T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI ARAŞTIRMA VE EĞİTİM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ



Benzer belgeler
İçindekiler. İçindekiler

Turistik Ürün, Turistik Ürün Çeşitlendirmesi ve Alternatif Turizm 1.Hafta Öğr. Gör. Özer Yılmaz

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii Sunuş... iv İçindekiler...v Tablolar Listesi...xi Şekiller Listesi... xii Kısaltmalar Listesi... xiii GİRİŞ...

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

ÇAKÜ Orman Fakültesi Havza Yönetimi ABD 1

İÇİNDEKİLER. ÖN SÖZ...III İÇİNDEKİLER...V TABLOLAR ve ŞEKİLLER LİSTESİ...XIII GİRİŞ...XV

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm TURİZME GENEL YAKLAŞIMLAR

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

İçindekiler. Birinci Bölüm. Turizm, Turist Kavramları, Genel Anlamda Eğilim ve Beklentileri

Serbest zaman etkinlikleri. Alternatif serbest zaman etkinlikleri. Alternatif Sporlar. Alternatif Turizm... Ekstrem sporlar Yaşam tarzı sporları

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK

DTO TURİZM VE ÇEVRE DERS NOTLARI ÖĞR.GÖR. ŞULE KIYCI

1.Turizm Coğrafyası ve Planlama. 2.Doğal Coğrafi Kaynaklar ve Turizm Türleri. 3.Beşeri Kaynaklar ve Turizm Türleri

KARİKATÜRİSTLER GÖZÜYLE DENİZ TURİZMİ: TURİZM KARİKATÜRLERİNİN GÖSTERGEB İLİM YAKLAŞIMI İLE İNCELENMESİ

İÇİNDEKİLER. Sayfa ÖNSÖZ..

1844 te kimlik belgesi vermek amacıyla sayım yapılmıştır. Bu dönemde Anadolu da nüfus yaklaşık 10 milyondur.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Ülkesel Fizik Planı. Bölüm III. Vizyon, Amaç ve Hedefler (Tasarı)

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...11

ÇEVREYE YÖNELİK TARIM POLİTİKALARI

Herhangi bir yerin ya da ülkenin turist çekebilme potansiyelinin bağlı olduğu unsurlar

Doğa, Çevre, Doğal Kaynak ve Biyolojik Çeşitlilik

İÇİNDEKİLER. Önsöz... v İçindekiler... ix Tablolar Listesi... xv Şekiller Listesi... xv BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİ VE TURİZM SOSYOLOJİSİ

YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

BÖLGE PLANI SÜRECİ Bursa Turizm İhtisas Komisyonu Toplantısı

Birinci Bölüm: Yatırım ve Proje Kavramları Turizm Yatırımlarının Türleri

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ

TÜRKİYE TURİZM STRATEJİSİ 2023 VE MALATYA İLİ TURİZMİ

1 MEKÂN-EKOSİSTEM-ÇEVRE-EKOLOJİ- ÇEVREBİLİM: KAVRAMSAL TARTIŞMA

ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018

Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 14.Hafta SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VE GİRDİ KULLANIMI. Dr. Osman Orkan Özer

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA ÖĞRENCİLERİ BİTİRME PROJESİ YARIŞMASI

Dr. Müge ŞANAL. Ziraat Mühendisi Antalya

Çevre Yüzyılı. Dünyada Çevre

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

Türkiye nin Dünyaya Açılan Kapısı: Yeryüzü Cenneti Mersin

İÇİNDEKİLER. Önsöz BÖLÜM SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE TURİZM

BALIKESİR de. Yatırım Yapmak İçin 101 Neden

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

Turizm Talebi. Turistler niçin seyahat ederler?

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

BİR DOĞAL ALANIN DEĞERİ VE DOĞAYI KORUMANIN GEREKÇELERİ DERS 2

Alanın Gelişimi ile İlgili Kriterler

Sürdürülebilir Kırsal Planlamada Doğa Turizmi ve Yerellik

TARIM POLİTİKASI. Prof. Dr. Emine Olhan. A.Ü.Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

YEREL ÇEVRESEL PLANLAMA

ENERJİ YÖNETİMİ A.B.D. (İ.Ö.) TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI GENEL BİLGİLERİ

ORMAN KAYNAKLARININ TURİZM AMAÇLI TAHSİSİNE İLİŞKİN SORUNLAR VE ÇÖZÜMLERİ ODC: 906

ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

TURİZM SOSYOLOJİSİ SOS1019U KISA ÖZET

BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL

İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ ÇEŞME SONUÇ RAPORU

KÜRESEL PAZARLAMA Pzl-402u

Kıyı turizmi. Kıyı turizminin gelişiminde etkili olan etmenler; İklim Kıyı jeomorfolojisi Bitki örtüsü Beşeri etmenler

TÜRKİYE SULAKALANLAR KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ Mayıs 2009 Eskikaraağaç Bursa

6.15 TURİZM Ana Konular

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve 2030 Sonrası Kalkınma Gündemi

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... v BİRİNCİ BÖLÜM TURİZMDE TEMEL KAVRAMLAR

2018 / 2019 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSLARI 11. SINIF COĞRAFYA DERSİ YILLIK PLAN ÖRNEĞİ

Aksaray Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü

Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin toplam nüfusunun sadece

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

Editör Doç.Dr.Hasan Genç ÇEVRE EĞİTİMİ

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

Sağlık Hizmetlerinde Pazarlamaya Neden İhtiyaç Duyulmaktadır?

11. SINIF COĞRAFYA DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

Turizm sektörü, Türkiye için önemli bir gelir kaynağı oluşturmaktadır.

Tarımsal Gelir Politikası/Amaç

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

Yerli ve / veya yabancı şirket evlilikleri ve beraberinde farklı kültürlere uyum süreci,

Yeniden Yapılanma Süreci Dönüşüm Süreci

Bölüm 3. Dış Çevre Analizi

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Büyükşehir Belediye Alanlarında Tabiat Varlıklarının Yönetimi

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

ÇEVRE SORUNLARININ TOPLUMLARIN GÜNDEMİNE YERLEŞMESİ

11. SINIF COĞRAFYA DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Temiz Üretim Süreçlerine Geçişte Hibe Programlarının KOBİ lere Katkısı. Ertuğrul Ayrancı Doğu Marmara Kalkınma Ajansı

Türkiye nin Turizm Coğrafyası (TOUR 210) Ders Detayları

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

5. Ünite. ÇEVRE ve TOPLUM. 1. Doğadan Nasıl Yararlanıyoruz? Çevre Sorunları Konu Değerlendirme Testi

Giriş. Turizmde Mevsimsellik

TOPLUM TANILAMA SÜRECİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL

Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı,

4. ULUSAL DENİZ TURİZMİ SEMPOZYUMU TÜRKİYE NİN DENİZ TURİZMİ ÜRÜNLERİNİN KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI WEB SİTESİNDE TEMSİLİ

İlgi Grupları ve Yerel Organizasyon. Samsun İli Doğa Turizmi Değerleri

SÜRDÜRÜLEBİLİR ARAZİ YÖNETİMİ İŞ FORUMU. Ankara Deklarasyonu

TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ

Dış Paydaş Toplumsal Katkı Araştırması Anketi Sonuçları

YGS-LYS ALAN SIRA DERS İÇERİK SINIF

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ

TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ENERJİ VE ÇEVRE POLİTİKALARI AÇISINDAN RESLER VE KORUNAN ALANLAR. Osman İYİMAYA Genel Müdür

1 PAZARLAMA KAVRAMI VE PAZARLAMANIN GELİŞİMİ

Transkript:

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI ARAŞTIRMA VE EĞİTİM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM VE TURİZM ÇEŞİTLİLİĞİ KAPSAMINDA KÜLTÜR VE TURİZM KORUMA VE GELİŞİM BÖLGELERİ: MERSİN-TARSUS ÖRNEĞİ UZMANLIK TEZİ Müzeyyen Diler CAN MART - 2008 ANKARA

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI ARAŞTIRMA VE EĞİTİM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM VE TURİZM ÇEŞİTLİLİĞİ KAPSAMINDA KÜLTÜR VE TURİZM KORUMA VE GELİŞİM BÖLGELERİ: MERSİN-TARSUS ÖRNEĞİ UZMANLIK TEZİ Müzeyyen Diler CAN Tez Danışmanı Kültür ve Turizm Uzmanı Nazan ÖZER MART - 2008 ANKARA

SINAV YETERLİK KOMİSYONUNA BEYAN Bu belge ile bu uzmanlık tezindeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış ilkelerine uygun olarak toplayıp sunduğumu; ayrıca, bu kural ve ilkelerin gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı ve kaynağını gösterdiğimi beyan ederim. / /2008 Müzeyyen Diler CAN Kültür ve Turizm Uzman Yrd.

KABUL VE ONAY Müzeyyen Diler CAN tarafından hazırlanan SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM VE TURİZM ÇEŞİTLİLİĞİ KAPSAMINDA KÜLTÜR VE TURİZM KORUMA VE GELİŞİM BÖLGELERİ: MERSİN TARSUS ÖRNEĞİ adlı bu tezin Uzmanlık Tezi olarak uygun olduğunu onaylarım. Kültür ve Turizm Uzmanı Dr. Nazan ÖZER (Danışman) Bu çalışma, jürimiz tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Kültür ve Turizm Uzmanı Tezi olarak kabul edilmiştir. Adı ve Soyadı İmzası Başkan : Üye : Üye : Üye : Üye :............... Tarih :.../. / Bu tez, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Turizm Uzman Yardımcılarının Uzmanlık Tezlerini Hazırlarken Uyacakları Yazım Kuralları Yönergesiyle belirlenen tez yazım kurallarına uygundur.

