ĐSTĐLACI TÜRLER ÖZET



Benzer belgeler
DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

Biyolojik İstila. Egzotik* Canlı Türlerinin Kestirilemeyen Yayılımı

Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile

Çevre Yüzyılı. Dünyada Çevre

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

TOPRAK. Bitki ve Toprak İlişkisi ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 1

Çevre Sorunlarının Nedenleri. Nüfus Sanayileşme Kentleşme Tarımsal faaliyet

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK

Bitkisel Üretimde Genetiği Değiştirilmiş Ürünler: Efsaneler ve Gerçekler

GAMBİYA ÜLKE RAPORU. Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu Afrika Koordinatörlüğü

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik

10. SINIF KONU ANLATIMI 37 KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

1. DOĞAL ÜZERİNDEKİ ETKİLER. PDF created with pdffactory trial version

ÇAKÜ Orman Fakültesi Havza Yönetimi ABD 1

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

ORMAN KORUMA ORMAN KORUMA YA GİRİŞ

DÜNYA TARIMININ BAŞLICA SORUNLARI

RUS BUĞDAY AFİTLERİNE KARŞI BİYOLOJİK KORUMA

İYİ TARIM UYGULAMALARI ve BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK

PROJE KONUSU NASIL BULUNUR? Prof. Dr. Turan GÜVEN

Eco new farmers. Modül 1- Organik Tarıma Giriş. Bölüm 4- Organik Tarım ve Koruma

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK

ADIM ADIM YGS- LYS 92. ADIM KALITIM 18 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

Bir yandan bu katkı maddelerinin bulunmadığı yiyecekleri. Sağlıklı Olmanın Yolu, Doğal Beslenmeden Geçiyor. Derleyen: Mustafa Koç

Modern Biyoteknolojinin Tarımda Kullanımının Politik ve Ekonomik Yönden Değerlendirilmesi

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

YABANİ BİTKİLERİN KORUNMASI, SÜRDÜRÜLEBİLİR HASADI ve KULLANIMI

8ÇEVRE TANZİMİ ve AĞAÇLANDIRMA ÇALIŞMALARI

YGS-LYS ALAN SIRA DERS İÇERİK SINIF

AÇLIĞIN ÖNLENMESĠ ve GIDA GÜVENCESĠNĠN SAĞLANMASI

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler)

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

Kırılan Yumurtayı Tamir Etmek

TÜRKİYE SULAKALANLAR KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ Mayıs 2009 Eskikaraağaç Bursa

Çevre İçin Tehlikeler

TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ

Su ayak izi ve turizm sektöründe uygulaması. Prof.Dr.Bülent Topkaya Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

DOĞAL ÇEVRE VE EKOLOJİK SİSTEM Çevre, insanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim

Biyoenerji, bitkilerden veya biyolojik her türlü atıktan elde edilebilecek olan enerjiye verilen genel ad dır.

Gökmen ÖZER/Coğrafya Öğretmeni

Ekosistem Ekolojisi Yapısı

ÖĞRENME ALANI : CANLILAR VE HAYAT ÜNİTE 6 : İNSAN VE ÇEVRE

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

20/09/2018 ABD Tarım Bakanlığının 12/09/2018 Tarihli Ürün Raporları Mısır:

KUZEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ TARIM SEKTÖRÜ GZFT ANALİZİ

Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı,

Biyoçeşitlilik nedir? Bir bölgedeki tüm canlıların sayı ve çeşitçe zenginliği biyoçeşitlilik (biyolojik çeşitlilik) olarak adlandırılır.

