KÖYDEN KENTE GÖÇ OLGUSU VE GÖÇÜN TOPLUMSAL YAPIDA MEYDANA GETİRDİĞİ DEĞİŞMELER: ADANA İLİ (YÜREĞİR OVASI) KÖYLERİ VE ANADOLU MAHALLESİ ÖRNEĞİ Prof.Dr. Mustafa SOYSAL Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Ar.Gör. Müge KANTAR Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Zir.Müh Ali YALÇIN Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1. GİRİŞ 1950 li yıllardan itibaren Türkiye de nüfusun önemli ölçüde ülke içinde yer değiştirmeye başladığı göze çarpmaktadır. İçgöçler olarak anılan bu nüfus hareketlerinin yönü, köyden-kente veya az gelişmiş yörelerden, gelişmiş bölgelere doğru olmaktadır. Türkiye'de çoğunlukla kırın itici kentin çekici gücünün etkisi altında oluşan nüfus hareketleri, gerçek anlamda bir kentleşme ve sanayileşmenin sonucu olarak ortaya çıkmamaktadır. Ülkemizde yaşanan göç olgusunu genellikle köyü terk eden nüfusun belirli metropol kentsel alanlara yığılması şeklinde görmek gerekir. Bu bakımdan ülkemizdeki göçler sağlıksız bir kentleşmenin yanısıra, köylerin sosyo-ekonomik yapısı üzerinde de bazı olumsuzluklara neden olmaktadır. 2. ÜLKEMİZ KÖY-KENT NÜFUSUNDAKİ GELİŞMELER Türkiye de kırsal-kentsel nüfusun çeşitli sayım yılları itibariyle gelişimi çizelge Tde gösterilmiştir. Çizelge 1. Sayım Yıllarına Göre Köy-Kent Nüfusu Toplam Kent Nüfusu Kır Nüfusu Nüfusu Yıllar (1000 Kişi) (1000 Kişi) % (1000 Kişi) % 1927 13648 3306 24.2 10342 75 8 1940 17820 4346 24.4 13474 75.6 1950 20947 5244 25.0 15703 75.0 1955 24064 6927 28 8 17137 71.2 1960 27754 8859 31.9 18895 68.1 1965 31391 10806 34.4 20585 65 6 1970 35605 13691 38.5 21914 61.5 1975 40347 16869 41.8 23478 58.2 1980 44736 19645 43.2 25091 56.1 1985 50664 26866 53.0 23798 47.0 1990 56473 33326 59.0 23147 41.0 1997H 64266 41494 64.6 22772 35 5 Kaynak: DİE, 1993. 199 Genel Nüfus Sayımı (*): DPT, 1998. Ekonomik ve Sosyal Göstergeler (1950-98). 225
Çizelge 1 e göre, ülkemizde 1927-1950 dönemi itibariyle toplam nüfus içindeki kır nüfusunun payında pek önemli bir değişiklik göze çarpmamaktadır. Gerçekten 1927 yılında Türkiye nüfusunun %75.8'i nüfusu 2 binden az olan kırsal yerleşmelerde yaşarken, bu oran 1950 sayımında %75 0 düzeyinde kalmıştır öte yandan 1950-1980 yılları arasında kır nüfusundaki mutlak değer artışına karşın, nüfusta oransal olarak bir azalma söz konusudur. Ülkemizde ilk defa 1985 sayım yılında kır nüfusu oransal (%47 0) olarak kentsel nüfusun gerisine düşmüştür. Aynı şekilde 1985 yılından itibaren kır nüfusunda mutlak değer olarak da bir azalma görülmektedir. Nitekim 1980 Genel Nüfus Sayımında yaklaşık 25 milyon olan kır nüfusu 1985 de 24, 1990 yılında ise 23 milyona kadar düşmüştür Çizelge 1 de 1997 sayım sonuçlarında 20 000 ve daha yukarısı kentsel nüfus olarak kabul edilmiştir (DPT, 1998). 