YAZ SUMMER 2014 SAYI NUMBER 8 SAYFA PAGE 1-5 DÎVÂNU LÜGÂTİ T-TÜRK TE ADI GEÇEN KIRPILMIŞ TÜRKÇE NİN ANADOLU AĞIZLARINDAKİ İZLERİ Tuncer GÜLENSOY * ÖZET Türkçenin ilk büyük sözlüğü ve aynı zamanda bir folklor-etnografya el kitabı olan Dîvânu Lügâti t-türk pek çok ses ve biçim bilimi (fonetik-morfoloji) problemine de kaynak olmaktadır. Günümüz Türkçesinde ya da öteki Türk lehçelerinde görülen sorunların çözümü için başvurulacak ilk eser odur. Pek çok ağız araştırıcısının son seste hece düşmesi başlığı altında işlediği bu fonetik/morfolojik olay, Dîvânu Lügâti t-türk ün yazarı Kâşgarlı Mahmud tarafından kırpılmış kürkçe olarak adlandırılmıştır. Bu makalede Dîvânu Lügâti t- Türk te adı geçen kırpılmış Türkçe nin Anadolu ağızlarındaki izleri gösterilmeye çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Dîvânu Lügâti t-türk, Anadolu Ağızları, Kırpılmış Türkçe, Hece Düşmesi.. THE TRACES OF CROPPED TURKISH MENTIONED IN THE DÎVÂNU LÜGÂTİ T- TÜRK IN THE ANATOLIAN DIALECTS ABSTRACT The Dîvânu Lügâti t-türk, both the first and largest dictiory of Turkish and a folkloreethnography manual, is a source for many phonetic and morphological problems. It is the first source for the solution of the problems seen in Turkish or other dialects. The morphophonetic event that was studied under category of haplology was named cropped Turkish by Mahmud Kashgari, the writer of the Dîvânu Lügâti t-türk. In this paper, we will show the traces of the cropped Turkish in the Anatolian dialects. Key Words: Dîvânu Lügâti t-türk, Anatolian Dialects, Cropped Turkish, Haplology. 1 Türkçenin ilk büyük sözlüğü ve aynı zamanda bir folklor-etnografya el kitabı olan Dîvânu Lügâti t-türk pek çok ses ve biçim bilimi (fonetik -morfoloji) problemine de kaynak olmaktadır. Günümüz Türkçesinde ya da öteki Türk lehçelerinde görülen sorunların çözümü için başvurulacak ilk eser odur. Ağız araştırmaları çalışması yaparken elde ettiğimiz bazı dil malzemelerini sınıflandırırken, ön seste ünlü/ünsüz düşmesi; iç seste ünsüz düşmesi; son seste ünsüz/hece düşmesi gibi tasnifler yaparken, bu ses olaylarının nedenlerini araştırır, sonuca varmaya çalışırız. İşte pek çok ağız araştırıcısının son seste hece düşmesi başlığı altında işlediği bu fonetik/morfolojik olay, Dîvânu Lügâti t-türk ün yazarı Kâşgarlı Mahmud tarafından kırpılmış Türkçe olarak adlandırılmış ve Rum diyarındaki Peçeneklere kadar Suvar, * Prof. Dr., Emekli Öğretim Üyesi, Ankara - TÜRKİYE, E-posta: t.gulensoy@gmail.com.
