KÜRESELLEŞME ve SU ÜRÜNLERİNDE KALİTE KONTROL



Benzer belgeler
GIDA GÜVENCESİ-GIDA GÜVENLİĞİ

İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP. Prof. Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

İYİ TARIM UYGULAMALARI VE EUREPGAP. Prof.Dr. Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

En Yakın ve En Güvenilir Gıda Hijyeni Danışmanınız

Gıda Mevzuatı ve AB Yasalarına Uyum

TSE den Aldığınız Helal Gıda Uygunluk Belgesi İle Tüketicilere Güvenle Ulaşın. TSE Helal Gıda Belgeli Ürünleri Güvenle Tüketin STANDARD ÇALIŞMALARI

HACCP. Fırat ÖZEL, Gıda Mühendisi

GIDA ve KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Dursun KODAZ Gıda Mühendisi Gıda İşletmeleri ve Kodeks Daire Başkanlığı

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

ErP Yönetmeliği ve Onaylanmış Kuruluşlar

ANTALYA ESNAF VE SANATKARLAR ODALARı BiRLiCii THE ANTALYA UNION OF TRADESMEN AND (RAFTSMEN

GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI İZMİR İL MÜDÜRLÜĞÜ ZEKERİYA YAZICI GIDA VE YEM ŞUBE MÜDÜRÜ

1. GIDA VE BESLENME KONFERANSI

18 Ekim 2014 CUMARTESİ. Resmî Gazete. Sayı : TEBLİĞ. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından:

MEVZUATLAR KANUNLAR. TEBLİĞ, TALİMAT ve KARARLAR YÖNETMELİKLER KANUNLAR. Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu

STANDART VE STANDARDİZASYON

ÜRÜN GÜVENLİĞİ, PGD, ULUSLARARASI GÖZETİM ŞİRKETLERİ

TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ

MADDE 2 (1) Bu Yönetmelik, gıdaların mikrobiyolojik kriterleri ile gıda işletmecilerinin uyması ve uygulaması gereken kuralları kapsar.

TÜRKİYE GIDA MEVZUATI TÜRKİYE FOOD REGULATİON

GLOBALLEŞMENİN ETKİLERİ GLOBALLEŞME. DTÖ nün Etkileri GLOBALLEŞMEYİ HIZLANDIRAN ETKENLER GİRİŞİMCİLİKLE İLGİLİ TEKNİK MEVZUAT

SU ÜRÜNLERİNDE GIDA GÜVENLİĞİ

Süt ve Süt Ürünlerinde Hijyen ve Kontroller (27-31 Mayıs 2013, Brescia, İTALYA)

Sami EROL Gıda Mühendisi Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Gıda Kontrol ve Laboratuvarlar Dairesi

YÖNETMELİK. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: TÜRK GIDA KODEKSİ MİKROBİYOLOJİK KRİTERLER YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

BVKAE

TARIM POLİTİKASI. Prof. Dr. Emine Olhan. A.Ü.Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

GMP Nedir? GMP (Good Manufacturing Practices), Türkçesi ise İyi Üretim Uygulamaları, Ürünün dış ve iç kaynaklardan kirlenme ihtimalini engellemek yada

EKONOMİ BAKANLIĞI Gümrük Birliği Kapsamında Kimyasalların Ticaretine Etki Eden Teknik Düzenlemeler Duygu YAYGIR Dış Ticaret Uzmanı

Türk Gıda Mevzuatı ve Gıda Denetimi

Dilek GÖKCEK. İzmir 2014

ONAYLANMIŞ KURULUŞ NUMARASI VE LOGO KULLANIM TALİMATI

Buna göre, Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği nin amacı şu şekilde tespit edilmiştir:

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

AB GIDA GÜVENLİĞİ POLİTİKASI

GIDA ÜRETİMLERİNDE KALİTE SİSTEMLERİ. Şebnem Öztürkoğlu Gıda Yüksek Mühendisi

TEBLİĞ. a) 29/12/2011 tarihli ve üncü mükerrer sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine dayanılarak,

GIDA TEKNOLOJİSİ ALANI ALANIN TANIMI:

CE İŞARETİ. CE İşareti uygulaması ile ilgili olarak Türkiye deki durum nedir?

