1987 yılında ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne bireysel başvuru kabul edilmiştir.



Benzer belgeler
AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ KARARLARI IġIĞINDA YARGI BAĞIMSIZLIĞI ve TARAFSIZLIĞI

Nurcan YILMAZ ÖZEL ADİL YARGILANMA HAKKI KRİTERLERİNİN TÜRK İDARİ YARGILAMA HUKUKU AÇISINDAN MUHTEMEL VE GERÇEKLEŞEN ETKİLERİ

ADİL YARGILANMA HAKKININ TÜRK MİLLETLERARASI USÛL HUKUKU ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE YAPILMIŞ BAZI BAŞVURULARIN TAZMİNAT ÖDENMEK SURETİYLE ÇÖZÜMÜNE DAİR KANUN YAYIMLANDI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

BİREYSEL BAŞVURU KARARLARININ SONUÇLARI

FETHİYE. Tübakkom 10. Dönem Sözcüsü. Hatay Barosu.

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

BİRİNCİ KİTAP DENETİM MEKANİZMASI (KURUMSAL HÜKÜMLER) BirinciBölüm GİRİŞ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÖZET...VII ABSTRACT...VIII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR LİSTESİ...XV GİRİŞ...1

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEVAP ANAHTARI

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

İdari Yargının Geleceği

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI BİLİRKİŞİLİK TEMEL EĞİTİMİ DERS PROGRAMI

GENEL ANALİZ. Konu: AİHM Demirtaş Kararı. A. Genel Olarak AİHM Kararlarının Niteliği:

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

ÖĞRETİDE VE UYGULAMADA ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ BAĞLAYICILIĞI VE İCRASI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

ECE GÖZTEPE İNSAN HAKLARININ KORUNMASINDA GEÇİCİ TEDBİR

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı. Yargı Örgütü Dersleri

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR. Başvuru Numarası: 2013/8492. Karar Tarihi: 8/9/2014 İKİNCİ BÖLÜM KARAR

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1

II. ANAYASA MAHKEMESİNİN YETKİSİNİN KAPSAMI

Rapport national / National report / Landesbericht / национальный доклад

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KONUK - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 49523/99) KARAR STRAZBURG.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

MÜKELLEFLERİN YARGILAMA SIRASINDAKİ HAKLARI PROF. DR. MEHMET YÜCE ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İİBF MALİYE BÖLÜMÜ

Bireysel Başvuru Yolu

VERGİ YARGILAMA USULÜNDE 6545 SAYILI KANUNLA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

İDARİ YARGILAMA USULÜNDE İSPAT

ULUSLARARASI KIBRIS ÜNİVERSİTESİ LİSANSÜSTÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM VE ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ HUKUK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

HUKUK VE ADALET DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI (Ortaokul 6, 7 veya 8. Sınıf)

KARŞI OY YAZISI. Dava No: KI 55/09. Başvurucu. N.T.SH. Meteorit

I sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunun başvuru konusu kuralının Anayasaya aykırılığı sorunu:

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ORMAN VE ARAZİ MÜLKİYETİ UYUŞMAZLIKLARI

YARGILAMA HUKUKUNA İLİŞKİN İLKELER ve İSPAT HUKUKUNA İLİŞKİN TEMEL KAVRAMLAR (150 DAKİKA) Giriş

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGIDA DAVA AÇMA SÜRESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE ŞENOL ULUSLARARASI NAKLİYAT, İHRACAT VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:75834/01)

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE ADNAN ÖZDEMĐR -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:4574/06)

CEZA YARGILAMASI KAPSAMINDA İHAM UYGULAMASINDA KLON DAVA KAVRAMI

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XV I AİHS VE EKİ PROTOKOLLERDE DÜZENLENEN TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER...1

FASIL 23 YARGI VE TEMEL HAKLAR

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 5 KISALTMALAR 21

AVRUPA KONSEYĐ BAKANLAR KONSEYĐ

TMMOB GIDA MÜHENDİSLERİ ODASI BİLİRKİŞİLİK TEMEL EĞİTİMİ PROGRAMI Ekim 2017/21-22 Ekim 2017

CEZA MUHAKEMESİ HUKUKUNDA TUTUKLAMA

Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen : Büro Emekçileri Sendikası

İTİRAZ USULLERİ. BMMYK Kasım 2014

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

Danıştay ve Yargıtay İçtihatları Işığında İDARİ YARGI KARARLARININ UYGULANMASI

T.C. DANIŞTAY SEKİZİNCİ DAİRE. Esas No : 2011/103. Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını isteyen : Türk Tabipleri Birliği. Vekii : Av.