GÖL EKOSİSTEMİNDE EKOLOJİK KUŞAKLAR

ORMANCILIĞIMIZ (TOHUM-FİDAN-AĞAÇLANDIRMA)

Ç E V R E BİLİNCİ. - Sedat PİLE - Çevre Mühendisi - Salih DEMİR - Çevre Mühendisi

SU ÜRÜNLERİNDE GIDA GÜVENLİĞİ

KÜRESEL ISINMANIN CANLILAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: FAO NUN BAKIŞ AÇISI. Dr. Ayşegül Akın Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı 15 Ekim 2016

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

ÜNİTE 3 YAŞAM KAYNAĞI TOPRAK

Ekosistemi oluşturan varlıklar ve özellikleri

SU KİRLİLİĞİ HİDROLOJİK DÖNGÜ. Bir damla suyun atmosfer ve litosfer arasındaki hareketi HİDROLOJİK DÖNGÜ

YÖNETMELİK. ç) Araştırma ormanı mühendisliği: Araştırma ormanı ile ilgili faaliyetleri yürütmekle görevli mühendisliği,

Tarımsal Ekoloji. Tarım Sistemlerinde Ekonomik Anlayış. 1. Giriş. Tanımlar İçerik. Perspektif. Doç.Dr. Kürşat Demiryürek

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

Tarımsal Biyoteknolojiye Giriş

ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ

BAKLİYAT DOSYASI. 4 TÜRKİYE ABD 240 Kaynak: FAO

Meyve ve Sebze ile ilgili kavramlar ve GDO

Sudan Cumhuriyeti Büyükelçiliği Ankara

Editör Doç.Dr.Hasan Genç ÇEVRE EĞİTİMİ

KADIKÖY BELEDİYESİ ÇEVRE KORUMA MÜDÜRLÜĞÜ

Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları

Denizlerimizi ve Kıyılarımızı Koruyalım

Neden GDO ya İhtiyaç Duyuyoruz?

Gübre Kullanımının Etkisi

Yıllar PROJE ADIMI - FAALİYET. Sorumlu Kurumlar. ÇOB, İÇOM, DSİ, TİM, Valilikler, Belediyeler ÇOB, İÇOM, Valilikler

KÜRESEL ISINMA VE İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİ İLE HAYVANSAL BESLENMENİN (HAYVANCILIK SEKTÖRÜ) İLİŞKİLERİ VE SONUÇLARI; BİTKİSEL GIDA SEKTÖRÜ İLE

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar

ABD Tarım Bakanlığının 12/07/2018 Tarihli Ürün Raporları

BuNLarI BiLiYOr muyuz?

Halk Sağlığı Açısından Çevre ve Meslek Hastalıkları

Biyosistem Mühendisliğine Giriş

Tablo -1: Dana ve Sığır Eti Üretim ve tüketimi - Seçilen Ülkelerin Özeti (1000 ton karkas ağırlık eşdeğeri)

FEN ve TEKNOLOJİ / GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ. GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ve BİYOTEKNOLOJİ

MÜCADELESİ: Ağaçlar arasında hava akımının iyi olması yani fazla sık dikilmemeleri ve gölgede bulunan ağaçların ışık alımının sağlanması

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI TÜRKİYE'DE ÇEVRE SORUNLARI DOÇ. DR.

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

BİYOKÜTLE ENERJİ SANTRALİ BİOKAREN ENERJİ

1900 lü yılların başından beri Gemlik te zeytin ve zeytinyağı ticareti yapan bir ailenin mensubuyum. Siyah zeytin, yeşil zeytin, dilimli

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

DÜNYADA NÜFUS VE EKONOMİK FAALİYETLER

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖZEL ÇAMLICA KALEM İLKÖĞRETİM OKULU OKULLARDA ORMAN PROGRAMI ORMANDAN BİO ENERJİ ELDE EDİLMESİ YIL SONU RAPORU

12. SINIF KONU ANLATIMI 7 GENETİK MÜHENDİSLİĞİ VE BİYOTEKNOLOJİ ÇALIŞMA ALANLARI

Sağlıklı Tarım Politikası

Tablo 4- Türkiye`de Yıllara Göre Turunçgil Üretimi (Bin ton)

Transkript:

