Büyümenin Önündeki Kısıtlar. Nazlı Özer Talya İncedoğan



Benzer belgeler
BASIN TANITIMI TÜRKİYE DE BÜYÜMENİN KISITLARI: BİR ÖNCELİKLENDİRME ÇALIŞMASI

TÜRKİYE DE BÜYÜMENİN KISITLARI: BİR ÖNCELİKLENDİRME ÇALIŞMASI

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

Lojistik. Lojistik Sektörü

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014

1960 ile 2012 arasında ortalama yıllık büyüme oranı yüzde 4,5 olarak gerçekleşmiştir.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE TASARISI

2012 YILI OCAK-EYLÜL DÖNEMİ BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ 2012 YIL SONU BÜTÇE TAHMİNLERİ 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE TASARISI MEHMET ŞİMŞEK MALİYE BAKANI

Tablo 7.1: Merkezi Yönetim Bütçe Büyüklükleri

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

Büyümeyi Sürdürmek: Yurtiçi Tasarrufların Önemi

NUROLBANK 2011 YILI ÜÇÜNCÜ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

Ekonomi Bülteni. 22 Ağustos 2016, Sayı: 33. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

K R Ü E R SEL L K R K İ R Z SON O R N A R S A I TÜR Ü K R İ K YE E KO K N O O N M O İSİND N E D İKT K İSAT A P OL O İTİKA K L A AR A I

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Ağustos

Türkiye`de Sağlıkta Dönüşüm ve Endüstrimizin Mevcut Durumu

T.C. Kalkınma Bakanlığı

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

Türkiye Ekonomisi 2014 Bütçe Büyüklükleri ve Bütçe Performansı Raporu

Küresel Kriz Sonrası Türkiye de Finansal Sistem Bankacılık Sektörü

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ TEMMUZ 2018

YILI PROGRAMI

tepav Mart2011 N POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016

KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE ( ) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman)

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Ekonomi Bülteni. 26 Haziran 2017, Sayı: 26. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

2017 OCAK-MAYIS AYLARI TÜRKİYE VE MALATYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER. Doç. Dr. Ahmet UĞUR Malatya Ticaret Borsası Akademik Danışmanı

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti

Ekonomi Bülteni. 5 Aralık 2016, Sayı: 47. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

YENİ HÜKÜMET PROGRAMI EKONOMİ VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜ İÇİN DEĞERLENDİRME EKONOMİ VE STRATEJİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ 30 KASIM 2015

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

G20 BİLGİLENDİRME NOTU

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

2 TEMMUZARAL I K

EKONOMİK DEĞERLENDİRME ANKET SONUÇLARI OCAK 2012

1Ç08 finansallarında öne çıkan gelişmeler:

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017)

Grafik-4.1: Cari Açığın GSYH ye Oranı (%)

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) A İLİŞKİN ÖZET NOT

Grafik-6.1: Konut Fiyat Endekslerinde Büyüme (Türkiye ve İstanbul)

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği

Tüketici güveni yılın en düşük seviyesinde

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

Tablo 1. Seçilen Ülkeler için Yıllar İtibariyle Hizmetler Sektörü İthalat ve İhracatı (cari fiyatlarla Toplam Hizmetler, cari döviz kuru milyon $)

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Türkiye Ekonomisinde Temel Sorunlar ve CHP nin Ekonomi Politikaları Eylül 2012

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Ekonomi Bülteni. 28 Aralık 2015, Sayı: 41. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İDARE MERKEZİ ANKARA, 27 Ocak 2015

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI İŞGÜCÜ PİYASASINDAKİ GELİŞMELERİN MAKRO ANALİZİ

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Aralık 2011, No:16

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

7.36% 7.0% 15.8% 9.6% % Haziran 18 Mayıs 18 Haziran 18 Temmuz 18

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013

BANKA KREDİLERİ EĞİLİM ANKETİ

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2013 YILI İLK YARI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

Büyüme Değerlendirmesi: Çeyrek

HALI SEKTÖRÜ 2015 ŞUBAT AYI İHRACAT PERFORMANSI

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

Ekonomi Bülteni. 9 Mayıs 2016, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Transkript:

Büyümenin Önündeki Kısıtlar Nazlı Özer Talya İncedoğan

Büyüme Tanısı Yaklaşımı (Hausman, Rodrik, Velasco)

Türkiye nin Büyümesi Türkiye nin büyüme kısıtlarını araştırmadan önce büyümesinin hangi gelişmeler üzerine olduğunu değerlendirirsek iki gelişmenin önemini görürüz. (Structural Reforms to Boast Turkey s Long-Term Growth) İstihdam büyümesi (Anadolu) ve Verimlilik büyümesi (Metropol). Türkiye nin uzun vadeli ekonomik büyümesi, gelecekte daha geniş istihdam artışı ve verimliliği yükseltme hedefiyle seçeceği politikalara bağlı. İstihdam artışı için yüzkeşilmesi gereken sorun Türkiye nin fiyat rekabetini azaltmadan iş yaratmak ve kaynakları daha yüksek verimlilikte şirketlere yöneltmek.

Büyüme Performansı 2000 li yıllar, özellikle de 2000 2001 krizi sonrası Türkiye nin göreli büyüme performansı: Kişi Başına Gelir: Ortalama İşçi Başına Gelir: Ortalamanın Üzerinde 2000-2008 yılları arasında Türkiye nin kişi başına GSYH büyüme hızı %3 e yakın olmuştur. Bu büyüme hızı 1990 lara göre daha yüksektir, ancak diğer ülkelerle karşılaştırıldığında ortalama bir performans olarak değerlendirilir. Buna karşın, işçi başına GSYH büyüme hızları karşılaştırıldığında Türkiye nin %4.5lik büyüme hızı ile üst sıralarda olduğunu görebiliriz. 2000 li yıllarda işgücü verimliliğinin ciddi biçimde arttığı söylenebilir.

2000 li yıllarda büyümenin diğer önemli özellikleri: Yurt içi tasarruflar yatırımların finansmanı için yeterli olmamış, büyüme için yüksek miktarda dış tasarruf gerekmiş, sonuç olarak büyüme yüksek miktarda cari açık ile mümkün olmuştur. Sermaye girişleri ile birlikte bu dönemin önemli bir bölümünde döviz kuru değerlenme eğiliminde olmuştur.

Yüksek büyüme oranları istihdam yaratmada yeterince etkili olamamış. 2000-2001 krizinden sonra işsizlik oranı %10 civarında seyretmiş, 2008 de başlayan küresel kriz sırasında ise %14 e çıkmıştır. 2000 li yıllarda toplam faktör verimliliğindeki artış milli gelir artışlarında önemli bir rol oynamıştır.

Finansman Erişim Ve Tasarruflar

Finansal Koşullar Bankacılık sisteminin aktif yapısı değişti. Kredilerin banka varlıkları içerisindeki payı artmış (%20-30 dan %50-60 düzeyine çıkmıştır), 1990 da Türkiye reel faizlerin en yüksek olduğu ülkelerden biriyken, makroekonomik istikrarın sağlanması ile reel faizler düştü. Türkiye nin artık uluslararası ortalamalara yakın bir reel faizi var. Ayrıca, OECD çalışmalarının gösterdiği üzere Türkiye üzerindeki risk algısı ve risk primi de son 10 yılda önemli oranlarda düştü. KOBİ lerin finansmana erişiminin arttığı yönünde göstergeler bulunmaktadır.

Finansal Kısıtlar Bu gelişmeler artık finansal kısıtların olmadığını göstermiyor. Yapılan çalışmalar mali piyasaların en gelişmiş olduğu ülkelerde bile finansal kısıtların özellikle küçük ve genç firmalar için önemli bir engel teşkil ettiğini gösteriyor. Ancak mali sistemin erişilebilirliği bundan 10 yıl öncesine göre çok artmış durumdadır. Bankacılık sistemi dış piyasalardan kolaylıkla borçlanabilmektedir. Kredi miktarındaki ani bir artışın verimli yatırımlarda ciddi bir artış sağlayacağı kesin değildir. Yatırımlarda artış tamamlayıcı girdiler gerektirecektir; esas kısıt bu girdilerde ortaya çıkabilir.

