Bildiri Kitabı BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK SEMPOZYUMU 22-23 MAYIS 2013 MUĞLA-MARMARİS BİLDİRİ KİTABI 3
Biyolojik Çeşitlilik Sempozyumu - 2013 ÖZET GEDİZ NEHRİNDE BOR KİRLİLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI Orkide Minareci Celal Bayar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 45140, Muradiye-Manisa Bor elementi, çeşitli endüstrilerden, bor madenlerinden ve sulama sularından toprağa ve suya karıştığı için, özellikle toprakta ve sulardaki bor düzeyleri ile reaksiyonlarının, bitkilere, toprak ve su kaynaklarına, hayvanlara, insanlara ve içme sularına yapacağı olumsuz etkilerin bilinmesi gerekir. Özellikle endüstrileşmenin yoğun olduğu yerleşim yerlerinden biri olan Manisa ilinde bulunan tatlı su rezervleri de kirlilik olaylarından üst düzeyde etkilenmektedir. Fabrika ve şehir atıklarının Gediz Nehri sularına karışması ve birikimi sonucu nehirde canlılık yok olmakta ve bu olaylar nehrin kirlilik düzeyinin araştırılmasını zorunlu kılmaktadır. Gediz Nehri, Ege Denizi ne dökülen önemli akarsulardan biri olduğu için, nehrin kirliliğinin, bu kirliliği oluşturan kaynakların belirlenmesi oldukça önemlidir. Gediz Nehri Manisa da özellikle tarımsal sulama amaçlı kullanılmaktadır ve ülkemizde Manisa ili bora en duyarlı meyve olan üzümün en çok yetiştirildiği bölgedir. Suların kalitesinde meydana gelecek olumsuz değişikliklerin tarımsal kullanım ile dolaylı olarak insan sağlığına etkisi bulunmaktadır. Bu noktadan hareketle, bu çalışmada Manisa il sınırlarından geçen Gediz Nehri nde belirlenen istasyonlardan alınan su örneklerinde bor miktarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre, bor konsantrasyonu 0.125 4.548 mg/l arasında değişen değerlerde bulunmuştur. Elde edilen ortalama değerler, Çevre Mevzuatı, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği ve Kıta İçi Su Kaynaklarının Sınıflarına Göre Kalite Kriterleri yle karşılaştırılmıştır. Gediz Nehri nin bor parametresi yönünden IV. sınıf yani çok kirlenmiş su sınıfında olduğu belirlenmiştir. Bazı istasyonlardaki yüksek bor değerlerinin sebebinin doğal ve/veya endüstriyel deşarjlar olduğu sonucuna varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Bor, Gediz Nehri, kirlilik. KIZILIRMAK DELTASINDAN BAZI NADİR TÜRLER VE ÖNEMLİ KAYITLAR Serdar Aslan 1, Bilal Şahin 2, Mecit Vural 3 1: Düzce Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Botaniği A.B.D., Düzce 2: Çankırı Karatekin Üniversitesi, Yapraklı M.Y.O., Çankırı 3: Gazi Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Ankara ÖZET Bu çalışmada Kızılırmak deltasında tespit edilen nadir türlerle ilgili yapılan gözlemlere yer verilmiştir. 