SÖZLÜ ANLATIM 12. SINIFLAR DİL VE ANLATIM
SÖZLÜ ANLATIM 1. KONFERANS 2. AÇIK OTURUM 3. SEMPOZYUM 4. FORUM 5. MÜNAZARA
1. KONFERANS Konferans sanat, edebiyat, hukuk, politika gibi çeşitli konularda alanında uzman kişinin konuyu açıklamak, irdelemek, konu ile ilgili bilgi vermek amacıyla bir grup ya da topluluk önünde yaptığı konuşmalardır. Konferansın amacı, heyecanlı konuşmalar yaparak dinleyicileri coşkulandırmak değil, onların merak ve öğrenme isteklerine seslenerek bilgi vermektir. Alanında uzman olan kişiler, belirlenen konuda konferans vermek üzere davet edilir. Konferansın yapılacağı salon, tarih ve konu hakkında önceden duyuru yapılır. Konuşmacı, konu hakkında geniş bilgi sahibi olmalı, konuyu iyice araştırmalı, gözlemler ve incelemeler yapmalıdır. Konu hakkında yazılan değişik yazıları gözden geçirerek kendi görüş ve düşünceleriyle konferansın planını yapmalıdır.
1. KONFERANS Konferansta şu plan takip edilir: a. Seslenme (Hitap cümlesi) b. Konunun sunuluşu c. Konunun amacı d. Konunun anlatılması e. Sonuç f. Sorular ve cevaplar
1. KONFERANS Konuşmacı konuşmasına dinleyiciyi selamlayarak ya da programı tertip edenlere teşekkür ederek başlar, konunun ana hatlarını özetleyerek amacını ortaya koyar. Konuşma sırasında ortaya attığı iddiaların hepsini konuşma sonunda İspatlar. Konferans sonunda kendisine sorulabilecek sorulara da hazırlıklı olup sorulara kısa, açık ve net cevap verir. Konferansta konuşmacı, anlaşılması güç cümleler kurmamalı, dili akıcı ve anlaşılır olmalı, vurgu ve tonlamalara önem vermeli, konuya hâkimiyetini samimi ve inandırıcı bir üslupla sergilemelidir. Günlük hayata dair somut ifadeler kullanmalı, düşüncelerini bir bütünlük içinde vermelidir. Anlatım tarzını belirlemeli, zamanı sınırlamalıdır.
1. KONFERANS Konferans sırasında metne sık sık bakmamalı, gereksiz el kol hareketleri yapmamalıdır. Konferans, nutukta olduğu gibi dinleyiciyi heyecanlandırmaz, bilgilendirir. Nutuk, dinleyicileri heyecanlandırıp coşkulandırarak inanç ve görüş aşılar, akla ve duyguya dayanır; konferans ise bir gerçeği açıklar ve akla dayanır. Konferansta dil göndergesel işlevde, nutukta dil alıcıyı harekete geçirme ve heyecana bağlı işlevde kullanılır. Nutukta lirik (coşku ve heyecana bağlı) anlatım kullanılırken konferansta açıklayıcı, tartışmacı ve öyküleyici anlatım kullanılır. Bir topluluğa hitap edilmesi, sözlü anlatım türlerinden olması, hazırlıklı konuşmalar olması ve usta-çırak geleneği içerisinde öğrenilmesi, gözlemlenmesi bakımından nutuk ve konferans benzer özellikler taşımaktadır.
1. KONFERANS İyi bir konferansçıda bulunması gereken özellikler şunlardır: Abartılı hareketlerden kaçınmak; el kol hareketlerine fazlaca başvurmamak Dinleyicilerin yararlanacağı türde, açık ve anlaşılır olmak, onları sıkmadan konuşmak Dinleyicilerin ilgisini çekebilecek günlük hayattan örnekler vermek Ses tonunu ayarlayarak yumuşak bir tavırla hitap etmek Konferans sırasında sık sık metne bakmamak Konuyu dağıtmamak Alanına hâkim olmak Dinleyicilerin dikkatini canlı tutmak Samimi ve inandırıcı bir üslup kullanmak Heyecanıyla değil, aklı ve sağduyusuyla hareket etmek Dinleyicilerin kültür ve zevk düzeyini dikkate almak
2. AÇIK OTURUM Bir başkan yönetiminde toplumu yakından ilgilendiren güncel bir olayın; siyaset, sanat, kültür, eğitim gibi bir konunun, alanında uzman kişiler tarafından tartışıldığı konuşmalara açık oturum denir. Sınıfta öğrenciler arasında da yapılabilir. Açık oturum, bir salonda kalabalık bir dinleyici önünde yapıldığı gibi televizyon ve radyo gibi çeşitli İletişim araçlarında da yapılabilir. Açık oturumun amacı, seçilen konu üzerinde ele alınan problemlere yeni bakış açıları getirmek, kamuoyunu aydınlatmaktır.
