TÜRKİYE DE HES LERİN VARLIĞI, ÇEVREYE VE TARIMA OLAN ETKİLERİ Türkay BARS 1 Cuma AKBAY 2 İlkay UÇUM 1 t.bars@hotmail.com cakbay@ksu.edu.tr ilkayfdn@gmail.com 1 GTHB, Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü Müdürlüğü. 2 Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümü. ÖZET Dünya nüfusunun giderek artması, kentleşmenin ve sanayileşmenin gelişmesi ile enerjiye olan talep artmaktadır. Ülkeler mevcut fosil enerji kaynaklarının dışında yeni enerji kaynak arayışlarına girmektedirler. Bu bağlamda suyun hareket gücünün kullanılmasıyla üretilen hidroelektrik enerji yenilenebilir enerji kaynağı olarak mevcutların yanında yeni HES lerin ve barajların yapımını gündeme getirmektedir. Barajlar; sulama, su temini, hidroelektrik enerji üretimi, ulaşım ve su akışının kontrollü olması gibi birçok amaca yönelik olarak inşa edilmektedir. Ancak bu yapılar yeraltı sularının azalması, fiziksel ve biyolojik çevrenin olumsuz etkilenmesi gibi istenmeyen sonuçlar da doğurabilmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye de HES lerin iller bazında sayısını araştırmak ve bu HES lerin çevre ve tarımsal yapıya olan etkilerini ortaya koymaktır. Anahtar kelimeler: HES, enerji, çevre, tarım ASSETS OF HES AND ITS EFFECT ON THE ENVİRONMENT AND AGRİCULTURE IN TURKEY ABSTRACT The demand for energy is increasing with the growing world population and urbanization, development of industry. Countries are in search of a new source of energy except available fossil energy sources. In this context, with the use of the power of water movement as a renewable energy source is produced hydroelectric energy to bring up construction of hydroelectric power plants and dams existing besides. Dams are built for irrigation, water supply, hydroelectric power generation, transport and many purposes, such as the flow of water to be controlled. However, these structures can have unintended consequences like groundwater depletion, negative effects on the physical and biological environment. However, these structures can have unintended consequences like groundwater depletion, adverse affected of the environment physical and biological. The aim of this study was to investigate the number of hydro power plants in terms of cities in Turkey and reveal the of hydropower plants effect on environmental and agricultural structure. Keyword: Hydroelectric power plants, energy, environmental, agriculture 2241
1.GİRİŞ Enerji, ekonomik ve sosyal gelişmişliğin bir göstergesi olarak insanoğlunun vazgeçilmez bir ihtiyacıdır. Enerji kaynaklarının sürdürülebilirliği geçmişten bugüne dünyanın en önemli konularından ve sorunlarından biri olmuştur. Enerji yaşam kalitesinin artırılmasında etken olduğu gibi, teknolojik üretim ve gelişim için hayati derecede önemlidir. Enerji kaynaklarının hızla tükenmesi, petrol, kömür, nükleer enerji gibi kendini yenileme durumu olmayan kaynakların bilinçsizce kullanılması, bu kaynakların çevreye ve atmosfere verdiği kirlilik gibi etkenler insanları yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmaya yönlendirmiştir (Doğan, 2015). Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye de de nüfus artışıyla birlikte enerji ihtiyacı önemli bir gereksinim olarak artarak devam etmektedir. Artan enerji ihtiyacının karşılanmasına yönelik olarak Hidroelektrik Santraller (HES/Barajlar), diğer alternatif enerji kaynaklarıyla kıyaslandığında çeşitli avantajlar sundukları gerekçesiyle, son dönemlerde daha sık tercih edilen enerji yatırımları oldukları görülmektedir. Ancak HES lerin enerji üretimindeki bazı üstünlüklerinin yanı sıra doğal ve kültürel çevre üzerindeki etkileri de sürekli tartışma konusu olmuştur (Özgen ve Karadoğan, 2013). Bu hususta bu çalışmanın amaçlarından biri de HES lerin Çevreye ve Tarıma Olan Etkilerini araştırmaktır. 2.HES (HİDROELEKTRİK SANTRALİ) NEDİR? Hidroelektrik enerji, suyun potansiyel enerjisinin kinetik enerjiye dönüştürülmesiyle elde edilen bir enerji türüdür. Suyun belirli bir yükseklikten düşürülmesiyle elde edilen enerjinin türbinleri döndürmesiyle elektrik enerjisi elde edilmektedir. Hidroelektrik enerji üretimi termik ve nükleer santraller gibi ısınmış su, hava emisyonları, kül ve radyoaktif atıklara neden olmayan önemli bir alternatif enerji kaynağıdır. Türkiye nin elektrik üretiminin kaynaklara göre dağılımı incelendiğinde; %48 ile doğal gaz ilk sırada gelirken, %30 ile kömür ikinci, %16 ile hidrolik enerji üçüncü ve %6 ile de diğer enerji kaynakları oluşturmaktadır (TÜİK, 2014). Türkiye nin hidroelektrik potansiyeli teorik 433 milyar kwh, teknik olarak değerlendirilebilir kısmı 216 milyar kwh ve ekonomik potansiyel ise 150 milyar kwh/yıl olarak belirtilmektedir (DSİ, 2014.) 2.1 Neden HES? Dünyada enerji ihtiyacı her yıl yaklaşık % 4-5 oranında artmaktadır. Buna karşılık bu ihtiyacı karşılayan fosil yakıt rezervi ise çok daha hızlı bir şekilde azalmaktadır. Ayrıca fosil yakıtın kirliliğinin yanı sıra milyarlarca dolar zarara yol açan sel, fırtına gibi doğal felaketlerin gözle görülür şekilde artmasına neden olmuştur. En kısa zamanda önlem alınmaması durumunda yakın gelecekte buzulların erimesi sonucunda deniz kenarındaki birçok şehir sular altında kalacaktır (Görez ve Alkan, 2005). Fosil enerji kaynaklarındaki azalmalar çalışmaları yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneltmiştir. Yenilenebilir enerji kaynakları: Hidrolik enerji, güneş enerjisi, jeotermal enerji, rüzgâr enerjisi, biyokütle enerjisi, hidrojen enerjisi ve biyogazdır. Yenilenebilir enerji, sürekli devam eden doğal süreçlerdeki var olan enerji akışından elde edilen ve diğer enerji kaynaklarına göre olumsuz etkileri daha az olan enerjidir (Şenlik, 2013). Hidroelektrik enerji kullanımı sonucunda doğaya herhangi bir zararlı gaz 2242
