Genel S ra No: 109 2008/20 Cep Kitapl : XXVI ISBN: 978-9944-234-21-4



Benzer belgeler
3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU

Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu

JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK

Genel Yay n S ra No: /20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun

Mustafa Kemal in Bursa da Ö retmenlere Konuflmas

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

Atatürkçülük ve Türk Devrimleri nin Tamamlay c lkeleri

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

Genel S ra No: /19 Cep Kitapl : XXV ISBN:

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

TOPLUMSAL ETK NL KLER

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari

Genel Yay n S ra No: /14 Cep Kitapl : XLV. Yay na Haz rlayan Av. Celal Ülgen - Av. Coflkun Ongun. Kapak Can Eren

Ak ld fl AMA Öngörülebilir

Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z

Ekip Yönetimi çin Araçlar 85. Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz:

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

NTERNET ÇA I D NAM KLER

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : Bas - Ekim 2005

STRATEJ K V ZYON BELGES

Kap y açt m. Karfl daireye tafl nan güleç yüzlü Selma Teyze yi gördüm.

United Technologies Corporation. Tedarikçilerden fl Hediyeleri

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

SA LIK HUKUKU. A dan Z ye. Sempozyum Notlar

Yeniflemeyen Zarlar B:

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

En az enerji harcama yasas do an n en bilinen yasalar ndan

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL

GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl)

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi.

Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan Üniversitesi Değerli öğrenciler, YÖK Kültür Sanat Söyleşileri

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

Ard fl k Say lar n Toplam

Uygulama Önerisi : ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur.

Çanakkale. Hava Savafllar Belgeselcinin Gözüyle Çetin mir

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

Çeviren: Dr. Almagül sina

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

flletme Bölümü Pazarlama Anabilim Dal Ö retim Üyesi

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

Turistler art k stanbul u "T kl yorlar"

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

Ekonomi Alan ndaki Uygulamalar ve Geliflmeler 2

Duhanc Hac Mehmet Sok. No: 35 Küçükçaml ca Üsküdar - stanbul

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ KURULUŞ, ÖRGÜTLEME ve İŞLEYİŞ YÖNETMELİĞİ

Bodrum da hafriyat atıkları geri kazanım tesisi hizmete başladı

YEN DÖNEM DE DENET M MESLE NE HAZIRMIYIZ?

performansi_olcmek 8/25/10 4:36 PM Page 1 Performans Ölçmek

Endüstri 4.0. nsanl n Gelece i. Tümüyle bilgisayar

TMMOB NfiAAT MÜHEND SLER ODASI ANKARA fiubes. KURULTAY SEKRETERYAS N N AÇ L fl KONUflMAS LKER GÜNDEZ

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER

Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir

YAZARLAR HAKKINDA Alfabetik S rayla Yüksel Baykara ACAR Minhaç ÇEL K Bülent Ç ÇEKL Muharrem EKfi

S STEM VE SÜREÇ DENET M NDE KARfiILAfiILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNER LER

MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN

OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK

Atatürk ün, nsanl k Projesi

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

Bir Fidandan Bir Çınara: Düzce Üniversitesi.

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

EVOK Güvenlik in hedefi daima bu kalite ve standartlarda hizmet sunmakt r. Hasan ERDEM R. Mustafa AL KOÇ. Yönetim Kurulu Baflkan.

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar

Dördüncü K s m: Gerçel Say lar Yap s

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü

DE fi M. Do ada her fley de iflime u rar. A açlar de iflir. Hayvanlar de iflir. Eflyalar de iflir.

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi. Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler

Canpolat Pamay. Zonguldak n baflö retmeni

A N A L Z. Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2:

Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği


55 Atatürk ün. Son Y llar. Atatürk ün Dünyas Cengiz Önal

Transkript:

Genel S ra No: 109 2008/20 Cep Kitapl : XXVI ISBN: 978-9944-234-21-4 Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen Av. Coflkun Ongun Kapak: Can Eren Bask ve Cilt Can Matbaac l k Tel: +90 212 613 10 77-613 15 47 Birinci Bask : Ocak 2008

STANBUL BAROSU CUMHUR YET ve DEMOKRAS PANEL 26.10.2007 Orhan Adli Apayd n Salonu stanbul Barosu Yay nlar 2008

Ç NDEK LER Yay n Kurulu 7 Aç l fl 10 Av. Mehmet Durako lu 10 Av. Hüseyin Özbek 12 Prof. Dr. Alpaslan Ifl kl 14 Prof. Dr. Feroz Ahmad. 26 Doç. Dr. Yaflar Hac saliho lu 31 kinci Tur 44 Kapan fl 63

YAYIN KURULU NDAN... CUMHUR YET ve DEMOKRAS... Bu kitapç k stanbul Barosu nun düzenledi i önemli panellerden birinin sunumlar ndan olufluyor... Bu kitapç k paneli izleyemeyen meslektafllar m z için önemli bir f rsat. Panel kat l mc lar konuyu engin bilgi birikimi ve usta bir düflün gücü ile çarp c olarak vurguluyorlar... Konu oldukça güncel; siyasal islamdan demokrasiye ve Cumhuriyete uzanan bir çizginin irdelenmesi... Bildi iniz gibi Il ml slam, Büyük Ortodo u Projesi BOP dedi imiz emperyalizmin bize biçti i yeni giysinin ad. Bu giyside hiçbir fley yeni de il, hiçbir fley eski de de il... Eski ile yeni, kara ile beyaz, kurt ile kuzu içiçe, koyun koyuna... Ne yeni, ne eski, kim kara kim beyaz, hangisi kurt hangisi kuzu belli de il... Her fley biçim süzgecinden geçiyor ve size dayat l yor. Toplum mühendisli i yap larak, ilahilerle ambalajlanarak... Emperyalizmin bize biçti i giysi Il ml slam n Anadolu nun slam anlay fl, müslümanl k anlay fl ile hiçbir ilgisi yok. Il ml slam bir biçim... Müslüman müslümana k rd rabilen bir biçim. Bir siyasi projey e dönüflen bir biçim... Emperyalizmin ç kar oldu unda biçim devreye giriyor. Ülke ayd nlanmas söz konusu oldu unda öz, karfl ç k yor... Bu kitapç k çok fleyi çok aç k anlat yor. Ellerine dillerine sa l k konuflmac lar n... Karanl a karfl bir kibrit çakmak için bu kitap o k u n m a l... Bir baflka yay nda buluflmak umuduyla... Av. Celal Ülgen Yay n Kurulu Baflkan

Av. HÜSEY N ÖZBEK (Oturum Baflkan ) De erli konuklar, sevgili meslektafllar m; bugün stanbul Barosu nun bir etkinli inde daha sizlerle birlikteyiz. 29 Ekim 2007, Cumhuriyet in 84. Y ldönümü. Cumhuriyet ve Demokrasi ad n koyduk panelimize. Niçin cumhuriyet, niçin demokrasi? Cumhuriyetle demokrasi karfl t iki kavram m d r, birbiriyle çeliflen iki kavram m d r? Birbiri aras ndaki uyum noktalar nelerdir? Baz çevrelerce karfl t iki kavramm fl gibi tan mland için böyle bir panel düzenleme gere ini duyduk. Çok de erli, çok seçkin bilim adamlar m z var. Birazdan kendilerini akademik görev yerleri itibariyle k saca sunaca z. fiimdi aç fl konuflmam z Baro Baflkan m z bir etkinlik nedeniyle il d fl nda bulundu u için Baro Baflkan Yard mc m z Mehmet Durako lu yapacak, ama ben bugünlerde ülkemizin içinden geçti i süreçte bana birçok arkadafl m n oturum bafllamadan önce yapt öneri do rultusunda, hepinizi son günlerde ülkemizin bölünmez bütünlü ü için görev yaparken flehit olan güvenlik mensuplar - m z için, en baflta tabii ki Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk için ve ebediyete intikal eden meslektafllar m z için bir dakikal k sayg durufluna davet ediyorum. Teflekkür ederim. Sayg Duruflu Yap ld Evet, de erli konuklar; flimdi Baro Baflkan Yard mc m z Avukat Mehmet Durako lu oturumun aç fl konuflmas n yapacak. Buyurun Say n Durako lu.

