Tasfiye Halinde Gayrimenkul ve İştirak Hisseleri Satış Zararlarının Kurumlar Vergisi Matrahından İndirimi

Benzer belgeler
YENİ KURUMLAR VERGİSİ KANUNU TASARISINA GÖRE TAŞINMAZLAR VE İŞTİRAK HİSSELERİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI. İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü

-Satış konusunun taşınmaz, iştirak hissesi, kurucu senetleri,intifa senetleri, rüçhan hakkı olması,

Vergi Bülteni Gayrimenkul ve İştirak Hisseleri Satışında Zararın Tamamı İndirilebilir mi?

İstanbul, SİRKÜLER ( )

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2012/41 Ref: 4/41

içinde işletmenin tasfiyesi halinde de bu hükmün uygulanacağı ifade edilmektedir.

KATILIMCILARA TAHSİSLİ VE TAPUSU VERİLMİŞ ARSALARIN DEVİR VE SATIŞINDA KURUMLAR VERGİSİ İSTİSNASI

TAŞINMAZ VE İŞTİRAK HİSSESİ SATIŞ KAZANÇLARI KONUSUNDA YENİ KURUMLAR VERGİSİ KANUNU'NDA YER ALAN DÜZENLEMELER

2. GAYRİMENKUL VE İŞTİRAK HİSSESİ SATIŞ İSTİSNASI UYGULAMASI

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

GAYRİMENKUL SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI

Sat Geri Kirala İşlemi ile Sağlanan Vergisel Avantajlar. Sat Geri Kirala İşlemi ile Sağlanan Vergisel Avantajlar

Finansal Kiralama Kapsamındaki Satıp Geri Kiralama İşlemlerine İlişkin Vergi İstisnaları*

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Gelir İdaresi Başkanlığı 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Sirküleri /

FİNANSAL KİRALAMADA SAT GERİ KİRALA İŞLEMLERİNİN VERGİ UYGULAMALARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ (II)

ENFLASYON DÜZELTMESİNDEN KALAN BİLANÇO KALEMLERİ

İŞTİRAK HİSSESİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASINA İLİŞKİN MUHASEBE KAYITLARI VE SÖZ KONUSU İSTİSNANIN KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİNDE GÖSTERİLMESİ

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

TAŞINMAZ SATIŞLARINDA KDV İSTİSNASI KONUSUNDA KDV GUT NDE YAPILAN DÜZENLEME VE AÇIKLAMALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

SİRKÜLER 2018/70. Taşınmazların Yeniden Değerlemeye Tabi Tutulabilmesine İlişkin VUK. Tebliği Yayımlanmıştır.

SİRKÜLER NO: POZ-2013 / 80 İST, GELİR VERGİSİ KANUNU TASARISINDAKİ TAŞINMAZ VE İŞTİRAK (ORTAKLIK) PAYLARI SATIŞ KAZANCI İLE İLGİLİ HÜKÜMLER

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/24 TARİH: Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin 2 Seri Numaralı Genel Tebliğ

İŞTİRAK EDİLEN ŞİRKETİN TASFİYE OLMASI DURUMUNUN -İŞTİRAK HİSSELERİ ÇERÇEVESİNDE- İŞTİRAK EDEN ŞİRKETE YANSIMASI

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

HİSSE SENEDİ SATIŞLARINDAN DOĞAN KAZANÇLARIN VERGİLENDİRİLMESİ

MEVZUAT SİRKÜLERİ /

ERCİYES Yeminli Mali Müşavirlik ve Bağımsız Denetim A.Ş. 1

Aşağıda söz konusu Kanun un Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları mevzuatına ilişkin düzenlemeleri sirkülerimizin konusunu oluşturmaktadır:

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

6728 SAYILI KANUNLA KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU İLE DİĞER BAZI VERGİ KANUNLARINDA YAPILAN DÜZENLEMELER 09/08/2016 tarih ve sayılı Resmi Gazete

İştirak Kazançları İstisnası Kontrol Edilen Yabancı Şirket

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

SİRKÜLER İstanbul,

sayılı Kanunun Geçici 19 uncu Maddesi Kapsamında İşe Alınan Ücretlilere İlişkin Gelir Vergisi Stopajı Teşviki Uygulaması

ŞİRKET ARSASININ HASILAT PAYLAŞIMI YÖNTEMİYLE SATIŞINDA KURUMLAR VERGİSİ VE KDV İSTİSNASI UYGULAMASI

TAŞINMAZLARIN YENİDEN DEĞERLEMEYE TABİ TUTULMASI

KATMA DEĞER VERGĠSĠ GENEL UYGULAMA TEBLĠĞĠNDE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR TEBLĠĞ (SERĠ NO:8)

Sirküler Tarihi : Sirküler No : 2017/005

KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 1) NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ NO: 9)

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNDA 2016 YILINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

Sirküler no: 083 İstanbul, 14 Ağustos 2009

KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİN UYGULAMASINA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR

KURUMLAR VERGİSİ VE KDV YÖNÜNDEN ŞİRKETLERDE DEVİR VE BÖLÜNME HALİNDE TAŞINMAZ VE İŞTİRAK HİSSELERİ SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI

KURUMLARIN GAYRİMENKUL VE İŞTİRAK HİSSESİ SATIŞLARINDA ZARAR DOĞMASI HALİNDE BU ZARAR İNDİRİM KONUSU YAPILABİLİR Mİ?