karışmamaktadır. Sıfır emisyonu olan hidroelektrik enerji bu özelliğinden dolayı temiz enerji olarak adlandırılmaktadır (Sağır, 2012). Hidroelektrik enerjinin önemli avantajları göz önünde bulundurulduğunda; akarsuların rejimlerini kontrol altına alarak taşkın zararlarını önler, depolanan sulardan içme suyu sağlar, diğer tip santrallere göre ekonomik ömrünün uzun olmasının yanı sıra işletme kolaylığı ve esnekliği vardır, ucuz elektrik üreterek rekabetçi elektrik piyasasının oluşmasına katkı sağlar, işletme gideri düşüktür ve herhangi bir yakıt gideri yoktur, yöre halkına istihdam, sulu tarım, taşımacılık, su sporları gibi sosyal ve ekonomik fayda sağlar ve en önemli avantajlarından biri de enerji depolama kapasiteleri olduğundan dışa bağımlılığı azaltırlar ve bu bağlamda arz güvenliğinin sağlanmasına da katkıda bulunurlar (Doğan, 2015). 2.2 Türkiye de İl Bazlı Hidroelektrik Santraller Türkiye de 2014 yılı itibariyle hidroelektrik santrallerin 65 i DSİ tarafından ve 454 ü özel sektör tarafından inşa edilmiş olmak üzere toplam 519 adet HES vardır. Türkiye genelinde 69 ilde HES inşa edilmiştir. İl bazında Kahramanmaraş ve Trabzon 32 şer HES ile ilk sırayı paylaşmaktadır. Çizelge 1 de on ve üzeri HES sayısına sahip iller gösterilmiştir. 2243
Çizelge 1. Türkiye geneli il bazında inşa edilen hidroelektrik santraller DSİ Tarafından İnşa Edilen Hidroelektrik Santraller, 1956-2014 Özel Sektör Tarafından İnşa Edilen Hidroelektrik Santraller, 1924-2014 Ortalama Ortalama Kurulu Kurulu HES Enerji HES Enerji İller Gücü Gücü Sayısı Üretimi Sayısı Üretimi (MW) (MW) (GWh/Yıl) (GWh/Yıl) Kahramanmaraş 3 357.840 1267 29 743.160 2026.57 Trabzon 32 434.196 1560.813 Giresun 1 73.300 314 27 631.959 2074.973 Erzurum 1 21.250 36 20 580.796 1896.65 Sivas 2 153.520 434 18 214.732 922.555 Adana 3 224.790 967 17 1.140.796 3929.289 Antalya 1 540.000 1620 16 695.753 2150.871 Mersin 3 160.615 533.65 12 228.116 814.2 Rize 14 337.844 1330.83 Artvin 3 1.085.400 3601 13 230.586 687.828 Muğla 1 117.000 343 12 186.983 774.49 Bursa 12 179.724 643.52 Erzincan 2 17.065 69 12 143.868 489.89 Osmaniye 1 134.400 569 13 151.598 506.04 Adıyaman 12 186.700 783.98 Amasya 1 0.800 3 11 134.068 486.567 Denizli 1 62.000 280 10 77.107 256.664 Gümüşhane 2 181.48 520 9 468.597 1611.57 Malatya 1 0.832 2.2 9 53.576 247.095 Kars 1 15.36 30 9 159.5814 560.981 Kayseri 10 245.117 1.119.730 Van 4 18.400 72.5 6 63.054 252.700 Diğer 34 9232,395 32633,2 131 3520,6448 12707,423 Toplam 65 12.396.447 43.294.550 454 10.808.557 37.835.229 Kaynak: DSİ, 2016 2244
3.MATERYAL Bu çalışmanın materyalini, ikincil veri kaynakları oluşturmuştur. Ayrıca konu ile ilgili kaynaklar ve daha önce yapılmış bazı araştırmalar, sektörle ilgili yazılı ve görsel kaynaklardan da (ilgili sivil toplum kuruluşlarının, kamu kurum ve kuruluşlarının sektörel raporları, ilgili internet kaynakları, bilimsel makaleler, vb.) yararlanılmıştır. 4.HES LERİN ÇEVREYE VE TARIMA OLAN ETKİLERİ HES lerin yapıldığı bölgelerde yüz binlerce ağaç kesildiğinden iklim değişmekte bitki ve hayvan çeşitliliği değişmeye başlamaktadır. Karasal iklimde yaşayabilen bitkiler ya da hayvanlar yeni iklime ayak uydurmaya çalışıyorlar ya da tümden yok olmaktadırlar. HES in yapıldığı akarsuyun içinde bulunan canlılar tamamen değişmekte ve önemli oranda da yok olmaktadırlar. Suyun sıcaklığı değişmekte, nehrin sahip olduğu ekosistem tamamen bozulmaktadır. Su tutumu nedeniyle aşağı bırakılan su miktarındaki azalma, nehrin aşağı bölgesinde yer alan tüm ekosistemleri ve bölgenin toprak