Akciğer Tüberkülozlu 117 Olgunun Tanısında Balgam Yaymasının Kullanımı

Benzer belgeler
Batman Verem Savaşı Dispanseri nde 2003 Yılında Takip Edilen Tüberküloz Olgularının Analizi

Akciğer Tüberkülozu Olgularında Balgam Tetkiklerinin Sonuçları ve Bunları Etkileyen Faktörler #

Tüberkülozlu Asker Hastaların Sekiz Yıllık Tedavi Sonuçları

Radyolojik olarak akciğer tüberkülozu düşünülen balgam çıkaramayan ve mide suyu yayması negatif olan hastalarda bronş lavajının değeri ric lavage cult

BALGAM ÇIKARAMAYAN VE YAYMA NEGATİF AKCİĞER TÜBERKÜLOZU OLGULARINDA FİBEROPTİK BRONKOSKOPİNİN TANISAL DEĞERİ

Diyarbakır ilinde tüberküloz insidansını etkileyen faktörler

ARAŞTIRMA. Gülhane Tıp Dergisi 2009; 51: Gülhane Askeri Tıp Akademisi 2009

TEMASLI MUAYENESİ. Yrd. Doç. Dr. Özkan KIZKIN İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Malatya

Tüberküloz kontrol programı kapsamında il değerlendirmesi

Nazilli Verem Savaş Dispanseri nde Haziran 1996-Mayıs 2000 Tarihleri Arasında Yürütülen Çalışmaların Değerlendirmesi: DGT Öncesi Durum

TÜBERKÜLOZUN MOLEKÜLER TANISINDA GÜNCEL DURUM

HIV Enfeksiyonu ve Tüberküloz Birlikteliğinin Değerlendirilmesi

Küresel Bir Problem Olarak Tüberküloz. Prof. Dr. Ali ALBAY Gülhane Askeri Tıp Akademisi Tıbbi Mikrobiyoloji. AD. Öğretim Üyesi

TÜBERKÜLOZDA KAYIT ve BİLDİRİM. Dr. Suha ÖZKAN Ankara Verem Savaşı İl Koordinatörü

TÜBERKÜLOZ SÜRVEYANS ÇALIŞMALARINA PRATİK YAKLAŞIM ve ÖNEMİ

Eskişehir Deliklitaş Verem Savaş Dispanseri nde Kayıtlı Akciğer Tüberkülozu Olgularının Değerlendirilmesi #

Verem Savaş Dispanseri Hizmet Değerlendirme Çalışması


Bununla birlikte tüberkülozla savaş yeterli bütçeyi büyük ölçüde bulamamaktadır. Bu kabul edilemez bir durumdur.

İzmir Kahramanlar Verem Savaş Dispanseri nde 1998 Yılında Kayıtlı Tüberküloz Hastalarının Değerlendirilmesi #

İLİMİZ DİSPANSERLERİNDE TAKİP EDİLEN TÜBERKÜLOZ OLGULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı, Diyarbakır. Göğüs Hastalıkları Hastanesi, Diyarbakır

Eskişehir Verem Savaş Dispanseri nde Takip Edilen Hastaların Beş Yıllık Aralarla Tanı ve Tedavi Etkinliğinin Değerlendirilmesi #

3. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

Atipik Radyolojik Görünümlü Yayma Negatif Akciğer Tüberkülozlu Olgularda Transbronşiyal Akciğer Biyopsisinin Tanısal Değeri

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI

Burcu Bursal Duramaz*, Esra Şevketoğlu, Serdar Kıhtır, Mey Talip. Petmezci, Osman Yeşilbaş, Nevin Hatipoğlu. *Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesi

Verem Eğitim ve Propaganda Haftası 7-13 Ocak Doç. Dr. Şeref Özkara tarafından hazırlanmıştır.

İstanbul Eyüp Verem Savaş Dispanseri ndeki Akciğer Tüberkülozlu Olguların Demografik, Klinik, Radyolojik ve Bakteriyolojik Özellikleri #

Balgam Yayma Negatif Akciğer Tüberkülozu Olgularında Bronş Lavajı, Bronş Biyopsisi ve Postbronkoskopik Balgamın Tanısal Değeri

Tüberküloz hastaları nerede tanı alıyor ve tedavisi başlanıyor?