ŞİRKETLERE AYNİ SERMAYE OLARAK KONULABİLECEK KIYMETLER VE BU İŞLEMİN VERGİLENDİRİLMESİ

KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 1) NDE BAŞLIK DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ NO:

SİRKÜLER NO: POZ-2017 / 135 İST,

Kurumlar Vergisi Genel Tebliği Taslağı (Seri No: 8)

AKTİFE KAYITLI TAŞINMAZLARIN BAŞKA ŞİRKETLERE AYNİ SERMAYE OLARAK KONULMASINDA KDV

İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü I- GİRİŞ :

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. 2017/85

5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1) nde Değişiklik Tebliğ Adı. Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 14)

GAYRİMENKUL SATIŞ KAZANCI İSTİSNASINDA ÖZELLİK ARZ EDEN HUSUSLAR

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ESKİŞEHİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

DUYURU. Üyelerimize ve Kamuoyuna önemle duyurulur.

KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO:

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

C) I-II-III D) IV-III

No: 2017/82 Tarih:

BAYRAK DENETİM & DANIŞMANLIK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

I. STOPAJ YÖNTEMĠNE TABĠ MENKUL SERMAYE GELĠRLERĠ VE DEĞER ARTIġ KAZANÇLARI

Sayı: İstanbul, Konu: Bazı Vergi Kanunlarında değişiklikler içeren Yasa Tasarısı nın Kurumlar Vergisi Kanunu ile ilgili düzenlemeleri.

Dr. OSMAN EŞGİN ORTAKLIKLARDA TASFİYE İŞLEMLERİNİN TÜRK VERGİ SİSTEMİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

1. Sınai mülkiyet haklarından elde edilen kazanç ve iratların kapsamı

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

Murat KÖSEOĞLU Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

BASTIRILMAMIŞ ANONİM ŞİRKET HİSSESİ DEVRİNDE VERGİLEME

-İÇİNDEKİLER- BÖLÜM I: İŞTİRAK KAZANÇLARI İSTİSNASI... 1 A. Kısa Soru ve Cevaplar: B. Uygulamalı Sorular:... 49

Muhasebe Müdürlüğü ne

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI MÜKELLEF HİZMETLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sirküler No: 2017 / 02 Tarih:

MENKUL KIYMET SATIŞ KAZANCININ TESPİTİNDE ENDEKSLEME SONUCU OLUŞAN ZARARLARIN MAHSUBU MÜMKÜN MÜDÜR?

YURTDIŞINDA MUKİM KURUMLARIN TÜRKİYE DEKİ TAŞINMAZ SATIŞLARININ VERGİLENDİRİLMESİ

YURT DIŞI İŞTİRAK VE ŞUBE KAZANÇLARINA TANINAN İSTİSNA SONRASINDA YURT DIŞI İŞTİRAK VE ŞUBE ZARARLARININ DURUMU

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ KAZANÇLARININ VERİLENDİRİLMESİ

1. KONU: 2. KONUYLA İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER: 2.1. Vergi Mevzuatında Yer Alan Düzenlemeler:

6728 VE 6745 SAYILI KANUNLARLA GELİR VERGİSİ KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİ AÇIKLAYAN GENEL TEBLİĞ YAYIMLANDI:

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. SİRKÜLER 2016/147

YENİ VARLIK BARIŞI KANUNU ÖZET BİLGİLER

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2013/190 Ref: 4/190. Konu: BİREYSEL KATILIM YATIRIMCISI İNDİRİMİ HAKKINDA TEBLİĞ (SERİ NO: 1) YAYINLANMIŞTIR

Arkan & Ergin Uluslararası Denetim ve Y.M.M. A.Ş.

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/76

RASYO YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD.ŞTİ.

GAYRİMENKUL VE İŞTİRAK HİSSESİ SATIŞ ZARARI VERGİYE TABİ KAZANCIN TESPİTİNDE KABUL EDİLİR BİR ZARAR MIDIR?

GENÇ GİRİŞİMCİLERE VERGİ VE SİGORTA PRİM TEŞVİKİ

SERMAYE AZALTIMI VE VERGİSEL AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Kapsam Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti.

SİRKÜLER 2017/02 KONU : 1 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ(Seri No:11) Yayımlandı.

TORBA YASADA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERE İLİŞKİN KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞ

Anılan değişiklikler ile ilgili açıklamalarımız önceki yazılarımızda yer almaktadır.

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2017/48

Muharrem İLDİR Boğaziçi Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş Vergi Bölüm Başkanı E.Vergi Dairesi Müdürü

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2017/119. Konu : Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1) nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 14) Hk.

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

MÜKELLEF BĐLGĐLENDĐRME NOTU

Kabul Tarihi: 31/12/2004 Resmi Gazete Tarihi : 31/12/2004

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : KDV /07/2014

Transkript:

Tasfiye Halinde Gayrimenkul ve İştirak Hisseleri Satış Zararlarının Kurumlar Vergisi Matrahından İndirimi ALİ AYAZ Eski Hesap Uzman Yardımcısı Özet 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu nun 5/1-e maddesine göre, gayrimenkul ve iştirak hisselerinin satışından doğan kazançlar, şartların sağlanması halinde kurumlar vergisinden istisnadır. Ancak tasfiye halindeki kurumların söz konusu istisnadan yararlanıp yararlanamayacağı konusunda ve yine bu kurumların gayrimenkul ve iştirak hisseleri satışından zarar etmeleri halinde bu zararların Kurumlar Vergisi Kanunu nun 5/3 üncü maddesi çerçevesinde istisna kazanca ilişkin gider veya zarar kabul edilip edilmemesi konusunda tereddütler bulunmaktadır. Çalışmamızda esas olarak tasfiye halindeki kurumların gayrimenkul ve iştirak hissesi satış kazancı istisnasından yararlanıp yararlanamayacağı ve bu satıştan zarar edilmesi halinde kurumlar vergisinden indirilip indirilemeyeceği hususları vergi kanunları yönünden değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Tasfiye, Gayrimenkul, İstisna. 1. Giriş 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu nun (KVK) 5/1-e maddesinde düzenlenen hüküm ile gayrimenkul ve iştirak hisselerinin satışından doğan kazançların %75 lik kısmı kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. İstisna, kurumların bağlı değerlerinin ekonomik faaliyetlerde daha etkin şekilde kullanılmasına olanak sağlanması ve kurumların mali bünyelerinin güçlendirilmesi amacıyla ihdas edilmiştir. Başka bir ifade ile istisna ile kurumlarda var olan taşınmazların ve başka kurumlara iştirak etmek amacıyla elde tutulan hisselerin, işletme faaliyetlerinde etkin bir şekilde kullanılması, mali güçlerinin artırılması teşvik edilmek istenmiştir. İstisnanın amacına uygun olarak işleyebilmesi için ise, istisnadan yaralanmak çeşitli şekil şartlarına tabi tutulmuştur. Bunlar kısaca; - Taşınmazın veya iştirak hisselerinin iki tam yıl aktifte bulunması, - İstisnadan yaralanan kazancın, satışı isleyen 5 yıl boyunca özel fon hesabında tutulması, - Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ile uğraşılmaması, - Satış bedelinin satışı izleyen takvim yılı başından itibaren iki yıl içinde tahsil edilmesi, olarak sayılabilir. Taşınmaz ve iştirak hisselerinin satışından kar elde edilmesi durumunda, maddede sayılan şartların sağlanması halinde istisnanın uygulanması hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Ancak bu satışların zararla sonuçlanması halinde, söz konusu zararların kurumlar vergisi matrahında indirim konusu yapılıp yapılamayacağı konusunda tereddütler ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında, tasfiye halinde olan kurumların bu zararları kurumlar vergisi matrahından indiremeyeceği hakkında idarenin görüşleri bulunmaktadır. Yazımızın konusunu esas itibariyle, tasfiye halinde olan kurum- 158 VERGİ DÜNYASI, SAYI 366, ŞUBAT 2012

ların gayrimenkul ve iştirak hissesi satış kazancı istisnasından yararlanıp yararlanamayacağı ve söz konusu satışlardan zarar meydana gelmesi halinde, zararın kurumlar vergisinden indirilip indirilmeyeceği hususları oluşturmaktadır. Çalışmamızda ilk olarak, KVK nun 5/1-e maddesinde yer alan istisnanın amacı doğrultusunda, istisnanın şartları incelenecek, esas olarak ise tasfiye halinde olan kurumların taşınmaz ve iştirak hisselerinin satışlarında meydana gelen zararlarının kurumlar vergisi matrahından indirilmesi irdelenecektir. 2. Gayrimenkul ve İştirak Hisseleri Satış Kazancı İstisnası KVK nun 5/1-e maddesine göre kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde tuttukları gayrimenkul ve iştirak hisseleri satışından elde ettikleri kazancın %75 lik kısmı kurumlar vergisinden istisnadır. Ancak 6111 sayılı kanunla eklenen hükme göre, taşınmazların kaynak kuruluşlarca kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama şirketlerine satışı ile bu varlıkların varlık kiralama şirketlerince taşınmazın devralındığı kuruma satışından doğan kazançlar için bu oranın %100 olarak uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Söz konusu maddenin devamında ise istisnadan faydalanmak için bazı şartlar getirilmiştir. Bu şartları şöyle sıralayabiliriz: 2.1. KVK kapsamında kurum olma şartı: KVK nun 5 inci maddesinin 1-e bendinde kurumların diyerek istisnadan faydalanabilmek için KVK kapsamında kurum olma şartı getirilmiştir. KVK nın 1 nci maddesinde kurumların; sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler ve iş ortaklıkları olduğu hüküm altına alınmıştır. İstisnadan hem tam mükellef hem de dar mükellef kurumlar yararlanabileceklerdir. 2.2. İki tam yıl aktifte bulunma şartı: İstisna uygulamasına konu olacak gayrimenkul ve iştirak hisselerinin en az iki tam yıl (730 gün) süreyle kurumun aktifinde yer alması gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle kurumun bu değerlere iki tam yıl süreyle bilfiil sahip olması gerekmektedir. Örneğin 30 Mart 2010 da iktisap edilmiş ve aktife alınmış bir gayrimenkulün, 30 Mart 2012 tarihinden sonra (bu tarih dahil) satılması halinde söz konusu istisnadan faydalanılabilecektir. Ancak yine 6111 sayılı kanunla eklenen bir hükümle, taşınmazların kaynak kuruluşlarca kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama şirketlerine satışı ile bu varlıkların varlık kiralama şirketlerince taşınmazın devralındığı kuruma satışından doğan kazançlar için en az iki tam yıl süreyle aktifte bulunma şartı aranmayacağı hükme bağlanmıştır. 2.3. İstisna satışın yapıldığı dönemde uygulanır: KVK nun 1/e bendinin ikinci paragrafında istisnanın satışın yapıldığı dönemde uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Dönemden kasıt ise Vergi Usul Kanunu nun (VUK) 174 üncü maddesinde yer alan hesap dönemidir. Söz konusu maddeye göre hesap dönemi normal olarak takvim yılıdır. Ancak Kanun Maliye Bakanlığı na takvim yılı dönemi faaliyet ve muamelelerin mahiyetine uygun bulunmayanlar için, bunların müracaatları üzerine 12 şer aylık özel hesap dönemleri belli etme yetkisi vermiştir. Buna göre Maliye Bakanlığı nın kendilerine özel hesap dönemi tayin etmediği hallerde, kurumlar gayrimenkul veya iştirak hisselerinin satıldığı takvim yılındaki kazançlarına ait beyannamede istisnadan yararlanabileceklerdir. Maliye Bakanlığı nın kendilerine özel hesap dönemi tayin edilen kurumlar ise, istisnadan kazancın elde edildiği hesap döneminde yararlanabilir. Örneğin kendisine 1 Ağustos-31 Temmuz olarak özel hesap dönemi tayin edilmiş olan bir kurum, 01.07.2010 tarihinde elden çıkardığı taşınmaz veya iştirak hissesinden elde ettiği kazancı ancak 01.08.2009-31.07.2010 hesap döneminde istisna edebilir. Herhangi bir nedenle satışın yapıldığı dönem istisnadan faydalanılmazsa sonraki dönemlerde istisnadan faydalanma hakkı ortadan kalkmaktadır. 2.4. Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ile uğraşılmaması: İstisna uygulaması esas itibariyle bütün kurumlar için geçerlidir. Ancak, faaliyet konusu menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanması olan kurumların bu amaçla iktisap ettikleri ve ellerinde tuttukları kıymetlerin satışından elde ettikleri kazançların istisnadan yararlanmaları mümkün değildir. Menkul kıymet ve taşınmaz ticareti ile uğraşan kurumlar maddedeki tüm şartları taşısalar bile söz konusu faaliyetlerden sağlanan kazançlar nedeniyle istisnadan yararlanamayacaklardır. Ancak bu mükelleflerin faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis ettikleri taşınmazların satışından elde ettikleri kazançlarına istisna uygulanabilecektir. Örneğin bir inşaat şirketinde idare binası olarak kullanılan binanın daha sonra herhangi bir nedenle satılması durumunda, kanundaki şartları taşıması şartıyla, söz konusu satıştan elde edilen kazancın %75 i için istisnadan yararlanılabilecektir. 2.5. Satış bedelinin satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilme şartı: İstisnadan yararlanabilmek için satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna VERGİ DÜNYASI, SAYI 366, ŞUBAT 2012 159

