- Türkiye Denizlerinde Kirlenme Durumu

Benzer belgeler
Yrd. Doç. Dr. Kpt. Burak Köseoğlu Yrd. Doç. Dr. Kpt. Ali Cemal Töz Öğr. Gör. Kpt. Cenk ŞAKAR

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

LİMAN İŞLETMECİLİĞİNDE ATIK ALIM FAALİYETLERİ:

DENİZ KAYNAKLI KİRLİLİKLERİ ÖNLEME ÇALIŞMALARI

TÜRKİYE NİN YER ALTI SULARI ve KAYNAKLARI

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

Deniz Taşımacılığından Kaynaklanan Kirlilik Pollution From Maritime Transportation

Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi

Başlıca Kıyı Tipleri, Özellikleri ve Oluşum Süreçleri

IMO dan Haberler DTO AĞUSTOS BÜLTENİ

Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü

SU KİRLİLİĞİ KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ İDARİ USULLER TEBLİĞİ

MARMARA DENİZİNDE RİSK YÖNETİMİ VE ACİL MÜDAHALENİN PLANLANMASI. Serpil DURAK (Şube Müdürü)

Su Yapıları II. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL Bozok Üniversitesi n aat Mühendisli i Bölümü

SANAYİ ve ÇEVRE YÖNETİMİ

İçindekiler I Contents

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Ötrofikasyon. Ötrofikasyon

Su Çerçeve Direktifi ve Genel Kavramlar. Ülkemizde Yapılan Çalışmalar. Belirli kirleticiler ve ÇKS leri. Alıcı ortam bazlı deşarj standartları

İTALYA. Sanayi,Turizm,Ulaşım

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

SU KİRLİLİĞİ HİDROLOJİK DÖNGÜ. Bir damla suyun atmosfer ve litosfer arasındaki hareketi HİDROLOJİK DÖNGÜ


Yüz ölçümü: km² Nüfusu : (2012) Önemli Şehirleri: Napoli, Milano, Torino, Venedik, Cenova

TEBLĐĞ Çevre ve Orman Bakanlığından: KENTSEL ATIKSU ARITIMI YÖNETMELĐĞĐ HASSAS VE AZ HASSAS SU ALANLARI TEBLĐĞĐ ĐKĐNCĐ BÖLÜM

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar

Güney Akım Açık Deniz Boru Hattı Türkiye Bölümü

AB SÜRECİNDE. SANAYİ ve ÇEVRE YÖNETİMİ

Yıllar PROJE ADIMI - FAALİYET. Sorumlu Kurumlar. ÇOB, İÇOM, DSİ, TİM, Valilikler, Belediyeler ÇOB, İÇOM, Valilikler

1. DOĞAL ÜZERİNDEKİ ETKİLER. PDF created with pdffactory trial version

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA

BÜTÜNLEŞİK KIYI ALANLARI YÖNETİMİ

İÇ SU BALIKLARI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SU KALİTESİ

Ekosistem ve Özellikleri

Dr. DERYA AYDIN OKUR. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Deniz Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi DENİZ HUKUKUNDA

Termik santrallerinin çevresel etkileri şöyle sıralanabilir: Hava Kirliliği Su Kirliliği Toprak Kirliliği Canlılar üzerinde Yaptığı Etkiler Arazi

Dünyanın meşhur su kanalı ve boğazları

Tehlikeli Kimyasalların Deniz Yolu ile Taşınması Riskleri

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

Ötrifikasyon. Ötrifikasyonun Nedenleri

Kıyı turizmi. Kıyı turizminin gelişiminde etkili olan etmenler; İklim Kıyı jeomorfolojisi Bitki örtüsü Beşeri etmenler

Sürdürülebilir Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma İlkeleri

saf halde iken tatsız ve kokusuz bir maddedir. Küçük miktarlarda çıplak gözle bakıldığında renksizdir.

