Anahtar Kelimeler : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi, bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi, ücret

Benzer belgeler
Munzam Sandıklara İşverenlerce Yapılan Katkı Payı Ödemelerine İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/044 Ref: 4/044

Munzam Sandıklara İşverenlerce Yapılan Katkı Payı Ödemelerine İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

Sirküler No: 049 İstanbul, 17 Haziran 2016

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

: Av.Tezcan ÇAKIR Meşrutiyet Cd. N:3/15 - ANKARA

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T

ANAYASA MAHKEMESİNDEN GVK GEÇİCİ 73 ÜNCÜ MADDEYLE İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

Anayasa Mahkemesi Kararlarının Devam Eden Davalara Etkisi

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

: Karabük Valiliği İl Defterdarlığı - KARABÜK

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

Uzun Sok. Kolotoğlu İşhanı Kat: 3 No:75 - TRABZON Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) : Karayolları Genel Müdürlüğü - ANKARA

T.C. DANIŞTAY Sekizinci Daire Esas No : 1992/2271 Karar No : 1993/1754

Danıştay Tetkik Hakimi Yeniay Kaya nın Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ve mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA

DANIŞTAY Vergi Dava Daireleri ESAS: 2014/304 KARAR: 2014/563

: Kazan Malmüdürlüğü - Kazan/ANKARA

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

14. Daire 2012/679 E., 2014/2401 K. "İçtihat Metni"

Sirküler Rapor /108-1

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2010/8630 Karar No : 2013/4481 Anahtar Kelimeler : Haciz, Ödeme Emri, (BS) Formu Özeti : sayılı

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR ŞEHRİBAN COŞKUN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası:2014/11376)

T.C. ANKARA 17. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2011/963 KARAR NO : 2011/1582

Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik/m.

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ek 1 Nolu Protokol

Anahtar Kelimeler : İmar Planının Yargı Kararıyla İptali, İmar Hukukunda Kazanılmış Hak, Yapı Ruhsatı

ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ

Ba ve Bs FORMLARININ VERİLMEMESİ NEDENİYLE ADİ ORTAKLIK ADINA KESİLEN CEZAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI YAYIMLANDI

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2019/078 Ref: 4/078

T.C. DANIŞ TAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas No : 2008/574

Temyiz Eden (Davalı) : Antalya İl Özel İdaresi

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

I sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunun başvuru konusu kuralının Anayasaya aykırılığı sorunu:

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU

Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını isteyen: Türk Tabipleri Birliği. Vekili : Av. Mustafa Güler Strazburg Cad. 28/28 Slhhiye/ANKARA

DANIŞTAYIN HAKSIZ ÇIKMA ZAMMIYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen: Tüketici Dernekleri Federasyonu. : 1- Başbakanlık - ANKARA. 2- Maliye Bakanlığı - ANKARA

Trafiği Kontrol ve Düzenleme Görevini Yürütürken Yaralanması Halinde Nakdi Tazminat Ödeneceği )

T.C. D A N I Ş T A Y İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas No : 2015/4614 Karar No : 2018/49

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890)

DAVALI: Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Bilkent Plaza, B2 Blok VEKİLİ: Av. Oya PELİT / Aynı yerde

8. Daire 2010/7065 E., 2013/1488 K. "İçtihat Metni"

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

T.C. DANIŞTAY Yedinci Daire. Anahtar Kelimeler : Katma Değer Vergisi, Müteselsil Sorumluluk, Ek Tahakkuk, İdari İşlemin İcrailiği

D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE Esas No : 2011/10572

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): Milli Eğitim Bakanlığı - ANKARA Vekili :

Üst Kurulu. Sanayi ve Ticaret A.Ş.

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK. /Geç. 3.

Danıştay Dördüncü Daire Başkanlığından. Karşı Taraf: Denizli Vergi Dairesi Başkanlığı DENİZLİ (Pamukkale Vergi Dairesi Müdürlüğü)

TÜRK MİLLETİ ADINA. Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nca dosya incelendi, gereği görüşüldü:

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş.K. /18-21 DAVACI YARARINA KAZANILMIŞ HAK

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

KARARLARI YARGI KARARLARI YARGI

5. Daire 2012/5124 E., 2014/2469 K. "İçtihat Metni"

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BİLAL MÜŞTAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/233)

İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI)

İDARÎ YARGILAMA USULÜ KANUNU NUN 4. MADDESİ VE DİLEKÇELERİN KAYDA GİRİŞ TARİHİ

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM

Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden:

S İ R K Ü L E R. KONU : İkale Sözleşmesi Kapsamında 27 Mart 2018 den Önce Ödenen Tazminatlardan Kesilen Vergilerin İade Usulü Açıklandı.