kadar tahsil edilmesi şarttır. Örneğin 30 Mart 2011 de satılan bir taşınmazın satışından elde edilen kazancın istisnaya konu edilebilmesi için, söz konusu taşınmaza ait satış bedelinin 31 Aralık 2013 tarihine kadar tahsil edilmesi gerekmektedir. Bu süre içinde tahsil edilemeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılacaktır. Diğer bir deyişle, istisnadan yararlanılan tutar içerisinde tahsil edilemeyen kısım oranlama yapılarak bulunacak ve bu tutar için istisnadan yararlanmak mümkün olmayacaktır. İstisna için getirilen bu şart da kurumların mali bünyelerini güçlendirilmesinin amaçlandığını gösteren şartlardan biridir. Örneğin, 2009 yılında maliyet bedeli 20.000 TL olan ve 100.000 TL ye vadeli olarak satılan bir taşınmazın bedelinin 30.000 TL si 2009 yılında, 30.000 TL si 2010 yılında, 30.000 TL si 2011 yılında tahsil edilmiş, 10.000 TL si ise 2012 yılında tahsil edilecektir. Bu durumda 2012 yılında tahsil edilecek olan 10.000 TL ye isabet eden [(10.000 x %80) x %75=] 6.000 TL kazanç için istisnadan yararlanılması mümkün değildir. 2.6. İstisnadan yararlanılan satış kazancının özel fon hesabında tutulması: KVK 5/1-e de yer alan istisnanın amacı, kurumların mali bünyelerinin güçlendirilmesi olduğu için istisnadan yararlanacak kazancın satışın yapıldığı yılı izleyen beş yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Örneğin 01 Mart 2011 tarihinde satılmış bir gayrimenkule ait kazancın istisnadan yararlanan kısmı 31 Aralık 2016 tarihine kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulacaktır. Kanun bunun tek istisnası olarak sermayeye ilave edilme şartını öngörmüştür. İstisna edilen bu kazanç beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilirse veya işletmeden çekilirse ya da dar mükellef kurumlar tarafından ana merkeze aktarılırsa, istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır. Kanun aynı şekilde bu süre içerisinde işletmenin tasfiyesi halinde de istisna nedeniyle tahakkuk ettirilmeyen vergilerin ziyaa uğrayacağını belirtmiştir. Ancak kanun koyucu KVK kapsamında yapılan devir ve birleşme hükümlerine göre tasfiyeyi hariç tutmuştur. KVK hükümlerine göre devir veya birleşme halinde kazancın fon hesabında tutulmasına devir olunan kurumda veya birleşilen kurumda devam edilecektir. Bu durumda fonda tutulması gereken süre ise yeniden başlamayacak, kalan süre kadar olacaktır. Burada özel fon hesabına alınacak tutarın kazancın %75 lik kısmından fazla olamayacağına dikkat etmek gerekir. 3. Tasfiye Halinde Kurumlarda KVK 5/1-e İstisnasının Uygulanabilirliği KVK nun 5/1-e maddesinde yer alan istisna maddesinde, istisna edilen kazancın satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci takvim yılının sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulması öngörülmüştür. Ancak aynı maddede, işletmenin tasfiyesi halinde (KVK na göre yapılan devir ve bölünmeler hariç) istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerin ziyaa uğramış sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Burada ilk başta işletmelerin (şirketlerin) tasfiyesinin ne anlama geldiğinin açıklığa kavuşturulması gerekir. Kurumlar Vergisi Kanunu nda tasfiyenin tanımı yapılmamıştır. Kanunun 12 nci maddesinde, her ne sebeple olursa olsun, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye dönemi geçerli olur hükmü ile tasfiye döneminin ne olduğu açıklanmıştır. Vergi kanunlarında tasfiyenin tanımına ilişkin başka herhangi bir düzenleme yoktur. Dolayısıyla kurumlar vergisi mükelleflerinin tasfiyesi ile ilgili esaslar için ilgili kanunlara bakılması gerekmektedir. KVK nun 2 inci maddesine göre kurumlar vergisi mükellefleri: - Sermaye şirketleri, - Kooperatifler, - İktisadi Kamu Kuruluşları, - Dernek veya Vakıflara ait iktisadi işletmeler, - İş ortaklıkları olarak belirtilmiştir. Kurumlar vergisi mükelleflerinin büyük çoğunluğunu sermaye şirketleri teşkil eder. Bunların tasfiyesi ile ilgili esaslar, Ticaret Kanununda düzenlenmiştir. Bunun dışında, kooperatifler için, Kooperatifler Kanununda, iş ortaklıkları (adi ortaklık) Borçlar Kanunu nda tüzel kişiliği haiz kamu iktisadi teşebbüsleri için, kuruluş kanunlarında, tasfiye ile ilgili gerekli hükümler bulunmaktadır. Özel kanunlarında tasfiye işlemlerine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmayan iktisadi kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmelerinden tüzel kişiliği haiz olmayanların mükellefiyeti, şahıs işletmelerinde olduğu gibi işin bırakılmasıyla sona erecektir. (KVK 1 Seri No.lu GT). Yazımızda kısaca kooperatifler ve iş ortaklıklarının sona ermesi ve tasfiyesine değinilecek daha sonra esas itibariyle sermaye şirketleri ile ilgili hükümler üzerinde durulacaktır. Kooperatiflerle ilgili 24/04/1969 tarih ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu nda (K.K) düzenlemeler yapılmıştır. KK nın yedinci bölümünde (md.81- md.85) 160 VERGİ DÜNYASI, SAYI 366, ŞUBAT 2012

