Macaristan Raporu 31.01.2012 AB nin ırkçılıkla imtihanı: Macaristan İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü idris@platformforglobalchallenges.org http://www.platformforglobalchallenges.org İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü Kazım Karabekir Cad. No:2/13 34060 Eyüp İstanbul Tel: 0212 311 72 43 Faks: 0212 311 79 00 Macaristan ın seçimi Orban Sistemi nedir? Irkçılık göstergeleri Özgürlüklerin daraldığı döneme giden süreç AB nin tepkisi ve Lizbon anlaşması AB ne yapabilir? AB değerleri tehdit altında 1
Avrupa Birliği yaşadığı ekonomik krizin yanı sıra Macaristan temelinde bir de siyasi kriz yaşıyor. 2010 yılında iktidara gelen Fidesz partisi milliyetçi bir siyaset izleyerek Avrupa Birliği nin temel değerlerini derinden sarsarken, ekonomik olarak da zor durumda kalmasına neden oluyor. Tarih içerisinde yaşadığı tüm savaşlar ve ırkçı akımların karanlık kuyularından doğmayı başarabilen ve insan hakları, özgürlük gibi temel değerleri benimseyen Avrupa Birliği projesi; kendisiyle çok ciddi bir şekilde çelişen bir üyesinin akıbetini masaya yatırmakta gecikirse sadece ekonomik sorunlarla değil, ciddi varoluş sorunlarıyla da ilgilenmek zorunda kalacaktır. Macaristan ın seçimi Macaristan, 2010 Haziran ayında gerçekleşen genel seçimlerde aşırı sağcı Fidesz partisinin zaferiyle yeni bir döneme girdi. Avrupa nın genelinde yükselen sağ siyaset bu kez Macaristan da kendini göstermişti. İş başına geldiğinden bu yana Başbakan Viktor Orban söylemleri ve izlediği politikalar ile başta Avrupa Birliği olmak üzere Batı dünyasının dikkatlerini üzerine çekmeyi başardı. Macaristan ın dünya gündeminde sıkça yer almasının en önemli sebebi ise, 1 Ocak 2011 de parlamentonun üçte iki çoğunluğuyla geçen yeni anayasa. Özgürlüklerin kısıtlanması bağlamında çok ciddi tepkilere neden olan değişikliklere AB ve muhalif Macar halkı Orban Sistemi adını takıyor. Ülkenin bir diktatörlüğe doğru sürüklendiğini düşünen yaklaşık 100 bin muhalif başkent Budapeşte de yürüyüş yaparken, yeni anayasayı savunan ve Orban taraftarı yaklaşık 20 bin kişi de bu yürüyüşe karşılık yakın zamanda meydanları doldurdu. 2
Orban Sistemi nedir? Orban sistemi olarak adlandırılan değişiklikler nedeniyle toplumun her alanına kısıtlamalar getiriliyor. Siyasetten, kültürel alana, sosyal haklardan ekonomiye kadar birçok alan yasaların emrine girerken, bütün bu alanları Başbakan ın tek başına kontrol edebilme yolu açıldı. Değişiklikler ile birlikte parlamentoda milletvekili sayısı düşürülürken, seçimler de tek tura indirildi. Ayrıca Macar asıllı diğer ülke vatandaşlarına da seçme hakkını tanıyan yasaların geçmesi hem ırk vurgusunun güçlü yapılmasından doğan kaygıları hem de diğer ülkeler ile önemli sorunların doğabileceği kaygısını arttırdı. Orban bunların yanı sıra hükümet değişikliklerinden etkilenmemeleri için kilit noktalarda bulunan kendisine yakın kişileri atadığı kamu görevlilerinin görev süresini 12 yıla çıkardı. Tüm bu değişiklikler yapılırken din vurgusu güçlü bir yer tuttu. Hristyanlığın Avrupa yı bir arada tutan önemli bir güç olduğunu vurgulayan Viktor Orban, AB nin de bu açıdan Hristyan bir birlik olduğunu bugüne kadar her fırsatta altını çizdi. AB nin önemle üzerinde durduğu değişikliklerin biri de ekonomi yönetiminin bağımsızlığını yitirmesi. Yapılan anayasa değişiklikleri ile birlikte