3.ARAŞTIRMA BULGULARI 3.1. İncelenen Köylerin Konumu ve Ürün Deseni Araştırma kapsamına alınan köyler Adana şehrinin güneyindeki, Seyhan-Ceyhan nehirleri arasında Akdenize kadar uzanan, Yüreğir ovası içinde yer almaktadır. Seçilen köylerden Dedepınarı Adana'ya yaklaşık 20 km, Kadıköy 30 km ve Isahacılı da 40 km uzaklıktadır. 1970'li yıllara kadar pamuk yetiştiriciliğinin ağırlıklı olduğu Yüreğir ovası köylerinde, 1980'li yıllardan itibaren mısır (I. ürün) yetiştiriciliği önem kazanmaya başlamıştır. 3.2. Köylerin Nüfusundaki Gelişmeler Araştırma kapsamına alınan köylerin nüfus miktarlarında doğal nüfus artışı ve özellikle göç olgusu gibi nüfus hareketlerine bağlı olarak yıllar itibariyle önemli dalgalanmalar yaşandığı dikkati çekmektedir. 1950 yılına kadar özellikle doğal nüfus artışı paralelinde gelişme gösteren köylerin nüfus miktarları, bu dönemden sonra büyük oranda kente göç ve mevsimlik tarım işçileri göçleri nedeniyle ya dışarıya nüfus aktararak veya dışarıdan nüfus alarak önemli değişiklikler göstermeye başlamıştır (Arslan ve Soysal, 1994). İncelenen köylerin 1935 yılındaki nüfus miktarı 1762 kişi iken, bu rakam 1990 yılı itibariyle 861 kişiye düşmüştür. Bir başka ifadeyle 1935 yılında 100 olan nüfus indeksi, 1990 yılında yarıyarıya bir azalma göstererek 48.9'a kadar inmiştir. 3.3. Anadolu Mahallesi Adana'nın kenar mahallelerinden birisi olup, buraya 1960 lı yılların başından itibaren Doğu ve Güneydoğu Anadolu Proje Bölgesinden (GAP) yoğun göçler süregelmektedir. 3.4. Kente Göç Nedenleri Köy halkının bulundukları yerleri terk etmelerinin en başta gelen nedeni, köyde nüfus arttıkça baş gösteren ekonomik sıkıntılardır (DPT, 1970, Struck., 1984). 226
Araştırma alanındaki göç olgusunun ortaya çıkışını açıklamak için, deneklerden kente göç nedenlerini belirlemeleri istenmiş ve elde edilen bilgiler Çizelge 2 de gösterilmiştir(arslan ve Soysal, 1994; Soysal ve Arslan, 1995). Çizelge 2 Deneklerin Kente Göç Ned enleri Göç Nedenleri Yüreğir Ovası Köyleri (%) GAP Bölgesi Köyleri(%) İş bulmak/kurmak 26 6 38 9 Toprak yetersizliği 16.9 24 4 Çocukları meslek sahibi yapmak 15 0 10 0 Çocukları okutmak 12 6 6.7 Köydeki iş imkanlarının azlığı 12.1 7.8 Topraksızlık 6.3 - Sigortalı bir işte çalışmak 4 3 2.2 Köy hayatının sönüklüğü 3 4 - Şehirde yaşama arzusu 1.4 5.6 Ailedeki nüfus artışı 14 - Kan davası, geçimsizlik - 4.4 Toplam 100 0 100.0 Çizelge 2 den açıkça anlaşılacağı gibi, her iki araştırma alanında kente göç nedeni ardında ekonomik faktörler yatmaktadır, özellikle kentteki iş olanakları (kentin çekici gücü) ve kırsal kesimdeki toprak yetersizliği (kırın itici gücü) incelenen ailelerin göçe karar vermeleri üzerinde önemli rolü olmuştur Ayrıca Yüreğir ovası köyleri için sosyal faktörlerin de göç nedeni olduğu görülmektedir. 