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/030 Ref: 4/030

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

İŞLETME İLE ORTAKLARI ARASINDAKİ PARASAL TRAFİĞİN BANKALAR ARACILIĞIYLA TEVSİKİ ZORUNLU MU?

T.C. D A N I Ş T A Y Vergi Dava Daireleri Kurulu

T.C. D A N I Ş T A Y. Vergi Dava Daireleri Kurulu

: HÜSEYİN DARTAL İl Sağlık Müdürlüğü, Merkeı/ŞANLIURF A TÜRK MİLLETİ ADINA

: Sağlık Bakanlığı - ANKARA

Sirküler Rapor /60-1 MALİ YÜKLER İLE İLGİLİ DAVALARIN VERGİ MAHKEMESİNDE AÇILMASIYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

Durdurulmasını İsteyenler : 1- Ankara Gümrük Müşavirleri Derneği

ANAYASA MAHKEMESİNDEN KATMA DEĞER KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

T.C İZMİR BÖLGE İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2012/4000 KARAR NO : 2012/4285 YARGILANMANIN YENİLENMESİNİ İSTEYEN (DAVACI) :

Vergi Davalarında Gerekçe Değişimi, Savunma Hakkını Sınırlar

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T.C. DANIŞTAY Vergi Dava Daireleri Kurulu. Anahtar Kelimeler: Katma Değer Vergisi, Vergi İndirimi, Vekalet Ücreti

SAVUNMANIN ÖZETİ : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

Anahtar Kelimeler : Merciine Tevdi Kararı, Süre Aşımı Dava Açma Süresi

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32,46

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

TEK HEKİMİN SÜREKLİ İCAP NÖBETÇİSİ OLAMAYACAĞINA İLİŞKİN DANIŞTAY KARARI Cuma, 12 Ağustos :53 - Son Güncelleme Perşembe, 05 Ocak :01

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2017/120 Ref: 4/120

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE. Stj. Av. Belce BARIŞ ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

T.C. D A N I Ş T A Y ONBEŞİNCİ DAİRE Esas No : 2014/9315 Karar No : 2015/9212

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

T.C. ANKARA 4. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2010/1045 KARAR NO : 2010/2000

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Kamulaştırma, Mülkiyet Hakkının Korunması, Ek Protokol - 1

Sirküler Rapor /163-1

idare tarafından karşılıklı olarak istenilmektedir.

KUR FARKLARININ KDV SİNDE SON DURUM 14 AĞUSTOS 2018

Transkript:

Anahtar Kelimeler : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi, bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi, ücret Özet : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi tarafından yapılan bireysel başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesince verilen mülkiyet hakkı ihlali kararı üzerine iş bu dava hakkında yeniden karar verilmesini gerektiren hukuki bir durum bulunmadığı hakkında. Kararın Düzeltilmesini İsteyen : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi Vekili : Av. Karşı Taraf : İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı/İSTANBUL (Pendik Vergi Dairesi Müdürlüğü) İstemin_Özeti : DanıştayDördüncüDairesinin 24.12.2013 günlü ve E:2013/9144, K:2013/10479 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54 üncü maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir. Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir. Tetkik_Hâkimi_... Düşüncesi : Davacı kurum hakkında yapılan inceleme sonucu düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitler dayanak alınarakdüzenlenmiş olanvergi inceleme raporları uyarınca, farklı dönemler ve şubeler için aynı özellikteki maddi olay ve hukuki nedene dayalı olarak yapılan tarhiyata ilişkin olarak açılan davalardan biri hakkında, Vergi Mahkemesince verilmiş ve Bölge İdare Mahkemesi kararıyla kesinleşmiş olan karar üzerine Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru sonucu; Anayasa Mahkemesi'nin 21.02.2015 tarih ve 29274 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 12.11.2014 günlü ve B.N:2014/6192 sayılı kararıyla; ''yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmadığı, tarhiyat hakkında mülkiyet hakkı ihlali ve tahsil edilen tutarın faiziyle birlikte tazminat olarak başvurucuya ödenmesine'' karar verildiğinden, karar düzeltme isteminin kabul edilerek düzeltilmesi istenen Daire kararı kaldırıldıktan sonra Vergi Mahkemesi kararının sözü edilen Anayasa Mahkemesi kararı dikkate alınarak yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek; davacı bankanın çalışanları adına, Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi Mensupları Munzam Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı Vakfı'na yatırılan banka katılım payı üzerinden vergi kesintisi yapılması gerektiği halde bu kesintinin yapılmadığının 23.11.2012 tarihli vergi tekniği raporuyla tespiti üzerine düzenlenen vergi inceleme raporları uyarınca yapılan tarhiyata karşı açılan davada verilen kararın kesinleşmesi üzerine davacı tarafından mülkiyet ve adil 1

