MAKROEKONOMİK GÖRÜNÜM RAPORU



Benzer belgeler
AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014

Ekonomi Bülteni. 2 Ocak 2017, Sayı: 1. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

12,00 10,00 8,00 6,00 4,00 2,00 0,00

AYDIN TİCARET BORSASI

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI İŞGÜCÜ PİYASASINDAKİ GELİŞMELERİN MAKRO ANALİZİ

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Aralık Toplantı Tarihi: 24 Kasım 2015

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ OCAK 2018

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mart Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015

Ekonomi Bülteni. 7 Ağustos 2017, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 4 Ağustos 2009

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

HAFTALIK RAPOR 17 Eylül 2018

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

Mayıs. Sanayi sektörünün. Reel Kesimin Beklentileri İyileşti Tüketici Güveni Haziran da Zayıfladı. Kapasite Kullanımı Güçlenmeyi Sürdürdü

Tüketici güveni yılın en düşük seviyesinde

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

EKİM AYI FİYAT GELİŞMELERİ 5 KASIM 2013

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

Sayı: Ocak 2014 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Toplantı Tarihi: 21 Ocak 2014

EKONOMİK GÖSTERGELER

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

Ekonomi Bülteni. 13 Şubat 2017, Sayı: 7. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ MAYIS 2018

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 5 Ocak 2007

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Ekim Toplantı Tarihi: 21 Ekim 2015

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜİK tarafında açıklanan verileri göre, Nisan 2012 döneminde sanayi üretim endeksi yıllık bazda % 1,8

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mayıs Toplantı Tarihi: 24 Mayıs 2016

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ


ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

Ekonomi Bülteni. 10 Ekim 2016, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

MAYIS AYI FİYAT GELİŞMELERİ 6 HAZİRAN 2017

AYDIN TİCARET BORSASI

TÜRKon/HED/13-39 DEĞERLENDİRME NOTU. Faks: +90 (212) TÜRKİYE EKONOMİSİ. Sanayi üretiminde kritik gerileme.

Sayı: Haziran PARA POLĐTĐKASI KURULU TOPLANTI ÖZETĐ Toplantı Tarihi: 17 Haziran 2010

Sayı: Mayıs PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 18 Mayıs 2010

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Tablo 7.1: Merkezi Yönetim Bütçe Büyüklükleri

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

AĞUSTOS AYI FİYAT GELİŞMELERİ 6 EYLÜL 2017

AYDIN TİCARET BORSASI

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 5 Mart 2007

Ekonomi Bülteni. 15 Mayıs 2017, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

%7.26 Aralık

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Nisan Ayı Fiyat Gelişmeleri 4 Mayıs 2018

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 5 Eylül 2006

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

KASIM AYI FİYAT GELİŞMELERİ 5 ARALIK 2017

Transkript:

T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı MAKROEKONOMİK GÖRÜNÜM RAPORU Mart 0 YÖNETİCİ ÖZETİ Kriz ile birlikte global dengesizlikler ve bu dengesizliklerin azaltılması gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Ancak, son dönemde büyümeyle ilgili olarak açıklanan veriler küresel ekonomideki toparlanmanın devam ettiğini göstermektedir. Devresel stok düzeltmeleri ve tüm dünyada sağlanan önemli mali teşvikler; talebi ve dünya ticaretini canlandırmıştır. Euro bölgesindeki mali sorunlar ve Çin in parasal sıkılaştırmaya yönelik adımlarından Ocak ve Şubat aylarında olumsuz etkilenen Dünya borsaları son haftalarda toparlanma eğilimindedir. Türkiye ekonomisinin, 00 un son çeyreğinden itibaren gösterdiği güçlü performansla resesyondan çıktığı ve bu dönemde yüzde civarında büyüdüğü tahmin edilmektedir. İhracatta, sanayi üretiminde, sipariş ve ciro verilerinden sonra dolaylı vergilerde de görülen artış Türkiye için krizden çıkış sinyalleri olarak algılanmaktadır. 0 yılının ilk çeyreği, tüketimde kademeli bir toparlanmanın başladığı bir dönem olmuştur. Bu durum, vergi gelirleri tahsilatına olumlu olarak yansımış ve özellikle katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi gibi dolaylı vergi gelirlerinde bir artışa neden olmuştur. Cari açık Ocak verilerinde önemli bir artış görülmüştür. Bu artışla cari açık yıllık beklentileri - milyar dolar aralığına yükselmiştir. Şubat ayında tüketici fiyatları enflasyonu beklentilerin üzerinde artış göstermiştir. Bu yükseliş, işlenmemiş gıda fiyatları, vergi ayarlamaları ve baz etkisi gibi geçici olduğu düşünülen unsurlardan kaynaklanmıştır. 1