ĐSTĐLACI TÜRLER *RECEP TURAN, *AYŞE DĐLŞAD YÜZAK, *BURÇAK TUNÇAKIN, *SÜLEYMAN DEMĐRHAN ÖZET Ülkemizde ekolojik dengenin hızla bozulmasının en büyük etkenlerinden birisi de biyolojik türlerin hızla yok olmasıdır. Bu hızlı yok oluşa değişik etkenler yol açmaktadır. Bu etkenlerin en önemlilerinden biriside istilacı türlerdir. Peki, istilacı tür nedir? Biyolojik türleri nasıl tehdit eder? Đstilacı, bulunduğu bölgeden değişik yollarla başka bir bölgeye taşınıp bu bölgenin ekolojik dengesini bozan ve bu bölgedeki biyolojik türlere zarar veren türlerdir. Đstilacılar bulundukları bölgedeki bir ya da birkaç türü doğrudan etkiler ve ekolojik dengeyi bozar. Ekolojik dengeyi bir zincire benzetecek olursak bu zincirin birkaç halkası istilacılar yüzünden kopar. Dolayısıyla zincirin diğer halkalarını oluşturan türler de bundan etkilenir. Örneğin yıllardır Karadeniz in istilacısı olan Taraklı Denizanaları, balık yumurtaları ve larvalarıyla beslenen bir türdür. Bu tür yüzünden her yıl daha az yavru balık dünyaya gelmektedir. Bu da bazı türlerin yok olabileceğini gösteriyor. Son yıllarda bir habere konu olan katil yosunlar da Akdeniz i tehdit eden istilacı bir türdür. Ayrıca istilacı türler sadece bitki ve hayvanları tehdit etmekle kalmıyor, ekolojik dengeyi bozdukları için insanoğlunu da tehdit ediyor. Örneğin bitkilerdeki bir istilacı tür bu bitkiyi yok ettiğinde, insanoğlunun yararlandığı bir besin kaynağı ya da bir ilaç deposu da yok olmuş olur. Bu bitki veya bu bitkinin meyvesi ihraçta kullanılıyorsa ekonomik yönden de bir zarar oluşturur. Yani istilacı türler bulundukları bölgenin ekolojisine(çevreye), ekonomisine ve sağlık sektörüne direkt etki eder. Bunlarla beraber diğer birçok iş sahasını da olumsuz yönde etkiler. Eğer istilacı türler hakkında yeterli bilgi edinilir ve gerekli önlemler alınırsa ekolojik dengenin hızlı bozuluşu bir nebze de olsa durdurulur. Anahtar kelimeler: biyoçeşitlilik, istilacı tür, biyolojik mücadele ABSTRACT In our country one of the factors of the ecological balance to be corrupted is rapidly decreasing of biological species. This rapidly species decreasing could create many effects. The species of invader is one of the most significant factors. So, what is the invader species? How can the biological species threaten by these invaders? Invader is the species which moving from its own region to the other regions and destroys the plants of that other region. By saying that ecological balance like a chain, invader is the one which break off that chain links. That s why the species created other chain s link also it affected by them. So the species of invaders directly affect the ecology, economy and health sector of their regions. Along with this invaders also negatively affect many work area. We can prevent the rapidly destroy of ecological balance by knowing enough information about the species of invader and also by taking important precautions into account. Keywords: Biodiversity, invaders species, biological challenge. *Fatih Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, 1.Sınıf Öğrencileri gameoverfamilya@hotmail.com, aysedilsadyuzak@hotmail.com, burcaktuncakin@mynet.com, sulodemirhan@hotmail.com