2006-2007 yıllarında Kızılırmak deltası yönetim planı hazırlanması için yürütülen araştırma projesinin botanik özellikleri çalışılmıştır. Yoğun kullanım altındaki deltanın doğal alanlarında tesbit edilen 7 nadir türün tehlike kategorileri ve toplamda 16 nadir türün yayılış bilgileri vb. floristik özellikleri hakkında bilgi verilmiştir. Anahtar kelimeler: Kızılırmak deltası, Samsun, nadir 1. Giriş Türkiye coğrafi olarak üç farklı fitocoğrafik bölgenin kesişim noktasında olması, geniş toprakları, sıfırdan beş bin metreye kadar değişen çok çeşitli topoğrafik yapısı, çok çeşitli jeolojik ve toprak çeşitliliğine sahip oluşu, değişik iklim şartlarının getirdiği çeşitlilik vb. gibi özellikleriyle değişik yaşama ortamlarının varlığı yönünden benzersiz bir ülkedir. Bu çeşitlilik sonucunda, gerek bitki örtüsü, gerekse hayvan toplulukları açısından ülkenin yüzölçümü dikkate alındığında, olağanüstü bir ortam ve tür zenginliği söz konusudur. Ülkemizde önemli alan kaplayan bu ortamlardan biri sulak alanlardır. RAMSAR Sözleşmesi nde tanımı yapılan sulak alanlardan biri de Kızılırmak Deltası dır (Yeniyurt ve ark., 2008). 202
Bildiri Kitabı Sulak alanlar esas itibariyle geniş yayılışlı bitkilerden oluşmaktadır. Çalışma alanımız da geniş yayılışlı türlerden oluşmakta, mevcut veriler ve yapılan arazi çalışmalarında endemik bitki taksonuna rastlanmamaktadır. Ancak alan florası daha önce çalışılmadığından bu projeyle ülkemiz florası için önemli yeni bulgular elde edilmiştir. Ayrıca Kızılırmak Deltası ülkemizin 122 Önemli Bitki Alanından biridir. ÖBA kitabında deltadan, endemik olmamakla birlikte ülkemiz için nadir olan 9 taksonun ismi verilmiştir. Bu taksonlardan bazıları ÖBA nın bulunduğu A5 ve A6 kareleri için yeni kayıttır. Hem ÖBA kitabında belirtilen hem de bu çalışmada toplanan bitkilerden bazıları halen Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı sarı sayfalarında gösterilirken, bazı türler kitaptan çıkarılmıştır. 2. Materyal - Yöntem Araştırma alanında 2006 Nisan Ağustos ayları arasında, 2007 Mart ayında arazi çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Bitki türlerinden teşhis edilmesi amacıyla herbaryum örnekleri toplanmıştır. Teşhiste öncelikle, P.H. Davis in Flora of Turkey and the East Aegean Islands adlı eseri kullanılırken, diğer flora kitapları ve makaleler de teşhiste kullanılmıştır. Toplanan bu örnekler herbaryum materyali olmaya uygun bir şekilde kurutulmuş olup, GAZI herbaryumunda saklanmaktadır. Endemik taksonların tehlike kategorileri, Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı ndan ve diğer kaynaklardan kontrol edilmiştir (Ekim ve ark., 2000; IUCN, 2013). Toplanan örnekler GAZI herbaryumunda saklanmaktadır. Türlerin deltada yayılış haritası verilmiştir (Şekil 1). Bitkilerin Türkçe isimleri Türkiye Bitkileri Listesi (Damarlı Bitkiler) kitabından alınmıştır (Güner ve ark., 2012). 