A. Küresel Ekonomik Gelişmeler Bir çok belirsizliğe karşın son dönemde büyümeyle ilgili olarak açıklanan veriler küresel ekonomideki toparlanmanın devam ettiğini göstermektedir. Devresel stok düzeltmeleri ve tüm dünyada sağlanan önemli mali teşvikler talebi ve dünya ticaretini canlandırmıştır. Ancak yaşanan söz konusu ilerlemenin önemli bir bölümü hala geçici faktörlere bağlıdır. Bu yüzden toparlanmayı sağlayan düzenlemelerin geri çekilmesi halinde ekonomik büyümenin zayıflayacağına dair endişeler devam etmektedir. Benzer şekilde Yunanistan ın borç sürdürülebilirliği konusu da görece bir durulma gösterse de belirsizliğini korumaktadır. Bütçe açıkları ve kamu borçlarıyla ilgili sorunların Euro Bölgesi ne yayılması küresel toparlanma sürecinde Euro Bölgesi nin dünyanın geri kalanından ayrışacağına (decoupling) dair görüşlerin kuvvetlenmesine neden olmuştur. Bu çerçevede ABD de ve gelişmekte olan piyasalardaki toparlanmanın Euro Bölgesi ne kıyasla daha hızlı olması beklenmektedir. Toparlanmanın ABD de U, gelişmekte olan piyasalarda V ve Euro Bölgesi nde L biçiminde olacağı öngörülmektedir. Geçtiğimiz ayda küresel ekonomi gündemini en çok meşgul eden konu başta Yunanistan olmak üzere Portekiz, İtalya, Belçika, İspanya ve İrlanda gibi Euro Bölgesi ekonomilerinin yaşadığı bütçe açıkları ve borç stokları problemleri olmuştur. Son dönemde özellikle Yunanistan ın durumu ekonomi gündemini daha fazla meşgul etmektedir. Ülkede küresel krizin olumsuz etkileri kendini büyüme ve işsizliğin yanı sıra artan bütçe açıkları ve borç stokları ile göstermiştir. Yunan ekonomisinde kamu gelirleri büyük ölçüde dolaylı vergilere ve gümrük vergilerine bağlı olduğundan krizle birlikte zayıflayan tüketim harcamaları ve daralan dış ticaret dolayısıyla vergi gelirlerinde önemli düşüşler yaşanmıştır. Derinleşen ekonomik daralma dolayısıyla sosyal yardımlaşma ve koruma, sosyal güvenlik ve istihdama yönelik olarak alınan önlemler ise bütçe dengesindeki bozulmanın gider ayağının bir kısmını oluşturmuştur.