2. AÇIK OTURUM Bir başkan tarafından yönetilen açık oturumun sağlıklı bir tartışma havası içinde yürümesi başkanın tutumuna bağlıdır. Başkan açık oturumda konuyu açar, konuşmacıları tanıtır ve sırasıyla konuşmacılara iki ya da üç tur söz hakkı verir; açık oturumun planını yapar. Açık oturumun sonunda konuyu özetler, ortaya çıkan sonucu belirtir ve toplantıyı sonlandırır. Açık oturumun süresi konuya, dinleyicilerin ilgisine ve tartışmanın seyrine göre bir saat ile üç saat arasında değişir.
2. AÇIK OTURUM Toplumsal konuların ele alınıp işlendiği açık oturumda ele alınan konunun önceden belirlenip duyurulması, açık oturuma katılacak kişilerin önceden hazırlık yapmalarını, konuya hazırlanmalarını ve konuya hâkim olmalarını sağlar; böylece başarılı bir açık oturum gerçekleşir. Forum, panel ve sempozyum, sunuş şekilleri farklı olsa da bir tür açık oturum sayılır. Yapı ve yöntem yönünden paneli" andıran açık oturum, izleyicilerin soruları da cevaplandırdığında forum a dönüşmektedir.
3. SEMPOZYUM Sempozyum, sanat ve bilim alanında uzmanlaşmış kişilerin, seçilen bir konunun farklı bakış açılarını ele aldıkları konuşmalardır. Her oturumun başkanı farklıdır. Sempozyumda bir dizi (bir seri) konuşma söz konusudur. Sempozyumda amaç, yetkili kişilerin kendi inceleme ve araştırmalarına dayalı görüşleriyle ele alınan konuya katkıda bulunmaktır. Yapılacak konuşmaların, birbirini tamamlayacak şekilde düzenlenmesine dikkat edilir. Bir heyet başkanı tarafından yönetilen sempozyum, bir gün sürebileceği gibi çeşitli oturumlar hâlinde birkaç gün de sürebilir; ciddi bir sohbet havası içinde yapılan bilimsel toplantılardır. Bu toplantılarda dinleyiciler belli bir alanda aydınlatılır, sorundan çözüme doğru bir yol izlenir. Toplantıya katılan dinleyiciler bu alanda bilgi sahibi özel davetlilerdir. Sempozyumda "forum''a yer verilebilir. Son gün, düzenleme heyeti başkanı tarafından tüm oturumların genel bir değerlendirmesi yapılır. Toplantılarda yapılan tartışmalar ve alınan kararlar bilimsel değer taşıdığı için basılarak kamuoyuna sunulur.
3. SEMPOZYUM Sempozyumda, hangi konuşmacının hangi tarihte ve saatte hangi konuşmayı yapacağı bir kitapçık İçinde dinleyicilere bildirilir. En çok altı konuşmacı vardır ama bu sayı artabilir. Sempozyum, çoğunluğu bilimsel bildiri olmak üzere konferans, panel, tartışma, forum gibi sözlü anlatımın pek çok türü, farklı oturumlarda ve salonlarda gerçekleştirilir. İşlenen konular akademik düzeydedir. Her bildiri hem kendi başına bir bütündür hem de aynı sempozyumda sunulan bildiriler hep birlikte daha üst seviyede bir bütün oluşturur.
3. SEMPOZYUM Bir sempozyum düzenlenmesi: Bir düzenleme kurulu oluşturulur. Konu saptanır. Konunun farklı yönlerini farklı bakış açısıyla ele alacak uzman konuşmacılar seçilir. Oturum sayısı, tarihi, günü, saati saptanır. İstenirse sempozyum sonunda forum yapılır. Düzenleme kurulu başkanının konuşmasıyla sempozyum sona erdirilir.