3. Bulgular 3.1 Pancratium maritimum L. (Kum zambağı) (EN): Kum zambağı olarak bilinen bu tür Akdeniz ve Batı Karadeniz kıyı kumullarında geniş yayılışlıdır (Resim 1). Soğanlarının toplanması ve kumulların turistik faaliyete açılması yüzünden ciddi bir tehdit altındadır. Ülkemizde de bir çok lokalitede bulunmasına rağmen sayılan nedenlerden ötürü tür üzerindeki baskı fazladır. Aslında global ölçekte NT kategorisinde olması gereken bu türe daha dikkatli yaklaşılması gerekmektedir. Bu bakımdan türün üzerindeki tehdite dikkat çekmek açısından Kırmızı Kitap ta EN kategorisine konularak korunma öncelikli olarak gösterilmiştir (Davis, 1984, Ekim ve ark. 2000, Özhatay, 2005). IUCN 2013 kriterlerine göre değerlendirecek olursak, EN [B1ab(i,ii,iii)+2ab(i,ii,iii)] olarak değerlendirilmesi önerilmektedir. Lokaliteler: A6 Samsun: Bafra, Balık gölü, Köseburnu - Dil mevkii arası, kumul, 0 m, 28.06.2006, M. Vural & S.Aslan; ibid., Cernik kıyısı, çakıllı kumullar (gözlem); ibid., Koşuk köyü, Liman gölü kıyısı, kumul, (gözlem), A6 Samsun: Bafra, Karaboğaz, Sahilkent, kumul tepeler, M. Vural & S. Aslan (gözlem). 3.2 Rhaponticum serratuloides (Georgi) Bobrov (Koca kekre) (EN): Ülkemizde Sakarya nehri vadisinden (Eskişehir) tek kayıtla bilinen bu türün dünya yayılışı Rusya ve Hazar havzasıdır. Endemik olmamakla birlikte ülkemiz florası için 2. kaydı Eskişehir in 450 km kuzeydoğusunda yer alan çalışma alanından yapılmıştır. Tür Karaboğaz gölü yakınında yaklaşık 10 hektarlık bir bataklıkta 1000 kadar birey içeren tek bir populasyon oluşturmuştur. Kırmızı kitap sarı sayfalarında EN kategorisinde yer alan tür, lokal ölçekte EN [B2ab(iii)] olarak önerilmektedir (Davis, 1975, Ekim ve ark. 2000). Lokalite: A5 Samsun: Bafra, Karaboğaz gölü, Paşaboğazı kanal yanı, su içi, Juncus bataklığı, Haziran 2006, B. Şahin s.n. 3.3 Periploca graeca L. var. vestita Rohlena (Gariplerurganı) (EN): Bu türün ülkemizde iki varyetesi bulunur (Resim 2). Diğer varyetesi geniş yayılış gösterirken, P. graeca var. vestita Doğu Akdenizde Yugoslavya ve Arnavutlukla birlikte ülkemizde Samsun ve Eskişehir den bilinmektedir. Türkiye florasında da deltadan kaydı olan bu varyete çalışmamızda da toplanmıştır. Dar yayılışlı olması yönüyle dikkate alınmalıdır. Bu nedenle insan faaliyetlerinden kaynaklanan tehditler de göz önüne alınarak IUCN kategorisi EN [B1ab(i,ii,iii)+2ab(i,ii,iii)] olarak önerilmektedir. Lokalite: A6 Samsun: Bafra, Cernek gölü çevresi, kumul çalılıkları, 0 m, B. Şahin. 203
Biyolojik Çeşitlilik Sempozyumu - 2013 3.4 Jurinea kilaea Azn. (Kilyos moru) (VU): Türün dünya yayılışı Bulgaristan ve Kuzey Anadolu kumullarıdır. Tür ülkemizde Karadeniz kıyısındaki birkaç lokaliteden (Kırklareli, İstanbul, Sakarya) bilinirken, çalışma alanında deltanın batı yakasındaki kumullarda kesintili 20-100 birey içeren zayıf populasyonlarla temsil edilmektedir. ÖBA kitabındaki nadir türlerden biridir. Alandan da toplanan bu bitki yeni kare kaydı olarak dikkati çekmektedir. Tür Kırmızı kitap sarı sayfalarında VU kategorisinde bulunmaktadır. (Davis, 1975, Ekim ve ark. 2000, Özhatay, 2005). Sadece kumullarda yaşayan bir tür olduğundan ve 5000 km 2 den daha az bir yayılış alanına sahip olduğundan IUCN kategorisi olarak EN [B1ab(i,ii,iii)+2ab(i,ii,iii)] olarak önermekteyiz. Lokaliteler: A5 Samsun: Bafra, Emenli, Karaboğaz, kumul, 0 m, 30.06.2006, M.Vural 9696 & S. Aslan. 