uyku eksikliğine bağlı olarak gelişen yorgunluk, hareket

Benzer belgeler
DİYABETİK AYAK YARA BAKIMI ve HEMŞİRELİK YAKLAŞIMLARI SEMA İNCE DİYABETİK AYAK YARA BAKIM HEMŞİRESİ Ç.Ü.T.F. ENDOKRİN VE METABOLİZMA BD

Basınç Nedir? Uluslararası Katılımlı Palyatif Bakım ve Hospis Kongresi Mart 2018 ġiģli-ġstanbul

YARA. Haz rlayan: Aysun Çak r Ac badem Kad köy Hastanesi E itim ve Geli im Hem iresi

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

DİYABETİK AYAKTA YARA BAKIMI VE HEMŞİRELİK YAKLAŞIMLARI

DİYABETİK AYAKTA VAKUM UYGULAMASI

İBB EŞREFPAŞA HASTANESİ EVDE BAKIM HİZMETLERİ

Basınç Ülserini Önlemek

Yara Bakımı. Yoğun Bakım Dergisi 2007;7(3): Ali KONAN*

DİYABETİK YARASI OLAN DİYALİZ HASTALARINDA HEMŞİRELİK YAKLAŞIMLARI DERYA DUMAN DMED ÖZEL MERZİFON DİYALİZ MERKEZİ

BASI YARASI BAKIM TALİMATI

Tedavide yeni başka seçenekler var mı? Doç. Dr. Özge Turhan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D.

BATES-JENSEN YARA DEĞERLENDİRME ARACI

Diyabetik Ayakta Hiperbarik Oksijen Tedavisi

ASSIST 2 Basınç Yarası Prevalans Çalışması

Diyabetik Ayakta Sınıflama Önerileri

Dr.Şua Sümer Selçuk Üniversitesi Selçuklu Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD KONYA

DİYABETİK AYAK ENFEKSİYONLARININ KLİNİK SINIFLANDIRMASI

ACİLDE DİYABETİK AYAKTA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR VE TRİYAJ

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

Negatif Basınç Yara Tedavisi

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

Temel Stoma Bilgisi:Yara ve Bakımı Stoma-Ostomi Tanımı. Dersin Adı: Stoma Hemşireliği Sorumlu: Öğr. Gör. Bircan KARA

YARA BAKIMI VE DİĞER TEDAVİ YAKLAŞIMLARI

Santral Venöz Kateter. Hem. Güliz Karataş Hacettepe Ped KİT Ünitesi

Yara Bakımında Debridman Yöntemleri

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI

SAĞLIKTA NANOTEKNOLOJİ

REKONSTRÜKSİYON YARDIMLI KAPAMA VE MODERN PANSUMAN KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

BASI YARALARININ TEDAVİSİ

Basınç Ülserlerine Tedavi Yaklaşımlarının Bir Olgu Eşliğinde Gözden Geçirilmesi

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ

Bası Yaraları. Tanım. İnsidans. Tanım. Bası Yarası. Basınç, friksiyon, yırtılma ve diğer faktörlerin etkisiyle

ACIBADEM SAĞLIK GRUBUNDA HEMŞİRELİK BAKIMINDA ETKİN MALİYET ve VERİMLİLİK ÖRNEKLERİ

HS-003. Nuray ŞAHİN ORAK (Marmara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü, Hemşirelik Esasları Anabilim Dalı.

OSTEOMİYELİT CERRAHİ TEDAVİSİ NE ZAMAN? NASIL? Dr. Murat ÖZTÜRK Ege Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji A.B.D.

YOĞUN BAKIM EKİBİNDE HEMŞİRE VE HASTA BAKIMI BURCU AYDINOĞLU HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ

SUTURASYON UMKE.

MEZOTERAPİ NEDİR? Dr.Sedat YILDIZ. Dr.Sedat Yıldız Tamamlayıcı ve İntegratif Sağlık Akademisi

EKONOMİK GENEL BAKIŞ. Maliyet etkin yara iyileştirme Negatif Basınçlı Yara Terapisi

YANIK HASTASININ BAKIM PROTOKOLÜ REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ

İç denetim birimleri, risk değerlendirme çalışmalarına ilişkin hususları bu rehbere uygun olarak kendi iç denetim birim yönergelerinde düzenlerler.

Kesici Delici Alet Yaralanmaları ve Takibi

KLİMİK İZMİR TOPLANTISI

YARA VE YARA ÇEŞİTLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları

BİYOİSTATİSTİK Sağlık Alanına Özel İstatistiksel Yöntemler Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH

KAMU İÇ DENETİMİNDE RİSK DEĞERLENDİRME REHBERİ

BEÜ SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ENFEKSİYON KONTROL KOMİTESİ

BASINÇ YARASI BAKIM DENEYİMLERİMİZ VE MALİYET ANALİZİ

SEROMA, ENFEKSİYON, FLEP NEKROZU

Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta

ÇOCUKLARDA BÜYÜME VE GELİŞMENİN İZLENMESİ

TEMEL KAVRAMLAR. BS503 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ 1. seminer PROF. DR. SALİH OFLUOĞLU MSGSÜ ENFORMATİK BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR ORTAMINDA SANAT VE TASARIM 1

HEM501 (3,0)3 Sağlık Tanılaması

Hemşireliğin Kayıtlara Yansıyan Yüzü

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ

ETKEN BELİRLEMEDE KLASİK YÖNTEMLER, MOLEKÜLER YÖNTEMLER. Doç. Dr. Gönül ŞENGÖZ 9 Mayıs 2014

27/04/16. Aile Merkezli Bakımda Sinerji Modeli. Sinerji. Sinerji modelinin ortaya çıkışı

