Yıl: 4, Sayı: 11, Haziran 2017, s

Benzer belgeler
Adı: REMBRANDT HARMENSZOON VAN RİNJN Doğum: 15 Temmuz 1606 Leiden Hollanda Milliyeti: Hollandalı Sanat Akımı: Lüministik sanat Alanı: Resim Baskı

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

NOKTA VE ÇİZGİNİN RESİMSEL ANLATIMDA KULLANIMI Semih KAPLAN SANATTA YETERLİK TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç. Leyla VARLIK ŞENTÜRK Eylül 2009

Rönesans Heykel Sanatı

1824 yılında Paris Salonu'nda John Constable'ın eserleri sergilendi. Ressamın, kırsal manzaraları bazı genç meslektaşlarını etkiledi.

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF FELSEFE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS Ön Koşul Dersler

CUMHURİYET ORTAOKULU 7. SINIF GÖRSEL SANATLAR GÜNLÜK DERS PLANI

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

KODU DERSİN ADI T U K Çağdaş Sanat I-II Yard. Doç. Dr. Solmaz BUNULDAY HASGÜLER

Dersin Adı D. Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 IV Ön Koşul Dersler

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Dersin Amaçları. Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

KAYNAK: Birol, K. Bülent "Eğitimde Sanatın Önceliği." Eğitişim Dergisi. Sayı: 13 (Ekim 2006). 1. GİRİŞ

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul.

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FELSEFEYE GİRİŞ DKB

GÖRSEL SANATLAR DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI NIN GENEL AMAÇLARI

ARK433 Güz S - 3. Doç. Dr. Haluk Çetinkaya

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

CUMHURİYET ORTAOKULU 8. SINIF GÖRSEL SANATLAR GÜNLÜK DERS PLANI

SOSYAL TABAKALAŞMA SOSYAL TABAKALAŞMA Taylan DÖRTYOL Akdeniz Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pazarlama Bölümü

AVRUPADA EĞİTİMİN TARİHİ GEÇMİŞİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

Müze eğitiminin amaçları nelerdir?

HER TÜRLÜ MEKANIN YIKILIŞINI İŞİTİYORUM,PARÇALANAN CAMI VE ÇÖKEN

İSTANBUL UN PENÇ HALLERİ. TA NER A L A KU Ş ve Ö Ğ R E NC İ L E R İ Mİ N YATÜR S E RG İ Sİ

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI

Teknik Resim ve Perspektif (GRT113 ) Ders Detayları

MÜZİĞİN RESİM SANATINDA TARİHSEL SÜRECİ 20.yy SANATINA ETKİSİ VE YANSIMASI. Emin GÜLÖREN YÜKSEK LİSANS TEZİ. Resim Anasanat Dalı

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25).

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

SANATSAL DÜZENLEME ÖĞE VE İLKELERİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

STREET ART/SOKAK SANATI

Uygarlık Tarihi (HIST 201) Ders Detayları

Uygarlık Tarihi (HIST 201) Ders Detayları

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ I SDT

Temel Kavramlar Bilgi :

Sanat Tarihi (EÜT 141) Ders Detayları

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS

Bir hedef seçtiğiniz zaman o hedefe ulaşmanın getireceği bütün zorluklara katlanmanız gerekir. Her başarım bana ayrı bir heyecan, ayrı bir enerji

Etik, Biyoetik, Hukuk: Temel Kavramlar ve Yaklaşımlar

Editörler Prof.Dr. Ahmet Onay / Prof.Dr. Nazmi Avcı DİN SOSYOLOJİSİ

AŞKIN BULMACA BAROK KENT

Devrim Erbil: Ritmin Resmi

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

III.Yarıyıl III RES 599 Yüksek Lisans Tezi Toplam

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK

Doç. Dr. SERDAR GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU

Uygarlık Tarihi (HIST 201) Ders Detayları

İBRAHİM DEMİREL FOTOĞRAF DİLİNDE BİR SÖYLEŞİ. asosöyleşi

Fotoğraf Sanat mıdır? Evet, Sanattır...

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

EGE ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR, TASARIM VE MİMARLIK FAKÜLTESİ GÖRSEL İLETİŞİM TASARIMI BÖLÜMÜ DERS İÇERİĞİ

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DOKTORA PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İLKOKULU 1/. SINIFI GÖRSEL SANATLAR YILLIK PLANI

MEKANIN SOSYOLOJİSİ. Derse kabul koşulları. (Ön Koşul, Bağlantı Koşul)

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

KOMEDİ TRAJEDİ ...VE AŞK...VE İHTİRAS...VE SAVAŞ BİRAZ SENİN HİKÂYEN GİBİ... GERÇEK AŞK İÇİN HİÇ BEDEL ÖDEDİN Mİ?

SANAT EĞİTİMİ ÜZERİNE. Doç. Dr. Mutlu ERBAY

Mimarlık ve Sanat Tarihi III (ICM 321) Ders Detayları

ESNAF VE SANATKAR KAVRAMINDA EMEK VE SERMAYE UNSURLARININ ÖNEMİ

Mimarlık Sanat ve Propoganda (MMR 520) Ders Detayları

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

RÖNESANS DÖNEMİ BAHÇE

Sergi açılış kokteylini onurlandırmanızı dileriz.

SANAYİ-ÖNCESİ KENTLERİN TEMEL ÖZELLİKLERİ (Ortaçağ Kentleri)

ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel;

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS. Seçmeli. Bu dersin sonunda öğrenci; 1. Ogrenciler bilimin doğasını anlar.