3.5 Leucojum aestivum L. subsp. aestivum (Göl soğanı) (VU): Göl soğanı Karadeniz havzasında yayılışı olan bir türdür (Resim 3). Ülkemizde de Karadeniz sahilleri, Konya ve Erzurum dan kaydı vardır. Tıbbi öneme sahip olan bu türün ticareti de yapılmaktadır. Ancak kum zambağında sayılan nedenler bu tür için de geçerli olduğundan Kırmızı kitapta VU kategorisinde yer almaktadır (Davis, 1984, Ekim ve ark. 2000, Özhatay, 2005). Lokalite: A6 Samsun: Bafra, Yörükler, subasar orman, 0 m, B.Şahin s.n. & S. Aslan. 3.6 Tournefortia sibirica L. var. sibirica (Kum gelini) (VU): Bu türün yayılışı Asya kıtası olmakla birlikte ülkemizde yalnızca Karadeniz kıyılarında Kırklareli, İstanbul ve Samsun Çarşamba ovasından bilinirken, Kızılırmak deltasından da tespit edilmiştir (Davis, 1972, Özhatay, 2005) (Resim 4). Dünyada yaygın bir tür olsa da ülkemizde sadece kumullarda yayılış gösteren bir tür olduğundan ulusal ölçekte ülkemiz biyolojik çeşitliliği açısından yayılış alanı 20.000 km 2 den az ve kumulların kontrolsüz insan faaliyetlerinden olumsuz yönde etkilenmesinden dolayı VU [B1ab(i,ii,iii)+2ab(i,ii,iii)] kategorisinde değerlendirilmesi önerilmektedir. Lokalite: A6 Samsun: Bafra, Yörükler, Akarca Balıkçıevleri arası, kumul, 0 m, 28.06.2006, M.Vural 9597 & S. Aslan. 3.7 Tripolium pannonicum (Jacq.) Dobrocz. subsp. tripolium (L.) Greuter (Bataklık papatyası) (VU): Flora da Aster tripolium L. olarak geçen bu tür son çalışmalarda Tripolium pannonicum (Jacq.) Dobrocz. subsp. tripolium (L.) Greuter türünün sinonimi olarak verilmiştir (Güner ve ark., 2012). ÖBA kitabında ulusal ölçekte nadir tür olarak tanıtılan bu bitki kuzey yarı kürede geniş yayılış gösterir. Ülkemizde sadece İstanbul, İzmir ve Samsun illerinden bilinirken, yaşam olanı olan kumul ve tuzlu bataklıkların tehdit altında olmaları ve bulunduğu alanlardaki zayıf populasyonları nedeniyle önemini korumaktadır. Bu nedenle türün IUCN kategorisi olarak ulusal ölçekte VU [B1ab(i,ii,iii)+2ab(i,ii,iii)] kategorisi önerilmektedir (Davis, 1984, Ekim ve ark. 2000, Özhatay, 2005; IUCN, 2013). Lokalite: A6 Samsun: Bafra, Boytar kanalından Cerneğe giden yolun sağı, Juncus bataklığı, 0 m, B. Şahin. 4. A5/A6 İçin Yeni Kare Kayıtları 4.1 Ambrosia artemisiifolia L. (Arsız zaylan): Bu tür de kuzey yarı kürede yayılış gösterir. Ancak ülkemizde şu ana kadar yalnızca Trabzon dan bilinmekte idi. Ambrosia elatior L. olarak teşhis edilen bu tür, son çalışmalarda Ambrosia artemisiifolia L. türünün sinonimi olarak verilmiştir (Güner ve ark., 2012). Bu türün ülkemiz için 2. kaydı ve A6 karesi için yeni kayıt olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca istilacı bir tür olduğundan B. Karadeniz de de varlığı tespit edilmiştir (Aksoy ve ark., 2010). Lokalite: A6 Samsun: Bafra, Yörükler, Geleriç (Fındıklı), nadas, 10 m, 05.08.2006, M.Vural 9810 & S.Aslan. 4.2 Schoenoplectus triqueter (L.) Palla (Üç semerotu): Kuzey yarı küreye ait olan bu tür ülkemizde sadece Trabzon çevresinden bilinmekteydi. ÖBA kitabında da adı geçen tür çalışmamızda da toplanarak Türkiye yayılışının genişlediği tespit edilmiştir (Davis, 1984, Ekim ve ark. 2000, Özhatay, 2005). Ayrıca bitkinin Türkiye Bitkileri Listesi nde Trakya dan kaydı da verilmiştir (Güner ve ark., 2012). Bunun dışında son yıllarda yine tarafımızdan yapılan araştırmalarda bu tür, Batman ve Ankara Haymana dan da varlığı 204