DENİZ ÇEVRESİNİN KORUNMASI VE KİRLİLİĞİN ÖNLENMESİ ÇALIŞMALARI. Murat TURAN (Deniz ve Kıyı Yönetimi Dairesi Başkanı)

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DENİZ EMNİYETİ VE GÜVENLİĞİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

Marmara Kıyıları Hassas Alan Yönetimi

EĞİRDİR GÖLÜ SU KALİTESİ

DENİZ KİRLİLİĞİNE İLİŞKİN YASAL PROSEDÜR VE KURUMLARIN SORUMLULUKLARI

Ulaşım Coğrafyası. Konu 10 Ulaşım biçimleri (Deniz ulaşımı)

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

Gökmen ÖZER/Coğrafya Öğretmeni

HKZ 412 DENİZ TİCARETİ SİGORTA HUKUKU PROF. DR. KEMAL ŞENOCAK PROF. DR. HAKAN KARAN

CEV 314 Yağmursuyu ve Kanalizasyon. Türkiye deki Atıksu Altyapısı ve Atıksu Mevzuatı

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI İZLEME VE SU BİLGİ SİSTEMİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

İÇİNDEKİLER İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...VII BİRİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...IX İÇİNDEKİLER...XI KISALTMALAR...XXI

İSTANBUL UN YENİ SU KAYNAĞI SAKARYA NEHRİ VE SU ALMA YAPISI TEKNİK TESPİT GÖRÜŞÜ

TÜRKİYE NİN COĞRAFİ BÖLGELERİ-I KIYI BÖLGELER: KARADENİZ, MARMARA, EGE, AKDENİZ BÖLGELERİ

BĠTKĠSEL ATIK YAĞ. Çevre Koruma ve Kontrol Daire BaĢkanlığı Atıklar ġube Müdürlüğü

Tuzlu Sular (% 97,2) Tatlı Sular (% 2,7) Buzullar (% 77) Yer altı Suları (% 22) Nehirler, Göller (% 1)

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK

Çevre İçin Tehlikeler

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

COĞRAFYA YEREL COĞRAFYA GENEL COĞRAFYA

SU KİRLİLİĞİ KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ İDARİ USULLER TEBLİĞİ

KADIKÖY BELEDİYESİ ÇEVRE KORUMA MÜDÜRLÜĞÜ

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE DE ATIKSU YÖNETİMİ

ÇEV 455 Tehlikeli Atık Yönetimi

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Sayı :B.18.0.ÇYG MAYIS 2009 Konu :Yetki Devri Genelgesi

KANAL İSTANBUL FORMU ÖN BİLGİLENDİRME TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBESİ

ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI Atmosfer Modelleri Şube Müdürlüğü. 31 Ocak 1 Şubat 2015 tarihlerinde yaşanan TOZ TAŞINIMI. olayının değerlendirmesi

AVRUPA BİRLİĞİ VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI VE DALGA ENERJİSİ. O.Okan YEŞİLYURT Gökhan IŞIK

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü. Sayı: B.18.0.ÇYG /06/2011 Konu: Yetki Devri Genelgesi

Trakya Üniversitesi, İpsala Meslek Yüksekokulu

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL

TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ

Tarıma dayalı İlde yeşil alanın az oluşu, geçmiş yıllarda sık rastlanan anız yangınları erozyonu hızlandırmaktadır.

IMO dan HABERLER İMEAK Deniz Ticaret Odası Şubat (2018) Bülteni

ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ATIKSU YÖNETİMİ

ŞEKİL LİSTESİ... ix TABLO LİSTESİ... xxxi MEVCUT TESİSLERİN İNCELENMESİ (İP 1)... 1

TOPRAK. Bitki ve Toprak İlişkisi ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 1

HAVZA KORUMA EYLEM PLANLARI EYLEMLERİ

ÇEVRE KANUNUNCA ALINMASI GEREKEN İZİN VE LİSANSLAR HAKKINDA YÖNETMELİK KAPSAMINDA ATIKSULARINI DERİN DENİZ DEŞARJI YÖNTEMİ İLE DENİZE DEŞARJ YAPMAK

TÜRKİYE DE DENİZ STRATEJİSİ ÇERÇEVE DİREKTİFİ KONUSUNDA KAPASİTE GELİŞTİRME PROJESİ ( )

