tepav Yerelleşmede Bir İleri İki Geri Şubat2012 N201210 POLİTİKANOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

Benzer belgeler
tepav Eylül2011 N POLİTİKANOTU Yerelde Siyasi Sorumlulukla Hizmet Sorumluluğunun Örtüşmemesi ve Seçim Sisteminden Kaynaklanan Temsil Sorunları

Yerel Yönetimler. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Cumhuriyet Halk Partisi

Partilerin 1 Kasım 2015 Seçim Beyannamelerinde Mahalli İdareler: Adalet ve Kalkınma Partisi

1: YÖNETİM-YERİNDEN YÖNETİME İLİŞKİN KAVRAMSAL ÇERÇEVE...1

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI TEKNİK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Sevilay ARMAĞAN Mimar. Şb. Md. Tel: KAPSAM

tepav Ekim2011 N POLİTİKANOTU Yerel Yönetim Reformu Kapsamında Yerel Yönetimlerin İdari Özerkliği Nasıl Tartışılmalı?

BAŞBAKANLIK TOPLU KONUT İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL UYGULAMA DAİRE BAŞKANLIĞI NA

GEBZE BELEDİYESİ KENTSEL TASARIM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C ALANYA BELEDİYESİ KIRSAL HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETMELİK

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ

Yerelleşme ve İyi Yönetişim

Yerel Yönetişim ve Sosyal Politika

Cari: 5393 Sayılı. Belediye Kanunu

BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, HUKUKİ DAYANAK, TANIMLAR

FEN İŞLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI ALTYAPI KOORDİNASYON ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNERGE

İKİNCİ KISIM. Amaç ve Hukuki Dayanak

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26313

DANIŞTAY SAYIN BAŞKANLIĞI NA SUNULMAK ÜZERE İSTANBUL ( ). İDARE MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞI NA

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: MAHALLİ İDARELERİN ORTAYA ÇIKIŞI VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE...

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Belediyenin gelirleri

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

T.C. İzmir Bornova Belediyesi Strateji Geliştirme Müdürlüğü Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

YEREL YÖNETİMLERDE STRATEJİK PLAN ve UYGULAMA ÖRNEKLİ PERFORMANS ESASLI BÜTÇE. Dr. Ali İhsan ÖZEROĞLU Hatice KÖSE

Yerel Yönetim Vizyonu. Emin Dedeoğlu , Eskişehir

İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI DEPREM VE RİSK YÖNETİMİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNERGE

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

T.C. EYYÜBİYE BELEDİYESİ STRATEJİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI YÖNETMELİĞİ

tepav Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı Reform Açısından Önemli mi? Kasım2013 N DEĞERLENDİRME NOTU

YEREL YÖNETİMLER: HARCAMA SORUMLULUĞU, YATAY-DİKEY EŞİTSİZLİK. Prof. Dr. Hakkı Hakan YILMAZ

TÜRKİYE DE YEREL YÖNETİMLER. Yerel Yönetimler Maliyesi Dersi

SU ŞEBEKE VE ARITMA TESİSLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI GÖREV YETKİ VE SORUMLULUK YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Teşkilat

KENTSEL POLİTİKALAR II. Bölüm

ESKİŞEHİR 2013 TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR BAŞKENTİ HAKKINDA KANUN TASARISI

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI

Planlama Kademelenmesi II

KONAK KENT KONSEYİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C. TEPEBAŞI BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, YASAL DAYANAK, TANIMLAR

Yerel Yönetimler Katılımcılık - Mevzuat

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI MERSİN AKDENİZ BELEDİYESİ 2012 YILI DENETİM RAPORU

Büyükşehir Belediyesinin Organları

İPTAL İSTEMİNDE BULUNAN DAVACI: TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

KADIN DOSTU KENTLER - 2

T.C. TALAS BELEDİYESİ PLAN VE PROJE MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YEREL YÖNETİMLER MALİYESİ «GİRİŞ» Prof. Dr. H. Hakan Yılmaz

DENİZLİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI NIN TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI

Mevcut Durum ve Beklentiler. Programı

İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ BUCA SONUÇ RAPORU

T.C. KÜTAHYA BELEDİYESİ ULAŞIM HİZMETLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

T.C. İSTANBUL İLİ SİLİVRİ BELEDİYE BAŞKANLIĞI KENTSEL TASARIM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ


T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL 7. DÖNEM TEMMUZ AYININ 1. TOPLANTISININ 3.BİRLEŞİMİNE AİT M E C L İ S K A R A R I D I R

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ek 1 Nolu Protokol

T.C. İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI

T.C. İzmir Büyükşehir Belediyesi Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 5-