AÇILIfi Av. MEHMET DURAKO LU ( stanbul Barosu Baflkan Yard mc s ) Say n Baflkan, de erli panelistler, de erli konuklar, sevgili meslektafllar m z; stanbul Barosunun düzenledi i bir panelde daha birlikteyiz. Öncelikle Baro ad na, stanbul Barosu Yönetim Kurulu ad na hepinize hofl geldiniz dileklerimi sunuyorum. Say n Baro Baflkan m z n Karadeniz Bölgesi Baro Baflkanlar Toplant s nda bulunmak üzere Trabzon da olmas nedeniyle bu toplant ya kat lamam fl olmalar n n üzüntüsünü iletmeme izin veriniz. Bugün Cumhuriyetimizin 84. Kurulufl Y ldönümünü kutlamaya birkaç gün kala stanbul Barosu olarak hukukçu duyarl n n temel göstergelerinden birini daha sergileyece iz. Biz uzunca bir süreden bu yana bu tür duyarl klar sergilemeye özen gösteriyoruz. Bizim aç m zdan Cumhuriyet, bir hukuk duyarl l n n ifadesi olarak da alg lanabilir. Dreyfus Davas s ras nda Emile Zola n n dedi i gibi Cumhuriyetin onuru, onun hukukudur. Bizim aç m zdan da Cumhuriyetimizin gerçekten onurla tafl d m z 84 y l sonraki konumu, durumu, hukukçular için özel bir duyarl l k beslemeyi gerektiren bir olgudur. Gerçekten de Türkiye de 84 y ldan bu yana bakt n zda çok uzun bir süreçte Cumhuriyetle ilgili temel duyarl l klar noktas nda herhangi bir sorun yaflanmad n, ama son birkaç y ll k dönemde böyle bir kuflkunun beslenmekte oldu u-

Cumhuriyet ve Demokrasi 11 na hep birlikte tan k oluyoruz. Özellikle Cumhuriyetle demokrasi aras nda bir savafl m varm fl gibi, Cumhuriyet ve Demokrasi birbiriyle çeliflirmifl gibi; Cumhuriyet olursa demokrasi olmazm fl gibi yaklafl mlar gelifltirilmeye çal fl ld. Bu nedenle kimileri Cumhuriyetten bir fleyi eksilterek, daha demokratik bir ortam do abilir gibi görüfller öne sürmeye bafllad lar. Sand lar ki, Cumhuriyetten bir fleyler ç karabilirlerse, ondan bir fleyler eksiltebilirse daha demokratik bir ortam sa lanabilir. Oysa tarihsel süreçte 84 y ll k alg lay fl bize bu sürecin asl nda hiç de böyle olmad n anlatmak için yeterliydi. Geri dönüp bakt m zda, asl nda Cumhuriyet dedi imiz olgunun demokrasinin bir altyap s olarak geliflti ini, geliflmekte oldu unu; e er o altyap oluflmasayd kans z, kavgas z bir demokrasinin asla yerleflemeyece i gerçe ini kavratmaya yeterdi. Hatta belki bir baflka aç dan bakt n zda daha Cumhuriyet kurulmadan, daha Kuvayi Milliye yokken, daha Kuvayi Seyyare yokken Havza da Kuvayi Milliyeyi amir, iradeyi milliyeyi hakim k laca z söylemindeki iradeyi milliye sözcü ünün, millet iradesinin, ulusal egemenli in ne oldu unu, ne olmas gerekti ini daha o günlerde söyleyen bir önderin nas l demokrasi anlay fl oldu unu ve bu anlay fl n Cumhuriyet içerisinde, Cumhuriyet ten ayr olmayacak bir biçimde flekillendirmekte oldu unu kavram fl olmam z gerekiyordu. Ne demektir ulusal egemenlik? Havza da söylenen ulusal egemenlik. Ulusal egemenlik laiklik olmadan olur mu? Ulusal egemenlik demokrasi olmadan gerçekleflebilir mi? Daha o günlerde bafllayan bir kurgunun, üstelik Cumhuriyet içerisinde flekillendirilmesi anlam na gelen böyle bir yak-

12 stanbul Barosu Yay nlar lafl m n 84 y l sonra hukukçular taraf ndan, onurla, gururla, k vançla tafl n yor olmas n n garipsenecek hiçbir yan yoktur. Hiç kuflkusuz ki cumhuriyete sahip ç kaca z. Sonuna kadar sahip ç - kaca z, bütün de erleriyle sahip ç kaca z. Bizim cumhuriyetimiz, demokrasimizin Cu m h u r i y e t de erlerimiz, ayn zamanda demokrasimizin de altyap s ; Demokrasimize de sahip ç kaca z. Cumhuriyet ve Demokrasinin ayr lmaz oldu unu, ayr lmayaca n, demokratik de erleri yaflatarak cumhuriyetimizi yaflatabilece imizi bilerek ona sahip ç kmaya devam edece iz. Bugün de erli panelistlerimizin bu anlay fla katk verece ini, Cumhuriyet de erlerine iliflkin duyarl l klar öteden beri bilinen de erli düflünürlerimizin bu çerçeve içerisinde yeni ufuklar açacaklar na eminiz. Bu düflünceler içerisinde bu panelin hepimize yeni bir fleyler katmas umuduyla herkese sevgi ve sayg lar m sunuyorum. Av. HÜSEY N ÖZBEK (Oturum Baflkan ) De erli meslektafllar m; Baflkan Yard mc m - z n bu özlü konuflmas ndan sonra ben ayr ca bir konuflma yapmak istemiyorum; de erli panelistlerimizi takdim etmek istiyorum. Konuflmac lar alfabetik s raya göre belirledik. lk konuflmac m z Prof. Dr. Alpaslan Ifl kl Hocam z. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Ö retim Üyesi ve ayn zaman TÜMÖD Genel Baflkan. Prof. Dr. Feroz Ahmad, Yeditepe Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Uluslararas liflkiler ve Tarih Bölümleri Baflkan. Doç. Dr. Yaflar Hac saliho lu, stanbul Üniversitesi Ö retim Üyesi ve Jeopolitik Dergisi Editörü.

Cumhuriyet ve Demokrasi 13 Akademik alanlar n n d fl nda her üç de erli kat - l mc da bilim hayat m za çok de erli eserler vermifl, ayn zamanda bu do rultuda pratik sergilemifl seçkin konuklar. Kendileri bu belirledi imiz çerçeve içinde elbette ki bilimsel özgürlüklerini, akademik özgürlüklerini ve düflünce derinliklerini kullanarak aç l m yapacaklar, sunumda bulunacaklar. Ama birkaç cümleyle flunu belirtmek isterim: Avrupa Birli i nin yetkili konumunda olan temsilcilerinden olsun, Avrupa Parlamentosu Baflkan Vekilli i görevini hâlâ sürdüren ngiliz Parlamenter Andrew Duff olsun; Amerika Birleflik Devletlerinin de iflik kademelerindeki devlet yetkilileri olsun, son y llarda, ama özellikle 12 Eylül den sonra Türkiye den diplomatik dille bafllay p, giderek aleni, halk n da anlayaca bir dille ve diplomatik nezaketi de bir tarafa b rakarak Atatürk le simgeleflen, bir temel anlay fl n k sacas Atatürk ün; devlet yönetiminden, devlet düflüncesinden, kamu yönetiminden, Türk Devletinin felsefesinden ay klanmas, ayr flt r lmas ve d fllanmas, ötelenmesi anlam na gelen taleplerde bulunuyorlar ve simgesel bir flekilde özetliyorlar bunu. Andrew Duff bundan birkaç y l önce Atatürk resimlerinin art k kamu binalar ndan, kamu kurumlar ndan indirilmesinin zaman geldi dedi. Bunu ben birkaç konuflmamda, birkaç oturumda daha vurgulad m, çünkü çok önemli oldu u için; Türk Devletinden resmen talep edildi i için vurgulama zorunlulu u duydum. fiu anda istenen budur. Peki, Atatürk resimleri kamu binalar ndan indirildi- inde, devlet felsefesinden d flland nda, art k Atatürk süz, Atatürk ilkesiz, Atatürk ün devrimlerinin, Atatürk ilkelerinin d flland bir yönetim

14 stanbul Barosu Yay nlar amaçlayan giriflimler yeni bir Anayasaya kadar gitmiflken; siyasal iktidar n siparifli üzerine haz rlanan böyle bir Anayasa tasla ortaya ç karken, bu ne anlama gelmektedir? Bu, Ulusal Kurtulufl Savafl yla kurulan, devrimlerle devam eden bir sürecin sonunda oluflan bir ulus devletin ve bir üniter yap n n tasfiyesi anlam na m gelmektedir? Ulusal birlik ve bütünlük yerine bir ayr flman n, cemaatleflmenin, etnik alt kimliklere bölünmenin ve giderek Sevr in istedi i haritan n Türkiye de, ülkemizde, bu co rafyada hayata geçirilmesi midir? Durum bu kadar yak c m d r, bu kadar güncel midir ve ulusumuz aç s ndan bu kadar da s - k nt verici midir? De erli konuflmac lar, muhakkak ki bu konuda benim sordu um sorular ve sizin de sorular - n z ifade etmifl oldu unu düflündü üm konular yan tlayacaklard r. Buyurun Say n Alpaslan Ifl kl Hocam. Prof. Dr. ALPASLAN IfiIKLI Teflekkür ederim Say n Baflkan. De erli izleyenler; stanbul Baromuzun bu etkinli inde bana da görev düflmüfl oldu u için mutluyum; sizlerle birlikte olmaktan dolay, onur duymaktay m. Bunlar ifade ederek sözlerime bafllamak isterim. Hem Baro Baflkan Yard mc m z n, hem de Hüseyin Beyin buradaki aç klamalar çerçevesinde bir kere daha ortaya ç km fl bulunuyor ki bu bölücülük merak, yaflam n, düflünce hayat n n bütün alanlar na sirayet etmifltir. Her yerde, her noktada, her fleyi bölme heveslileriyle karfl lafl yoruz. Böyle bir merak yayg nlaflt. Bizim bu konumuz da bu bölücülük merak n n yans malar ndan