Dr. TOLGA ŞİRİN Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI IŞIĞINDA BİREYSEL BAŞVURU HAKKI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ( MUSTAFA AÇIKGÖZ/TÜRKİYE) KARARI

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK)

Anahtar Kelimeler : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi, bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi, ücret

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru No /07) KARAR STRAZBURG. 24 Eylül 2013

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ZEYTİNLİ/TÜRKİYE (Başvuru no /04) KARAR STRAZBURG. 26 Ocak 2010

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ERTÜRK/TÜRKİYE (Başvuru no /02) KARAR STRAZBURG. 12 Nisan 2005

İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 11.00

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. GEÇGEL ve ÇELİK/TÜRKİYE (Başvuru no. 8747/02 ve 34509/03) KARAR STRAZBURG.

MAHMUT CEYLAN Karadeniz Teknik Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi İDARİ YARGIYA HAKİM OLAN İLKELER

İŞ MAHKEMELERİ KANUNU

İstinaf Kanun Yolu ve Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Konferansı İstanbul, 1 Haziran 2017

BİRİNCİ BÖLÜM ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU

TÜRK YARGI SİSTEMİ YARGITAY Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGININ GÖREV ALANI

ÖN KARAR PROSEDÜRÜ. Sunuş Planı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE

M. Gözde ATASAYAN. Kamu Hizmetlerinin Süreklilik ve Düzenlilik İlkesi

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

İÇİNDEKİLER GİRİŞ KONUYLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR.1) KONUNUN TAKDİMİ, ÖNEMİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ MEHMET ÖZEL ve diğerleri - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no: 50913/99) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

Müracaatın şekli ve süresi MADDE 5 Müracaatın reddi MADDE 6 (1) Müracaat hakkında karar ve karara itiraz MADDE 7

Transkript:

İNSAN HAKLARI DUYARLILIĞI İnsan hak ve özgürlüklerinin korunması gün geçtikçe daha bir uluslararası boyut kazanmaktadır. Ülkelerin, artık iç sorunu olmaktan çıkan insan hak ve özgürlükleri, mevcut halinden öte, varılmak istenilen ve olması gereken bir tablonun çizimini hedeflemektedir. Bu tablo, uluslararası alanda kabul görmüş bildiri ve belgelerde kaynağını bulmaktadır. Nitekim, insan hakları bağlamında en önemli belge olarak kabul gören ve 1950 yılında Roma'da imzaya açılıp 1953 yılında yürürlüğe konulan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin her bir maddesi, başlı başına bir ilke getirmekte ve bu ilkeler kişi ve Sözleşme'ye taraf devletler için garanti oluşturmaktadır. Ülkemiz de, 1954 yılında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ne taraf olmuştur. 1987 yılında ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne bireysel başvuru kabul edilmiştir. 1990 yılında da Türkiye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin yargılama yetkisini tanımıştır. Bunun ardından ise, Avrupa Birliği Bakanlar Komitesi'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nin kararlarının infazı takibini de kabullenmiştir. Böylece bu etkileşim ile son dönemlerde "Türk Kamu Hukuku"na yeni bir yön verilmekte ve iç hukukumuz şekil almaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa Birliği'ne katılım sürecinin zorunlu gerekleri bu şekillenmede önemli faktör olmaktadır. Ancak Avrupa kimliği arayışına katkı çabası içindeki "Yasama Kudreti" ve "Ulusal Yargıç İnsiyatifleri" karşısında "Kamu Kudreti" düşüncesinin on dokuzuncu yüzyılın başlarındaki anlam ve kapsamı ile ele alınıp değerlendirilmesi (artık) mümkün değildir. Bunlardan hareketle, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin Ülkemiz yasama, yürütme organları ve yargı yerleri için artık referans alınmasında duraksama yaşanmamalıdır.