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI Balgat / ANKARA Tel: ; Faks: e-posta: sayistay@sayistay.gov.tr

hemşehri hukuku: Hemşehri hukuku: Herkes ikamet ettiği beldenin hemşehrisidir. Hemşehrilerin, belediye karar ve hizmetlerine katılma, belediye faaliye

Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler

Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin toplam nüfusunun sadece

SAĞLIK BAKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞININ GÖREV ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE İKİNCİ BÖLÜM. Amaç ve Kapsam

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu

T.C. ESKĠġEHĠR ODUNPAZARI BELEDĠYE BAġKANLIĞI ETÜD PROJE MÜDÜRLÜĞÜ KURULUġ, GÖREV, YETKĠ, SORUMLULUK, ÇALIġMA USUL VE ESASLARINA ĠLĠġKĠN YÖNETMELĠK

TC. MURATPAŞA BELEDİYESİ İŞLETME VE İŞTİRAKLER MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

KAMU YÖNETİMİ. 7.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

T.C. ESKİŞEHİR TEPEBAŞI BELEDİYESİ İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Şube Müdürlüğü

T. C İzmir Bornova Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürlüğü Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

KOMİSYON ÜYELERİ. (İmza) (İmza) (İmza) Komisyon Raporu üzerinde meclisçe yapılan müzakerelerden sonra;

GEBZE BELEDİYESİ GECEKONDU VE SOSYAL KONUTLAR MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

T.C. KÖRFEZ BELEDİYE BAŞKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ İKİNCİ BÖLÜM

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI

KMÜ İİBF KAMU YÖNETİMİ VİZE SORULARI

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

KENTSEL DÖNÜŞÜM ARAÇLARINDAN BİRİ OLARAK HUKUK. Prof. Dr. Gürsel Öngören

Türkiye'de "Decentralization" Süreci

MERKEZİ İDARE YEREL YÖNETİM İLİŞKİLERİ. Erol KAYA Pendik Belediye Başkanı

İKİNCİ BÖLÜM Teşkilat, Görev, Yetki ve Sorumluluklar Teşkilat MADDE-4- Müdürlüğün Görevleri MADDE-5-

KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BİLGİ İŞLEM DAİRESİ BAŞKANLIĞI GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Sosyal politika çerçevesi neden önemli?

SÖKE KENT KONSEYİ ÇOCUK MECLİSİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Yeni Anayasa Nasıl Olmalı, Nasıl Yapılmalı?

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

VAN-TUŞBA BELEDİYE MECLİSİNİN MART 2016 TARİHLİ KARAR ÖZETLERİ

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

T.C. ANTAKYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI KENTSEL DÖNÜŞÜM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK, ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

Kaynak Geliştirme ve İştirakler Dairesi Başkanlığı Görev Yetki ve Çalışma Yönetmeliği. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

Belediyeler. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

TC. ZEYTİNBURNU BELEDİYESİ RUHSAT VE DENETİM MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

ESTETİK VE SANAT KURULU YÖNETMELİĞİ SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ

Karar Tarihi : 01/12/2011 Karar Numarası : 145 T.C. IĞDIR BELEDİYESİ DESTEK HİZMETLERİ MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

Madde 3 - (1) Bu Yönetmelik; 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 76 ncı maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

T.C. DERĠNCE BAġKANLIĞI YAPI KONTROL MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIġMA YÖNETMELĠĞĠ

EĞ İ Tİ M İ ÇERİ KLERİ

ZEYTİNBURNU KENT KONSEYİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI UYGULAMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Transkript:

POLİTİKANOTU Şubat2012 N201210 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Emre Koyuncu 1 Politika Analisti, Yönetişim Etütleri Programı Selçuk Sertesen 2 Araştırmacı, Yönetişim Etütleri Programı Yerelleşmede Bir İleri İki Geri Ülkemizde son on yılda yerel yönetimlerin yetkileri ile ilgili düzenlemeleri incelediğimizde bir taraftan yerelleşme yönünde olumlu reformlar gerçekleştirildiğini, diğer taraftan ise bazı düzenlemeler ile yerel yönetim yetkilerinin merkezi yönetim birimlerine transfer edildiğini görmekteyiz. Bu notta "bir ileri iki geri" olarak isimlendirebileceğimiz bu süreçte yerel yönetim yetki alanının nasıl şekillendirildiğini ve yerelleşmeye nasıl bakmak gerektiğini ana hatları ile özetlemeye çalışacağız. 1 http://www.tepav.org.tr/tr/ekibimiz/s/24/emre+koyuncu 2 http://www.tepav.org.tr/tr/ekibimiz/s/96/selcuk+sertesen www.tepav.org.tr 1