Bildiri Kitabı tespit edilmiştir (Şahin, 2007). Türkiye için nadir bir tür iken daha geniş alanda yayılış gösterdiği tespit edilmiştir. Fakat dünyada sulak alanlar, hem küresel iklim değişikliğinden hem de kontrol edilemeyen insan faaliyetlerinden dolayı etkilenen alanlar olduğundan, gelecekte bu türün, diğer türler gibi nesli tehlike altına girmesi söz konusudur (Resim 5). 4.3 Lactuca tatarica (Yağ marulu): Bu taksonun ismi ülkemiz florasında Mulgedium tataricum olarak bilinirken literatürlerde sinonim olarak geçerliliğini yitirmiş ve Lactuca tatarica adı geçerli isim olmuştur (Güner ve ark., 2012) (Resim 6). Türün dünya yayılışı Asya kıtasıdır. Ülkemizde İstanbul, Kırklareli, Erzurum ve Van kayıtları ile bilinirken, ÖBA kitabında da kaydedilen bu tür bu çalışma sırasında da kaydedilmiştir (Davis, 1975, Özhatay, 2005). Lokalite: A6 Samsun: Bafra, Liman gölü kıyısı, Juncus + Typha spp. bataklığı, 0 m, 29.06.2006, M. Vural 9680 & S. Aslan. 4.4 Stachys maritima Gouan (Kum karabaşı): Güney Avrupa ve Kafkasyada yayılış gösteren bu kumul bitkisi ülkemizde Karadeniz kıyılarındaki birkaç kumul alandan bilinmektedir. Bu çalışma ile A5 ve A6 kareleri için yeni kayıt olarak tesbit edilmiştir. (Davis, 1984, Ekim ve ark. 2000). Lokalite: A5 Samsun: Bafra, Karaboğaz gölü sahili, kumul, 0 m, (gözlem), M. Vural, S. Aslan & B. Şahin; A6 Samsun: Bafra, Cernik kıyısı, Su ürünleri koop., kumul, 0 m (gözlem). Ayrıca Türkiye Florası nda değişik illerden kaydı verilen 4 türün hakkında, ÖBA kitabında Kızılırmak Deltası ndaki varlığından bahsedilmektedir (Özhatay, 2005). Böylece bu türlerin de A5 ve A6 kareleri için yeni kayıt olduğu ve yayılış alanlarının genişlediği belirtilmiştir. 1. Chenopodium chenopodioides (L.) Aellen (Kaz sirkeni): İzmir, Konya, Samsun 2. Digitaria sabulosa Tzvelev (Kum çatalotu): Düzce, Sakarya, Trabzon, Samsun 3. Euphorbia lucida Waldst. & Kit. (Parlak sütleğen): İstanbul, Kırklareli, Samsun 4. Thelypteris palustris (A.Gray) Schott (Karakız eğreltisi): Bolu, Sakarya, Samsun 5. Sonuç ve Tartışma Kızılırmak deltası sahip olduğu doğal yaşam ortamlarında birçok canlı grubuna ait zengin biyoçeşitlilik yapısıyla önemli doğal alanlarımızdan biridir. Ancak ovada yapılan yoğun tarım faaliyetleri ve diğer antropojenik müdahaleler doğal yapıya ciddi zararlar vermiştir. Birçok yönden hassas olan deltadaki sucul ekosistemlerin korunması küresel iklim değişikliği sürecinde daha da önem kazanmaktadır. Gelecekte iklim değişikliği nedeniyle deniz seviyesinde yükselme öngörüldüğünden, Kızılırmak deltası vb. sulak alan ekosistemlerimizin yapısını ve biyoçeşitliliğini tam olarak tesbit