yargılanma haklarının ihlal edildiği ileri sürülerek yapılan başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesinin 21.2.2015 tarih ve 29274 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 12.11.2014 günlü ve B.N.2014/6192 sayılı kararıyla; "Bankanın değişik şubeleri için aynı somut olaya dayalı olarak açılan davalarda, 193 sayılı Kanun'un 61. maddesi çerçevesinde katkı payı ödemelerinin ücret olup olmadığı hususunun ayrıntılı bir şekilde ve tüm yönleriyle tartışıldığı ve gerek bölge idare mahkemelerinin çoğu ve gerekse Danıştayın Üçüncü ve Dördüncü Dairelerince bu ödemelerin ücret olarak vergilendirilmesi gerektiği sonucuna varıldığıgörülmektedir. Hukuk kurallarının yorumlanması yetkisi derece mahkemelerine ait olduğundan söz konusu ödemelerin ücret olarak kabulü gerektiği sonucuna varılmakla birlikte, Anayasa Mahkemesince öncelikle ilgili derece mahkemelerinin kararlarında, uyuşmazlık konusu vergilere ilişkin vergilendirme dönemi olan 2007 yılında Banka katkı payı ödemelerinin ücret olarak kabul edilerek vergilendirilmesi gerektiği yönündeki değerlendirmelere esas alınan kanun hükümlerinin, müdahalenin kanun tarafından öngörülmüş olması koşulu bakımından değerlendirilmesi gerekmektedir. Başvuru dosyası içeriğinden ve Bakanlık görüş yazısından; 2012 yılı öncesinde munzam sandıklara ödenen banka katkı paylarının ücret olarak değerlendirilerek vergilendirilmelerine ilişkin idari bir düzenleme ya da uygulama olmadığı, dolayısıylabaşvurukonusuolayabenzer olayların yargıya intikal etmediği ve yargısal bir içtihadın bulunmadığı, vergi tekniği raporunda zikredilen Danıştay içtihatlarının doğrudan bu konuyla ilgili olmadığı, 1974 yılında kurulan ve halen faaliyetlerine devam etmekte olan Vakfa, Bankanın çok sayıda şubesince katkı payı ödemesi yapılmış olmasına ve defalarca vergi denetimi yapılmasına rağmen bu hususun daha önceden dile getirilmediği, katkı payı ödemelerinin ücret olarak değerlendirilmesi ve vergiye tabi tutulmasına ilişkin uygulamanın 2012 yılında yapılan vergi incelemesi sonucu düzenlenen vergi tekniği raporuna istinaden başlatıldığı ve bu yöndeki içtihadın, bu inceleme üzerine tarhedilen vergilere karşı açılan davalar dolayısıyla Danıştayın 2013 tarihli kararlarıyla ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Öngörülebilirliğin ancak 2013 tarihli Danıştay Daire kararlarıyla söz konusu olduğunun anlaşılması karşısında başvuru konusu vergilendirme işleminin ilişkin olduğu vergilendirme dönemi itibariyle, Anayasa'nın 73. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan verginin kanuniliği ilkesi gereği kanuni düzeyde sağlanması gereken öngörülebilirliğin sağlanamadığı, kanun hükümlerindeki öngörülemezliğin kanun altı idari uygulamalar ve düzenlemeler veya yargısal içtihatlarla giderilemediği, bu durumda başvurucu tarafından 2007 yılında Vakfa ödenen katkı paylarının ücret sayılarak vergilendirilmesine ilişkin işlemlerin, öngörülebilir kanuni dayanağının bulunmadığı anlaşıldığından, vergi asılları bakımından varılan sonuç dolayısıyla vergi cezaları bakımından ayrıca değerlendirme yapılmasına gerek görülmeyerek, Vakfa yaptığı katkı payı ödemeleri üzerinden vergi ve ceza tahsil edilmesi nedeniyle başvurucunun, Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğinin kabul edilmesi gerektiği" gerekçesiyle mülkiyet hakkı ihlali kararı verilmiş ise de; Anayasa Mahkemesince bireysel başvuru üzerine yapılan yargılama mülkiyet hakkının ihlal edilip edilmediği noktasında olup idari yargı merciince incelenecek husus ise, İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. 2