2003 yılında ilk olarak 58. Hükümet Acil Eylem Planı nda gündeme gelen ve ardından 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile hız kazanan kamu yönetimi reformu süreci kapsamında yerel yönetimleri düzenleyen kanunlar 2004 ve 2005 yıllarında yenilenmiştir. Yenilenen kanunlarda yerel yönetimler çeşitli alanlarda güçlendirildi; bunlar: Yerel yönetim büyüklüklerinin rasyonalizasyonu: Belediye kurulabilmesi için gereken nüfus alt sınırı 2000'den 5000'e çıkarıldı; büyükşehir belediyesi sınırları genişletildi, Yerel yönetimlerin karar organlarının güçlendirilmesi: Valinin belediye meclisi kararları üzerindeki vesayet yetkisi, kararları idari yargıya götürmekle (hukuka uygunluk denetimi) kısıtlandı 3 ; il genel meclisi başkanının vali yerine meclisin kendi üyelerinden seçilmesi kararlaştırılarak daha demokratik bir yapıya geçildi; belediye meclisine stratejik plan ile yatırım ve çalışma programlarını hazırlamak, personelin performans ölçütlerini görüşmek ve kabul etmek, meclis üyeleri arasında oluşturulacak denetim komisyonu ile mali denetim yapmak, belediye sınırları dışında olup mücavir alan içinde kalan yerlere hizmet götürmeye karar vermek gibi yeni görevler verildi; Yerel yönetimlerin kapasitelerinin arttırılması: Yerel yönetimlere insan kaynaklarını geliştirmek amacıyla norm kadroya uygun olarak sözleşmeli personel çalıştırma yetkisi verildi; il genel meclisi ve belediye meclisine yerel yönetimlerin teşkilat yapılarını belirleme yetkisi verildi, Yeni gelirler ve mali düzenlemeler: 2008 yılında çıkarılan kanunla yerel yönetimlere genel bütçe vergi gelirlerinden aktarılan paylar artırıldı; borçlanma yetkileri yeniden düzenlenerek sınırlandırıldı; Yeni yetkiler: Belediyelerin görev ve sorumlulukları turizm ve tanıtım, gençlik ve spor; sosyal hizmet ve yardım, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi gibi yeni alanlara genişledi; işyeri ruhsatları, kentsel dönüşüm, coğrafi bilgi sistemlerinin kurulması, büyükşehirlerde trafik yönetimi, kadınlar ve çocuklar için koruma evleri açılması gibi yeni yetkiler tanımlandı; Katılım ve şeffaflık: İhtisas komisyonu toplantılarına konu ile ilgilenen paydaşların da görüş bildirmek adına katılabilmeleri sağlandı; vatandaşlara belediye karar ve hizmetlerine katılma hakkı verildi; belediyelere kamuoyu yoklaması ve araştırması yapma yetkisi verildi; meclislere soru, gensoru ve genel görüşme araçları getirildi; komisyon raporları ve meclis kararlarının halka duyurulması şartı getirildi; Verimlilik: Yerel yönetimlerin diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ait bakım onarım işlerini bedelli ya da bedelsiz olarak üstlenebilmelerine ve diğer kurumlar ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebilmelerine imkân verildi. Yerel yönetim yetki alanına ilişkin bir yandan yukarıda örneklerini verdiğimiz yerinden karar alma ve uygulamayı teşvik eden gelişmeler yaşanırken diğer yandan da aşağıda örnekleri sıralanan düzenlemelerle bazı yerel yönetim yetkileri merkezi yönetim birimlerine aktarılmıştır: Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2003 yılında kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezleri içinde her ölçekteki planları yapmaya, yaptırmaya, re sen onaylamaya ve tadil etmeye yetkilendirilmiştir. 4 Köy hizmetleri bir yandan yerelleşirken bir yandan merkezileşen ilginç bir örnek oluşturmuştur. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü (KHGM) 2005 yılının başlarında çıkarılan kanunla 5 tasfiye edilmiş, tüm personel, ekipman ve taşınmazları il özel idarelerine (İstanbul ve Kocaeli de Büyükşehir Belediyesi ne) devredilmiştir. Köy hizmetleri alanında politika geliştirme ve uygulama yetkileri yerelleşmesine rağmen 2006 yılında Köy Altyapısını Destekleme Projesi (KÖYDES) adında yeni bir kaynak dağıtım ve karar alma mekanizması oluşturulmuştur. KÖYDES ödenekleri il özel idareleri yerine doğrudan kaymakamların (merkez ilçelerde Vali Yardımcısı) başkanlığındaki Köylere Hizmet 3 Bu kural, merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki idari vesayeti Anayasa da yerindelik ve hukukilik denetimi olarak tanımlandığı ve sadece hukukilik denetimine indirgenemeyeceği gerekçesi ile Anayasa Mahkemesi nin 04.02.2010 tarihli kararı ile iptal edilmiştir. 4 1982 yılında yürürlüğe girmiş olan ve merkezi yönetime turizm bölgelerinde planlama yetkileri veren 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu'nda 2003 yılında yapılan değişiklik 5 28.01.2005 tarihli Resmi Gazete de yayımlanan 5286 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Kaldırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun www.tepav.org.tr 2