Yayma Negatif Akciğer Tüberkülozu Tanısında Fiberoptik Bronkoskopinin Değeri

Referans Özelliği Olan Bir Askeri Hastanede Tüberkülozlu Asker Hastaların 2003 Yılı Tedavi Sonuçları

Ateş Nedeniyle Enfeksiyon Hastalıkları Kliniğine Yatırılarak Takip ve Tedavi Edilen Hastaların Değerlendirilmesi

Kronik Hepatit B'li Genç Hastalara Karaciğer Biyopsisi Hemen Yapılmalı mı?

Diyarbakır ilinin yılları arasındaki tüberküloz kontrol durumu

Giriş ve Amaç. Acinetobacter enfeksiyonları, ülkemizde Yoğun Bakım (YB) ünitelerinde önemli bir sorundur.

Dr. Servet ALAN Memorial Sağlık Grubu

BU İNFLUENZA SALGIN DEĞİL: ÇOCUK VE ERİŞKİN HASTALARIMIZIN DEĞERLENDİRİLMESİ

1. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

Aktif Akciğer Tüberküloz Tanısında; Semptomlar, Semptom Süresi ve Akciğer Grafisinin Yeri

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

TÜRKİYE ULUSAL VEREM SAVAŞI DERNEKLERİ FEDERASYONU 71. Verem Eğitim ve Propaganda Haftası

Akciğer ve Akciğer Dışı Organ Tüberkülozunun Klinik ve Epidemiyolojik Özelliklerinin Karşılaştırılması

Olgu sunumu. Doç. Dr. Erkan Çakır. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Çocuk Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

OLGU 3 (39 yaşında erkek)

Akciğer Kanserlerinin Histopatolojik ve Morfolojik Özellikleri ile Bronşiyal Yerleşimleri Arasındaki İlişkinin Değerlendirilmesi

MİKOBAKTERİYOLOJİ LABORATUVARI ÇALIŞILAN TESTLER

Akciğer Tüberkülozunda Ultrasonografi Eşliğinde Transtorasik İnce İğne Aspirasyon Biyopsisinin Tanı Değeri

TÜBERKÜLOZ. Verem; TB; TBC; Tüberküloz nasıl yayılır? Tüberküloz şikayetleri nelerdir?

Prof. Dr. Ayşe Yüce. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Nisan-2014

SSK Ballıdağ Göğüs Hastalıkları Hastanesi nde Yılları Arasında İzlenen Tüberküloz Olgularında İlaç Direnci

Tüberküloz şüphesi olan çocuklarda kesin veya olası tüberküloz ve latent tüberküloz infeksiyonu tanıları

TÜBERKÜLOZ LABORATUVARLARI VE LABORATUAR AĞI(ORGANİZASYON)

BİYOİSTATİSTİK Sağlık Alanına Özel İstatistiksel Yöntemler Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH

Bir Hastada Astım Hastalığı İle Karıştırılan Yabancı Cisim Aspirasyonunda Röntgen Grafisinin Önemi: Ne Umduk,Ne Bulduk?'

Edirne İlinde Yılları Arası Antitüberküloz İlaç Direnç Oranlarındaki Değişim

OLGU SUNUMU 23 Kasım 2013

DÜZCE TIP FAKÜLTESİ DERGİSİ DUZCE MEDICAL JOURNAL

ORTOPEDİK CERRAHİ GİRİŞİMLERLE İLİŞKİLİ İNFEKSİYONLARIN İRDELENMESİ. Dr. Hüsrev DİKTAŞ Girne Asker Hastanesi/KKTC

Tüberkülozlu Olgularda Sosyokültürel Yapı #

Tüberküloz plörezili 50 olgunun değerlendirilmesi. Evaluation of 50 cases with tuberculous pleurisy

Malatya Verem Savaş Dispanserlerinde İzlenen Akciğer Tüberkülozlu Hastaların Değerlendirilmesi #

İstanbul Eyüp Verem Savaş Dispanserindeki Tüberküloz Hastalarının Değerlendirilmesi