MADDE 3 (1) Bu Tebliğ, 16/11/1997 tarihli ve mükerrer sayılı Resmî Gazete de yayımlanan "Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği"ne göre hazırlanmıştır.

TARSUS TİCARET BORSASI

TKDK DESTEKLERİ AKSARAY YATIRIM DESTEK OFİSİ

Tarım politikaları ve DTÖ: Cenevre, Ankara, Vaşington un bakış açısı Bilime dayalı ticaret standartlarının önemi

b) Ciddi risk: Etkileri kısa vadede ortaya çıkmayanlar da dahil olmak üzere, yetkili kuruluşların ivedi müdahalesini gerektiren her türlü riski,

Bir işletmenin temel hedefi nedir?

GT Türkiye İşletme Risk Yönetimi Hizmetleri. Sezer Bozkuş Kahyaoğlu İşletme Risk Yönetimi, Ortak CIA, CFE, CFSA, CRMA, CPA

EUROLAB kısa haberler bülteni 3 ayda bir yayınlanmaktadır. Bunlarda TURKLAB haberleri de yer almaktadır.

25 Ağustos 2014 PAZARTESİ. Resmî Gazete. Sayı : (Mükerrer) YÖNETMELİK. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından:

TÜRKİYE SÜT SEKTÖRÜNDE YENİ BİR MODEL

DR. ÖMER GÜZEL TURKLAB UDDER

Esin MERTOL Ziraat Mühendisi

Muayene Personeli(hijyen denetçisi) Ataması

HACCP ve Gıda Güvenliği

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI

İKLİMLENDİRME SOĞUTMA KLİMA İMALATÇILARI DERNEĞİ

3. ULUSLARARASI BİYOSİDAL KONGRESİ

Musa ARIK Hayvan Sağlığı Hizmetleri Dairesi Başkanı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü

REACH-Tekstil ve Hazırgiyim Sektörüne Etkileri Semineri

MADDE 4 (1) 5996 sayılı Kanunun 3 üncü maddesindeki tanımlara ilave olarak ikinci fıkrada yer alan tanımlar da geçerlidir.

TEKNİK DÜZENLEMELER REJİMİ KARARI TASLAĞI BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Tanımlar ve Yetki

Biyosidal Ürünler Mevzuatı ve Yeni Uygulamalar. 4. Uluslararası Biyosidal Kongresi Mart 2018 Antalya/TÜRKİYE

USB - Ulusal Sistem Belgelendirme İTU (İYİ TARIM UYGULAMALARI) NESRİN SERİN Genel Müdür

Türk Akreditasyon Kurumu -TÜRKAK

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

TÜRK GIDA KODEKSİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

TÜRK GIDA KODEKSİ. Dr. Betül VAZGEÇER Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü. 8. Tarım Gıda ve Soğuk Zincir Lojistiği Sempozyumu. 29 Mart 2018, Mersin

TEBLİĞ. a) 29/12/2011 tarihli ve üçüncü mükerrer sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine dayanılarak,

GELENEKSEL GIDALARDA GIDA GÜVENLİĞİ. Doç. Dr. Cem KARAGÖZLÜ E.Ü. Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Bornova İZMİR

SEBZE FİDESİ ÜRETİM VE PAZARLAMASI YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

EKONOMİ BAKANLIĞI. Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü. İthalat Denetimleri TAREKS Uygulamaları 11 Haziran İstanbul EKONOMİ BAKANLIĞI

TEBLİĞ. b) Karar: 25/1/2016 tarihli ve 2016/8478 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Sınır Ticaretinin Düzenlenmesine İlişkin Kararı,

GIDA İŞLETMELERİNİN KAYIT VE ONAY İŞLEMLERİNE DAİR YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Yasal Dayanak ve Tanımlar

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Yasal Dayanak ve Tanımlar

DÜNYA GIDA GÜNÜ 2010 YENİ GIDA YASASI VE 12. FASIL MÜZAKERE SÜRECİ. Fatma CAN SAĞLIK Tarım ve Balıkçılık Başkanı Avrupa Birliği Genel Sekreterliği