2018 YGS Konuları. Türkçe Konuları

FEMİNİST PERSPEKTİFTEN KÜRT KADIN KİMLİĞİNİ ÜZERİNE NİTELİKSEL BİR ARAŞTIRMA

Çevre Estetiği (ICM 374) Ders Detayları

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Siyaset Bilimine Giriş I SBG Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli

Moda Tarihi (MTT233) Ders Detayları

KAPSAYICI EĞİTİM. Kapsayıcı Eğitimin Tanımı Ayrımcılığa Neden Olan Faktörler

TEKNOLOJİ ve TASARIM DERSİ 7. SINIF I. DÖNEM YAZILI-TEST SINAV ÇALIŞMA SORULARI

KENT SOSYOLOJİSİ GİRİŞ PLANLAMA TEKNOLOJİ ORGANİZASYON. Kutsal Üçlü (Storper,1997)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İçindekiler. Değişim. Toplumsal Değişim. Değişim Eğitim ilişkisi. Çok kültürlülük. Çok kültürlü eğitim. Çok kültürlü eğitim ilkeleri

Fotoğrafta kompozisyon fotoğraf çerçevesinin içine yerleştireceğimiz nesneleri düzenleme anlamına gelir.

ANAFİKİR: Kendimizi tanımamız, sorumluluklarımızı yerine getirmemizde

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

HALE OZANSOY RESİM SERGİSİ DEFNE SANAT GALERİSİNDE AÇILDI

Tasarımda Gerçeklik ve Düşler (MMR 513) Ders Detayları

Transkript:

Yıl: 4, Sayı: 11, Haziran 2017, s. 752-762 Onur KARAALĠOĞLU 1 16. YÜZYILDAN 19. YÜZYILA RESĠM SANATINDA GÜNDELĠK YAġAMIN TEMSĠLĠ OLARAK BEDEN 2 Özet Geçmişten günümüze sanat alanının vazgeçilmez unsurlarından biri olan beden imgesi, çağının getirdiği koşullar doğrultusunda anlam ve biçim olarak değişime uğramış, bu değişimler dahilinde çağın düşünürleri ve sanatçıları tarafından yorumlanmıştır. İnsanlığın ilk çağlarından günümüze değin sosyo-kültürel değişkenlerin etkilerini bulabileceğimiz bedenler, acı, ölüm ve haz gibi insani değerlerin yanı sıra ideolojilerin, bilimsel çalışmaların ve gündelik yaşamın bir yansıması olarak sanat alanındaki varlığını sürdürmüştür. Özellikle çağın getirdikleri ile şekillenen beden imgesi, sanat alanında sayısı günden güne çoğalan akım ve üslupla birlikte, biçim ve içerik olarak değişime uğrarken, bir değer atfetme aracı olarak da izleyicinin yorumuna sunulmuştur. Bedene atfedilen değerin görünür kılındığı gündelik yaşam resimleri ise, bedenin zaman-mekan algısı içinde yorumlandığı bir tür olarak sunduğu tarihsel verilerle ayrıcalıklı bir öneme sahiptir. Anahtar Kelimeler: Beden, Gündelik Yaşam Resimleri, Janr FROM THE 16TH CENTURY TO THE 19TH CENTURY BODY AS A REPRESENTATION OF DAĠLY LIFE IN PAINTING Abstract The body image, which is one of the indispensable elements of the field of art from the past to the present, has changed in meaning and form in accordance with 1 Arş. Gör., Sakarya Üniversitesi, Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, Resim ASD, onurk@sakarya.edu.tr 2 Bu çalışma 2017 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü nde Prof. Aydın Ayan danışmanlığında tamamlanan 1945 Sonrası Resim Sanatında Bir Dışavurum Aracı Olarak Beden adlı Sanatta Yeterlik Eser Metni nden derlenmiştir.