10 10 10 0 0 0 0 Yunanistan'da Bütçe Açığ ı ve Borç Stoku 1, 1, 1,,,1,,,,, 1, 1, 1 1 0 0 00 00 00 00* 0* 0* Kaynak: EC Genel Yönetim Borç Stoku/GSYH (Sol Eksen) * Tahmin Genel Yönetim Bütçe Açığı/GS YH (S ağ Eks en) 0 Yunan Hükümeti söz konusu bütçe açıkları ile ilgili olarak bazı düzenlemeleri yürürlüğe sokmuştur. Bu çerçevede ülkede katma değer vergisi yüzde 1 dan yüzde 1 e çıkartılmış, benzin, tütün ve alkol gibi bazı malların tüketiminden alınan vergiler arttırılmıştır. Ayrıca kamu çalışanlarının ikramiyelerinde yüzde 0 luk bir kesintiye gidilmiştir. Yunanistan, uygulamaya koyduğu ve yaklaşık tutarı milyar Euro yu bulan söz konusu önlemler ile 00 da yüzde 1, olan bütçe açığını 0 da yüzde, ye düşürmeyi hedeflemektedir. Ekonomik yavaşlama ile birlikte görülen bütçe açıklarının gelecek dönemde kamu borç yükünü daha da arttırması beklenmektedir. Bu durum Yunanistan da şu anda bile kırılgan olan kamu finansmanın sürdürülebilirliğinin uzun dönemde daha da zayıflayacağını göstermektedir. Önümüzdeki iki ay içinde vadesi gelen borçlarını ödeyebilmek için yaklaşık 0 milyar Euro luk bir kaynağa ihtiyacı olan Yunanistan bu kaynağı bulabilirse bu yıl ödemesi gereken borcun yarısından fazlasını karşılamış olacaktır. Bu çerçevede ülkenin Almanya dan yardım alabileceği gündeme gelmiştir. Ancak Alman hükümeti Yunanistan a yapılacak söz konusu yardımın ahlaki riziko (moral hazard) taşıdığını düşünmekte ve ülkenin yardımı verimli bir şekilde kullanıp kullanamayacağına dair kaygılar taşımaktadır.

Çeyrekler İtibarıyla Büyüme (00) 1.Çeyrek.Çeyrek.Çeyrek.Çeyrek ABD -, -0,,, Çin,1,1,, Gelişmekte Olan Piyasalar -,1,,, Gelişmiş Ülkeler -, 1,0,, Euro Bölgesi -, -0,1 0, 0,1 Kaynak: IMF, BEA, Eurostat, NBS China 00 un son çeyreğinde ABD ve gelişmekte olan piyasalar iyi bir büyüme performansı göstermiştir. Asya nın bazı bölgelerinde büyüme bir miktar yavaşlasa da Çin 00 un son çeyreğinde önemli bir büyüme kaydetmiştir. ABD de yaşanan büyüme büyük ölçüde sağlanan mali teşviklerden ve stok etkisinden kaynaklanmaktadır. Birkaç istisna dışında gelişmekte olan piyasalardaki büyüme ise, bir çok gelişmiş ülkenin önünde seyretmektedir. Söz konusu hızlı büyüme, çoğu gelişmekte olan ekonominin krize girilirken görece daha iyi bir durumda olmasından ve bu ülkelerde uygulanan büyük teşvik paketlerinden kaynaklanmıştır. Özelikle Yunanistan ın yaşadığı borç krizinin yol açtığı endişeler dolayısıyla son dönemde olumsuz bir görüntü veren Euro Bölgesi nde ise büyüme diğer bölgelere kıyasla çok zayıf olmuştur. İşsizlik 00 Aralık 0 Ocak 0 Şubat ABD,0,, Euro Bölgesi,, - Kaynak: BLS, Eurostat Hem ABD hem de Euro Bölgesi nde işgücü piyasalarındaki olumsuz seyir devam etmekte ve işsizlik yüksek seviyelerini korumaktadır. ABD de 00 Aralık ayında yüzde düzeyinde olan işsizlik 0 yılı Ocak ayında yüzde, ye inmiş ve Şubat ayında da bu seviyesini korumuştur. ABD de Şubat ayında sanayi ve bilişim sektöründe istihdam azalırken, geçici yardım hizmetlerinde istihdam artışı gözlenmiştir. Euro Bölgesinde ise 00 Aralık ayında yüzde, seviyesinde olan işsizlik oranı bu düzeyini 0 un ilk ayında da korumuştur. İşsizlik oranlarının özellikle Euro Bölgesi nde böylesine yüksek seviyeleri korumaya devam etmesi, yaşanan borç kriziyle birlikte düşünüldüğünde burada toparlanmanın ABD den çok daha yavaş olacağına dair endişeleri kuvvetlendirmiştir.