3.5. Göç Edenlerin Sosyo-Ekonomik Nitelikleri Adana il merkezine göç eden Yüreğir ovalı ve Güneydoğu Anadolu kökenli ailelerin sosyo-ekonomik niteliklerine ilişkin bilgiler Çizelge 3'de gösterilmiştir. Sosyo Ekonomik Nitelikler Yüreğir Köyleri (%) GAP Bölgesi Köyleri (%) Çekirdek aile biçimi 88.5 73.3 Ortalama aile genişliği (kişi) 4 4 7.7 0-14 yaş grubu 37.5 51.0 Okuryazarlık oranı 93.0 73.7 Lise ve yüksek okul mezunu 15.0 3.1 Arazi Varlığına Sahip Aileler 43,5 16,7 Vasıfsız işçiler 8.0 78 0 Yıllık geliri 40 milyondan yukarı olanlar 24 6 - Yıllık geliri 6 milyon ve aşağısında olanlar 1.4 79.3 227
Çizelge 3 ün incelenmesinden her iki araştırma alanındaki göç olgusunun genel görünümü hakkında şu sonuçlara varmak mümkündür. Araştırma kapsamına alınan her iki grupta çekirdek aile oranı yüksektir. Ancak GAP Bölgesinden göç eden ailelerde aynı çatı altında kalabalık (7.7 kişi) yaşanmaktadır. Türkiye'de ortalama aile genişliği 4.8 kişidir(dpt, 1993) GAP Bölgesinden Anadolu mahallesine göç eden ailelerde doğurganlık oranının yüksek olması nedeniyle, bu ailelerde 0-14 yaş grubunu oluşturanların oranı yaklaşık %51'dir. Bu genç nüfus oranı Yüreğir kökenli ailelerde yaklaşık %31, Türkiye genelinde ise %34 9'dur(DlE, 1996) GAP Bölgesinden göç eden ailelerde okuryazarlık oranı (%73.7). Türkiye ortalamasından (%80 4) düşüktür Buna karşın Yüreğir kökenli ailelerde bu oran %93'e yaklaşmaktadır Ayrıca GAP kökenli ailelerde okuryazar nüfus içinde ancak %3.1 olan lise ve yüksekokul mezunu oranı, Yüreğir ovasından göç eden ailelerde %15'e ulaşmaktadır. GAP kökenli ailelerde bugün köyde (kuru) arazi varlığına sahip olanların oranı %16.7 dir. Buna karşın Yüreğir ovası köylerinden Adana ya göç eden ailelerden %43.5'i arazi sahibi olup, bu arazilerin önemli bir bölümünde sulu tarım yapılmaktadır. GAP Bölgesinden Anadolu mahallesine göç eden ailelerin eğitim düzeylerinin düşük olması nedeniyle, faal nüfusun yaklaşık %78'i vasıfsız işlerde çalışmaktadır. Diğer taraftan daha eğitimli ve toprak sahibi olmaları nedeniyle Yüreğir kökenlilerde işçi statüsünde olan aile üyelerinin oranı ancak %8 i bulmaktadır. GAP Bölgesi ve Yüreğir ovası köylerinden Adana il merkezine göç eden ailelerin yıllık gelir durumları incelendiğinde, her iki grup üyeleri arasında çok önemli gelir farklılıkları göze çarpmaktadır. Nitekim GAP Bölgesinden gelen ailelerin 1990 yılı itibariyle yaklaşık %80'inin geliri 6 milyon TL(1) ve daha aşağı sınırda iken, Yüreğir kökenli ailelerde (1991) yıllık geliri 6 milyonun aşağısında(2) olan ailelerin oranı %1.4'tür. Ayrıca Yüreğir köylerinden göç edenlerin yaklaşık %25'inin yıllık geliri 40 milyon TL nin üzerindedir. 