TÜRK AKREDİTASYON KURUMU. Personel Akreditasyon Başkanlığı

ISO / TS 22003:2013 un Yeniliklerinin Gıda İşletmeleri, Belgelendirme Kuruluşları ve Akreditasyon Faaliyetleri Açısından İrdelenmesi

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Tarım Anlaşması İHRACAT REKABETİ

GIDANIN RESMİ KONTROLÜ

Türk Gıda Kodeksi Gıda Maddeleri ile Temasta Bulunan Madde ve Malzemeler Tebliği (Tebliğ No: 2002/ 32 )

COĞRAFİ İŞARETLİ ÜRÜNLER VE DENETİM MEKANİZMASI TÜLAY ÖZEL METRO CASH&CARRY KALİTE GÜVENCE NİSAN 2016

TÜRK GIDA KODEKSİ YENİLEBİLİR KAZEİN VE KAZEİNAT TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO:2018/ )

SAĞLIK SEKTÖRÜ RAPORU

tarihli 184 sayılı AB Tarım Mevzuatı Değişiklikleri

TGK-ÖZEL TIBBĐ AMAÇLI DĐYET GIDALAR TEBLĐĞĐ (Tebliğ No: 2001/42) (R.G /24620)

TGK-KREMA VE KAYMAK TEBLĐĞĐ (2003/34) (Yayımlandığı R.G.: /25242)

Mehmet Emin Turgut Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Yem Dairesi Başkanı. Antalya-18 Nisan 2016

İllerdeki ticaret, sanayi, ticaret ve sanayi odaları ile diğer meslek kuru-

Salamura Asma Yaprağı Üretimi ve Pazarlanmasında Gıda Güvenliğinin Sağlanması

HOLLANDA ÜLKE PROFİLİ

Türkiye de Coğrafi İşaret Koruması

KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI

TEBLİĞ BAZI TÜKETİCİ ÜRÜNLERİNİN İTHALAT DENETİMİ TEBLİĞİ (ÜRÜN GÜVENLİĞİ VE DENETİMİ: 2017/18)

Dünyada ve Türkiye de Organik Tarım

GGYS TEHLİKE ANALİZİ VE RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

YUMURTA ÜRETİMİ VE İHRACAT Yeni Hedefler ve Potansiyel Problemler DERYA PALA YUM-BİR HAZİRAN 2010 ANKARA

BULDAN VE ÇEVRESİNDEKİ ÜZÜM ÜRETİCİSİNİN PAZARLAMA SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Gıda ve Yem Şube Müdürü

4.GIDA GÜVENLİĞİ KONGRESİ KAPANIŞ BİLDİRGESİ

OKYANUS Danışmanlık. Türk Gıda Kodeksi - EKMEK VE EKMEK ÇEŞİTLERİ TEBLİĞİ

Hatice ULU Ziraat Mühendisi İzmir İl Müdürlüğü ÜLKEMİZDE GIDA GÜVENLİĞİ MEVZUATI VE AB YE İHRACAT GEREKLİLİKLERİ

Transkript:

KÜRESELLEŞME ve SU ÜRÜNLERİNDE KALİTE KONTROL İsmail MERT Mavi Gıda Gözetim Danışmanlık A.Ş. Genel Müdürü İkinci Dünya Savaşı sonrası, 1947 de imzalanan GATT (Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması) ve bunun revize edilmesi ile oluşturulan DTÖ ( Dünya Ticaret Örgütü) anlaşması ile çok taraflı ticaret sisteminin hukuki alt yapısı oluşturularak yeni bir dünya düzeni kurulmaya çalışılmaktadır. K. Atatürk, daha 1930 lu yıllarda: Tüm dünya tek bir vücut ve uluslar da onun organları olarak düşünülmelidir. Hiçbir zaman dünyanın uzak köşelerindeki sorunlara aldırmam, dememiz mümkün değildir. Tersine, bu sorunlar bizim ilgi odağımız olmalıdır. Ebedi barışı sağlamak için uluslararası önlemler alınmalıdır. Yeryüzünün her parçasında sefaletin yerini refah almalıdır. Böyle bir dünyanın yurttaşları hasetten, nefretten ve hırstan özgür olacaklardır. Demekle, küreselleşme teriminin kullanım alanına girmesinden çok önce, onun özünü tanımlamıştır. Küreselleşme, birilerinin idare ettiği, bir yerlerden yönlendirilen bir olgu olmayıp insanoğlunun içinde bulunduğu dinamik ortamın bir sonucudur. Türkiye de, iletişimin son hızla arttığı üçüncü bin yılda, kendi kimliğini kaybetmeden dünya ile bütünleşmenin yolunu bir an önce bulmalıdır. Dünyadaki değişimleri ve şartları doğru yönde algılayan ve bunların gereklerini yerine getiren ülkeler, değişimin meydana getirdiği şoklara dayanabilmekte; serbestleşen, gelişen ve genişleyen dünya pazarlarından daha iyi yararlanmakta ve bunun sonucu olarak refahlarını arttırmaktadırlar. Aksi halde gittikçe fakirleşmekte ve kısır döngü içine girmektedirler. Dünya ekonomisindeki küreselleşme ile yeni boyut kazanan değişim ve gelişim trendi, önemli yapısal değişikliklere sebep olmaktadır. İletişim ve ulaşımdaki gelişmeler, ulusların ticarete konu olan ürünlerinin kapsamını genişletmiş; böylece dünyanın bir köşesinde üretilen ürünün, dünyanın öbür köşesinde pazarlama imkanını getirmiştir. Tüketiciler, refah seviyesi arttıkça, geleneksel olarak mevsiminde bulunabilen ürünleri yıl boyu talep etmektedir. Bu husus, yılın her günü, dünyanın her tarafında, tüketicilere ürünlerin taze olarak sunulmasını gerekli kılmaktadır. İletişim teknolojisindeki gelişmeler, tüketicilerin gıda bilimi ve teknolojisi alanındaki gelişmelerden çok kolay haberdar olmalarına ve çabuk tepki verebilmelerine sebep olmaktadır. Bunun sonucu olarak da tüketiciler, istedikleri ürünlerin daha da kaliteli, sağlıklı ve güvenilir olmasını talep etmektedirler. Tabii ki ürün ithalatı yapan ülkeler üreticilerini korumak ve tüketicilerin isteklerini yerine getirmek için daha kaliteli ve sağlıklı ürün ithal etme ihtiyacını hissetmektedirler. Kalite hedefine ulaşmak başlı başına birçok adımı içermektedir. Her bir adımı etkin bir şekilde organize ederek, insana bağlı kalmadan, her safhada kalitenin varlığından emin olabilmenin yolu, uzman, bağımsız bir kuruluşça ürünün ve hizmetin belgelenerek mevcut ve gelecekteki müşterilerin güvenini kazanmaktır. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Sağlık ve Bitki Sağlığı (SBS) Önlemleri Anlaşmasına göre, güvenilir gıda üretimi için kontrol sistemlerinin geliştirilmesi ve uygulamaya konulmasını üye ülkelere zorunlu kılmıştır. Gıda güvenliği, gıdanın üretiminden tüketimine kadar kimyasal, fiziksel, duyusal ve biyolojik özelliklerini koruyarak sağlıklı ve güvenilir bir şekilde tüketiciye ulaştırılması işlemlerinin bütünüdür. Gıda güvenliği önlemleri ise tüketicilerin istenmeyen risklere karşı korunmasını amaçlamaktadır. Bu riskler, daha ziyade mikrobiyolojik ve ağır metal bulaşmalarını, veteriner ve zirai mücadele ilaçları ile gıda katkı maddeleri kalıntılarını içermektedir. Daha önce fark edilmeyen veya yeni riskler ortaya çıktığında tüketiciler, bundan kaçınmak için söz konusu ürünü satın almamakta veya onun yerine geçebilecek başka bir ürünü satın almaktadırlar. Gıda güvenirliği önlemleri bu tip risklerin ortaya çıkmasını önlemeye yöneliktir. Üreticiler de, üretim süreçlerinde tüketicilerin bu tercihlerini dikkate alan toplam kalite yönetimi (ISO-9001-2000) veya gıda güvenirliğine yönelik HACCP (Hazard Analysis 6

