Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları Türkiye nin 2014 Yılı Büyüme Hızı Değerlendirmesi Doç. Dr. Ramazan Taş Analiz No: 02 Nisan 2015 Türkiye Ekonomisi 2014 Yılında TL Bazında %2.9 Büyüdü Dolar Bazında %2.8 Küçüldü Bir ekonominin genel görünümünü ve ana yönelişini gösteren en temel makroekonomik gösterge, büyüme hızıdır. Bir ekonominin iyiye mi, kötüye mi gittiğini anlamak için bakılacak ilk istatistik, büyüme göstergesidir. TÜİK tarafından açıklanan Türkiye nin 2014 büyüme verileri, HESA Ekonomi Araştırmaları Direktörlüğü uzmanları tarafından analiz edilerek aşağıdaki temel bulgulara ulaşılmıştır. 1. 2014 yılında TL Bazında %2.9 Büyüyen Türkiye Ekonomisi Dolar Bazında %2.8 Küçülmüştür. Türkiye nin GSYH si 823 Milyar $ dan 800 Milyar $ a Gerilemiştir. Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) göstergesi; bir ekonomisinin bir yıl içinde mal ve hizmet üretme kapasitesini veya kısaca katma değer üretme kapasitesini ölçer. 2014 yılında Türkiye nin GSYH sı 823 Milyar $ dan 800 Milyar $ a gerilemiş, Türk halkı 23 Milyar $ yoksullaşmıştır. 2. 2014 de Türkiye Ekonomisi, Dünya Ekonomileri Sıralamasında 17. Sıradan 18. Sıraya Gerilemiştir. 2014 yılında Türkiye nin GSYH sı 823 Milyar $ dan 800 Milyar $ a gerilediği için Hollanda Türkiye nin önüne geçmiş, Türkiye nin dünya GSYH sıralamasındaki yeri de 17. Sıradan 18. Sıraya düşmüştür. Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları 1
3. 2014 yılında büyüme açısından elverişli bir küresel ortam varken, Türkiye bu olumlu küresel ortamı değerlendirememiştir. 2014 Yılında hem dünya ekonomisi, hem gelişmiş ülkeler, hem gelişmekte olan ülkeler, hem de Euro bölgesi ekonomileri büyüme performansını artırırken Türkiye ekonomisinin büyüme hızı %4.2 den %2.9 a gerilemiştir. 2014 Yılında dünya ekonomisi büyüme performansını %2.4 den %3.2 ye, gelişmiş ülkeler %1.3 den %2.2 ye, Avrupa Birliği -%0.4 den %1.1 e, Türkiye nin içinde yer aldığı gelişmekte olan ülkeler grubu %4.8 den %5.3 e çıkarırken, ne üzücüdür ki Türkiye büyüme performansını %4.2 den %2.9 a düşürmüştür. Türkiye, 2014 yılında kendisine açılan küresel büyüme fırsat penceresini değerlendirememiştir (Bakınız, Tablo-1 ve Tablo-2). Dünya ekonomisinin %3.2 büyüdüğü, bizim ligimiz olan gelişmekte olan ekonomiler liginin %5.3 büyüdüğü 2014 Yılında Türkiye ekonomisinin %2.9 büyümesi kabul edilemez. Çünkü Türkiye ekonomisinin uzun dönemli büyüme performansı hem dünya ekonomisinin büyüme performansının hem de gelişmekte olan ülkelerin büyüme performansının üzerindedir. Tablo-1: 2014 de Dünya Ekonomileri Büyüme Performansını Artırdı, Türkiye Düşürdü Kaynak: HESA Ekonomi Araştırmaları Direktörlüğü, Dünya Bankası ve TÜİK Verileri Esas Alınmıştır. Kaynak: HESA Ekonomi Araştırmaları Direktörlüğü, Dünya Bankası ve TÜİK Verileri Esas Alınmıştır. 2 Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
4. 2014 Yılında Türkiye Ekonomisi, uzun dönemli potansiyel büyüme hızının ancak %60 ını gerçekleştirebilmiştir. Türkiye ekonomisinin Cumhuriyet dönemini (1924-2014) kapsayan 91 yıllık uzun dönem ortalama büyüme hızı %4.8 dir. Türkiye ekonomisinin 2014 yılı büyüme performansı (%2.9), Cumhuriyet döneminin ortalama büyüme performansının (%4.8) ancak %60 ına karşılık gelmektedir (Bakınız, Tablo-3). Kaynak: TÜİK 2014 yılı büyüme hızı (%2.9) esas alındığında, Türkiye ekonomisinin 90 yıllık uzun dönem ortalama büyüme potansiyeli %40 aşınmış durumdadır. 