kooperatiflerin dağılması hükümlerine yer verilmiştir. Söz konusu Kanunun 81 inci maddesinde kooperatiflerin dağılma sebepleri düzenlenmiştir. Maddede belirtilen sebeplerin herhangi birinin gerçekleşmesi halinde kooperatif dağılır ve tasfiyeye girer. Konut yapı kooperatifleri ise ana sözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır. Tasfiye işlerini Tasfiye Kurulu yapar. KK nda aksine açıklama olmayan hususlarda ise Türk Ticaret Kanundaki hükümlerin uygulanacağı KK nunda hüküm altına alınmıştır (KK Md. 98). İş ortaklıkları, KVK nun 2 nci maddesinin 8 inci fıkrasında kurumların kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle, belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardan bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler olarak tanımlanmıştır. İş ortaklıklarının hukuki mahiyeti Borçlar Kanunu na göre adi ortaklıktır. Dolayısıyla iş ortaklıklarının sona ermesi ve tasfiye işlemleri Borçlar Kanunu hükümlerine göre yapılır. Borçlar Kanunu nun 535 inci maddesinde yazılı hükümlerin gerçekleşmesi ile adi ortaklık sona erer. Daha sonra adi ortaklık Borçlar Kanunu nun 538 ve sonraki maddeleri çerçevesinde tasfiyeye tabi tutulur. 3.1. Türk Ticaret Kanunu na (TTK) Göre Tasfiye: Şirketlerin sona erme sebeplerinden herhangi birinin gerçekleşmesi üzerine şirketler tasfiye haline girer. Anonim şirketlerde, sona erme sebepleri kendiliğinden sona erme sebepleri ve iradi sona erme sebepleri olmak üzere ikiye ayrılır. Şu an yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK nun 434 üncü maddesinde dokuz bent halinde sayılan sebeplerin herhangi birinin meydana gelmesi ile anonim şirketlerin kendiliğinden sona ermesine infisah denilmektedir. Yani, infisah sebeplerinin herhangi birinin gerçekleşmesiyle birlikte şirket sona erer ve ayrıca bir irade açıklamasına, ihbarda bulunulmasına veya karar alınmasına gerek yoktur. Örneğin bir anonim şirketin iflasına karar verilmesi halinde şirket kendiliğinden sona erer ve tasfiye haline girer. Buna karşın bazı hallerde ise, sona erme sebeplerinin gerçekleşmesi anonim şirketin sona ermesi için yeterli değildir. Şirketin sona ermesi için yetkili kişi, organ veya kurumların şirketi sona erdirmek için irade açıklaması gerekmektedir. Anonim şirketin bu şekilde sona ermesine ise fesih denir. Anonim şirketin fesih sebepleri TTK nun çeşitli maddelerinde yer almaktadır. Örneğin, anonim şirketin zorunlu organlarının mevcut olmaması veya genel kurulun toplanamaması halinde (TTK md. 435) ortakların, alacaklıların veya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı nın fesih davası açması sonucu mahkeme kararıyla şirket sona erer. Limited şirketlerin sona erme sebepleri ise 6762 sayılı TTK nun esas olarak 549 uncu maddesinde ve bunun yanında kanunun çeşitli maddelerinde (TTK md. 522 ve 551/2) sayılmıştır. Örneğin bir limited şirket ortaklardan birinin talebi üzerine haklı sebeplerden dolayı mahkeme kararıyla sona erebilir. Yukarıda sayılan sebeplerle şirketlerin sona ermesi halinde şirketlerin ticari faaliyetlerinin tamamen sona erdirilmesine yönelik işlemler yapılır. Buna tasfiye adı verilmektedir. Tasfiye, bir kurumun ticari faaliyetlerinden tamamen sona erdirilmesine yönelik olarak yapılan işlemler dizisidir. Bu işlemler kurumun mal varlığının elden çıkarılması, alacakların tahsili, borçların ödenmesi, sair mükellefiyetlerin yerine getirilmesi, gerek ortaklarla gerek yönetici, personel, satıcılar, alıcılar, resmi daire ve kuruluşlar ve sair üçüncü kişilerle olan tüm ilişkilerin sona erdirilmesidir. 1 Bu tanımdan hareketle tasfiye işlemlerinin ana unsurlarını; - mal varlığının elden çıkarılması (aktifi paraya çevirmek), - alacakların tahsili, - borçların ödenmesi, - sair mükellefiyetlerin yerine getirilmesi, - şirket ilişkilerinin tamamen sona erdirilmesi olarak sayabiliriz. Bütün bu işlemlerin tamamlanmasından sonra şirketin hukuki varlığına ticaret sicilindeki kaydın silinmesi ile son verilir. Tasfiye aşamasında şirket sona ermiş olmasına rağmen hukuk düzeninde yerini korur. Ancak, şirket sınırlı olarak mevcudiyetini devam ettirir. Bazı hak ve yetkilerin kullanılmasında sınırlamalar mevcuttur. Çünkü tasfiye haline giren bir şirketin amacı artık kazanç sağlamak değil, şirketin varlığına hukuken son vermektir ve bunun için yukarıda sıralanan işlemleri yapması gerekmektedir. 1 Mehmet MAÇ, Kurumlar Vergisi, Üçüncü Baskı, s.929 VERGİ DÜNYASI, SAYI 366, ŞUBAT 2012 161