Verimlilik Artışında Türkiye 2000 li yıllarda 1990 lı yıllara göre Toplam Faktör Verimliliği (TFV) büyüme hızında çok ciddi bir artış vardır. 2000 2008 yılları arasında Türkiye TFV büyüme hızında dünyada üst sıralardadır.

TFV Artışında Yapısal Değişimin Rolü Türkiye de uzun yıllardan sonra makro istikrarın sağlandığı bir büyüme dönemi yaşadık. Bu dönemde, ekonomimizde yapısal dönüşüm sağlandı: Kırsal istihdamın payı toplam istihdam içerisinde azalırken, kentsel istihdamın payı arttı. Tarımın payı azaldı, sanayi ve hizmetlerin payı arttı. Bu yapısal dönüşüm neticesinde az istihdam yaratan büyümeye karşın iş gücü verimliliği arttı. İhracatın yapısına baktığımızda ise tekstil ve hazır giyimin payı azalırken, otomotiv, çelik ve kimyanın payının artmasıyla ihracat yapısında ciddi bir değişiklik gerçekleşti. İşgücünün sektörler arası dağılımında tarımın payının azalması ve diğer sektörlerin özellikle imalat sanayinin payının artması TFV büyüme hızında önemli bir rol oynadı. TFV büyüme hızında bu etkenin rolü zaman içinde azalacaktır.

Yatırımların Toplumsal Getirisi A Altyapı Özellikle son yıllarda yapılan çalışmalar «kamu harcamaları» ile büyüme arasında pozitif bir ilişki buluyor. Aschauer (1989): "Kamu sermaye stoku" %10 artarsa TFV %4 artar. Türkiye de 2000 lerin ilk yarısında altyapı yatırımları durakladı ancak 2006 dan itibaren yükseldi. B Coğrafi Konum Ciddi bir kısıt değil.

C-Beşeri Sermaye ve Eğitim Türkiye de tecrübe sabit kabul edildiğinde, bir yıllık ek eğitimin ortalama getirisi orta gelir düzeyindeki ülkelere yakındır (% 10 civarında). Bu oran yüksek gelirli ülkelerdeki getiri oranlarından daha yüksektir. Buna karşılık Türkiye de yükseköğretimin getirisi dünya ortalamalarının oldukça üzerindedir. Eğitim Seviyelerine Göre Eğitimin Getirisi

Elit okullarda okuyan öğrencilerin performansı OECD ortalamasına göre yüksek; düz liselerin performansı ise çok düşüktür. Pisa sonuçlarına göre Türkiye de eğitimin kalitesi ortalamada düşük varyansı yüksektir.

Eğitim ve Kayıtdışılık Beşeri sermaye ile kayıt dışılık arasında önemli bir ilişki vardır. Girişimcinin eğitim seviyesi kayıt dışında kalma seçiminde önemli bir rol oynamaktadır. Kayıt içindeki firmalar ile kayıt dışında kalan firmalar arasında önemli bir verimlilik (TFV) farkı ortaya çıkmaktadır. İmalat sanayindeki firmalar arasında kayıt içindeki firmaların TFV, kayıt dışındaki firmalardan 1,5 kat fazladır. Girişimcinin eğitim düzeyi kontrol edildiğinde bu fark % 44 e düşmektedir. Kayıt dışılık finansmana erişim konusunda kayıt içindeki firmalar ile kayıt dışındaki firmalar arasında bir fark ortaya çıkmamaktadır. Sonuç: Kayıt dışılık bir vergi sorunu kadar bir eğitim sorunu dur.

Yatırımlardan Nemalanabilme Potansiyeli A- Yönetişim Yönetişim göstergeleri 2000 li yılarda iyileşme gösterdi. Göstergelerin mevcut seviyesi hala yüksek değil; ancak Çin ve Hindistan gibi rakip ülkelerin göstergeleri daha da düşük.

B- Vergiler Vergi gelirleri ve devlet nihai tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı yüksek değildir. Verginin tabana yayılarak daha fazla vergi toplanabilmesi ve bu çerçevede daha kaliteli ve daha fazla kamu hizmeti sunulabilmesi büyümeyi olumlu yönde etkileyecektir.

Vergi yapısının çarpık olduğu görülmektedir. Çünkü gelir ve kardan alınan vergi payı OECD ortalamalarına göre düşük, mal ve hizmetlerden alınan vergi payının ise yüksektir. Türkiye nin vergi konusunda sağlayacağı iyileşme olumlu bir etki yaratacaktır.