1.GĐRĐŞ Biyoçeşitlilik, bir bölgedeki genlerin, türlerin, ekosistemlerin ve ekolojik olayların oluşturduğu bir bütündür. Başka bir deyişle biyoçeşitlilik, bir bölgedeki genlerin, bu genleri taşıyan türlerin, bu türleri barındıran ekosistemlerin ve bunları birbirine bağlayan olayların (süreçlerin) tamamını kapsar. Đnsanların, başta gıda olmak üzere, temel ihtiyaçlarını karşılamasında vazgeçilmez bir yeri olan canlı kaynakların temeli biyolojik çeşitliliktir[1]. Ekosistemlerin sahip olduğu bütünlük ve çeşitlilik, iklim, yağış rejimi, tür sosyolojisi gibi doğal dengelerin devamında önemli işlevler görür. Dünyanın tarım yapılabilecek nitelikteki alanları ve su kaynakları hızla kirlenmekte ve yok olmaktadır. Bilim adamları yakın gelecekte insanların ciddi bir gıda sorunu ile karşı karşıya kalacağı görüşündedir. Bu gelişmeler ışığında, ülkelerin sahip olduğu biyolojik çeşitlilik, özellikle genetik kaynaklar anlamında büyük bir güç durumuna gelmektedir. Çünkü çevresel baskılara dirençli ve yüksek üretim potansiyeline sahip çeşitlerin geliştirilmesi için yabani canlı kaynaklardan faydalanılmaktadır. Bu ve buna benzer pek çok yararı bulunan biyoçeşitliliği korumanın en önemli yolu, biyoçeşitliliği tehdit eden unsurları bulup onlara karşı önlem almaktır. Peki biyoçeşitliliği tehdit eden faktörler nelerdir? 2.BĐYOÇEŞĐTLĐLĐĞĐ TEHDĐT EDEN FAKTÖRLER Biyoçeşitliliği tehdit eden birçok etken bulunmaktadır. Bunlardan bazıları; 2.1.GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) GDO ların biyolojik türler üzerindeki etkileri konusundaki çalışmalar devam etmektedir ve kesin bir sonuç henüz yoktur. Şu ana kadar yapılan çalışmalar gösteriyor ki; GDO çevredeki bazı canlı türlerine zarar verebilir. Bu da o türün göçüne ya da yok olmasına sebep olabilir. Daha sonra bu göç eden türler gittikleri bölgede istilacı bir tür haline gelebilirler. Göç eden ya da yok olan türlerden dolayı da ekolojik denge bozulur. [2]. 2.2.Ormanların Tahribi Dünya kara yüzeyinin yaklaşık olarak 1/3 ünü kaplayan ve dünyadaki biyolojik kütlenin 3/4 ünden fazlasını oluşturan ormanlar, biyolojik çeşitlilik başta olmak üzere çevresel değerlerin korunması bakımından büyük önem arz etmektedir[6]. 2.3.Aşırı Otlama Ve Meraların Tahribi Dünya üzerinde son 50 yılda; aşırı otlatma nedeniyle 679 milyar ha ve diğer yanlış uygulamalarla 155 milyar ha olmak üzere toplam 1 965 milyar ha alan insan eliyle bozulup erozyona maruz kalmıştır. Bu rakam dünyadaki toplam ekilebilir arazinin % 17 sini oluşturmaktadır[7]. Meraya besleyebileceğinden fazla sayıda hayvanın sokulması, bu hayvanların otları kökleri ile birlikte yemesi, henüz otların yeni büyümeye başladığı ve tam olarak gelişmediği ilkbahar aylarında otlatma yapılması; toprak yüzeyini örten bitki örtüsünün ortadan kalkmasına ve mera kalitesinin bozulmasına neden olmaktadır[7]. 2.4. Aşırı Kimyasal Đlaç ve Gübre Kullanımı Tarımsal üretimde bilinçsiz ve aşırı miktarda kullanılan kimyasal gübre ve ilaçlar çevre üzerinde oldukça olumsuz etkiler yaratmaktadır. Uygulanan kimyasal gübrenin belirli bir kısmı bitkiler tarafından kullanılmakta, geriye kalan kısım ise yer altı ve yüzey sularına karışarak insan, bitki ve hayvan sağlığını tehdit etmektedir. Ayrıca türlere vermiş olduğu zararlardan dolayı tarım ilaçları biyolojik türler üzerinde akut veya kronik etki yapmaktadır[8]. 2.5. Evsel Atıklar Evsel atıkların oluşturduğu çevre kirliliği ekolojiyi ve biyoçeşitliliği tehdit eden önemli unsurlardandır. Ama bu konu üzerinde yapılan çalışmalar ve bulunan geri dönüşüm yöntemleri, bu konuyu bir nebze de olsa sorun olmaktan çıkarmaktadır. Yine de uygulanan yöntemler geliştirilmelidir. 2.6.Nüfus Artışı Nüfus artışı ve sanayileşme sonucu ortaya çıkan kentleşme olgusu, çok sayıda sorunu da beraberinde getirmiştir. Kentleşmenin stres, gürültü, kira fiyatlarının artması gibi sosyo-ekonomik etkileri yanında; hava

