Türk Ekonomi Bankası Haftalık Ekonomi Bülteni Emin Öztürk (212) 251 21 21 (1671) 13 Şubat 2006 emin.ozturk@teb.com.tr Her piyasa farklı bir dinamikle hareket ediyor Geçen haftadan iz bırakanlar Geçen hafta yurt içinde piyasaları etkileyecek önemde veri akışı yoktu; tahmin edilenden yüksek çıkan Aralık ayı sanayi üretimi rakamı fazla dikkate alınmadı Buna karşılık yurt dışı piyasalar gerek açıklanan verilere gerekse ABD Hazinesi nin yaptığı ihalelerin sonuçlarına bağlı olarak dalgalı bir seyir izledi Yurt dışı piyasalardaki en büyük sürpriz, $/ kurunun bu hafta başı itibariyle 1.19 un altına inmesiydi Doğrudan Türkiye ye ilişkin sürpriz ise Brezilya nın daha önce çıkarmış olduğu tahvilleri itfa etmeyi düşündüğünü açıklamasıyla birlikte Türkiye Eurobond larına kuvvetli alım gelmesi ve 30 yıllık tahvilin fiyatının 155 doları aşmasıydı Tahvil-bono piyasası önceki haftaki tedirgin seyrini önemli ölçüde sürdürdü, döviz piyasasında Merkez Bankası müdahalesi beklentisi yine ön plandaydı, Borsa ise diğer ülke borsaları paralelinde hareket etmeye devam etti Bu haftaya bakış Yurt içinde bu hafta piyasaların gidişatını etkileyecek önemde veri akışı yok; Çarşamba günü açıklanacak Aralık ayı ödemeler dengesi verileri ile 2005 yılının sonucu netleşecek ama piyasayı fazla etkilemesini beklemiyoruz ABD de oldukça önemli bazı veriler açıklanacak olmakla birlikte dış piyasaları etkileme potansiyeli en yüksek gündem maddesinin Fed Başkanı Bernanke nin Çarşamba günü ABD Kongre sinde yapacağı konuşma olduğu söylenebilir Her hakkı saklıdır. İzinsiz çoğaltılamaz. Bu raporda yer alan bilgi ve veriler güvenilir olduğu düşünülen kamuya açık kaynaklara dayanmaktadır. İfade edilen görüşler, tahminler ve beklentiler bu raporun yazıldığı tarih itibariyle yazarın vardığı sonuçları yansıtmaktadır. Türk Ekonomi Bankası nı bağlamaz. Ticari amaçlı kullanılması durumunda Türk Ekonomi Bankası hiç bir sorumluluk üstlenmez.
Geçen hafta yurt içinde veri ve haber akışı yoğun değildi. Çarşamba günü açıklanan sanayi üretimi verileri Aralık ayında sanayi üretiminin geçen yılın aynı ayına göre yüzde 8.6 arttığını gösterdi. Piyasadaki ortalama artış beklentisinin yüzde 5.5 olduğu dikkate alındığında açıklanan rakam aslında oldukça büyük bir sürprizdi. Ancak, sanayi üretimi piyasalarda fazla dikkate alınan bir veri değil. Bunun bir nedeni, aylık sanayi üretimi verilerinin çok dalgalı olması ve daha sonra açıklanan milli gelir içindeki sanayi kalemine ilişkin yanıltıcı bilgi verebilmesi. İkinci neden, sanayi üretiminin oldukça geç çıkması ve konunun güncelliğini yitirmesi. (Örneğin, sanayi üretiminden yaklaşık üç hafta önce açıklanan imalat sanayi eğilim anketi kapasite kullanımı ile birlikte imalat alanındaki gelişmeler konusunda daha güncel bilgi sağlıyor.) Son olarak, diğer bazı makro verilerde olduğu gibi sanayi üretimi rakamları her ay açıklandığında önceki aylara ilişkin bilgilerin önemli ölçüde revize edilmesi yapılan açıklamaların güvenilirliğini azaltan bir etken. Doğal olarak, bu