Götürme Birlikleri aracılığıyla kullandırılmakta ve kaynağın hangi projeler için kullanılacağına ilişkin kararlar da İl Genel Meclisi yerine İl Tahsisat Komisyonu adında farklı bir mekanizma tarafından verilmektedir. İmar Kanunu'nda 2005 yılında yapılan değişiklik ile 6 özelleştirme programı kapsamındaki arsa ve arazilere ilişkin imar planları hazırlama yetkisi Özelleştirme İdaresi Başkanlığı na, hazırlanan planları onaylama yetkisi ise Özelleştirme Yüksek Kurulu na verilmiştir. Her ne kadar plan bütünlüğünü bozmamak ve ilgili yerel yönetimlerden görüş almak gibi bir usul getirildiyse de merkeze oldukça güçlü bir yetki verilmiştir. Planın ilanı ve askı süresi ile ilgili İmar Kanunu ndaki düzenlemelerden muaf olan bu işlemin ardından ilgili kuruluşlar bu plan değişikliklerini beş yıl süre ile değiştirememektedir. 2008 yılında TOKİ, gecekondu dönüşüm projesi uygulayacağı alanlarda veya mülkiyeti kendisine ait arsa ve arazilerde veya valiliklerce toplu konut iskan sahası olarak belirlenen alanlarda çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde her tür ve ölçekteki planlar ile imar planlarını yapmaya, yaptırmaya ve tadil etmeye yetkili kılınmıştır. 7 İmar yetkileri konusunda son dönemde çıkarılan KHK'larla yapılan düzenlemelerde ise önceki dönemdeki tekil düzenlemelerden farklı olarak daha geniş ölçekte planlama, kentsel dönüşüm ve yapı ruhsatlarının verilmesi gibi yerel nitelikli işlevlere ilişkin yetkiler yerel yönetimlerin yanı sıra merkez yönetime de verilmiştir. 648 sayılı KHK da sıralanan yeni yetkilere şu örnekler verilebilir: o o Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, mülkiyeti kamuya ait araziler üzerinde, nitelikleri kanunda belirtilen taşınmazlarda yapılacak yapılara ilişkin her tür ve ölçekte çevre düzeni, nazım imar ve uygulama imar planlarını ve değişikliklerini yapmakla yetkilendirilmiştir. Söz konusu alanlarda iki ay içinde yetkili idarelerce (yerel yönetimler) ruhsatlandırma yapılmaması durumunda ruhsat ve yapı kullanma izni vermek de Bakanlığın yetkileri arasındadır. Diğer yandan kamu arazileri üzerinde yapılacak yatırımlara ilişkin ilgilileri tarafından hazırlanan her tür ve ölçekte etüt, harita, plan ve plan değişikliklerinin yetkili idarelerce dört ay içinde onaylanmaması durumunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu uygulamaları yapmak, onaylamak ve yapı kullanma izni ve ruhsatını vermek yetkisine sahip olmuştur. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın görevleri arasına depreme karşı dayanıksız yapılar ile imar mevzuatına, planlara, projelere ve eklerine aykırı olarak yapılaşmış alanlarda dönüşüm projelerini ve uygulamalarını yapmak ya da yaptırmak yetkisi eklenmiştir. Aynı KHK'nın bir başka maddesinde kentsel yenileme alanlarına dair imar plan ve uygulamaları, kentsel tasarım projeleri, arsa ve arazi düzenlemeleri, imar hakkı transferi, kamulaştırma, yapı ruhsatı verme gibi yerel nitelikli işlevler de yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yetkileri arasında sıralanmıştır. Yukarıda verilen temel yetki alışverişlerine daha detay düzeyde başka örnekler eklemek mümkündür. Ancak bu notta yetki alışverişlerinin çetelesini tutmaktan çok şu temel soruyu vurgulamak istiyoruz: Bir yerelleşme veya merkezileşme stratejimiz var mıdır? Strateji kelimesinin son yıllarda maalesef kamuya gittikçe hâkim olan kırtasiyecilik çağrışımını bir kenara bırakırsak, hangi yetkinin ne ölçüde yerel yönetimler tarafından, hangi yetkinin ise ne ölçüde merkezi yönetim tarafından kullanılması gerektiğine ilişkin siyasi bir irade veya bürokraside bir ortak akıl var mıdır? Yerelleşme ve merkezileşme konusunda ana akım tartışmalar genellikle yelpazenin iki ucunda yapılmakta, bir yandan merkeziyetçi devletin hantallığı sorgulanırken diğer yandan da yerelleşmenin farklı kimlikleri barındıran ülkelerde 6 Ek Madde 3 7 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu'na yapılan ekleme. www.tepav.org.tr 3