kirliliği, su kirliliği gibi çevre üzerinde de olumsuz etkileri vardır. Bunların en büyüğü de biyoçeşitlilik üzerine olan etkisidir[3]. 2.7.Deniz Kazaları Deniz kazaları neticesinde deniz kirliliği meydana gelmekte, petrol kirliliği insan sağlığına ve deniz canlılarına ve kaza kıyıya yakın yerde meydana gelmişse kıyılara zarar vermektedir. Zarar verdiği yerlerde ekolojik dengenin bozulmasına neden olur[4]. 2.8.Küresel Isınma Küresel ısınma doğrudan veya dolaylı yollarla, canlı türlerini tehdit etmektedir. Günümüzde de canlı türlerinin yok olmasında en büyük etkenler arasında gösterilmektedir. 2.9.Đstilacılar Bulundukları bölgede biyolojik türlerin yok olmasına sebep olurlar. Böylece bu bölgelerdeki ekolojik dengeyi de bozarlar. Biyolojik çeşitliliği tehdit eden diğer unsurlar da şunlardır; Anız yakılması, Yanlış sulama, Bilinçsiz ağaçlandırma, Maden ocakları, Uygulanan tarım politikaları, Turizm faaliyetleri, Aşırı avlanma, Plansız ve kontrolsüz bina yapımı, Sanayi ve tarım kökenli kirlilik, Bilinçsiz bitki ve hayvan ihracatı, Çevre koruma programlarında çalışacak uzman ve eleman azlığı. 3. ĐSTĐLACI TÜRLER Doğamız binlerce çeşit tür barındırmaktadır. Bu kadar çeşit içeren bir küme içerisinde doğal olarak birtakım çatışmalar veya başka bir ifadeyle uyuşmazlıklar gözlenebilecektir. Canlılar arasında bu tür uyuşmazlıklar genelde bir bölgede yaşayan fakat o bölgeye daha sonradan herhangi bir nedenden dolayı gelerek diğer türlerle uyuşmazlık gösterip zarar verebilen türlerde, yani istilacılarda görülür. Đstilacı türlerin nerede, ne zaman ve ne yapacakları bilinmemektedir. Bazen bir çeşit ekolojik domino etkisi oluştururken, bazen de türlere direk etki edebilirler. Örneğin; ABD'nin Montana eyaletindeki Flathead nehrine, somon balıklarına besin olsun diye, opossum karidesi (Mysis relicta) salınmıştı. Karides yerel planktonları tüketti, oysa ki bunlar bebek somon balıklarının belli başlı gıdasıydı. Somon balıkları tükenince, bu balıkla beslenen bazı kara canlıları - kartallar, martılar, su samurları, ayılar ve çakallar - kaybolan yabanıl hayat saflarına katıldı[5]. Đstilacılar hastalıklarını veya parazitlerini yeni vatanlarına taşıyabilirler. Örneğin; sudaki zararlı otların kontrolünde kullanılan bir nevi Çin sazan balığı (Ctenopharyngodon idella), Avrupa ve Kuzey Amerika'nın tatlı su balıklarına tenya paraziti (Bothriocephalus opsarichthydis) geçirdi[5]. Peki, istilacıların başarılarının sırrı nedir? Đstilacıların bu başarılarının sırrı; çabuk üreyebilmeleri, kötü şartlara dayanabilmeleri, etkili yayılabilmeleri ve ne bulurlarsa tüketmeleridir. Đstilacılara verilecek bazı örnekler; 1) 1957 yılında, Nil nehrinin tatlı su levreği (lates niloticus), balık miktarını yükseltmek için Afrika'daki Victoria Gölü'ne salındı. Çok yırtıcı olan balık, 400 yerel balık çeşidini yok etti. Üstelik, yiyecek olarak da avantajlı çıkmadı. Yağlı derisinin füme edilmesi gerektiğinden, çevrede bir sürü ağaç kesildi[5].