Onur Karaalioğlu the conditions brought about by the age and these changes have been interpreted by the thinkers and artists of the age. The bodies that we can find the effects of sociocultural variables from the early ages of mankind to nowadays, has continued its existence in the field of art as a reflection of ideological, scientific studies and daily life, as well as human values such as pain, death and pleasure. Especially, the image of the body that is shaped by the age brought about, While changing in form and content with the movements and style that has increased day by day in the field of art is presented to the viewer as a means of attributing value. The art of painting as an area where the value attributed to the body is visible and interpreted in the sense of time-space of the body has a privileged importance in terms of presenting historical data. Keywords: Body, Daily Life Paintings, Janr GĠRĠġ Varoluşundan günümüze değin sosyoloji, biyoloji, felsefe ve tarih gibi birçok bilim alanının araştırma konularının merkezinde yer alan insan bedeni, çağın oluşturduğu koşullar doğrultusunda, yeniden tanımlanmış ve bu tanımlar üzerinden anlam kazanmıştır. Maddi ve manevi değerlerin de bir taşıyıcısı olarak ele alınabilecek olan insan bedeni ve ona dair yapılan tanımlamalar, kültür, coğrafya ve zaman gibi faktörler dahilinde çeşitlenmektedir. İlk bakışta somut bir varlığa işaret eden beden kavramının soyut olarak ele alınışı ise insanlığın en eski çağlarına kadar dayanmaktadır. İnsanoğlunun kendini diğer varlıklardan ayrıştırdığı, zihnen ve fiziken farklılıklarını keşfettiği andan itibaren bireysel ve toplumsal açıdan şekillenen beden, varoluşunu anlamlandırma sürecinin ilk aşamasını oluşturan inanç mekanizmalarının merkezinde yer almıştır. İlk çağlardan beri ruh ile bütünlük içerisinde değerlendirilen beden kavramı, aydınlanma çağının hümanist bakış açısını besleyen bilimsel çalışmalar ve felsefik çıkarımlarla birlikte yeniden yorumlanmış ve iki farklı düalite olarak ele alınmıştır. 753 Bedeni ruhun boyunduruğundan kurtaran düalist yaklaşım Rönesans döneminde perspektif kurallarının keşfiyle birlikte, bir anlamda resim sanatının en büyük gelişim aşamasını oluşturmaktadır. Rönesans dönemine değin önem perspektifine göre kutsallık yüklenen bedenler, değişen sanat algısıyla birlikte, gerçek hayatın içinden gelen dünyevi görünümlü bedenlere dönüşmüş ve sadece ona yüklenen anlamlarla kutsallaştırılmıştır. Tanrısal gücün yanı sıra acı ve ölüm gibi insani değerlerin yansımalarını da bulabileceğimiz beden imgeleri, sosyokültürel yapının sağladığı bakış açıları dahilinde yorumlanmış ve bu anlayışla birbirinden farklı biçimde ele alınmıştır. Sosyo-kültürel yapıların yanı sıra iktidar mekanizmasının istekleri doğrultusunda da değişime uğrayan beden imgesi, çıkar çatışmalarının ekseninde kutsi değerlerinden gün be gün sıyrılarak, dünyevi meselelerin temsili haline gelmiştir. Bu bağlamda beden imgesi, cinsel hazzı ön planda tutan seyirlik bir nesneye, gündelik yaşamın temsili olan bir göstergeye ya da ideolojik fikirleri yansıtan bir simgeye dönüşmüştür. Özellikle teknoloji, sanayi ve siyaset alanında yaşanan gelişmeler, modern dünya görüşünü biçimlendirirken, sanat alanında ortaya çıkan akım ve üsluplar beden imgesinin biçim ve içerik yönünden çeşitlenmesini de sağlamıştır. Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:11, Haziran 2017, s. 752-762

16. Yüzyıldan 19. Yüzyıla Resim Sanatında Gündelik Yaşamın Temsili Olarak Beden Yeme-içme, yıkanma, sohbet, kavga, cinsellik, uyku, iş-güç, çalışma gibi örnekleri çoğaltılabilecek hayata dair yaşamsal pratikler, sanata konu olması açısından dönemsel farklılıklar göstermektedir. Gündelik yaşama dair pratiklerin görsel olarak yüzeye aktarımı ise tarihi belge olarak etnografik verilere dönüşürken, geçmişe ait değişkenlerin günümüzde anlamlandırılması açısından önemli ip uçları sunmaktadır. Tarih öncesi av sahneleriyle başladığı kabul edilen sanatın tarihine bu bağlamda bakıldığında, sanatın ilk olarak gündelik yaşamın ihtiyaçları doğrultusunda ortaya çıktığı kabul edilebilir bir yaklaşımdır. Sonraki süreçte, özellikle antik dönemle birlikte duvar ve seramik yüzeylerde sıkça işlenen ve dönemin yaşamsal pratiklerinin ele alındığı betimlemelerin tarihe rehberlik ettiği görülmektedir. Dini içerikli resimlerle ise dünyevi yaşam, sanatın konusu olmaktan çıkmıştır. Dolayısıyla, bedenin kutsiliği ile ilgilenen dini içerikli sanat, sıradan insanın bedenini değersizleştirmiştir. Rönesans dönemine kadar yüzyıllar boyunca yoğun olarak Hristiyanlığa hizmet eden sanat, sıradan insan bedenini, ancak kutsal bedenin ulviliğini açığa çıkartmak amacıyla kullanmıştır. Halkın sıradan yaşamına dair konular ise sanat alanına dahil edilmemiştir. Rönesans dönemiyle birlikte, sanatın doğalcı yaklaşımıyla dünyevileşen kutsal bedenler, bu dünyaya ait mekanların tanımlandığı kompozisyonların içinde betimlenmeye başlanmıştır. Bu durum, Ortaçağ boyunca dine hizmet eden batı sanatının, Rönesans ile birlikte tanrısallığından çıkıp dünyevileşen bakış açısıyla, soylu sınıfın da içine dahil olduğu konuların işlenmesini olanaklı kılmıştır. Dünyevi kişiliklerin resim yüzeyine tasviri, din ve yaşam arasındaki bağları güçlendirirken, yeni bir alıcı kitlesinin de oluşmasını sağlamıştır. Fakat, toplumsal yapı ve kilisenin baskıcı etkisi nedeniyle dinin etkisinden tamamen sıyrılamayan sanatçılar, soylu sınıfın asaletini alt tabakadan ayırmak için çalışmalarını belirli bir ciddiyet çerçevesinde ele almak zorunda kalmıştır. Bu ciddiyet müşterinin istekleri doğrultusunda şekillenirken, sahibinin sosyal statüsünü yansıtmakta ve elde ettiği saygınlığı gelecek nesillere aktarmaktadır. Dönemin algı biçimi ve dinin tutucu tavrıyla belirlenen bu süreç, bireyin toplum tarafından kabul edilmesi noktasında ciddiyeti resmin birincil unsuru haline getirmiştir. (Özgenç 2008: 19) 754 Tarih boyunca sosyo-ekonomik-politik yapılarla paralel şekillenen resim sanatındaki toplumsal tahakkümün kırılışı 1517 yılında Protestan reformuyla başlarken, ortaya çıkan yüzyıl savaşları dinin toplum üzerindeki etkisini azalmasına neden olmuştur. Protestanlığın etkili olduğu Kuzey Avrupa da özellikle Almanya ve Hollanda da Roma Kilisesi ne karşıt duruş, dini içerikli resimlerin önemi yitirmesine sebep olurken, sanatçılar, Katolik mezhebinin sanata verdiği desteğin karşılığını Protestan kilisesinde bulamayınca, din dışı konulara yönelmek zorunda kalmıştır. (Çeler 2012: 75) 17.yüzyılda İspanya nın egemenliğinden kurtulan Hollanda da Protestan inancın yarattığı özgür düşünce ortamı sanatçıları yeni arayışlara sürüklerken, resim sanatında konu çeşitliliğine de sağlamıştır. Dönemin en önemli ticaret merkezlerinden biri haline gelen Hollanda da sanatın koruyuculuğu görevi, gerekli desteği vermeyen Protestan kilisenin elinden çıkmış, burjuva sınıfının eline geçmiştir. Uzun bir dönem kilise ve sarayın hizmetinde olan sanatçılar yaşanan bu değişimle birlikte çalışmalarını yeni müşterisi olan burjuvazinin istekleri doğrultusunda şekillendirmeye başlamış, zengin tüccar sınıfı da soylu aileler gibi kendi yaşam alanlarında resme yer verme şansı elde etmiştir. Çalışmalarını burjuvanın estetik beğenileri çerçevesinde sürdüren sanatçılar, geleneksel konu ve biçimlerin ötesine geçecek kadar Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 11, Haziran 2017, s. 752-762