İhracatın Yapısı

Sıradanlık göstergesi, bir ülkenin ihraç ettiği ürünlerin ortalama kaç tane başka ülke tarafından üretildiğini göstermektedir. Sıradanlık göstergesinin yüksek olması ülkenin ürettiği ürünlerin ender ürünler olmadığını gösterir.

Türkiye nin ihracat yapısında önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Ancak, göreli olarak ihracat ürün yelpazesi hala gelişmiş olmaktan uzaktır, 2000 li yıllarda Türkiye nin ihracatında orta düzey teknoloji yoğun ürünlerin payı artarken teknoloji yoğunluğu yüksek olan malların payı çok düşük kalmıştır. İhracatın gerek teknolojik içeriği gerek gelişmişlik derecesi açısından bakıldığında Türkiye daha ileri gitmelidir Piyasa aksaklıkları ve koordinasyon problemleri girişimcilerin yeni alanlara yatırım yapma eğilimlerini sınırlayabilmektedir. Bu durumda, yeni sektörlerin gelişmesi için kolektif müdahaleler gerekebilir. Dolayısıyla, artık Türkiye nin bir Sanayi Politikası na ihtiyacı olabilir. Sanayi politikası sadece finansman ve yatırım desteği olarak anlaşılmamalı Tamamlayıcı fiziksel yatırımların yapılması Tamamlayıcı beşeri sermaye yatırımlarının yapılması Düzenleyici çerçeve Kamu ile özel sektör arasında yoğun diyalog ve işbirliği Saydamlık, takip, değerlendirme, iyileştirme de anlaşılmalıdır.

Sonuç Tarımın payı azaldıkça yapısal değişim asgari bir verimlilik artışını garanti etmektedir. 1) Ancak piyasa mekanizması tek başına teknoloji içeriğinin artmasını sağlamayabilir; bu anlamda Türkiye rakiplerinin gerisinde kalma tehlikesi ile karşı karşıyadır: Sanayi Politikası 2) Beşeri sermayenin önümüzdeki dönemde ciddi bir kısıt olması yüksek bir ihtimaldir; beşeri sermaye yetersizliği kayıt dışılık ile de yakından ilgilidir. 3) Kamunun vergiyi tabana yayarak vergi gelirini arttırması ve kamu hizmetlerine (özellikle eğitim ve altyapı) daha fazla harcama yapması gerekmektedir.

Sonuç Son olarak orta vadeli programa (2014-2016) göz atarsak Türkiye nin büyümesinin önündeki kısıtları kaldırmak için ne gibi aktiviteler yapıldığını ve ilerde ne yapılması planlandığını görebiliriz. 2010 ve 2011 yıllarında kaydedilen yüksek büyüme hızları sonrasında iç ve dış talebi dengelemeye yönelik alınan tedbirler sonucunda 2012 yılında büyüme hızı yavaşlamıştır. 2012 yılının özellikle son çeyreğinde, net mal ve hizmet ihracatının büyümeye katkısının tahmin edilenin üzerinde gerçekleşmesine rağmen, özel tüketim ve yatırımlarda beklenenin üzerinde kaydedilen daralma nedeniyle yüzde 3,2 olarak tahmin edilen 2012 yılı büyümesi yüzde 2,2 seviyesinde gerçekleşmiştir. 2012 yılında sanayi sektöründe yüzde 1,9, hizmetler sektöründe yüzde 2,4 ve tarım sektöründe yüzde 3,1 oranında katma değer artışı kaydedilmiştir. Sanayi ve hizmetlerde büyüme hızları beklentilerin altında kalmıştır. 2012 yılında büyümeye katkı tamamen sermaye stoku ve yüksek oranda artış gösteren istihdamdan gelmiştir. Önemli oranda gerileyen toplam faktör verimliliği (TFV) büyümeye negatif katkı yapmıştır. 2013 yılında da 2012 yılına benzer bir yapının oluşacağı ve büyümenin temel belirleyicilerinin istihdam ve artan kapasite kullanım oranının etkisiyle sermaye stoku olacağı öngörülmektedir. 2013 yılında sermaye stokunun, istihdamın ve TFV nin büyümeye katkıları sırasıyla yüzde 69, yüzde 56,4 ve yüzde -25,4 olacaktır. Bir önceki yıldan farklı olarak, TFV nin negatif katkısının bir miktar azalması beklenmektedir. 2014 yılı ve sonrasında TFV nin büyümeye pozitif katkı sağlayacağı ve bu sayede büyümenin potansiyel düzeyine yakınsayacağı öngörülmektedir.

