Emzik Otu) Onosma linearilobum (Emzik Otu) Onosma mutabile (Emzik Otu) Onosma paphlagonicum (Emzik Otu) Ornithogalum kuereanum (Aky ld z) Papaver apokrinomenon (Turuncu Gelincik) Paracaryum paphlagonicum Paronychia paphlagonica subsp. caespitosa Paronychia paphlagonica subsp. paphlagonica Phlomis russeliana (Ay kula ) Prangos denticulata (Çaflur Otu) Rhamnus thymifolius (Cehri) Quercus macranthera subsp. syspirensis (Mefle) Rumex gracilescens (Kuzu Kula ) Sempervivum gillianii (Gelin Parma ) Scilla bithynica subsp. paphlagonica Scutellaria salviifolia Sideritis germanicopolitana subsp. viridis (Da Çay ) Silene olympica (Salk m Çiçe i) Silene paphlagonica (Salk m Çiçe i) Scorzonera pygmaea subsp. pygmaea (Da Çöveni) Stachys iberica subsp. iberica var. densipilosa Seseli resinosum Freyn & Sint. (Kelem Keflir) Scabiosa columbaria subsp. paphlagonica Bornm. (Uyuz Otu) Scrophularia paphlagonica Thlaspi jaubertii Trifolium euxinum (Üçgül) Trifolium pannocium subsp. elongatum (Üçgül) Tripleurospermum rosellum var. album Verbascum bracteosum (S r Kuyru u) Verbascum eriocarpum (S r Kuyru u) Verbascum insulare (S r Kuyru u) Verbascum kastamonicum Verbascum myrianthum Verbascum ponticum Verbascum pseudovarians Verbascum spectabile var. isandrum Verbascum tossiense Vicia freyniana (Fiy) SÜSEN (IRIS) KR T K TÜR Astralagus kastamonuensis (Geven) NESL TEHL KE ALTINDAK TÜRLER Acanthus dioscoridis var. brevicaulis (Ay Pençesi) Astralagus nabelekii (Geven) Astralagus panduratus (Geven) Astralagus syringus (Geven) Asyneuma ilgazensis Cirsium pubigerum var. paphlagonicum (Köygöçüren) Delphinium ilgazense (Hazeran) Erodium birandianum ( nelik) Festuca ilgazensis (Yumak Otu) Hieracium macrogonum Minuartia mesogitana subsp. flaccida Onosma bozakmanii (Emzik Otu) Ornithogalum kuereanum (Aky ld z) Paronychia paphlagonica subsp. caespitosa Paronychia paphlagonica subsp. paphlagonica Trifolium euxinum (Üçgül) Verbascum myrianthum (S r Kuyru u) Verbascum spectabile var. isandrum (S r Kuyru u) 19

kure28.qxd 1/31/08 2:52 PM Page 20 20 lığı bünyesinde koruma altında olan alanlarda ise, mevcut statülerin yeniden gözden geçirileceğini belirtiyor ve Bu alanlarda Küre Dağları Milli Parkı nda olduğu gibi PANParks ilkeleri de dikkate alınarak, katılımcı bir yaklaşımla gerekli planlar hazırlanarak ve zonlamalar yapılarak bu alanların etkin kontrol ve denetimi sağlanacak diyor. Avrupa nın 100 orman alanı dikkate alındığında, Türkiye nin Rusya dan sonra ikinci sırada olması, Türkiye nin yalnız alansal büyüklüğünden değil, ayrıcalıklı coğrafi konumundan ileri geliyor. Ancak, Türkiye de biyolojik çeşitliliğin korunmasını amaçlayan milli park, doğa rezervi gibi korunan alanların büyüklüğü ve yönetsel etkinliğinin tatmin edici düzeyde olmadığını söyleyen WWF International Avrupa Orman Programı Başkanı Yardımcısı Gerald Steindlegger, Ancak Türkiye, Avrupa Birliği ne girdiğinde yalnız sosyal, kültürel ve ekonomik yönleri ile değil, ekolojik değerleri ile de Avrupa ya önemli değerler katacak. Bu nedenle sıcak noktalar, Türkiye nin AB sürecinde oluşturması gereken Natura 2000 koruma ağı için de potansiyel alanlar olarak dikkate alınabilir diyor. WWF nin doğa korumanın, yörede yaşayan insanlara rağmen değil, onlar- G DEROS KOYU C DE la birlikte daha sürdürülebilir olacağı anlayışını benimsediğini belirten Steindlegger, Milli Park ın, yerel halk için kısıtlayıcı değil, doğa dostu kalkınmayı teşvik edici ve yeni fırsatlar yaratıcı bir rolü olması gerektiğini söylüyor.