maddesinde açıklanan idari eylem veya işlemlerden dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal ya da tam yargı davaları üzerine dava konusu işlem veya eylemin hukuka uygun olup olmadığının incelenmesi olduğu, dolayısıyla uyuşmazlık konusu vergisel işlemin hukuka uygun olup olmadığına ilişkin bulunduğu, diğer yandan aynı kararda; ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmadığına da karar verilerek; Anayasanın 73. maddesinin 3. fıkrasında yer alan verginin kanuniliği ilkesi gereği kanuni düzende sağlanması gereken öngörülebilirliğin sağlanmadığı sonucuna varıldığı gerekçesine yer verildiği, değinilen kararın; düzeltilmesi istenen Danıştay Dördüncü Daire kararının bu kapsamda yeniden değerlendirilerek Anayasa Mahkemesinin mezkur kararı çerçevesinde yorumlanarak yeniden bir karar verilmesini gerektiren bir hukuki durum oluşturmadığı, inceleme tarihi itibarıyla olayda Kanuni bir belirsizlik bulunmayıp maddi olayın tanımlanmasında belirsizlik olduğu, dolayısıyla ihlalin sorumluluğa etkili olmadığı sonucuna varılarak gereği görüşüldü: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun54 üncü maddesinde, Danıştay tarafından verilen yargısal kararlar hakkında, bu maddede yazılı sebeplerle kararın düzeltilmesinin istenebileceği belirtilmektedir. Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen iddialar, Kanunda belirtilen hallerden hiçbirine uymamaktadır. oyçokluğuylakarar verildi. Bu nedenle kararın düzeltilmesi isteminin reddine, 4.3.2015 gününde Başkan Üye Üye Üye Üye KARŞI OY (X) Davacı banka çalışanları adına Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi Mensupları Sosyal Güvenlik ve yardımlaşma Sandığı Vakfı'na yatırılan banka katılım payı üzerinden vergi kesintisi yapılması gerektiği ileri sürülerek yapılan tarhiyatın kaldırılmasına ilişkin mahkeme kararının Danıştay Dördüncü Dairesince bozulması üzerine kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Davacı bankanın çalışanları adına, Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi Mensupları Munzam Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı Vakfı'na yatırılan banka katılım payı üzerinden vergi 3