SÜMAE YUNUS Araştırma Bülteni, 2:1, Mart 2002 on Critical Control Points - Kritik Kontrol Noktalarındaki Tehlike Analizleri) gibi kontrol sistemlerini geliştirmek ve uygulamak zorundadırlar. Dünyada, ürünlerin devlet güvencesi ile pazarlanması neticesi bir takım problemler çıkmış (deli dana hastalığı, dioksin problemi gibi) ve devlet garantisi ile ürünlerin pazarlanması yerine, üreticilerin sorumluluğu altında ürünlerin pazara arzının sağlanması ve bu durumun uygunluğunu belirleyen ve sorumluluğu paylaşan, akredite edilmiş bağımsız denetim kuruluşlarınca belgelendirilmesi hususu ön plana çıkmıştır. Bu durumda, ilgili devletler asgari standart ve kuralları belirlemekte, üretim standartlarına uyulmaması nedeni ile tüketicinin mağduriyeti olduğunda, ilgili devlet açısından sorumluluk paylaşımı söz konusu olmamaktadır. Tüketiciler, akredite edilmiş bağımsız denetim kuruluşlarının işareti veya amblemleri ile simgelenen ürünlerin kalitesine inanmakta, bir sorunla karşılaştığında muhatabını bulabilmekte, üreticiler de pazara sorunsuz olarak girebilmek için, belirlenmiş kalite ve standartlara (ISO 9000, ISO 14000, HACCP gibi), kurallara uyumunu sağlamakta, bunun akredite edilmiş bir denetim kuruluşunca denetlenmesini talep etmektedir. 1980 li yıllardaki dışa açılma ve küreselleşme ile birlikte, öncelikle ihracat yapan firmalarımız, ihracatta bazı tıkanıklıklar ve teknik engellerle karşı karşıya kalmışlardır. Aynı zamanda yabancı ürünlerin piyasaya girmesiyle birlikte, bu ürünlerin üzerinde madalyon gibi bazı deklarasyonların ve yönetim lisanslarının olduğu görülmüştür. Türkiye, yavaş yavaş bunların ne olduğunu anlamaya ve bunlarla haşır neşir olmaya başlamıştır. Tüketicilerini korumak isteyen ülkeler, ISO 9000, ISO 14000, HACCP gibi kalite, çevre yönetimi ve gıda güvenirliği sistemleri oluşturmaya; kalite belgeli ürünler üretmeye ve ithal ettikleri ürünlerde de bu belgeleri aramaya başlamışlardır. Yıllarca iç tüketim için üretim yapan, son üründe devlet kontrolünü esas alan, akreditasyon kurumunu kurmayan, akredite olmuş kuruluşları oluşturmayan ve devreye koymayan Türkiye nin önüne bu husus yeni ve bambaşka bir konu olarak çıkmıştır. Ülke olarak, maalesef buna hazırlıksız yakalandığımız açıktır. İlerlemek, büyümek, ihracat yapmak isteyen ve tüketicisine önem veren firmalar için kalite ve sistemlerinin belgelendirilmesi kaçınılmaz olmuştur. Çok değil, bundan on yıl önce fabrikalar kurulurken kimsenin aklına kalite belgesi gelmiyordu. Tüketici nezdinde