ÖNSÖZ Bu çalışmanın konusu, sürdürülebilir turizm ve turizm çeşitliliği kapsamında Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleridir (KTKGB). Turizmde sürdürülebilirlik ve çeşitlendirme faaliyetlerinin, turizm mevzuatında yeni bir oluşum olan KTKGB lere uygulanabilirliğine ilişkin bir sistem oluşturmak gerektiği probleminden hareketle bu çalışmanın temel amacı, turizmin gelişmemiş olduğu bir KTKGB de yaşayan yöre halkının tercihlerine göre ilgili bölgede tutundurulabilecek turizm çeşitlerinin tespit edilmesi olarak belirlenmiş ve bu kapsamda çalışma alanı olarak seçilen Mersin Tarsus KTKGB de uygulamalı alan araştırması yapılmıştır. Bu amaç doğrultusunda çalışma dört bölümden oluşmaktadır. Giriş ve kavramsal çerçeveyi oluşturan birinci bölümde, çevre ve turizm ilişkileri sürdürülebilirlik kavramı kapsamında ele alınarak, kavramın Türk turizm mevzuatına getirdiği yenilikler, KTKGB oluşumu çerçevesinde incelenmiş ve çalışmanın problemi, amacı, önemi ve sınırlılıkları belirtilmiştir. Metodolojiyi oluşturan ikinci bölümde çalışmanın evren ve örneklemi, veri toplama teknikleri ile verilerin değerlendirilmesi aşamaları detaylarıyla açıklanarak örneklem bölgenin genel özelliklerine ilişkin bilgiler verilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde araştırma çerçevesinde yöre halkına uygulanan anket formu ile elde edilen sosyo demografik özelliklerine, turizm ve çevre ilişkilerine, sürdürülebilir turizme, bölgede geliştirilebilecek turizm çeşitleri ile KTKGB oluşumuna bakış açılarına ilişkin nicel ve nitel veriler yorumlanmıştır. Sonuç ve öneriler bölümünde ise bulgular ve tartışmalar değerlendirilerek önerilerde bulunulmuştur. Bu tezin hazırlanma sürecinde gereken çalışma şartlarının oluşumunda büyük katkıları bulunan Araştırma ve Eğitim Genel Müdürü Sayın Ayşenur İSLAM ve Turist Rehberliği Daire Başkanı Sayın Faruk DAŞTANOĞLU na, bilgi ve tecrübeleri ile desteğini esirgemeyen danışmanım Kültür ve Turizm Uzmanı Sayın Nazan ÖZER e ve anket çalışmalarının yürütülmesinde büyük katkısı olan aileme içtenlikle teşekkür ederim. i

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... i İÇİNDEKİLER...ii KISALTMALAR CETVELİ...iii TABLOLAR CETVELİ... iv BÖLÜM 1. GİRİŞ VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE... 1 1.1. KONUYA İLİŞKİN KAVRAMLAR... 4 1.1.1. Çevre Sorunları... 4 1.1.2. Turizm ve Turizm Endüstrisi... 8 1.1.3. Turizm ve Çevre İlişkisi... 11 1.1.4. Alternatif Turizm ve Turizm Çeşitleri... 16 1.1.5. Sürdürülebilir Turizm... 23 1.1.6. Türkiye de Sürdürülebilir Turizm... 36 1.1.7. Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri (KTKGB)... 44 1.2. PROBLEM... 48 1.3. AMAÇ... 50 1.4. ÖNEM... 51 1.5. SINIRLILIKLAR... 52 BÖLÜM 2. METODOLOJİ... 54 2.1. EVREN VE ÖRNEKLEM... 54 2.2. VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ... 55 2.3. DEĞERLENDİRME... 56 2.4. ARAŞTIRMA ALANININ GENEL ÖZELLİKLERİ... 58 2.4.1. Fiziki Yapı... 60 2.4.2. Nüfus Yapısı... 61 2.4.3. Ekonomik Yapı... 62 2.4.4. Turizm Potansiyeli... 63 2.4.5. Çevre Sorunları... 64 BÖLÜM 3. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA... 66 3.1. SOSYO-DEMOGRAFİK ÖZELLİKLER... 66 3.2. TURİZM ve ÇEVRE SORUNLARI... 70 3.3. SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM... 72 3.4. TURİZMİN GELİŞİMİ... 77 3.5. BÖLGEDE GELİŞTİRİLEBİLECEK TURİZM ÇEŞİTLERİ... 80 3.6. MERSİN TARSUS KTKGB OLUŞUMUNA BAKIŞ AÇISI... 89 SONUÇ VE ÖNERİLER... 94 KAYNAKÇA... 108 EKLER... 113 ÖZET... 123 ABSTRACT... 125 ii

KISALTMALAR CETVELİ ÇED : Çevresel Etki Değerlendirme KTKGB : Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri TTK : Turizmi Teşvik Kanunu TTS 2023 : Türkiye Turizm Stratejisi 2023 iii

TABLOLAR CETVELİ Tablo 1. Cinsiyet Dağılımı... 66 Tablo 2. Yaş Grupları Dağılımı... 67 Tablo 3. Eğitim Durumu Dağılımı... 67 Tablo 4. Meslek Grupları Dağılımı... 68 Tablo 5. İkamet Süresi Dağılımı... 68 Tablo 6. Önceki İkamet Yeri Dağılımı... 69 Tablo 7. Önceki İkamet Süresi Dağılımı... 70 Tablo 8. Turizme Yönelten Nedenlerin Önem Derecesine Göre Dağılımı... 71 Tablo 9. Turizmden Kaynaklanan Çevre Sorunlarının Önem Derecesine Göre Dağılımı... 72 Tablo 10. 'Turizmde Sürdürülebilirlik'in Kavramsal İçeriğine İlişkin Dağılım... 73 Tablo 11. Eğitim Durumuna Göre 'Turizmde Sürdürülebilirlik'in Kavramsal İçeriğine İlişkin Dağılım... 74 Tablo 12. Yaş Grupların Göre Turizmde Sürdürülebirlik'in Kavramsal İçeriğine İlişkin Dağılım... 75 Tablo 13. Sürdürülebilir Turizmi Gerçekleştirmesi Uygun Görülen Birim Dağılımı 76 Tablo 14. Eğitim Durumuna Göre Sürdürülebilir Turizmi Gerçekleştirmesi Uygun Görülen Birim Dağılımı... 77 Tablo 15. Turizmin Gelişimine İlişkin önermelerin Değerlendirilmesine ilişkin Dağılım... 78 Tablo 16. Bölgede Geliştirilebilecek Turizm Çeşitlerinin Önem Derecesine Göre Dağılımı... 81 Tablo17.Tarsus Kıyı Kesiminin KTKGB İlan Edildiğini Bilme Durumuna İlişkin Dağılım... 89 Tablo 18. Eğitim Durumuna Göre Tarsus Kıyı Kesiminin KTKGB İlan Edildiğini Bilme Durumu... 90 iv

Tablo 19. Tarsus Kıyı Kesiminin KTKGB İlan Edildiğini Bilme Durumuna Göre Sürdürülebilir Turizmi Gerçekleştirmesi Uygun Görülen Birim Dağılımı. 90 v

BÖLÜM 1. GİRİŞ VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE Çevre sorunları, insanın doğadaki mevcut kaynaklardan faydalanmak üzere dâhil olduğu dönüştürme süreciyle ortaya çıkmıştır. Önceleri yalnızca duyu organlarıyla algılanabilen bir olay şeklinde karşılaşılan çevre tahribatı giderek doğadaki canlı türlerinin çoğunu yok olma tehlikesinin eşiğine getirmiştir (Çakılcıoğlu, 1996:18). Sanayi devrimi sonrası ortaya çıkan modern toplumlarda kentsel büyüme, endüstri kuruluşlarındaki artış ve teknolojik ilerlemeler çevresel tahribatın boyutlarının artmasına neden olmuştur. Çakan (2002) nin de ifade ettiği gibi, insanoğlunun, doğaya egemen olma süreci, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde farklı bir boyut kazanmıştır. Dünya devletleri arasında Soğuk Savaş döneminde ortaya çıkan ekonomik üstünlük mücadelesi giderek doğaya karşı yıkıma dönüşmüştür. Çevre sorunlarını önlemeye yönelik korumacı akımlar 20. yüzyılın ortalarında ortaya çıkmıştır. Bu döneme kadar tabiatın korunması anlamına gelen çevrecilik; 1960 lardan itibaren ulusal ve uluslararası kuruluşların gündemleri arasına girmiş ve zaman içinde siyasete bile yön vermeye başlamıştır. Bu dönemde, uluslararası birçok konferansta tartışmaya açılan çevre sorunları konusu, çözüm arayışları açısından, 1987 yılında Dünya Kalkınma ve Çevre Komisyonu tarafından yayımlanan Ortak Geleceğimiz raporu ile farklı bir boyut kazanmıştır. Ekonomik kalkınmanın, koruma-kullanma dengesini gözeterek de sağlanabileceğini savunan sürdürülebilir kalkınma kavramı, ilk kez 1987 yılında yayınlanan ve Brundtland Raporu olarak da bilinen Ortak Geleceğimiz adlı raporda uluslararası platformda tartışmaya açılmıştır.

Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu tarafından hazırlanan raporda sürdürülebilir kalkınma en genel anlamıyla bugünün gereksinimlerini geleceğin gereksinimlerinden ödün vermeden karşılamanın yollarının aranması olarak tanımlanmıştır (Ortak Geleceğimiz, 1987:65-67). Sürdürülebilir kalkınmanın temelinde kaynakların korunması ve geliştirilmesi bulunmaktadır. Kaynakların korunarak değerlendirilmeleri, yenilebilen kaynakların kendilerini yenileme sınırları aşılmadan kalkınmaya destek olabilmeleri, bu kalkınma felsefesinin temelini oluşturmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma, çevrenin korunmasından çok daha geniş kapsamlı bir kavramdır. Çevreyle ilişkin olduğu kadar ekonomik, toplumsal ve kültürel boyutları da vardır ve kaynakların, hem bugünün insanları hem de gelecek kuşaklar arasında eşit bir şekilde dağılması gerektiğini savunmaktadır (http://www.kentli.org/makale/kalkinma.htm). Çevre ve biyoçeşitlilikle yakından bağlantılı olan bir endüstri alanı da turizmdir. Turizm aynı zamanda biyoçeşitlilik kaybına sebep olmaktadır ki bu da turizmin kaybı anlamına gelmektedir (Heydendael, 2002:25). Bu kapsamda Turizm sektörü de çevresel tahribattan sorumlu sektörler arasında görülmeye başlamıştır. Bununla birlikte, hava, toprak, su, görüntü ve gürültü kirliliği ile katı atık ve çöplerin ortaya çıkması gibi zararları olduğu tespit edilen turizmin, çevre üzerinde olumlu etkileri de bulunmaktadır. Turizm, öncelikle arkeolojik ve tarihi alanlarla yapıların korunmasına ve restore edilmesine imkân sağlayabilmektedir. Ayrıca, ekolojik olarak zarar görebilecek alanların korunmasına yönelik politikalar, turizmin çevre korunmasına verdiği önemin bir sonucudur. Bunların yanı sıra turizm, faaliyetlerin devam etmesi için çekiciliği korunmak istenen yörelerde, kirliliğin, çöp ve çevresel problemlerin kontrolünü sağlayarak tüm turizm alanlarının temiz kalmasına dolaylı da olsa yardımcı olmaktadır (Bahar, 2003:152-153). Turizm, ekonomik boyutu açısından birçok ülke için önemlidir. Özellikle dış turizm kaynaklarının döviz girdileri yoluyla ülkenin diğer ülkelerle olan ekonomik ilişkilerinin belirleyicisi olan ödemeler dengesine olumlu etkileri 2

bulunmaktadır (Tunç ve Saç,1998:89). Turizm gelirleri doğrudan ve dolaylı olarak diğer sektörleri ve tüm ekonomiyi etkilemektedir. Ekonomiye olan katkısı diğer sektörlere oranla daha fazladır ve toplam geliri yaklaşık olarak milli gelirin yüzde yirmi beşini oluşturmaktadır (Sezgin, 1995: 77). Sürdürülebilir kalkınma ve turizm arasındaki ilişkiler, çevresel değerler üzerinde odaklanmaktadır. Turistik çekim unsurlarının büyük ölçüde çevre elemanlarına bağlı olması nedeniyle doğal ve kültürel çevrenin korunması ve geliştirilmesi turistik çekiciliği büyük ölçüde attırmaktadır (Çavuş ve Tanrısevdi, 2000:153). Bu nedenle, ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan turizmin geleceği, sektörün ana öğesini oluşturan çevresel değerlerin korunmasına bağlıdır. Turizmde sürdürülebilirlik, doğal ve kültürel varlıkların turizme kazandırılarak, faaliyetlerin çeşitlendirilme yoluyla tüm yıla yayılmasıyla mümkündür. Böylece, turizmde yatırım olanakları geliştirilerek istihdam edilen işgücünün nitelik ve niceliğinde artış sağlanacak ve bu artış nihai olarak ülkenin turizm gelirlerine yansıyacaktır. Türkiye de bugüne kadar uygulanan turizm politikalarında turizmin ekonomik boyutuna ağırlık verilmiştir. Bu yüzden 1980 lerin ikinci yarısından itibaren gelişme kaydeden Türk turizmi, planlama çalışmalarında yeteri kadar dikkate alınmadığı için çözülemeyen birçok sorunu da beraberinde getirmiştir (Akış, 2001:18). Türkiye de turizm hareketleri deniz, kum, güneş ekseninde yer alan kıyı kesimlerinde yoğunlaşmıştır. Söz konusu kıyı bölgelerinde artan turistik yatırımlardan kaynaklanan aşırı bir betonlaşma olmuş, bu durum ilgili yörelerin turistik çekiciliğini azalttığı gibi alt yapı yetersizliğinden kaynaklanan sorunlara neden olmuştur. Turizmin bugünkü ve gelecekteki başarısı açısından potansiyel bir tehlike teşkil eden bu koşullar, turizm planlamasının yeni yaklaşımlarla ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. Bu yaklaşımın ana eksenine sürdürülebilirlik kavramının dâhil edilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir (Çavuş ve Tanrısevdi, 2000:157). 3

Türkiye de turizm sektörünün işleyişini düzenleyen yasal mevzuatta son yıllarda yapılan değişikliklerle, sürdürülebilirlik ilkesinin turizm planlamasına uyarlanabilmesinin mümkün kılındığı görülmektedir. Bu kapsamda Turizmi Teşvik Kanunu nda (TTK) yapılan değişiklikle turizm mevzuatına dâhil edilen Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgelerinin, ilgili alanların turizm çeşitliliğinin gözetilmesi ve faaliyetlerin bu kapsamda yönlendirilmesi açısından turizmde sürdürülebilirliği sağlama amacıyla oluşturulduğu söylenebilir. 1.1. KONUYA İLİŞKİN KAVRAMLAR Sürdürülebilir turizm, turizm endüstrisinin faaliyetlerinden kaynaklanan çevre sorunlarının neden olduğu olumsuzlukları azaltmak üzere geliştirilmiş bir kavramdır. Çalışmanın bu bölümünde, araştırmanın problemi çerçevesinde çevre sorunları, turizm endüstrisi, çevre ve turizm ilişkisi, alternatif turizm ve turizm çeşitliliği, sürdürülebilir turizm ve Türk turizm mevzuatına getirdiği yenilikler ile KTKGB oluşumu konuları üzerinde durulmuştur. 1.1.1. Çevre Sorunları Çevre, en genel tanımıyla, canlı ve cansız varlıklar arasındaki karşılıklı etkileşimlerin bütünüdür. İnsan faaliyetleri ve canlı varlıklar üzerinde dolaylı ya da dolaysız etkide bulunabilecek fiziksel, kimyasal, biyolojik ve toplumsal etkenlerin bütünü çevrenin unsurlarını oluşturur (Keleş ve Hamamcı, 1997:21-22). Doğal ve yapay olmak üzere ikiye ayrılarak incelenebilir. Doğal çevre insan müdahalesinden bağımsız oluşan çevre olarak tanımlanırken; yapay çevre, insanlık tarihinin gelişim süreci içinde oluşan çevre olarak tanımlanmaktadır (Görmez, 2003:15). Hava, su, toprak ve yeraltı zenginlikleri doğal çevrenin unsurlarını oluştururken; evler, yollar 4

gibi toplumların süreç içinde oluşturdukları yapılar yapay çevrenin unsurlarını meydana getirmektedir. Fiziksel çevre içinde yaşayan insanların ekonomik, toplumsal ve siyasal sistemleri gereği yarattıkları ilişkilerin tümü ise toplumsal çevreyi oluşturmaktadır (Keleş ve Hamamcı, 1997:24). Ekoloji, insanlığın doğal dünya ile ilişkisi hakkında çevre ye göre daha geniş bir algılayış getirmiştir (Görmez, 2003:12). Önceleri, biyoloji biliminin önemsiz bir dalı olarak görülen ekoloji 20.yüzyılın ikinci yarısından sonra önem kazanmıştır. Asıl değişim noktası insanların doğal ortamlarla olan ilişkilerinin de ekolojinin inceleme alanına dâhil edilmesidir (Keleş ve Hamamcı, 1997:30). Ekoloji bilimi doğanın dinamik dengesiyle, canlı ve cansız şeylerin karşılıklı bağımlılıklarıyla ilgilenir. Ekosistem ise canlıların doğada birbirleriyle uyum içinde yaşaması ile ilgilidir. Amaç ekolojik dengenin korunmasıdır. Ekosistem, canlı varlıkları birbirine ve bulundukları ortama bağlayan göreli olarak türdeş ve karşılıklı ilişkilerin tümüdür. Topografik bir birimi işaret eder (Keleş ve Hamamcı, 1997:28). Çevre kirlenmesi, çevreyi oluşturan öğelerin niteliklerinin süreç içinde giderek değişmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. İnsan faaliyetleri sonunda doğanın kendini yenileyebileceğinden fazla bir yükle karşılaşması durumunda bu sorunlar kirlenmelerden başlayarak fiziksel tahribat ve bitki ve hayvan varlığının yok olmasına kadar gidebilmektedir (Keleş ve Hamamcı, 1997:14). İnsanın, çevresini kendi çıkarlarına uygun olarak dönüştürme sürecinde ortaya çıkan olumsuz ilişkilerin bütünü çevre sorunlarını oluşturmaktadır. Çevre sorunları oluştuğu yerle sınırlı kalmayan bir özelliğe sahiptir. Oluşan kirliliklerin su, rüzgar ve benzeri sistemlerle diğer coğrafyalara taşınması çevre sorunlarının küresel ölçekte değerlendirilmesi gereğini ortaya koymuştur (Çakan, 2002:15-16). İnsanlığın ekosistemi, ekolojik dengelerin kapasitesi üzerinde kullanması, çevre bozulmalarının ana nedenidir (Hun, 1997:50). Çevre sorunlarının büyümesine neden olan faktörleri şu başlıklar altında özetleyebiliriz (Görmez, 2003: 19-26): 5