ay açıklanan bir rakamın gelecek aylarda sürekli revize edileceğinin bilinmesi yapılan açıklamaya verilen önemi azaltıyor ve makro rakamların kalitesi hakkında soru işaretleri yaratıyor. Sanayi üretimi dışında, Türk Telekom un satışının iptaline yönelik başvurunun yüksek yargı tarafından reddedilmesi piyasalar açısından olumlu bir gelişmeydi. Yurt dışında ise ham petrol fiyatları düşmeye devam ederek varil başına 61-62 dolar civarına kadar geriledi. Kuzey Amerika da kış mevsiminin normalden daha yumuşak geçmekte olmasının bu düşüşün arkasındaki nedenlerden birisi olduğu söylenebilir. Yurt içi mali piyasaların son dönemde farklı dinamiklerle hareket etmesi dikkat çekici. Yakın zamanlara kadar Türkiye deki mali piyasaların makro-politik gelişmeler karşısında aynı yönde hareket etmeleri alışılmış bir durumdu. Bu top-down hareket tarzının son zamanlarda eskisi kadar güçlü olmadığı, makro-politik haber akışından bağımsız olarak farklı mali piyasaların farklı yönde hareket edebildiği görülmektedir. Bir diğer deyişle, piyasaların davranışının eskisine göre daha bottom-up olduğu söylenebilir. Geçen haftaya bakıldığında, Merkez Bankası ndan gelen temkinli açıklamalar ve Ocak ayı enflasyon rakamları sonrasında tahvil-bono piyasasının tedirgin olduğu, buna karşılık Borsa daki dalgalanmaların diğer ülke borsalarının seyrine paralellik gösterdiği söylenebilir. Özellikle yüzde 15 stopaj sisteminin devreye girmesiyle birlikte tahvil-bono piyasasında yabancı yatırımcıların aktivitesinin azalması bu piyasanın gelecekte de yurt içi haberlere daha duyarlı olabileceğini göstermektedir. Diğer taraftan, Borsa da kote şirketlerin halka açık bölümünün yaklaşık üçte birinin yabancı yatırımcıların elinde olması bu piyasanın stopaj sonrasında da dış piyasalara paralel hareket etmesini önemli ölçüde açıklamaktadır. Döviz piyasasında ise önceki iki haftada olduğu gibi Merkez Bankası ndan gelebilecek bir müdahaleye göre hesaplar yapıldığı görülmektedir. Geçen hafta boyunca tahvil-bono piyasasında olumsuz hava sürerken ve Borsa da yön çoğunlukla aşağı iken Türk lirası kuvvetli seyrini büyük ölçüde sürdürmüş ve sepet bazında kur düzeyi son Merkez Bankası müdahalesine göre yüzde 1 civarında daha aşağı gelmiştir. Geçmişte sabit getirili menkul değerler piyasasında ve Borsa da hava olumsuz olduğunda Türk lirasının genellikle değer kaybettiği dikkate alındığında, son dönemde kur hareketlerinin dinamiğinin de değiştiği söylenebilir. Son olarak, yukarıda bahsedilen gelişmelerden tümüyle bağımsız olarak Türkiye Eurobond fiyatları geçen hafta Çarşamba günü aniden sıçrama göstermiş ve genellikle en yakından izlenen 30 yıllık tahvilin fiyatı 152-153 dolar seviyesinden 155-156 dolar seviyesine çıkmıştır. Bu ani hareketin temel nedeni, aynı gün Brezilya nın daha önce çıkarmış olduğu tahvilleri vaktinden önce itfa etmeyi planladığı yönündeki haberlerdir. Konu başlığımız açısından bakıldığında, Eurobond piyasasının da diğer piyasalardan tamamen farklı bir dinamikle hareket ettiği açıktır.