Diyabetik Ayak Ülserleri Yara Bakımı ve Hemşirelik Yaklaşımı İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD Endokrinoloji,Diyabet ve Metabolizma

BASI YARASI RİSKİ TANILAMA, DEĞERLENDİRME VE ÖNLEME PROSEDÜRÜ

YASLANMA ve YASAM KALİTESİ

AĞRI YÖNETİMİ PROSEDÜRÜ

İMPLANT VAKALARININ SINIFLANDIRILMASI

KAPAMA SÜNGERĐ (Yara Örtüsü)

Diyabetik Ayak Yaralarının Önlenmesinde ve Takibinde Hemşirenin Rolü

BASINÇ YARASI TEDAVİSİ ve BAKIMINDA KULLANILAN YÖNTEMLER. Uzm. Hem. Serpil İSABETLİ Acıbadem Maslak hastanesi Hasta Bakım Sorumlusu

GİRİŞ. Kan dolaşımı enfeksiyonları (KDE) önemli morbidite ve mortalite sebebi. ABD de yılda KDE, mortalite % 35-60

Glamorgan Pediatrik Basınç Ülseri Risk Tanılama Ölçeği Türkçe Formunun Psikometrik Özellikleri

PALYATİF BAKIMDA ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME ARAÇLARI

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof Dr Zehra AYCAN.

Omurga-Omurilik Cerrahisi

EVDE BAKIM HİZMET DENEYİMLERİ:KAMUDA

Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur.

Uygulama alanları. Kılavuz Kronik Yara Tedavisi. Web sitemizi ziyaret edin:

DOKÜMAN NO TOTM-TLM-134 İLK YAYIN TARİHİ REVİZYON TARİHİ - REVİZYON NO 0 SAYFA NO 1/13 BASI YARASI TALİMATI

Renal Biyopsi İşlemine Bağlı Ağrının Değerlendirilmesi

Kırım Kongo Kanamalı Ateş hastalarında ağırlık ve ölüm riskinin tahmininde plazma cell-free DNA düzeyinin önemi

Artroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde

BASI ÜLSERİNE YAKLAŞIM. Doç.Dr. Murat Varlı - Dönem 5 Geriatri Ders Notları

ZİRAİ MÜCADELE TEKNİK TALİMATLARI CİLT IV. BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola (Berk. Et Curt) Berl et de Toni

Persistan ALT Yüksekliği ile Seyreden Kronik Hepatit B (KHB) Hastalarında Karaciğer Hasarının Öngörülmesinde HBV DNA Seviyesi Ne Kadar Önemli?

HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

Aksiyal SpA da Güncellenmiş ASAS anti-tnf Tedavi Önerileri ve Hedefe Yönelik Tedavi Stratejileri

HARRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ. Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi AKTS Onkoloji Hemşireliği III

İhtiyacınız olduğunda AQUACEL Foam örtülerine güvenebilirsiniz

K U L L A N I M B İLGİLERİ

HARRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ. Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi AKTS Yara Bakımı IV Ön Koşul Dersler Dersin Dili

Diyabetik Ayak Yarası ve İnfeksiyonunun Tanısı, Tedavisi ve Önlenmesi: Ulusal Uzlaşı Raporu

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Türkiye de ilk yara bakım kliniği örneği; Sorunlar, çözümler

Kaç çeşit yara vardır? Kesik Yaralar Ezikli Yaralar Delici Yaralar Parçalı Yaralar Enfekte Yaralar

Periodontoloji nedir?

ADEZİV KAPSÜLİT FZT NAZMİ ŞEKERCİ

Transkript:

KRONİK YARALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ Ülkü YAPUCU GÜNEŞ* ÖZ Kronik yaralarda tedavinin etkinliğinin izlenmesinde yara değerlendirmesi büyük önem taşımaktadır. Yaranın doğru ve geniş kapsamlı olarak değerlendirilmesi dikkatli ve sürekli yapılan klinik gözlemler ve niteliksel ölçümler üzerine dayanmaktadır. Kronik yaralarda yaranın büyüklüğü, yara yatağı, yara kenarları, eksuda/kokunun varlığı, tünel/sinüs oluşumu, enfeksiyon ve ağrı gibi parametreler değerlendirilmelidir. Yara değerlendirme araçlarından en yaygın olarak kullanılanları Bası Ülseri İyileşme Ölçeği (Pressure Ulcer Scale for Healing-PUSH) ve Bates-Jensen ın Yara Değerlendirme Aracı (Bates-Jensen Wound Assessment Tool- BWAT) dir. Bu makalede kronik yaranın değerlendirilmesi ve yara değerlendirilmesinde kullanılan araçlar tartışılmıştır. Anahtar Sözcükler: Yara, yaranın değerlendirilmesi, yara değerlendirme araçları ABSTRACT Wound Assessment Wound assessment is vital for evaluating the effectiveness of planned treatment in chronic wounds. Accurate and comprehensive wound assessment depends on meticulous and consistent clinical observation and on the use of quantitative measurement methods. Some parameters including the wound size, wound bed, edges, exudate/odour presence, tunelling/sinus presence, infection and pain should be assessed in chronic wounds. The most common used tools in wound assessment is Pressure Ulcer Scale for Healing-PUSH, and Bates-Jensen Wound Assessment Tool-BWAT. This article discuss wound assessment in chronic wounds and the tools used in wound assessment. Key Words: Wound, wound assessment, wound assessment tool GİRİŞ Kronik yaralar, bası ülserleri, diyabetik ayak ülserleri, venöz ve arteriyal ülserler gibi etiyolojik nedenler ile iyileşmenin normalden daha uzun sürdüğü, sıklıkla tekrarlayan ve iyileşme ile sonuçlanmayan yaralardır. Kronik yarası olan bireylerde, pansuman değiştirme sıklığı nedeniyle günlük rutinin bozulması, uyku eksikliğine bağlı olarak gelişen yorgunluk, hareket kısıtlılığı, ağrı, koku ve yara enfeksiyonu gibi nedenlere bağlı olarak yaşam kalitesi olumsuz yönde etkilenmektedir (Grey ve ark. 2006). Kronik yaralarda tedavinin etkinliğinin izlenmesinde yara değerlendirmesi büyük önem taşımaktadır. Yaranın doğru ve geniş kapsamlı bir biçimde değerlendirilmesi dikkatli ve sürekli yapılan klinik gözlemler ve niteliksel ölçümler üzerine dayanmaktadır. Yaranın durumunun değerlendirilmesinin iyi bir yara bakımı için ön koşul olduğu bilinmektedir. Kapsamlı bir yara değerlendirmesi, bakım planının oluşturulması ve sürdürülmesi için temel oluşturur (Dorothy 2004). Aynı zamanda, objektif değerlendirmeler tedavinin etkinliğinin saptanmasında somut veriler sağlar, hastanın ve personelin moralini yükseltir, dokunun bozulmasına neden olan faktörün tanımlanması ve ortadan kaldırılmasıyla biyokimyasal dengenin düzeltilmesine yardım eder (Bolton ve Van Rijswijk 1991; Flanagan 1994). Yaranın değerlendirilmesinde kullanılan terminoloji standardize edilmemiştir. Kronik yaralar çeşitli şekillerde sınıflandırıldığından, yara bakımına katılan ekip üyelerinin değerlendirmede aynı yaklaşımı kullanmaları önem taşımaktadır (Bolton ve ark. 2004; Keast ve ark. 2004; Moore 2007). YARA NASIL DEĞERLENDİRİLMELİDİR? Yaranın iyileşme göstergeleri üzerinde bir fikir birliği bulunmamaktadır. Bununla birlikte kronik yaralarda yaranın büyüklüğü, kenarları, yara yatağı, eksuda/koku, tünel/sinüs oluşumu, enfeksiyon ve ağrı gibi göstergelerin değerlendirilmesi gerektiği görüşü yaygın olarak kabul görmüştür (Fleck 2006; Lait ve Smith 1998; Lazarus ve ark. 1994). * Yrd.Doç.Dr., E.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu, İzmir 38

Yapucu Güneş Yaranın Büyüklüğü Yaranın uzunluk, genişlik ve derinliğinin ölçülmesi yara değerlendirmesinin önemli bir parçasıdır. Yaranın iyileşmesi iyi ya da yara iyiye gidiyor gibi tanımlayıcı ifadelerle kıyaslandığında, yaranın büyüklüğünün ölçülmesi yara iyileşmesinin de objektif bir kanıtıdır (Grey ve ark. 2006). Flanagan (1994), yaranın iyileşme durumunun saptanmasında, yaranın yüzey alanındaki değişikliklerin görsel kayıtlarının tutulmasının önemli olduğu görüşündedir. Bir yaranın yüzey alanının ölçümünde ultrason, manyetik rezonans ya da stereofotometri gibi yöntemler kullanılabilir. Klinikte yaygın olarak kullanılan yöntemler ise; yara cetveli kullanılarak yapılan doğrusal ölçümler ve yaranın boyutlarının asetat üzerine geçirilmesi teknikleridir. Yara alanının büyüklüğü, cetvel yardımıyla yaranın en geniş boyutları (genişlik ve uzunluk) ölçülüp, birbiriyle çarpılarak hesaplanabilir. Yara cetveli kullanılarak yapılan ölçümler düzensiz ve çok geniş olan yaralar için çok güvenilir bir yöntem değildir (van Rijswijk ve Braden 1999). Kopyalama tekniği bir asetat kâğıdı ya da saydam pansuman kullanımını gerektirir (Thawer ve ark. 2002). Bu yöntem Thomas ve Wysocki (1990) tarafından en doğru yara ölçüm yöntemi olarak görülmektedir. Yara kenarlarının hatları milimetre ya da santimetrekarelik şeffaf asetat üzerine geçirilir ve işaretli alan içinde kalan karelerin ya manüel olarak sayılmasıyla ya da dijital planimetrilerin kullanımıyla yüzey alanı hesaplanabilir. Yaranın derinliğinin saptanması derin yaralar da önemlidir ve bu değerlendirme doku hasarının ciddiyetine yönelik bilgiler sağlar. Yaranın derinliğini sınıflandırmak için çeşitli evrelendirme sistemleri kullanılabilir (Keast ve ark. 2004). Bası ülserlerinin önlenmesi ve tedavisinde hasta sonuçlarının geliştirilmesine yönelik disiplinler arası liderlik görevini üstlenmiş bir grup olan Ulusal Bası Ülseri Tavsiye Paneli (National Pressure Ulcer Advisory Panel-NPUAP) tarafından geliştirilen evrelendirme sistemi, 2007 yılında tekrar gözden geçirilmiş ve güncellenmiştir. NPUAP, yeni evrelendirme sistemine göre bası ülserlerini, derin doku hasarı, birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü evre bası ülseri ve evrelendirilemeyen bası ülseri olmak üzere toplam altı grupta sınıflandırmıştır. Derin doku hasarı, basınç ya da sürtünme nedeniyle yumuşak dokunun hasarına bağlı olarak, sağlam derinin mor ya da kestane rengini alması olarak tanımlanmıştır. Birinci evre bası ülserinde, sağlam deride genellikle de kemik çıkıntılar üzerinde solmayan eritem vardır. İkinci evre bası ülseri, dermisin kısmi kalınlıkta kaybı olup, yara yatağı kırmızı olan yüzeysel açık bir ülser şeklinde tanımlanmıştır. Üçüncü evre bası ülserinde tam kalınlıkta doku kaybı vardır. Subkutan yağ dokusu gözle görülebilir, ancak doku kaybı kemik, tendon ya da kasa ulaşmamıştır. Yara kabuğu olabilir, fakat bu kabuk doku kaybının derinliğini gizlemez. Bu evrede sinüs ya da tüneller görülebilir. Dördüncü evre bası ülseri, kemik, tendon ve kasları da içine alan tam kalınlıkta doku kaybı olarak tanımlanmıştır. Yara yatağının bazı yerlerinde kabuk ya da eskar görülebilir. Bu evrede çoğu zaman tünel ya da sinüsler oluşmuştur. Evrelendirilemeyen bası ülserinde ise, yara yatağı yara kabuğu (sarı, sarımsı kahverengi, gri, yeşil ya da kahverengi) ve/ya da eskarla (sarımsı kahverengi, kahverengi ya da siyah) kaplanmıştır (Black ve ark. 2007). Eğer yara debris, partikül ya da pansuman parçaları içeriyorsa, yaranın derinliğinin ölçülmesinde kullanılan yöntemler doğru sonucu vermeyebilir. Bu yüzden, yaranın derinliğin ölçülmesinde öncelikli olarak yaranın temizlenmesi önem taşımaktadır. Benzer şekilde yarayı eskar kaplamışsa, yara debride edilmediği sürece derinlik ölçümü gerçekleştirilemez. Sinüs boşluğu ya da tünellerin oluştuğu bir yarada da derinliğin doğru olarak ölçülmesi mümkün değildir. Bu durumda defekti doldurmak için gerekli olan pansuman miktarının kaydedilmesi, tünelin derinliğinin saptanmasında yardımcı olabilir. Kısmi kalınlıktaki ya da tam kalınlıktaki yaralarda, steril serum fizyolojik ile nemlendirilmiş kültür çubuğunun yaranın en derin bölümüne yerleştirilmesiyle derinlik değerlendirilebilir (Krasner 1997; Keast ve ark. 2004). Yara Kenarları Ülserin şekli, yara kenarlarının görünümü ve çevreleyen derinin incelenmesi yaranın etiyolojisinin tanılanmasına yardım edebilir. Örneğin, venöz bacak ülserlerinde genellikle yara kenarları yumuşak hatlara sahiptir ve dağınıktır. Arteriyel bacak ülserlerinde ise sınırlar daha belirgindir. Yara kenarlarının içe doğru yuvarlanmış bir şekil alması ise maligniteyi düşündürmelidir. Damar duvarlarının inflamasyonuyla 39