yapısı, bitki örtüsü, hayvan varlıkları, bakteri sistemleri dahil her şey bozulmaktadır. Ayrıca nehrin denize ulaştığı yerdeki deltalar erirken, topraklarda tuzlanma gerçekleşmekte ve tüm suların kimyasal özellikleri olumsuz yönde değişmektedir (Anonim, 2015). Patan ve Sezen, 2015, Hidroelektrik Santrallerin Çevresel Etkileri: Doğankent (Giresun) İlçesi Aslancık Barajı Örneği konulu çalışmalarında, baraj tipi bir HES olarak kurulan Doğankent (Giresun) Aslancık Barajı ve HES örneği ele alınmış ve çevreye verdiği etkiler ve olası tehditler üzerinde durulmuştur. Araştırma bulgularına göre, baraj yapımı sırasında su içindeki ve çevresindeki ekosistem tahribe uğramış, heyelan, sel, erozyon riskini artırmıştır. Araştırmacılar, Aslancık Barajının, sucul ekosistemin tehlike altına girmesine ve doğal bitki örtüsünün tahribine de sebep olduğunu, baraj yapımda kullanılan kimyasalların ve HES regülatörlerinin pervanelerinin doğal göç yollarının değişmesine ve balık ölümlerine sebep olduğunu, kırmızı benekli alabalık türünün ise tehlike altına girdiğini belirtmişlerdir. Ayrıca Baraj göllerinde gittikçe artan tortu tabakasının metan gazı salınımına sebep olduğundan sucul ekosistemin zarar göreceğini ifade etmişlerdir. Özalp ve ark. 2010, Artvin de Nehir Tipi Hidroelektrik Santrallerin Neden Olduğu/Olacağı Ekolojik ve Sosyal Sorunlar konulu çalışmalarında sayıları son yıllarda artan çoklu HES projelerinin ekolojik ve sosyal açıdan oluşturduğu ve oluşturacağı sorunların Artvin deki örneklerini incelemeyi amaçlamışlardır. Araştırma sonucunda aşağıdaki bulgulara ulaşılmıştır. Arazi yapısının oldukça sarp ve eğimin yüksek oluşunun, bölgedeki orman, toprak ve su kaynaklarının ciddi şekilde zarar göreceği gerçeğini gözler önüne sermiştir. Özellikle inşaat çalışmaları nedeniyle her bir nehir tipi hidroelektrik santraller (NT-HES) tesisi için oldukça geniş bir alan tahrip edilmekte, arazi yapısının engebeli olması ile ortaya büyük miktarlarda kazı malzemesi çıkmakta ve şirketler en kolay ve ucuz yöntemi seçerek bu hafriyatı doğrudan şevlerden aşağıya bırakmaktadırlar. Yüksek eğimli bu şevlerden bırakılan bu malzeme ile; ekolojik olarak çetin yetişme ortamına (sarp ve kayalık arazi yapısı, sığ toprak yapısı, aşırı eğim) sahip olan bu şevlerde bir şekilde yetişen bitki örtüsünün (ağırlıklı olarak orman ve mera) yok olmasına veya önemli ölçüde zarar görmesine, bu alanlarda bir daha bitki yetişmesinin çok zorlaşmasına ve eski doğal yapısına dönmesinin mümkün olmamasına neden olacaktır. HES lerin yapıldığı bölgelerdeki hafriyat ve endüstriyel atıkların akarsular ve orman alanları üzerine olumsuz etkileri vardır. Hafriyat atıkları dere yatağının dolmasına, sudaki çözünmüş oksijenin azalmasına, su sıcaklığının artışına, bunlara bağlı olarak sucul canlıların 2245