3. SEMPOZYUM Bir oturumda kaç bildiri sunulabileceğini "Düzenleme Kurulu" belirler fakat en az üç en çok altı konuşmacı görüşü yaygındır. Daha fazla konuşmacı da olabilir. Düzenleme Kurulu, oturumlara katılacakları saptar, davet eder, bildirileri seçer. Her oturumdaki konuşma süresini "Düzenleme Kurulu"; oturumdaki konuşmacıların konuşma sürelerini ise "oturum başkanı" saptar. Her konuşmacının süresi genellikle en az beş, en çok yirmi dakikadır. Oturum başkanı, oturumdaki konuşmacıları tanıtır, konuşmacıların sırasını ve süresini belirler.
3. SEMPOZYUM Sempozyum, ciddi bir sohbet havası içinde yapılan bilimsel toplantıdır. Dinleyicilerde bu alanda bilgi sahibi kişilerdir. Konular akademik düzeyde işlenir. Sempozyum sonunda forum düzenlenirse dinleyiciler düşüncelerini aktarır, sorularını sorar. Sempozyumda konuşmacının, bildirisini dinleyicilerin dikkatlerini dağıtmadan ve onları sıkmadan sunması gerekir. Konuşmacı, konunun önemine göre vurgu ve tonlamalarına dikkat ederek konuyu anlaşılır bir biçimde aktarmalıdır.
3. SEMPOZYUM Açılış ve kapanıştaki konuşmaları Düzenleme Kurulu Başkanı gerçekleştirir. Açılış konuşmasında sempozyumun konusundan söz edilir, tanıtım yapılır, emeği geçenlere teşekkür edilir. Kapanış konuşması ise genel bir değerlendirme özelliğini taşır. Sempozyumda dil, ağırlıklı olarak göndergesel işlevde kullanılır. Çünkü konuşmacı uzman olduğu alanda bilgisini aktarmaktadır.
4. FORUM Latince bir sözcük olan forum, Roma da halkın toplandığı alan, pazar yeri; kamusal ve özel işlerin görüldüğü, toplumsal sorunların karara bağlandığı yer anlamına gelmektedir. Bir tartışma şekli sayılmayan forum, bir başkan yönetiminde çok sayıda kişinin katılımıyla düzenlenen, katılımcıların sırasıyla görüş bildirdikleri toplantılardır. Günümüzde toplumu aydınlatmak amacıyla konusunda uzman üç ya da altı kişinin çağrılıp dinleyici olmadan konunun tartışılmasına da dinleyicisiz forum denilmektedir. Forum, panelin devamı niteliğinde de olabilir. Panelden sonra forum yapılacağı başkan tarafından konuşmalar başlamadan duyurulmalıdır. Forumda temel amaç belli kararlara varmak değil; dinleyicileri düşündürerek konuyla ilgili görüşler almak ve konuyu aydınlığa kavuşturmaktır.
4. FORUM Geniş alanlarda dinleyiciler karşısında yapılan forumlar, günümüzde televizyonlarda da yapılmaktadır. Forumun başarılı olması başkanın yetenekli olmasına, konuşmacıların konu dışına çıkmamasına ve düşüncelerini samimi bir hava içerisinde açık ve net belirtmesine bağlıdır. Dinleyiciler de forumun sonunda açıklamalarda bulunarak açık, net ve kısa sorular sorarak foruma katılırlar. Forumun sonunda başkan ortaya çıkan görüş ve düşünceleri özetleyerek forumu sonlandırır.
4. FORUM FORUMDA ETKİN OLANLAR Başkan Katılımcı Dinleyici Tartışmayı yöneten başkan, foruma katılanların ilgilerim kamçılayıcı, onları güdüleyici niteliktedir. Forumun başarılı olup olmamasını etkiler. Forumun amacına ulaşmasını sağlar. İleri sürdükleri görüşler ve açıklamalarla dinleyicilerin düşüncelerini harekete geçirir. Gereksinim duyulan konuları ve soruları açıklığa kavuşturur. Dinleyiciyi aydınlatır. Foruma katılarak, sorular sorarak foruma hareketlilik katar. Düşüncelerin özgürce ifade edildiğim gösterir. Tartışmanın verimli geçmesinde etkili olur.