4. GÖÇÜN GETİRDİĞİ YAPISAL SORUNLAR Türkiye de 1950 lerde gözlenmeye başlayan ve 1960 lı yıllarda hızlanan kırdan kente göç ve dolayısıyla kentleşme olgusu, önceleri olumlu bir gelişme olarak ele alınmış, kalkınma için bir potansiyel ve bir itici güç olarak kabul edilmiştir. Yıllar illerledikçe kırdan kente göçün hız kazanması ile kentlerdeki işgücü arzı sanayi ve hizmet sektörünün işgücü talebinin üstüne çıkmış, kentlerde artan işgücü talebi ve sağlıksız kentleşme önemli bir sorun haline gelmiştir (DPT, 1986). Böylece ülkemizde yaşanan göçler, sağlıksız kentleşme ve işsizler ordusunun kentlere yığılması sorununu da beraberinde getirmiştir. (1) 1990 yılı başı itibariyle 1 Amerikan Doları: 2347 T L dir. (2) 1991 yılı başı itibariyle 1Amerikan Doları : 3041 TL dir. 228
Köy nüfusunun sayıca azalması, kırsal altyapı hizmetlerinin (okul, içme suyu, karakol, PTT, sağlık ocağı vb.) köylere getirilmesinde mevzuat yönünden sorunlar yaratmaktadır. Zira bazı sosyal altyapı hizmetlerinin köylere getirilebilmesi için köyün belirli bir nüfus miktarına sahip olması gerekmektedir. Aynı şekilde köylerdeki nüfusun azalmasına, köyde varolan esnaf ve zanaatkarların işyerlerinin dağılmasına, genç nüfusun (20-34) tarımdan kopmasına neden olmaktadır (Kocaman ve Bayazıt, 1993). Diğer taraftan göç olgusunun köylerin yerleşme düzeni üzerinde de olumsuz etkileri (terk edilmiş ve yıkılmış evler) görülmeye başlamıştır (Soysal, 1992)....... Göçün sosyal yapı üzerinde bir başka etkisi de aile genişliği (hane halkı sayısı) ve aile biçimi üzerinde görülmektedir Göçün yoğun olduğu köylerde ortalama aile genişliği düşük olup, bu köylerde çekirdek aile (modern aile) biçimi egemendir (Kili, 1978, Ozankaya, 1982; Soysal, 1989) Gerçekten ülkemizde çekirdek aile tipinin ortaya çıkmasının ardında çoğunlukla kente göç olgusu yatmaktadır Son 10-15 yıldır Yüreğir ovası köylerine Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinden zorunlu (kırdan-kıra) göçler başlamıştır. Bu göç dalgasıyla gelen binlerce kişi, ovadaki tarım işletmelerinin işgücü talebini çok aşmış durumdadır. Boş gezen bu işsizler çevredeki ekili-dikili alanlara önemli zararları yanısıra, kimi sosyal sürtüşmelere de neden olmaktadır. 5. SONUÇ Bu bölümde her iki bölgeden Adana il merkezine gerçekleştirilen göçlerle ilgili araştırma bulguları kıyaslamalı olarak sunulacaktır (Soysal ve Arslan, 1995). GAP Bölgesinden Anadolu mahallesine gerçekleştirilen göçler 1960-1970 döneminde yoğunluk kazanmıştır. Buna karşın Yüreğir köylerinden Adana'ya göç olgusu 1940'lı yıllardan itibaren hızlanmıştır. Her iki bölgeden Adana ya yönelik olan göçler önemli ölçüde toplu aile göçü şeklinde yapılmış olup, GAP Bölgesinden gelenler Adana'nın kenar mahallesi olan Anadolu'ya, Yüreğir kökenliler de şehir merkezi (Büyüksaat) çevresindeki mahallelere yerleşmişlerdir. Her iki grubun sözü edilen bu mahallelere yerleşmeleri bir rastlantı sonucu olmayıp, daha önce de bu mahallelere aynı bölgelerden göçler olmuştur. GAP Bölgesinden