bölünme gibi dramatik siyasi sonuçları olacağı iddia edilmektedir. Böyle bir durum söz konusu olmasa bile çıkar gruplarının yönetimi kolayca ele geçirebileceği savunulmaktadır. Meseleye iki açıdan yaklaşabiliriz. 1) Demokratik rasyonel açısından: Demokratik rasyonel öncelikle yerindenlik ilkesinde vücut bulur. İlke kamusal sorumlulukların vatandaşa fiziksel olarak en yakın olan ve görev sınırları içindeki yurttaşların çıkarını temsil eden (seçimle iş başına gelen) birim tarafından yerine getirilmesini öngörür. Bu ilke demokratik sistemler açısından temel bir referanstır ve yerelleşme kavramını içinde barındırır. İlke demokrasinin tüm düzeylerde işletilmesini teşvik eder; yurttaş ve yönetim arasında hesap verme ve hesap sorma ilişkisinin güçlendirilmesi ile kamu hizmetinin daha iyi sunulabileceğini öngörür. İyi kamu hizmetini tanımlamaya çalışmaz hizmete demokratik açıdan iyi olmak üzerinden yaklaşır. Yerelleşmeye sadece yerindenliğin sağlanması açısından değil merkezi yönetimin gücünün dengelenmesi için merkez ve yerel arasında bir güç dağılımının olması açısından yaklaşılabilir. Merkez yerel güç dağılımının tamamen merkez lehine olduğu, yürütmenin tüm gücünün tek bir merkezde toplandığı en uç durum halkın yönetime katılım imkânlarını ve sivil özgürlükleri kısıtlayarak demokrasiyi yaşamaz hale getirmektedir. Burada merkezi yönetimi dengeleyen bir unsur olarak yerel yönetimden söz edebiliriz. Yerel yönetimlerin varlığı ve kamusal sorumlulukların yerine getirilmesinde üstlendiği payın büyüklüğü yurttaşların demokrasi pratiğine katılımını artırarak daha kaliteli bir demokrasinin oluşmasına katkı sağlamaktadır. Ancak bu durum merkez ne kadar zayıflatılırsa demokrasinin kalitesi o kadar artar önermesi içermez. Burada ise yerel yönetimi dengeleyen bir unsur olarak merkezi yönetimden söz etmek gerekir. Yerelleşme merkezi yönetime yeni sorumluluklar da getirmektedir. Merkezi yönetim, yerele devredilen gücün yerel elitler tarafından ele geçirilmesinin önlenmesi, hizmetin tüm vatandaşlara eşit olarak sunulduğunun garanti altına alınması gibi, hizmetin kalite standartlarına uygun sunulmasının temin edilmesi, koordinasyon ve denetim gibi son derece aktif roller de üstlenmelidir. Türkiye deki yerelleşme düzeyinin bu anlamda ne kadar az ya da çok olduğunu ancak diğer ülkelere kıyasla söyleyebiliriz. Ülkelerin ne kadar yerel olduğuna ilişkin en çok kullanılan göstergelerden biri yerel yönetim harcamalarının yüzdesidir. Bununla birlikte göstergenin merkez ve yerel arasındaki sözleşmeye dayalı ilişkileri (örneğin merkezi yönetimin bir programı aracılığıyla yerel yönetimi finanse etmesi) kapsamadığını ve idari vesayet özerklik ilişkileri konusunda bilgi vermediğini not etmek gerekmektedir. Aşağıdaki iki grafikte AB ülkeleri arasında Türkiye nin yeri görülebilmektedir. Türkiye de ulus altı yönetim harcamaları GSYİH nin %5,1 ini oluşturmaktadır. Bu oranın AB ortalaması %16,9 dur. Aynı oran OECD ülkelerinin ortalamalarına göre ise %14,8 dir. İkinci grafikte belediyelerin ortalama nüfus büyüklükleri ile GSYİH de ulusal düzey altı harcamalar karşılaştırılmaktadır. Sonuçlar Türkiye nin gelişmiş ülkelere referansla merkeziyetçi bir yapıda olduğunu ve daha çok yerelleşme için meşru bir alan olduğunu göstermektedir. www.tepav.org.tr 4