Cumhuriyet ve Demokrasi 15 birisi olarak ortaya ç km fl ve belirginlik kazanm flt r. Kemalist misin, Atatürkçü müsün?, Demokrat m s n, Cumhuriyetçi misin? gibi bölme merak içerisinde olanlarla karfl karfl yay z. Söz buraya gelince, Say n Baro Baflkan n n Karadeniz de olmas n n da yapt rd bir ça r fl mla izin verirseniz Temel den bir anekdot aktarmak istiyorum: Temel hamsi yedi i için bol miktarda protein ald ndan zihni pek parlakt r, bilirsiniz. Bir gün Temel e Sen Türk müsün, Müslüman m s n? diye sormufllar: Hem Türk üm, hem Müslüman m, üstelik bir de Karadenizliyim demifl. Olay bu. Birbiriyle ba daflt r lmas, birbirinin özdefli olan kavramlar, birbirinin özdefli olan olgular, birbirine karfl tm fl gibi gösteriliyor. Cumhuriyet ve demokrasi, hem sözcük anlamlar bak m ndan, hem de kavram olarak birbirinin tamamen ayn s d r. Birisi Arapça dan hareketle oluflturulmufl, öbürü de eski Yunancadan demos kratos sözcüklerinden türetilmifl. Bunlar birbirinin karfl t ym fl gibi göstermekle güdülen amaç nedir acaba? Sadece bir bölme zevkini tatmak için de il herhalde; bunun gerisinde bir amaç var. Bu amaç nedir? Bu amaç, Cumhuriyetimizi ve onunla özdeflleflmifl olan Atatürk ü, demokrasinin d fl nda, ona karfl t unsurlarm fl gibi gösterme çabas yla ba lant l d r. Oysa her yerde, her zaman dile getirmek istedi im, tarihsel olgular n net olarak do rulad ve kesinlikle emin oldu um bir gerçe i burada da ifade etmek isterim: Mustafa Kemal Atatürk, ça - n n en demokratik rejimini kurmufltur. Bunun aksini iddia etmek mümkün de ildir. Atatürk ün Cumhuriyeti, tarih içinde yerini ald, yeryüzünde varl k kazand zaman dünya-

16 stanbul Barosu Yay nlar da ne vard? Almanya da nazizm vard ; talya da faflizm vard ; spanya da Franco, Portekiz de Salazar diktatörlükleri vard. ngiltere de ne vard denilebilir. ngiltere deyince yaln zca o aday düflünmemek zorunday z. Büyük Britanya mparatorlu- unu bir bütün olarak düflünmemiz gerekir. O dönemde, Büyük Britanya mparatorlu unda tarihin gördü ü en korkunç zulüm, bask, sömürü rejimi, yani sömürgecilik ve emperyalizm olgusu hüküm sürmektedir. Yüzlerce y ll k bir medeniyetin mirasç s olan Çin, Köpekler ve Çinliler giremez yaz l tabelalarla donat lm flt r o dönemde. Hindistan da genç k zlar n parmaklar kesilmifltir, ngiliz dokuma sanayine rakip bir sanayi oluflmas n, orada genç k zlar çal flmas n diye. ngiltere böyle bir ülkedir. Öbür taraftan Amerika da acaba ne vard? Amerika da yurttafllar n çok önemli bir k sm de- il yurttafl, insan bile say lmamaktad r. Günümüze kadar izleri devam eden bir ay pt r bu. Condoleezza Rice n D fliflleri Bakan yap lmas yla kapat lacak bir ay p de ildir bu. Orada beyazlar n k taya ayak basmas n n ard ndan ac mas z, korkunç bir soyk r m hüküm sürmüfltür. Yüz milyonlarca insan çok korkunç yöntemlerle öldürülmüfltür. Örne in, K z lderili denilen insanlara çiçek mikrobu tafl yan battaniyeler da t lm flt r. O masum insanlar, bu yolla salg n hastal klar n kurban edilmifllerdir. Elbette ki Atatürk ün rejimi bunlar n hepsinden daha demokratiktir ve Atatürk, her fley unutulsa bile, Türkiye de demokrasinin vazgeçilmez temeli olan bir fleyi sa lam flt r. Nedir o? Ba ms zl k. Ba ms zl k olmadan demokrasi olur mu? Ba ms zl k olmadan Irak taki gibi bir demokra-

Cumhuriyet ve Demokrasi 17 si olur. Leyla Zana Han m oraya gitti, geldi Irak ta demokrasi var, özgürlük var diye bas na yans yan beyanlarda bulundu. E er orada olana demokrasi dersek, ba ms zl k olmadan demokrasi olabilir. Bir milyonu aflk n insan öldürülmüfltür Irak ta. Kad nlar n, çocuklar n, yafll lar n bafl na gelmeyen kalmam flt r. Bombalanmayan kutsal mekan kalmam flt r; ya malanmayan müze kalmam flt r. Bafll ca petrol üreticisi olan Irak petrol ithal etmek zorunda kalm flt r, ekonomisi periflan olmufltur. Anlafl lan, baz lar n n ikinci cumhuriyet dedikleri herhalde böyle bir fleydir. Yani öyle olmam z istiyorlar. Ba ms zl k olmadan demokrasi olmaz. Atatürk, ba ms zl m z sa lad. Ancak, Atatürk ün Türkiye nin demokratikleflmesine katk s bundan ibaret de ildir. Sessiz sedas z, kans z, gürültüsüz, mücadelesiz oldu u için bunlar n fark na pek var lmad. Örne in, ngiltere de seçme-seçilme hakk n n bütün vatandafllar kapsayacak bir genifllik kazanmas yolunda at lm fl bir ad m olarak iflçilerin oy hakk na sahip olmas, as rlar süren ve zaman zaman kanl boyutlara varan Chartist hareketin mücadeleleriyle sa lanm flt r. Mustafa Kemal Atatürk, Osmanl Anayasalar nda yer alan iflçilerin milletvekili seçilmelerini yasaklayan hükmün, 21 Anayasas ndan, 24 Anayasas ndan itibaren, ilga edilmesini gerçeklefltirmifltir. Osmanl Anayasalar nda bu konuda Hini intihapta baflkas n n hizmetinde çal flanlar milletvekili olamazlar hükmü yer almaktayd. Atatürk bu hükmü, Cumhuriyetin kurulufluyla birlikte, hatta Meclis in kurulufluyla birlikte bir ç rp da kald r vermifltir. Öbür taraftan ntihab- Mebusan Yasas nda ve baflka baz yasalarda oy verebilmek için az çok

18 stanbul Barosu Yay nlar vergi ödemek, belli bir gelire sahip olmak gibi koflullar aranmaktayd. Yani oy verme yetkisi; belli ölçüde varl kl olmak kofluluyla s n rl yd. Seçmeseçilme hakk n n kapsam n s n rlayan de iflik hükümler vard. Atatürk bunlar n hepsini herhangi bir hak arama mücadelesine gerek kalmaks z n kald rm flt r. Bir fleyi daha hat rlamam z gerekir: Mustafa Kemal Atatürk, 1930 da ve 34 te, yerel ve genel seçimlerde iki aflamal olmak üzere, uygarl k çal m atan pek çok ülkeden daha önce kad nlara seçmeseçilme hakk n tan m flt r. Bunlar demokratikleflme yolunda at lm fl önemli ad mlard r ve demokratikleflme do rultusunda at lan ad mlar elbette ki bunlarla s n rl kalm flt r. Ancak, bir söz vard r: Parmak ay gösterirse baz lar parma a bakarm fl. Atatürk ün tarih içindeki yerini belirleyebilmek için onun gösterdi i istikamete bakmam z gerekir. Atatürk, Türkiye Cumhuriyetini sonuna kadar demokrasi yapma çabas içerisinde olmufltur daima. Bir örnek var, birlikte an msayal m: Atatürk, Recep Peker i Avrupa ya yollam fl; gitsin, görsün, bize de anlats n, Türkiye ye de anlats n. Böylece demokratikleflme aç s ndan oralardan esinlenelim istemifl. Recep Peker gitmifl, gelmifl; Ne var ki Mussolini hayran olarak gelmifl ve bir rapor haz rlam fl. Türkiye yi faflizm temelinde yeninden yap land rma do rultusunda bir rapor! Bu rapor, bir tahmine göre fark nda olmaks z n smet Pafla n n önünden de geçmifl, Atatürk ün önüne kadar gelmifl. Atatürk böyle bir raporu görünce büyük infiale kap lm fl. Böyle fley olur mu? En yak n arkadafllar m bile beni anlamaktan acizler demifltir. Tabii bu tek örnek de il, daha önce de en yak n arkadafllar, Orbay lar, Karabekir ler