4. FORUM FORUM BAŞKANININ YAPMASI GEREKENLER Forum Öncesi Forumun konusunu ve foruma katılacakları belirlemek Konuşmaların nasıl yapılacağını, kimlere söz hakkı verileceğim, soruların nasıl sorulacağını belirlemek Konu hakkında bilgi edinmek Konuşmacıları ve dinleyicileri çeşitli yönlen ve eğilimleriyle tanımak Forum Sonrası Forumda konuşulanları dikkate alarak ortaya çıkan görüş ve düşünceleri özetlemek
5. MÜNAZARA Münazara (aytışma), seçilen bir konunun olumlu ve olumsuz yanlarının, iki grup tarafından belli kurallar çerçevesinde jüri ve dinleyiciler önünde savunulduğu düşünce ve söz yarışmasıdır. Her konuda münazara yapılabilmesine rağmen genelde güncel ve sosyal meseleler konu olarak seçilir. Üç ya da dörder kişilik gruplar, tartışılacak konuyu önceden öğrenerek konunun alt bölümlerini kendi aralarında paylaşır. Konuyu araştırmak için tanınan sürede gruplar, benimsemedikleri bir fikri bile savunmak durumunda olduklarından jüriyi etkilemek için bilgi ve belge toplayarak konuya hazırlanır.
5. MÜNAZARA Yaklaşık bir saat ya da bir saat on beş dakika süren münazaranın ilk bölümünde grupların ilk konuşmacıları konularını açıklayıp iddialarını ortaya koyar, sonra sırasıyla diğer konuşmacılar düşüncelerini belirtir; ikinci bölümde ise son konuşmacılar, konuşmaları derleyip toparlayarak, karşı grubun iddialarını cevaplayarak konuyu sonuçlandırır. Sınıf içi, sınıflar arası ya da okullar arasında yapılan bir öğrenci etkinliği olan münazarada amaç, doğruyu bulmaktan çok düşüncesini en iyi savunan grubu belirlemektir. Münazaralar öğrencinin düşünme ve konuşma yeteneğini geliştirmesini, topluluk önünde heyecanlanmadan konuşmasını, demokrasi bilincinin oluşmasını, düşüncelerini güzel bir üslupla ifade etmesini sağlar.
5. MÜNAZARA Münazara, en az üç kişiden oluşan bir hakem kurulu (jüri) önünde yapılır. Jüri, konuşma süresini ayarlar ve öğrencilerin konuyu ortaya koyuşlarına, beden dilini doğru kullanıp kullanmadıklarına, cevaplarının doyuruculuğuna, konuşma yeteneklerine; konuyu açma, genişletme, örnekleme ve toparlama güçlerine göre değerlendirme yaparak kazanan tarafı belirler. Münazaranın amacı, karşıt düşüncelerin uygun ve etkili bir biçimde karşılaştırılmasıdır. Münazaralar, öğrencinin kaynak araştırmasını, sentez yapmasını, bir düşünceyi özgürce savunmasını, düşünce gücünü geliştirmesini, eleştirme gücü kazanmasını, toplum karşısında etkili konuşmasını sağlamak amacı güder.
5. MÜNAZARA "Demagoji" bir kimsenin veya grubun duygularını kamçılayarak gerçek dışı sözler söyleyip onları kazanmaya ve duygularını okşamaya çalışmaktır. Kişinin, gerçeği bildiği hâlde laf kalabalığı yaparak görünüşte doğru, mantık bakımından eksiksiz aldatıcı sözler söylemesidir. Karşıdakini yanlış yönlendirme bakımından etkisi vardır; gerçekleri saptırarak kavram kargaşasına yol açar. Münazaralarda iddialar demagoji yapılarak değil, mantıksal ve bilimsel verilere göre yapılmalıdır. Demagoji yapmanın münazaraya herhangi bir katkısı yoktur.
5. MÜNAZARA Münazarada konuşmacıların dikkat etmesi gereken kurallar şunlardır: Vurgu ve tonlamaya önem vermeli Dil yalın ve açık olmalı Konu dışına çıkmamalı Verilen konuyu en doğru biçimde savunmalı Süslü söyleyişlerden kaçınmalı Demagoji yapmamalı Sağlam deliller ortaya koymalı Konuşmalar doğal, inandırıcı ve etkili olmalı Olgun ve hoşgörülü olmalı
Alparslan YILMAZ