Yurt dışında ABD doları Euro karşısında ani bir sıçrama gösterdi. Önceki hafta Cuma günü açıklanan ABD verilerinden sonra ABD doları Euro karşısında güçlenmiş ve geçen haftaya 1.20 düzeyinin altında başlamıştı. Geçen hafta boyunca açıklanan verilerin hiçbirisi tek başına çapraz kurun gidişatını etkileyecek nitelikte olmamakla birlikte piyasalarda ABD ekonomisinin güçlü seyrini sürdürmeye devam edeceği düşüncesinin yavaş yavaş yerleştiği söylenebilir. Kanımızca bu kanaatin yaygınlaşması Euro da long durumda olan yatırımcıların dolar açıklarını kapatmaya başlamalarına yol açmıştır. Bunun sonucunda Cuma gününden itibaren dolar daha da güçlenerek 1.19 seviyesini zorlamış ve bu hafta başı itibariyle 1.19 un da altına gelmiştir. Daha bir kaç hafta öncesine kadar ABD de faiz artış sürecinin sonuna gelindiği, Avrupa da ise daha yeni başlandığı, bu nedenle faiz farkının Euro lehine azalacağı ve doların 2006 boyunca zayıflayacağı yönündeki beklentilerin sürdüğü hatırlanacak olursa, çapraz kurun 1.19 un altına inmiş olması oldukça sürpriz bir gelişmedir. ABD verileri güçlü büyüme eğilimine işaret ettiği müddetçe doların Euro karşısında zayıflaması düşük bir olasılıktır. Fed Başkanı Bernanke nin Çarşamba günü yapacağı konuşma dış piyasalarda dalgalanma yaratabilir. Bu hafta ABD de sanayi üretimi, işsizlik başvuruları, yeni ev inşaatı başlangıçları ve inşaat izinleri gibi önemli veriler açıklanacak olmakla birlikte muhtemelen en önemli gündem maddesi, Fed Başkanı Bernanke nin ABD Kongre üyelerine Çarşamba günü yapacağı konuşmadır. Söz konusu konuşma Fed Başkanları tarafından senede iki defa yapılmaktadır ve piyasaları etkileme gücü oldukça yüksektir. Deutsche Bank tarafından yazılan bir makro nota göre, 1993 yılından günümüze kadar olan piyasa verileri incelendiğinde, Fed Başkanı tarafından Kongre ye sunuş yapıldığı günlerde ABD Hazinesi tahvillerinin faizleri aşağı ya da yukarı yönde ortalama 10 baz puan kadar oynamaktadır. Ayrıca, bu konuşmanın Bernanke nin Başkan olmasından sonra yapacağı ilk konuşma olması nedeniyle piyasaların Çarşamba günü tüm dikkatini söz konusu konuşmaya yönelteceğini tahmin etmek zor değildir. Piyasa yorumu: Yurt içi piyasaları hareket ettiren dinamiklerin son dönemde ayrışmaya başladığına ilişkin gözlemlerimiz ışığında piyasa beklentilerimizin genel bir cümle içine sığdırılması anlamlı olmayacaktır. Tahvil-bono piyasasında gelecek hafta yapılacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısına kadar kayda değer bir gelişme olmasını beklemiyoruz. Söz konusu toplantıdan bir faiz indirimi çıkması beklenmemekle birlikte yapılacak açıklamada Merkez Bankası nın duruşuna ilişkin yeni ipuçları aranacaktır. Döviz piyasasında ise kur sepet bazında son müdahalenin yüzde 1 kadar altına gelmiş olmakla birlikte yurt dışından döviz girişlerinin olmaması ve Merkez Bankası nın açık piyasa işlemleri yoluyla sterilize ettiği likidite fazlasını muhtemelen daha fazla arttırmak istememesi nedeniyle müdahalenin daha da gecikmesi mümkündür. Borsa nın ise yine diğer ülkelerin borsalarında gözlenen gelişmelere paralel hareket etmesi beklenebilir. Buna karşılık, geçen hafta Brezilya dan gelen sürpriz haber benzeri gelişmeler olmadıkça Eurobond piyasasında önemli bir hareket olması için bir neden görünmemekle birlikte, ABD faizlerinde ciddi bir yükseliş olması durumunda Türkiye Eurobond fiyatlarında düşüş olması ihtimali vardır.