oluşan vaskülitlerde ise yara kenarları düzensizdir ve ülserin etrafındaki deri hiperemiktir (Grey ve ark 2006). Yara Yatağı Yara yatağının doğrudan gözlenmesi, yaranın etiyolojisi hakkında bilgi sağlar ve tedavi amaçları ile uygun bakım planının tanımlanmasına yardım eder. Sağlıklı bir yarada, epidermal göç tüm yara yatağı üzerine yayıldığı için yara kenarları düzenli olarak ilerler, yara yatağı sağlıklı ve pembedir. Bunun aksine sağlıksız bir yarada, yara kenarları tünelleşmiştir ya da hipertrofiktir, granülasyon dokusu koyu pembedir, hassastır ve dokunulduğunda kanamaya başlar. Bu tür yaralardan mutlaka kültür alınmalı ve bu yaralar mikrobiyolojik sonuçlar ışığında tedavi edilmelidir. Aşırı granülasyon dokusu ise iyileşmeyen yaralarda ya da enfeksiyonla birlikte görülür (Shultz ve ark. 2004). Kronik yaralar çoğu zaman sarı ya da beyaz parlak renkte fibrinöz dokuyla kaplanmıştır. Bu tür dokuların damarlanması zayıftır. Yara tabanındaki dokunun tipi iyileşme süresinin tahmin edilmesi ve komplikasyon riski hakkında yararlı bilgiler sağlayabilir. Örneğin yara tabanında kemik varsa, bu durum osteomiyelit gelişme olasılığının ya da gecikmiş yara iyileşmesinin bir göstergesi olabilir (Dorothy 2004). Yara yatağı bazen nekrotik doku, yara kabuğu ya da eskarla kaplı olabilir. Siyah eskar kurumuş nekrotik dokunun, sarı eskar ise fibrin kabuğunun bir göstergesidir. Bu tür dokular iyileşmeye engel olur. Nekrotik doku aynı zamanda patojenik organizmaları barındırdığı için, bu tür dokuların kaldırılması yara enfeksiyonunun önlenmesine yardım eder. Değerlendirmenin doğru olarak yapılabilmesi ya da iyileşmenin hızlandırılması için nekrotik doku ya da yara kabuğunun debride edilmesi gerekir (Flanagan 1994; Krasner 1997; Grey ve ark. 2006). Eksuda Yara eksudası miktar, koku, yoğunluk ve renk açısından değerlendirilmelidir. Eksudanın miktar ve yoğunluğunun doğru olarak değerlendirilmesi iyileşme süresinin tahmin edilmesinde yardımcı olabilir. Yara eksudasının görünümü seröz, serosanguinöz, sanguinöz, seröpürülan ve pürülan olabilir. Seröz ve serösanguinöz görünümlü bir eksuda, iyileşmenin inflamasyon ve proliferasyon fazında görülürken, sanguinöz bir eksuda ise çoğu zaman kan damarlarının harabiyetini gösterir. Seropürülan bir eksudanın pürülan bir eksudaya dönüşmesi bakteriyel proliferasyon ya da yara enfeksiyonundan kaynaklanabilir (White 2001; Vowden ve Vowden 2003). Eksuda miktarını değerlendirmek için belirli bir zaman aralığı içinde kullanılan pansuman miktarı sayılabilir ve yarayı çevreleyen derinin durumu incelenebilir. Eksudanın miktarı aşırı (+++ sırılsıklam pansuman), orta (++ ıslak pansuman) ve az (+ kuru pansuman) şeklinde sınıflandırılabilir (Vowden ve Vowden 2003). Feçes, idrar ve yara drenajının yarayla kontaminasyonu yarayı çevreleyen derinin maserasyonuna neden olabilir. Yara iyileşmesinin gecikmesinde önemli bir risk faktörü olan maserasyon, kullanılan pansumanın etkisizliğinin ya da pansumanın daha sık değiştirilmesi gerektiğinin bir göstergesidir (Keast ve ark. 2004; Grey ve ark. 2006). Yarada kokunun değerlendirilmesi, yara iyileşme süreci hakkında önemli bilgiler verir. Kokunun tipindeki bir değişiklik yaranın durumunda bir değişme olduğunu gösterir. Ancak, kapatılmış olan tüm yaraların koktuğu ve kullanılan pansuman türünün de yaranın kokusunu etkilediği unutulmamalıdır. Anaeroblarla kontamine olmuş bir yarada, nekrotik doku kötü kokulu bir eksuda üretir. Bazı mikroorganizmalar da kendine özgü bir kokuya sahip olabilir. Örneğin bir yarada psödomanas aeroginasa varsa, eksuda limon yeşili rengindedir ve yarada şeker kokusu vardır (Lazarus ve ark. 1994; Lait ve Smith 1998). Tünel/Sinüs Oluşumu Ülser kavitesi yara kenarlarının altına doğru lateral olarak uzandığında tünel/sinüs oluşumundan söz edilir. Yaranın doğru olarak değerlendirilebilmesi için, yaranın iç alanının da ölçülmesi gerekir. Çünkü yara kenarları yara yatağına tam olarak bağlanmadığı ve tünelleşen dokular tedavi edilmediği sürece iyileşme gerçekleşmeyecektir (Fleck 2006). Tünelleşmenin boyutu ve derecesi doku nekrozunun ciddiyetiyle ilişkilidir. Subkutan yağ dokusunun nekrozu derinin tünelleşmesini başlatır ve derin fasyanın penetrasyonu daha derindeki yapıların hızlı bir şekilde tünelleşmesine neden olur. Tünelleşen ülserler daha fazla sayıda bakteri barındırırlar. Tünelleşen dokuların hem boyutu hem de derinliği ölçülmelidir. Yara kenarlarının tünelleşmesi, dijital inceleme ya da kültür çubuğu yardımıyla değerlendirilebilir. Steril kültür çubuğu yara kenarlarının altına doğru ilerletilirken, tünelleşen alanlar deri üzerinden işaretlenebilir. İyileşmenin hızlandırılabilmesi için tünelleşen alanlar ve sinüsler uygun pansuman kullanılarak tedavi edilmelidir (Keast ve ark. 2004; Grey ve ark. 2006). 40