Uzm. Dr Fatma Yılmaz Karadağ

ÇOCUKLULARDA TÜBERKÜLOZ

Yayma Negatif Akciğer Tüberkülozunda Fiberoptik Bronkoskopinin Tanısal Değeri #

İstanbul Dispanserleri Çalışmalarının Yeni Akciğer Tüberkülozlu Olguların Tanı-Tedavi ve Takip İşlemleri Açısından Değerlendirilmesi

TÜBERKÜLOZ DIŞI MİKOBAKTERİ ENFEKSİYONLARI. Tanı ve Sorunlar. Süheyla SÜRÜCÜOĞLU. Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD Manisa

Tüberkülozda Yeni Tanı Metodları (Quantiferon)

TÜM MİDE BİYOPSİLERİNE RUTİN OLARAK GIEMSA VE ALCIAN BLUE UYGULAMALI MIYIZ?

İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı?

Göğüs Hastalıkları Hastanesinde Görev Yapan Hemşirelerin Tüberküloza İlişkin Bilgi Düzeyleri

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ

Akciğer Tüberkülozlu Servis Şoförü ile Temas Sonrası Bir İlköğretim Okulunda Yapılan Tarama Sonuçları

Verem Eğitim ve Propaganda Haftası

hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması

Çocuk ve kadın tüberkülozlu olguların saptanmasında temaslı taramasının önemi; İstanbul da retrospektif bir olgu-kontrol çalışması

Kış Sezonunda Görülen İnfluenza Virüsü Tipleri ve Tedavide Oseltamivir in Etkinliği

Tüberküloz Kontrolünde Hasta ve Doktor Gecikmesi

Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

EK-7 KORUYUCU HİZMET GÖSTERGELERİ

stanbul Eyüp Verem Sava Dispanserinde Tüberküloz Hastalarının Tedavi Sonuçları ve Bu Sonuçları Etkileyen Faktörler

TÜBERKÜLOZ Dr. Behice Kurtaran. Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Yaygın İlaç Dirençli Tüberküloz (YİD-TB)

TOPLUM KÖKENLİ DERİ VE YUMUŞAK DOKU ENFEKSİYONLARINDA RİSK FAKTÖRLERİNİN BELİRLENMESİ VE TEDAVİDE SIK KULLANILAN ANTİBİYOTİKLERİN KARŞILAŞTIRILMASI

Afyon Verem Savaş Dispanseri nde Yılları Arasında İzlenen 627 Tüberküloz Olgusunun Değerlendirilmesi

AGHH de 1997 Yılında Tüberküloz İlaç Direnç Oranları

EK-7 KORUYUCU HİZMET GÖSTERGELERİ

Ýzmir de Saðlýk Çalýþanlarý Arasýnda Tüberküloz Hastalýðý Riski: Tüberküloz Meslek Hastalýðý Olarak Kabul Edilebilir mi?

Prof. Dr. Hayati Bilgiç

BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ

TÜBERKÜLOZ TEMASLI SAĞLIK ÇALIŞANININ YÖNETİMİ

GLUTEN SENSİTİF ENTEROPATİ(ÇÖLYAK HASTALIĞI) TANISINDA NON- İNVAZİV TANI TESTLERİ İLE İNVAZİV TANI TESTLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Akciğer tüberkülozlu hastalarda aktivasyon ve tedaviye yanıtın değerlendirilmesinde serum neopterin

Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sağlıkta Kalite ve Akreditasyon Daire Başkanlığı

Türkiye'de Yıllara Göre Yeni Verem Hasta Sayıları Yıllar

Tüberküloz tan s konan hastalar m z n tan yöntemleri ve klinik, epidemiyolojik özellikleri

ANKARA'DA BİR TURİZM ŞİRKETİNDE ÇALIŞAN ŞOFÖRLERİN TÜBERKÜLOZ ENFEKSİYONU AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DENEYİMİ

Transkript:

Dicle Tıp Dergisi, 2007 Cilt:34, Sayı: 1, (33-37) Akciğer Tüberkülozlu 117 Olgunun Tanısında Balgam Yaymasının Kullanımı Güngör Ateş, Levent Akyıldız, Tekin Yıldız ÖZET Akciğer tüberkülozu tanısı bakteriyolojik olarak yapılmaktadır. Bu çalışma ile amacımız bir göğüs hastalıkları hastanesinde akciğer tüberkülozu tanısında balgam yayması kullanımını değerlendirmekti. Çalışmanın verileri 2004 yılı içerisinde yatırılarak tedavi edilen 117 akciğer tüberkülozlu olgunun dosyalarının retrospektif olarak incelenmesi ile elde edildi. Dosyadaki kayıtlara göre hastalar yeni tüberküloz hastaları ve eski tüberküloz hastaları olarak ikiye ayrıldı. Toplam 117 tüberkülozlu olgunun 79 u (%67.5) erkek, 38 i (%32.5) kadın hasta idi. Yaş ortalaması 31±14 yıl bulundu. Hastalardan 96 sı yeni tüberküloz, 21 i eski tüberküloz hastası idi. Hastaların tanı yöntemlerine bakıldığında 96(%82) sına bakteriyolojik olarak, 21(%18) ine klinik-radyolojik kanaatle tanı konmuş olduğu görüldü. Balgam yayma pozitiflik oranı yeni olgularda(%83.3) eski olgularda (%76.2) bulundu. Balgam çıkaramayan olguların hiçbirinde solunum yolu örneği almak için invaziv ve ya noninvaziv bir işlem uygulanmamıştı. Sonuçlarımız akciğer tüberkülozu düşünülen ancak balgam çıkaramayan hastalardan, invaziv ve noninvaziv tekniklerle alt solunum yolu örneklerinin alınmasında eksiklikler olduğunu düşündürmektedir. Anahtar Kelimeler: Tüberküloz, Yayma Pozitif Olgu, Balgam Yayma Muayenesi The Usage of Sputum Smear Specimens in the Diagnosis of 117 Pulmonary Tuberculosis Cases - - - - - SUMMARY Sputum specimens are of essential importance in the diagnosis to pulmonary tuberculosis. In this study, we decided to investigate the usage of sputum smear in the diagnosis of pulmonary tuberculosis in a Chest Diseases Hospital. The 117 patients with pulmonary tuberculosis are investigated retrospectively who were treated in the hospital in 2004 year. The cases were grouped according to the history of diseases and the definitions of cases (new / old). Seventy nine of our patients were male, 38 were female, and the mean age was 31 ±14 year. The diagnostic methods were sputum smear examination in 96 patients and clinical-radiological in 21 patients. Sputum smear positivity is %83.3 in new cases and %76.2 in retreatment patients. Invasıve or non ınvasıve procedures were not applied for evaluation of tuberculosis in any patients who were not spontaneously producing sputum. Our results suggest that for patients who are unable to spontaneously produce sputum, invasive and noninvasive next level technics should be considered. Key Words: Tuberculosis, Smear Positive Cases, Sputum Smear Examination Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz AD. Diyarbakır 33