00 yılının ikinci yarısından itibaren talep ve maliyet koşullarının yarattığı aşağı yönlü baskı sonucu hızlı bir düşüş sergileyen küresel enflasyon, 00 yılının Ağustos ayından itibaren yukarı yönlü hareket etmeye başlamıştır. enflasyon oranları 00 un Kasım ve Aralık aylarında hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde yukarı yönlü hareketlerine devam etmiştir. Ancak önümüzdeki dönemde birçok ülkede enflasyon baskısının azalması beklenmektedir. B. Türkiye de Ekonomik Gelişmeler 1. Büyüme ve İstihdam Türkiye ekonomisi, alınan tedbirler sonucunda toparlanma sürecine girmiş, krizin etkilerini geride bırakmaya birçok ülkeden daha erken başlamıştır. 00 un son çeyreğinden itibaren Türkiye ekonomisinin, gösterdiği güçlü performansla resesyondan çıktığı ve bu dönemde yüzde civarında büyüdüğü tahmin edilmektedir. Bu gelişmede baz etkisinin de olduğu göz ardı edilmemelidir. 0 yılı ilk çeyreğine ait veriler, Türkiye de ekonomik faaliyetlerin tedrici de olsa artmaya devam ettiğini göstermektedir. Sanayi Üretim Endeksleri (00=0) 10 1 10 1 0 0 0 0 00-1 1 00-1 1 0-1 Arındırılmamış Sanayi Üretim Endeksi Takvim Etkisinden Arındırılmış Endeks Mevsim ve Takvim Etkilerinden Arındırılmış Endeks Son iki ayda baz etkisinin de yardımıyla sanayi üretiminde bir önceki yılın aynı dönemine göre çift haneli artışlar yaşanmıştır. Sanayi üretim endeksi 0 yılı Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 1,1 artmıştır. 00 yılı Şubat ayında yüzde lük daralmayla dip seviyeyi gören arındırılmamış sanayi üretim endeksinin

ise, baz etkisinin de yardımıyla 0 yılı Şubat ayında 0 yılı Ocak ayından daha hızlı bir artış göstereceği beklenmektedir. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış endekse bakıldığında ise bir önceki aya göre yüzde 0, lük sınırlı bir artış kaydettiği görülmektedir. Ancak kriz öncesi seviyeye henüz ulaşılamamıştır. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış endeksin, sanayi üretiminde dip nokta olan, seviyesinin görüldüğü 00 yılı Ocak ayından sonra teşvik ve önlem paketlerinin de etkisiyle yıl içinde yükseldiği ve 00 yılı Kasım ayında 1, değerini aldığı, ancak bu noktadan sonra yatay bir seyir izlemeye başladığı gözlenmektedir. Sanayi Sipariş ve Ciro Endeksi (00=0) 10 10 10 10 10 10 10 10 1 0 00-1 1 00-1 1 0-1 Sanayi Ciro Endeksi Sanayi Sipariş Endeksi Sanayi ciro ve sipariş endeklerinde 0 yılı Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre artışlar, bir önceki aya göre ise azalışlar yaşanmıştır. Sanayi sipariş endeksinin geçen yılın aynı ayına göre artış göstermesi sanayi üretiminin artacağının işaretini vermektedir.

