ÖNSÖZ YUMURTLAYAN ÝÞÇÝ ARILAR VARROA ÝLE KÝMYASAL MÜCADELE BAL ARILARININ TOPLU HALDE KOLONÝYÝ TERK ETMESÝ 10 BAL ARILARINDA NOSEMOSÝS 12



Benzer belgeler
BAL ARILARININ GÝZLÝ BÝLGÝLERÝ

ÝÇÝNDEKÝLER. Samsun Ýli Arý Yetiþtiricileri Birliði Ana Arý Yetiþtiriciliði Broþürü PETEK DERGÝSÝ nin ekidir.

17 ÞUBAT kontrol

ÖNSÖZ 2 BAL ARILARININ BESLENMESÝNDE YAPAY BESÝNLERÝN KULLANILMASI DOÐADAN GELEN SAÐLIK: POLEN 6 BAL ARILARINDA HÝJYENÝK DAVRANIÞ 8

m3/saat AISI

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller:

ÖNSÖZ 2. ÜLKEMÝZDE in vitro BAL ARISI YETÝÞTÝRÝCÝLÝÐÝ 4 BOMBUS ARISI YETÝÞTÝRÝCÝLÝÐÝ 6 DESTEK KOLONÝ YÖNETÝM SÝSTEMÝ10

Yönetim Kurulu Baþkaný

ARICILIĞA GENEL BAKIŞ



Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta

Modüler Proses Sistemleri

Bal Arılarında Bazı Kimyasal İlaçların Varroosise Karşı Etkileri

VETERİNER HEKİMİ HARUN KULOĞLU

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

ÖNSÖZ 2 VARROA PARAZÝTÝNÝN ARICILIK AÇISINDAN ÖNEMÝ 4 BALI ARICIDAN ALIN 8 NEKTAR VERÝMÝNE ETKÝ EDEN ETMENLER 10 KARNÝYOL ARISI 12

1. Merkezi ve çevresel sinir sistemini oluþturan sinir hücrelerine ne ad verilir?



TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

Simge Özer Pýnarbaþý

Montaj. Duvara montaj. Tavana montaj. U Plakalý (cam pencere) Açýsal Plakalý Civatalý (cam pencere)

A R I C I L I K MİLLİ EKONOMİNİN TEMELİ ZIRAATTIR. KEMAL ATATÜRK

FEN BÝLÝMLERÝ. TEOG-2 DE % 100 isabet

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý


ünite1 Hücre 3. Öðretmenin sorularý ve Müge nin yanýtlarý tabloda verilmiþtir: 1. Tabloda öðretmenin sorularý ve Duygu nun yanýtlarý bulunmaktadýr.

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

Kanguru Matematik Türkiye 2017

GLOBAL GAP STANDARTLARINDA ÜRETÝM YAPIYORUZ.

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

2.1. Nohut sineði [Liriomyza cicerina (Rond.)(Dip.:Agromyzidae] Tanýmý, yaþayýþý ve zarar þekli

Yönetim Kurulu Baþkaný

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

3AH Vakum Devre-Kesicileri: Uygun Çözümler

Kanguru Matematik Türkiye 2017

TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

Kanguru Matematik Türkiye 2015


ünite1 Destek ve Hareket Fen Bilimleri 3. vücudumuzun dik olarak durmasýný saðlayan sistemi elemanýdýr. Verilen cümledeki sembollere aþaðýdakilerden

HPL Laminar Akýþ Ünitesi

Nokia Kamera Flaþý PD-2 Kullaným Kýlavuzu Baský

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,


Nokia Þarj Baðlantý Kablosu CA-126

17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

Bolkar Daðlarý. AKD054 Acil Gerileme (-1)

Bat Guano, Agriculture & Mining Ltd.


Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

Yaþlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen

Tehlikeli Atýk Çözümünde EKOVAR...


Termik Röleler ÝÇÝNDEKÝLER Özellikler Karakteristik Eðriler Teknik Tablo Sipariþ Kodlarý Teknik Resimler EN TS EN IEC Ra


Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

OTOMATÝK KAPI SÝSTEMLERÝ

TÜRKÝYE / Fabrika SWITZERLAND. Tel : ( 0090 ) ( 0090 ) Fax : ( 0090 ) Gönen / ISPARTA

Kümeler II. KÜMELER. Çözüm A. TANIM. rnek Çözüm B. KÜMELERÝN GÖSTERÝLMESÝ. rnek rnek rnek Sýnýf / Sayý..

ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

Yüksek kapasiteli Bigbag boþaltma proseslerimiz, opsiyon olarak birden fazla istasyonile yanyanabaðlanabilirözelliðesahiptir.

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS UYGULAMA FÖYÜ (MF) LYS FÝZÝK - 13 KALDIRMA KUVVETÝ - I

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

Brain Q RSC/2 Termostat

ASÜD 06 Mart 2009'da 13 süt ve süt ürünleri üreticisi tarafýndan kuruldu. 110'a ulaþan üye sayýsý ile süt sektörünün en büyük ve en yetkili kuruluþudu

ISO 9001 CERTON N.008/02. SAIT Abrasivi S.p.A.

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM


KULLANIM KLAVUZU EFE KULUÇKA MAKINELERI KULLANMA TALIMATI


TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM


Kullaným kýlavuzu. Oda kumandasý RC. Genel. Oda sýcaklýðýnýn (manuel olarak) ayarlanmasý. Otomatik düþük gece ayarýnýn baþlatýlmasý




Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK - II


BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

Saðlýklý Bir Diþeti Nasýl Olmalýdýr? Saðlýklý diþeti, çoðunlukla açýk pembe renkli, sert kývamlý, mat, yüzeyi portakal kabuðu görünümünde ve diþlerin

Kanguru Matematik Türkiye 2015

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

Kanguru Matematik Türkiye 2017

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

COPYRIGHT EBD YAYINCILIK LTD. ŞTİ.

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Nokia HS-2R Radyolu kulaklýk seti Kullaným Kýlavuzu baský

Nokia Müzik Hoparlörü MD-3

PID Kontrol Formu. Oransal Bant. Proses Deðeri Zaman

Transkript:

içindekiler 2 ÖNSÖZ 4 YUMURTLAYAN ÝÞÇÝ ARILAR 8 VARROA ÝLE KÝMYASAL MÜCADELE Sahibi Rasim KAPLAN Birlik Baþkaný Yazý Ýþleri Müdürü Mehmet AKBULUT Editör Dr. Ali KORKMAZ Fotoðraflar Sermin YILMAZ Reklam Sermin YILMAZ Yönetim Yeri Adresi Samsun Ýli Arý Yetiþtiricileri Birliði Bankalar Cd. Ferah Sk. Anakent Ýþ Merkezi No.24 Samsun Telefon 0 362 230 45 34 Fax 0 362 230 45 34 e-mail saybir55@hotmail.com web http://www.saybir55.com BAL ARILARININ TOPLU HALDE KOLONÝYÝ TERK ETMESÝ 10 BAL ARILARINDA NOSEMOSÝS 12 NEKTAR KAYNAKLARI14 BAL ARILARININ 16 TARLACILIK MESAFESÝ VE BÝTKÝ SEÇÝMLERÝ BAL ARISI KOLONÝSÝNDE ANA ARI FEROMONLARININ ÖNEMÝ 18 KIRSAL KALKINMADA ÖRGÜTLENMEt 20 4.OLAÐAN GENEL KURULUMUZ 22 Samsun Ýli Arý Yetiþtiricileri Birliði Yayýný Olan PETEK Dergisi Yaygýn Süreli Yayýndýr Dizgi/Baský Kardeþler Ofset Pazar Mh. Necatiefendi Sk. No.41 Tel: 4320688 * Samsun kardeslerofset55@hotmail.com EÐÝTÝM ÇALIÞMALARI23 AFÝÞLERÝMÝZ 29 1

2 Deðerli arkadaþlarým; Yeni bir kongreden, sizden aldýðýmýz güvenle çýkmanýn coþkusu ve yeni çalýþmalarýn heyecaný içerisinde sizlerle birlikteyim. Bugüne kadar birlikte geldiðimiz bu yolu bundan sonra da sizlerle birlikte yürümeye devam edeceðiz. Elbette geçmiþten alacaðýmýz dersler vardýr. Ancak bu derslerden elde ettiðimiz tecrübelerin bundan böyle bize ýþýk tutacaðý kanaatindeyim. Dün ile bugünü birbiriyle kýyasladýðýmýzda nereden nereye geldiðimiz daha iyi görülecektir. Sizler de takdir edersiniz ki birliðimiz ciddi deðiþim ve buna baðlý olarak da geliþim yaþamaktadýr. Dýþarýdan bakýldýðýnda her geçen gün birlikte elde ettiðimiz baþarýlar bize gurur yaþatýrken, bizi takip edenlere de örnek olmaktadýr. Hepimizin bildiði gibi 400 üyeye ulaþmýþ bulunan kuruluþumuzun güven kaybýna uðramasý nedeniyle 260 üyeye kadar düþmesi hepimizi üzmüþtü. Evet, bu hiçbirimizin istemediði bir kan kaybýydý. Daha kötüsü üyelerimiz birliðine olan inancýný yitiriyordu. Çok þükür ki yeniden toplandýk, toparlandýk. Bu erimeye birlikte dur demesini bildik. Yeniden ayaða kalkmayý baþardýk. Deðerli üyelerimiz; ÖNSÖZ Rasim KAPLAN Yönetim Kurulu Baþkaný Burada ifade etmeliyim ki çalýþmalarýmýzýn hizmete dönüþmesi yalnýz bizi deðil, yaþadýðýmýz bölgeyi de ilgilendiriyor. Zira bu bölgede faaliyet gösteren birliðimizin öncelikle þehrimize, bölgemize ve ülkemize hizmet borcu var. Sen ben demeden týpký arýlarýmýzýn gayretli çalýþmalarýnda olduðu gibi bizlerde bu borcu ödemek zorundayýz. Bu anlamda siz üyelerimize olan güven ve inancýmý hiçbir zaman yitirmedim. Bundan dolayýdýr ki kaybettiðimiz kana yeniden kavuþtuk. Üye sayýmýzý artýrdýk. Balýn ülke gündeminde yer aldýðý þu günlerde hepimize büyük iþler düþüyor. Her zaman olduðu gibi üretimimize olan güveni sarsmadan ve kaliteli baldan taviz vermeden en güzel balý tüketicimize sunmaya talibiz. Bu güne kadar ki güvenilirliðimizle güveninde adý olacaðýmýzdan kuþkumuz yoktur. Sizden birliðimize sahip çýkmanýzý istiyorum. Unutmayalým ki birliðimiz ne kadar güçlü ise bizde sizde o kadar güçlüyüz. Biliyorsunuz ki güç birlikten doðar. Birliðimiz ülkemizin hatýrý sayýlýr bal birliklerinden birisidir. Birliðimizi bugünlere getirmesini bilen, yarýnlara ulaþtýrmasýný da bilir. Bilecektir de. Bundan bugüne kadar kuþku duymadým. Sizin gayretlerinizden hem Samsun hem de Türkiye arýcýlýðý kazandý. Baþarý ekip iþidir. Baþarýmýzda bize yardýmcý olan yönetimimizin yaný sýra Ýl Müdürlerimizin de önemli rolü olmuþtur. Yeri gelmiþken yanýmýzda olan herkese gönül dolusu teþekkürlerimi sunmak istiyorum. Deðerli arkadaþlarým; Saybir bundan böyle dostluðun, güvenin, gücün, yeniliðin, deðiþimin, üretimin, kenetlenmenin de adý olacaktýr. Elbette bunlar kendiliðinden meydana gelmeyecektir. Biz bunu azim ve gayretimizle gerçekleþtirmeye çalýþacaðýz. Eðitim, seminer ve buna baðlý kurslar tertiplemek istiyoruz. Üyelerimizin yaptýklarý iþte verimli olabilmeleri için daha eðitimli ve bilinçli olmaya da ihtiyaçlarý vardýr. Biz üzerimize düþeni yapalým ki, balýmýzda aranýlan, güvenilen ballardan olsun. Dünyanýn önemli markalarý arasýnda yer alalým. Tekrar söylemek gerekirse bizim tüketicimiz bunu hak ediyor. Deðerli dostlar; Siz de sektördeki adaletsizliklerin bal pazarýnda yaþanan kuralsýzlýklardan kaynaklandýðýnýn farkýndasýnýz. Ýtiraf etmeli ki sektörde düzenleyici bir yasanýn olmamasý, arýcýmýzý nefes alamaz hale getirmiþtir. Kurtlarla kuzularýn ayný ortamý paylaþmasý eþitlik ilkesini bozmaktadýr. Adil olmayan bir rekabetle karþý karþýyayýz. Ýlgili kurumlar acýmasýz bir biçimde pazarý ele geçirmeye çalýþanlarýn hatta vatandaþa vur kaç taktiði uygulayarak sunduklarý ballarýn denetimini saðlýklý bir þekilde yapmalýdýrlar. Atý alan Üsküdar'ý geçmektedir. Tüketicinin güveni sarsýlýrsa kurunun yanýnda yaþ da yanacaktýr. Biz ticaretin deðil haksýz kazancýn karþýsýndayýz. Su akar kumu kalýr. Güvensizliðin izlerini silmek, güveni kazanmaktan daha zordur. Biz bunun farkýndayýz. Bundan sonra geliþen ve deðiþen dünyaya Saybir olarak nasýl ayak uydururuz onu düþünmeliyiz. Yeni projeler üretmeli, pazarlar bulmalý, pazar payýmýzý artýrmanýn yollarýný araþtýrmalýyýz. Vizyon ve misyonumuzun bilincinde ve farkýnda olmalýyýz. Eðer böyle yaparsak arýcýlýðý hobi olmaktan kurtarýp meslek yapmaya taþýyabiliriz. Vermiþ olduðunuz destekle "Yol Haritamýzý" belirlediðimizden þüphem yoktur. Bu azim güven ve inançla en içten sevgilerimle hepinizi yeniden selamlýyorum. Yolumuz açýk olsun Allah hepimizin yardýmcýsý olsun. 3