Cumhuriyet ve Demokrasi 19 Cumhuriyetin kuruluflu fikrine ürpertiyle bakm fllard r. Atatürk onlara ra men Cumhuriyeti kurmufl, halifeli e son vermifltir. Ondan sonraki aflamalarda da Recep Peker, vesaire gibi okumufllarla birlikte çal flmak zorunda kalm flt r. ki büyük s n rl l vard r Atatürk ün: Bunlardan birisi yeryüzünün emperyalist kuflatma alt n d a olmas d r. Ne zaman ki Atatürk, sa l kl ad mlar atman n arifesindedir, ülkede iç isyanlar ç kar lm flt r, mesela fieyh Sait isyan nda oldu u gibi. kinci olarak, Atatürk yetiflkin kadrolardan yoksundur. Malumunuzdur, savafllar, ülkenin en yurtsever, en özverili kesimlerinin yok olmas n n zeminini haz rlar. Buna karfl l k, farkl karakterde olanlar içerde zengin olurlar, baflka fley olurlar Bizim üst üste yaflad m z savafl felaketleri Atatürk ü bu aç dan da büyük bir olanaks zl k içerisinde b rakm flt r. Ama buna k a r fl n Atatürk, sonuna kadar demokrasi yolundaki azmini sürdürmüfltür. Bu beyefendiler, Atatürk ü demokrat olmamak, otoriter olmakla itham edenler, sanki onun karfl s na çok demokrat, çok ilerici bir alternatif getiriyor gibidirler. Onun karfl t olarak getirdikleri küresel egemenlere teslimiyettir. Aç kça söylüyorlar. Bir tanesi Ne mutlu, Türkiye art k bundan sonra Ankara dan de il Brüksel den idare edilecektir diye yazd. Önde gelen simalar ndan bir baflkas Türkiye Türklere b rak lamayacak kadar de erli bir ülkedir dedi. Söyledikleri bu. Demek ki bunlar n Atatürkçülü e, Cumhuriyetin temsil etti i anlamda demokratl a olan alternatifleri, dünyaya aç lma, de iflim rüzgarlar na ayak uydurma vesaire gibi yak flt rmalarla sunduklar fley, asl nda sömürgeleflmedir. Türkiye nin yeniden sömürgeleflmesini önermektedirler. Atatürkçülü ün

20 stanbul Barosu Yay nlar ve Cumhuriyetin alternatifi olarak d a y a t m a y a kalk flt klar ve ad na kinci Cumhuriyet dedikleri budur; enternasyonalizm dedikleri budur; uluslararas c l k dedikleri de budur. Bu noktada bir acayip çeliflki yarat yorlar. Ulusalc l k m, uluslararas c l k m? Bunlar birbiriyle niye çeliflsin? Atatürk ulusalc d r, ama ayn zamanda - smet Pafla n n deyifliyle- insanl k idealinin afl k ve mümtaz simas d r. Bunlar birbiriyle çeliflmez. UNESCO, 1981 y l n Atatürk Y l olarak ilan ederken ald karar n gerekçesinde Atatürk ün sömürgecilik ve emperyalizme karfl en önce aç lan savafllar n ilk liderlerinden biri oldu- unu belirtmekle yetinmemifl: onun ayr ca tüm yaflam boyunca insanlar aras nda hiçbir renk, din ve rk ayr m n gözetmeden, bir uyum ve iflbirli i ça n n do aca na olan inanc na iflaret etmifltir. Bir insan n ulusunu sevmesi, baflka uluslardan nefret etmesi anlam na gelebilir mi? Tam aksine, gerçek bir uluslararas c l n temeli gerçek bir ulusalc l ktan bafllar. Atatürk ün ulusalc l, asla rkç l k de ildir. Uluslararas c l k da e er onlar n anlad gibi sömürgeleflme olarak anlafl lmazsa, elbette ki ulusalc l kla çeliflmez. Atatürkçülü ün karfl s na koyduklar, koymak istedikleri, küreselleflme ad alt ndaki söylemin gerisinde yatan husus bir taraftan Türkiye yi gene Sevr felaketinin kuca na itmek; Türkiye yi bölmek, parçalamak ve öbür taraftan da Atatürk ün kimsesizlerin kimsesi anlam ndaki devlet felsefesinin yerine 19. yüzy l vahfli kapitalizmini ikame etmektir. 19. yüzy l vahfli kapitalizmi, küreselleflmenin üzerine oturdu u ideolojidir. Neoliberalizm denilen budur. Neoliberalizm yeni özgürlükçülük ma-

Cumhuriyet ve Demokrasi 21 nas na gelmekle beraber ne yenidir, ne de özgürlükçüdür. Bu nedenledir ki Atatürkçülükle çeliflir. Çünkü Atatürkçülük Türkiye ye özgü bir sosyal devlettir. Ama flu da önemli: Atatürkçülük, çok özel bir anlamda sosyal devlettir. Bat daki sosyal devletten çok üstün, yüce yanlar vard r. Çünkü Atatürkçülük, sömürgecilik ve müstemlekecilik temeli üzerinde bir devlet yap lanmas, bir sosyal düzen kurmay amaçlamam flt r. Kurdu u sosyal düzen, öyle bir sosyal düzen de ildir. Ne istiyor bu beyefendiler? Herhalde flunu yapacakt Atatürk: Kurtulufl Savafl na bafllayal m m, bafllamayal m m? Türkiye de ngiliz flgal Kuvvetleri Komutan n n nezareti alt nda sand klar kurulacakt bu konuda bir oylama yapacakt. Bir bu eksik kalm flt r gerçekten. Bir oylama yap - lacakt ve biz oy verecektik. ngilizlerle savaflal m m, savaflmayal m m? ngilizlerin kuklalar yla savaflal m m, savaflmayal m m? karar n oylama ile belirleyecektik. E er bunu yapsayd k zaten biz daha o zamandan ikinci cumhuriyeti kurmufl olurduk. Bizim de Talabanilerimiz, Barzanilerimiz vard. fieyh Sait vard, Ali Kemal vard. Onlar bafla geçerlerdi, iktidarda olurlard. Al n size Irak takinden daha da ikinci cumhuriyet! Efendim, Atatürk devrimini kanl yapm flm fl. Bizim ölümsüz kardeflimiz U ur Mumcu nun s k s k hat rlatt bir söz vard. Disraeli ye aittir, yanl fl hat rlam yorsam bu söz. Devrimler gül suyuyla yap lmaz diye yeri geldikçe tekrarlard. Ama ben flunu düflünüyorum. Frans z Devrimiyle, Rus Devrimiyle mukayese edildi i vakit Türk Devrimi, gül suyuyla yap lm flt r de erli dostlar. Atatürk ün büyük karizmas sayesinde kitleleri inand rmak, kitleleri yönlendirmek için öyle kana,

22 stanbul Barosu Yay nlar gözyafl na fazla ihtiyaç kalmaks z n bu ifl baflar labilmifltir. Frans z Devrimi, kral, kraliçeyi, y nla insan giyotine göndermifltir. Rus Devrimi Çar n bütün ailesini öldürmüfltür. Ancak, yanl fll kla Anastasya kurtulmufl. Biz ne yapt k? Halifeyi, padiflah güzel güzel yolcu ettik. Onlar müteflekkir Atatürk e. Halifenin, padiflah n torunlar, evlatlar, yeri geldikçe Atatürk e flükranlar n ifade ediyorlar ve Atatürk ü bir gurur kayna olarak anmaktad rlar. Ama gel gör ki bizdeki baz akl evveller, Atatürk kanl yapt, bilmem ne yapt gibi safsatalarla beyinleri y kama telafl içerisindedirler. Biraz önce de belirtti im gibi Atatürk ün bunlar memnun etmek için, herhalde, ngiliz flgal Kuvvetleri Komutan nezaretinde bir oylamaya baflvurmas gerekirdi. flte bütün bu tarihsel gerçeklere ra men bu baylar n iddia ettikleri, ispat etmek istedikleri husus Atatürk ün ve Cumhuriyetin demokrasiyle alakas n n olmad - d r. Oysa Atatürk Cumhuriyeti demokrasiyle tam özdefl, demokrasi do rultusunda bir geliflmeyi ifade eder ve Atatürk ça n n en demokratik rejimini kurmufltur. Aksini iddia etmek için hiçbir tarihsel kan t mevcut de ildir. Günefl balç kla s vanmaz. Buna ra men bunlar günefli balç kla s vamak telafl i ç e r i s i n d e d i r l e r. fiimdi s ra Atatürkçülü ün küreselleflmenin ideolojisini oluflturan neoliberalizmle çeliflkisine gelmifl bulunuyor. Bu konudaki çeliflki, devletçilik ve halkç l k ilkesinin, neoliberal felsefeyle çeliflkisi ba lam nda kendisini gösterir. 19. yüzy l liberalizmi yani vahfli kapitalizm, Bat y büyük felaketler içerisine sürüklemiflken, Atatürk 1923 le 1938 aras nda Cumhuriyet tarihinin en parlak baflar lar n gerçeklefltirmifltir. Gay-