Kapasite Kullanım Oranı (%) 0 0 0 0 0 00-1 1 00-1 1 0-1 Kapasite kullanım oranı bir önceki aya göre değişmemesine rağmen atıl kapasitenin önemli oranda arttığı 00 yılı Şubat ayına göre, puanlık önemli bir artış kaydetmiştir. Kapasite kullanım oranındaki iyileşme sanayi üretiminin gelecek dönemde artmaya devam edeceğinin göstergesidir. 0 0 0 0 0 0 Mal Gruplarına Göre Kapasite Kullanım Oranı (%) 00-1 1 00-1 1 0-1 Kaynak:TCMB Dayanıklı Tüketim Malları Tüketim Malları Ara Malları Dayanıksız Tüketim Malları Gıda ve İçecekler Yatırım Malları 00 yılının ilk çeyreğinde ekonomik faaliyetlerde görülen yavaşlama eğilimi yatırım malları kapasite kullanım oranına da yansımıştır. Söz konusu oran, kriz döneminde önemli ölçüde azalmış, 00 yılı Şubat ayında yüzde 0 ile en düşük seviyesini görmüştür. Daha sonraki süreçte artış trendine girmiştir. 0 yılı Şubat ayında yatırım malları kapasite kullanım oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 1, puan artmıştır.

Güven Endeksleri 10 0 0 0 0 0 0 00-1 1 00-1 1 0-1 Tüketici Güven Endeksi Reel Kesim Güven Endeksi 00 yılı Kasım ayında reel kesim güven endeksinde başlayan artış eğilimi 0 yılı Şubat ayı itibarıyla devam etmektedir. 0 yılı Şubat ayında reel kesim güven endeksi, bir önceki aya göre, puan artarak, seviyesine ulaşmıştır. Tüketici güven endeksi ise 0 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre, puan artarak 1, seviyesinde gerçekleşmiştir. Reel kesim güven endeksi ve tüketici güven endeksi kriz öncesi seviyelerini yakalamıştır..000 Otomobil Satışları.000.000.000 0.000.000.000 1.000 1.000 1.000 00-1 00-1 1 0-1 Kaynak:OSD Otomobil Satışları ( Aylık Hareketli Ortalama) Eğilim Çizgisi Talebin öne çekilmesine bağlı olarak 0 yılı Ocak ayında otomobil satışları gerilemiştir. Ancak Şubat ayında tekrar hareketlenen talep ve kampanyalar nedeniyle otomobil satışları yüzde, oranında artarak 0 bin 1 adet düzeyinde

gerçekleşmiştir. 00 yılının Ağustos ayından itibaren otomobil satışları artış eğilimindedir. Açılan-Kapanan Şirket Sayısı.000.000.000.10.1....1.000.0.000.000 1.000 1 1. 1. 1.0 0 00- Açılan Şirket Sayısı 1 Kapanan Şirket Sayısı 0-1 Açılan ve kapanan şirket istatistikleri, ekonominin yönünü belirlemede önemli göstergelerden biridir. Açılan şirket sayısı 0 yılı Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde, artarak bin 0 olarak gerçekleşmiştir. Kapanan şirket sayısı ise aynı dönemde yüzde, artarak bin olmuştur. Yapı Ruhsatı Yapı İzin İstatistikleri 00 00 Yapı Kullanma İz in Belgesi Yapı Ruhsatı Yapı Kullanma İzin Belgesi Bina Sayısı.1.0 0.1. Yüzölçümü (m²).. 0..0.1.0.. Kay nak : TÜİK Yapı izin istatistikleri ekonomideki inşaat yapma isteğini yansıtmaktadır. Yeni başlayan inşaatlar hakkında fikir veren yapı ruhsatı istatistiklerinde 00 yılında bina sayısı bin 1 iken, 00 yılında yüzde, düşerek 0 bin 1 olmuştur. Yapı kullanma izin belgesi verilen bina sayısı 00 yılında bin iken, 00 yılında yüzde, artarak bin olmuştur. 00 yılı başından itibaren yapı ruhsatlarında (yani yeni başlayan inşaatlar ile ilgili istatistiklerde) düşüş yaşanırken, yapı kullanma izin belgelerine ilişkin istatistiklerde küçük de olsa pozitif seyir devam etmiştir. Bu durum mevcut stokların eritilmekte olduğunu göstermektedir.