Nüfus: Dünya nüfusu, 18.yüzyıldan itibaren hızla artmaya başlamıştır. Sınırlı olan doğal kaynaklar, bu hızlı nüfus artışını karşılayamamış, süreç içinde giderek azalmıştır. Son yıllarda bilim ve teknoloji araçları bazı yeni kaynaklar üretilmesini sağlasa da bu durum nüfus baskısı sorunlarını çözmek açısından yetersiz kalmaktadır. Sanayileşme: Sanayileşme ile birlikte ivme kazanan ekonomik büyüme, yeryüzü kaynaklarını da tükenme noktasına getirmiştir. Ayrıca büyük ölçekli teknolojik üretimin de olumsuz sonuçları ortaya çıkmıştır. Nükleer silah üretimi ve petro kimya sanayi atıkları bu sorunlar arasındadır. Sanayi ürünleri atıkları da giderek su, hava ve tarım topraklarının kirliliğine neden olmuştur. Kentleşme: Kent sayısı ile buralarda yaşayan insan sayısının artması olarak tanımlayabileceğimiz kentleşme de çevre sorunlarının ana nedenlerinden biridir. Kentlerin büyük nüfus kitlelerini barındırmaları nedeniyle, doğal çevreyi doğrudan olumsuz etkileyen bir yapısı bulunmaktadır. Nüfusu on milyona dayanan kentler, ekolojik yaşamı tehdit edici duruma gelmiştir. Özellikle tarım topraklarının yerleşmeye açılması, doğal kaynaklar açısından zengin yerlerin konut inşası ve benzeri amaçlarla bozulması, çevresel kaynaklar açısından büyük sorun teşkil etmektedir. Turizm: Tarihi, kültürel ve doğal kaynakların değerlendirilme alanı olarak turizm, bu unsurların tahribine yol açmaktadır. Turizmin geleceği çevre ye bağlıdır. Ancak turizmin mevcut algılanış biçimi de ekolojik dengenin bozulmasının temel sebeplerinden biridir. Turizmden kaynaklanan çevre sorunları, genel olarak, kıyıların ve yeşil alanların tahribi, su kaynaklarının kirlenmesi, aşırı kalabalıklaşma, tarım alanları ile ormanların tahribidir. Yeryüzünün karşı karşıya olduğu çevre sorunları kısaca şu şekilde özetlenebilir: 6

Hava Kirliliği: Belirli bir kaynaktan atmosfere bırakılan kirleticilerin havanın doğal bileşimini bozması ve onu canlılara ve nesnelere zarar verici bir hale dönüştürmesidir (Keleş ve Hamamcı, 1997:78). Doğal yollarla da ortaya çıkabilen hava kirliliğinin asıl nedeni insan eliyle doğaya bırakılan atık maddelerdir. Sanayileşme, kentleşme ve bunlara bağlı olarak ortaya çıkan hızlı nüfus artışı canlıların yaşamı için gerekli olan atmosferdeki oksijen miktarını düşürmektedir. Su Kirliliği: Organik, inorganik, biyolojik ve radyoaktif maddelerin su kaynaklarının kullanılmasını bozacak ölçüde suya karışmasıdır (Keleş ve Hamamcı, 1997:91). Tarımsal üretimde kullanılan kimyasal gübreler ve yerleşim yerleri ile sanayi kuruluşlarının atıkları su kirlenmelerine neden olabilir. Atık suların temizlenmeden doğaya bırakılması bitki ve hayvan varlığını da tehdit etmektedir. Toprak Kirliliği: İnsan faaliyetleri sonucunda toprağın fiziksel, kimyasal, biyolojik ve jeolojik yapısının bozulmasıdır. Tarımsal faaliyetlerin gerçekleştirilmesi için orman arazilerinin tahribi ve verimlilik artışı sağlamak için kimyasal gübre kullanımı toprağa ciddi zararlar vermektedir. Ayrıca yerleşim alanlarını genişletmek ve sanayi kuruluşları inşa etmek için toprak yoğun bir şekilde tahrip edilmektedir. Kentsel ve endüstriyel atıkların arıtılmadan bırakılması sonucu zararlı maddeler toprağa karışmakta ve toprağın fiziksel ve biyolojik yapısını bozmaktadır (Keleş ve Hamamcı, 1997:100-101). Bunların yanı sıra görüntü ve gürültü kirliliği, katı atık ve çöpler ve flora fauna yapısında meydana gelen tahribat da genel çevre sorunlarını oluşturmaktadır. Çevre kirliliği, gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkelerde farklı niteliklere sahiptir. Gelişmiş ülkelerde çevre kirliliği sanayileşme ve kentleşme oranlarına bağlı olarak ortaya çıkan üretim ve tüketimin artışından kaynaklanmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde ise üretimin geri kalmış teknoloji ile yapılması fiziksel çevreye ciddi 7

ölçüde zarar vermektedir. Ayrıca bu ülkelerdeki plansız ve düzensiz kentleşme ile hızlı nüfus artışı da çevre kirliliğini arttırmaktadır (Ertürk,1993:81). 1.1.2. Turizm ve Turizm Endüstrisi Çeşitli tanımları yapılan turizm kavramın genel geçer bir tanımı bulunmamaktadır. Bunun nedeni, turizmin, öznesinin insan olmasından ve dünyadaki sosyal, ekonomik ve politik faktörlerde meydana gelen değişiklerden etkilenmesidir. Dünyanın en hızlı gelişen sektörlerinden biri olan turizm insanların tatil, dinlenme, sağlık, kültür, spor, avlanma, diğer toplulukları tanıma vb. amaçlarla sürekli olarak bulundukları yerlerden ayrılarak, yurtiçi ve yurtdışı yörelere doğru hareketliliği ve bu yörelerdeki geçici sürelerle kalışları olarak tanımlanmaktadır (Uslu, 1990:6). Latince de dönmek, etrafını dolaşmak, geri dönmek anlamına gelen tornus sözcüğünün kökünden üretilen turizm kelimesinin içeriğinde bir hareket, gezme kavramı bulunmaktadır (Sezgin, 1995:3). Turizm hareketi, 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar lüks bir gereksinim olarak görülürken, özellikle İkinci Dünya Savaşından sonra gezi ve eğlence amacıyla yapılan seyahatlerin sayısı giderek artmış ve 1960 lardan itibaren kültürel boyut kazanarak günümüzde zorunlu ihtiyaçlar arasında görülmeye başlanmıştır (İlkin ve Dinçer, 1991:5). Turizmin tarihi, turizm olgusunun gelişimine etki eden unsurların sanayi devrimi sonrası insan hayatındaki sosyal ve fizyolojik değişimler olduğunu göstermektedir. Bunlar, boş zamanın artması, gelir düzeyinin artması, insan ömrünün uzaması, kültür ve eğitim düzeyinin artması, teknolojik ilerlemeler ve sosyal güvenlik, seyahat özgürlüğü, ücretli tatil hakkı gibi yasal düzenlemelerdir. Turizmin gelişme sürecinde endüstrinin ilerlemesi, turist memnuniyeti açısından sektör bileşenleri arasında bir rekabet oluşturmuştur. Bu rekabet alt yapı geliştirme çabalarına yansımış, bu çalışmalar da turizmin beslenerek daha da büyümesine neden olmuştur (Kozak ve başk.,2000:36-40). Turizmin öznesini oluşturan insanı turizm etkinliklerine yönelten çeşitli faktörler bulunmaktadır. Bunlar, doğal güzellikler, 8