Cumhuriyet ve Demokrasi 23 ri safi yurtiçi hâs ladaki art fl Cumhuriyetin di er dönemlerinin hepsinden daha fazlad r. Bu baflar, sosyal alanda da, sa l k alan nda da, e itim alan nda da yans malar n göstermifltir. Sa l k alan nda bütün salg n hastal klar yenilmifltir Atatürk ün zaman nda, o dar bütçeye ra men. Uyuz, tüberküloz, difteri, lebra, s tma hepsinin kökü kaz nm flt r. fiimdi tekrar diriliyor bu salg n hastal klar. Atatürk ün zaman nda izlenen e itim politikas çerçevesinde, paras z yat l e itim olanaklar n n yayg nlaflt r lmas sayesinde, tinerci olmaya namzet çocuklar general olmufl, doktor olmufl, avukat olmufl; olmufl da olmufl. Her fleyi unutsak bile çoban cumhurbaflkan olmufl de il mi? Olmufl da ne olmufl? demeyin. Atatürk bunu sa layan bir sosyal düzen kurmufl, bunu sa lam fl. Gerisi bizim sorumlulu umuzdur. fiimdi babalar gibi satarak, bütün bu kazan mlar bir bir çarçur ediliyor. E itimde ö renci, sa l kta hasta, müflteri durumuna düflürülüyor. 19. yüzy l vahfli kapitalizmi Türkiye ye geliyor ve devlet hiçbir fleyden kendisini sorumlu saymayan bir kurum haline indirgeniyor. Sonuçta iktidar n bafl ndaki de mahvolduk, anam z a lad diyene bilmem ne diyebiliyor. Ondan sonra, ifl bulmak için kendisine müracaat edene, devlet herkese ifl bulmak zorunda de il, sen de benim gibi simit sat hayat n kazan diyebiliyor Bu, 19. yüzy l kapitalizminin, 2000 lerin Türkiye sindeki hortlamas - n n ifadesidir. Devlet ifl bulur mu? Onlar n iman, as l itikad bu noktada kendisini gösteriyor. Müslümanl k, baflka bir fley. Esas itikat, liberal felsefededir. Piyasa düzenine kat ks z iman söz konusudur. Devlet iflsizlikten sorumlu de il. Onun için ne diyor:

24 stanbul Barosu Yay nlar Ben simit satt m, sen de sat diyor. Ne satarak ne olunur? Kimler ne sat yor, ne oluyor? Onun tart flmas na burada girecek de iliz. Ancak, görülüyor ki liberal felsefe temelinde iflleyen bir piyasa düzeninin her fleye çözüm getirece ine dair bir mant k egemen. Bu da tabii Atatürkçülükle çelifliyor. Atatürk le al p veremedikleri çok fley var. Birkaç gün önce Ahmet Taner K fllal n n aram zdan ayr l fl n n y ldönümüydü. O vesileyle eski yaz lar na bakt m, flöyle bir fley yazm fl Bat n n iki yüzü bafll kl yaz s nda. Atatürk, Bat n n çirkin yüzünü yenilgiye u ratt. Bat n n çirkin yüzünü yenilgiye u ratt için bir türlü bunu unutam yorlar diyor. Atatürk Bat n n çirkin yüzünü yenilgiye u ratt ve o sayede biz, Bat ya ra men, Bat yla savaflarak Cumhuriyeti kurduk, demokratikleflmenin temellerini att k. Bugün Bat sayesinde demokratikleflece iz, Avrupa Birli ine girerek (sanki alan varm fl gibi) demokratikleflece iz diyen baz akl evvellerin aksine, Atatürk Bat ya ra men demokratikleflmeyi sa lam fl, Bat yla mücadele ederek Cumhuriyeti kurmufltur. Onlar rahats z eden budur. Bundan rahats z olduklar için Atatürk ün foto raflar bile onlar rahats z ediyor. En ak ll bilinenleri bile, geliyor her taraf Atatürk resimleriyle dolu, indirilsin diyebiliyorr. Sen Atatürk ün resimleriyle u raflaca na o ucube k l kl krallar n n, kraliçelerinin resimleriyle u rafl. Nedir o Papa n n hali? Morlu, pembeli, dantelal elbiselerle 70-80 yafl ndaki adam ortal kta dolafl yor. fiimdi Papa n n resimleri olacak oralarda, Papa Benedict in garip k yafetlere bürünmüfl vaziyetteki heykelinin ayak ucunda bizimkiler poz ve-

Cumhuriyet ve Demokrasi 25 recek, imza atacaklar bir fleylere. Bu, onlar rahats z etmeyecek. Ama, Mustafa Kemal Atatürk gibi dünyan n en karizmatik kiflili inin resimleri onlar rahats z edecek. Vars n rahats z etsin, her zaman asaca z, her zaman duracak duvarlarda! Av. HÜSEY N ÖZBEK (Oturum Baflkan ) Say n Ifl kl ya teflekkür ediyoruz. Demek ki Atatürk resminin flekilsel ve resimden öte bir anlam varm fl. Bu resim antiemperyalizmi temsil ediyor; bu resim antikolonyolizmi temsil ediyor; bu resim milliyetçili i, ulusçulu u temsil ediyor; bu resim ça dafllaflmay temsil ediyor, simgeliyor; bu resim laikli i simgeliyor; bu resim bir ulus devleti, emperyalizme ra men, sömürüye ra men, yerlefltirilmeye çal fl lan sömürge psikolojisine ve köleleflme ruhuna ra men dünyan n geri taraflar na dayat lan, sindirilen, kabul ettirilen, teslimiyete karfl bir direnifli, bir flahlan fl, insan onurunu temsil ediyor. K saca; insanl temsil ediyor. nsanl n yüce duygular n, hak ve adaleti, eflitli i, paylaflmay, insanca yaflamay temsil ediyor. O halde bu resimden rahats z olacaklar elbette, ama bu resim ezilenlerin, sömürülenlerin, insanca bir yaflam için u rafl verenlerin de mücadelesini temsil ediyor ayn zamanda. Onlar n idealizmini ve duygusunu temsil ediyor. De erli konuklar, ikinci konuflmac m z Prof. Dr. Feroz Ahmad. De erli hocam z sunumunu ngilizce yapacak ve yan ndaki bulunan de erli bilim adam m z Yaflar Bey de Türkçe ye çevirecek. Hocam z n asl nda Türkçe si son derece güzel, son derece hofl, ama kendisi böyle arzu etti. Biz

26 stanbul Barosu Yay nlar umuyoruz ki önümüzdeki dönemdeki etkinliklerinde Türkçe sunumunu da dinleyece iz. Buyurun Say n Hocam. CUMHUR YET TÜRK YES NDE ÇA DAfiLAfiMA VE ÇA DAfiLIK ARASINDAK ÇATIfiMA* Prof. Dr. FEROZ AHMAD (Yeditepe Üniversitesi) Cumhuriyet in nitelikleri hakk ndaki tart flmalar, kuruluflunun 84. y l n kutlamaya haz rland m z bir dönemde bile halen devam etmekte. Baz gruplar, milli mücadele sonras nda Kemalist milliyetçilerin baflarabildiklerinden daha fazlas n n mümkün oldu unu iddia etmekteler. Tarihi bafla almak mümkün olmad içindir ki di er seçeneklerin nas l neticeler verece ini hiçbir zaman bilemeyiz. Buna ra men tarihçiler, olmas muhtemel durumlar inceleyip sonuçlar n de erlendirebilirler. Milliyetçiler, yeni Türkiye nin nas l olmas gerekti i hakk nda çeflitli görüfllere sahiptiler. Hemen hemen hepsi Türkiye nin ça dafllaflmas gerekti i düflüncesinde hemfikirdiler. Hatta Saray bile 19. yüzy ldan beri imparatorlu u ça dafllaflt rma çabas ndayd. Ancak Türkiye yi ça dafllaflt rma konusunda bir fikir birli i olsa bile cumhuriyet rejiminin ça dafll k getirmesi konusunda bir fikir ayr l vard. Bas nda ve akademik yay nlarda ça dafll k ve ça dafllaflma kavramlar genelde birbirleri yerine kullan l r. Fakat bu kavramlar eflanlaml de iller ve ifade ettikleri iki süreç aras - (*) Arafl. Gör. fiakir Dinçflahin (Yeditepe Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararas liflkiler Bölümü) taraf ndan Türkçe ye çevrilmifltir.