4 Dr. Ali KORKMAZ Ziraat Yüksek Mühendisi Samsun GTH Ýl Müdürlüðü Yumurtlayan iþçi arýlar, ana arý yetiþtirme umudu kalmamýþ anasýz kolonilerde erkek yumurtalarý yumurtlayan diþi/iþçi arýlardýr. Yumurtlayan iþçi arý olgusu bal arýsý kolonilerinde nadiren ortaya çýkmakla birlikte çok ciddi sorunlara neden olabilmektedir. Ana Arý ve Ýþçi Arý Arasýndaki Farklar Bal arýsý kolonilerinde ana arý ve iþçi arý olmak üzere iki tip diþi bulunmaktadýr. Bu arýlarýn her ikisi de döllenmiþ yumurtadan çýkarlar. Ýki diþinin yapýlarý, görünüþleri ve davranýþlarý arasýnda fark bulunmaktadýr. Bu farklýlýklar da ana ve iþçi arýlarýn yetiþtirildiði yüksük tipi ve beslenmedeki deðiþiklikten kaynaklanmaktadýr. Ana arýlar, uzunlamasýna asýlan yerfýstýðý kabuðu büyüklüðü ve þeklinde olan özel geniþ yüksüklerde yetiþtirilirler. Bu yüksükler uzun olup yumurtalýklarýn geliþmesine olanak tanýmaktadýr. Ýþçi arýlar ise 5.3 mm geniþlik ve 10-12 mm derinliðindeki altýgen petek gözlerinde yetiþtirilmektedirler. Ýþçi arý larvasý üç gün boyunca arý sütü ile beslenir. Sonraki günlerde ise petek gözü kapatýlýncaya kadar bal ve polen karýþýmý ile beslenirler. Ana arý larvalarý tüm larval dönem boyunca arý sütü ile beslenirler. Saf arý sütü diyeti ana arýyý, yüksek üreme kapasitesiyle dikkat çekici bir böcek konumuna getirmektedir. Ana arý 5 yýla kadar yaþamasýna karþýlýk iþçi arýlar tarlacýlýk mevsiminde 5-8 hafta yaþarlar. Ýyi bir ana arý sürekli bir þekilde feromon salgýlayarak iþçi arýlara bir ana arýya sahip olduklarýný söylerler. Ana arýnýn varlýðý yanýnda yavrular ve ana arýnýn feromonlarý, iþçi arýlarýn yumurtalýklarýnýn geliþmesini YUMURTLAYAN ÝÞÇÝ ARILAR engelleyerek kontrol eder. Ana arý döllenmiþ yumurta atabilmek için çiftleþme uçuþuna çýkar. Üreme olayý sadece onun tarafýndan yerine getirilir ve mevsimin uygun olduðu koþullarda bir günde 1200-1500 yumurta atabilir. Ana arý döllü veya dölsüz yumurta atmayý kendisi belirleyebilmektedir. Döllü yumurtalardan diþi arýlar (ana ve iþçi arýlar), döllenmemiþ yumurtalardan ise erkek arýlar oluþur. Ana arýnýn üreme organlarý, her bir yumurtalýkta 160-180 yumurtalýk kanalý bulunan iki geniþ yumurtalýktan oluþur. Ýþçi arý geliþmemiþ üreme organlarýna sahiptir. Koloninin sürekliliðini saðlamak için tüm iþleri yaparlar. Ýþçi arýlar 4-12 arasýnda geliþmemiþ yumurtalýða sahiptirler. Ancak bu yumurtalýklar koloni uzun süre ve bir daha ana arý yetiþtiremeyecek düzeyde anasýz kaldýðý durumlarda geliþirler. Ýþçi arýlar erkek arýlarla çiftleþme yeteneðine sahip olmadýklarýndan dolayý yumurtalarý dölleyecek spermi alamazlar ve yumurtalarý dölleyemezler. Bu nedenle yumurtalar erkek arý olarak geliþirler. Bu yumurtalardan diþi iþçi veya ana arý olmasý olasý deðildir. Erkek Yumurtlayan Ana Arýlar Erkek yumurtlayan ana arýlar, yaþ ve bakým yetersizliði yanýnda çiftleþmemiþ olmasý veya yumurtalarý dölleyecek düzeyde sperm kesesinde yeterli düzeyde sperme sahip olmamasý nedeniyle sadece döllenmemiþ yumurta yumurtlayan ana arýlardýr. Bu koþullar altýnda ana arý dölsüz yumurta atacak ve sadece erkek arýlar geliþecektir. Sonuçta koloni mevcudu azalacak ve koloni yok olacaktýr. Erkek yumurtlayan ana arý, normal ana arýda olduðu gibi her bir petek gözünün tabanýna sýrasýyla düzgün bir þekilde yumurta býrakmaktadýr. Yumurtalar iþçi arý gözlerine býrakýlmakta ve üstleri týpký erkek arý gözlerinde olduðu gibi kapatýlmaktadýr. Erkek arý yumurta sayýsý birkaç taneden %100'e kadar deðiþebilmektedir. Çýkan erkek arýlar ise normal erkek arýlardan daha küçük ve bakire arýlarla çiftleþme yeteneðinde olmaktadýrlar. Erkek arý yumurtlayan ana arýnýn belirtisi, normal petekte bulunan iþçi arý gözlerinin aðzýnýn bakýcý arýlar tarafýndan geniþletilerek deðiþtirilmiþ olmasýdýr. Normal kovanda yavrulu petek %20 düzeyinde erkek arý gözü bulundurmakta ve bu durum da oðul iþareti olarak algýlanmaktadýr. Normal bir kovanda tamamý erkek yavru dolu olan petek bulunmaz. Ana arý çok yaþlý veya yetersiz olduðu durumlarda, ana arýyý deðiþtirmek amacýyla iþçi arýlar, petekler üzerinde uygun yaþta larva arayýþýna girerler. Deðiþtirilecek ana arýnýn yerine yeni bir ana arý yetiþtirmek için peteðin ortasýnda 1-2 tane ana yenileme (supersedure) yüksüðü oluþtururlar. Döllü yumurta veya diþi larva olduðu durumda bal arýlarý 15 gün içinde ana arý yetiþtireceklerdir. Kovan içinde erkek arý yumurtlayan ana arý olduðu durumda, tüm yumurtalar haploid olduðu ve diþi yumurta bulunmadýðý için ana arý yenileyecek iþçi arýlar baþarýsýz olacaklardýr. Erkek yumurtasý yumurtlayan ana arý sorunu, yaþlý veya sakat ana arý alýnarak yerine yeni ana arý verildiðinde veya bu kovan analý bir kovan ile birleþtirildiðinde giderilebilmektedir. Bu durumda yaþlý ana öldürülmeli ve yerine derhal yeni bir ana arý verilmelidir. Diðer bir çözüm ise koloni kuvvetli ise yumurtalý bir çerçeve ile koloniyi desteklemektir. Bu durumda koloni, ana arýyý deðiþtirmek amacýyla bu yumurtalardan ana arý yetiþtirecektir. Yumurtlayan Ýþçi Arýlarýn Geliþimi Bir bal arýsý kolonisinde normal koþullarda iþçi arýlarýn yumurtalýklarý, kolonideki ana arý ve yavrulardan salgýlanan feromonlar nedeniyle etkin deðillerdir. Bununla birlikte koloni ana arýsýný kaybettiðinde ve yeni bir ana arý yetiþtirmek için koloni içerisinde döllenmiþ yumurta veya uygun yaþta iþçi arý larvasý bulunmadýðýnda, bir veya daha fazla iþçi arýnýn yumurtalýklarý kýsmen etkin olacaktýr. Ana arý ve yavru feromonlarýnýn yokluðunun sonucu olarak yumurtlamaya baþlayacaklardýr. Yumurtlayan iþçi arýlarýn geliþmesi iþlemi genellikle ana arýnýn kaybolmasý ve tüm yavrularýn çýkmasýný kapsayan 3-4 hafta içerisinde gerçekleþmektedir. Bu kovanlarda yumurtalar ayný iþçi arý petek gözünde birkaç 5