İşsizlik oranı 00 yılı Aralık ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre 0, puan azalışla 1, e, 00 yılında ise bir önceki yıla göre puan artışla % 1 e ulaşmıştır. Daha sağlıklı bir analiz yapılmasını sağlayan mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranı 00 yılı Aralık ayında, zirve yaptığı 00 yılı Mayıs ayındaki düzeyinden, puan daha düşük seviyededir. Mevsimsellikten arındırılmış veriler, net bir şekilde işgücü piyasasının Aralık ayında da iyileşmeye devam ettiğini göstermektedir. Tarım dışı sektörlerde istihdam olanaklarının azalmasıyla birlikte tarımdan göç durmuş ve tarımda yapay bir istihdam artışı ortaya çıkmıştır. İşsizlik ve Tarım Dışı İşsizlik Oranı (%, 00) 0 1 1 1 1 1, 1, 1, 1, 1,1 1, 1, 1, 1,0 1, 1, 1, 1,0 1, 1, 1, 1,0 1, 1, 1, 1,0 1,1 1, 1, 1, 1,0 00-1 1 00 İşsizlik oranı Tarım dışı işsizlik oranı 00 yılı Aralık döneminde istihdam, bir önceki yılın aynı dönemine göre bin kişi artarken, işgücü arzının yaklaşık 1 milyon 1 bin kişi artış göstermesi sonucunda, işsiz sayısı bin kişi ile sınırlı kalmıştır. Türkiye genelinde işsiz sayısı milyon 1 bin kişiye yükselmiştir. İşsizlik oranı ise geçen yılın aynı dönemine göre 0, puanlık azalış ile % 1, seviyesinde gerçekleşmiştir. Benzer şekilde, tarım dışı işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine göre 0, puanlık azalışla % 1, seviyesinde gerçekleşmiştir.

Yıllar İtibarıyla İstihdam (Bin Kişi).000.000 1.000 0.000 1.000 1.000 1.000 1 1 Yıllık 00 00 00 00 Toplam istihdam düzeylerine aylar itibariyle bakıldığında, istihdamın mevsimsel etkiler gösterdiği söz konusu dalgalanmaların yıllar itibarıyla da paralel eğilimde olduğu söylenebilir. İstihdamın Sektörel Dağılımı ( %, 00) 0,0 0,0 0,0 0,0 0,0,0 0,0,,, 1, 0,1,,,,,0 1,,,,0,,,,,1, 0, 0, 1, 1, 1, 1, 1, 1, 1,,0,,,,0,,,,1 1,,,, 1,, 0,1,0 0,, 0,0, 1,, 00-1 1 00 Tarım Sanayi İnşaat Hizmetler Önceki yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında, tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payının puan, inşaat sektörünün payının 0, puan arttığı, buna karşılık sanayi sektörünün payının 0, puan, hizmetler sektörünün payının ise 1, puan azaldığı görülmektedir.