göç eden ailelerin göçe karar vermeleri üzerinde kentteki iş bulma" olanakları (%33.3) ve köydeki toprak yetersizliğinin (%24.4) önemli rol oynadığı görülmektedir. Diğer taraftan Yüreğir ovası köylerinden göç eden ailelerde bunlara ek olarak çocukları okutmak veya meslek sahibi" yapmak (%27.6) gibi eğilimlerin de göç nedenleri arasında önemli pay aidığı dikkati çekmektedir. GAP Bölgesinden göç eden ailelerin önemli bir bölümü (%63 3) bugün de köyle olan ilişkilerini sürdürmektedir. Ancak Yüreğir köylülerinin Adana il merkezine göç etmeleri (yakınlık) nedeniyle, bu ilişkilerinin daha güçlü (%91.3) olduğu görülmektedir. Kuşkusuz fiziksel faktörler yanısıra, köydeki akraba ve mal varlığı da ailelerin ilişki sıklığı üzerinde belirleyici rol oynamaktadır. 229
Yüreğir köylerinden göç edenlerin %82.6'sı tekrar köye geri dönmek istemezken, GAP Bölgesinden gelen ailelerin yarıdan biraz fazlası (%53,3) geri dönme eğilimindedir. Bu da Anadolu mahallesine göç edenlerden önemli bir bölümünün büyük şehir hayatından umduklarını bulamadıklarını göstermektedir Son olarak GAP Bölgesinden Anadolu mahallesine göç eden ailelerde sadece bir mekan değişikliği söz konusudur Eğitim ve gelir düzeyleri çok düşük olan bu aile üyeleri kentte yaşamakla birlikte, bunların (I kuşak) henüz kentli olma niteliklerine kavuştukları pek söylenemez Buna karşın aynı bölgenin insanları olan Yüreğir kökenli köylüler göç ettikleri çevreye (kent yaşamına) daha çabuk uyum sağlamışlardır. KAYNAKLAR Arslan, M.R., Soysal, M., 1994. Yüreğir Ovası Köylerinden Kente (Adana'ya) Göç Olayı ve Göç Eden Ailelerin Sosyo-Ekonomik Yapıları. Ç Ü Z F. Derg., 9, (1): 49-64, Adana DİE, 1993 1990 Genel Nüfus Sayımı, Yayın No 1616, Ankara DİE, 1996 Türkiye İstatistik Yıllığı 1995, Yayın No:1845, Ankara. DPT, 1970 Türk Köylerinde Modernleşme Eğilimleri, Rapor I, Ankara. DPT, 1986. Sosyal Yapı I Türkiye'de Nüfus Yapısındaki Gelişmeler ve Uluslararası Karşılaştırmalar. DPT No: 2054-SPB:396, Ankara. DPT, 1993. Türk Aile Yapısı Araştırması, Yayın no: DPT: 2313- SPGM:421, Ankara. DPT, 1998. Ekonomik ve Sosyal Göstergeler (1950-1998), Ankara Kili,S.1978. Çayırhan, Boğaziçi, Üni. Yay., No:148, İstanbul. Kocaman, T., Bayazıt, S., 1993. Türkiye'de İç Göçler ve Göç Edenlerin Sosyo-Ekonomik Nitelikleri. DPT Sosyal Planlama Genel Müdürlüğü, Ankara. Ozankaya, ö., 1982., Toplumbilimine Giriş. Gen 4 Bası, İstanbul. Soysal, M., 1989. Adana İlinde Kırsal Aile Yapısı. Ç.Ü. Z.F. Derg., 4, (3):40-53, Adana. Soysal, M., 1992. Çukurova Bölgesinde Köy Araştırmaları (Kadıköy- Adana). Ç.Ü. Z.F. Derg., 7, (4): 11-26, Adana Soysal M., Arslan M.R.,1995 Adana İli Anadolu Mahallesine Göç Olayı ve Göç Eden Ailelerin Sosyo-Ekonomik Yapıları Ç.Ü. Z.F Derg., 10, (2): 1-6, Adana. Struck, E., 1984. Landflucht in dertürkei, Passau 230