tane olacak þekilde yumurtlanýr ve sonunda bu gözlerden zayýf erkek arýlar çýkar. Yumurtlayan iþçi arýlardan oluþan erkek arýlar da normal seksüel özelliklere sahiptirler. Yumurtlayan iþçi arýlar ana arýnýn yerini alýrlar. Ana arý gibi feromon salgýlarlar ve diðer iþçi arýlarýn yumurtlamasýný engellerler. Kovanda Yumurtlayan Ýþçilerin Belirtileri Aþaðýdaki belirtiler, kovan içerisinde yumurtlayan iþçi arý olduðunun göstergeleridir. "Ana arýnýn yokluðu. "Bir petek gözünde birçok yumurta olmasý. "Ýþçi arýnýn vücudunun ana arýya göre oldukça kýsa olmasý ve zemine ulaþamamasýndan dolayý yumurtalarýn petek gözünün merkezinden ziyade yan duvarlara yumurtlanmýþ olmasý. "Ýþçi arý yavrularýnýn yokluðu. "Ýþçi arý petek gözlerinde erkek arý yavrularýnýn varlýðý ve kapatýlýþ þekli. "Daðýnýk yavrulu alan görünümü. Yumurtlayan iþçi arýlar, petek gözünde pek çok boþ alan bulunmasýna raðmen rasgele yumurta atmaktadýrlar. Peteðin görüntüsü Avrupa Yavru Çürüklüðü hastalýðýna benzer bir görüntü almaktadýr. "Polen parçalarý üzerinde pek çok yumurta bulunmasý. Yumurtlayan Ýþçilerin Koloniye Etkisi Yumurtlayan iþçi arýlarýn varlýðý koloninin yýkýmýna yol açar. Yumurtlayan iþçi arýlý koloni kendini ana arýlý gibi hisseder. Bu nedenle yeni ana arýyý veya ana arý yüksüðünü isteyerek kabullenmezler. Baþka bir koloniden verilecek olan genç larvalardan yeni bir ana arý yetiþtirmeye çalýþmazlar. geçecek yeni iþçi arý çýkýþý da söz konusu deðildir ve sonunda koloni ölecektir. Yumurtlayan Ýþçi Arýlara Müdahale Yumurtlayan iþçi arýlarla uðraþmak için arýcýnýn ilk önce kovanda erkek yumurtlayan ana arý mý yoksa yumurtlayan iþçi arý mý var olduðunu iyi bilmesi gerekmektedir. Bunu anlamak oldukça kolaydýr. Yavrulu çerçeveyi incelemek ve yumurtanýn atýlýþ þekli ve düzenine bakmak yeterlidir. Yumurtlayan iþçi arýlar ile erkek yumurtlayan ana arýlarýn her ikisi de iþçi arý gözlerinde erkek arý üretirken, yumurtlayan iþçi arýlar petek gözlerine daðýnýk bir þekilde ve her bir petek gözünde birden fazla olacak þekilde yumurtlamakta, erkek yumurtlayan ana arý ise her bir petek gözüne bir yumurta atmaktadýr. Yumurtlayan iþçi arýlarý tanýmak ve onlarý kovandan uzaklaþtýrmak, diðer iþçi arýlardan büyüklük ve görünüþünde farklýlýk olmadýðý için zor veya imkansýzdýr. Ayrýca yumurtlayan iþçi arý bulunan koloniye yeni bir ana arý vermek, koloni kendisini ana arýlý olarak hissettiði için hemen hemen imkansýzdýr. Bununla birlikte yumurtlayan ana arýyý yok etmek ve yeni bir ana arýyý kabullendirmek için birkaç yöntem bulunmaktadýr. 1. Arýlarý Silkelemek Yumurtlayan iþçi arýlar nedeniyle koloni yeni bir ana arýyý veya ana arý yüksüðünü reddettiði zaman, yeniden analandýrma iþlemindeki baþarý yumurtlayan ana arýdan kurtulmaya baðlýdýr. Arýlarýn silkelenmesi iþlemi kovan kuvvetli bir iþçi arýlý koloni zayýfsa en basit çözüm, arýlarý diðer kovanlarýn önüne silkelemek ve petekleri de diðer kovanlara daðýtmaktýr. Arýlar diðer kovana yönlenecekler ve gittikleri kovanda var olan ana arýyý kabulleneceklerdir. Kovaný 50-100 metre öteye taþýyýn. Kovanýn eski yerine içerisinde dört çerçeveli yavrulu, arýlý ve ballý bir kovan koyun. Bütün çerçevelerdeki arýlarý yere silkeleyin. Silkelenen arýlar tekrar eski kovanýn yerine döneceklerdir. Yumurtlayan iþçi arýlar ise daha önce kovandan hiç ayrýlmadýklarý için geriye dönemeyeceklerdir. Kafes içerisinde bulunan bir ana arýyý yeni kovana verin. Elinizde ana arý yoksa ana arý yüksüðü veya ana arý yetiþtirmeleri için yumurtalý ve yavrulu bir çerçeve verebilirsiniz. Diðer bir seçenek ise analý bir koloni ile ve gazete kaðýdý yöntemi kullanarak iki koloniyi birleþtirmektir. Analý koloni ile yumurtlayan ana arýlý koloni birleþtirildiði durumda yavru ve ana arý feromonlarý yumurtlama dürtüsünü baský altýna alarak yardýmcý olacaktýr. Bu yöntemde dikkat edilecek en önemli husus, yumurtlayan iþçi arýlý koloni ile ana arýlý koloniyi birleþtirmemektir. Böyle bir uygulama ana arýnýn öldürülmesine ve zarar görmesine neden olabilir. Birleþtirme iþlemi öncesinde yumurtlayan iþçi arýlardan kesinlikle kurtulmak gereklidir. Düzenli bir þekilde koloni kontrol edilmelidir. Ana arýnýn olasý kaybolmasý durumunda gerekli müdahalede bulunmak da çözümün bir parçasýdýr. Erkek arý yavrulu çerçeveler kazýnarak veya dondurulmasý sonrasýnda temizlenmesi amacýyla kuvvetli bir kovana verilmelidir. Ayrýca mum yapýmý amacýyla eritilebilirler. 2. Açýk Yavrulu Petek Desteði Yumurtlayan iþçi arýlý bir koloniye yeni ana arýyý kabul ettirmek için yumurtlayýcýlarýn durumu deðiþtirilmelidir. Bunu saðlamak için yumurtlayan iþçi arýlý koloniyi üç haftalýk süre boyunca her hafta bakýcý arýlarla birlikte açýk yavrulu çerçeve ile takviye etmelidir. Bu durumda koloni yeni ana arý yetiþtirmeye baþlayacaktýr. Ýstenirse bu aþamada yeni bir ana arý da verilebilir. Ana arý yüksüðü yapan arýlar yeni verilen ana arýyý kabul edebilirler. Ancak yeni ana arý kafes içerisinde verilmeli ve en az 3-4 gün sonra kafes açýlarak salýnmalýdýr. Ýþçi arý gözlerinden salýnan feromonlar yumurtlayan iþçi arýlarýn yumurtalýk geliþimini ve yumurtlamasýný engeller. Bu durum da koloni tarafýndan ana arýnýn kabul edilme þansýný artýrýr. Yumurtlayan iþçi arýlar sadece dölsüz yumurta atarlar. Bu nedenle kolonide erkek arý sayýsý artar. Erkek arýlar kovan içerisinde herhangi bir iþte görev almazlar. Nektar ve polen tarlacýlýðý yapmazlar, sadece besin tüketirler. Erkek arýlarýn tek amacý yeni bir ana arýyý döllemektir. Sadece erkek arý üreten sorunlu bir koloni, arýcý müdahalesi olmadan düzelemez. Çünkü yeni iþçi arý populasyona sahipse yapýlýr. Yumurtlayan yavrusu olmadýðý gibi, ölenlerin yerine 6 7

8 Yrd. Doç. Dr. Semiramis KARLIDAÐ Ýnönü Üniversitesi Hekimhan Meslek Yüksekokulu Malatya Varroa Hint arýsý Apis cerena orjinli olup son yýllarda evrensel boyutlarda arýcýlýðý en çok tehdit etmekte olup, çýplak gözle görülebilen bir parazittir. Ýklim ve sýcaklýðýn Varroa'nýn geliþmesinde oldukça etkili olduðu bilinmektedir. Sýcak ve tropik bölgelerde Varroa geliþiminin daha yavaþ, serin ve soðuk bölgelerde ise daha hýzlý olduðu rapor edilmiþtir. Son yýllarda yapýlan çalýþmalar ve gözlemler giderek artan arý kayýplarýnýn en önemli nedeni olarak Varroa parazitini göstermektedir. Varroa, ülkemizde ve dünyada bal arýlarýna en fazla zarar veren bir dýþ parazittir. Bu konuda birçok etken; arý virüsleri, tarým ilaçlarý, GDO gibi önerilse de son yapýlan deðerlendirmeler, Varroa'nýn ana etken olduðu açýklanmýþtýr. Parazitin neden olduðu Varroosis hastalýðý sonucunda, ergin arýlarda %25'e varan aðýrlýk kaybý, bakteri ve virüslere duyarlýlýk, yeni çýkan yavrularda kanat bozukluklarý - karýn kýsalýklarý, tedavi edilmediðinde ise kovanýn sönmesine neden olmaktadýr. Varroa cinsi akarlar, Varroa destructor olarak belirlenmiþ olup; Varroa'lar arasýnda genetik ve morfolojik farklýlýklarý tespit edilmiþtir. V. jacobsoni'nin Güneydoðu Asya'da bulunduðunu; yeni isimlendirilen ve ayrý bir tür olan V. destructor'un ise A. mellifera'da olduðunu, V. destructor'un özellikle Kore genotipin en çok yaygýnlýk gösterdiðini ve en zararlýsý olduðunu bildirmiþlerdir. Ülkemizde toplanan Varroa'larýn hem morfolojik hem de genetik incelemelerinde V. destructor'un Kore genotipi olduðu saptanmýþtýr. Son yýllarda Türkiye'de ve diðer ülkelerde Varroosis'e karþý kimyasal, biyolojik ve genetik mücadele yöntemlerinin kullanýmý yaygýnlýk kazanmýþtýr. Kimyasal Mücadele Varroa'ya karþý mücadelede ilaç uygulama zamaný ve uygulanan ilaçlar oldukça büyük öneme sahiptir. Bu aþamada, dikkat edilecek nokta, bal tüketicilerini ve ihracatýný olumsuz etkilemeyecek ilaçlar ile uygun zamanda mücadele yapýlmasýdýr Ancak kimyasal mücadele yapýlýrken; 1.Arý topluluðuna zarar verilmemelidir. 2.Varroalarýn etkili bir þekilde ölmesi saðlanmalýdýr. VARROA ÝLE KÝMYASAL MÜCADELE 3.Balda ve balmumunda zararlý artýklar býrakmamalýdýr. 4.Arý yetiþtiricisi tarafýndan kolay uygulanabilmelidir. Varroa için kullanýlan birçok ilaç ve kimyasallarýn Varroa üzerinde eskisi kadar etkili olmadýðý bildirilmektedir. Varroa'nýn hýzla direnç kazanmasý nedeni ile etkinliðini arttýrarak koloni kayýplarýný artýrdýðý belirtilmektedir. Ancak þunu iyi bilmeliyiz, arýlara zarar vermeden, arý ürünlerinde kalýntý býrakmadan Varroa'yý tamamen yok edecek bir ilaç yoktur ve böyle bir ilacýn geliþtirilmesi mümkün deðildir. Bugün kullanýlan birçok kimyasalýn çoðunluðu Varroa'yý öldürürken arýlara zarar vermektedir. Diðer taraftan, kimyasallar arý ürünlerinde kalýntý býrakmakta, insan saðlýðýný olumsuz etkilemekte ve bu kimyasallara karsý parazitte kýsa zamanda direnç kazanmaktadýr. Bu nedenle kimyasal mücadele geçici çözüm gibi görünmekte ve etkileri kýsa vadeli olmaktadýr. Türkiye'de Varroa'ya karþý yaygýn olarak kullanýlan kimyasallar Coumaphos, Amitraz, Fluvalinate, Formik asit, Flumethrin, Bromopropylat'dýr. Bunlarýn bazýlarýnýn çok dikkatli kullanýlmasý gerekmektedir. Bilimsel olarak etkisi ortaya konmamýþ ve bazý arýcýlarýmýz tarafýndan kullanýlan Ardýç katraný dumaný V. destructor'a karþý denenmiþ ve kullanýmýnýn etkili olmadýðý görülmüþtür. Ardýç katranýnýn akara karþý etkisizliði yanýnda, katrana özgü siyah dumanýn, bal ve bal mumunda insan saðlýðýna zararlý olarak kanserojen kalýntý yapabilme ve balýn tadýný bozma riski bulunmaktadýr. Bu nedenle arýcýlarýmýz V. destructor'a karþý etkisiz olan ardýç katraný ve diðer bitki parçalarý (tütün, ceviz yapraðý, lavanta, nane, kekik gibi) yerine, bilimsel olarak etkisi kanýtlanmýþ, arýcýlýk için ruhsatlandýrýlmýþ, kalýntý yapmayan veya kalýntýsý en az olan ilaçlarý kullaným kýlavuzunda ya da ilgili yayýnlarda belirtilen zamanda ve dozda kullanmalýdýrlar. Yapýlan bir çalýþmada, Thymol+Menthol bileþiði sonbahar uygulamasýnda %94.7, ilkbaharda ise %89.6 etki göstermiþ özellikle tam tabanlý polen çekmeceli kovanlarda uygulama ve kontrol kolaylýðý tespit edilmiþtir. Sonbaharda yapýlan mücadelenin daha verimli olduðu görülmüþ her iki uygulamanýn sonucu balarýlarýnda istenmeyen bir yan etki saptanmamýþtýr. Günümüzde özellikle Avrupa Birliði ülkelerinde, insan saðlýðý ve buna baðlý olarak da gýda güvenliði, üzerinde yoðun olarak çalýþýlan konulardýr. Yapýlan araþtýrmalar ýþýðýnda Formik asit, Laktik asit ve Okzalik asit amaca uygunluk bakýmýndan Avrupa Birliði ülkeleri tarafýndan tercih edilen doðal maddeler olmuþtur. Ayrýca esansiyel, uçucu yað asitleri de varroa mücadelesinde, arý ürünlerinde kalýntý riski oluþturmadan baþarýlý sonuç vermiþlerdir. Varroa ile en etkili þekilde mücadele etme yöntemlerinden birisi kolonilere organik asit olan formik asit uygulamasýdýr. Özellikle arýcýlýðý geliþmiþ ülkelerde Organik bal üreticileri tarafýndan yaygýn olarak kullanýlmaktadýr. Uygun þekilde kullanýldýðýnda bal ve bal mumunda kalýntý býrakmadýðý araþtýrmalar sonucu belirlenmiþtir. Sývý formik asit uygulamasýnda çözelti %65 (%65'i Formik asit, %35'i su) oranýnda olmalýdýr. Varroa bu çözeltinin buharýndan etkilendiði için ölmektedir. Uygulamada formik asit çözeltisi arýlara direkt olarak temas ettirilmemelidir. Bu yüzden bir miktar tuvalet kâðýdý ya da kâðýt parçasý örtü tahtasýnýn altýna, kuluçka çerçevelerin üstüne yayýlýr ve 40 ml çözelti kâðýt üzerine enjekte edilir. Uygulamanýn yapýlacaðý zamanki hava sýcaklýðý en az 10 C ve sýcaklýk 30 C'nin üstünde olmamalýdýr. Hava sýcaklýðýnýn 30 C'nin üstünde olduðu sýcaklýklarda uygulandýðýnda ana arý kayýplarýna neden olunabilir. Uygulama, koloni baþýna birer hafta arayla 4-6 defa yapýldýðýnda %95 varroa ölümü olmaktadýr. Laktik asit doðada yaygýn olarak bulunan bir maddedir. Ekþi, keskin tatlý ve zayýf bir organik asit olup bazý bakteriler tarafýndan laktozdan meydana getirilir. Laktik asit bazý gýdalara ekþi bir tat vermek için kullanýldýðý gibi gýdalarýn korunmasýnda da kullanýlýr. Ýnsan vücudunda enerji yakýldýðý zaman meydana gelir. Balda, ekþimiþ sütte, peynir ve yoðurt gibi gýdalarda da doðal olarak bulunur. Laktik asit uygulamasý yoðun is gücü gerektiren bir uygulama olduðundan genelde koloni sayýsý az olan arýcýlar tarafýndan tercih edilmektedir. Birçok alanda çeþitli amaçlar için kullanýlan oksalik asit, günümüzde Varroa ile mücadelede de kullanýlmaktadýr. Oksalik asit karþýmýza çeþitli formüllerle çýkabilir. Arýcýlarýmýzýn kullanýlacaðý oksalik asit OXALIC ACID DIHYDRATE (Oxalic-2-hydrate) isminde olmalýdýr. Üzerinde "Waterfree Oxalic" yazan ürün kullanýlmamalýdýr. 75 gr Oksalik asit + 1 litre su +1 kg toz þeker oranlarýnda olmalýdýr. Bu 1.66 litre solüsyon olmaktadýr. Bu miktar solüsyon yaklaþýk 50 kovan için yeterlidir. Elde edilen solüsyon bir kaç hafta içinde kullanýlmalýdýr. 10 çerçeveli arýlý bir koloni için 35 ml yeterlidir. Her arýlý çerçeve arasýna 3.5 ml þýrýnga ile damlatma yöntemi uygulanarak verilmelidir. Okzalik asit, sadece ergin arýlar üzerindeki varroalarý öldürür, kapalý yavru gözleri içerisine etkili deðildir. Bu nedenle uygulama kapalý gözlü kuluçkanýn en az olduðu dönemler olan ilkbahar ve sonbaharda yapýlmalýdýr. Sonbaharda bal hasadý yapýldýktan sonra uygulanmasý gerekir. Uygulama her koloni için haftada bir kez olup 2-3 hafta üst üste yapýlabilir. Fazla uygulama yapýldýðýnda arý ölümleri artabilir veya gelecek ilkbaharda koloni geliþmesini yavaþlatabilir. Fazla iþgücü gerektirmeyen (koloni baþýna 1 dakika), gýda güvenliði ve insan saðlýðý bakýmýndan güvenilir bir uygulamadýr. Bu tatbik, 7-30 C'ler arasýnda iyi sonuçlar vermektedir. Gün içerisinde, rüzgârsýz ve kovanlarýn açýlabileceði zamanlarda uygulama yapýlmalýdýr. 9