2) Brezilya'dan gelip ABD'nin güneydoğu bölgesinde dehşet salan kırmızı ateş karıncaları (solenopsis invicta) da başka bir örnektir. Çok kötü ısıran bu karınca, sürülmüş tarla gibi topraklarda süratle yayılıyor. Akıl almayacak bir hızla ürüyor ve önüne ne çıkarsa yiyebiliyor. Bu karıncalar bazı bölgelerde 40'ı aşkın böcek türünün kökünü kuruttular[5]. 3) Geçmiş kuşaklar Amerika'nın Florida eyaletindeki bataklıklara bir çare bulunması gerektiğini düşünüyorlardı. Florida yarımadasının ucundaki büyük bataklık sivrisinek yuvası, testere otlarıyla dolu, sıcak ve berbat bir mekandı. Uygarlık ve sanayi gelişmesine bir engel olarak görülüyordu. Asrın başında, ABD Tarım Bakanlığı yetkilileri yerel halka melaleuca ağacı (melaleuca quinquenervia) tohumları dağıtmaya başladılar. Bu hızlı gelişen, Avustralya kökenli ağaç suyu emiyor ve hastalık kaynağı bataklıkları kurutuyordu. Ağaç o kadar tutundu ki, 1930lu yıllara gelindiğinde, fidanlık sahipleri talebi karşılayamaz olmuşlardı. O günden beri, ağacın zararları yararlarını kat kat aşmış bulunuyor. Neredeyse geçit vermez biçimde sık büyüyen ağaçlar, etraftaki bütün diğer bitkileri kovdu. Köklerinin çıkardığı zehirli bir madde diğer bitkileri öldürdüğü gibi, havaya saldığı zerrecikler de insanları zehirliyor, deri kaşıntıları ve solunum güçlüğüne neden oluyor. Üstelik yangına dayanıklı, yandıkça daha çok yayılıyor. Đçi su çekmiş sünger gibi, dış kabuğu çıra gibi kuru ve yapraklarında kolay tutuşan bir nevi yağ var. Hızla su çekmesine rağmen, patlar gibi yanıyor. Yangından birkaç gün sonra, ağaçlar yeniden dal veriyor ve yanmış topraklara milyonlarca tohum saçılıyor. Bu tohumlar üç gün içinde filizlenmeye başlıyor ve bir yılın sonunda yeni ağaçların boyu iki metreye yaklaşıyor. Florida sulak alanlarının 600,000 hektarını istila eden maleleuca, önlem alınmazsa yakında bu alanların hepsini kaplayacak[5]. Bu örneklerden anlaşıldığı gibi, istilacıların neden olduğu sorunları üç başlık altında toplayabiliriz: A)Ekonomik Sorunlar ABD Tarım Bakanlığı ateş karıncaları ile savaşında 200 milyon dolar harcayıp tonlarca haşere