Cumhuriyet ve Demokrasi 27 da ciddi bir uçurum var. Arap-Amerikal siyaset bilimci Hiflam fiarabi, Neopatriyarfli adl eserinde bu kavramlar aras ndaki farklar çok aç k ve güçlü bir biçimde dile getirmektedir. Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerini inceleyen fiarabi, bu patriyarflik/neopatriyarflik devletlerin süratle ça dafllaflt klar n ancak toplumlar na ça dafll sunmad klar n iddia etmektedir. Demek oluyor ki ça dafll k seviyesine gelinmeksizin ça dafllaflmak mümkün. Çünkü ça dafllaflma sadece materyal geliflmenin, yani Bat n n modern silah ve teknolojisinin al nmas yla gerçeklefltirilebilir. Ve bunun için toplumu kapsaml bir biçimde dönüfltürebilecek Bat l düflünce sisteminin al nmas flart de ildir. flte fiarabi nin inceledi i ülkeler bunu yapm fllar. Ça dafllaflm fllar ancak ça dafllafl rken patriyarflik ya da ça dafll k öncesi toplumlar olarak kalm fllar. Sultan-Halife nin idaresi alt ndaki Osmanl lar n 19. ve 20. yüzy llardaki reform çabalar da bu do rultudayd. Ancak, Milli Mücadele 1922 y l nda zaferle sonuçland nda bir çat flma ortaya ç kt. Milliyetçiler, Türkiye nin bundan sonra nas l bir yolda seyredece i konusunda bölündüler. Kaz m Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay ve Refet Bele gibi muhafazakar milliyetçiler saltanat n kald r lmas ndan sonra Türkiye nin Halife nin liderli inde ça dafllaflmasn istediler. Ancak ça dafll n gelmesini istemediler çünkü hem ça dafll k getirip hem de hilafeti muhafaza etmek ve yeni devlet ideolojisi olarak slam benimsemek gerçekten olanaks zd. Kemalist rejimse ça dafl teknolojinin transferinin yan s ra Tükiye nin geleneksel, patriyarflik toplumsal yap s n derinden dönüfltürerek hem

28 stanbul Barosu Yay nlar ça dafllaflmay hem de ça dafll ayn anda gerçeklefltirmeyi amaçlad. fiarabi, ça dafll k ile patriyarflik ça dafllaflmay alt sosyal kategori üzerinden karfl laflt rmakta. Bu kategorilere bakarak Kemalistlerin, patriyarfliyi muhafaza ederek ça dafllaflmay isteyen muhafazakarlardan nas l ayr ld n görebiliriz. K a t e g o r i Ç a d a fl l k Patriyarfli (Ça dafllaflma) Bilgi Düflünce/Ak l Mit/ nanç Hakikat Analitik/ Dinsel/Alegorik Kan ta dayal Dil Analitik Hitabete Dayal /A dal Hükümet Demokratik/ Neopatriyarflik Sosyalist Saltanat Toplumsal iliflki Yatay Dikey Toplumsal Yap S n f Sülale/Afliret/Mezhep Buna göre, bilgi nin mant ksal olmas ve tamamen akla dayanmas gerekiyordu, öte yandan ça dafllaflan bir toplumda bilgi mite, inanca veyahut dine dayanmaya devam edebilirdi. Dil in analitik ve halk için olmas ; Osmanl n n Saray lisan gibi süslü, a dal ve hitabet eksenli olmamas gerekirdi. Hükümet in hanedan idaresi de il, demokratik olmas, toplumsal iliflkilerin yatay olmas laz md. Yani, insanlar kendilerini dinsel ya da etnik bir grup olmaktan ziyade millet olarak tan mlayabilmeliydi. Toplumsal yap sülale, afliret ya da mezhebe de il s n flara ba l olarak flekillenmeliydi. Atatürk devrimlerini bu kategoriler üzerinden de erlendirecek oldu umuzda, bilgi, hakikat, dil, toplumsal iliflkiler ve toplumsal yap hakk nda, Kemalist rejimin gelenekselcilikten ay-

Cumhuriyet ve Demokrasi 29 r l p ça dafll a do ru ilerledi ini görürüz. Toplumsal ça dafll bir emrivaki üzerine benimseyemezler, ça dafll n toplumda kök salmas kuflaklar boyunca devam eden bir süreç olabilir. Art k hükümet neopatriyarflik hanedan saltanat de ildi, demokrasiye giden yolda seyretmekteydi. Kemalistler dinsel do malara dayanan bir toplumdan uzaklafl p sadece cami ile devletin ayr ld bir seküler sistem de il dinin devlet taraf ndan kontrol edildi i laik düzeni getirdiler. Laiklik olmasayd ça dafll a ulaflmak olanaks zd ve bugün de olanaks zd r. Kurulmakta olan yeni toplumda bilgi veya bilime büyük önem verildi. Bu nokta da belirtmek gerekir ki dönemin en anlaml Kemalist sloganlar ndan biri: Hayata en hakiki mürflit ilimdir. Kad nlar n özgürleflmesi süreci de böyle bafllam flt. Özellikle flehirli kad nlar Kemalist ça dafll ktan yo un olarak yararland lar. Böylesi bir geliflme, patriyarfliyi muhafaza ederek ça dafllaflan bir rejimde mümkün olmazd. Türkiye de 1920 li ve 30 lu y llar boyunca yap lan reformlar ça dafll k ve ça dafllaflmaya dayanan bir toplumun kurulmas hedefini iflaret etmektedir. Ça dafll n kuflaklar boyunca devam eden bir süreç oldu u ama buna ra men tehdit alt nda oldu u bir toplum örne i sunulur. 1925 Maymun Davas s ras nda bilimsel evrim teorisi ilk defa yarad l fla inanan bir köktendinci taraf ndan mahkemeye tafl nm flt r. Bu konu Amerika da hala tam olarak çözülmemifl bir sorundur. Yeni muhafazakarlar n (neo-cons) kök-hücre araflt rmalar n engellemesi baflka bir örnektir. Kad n haklar ihlalleri ve kürtaj aleyhtarl da. Ve son olarak da baz

30 stanbul Barosu Yay nlar küçük topluluklarda halen geçerli olan çokefllilik söylenebilir. Hindistan bir ça dafllaflma modeli olarak sunulmaktad r. Ancak Hindistan patriyarflik bir hükümeti olmamas na ra men, ça dafll a ulaflmay baflaramam flt r. Ça dafllaflma bak m ndan Hindistan Türkiye nin ilerisinde olsa da ça dafll k bak - m ndan gerisinde kalmaktad r. Afganistan da ça dafllaflm fl olabilir ama ça dafll k öncesi, patriyarflik ve kad nlar n bask alt nda oldu u afliret toplumu olmaya devam etmektedir. Pekiyi, günümüz Türkiyesi için ne söylenebilir? Türkiye de ça dafllaflman n Cumhuriyet dönemi boyunca azalmadan devam etti ini söyleyebiliriz. Türkiye de ça dafll k için de ayn fley söylenebilir mi? Ça dafll k bir süreçtir ve ben laikli- in sorgulanmas na baflland dönemden beri bu sürecin iflleyifli hakk nda endifleliyim. Bu dönem, Kas m 1958 de Washington da toplanan Milli Güvenlik Konseyi nin ald Ortado u da, daha do rusu kalk nmata olan ülkelerde, Amerikan ç karlar na yönelen gerçek tehdidin komünizmden de- il milliyetçilikten kaynakland karar yla bafllar. Bunun fark na var lmas Nas r idaresindeki M s r n Arap Birli i ni sa lamas ve ngiltere- Fransa- srail in 1956 da siyasi bir yenilgiye u rat lmas ile birlikte olmufltur. Bu Arap milliyetçili- inin yükselifle geçti i bir dönemdi. Türkiye de de slam komünizmin panzehiri olarak görülmekteydi. Siyasal slam Suudi mali yard mlar sayesinde tüm dünyada büyümeye devam etti. Türkiye bu durumun bir istisnas de ildi. Asl na bakarsan z, Türkiye siyasal slam n temel hedeflerinden biri haline gelmiflti ve slam si-

Cumhuriyet ve Demokrasi 31 yasal bu süreç içerisinde güç kazanmaya devam etti. Türkiye de baz lar m z n çekindi i gibi fieriat n tekrar tesis edilmesi mümkün de ildir. Ancak, Türkiye ye ça dafll k getiren Cumhuriyet in kazan mlar ndan geriye gidilebilir. Örne in, Cumhuriyet döneminde kad n haklar nda kaydedilen ilerlemelerden bir dönüfl yaflanabilir. Evrim teorisine karfl yarat l fl teorisine inanan insanlarla beraber bilim, tehdit alt na girebilir. Son zamanlarda bu insanlar yarat l fl veya ak ll tasar m teorisini destekleyen, lüks bas m-yüksek maliyetli bir kitab ücretsiz da tmaktalar. Bu konudaki örnekleri art rabilece imiz daha baflka alanlar da var. Ancak hepinizin bunlar n fark nda oldu unu düflündü ümden burada daha fazla üzerinde durmayaca m. Av. HÜSEY N ÖZBEK (Oturum Baflkan ) De erli konuklar, bu turda biz konuflmac lar m z yirmifler dakikayla s n rlam flt k. Konuflmac lar m z bu süreye özenle uydular. fiimdi ilk turumuzun son konuflmac s Doç. Dr. Yaflar Hac saliho lu. Buyurun Say n Saliho lu. Doç. Dr. YAfiAR HACISAL HO LU ( Ü Ö retim Üyesi, Jeopolitik Dergisi Editörü) Teflekkür ediyorum Say n Baflkan. Hepinizi sayg yla selaml yorum. Ben de sizlerle birlikte olmaktan ve Baromuzun bu nazik davetinin bana yap lm fl olmas ndan büyük mutluluk duydu umu belirtmek isterim.