Yapucu Güneş Enfeksiyon Bütün dermal yaraların bakterilerle kontamine olduğu düşünülür. Kültür alınmamış ya da kültür sonucu negatif olsa bile, yaradan pürülan materyallerin drene olması, o yaranın enfekte olduğunun bir göstergesidir. Bazı durumlarda enfekte yaradan alınan drenaj örneği kültür tekniklerinin yetersizliğine ya da antibiyotik kullanımına bağlı olarak yarada bakterilerin olduğunu ortaya çıkarmayabilir. Pozitif kültür bulguları da her zaman enfeksiyon olduğunu göstermeyebilir. Çünkü birçok yara enfeksiyona yol açmayan bakteri kolonilerini içerir (Shultz ve ark. 2004). Bir yarada ml de 10 5 ten daha fazla sayıda mikroorganizma varsa, o yara enfekte kabul edilir. Özellikle yarada nekrotik doku varsa enfeksiyon riski daha yüksektir. İyileşmeyen yaralarda yara enfeksiyonunun tanılanması güç olabilir. Enfeksiyonun tanılanmasında dikkatli klinik gözlem, hastanın enfeksiyon riskinin değerlendirilmesi ve kültür sonuçları önem taşımaktadır (Gardner ve ark. 2001). Ağrı Kronik yaraların birçoğu ağrılıdır. Hem nosiseptif hem de nöropatik uyaranlar ağrıya neden olabilir. Aralıklı ağrı, çoğu zaman pansuman değişimi esnasında görülür ve pansuman değişiminden önce analjezik uygulanmasını gerektirebilir. Sürekli ağrı ise, iskemi, doku ödemi, kronik doku hasarı ve enfeksiyon gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Bu nedenle yarası olan her hastada ağrı değerlendirme aracı kullanılarak ağrı tanılaması yapılmalı ve uygun bir şekilde tedavi edilmelidir (Fleck 2006; Grey ve ark. 2006). YARANIN DEĞERLENDİRİLMESİNDE KULLANILAN ARAÇLAR Yara iyileşmesiyle ilgili günümüze kadar birçok ölçüm aracı geliştirilmiş ve uygulanmış olmasına karşın, geliştirilen bu araçların geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yeterli değildir (Keast ve ark. 2004; McNees 2006; Thomas 1997). Kronik yaraların iyileşme durumunun değerlendirilmesinde kullanılan araçların yaranın durumunu doğru olarak yansıtması, kullanımının kolay olması, her tür yaraya uygulanabilir olması ve değişime duyarlı olması gerekmektedir. Değerlendirme araçlarının gelişimi, kronik yaraların bakımına sistematik bir yaklaşım getirmiştir. Bu araçların içerikleri birbirleriyle benzer olmasına karşın, yara iyileşmesinin değerlendirilmesi ve belgelenmesinde standardize edilmiş bir araçtan söz etmek mümkün değildir (Keast ve ark. 2004; Woodbury ve ark. 1999). Yara değerlendirme araçlarından yaygın olarak kullanılanları Ulusal Bası Ülseri Tavsiye Paneli tarafından geliştirilen Bası Ülseri İyileşme Ölçeği (Pressure Ulcer Scale for Healing-PUSH) ve Bası ülseri Durum Aracı (Pressure Sore Status Tool-PSST) dır (Shultz ve ark. 2004). PUSH, bası ülserinin durumundaki değişiklikleri izlemek için kullanılan, kullanımı kolay ve güvenilir bir ölçektir. Bu ölçek bası ülseri alanı, eksuda miktarı ve doku tipi olmak üzere üç parametreden oluşmaktadır. Bası ülseri alanı, yaranın uzunluk ve genişliğinin çarpılmasıyla hesaplanır ve cm 2 cinsinden bir değer elde edilir. Hesaplanan alan 10 puanlık bir ölçek üzerinde değerlendirilir (Örneğin yüzey alanı 0.3-0.6 cm 2 ise PUSH yüzey alanı skoru =2, 4.1 8.0 cm 2 ise PUSH yüzey alanı skoru = 7). PUSH un ikinci parametresi eksuda miktarının belirlenmesidir. Pansuman kaldırıldıktan sonra ve topikal ajan uygulanmadan önce, eksuda miktarı yok-0, az-1, orta-2 ve fazla-3 şeklinde değerlendirilerek eksuda miktarı puanlanır. Üçüncü parametre ise, doku tipinin değerlendirilmesidir. Yara yatağında var olan doku tipini belirlemek için herhangi bir nekrotik doku varsa 4 puan; nekrotik doku yok, ancak kabuklanma var ise 3 puan; yara temiz ve granülasyon dokusu içeriyorsa 2 puan; yara epitelizasyonu varsa 1 puan; yara tamamen kapalı ise 0 puan verilerek doku tipi değerlendirilir. Yara iyileşmesi, bası ülseri alanı, eksuda miktarı ve doku tipi puanlarının toplanmasıyla elde edilen toplam puana göre değerlendirilir. PUSH tan alınacak en düşük puan 0, en yüksek puan 17 dir. Toplam puanın artması ülserin ciddiyetinin arttığını göstermektedir. Yapılan çalışmalarda bu ölçeğin geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğu saptanmıştır (Berlowitz ve ark. 2005; Gardner ve ark. 2005; Pompeo 2003; Ratliff ve Rodeheaver 2005; Stotts ve ark. 2001). Ancak ülkemizde bu ölçeğin geçerlilik ve güvenirlik çalışması yapılmamıştır. Bunun yanında, PUSH ta yer alan üç parametrenin farklı olarak ölçülmesi aracın güvenirliğini etkilemektedir. Bu ölçekte yara alanı parametresinin ağırlığı eksuda parametresinden 3,3 kat, doku tipi parametresinden ise 2,5 kat daha fazladır. Böylelikle, PUSH aracını kullanırken yara alanındaki değişimler yaranın tahmin edilen durumunu eksuda miktarı ve doku tipindeki değişimlerden daha fazla etkilemektedir (McNees 2006). Bates-Jensen (1997) tarafından geliştirilen Bası Ülseri Durum Aracı (Pressure Sore Status Tool-PSST), hem yaranın fizyolojik olarak önemli özelliklerini niceliksel olarak tanımlayan, hem de yaranın anatomik özelliklerini de geniş kapsamlı olarak ele alan bir 41