YAZ SUMMER 2014 SAYI NUMBER 8 Bulgar dilleri, hep bir türde sözcüklerin sonu kırpılmış bir Türkçedir. (DLT, 25, 30) diye tarif edilmiştir. Kaşgarlı nın tarifini verdiği bu kırpılmış Türkçe nin örneklerine Eski Uygur Türkçesinde de rastlanmaktadır. 1. Eski Türkçede Görülen Kırpılmış Türkçe Sözler ET. bart ağaçtan oyulmuş bardak < bartak [düşen hece: -ak] ET. busat oruç adı < Skr. uposatha (EUTS, 54) [düşen ses/hece: u-; -ha] ET. daniş < Skr. dhanistha bir yıldız (EUTS, 67) [düşen hece: -tha] ET. erik = erk = Moğ. erke (EUTS) ET. erkek/ irkek = er (EUTS, 74) [düşen hece: -kek] ET. irteken = erken (EUTS, 98) [düşen hece: -te-] ET. karmaput < Skr. karmapatha işyolu (Alt.Gr. 313) ET. kr kuru < kuru [düşen hece: -ug] ET. külüşüg/k gülüş [düşen hece: -üg/k] 2 ET. mengi = mengigü ebedî (EUTS, 129) [düşen hece: -gü] ET. söki = sö vakit, zaman (EUTS, 209) [düşen hece: -ki] ET. takıgu = tagu tavuk (EUTS) [düşen hece: -gu] 2. Anadolu Ağızlarında Görülen Kırpılmış Türkçe Sözler aprağ yaprak < ET. yalpırgak, yapırgak [düşen hece/ses: y-, -al-, -g-] ba baba (DS.II, 452a) < baba [düşen hece: -ba] bizo/bızo/biza/buzo (An.ağl) < buzau (DLT.I, 59) [düşen hece: -gu] bür = pür tomurcuk < pürçek (krş. pırç) [düşen hece: -çek] ça bebek (DS.III, 1133) < çağa Moğ. çaka (EWT, 96a) [düşen hece: -ğa] çin omuz (DS.III, 1207a) < çiğin [düşen hece: -ği-] demi yemeni, yazma (DS.IV, 1401b) < değirmi [düşen hece: -ğir-] deman, değmen, dermen değirmen < TT. değirmen < ET. tegirmen (DLT.I, 319) [düşen hece: -ğir-/-ir-/-ği-] fasıl kuru fasulye (Hasanoğlan/Ank.) < fasulye [düşen hece: -ye] gak eritilen kuyruk yağının artığı ( DS.VI, 1894a) < kıkırdak [düşen hece: - ıkırd-] gaşa kaşağı (DS. VI, 1934b) < kaşağı [düşen hece: -ğı] gı ıg ğ deve, koyun ve keçi pisliği [düşen ses: -g]
YAZ SUMMER 2014 SAYI NUMBER 8 göbek/göfek mantar ( DS.VI, 2115a) < göbelek [ < göv (< kök yeşil; mavi )+elek] [düşen hece: -le-] keşk (DS.VIII, 2722a) < keşkek [hece düşmesi: -ek] kösa~ köse ~ kössö ateş karıştırmaya yarayan ucu yanmış odun parçası < OT. közegü (DLT.I, 448) < köz+egü [düşen hece: -gü] nok / nuk nohut < TT. nohut < Ar. no d (OTAL) [düşen hece: -ut] nuk nok 3. Kürmanç Ağızları ve Kürtçe-Türkçe Sözlük ile Ferheng-i Kırdî-i Tırkî de Görülen Kırpılmış Türkçe Sözler aşir deri tuluk (Şavak aşireti/tunceli) < aşırma, aşırtma [düşen hece: -ma] bak bek kurbağa ( DAO, 57) < kur+bağa (< baka) [düşen hece: (önde)kur-; (sonda) a] ca, ça (DAO, 109) < TT. çark < Fars. çarh [düşen hece: -rh] cêz (KTS, 45) < TT. çeyiz < Ar. cihâz (OTAL, 1736) [düşen hece: -yi- < -hâ-] çat çaput (Aşağıçakmak/Keban-El.; DS.III, 1075a) < TT. çaput < (DLT) çapgut [düşen hece: -pgu-] çuk çocuk (Özalp/Van) < çocuk [düşen hece: ço-] dol davul (Elazığ yöresi) < TT. davul < Ar. tabl [düşen hece: -vu-] dom (KTS, 75a) < TT. devam < Ar. devâm [düşen hece: -va-, -e->-o- değişmesi] isot isut izot biber < issig /ıssıg sıcak; acı +ot ot; biber [düşen hece: -sig-] kemç keçi kuyruğu (KTS, 174) < Azerbaycan Tü. kemsik ip parçası (AHYÖ, 512) [düşen hece: -ik] ker bıçak (KTS, 207a) < OT. kerey ustura (DLT.III, 174) [düşen hece: -ey] kert geçit, boğaz (Nazimiye/Tunceli; DAO, 273) < OT. kertik [düşen hece: -ik] keşev kaşağı (Erciş/Van) < Çağ. Tü., TT. kaşağu/kaşağı gaşa [düşen ses: -ı; ses değişmesi: -ğ- > v] kıc / kıco (DAO) < Tü. küçük [hece düşmesi: -ük; ses değişmesi: -ü- > -ı-, -o-] kılt yatağın baş ya da ayak ucu (Elazığ; DS.VIII, 2801a) < kıltık [düşen hece: - ık] kır (KTS, 182b) < Tü. kırağı [düşen hece: -ağı] ko ku kot tepe, tepecik (Kocaköy/Lice -Diyarbakır; DAO, 29a) < OT. kötki tepe, dağlık yer, toprak yığını (DLT.I, 18, 340) [düşen hece: -ki; ses değişmesi: -ö->-o-] kov dağ (Altınölçek/Elazığ; DAO, 300) = kovak koyak / koytak (Tr.) < koyak [düşen hece: -ak] 3