32 stanbul Barosu Yay nlar Türkiye son derece zorlu bir süreçten geçiyor. çe kapat lm fl, kolu kanad k r lm fl gelece i ipotek alt na al nm fl bir görüntüye tutsak edilmeye çal fl l yor. Bu durum her zamankinden çok daha fazla tarihsel de erlerimize tutunma gereksinimini do uruyor. Ve yine bu durum Türkiye nin bafl dik onurlu ve tam ba ms z yaflama direncinin yeniden yarat lmas n n yaflamsal gereklili ini bir kez daha ortaya koyuyor. Bu yüzdendir ki 19 May s lar, 23 Nisan lar, 29 Ekim leri her zamankinden çok daha kapsaml bir bilinç düzeyiyle kavrama ihtiyac hissediyoruz. Unutmamal y z ki, ne yaflad n, neden yaflad n ve nas l yaflad n bilemeyen toplumlar n gelecekleri ipotek alt ndad r. Bugün yeniden Anadolu ya göz diken emperyalizmin kuflatmas alt nday z. Bu kuflatma top ve tüfek yerine zihinleri hedef alm flt r. Ekonomiden kültür yaflam na her türlü arac kullanarak zihinsel iflgali yerleflik k lmak temel yönteme dönüfltürülmüfltür. Bu durum asl nda bir de ersizlefltirme projesidir ve kavramlar üzerinden yürütülmektedir. Böyle dönemlerde kavramlar n tafl d anlamlar son derece önemlidir. Buna göre önem kazanan kavramlardan ne anlad m z ve bu kavramlarla ne anlat lmak istendi inin üzerinde bir kez daha düflünülmesi gerekir. Örne in uygarl k kavram n n bugün için ne anlama geldi ini bir kez daha düflünmeliyiz. Az önce moderniteden söz edildi. Gerek modernite gerekse ayn ba lam içinde uygarl k kavramlar genellemelerle anlafl lamaz. Hiç kuflku yok ki özlü anlamlar içerir bu kavram-

Cumhuriyet ve Demokrasi 33 lar ama bugünün gerçekli ini anlamak ad na çok daha özenli ve derin içeri iyle ele al nmal d r. Örne in uygarl k sadece ekonomik geliflmifllik düzeyiyle ölçülebilecek bir fley midir? Öyleyse 21. yüzy l n bilim ve teknolojinin merkezi say lan Amerika Birleflik Devletleri tart flmas z en uygar ülke. Acaba böyle mi? Uygarl k vurgusu böyle bir fley mi? Ekonomik geliflmifllik düzeyiyle, ileri teknolojiyi üretme kabiliyetiyle ölçülebilecek bir fley mi? Asla de il. Bu bir olgu kuflkusuz, ama bu olgunun esas olarak belki de vurgulanmas gereken yan insani yönü; uygarl k esas itibariyle insani bir özdür; insan n üretken yan n n üretti i de erler birikimidir. Dolay s yla ac y, mutsuzlu u, kölelefltirmeyi, zulmü insandan uzak tutabilme becerisidir uygarl k; böyle bir fleydir. Bunu kim baflarabilirse bunun kim öznesi olursa ve bunun kim üreticisi olursa; en uygar toplumlar, en uygar insanlar ve en uygar devletler onlard r. Buna göre bugün Irak ta vatanlar n ve topraklar n direniflle korumaya çal flanlar çok daha uygard r. T pk Kurtulufl mücadelesini veren o Anadolu insan n o uygarl k mücadelesinde sakl oldu u gerçeklik gibi. Onlar da en uygar, en sayg de er, alk fllanas ve örnek al nmas gereken bir mücadelenin neferiydiler, öznesiydiler. Nitekim örnek de al nd lar. Bütün mazlum milletler bunu örnek ald. Sömürgecili e boyun e memeyi, köle olmamay, bafl dik onurlu yaflayabilmeyi, iyi kötü kendi kaynaklar yla yetinebilmeyi bir insanl k dersi sayd. flte Anadolu ihtilaliyle kurulan Cumhuriyet, bunun içerisinde sakl olan bir uygarl k öyküsüdür. Anadolu topra ndan yefleren Cumhuriyet böyle bir uygarl n destan d r.

34 stanbul Barosu Yay nlar Bu yüzdendir ki, çok günceldir; bugün için yeniden hem yaflamsald r, hem de yeniden mazlum milletler için tutunulacak dald r. O aç dan sebepsiz de ildir Türkiye nin bugün yaflad klar. Gerçek uygarl k vurgusunun yaflama dair k - l nabilmesinin temel koflulu sömürüsüz bir dünya tasar m n gerçeklefltirmektir. nsanl k var oldukça bu ideal peflinde koflmal d r. nsanl k teslim olmamal d r, ki bu ideal gerçek k l nabilsin. Mustafa Kemal Atatürk ün Ba ms zl k benim karakterimdir vurgusunun özünde sakl oldu u fley, bu idealdir, bu iddiad r, insan olman n ve tüm mazlumlara bir hayk r fl, bir sesi iletebilmenin refleksidir bu. Mustafa Kemal Atatürk ün Kurtulufl Savafl n ve onun stratejisi anlat rken söyledi i flu sözler gerçek uygarl n temel tafllar n n nas l döflenmesi gerekti inin ö retisidir. Türkiye nin bugünkü mücadelesinin yaln z Türkiye ye ye ait olmad n tekrar etmek lüzumunu hissediyorum. Türkiye nin müdafaa etti i dava, bütün mazlum milletlerin, bütün flark n davas d r ve yine flimdi güneflin ufukta a ard n nas l görüyorsam, bütün mazlum flark milletlerinin de uyanmas n öyle görüyorum. Emperyalizm ve müstemlekecilik yeryüzünden yok olacak ve yerlerine milletlerin aras nda hiçbir renk ve rk fark gözetmeden yeni bir ahenk ve iflbirli i ça hakim olacakt r.. Bugün de bu mücadele böyle bir olgudur. Anadolu co rafi aç dan da jeopolitik de eri aç - s ndan da bu de iflmemifltir ve bugün de bütün mazlumlar n ön cephesidir. E er Türkiye emperyalizme teslim olursa, e er Anadolu yenilirse, yani yeniden sömürgenin, sömürgecili in bizzat fiili olarak topraklar haline gelirse -bunun k smen

Cumhuriyet ve Demokrasi 35 baflar ld n da düflünüyorum asl nda- Asya da tüm mazlum milletler çözülür. Her fleyi ad yla ça rmak laz m ve gerçeklerle yüzleflmek laz m. Emperyalizme ben emperyalizm d fl nda baflka bir fley denece ini bilmiyorum. Dolay s yla bugün yeniden 21. yüzy lda haritalarla oynan yorsa, topla tüfekle bir ülke topyekün adeta özellefltiriliyorsa, bir mekan özellefltirmesi seferine ç k l yorsa bunun ad emperyalizmdir. Bunun karfl s nda yap lacak en sayg de er, en uygar davran fl da kendi kaynaklar n ve kendi de erlerini sonsuza kadar koruyabilme becerisinde sakl d r. Bu aç dan cumhuriyet ve demokrasiyi, birbiriyle özdefl k lmadan önce demokrasiyi gerçek kimli ine yerlefltirmek gerekir. Bunu yapman n zorunlulu u Irak ta yaflat lanlarda sakl d r. Gerçek demokrasiyi Irak ta yaflat lan demokrasiden ay rman n zorunlulu u hepimizin insani görevidir. Asl nda gerçek demokrasi halkç l k ilkesinde sakl oland r. Genifl halk kitlelerinin refah n dert edinmedir. Ekonomideki temsiliyete son vermektir. Ülkeyi; IMF, Dünya Bankas, Brüksel, Vashington boyunduru undan, vesayetinden kurtarmakt r. Oysa bize anlat lan demokrasi ekonomiden kültürel yaflama yaflan lan iflgale duyars zd r. Emperyalist k skaca karfl gözleri kapal d r. AB-ABD dayatmalar na karfl refleksizdir. Ama demokrasiyi dillerinden düflürmeyenlerin oynad klar oyunun özü zihinsel bir yar lmay gerçeklefltirmeye dayal d r. Di er bir de iflle bir zihinsel iflgali gerçeklefltirmektir. lgilendi iniz her yeri topla, tüfekle iflgal edemezsiniz. Bunun için sadece askeri yöntemlerle yetinmeyip dolayl iflgalleri de hesaplamal s n z. Bugün Türkiye ye yaflat lan budur.