Onur Karaalioğlu özgürleşirken, portre, manzara ve iç mekan gibi konularla gerçekliği yansıtma çabasına girişmiştir. (Şentürk 2012: 142-143) Hollanda burjuvazisinin kendi toplumsal statülerini yansıtan bir emare olarak gördükleri tablolara yatırım yapmaya başlaması konu yelpazesini genişletirken, sanatçıları da belirli konularda uzmanlaşmaya sevk etmiştir. Kendi alanında uzmanlaşan kimi sanatçılar sadece portre yaparken, kimisi manzara ya da ölü doğa üzerine çalışmalar üretmiştir. Burjuvazinin gururu ve ulusal bilincini yansıtan resimler dini ve mitolojik konuları işleyen çağdaşlarının aksine aile yaşantısı ya da şehir yaşantılarını betimlemektedir. (Çeler 2012: 75-76) Hollanda toplumunun sosyo-kültürel yaşantısı üzerine geçirdiği tarihsel dönüşümlerin belgesi niteliğinde olan bu resimler özellikle gündelik hayatın yansıdığı bir ayna görevi de görmektedir. (Çeler 2012: 73) Gündelik yaşam sahnelerinin sanatçı tarafından ele alınışı resim alanında geleneksel anlayışa karşıt bir dönüşümü ortaya koymakla birlikte Tür (Genre ya da Janr) Resmi olarak bilinen ayrı bir ilgi alanı da açmıştır. En yalın haliyle Konusunu günlük yaşamın basit anlarından, insanlardan, hayvanlardan ya da natürmortlardan alan resimler (Keser 2009: 342) olarak tanımlanabilecek olan tür resminin ortaya çıkışı, Rönesans ın doğuşundan sonra belki de en devrimci hareketi yansıtmaktadır. Rönesans ın din ekseninde cereyan eden betimleme anlayışı, gündelik yaşamdan sahnelere yer verilen tür resminde dünyevileşirken, işlenen sahnelerin işlevi konusunda yeni tartışma alanları da yaratmıştır. John Berger e göre, Gündelik yaşam resimleri denen resimler düşük yaşam ı gösteren resimler mitolojik resimlerin karşıtı olarak görülüyordu. Soylu değil, kabaydı bu resimler. Gündelik yaşam resimlerinin amacı olumlu ya da olumsuz bu dünyada erdemliliğin toplumsal ve parasal ödüllerle değerlendirildiğini kanıtlamaktı. Böylece çok daha pahalı olmayan bu resimleri satın alabilenler kendi erdemliliklerini doğrulamış oluyorlardı. Bu tür resimler yeni ortaya çıkan kentsoylular sınıfınca çok tutuluyordu. Kentsoylular kendilerine resimdeki kişileri değil resimde canlandırılan ahlak dersini yakıştırıyorlardı. Burada gene yağlıboyanın maddesel yoğunluk yanılsaması uyandırma özelliği şu duygusal yalanı inandırıcı kılıyordu: Zengin olanlar dürüst ve çalışkan insanlardı. Hiçbir işe yaramayanlarsa, haklı olarak, hiçbir şeye sahip olamıyorlardı. (Berger 2010: 103) 755 Kalvinci inanışın bir sonucu olarak zengin ile fakir arasına tanrısal bir sınır koyan ayrıştırıcı yaklaşım, burjuvaziyi güzelleyen bir tavra dönüşerek, varlığını yüceltme uğraşında olanlar için resim sahibi olmayı gerekli kılmıştır. Gündelik hayatın bir parçası olarak sunulan bu resimler, ya alt tabakayı alaycı bir biçimde ele alarak statü sahibi kişilerden ayrı tutmayı hedeflemekte ya da tarihin önemli anlarına tanıklık ederek burjuvazinin tarihi saygınlığına vurgu yapmaktadır. Gündelik yaşamı konu alan resimleri duvarlarına asarak kendine olan güvenini tazeleyen burjuva kesimi, ressamların repertuvarını genişletirken, serbest piyasanın sunduğu olanaklar, daha organize işleyen atölyelerin açılmasına da ön ayak oluşturmuştur. Alıcının istekleri doğrultusunda manzara, natürmort ve gündelik yaşamdan kesitler gibi konuların işlendiği bu atölyelerde portre resimleri ise en revaçta olan türdür. Genellikle yüksek ödemeler karşılığında yapılan bu portrelerin yanı sıra loncalar için yapılan grup resimleri, dönemin yükselen burjuva kesimine ölümsüz olma olanağı sağlamaktaydı. Burjuva kesimin portre Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:11, Haziran 2017, s. 752-762