Macar Merkez Bankası nın özerk yapısı zedelendi. Dolayısıyla AB nin en önemli şartlarından biri olan bağımsız ekonomik kurumlar şartı delinmiş oldu. Başbakan Viktor Orban, Merkez Bankası Başkanı nın elinde olan yardımcılarını seçme hakkını elinden almakla birlikte Merkez Bankası kararlarının alınmasında önemli bir mekanizma olan 9 Mali Konsey üyelerinin 6 sını parlamentonun seçmesine olanak sağladı. Parlamentoda ezici çoğunluğu bulunan Viktor Orban bu açıdan da Merkez Bankası nın bağımsızlığını tamamen yok etmiş oldu. 3
Irkçılık göstergeleri Viktor Orban ın hayata geçirdiği değişikliklerin insan hakları ve ırkçılık açısından en önemli noktaları hiç şüphesiz Macar ırkını yüceltmeye yönelik değişikliklerdir. Komşu ülkelerde yaşayan Macar kökenlilerin, ataları arasında bir Macar'ın da bulunduğunu kanıtlamaları halinde Macar vatandaşlığına geçebilmelerine zemin hazırlayan değişiklik AB nin yurttaş temelli vatandaşlık tanımından ırk temelli vatandaşlık tanımına geçişinin en önemli göstergesidir. Ataları arasında Macar izi veya kanı bulabilmek için, dört kuşak geriye gitme hakkı tanınması ve tüm Macar gençlerine yaz tatillerinde yitirilmiş Macar topraklarını ziyaret ederek soydaşlarıyla tanışma zorunluluğu getirilmesi de ciddi ırkçı politikalardır. Özgürlüklerin daraldığı döneme giden süreç Macaristan da yaşanan bu gelişmeleri ekonomik darboğazın eşiğine gelmiş bir ülkenin kurtuluş çabaları olarak görmek mümkün. 2008 de iflasın eşiğine gelen Macaristan AB ve IMF den toplam 20 milyar Euro alarak kendini toparlamıştı. Son dört yıl boyunca hemen hemen tüm kredi derecelendirme kuruluşları Macaristan ın notunu düşürmeye başladı ve en sonunda Macaristan yatırım yapılamaz notuyla değerlendirildi. Macaristan ın para birimi olan Forint gün geçtikçe değer kaybetmeye başladı ve Euro karşısında rekor seviyede düşerek 295 seyrine ulaştı. Tüm bu kriz ortamında aşırı sağ, diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Macaristan da da halkın umudu olmayı başardı. 2010 da iktidara gelen aşırı sağcı milliyetçi Orban yönetimi dışarıdan borç almayı reddetse de kamu borcunun milli gelirin yüzde 81 ine ulaşması nedeniyle artık IMF ve AB ile masaya oturmaya hazır olduğunu ilan etti. Tüm bu krizler yaşanırken AB Macaristan a 2008 ve sonraki yıllarda sürekli destek olarak kendini toparlamasına yardımcı oldu. Ancak Orban hükümetinin Macaristan Merkez Bankası nın özerkliğine darbe vuran anayasa değişikliğini yapmasıyla AB nin tutumu değişmeye başladı. Ülkede yaşanan sosyal ve siyasal krizle ilgilenmeyen AB, anayasa değişikliğinin ardından dikkatlerini bu ülkeye çevirdi. 4
AB nin tepkisi ve Lizbon anlaşması Macaristan ın yaptığı değişikliklerin neticesinde başta AB olmak üzere ABD ve birçok Batılı ülke Macaristan ı uyarmaya başladı. Avrupa Birliği Komisyonu, Macaristan Başbakanı Victor Orban ı uyararak, anayasada tekrar değişiklikler yapılmaması durumunda hukuki süreç başlatılacağını belirtti. Ayrıca Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Orban dan yeni anayasadaki bazı düzenlemeleri geri çekmesini istedi ancak Orban geri adım atmaya yanaşmadı. Bunun üzerine AB Komisyonu Sözcüsü Olivier Bailly, Birlik kanunlarına aykırı maddeler bulunursa bu ülkenin Avrupa Adalet Divanı tarafından cezalandırılmasını isteyebiliriz. Ayrıca bu kanunları değiştirmesini talep ederiz. Lizbon