YAZ SUMMER 2014 SAYI NUMBER 8 ku (Kocaköy/Lice-Diyarbakır) ~ ko (Kocaköy) ~ kuç (Elazığ ve yöresi) < OT. kuçak (DLT.I, 382, 389) [düşen hece: -çak] kuç ku kuri kuyruk (Hakkari) < Tü. kuyruk (DAO, 307) < ET. kuõruk [düşen hece: -y- > Ø; -u- > -i-, -k > Ø] la law law erkek evlat (KTS, 221b; FKT, 64a) < Tü. [oğul+an > oğlan > lan > ulan > lan/len > law > la/le/lo/lö] [düşen hece: (önden) oğu-; (sondan) n] le law lerz titreme, sarsıntı ( DAO) < TT. lerzan < Fars. lerzân (OTAL, 655b) [düşen hece:-an] lo law lö law nîv yarı(m) (DAO, 359) < Fars. nîme (OTAL, 1003b) [düşen ses: -e, değişen ses: -m- >-v-] ohla okla 4 okla ~ ohla ~okl oklava (DAO, 365) < TT. oklava < OT. oklagu [düşen hece:- gu] onca ~ once yonca < TT. yonca < OT. yorınçga (DLT.I, 431; III, 375, 433) [düşen hece/ses: y+ > Ø; -rın-, -g- >Ø] pırç kıl, tüy (Keban-Elazığ) < OT. pürçek (DLT. I, 476) [düşen hece: -ek] pıs oğul, evlat (KTS, 278a) < Osm. püser < Fars. püser (OTAL, 1043b) [düşen hece: -er] şemse / şemsi şemsiye (DAO) <TT. şemsiye < Ar. şemsiyye (OTAL, 1184a) [düşen hece:-ye] şıl ıslak, rutubet (FKT, 96a) < Tü. yaşıl [düşen hece (önden): ya-] tosba ~ tosbo ~ tospa (DAO, 481) < TT., An. Ağl. tosbağa < tos ses taklidi +bağa/baka sert deri kabuk (krş. taşbaka, kurbağa, kamplumbağa) [düşen hece: -ğa] tov tohum (KTS, 373a) < TT. tohum [düşen hece: -um; -h- >-v- değişmesi] tük tükürük (DAO, 486) < tük(v,f) ses taklidi +kür-(ü)k [düşen hece: -kürü-] yalgı~ yalgız~ yalğız ~ yalhı (DAO) < TT. yalnız < ET/OT. yalanız; yalangus [düşen hece/ses: -z]
YAZ SUMMER 2014 SAYI NUMBER 8 Sonuç Yukarıdaki örneklerden görüldüğü üzere Eski Türkçe sözcüklerde ı, i, ö ünlüleri ile r, ş, t ünsüzlerinden sonra; Anadolu ağızlarındaki sözcüklerde a, e, i, o ünlüleri ile b, g, h, l, r, ş ünsüzlerinden sonra; Kürmanç ağızlarında/sözlüklerinde a, ê, e, i, o, u, ü ünlüleri ile c, ç, r, s, t, v, z ünsüzlerinden sonra ağı/ağu, ak, an, aş, ba, cu, çak, çek, ek, er, g, ğa, ği, ğir, gu, h, hâ, ık, ıkırt, iğ, ik, ir, kek, ki, kür, le, ma, pu/pgu, rey, rh, rın, tma, um, ut, ük, v, vu, va, y, ye, yi ses ve hecelerinin düştükleri görülür. Kaşgarlı Mahmud un kırpılmış Türkçe sözler olarak tanımladığı bu sözcüklerin bütün Türk şive ve lehçelerinde de tespit edilebileceği açıktır. Bu konuda yapılacak olan yüksek lisans ya da doktora seviyesinde bir ilmî çalışma ile Türkçenin bilinmeyen bir yönü daha açıklığa kavuşmuş olacaktır. Ar. Bibliyografya ve Kısaltmalar : Arapça DAO : GÜLENSOY Tuncer, Doğu Anadolu Osmanlıcası, TKAE Yayınları, Ankara 1985. DLT DS ET : Dîvânu Lügâti t-türk : TDK, Derleme Sözlüğü, 12 Cilt. : Eski Türkçe EUTS : CAFEROĞLU Ahmet, Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü, Edebiyat Fakültesi Matbaası, İstanbul 1968. EWT Fars. FKT KTS : RÄSÄNEN Martti, Versuch eines etymologischen Wörterbuchs der Türksprachen (Türk Dillerinin Etimoloji Sözlüğü Üzerine Bir Deneme), Helsinki 1969. : Farsça. : Ferheng-i Kırdî i Tırkî. : Kürtçe Türkçe Sözlük. OTAL : DEVELLİOĞLU Ferit, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, Aydın Kitabevi, Ankara 1990. Skr. : Sanskritçe. TS. : Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2012. Tü. : Türkçe 5