hayat kalitesinde ciddi düşüşe ve bazı durumlarda balık ölümlerine neden olmaktadır. HES inşaatları sırasında açığa çıkan toz, yaprakların üzerine yapışarak ışık geçirgenliğini azalttığından, yaprakların fotosentez hızını ve dolayısıyla ağaçların büyüme hızını olumsuz etkiler. Bunun yanı sıra, toz, ağaçları olumsuz etkileyen mantar hastalıklarının yayılması için uygun ortam oluşturur. HES inşaatlarından çıkan toz, özellikle Doğu Karadeniz bölgesi için ayrı bir önem oluşturur. Bu coğrafyada toz, ağaçların direncini düşürdüğünden, kabuk böcekleri, ormanların sağlığı açısından tehdit edici bir unsur haline gelebilir. Ekonomik olarak başka bir büyük problem ise bir kaynaktan çıkan tozun, vadi rüzgârları ile tüm vadiye yayılmasıdır. Böylece tozlar özellikle bal üretimi için en hayati kaynak olan polenlerin tozlarla kaplanmasına dolayısıyla bal veriminde ve kalitesinde düşmelere yol açmaktadır. (Anonim, 2013). HES lerin yapım aşamasında yeni yollar açılmakta ve çok sayıda ağaç kesilmektedir. Ayrıca çalışmalar sırasında kullanılan patlayıcılar hayvanların ölümüne neden olmakla birlikte hava ve toprak kirliliğine neden olmaktadır (Şenlik ve Anonim, 2013). HES ler bir derenin üzerine kurulduğu zaman dere yatağının bir bölümü baraj seti nedeniyle susuz bırakılmakta, bu nedenle o çevrede yaşayan balık ve bitkilerin yaşamlarını sürdürmesi için belli miktarda can suyu (%10) olarak adlandırılan suyun yönetmeliklere uygun olarak yapılmadığı belirlenmiştir. Büyük ölçekli HES lerin baraj gölleri, çevrenin ekosisteminde büyük değişimlere yol açmaktadır. Tarım arazilerinden, bitki ve hayvanların yaşam alanlarına kadar birçok alan baraj sularının altında kalmaktadır. Genellikle akarsu yakınlarında bulunan en verimli tarım arazileri, oluşan su kütlesi tarafından işgal edilmekte ve işlevsiz hale dönüşmektedir. Baraj göllerinin bir diğer çevresel etkisi ise bölgesel iklimde meydana getirdiği değişikliklerdir. Özellikle karasal iklimin egemen olduğu bölgelerde oluşturulan baraj gölü, o bölgenin iklimi üzerinde büyük değişimlere neden olmakta; bu iklim değişikliklerinden bölge bir bütün olarak etkilenmektedir: bölgenin aldığı yağış miktarından, ortalama ısı ve yetişen bitki türlerine kadar birçok etken üzerinde ciddi değişimlere yol açmaktadırlar (Şenlik, 2013). HES lerin çevreye olan etkilerini gözönünde bulundurulduğunda, su alma yapıları (regülatörler) nehrin bütünlüğünü bozarak balıkların geçişlerini ve göç hareketlerini etkilemekle birlikte açık kanal biçiminde yapılan su iletim hatları hayvan geçişlerini etkileyerek habitat bölünmesine yol açmaktadır. İnşaat yapılan tüm alanlarda toprak yüzeyi sıyrıldığından arazide çok büyük tahribatlar oluşturmakta, akım hızı ve debilerdeki değişime bağlı olarak tüm sucul yaşam tehdit altına girmektedir. Tarımsal sulama sıkıntısına bağlı olarak da tarımsal üretimde düşüşler yaşanmakta ve su tutulmasına bağlı olarak da mikro klima değişmektedir. Ayrıca proje alanlarında yüksek miktarlarda ağaçların kesilmesine bağlı olarak orman kalitesinde düşüşler yaşanmakta, su miktarındaki değişimle ilişkili olarak taban suyu ve yer altı su seviyelerinde yaşanan değişimlerde hem jeolojik yapıyı hem de ormanları etkilemektedir (Ürker ve Çobanoğlu 2012). Özgen ve Karadoğan, 2013 Mekânsal Etkileri Bakımından Hidroelektrik Santrallerin (HES) Swot Analizine Göre İncelenmesi: Alkumru ve Kirazlı Barajları Örneği (Siirt) konulu çalışmalarında, Siirt