tarihi eserler, merak, eğlenme, dinlenme, din, kültür, eğitim, spor, sağlık ve tedavidir (Sezgin, 1995: 11-13). Turizm endüstrisi, turistlerin seyahatleri sırasında gereksinme duydukları ulaştırma, konaklama, yeme-içme, eğlence ve diğer ihtiyaçlarının karşılandığı faaliyet alanlarının tümüdür. Turizm endüstrisinin çok yönlülüğü onu diğer endüstrilerden ayırmaktadır. Bu özelliklerin önemli olanları şöyle sıralanabilir (Kozak ve başk., 2006:38-40): - Yüksek yatırım gerektirir. - Faaliyetler tüm yıl boyunca sürer. - Genellikle hizmet üretilir ve sunulur. - Kalite kontrol sorunu vardır. - Emek yoğundur. - Tüketici tercihleri sürekli değişim gösterir. - Turizm ürünleri heterojen özelliğe sahiptir. - Eş zamanlı üretim ve tüketim vardır. - Turizm ürünleri soyuttur. - Turizm arzı çok değişkenlik gösterir ve kısa dönemde arttırılamaz. - Turizm ürünlerinin pazarlaması fiziksel ürün pazarlamasından farklıdır. - Turizm ürünleri üretildikleri yerde satılır. Turizm arzı: Turizm arzı, konaklama, yiyecek-içecek, ulaşım ve iletişim yatırımları gibi sabit faktörlerden oluşmaktadır. Turizm talebini karşılamak için gerekli mal ve hizmetlerin (turistik ürün) tedarik edilmesini içeren üretime dayalı işlemlerdir (Kozak ve başk., 2006:40). Turizm arzı çerçevesinde üretilen mal ve hizmetler stoklanamaz. Talep fazlası karşısında arz bu duruma anında intibak edemez. Zaman içinde oluşturulabilecek büyük yatırımlar gerektirir. Bu nedenle turizm arzı değişen talebe göre esnek değildir (Tunç ve Saç, 1998:68). Turizm Talebi: Turizm talebi, yeterli satın alma gücüne ve boş zamana sahip olup belirli bir zaman diliminde turistik mal ve hizmetlerden faydalanan ya da 9

faydalanmak isteyen kişi ya da kişiler topluluğunu ifade eder (Kozak ve başk, 2006:63). Ekonomik anlamda talep, fiyatla ters orantılıdır. Malın fiyatı arttıkça talep düşer; azaldıkça talep artar. Bu durum turizm talebi için de geçerlidir. İkame olanaklarının fazla olması, turistik bölgenin ya da ülkenin ekonomik sosyal ve siyasi olayları turizm talebinin esnek olmasına neden olur. Turistik Ürün: Bir ürünün turizm olarak işlev görebilmesi için aşağıdaki özellikleri taşıması gerekmektedir (Kozak ve başk., 2006:41-44): - Bir bölgenin, malın veya hizmetin turizm ürünü olarak dikkate alınabilmesi için çekici olması gerekmektedir. Çekicilik turistin ziyaret etmek istediği yeri, diğer yere tercih etmesini sağlayan doğal, sosyo-kültürel, ekonomik ve psikolojik unsurlardan oluşmaktadır. - Turizm bölgelerine ve turizm işletmelerine kolay ulaşılabilmesine yönelik altyapı olanaklarının varlığı, turistik ürünü oluşturan önemli unsurlardan biridir. Ulaşılabilirlik, çekiciliği yüksek olan turizm merkezlerinin pazardaki hedef kitleye olan yakınlığı ve onlara düşük maliyetle ulaşabilme olanağını ifade etmektedir. - Turizm, esas itibariyle turizm işletmelerinin ürettiği mal ve hizmetleri de içeren bir endüstridir. Turistik ürün oluşumunda belirleyici rolü bulunan başlıca turizm işletmeleri konaklama, yeme-içme, ulaştırma işletmeleridir. - Dünya genelinde pek çok festival, fuar ve kongre önemli miktarda turizm talebi yaratan etkinlikler arasındadır. Dolayısıyla bu etkinlikler turizm ürünü olarak işlev görürler. - Bölgelerin ve turizm işletmelerinin sahip oldukları imajları da turizm ürünü olarak ele alınmaktadır. Turizm bölgelerinin zaman içinde sahip oldukları imajları, tüketicilerin söz konusu bölgeleri tercih etmesinin nedenleri arasında bulunmaktadır. Turizm Ürünü Olarak Turizm Bölgesi: Turizm ürünlerinin karışımı niteliğinde olan turizm bölgeleri, müşterilere entegre edilmiş bir deneyim sunar. Yerel ölçekte sunulan mal, hizmet ve tatil deneyimlerinin bileşimden oluşmaktadır. 10

Dolayısıyla turistler için cazip kabul edilebilecek farklı çekicilikler ve özellikleri barındıran yerlerdir. Coğrafi olarak ülke bütününden küçük ve ülkedeki pek çok kentten büyük bölgelerdir. Bölge içinde kurulmuş iyi bir ulaşım ağı ile turistik tesislerin gelişimi için yeterli coğrafi alana sahiptir. Bölge içinde önemli cazibe merkezleri ve festival gibi çeşitli etkinlikleri ile turizm bölgeleri, belli bir imaja sahip, markalaşmış yerlerdir (Kozak ve başk., 2006:45). 1.1.3. Turizm ve Çevre İlişkisi Bu başlık altında turizmin ekonomik, toplumsal ve fiziksel çevre ile olan ilişkileri ele incelenerek Türkiye de turizmin fiziksel çevre üzerindeki etkileri üzerinde durulacaktır. Günümüzde turizm, dinamik özelliği ile ülke ekonomilerinin karşılaştığı ulusal ve uluslararası ekonomik sorunların çözülmesine önemli ölçüde katkıda bulunduğu olumlu; ancak gerektiği gibi yönlendirilemediği takdirde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Turizmin olumlu ekonomik etkileri genel olarak şunlardır (Kozak ve başk., 2006:77-85): - Turistlerin ziyaret ettikleri yabancı ülkede yaptıkları harcamalar, döviz girdisi yoluyla ülkenin ödemeler dengesi üzerinde olumlu etkide bulunmaktadır. - Turistlerin çeşitli turistik ürünleri elde etmek için yaptığı harcamalar, turizm gelirlerini oluşturarak, turizm etkinliklerini gerçekleştirmek üzere girdi elde etmek için diğer endüstrilere yapılan harcamalar yoluyla ulusal gelirin genel düzeyini yükseltmektedir. - Emek-yoğun bir sektör olan turizm, talebin artmasıyla orantılı olarak turistik bölgede istihdam edilen nüfusun artmasına neden olmaktadır. Turizmin yarattığı genel istihdam etkisi ise ülkedeki toplam istihdam hacmini etkilemektedir. 11

- Turizm gelirlerinin çoğaltan ve katma değer etkisi nedeniyle, turizm sektöründe elde edilecek bir birimlik gelir, diğer sektörlerinde gelirini oluşturmaktadır. Örneğin, turistik bölgelerde turizm talebinin artması sonucu yeme-içme gereksinimlerini karşılayan tarım ürünlerine olan talep de artmaktadır. - Turizm, zengin potansiyele sahip bölgelerin etkin bir planlama ile turistik yönden gelişmelerini sağlayarak bölgeler arası dengeli kalkınmaya olumlu etkide bulunmaktadır. - Turizm, bölgeye yönelen talebi karşılamak üzere altyapı ve üst yapı yatırımlarının gerçekleştirilmesi üzerinde etkili olmaktadır. Turizmin, ülke ekonomisine katkısının yanı sıra birtakım olumsuz etkileri de bulunmaktadır. Bunlar (Kozak ve başk., 2006:85-91): - Turizmin geliştirilmesi için ayrılan ödeneğin bu alana yapılan yatırımlar sonucu elde edilebilecek gelirle, diğer sektörlere yapılan yatırımlar sonucu elde edilebilecek gelirin karşılaştırılması gerekmektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından önemli olan bu durum, zaten kıt olan kaynakların daha verimli olabilecek alanlar varken, daha az verimli olan turizm sektörüne aktarılması sonucu kaynakların israf edilmesine neden olabilmektedir. - Birçok ülke zamanla ekonomisini turizm endüstrisine bağımlı hale getirebilmektedir. Çeşitli etkenler karşısında esnek talebe dayanan turizm endüstrisinde meydana gelebilecek sorunlar bu tür ülkelerin ekonomilerini olumsuz yönde etkilemektedir. - Turizm sektörü fiyat artışlarının yaygın olduğu dönemlerde enflasyonist baskıdan kolayca etkilenmektedir. - Mevsimlik talep dalgalanmaları, özellikle de konaklama sektöründeki turizm faaliyetlerinin yüksek sezon dışında gerçekleştirilememesi nedeniyle istihdam edilmekte olan işgücüne de yansıyarak, mevsimlik gizli işsizlik sorunu yaratmaktadır. - Turizm sektöründe yabancı işgücünün istihdam edilmesi, bu kesime ödenen yüksek ücret nedeniyle turizmden elde edilen döviz gelirlerinin bir kısmının 12

yitirilmesi anlamına gelmektedir. Bu durum, turizmin gelir yaratıcı etkisini azaltmaktadır. - Birçok ülkenin ekonomisi, uluslar arası turizmin gereksinim duyduğu mal ve hizmetlerin tümünü, nitelik ve nicelik açısından karşılayamaz durumdadır. Bu bağlamda, turistik yatırım ve tüketim mallarının ithalatına harcanan dövizlerin ödemeler dengesi üzerinde döviz çıkışı şeklinde olumsuz bir etkisi bulunmaktadır. Turizmin yapısal özelliği gereği, bölgeyi ziyaret eden turistlerle o bölgede yaşayan bölge halkı arasında sosyo kültürel ve sosyo ekonomik etkileşimler ortaya çıkmaktadır. Bu yönüyle turizm, kültür farklılıklarının aşılmasına neden olduğu kadar kültürel çatışmaları da ortaya çıkarabilir. Turizmin olumlu toplumsal etkileri genel olarak şunlardır (Kozak ve başk., 2006:92-95): - Turizm, farklı toplumlardan gelen bireylerin birbirlerinin kültürel yapılarını daha yakından tanımaları sayesinde barış ve hoşgörü ortamını arttırabilmektedir. - Turizm aracılığıyla yaratılan yeni iş olanakları, kırsal bölgelerin kentleşmesini hızlandırabilmektedir. - Turizm, toplum bireylerinin daha önce sahip olmadığı yeni eğlence ve boş zaman alışkanlıkları ortaya çıkarabilmektedir. - Turizm, bölge halkının temizlik bilincinin gelişmesine katkıda bulunabilir. - Turizm, geliştiği bölgede yeni toplumsal kurumlar ile yeni meslek gruplarının ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. - Turizm, elde edilen gelirin güdüleyici etkisi ile bölge halkının kendi tarih ve kültür değerlerine sahip çıkmasına neden olabilmektedir. Turizm olgusunun, turist kabul eden ülkenin toplumsal yapısı üzerinde bazı olumsuz etkileri de bulunmaktadır. Bu alanda yapılan araştırmalarda, turizmin birey, aile ve toplum yapısı üzerinde birçok olumsuz etkileri tespit edilmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır (Kozak ve başk., 2006:95-98): 13