Sonuç Cari açığın kısa vadede azaltılmasının yanı sıra orta ve uzun vadede kalıcı bir şekilde sürdürülebilir düzeye indirilmesine duyulan ihtiyaç devam etmektedir. Buna yönelik olarak, önümüzdeki dönem için ithalata olan bağımlılığın azaltılması ve yüksek katma değerli ürünlerin ihracatının artırılması yoluyla dış ticaret açığını azaltıcı ve finansman kalitesini iyileştirici, ayrıca yurt içi tasarrufları artırıcı bir politika çerçevesi oluşturulmuştur. Yurt içi tasarruf oranlarının artırılmasına yönelik olarak; bireysel emeklilik sisteminde yapılan değişiklikle tüm katılımcıların teşvikten faydalanabileceği bir yapı oluşturulmuş, yeni Sermaye Piyasası Kanunuyla şirket ve hanehalkı tasarruflarının korunması ve artırılması amaçlanmış ve ülke düzeyinde israfı önleme ve tasarruf bilincinin artırılmasına yönelik farkındalık kampanyaları düzenlenmiştir. 27 Eylül 2013 tarihi itibarıyla bireysel emeklilik sistemine, 2012 yılı sonuna göre 740 bin kişiyi aşan yeni katılım olmuş, aynı dönemde fon büyüklüğü ise 24,3 milyar TL yi aşmıştır. Bireysel emeklilik sisteminin, 2013 yılındaki ivmesini sürdürmesiyle, orta vadede yurt içi tasarrufların artırılmasında önemli bir rol üstleneceği öngörülmektedir. Son yıllarda, büyümenin düşük veya negatif olduğu yıllar hariç tutulduğunda, tasarruf-yatırım açığının genel olarak artış eğiliminde olduğu gözlenmektedir. Bu eğilimin temel belirleyicisi özel kesim tasarruf oranlarındaki azalmadır. 2011 yılında GSYH ya oranla yüzde 9,5 seviyesine ulaşan tasarruf-yatırım açığı, alınan makro ihtiyati tedbirler sonucunda 2012 yılında yüzde 5,8 e düşürülmüştür. 2013 yılında yatırımlardaki azalmaya rağmen toplam tasarruflardaki önemli düşüş sonucunda tasarruf-yatırım açığının GSYH ya oranının yüzde 6,9 a yükselmesi beklenmektedir.

Sonuç Son yıllarda önemli ölçüde düşen yurt içi tasarrufların dönem boyunca artarak Program dönemi sonunda yüzde 16 ya ulaşması beklenmektedir. Bu gelişmede özel kesim tasarruflarındaki artış belirleyici olacaktır. Program dönemi boyunca kamu ve özel kesim tasarruf yatırım açığının azalması öngörülmektedir. Program döneminde yüksek büyüme ortamına geçişin sağlanmasında verimliliğin ve tasarrufların artırılması, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, işgücü piyasasının etkinleştirilmesi ve özel yatırımların canlandırılması kritik önem taşımaktadır. Bununla birlikte, daha uzun vadede potansiyel büyümenin artırılması hedefi doğrultusunda kaynakların üretken alanlara yönlendirilmesi ve sanayileşme sürecinin güçlendirilmesi gereği bulunmaktadır. Bu şekilde istikrarlı verimlilik artışları sağlanarak ve rekabetçi üretim yapısı desteklenerek cari açık sürdürülebilir düzeylere indirilebilecektir. Büyümenin kapsayıcılığı ve sürdürülebilirliği açısından ise bir taraftan işgücü piyasası politikalarının güçlendirilmesine, diğer taraftan ise bölgelerin gelişme potansiyellerinin harekete geçirilmesine yönelik politikalara ihtiyaç bulunmaktadır