kentinin doğusunda inşa edilen Alkumru ve Kirazlı barajlarının etkilerini, içsel ve dışsal faktörler (SWOT analizi) biçiminde ele alınarak incelenmişlerdir. Araştırma bulguların göre, inşa edilen barajların, doğal ve beşeri mekânı hem olumlu hem de olumsuz etkileyen birer beşeri yapılar olduğu sonucuna varmışlardır. Bununla birlikte enerji yatırımlarının fayda yönünün ağır basması için, risk faktörlerinin en aza indirgenerek çevresel koşulların, yaşamsal gerekliliklerinin sürdürebilirliliği açısından fırsata dönüştürülmesi gerektiğini; böylece, yörenin avantaj- çekicilikleri ile olası problemleri göz önüne alınarak, bu tür yapılanmaların, uzun dönemli ve kapsamlı bir planlama eşgüdümüyle gerçekleştirilmesi gerektiğini ortaya koymuşlardır. 2246
Nehir tipi HES lerin ise belki de en büyük çevresel etkisi sucul ekosistem üzerinde olmaktadır. Hidroelektrik santrallerin kuruluş aşamasında ve kurulduktan sonra, sucul ortama yapacakları her türlü etki sürdürülebilir bir sucul yaşamın yok olmasına yol açabilmektedir. Bu sucul bitkiler dere yataklarının hemen kenarlarında bir bitki kuşağı oluşturmaktadır. Bu bitki kuşakları; taşkınların önlenmesinde, çevre, tarım alanlarından veya ormanlardan yıkanarak taban suyuyla gelen nitratın, pestisitlerin ve herbisitlerin tutulmasında, şev aşınımının önlenmesinde, yüksek oranda karbon depolayarak küresel ısınmayı azaltmada, yüzeysel akışla gelen sedimentlerin depolanmasında, doğal hayata ve estetik görünüme katkıda belirleyici rol oynamaktadırlar. Kelkit Çayı yatağındaki bitkiler hem regülatör inşaatları hem de hafriyat ve yol çalışmaları sırasında zarar görmüşlerdir. Ayrıca ortamdaki balık ve diğer sucul hayvanlar da bu süreçten olumsuz etkilenmişlerdir (Karadeniz ve ark. 2011). 5. SONUÇ Türkiye enerjide net ithalatçı ülke konumundadır. Ülke nüfusundaki artış, gelişen ekonomi ve teknoloji ile bu ihtiyaç giderek artmaktadır. Ülkenin yeraltı kaynakları yönünden (petrol, doğalgaz vs.) zengin olmaması sebebiyle dışardan fosil yakıtlar ithal ederek enerji ihtiyacını karşılamaya çalışılmaktadır. Ancak hem dünya nüfusunun artışıyla enerjiye olan talebin artması hem de dünya konjonktüründe politik değişim ve istikrarsızlıkla fosil yakıtları arzu edilen miktar ve fiyatta tedarik etmek zorlaşmaktadır. Bu durumda ülkeleri yeni enerji kaynakları arayışına sokmaktadır. Yenilenemeyen enerji kaynaklarından (petrol, doğalgaz, kömür), yenilenebilir enerji kaynaklarına doğru eğilim artmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynaklarından da en dikkati çeken hidrolik enerji kaynağıdır. Hidrolik enerjinin; yerli ve yenilenebilir bir kaynak olması, diğer enerji santrallerine göre verimliliğin yüksek, bakım giderleri düşük, ekonomik ömrünün uzun olması, düşük karbon salınımı, yatırımda daha az dışa bağımlılık ve depolamaya elverişli olması gibi çok önemli getirileri vardır. Ancak hidroelektrik santrallerinin sağladığı bu önemli avantajlara karşın, çevreye, tarıma, sürdürülebilirliğe yaratabileceği tahribat kafalarda soru işaretleri bırakmaktadır. HES lerin yatırımı 80 lerin ortalarına kadar sadece