- Turizmdeki gelişmeye bağlı olarak bölge halkı, sürdürmekte olduğu yaşam biçimine etki edilmesinden rahatsızlık duyarak yeni bir yaşam biçimine alışma fikrine tepki gösterebilmektedir. Bu durum yabancı düşmanlığı arttırabilir. - Turizmin geliştiği bölgelerde, uyuşturucu kullanımında, fahişelik mesleğinde ve hırsızlık ve kapkaç gibi suçlarda artış meydana gelebilmektedir. - Bir bölgede turizm sektörü geliştikçe bölge halkının bu gelişmeye paralel olarak turizm etkinliklerinde daha fazla gelir elde etme isteği oluşabilmektedir. Bölgede mevcut her değer, potansiyel bir gelir getirici unsur olarak görülebilir. Bu durum ise, bölge halkının sahip olduğu manevi değerlerin yerini maddi değerlere bırakmasına neden olarak kültürün ticarileşmesine yol açar. Belirli bir yöreye ya da ülkeye yönelik turizm talebinin oluşmasında fiziksel çevre önemli bir etkendir. Turizm etkinliklerinin büyük bir kısmı doğanın sunduğu verilerin sergilenmesi yoluyla gerçekleştirilmektedir. Buna karşın, gerçekleşen turizm faaliyetleri fiziksel çevre üzerinde çeşitli şekillerde etki göstermektedir. Bu etkiler, doğal ve tarihi çevrenin tahribatı şeklinde olumsuz olabileceği gibi, onların kazanılmasına yönelik ciddi önlemlerin alınması şeklinde olumlu yönde de olabilmektedir. Turizmin çevrenin korunması yönündeki bilinçlenmeye olan katkıları başlıca dört alanda gerçekleşmektedir (Kozak ve başk., 2006:99): - Turizm, mevcut tarihi yöre, anıt ve yapıların restorasyonu ya da iyileştirilmesi yönünde itici bir konumundadır. Bu yönüyle tarihi öneme sahip alanların korunmasına olumlu katkıda bulunmaktadır. - Turizm, eski yapıların yeni kimlikleriyle bugün de yaşamalarını sağlayacak düzenlemelere gidilmesini özendirmektedir - Turizm, turistik ürün niteliğinde pazarlanmasına imkân sağlamak için doğal çevrenin korunmasını özendirmektedir. Turizm sektörünün ekonomik cazibesi, çevre ile olan ilişkisinin uzun yıllar göz ardı edilmesine neden olmuştur. Gelir ve istihdam yaratıcı etkisi nedeniyle 14

gelişmekte olan ülke hükümetleri yatırımcılara çeşitli finansal kolaylıklar sağlamış ve giderek bütünsel planlamadan uzak yatırımlar doğal ve kültürel çevreye zarar vermeye başlamıştır. Bu tür girişimlerin çevresel maliyeti ise en başta o yörede yaşayanlara çıkmaktadır. Turistik talebi karşılaması ön görülen doğal ve kültürel kaynakların tüketilmesi sonucunda yatırımcılar başka bölgelere yönelmekte, yöre insanı yaşanan olumsuzluklarla baş başa bırakılmaktadır (Çakan, 2002:8). Turizmin fiziksel çevre üzerindeki olumsuz etkileri şu şekilde sıralanabilir (Kozak ve başk., 2006:100-101): - Turizm sektörünün gelişmesi doğal dengeyi tahrip ederek çevre üzerinde fiziksel tahribata neden olmaktadır. - Turizm, alt yapı sistemi yeterli olmayan yörelerde yoğunlaşma nedeniyle ortaya çıkan çöplerin toplanamaması ve kanalizasyon sularının denize boşaltılması gibi kirliliklere neden olmaktadır. - Turizmin plansız gelişimi sonucunda ortaya çıkan nüfus artışı ve aşırı yapılaşmalar başta kıyılar olmak üzere su kaynakları üzerinde kirliliğe neden olmaktadır. Ayrıca, ormanlık alanlarda inşaat ve ulaştırma yatırımları bitki örtüsüne ve yabani hayvan nesline zarar vermektedir. - Turistik mal ve hizmetlerin üretim ve tüketiminden arta kalan zararlı atıklar doğayı kirlettiği kadar kişilerin sağlığı üzerinde de tehlike oluşturmaktadır. - Turizm, yoğunlaşmanın olduğu yörelerde beton bloklardan oluşan düzensiz kentleşmeye neden olmaktadır. - Turizm etkinliklerinin yoğun olduğu bölgelerde gürültü kirliliği ortaya çıkmaktadır. Türkiye de turizmin fiziksel çevre üzerinde ilişkileri 1980 li yılların başından itibaren ivme kazanmıştır. Bu dönemde, kitle turizmine yönelik politikalara ağırlık verilmesi sonucu ortaya çıkan denetimsiz yapılar süreç içinde çeşitli çevresel sorunlara neden olmuştur. 15

1980 li yıllardan itibaren Türkiye de turizm sektörünün neden olduğu çevresel sorunlarını şu ana başlılar altında toplayabiliriz (Kozak ve başk.,2006:101-103): - Turizm yatırım bölgesi ilan edilen kıyılarda ikinci konut adıyla inşa edilen bireysel konutlar ve kooperatifler çarpık yapılaşma ve betonlaşmayı arttırarak doğal çevreyi bozmaktadır. - Akdeniz bölgesinde artan turizm talebini karşılamak için yeraltı su kaynakları aşırı miktarda çekilmeye başlanmış, bu durum kıyı bölgelerindeki su kaynaklarının bir süre sonra deniz suyu ile karışması sonucu tuzlanmasına neden olmuştur. - Turizmin geliştiği yörelerde özellikle yaz aylarındaki yoğunluk, atık su sorununu çözülemez duruma getirmiştir. - Turizmden kaynaklanan yanlış arazi kullanımının bir uzantısı olarak, tarihsel sit alanları yok olma tehdidi ile karşı karşıya bulunmaktadır. - Turizm etkinliklerinin yoğun olarak gerçekleştiği yörelerde eğlence ve ulaşım sektöründen kaynaklanan gürültü kirliliği çevreyi rahatsız edici boyutlara ulaşmıştır. - Turizm yörelerindeki plansız yapılaşma ve aşırı kalabalıklaşma, bölgenin fauna ve flora yapısına ciddi ölçüde zarar vermektedir. - Turizm sektörü, tarım alanlarının turizm amaçlı yapılaşma nedeniyle azalmasına yol açmıştır. Bu azalma da beraberinde Türkiye nin tarım ürünlerinde dışarıya bağımlı hale gelmesine neden olmaktadır. 1.1.4. Alternatif Turizm ve Turizm Çeşitleri Kitle turizmi, gelir durumları ve toplumsal statüleri birbirlerinden farklı olan insan gruplarının turizm olayına katılmasıyla doğan olaylar ve ilişkiler bütünüdür. Konaklama ve ulaştırma gibi önemli alt yapı sorunlarının tur düzenleyicileri tarafından çözümlenmesi ekonomik açıdan karlı bir durum yaratmış, 16

insanların tatil yapma olanaklarına kavuşmaları sağlanmıştır (Çakılcıoğlu, 1996:16). Kitle turizminin en tipik özelliği, insanların daha çok paket turları tercih etmesidir. Katılan kişi sayısı yönünden sahip olduğu üstünlüğün yanı sıra, oluşturulan grupların sürekliliği de söz konusudur. Bu nedenle, turizmin geliştirilmesi aşamasında üzerinde en fazla durulan turizm çeşididir. Ancak belli bir aşamadan sonra aşırı kullanım sorununu ortaya çıkardığı için turistik ürünlerin cazibesini azaltmaktadır (Kozak ve başk., 2006:12). Alternatif Turizm kavramı geniş turist kitlelerinin turizm talebine karşılayan kitle turizmi faaliyetlerine alternatif olarak ortaya çıkmıştır. Yerel doğa ve kültürel özellikler üzerine temellendirilmiş, küçük ölçekli turizm faaliyetlerini kapsamaktadır. Kitle turizmi ise büyük gruplarla, sabit bir program içinde rahat ve pasif olarak yapıldığından zamanı kısıtlı ve rahatlığı seven geniş kitleleri çekmeye devam etmektedir. Bununla birlikte etkinliğe katılan bireylerin kendi yaşam düzeylerinde hizmet verildiği için ziyaret ettikleri yörelerin yerel yaşam biçimlerine girmeleri ve farklı deneyimler yaşamaları pek mümkün görünmemektedir (Çakılcıoğlu:45-46). Turizm ile çevresel kaynaklar arasındaki yakın ilişki, çevre korumacılığı ve turizmin sürekliliği açısından yaşamsal bir önem taşımaktadır. Bu amaçla geliştirilen alternatif politika arayışları, turizmin gelişiminin yarattığı ekonomik, sosyal ve ekolojik etkilerin dengelenmesi gerektiğini vurgulayarak, kitle turizmini reddetmektedir (Akış, 2001:18). Alternatif turizm, seyahate katılanların gittikleri bölgelerdeki doğal çevre değerlerine ve kültürel yaşam tarzına aktif olarak katılmaları açısından kitle turizmine göre farklı bir ürün sunumu ortaya koymaktadır. Bu ürün yavaş yavaş gelişen bir turizm hareketliliğini, turistik gelişmenin uzun vadeli programlarla sağlanmasını ve çevre değerlerine saygıyı ifade etmektedir. Kitle turizmine yönelik uygulanan her şey dâhil sistemi gibi geliştirilen formüller, turistin otelin dışına 17