G. Ateş ve ark. Dicle Tıp Dergisi 2007 GİRİŞ Sağlık Bakanlığı Verem Savaşı Daire Başkanlığı balgam yayması pozitif tüberküloz (TB) hastalarının tamamının mümkün olan en kısa sürede saptanmasını, bu amaçla TB şüphesi olan her hastaya üç kez mikroskobik inceleme yapılmasını ve TB şüphesi olan bakteriyolojisi menfi hastalarda ileri tetkikler yapılmasını tüberkülozda tanı hedefi olarak belirtmiştir (1). Dünya Sağlık Örgütü nün(dsö) 2005 yılı için Dünya ya önerdiği hedef ise varolan balgam yayması pozitif TB olgularının %70 ini bulmak ve saptanan balgam yayması pozitif yeni TB hastaların %85 inde kür sağlamaktır (2). Hem ulusal hem de uluslararası TB tanı ve tedavi hedeflerinin odaklandığı hasta grubu balgam yayması pozitif hastalardır. Balgam yayması pozitif olan hastalar hem daha bulaştırıcı olmaları hem de hastalıklarının yayma negatiflere göre daha ciddi seyretmesi nedeniyle tanı ve tedavide esas ağırlık verilen hasta grubunu oluştururlar (3). Ülkemizde tüberküloz hastalarının tanı, tedavi ve takipleri Verem Savaşı Dispanserleri tarafından yapılmaktadır. Ancak yapılan çalışmalarda dispanserlerde tedavi edilen olguların dörtte üçüne tedavinin hastanelerde başlandığı bildirilmiştir (4). Yani tüberküloz olgularının ilk tanı ve tedaviye başlama yeri hastanelerdir. Bu çalışma ile ikinci basamak bir sağlık kurumu olan göğüs hastalıkları hastanesinde akciğer tüberkülozu tanısı ile tedaviye alınan hastaların tanısında balgam yaymasının kullanılma durumlarını değerlendirmeyi amaçladık. GEREÇ VE YÖNTEM Çalışmanın verileri 2004 yılı içerisinde Diyarbakır Göğüs Hastalıkları Hastanesi nde yatırılarak tedavi edilen 117 doktor tanılı akciğer tüberkülozlu olgunun dosyalarının retrospektif incelenmesi ile elde edildi. Tedaviye başlandıktan sonra akciğer TB u tanısı değişenler, 48 saatten daha kısa sürede hastaneden taburcu edilen veya eksitus olan TB olguları ile tedavi altında iken hastaneye yatırılması gereken TB olguları çalışma dışı bırakıldı. Akciğer TB hastaları daha önce 1 34... aydan daha uzun TB tedavisi alanlar (nüks ve tedaviyi terkten dönen olgular) eski akciğer TB, hiç tedavi almamış olan veya 1 aydan daha kısa süreli tedavi alanlar ise yeni akciğer TB olarak tanımlandı. Tanı yöntemi olarak: A. Klinik-radyolojik tanı: Balgam yayması menfi (3 balgam örneğinde) olan olgular ile balgam örneği bakılmamış hastalarda hekimin klinik ve radyolojik bulgularla tanı koymasını; B. Bakteriyolojik tanı: İki balgam yayması müspet olan olgular ile bir balgam yayması müspet ve klinik-radyolojik olarak TB düşünülen olguları ifade etmek için kullanıldı. Antitüberküloz tedaviye bağlı ilaç kesmeyi gerektiren ve normalin 3-5 katını geçen transaminaz yükselmeleri hepatotoksisite olarak kabul edildi. Ek hastalık olarak diabetes mellitus ve kronik böbrek yetmezliği varlığı araştırıldı. Tüberküloz gelişimini kolaylaştıracağı düşünülen diğer hastalıklar dosya kayıtlarında sorgulanmadığından dikkate alınmadı. Çalışmada kullanılan diğer tanımlarda Verem Savaş Daire Başkanlığının 2003 yılında yayınladığı kılavuz esas alındı (1). Hastalara ait demografik bilgiler, balgam yayma durumları, radyolojik olarak kavite olup olmadığı ve ek hastalıkları olup olmadığına bakılarak kaydedildi. İstatistiksel çalışmalar SPSS istatistik paket programı ile ki-kare ve Fisher Exact testleri kullanılarak yapıldı. p<0.05 olması istatistiksel yönden anlamlı kabul edildi. BULGULAR Toplam 117 TB lu olgunun 79 u (%67.5) erkek, 38 i (%32.5) kadındı. Yaş ortalaması 31±14 yıl olarak bulundu. Hastalardan 96 sı yeni akciğer TB u, 21 i eski akciğer TB hastası idi. Eski akciğer TB olgularının 16 sı (%76.3) ve yeni akciğer TB olgularının 75 inin (%78.1) 15 45 yaş grubunda olduğu görüldü. Balgamda yayma pozitifliği ile cinsiyet, yan etki gelişimi, eski/yeni akciğer TB olması arasında anlamlı bir ilişki yoktu (p<0.05). Kavitesi olan olgularda, kavitesi olmayanlara göre ve ek hastalığı olanlarda ek hastalığı olmayanlara göre anlamlı şekilde daha fazla