16. Yüzyıldan 19. Yüzyıla Resim Sanatında Gündelik Yaşamın Temsili Olarak Beden resimlerine verdiği önemin yanı sıra dönemin sanatsal hiyerarşisinin alt tabakasını bulunan Tür resimlerine olan talebin artması, kuzeyli ressamların işlediği konu yelpazesinin de genişlemesine neden olmuştur. (Krausse 2005: 40 Ağırlıklı olarak işlenen, kırsal kesimin şişman, lakayıt ya da kaba hareketlerin yakıştırıldığı köylü tasvirleri, kentte yaşayan varlıklı ailelerle arasındaki kültürel mesafenin görsel kanıtlarını sunmaktadır. (Burke 2009: 152-153) Kentli ile köylüler arasındaki farkı ön plana çıkartan bu resimler, tembellikleri nedeniyle lanetlenmiş ve fakirliğe boğulmuş köylüleri yererken, tanrının sevgili kulu, çalışkan, varlıklı ailelerin gururunu okşamaktadır. Köylülerin gündelik yaşamlarındaki gülünçlüğü ve acizliği üzerine yoğunlaşan bu resimler, zengin sahibinin tanrı tarafından kutsandığının bir göstergesi olarak evin duvarında asılı durmaktadır. 756 Resim 1: Pieter Bruegel, n, 1568, Panel Üzeri Yağlıboya, 114 x 164 cm Köy yaşantısı ya da bir diğer adıyla alt kültürün eğlenceli ve bir o kadar da ahlak dersi içeren tür resimleri denilince akla kuşkusuz ilk olarak Pieter Bruegel gelmektedir. Bruegel çalışmalarını herhangi bir duygu ya da süse yer vermeden, gördüğü gerçeklik üzerine kurgulamıştır. Onun çalışmalarında güzellik adına sarf edilmiş bir çaba bulunmadığı gibi figürlerin kaba, saba halleri abartılı bir biçimde ele alınmıştır. (Fischer 2010: 132) Bruegel in köy hayatının kültürel kodlarını yansıttığı Köy Düğünü adlı resmi onun en mükemmel çalışmalarından biridi Bir tahıl ambarında geçtiği anlaşılan, bir film sahnesini andıran bu resimde bedenin kişisel bir değeri yoktur. Herkes herkes kadar bir öneme sahiptir. Öncelikleri sadece sanatçının kompozisyonundaki odaksal değeri ile sınırlıdır. Bedenlerin ruhani değeri yoktur. Dini resimlerde görülen baş kahraman bir aziz ya da aziz gibi kutsal bir bedenin etrafında gelişen bir olayın anlatımı bulunmamaktadır. Bugünün gözüyle bakıldığında toplumsal içeriğe sahip bu tür resimlerde amaçlanan, sıradan bedenlerin sınıfsal farklılıklarını ortaya çıkartmaktır Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 11, Haziran 2017, s. 752-762

Onur Karaalioğlu Hollanda burjuvazisi, konusunu alt kültürün yaşamlarından alan resimlerin yanı sıra ev yaşamını yansıtan iç mekan resimlerine de rağbet göstermiştir. Dönemin olay ve yaşamlarının adeta ahlak ders verircesine kurgulandığı bu resimler şehir hayatından izler taşımaktadır. Tek kaçışlı perspektif ve gün ışığının doğal etkilerine yer verdiği çalışmalarıyla Jan Vermeer çağdaşlarına öncülük etmiş bir iç mekan ressamı olarak dönemin ruhuna ışık tutmaktadır. Resimlerinin Çoğunda ev içinde iş yapan kadınları ele alan Vermeer kullandığı pencere, harita ve mektup gibi elemanlarla dönemin yenilikçi yaklaşımını ortaya koymuştur. Tek perspektifli mekanları gün ışığının doğal etkileriyle kurgulayan sanatçı, iç mekan resimlerinde kendine özgü bir üslup yaratmıştır. (Bulut 2003: 84) 757 Resim 2: Johannes Vermeer, Terazi Tutan adın, 1664, Tuval Üzeri Yağlıboya, 42x38 cm Vermeer nin bir odada mavi sabahlığıyla sükunet içerisinde çalışan bir kadını resmettiği Terazi Tutan Kadın adlı çalışması dünyevi olanla ruhani olan arasında bir ilişki kurmaktadır. Sanatçının, sonsuz değerin yanında pahalı eşyaların geçici değerini göstermek amacıyla oluşturduğu kompozisyon, izleyiciyi fanilik ve dürüstlük hakkında uyarmaktadır. (Carla 2007: 36) Gerilim duygusunun yaşanmadığı bu sessiz sahnede, ruhani ve dünyevi meşgalelerin arasında geçen çekişmenin hislerine yer verilmemiştir. Durgunluğuna rağmen kadının yüzündeki ifade onun derin düşüncelere daldığı izlenimini vermektedir. Aslında, kadının terazisi boştur; kadın burada dünyevi yaşamın ödüllerini tartmasından ziyade, dürüstlüğünün dengede olup olmadığını test etmektedir. Arka planda yer alan Son Yargı resmiyle ilişkilendirilen kadın seçimlerini değerlendirirken, karşısında yer alan ayna onu gerçekleriyle yüzleştirmektedir. Işığın sükuneti ve parlaklığıyla bu sahne bize; hayattaki ruhani Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:11, Haziran 2017, s. 752-762