Tasfiye halinde bir şirket, hukuken devem ettiği için ticaret unvanı kullanılmaya devam eder ancak, üçüncü kişilerin korunması amacıyla, ticaret unvanına tasfiye halinde ibaresi eklenmesi zorunludur. (TTK md. 439) 3.2. Tasfiye Halinde Kurumda KVK 5/1-e İstisnası KVK nun 5/1-e maddesinde kurumların tasfiyeye girmesi halinde, taşınmaz ve iştirak hisselerinden kazanç elde etmesi halinde maddede yer alan istisnadan yararlanıp yararlanmayacağı açık değildir. Sadece KVK nun 5/1-e maddesinin 3 üncü paragrafında 5 yıl için özel fona alınan kazanç için, Aynı süre içinde işletmenin tasfiyesi halinde de bu hüküm uygulanır diyerek, şartın ihlal edilmesinden bahsetmektedir. Başka bir deyişle, istisnadan yararlanan bir kurumun tasfiyesi halinde uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır. Bunun yanında 1 Seri No.lu KVKGT nin ilgili bölümünde ise bu konuda daha detaylı açıklama yapılmıştır. Söz konusu tebliğde, Bu istisnanın amacı kurumların mali yapılarının güçlendirilmesi, finansman sıkıntılarının giderilmesi ve bağlı değerlerinin ekonomik faaliyetlerde daha etkin bir şekilde kullanılmasına imkan sağlamak ve işletmelerin finansal bünyelerini güçlendirmektir. Tasfiyeye giren şirketlerde ise böyle bir amacın olmayacağı açıktır. Bu nedenle, istisna uygulamasında satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılsonuna kadar tasfiyeye girilmiş olması halinde, fon hesabında tutulması gereken kazancın işletmeden çekildiği kabul edilecektir. açıklaması yapılmıştır. Tebliğde istisnanın amacından hareketle istisnanın daha sonraki dönemlerde ihlalinden söz edilmiştir. Tebliğdeki bu düzenlemeden, tasfiye dönemi 5 yıldan uzun sürse dahi, kurumların tasfiyeye girmesi ile istisna şartının ihlal edileceği anlaşılmaktadır. Bu düzenleme, kanun lafzını daraltmış görünse bile istisnanın amacına uygundur. Tasfiyeye giren bir kurumun tek amacı işletmeyi bir an önce sona erdirmektir. Vergi Usul Kanunu nun 3 üncü maddesine göre, vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunları hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanunun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı göz önünde tutularak uygulanır. Önceki bölümlerde yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, tasfiye haline giren şirketin amacı kazanç elde etmek değil varlığını sona erdirmektir. KVK nun 5/1-e maddesinde yer alan taşınmaz ve iştirak hissesi satış kazancı istisnasının amacı kurumların bağlı değerlerinin ekonomik faaliyetlerde daha etkin bir şekilde kullanılmasına olanak sağlanılması ve kurumların mali bünyelerinin güçlendirilmesidir. Amacı varlığını sona erdirmek olan bir kurumda, taşınmaz ve iştirak hisselerini satmasının amacı da bu değerlerin satılıp ekonomik faaliyetlerde etkin kullanılmasından veya kurumun mali bünyesinin güçlendirmesinden söz etmek mümkün değildir. Tasfiye haline giren kurum bağlı değerlerini, başka bir deyişle taşınmazlarını, iştirak hisselerini vb. satıp borçlarını ödeyecek, varsa bundan sonra kalan, ortaklarına dağıtıp varlığını sona erdirecektir. Dolayısıyla, tasfiye haline giren bir kurumun, taşınmaz ve iştirak hisselerinin satışından kazanç elde etmesi halinde KVK nunda yer alan taşınmaz ve iştirak hissesi satış kazancı istisnasından yararlanması, istisnanın amacına uygun düşmeyecektir. Diğer taraftan söz konusu istisnayla ilgili olarak, bir çok yargı kararında da istisnanın amacı ön plana çıkmıştır. Danıştay 4 üncü dairesinin bir kararında 2 her biri ayrı tüzel kişiliğe sahip olan şirketlerin ellerindeki gayrimenkullerini satarak elde ettikleri değer artışı ile kendi mali yapılarını güçlendirmek ve finansman sorunlarını çözmek yerine, bu kazancı aynı gruba dahil diğer şirketlerden gayrimenkul almak suretiyle intikal ettirmeleri halinde, kanunda öngörülen şekli şartlar yerine getirilmiş olsa dahi anılan istisnadan yararlanmak mümkün görülmemiştir. hükmünü vermiştir. Danıştay 4 üncü dairesinin diğer bir kararında 3 da, Sahibi olunan taşınmazın, işletmenin finansman ihtiyacını karşılamak amacıyla satılmadığı, elde edilen para ile yine aynı şirketler grubuna dahil bir firmanın misafirhanesinin satın alındığı durumda, kanunun amacına uygun olarak kullanılmayan satış karı nedeniyle Kurumlar Vergisi Kanunu nun geçici 10 uncu maddesindeki istisnadan yararlanma olanağı yoktur. hükmünü vermiştir. Dolayısıyla, kanun koyucunun öngördüğü amaca hizmet etmeyen bir satış işlemi sonucunda elde edilen kazancın, vergiden istisna edilmesi isabetli değildir. 2 Danıştay4. Daire 04/10/1994 tarih ve E:1993/5241 K:1994/4562 sayılı karar 3 Danıştay4. Daire 18/12/1996 tarih ve E:1996/414, K: 1996/5701 sayılı karar 162 VERGİ DÜNYASI, SAYI 366, ŞUBAT 2012