güvenirliği artırmak, devam ettirmek ve dış pazarlarda yer edinmek isteyen Türk firmaları da, dünyada uygulanan ve istenen kalite ve sistem belgelendirmelerine göre üretim yapmak istemektedirler. Çünkü üçüncü dünya bile bu belgeleri istemeye başlamıştır. Uluslararası tarım ve gıda ürünlerinin ticaretinde risk faktörlerinin belirsiz olması veya hakkında fazla bilgi olmaması; gelir, deneyim ve damak tadı farklılığı gibi hususlar, farklı risk belirleme kriterlerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu farklılıklar arasında en önemlisi gelir seviyesidir. Risk uygulamaları arasındaki farklılıkların giderilmesi ve belirli bir uygulama birliğinin sağlanması için DTÖ, uluslararası referans kuruluşları olan Uluslararası Salgın Hayvan Hastalıkları Örgütü, Bitki Sağlığı Konvansiyonu ve Dünya Gıda Kodeks Komisyonu nun bilimsel verilerini esas almaya başlamıştır. Belgelendirme işlemleri, ulusal mevzuata göre yapılmakla birlikte, uluslararası ticarette belgelendirme ya alıcının isteğine ya da Kodeks Alimentarius Komisyonunun kabul ettiği standartlara göre yapılmaktadır. 1993 yılında Dünya Gıda Kodeks Komisyonu riske dayanan kalite kontrol sistemi olan HACCP sistemini kabul etmiştir. Gıda güvenirliğinin sağlanmasına yönelik bir sistem olan HACCP, son üründe yapılan kontrolün riski gidermediği, bunun yerine esas olarak patojen kontaminasyonunu ve bulaşanlara ait olası riskleri önceden tespit ederek belirli noktalarda kritik kontrol noktalarının belirlenmesini ve söz konusu risklerin kabul edilebilir limitler dahilinde önlenmesini öngörmektedir. HACCP in amacı, her zaman güvenilir gıda üretilmesini ve ürüne karşı güven oluşmasını sağlamak olup halen birçok ülke tarafından kullanılmaktadır. 560 sayılı Gıdaların Üretilmesi, Tüketilmesi ve Denetlenmesine dair KHK ye göre; gıda güvenirliliğinin sağlanması, kalitenin geliştirilmesi, toplum ve çevre sağlığının korunması, haksız rekabetin önlenmesi ve hatalı üretimden kaynaklanan maliyetlerin azaltılması amacıyla çıkarılan yönetmelikler, adını koymadan HACCP e tüm gıda üreticilerinin işletmelerinde uymalarını istemektedir. Buna göre, et, süt ve su ürünleri işleyen ve 60 BG nün üzerinde motor gücü bulunan işyerleri Haziran 2000, bu şartların altında olanlar ise Haziran 2002 tarihinden itibaren; söz konusu sektörlerin dışındaki gıda sektörlerinde ise 60 BG nün üzerinde motor gücü bulunan işyerleri Haziran 2001, 60 BG nün altında olan gıda işyerleri ise Haziran 2004 tarihinden itibaren, HACCP planlarını 7