kesintisi yapılması gerektiği halde bu kesintinin yapılmadığının 23.11.2012 tarihli vergi tekniği raporuyla tespiti üzerine düzenlenen vergi inceleme raporları uyarınca yapılan tarhiyata karşı açılan davada verilen kararın kesinleşmesi üzerine davacı tarafından mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiği ileri sürülerek yaptığı başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesinin 21.2.2015 tarih ve 29274 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 12.11.2014 günlü ve B.N.2014/6192 sayılı kararıyla; "Bankanın değişik şubeleri için aynı somut olaya dayalı olarak açılan davalarda, 193 sayılı Kanun'un 61. maddesi çerçevesinde katkı payı ödemelerinin ücret olup olmadığı hususunun ayrıntılı bir şekilde ve tüm yönleriyle tartışıldığı ve gerek bölge idare mahkemelerinin çoğu ve gerekse Danıştayın Üçüncü ve Dördüncü Dairelerince bu ödemelerin ücret olarak vergilendirilmesi gerektiği sonucuna varıldığıgörülmektedir. Hukuk kurallarının yorumlanması yetkisi derece mahkemelerine ait olduğundan söz konusu ödemelerin ücret olarak kabulü gerektiği sonucuna varılmakla birlikte, Anayasa Mahkemesince öncelikle ilgili derece mahkemelerinin kararlarında, uyuşmazlık konusu vergilere ilişkin vergilendirme dönemi olan 2007 yılında Banka katkı payı ödemelerinin ücret olarak kabul edilerek vergilendirilmesi gerektiği yönündeki değerlendirmelere esas alınan kanun hükümlerinin, müdahalenin kanun tarafından öngörülmüş olması koşulu bakımından değerlendirilmesi gerekmektedir. Başvuru dosyası içeriğinden ve Bakanlık görüş yazısından; 2012 yılı öncesinde munzam sandıklara ödenen banka katkı paylarının ücret olarak değerlendirilerek vergilendirilmelerine ilişkin idari bir düzenleme ya da uygulama olmadığı, dolayısıylabaşvurukonusuolayabenzer olayların yargıya intikal etmediği ve yargısal bir içtihadın bulunmadığı, vergi tekniği raporunda zikredilen Danıştay içtihatlarının doğrudan bu konuyla ilgili olmadığı, 1974 yılında kurulan ve halen faaliyetlerine devam etmekte olan Vakfa, Bankanın çok sayıda şubesince katkı payı ödemesi yapılmış olmasına ve defalarca vergi denetimi yapılmasına rağmen bu hususun daha önceden dile getirilmediği, katkı payı ödemelerinin ücret olarak değerlendirilmesi ve vergiye tabi tutulmasına ilişkin uygulamanın 2012 yılında yapılan vergi incelemesi sonucu düzenlenen vergi tekniği raporuna istinaden başlatıldığı ve bu yöndeki içtihadın, bu inceleme üzerine tarhedilen vergilere karşı açılan davalar dolayısıyla Danıştayın 2013 tarihli kararlarıyla ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Öngörülebilirliğin ancak 2013 tarihli Danıştay Daire kararlarıyla söz konusu olduğunun anlaşılması karşısında başvuru konusu vergilendirme işleminin ilişkin olduğu vergilendirme dönemi (2007 yılı) itibariyle, Anayasa'nın 73. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan verginin kanuniliği ilkesi gereği kanuni düzeyde sağlanması gereken öngörülebilirliğin sağlanamadığı, kanun hükümlerindeki öngörülemezliğin kanun altı idari uygulamalar ve düzenlemeler veya yargısal içtihatlarla giderilemediği, bu durumda başvurucu tarafından 2007 yılında Vakfa ödenen katkı paylarının ücret sayılarak vergilendirilmesine ilişkin işlemlerin, öngörülebilir kanuni dayanağının bulunmadığı anlaşıldığından, vergi asılları bakımından varılan sonuç dolayısıyla vergi cezaları bakımından ayrıca değerlendirme yapılmasına gerek görülmeyerek, Vakfa yaptığı katkı payı ödemeleri üzerinden vergi ve ceza tahsil edilmesi nedeniyle başvurucunun, Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal 4