Kurumsal olmayan nüfus 1 ve daha yukarı yaştaki nüfus İşgücü İşgücü Durumu (Bin Kişi) Aralık 00 Aralık 00 00-00 Farkı 0.0 0.0 1..0..1 1.01 0. 1.1 İstihdam edilenler Ta rım.0.1 Sanayi.1. 1 İnşaat 1.1 1.1 Hizm etler..1 1 İşsiz..1 Ke nt..1 Kır 0-0 İşgücüne da hil olma ya n nüfus.1. -1 İşgücüne ka tılma oranı (%),, 1,1 İşsizlik oranı (%) 1 1, -0, Ke nt 1, 1, 0,0 Kır,, -1, Tarım dışı işsizlik oran ı (%) 1, 1, -0, İstihda m Oranı (%) 0 1, 1, Krizle birlikte ortaya çıkan tarımsal istihdama geri dönme eğilimi, krizin işsizlik açısından sonuçlarını hafifletmekle birlikte, istihdamın sektörel kompozisyonunda, daha nitelikli iş olanakları sağlayan tarım dışı sektörler aleyhine bir bozulmaya neden olmuştur. 00 yılına ait veriler incelendiğinde, ekonomik krizin işgücü piyasası üzerindeki etkilerinin belirginlik kazandığı görülmektedir..000 Toplam istihdam, Tarım Dışı İstihdam ( Bin Kişi, 00) 0.000 1.000.000 1. 1.1 1. 1. 0.1 1. 0. 1. 1. 1.0 1. 1.1.1 1.. 1..00 1..01 1. 1.1 1. 1.1 1.0 1. 1.0.000 0 00-1 1 00 İstihdam Tarım dışı istihdam İşgücü piyasasındaki gelişmeler değerlendirildiğinde, 00 yılı Aralık ayında toplam istihdamın 1, milyona ulaştığı görülmektedir. Bu dönemde tarım sektöründe çalışan sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre bin kişi, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise bin kişi artmıştır. 00 yılı Aralık ayından sonra ilk defa 00 yılı Ekim ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre artış gösteren tarım dışı istihdam, 00 yılı Aralık ayında 1 milyon 1

0 bin kişiye ulaşmıştır. Böylece, genişleyen istihdam olanakları işgücündeki artışı bir miktar dengelemiş ve işsiz sayısındaki artış bin kişi ile sınırlı kalmıştır. Tarım dışı istihdamdaki artış ekonomik canlanmanın yavaş tempoyla devam ettiğini göstermekte ve 00 yılı dördüncü çeyrekte pozitif büyüme beklentisini doğrulamaktadır. Tarım istihdamı yıllık olarak 00 e kadar azalan bir seyir izlerken durgunlukla beraber 00 ve 00 yıllarında tarım istihdamında artışlar başlamıştır. Tarım dışı sektörlerde istihdam olanaklarının azalmasıyla birlikte tarımdan göç durmuş ve tarımda yapay bir istihdam artışı ortaya çıkmıştır. Tarım istihdamı 00 yılı Aralık ayından 00 yılı Aralık ayına bin kişi artmıştır. Bu olağanüstü yüksek seviye, işsizlik artışını gizlemektedir. Yıllar İtibarıyla İstihdamın Sektörel Değişimi (Bin Kişi) 100 00 00 00 00 00 0-00 -00-00 -00-00 1 0 1 1 1 1 00 00 00 00 00-1 - - - - Tarım Sanayi İnşaat Hizmetler Tarım istihdamının olumlu katkısına rağmen, işgücüne katılma oranında gözlemlenen artışla birlikte işsizlik oranları yüksek seyrini sürdürmektedir. Ekonomik canlanmanın istihdam etkisini daha yakından takip etmek amacıyla işgücü piyasası göstergelerini mevsimsellikten arındırarak aylık bazda değerlendirdiğimizde tarım dışı işsiz sayısının 1 bin kişi azalarak, 00 yılı Aralık döneminde milyon 1 bin seviyesine düştüğünü görüyoruz. Mevsimsel etkilerden arındırılmış tarım dışı işsizlik oranı ise Kasım döneminde %1, lik seviyesinden 00 yılı Aralık döneminde %1,1 e gerilemiştir. 1