Kaynak: Türkiye de Yerel Yönetim Reformu Uygulamasının Devamına Destek Projesi LAR II. Aşama: Türkiye ve Seçilen Bazı AB Ülkelerinde Belediye Gelir Ve Giderleri: Karşılaştırmalı Değerlendirme ve Öneriler, Temmuz 2011 2) İktisadi rasyonel açısından: Kamusal bir sorumluluğun hangi düzeyde yerine getirilmesi gerektiğine ilişkin meseleyi öncelikle şu soruyla ele almak yukarda da belirttiğimiz gibi ilkesel açıdan önemlidir: Bu sorumluluk yerel düzeyde yerine getirilebilir mi? Ülkemizdeki politika tartışması bunun tam tersi yöndedir. Herhangi bir sorumluluk için önce merkezi yönetim düşünülmekte; merkezi pratiklerde sorun var ise yerel yönetim akla getirilmektedir. Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik Şartı yerindenliği tanımlarken kamusal sorumlulukların genellikle ve tercihen vatandaşa en yakın olan makamlar tarafından kullanılacağını belirtmiş ancak şu ifadeyi de ekleyerek iktisadi rasyonele vurgu yapmıştır: Sorumluluğun bir başka makama verilmesinde, görevin kapsam ve niteliği ile yetkinlik ve ekonomi gerekleri göz önünde bulundurulmalıdır. Merkez ve yerel arasında yetki paylaşımının temel gerekçelerinden birisi ölçek ekonomileridir. Ölçek ekonomisine göre bir hizmetin ölçeği büyüdükçe (merkezileştikçe) hizmetin birim maliyetleri düşecek ve hizmeti idari yetki ve sorumluluk alanının daha geniş olduğu merkezden sunmak daha rasyonel bir hale gelecektir. Ancak ölçek ekonomisinden faydalanmak için bir hizmetin yerel yönetim yerine merkezi yönetim tarafından yerine getirilmesi gerekmez. Örneğin birbirine yakın şehirlerde her belediyenin kendisine özel bir arıtma tesisi oluşturmasının birim maliyeti bir ortak bir tesisin birim maliyetinden çok daha yüksek olacaktır. Ama durum böyle diye hizmetin merkezi yönetim tarafından sunulması şart değildir. Belediyeler arasında oluşturulan hizmet birlikleri aracılığıyla bu tür ortak hizmetler yürütülebilmekte ve ölçek ekonomilerinden faydalanılabilmektedir. Bununla birlikte ölçek ekonomisi belirli bir noktadan sonra merkezileşmenin (büyümenin/yığılmanın) olumlu ekonomik getirilerinin tersine dönerek maliyetleri artıracağını öngörür. Optimum nokta sonrasını olumsuz etkileyen faktörler değişmekle birlikte, insan kaynakları, mesafe, hammadde temini gibi konular en belirleyici faktörlerdir. Buna göre her belediye kendi arıtmasını yapması ne kadar maliyetli ise tüm atıklarının bir tek noktada toplanması ve sonra arıtılması da o ölçüde maliyetli olacaktır. Buna göre ister işbirlikleri aracılığıyla ister merkezi yönetim aracılığıyla sağlansın merkezileşme bir noktadan sonra maliyetleri arttıracaktır. Maliyetin en düşük olacağı nokta her hizmete göre farklılaşacaktır. Burada önemli olan maliyetinin optimum ölçeğini bulmak olacaktır. www.tepav.org.tr 5