2010 ve 2011 Yıllarında Çin den sonra dünyanın en hızlı büyüyen ikinci ekonomisi olan Türkiye ekonomisi artık büyüme performansını, ekonomi yönetimi ise büyüme heyecanını yitirmiştir. Son 3 yıldır peş peşe yapılan sistematik hatalar sonucunda Türkiye ekonomisi diğer ekonomilerden negatif ayrışarak küme düşmüştür. Türkiye, son 3 yıl içinde hızlı büyüyen ekonomiler kategorisinden yavaş büyüyen ekonomiler kategorisine, yükselen ekonomiler (emerging economies) liginden kırılgan ekonomiler (fragile economies) ligine savrulmuştur. Ne acı bir gerçek ki, Türkiye ekonomisinde, bizi dünyanın yükselen yıldızı yapan enflasyonun düştüğü istikrarlı büyüme dönemi sona ermiştir. Türkiye ekonomisinin 2002 de başlayan, 2009 da duran ve son üç yıldır tekleyen istikrarlı büyüme dönemi, 2015 ilk çeyreği itibariyle fiilen sona ermiştir. 2015 yılında Türkiye ekonomisi; büyümenin düştüğü, enflasyonun ve işsizliğin arttığı stagflasyon dönemine girmiştir. Türkiye ekonomisi durgunluk içinde kıvranırken aynı zamanda çift haneli yüksek enflasyon ve yüksek işsizlik kıskacına girmiştir. Yenilikçi ekonomik paketler uygulanmadan, yeni nesil ekonomik, sosyal, siyasal ve hukuk reformları yapılmadan; ekonominin mevcut %2.9 düşük büyüme performansından kurtulup, Orta Vadeli Program ın 2015 büyüme hedefi olan %4 büyüme performansına ulaşması gerçekçi değildir. Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları 3
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre 2015 Mart ayında ihracatın %13.4 küçülmesi, Ekonomik Güven Endeksinin %15,4 düşerek 88.50 değerinden 74.85 değerine gerilemesi, 2014 yılında %3.5 artan sanayi üretiminin Ocak 2015 de %1.4 azalması, Mart 2015 de imalat sanayi kapasite kullanım oranının 0.4 puan düşerek 72,4 e gerilemesi gibi öncü göstergeler, Türkiye ekonomisinin zayıflayan büyüme hızının 2015 yılında dip yapacağı, küçülerek negatif büyümeye geçeceği, hatta büyük bir çöküş yaşayacağı sinyalini vermektedir. Türkiye; %2,9 a düşen büyüme hızını tekrar uzun dönem büyüme performansı olan %5 e çıkarabilmek için yatırıma, tarıma, sanayiye, ihracata, enerjiye yönelik yenilikçi teşvik paketleri açmalı, yenilikçi eylem planları hazırlamalıdır. Ekonomi yönetimi, nicedir sahipsiz kalmış olan ekonomiye sahip çıkarak, uzun dönem potansiyel büyüme hızının altına düşen ve stagflasyona saplanan ekonomiyi, tekrar istikrar içinde dengeli büyüyen ve yükselen ekonomiler ligine çıkarmalıdır. Ekonomi yönetimi, kalkınmaya ve büyümeye yeniden odaklanmalı ve pro-aktif politikalarla önleyici tedbirler alarak toplumun bütün kesimlerine kalkınma ve büyüme heyecanı aşılamalıdır. 5. Kişi Başına GSYH, 10.822 $ dan 10.404 $ a Düşerek 2008 in Gerisinde Kalmıştır. Kişi başına Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) göstergesi, ülke vatandaşlarının gelir ve refah düzeylerindeki ortalama artışı ölçer. 2014 yılında Türk vatandaşlarının kişi başına GSYH sı 10.822 $ dan 10.404 $ a gerilemiş, her bir Türk vatandaşı 418 $ yoksullaşmıştır. 2014 yılında kişi başına GSYH 10.822 $ dan 10.404 $ a gerilediği için dünya kişi başına gelir düzeyi sıralamasındaki yerimiz 62. Sıradan daha gerilere düşmüştür. Son 6 yıldır kişi başına GSYH düzeyi 10.400 $ eşiğinde patinaj yapan Türkiye ekonomisi, Orta Gelir Tuzağına saplanmıştır. Orta gelir tuzağı, Milli gelirin 10 bin $ civarında patinaj yapması, kısa ve orta vadede bir türlü 20 bin $ a ve üzerine sıçrayamaması durumudur. 4 Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