Sözleşme hukuku, ulusal mercilerin, özellikle de yargı organlarının, uygulaması gereken hukukun, ayrılmaz bir parçasıdır. Aynı bağlamda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarının da referans alınmasında tereddüte mahal bulunmamalıdır. Yani Türk hukukunda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin doğrudan uygulanması için gerekli düzenlemelerin mevcut olduğu bir gerçektir. Artık, tartışılır olmaktan çıkan ve kabulde hem fikir olunan, uluslararası sözleşmelerin iç hukukumuza referans norm olarak alınabilmesi, yargı yerleri için bir gereklilik arz etmektedir. Ulusal Yargı yerlerinden tatmin olmayan birey, uyuşmazlığı, başvuru olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne taşımaktadır. Maalesef başvuru sayımız ise kabarıktır. Uyuşmazlıkların çözüme kavuşturulmasında hakimlere/mahkemelere önemli bir yükümlülük verilmiştir. Mahkemeler "uyuşmazlıkları hakkaniyete uygun olarak çözdükleri" ve "toplumun adalet duygusunu tatmin ettikleri" sürece saygı duyulan yer olmaktadırlar. "Saygı duyulan yer olma olgusu" ise hakimlerin yargılama işlevleri ve hükümleri ile kazanılmaktadır. Açılan davalar ile pasif konumdan aktif hale gelmiş olan mahkeme/hakim, hukukun ne dediğini söylemede, hakkaniyete uygunluğu sağlamada, üzerine düşeni gereği gibi yapmalıdır. Gereği gibi olması beklenilen ise adaletin tecelli etmesidir. Mahkeme/hakim eliyle tecelli edecek olan adalet, toplumun bu duygusunu tatmin etmiş olmalıdır. Toplumun adalet beklentisi gerçekleşmelidir. İşte bu noktada, etkili ve adil bir yargılama sürecinden söz edilebilmesi için öncelikle bireylerin mahkeme/hakimlerden beklentilerinin tatmin edilebilmesinin sağlanması gerektiği açıktır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi; Sözleşme 6. madde Adil Yargılanma ile ilgili olarak; Delcourt/Belçika'ya karşı 17 Ocak 1970 tarihli kararın 25. paragrafında; Sözleşme bağlamında, demokratik toplumlarda adaletin hakkaniyete uygun olarak yerine getirilmesi hakkının çok önemli bir yere sahip olduğu ve kısıtlayıcı bir şekilde yorumlanmaması gerektiği vurgulanmıştır. Hennings/Almanya, Philis/Yunanistan kararında ise; Mahkeme, teorik ve soyut özgürlük vermekten ziyade, gerçek, somut ve fiilen kullanılabilir güvence sağlamalıdır, denilmiştir. Academy Trading ve Ötekiler/Yunanistan kararında da; Mahkemenin bir mercii olarak varlığı, topluma verdikleri güven duygusu ile doğru orantılı olduğu, soyut ve teorik olmaması, somut ve gerçek bir varlık göstermesi gerektiği belirtilmiştir. Piersack/Belçika'ya karşı 01/10/1982 tarihli kararın 53. paragrafında önemle; Adaletin yerine getirilmesi yetmez, aynı zamanda yerine getirildiğinin görülmesi de lazımdır hassasiyetinde bulunulmuştur. Bunların yanısıra; Mahkemelerin/hakimlerin, toplumda/kişide bıraktığı izlenim, hak arayanlara güven veren, tarafsız bir görünüme sahip bulunması, tarafsızlığı sağlamak için alınmış bulunan tedbirlerin, makul her türlü şüpheyi ortadan kaldırır nitelikte olması gerekmektedir. Nitekim Mahkeme, Yasa ile kurulu, yürütme ve taraflar önünde bağımsız ve tarafsız ayrıca yargılama usulü güvencesine sahip bir mercii olarak ifade edilmektedir. Gecikmiş adaletin adalet olmayacağından kalkılarak, davaların makul bir sürede sonuçlandırılması zorunluluk olarak kabul olunmuştur. Bu durum, hak arama süreci içine girenlerin yargılama işlemlerinin sürüncemede kalmalarına karşı korumak olmalıdır. Gizlilik suretiyle keyfiliği önlemek ve mahkemelerin açık olması sonucu da adil yargılama yapıldığını görebilmektir.