Ekonomi gündemi 13 14 15 16 Şubat Perşembe 17 Şubat Pazartesi Türkiye: Gelir dağılımı (2004) İngiltere: ÜFE (Ocak 2006) Şubat Salı Türkiye: Hazine 5 yıl vadeli sabit kuponlu tahvil ihalesi (Vade: 19.01.2011) ABD: Perakende satışlar (Ocak 2006) ABD: Ticari stoklar (Aralık 2006) ABD: ABC Tüketici güveni (13 Şubat 2006) AB: Euro-bölgesi GDP (2005 4. çeyrek) İngiltere: TÜFE (Ocak 2006) Şubat Çarşamba Türkiye: Kapasite kullanımı (Ocak 2006) Türkiye: Ödemeler dengesi (Aralık 2005) Türkiye: Hazine'nin itfası (piyasaya 526 milyon YTL) ABD: Bernanke'nin ABD Temsilciler Meclisi'nde konuşması ABD: Sanayi üretimi ve kapasite kullanımı (Ocak 2006) ABD: Net sermaye girişleri (Ocak 2006) Türkiye: "Ekonomi ve para politikası" faslında tanıtıcı tarama başlangıcı ABD: Yeni ev inşaatı başlangıçları (Ocak 2006) ABD: Yeni ev inşaat izinleri (Ocak 2006) ABD: İthalat fiyatları (Ocak 2006) ABD: İşsizlik başvuruları (11 Şubat 2006) ABD: Philadelphia Fed (Şubat 2006) Japonya: GDP (2005 4. çeyrek) Şubat Cuma Türkiye: Kurulan ve kapanan şirketler (Ocak 2006) ABD: ÜFE (Ocak 2006) ABD: UM Tüketici güveni (Şubat 2006) AB: Euro-bölgesi sanayi üretimi (Aralık 2006) Mali araçların getirileri % Yılbaşından Haftalık beri Yıllık İMKB-100 (dolar bazında) İMKB-100 (YTL bazında) Dolar kuru (YTL/ABD$) Kur sepeti (1ABD$+0.77Euro) DİBS performans endeksi (15 ay) Eurobond (03/2015) 1.12 1.23 0.11-0.27 0.22 0.77 14.35 12.56-1.57-1.00 1.68 0.53 65.43 63.95-0.89-4.05 17.24 0.94 Makroekonomik veriler Üretim Yöntemine Göre Milli Gelir ve Sektörel Büyüme Hızları Yıllık % reel değişim 2004 2004 2004 2004 2005 2005 2005 2005 I II III IV I II III İlk 9 ay Tarım 2.7 4.3-1.4 9.1 0.0 0.1 6.4 4.5 Sanayi 10.4 15.7 7.5 4.0 5.5 3.9 5.6 5.0 İnşaat 12.7 6.5 3.9-0.5 16.5 22.2 19.7 19.7 Ticaret 17.9 19.7 7.7 8.9 5.8 4.3 7.1 5.8 Ulaştırma ve haberleşme 5.4 12.0 4.3 6.2 1.6 2.2 7.4 3.9 Mali kuruluşlar 0.6 1.2 1.3 1.3 0.7 0.3-0.5 0.1 İthalat vergisi 38.1 33.2 20.8 15.7 8.4 8.7 14.1 10.5 Gayri Safi Yurtiçi Hasıla 11.8 14.4 5.3 6.3 4.8 4.2 7.0 5.5 Gayri Safi Milli Hasıla 13.9 15.7 5.7 6.6 5.3 3.4 7.3 5.5