10 BAL ARILARININ TOPLU HALDE KOLONÝYÝ TERK ETMESÝ (CCD) VE NEDENLERÝ Dr. Ertaç TUTKUN Arý Hastalýklarý Uzmaný Arý Farma Ltd. Þti, Etimesgut ANKARA Bal arýlarýnda Amerika, Avrupa, Orta Doðu ve Çin'de 2003-2011 yýllarý arasýnda, bu güne kadar görülmeyen ölçüde toplu halde koloni terkleri yaþanmýþtýr. Dünyadaki birçok bal arýsý kolonisinde görülen bu anormal davranýþ biçimine Koloni Çökme Hastalýðý ''Colony Collaps Disorder'' (CCD) adý verilmektedir (Van Engelsdorp et al., 2006 ). Araþtýrýcýlar, %40-70'lere varan koloni terklerinin nedenleri üzerinde çok yönlü olarak çalýþmýþ ve bu konuda 1000' den fazla makale yayýnlanmýþtýr. Genel kaný olarak, koloni kayýplarýnda çok sayýda birbirini tetikleyen faktöre iþaret edilmiþ ve sonuçta ülkeler arasý bilgi akýþýný hýzlandýrmak amacýyla 2008 yýlýnda Türkiye'nin de içinde bulunduðu uluslararasý bir COST aðý kurulmuþtur. COST desteði ile, Avrupa'da daha önce oluþturulan 60 üyeli COLOSS (Koloni Kayýplarýný Önleme) grubu dünyadaki koloni kayýplarýna neden olan biyotik ve abiyotik faktörleri araþtýracak ve öncelikle devam eden arý kayýplarýnýn önlenmesini saðlayacaktýr (Özkýrým ve Nuumann 2010). Ülkemizde Görülen Arý Kayýplarý Ülkemizde 2006-2009 yýllarý arasýnda, ABD ve Avrupa'daki kadar olmasa da önemli ölçüde arý kayýplarýnýn görüldüðü rapor edilmiþtir. Bazý bölgelerde kýþ kayýplarý ile birlikte %40'larýn üzerinde arý ölümlerine rastlanmasý, arýcýlýk sektöründe büyük bir tedirginlik yaratmýþtýr. Örneðin 2007 Ýlkbaharýnda Hatay'da 32.000 koloninin kýþ aylarýndaki kaybý, televizyon kanallarý ve yazýlý basýnda yer almýþ, bu toplu ölümlere ayný yýl Adýyaman, Ardahan ve Ankara'da da rastlanmýþtýr. Muðla'da 2007-2008 kýþýnda %50, Kahramanmaraþ'ta %60, Edirne'de %62 oranýnda koloni kaybýnýn olduðu saptanmýþtýr ( Anonymus 2008). 2007'nin yaz aylarýnda görülen yüksek sýcaklýklar ve kurak hava koþullarý Trakya'da ayçiçeðinde nektar verimini düþürmüþ, Muðla'da çam balýnýn kaynaðý olan Çam Pamuklu Bitinin geliþmesini olumsuz yönde etkilemiþtir. Buna baðlý olarak o bölgelerdeki kolonilerde yazýn büyük ölçüde arý kayýplarý meydana gelmiþtir. Akkaya (2010)'ya göre, Bolu (Mudurnu)'da Taþkesti beldesinde 2008 yýlýnda GDO'lu tohumlarla yapýlan domates üretiminden bir yýl sonra yöredeki arý populasyununda %80'lere varan müthiþ bir azalma meydana gelmiþtir. Koloni Terklerinin Nedenleri Bal arýlarýnýn koloni terklerinden sorumlu tutulan faktörleri cansýz (abiyotik) ve canlý (biyotik) etmenler olarak 2 grupta toplamak mümkündür (Tutkun 2011). 1- Cansýz Etmenler Bunlar; küresel ýsýnmaya baðlý iklim deðiþiklikleri, çevre kirliliði, elektromanyetik radyasyon, baz istasyonlarý, yüksek gerilim hatlarý, geniþ spektrumlu ve sistemik etkili tarým ilaçlarý, aþýrý stres ve bazý GDO'lu ürünlerdir. Cansýz etmenlerin büyük bir kýsmýna karþý arýcý olarak yapýlabilecek bir çalýþma ve alýnabilecek bir önlem bulunmamaktadýr. Ancak zehirli tarým ilaçlarýnýn öldürücü etkisinden korunmak için koloniler uygun yerlere taþýnabilir. Ýlkbahar ve sonbaharda iþçi arýlara doðal besinler verilerek yavru gýda bezlerinin çalýþmasý teþvik edilebilir. Ayrýca yazýn temiz içme suyu temini için, arýlýk yakýnýna damla þeklinde su akýtan bidonlar yerleþtirilebilir. 2- Canlý Etmenler Bunlar; yeni bulaþan arý virüsleri, yeni öldürme gücü kazanan Nosema ceranae, bazý iç ve dýþ parazit akarlar ve yanlýþ koloni yönetimidir. a-viral Hastalýklar Canlý etmenlerin baþýnda viral hastalýklar gelmektedir. Son yýllarda ana arý ve koloni nakilleri ile birçok ülkeye bulaþan Ýsrail Akut Paraliz Virüsü (IAPV), Deforme Kanat Virüsü (DWV) ve Sacbrood (SBV) toplu halde koloni kayýplarýna neden olmaktadýr. Ülkemizde son yýllarda yapýlan hastalýk sürveylerinde ve toplanan arý örneklerinde Ýsrail Akut Paraliz Virüsüne rastlanmamýþtýr. Karadeniz bölgesinde 2005 yýlýnda bulunan Sacbrood yani Tulumsu Yavru Çürüklüðü hastalýðý izinsiz olarak yapýlan koloni nakilleri ile hýzla yayýlmaktadýr. Yeni Arýcýlýk Yönetmeliðine göre, arýlý kovanlarýn taþýnmasý için arýcýlarýn Arýcýlýk Kayýt Sistemi (AKS)'ne kayýtlý olmalarý ve iþletme numarasý almalarý gerekmektedir. Arýcýlar daha sonra, baðlý olduklarý mülki idarelerden alacaklarý ''Menþe Þehadetnamesi'' ile arý nakilleri izni için Ýl veya Ýlçe Tarým Müdürlüklerinde görevli veteriner hekimlere baþvuru yapmak zorundadýr. Taþýnacak koloniler, hastalýk ve zararlýlar yönünden temiz (uygun) bulunmasý halinde bir ''Saðlýk Raporu'' düzenlenir ve nakil iþlemi baþlatýlýr. Aksi halde iç karantinaya tabi hastalýklarýn temiz bölgelere bulaþmasýný önlemek mümkün deðildir. Deforme Kanat Virüsü, ülkemizde ilk defa 2009 yýlýnda Doðu Akdeniz Bölgesindeki arýlýklarda saptanmýþtýr. Kolonide etkili Varroa mücadelesi yapýlmasýna raðmen, kovanlarýnda buruþuk kanatlý ergin arýlara rastlanmasýnýn asýl sebebi bu virüstür. Bu hastalýðý bilmeyen arýcýlar, Varroa'a karþý kullandýklarý ilaçlarýn etkisiz olduðunu iddia etmektedirler. Kanatlarý deforme olmuþ arýlarýn uçma yeteneði kaybolduðu için bunlar kovanda asalak halde dolaþmakta ve bal tüketmektedirler. b- Nosema ceranae Ülkemizde Muðla baþta olmak üzere 9 ilimiz Nosema ceranae ile bulaþýk haldedir. 2009 yýlý sonlarýnda ülke genelinden toplanan 5.050 arý örneðinden %33.7'sinde hastalýk etmenine rastlanmasý, arý saðlýðý bakýmýndan çok önemli bir olaydýr (Özkýrým 2010). Arýlýkta hastalýk belirtilerini önceden fark etmek pek mümkün deðildir. Ancak kýþ sonunda kovan açýldýðýnda toplu ölümler ile karþýlaþýlabilir. Bazen ilkbaharda nektar akýmýndan önce, arýlarýn kovan önünde dýþký yapmadan süründükleri, uçma çabalarýnýn baþarýsýz olduðu hatta uçabilen arýlarýn büyük bir kýsmýnýn geri gelmedikleri bilinmektedir. N. ceranae, yýl boyunca açlýk çeken arýlarda daha tehlikeli olmaktadýr. Zira Nosema, arýlarýn baðýrsaðýndaki tüm þekeri emdiðinden, kanat kaslarýna enerji veren þeker miktarý hýzla azalmaktadýr. Öder (1989)'e göre, iþçi arýlar uçarken, saatte ortalama 10 mg þeker tüketirler. Vücutta depolanmýþ þekerin bitmesi halinde uçma durur, yerde sürünme ve toplu ölümler baþlar. c- Ýç ve Dýþ Parazit Akarlar Dünyada bal arýlarýnýn en önemli dýþ parazit akarý Varroa desrtuctor'dur. Bunun mücadelesi balda ve bal mumunda bakiye býrakmayan ilaçlarla erken ilkbahar ve geç sonbaharda yapýlmalýdýr. Aksi halde büyük ölçüde toplu ölümler görülebilir. Bal arýlarýnda zarar yapan iç parazit akarlarýn baþýnda ise Trake akarý (Acarapis woodi) gelmektedir. Ülkemizde ilk defa 2005 yýlýnda Trakya, Artvin ve Muðla'da bulunmuþ olan bu iç parazit akar bazý yýllar önemli ölçüde arý kayýplarýna neden olmaktadýr. Arýlar özellikle kýþ sonunda, kovanda bal olmasýna raðmen koloniyi toplu halde nedensiz bir þekilde terk etmektedir. Formik asitli ilaçlarýn bu iç parazit akarýna karþý etkili olduðu kaydedilmektedir (Peng ve Nasr 1985). Literatür Anonymous, 2008. Türkiye Arýcýlýðý'ndaki tehlikeler. Tema Vakfý Arýcýlýk Çalýþmalarý. Yayýn No: 48 ÝSBN No: 975-716955-2, Ýstanbul. Akkaya H., 2010. Son yýllarda sýklýkla karþýlaþýlan nedeni bilinmeyen arý ölümleri ve bunlara karþý çözüm önerileri. II. Uluslar arasý Muðla Arýcýlýk ve Çam Balý Kongresi. Bildiri Kitabý, 103-110, Muðla. Özkýrým A., P. Neuman, 2010. Prevention of Honey Bee Colony Losses : Coloss Organization COST FAO803. II. Uluslararasý Muðla Arýcýlýk ve Çam Balý Kongresi. Bildiri Kitabý, 96-98, Muðla. Özkýrým A. 2010. Yeni düþman Nosema ceranae. Arýcýnýn sesi, Maybir, Muðla Ýli Arý Yetiþtiricileri Birliði, Yýl: 2, Sayý 3. 12-13. Peng, C., M.Y. Nasr, 1985. Dedection of honey bee tracheal mites (Acarapis woodi) by simple staining techniques. Journal Invertabrate Path., 46, 325-331. Tutkun, E., 2011. Arýcýlýk Tekniði. Önder Matbaacýlýk Ltd. Þti., Kýzýlay, Ankara. 1-364. Van Engelsdorp, D. Cow Foster, M. Frazier, N. Ostiguy, J. Hayes., 2006. Fail diwindle diseases: Investigations into the cause of sudden and alarming colony losses experienced by beekeepers in the fall of 2006. www. Vanengels.ca. article-pl, Holland. 11