MARMARA BÖLGESİNDEKİ HAVZA KORUMA EYLEM PLANI

AVRUPA BİRLİĞİ VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

İSTANBUL TİCARET ODASI AVRUPA BİRLİĞİ VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ İRLANDA ÜLKE RAPORU

AVRUPA BİRLİĞİ VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

EKOSİSTEMLERİN İŞLEYİŞİ. Veli&Sümeyra YILMAZ

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇED İZİN VE DENETİM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LABORATUVAR ÖLÇÜM VE İZLEME DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Hava Kirliliğinin Sucul Ekosistemlere Etkileri

CEV 314 Yağmursuyu ve Kanalizasyon

Transkript:

- Türkiye Denizlerinde Kirlenme Durumu Marmara Denizi: Yaklaşık 11.352 km 2 'lik bir alan kaplayan Marmara Denizi hidrografik yapısı açısından tipik haliç özelliğine sahiptir. Karadeniz den yüzey akıntıları ile gelen az tuzlu sular, Akdeniz'den Karadeniz'e doğru akan alt akıntının getirdiği yoğun ve çok tuzlu suların üzerinde yer alır ve haliçlere has stabil bir yoğunluk tabakalaşmasına yol açar. Bu stabil tabakalaşma suyun düşey doğrultudaki karışımı ve bunun sonucunda da suyun kendi kendini arıtmasının yanısıra, su canlılarının gelişmesini de sağlayan sudaki erimiş oksijenin derinliklere kadar taşınmasını önler. Marmara Denizi nin yüzölçümünün diğer denizlerimize oranla az ve hacimce küçük olmasının yanı sıra açık denizlerden bir seri yatay ve dikey engelle yalıtılmış bir deniz olması, boğazların darlığı ve bu geçitlerde yer alan sığ eşikler nedeni ile sularının kendi kendini yenilemesini (arıtma yeteneğini) geniş çapta etkilemektedir. Marmara Denizi için başlıca kirletici kaynaklar; dereler ile taşınan kirlilik, yerleşim yerlerinden ve endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanan kirlilik, tarım alanları ve hayvancılıktan kaynaklanan kirlilik, çöp depolama alanları ile deniz taşımacılığından, turizm faaliyetlerinden, tehlikeli ve özel atıklardan kaynaklanan kirlilik, Karadeniz den ve hava kirliliğinden kaynaklanan kirlilik şeklinde sıralanabilir.

Ege Denizi: Doğu Akdeniz in kuzey-doğusunu oluşturan ve güney-batıda İyon Denizi, güney-doğuda Levantin Denizi ile sınırlanmış olan Ege Denizi, kuzeyde Türk Boğazlar Sistemini oluşturan Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı aracılığı ile Karadeniz e bağlanmış durumdadır. Coğrafik konumu nedeniyle Karadeniz ve Akdeniz sularının buluşma havzasını oluşturan Ege Denizi nin kuzey bölümü Türk Boğazlar Sistemi aracılığıyla gelen soğuk ve az tuzlu Karadeniz sularının, güney bölümü ise sıcak ve tuzlu Akdeniz sularının etkisindedir. Ege Denizi, üzerinde Girit, Rodos ve diğer bazı Ege adaları yer almakta ve Anadolu ile Mora Yarımadaları arasında uzanan bir eşikle Akdeniz in diğer bölümlerinden ayrılmaktadır.

Ege Denizi'nde kirleticiler aşağıdaki gibi sıralanabilir; 1- Yerleşim sonucu evsel atıklar, 2- Sanayiden kaynaklanan atık su deşarjları, 3- Turizm faaliyetleri, 4- Tarımsal faaliyetler, 5- Liman faaliyetleri ve deniz trafiği, 6- Denize ulaşan nehir ve akarsular yolu ile taşınım

Ege Denizi ne, Türkiye sahillerinden, 7 si akarsu ağzı, 6 sı irili ufaklı evsel ve turistik yerleşim bölgesi, biri de endüstriyel yerleşim bölgesi olmak üzere toplam 15 noktadan atıksu boşaltımı yapıldığı ve bu atıkların 10 milyon nüfusa eşdeğer kirlenmeye neden olduğu bildirilmiştir. Ege Denizi ne Yunanistan dan ise yaklaşık 3.6 milyon yerleşik nüfus ve geri kalanın da endüstriyel kullanımdan öngörülmek üzere toplam 7.5 milyon eşdeğer nüfusluk bir kirliliğin verildiği belirtilmiştir. Çanakkale Boğazı nın etkisi de eklendiğinde Ege Denizi nin, 20 milyon eşdeğer nüfusa yaklaşan bir kirlilik yükü ile karşı karşıya olduğu ortaya çıkmaktadır (Anonim 2013d).