Milli Gelir Harcama Bileşenlerinin Büyüme Hızları Yıllık % reel değişim 2004 2004 2004 2004 2005 2005 2005 2005 I II III IV I II III İlk 9 ay Özel tüketim harcaması Devlet tüketim harcaması Brüt özel yatırımlar Brüt devlet yatırımları Mal ve hizmet ihracatı Mal ve hizmet ithalatı (-) 12.4 2.6 65.5-5.9 10.9 31.3 18.4-7.8 63.1-8.7 17.2 32.7 7.3-7.0 38.9-10.8 8.2 16.1 3.6 11.1 17.7 0.9 14.4 19.6 4.0 4.3 4.8 36.6 11.3 9.3 4.4 4.0 15.8 31.1 4.7 9.2 11.2 3.3 26.7 32.8 2.7 11.9 6.9 3.9 15.9 32.7 5.8 10.1 Bütçe Performansı Özeti Aksi belirtilmedikçe milyar YTL Aralık Aralık Değişim Yıllık Yıllık Değişim 2004 2005 (%) 2004 2005 (%) Maliye Bakanlığı Tanımı Gelirler Faiz dışı harcamalar Faiz dışı denge 12.0 13.7-1.7 13.6 13.6 0.0 13.03-0.77-97.20 110.7 84.5 26.2 134.8 98.9 35.9 21.8 17.0 37.2 Hazine'nin Nakit Akımları Aksi belirtilmedikçe milyar YTL Ocak Ocak Değişim 2005 2006 (%) Gelirler Faiz dışı harcamalar Faiz dışı denge 10.0 6.6 3.4 12.6 11.1 1.5 26.43 68.55-55.15 Enflasyon Verileri % Ocak 2006 Son 12 ay Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) 0.75 7.93 ( A) ( B) ( C) ( D) ( E) (F) Mevsimlik ürünler hariç İşlenmemiş gıda ürünleri hariç Enerji hariç (B) ve (C) (C) ve alkollü içkiler ile tütün hariç (E) ve fiyatı yönetilen ürünler 1.23 0.59 0.62 0.41 0.34 0.18 8.78 8.08 7.76 7.92 6.25 6.4 (G) (F) ve (B) -0.17 6.27 Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) Tarım İmalat sanayii 1.96 1.9 0.97 5.11 3.98 5.27 Petrol ürünleri Petrol ürünleri hariç ÜFE 5.45 1.69 38.58 2.55
TÜFE Ana Kalemleri % Ocak 2006 Son 12 ay Gıda ve alkolsüz içecekler Alkollü içecekler ve tütün Giyim ve ayakkabı Konut ve kira Ev eşyası Sağlık Ulaştırma Haberleşme Eğlence ve kültür Eğitim Lokanta ve oteller Diğer mal ve hizmetler 1.32 4.66-6.25 1.27 0.34 0.64 1.52 1.99-0.71 0.03 1.03 1.95 5.06 33.82-1.38 10.52 5.04-0.33 9.58 3.85 3.89 7.53 14.71 11.82 Dış Ticaret Verileri Aksi belirtilmedikçe milyar USD Aralık Aralık Değişim Yıllık Yıllık Değişim 2004 2005 (%) 2004 2005 (%) İhracat İthalat Ticaret dengesi 6.5 10.5-3.9 7.0 11.2-4.3 6.5 7.1 8.1 63.2 97.5-34.4 73.1 116.0-42.9 15.8 19.0 24.9 İthalatın Ana Mal Gruplarına Göre Dağılımı Aksi belirtilmedikçe milyar USD Aralık Aralık Değişim Pay Yıllık Yıllık Değişim Pay 2004 2005 (%) (%) 2004 2005 (%) (%) Yatırım malları Ara mallar Tüketim malları 2.1 7.2 1.2 2.3 7.3 1.5 8.9 2.3 28.5 20.5 65.3 13.6 17.4 67.5 12.1 20.2 81.3 13.9 16.3 20.4 15.1 17.4 70.1 12.0 Yakıt İthalatı ve diğer ithalat Aksi belirtilmedikçe milyar USD Aralık Aralık Değişim Yıllık Yıllık Değişim 2004 2005 (%) 2004 2005 (%) Yakıt ithalatı 1.7 2.2 32.7 14.4 21.2 46.9 Ara malı ithalatı 7.2 7.3 1.4 67.5 81.3 20.4 Toplam ithalat 10.5 11.2 7.0 97.5 116.0 19.0 Yakıt hariç ara malı ithalatı 5.5 5.1-7.1 53.1 60.2 13.2 Yakıt hariç ithalat 8.8 9.0 2.1 83.1 94.9 14.1