Cilt:34, Sayı:1, (33-37) balgam yayma pozitifliği saptandı (p:0.008). Hastaların 96 sına (%82) bakteriyolojik olarak, 21 ine (%18) klinik-radyolojik kanaatle tanı konmuş olduğu görüldü. Eski akciğer TB hastalarının %95'ine yatırıldıktan sonraki 24 saat içinde, tamamına ise 72 saat içinde tedavi başlandığı saptandı. Yeni olgularda ise %92,7 sine (89 olgu) 24 saat içinde tedavi başlandığı, kalan 7 olguya ise en geç 12 gün içinde tedavi başlandığı görüldü. Balgam veremeyen ve balgamda yayma negatifliği olan olguların hiçbirinde balgam almak veya alt solunum örneği almak için hiçbir girişimsel işlem uygulanmamıştı. Balgam yayması negatif olan iki olgudan, başka bir merkezden yaptırmak üzere balgam kültürü istenmişti. Eski olguların ortalama yatış gün sayıları 31.10±13.32, yeni olguların ortalama yatış gün sayıları 24.96±10.28 bulundu, aralarındaki fark istatistiksel bakımdan anlamlı idi (p:0.02). Yeni vakaların %44,8 inde; eski vakaların %52,4 ünde bilateral tutulum vardı. Eski vakaların ikisi tedaviyi terkten dönen olgu, 19 u ise nüks olgu idi. Akciğer grafisinde kavitesi olan 53 hastadan 4 üne bakteriyolojik doğrulama olmadan tedavi başlanmıştı. Bu dört hastadan ikisinin balgam yayması negatifti ancak kültürü istenmemişti; diğer iki hastadan ise hiç balgam örneği alınmamıştı. Hastalara ait diğer bulgular tablo 1,2 ve 3 de özetlendi. Tablo 1. Yeni ve eski akciğer TB hastalarının tanısında balgam yaymasının kullanımı (*:p>0.05) Balgam Yayması* Balgam Yayması* Bakılmayan Bakılan Pozitif Negatif Toplam Yeni TB 6 90 80 10 hastaları (%6.3) (%93.7) (%83.3) (%10.4) 96 Eski TB 3 18 16 2 hastaları (%14.3) (%85.7) (%76.2) (%9.5) 21 Tablo 2. Yeni ve eski akciğer TB hastalarına ait değişik parametrelerin karşılaştırılması (NS: Anlamlı değil). Yaş (yıl) Yeni TB olguları Eski TB 29.58±14.57 37.33±12.57 olguları P değeri Yayma (+) olgular 80 (%83.3) 16 (%76.2) Ek Kavite hastalık varlığı 5 (%5.2) 3 (%14.3) 41 (%42.7) 12 (%57.1) Hepatotoksisite 7 (%7.3) 3 (%14.3) 0.02 NS NS NS NS Tablo 3. Kavite varlığı, cinsiyet, ek hastalık varlığı ile bakteriyolojik tanının kullanımı Cinsiyet Kavite Ek hastalık Erkek Kadın Yok Var Yok Var Bakteriyolojik 67 (%84.8) 29 (%76.3) 47 (%73.4) 49 (%92.5) 88 (%80.7) 8 (%100) Klinik- Radyolojik 12 (%15.2) 9 (%23.7) 17 (%26.6) 4 (%7.5) 21 (%19.3) 0 P 0.26 0.008 0.07 TARTIŞMA Dünya Sağlık Örgütü 1997 yılından beri yıllık olarak yayınladığı ve 2006 yılında 10.su yayınlanan tüberküloz raporunda 2004 yılında dünyada 9 milyon TB hastası olduğu ve yaklaşık 2 milyon kişinin ise bu hastalıktan öldüğünü bildirmiştir (3). Aynı raporda 2015 yılında TB prevalansının ve TB a bağlı ölümlerin 1990 yılına göre %50 azaltılması; 2050 yılında ise bu hastalığın bir halk sağlığı sorunu olmaktan çıkarılması(yılda milyonda bir veya daha az hasta) hedeflenmiştir. Önceki raporlarda olduğu gibi vakaların %70 nin tespiti, tespit edilenlerin %85 inin kür ile tedavi edilmesi gerektiği hedefi korunmuştur (2,3). Tespit edilecek vakalardan temel olarak yayma pozitif akciğer TB lu olguların anlaşılması gerektiği aynı raporda belirtilmiştir (3). Hastaların yaş ortalaması eski akciğer TB olgularında, yeni akciğer TB olgularından daha yüksekti (p:0.02). Ancak hem yeni hem de eski akciğer TB hastalarının ortak özelliği (ülkemizden bildirilen çalışmalarda olduğu gibi) hastalığın genç-erişkin yaş grubunu etkilemesiydi (yaş ortalaması 31 ±14 yıl ve hastaların yaklaşık %78 i 15 45 yaş grubunda idi) (4). Dünya Sağlık Örgütü nün belirttiği temel vaka bulma yöntemi balgam yayması ile basil aranmasıdır. Türkiye deki TB hastalarının yaklaşık yarısını yansıtan bir yayında, yeni akciğer TB u hastalarının %74,2 sinde tanıda balgam yaymasının yapıldığı ve bunların %51,8 inde yayma pozitifliği saptandığı bildirilmiştir (4). Akciğer TB olgularımızın tümü incelendiğinde 117 olgudan 108 ine (%92) balgam yayması bakıldığı; toplam 96 olguda (%82) balgam yaymasının müspet bulunduğu anlaşıldı. Eski ve yeni akciğer TB olgularında balgam yayma pozitifliği 35