Akdeniz: Akdeniz balıkçılık açısından fakir olup bunun nedeni birincil üretimin oluşmasını sağlayan besin tuzlarının eser seviyelerde bulunması ve mevcut olanların da Sahra Çölü nden gelen kil mineraller tarafından derinlere taşınmasıdır. Yapılan araştırmalar Akdeniz de mevcut açık deniz balıkçılık alanının dipten su çıkma olayının olduğu Rodos Döngüsü civarında olduğunu, zengin bir balık kaynağı olan Rodos Döngüsü civarında ise Türkiye hariç pek çok ülkenin avlandığı bildirilmiştir (Anonim 1997). Akdeniz genel anlamda, Atlas Okyanusu ndan, dar ve sığ Cebelitarık Boğazı ile Hint Okyanusu ndan ise, insan yapısı Süveyş Kanalı sığlıkları ile yalıtlanmaktadır. Dünyanın en büyük iç denizi özelliği taşıyan Akdeniz in kirlilik nedenleri arasında; İspanya, Sicilya ve Tunus açıklarındaki petrol yatakları, Adriyatik Denizi nde doğal gaz bulunması, İtalya kıyısındaki Montedison sanayi merkezinin atıkları ile kızıl çamur dolması yer almaktadır. Ancak Akdeniz i en çok tehdit eden kirlenme, petrol kirlenmesi olarak ortaya çıkmaktadır.

Akdeniz gerek turistik çekicilik ve buna bağlı nüfus yoğunluğu, gerekse endüstriyel açıdan hızla gelişen ülkelerin kendisini çevrelemesinden kaynaklanan kirlilikler ile karşı karşıyadır. Kentleşme, turizm, sanayi vb. aktiviteler sonucu oluşan atıkların miktarı ve bu faaliyetler sonucu doğal bitki örtüsünün değişmesi, erozyon kaynaklı ve tarımsal faaliyetler sonucu ortaya çıkan kirlilik Akdeniz'in kirlenmesine katkıda bulunan diğer faktörlerdir (Anonim 2013d).

Karadeniz: Ülkemizin balıkçılık açısından en önemli denizlerinden biri olan ve yarı kapalı deniz olarak tanımlanan Karadeniz, 40 o 51 ve 46 o 32 kuzey boylamları ile 27 o 27 ve 41 o 42 doğu enlemleri arasında bulunmaktadır. Türkiye den Karadeniz e dökülen belli başlı nehirler Sakarya, Yeşilırmak, Kızılırmak ve Çoruh nehirleridir. Ülkemiz dışındaki nehirlerden Karadeniz e dökülenler arasında en önemlisi ise Tuna Nehri dir. Karadeniz e deşarj edilen en büyük akarsular Kırım ve Romanya arasındaki kuzeybatı sahanlığına açılırlar. Tuna Nehri nin yıllık ortalama debisi 4000 9000 m 3 s -1 arasında değişirken Dinyester ve Dinyeper nehirlerinin debileri Tuna nın yaklaşık 1/3 ü düzeyindedir. Türkiye den Karadeniz e deşarj eden belli başlı akarsuların aylık ortalama debileri toplamı, 700 750 m 3 s -1 dir. Karadeniz, Sakarya, Yeşilırmak ve Kızılırmak başta olmak üzere diğer akarsulardan gelen bazı kirletici yüklerin yanısıra neredeyse tüm Avrupa'nın kirletici yükünü taşıyan Tuna Nehri'nin suları ile de büyük ölçüde kirlenmektedir (Anonim 2013d).

Sonuç olarak Karadeniz için kirlilik kaynakları: Nehirlere taşınan, kara kökenli kirlenmeler, Kıyılara yapılan evsel ve endüstriyel deşarjlar, Petrol kirlenmeleri (Rafineri/Gemiler) Deniz ulaştırması (Sintine/Balast suları) olarak sıralanabilir (Uçar vd. 2008).