Maliyet C 1 C 3 C 2 Q 1 Q 2 Q 3 Merkezileşme (yığılma/büyüme) Hizmetin fayda veya maliyetinin yayılma etkisi (spillover effect) ve dışsallıklar yerelleşme veya merkezileşme konusunda bir diğer karar kriteridir. Bunu bir idari sınır içinde bir yönetim tarafından sunulan veya sunulmayan hizmetlerin diğer kişi, grup, bölge, hizmet, sektöre olumlu veya olumsuz etkilerinin (dışsallıkları) yönetimin görev ve sorumluluk alanının dışına yayılması olarak değerlendirebiliriz. Örneğin yukarıdaki arıtma tesisi örneğini kullanacak olursak bir nehrin yukarı ve aşağı kısmında yerleşik iki şehirde yukarı kısımdaki şehir kendi atıklarını arıtmak için bir tesis kurulması konusunda, kirlilik kendi şehrini etkilemediği için, çok istekli olmayabilir. En azından öncelikleri arasında yer vermeyebilir. Ancak bu durumda da arıtma tesisi hizmetinin merkezi yönetim tarafından sunulması gerekli olmayabilir. Merkezi yönetim belediyeler arası ortak hizmet sunumunun sağlanması için kural koyma, denetleme gibi işlevlerini kullanabilir. İktisadi rasyonel açısından yetkilerin merkez ve yer arasında paylaşılması için bir diğer kriter ise etkili hizmettir. Bir hizmetin etkili olması için ihtiyaca odaklanmasını gerekir. İlkesel açıdan seçimle iş başına gelen yerel yönetimin coğrafi yakınlık ve siyasal sorumluluk çerçevesinde ihtiyaçlara ilişkin taleplere daha duyarlı olacağı söylenebilir. Bununla birlikte, merkezi yönetimin ihtiyaçlara duyarlı olmayacağı söylenemez. Merkezi yönetimin yerel birimlerinin, eğer kullandıkları yetkiler genişletilirse, (dekonsantrasyon) ve vatandaşlara karşı sorumluluk mekanizmaları geliştirilirse talep ve ihtiyaçlara duyarlılıkları artırılabilir. Diğer yandan talep unsuru ihtiyacın tek belirleyicisi değildir. Örneğin bir vatandaş arıtma tesisindeki hizmeti deneyimlemediği veya bilmediği için bu konuda bir talebi olmayabilir veya talebi yersiz olabilir. Diğer yandan talepler toplumsal menfaatlerden çok belli bir kişi ya da grubun özel menfaatlerine yoğunlaşabilir. Bu durumda yerel yönetime yetki devrinin yolsuzluğu tetiklediğini söylemek mümkün değildir. Merkezdeki yolsuzluk olgusu da pekâlâ yerelleşmiş olabilir. Peki yerelleşmenin sonuçları konusunda neler söylenebilir? Deneysel çalışmalar kalkınma ve yerelleşme arasındaki ilişkiler konusunda çelişkili sonuçlar üretmektedir. Farklı dönemleri ele alan çeşitli çalışmalarda iktisadi büyüme ile yerelleşme arasında pozitif olduğu kadar negatif sonuçların da alındığını göstermektedir 8. Aşağıdaki grafikte ise ortalama yaşam süresi, eğitim seviyesi ve kişi başı milli gelir kullanılarak oluşturulan Birleşmiş Milletler İnsani Gelişmişlik Endeksi skorları ile çeşitli ülkelerin 9 harcama oranları üzerinden yerelleşme düzeyleri arasındaki ilişki yer almaktadır. Tabloda insani gelişmişlik skoru ile yerelleşme arasında zayıf da olsa pozitif bir ilişki görülmektedir. Bununla birlikte her ülkenin kalkınma dinamiklerini etkileyen faktörler çok çeşitlidir ve yerelleşmenin kalkınmaya etkisi o ülkenin kendi bağlamı içinde değerlendirilmelidir. 8 Bu konuda yapılan bazı çalışmaların bulguları için Bkz. John Thornton, Fiscal decentralization and economic growth reconsidered, Journal of Urban Economics 61 (2007) 64 70 9 IMF Küresel Finans İstatistikleri Veritabanında yönetimin farklı düzeylerinde harcama verisi olan ülkeler www.tepav.org.tr 6