G. Ateş ve ark. Dicle Tıp Dergisi 2007 bakımından istatistiksel anlamlı bir fark bulunamadı. Eski akciğer TB olgularının %14,3 üne hiç balgam bakılmamıştı ve bu hasta grubunda balgam yayması negatif olanlarla beraber yaklaşık dört hastadan birinde (%23,8) bakteriyolojik kanıt olmadan tedaviye başlanmıştı. Akciğer TB olgularından kavitesi olanlarda ve ek hastalığı olanlarda balgamda yayma pozitifliği anlamlı olarak daha fazla idi. Cinsiyet, eski/yeni TB olgusu olması ve yan etki gelişip gelişmemesi ile yayma pozitifliği arasında bir ilişki bulunamadı. Akciğer grafisinde kavite olmasına rağmen dört hastada bakteriyolojik doğrulama olmadan tedavi başlanmıştı. Bu dört hastadan ikisinin balgam yayması negatifti ancak kültürü istenmemişti ve diğer iki hastadan ise balgam örneği alınmamıştı. Çalışmada yayma negatif olan 12 olguda (%10) ve balgam veremediğinden bakteriyolojik inceleme yapılmayan 9 olguya (%7) olmak üzere toplam 21 (%18) olguya bakteriyolojik kanıt olmadan TB tedavisi başlandığı görüldü. Yayma negatif olgulardan sadece ikisinde mikobakteri kültürü başka bir kurum laboratuvarından istenmişti. Bu 21 olgunun hiçbirinde bakteriyolojik tetkik yapmak için tuzlu su ile balgam indüksiyonu, mide suyu aspirasyonu ve bronkoskopi gibi ileri inceleme yöntemleri uygulanmamıştı. Eski akciğer TB hastalarının %95'ine, yeni olgularda ise %92,7 sine yatırıldıktan sonraki yirmidört saat içinde tedavi başlandığı görüldü. Ancak kaviter lezyonu olan 4 hastaya ve genel olarak hastaların yaklaşık %20 sine bakteriyolojik kanıt olmadan tedavi başlanmıştı. Bu durum hastaların yeterince tetkik edilmeden, ayrıcı tanı olanakları kullanılmadan tedavi başlandığını düşündürmektedir. HIV prevalansının düşük olduğu bölgelerde yayma pozitif akciğer TB oranının, tüm yeni akciğer TB olgularının %65-80 i olması gerektiği belirtilmektedir (3). Çalışmada yeni akciğer TB olgularının %83,3 üne yayma müspetliği ile tanı konmuştur. Bu oran DSÖ nün belirttiği hedef değerlerin üzerindedir. Ancak yeni olgulardan altısına hiç balgam incelemesi yapılmadan tedavi başlanmış olması bir eksiklik olarak görülebilir. 36 Klinik ve radyolojik olarak akciğer TB u düşünülen hastaların, balgamlarında basil negatif olması veya balgam çıkaramamaları durumunda tanı ve tedavilerinde sorunlar yaşanmaktadır. Bakteriyolojik inceleme amacıyla alt solunum yolu salgılarından iyi kalitede örnek almak için mutlaka büyük çaba harcanmalıdır. Buna rağmen spontan balgam veremeyen hastalarda ısıtılmış tuzlu su nebulizasyonu ile balgam indüksiyonu, tuzlu su indüksiyonu ile balgam örneği alınamayan hastalarda ise mide aspirasyonu yapılmalıdır. İnceleme açısından sonraki basamak bronkoskopik yolla örnek alınmasıdır (5,6). Okutan ve arkadaşları yaptıkları çalışmada mide lavaj ve bronş aspirasyonunun TB şüpheli olgu tanılarındaki yararlarını incelemiş ve gastrik lavaj yaymasının %61, kültürünün %30 oranında; bronkoskopik lavaj yaymasının % 51, kültürünün % 81 oranında pozitif sonuç verdiğini bildirmişlerdir (7). Tellioğlu ve arkadaşlarının çalışmasında ise hastaların % 25,6 sında bronkoskopi ile elde edilen materyalin kültüründe üreme saptanması ile tanı konmuştur (8). FOB ile alınan lavaj, fırçalama ve biyopsinin tanıyı hızlandıracağı ve tanı oranını arttıracağı çeşitli çalışmalarda da belirtilmiştir (9,10). Balgam yayması negatif olan veya balgam veremeyen olguların tanı ve tedavisinin ayrıcı tanı olanakları olan 2. ve 3. basamak sağlık kurumlarında yapılması gerektiği bildirilmiştir (1). Çalışmamızın sonuçları balgam çıkarabilen hastalarda bakteriyolojik tanı oranının kabul edilebilir düzeylerin üzerinde olmasına karşın, balgam çıkaramayan olgularda bakteriyolojik tanı için örnek almada ve ayırıcı tanı için ileri incelemelerin yapılmasında eksiklikler olduğunu düşündürmektedir. TB un aktif olmaması veya klinik tablonun başka bir hastalığa bağlı olması olasılığına karşı balgam çıkaramayan hastalarda alt solunum yolu örneklerinin elde edilmesi için gerekli invaziv ve noninvaziv teknikler uygulanmalıdır. KAYNAKLAR 1. Özkara Ş, Aktaş Z, Özkan S, Ecevit H. T.C Sağlık Bakanlığı Verem Savaşı Daire Başkanlığı. Türkiye de Tüberkülozun Kontrolü