Sonuç olarak, hem istisnanın amacı, hem kanun metni ve tebliğ açıklaması gereğince tasfiye haline giren bir kurumun taşınmaz ve iştirak hissesi satışından elde ettiği kazançlarının KVK5/1-e deki istisnadan yararlanması mümkün değildir. 4. Tasfiye Halinde Kurumların Taşınmaz ve İştirak Hissesi Satışından Doğan Zararların Kurumlar Vergisinden İndirimi Tasfiye halinde olan kurumların taşınmaz ve iştirak hissesi satışlarından doğan zararlarının indirimi konusunda İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı bir özelge vermiştir. Söz konusu özelge 4 aşağıdaki gibidir: İlgide kayıtlı dilekçenizde, tasfiye halindeki şirkete ait iştirak hisselerinizin elden çıkarılmasında, satıştan doğan zararın kurum kazancınızın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu nun istisnalar başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançlarının %75 lik kısmının anılan bentte sayılan şartlar dâhilinde kurumlar vergisinden istisna olduğu hükme bağlanmıştır. Aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise; iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesinin kabul edilemeyeceği belirtilmiştir. Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun geçici 25 inci maddesinin (I) bendinde, bu madde uyarınca düzeltilen kalemlerin elden çıkarılması halinde, bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farklarının maliyet bedeli addolunacağı, ancak amortismana tabi olmayan kıymetlerin düzeltilmiş değerinin altında bir bedelle satılması halinde, düzeltilmiş değerle düzeltme öncesi değer arasındaki farka isabet eden zararın, gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınmayacağı hükme bağlanmıştır. Buradan da anlaşılacağı üzere, hisse senetlerinin alış bedeli ile değerlendirilmesi zorunlu olduğundan hisse senetlerine sahip olunan şirketler ile ortaklık ilişkisi devam ettiğinden ortaklık payını temsil eden hisse senetlerinin itibari değerinde meydana gelecek azalmaların kurum kazancının tespitinde dikkate alınması mümkün değildir. Aksi halde, hisse senetlerinin satışı veya iştirak edilen şirketin iflas etmesi veya tasfiyenin sonuçlanması halinde doğması muhtemel bir zararın gerçekleşmeden dikkate alınmasına imkan tanınmış olacaktır. Ayrıca, iktisap edilen iştirak hisselerinin elden çıkarılması halinde, işlemde oluşan kar/zarar, bu işlemden önce yapılmış en son düzeltme işlemi baz alınarak belirlenecektir. Elden çıkarmanın tasfiye işlemleri sırasında olması durumu değiştirmeyecektir. Sonuç olarak, iştirak hisselerinin elden çıkarıldığı tarihten önce gerçekleştirilen en son enflasyon düzeltme işlemine göre düzeltilmiş maliyet değeri ile elden çıkarma değeri arasındaki farkın negatif çıkması (satışın zararla sonuçlanması) durumunda ortaya çıkan zararın, kurumlar vergisi matrahının hesaplanmasında dikkate alınmaması gerektiği gibi, 2 yıldan fazla süre kayıtlı bulunan iştirak hisselerinin satışından kazanç doğmaması halinde, bu satışa ilişkin zararların (giderlerin) %75 inin de, kanunen kabul edilmeyen gider sayılarak kurumun diğer faaliyetlerinden doğan kazançlardan indirilmesi mümkün olmayacaktır. Ancak bu satışa ilişkin zararların (giderlerin) kalan %25 inin ise gider olarak matrahın tespitinde dikkate alınabilmesi mümkün bulunmaktadır. Söz konusu özelge ile idare, tasfiye halindeki bir kurumun KVK 5/1-e de yer alan taşınmaz ve iştirak hissesi satış kazancı istisnasından yararlanabileceğini kabul ederek, söz konusu satışlardan doğan zararların ise, yine aynı kanun maddesinin 5/3 üncü maddesi gereği, istisna kazanca ilişkin gider ve zararların istisna dışı kazançtan indirilememesi gerekçesi ile zararın %75 lik kısmının indiriminin mümkün olmadığı, ancak sadece geri kalan %25 lik kısmının indiriminin mümkün olduğu görüşünü bildirmiştir. Yazımızın daha önceki kısımlarında açıklandığı üzere, tasfiye halindeki bir kurumun söz konusu taşınmaz ve iştirak hissesi satış kazancı istisnasından faydalanması mümkün değildir. Dolayısıyla, söz konusu satışların zararla sonuçlanması halinde bu zararların KVK nun 5 inci maddesinin 3 üncü fıkrasına göre istisna edilen kazanca ilişkin gider veya istisna kapsamındaki faaliyetlerden doğan zarar olarak kabul edilmesi 4 İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 8-399 sayılı özelge VERGİ DÜNYASI, SAYI 366, ŞUBAT 2012 163