öldürücüsü ile hücuma geçmişti. Sonuçta ilaçlar yerli karıncaları yok etti ve meydanı boş bulan ateş karıncaları daha rahat yayıldılar[5]. Oluşturdukları çevre kirliliğinden dolayı da ekonomik zarara yol açarlar. B)Sağlık Sorunları Asya'dan Brezilya, Güney Avrupa, Güney Afrika, ve ABD'ye atlayan kaplan sivrisineği (Aedes albopictus) sarı humma, ensafalit ve dang humması hastalıklarına neden oluyor. Amerika kıtası yerlilerinin tahminen üçte ikisi, 30 milyon insan, Avrupalıların taşıdığı hastalıklardan - frengi, çiçek vs.- kırılıp yok oldular[5]. Bu hastalıklara neden olan mikrop, parazit ve bakteriler buralara bahsettiğimiz istilacılar aracılığıyla gelmiştir. Örneklerde de görüldüğü gibi istilacılar dolaylı yollarla insan sağlığını tehdit etmektedir ve ekonomik açıdan da zarar vermektedir. C)Çevresel Sorunlar Đstilacılar birçok biyolojik türü veya bunların tükettiği maddeleri ve canlıları yok ederek çevre ekolojisini bozmaktadır. Ayrıca, oluşturdukları bu etkilerden dolayı bulundukları bölgenin ekonomisini, sosyal yaşantısını, kültürünü olumsuz yönde etkilemektedir. Yukarıda da değindiğimiz üzere, Victoria Gölü ndeki istilacı balık bu göle kıyısı bulunan Uganda, Kenya ve Tanzanya da balıkçılığı bitirme noktasına getirdi. Buradaki yerli halkın göç etmesine sebep oldu ve göldeki ekolojik hayatı sonlandırma noktasına getirdi[5]. Avrupalılar kendi ülkelerindeki canlıların mutlaka Yeni Dünyada da olmasını istiyorlardı. Kuzey Amerika'daki sığırcık kuşu istilası, Shakespeare'in eserlerinde adı geçen bütün kuşların Yeni Dünya'ya taşınmasını sağlayan bir derneğin çabaları sonucunda başladı. Avustralya'da hala baş belası olan tavşanlar, bu kıtaya tavşan avından mahrum kalmak istemeyen Đngilizler tarafından getirilmişti[5]. ABD'nin Oregon eyaletinde bir körfezde, 1988-1991 yılları arasında balast suyu ile gelmiş 400 egzotik tür tesbit edildi[5]. Bu gibi örnekleri çoğaltmak mümkündür. Burada da görüldüğü gibi değişik yollarla bulundukları bölgelere gelen istilacılar bu bölgenin ekolojik dengesini bozduğu için çevreye kalıcı olan büyük çapta zararlar verir.