Cilt:34, Sayı:1, (33-37) İçin Başvuru Kitabı. Birinci Baskı. Ankara. Rekmay Ltd. Şti. 2003 2. World Health Organization. Stop TB, Communicable Diseases. An Expanded DOTS Framework for Effective Tuberculosis Control. World Health Organization. Geneva, 2002. WHO/CDS/TB/2002.297 3. World Health Organization. Global tuberculosis control: surveillance, planning, financing WHO report 2006. http://www.who.int/tb/publications/global_rep ort/en/index.html 4. Özkara Ş, Kılıçaslan Z, Öztürk F. Bölge Verileriyle Türkiye de Tüberküloz. Toraks Dergisi 2002;3:178-87. 5. Iseman MD. (Çeviri: Özkara Ş). Klinisyenler İçin Tüberküloz Kılavuzu. Birinci Basım. İstanbul Nobel Tıp Kitapevleri, 2002, Klinik Özellikler. Sayfa 129-144 6. Okutan O, Kartaloğlu Z, Kılıç E, Bozkanat E, Ahmet İ. Akciğer Tüberkülozu Düşünülen Hastalarda Açlık Mide Suyu ve Bronşial Lavajın Tanısal Değeri. Toraks Dergisi, 2002;3:151-155 7. Okutan O, Kartaloğlu Z, Kılıç E, Boçkanat E, İlvan E. Akciğer Tüberkülozu Düşünülen Hastalarda Açlık Mide Suyu ve Bronş Lavajının Tanısal Değeri. Toraks Dergisi, 2002;3:151-155. 8. Tellioğlu E, Egemen Tüzel Ö, Kalenci S, Meral AR, Polat S, Tibet G. Teksif Negatif Akciğer Tüberkülozlu Hastaların incelenmesi (39 Olguluk Seri Analizi) Akciğer Arşivi: 2006; 7: 25-29 9. Willox PA, Benator SR, Patgier PD. Use of Bronchoscope in Diagnose of Sputum Negative Pulmonary Tuberculosis. Thorax. 1982; 37: 598-601. 10. Fujii H, Ishihara J, Fukara A, et al. Early Diagnosis of Tuberculosis by Fiberoptic Bronchoscopy. Tuber Lung Dis. 1972; 73: 167-9. Yazışma Adresi Güngör ATEŞ Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz AD., Diyarbakır E-mail: gates@dicle.edu.tr - - - - - 37