16. Yüzyıldan 19. Yüzyıla Resim Sanatında Gündelik Yaşamın Temsili Olarak Beden dengeyi korumanın ve bu sorumluluğu kabul etmemin önemini vurgulamaktadır. (Carla 2007: 36) Yine aynı dönemin sanatçısı olarak ön plana çıkan ve gülmenin çeşitli formlarını sunduğu çalışmalarıyla tanınan Jan Steen, Frans Hals ve Dirk Hals ı kendine model olarak seçmiş bir diğer tür resmi ustasıdır. Yakaladığı anı her nerede olursa olsun resmeden Steen, konularının çoğunu alakasız, kaba ya da nahoş olayların yaşandığı adı çıkmış mekanlardan seçmiştir. Ustalık eserleri olarak tanımlanabilecek başarıya ulaşmış çalışmalarında ise sanatçı orta sınıfın yaşamlarını karakterize eden oda içi sahnelere yer vermektedir. (Carl ve Charles, 2009:83) Toplumun belirli bir kesimini ahlaki açıdan eleştiren bu resimlerde odaların düzensizliği ve sefaleti bilinçli olarak abartılmıştır. (Burke 2009: 109) Temizlik ya da çalışkanlık erdemine gündelik yaşamın olağan sahneleriyle vurgu yapan Steen, iç mekan resimlerini orta sınıfın yaşantısını eleştiren ahlaksal alegorilere dönüştürmüştür. Sanatçının düzen ile erdem arasında bağlantılar kurduğu Lüksten Sakının adlı çalışması ise ele aldığı alegorik çalışmalara iyi bir örnek teşkil etmektedir. Maddi dünya ve imgelerin altında yatan gerçeklik üzerine vurgu yapan bu sahne, içerisinde bulunduğu zaman dilimine ait değer yargılarının da aktarıldığı tarihi bir belge niteliğindedir. (Burke 2009: 100-101) Orta sınıfın olağan hallerini yansıtan Lüksten Sakının adlı çalışması ile Steen adeta lüks yaşamın alt tabaka insanlarda ne kadar eğreti durduğunu gösterme çabasındadır. Bu çabayı odadaki ucuz ve pahalı unsurların bir arada oluşundan, figürlerin üzerindeki kıyafetlerin onlara ait değilmiş hissi yaratmasından ya da odanın ancak alt sınıfın yaşayışına yakışır dağınıklığından anlamak mümkündür. Odada yerleşik olan her şey köylünün ihtiyaç duyduğu araç-gereçlerden ibaretken, lüks olan unsurlar yalnızca kıyafet ya da ortalıkta duran bir kaç çanak çömlekten ibarettir. Belli ki aile kendini zengin gösterme telaşı içindedir. Ciddiyetle korunması gereken lüks yaşamın özümsenmiş hali, ne sırıtan yüzlerde ne de bedensel hareketlerde karşılığını bulamamaktadır. Zenginliğin yalnızca lüks tüketimden ibaret olmadığını, geçmişinden kopuk bir gösterişin yapay ya da komik görüneceğini vurgulayan bu çalışma, resim alanında yapılan güzel bir taşlama örneğidir. 758 Resim 3: Jan Steen, ten a ının, 1663, Tuval Üzeri Yağlıboya, 105 x 145 cm Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 11, Haziran 2017, s. 752-762