uygulamaya koymak zorundadırlar. Görüldüğü gibi bugün 60 BG nün üstünde motor gücü bulunan gıda maddesi üreten bütün işyerleri ile et, süt ve su ürünleri işleyen işletmelerin tamamı HACCP sistemini kurmak ve uygulamak zorundadırlar. HACCP, Uluslararası platformda kabul görmüş bir sistem olarak gıda güvenirliğinde yerini almıştır. Bu itibarla uluslararası mevzuatlara uyum sağlamak, tüketici güvenini kazanarak iç ve dış pazarlarda pazar payının artırılması yönünde HACCP in tek başına yeterli bir sistem olmadığı ve mutlaka, iyi hijyen uygulamaları (GHP) ve iyi üretim uygulamaları (GMP) ile birlikte uygulanması gerektiği unutulmamalıdır. Su ürünleri, taşıdığı yüksek proteinlerden dolayı mikroorganizmalar için uygun bir besi yeri oluşturmakta, dolayısıyla bozulma riski artmakta, bu şekilde tüketildiğinde çeşitli hastalıklara sebep olmakta, ölümlerin yanı sıra önemli maddi kayıplara yol açmaktadır. Bu durum karşısında su ürünleri ithalatçısı pek çok ülke, su ürünleri ticaretini etkileyen HACCP gibi kalite kontrol ve gıda güvenliğine ilişkin sistemleri doğrudan uygulamaya koymuştur. Bunun en belirgin uygulaması, Avrupa Birliği (AB) nin, 1985 yılında çıkardığı 85/374/EEC direktifi ile üreticileri ürettikleri ürünlerin sağlığından sorumlu tutması, 1991 yılında, 91/492/EEC ve 91/493/EEC direktifleriyle AB de üretilen ve ithal edilecek su ürünlerinin, 1993 yılında da, 93/43/EEC direktifi ile de AB de gıda üreten firmaları ve ithalatı yapılacak gıda ürünlerinde HACCP sisteminin uygulanmasını zorunlu hale getirmesidir. ABD de 1992 yılında benzer şekilde HACCP sistemini uygulamaya koymuş, bunu takiben de Avustralya, Yeni Zelanda, Brezilya, Tayland ve Fas gibi devletler de su ürünleri kontrol sistemlerini HACCP sistemi ile uyumlaştırmışlardır. AB, önce Türkiye menşe ve çıkışlı kırmızı ve beyaz et ürünlerine, 1994 yılında da su ürünlerine koyduğu kurallara uymadığı; insan hayvan ve su ürünleri sağlığı için risk taşıdığı gerekçesi ile ithalat yasağı koymuş ve aynı yıl su ürünlerine konulan yasak, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının verdiği garantiler çerçevesinde kaldırılmıştır. AB denetçilerinin Şubat 1998 tarihinde ülkemizde yaptığı denetimler sonucu, denetimlerin yetersiz olması, su ürünleri tesislerinin teknik ve hijyenik olarak uygun olmaması gerekçesi ile 24.06.1998 tarihinden itibaren AB ne Türkiye menşe ve çıkışlı su ürünlerinin ithali tekrar yasaklanmıştır. Bunun üzerine, bakanlık ve sektör temsilcileri el ele vererek bir eylem planı hazırlamışlar ve uygulamaya koymuşlardır. Bu plan gereği; bakanlık, denetim sistemini yeniden oluşturmuş, her bir işlem için talimatlar hazırlayarak uygulamaya koymuştur. Hem bakanlık, hem sektör temsilcileri yabancı uzmanların katılımıyla eğitime tabi tutulmuşlardır. İşletmelerden HACCP sistemine geçmeleri istenmiş ve bazı firmaların HACCP planları bakanlıkça onaylanarak yürürlüğe konulmuştur. Öte yandan su ürünleri tesisleri sıkı bir incelemeye tabi tutularak, 168 olan ihracat yapma yetkisine sahip tesis sayısı 1999 yılı sonu itibariyle 70 e inmiş, 2001 yılı sonu itibariyle 78 olmuştur. Alınan tedbirler ve çalışmalar sonucu; AB ne ithal yasağı 15.12.1998 tarihinde balıkta, Temmuz 1999 tarihinde de çift kabuklu yumuşakçalarda kaldırılmıştır. Böylece AB nin Türkiye den ithal edilen su ürünlerine getirdiği her türlü yasak kaldırılmıştır. AB nin Ekim 2000 tarihinde ülkemizde yaptığı denetimlerin olumlu sonuçlanmasıyla ülkemiz, B listesinden A listesine geçmiştir. Bunun anlamı, Türkiye menşe ve çıkışlı su ürünlerinin herhangi bir engelle karşılaşmaksızın AB pazarına arz edilecek olmasıdır. Türkiye nin AB ne uyumu açısından sektörlere bakıldığında, su ürünlerinin kendine en yakın sektör olan hayvancılık, et ve süt sektörlerinden çok ilerde olduğu, bu sektörlerin AB ne uyumları için daha çok zaman harcayacakları ve bu sebeple de AB ne herhangi bir ürün ihraç etmelerinin söz konusu olmadığı görülürken, su ürünleri sektörünün herhangi bir kısıtlamaya uğramaksızın AB ne ihracat yapması, bu sektörün ulaştığı gücü gösterir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli risk, ihracatın devlet garantisi ile yapılabilir olmasıdır. AB, devlet garanti ve sorumluluklarını kaldırarak firmaların kendi kalite kontrol sistemlerini kurmaları ve bunun da bağımsız kuruluşlarca denetlenmesini esas alan bir kontrol sistemi üzerinde çalışmakta ve 2002 yılı içerisinde uygulamaya koyması beklenmektedir. Bu nedenle ihracat yapan kuruluşlarımızın bu duruma hazırlıklı olmaları gerekmektedir. Sonuç olarak; Türkiye nin dünya ile bütünleşmesi, sürdürülebilir su ürünleri üretim ve kontrol sisteminin yerleştirilmesi hem kendi insanımız için hem de ihracatımızın daha da artırılması açısından önemlidir. 8

9 SÜMAE YUNUS Araştırma Bülteni, 2:1, Mart 2002

10