edip öğrenmek ve gerekli koruma uygulamaları yapmak gerekmektedir. Bu nedenle, bu çalışmanın da yapıldığı proje sonucunda, çeşitli paydaşların ortak görüşleriyle hazırlanarak yürürlüğe konan Yönetim planı (Yeniyurt ve ark., 2008) önem kazanmaktadır. Plana göre doğal alanların ve buralardaki biyoçeşitliliğin korunması da bir görevdir ve özenle uygulanması gerekmektedir. Resim 1: Pancratium maritimum Resim 2: Periploca gracea var. vestita 205
Biyolojik Çeşitlilik Sempozyumu - 2013 Resim 3: Leucojum aestivum Resim 4: Tournefortia sibirica Resim 5: Schoenoplectus triqueter Resim 6: Lactuca tatarica TEŞEKKÜR Harita: Kızılırmak deltası habitat tipleri ve nadir türlerin yayılış haritası Bu çalışmanın yapılmasını isteyen ve maddi imkanlarını hazırlayan Doğa Derneği ne, çalışmalar esnasında her türlü ilgi ve yakınlığı gösteren Bafra halkına teşekkür ederiz. 206
Bildiri Kitabı KAYNAKLAR Aksoy, N., Kaplan, A., Güneş Özkan, N. & Aslan, S. (2010). Some invasive plants in the Western Black Sea region of Turkey and their monitoring possibilities. Complete Programme of the 2nd International Workshop on Invasive Plants in the Mediterranean Type Regions of the World, European Environment Agency, August 02-06 2010, p. 71, Trabzon, Türkiye. Davis, P. H. (ed.), 1965-1988. Flora of Turkey and the East Aegean Islands, Vol. 1-9, Edinburgh Univ. Press, Edinburgh. Davis, P. H., Mill, R.R. & Tan, K. (eds.) 1998. Flora of Turkey and the East Aegean Islands. Vol. 10 (Suppl. 1), Edinburgh, Edinburgh University Press. Ekim, T., Koyuncu, M., Vural, M., Duman, H., Aytaç, Z. & Adıgüzel, N. 2000. Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı, Ankara. Güner, A., Akyıldırım, B., Alkayış, M.F., Çıngay, B., kanoğlu, S.S., Özkan, A.M., Öztekin, M. & Tuğ, G.N. 2012. Türkçe Bitki Adları. Şu eserde: Güner, A., Aslan, S., Ekim, T., Vural, M., Babaç, M.T. (edlr.) 2012. Türkiye Bitkileri Listesi (Damarlı Bitkiler). Nezahat Gökyiğt Botanik Bahçesi ve Flora Araştırmaları Derneği Yayını, İstanbul. Güner, A., Özhatay, N., Ekim, T. & Başer, K.H.C. (eds.) 2000. Flora of Turkey and the East Aegean Islands. Vol. 11 (Suppl. 2): Edinburgh, Edinburgh University Press. IUCN Standards and Petitions Subcommittee. 2013. Guidelines for Using the IUCN Red List Categories and Criteria. Version 10. Prepared by the Standards and Petitions Subcommittee Downloadable from: http://intranet.iucn.org/webfiles/doc/ssc/redlist/redlistguidelines.pdf Özhatay, N., Byfield, A. & Atay, S. (2005). Türkiye nin 122 Önemli Bitki alanı. WWF Türkiye. Şahin, B. & Vural, M. (2009). İkizce Araştırma ve Uygulama İstasyonu nun (Ankara) Fulorası. Ot Sistematik Botanik Dergisi 19(1): 51-69. Vural, M., Şahin, B. & Aslan, S. (2007). Flora, 116-125. Kızılırmak Deltası Sulak Alan Yönetim Planı Alt Projesi 1. Bölüm Raporu. Doğa Derneği, Ankara. Yeniyurt C., Çağırankaya S., Lise Y. & Ceran Y. (editörler) (2008). Kızılırmak Deltası Sulakalan Yönetim Planı 2008-2012, Çevre ve Orman Bakanlığı, Ankara. 207