4.ĐSTĐLACI TÜRLERE KARŞI ALINABĐLECEK ÖNLEMLER Đstilacılarla mücadelede en etkin yöntem, biyolojik mücadeledir. Biyolojik mücadele, zararlı türlere karşı başka bir tür kullanılarak mücadele edilmesidir. Bunu yaparken en önemli kural, istilacı ortama uyum sağlama aşamasındayken mücadelenin yapılmasıdır. Örneğin; 1762 yılında, Jamaikalı bir şeker kamışı üreticisi saldırgan bir cins olan Küba karıncalarını (Formica omnivora) arazisine getirmişti. Niyeti karıncaları sıçanlara karşı kullanmaktı. Karıncalar çoğaldı ama sıçanlara dokunmadılar. Bu defa, hem karıncaları hem sıçanları kontrol etsin diye büyük bir Güney Amerika kara kurbağası (Bufo marinus) ithal edildi. Kurbağa da yeni yerini çok sevdi ve hızla çoğaldı. Öyle ki, zamanla bir adı da şeker kamışı kurbağası oldu. Ama sıçanlarla o da baş edemedi. Derken, bir çeşit Hindistan gelinciği (Herpestes auropunctatus) ada nüfusuna eklendi. Bu yaratık, 26 yıl içinde ada kuş ve sürüngenlerinin çoğunu ve önemli sayıda çiftlik hayvanını yok etmeyi başardı[5]. Bu örnekten de anlaşılacağı gibi, biyolojik mücadelede istilacılara karşı yerli ve doğal türler kullanılmalıdır. Đstilacıları durdurmanın diğer bir yolu da, biyoteknolojiden yararlanarak istilacıların üremelerini engellemektir. Ama bu alan yeni olduğundan ve her tür için farklı bir madde üretilmesi gerektiğinden günümüzde en geçerli yol biyolojik mücadeledir. Ayrıca, istilacı türlerin yok edilmesi yerine kontrol altına alınması, bölgenin bozulan ekolojisinin daha da kötüleşmesini engelleyebilir. 5.SONUÇ Türkiye, biyoçeşitlilik bakımından çok zengin bir ülkedir. Hatta Avrupa kıtasıyla tür sayımız nerdeyse eşittir. Günümüzde sanayi, ilaç sektörü, tıp, biyoteknoloji, gıda, tekstil gibi birçok alanda biyoçeşitlilikteki bu zenginliğimizi kullanabilmemiz için, istilacı türler ve biyoçeşitliliği tehdit eden diğer unsurlara karşı bir an önce tedbirler alınmalıdır. Eğer bu tedbirler alınırsa, gelecekte refah düzeyi yüksek, mutlu bir ülke olabilir ve dünyanın sayılı güçleri arasında yer alabiliriz. Đstilacılara karşı alınabilecek tedbirler şu şekilde sıralanabilir: Ülkemizdeki biyolojik türler için bir veri tabanı oluşturulmalıdır. Bunun için bu işte uzman biyologlar, mühendisler ve bu işle uğraşan kişiler bir araya gelmelidir. Ülkeye alınacak bir canlının verebileceği zararlar konusunda geniş kapsamlı araştırmalar yapılmalıdır. Bununla ilgili olarak, bir istilacılar listesi oluşturulmalıdır. Yasal düzenlemeler yapılarak, istilacıların ülkeye ithalat yoluyla alınması engellenmelidir. Gerekirse bununla ilgili olarak ortaya çıkan sorunlardan bizzat ithalatçılar sorumlu tutulmalıdır. Doğal olarak yayılan istilacı türlerin yayılma yolları, teknolojiden yararlanılarak bulunmalı ve buna karşı önlemler alınmalıdır. Yapılacak ağaçlandırma, ekim-dikim, park-bahçe düzenleme, mera yönetimi gibi işlerde olabildiği kadar yerli türler kullanılmalıdır. Đnsanlar bilinçlendirilmelidir. Bu konuyla ilgili kaliteli uzman ve elemanlar yetiştirilmelidir. 6.Kaynaklar 1. http://www.bcs.gov.tr/sitetr/biyo%c3%a7e%c5%9fitlilik/biyolojik%c3%87e%c5%9fitlili%c4 %9Fin%C3%96nemi/tabid/56/Default.aspx 2. http://www.gdoyahayir.org/yayinlar/yayin_01.htm 3. http://www.ksu.edu.tr/index.php?afile=bolum&menu=3&op=1&birim=iibf&bolum=ky&adali= KCS

4. http://www.lojiport.com/author_article_print.php?id=137 5. http://www.tema.org.tr/cevrekutuphanesi/biyocesitlilik/pdf/biyolojik_istila.pdf 6. SEKĐZĐNCĐ BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI, Ormancılık Özel Đhtisas Komisyonu Raporu, ANKARA 2001, http://ekutup.dpt.gov.tr/ormancil/oik547.pdf 7. Balabanlı C., Türk M., Yüksel O., Erozyon ve Çayır-Mera Đlişkileri, Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, Seri: A, Sayı: 2, Yıl: 2005, ISSN: 1302-7085, Sayfa: 23-34 8. Atılgan A., Coşkan A., Saltuk B., Erkan, M., Antalya Yöresindeki Seralarda Kimyasal ve Organik Gübre Kullanım Düzeyleri ve Olası Çevre Etkileri, Ekoloji, 15, 62, 37-47, 2007