Mitat KURT Uzman Vet. Hekim Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü Müdürlüðü Bal arýlarýnda koloni kayýplarýna neden olan Nosemosis'in etkeni bir protozoon olan Nosema apis ve Nosema ceranea'dýr. Nosema apis ve Nosema ceranea hücre içi bir parazitlerdir. Ergin bal arýlarýnýn mide, baðýrsak epitel hücrelerinde çoðalarak sindirim sistemini bozmakta ve hastalýklý kolonilerde verim düþüklüðüne neden olmaktadýr. Rutubetli bölgelerde hastalýk daha çok görülmektedir. Hastalýk ilkbahar döneminde artmakta, yaz döneminde azalmaktadýr. Sonbaharda küçük bir artýþ görülmekte, kýþýn hastalýkta artýþ olmaktadýr. Nosemadan ileri gelen ölümler çoðunlukla þubat - mart aylarýnda meydana gelmektedir. Kýþlarýn sýcak geçtiði bölgelerde þubat - nisan aylarýnda daha çok olmaktadýr. Havalarýn uzun süre yaðýþlý, soðuk gittiði yýllarda arýlar uzun süre kovan içinde kalmakta ve dýþkýlarýný kovan içine zorunda kalmaktadýr. Bu durumda dýþkýda bulunan parazitler kovandaki saðlýklý arýlara hastalýk bulaþmaktadýr. Hava þartlarýnýn iyi olduðu yýllarda ise hastalýk azalmaktadýr. Bazý arý kolonileri hastalýða daha dirençlidir. Nosemalý kolonilerde bal, polen ve arý sütü üretiminde azalma olmaktadýr. Hastalýklý BAL ARILARINDA NOSEMOSÝS arý ailelerinde kýþ kayýplarý daha çok olmaktadýr. Nosema, arý viral hastalýklarýndan Siyah Ana Arý Gözü Hastalýðý, arý Y virus ve Filamentöz virusu bulaþtýrmaktadýr. Parazit, Türkiye'de önemli bir problem olarak gördüðümüz Siyah Ana Arý Gözü Hastalýðýný bulaþtýrdýðý için dikkat edilmesi gereken bir hastalýktýr. Bu hastalýkta ana arý yüzüðünün duvarýnýn kahverenginden siyaha doðru renk deðiþtirdiði, ana arý kayýplarý olduðu, verimsiz ana arýlar meydana geldiði, yalancý ana arýlarýn kovan içinde görüldüðü gözlemlenir. Nosema yalnýzca yaptýðý zararýn yaný sýra bulaþtýrdýðý hastalýk ile arýcýlýðýmýz için ciddi bir tehdittir. Nosema apis, çevre koþullarýna baðlý olarak arýlýklarda %10-100 arasýnda arý ailesi kayýplarý yapmaktadýr. Hasta arýlarda hazýmsýzlýk, karýnda þiþkinlik, yaþam sürelerinin kýsalmasý, kanatlarý açýk haldeki uçamama, kovan çevresinde sürünen arýlar, ana arý deðiþtirme ve yumurtalarýnda bozulma, sarý-kahverengi kötü kokulu koyu kývamlý dýþký görülmektedir. Hastalýðý aðýr geçiren ergin arýlarda kýllar dökülmekte, arýlar parlak ve yaðlý bir görünüm alýrlar. Ana arýlarýn yumurtalýklarý zarar gördüðünden yumurta býrakma sayýsý azalmakta, yumurtalarýn kalitesi bozulmakta ve yumurtadan larva çýkýþ sayýsýnda azalma olmaktadýr. Buna baðlý olarak da arý ailesinin genç iþçi arý üretimi aksamaktadýr. Bu nedenle iþçi arýlar yeni ana arý üretme faaliyetine baþlarlar. Nosema ceranea, son yýllarda birçok Avrupa ülkesinde ciddi arý kayýplarý yapmýþtýr. Nosema ceranea'nýn yaþam döngüsü ve arýda yapmýþ olduðu zararlý etki, Nosema apis'le benzerdir. Yaþam siklusu Nosema apis'e kýyasla daha kýsadýr ve öldürücü etkisi de fazladýr. Nosema ceranea'lý arýlýklarda Nosema apis'li olanlardaki gibi kovan çevresinde sürünen arýlara, ishal belirtilerine rastlanmaz. Arýlardaki azalma çoðunlukla aðustos yada eylül aylarýnda görülmektedir. Saðlýklý görülen arý ailelerinde Nosema ceranae'ya baðlý ani koloni sönüþleri görülmektedir. Karadeniz Bölgesinde nosema'lý arýlardan aldýðýmýz örneklerin tamamýný Nosema ceranea olarak tespit ettik. Diðer bir çalýþmada ise Türkiye'nin deðiþik yerlerindeki arýlarda Nosema apis ve Nosema ceranae görülme oraný birbirine yakýn bulunmuþtur. Etken doðada yaygýn olup, bal ve petekte bir yýl kadar canlý kalmaktadýr. Parazit, hastalýklý arýlarýn dýþkýlarý, bulaþýk petekler, bulaþýk sular ve nektarlar ile bulaþmaktadýr. Hastalýkla mücadele için eski petekler kovandan uzaklaþtýrýlmalýdýr. Yeni peteklerle çalýþýlmalýdýr. Kovanlar dezenfekte edilmelidir. Arý ailesi yavru üretimine teþvik edilmelidir. Hava þartlarýna göre arý kekleri verilmeli yada þuruplama yapýlmalýdýr. Þuruplara vitamin katýlmalýdýr. Hastalýkta fumagillin etken maddeli ilaç kullanýlmaktadýr. Ýlkbahar dönemi ve sonbahar dönemi olmak üzere yýlda 2 kez nosemosis'e karþý ilaçlama yapýlmalýdýr. Sonbaharda yapýlacak ilaçlama bal hasatýndan sonra uygulanmalýdýr. Yapýlan çalýþmalarda hem ilkbahar hem de sonbaharda nosema hastalýðýna karþý ilaçlama yapýldýðýnda, bal veriminde %28 oranýnda artýþ olduðu görülmüþtür. Sonbahar ilaçlamasý yapýlmasý durumunda kýþýn nosema hastalýðýndan ileri gelen arý kayýplarý önlenecektir. Diðer bir faydasý da nosema hastalýðýndan kaynaklanan ana arý kayýplarý olmayacaktýr. 12 13