kamu tarafından inşa edilirken daha sonra özel sektöründe devreye girmesiyle HES lere yatırım giderek artmış ve halende ülke politikasına yön verenler tarafından enerji yatırımına yönelik politikalarla bu artış giderek artmaktadır. HES yatırım sürecinde mevzuat gereği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı na Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) raporu sunulmaktadır. ÇED: Gerçekleştirilmesi planlanan projelerin olumlu ve olumsuz yönlerinin belirlenerek, olumsuz etkilerinin önlenmesi veya çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi ile ilgili çalışmalar olarak tanımlanabilir. Ancak araştırma bulguları kısmında bahsedildiği üzere HES lerin çevreye ve tarıma son derece olumsuz etkileri bulunmaktadır. Bu etkiler gözönünde bulundurularak denetimler artırılmalı ve HES lerin çevreye ve tarıma olan olumsuz etkilerinin önüne geçilmelidir. 2247
KAYNAKLAR Anonim, 2013. 10 Soruda Hidroelektrik Santraller, www.wwf.org.tr Anonim, 2015. HES ler ile Gelen Yıkım, http://hayatdergi.net/2015/02/hesler-ile-gelenyikim/ [Erişim: 14 Mart 2016] Doğan, M. 2015. Yenilenebilir Enerjide Tarımın Rolü, Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, Lisans Tezi. DSİ, 2014. www.dsi.gov.tr, [Erişim: 13 Mart 2016] Görez, T., Alkan, A. 2005. Türkiye nin Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Hidroelektirik Enerji Potansiyeli, Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, İzmir. Karadeniz, V., Akpınar, E., Başıbüyük, A. 2011. Nehir Tipi Hidroelektrik Santraller ve Çevresel Etkileri (Reşadiye Hidroelektrik Santralleri Örneği). Özalp, M., Kurdoğlu, O., Yüksel, E, E., Yıldırımer, S. 2010. Artvin de Nehir Tipi Hidroelektrik Santrallerin Neden Olduğu/Olacağı Ekolojik ve Sosyal Sorunlar, III. Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi, 20-22 Mayıs 2010, Cilt: II, Sayfa: 677-687. Özgen, N., Karadoğan, S. 2013. Mekânsal Etkileri Bakımından Hidroelektrik Santrallerin (HES) SWOT Analizine Göre İncelenmesi: Alkumru ve Kirazlı Barajları Örneği (Siirt), İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, İstanbul, Sayı 26, Sayfa 21-45. Sağır, H. 2012. Su-Enerji-Çevre İlişkileri Bağlamında Hidroelektrik Santrallerinin (HES) Ekolojik ve Ekonomik Etkileri: Doğu Karadeniz Bölgesi Hidroelektrik Santralleri Araştırması, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Yönetimi Anabilim Dalı Kamu Yönetimi Bilim Dalı. Sezen, I., Patan, E. 2015. Hidroelektrik Santrallerin Çevresel Etkileri: Doğankent (Giresun) İlçesi Aslancık Barajı Örneği, Uluslararası Karadeniz Havzası Halk Bilimi Araştırmaları Dergisi, UKHAD. Şenlik, İ. 2013. Hidroelektrik Santrallerinin Çevre, Kültür ve Toplumsal Yaşama Etkileri. HES lere Yeşil Enerji Sorgusu, Mayıs 2013, Sayı-447. Türkyılmaz, O. 2015. TMMOB. Makine Mühendisleri Odası. Türkiye nin Enerji Görünümü Raporu. TÜİK, 2014. www.tuik.gov.tr, [Erişim: 14 Mart 2016] Ürker, O., Çobanoğlu, N. 2012. Türkiye de Hidroelektrik Santraller in Durumu (HES ler) ve Çevre Politikaları Bağlamında Değerlendirilmesi, Ankyra: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 3(2). 2248