İşte, mahkemeye gidebilme hakkı önem arzetmekle birlikte bu hakkın Mahkeme de kullanılabilmesi ile bir bütünlük oluşturmaktadır. Mahkeme önünde hak arama yoluna girilmiş olması halinde bu yolun fiilen yahut hukuken kapatılması, kullanılamaması veya başvurulması gereken bir merciye gidilmemesi 6. madde kuralının çiğnenilmesi sonucunu doğuracaktır. (Dewer/Belçikaya karşı kararı) Hak teslimi için de mahkeme önüne gidebilme olanağının da gerçekten ve fiilen mevcut olması gerekmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Mahkemelerin teorik ve hayali değil, fiilen ve gerçekten mevcut bulunması, yani sonuç doğurabilir, işe yarar ve elverişli cinsten olması gerekir, demektir. (Leander/İsveç'e karşı kararı) nda okuyoruz. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "Adil Yargılanma Hakkı" başlıklı 6. maddesinin 1. paragrafında "Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerekse cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini isteme hakkına sahiptir." ilkeleri getirilmiştir. AİHM yargıçları özellikle Sözleşme 'nin 6. maddesinin birinci paragrafının ilk cümlesinden hareketle etkili ve adil bir yargılama sürecinden söz edilebilmesi için, öncelikle bireylerin yargı organından beklentilerinin tatmin edilebilmesinin sağlanması gereğini vurgulamaktadır. AİHM; Adil Yargılama Hakkının demokratik bir toplumda öne çıkan yanı bağlamında, bu alandaki denetim açısından, Mahkemeyi soyut bir inceleme yapmaktan çok, dava konusu usulün gereği gibi uygulanıp uygulanmadığını irdelemektedir. Nitekim, İnsan Hakları Mahkemesi, "Başvuru hakkı yasal koşullara tabi olacaksa, mahkemeler usul kurallarını uygularken hem usuldeki hakkaniyete zarar verecek bir aşırı usulcülüğün, hem de yasalar tarafından belirlenmiş usul koşullarını ortadan kaldırmaya varacak bir aşırı esnekliğin önüne geçmek zorundadır." (Walahli/Fransa, 35787/03, 26 Temmuz 2007) görüşündedir. Mahkemenin somut bir gerçeklik göstermemesi, bireylerin mahkemelere olan güvenlerini sarsmakta, adeta mahkemeye dava açma ile boşuna bir uğraş içerisine girmiş olduğu hissini oluşturmaktadır.

Birey kendini güvencesiz, donanımsız ve sahipsiz olarak görmektedir. Haklı olduğu halde açılan davada hakkı teslim olunmayan birey, adeta karamsarlığa düşmektedir. Kendisine, hakimlere, mahkemeye ve adalete olan saygısı ve inancı azalmaya yüz tutmaktadır. Davacı olarak bir mahkemeye başvuran kişi, bütün iddialarının inceleneceğinden emin olamalı, bu konuda endişe etmemelidir. İddialarının doğruluğunun belirlenmesi durumunda ise hakkının teslimini ve ihlalin düzeltilmesini bekleyebilmelidir. Bu doğrultuda gerekçeli ve uygulanabilir karar verilmesi ve kararın uygulandığının görülmesini mahkemeden isteyebilmelidir. Bilimde ve yargıda asla keyfiliğe yer yoktur. Yargıç, usulü uygulamanın hukuki ve vicdani sorumluluğunu taşımaktadır. Yargıcın kendini sınırlaması, usulü gereği gibi uygulamaması, hakkın özüne dokunacak biçimde, bireyin dava hakkını kısıtlamamalıdır. DENİLEBİLİR Kİ; Hak ve özgürlüğü ihlal edilen birey, ulusal yargıç önünde bunun giderilmesini elde edemediği takdirde artık devlet sınırını aşarak uluslararası yargıca başvuruda bulunabilmektedir. Diğer bir deyişle, ulusal mekanda adil yargılanmadığını ve AİHS ile tanınan haklarının ihlal edildiğini iddia eden birey, konuyu uluslararası mekana taşıyabilmekte, davasını tartıştırabilmektedir. İşte bu doğrultuda, adalet duygusunun tatmin olunması insanoğlunun zor yolculuklarından biri olmaktadır. Unutmamak gerekir ki, ancak uluslar arası bir yolculuk sonrası adalet duygusunun tatmin olunacağı kanısı ile karşılaşmaktayız. Türk Mahkeme Hakim ve Savcılarına düşen ise, bu yolculuğun iç hatlarda tutmayı başarabilmektedir.

Bütün bunlardan hareketle; Danıştay ımız bünyesinde bu bilinçle Danıştay Başkanlığı İnsan Hakları Komisyonu oluşturulmuştur. 28 Kasım 2013 tarihli Yönerge ile kurulan Komisyon, İnsan Hakları konusundaki duyarlılığımızın pratiğe yansımasıdır.