Karadeniz in derin sularında çökmeye ve parçalanmaya başlayan organik maddeler denizin 150-200 metreden daha derin kısımlarında ve toplam su hacminin % 90 ında sürekli bir oksijensizlik durumunu ortaya çıkarmaktadır. Bu oksijensiz koşullar altında organik maddeler, nitratlardaki ve özellikle de sülfatlardaki oksijen bağlarını kullanarak daha ileri aşamalarda parçalanmakta ve bundan sonraki kimyasal indirgenme hidrojen sülfür oluşumu ile sonuçlanmaktadır. Hidrojen sülfür Karadeniz de binlerce yıldır üretilmekte ve su kütlesinin % 90 ını kirletmektedir. Bu gaz yüzünden Karadeniz in dip kısımları yalnızca anaerobik bakteriler için yaşanabilir bir ortam olmuştur. Yapılan araştırmalar Karadeniz in 1700-2000 metre arasındaki tabakasının Karadeniz in genel dolaşım sisteminden en az etkilendiğini ve burada bulunan su kütlesinin 500 seneden önce değişmeyeceğini göstermiştir (Anonim 1997).

- Deniz Kirliliğinin Önlenmesine İlişkin Yasal Düzenlemeler - Uluslar arası mevzuat Dünya çapında ülkemizin de aralarında bulunduğu 170 üyesi bulunan Uluslararası Denizcilik Teşkilatı (IMO), kurulduğu 1958 yılından itibaren yaptığı çalışmalarla uluslararası nitelikte pek çok sözleşme, protokol ve kuralın hazırlanmasını gerçekleştirmiş ve yürürlüğe konularak uygulanmasını sağlamıştır.

IMO nun en önemli komiteleri arasında yer alan ve özellikle deniz kirliliği ile ilgili uluslararası mevzuatın geliştirilmesinde önemli rol oynayan Deniz Çevresini Koruma Komitesi (MEPC); son yıllarda deniz kirliliği ile ilgili sözleşmelerin durumu, dökme sıvılar ve gazlar ile ilgili kodlarda değişiklikler, bayrak devleti uygulamaları, Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı (UNCED) faaliyetlerini izlemede IMO girişimleri, Gemilerden Kaynaklanan Deniz Kirliliğini Önleme Antlaşması (MARPOL) 73/78 ve ilgili kodlarında değişiklikler, liman kabul tesisleri, gemi atıklarının bertarafı hakkında el kitabı hazırlıkları, balast sularıyla zararlı sucul organizma ve patojenlerin taşınmasının önlenmesi ile ilgili taslak düzenleme, gemilerde antifoulling boya kullanılmasının zararlı etkileri, OPRC Sözleşmesi ve OPPR Konferansı kararlarının uygulanması gibi ülkemiz açısından da önem arz eden konular üzerinde çalışmaktadır (Küçük 2011).

Deniz taşımacılığından kaynaklanan kirliliğin önlenmesine yönelik sözleşmeler iki ana başlık altında toplanabilir: A- Uluslararası sözleşme olarak IMO sözleşmeleri Marpol 73/78 OPRC 90 CLC 92 FUND 92 B- Bölgesel Sözleşmeler - Karadeniz in Kirlenmeye Karşı Korunması Sözleşmesi (Bükreş Sözleşmesi) 1992 - Akdeniz in Kirlenmeye Karşı Korunması (Barcelona) Sözleşmesi

- Ulusal mevzuat Türkiye nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler, hukuk kuralları gereği ulusal mevzuatımız durumunda olup, ilgili sözleşme gerekleri aynı zamanda ulusal mevzuatımızın da önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Başlıca diğer yasa ve yönetmelikler ise şöyle sıralanabilir: - 618 sayılı Limanlar Kanunu (14 Nisan 1925) - 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu (1971) - 1982 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu (09 Temmuz 1982) -2872 sayılı Çevre Kanunu (11 Ağustos 1983) -Çevre Kirliliğini Önleme Fonu Yönetmeliği (13 Mayıs 1985) - Gemi ve Deniz Araçlarına Verilecek Cezalarda Suçun Tespiti ve Cezanın Kesilmesi Usulleri ile Kullanılacak Makbuzlara Dair Yönetmelik (03 Kasım 1987) - Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği (04 Eylül 1988).