çıkarak alış veriş yapmasını bile önler duruma getirmiştir. Bu durumda turizmin, yerel ekonomiye katkısı en düşük seviyeye çekilmiş ve turizm, yerel halka ekonomik ve sosyal olarak bir şey kazandırmamaya başlamıştır (http://cmyo.ankara.edu.tr/~iktisad/turkonf/web/uckun_turkay.doc.). Kitle turizminin neden olduğu olumsuz çevresel ve sosyo-kültürel etkiler, karar birimlerini, çevreye ve turizm etkinliklerinin gerçekleştirildiği yörenin yapısına daha az etki edecek modeller üzerinde çalışmaya sevk etmiştir. Turizmin geleceğine yönelik alternatif yaklaşımlarda idame edilebilir gelişme (sürdürülebilir kalkınma) terimi kullanılmaktadır. Özellikle de hükümet ve sanayinin idame edilebilir gelişmeye ilgisi hem çevrenin korunmasına hem de turistik yörenin daha fazla kullanılmasına neden olmaktadır. Bunun net etkisi, kaliteli bir çevre muhafaza edilirken ziyaretçi sayısının artmasıdır (Hudman, 1992:31). Alternatif turizm, ürün çeşitliliğinin sağlanması yolu ile turizmin mevsimlik özelliğinin kırılmasına neden olmaktadır. Turizm çeşitliliğinin belirleyici olduğu faaliyetler yılın değişik aylarında yapılabilmektedir. Alternatif türlerin birçoğu kırsal alanlarda gerçekleşmektedir. Bu durum, kırsal bölgelerin turizm vasıtasıyla ekonomik girdi elde etmelerine katkıda bulunarak turizmin bölgeler arası gelir farklılıklarını azaltıcı etkilerini ortaya çıkarmaktadır (http://cmyo.ankara.edu.tr/~iktisad/turkonf/web/uckun_turkay.doc). Yumuşak turizm, yeşil turizm, çevreyle dost turizm, özel ilgi turizmi, sorumlu turizm, kırsal turizm, eko turizm ve alternatif turizm gibi isimler altında anılan ve temelde dayandığı doğal kaynaklara sorumlulukla yaklaşımı ifade eden turizm türlerinin hepsi sürdürülebilir turizm yaklaşımına örnek teşkil edebilmektedir. Ancak turizm çevrelerinde özellikle sürdürülebilir turizm ve eko turizm kavramlarının birbirine karıştırıldığı görülmektedir. Her ne kadar ikisi de doğayı temel alan değerler üzerine inşa edilse de sürdürülebilir turizmin eko turizmden farklı olarak ekonomik ve sosyal yönleri bulunmaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde, eko turizmin sürdürülebilir turizmin bir aşaması olabileceği görülmektedir. 18

Sürdürülebilir turizm, hangi turizm çeşidi olursa olsun, çevresel değerlerin turizmin temel öğesi olarak korunmasını ve turizm faaliyetlerinin çevreye sorumlu bir şekilde yürütülmesi gerekliliğini ifade etmektedir (http://cmyo.ankara.edu.tr/~iktisad/turkonf/web/uckun_turkay.doc). Turizm çok kapsamlı ve birbirleriyle yakın ilişki içinde bulunan çeşitli konuları faaliyet alnına dâhil edebilen bir sektördür. Turizm çeşitlendirilmesi ortak noktalara göre farklı ölçütlerde yapılabilir. Örnek verilecek olursa: - Katılımcı sayısına göre: bireysel turizm, grup turizmi, kitle turizmi (Kozak ve başk., 2006:11-12). - Ziyaret edilen yere göre: iç turizm, dış turizm (Kozak ve başk., 2006:12-14). - Katılımcıların yaşlarına göre: gençlik turizmi, yetişkin turizmi, üçüncü yaş turizmi (Kozak ve başk., 2006:14-15). - Katılanların sosyo ekonomik durumlarına göre: sosyal turizm, lüks turizm (Kozak ve başk., 2006:15-17). - Mevsimler bakımından: Yaz turizmi, kış turizmi, yarı mevsim turizmi(sezon dışı) (Tunç ve Saç,1998:46-48). Bu çalışmada turistlerin katılma amaçlarına göre çeşitlendirilen turizm türleri ele alınmaktadır. Katılımcıların faaliyetlere katılma amaçlarına göre çeşitlendirilmesinin, turizmin yılın on iki ayı boyunca devamlılığını sağlaması ve katılımcı sayısında artış sağlaması açısından yararları bulunmaktadır. Ancak bu şartların oluşması için turizm çeşitliliğinin birbiriyle örtüşmesi gerekmektedir. Amaçları bakımından turizm çeşitleri özel ilgi turizmine hizmet ettiği sürece çok çeşitli isimler altında nitelendirilebilirler. Bunlardan bazıları şöyle sıralanabilir: Kongre Turizmi: Kongre turizmi, kişilerin uzmanlık gerektiren akademik alan veya mesleklerde belirli konularda bilgi alış verişlerini sağlamak için sürekli bulundukları yerler dışında bir araya gelmelerinden doğan turizm faaliyetidir. Turizm faaliyetlerinden daha yoğun yararlanmak için turizm yoğunluğu az mevsimlerde uygulanan turizm türüdür. Kongre turizminin seminer, sempozyum ve konferans gibi 19

toplantıları da içermesi nedeniyle toplantı turizmi olarak da nitelendirildiği görülmektedir (Tunç ve Saç,1998:17-18). Sağlık Turizmi: Sağlık turizmi, insanların, kür ve tedavi amacıyla gittikleri yerlerde konaklama, beslenme, dinlenme ve eğlenme ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Halk sağlığını ve işgücü verimini korumak için kaplıca, deniz ve iklim kürleri gibi uygulamalar iç ve dış turizm ile bütünleşerek sağlık turizmine temel teşkil etmiştir. Sağlık turizmi, termalizm (termal turizmi) ve klimatizm şeklinde alt başlıklara ayrılmaktadır. Termalizm, mineralize termal sular ile çamur kaynaklarının çevresindeki yörelerde gerçekleşen destek tedavilerle koordineli kür uygulamalarıdır. Klimatizm ise sağlıklı iklim ortamında bulunmayı ifade etmektedir (Tunç ve Saç,1998:21-22). İnanç Turizmi: Kutsal yerlerin ziyaretini amaçlayan turizm türüdür. Burada amaç, dini duyguları tatmin etmek, dini gereklilikleri yerine getirmek için belirli bölgelerin ziyaret edilmesidir. İbadetlerin mekana bağlı olması insanları o mekana çekmektedir (Tunç ve Saç,1998:24-25). Yayla Turizmi: Kentlerde yaşayan insanların, şehrin gürültülü ve kirlenmiş ortamından uzaklaşarak dağlardaki doğal güzelliklere sahip sessiz yerleri tercih etmeleri sonucu ortaya çıkan turizm türüdür. Yaylalar çok zengin bitki örtüsüne sahip olmaları, ormanları, gölleri, akarsuları, kış sporları yapma imkanı, av yapabilme, yayla şenlikleri, el sanatları, temiz doğal yapısı ve benzeri özelliklerinden dolayı tercih edilir (Kozak ve başk.,2000:30). Yayla turizmi potansiyeli av, yürüyüş, kış sporları ve dağ turizmi gibi diğer turizm çeşitleriyle birleştirildiği takdirde büyük bir turizm aktivitesi yaratmaktadır (Tunç ve Saç,1998:30). Köy/Çiftlik Turizmi: İnsanların, köy ve çiftlik gibi doğal ortamlarda bulunma istekleri alternatif turizm türlerinden çiftlik turizminin ortaya çıkmasını sağlamıştır. 1960 lı yıllardan sonra başlayan kırsal alanlara rekreasyon amaçlı gezinti isteği çiftlik turizmini tercih edilir bir boyut kazandırmıştır (Tunç ve Saç,1998:33). 20