değerlendirme aracıdır. Bası ülserlerinin dışında diğer yaralar üzerinde de geçerlilik çalışmaları yapıldıktan sonra aracın adı Bates-Jensen Yara Değerlendirme Aracı (Bates-Jensen Wound Assessment Tool-BWAT) olarak değiştirilmiştir. On üç maddeden oluşan bu araç 5 li likert tipi ölçek kullanılarak yara ve çevreleyen dokuyla ilgili çeşitli özellikleri değerlendirir. 5 puan yaranın incelenen özelliğinin kötü durumda olduğunu, 1 puan ise yaranın daha iyi durumda olduğunu göstermektedir. İncelenen her bir parametrenin puanları toplanarak toplam bir puan elde edilir. BWAT ta doku tipi parametresinde nekrotik doku, granülasyon dokusu ve epiteliyal doku özellikleri ayrı ayrı ele alınmış ve puanlanmıştır. Ayrıca yara yüzeyini kaplayan doku tipi niceliksel olarak tanımlanmıştır. Eğer nekrotik doku varsa, nekrozun tipi ve miktarı da değerlendirilmektedir. Toplam skor 13 ile 65 arasında değişmektedir. Puan arttıkça yaranın durumu da kötüleşmektedir. Ölçeğin güvenirlik katsayısı 0.91, spearman korelasyon katsayısı ise 0.99 olarak bulunmuştur (Bates-Jensen ve ark. 1992; Bates-Jensen 1997). PUSH aracının aksine, BWAT ta yer alan 13 parametrenin ağırlığı birbirine eşittir. PUSH aracında, yara alanı parametresinden elde edilen puan toplam puanın %59 unu temsil ederken, BWAT ta ise yara alanı puanı toplam puanın %7.7 sini temsil etmektedir. Her iki değerlendirme aracı yaranın durumunun niceliksel olarak tanımlanmasında bir yöntem sağlamaktadır. Amaç, sadece yaranın durumunun değişip değişmediğini saptamak olduğunda, PUSH aracının kullanımı BWAT a göre daha pratiktir. Çünkü, yaranın PUSH aracıyla değerlendirilmesi hemşirenin sadece beş dakikalık bir zamanını alırken, BWAT ın tamamlanması 10-15 dakikalık bir zaman gerektirir. Diğer taraftan BWAT, yaranın anatomisiyle ilgili daha fazla bilgi sağlamaktadır. BWAT, toplam puandaki değişimler ne olursa olsun yaranın durumunda meydana gelen değişimlerin daha iyi değerlendirilmesini sağlar (McNees 2006). Bu iki aracın yanında yaranın değerlendirilmesinde daha az sıklıkla kullanılan araçlar ise Sessing Ölçeği (Sessing Scale), Yara İyileşme Ölçeği (Wound Healing Scale-WHS) ve Sussman Yara İyileşme Aracı (Sussman Wound Healing Tool-SWHT) dır. Sessing ölçeği altı maddeden oluşmuştur. Ölçekten alınacak en düşük puan 6, en yüksek puan ise +6 dır. Puanın artması bası ülserinin iyileştiğini göstermektedir. Ölçeğin güvenirlik katsayısı 0.84, Spearman korelasyon katsayısı ise 0.90 olarak bulunmuştur (Ferrell 1997). 1997 yılında Krasner tarafından geliştirilen WHS, ters evrelendirme sistemine bir alternatif olarak geliştirilmiştir. Akut ve kronik olmak üzere tüm yara tiplerine uygulanabilen ve yaranın özellikleriyle ilgili sekiz faktörü değerlendiren bir araçtır (Krasner 1997). 1998 yılında Sussman ve Swanson tarafından fiziksel terapistler için geliştirilen SWHT ise, akut yara iyileşme modeli üzerine dayandırılmıştır. Yaraya ilişkin 10 özelliği iyi ve kötü şeklinde sınıflandıran aracın, kısa ve uzun formları mevcuttur (Sussman ve Swanson 1998; Sussman ve Bates-Jensen 1998). Yaranın değerlendirilme sıklığını hastanın genel durumu, yaranın ciddiyeti, hastanın bakım ortamının özellikleri, bakımın amacı ve bakım planı gibi faktörler etkilemektedir. Bu faktörler yaranın değerlendirilme sıklığını etkilemesine karşın, kronik yaraların değerlendirilmesi haftada bir kezden daha sık yapılmamalıdır (Stremitzer ve ark. 2007). Yapılan bir çalışmada, yara büyüklüğünde iki haftada meydana gelen değişimlerin yaranın iyileşmesinin tahmin edilmesinde belirleyici olduğu saptanmıştır (Van Rijswijk ve Polansky 1994). Bunun yanında, hastanın durumunun, bakım planının ve klinik personelin değişmesi durumunda yaranın daha sık değerlendirilmesi gerekebilir (Vuolo 2006). Sonuç olarak, yara bakımı ekip işi olmakla birlikte, hemşirenin rolü özellikle önemlidir. Yara bakımında primer rol üstlenen meslek üyeleri olarak hemşireler yarayı değerlendirirken yarada meydana gelen değişimleri doğru olarak izlemek ve yara bakımına katkıda bulunmak zorundadırlar. Bilimsel ve teknolojik alandaki gelişmelere paralel olarak, yara bakımında her geçen gün yeni bir ürün ortaya çıkmaktadır. Hemşirelerin bu ürünlerin tedavide etkin olup olmadığına karar verebilmeleri ve yara iyileşme sürecini takip edebilmeleri için, yarada değerlendirilmesi gereken özellikleri bilmeleri, yara değerlendirme yöntemlerinin doğruluğu ve güvenirliği hakkında bilgi sahibi olmaları ve uygun yara değerlendirme araçlarını seçebilmeleri önem taşımaktadır. Ancak ülkemizde yara bakımında hemşireleri primer rol almalarına karşın, yaranın değerlendirmesinin daha çok hekimler tarafından subjektif verilere dayandırılarak yapıldığı gözlenmektedir. Ülkemizde hemşireye objektif veriler sağlayan yara değerlendirme araçlarının kullanımı yaygın değildir. Bunun da nedeninin, bu araçların ülkemiz için geçerlilik ve güvenirlik çalışmalarının 42