Doç. Dr. Ethem AKYOL Niðde Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Bal arýsý kolonisinin doðadan topladýðý dört madde bulunmaktadýr. Bunlar Nektar (bal özü), polen (çiçek tozu), su ve propolistir. Propolis kovan onarýmýnda kullanýlan bir madde olduðundan beslenmede kullanýlmamasý ve suyun da beslenmeye katkýsýnýn dolaylý olmasý nedeni ile arýnýn beslenmek amacý ile doðadan toplamak zorunda kaldýðý maddelerin yalnýzca nektar ve polenden oluþtuðu anlaþýlmaktadýr. Bu iki kaynaktan nektar, koloninin enerji ihtiyacýný karþýlar ve bala dönüþtürülerek depolanýr. Bu özelliði nedene ile de koloniden alýnan ürün kaynaðýný oluþturur. Polen ise organizmanýn temel yapý taþý olan proteinleri saðlamasý bakýmýndan koloninin geliþimi açý-sýndan büyük önem taþýr. Nektar ve Genel Özellikleri Döllenme zorunluluðu duyan bitkilerin arýlarýn ilgisini çekmek üzere çiçekte bulunan salgý organlarýndan salgýladýklarý bir madde olan nektar, geniþ anlamda balýn kaynaðýný oluþturan bütün sývýlara verilen isimdir. Çiçekte nektar salgýlayan ve nektaryum adýný alan bu organlar çiçeðin içinde ya da dýþýnda yer alýrlar. Çiçek içi salgý organlarý çiçeðin taç ve çanak yapraklarda, erkek organ üzerinde, çiçek örtüsü yapraklarýnda veya çiçek eksenin de; çiçek dýþý salgý organlarý ise gövde veya organlarda bulunmaktadýr. Bitkiden salgýlanan þekli ile nektar genellikle renksiz, saydam ve ýþýðý kýrýcý özelliktedir. Kuru madde miktarý %5.30 dolayýndadýr. Hafif ýþýðý kýrýcý özellikte olup genellikle ph' sý 7,3-8,6 deðerleri arasýnda bulunur. Ancak bu deðer 2.7-9.1 arasýnda deðiþim gösterebildiðinden asit ya da nötr özellikte de bulunabilmektedir. Bitki türlerine ve doðal koþullara baðlý olarak þeker oraný %5-80 arasýnda deðiþmekle beraber bu oran genelde %10-30 arasýndadýr. Nektarýn yapýsýnda bitki türüne göre deðiþen oranda monosakkaritler, oligosakkaritler, þeker fosfatlarý, þeker alkolleri mannitol ve sorbitol gibi karbonhidratlar ile çok az ölçüde amino asitler, yaðlar, vitaminler, mineral maddeler, uçucu yaðlar ve organik asitler bulunur. Bazý bitki türleri yalnýzca invert þakerler olan glikoz ve NEKTAR KAYNAKLARI fruktozu içerirken, bazýlarý bunlara ek olarak sakkarozu da içerirler. Bazý bitki türlerinde ise sakkaroz oraný diðer þekerlerden daha yüksek olabilmektedir. Bu nedenle içerdikleri þekerlerin çoðunluðuna göre nektarlar; sakkarozu üstün olan nektarlar, eþit ölçüde sakkaroz, glikoz ve fruktoz içeren dengeli nektarlar ve fruktoz ile glikoz üstün içeren üstün nektarlar olmak üzere 3 deðiþik gruba ayrýlmaktadýr. Arýlar nektardaki þekerlerin çoðunluðuna göre seçim yapmakta ve en çok dengeli nektarlarý tercih etmektedirler. Nektar Salgý Organlarýnýn Yapýsý Nektar salgý organlarýnýn yapýsý incelendiðinde bütün türlerin hemen hemen yaklaþýk yapýda olduðu görülür. Doku hücreleri oldukça küçük ve sýk yapýdadýr. Diðer dokulara oranla en önemli özellikleri geniþ ölçüde mitokondria içermeleridir. Mitokondrialar solunumla ilgili enzimler içerdiðinden, dokularda bulunma oraným ile solunum hýzý arasýnda doðru bir iliþkinin varlýðý söz konusudur. Salgý organlarýnýn nektarý dýþarý akýtmasý gözenekler yolu ile veya epitel hücrelerin þiþmesi ve daha sonra yýrtýlmasý ile doðrudan kabuk yolu ile gerçekleþir. Nektar akýmý saðlayan iletim sisteminin yapýsý bitki türlerine göre deðiþim gösterir. Çeþitli bitki türlerinde genellikle phloem (þeker ileten borular) veya xylem (su ileten borular) bulunur. Bazý bitki türleri ise her ikisini birlikte içeririler. Phloemin xyleme oraný bal özünün þeker yoðunluðunu belirler ve bu oransal deðerin büyümesi ile þeker yoðunluðu artar. Nektar Salgý Fizyolojisi Nektar salgýlama fizyolojik açýdan etkin bir iþlem olduðundan besin maddesinin yýkýmý ile oluþan enerjisinin kullanýmýna gereksinim duyulur. Bunun kanýtý olarak nektaryumlarda yüksek oranda oksijen kullanýmý ile hücreler içerisinde mitokondria birikimi gösterebilir. Salgýlama iþleminin oluþumu sýrasýnda salgýlamayý saðlayan enzimatik etki kimyasal yolla engellenerek salgýlanmanýn durmasýna çalýþýlýr. Çiçeðin nektar üretimi yalnýzca salgý organlarýnýn iþlerliðine baðlý deðildir. Ýyi bir nektarlanma için fotosentez, þekerin iletimi, solunum ve büyüme ile kalýtým ve çevresel etmenler doðrudan etkilidir. Nektar salgýlanmasýnda gereksinim duyulan baþlýca fizyolojik olaylardan birisi þekerin oluþumu, diðeri ise gereksinim duyulan bölgelere iletimidir. Þekerin bitki içerisinde istenilen bölgelere iletimi bütünü ile dokular arasýndaki basýnç ayrýmlýlýðýndan kaynaklanýr. Fotosentez yolu ile üretim bölgelerinde þeker yoðunluðu yükselir, nektar salgýlayan dokularda ise salgýlama ile þeker yoðunluðu azalýr. Bu iki bölgeden ilki "kaynak" ikincisi ise "tüketici" durumundadýr ve oluþan basýnç ayrýmlýlýðý nedeniyle sürekli olarak kaynaktan tüketiciye bir þeker akýmý söz konusudur. Nektar Kaynaklarý Doðada nektar salgýlayan bitkiler, kültür bitkileri, doðal olarak yetiþen bitkiler ile aðaç ve çalýlar olmak üzere üç grupta incelenirler. Kültür bitkileri grubuna nitelikli bal yapan baklagil yem bitkileri ve haçlýlar familyasýna ait türler ile düþük nitelikli bal yapan baklagil yem bitkileri girerler. Bu gruba giren önemli bitki türleri üçgül, yonca, korunga, fið, evliya otu, bakla, fasulye, taþ yoncasý, ayçiçeði, hardal, tütün, aspir ve bunlarýn farklý varyeteleridir. Bu gruba giren bitkilerin çiçeklenme dönemleri bölgesel koþullara ve ekim zamanýna göre büyük deðiþim gösterdiðinden herhangi bir dönem belirtmek olanaksýzdýr. Doðal olarak yetiþen bitkiler grubuna giren bitkilerin çoðu nitelikli bal yaptýklarýndan arýcýlýkta büyük bir önem taþýrlar. Bu gruba giren önemli bitkiler ile doðal çiçeklenme dönemleri izlendiðinde; Geniþ ölçüde nektar salgýlayan ve arýcýlýk açýsýndan önem taþýyan aðaç ve çalýlar ile bunlarýn çiçeklenme dönemleri; Bitki Adý...Çiçeklenme Dönemi Badem, Þeftali, Kayýsý...Þubat - Mart Erik, Mersin...Mart - Nisan Yabani mersin...mart - Haziran Narenciye türleri...mart - Ekim Diþbudak...Nisan Armut, At kestanesi...nisan - Mayýs Kiraz, Akçaaðaç...Nisan - Haziran Elma, Erguvan...Mayýs - Haziran Ihlamur...Mayýs - Temmuz Keçi boynuzu...haziran - Temmuz Meþe...Haziran - Aðustos Funda...Eylül - Kasým Püren....Ekim - Kasým Koca yemiþ...ekim - Þubat Okaliptüs...Aralýk - Nisan Basura Bitki öz sularý ile beslenen Aphidae ve Coccidae familyasý üyelerinden bazý böcekler yararlanamadýklarý þekerleri sindirim sistemi sonundaki bir bölmede depo ederek belirli zaman aralýklarý ile dýþarý atarlar. Bitkiler üzerindeki yapýþkan görünümü nedeniyle halk dilinde "basura" olarak adlandýrýlan bu madde nektarlardan böceksel kaynaklý olanlarýný oluþtururlar. Bu nedenle böcek nektarý olarak ta adlandýrýlan basura, bitkiler tarafýndan salgýlanýyormuþ gibi görünmesi nedeniyle salgý nektarý olarak da adlandýrýlýr. Bazý bitkilerde nektardan tamamen farklý yapýda oluþan basura geniþ ölçüde bal yapma olanaðý sunduðundan ekonomik yönden büyük bir önem taþýmaktadýr. Ülkemizde Uludað'da Uludað köknarý üzerinde Cinara pictae ve Batý Anadolu'da Çam türleri üzerinde Marchalina hellenica (pamuklu çam biti) geniþ ölçüde nektar oluþturur. Ayrýca belirli ölçülerde Gelincik, Devedikeni, Gül, Ihlamur, Mürver, Söðüt, Meþe, Kestane, Kavak, Ýsfendan, Karaaðaç, Huþ, Ilgýn, sert çekirdekli meyveler, Köknar, Ladin ve Çam türlerinde de basura oluþmaktadýr. Böceklerin sindirim artýðý olduðundan yapýsýnda invertaz, diastaz ve proteinaz bulunur. Kuru maddede þeker oraný %90-95, azot oraný ise %1 dolayýndadýr. Böceðin sindirim sisteminde bir yandan yüksek moleküllü þekerler parçalanýrken diðer yandan, basit moleküllü þekerlerden diðer þekerler sentezlenir. Bu nedenle böcek nektarýn içerisinde,bitki öz sularýnda bulunmayan bazý þekerler de bulunmaktadýr. Nektarlarýn ph'sý 3.90-4.88 arasýnda deðiþir. Yapýlan analizlere göre basuranýn birleþimi ortalama olarak su %16.30, kül %0.736, azot %0.1, fruktoz % 31.80, glikoz %26.08, sakkaroz %0.80, yüksek þekerler %4.70, toplam asit%54.88 meg/kg Bitki Adý...Çiçeklenme Dönemi Çöpleme...Ocak - Nisan Ökseotu, Sümbül...Mart - Nisan Cezayir Menekþesi, Ballýbaba...Mart - Kasým Kadýntuzluðu, Karabaþ, Þakayýk, Karakafes...Mayýs Ebegömeci...Mayýs - Aðustos Adaçayý...Haziran - Temmuz Oðulotu...Haziran - Aðustos Kurtboðan, Engerekotu, Aslanaðzý, Nane...Haziran - Eylül Kekik, Hodon...Haziran - Ekim Farekulaðý...Haziran - Kasým Karabuðday, Kazayaðý, Çançiçeði.. Temmuz - Aðustos Çöðen, Þerbetçiotu, Lavanta...Temmuz - Eylül 14 Yarpuz...Temmuz - Ekim ve henüz belirlenmeyen maddeler %10.10`dur. 15

Münire ÇETÝN Ziraat Yüksek Mühendisi Bingöl Üniversitesi TBMYO Arýcýlýk Programý Ýþçi arýlar; ana arýnýn, yavrularýn ve genç iþçi arýlarýn beslenmesi için tarlacýlýk faaliyetleri yapmak zorundadýr. Bal arýlarýnda tarlacýlýk faaliyetleri nektar akým döneminde oldukça yoðun bir þekilde gerçekleþir. Kovandan nektar toplamak için ayrýlan tarlacý iþçi arýlar ayný zamanda kovanýn ihtiyacýna göre polen de toplarlar. Özellikle yavru yetiþtirme döneminde polen önemli protein kaynaðýdýr. Genç iþçi arýlar arý sütü salgýlayabilmek için de nektarla birlikte polene de ihtiyaç duyarlar. Bal arýlarý tarlacýlýk faaliyetlerinde birbirinden farklý, çeþitli türden bitkileri ziyaret ederler. Bu ziyaretleri esnasýnda bal arýlarý bitkiye baðýmlýlýklarý söz konusu olmayýp bitkinin bulunduðu bölgeye baðýmlýdýrlar. Yani çevrede ne kadar çok nektar ve polen kaynaðý olursa olsun bal arýlarýný tercihi öncelikle arýlýðýn bulunduðu bölgedir. Bu bölgedeki nektar kaynaklarýndan nektar ve polen toplamaya baþlayan arýlar buradaki bütün BAL ARILARININ TARLACILIK MESAFESÝ VE BÝTKÝ SEÇÝMLERÝ bitkileri ziyaret etmeden daha uzak mesafelere uçmazlar. Bu da hem polen yükünün taþýnmasýnda arýlara kolaylýk saðlamýþ olur hem de uçuþta kullanacaklarý enerjiyi en aza indirgemiþ olur. Bal arýlarýnýn bitkileri tercihinde diðer önemli bir faktör de nektardaki þeker konsantrasyonudur. Bal arýlarý özellikle þeker konsantrasyonu yüksek olan bitkileri tercih ederler. Nektar þeker yoðunluðu az olan bitkiler arýlar tarafýndan pek tercih edilmez. Arýlarýn bitkileri ziyareti ile nektar üretimi arasýnda pozitif bir denge söz konusudur. Uçuþ mesafesi, çiçeðin rengi, kokusu, bazen de nektarýn tadý arýlarýn çiçeði ziyaretinde önemli etkiye sahiptir. Arýlar nektar toplamada uzak mesafelere kadar uçabilirler. Arýlarýn 11.3 kilometre uzaklýktaki bitki kaynaðýndan yararlanmasýna raðmen, genelde 800 metre yarýçaplý alanda yoðunluk gösterdikleri belirlenmiþtir. Uygun koþullarda ise arýlarýn çoðunun 600 metreden daha uzaða gitmedikleri gözlenmiþtir. Bitki kaynaðýnýn arýlara yakýn olmasý arýlarda zaman ve enerji israfýný önlemektedir. Uzaklýk farkýnýn bal verimi ile iliþkisi belirlenmiþtir. Örneðin bir meyve bahçesine arýlýðýn uzaklýðý 600 metre iken bal verimi 4.8-6 kg/koloni olurken uzaklýk 1.6 kilometreye çýktýðýnda bal veriminin 0.9 kg/koloni olduðu tespit edilmiþtir. Arýlýk ile nektar kaynaðý arasýndaki uzaklýk arttýkça bal verimi de düþmektedir. Bu nedenle arýlýklarýn bitkilere yakýn bir yerde olmasý veya bitkilerin çiçeklenme zamaný gelince arýlarýn bu bitkilerin yakýnýna götürülmesi hem bal verimi için hem de optimum tozlaþma için gereklidir. Ancak bal arýlarý için bilinen en iyi floral kaynaklarýn bile hava sýcaklýðý, nem, yeraltý suyu, yaðýþ ve toprak verimi gibi faktörlere baðlý olarak farklý yýllarda ve bölgelerde nektar üretimi deðiþken olabilmektedir. Bazý bitkiler çok az nektar üretmekte ya da hiç üretememektedirler. Ancak polen üreterek arýyý cezp edebilmektedirler. Bal arýlarýnýn bazý türlerinde ise besin toplama davranýþý genetik ve çevresel faktörlerden etkilenir. Bu durumda arýlar belli türden bitkileri tercih ederler. Örneðin en uzun dile sahip olan Kafkas arýlarý yonca gibi derin korollaya sahip bitkileri tercih ederler. Bir anlamda arýlarýn aslýnda bitki tercihleri de uçuþ mesafesini önemli ölçüde belirlemektedir. Sonuç olarak; en yüksek bal verimi elde etmek için arýcýlar bölgeye ve floraya uygun arý ýrkýný kullanmalarý, arýlýk yeri seçimini iyi yapmalarý, özellikle ilkbahar ve yaz dönemlerinde kolonileri nektar, polen ve su kaynaklarýna yakýn yerlere býrakmalarý onlarý hedefledikleri bal verimine ulaþtýracaktýr. 16 17