Onur Karaalioğlu Hollanda tür resminin temsilcileri Pieter Bruegel, Vermeer ve Jan Steen in yanı sıra Caravaggio nun yakın takipçisi Gerrit van Honthorst, Sarhoşluk sahneleriyle bilinen Adriaen Brouwer, Taverna ya da ev içi sahneleriyle Adriaen Van Ostade ve portre çalışmalarıyla bilinen Frans Hals tür resminin gelişiminde büyük rol oynamıştır. Tür resminin ilk örneklerinin Hollandalı realist sanatçılar tarafından sunulmasının ardından, İtalya, İspanya, Fransa, İngiltere gibi sanat okullarında da tür resmi önemli bir alan haline gelmiş ve Avrupa nın birçok bölgesinde gelişimine devam etmiştir. 19. Yüzyıl Avrupa'sına bakıldığında Fransa da tür resminin iki önemli sanatçısı Jean- Francois Millet ve Gustave Courbet, Hollanda resimlerinden farklı olarak yaşamın ayrımcılığına eleştiri olarak gündelik yaşamı resimlerine konu edinmişlerdir. Paris te 1848 devriminin yeniden patlak vermesiyle dışlanan fikirlerin yeniden canlanışı Courbet nin yeni konulara açıldığı nokta olmuştur. Yaptığı karamsar otoportre çalışmalarıyla romantik bir çizgide duran Courbet, kırsal kesimin gündelik yaşamlarını ele aldığı büyük boyutlu resimlere yoğunlaşması ile sanat piyasasındaki güçler dengesini de değiştirmiştir. Köy yaşamının zorlukları ve ağırlığını betimleyen sahnelerin kamusal alanda sergilenişi kentte yaşayanlar açısından sıkıcı ya da çirkin olarak nitelendirilmiştir. Ancak köylülerin yaşantılarını sunduğu çalışmalarıyla sanatçı genel kanının aksine gerçekliğin betimlenişi açısından sanatta yeni kapılar aralamaktadır. Sanatçının Tahıl eleyenler adlı çalışması olayın cereyan ettiği mekan ya da figürlerin yaptığı iş bakımından taşralı kadınların çalışma hayatını gözler önüne serdiği anlaşılan ve tam olarak da dönemin kamusal gözüyle hoş görülmeyen bir tür resmidir. (Bell 2009: 328) Courbet nin duvar sıvaları düşmüş ve bakımsız bir tahıl ambarında geçen Tahıl Eleyenler adlı çalışması kadınların rutin çalışma alışkanlıklarını betimlemektedir. Çalışmanın odak noktasını oluşturan, tahılları eleyen kadının ele alınış biçimi, kıvrımları, çukurları ve aşağıya doğru inen akıcılığıyla cinsel arzulara hitap ettiği söylenebilir. Belli ki sanatçı köylü kadınların neye benzedikleri konusunda hayal kurmaktadır. Cinsel duyguların da işin içine dahil edildiği bu durum, dönemin Fransız sanatçılarının sıkça ele almaktan hoşlandığı bir tutumdur. (Bell 2009: 329) 19. Yüzyıla değin alt tabakanın yaşamlarını abartılı ya da yerici bir biçimde değinen anlayışa karşın Courbet bu sahneyi tüm gerçekliğiyle ele almıştır. Yaşamın görmezden gelinen gerçeğini sanatının merkezine alan bu anlayış, sıradan bedenin emeğini sanat alanında görünür kılmaktadır ve sonrasında Sanayi Devrimiyle birlikte ortaya çıkan işçi sınıfının, beden ve iş gücüne dayalı emeğin toplumsal mücadelesinde bir misyona erişecektir. Bu durum sanat alanında yıllarca küçük görülen sıradan bedenin yüceltilişi olarak da yorumlanabilir. 759 Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:11, Haziran 2017, s. 752-762

16. Yüzyıldan 19. Yüzyıla Resim Sanatında Gündelik Yaşamın Temsili Olarak Beden Resim 4: Gustave Courbet, Tahıl Ele enler, 1855, Tuval Üzeri Yağlıboya, 131 x 167 cm Sanayi Devrimiyle birlikte çeşitlenen üretim biçimleri tarıma dayalı gelişen hayat koşullarında bir kırılmaya yol açmış, kırsal kesimin doğayla iç içe sürdürdüğü yaşam döngüsü sanayinin yapay mekanlarına sığdırılmıştır. Yaşamını doğanın sonsuz nimetleriyle sürdüren insanın karnını doyurmak için maruz kaldığı bu yapay gerçeklik derin travmaları da beraberinde getirmiştir. Sanayinin gelişimi ile insanın ağır çalışma şartlarını betimlediği çalışmalarıyla Adolph Menzel dönemin travmatik yapısını daha da görünür kılmaktadır. Menzel 19. yüzyıla değin küçük düşürülen alt sınıftan insanların çektiği zorluklara tercüman olmuş ve izleyicileri bu gerçeklikle yüzleştirmiştir. Sanatçının Demir Fabrikası adlı resmi, işçi sınıfının çalışma şartlarını belki de bir sitem niyetiyle ele aldığı, günün koşullarına ışık tutan bir tür resmidir. 760 Resim 5: Adolph Menzel, emir Fabri a ı, 1872-1875, Tuval Üzeri Yağlıboya, 158 x 254 cm Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 11, Haziran 2017, s. 752-762