36 stanbul Barosu Yay nlar Bunun için öncelikle bir kitle yarat ld ve sahaya sürüldü. Bunlara ayd n dendi. Gazete köflelerine yerlefltirilip, televizyon ekranlar na serpifltirildi. Emperyalizmin misyonerli ine soyunan bu sahte ayd n kitlesi; olmayan varm fl gibi, var olan yokmufl gibi gösterdiler kavramlarla oynad lar, kavramlar n içini boflalt lar, farkl anlamlar yüklediler, gerçeklerin üzerini örtüler gerçeklerle genifl halk kitleleri aras na sis perdeleri çektiler. Bu toplumdan iki fleyi amaçlad lar; birincisi özgüven kayb ikincisi ise amaçs zl k. Böylece bu toplumun gelece ine hükmetmeyi gaye edindiler. De erleri ayr flt rma, de erler üzerinden çat flmay kal c laflt rmak ortam n canl tutmak istediler. Böylece Anadolu yu yeniden bir karmaflan n, bir kaosun; giderek eti t rnaktan zorlayarak ay rabilmeyi ve bir kardefl kavgas n yaratabilmeyi hedeflediler. Bu bir oyundu bir maskeli baloydu. Bütün bunlar, günü yaflay p gelece i düflünmeyen, bir toplumu yaratmakt. Ne yaflad n, niçin yaflad - n bilemeyenler b rak n millet olmay, toplum bile de ildir, birer y nd r. Yaflad klar ndan sonuç ç kartamayanlar, bildiklerini bilinç düzeyine tafl yamayanlar baflkalar nca kolayca yönetilebilen toplumlard r. Bu istendi, bu arzuland ve ne yaz k ki bunun k smen baflar ld n düflünüyorum. Özgüveni köreltilmifl yani kendine olan güvenini yitirmifl toplumlar n baflkalar n n kolayca oyunca olaca aç kt r. Tüm bu çabalar n ve oyunun bir anda olup biten bir fley olmad n, bir sürecin ürünü oldu unu düflünmekteyim. Bunun bilinçli bir flekilde yap ld n n kan s n tafl yorum. Televizyon ekranlar n n çok önemli bir ifllev üstlendi ini, bir araç olarak kullan ld n görmekteyim. Kullan lan dilin ve ne yap lmak isten-

Cumhuriyet ve Demokrasi 37 di ine iliflkin kullan lan yöntemlerin de bilinçli bir flekilde seçildi ini düflünüyorum. Birincisi bir önemsizlefltirme paketidir ve kavramlar üzerinden yürütülmüfltür. Bunun için say s z örnekler verebiliriz. Ama bir kaç yla yetinelim. Örne in kalk nma iktisad - n, önemsizlefltirmek, kalk nmac idealleri köreltmek. Bir di er örnek kamu yarar güden planlama anlay fl n -ki planlama gelecek demektir, bugünden yar na sahip ç kabilme bilincidir- dönemi geçmifl, modas geçmifl, eskimifl bir kavram haline getirip bu alan önemsizlefltirmek; gelece i düflünmeyen bir kitleyi daha çok öne ç kartabilmek. kinci paketin duyars zlaflt rma projesi oldu unu düflünüyorum ve yine kavramlar üzerinden yürüdü ü kan s n tafl yorum. Örne in neredeyse tüm toplumu borçlu yaflamaya al flt r lmak, bu konuda duyars z k lmak, kolayca borçlanabilen ve üretmeden tüketmeyi ye leyen ve mutlulu- u tüketimde arayan bir toplum yaratmak duyars zlaflt rman n en çarp c alan haline getirilmifltir. Bu noktada televizyolarda s kça yay nlanan bir banka reklam n hat rl yorum. Bu reklam n senaryosu gere i üç ulustan insan oynuyor; biri Japon, biri Amerikal ve biri de bizimki. Japon ve Amerikal ürettikleri ileri teknoloji ürünleriyle övünüyorlar. Bizimki de o ürünü kullanarak bankadan nas l h zl borç ald yla övünüyor. Bu reklamla ne anlat lmak isteniyor, bu neyin ça r s d r? Dolay s yla bu duyars zlaflt rma alan nda çok fleye tan kl k etti imiz düflünüyorum. Tarihsel, kültürel birikimleriyle Anadolu bir sentez co rafyas d r. Siyahla beyaz n de il, bütün renklerin iç içe geçti i bir alafl m co rafyas d r. Do as bile bu-

38 stanbul Barosu Yay nlar nu gerektirir, dört mevsimi bir arada yaflayan bu co rafya bunu yaratm flt r. Dolay s yla tarihsel, kültürel ba l l klardan olabildi ince kopulmas n, burada bir duyars zlaflt rman n sanki bütün dünyada bu birikim alanlar ndan vazgeçiliyormuflças na, her fleyin iç içe geçti i, karmafl klaflt bir dünyaya do ru gidiliyormuflças na bir dilin kullan lmaya baflland n görüyoruz. Ulusal kültür sentezinden kopartabilmek yeni nesli, tarihinde utanç sayfalar varm fl gibi bir dili kullanarak bunu yayg nlaflt rabilmek, acaba? dedirtebilmek genç nesle. Acaba böyle bir fley yap ld m? dedirtebilmek ve ard ndan o ulusal kültür sentezinin enginli ini y pratmak amaçlanm flt r. A t a- türk ün Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye Halk na Türk Milleti denir ifadesinde anlam n bulan fley Türk Milletinin tan m nda sakl d r. Buna göre Türk Milleti; kimseyi d flar da b rakmayan, bir rki ayr ma gitmeyen; co rafi birikimi, tarihsel kültürel birikimi, ayn zamanda bir siyasal direnifli de tan mlayan bir kavramd r. Ayn zamanda anti- emperyalist bir durufltur. Bu kavram bir ayr flma ö esi haline getirmek; giderek birlikte yaflama ülküsünü ortadan kald rabilmek ve ulusçulu u, milliyetçili i rkç l k kavram yla özdefl k lmak duyars zlaflt rma projesinin bir baflka alan n oluflturmaktad r. Bu noktada milliyetçilik kavram n n Anadolu da, Mustafa Kemal Atatürk te ve mazlum milletlerde tafl d anlam n de erine de inmek gerekir. Buna göre iki tür milliyetçilikten söz edilebilir. Birincisi; demokratik milliyetçiliktir. Anadolu da tohumlanan ve mazlum milletlerin s ms k sar ld veya sar lmas gerekti i milliyetçilik demokratik milliyetçiliktir. Demokratik milliyetçi-

Cumhuriyet ve Demokrasi 39 lik, kendi de erlerine sahip ç kma bilincidir ve sadece kendisi için bütün mazlumlar için, ayn s - k nt y yaflayanlar için de ayn de erleri koruma duyarl l d r. Buna göre demokratik milliyetçilik; iç ve d fl sömürücü ahtapot kollar ndan ülkesini ve halk n uzak tutabilmenin ülküsüdür. kincisi ise emperyalist milliyetçiliktir. Bat n n emperyalist dürtülerini, refleksini besleyen onu ülkeler ve milletler üzerinde egemenlik kurman n arac s k lan bir hedefin ad d r. Emperyalist milliyetçilik, demokratik milliyetçili in zehiridir. Onu yok etmeye çal fland r. Emperyalist milliyetçilik, topraklara, kaynaklara göz koyand r, halklar kölelefltirendir. Ve bizim bilmedi imiz bize yabanc asl nda mazlum milletlerin tan mad bir milliyetçilik türüdür. Üçüncü ve son paket ise yanl fl bilgilendirmedir. nsanlar n gözünün içine baka baka olmayan varm fl gibi, varolan yokmufl gibi gösterebilmektir. Burada da say s z örnekler verebiliriz. Bunlardan belki en yak c ve ö retici olan, Türkiye nin kara sevdas Avrupa Birli i-türkiye iliflkisidir. Bu iliflki bugün ad na müzakere denilen bir süreç kapsam nda iflliyor. Art k Avrupa Birli inin hangi temsilcisinin, hangi oturumda Türkiye için ne söyledi ine fazlaca önemli olmad bir döneme girilmifltir. Çünkü AB nin Türkiye ye yönelik niyetlerinin aç kça belirtildi i yaz l bir doküman önümüzdedir. Bu belge Müzakere Çerçeve Belgesidir. (MÇB) Müzakere Çerçeve Belgesi; AB aç s ndan Türkiye nin nas l bir konum ve kimlikte olmas gerekti ini aç kça tarif eden belgedir. Nitekim belgede Türkiye nin özel durumu, özel koflullar ve