Geniþ anlamda böcekler arasýndaki kimyasal haberleþme kimyasal uyarýlar yoluyla bilgilerin taþýnmasýný gerektirir. Özellikle böceklerin ürettiði bileþikler feromon olarak isimlendirmektedir. Bireyler tarafýndan vücut dýþýna salgýlanan ve ayný türün bireyleri tarafýndan algýlandýðýnda bir tepkiye neden olan, ayný zamanda bilgi taþýyan ve bireylerin haberleþmesinde yardýmcý olan kimyasal maddelere "feromon" denilmektedir. Feromonlar hormonlara benzetilebilirler. Feromonlar özel bezler tarafýndan üretilirler ve belirli zamanlarda salýnýrlar. Bunlarýn bileþimleri özel olup biyolojik iþlevleri engeller veya uyarýrlar. Hormonlar bireylerdeki fizyolojik ve davranýþsal olaylarý düzenledikleri halde feromonlar populasyon bireyleri arasýnda fizyolojik ve davranýþsal faaliyetleri düzenlemektedirler. Feromonlar merkezi sinir sistemini uyararak oluþturduklarý ara etkiler sonucu bir iç salgý ve yardýmcý metabolik faaliyetler meydana getiririler. Ayrýca merkezi sinir sisteminin uyarýlmasýyla serbest býrakýlýrlar. Bu durum da bireylerin arasýndaki davranýþý düzenler. Ayrýca feromonlarýn salgýlanmasýna yardýmcý uyarýlar da etki etmektedir. Bu uyarýlar da merkezi sinir sistemini uyararak bir davranýþ özelliði ortaya çýkmasýný saðlamaktadýrlar. Feromon canlýnýn davranýþýnda ani bir deðiþiklik oluþturursa bu serbest býrakma veya salýverme etkisi olarak bilinir. Eðer bu uzun zaman içinde fizyolojik bir etki yapar ve daha sonraki etkiler yardýmcý uyarýlar ile buna cevap verirse, bu tip feromonlar "primer etkili feromonlar" olarak bilinir. Primer etkili feromonlar; endokrin ve üreme iç salgý sistemini deðiþtiren feromonlardýr. Algýlanan bireyde üreme veya hormonal sistemleri etkileyerek bireyde fizyolojik deðiþikliklere neden olan kimyasal maddelerdir. Ana arýnýn cinsel cazibesini saðlayan feromonlar primer feromonlardýr. Ayrýca ana arý feromonlarý hem primer hem de reliaser feromon olarak etki gösterebilirler. "Reliaser Feromonlar" salgýlandýðý anda sinir sistemi yoluyla etkisini gösteren ve bireylerin davranýþý üzerinde etkili olan feromonlardýr. Buna en güzel örnek iþçi arýlarýn alarm feromonlarýdýr. BAL ARISI KOLONÝSÝNDE ANA ARI FEROMONLARININ Cahit ÖZTÜRK Ziraat Yüksek Mühendisi, Alata BKA Ýstasyonu, Mersin ÖNEMÝ Ana arý feromonlarý, ana arýdan iþçi arýlara biyofiziksel yol olan vücut ve duyarga temasý veya aðýz yoluyla geçmektedir. Ana arý etrafýnda ortalama 11-12 iþçi arý bulunmakta ve bunlar en çok 1 dakika içerisinde ona temas etmektedirler. Böylece 1 günde ana arýya temas eden iþçi sayýsý 15 bine ulaþabilmektedir. Bu temas sýrasýnda ana arýdan alýnan feromonlar arýdan arýya aðýz yoluyla yapýlan besin alýþveriþi ile bütün koloniye eþit olarak daðýlmaktadýr. Ana arýnýn çenesinde bulunan bezler tarafýndan salgýlanan bu feromonlarýn yapýsý 32 farklý bileþenden meydana gelmekte,ancak 15 tanesinin tanýmý yapýlmýþ bulunmaktadýr. Ana arý feromonu olarak bilinen en önemli 2 bileþen "9-oxodec-2-enoic asit "( 9-ODA) ve "9- hydroxydec-2-enoic asit" (9-HDA) tir. Bir diðer bileþen ise "10-hydroxydec-2-enoic asit (10- HDA) olup miktar olarak diðerlerinden düþük düzeyde salgýlanmaktadýr. Baþlýca maddeler olan 9-ODA ve 9-HDA farklý koþullarda farklý iþlevler meydana getirmektedirler. En önemli etkileri: 1)Erkek arý üzerinde seksüel çekiciliði meydana getirmeleri 2)Ýþçi arýlarýn özellikle oðul sýrasýnda kümeleþmelerini saðlamalarý 3)Ýþçi arýlarýn ana arý gözü yapýmýný engellemeleri 4)Koloni içerisinde birlik ve düzeni saðlamalarý 5)Ýþçi arýlarýn ovaryumlarýnýn geliþmesini engellemeleri 6)Oðulu engellemeleridir. 9-ODA ve 9-HDA bir yandan erkek arýlar üzerinde ana arýlarýn çekiciliðini oluþturmakta ve öte yandan afrodizyak etki gösterdiklerinden seks feromonu olarak tanýmlanmaktadýrlar. 9- ODA tek baþýna erkek arýlarý 60 m mesafeden çekebilme özelliðine sahip bulunduðundan ana arýlarýn çekiciliði daha çok 9-ODA tarafýndan meydana gelmektedir. Arýlarýn oðul amacýyla salkým oluþturmalarýnda 9-ODA, 9-HDA farklý etkilere sahip bulunmaktadýrlar. 9-ODA erkek arýlar üzerindeki çekiciliðini iþçi arýlar üzerinde de göstererek oðul sýrasýnda iþçi arýlarýn ana arýnýn peþinden gitmelerini ve etrafýnda toplanmalarýný saðlarken, 9-HDA ise oluþan salkýmýn sürekli kalmasýný saðlamaktadýr. Ana arýlý bir kolonide iþçi arýlarýn yumurtlamamasý 9-ODA tarafýndan saðlanmaktadýr. Ýþçi arý bünyesine giren bu madde ovaryum üzerinde baský oluþturarak geliþmesini ve yumurta üretmesini engeller. Bu nedenle anasýz kalmýþ bir kovanda 9- ODA bulunmadýðý için kýsa zamanda iþçi arýlarýn yumurtalýklarý geliþmekte, iþçi arýlar yalancý analaþarak dölsüz yumurta býrakmaya baþlamaktadýrlar. Bu durum koloninin geleceði açýsýndan istenmeyen bir olaydýr. Ana arýlý bir kolonide ana arý yüksüklerinin yapýlmasý da yine 9- ODA tarafýndan engellenmektedir. Ancak ikinci derecede rol oynayan 9-HDA, 9-ODA'nýn etkisini güçlendirmektedir. Yapýlan bir araþtýrma çalýþmasýnda oðul döneminde sürekli olarak 9- ODA verilmiþ kolonilerde oðul verme önemli derecede azalma göstermiþtir. 18 19

Recep KIRBAÞ Samsun GTH Ýl Müdürlüðü Kýrsal Kalkýnma ve Örgütlenme Þb Müdürü KIRSAL KALKINMADA ÖRGÜTLENME ekonomik faaliyetlere katký saðlanmaktadýr. Dünyada en önemli çiftçi örgütü olan kooperatiflerin temelinde yardýmlaþma, dayanýþma ve iþ baþarma duygusu vardýr. Kooperatifçiliðin tarihçesine baktýðýmýzda Dünyada ve ülkemizde tarým ülkemizde birlikte iþ yapma ve insanoðlunun ana uðraþ konularýndan dayanýþma duygusunun Ahilik biri ve belki en önemlisidir. Tarýmýn teþkilatlarýna kadar uzandýðýný stratejik bir sektör olarak kabul edildiði görmekteyiz. Cumhuriyetin ilanýndan bir çaðda yaþamaktayýz. Her geçen gün sonra "Ýtibarý Zirai Birlikleri bu durum daha da belirginleþmekte, (kooperatifleri) Kanunu" yürürlüðe tarýmsal üretim gücü, bir ülkenin en konulduktan sonra ilk kooperatif, 1927 yýlýnda kooperatifinin önemli gücü olarak kabul edilmektedir. Ýzmir'de "Ýtibarý Zirai Birliði" adýyla ortak olduðu Samsun Tarýmsal hasýla hacmi olarak Dünyada kurulmuþtur. Bundan sonra 30 Haziran 1936'da Bölgesi Su Ürünleri Kooperatifleri Birliði de ilk 7 ülke arasýna giren ülkemiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 1 numaralý kurulmuþ bulunmaktadýr. açýsýndan da tarým çok büyük önem arz ortaðý olduðu Silifke Kazasý Tekir Çiftliði Tarým Tarýmsal Kalkýnma Kooperatiflerine Gýda etmektedir. Kredi Kooperatifi kurulmuþtur. 1961 Tarým ve Hayvancýlýk Bakanlýðýmýz tarafýndan Ýlimiz de konumu itibarýyla Anayasasýnýn 51. maddesinde "Devlet, tarýmsal konularda uygulayacaklarý projelere geliþmeye çok müsait bir durumdadýr. kooperatifçiliðin geliþmesini saðlayacak düþük faizli kredi desteði saðlanmaktadýr. Köklü bir geçmiþe ve deðiþik tedbirleri alýr" hükmüne yer verilerek konu Ýlimizde de bu manada bugüne kadar 15 adedi medeniyetlere ev sahipliði yapmýþ anayasamýza da girmiþtir. 24 Nisan 1969'da, "Kýrsal Alanda Sosyal Destek Projesi" ve 22 olmasýyla turizm yönünden, tüm ulaþým 1163 sayýlý Kooperatifler Kanunu yürürlüðe adedi de "Genel Bütçe Kaynaklý" olmak üzere yollarýnýn kullanýlabildiði ve bir kesiþme olmaktadýr. Bu geliþmelerden biri de girmiþtir. Bu kanuna göre konularýna ve toplam 37 adet kooperatife süt ve besi noktasýnda bulunmasýyla ulaþým ve lojistik ülkelerin fiziki sýnýrlarýnýn önemi azalýrken, amaçlarýna göre Tarýmsal Kalkýnma, Sulama, sýðýrcýlýðý, koyunculuk ve mandacýlýk projeleri yönden, 5 adet organize sanayi bölgesi, 16 Dünya Ticaret Örgütü, Avrupa Birliði ve Su Ürünleri ve Pancar Ekicileri kooperatifleri uygulanmýþtýr. Bu projelerde bugüne kadar adet küçük sanayi sitesi, serbest bölgesiyle Gümrük Birliði gibi ekonomik birliklerin kurulabilmektedir. 2161 aileye 4992 süt sýðýrý 500 besi danasý sanayi yönünden, eðitim ve saðlýk önemi artmaktadýr. Üreticilerin de týpký Ýlimiz tarýmsal örgütlenme varlýðý daðýtýlmýþ ve 31.071.989 TL kredi yatýrýmlarýnda son yýllarda gözlenen artýþ ve ülkeler gibi, üretimden kaynaklanan riskleri yönünden iyi durumdadýr. Samsun'da 45.784 kullandýrýlmýþtýr. Ayrýca ilimizde Ýl Özel Ýdaresi geçmiþten getirdiði birikimiyle eðitim ve paylaþmak, daha çok üretmek, ürünleri daha ortaklý 105 adet Tarýmsal Kalkýnma Kooperatifi, kaynaklarýndan Tarýmsal Üretici Birlikleri ve saðlýk sektörleri yönünden Samsun; bir iyi pazarlamak, elde edecekleri gelirleri 159.705 üyeli 15 adet Ziraat Odasý, 7.933 üyeli Islah Amaçlý Birliklere de destekler bölge merkezi konumunda olup, eþsiz paylaþmak suretiyle hayat standardýný 34 adet Tarýmsal Üretici Birliði ve 6067 üyeli, saðlanmýþtýr. Bu manada süt tanký ve fýrsatlara sahip bulunmaktadýr. Ýlimiz, ayný yükseltmek için bir araya gelmeleri 2950 üyeli 4 adet de ýslah amaçlý birlik mevcut ekipmanlarý, organik gübre, çeltik kurutma zamanda Karadeniz Bölgesinin en büyük gerekmektedir. Yani teþkilatlanýp olup toplam 222.439 çiftçi tarýmsal örgütlere makinesi, biçerbaðlar, silaj makineleri, fide ve kenti konumundadýr. Nüfusu itibariyle 15., örgütlemeleri gerekir. Yani bu iþbirliðini üye durumdadýr. Ayrýca dikey teþkilatlanmada fidanlar temin edilerek tarýmsal üretici "sosyo-ekonomik geliþmiþlik sýrlamasýnda" gerçekleþtirmek amacýyla þu anda dünyada saðlanmaya çalýþýlmýþ ve bu amaçla Samsun birlikleri desteklenirken Damýzlýk Arý 2010 yýlý deðerlendirmesine göre 32. en etkili çiftçi örgütleri kooperatiflerdir. merkezli Amasya, Çorum ve Sinop illerini Yetiþtiricileri Birliði'ne de Bal Paketleme tesisi sýradadýr. Samsun, ekonomik olarak Tarýmsal Kalkýnma Kooperatiflerinin kapsayan 87 birim kooperatifin ortak olduðu için makine ekipman desteði saðlanmýþtýr. ülkemizin önemli ticaret, tarým ve geliþen dýþýnda da ülkemizde çiftçi örgütlenmeleri Samsun Bölgesi Hayvancýlýk Kooperatifleri Bakanlýðýmýz desteklemelerde birliðe üye olma sanayi yörelerinden olup ayrýca cazibe mevcuttur. Bunlar arasýnda; Tarým Kredi Birliði ve ayrýca 10 adet su ürünleri þartý getirmiþ böylece örgütlenmeye olan merkezi illerden biridir. Kooperatifleri, 5200 sayýlý Tarýmsal Üretici ihtiyaç ve destekler de artmýþtýr. Tarým, Samsun'un vazgeçilmez ve büyük deðer taþýyan sektörlerinin baþýnda gelmektedir. Türkiye'nin en verimli ve en büyük ovalarýndan ikisine sahip olup bu Birlikleri Kanununa göre birim konu bazýnda ve ilçe düzeyinde kurulan üretici birlikleri, 4631 sayýlý kanuna göre kurulan Islah Amaçlý Yetiþtirici Birlikleri, Ziraat Odalarý ve çiftçi Sonuç olarak geliþmiþ çaðdaþ ve sosyal bir ülke olmanýn yolu örgütlü bir toplum olmaktan geçmektedir. Aile iþletmelerini koruyup yaþatmak ancak kooperatif ve benzeri ovalarýn büyük bölümünden de dört mevsim dernekleri sayýlabilir. Gýda Tarým ve örgütlenmelerle mümkündür. Üreticilerin tek ürün alýnabilmektedir. Ýlimiz 432.718 ha Hayvancýlýk Bakanlýðý tarafýndan birlikler çýkýþ yolunun birlikte hareket etmekten toplam tarým arazisine sahip olup bunun vasýtasýyla çeþitli konularda destekler geçtiðini bilmeleri, mesleki ve ekonomik 159.490 hektarlýk kýsmý ekonomik olarak verilmekte ve Tarýmsal kalkýnma örgütlerine sahip çýkmalarý önem taþýmaktadýr. sulanabilmektedir. Birçok sebze ve meyvenin kooperatifleri vasýtasýyla da deðiþik Halen nüfusunun %28'i kýrsalda yaþayan yetiþmesine elveriþli iklim ve coðrafi koþullar konularda proje destekleri saðlanmaktadýr. ülkemiz için "Ýmece" ve "Ahilik" gibi barýndýrmaktadýr. Bunlar bitkisel üretim hayvancýlýk ve su birliktelikler sebebiyle birçok ülkeye göre uzun 21. yüzyýla giren dünyamýz, baþ ürünleri konularýnda tip veya özel projeler bir kooperatifçilik geçmiþi ve deneyimiyle döndürücü geliþme ve deðiþmelere tanýk olabilmektedir. Uygun kredi ödeme özellikle tarýmsal sorunlarýn çözümünde þartlarýnda çiftçiler borçlandýrýlarak kooperatifçiliðin gücünden yararlanmasý 20 21