Anlaşması yla birlikte mahkeme maddi yaptırımlar seçeneğini değerlendirme yetkisine sahiptir. demeciyle Budapeşte yönetimine gözdağı verdi. Avrupa Komisyonu ndan gelen açıklamalarda Macaristan a finansal yardım için yapılan görüşmeleri sürdürmenin düşünülmediği bildirildi. Böylece Macaristan ın anayasa değişiklikleri konusunda geri adım atacağı ve AB nin değerlerinin yeniden koruma altına alınacağı düşünülüyordu. Gerçekten de Macaristan üzerinde Avrupa Komisyonu ve IMF ile anlaşma konusunda giderek artan büyük bir baskı vardı. Bu baskı da Macar hükümetini Avrupa kurumlarının taleplerine yerine getirme konusunda zorlayabilirdi. Ancak AB nin bu planı henüz başarıya ulaşmadı. Strasburg da AB Parlamentosu nda kendisine yönelik iddiaları yanıtlayan Viktor Orban söz konusu değişikliklerin gerekli olduğunu ve AB ile aynı dini değerlerini paylaştıklarını söyleyerek din temelli bir savunma içerisine girdi. Orban Parlamento daki konuşmasında Hırıstiyan değerleri paylaşıyoruz. Bir devlete ait olmanın önemli olduğunu düşünüyoruz. Ve Avrupa Birliği olan bu aileyi korumak istiyoruz. 5
Burada belki de birçok kişi farklı düşünüyor ve aynı değerleri paylaşmıyor ancak bu değerler Avrupa ya ait. diyerek AB yi de ırkçı ve din temelli bir politik bakışın içine çekmeye çalıştı. AB ne yapabilir? AB kendi üyesi olan Macaristan için yardım etmeme tehdidinin dışında farklı yaptırımlar da uygulayabilir. Bu yaptırımların temelini ise 2007 de kabul edilen Lizbon Antlaşmasının 7. maddesine dayandırabilir. 7. madde kapsamında, insan hakları ve AB nin kurucu değerlerinden ve de demokratik ilkelerinden ayrılan üye ülkelerin, Avrupa zirvelerindeki oy hakları askıya alınabiliyor. Bu da üye ülkenin AB den uzaklaştırılması anlamına gelir. Ancak AB nin bu kararı alması şu an için kolay değil. Elbette şartlar içerisinde Orban, Fransa ve Almanya tarafından gözden çıkarılırsa ve Macaristan AB için ekonomik bir yük olursa bu kararın alınması hızlanabilir. Macaristan da iktidara gelen ırkçılığın diğer Avrupa ülkelerine de sıçramasından endişe eden Avrupa Parlamentosu ndaki sosyalist ve liberaller, Macaristan a yaptırımların bir an önce uygulanması gerektiğinden hareketle ciddi şekilde sonuç almaya dönük adımların atılmasını istiyorlar. AB değerleri tehdit altında Atilla nın torunlarıyız diyerek sözlerine başlayan Macaristan ın 3. büyük partisi Sağcı Jobbik Partisi lideri Gabor Vona nın; AB yi ve AB değerlerini çok sert bir şekilde eleştiren sözlerini dikkate almak gerekli. Zira Macaristan da yaşananlar sadece bir ülkeyi ilgilendirmekten çok uzak. 2004 yılında AB ye üye olan Macaristan ın AB nin temel değerlerine zıt bir şekilde yönetilmeye başlanması ve bu çerçevede yasaların değiştirilmesi AB nin siyasi olarak ciddi bir krizin içerisinde olduğunu gösteriyor. Ülkelerin üye olabilmesi için gerek insan hakları 6
gerekse de ekonomik liberalleşme konularında ciddi çalışmalar yapıldığı bu Birlik, Macaristan tehdidiyle karşı karşıya. Avrupa nın tarih içerisinde yaşadığı tüm savaşlar ve ırkçı akımların karanlık kuyularında doğmayı başarabilen ve insan hakları, özgürlük gibi temel değerleri benimseyen Avrupa Birliği projesi kendisiyle çok ciddi bir şekilde çelişen bir üyesinin akıbetini masaya yatırmakta gecikirse; sadece ekonomik sorunlarla değil, ciddi varoluş sorunlarıyla da ilgilenmek zorunda kalacaktır. 7