mümkün olmadığından, kurumların vergi matrahından indirilmesinde vergi kanunları yönünden yasalara aykırılık yoktur. Başka bir deyişle, idarenin, kurumların iştirak satışlarına ilişkin zararlarının %75 inin kurum kazancından indirilmesinin kabul edilmeyeceği görüşüne katılmamaktayız. Kurumların söz konusu zararların tümünün kurum kazancının tespitinde indirim olarak dikkate alabileceği kanaatindeyiz. 4.1. Taşınmaz ve İştirak Hissesi Satışından Doğan Zararların Kurumlar Vergisi Matrahından İndirimi Hakkında Tartışma Taşınmaz ve iştirak hissesi satışından doğan zararların kurumlar vergisi matrahından indirilip indirilmeyeceği konusunda KVK nun 5/3 maddesi çerçevesinde tartışmalar yaşanmaktadır. KVK nun 5/3 maddesine göre; iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilmesi kabul edilmemektedir. Bir görüşe göre 5, gayrimenkul ve iştirak hissesi satış zararlarını istisna kapsamındaki faaliyetlerden doğan bir zarar olarak değerlendirmek gerekir ve KVK nun 5/3 üncü maddesi gereğince, kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlara ilişkin olarak yapılan giderlerin, kurumun vergiye tabi diğer kazanç tutarının tespitinde azaltıcı veya kurum zararlı ise bu zararı artırıcı bir unsur olarak indirim konusu yapılamaması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bu görüşe göre, gayrimenkul ve iştirak hissesi satış zararlarının %75 lik kısmının kurumlar vergisi matrahından indirimi kabul edilmemektedir. Diğer bir görüşe 6 göre ise, KVK nun 5/3 üncü maddesinde indirilemeyecek olan, istisna kapsamında kazançlara ilişkin giderler ile istisna kapsamındaki faaliyetlerde doğan zararlardır. Taşınmaz ve iştirak hisseleri satış zararları kurumun bir faaliyet zararı değil, işlem zararıdır. Dolayısıyla, taşınmaz ve iştirak hisseleri satış zararları KVK nun 5/3 üncü maddesi kapsamında değerlendirilmeyip, kurumlar vergisi matrahından indirimi kabul edilmelidir. Vergi idaresi her iki görüşü de destekler nitelikte özelgeler vermektedir. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı nın da yukarıda bahsettiğimiz tasfiye halinde iştirak hissesi satış zararının kabul edilemeyeceği görüşü de birinci görüş doğrultusunda verilmiştir. Bu tartışmaları bir yana bırakırsak, bir önceki bölümde açıkladığımız nedenlerle tasfiye halinde bir kurumun iştirak satışı dolaysıyla maruz kaldığı zararın kurumlar vergisi matrahından indirimin kabul edilmemesi kanunun lafzına ve ruhuna uygun düşmemektedir. 5. Sonuç Çalışmamızda, tasfiye halinde olan kurumların KVK nun 5/1-e maddesinde yer alan gayrimenkul ve iştirak hissesi satış kazancı istisnası karşısındaki durumu ve bu satışların zararla sonuçlanması halinde, söz konusu zararların kurumlar vergisi matrahından indirimi vergi kanunları çerçevesinde değerlendirilmiştir. Kanaatimizce, tasfiye halindeki bir kurumun söz konusu istisnadan yararlanması mümkün değildir. Dolayısıyla, tasfiye halinde olan kurumlarda gayrimenkul ve iştirak hisseleri satış zararlarının KVK nun 5/3 maddesi çerçevesinde istisna kazanca ilişkin gider veya zarar olmadığından, kurumlar vergisi matrahından tamamının indirimi de mümkündür. KAYNAKÇA 1. 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu 2. 03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı 1 Seri No.lu KVGT 3. 29/04/1926 tarih ve 818 Sayılı Borçlar Kanunu 4. 24.04.1969 tarih ve 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu 5. ARSLAN İbrahim, Şirketler Hukuku Bilgisi, On ikinci Baskı, 2007 6. YAKIŞIKLI Ramazan, Kurumlar Vergisinden İstisna Kazançlara Ait Giderler veya Zararlar, Vergi Dünyası, Temmuz 2008, Sayı 323 7. ÜLGEN Soner, Gayrimenkul Satış Kazancı İstisna Uygulamasında Zarar Doğması Durumunda Zararların Tamamı mı yoksa % 75 lik Kısmı mı Kanunen Kabul Edilmeyen Giderdir?, Vergi Dünyası, Eylül 2010, Sayı 349 8. UÇAR Serkan, Taşınmaz ve İştirak Hissesi Satışında Amaç Unsuru, Vergi Dünyası, Şubat 2011, Sayı 354 5 Soner Ülgen, Vergi Dünyası, Eylül 2010, Sayı 349 6 Ramazan Yakışıklı, Vergi Dünyası, Temmuz 2008, Sayı 323 164 VERGİ DÜNYASI, SAYI 366, ŞUBAT 2012