Sonuç Kaynak: IMF Global Finance Statistics ve TEPAV hesaplamaları Yerel yönetim reformu Türkiye nin her zaman meselesi olmuştur. Yerel yönetim reformunun tarihini yerel yönetimlerin tarihiyle bir tutmak yanlış olmayacaktır. Merkeziyetçi yapı içinde merkezin yeniden yapılanma ihtiyacının gölgesinde kalmıştır. 1960 sonrasında yeni bir anayasa ile gelen yeniden yapılanma ihtiyacı ve kentlere göç hareketinin hızlanması ile birlikte yerel yönetimlerin güçlendirilmesine yönelik düşünme sürecinin hızlandığı 1978-1979 daki Yerel Yönetim Bakanlığı deneyimiyle yerel yönetim özerkliğinin merkezde tanındığı, 80 sonrasında büyükşehirlerle altyapı yatırımlarında belediyelerin çok daha görünür olduğu, 90 lı yıllarda dünyadaki demokratikleşme eğilimlerine paralel olarak reform çerçevesinin genişlediği ve merkez yerel ilişkilerinin yeniden tanımlanmaya çalışıldığı söylenebilir. 2000 li yılların ilk döneminde yerel yönetim alanındaki tarihsel gelişim ve küresel eğilimler dikkate alınarak siyasi irade ilk kez bütüncül bir çerçeve ortaya koymuştur. Ancak 2012 yılına gelindiğinde siyasi iradenin yerel yönetim vizyonunun radikal bir şekilde değiştiği görülmektedir. Yerel yönetim reformunun dayanakları konusunda hizmet sunumunda etkinliğin sağlanması ve demokrasinin geliştirilmesi bir kenara bırakılmış büyük yatırımlara ve kentlerin bir rekabet unsuru olarak pazarlanmasına odaklanılmıştır. Elbette ki merkezi yönetim önemli kentsel odakları ülke ekonomisinin dışa açılan, küresel ekonomi ile bağlantı noktaları olarak ele alabilir ve kentleri ekonomik canlanmanın finansman kaynağı olan ekonomik araçlar olarak görebilir. Merkezi yönetim kentlerin gelişiminde rol oynamak istemesi son derece meşrudur. Ancak son 4-5 yıldaki Toplu Konut İdaresi deneyimi ve bunu takiben oluşturulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerelin şekillendirilmesinde merkez ve yerel arasında bir müzakere ortamının söz konusu olmayacağı, merkezin tek belirleyici olacağı izlenimini uyandırmaktadır. Özellikle son dönemde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nın KHK sı ile yapılan değişiklikler yerel yönetimler üzerinde yeni bir vesayet ilişkisi oluşturmakta ve bu yerel yönetimlerin demokratik iradesine müdahale anlamı taşımaktadır. Kamu arazileri üzerinde ruhsatlandırma ve planlara ilişkin onaylar için yerel yönetimlere belli bir süre sonra yetkisiz kılınmasının Belediye Meclisi ve İl Genel Meclisi nin mülkiyeti kamuya ait araziler üzerindeki imar kararlarının merkezi yönetim tarafından onaya tabi olmasından hiçbir farkı yoktur. Diğer yandan kentsel dönüşümle ilgili bakanlığa verilen yetkiler belediyelere verilen kentsel dönüşüm yetkileri ile mükerrerlik oluşturmaktadır. Bakanlığın belediyenin belirlediği kentsel dönüşüm www.tepav.org.tr 7

alanına belediyenin istediği durumlara ek olarak istemediği durumlarda da müdahale etmesi mümkün hale gelmiştir. Bu merkezileşme eğilimini yukarıda anlatılan demokratik ve iktisadi rasyonelle açıklamak pek mümkün görünmemektedir. Yetkilerin merkezileşmesine yönelik tasarrufların dayandığı gerekçeler maalesef ortada yoktur. Hükümet şehirlerin hızlıca yeniden yapılandırılmasına yönelik seçim beyanında bir vizyon ortaya koymuştur. KHK lar ile de uygulayıcısının mutlak bir şekilde merkezi yönetim olduğu bir politika tercihi yapılmıştır. Kamu yönetimimizde hâlihazırda merkezi bir ağırlığın olması nedeniyle Van da yaşanan depremin faturası da doğal olarak merkezi yönetime kesilmiştir. Deprem zaten bilinçli bir tercih ile güçlenmekte olan merkezileşme eğilimini pekiştirmiştir. Güncel bir tartışma konusunu da AKP seçim programına atıfla büyükşehir sayısının artırılması oluşturmaktadır. Henüz bu konuda somut bir öneri geliştirilmese de büyükşehir belediye sınırlarının ilin mülki idare sınırlarına genişletilmesi hükümet tarafından değerlendirilmektedir. Ancak eldeki ipuçları meseleye bütüncül bir yerel yönetim reformu çerçevesinden bakılmadığını; büyükşehir belediyeleri aracılığıyla yereldeki aktör sayısını azaltacak merkezi bir yapı oluşturma niyeti olduğunu ortaya koymaktadır. Hâlbuki merkezi yönetim yerel yönetim ilişkilerinin yeniden tanımlanması, görev paylaşımının esas alacağı ilkelerin belirlenmesi yeni anayasa sürecinin önemli konularından birisidir. Hükümetin sıklıkla anayasanın önceki dönemde kamu yönetimi reformu ve yerelleşme konusunda engel 10 olduğunu belirtmesine rağmen yerel yönetim meselesi son dönemde anayasal boyutuyla hiç ele alınmamaktadır. İmar yetkileri ve büyükşehir belediyesine indirgenmiş olan güncel yaklaşımının bir an önce bütüncül bir yapıya oturtulması gerekmektedir. 10 2004 yılında 5227 sayılı "Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması Hakkında Kanun un Cumhurbaşkanı tarafından Anayasaya aykırılık gerekçesi ile veto edilmesine referansla. www.tepav.org.tr 8