SAYBÝRDEN HABERLER... 4.OLAÐAN GENEL KURULUMUZ Bu günden sonra inþallah bu gün olduðu gibi birlik ve beraberlik içinde tüm sorunlarýmýzýn üstesinden geleceðiz. Ýþimize daha azim ve þevkle sarýlacaðýz. Yeni Yönetim Kurulumuz hepimiz için hayýrlý uðurlu olsun.''diyerek konuþmasýna son verdi. Ýkramlarýn ardýndan Genel Kurulumuz baþladýðý gibi güzel görüntüler eþliðinde sona erdi. Genel Kurulumuza gösterdikleri yoðun alakadan dolayý tekrar tüm üyelerimize teþekkür ediyoruz. 25.02.2012 Tarihinde Canik Kültür Merkezinde Birliðimizin 4.Olaðan Genel Kurulunu gerçekleþtirdik. Üyelerimizin 3/2'nin katýlýmýyla gerçekleþen Genel Kurulumuz adeta bir sohbet havasýnda gerçekleþti. Bir toplantý, bir seminer görüntüsü veren Genel Kurulumuz organizasyonu ile üyelerimize hoþ bir gün yaþattý. Genel Kurulumuzda; TAB Baþkaný Bahri YILMAZ, Ordu Ýli Arý Yet.Birl.Baþkaný Necati AYDIN, Sinop Ýli Arý Yet.Birl.Baþkaný Ýlyas ÇOLAK, Ýl Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Müdürü Kadir GÜVEN ve Ýl Özel Ýdaresi Tarýmsal Hizmetler Müdürü M.Akif ÖZDEMÝR, bizleri yalnýz býrakmadýlar. Mevcut Baþkanýmýz tek listeyle ve tüm katýlýmcý üyelerinin oylarý tekrar seçildi. Seçimin ardýndan teþekkür konuþmasýný yapan Baþkanýmýz Rasim KAPLAN Sabah bu salondan içeriye girerken içim rahat, omuzlarýmdaki yük de daha hafifti. Ancak sizlerin, size ait olan bir davaya sahip çýkmanýz, bizleri yalnýz býrakmamanýz, alýnan tüm kararlardaki olgun davranýþýnýz ve yeni yönetim kurulumuza verdiðiniz tam yetki omuzlarýmdaki yükü bir kat daha arttýrdý. POLEN ALINMASI, KURUTULMASI VE SAKLANMASI ÝLE ÝLGÝLÝ EÐÝTÝM ÇALIÞMASI Günümüzde önemi her geçen gün artan arý ürünlerinden olan polenin üretimi, kurutulmasý ve saklanmasý yönündeki eksik bilgileri gidermek için Dr. Ali KORKMAZ tarafýndan Ýl Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Müdürlüðü toplantý salonunda arýcýlarýmýza konuyla ilgili bilgilendirme 22 çalýþmasý yapýldý. 23

Bafra Ýlçesi Eðitim Çalýþmasý Eðitim çalýþmalarýmýz için bir sonraki adres Bafra ilçesi oldu. Bafra, 19 Mayýs, Alaçam ve Yakakent ilçesi üyelerimiz Bafra Ziraat Odasýndaki eðitim çalýþmamýzda bir araya geldi. Dr. Ali KORKMAZ ve Uzm.Vet.Hekim Mithat KURT'un katýldýðý eðitim programýmýzda; polenden propolise, arý hastalýklarýndan arý bakýmýna bir çok konu hakkýnda arýcýlarýmýz bilgi sahibi edildi. Eðitim çalýþmamýz diðer eðitim çalýþmalarýnda olduðu gibi soru cevap ve kapanýþ konuþmalarýnýn ardýndan sona erdi. Terme Ýlçesi Eðitim Çalýþmasý Son dönemlerde görülen arý kayýplarý arýcýlarýmýzý oldukça endiþelendirmiþtir. Arýcýlarýmýzýn arý kayýplarý için yaptýklarý farklý yorumlar, bizlere arýcýlarýmýzýn bu gibi konularda yeteri kadar bilinçli olmadýðýný göstermiþtir. Bu sebeple Birlik olarak 2012 yýlýnýn üyelerimiz için eðitim aðýrlýklý bir yýl olmasý gerektiðini düþündük. Ve bu manadaki ilk eðitim çalýþmasýný arýcýlarýmýzýn yoðun olduðu ilçemiz Termede yaptýk. Ýlçe Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Müdürlüðünün de katkýsýyla, eðitim çalýþmamýza çok sayýda üye ve üye olmayan arýcýmýz katýldý. Arýcýlarýmýzýn yaný sýra Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Ýl Müdürü, Ýl Özel Ýdaresi Ar-Ge Daire Baþkanlýðý Personeli, Terme Ziraat Odasý ve AK Parti Terme Ýlçe Baþkanlýðý da katýldý. Açýlýþ konuþmasýný yapan Birlik baþkanýmýz; Eðitim çalýþmasýna katýlan herkese teþekkür ederek, katýlýmcý yoðunluðundan duyduðu memnuniyeti dile getirdi ve arýcýlarýmýz için özellikle Terme ilçemizde birlik ve beraberliðin önemine vurgu yaptý. Ardýndan Dr. Ali KORKMAZ; Koloni Çökme Bozukluðu konusu ile ilgili, Ondokuz Mayýs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öðretim Üyesi Prof.Dr. Ahmet GÜLER'de verimlilik ve yetiþtiricilikle ilgili sunumlarýný yaptýlar. Eðitim çalýþmasý soru cevap kýsmýyla devam etti. Son olarak öðle yemeði ve teþekkür konuþmalarýnýn ardýndan Terme eðitim çalýþmamýz sona erdi. Salýpazarý Ýlçesi Eðitim Çalýþmasý Ýlçe eðitim çalýþmalarýmýzýn sonuncusunu Salýpazarý ilçemizde yaptýk. Çarþamba ilçesi üyelerimizin de iþtirak ettiði programýmýz diðer eðitim çalýþmalarý ile paralel bir þekilde sonuçlandý. Bizi Salýpazarý ilçe toplantýmýzda da Dr, Ali KORKMAZ ve Veteriner Hekim Mithat KURT yalnýz býrakmadýlar. Salýpazarý eðitim çalýþmamýzda soru cevap kýsmýna daha fazla yer verildi. Kayýtsýz arýcý sayýmýzýn çok olduðu ilçemizde Birlik Baþkanýmýz Rasim KAPLAN, arýcýlarýmýzý Birlik faaliyetleri ile ilgili bilgilendirdi ve baþta Salýpazarý olmak üzere konuyla ilgili bilgi eksikliði olan ilçelerimize özel çalýþmalarda bulunacaðýný ifade etti. Eðitim çalýþmamýz Baþkanýmýzýn kapanýþ konuþmasý ile sona erdi. 24 24 25

SAYBÝRDEN HABERLER... Vezirköprü Ýlçesi Eðitim Çalýþmasý Mart ayý eðitim çalýþmalarýmýzýn 2. duraðý Vezirköprü ilçesi oldu. Vezirköprü ve Havza ilçe arýcýlarýmýza Vezirköprü Atatürk Ýþ Merkezinde gerçekleþen arýcýlýk ve arý hastalýklarý konulu eðitim çalýþmamýz Dr. Ali KORKMAZ ve Dr. Ertaç TUTKUN tarafýndan verildi. Dr. Ali KORKMAZ arýcýlarýmýza genel olarak arýcýlýk ve arýcýlýðýn bilinmeyenlerini anlatýrken, Dr. Ertaç TUTKUN arý hastalýklarý ve ilaçlamalar konusunda arýcýlarýmýzý bilgilendirdi. Yine çok sayýda arýcýmýzýn katýldýðý eðitim çalýþmasýnda Ýl ve Ýlçe Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Müdürlükleri bizleri yalnýz býrakmadýlar. Eðitim çalýþmamýz soru cevap kýsmýnýn ardýndan Birlik Baþkanýmýzýn kapanýþ konuþmasý ile sona erdi. 26 27

29

KOZLUK 31 30