edildiğinin kabul edilmesi gerektiği" gerekçesiyle mülkiyet hakkı ihlali kararı verilmiş, ayrıca yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmadığına ve tahsil edilen tutarın yasal faiziyle birlikte tazminat olarak ödenmesine hükmedilmiştir. Dosyanın incelenmesinden, Anayasa Mahkemesinin sözü edilen kararındaki maddi olay ile iş bu dosyadaki maddi olayın aynı vergi tekniği raporundaki tespitlere dayalı olarak ve hukuki dayanağı aynı olmak üzere sadece vergilendirme döneminde farklılık bulunduğu görülmüş olup, Anayasa Mahkemesi kararında ''mülkiyet hakkına vergi yoluyla yapılan müdahalenin meşruiyetinin sorgulanabilmesi için, kanun tarafından öngörülmüş olma ölçütünün alt ölçütleri olan "ulaşılabilirlik" ve "öngörülebilirlik" ölçütlerinin sağlanıp sağlanmadığının, bir diğer deyişle kanuni dayanağın mülkiyet hakkı sahibi bakımından ulaşılabilir ve öngörülebilir olup olmadığının ve hak sahibinin hukuki güvenliğinin sağlanıp sağlanmadığının tespit edilmesi gerektiği, öngörülebilirliğinin ise, hukuk kuralının uygulanması hâlinde doğabilecek sonuçların, önceden tahmin edilebilmesi anlamına geldiği; buna göre öngörülebilirlik koşulunun sağlandığından söz edebilmek için, mülkiyet hakkı sahibi tarafından hangi koşulların gerçekleşmesi hâlinde mülkiyet hakkına müdahale edileceğinin önceden tahmin edilebilmesinin bilinebilmesi gerektiği, bu çerçevede, verginin kanuniliği ilkesi gereği vergi yoluyla yapılacak müdahalelerin temel dayanağı olan kanunların da, ilgili kişinin davranışlarını belirlemesi amacıyla, kolayca ulaşabileceği, gerektiğinde profesyonel yardım almak suretiyle de olsa anlayabileceği, açık, net ve yeterince belirgin nitelikte olması gerektiği; ancak her zaman, kanunlarda mutlak bir açıklığın beklenemeyeceği, bu sebeple, kanuni düzenlemelerde az veya çok belirsiz ifadeler bulunabileceği ve bu belirsizliğin uygulamadaki yorumlarla giderilebileceğinin kabul edildiği, bu durumda kanuni düzenlemenin içeriğinin ve kapsamının kanun altı düzenlemeler veya yargısal içtihatlarla açıklığa kavuşturulduğu, bir diğer deyişle birey açısından belirliliğin sağlandığı durumlarda öngörülebilirlik koşulunun karşılandığından söz edilebileceği, dosya içeriğinden ve Bakanlık görüş yazısından; 2012 yılı öncesinde munzam sandıklara ödenen banka katkı paylarının ücret olarak değerlendirilerek vergilendirilmelerine ilişkin idari bir düzenleme ya da uygulama olmadığı, dolayısıyla başvuru konusu olaya benzer olayların yargıya intikal etmediği ve yargısal bir içtihadın bulunmadığı, vergi tekniği raporunda zikredilen Danıştay içtihatlarının doğrudan bu konuyla ilgili olmadığı, 1974 yılında kurulan ve halen faaliyetlerine devam etmekte olan Vakfa, Bankanın çok sayıda şubesince katkı payı ödemesi yapılmış olmasına ve defalarca vergi denetimi yapılmasına rağmen bu hususun daha önceden dile getirilmediği, katkı payı ödemelerinin ücret olarak değerlendirilmesi ve vergiye tabi tutulmasına ilişkin uygulamanın 2012 yılında yapılan vergi incelemesi sonucu düzenlenen vergi tekniği raporuna istinaden başlatıldığı ve bu yöndeki içtihadın, bu inceleme üzerine tarhedilen vergilere karşı açılan davalar dolayısıyla Danıştayın 2013 tarihli kararlarıyla ortaya çıktığının anlaşıldığı; öngörülebilirliğin ancak 2013 tarihli Danıştay Daire kararlarıyla söz konusu olduğunun anlaşılması karşısında başvuru konusu vergilendirme işleminin ilişkin olduğu vergilendirme dönemi (2007 yılı) itibariyle, Anayasa'nın 73. maddesinin üçüncü 5

fıkrasında yer alan verginin kanuniliği ilkesi gereği kanuni düzeyde sağlanması gereken öngörülebilirliğin sağlanamadığı, kanun hükümlerindeki öngörülemezliğin kanun altı idari uygulamalar ve düzenlemeler veya yargısal içtihatlarla giderilemediği, bu durumda başvurucu tarafından ilgili dönemde Vakfa ödenen katkı paylarının ücret sayılarak vergilendirilmesine ilişkin işlemlerin, öngörülebilir kanuni dayanağının bulunmadığı anlaşıldığından, vergi asılları bakımından varılan sonuç dolayısıyla vergi cezaları bakımından ayrıca değerlendirme yapılmasına gerek görülmeyerek, Vakfa yaptığı katkı payı ödemeleri üzerinden vergi ve ceza tahsil edilmesi nedeniyle başvurucunun, Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğinin kabul edilmesi gerektiği'' yönünde gerekçeye de yer verilmek suretiyle, verginin kanuni ilkesi gereği kanuni düzeyde sağlanması gereken öngörülebilirliğin sağlanamadığı, kanun hükümlerindeki öngörülmezliğin kanun altı idari uygulamalar ve düzenlemeler veya yargısal içtihatlarla giderilemediği hususuvurgulanarak, incelenen dönemler için katkı paylarının ücret sayılarak vergilendirilmesine ilişkin işlemlerin öngörülebilir kanuni dayanağının bulunmadığı, dolayısıyla öngörülebilirliğin Danıştay kararlarıyla ortaya çıktığı 2013 yılına kadar olan tarhiyatların öngörülebilir kanuni dayanağının bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, karar düzeltme isteminin kabul edilerek Dairemiz kararı kaldırıldıktan sonra Anayasa Mahkemesikararı uyarınca bir karar verilmek üzere Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara karşıyım. Başkan KARŞI OY (XX) Davacı kurumun kararın düzeltilmesi isteminin kabul edilerek Daire kararı kaldırıldıktan sonra temyiz isteminin reddedilerek Mahkeme kararının onanması gerektiği oyu ile karara karşıyım. Üye 6