Yapucu Güneş yapılmamış olmasından ve hemşirelerin bu araçlara yönelik yeterli bilgiye sahip olmamalarından kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu nedenle, yaranın değerlendirilmesinde kullanılan bu araçların ülkemiz için de geçerlilik ve güvenirlik çalışmalarının yapılmasının, yara yönetimine katılan hemşirelere önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir. KAYNAKLAR Bates-Jensen BM (1997) The Pressure Sore Status Tool a few thousand assessments later. Adv Wound Care, 10(5):65-73. Bates-Jensen BM, Vredevoe DL, Brecht ML (1992) Validity and reliability of the Pressure Sore Status Tool. Decubitus, 5(6):20-8. Berlowitz DR, Ratliff C, Cuddigan J, Rodeheaver GT (2005) The PUSH tool: a survey to determine its perceived usefulness. Adv Skin Wound Care, 18(9):480-3. Black J, Baharestani M, Cuddigan J, Dorner B,Edsberg L, Langemo D, Posthauer ME, Ratliff C, Taler G (2007) National Pressure Ulcer Advisory Panel's updated pressure ulcer staging system. Dermatol Nurs, 19(4):343-349 Bolton L, McNees P, van Rijswijk L, de Leon J, Lyder C, Kobza L, Edman K, Scheurich A, Shannon R, Toth M (2004) Wound-healing outcomes using standardized assessment and care in clinical practice. J Wound Ostomy Continence Nurs, 31(2):65-71. Bolton L, van Rijswijk L (1991) Wound dressings: meeting clinical and biological needs. Dermatol Nurs, 3(3):146-61. Dorothy D (2004) Wound assessment: tips and techniques. Home Healthcare Nurse, 22(3):192-195. Ferrell BA (1997) The Sessing Scale for measurement of pressure ulcer healing. Adv Wound Care,10(5):78-80. Flanagan M (1994) Wound care. Assessment criteria. Nurs Times, 9-15;90(45):77. Fleck CA (2006) Wound assessment parameters and dressing selection. Advances in Skin & Wound Care, 19 (7): 364 373. Gardner SE, Frantz RA, Bergquist S, Shin CD (2005) A prospective study of the pressure ulcer scale for healing (PUSH). J Gerontol A Biol Sci Med Sci, 60(1):93-7. Gardner SE, Frantz RA, Doebbeling BN (2001) The validity of the clinical signs and symptoms used to identify localized chronic wound infection. Wound Repair Regen, 9: 178 86. Grey JE, Enoch S, Harding KG (2006) Wound assessment. BMJ, 4;332(7536):285-8. Keast DH, Bowering CK, Evans AW, Mackean GL, Burrows C, D'Souza L (2004) MEASURE: A proposed assessment framework for developing best practice recommendations for wound assessment. Wound Repair Regen, 12(3 Suppl):1-17. Krasner D (1997) Pressure ulcers: assessment, classification and management. In: Krasner D, Kane D, editors. Chronic wound care, 2nd edition. Wayne, PA: Health Management Publications, 152 7. Krasner D (1997) Wound Healing Scale, version 1.0: a proposal. Adv Wound Care, 10(5):82-5. Lait ME, Smith LN (1998) Wound management: a literature review. J Clin Nurs, 7(1):11-7. Lazarus GS, Cooper DM, Knighton DR, Percoraro RE, Rodeheaver G, Robson MC (1994) Definitions and guidelines for assessment of wounds and evaluation of healing. Wound Repair Regen, 2(3):165-70. McNees P (2006) Skin and wound assessment and care in oncology. Semin Oncol Nurs, 22(3):130-43. Moore Z (2007) Evidence-based wound management. Journal of Clinical Nursing,16 (2):428-428. Pompeo M (2003) Implementing the PUSH tool in clinical practice: revisions and results. Ostomy Wound Manage, 49(8):32-6, 38, 40. Ratliff CR, Rodeheaver GT (2005) Use of the PUSH tool to measure venous ulcer healing. Ostomy Wound Manage, 51(5):58-60, 62-3. Schultz GS, Barillo DJ, Mozingo DW, Chin GA (2004) Wound bed preparation and a brief history of TIME. Int Wound J,1(1):19-32. Stotts NA, Rodeheaver GT, Thomas DR, Frantz RA, Bartolucci AA, Sussman C, Ferrell BA, Cuddigan J, Maklebust J (2001) An instrument to measure healing in pressure ulcers: development and validation of the pressure ulcer scale for healing (PUSH). J Gerontol A Biol Sci Med Sci, 56(12):M795-9. Stremitzer S, Wild T, Hoelzenbein T (2007) How precise is the evaluation of chronic wounds by health care professionals? Int Wound J, 4(2):156-61. Sussman C, Bates-Jensen B (1998) Tools to measure wound healing. In: Wound care. A collaborative practice manual for physical therapists and nurses. Gaithersburg, MD: Aspen Publishers, 1998:103. Sussman C, Swanson G (1998) Utility of the Sussman Wound Healing Tool in predicting wound healing outcomes in physical therapy. Adv Wound Care, 10(5):74-7. 43