Turistin amacı yaşadığı ortamdan farklı olan çiftlik ortamında belirli bir süre çiftlik hayatını yaşamaktır. Çiftlik turizmi çiftliklerin türüne göre, tarımsal büyük çiftlikler, özel çiftlikler, tarihi yöre çiftlikleri, çalışma çiftlikleri, sportif ve rekreasyonel çiftlikler, çiftlik ormanı işletmeleri olarak çeşitlenmektedirler (Kozak ve başk.,2000:33). Deniz Turizmi: Turistlerin, şehrin gürültülü ve kirlenmiş ortamından uzaklaşarak deniz kenarlarındaki doğal güzelliklere sahip yerleri tercih etmeleri sonucu ortaya çıkan turizm türüdür. Güneşlenme ve yüzmeye imkan tanıyan iklim koşullarına sahip sahil kesimleri tercih edilmektedir (Kozak ve başk,2000:22). Deniz turizmi, özellikle dış turizm talebinin turizm türü olarak benimsendiği turistik çekicik açısından birinci sıradadır (Tunç ve Saç,1998:19). Yat Turizmi: Spor ve gezi amaçlı olarak koy, körfez ve yat limanları arasında yapılan ve konaklama ve ağırlama hizmetlerinin yat içinde sunulduğu bir turizm çeşididir. Yat turizminin gelişme gösterdiği kıyılar, yerleşim ve sanayi birimlerinden uzak, altyapı ve üstyapı hizmetleri gelişmiş, uluslar arası yat turizm hatlarına yakın kıyılardır (Doğaner, 2001:38). Karavan Turizmi: Turistlerin karavanlarla, otoyollarda dolaşmalarıdır. Karavan turizminde yiyecek, içecek ve konaklama karavanlarda sağlanmaktadır. Ancak karavanların su, elektrik ve atık su boşaltımı gibi ihtiyaçlarını karşılamaları için özel park yerleri bulunmaktadır. Turistler doğal güzelliği bulunan bu özel park yerlerinde konaklayarak gezilerini sürdürürler (Tunç ve Saç,1998:24-25). Doğa Turizmi: Burada amaç doğal güzellikleri, yapılarına dokunmadan veya bozmadan ziyaret etmek veya görmektir. Son yıllarda gelişen bir turizm türüdür. Kendi içinde mağara, göl, akarsu, vadi, orman gibi doğal yapılara göre türlere ayrılmaktadır. Katılımcılar genelde yüksek sosyal statüde ve gelir seviyesinde kişilerdir (Kozak ve başk., 2000:34). 21

Dağ turizmi: Günümüz çevre sorunları, insan sağlığı açısından rahat bir iklimde ve doğal çevrede bulunma gereksinimini ortaya çıkarmaktadır. Dağ turizmi ve dağ sporları bu gereksinime yanıt verecek turizm türleri olarak kabul edilmektedir (Tunç ve Saç,1998:29). Av turizmi: Bu turizm çeşidinde avlanmak üzere seyahat eden insanlara yönelik hizmetler sunulmaktadır. Bilinçli ve kurallara uygun olarak yapılması durumunda olumlu etkileri bulunan bir turizm çeşididir. Bir yandan ülkenin yaban hayatını koruyup geliştirirken diğer yandan da önemli bir gelir kaynağı oluşturmaktadır. Av turizminin önemsendiği ülkelerde av hayvanlarının sayıca arttığı ve usulsüz avlanma oranının azaldığı tespit edilmiştir (Kozak ve başk., 2006:23-24). Kültür Turizmi: Kültür turizmi eski sanat eserlerinin, tarihi yapıların, eski uygarlıklara ait kalıntıların ve yöre halkı kültürünün araştırılıp incelenmesi amacıyla yapılan yer değişiklikleri sonucunda ortaya çıkmış bir turizm çeşididir (Tunç ve Saç,1998:32). Golf Turizmi: Toplumun gelir düzeyi yüksek kesiminin tercih ettiği bir spor turizmidir. Rekreasyon alanları ile birleştirilerek meydana getirilecek golf alanları, özellikle üçüncü yaş turizminin geliştirilmesi açısından önem taşımaktadır (Kozak ve başk., 2006:24) Yukarıda sayılan amaçlarına göre turizm çeşitlerine birçok örnek eklenebilir. Amaçlarına göre sınıflandırılan bu turizm çeşitlemesi, doğa turizmi kapsamında geliştirilebilecek orman turizmi, kamp turizmi, kuş gözlemciliği turizmi, spor turizmi, dağ turizmi ve fotoğrafçılık turizmi gibi yan alanlarda olduğu gibi birçok turizm faaliyetini bünyesinde içermektedir. Koruma akımlarının etkili olduğu turizm çeşitleri, çevre sorunlarından kaynaklanan problemlerin turizm faaliyetleri üzerindeki etkisini azaltmak üzere 22

geliştirilmişlerdir. Alternatif turizm, uygun turizm, eko turizm, yeşil turizm, sorumlu turizm gibi farklı isimler altında tanımlanan bu turizm çeşitleri, temelde çevresel değerlerin korunması ilkesini kabul etmişlerdir. 1.1.5. Sürdürülebilir Turizm Sürdürülebilirlik kavramı, çevre korumacı politikaların ulusal ve uluslararası düzeyde önem kazandığı 1970 li yıllardan itibaren küresel boyutlarda düşünülmesi gereken bir olgu haline gelmiştir. Sürdürülebilir kalkınmaya yönelik yaklaşımların temeli 1970 li yıllara dayanmaktadır. 5 Haziran 1972 tarihinde 113 ülkenin katılımıyla gerçekleşen Stockholm Konferansıyla toplumların sürdürdüğü doğal çevreyi dikkate almayan ekonomik kalkınma modellerinin ekolojik dengeleri bozmaya başladığı tescil edilmiştir. Konferans sonucu yayınlanan bildirgede çevrenin korunmasına yönelik evrensel politikaların uygulanması gerektiği kararı alınmış ve 5 Haziran tarihi Dünya Çevre Günü ilan edilmiştir (Çavuş ve Tanrısevdi, 2000:153). Uluslararası Doğal Kaynakları Koruma Birliği tarafından 1980 yılında yayımlanan Dünya Korumacılığı Stratejisi ile 1987'de Ortak Geleceğimiz adıyla yayımlanan Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu Raporu nda, kaynakların sürdürülebilirliği için bir takım ilkeler geliştirilmiştir. Bu kapsamda (Himmetoğlu, 1996:64): - Bütüncül planlama ve strateji geliştirme, - Temel ekolojik süreçleri koruma, - İnsan mirasını ve biofarklılığı koruma, - Verimliliğin uzun bir döneme yayılmasına ve gelecek kuşaklara ulaşmasına izin veren büyüme modelleri, 23

- Ekonomik büyüme ile doğal kaynaklar arasında denge, gibi stratejiler belirlenmiştir. Sürdürülebilir kalkınma kavramı, 1987 yılında yayımlanan Ortak Geleceğimiz raporuyla birlikte literatüre girmiştir. Kavramın üzerinde durduğu asıl konular, doğal kaynakların tüketilmeden kullanılması, gelecek kuşakların gereksinimlerini karşılamak üzere bugünkü gelişmeden belli ölçüde ödün verilmesi, ekonomi ve ekosistem arasındaki dengenin korunması ve ekolojik açıdan sürdürülebilir nitelikte olan ekonomik kalkınmanın hedeflenmesidir (Berkes ve Kışlalıoğlu, 1997:325). Rapor, genel olarak, dünyadaki krizlerin birbirine bağlı olduğunu ve çevre sorunlarının bütün yer küreyi tehdit ettiğini belirtmektedir (Görmez, 2003:88). Ayrıca, çevre ve kalkınma bütünleşmesine sürdürülebilir ve güçlendirilebilir bir yaklaşım geliştirilmesi ihtiyacının altı çizilmektedir. Raporda belirtilen ve daha sonra büyük tartışmalara yol açan sürdürülebilir kalkınma kavramı, çevre politikalarıyla kalkınma stratejilerinin bütünleştirilmesi için bir çerçeve sunmaktadır. Sürdürülebilir kalkınmanın amacı, bugününü ihtiyaçlarını ve beklentilerini, geleceğin ihtiyaç ve beklentilerinden ödün vermeksizin karşılamanın yollarını aramaktır (Ortak Geleceğimiz, 1987:65-67). Ortak Geleceğimiz raporu, ekoloji ve çevre sorunları tartışmalarına sürdürülebilirlik kavramını eklemesi açısından önem arz etmektedir (Görmez, 2003:88). Sürdürülebilirlik, herhangi bir sistemin işleyişini bozmadan, aşırı kullanımla tüketmeden ya da ana kaynaklarına aşırı yüklenmeden sürdürebilmesi olarak tanımlanmaktadır (Karaman,1996 :102). 1992 yılında Brezilya nın Rio kentinde toplanan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı nda, aradan geçen sürenin değerlendirilmesi yapılmış ve herkesin ortak çıkarını koruyacak çevre-kalkınma dizgesi üzerinde uzlaşılması gereği vurgulanmıştır. Rio Konferansı, çevre bilincinin öne çıkarılması konusunda katılımcı mekanizmaların hükümet ve diğer kuruluşlar tarafından benimsenmesini sağlamıştır (Marın ve Yıldırım, 2004:457). Konferans ta ayrıca, ekosistemin daha iyi korunması 24