6. Türkiye, Güney Kore Gibi Orta Gelir Tuzağını Aşmalıdır Dünya Bankası verilerine göre, 1960 da Güney Kore nin kişi başına GSYH si 156 $ iken Türkiye nin kişi başına GSYH si 508 Dolar idi, yani Güney Kore den 3.2 kat daha yüksek idi. 2013 yılında ise Güney Kore nin kişi başına GSYH si 25.977 $ a çıkarken Türkiye nin kişi başına GSYH si 10.972 $ a çıkmıştır, yani Güney Kore nin kişi başına GSYH sı Türkiye nin kişi başına GSYH sının 2.4 kat üstüne çıkmıştır. Güney Kore ilk defa 1994 yılında 10,000 $ lık kişi başına GSYH düzeyini yakalamış, 12 yıl sonra 2006 yılında ise 20,000 $ lık kişi başına gelir düzeyine ulaşarak 12 yıl içinde orta gelir tuzağından kurtulmayı başarmıştır. Türkiye ise ilk defa 2008 yılında 10,000 $ lık kişi başına GSYH düzeyini yakalamış, ancak 2008-2014 dönemini kapsayan son geçen 6 yıl 12 yıl sonra 2006 yılında ise 20,000 $ lık kişi başına gelir düzeyine ulaşarak 12 yıl içinde orta gelir tuzağından kurtulmayı başarmıştır. 2013 yılında ise şu anda kişi başına 26 bin $ seviyesindeki Milli Geliri ile Güney Kore, bilgi ve inovasyon temelli yenilikçi ekonomi politikaları geliştirerek orta gelir tuzağından kurtulmayı başarmış ve hatta Türkiye ye 3 tur bindirmiş durumdadır. Kalkınma yarışına çok gerimizden başlayan Güney Kore bugün bizim önümüze geçmiştir. Dolayısıyla Türkiye nin orta gelir tuzağından çıkması için, Güney Kore gibi bilgi ve inovasyon temelli yenilikçi ekonomi politikaları geliştirerek bilgi ve inovasyon toplumunu, bilgi ve inovasyon ekonomisini inşa etmesi gerekmektedir. 7. İç Talebin %75 ini Oluşturan Özel Tüketim Harcamaları 2014 Yılında Sadece %1.3 Oranında Artarken Kamu Tüketim Harcamaları 3.5 Kat Daha Fazla (%4.6 Oranında) Artmıştır. Ekonominin iç talep gücünü gösteren özel tüketim performansı, ekonominin öncü göstergelerinden biridir. Özel tüketimin artması-azalması, tüketici güveninin yükselmesi-düşmesi iç talebin ve piyasanın canlılığınınzayıflığının en temel göstergesidir. Türkiye nin harcamalar cinsinden GSYH sinin %75 i özel tüketim harcamasıdır. Dolayısıyla özel tüketimi canlandırmadan iç talebi ve yurtiçi piyasayı canlandırmak, iç talebi canlandırmadan da ekonomiyi canlandırıp büyüme hızını artırmak mümkün değildir. Ekonomi yönetimi, kamu tüketimini özel tüketimden 3.5 kat daha hızlı büyüterek özel sektör öncülüğünde serbest piyasa ekonomisi paradigmasını terk etmiş, devlet öncülüğünde güdümlü ekonomi paradigmasına geçmiştir. Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları 5
Özel tüketim motoru çalışmayan bir ekonomi kamunun aşırı zorlamasıyla uçamaz, tersine yere çakılır. Sağlıklı bir ekonomide bu göstergenin tam tersi olması beklenir. Yani ekonominin motoru olan özel tüketimlerin artması, kamu tüketiminin azalması gerekir. 8. 2014 Yılında Büyümenin Motoru Olan Yatırım Harcamaları %1.3 Azalmış, Ekonominin Büyüme Potansiyeli Aşınmıştır. Verimsiz kamu tüketiminin özel tüketimden 3.5 kat daha hızlı büyütülmesi sonucunda ekonomide büyük bir dışlama (crowding out) etkisi doğmuş, kamu tüketim harcamalarındaki %4.6 lık artış, yatırım harcamalarında %1.3 lük bir azalışa yol açmıştır. Kıt kaynakların verimsiz kamu tüketim harcamalarındaki artışı finanse etmek için kullanılması sonucunda verimli yatırım harcamaları gerilemiş, ekonominin büyüme potansiyeli baltalanmıştır (Bakınız; Tablo-6). Ekonomi yönetimi, özel tüketimi canlandırmak, tüketici güvenini artırmak, iç talebi restore etmek için istikrargüven ortamını artırıcı nitelikte yenilikçi talep politikaları geliştirmeli ve uygulamalıdır. Ekonomik büyümenin ve sermaye birikiminin en sağlıklı yolu, sağlam bir finansmanla, fiziki ve beşeri yatırımları kesintisiz artırmaktır. Bir ekonomide yatırım performansı düştükçe sermaye birikimi ve büyüme performansı azalır; yatırım performansı arttıkça sermaye birikimi ve büyüme performansı artar. 2014 yılında bırakalım Türkiye ekonomisinde yatırımın ve sermaye birikimin artmasını, tersine yatırım ve sermaye biriminin, ekonominin üretim ve istihdam kapasitesinin %1.3 küçülmesi, gerilemesi, aşınması söz konusudur. Yatırımların %1.3 azalması demek, bırakalım Türkiye ye yeni yatırım ve sermaye girişini, yatırımcının yeni yatırım yapmak yerine yatırım yapmaktan vazgeçmesi, belki de Türkiye yi terk etmesi demektir. 6 Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları
Özel yatırımların yüzde 0.5 ile neredeyse durduğu 2014 yılında kamu yatırımlarının da dengeleyici bir unsur olarak artmak yerine %8.8 azalması, Türkiye ekonomisinde yatırım, sermaye birikimi ve büyüme göstergeleri duyan kulaklara S.O.S. alarmı vermektedir. Yatırım yapılmayan, sermaye birikimi olmayan ve büyüyemeyen bir ekonomi, makroekonomik istikrarı, tüketici ve yatırımcı güvenini kaybeder. Güven ve istikrar ortamını, yatırım ortamını restore etmek için acilen yenilikçi teşvik paketleri ile özel sektörün güveninin artırılması, özel yatırımların hızlandırılması gerekmektedir. Bizce, yatırımların çökmesinin temel nedeni, Türkiye de yatırım ortamının bozulmasıdır. Vergi cezalarının ve vergi denetimlerinin silah olarak kullanıldığı, kamu ihalelerinde şeffaflığın kaybolduğu, kamu bankalarının ve KİT lerin popülist politikalara kurban edildiği, iş dünyasının fişlendiği, devlet eliyle banka batırılmaya çalışıldığı bir ekonomide yatırım yapılmasını beklemek gerçekçi değildir. Yatırım yapmayı düşünen yerli ve yabancı yatırımcılar bu ortamda yatırımlarını ertelemeyi yeğlemektedirler. Anayasal suç işlediği makul şüphesiyle bütün mal varlığına el koyma düzenlemesi; Türkiye de yatırım ortamını, güven ve istikrar ortamını zehirleyecek, yeni yatırım yapmayı, yeni sermaye girişini teşvik etme bir yana; tam tersine yerli ve yabancı sermayeyi hızla kaçıracak, ekonomiyi torpilleyecek bir düzenlemedir. Makul şüphe düzenlemesi girişim özgürlüğüne ve özel mülkiyet hakkına büyük bir darbedir. Siyasi iktidara, makul şüphe ile girişimcilerin-şirketlerin bütün mal varlığına el koyma kapısını açan Yargı Paketi, İkinci Dünya Savaşı döneminde 11 Kasım 1942 tarihinde çıkarılan ve ekonomiyi 3 yıl üst üste sırasıyla -%9.8, -%5,1 ve Cumhuriyet tarihinin en büyük küçülmesi olan -%15,3 oranında küçülten Varlık Vergisi nden daha kötü bir etki yapma potansiyeline sahiptir. Varlık Vergisinin yürürlüğe girmesiyle birlikte 3 yıl üst üste ekonomiyi küçülttüğü, kaldırılmasıyla birlikte ise 1946 yılında Türkiye ekonomisinin Cumhuriyet tarihinin en yüksek büyümesi olan %32.1 oranında büyüdüğü unutulmamalıdır. Tablo-10: Türkiye nin GSYH Büyüklükleri ve GSYH Büyüme Hızları (2013-2014) Kaynak: TUİK 9. 2014 de Tarım Sektörü %1.9 Küçülmüştür 2014 yılında Türkiye ekonomisi %2.9 büyürken tarım sektörü %1.9 küçülmüştür. Tarımdaki %1.9 luk küçülmeyi sanayi sektörünün %3.5 büyümesi ve hizmet sektörünün %4 büyümesi telafi etmiştir (Bakınız; Tablo-9). 2014 yılında %1.9 küçülen tarım sektöründe hububat üretiminin %30 civarında küçülmesi ise Türk tarımının alarm verdiğini göstermektedir. Tarım sektörünün büyümesine rağmen GSYH içindeki payının azalması bir gelişmişlik göstergesidir, ancak tarım sektörünün büyüme yerine küçülmesi bir geri kalmışlık, bir gelişmemişlik göstergesidir. Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları 7
Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Doç. Dr. Ramazan Taş HESA (Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları) Ekonomi Araştırmaları Merkezi Direktörü 8 Hukuk Etik Siyaset Araştırmaları