Onur Karaalioğlu Uzun yıllar burjuvazinin istekleri doğrultusunda bir taşlama biçimi olarak şekillenen tür resminin gelişim rüzgarı, 19. yüzyıl insanının hümanist bakış açısıyla ters yöne doğru esmeye başlamış, hor görülen alt tabaka insanlarının yaşamı elit tabaka insanlarının belki de görmekten kaçınacağı bir gerçekliğe dönüşmüştür. İşçi sınıfının ağır çalışma şartlarını konu alan resimler, sonraki süreçte hak ve özgürlükleri elde etme uğraşında olan toplumların dertlerine tercüman olmuş ve onların bu haklı mücadelesine ilham kaynağı oluşturmuştur. SONUÇ Toplumsal değişimin temsili olan beden imgeleri, sanat alanında çeşitlenen üslup ve bakış açılarının yansıması olduğu gibi, tarihsel gelişmelerin de içine dahil edildiği bir süreci temsil etmektedir. Toplumsal düzeyde süre gelen tüm konu ve olayların sanatçı üzerinde yarattığı etkiler, bir dışavurum aracı olarak beden imgesini biçimlendirmiş ve beden imgesini dönemin ruhunu yansıtan bir simgeye dönüştürmüştür. İnançlardan - cinselliğe, gündelik yaşam pratiklerinden - iktidar ilişkilerine kadar birçok olgunun görünür kılındığı bedenler değişen estetik değerler ve gelişen teknolojinin de etkisiyle yeni yaklaşımların odağında yer almıştır. Sosyolojik açıdan, dönemsel koşullardan bağımsız bir şekilde değerlendirilemeyecek olan beden imgesi, içerdiği kültürel kodlarla birlikte resim sanatının vazgeçilmez bir unsuru olarak günümüz sanat anlayışını da beslemiş ve biçimlendirmiştir. Çağın yarattığı koşullar doğrultusunda içeriği sürekli olarak değişen beden kavramı sanatçı ve düşünürlerin getirdiği yorumlar çerçevesinde yeniden tanımlanmıştır. Bu bağlamda sanat alanında bedeni yorumlama biçimleri kültürel özellikleri görünür hale getirmekte ve getirilen yenilikçi yaklaşımlarla biçim - içerik olarak da değişime uğramaktadır. Özellikle Rönesans döneminin hümanist bakış açısıyla birlikte gün be gün dünyevi konulara yönelen sanatçılar, gündelik yaşamın birer kesiti olarak sundukları resimlerle, yaşam pratikleri arasındaki ayrımları görünür kılmış ve günümüzün de yaygın alıcı kitlesini oluşturan varlıklı kesimin hamiliğinde yeni arayışlara girişmişlerdir. 761 Özellikle sanayi devrimiyle birlikte teknoloji, üretim ve ulaşım araçlarındaki gelişim, insanlığı makineleşmeye yöneltirken, toplumsal düzeyde yaşanacak köklü değişimlerin başlangıç noktasını oluşturmuştur. Köyden kente göçle birlikte sosyal sınıflar arasında yaşanan çatışma hali, işçi sınıfın kapitalist sisteme karşı getirdiği eleştirilerin çoğullaştığı ideolojik bir zemin hazırlamıştır. Fransız devrimiyle birlikte doruğa çıkan hak ve özgürlük arayışlarının beden imgesi üzerindeki temsilleri tüm dünya coğrafyasına yayılan devrimsel hareketleri de tetiklemiştir. Üretim olanaklarının çeşitlenmesiyle sermayenin belirli bir kesimde toplanmasına karşıt olarak ortaya çıkan anti kapitalist yapılanmalar, beden imgesini eleştirel bir tutumla ele alan sanat anlayışını da doğurmuştur. Sömürü sistemine karşı getirilen eleştiriler doğrultusunda biçimlendirilen beden imgesi, gündelik yaşamdan kesitlerin sunulduğu sahnelerin de odağında yer alarak, üzeri örtülmeye çalışılan gerçeklerin dışavurum aracına dönüşmüştür. Bedenin gündelik yaşam koşulları dahilinde ele alınışı resim sanatının geleneksel anlamdaki ölçütlerinden sıyrılmasını olanaklı kılarken, günümüz sanat anlayışının oluşumuna da önemli katkılar sağlamıştır. Bu bağlamda, tarihi ve düşünsel yapıyı gündelik yaşamın bir parçası olan bedenler dahilinde incelemek, dönemin insana bakış açısını da yansıtan önemli ip uçları sunmaktadır. Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı:11, Haziran 2017, s. 752-762

16. Yüzyıldan 19. Yüzyıla Resim Sanatında Gündelik Yaşamın Temsili Olarak Beden KAYNAKLAR BELL, Julian (2009) Sanatın Yeni Tarihi, Çev. U. Ceren Ünlü-Nurçin İleri-Rana Gürtuna, Ntv Yayınları, İstanbul. BERGER, John (2010) Görme Biçimleri, Çev. Yurdanur Salman, Metis Yayınları, İstanbul. BULUT, Ümran (2003) Avrupa Resminde Üslup ve Anlam İlişkisi, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul. BURKE, Peter (2009) Afişten Heykele Minyatürden Fotoğrafa Tarihin Görgü Tanıkları, Çev. Zeynep Yelçe, Kitap Yayınevi, İstanbul. CARLA, Brenner, (2007) Painting in the Dutch Golden Age - A Profile of the Seventeenth Century, National Gallery of Art Washington - Department of Education Publications, Washington. CARL, K. CHARLES, V. (2009) Baroque Art, Parkstone Press International, New York/USA. ÇELER, Zafer (2012) 17. Yüzyıl Hollanda Toplumu ve Resim Sanatı Üzerine: Bakış, Üslup ve Yorumlama Yedi: Sanat, Tasarım ve Bilim Dergisi, 16, Haziran. FISCHER, Ernst (2010) Sanatın Gerekliliği, Çev. Cevat Çapan, Payel Yayınları, İstanbul. KESER, Nimet (2009) Sanat Sözlüğü, Ütopya Yayınevi, Ankara. KRAUSSE, A. C. (2005) Rönesanstan Günümüze Resim Sanatının Öyküsü, Çev. Dilek Zaptcıoğlu, Literatür Yayıncılık, Almanya. ÖZGENÇ, Neslihan (2008) Yirminci Yüzyıl Batı Resim Sanatında Cinsellik ve Erotizm İmgesi (yayınlanmış doktora tezi), Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. ŞENTÜRK, Leyla V. (2012) Analitik Resim Çözümlemeleri, Ayrıntı yayınları, İstanbul. 762 Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 4, Sayı: 11, Haziran 2017, s. 752-762