Thawer HA, Houghton PE, Woodbury MG, Keast D, Campbell K (2002) A comparison of computer-assisted and manual wound size measurement. Ostomy Wound Manage, 48(10):46-53. Thomas AC, Wysocki AB (1990) The healing wound: a comparison of three clinically useful methods of measurement. Decubitus, 3(1):18-20, 24-5. Thomas DR (1997) Existing tools: are they meeting the challenges of pressure ulcer healing? Adv Wound Care, 10(5):86-90. Van Rijswijk L, Braden BJ (1999) Pressure ulcer patient and wound assessment: an AHCPR clinical practice guideline update. Ostomy Wound Manage, 45:56S-67S; quiz 68S-69S. Van Rijswijk L, Polansky M (1994) Predictors of time to healing deep pressure ulcers. Ostomy Wound Manage, 40(8):40-2. Vowden K, Vowden P (2003) Understanding exudate management and the role of exudate in the healing process. Br J Community Nurs, 8(11 Suppl):4-13. Vuolo JC (2006) Assessment and management of surgical wounds in clinical practice. Nurs Stand, 20(52):46-56. White R (2001) Managing exudate. Nurs Times, 1-7;97(9):XI- XIII. Woodbury MG, Houghton PE, Campbell KE, Keast DH (1999) Pressure ulcer assessment instruments: a critical appraisal. Ostomy Wound Manage, 45(5):42-5, 48-50, 53-5. 44