İşgücüne Katılım Oranı (%) 0,0,0,0,0,0,,,,,,,,,0,,1,,,0,0 00-1 1 00 (Yıllık) 00 yılı Aralık ayında işgücüne katılma oranının bir önceki döneme göre 1,1 puan artması sonucunda, işgücü arzı çalışma çağındaki nüfustan daha hızlı bir artış göstermiştir. 00 yılında işsizlik oranı yeni bir platoya ulaşmıştır. Küresel krizin etkisiyle artan işgücüne katılma davranışının, kriz sonrasında da belli ölçülerde kalıcı hale gelebileceği düşünülmektedir. Nitekim, önceki döneme kıyasla kadınların ve kırsal kesimin işgücüne katılım oranında bir artış eğilimi gözlenmektedir. İşgücüne katılım sağlayan bu kesimlerin, ekonomik zorluklar sebebiyle işgücüne katılımlarının önündeki kültürel, toplumsal vb. engelleri aştıkları dikkate alındığında, büyük bir bölümünün işgücü piyasasında kalıcı hale geleceğini öngörmek mümkündür. Bu çerçevede, uzun yıllardır gerileyen işgücüne katılma oranının 00 yılında ulaştığı seviyelerde kalabileceği tahmin edilmektedir.. Dış Ticaret ve Ödemeler Dengesi 00 un Ekim ve Kasım aylarında ihracatta yaşadığımız tek haneli büyümeden sonra tekrar çift haneli büyüme rakamlarını yakaladık. İhracatımız, Aralık ayında yüzde 0, ve Şubat ayında yüzde 1, oranında artış göstermiştir. Ancak ekonominin son aylardaki toparlanmasına paralel olarak Ocak 0 da ithalattaki artış yüzde, olarak gerçekleşti. 1

0 Türkiye nin Dış Ticareti (1 Aylık Kümülatif, % Değişim) 0 0 0 - -0-0 00-1 1 00-1 1 00-1 1 0-1 -0 İhracat İthalat İhracatta Şubat ayında yaşanan artış Mart ayının ilk yarısında da devam etti. Dış Ticaret Müsteşarlığı nın geçici rakamlarına göre 1 1 Mart 0 tarihleri arasında,1 milyar dolarlık ihracat kayda alındı. Bu dönemde ihracatta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde, oranında artış sağlandı. Yılın başından beri kayda alınan ihracat tutarı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1, oranında artış göstererek, milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 01 Ocak 1 Mart 0 döneminde sanayi sektörü ihracatında yüzde 1, oranında artış yaşanmıştır. Bu dönemde taşıt araçları ve yan sanayi sektöründe yaşanan yüzde 0, lik, demir ve demir dışı metaller sektöründe yaşanan yüzde, luk ve elektrik-elektronik sektöründe yaşanan yüzde 1 lik artış dikkat çekicidir. Uluslararası rekabet gücünün önemli göstergelerinden biri olan reel efektif döviz kurunun gelişimi incelendiğinde; krizin en çok etkisinin hissedildiği 00 yılı son çeyreği ile 00 yılı son çeyreği arasında değer kaybeden TL nin son dönemde tekrar değer kazanmaya başladığı görülmektedir. TL nin değer kazanmaya başlaması esnekliklere bağlı olarak ithalatı artırıcı, ihracatı azaltıcı etkide bulunmaktadır. Ancak Türkiye de ihracat arz esnekliği, ithalat talep esnekliğine göre düşük olduğu için TL deki değerlenme ithalatı artırıcı yönde ciddi bir etki yaparken, ihracattaki düşüş etkisi sınırlı kalmaktadır. İhracatta daha çok dış talep etkili olmaktadır. Son aylarda ihracatın artışa geçmesi, ihracat yaptığı ülkelerdeki talebin toparlanma eğiliminde olduğunu göstermektedir. 1

.000 Cari İşlemler Dengesi (1 Aylık Kümülatif, milyon $) 0 -.000-0.000-0.000-0.000-0.000-0.000 00-1 00-1 00-1 00-1 00-1 00-1 00-1 00-1 0-1 Kaynak: TCMB Cari işlemler açığı, Ocak ayında milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Dış ticaret dengesindeki, milyar dolarlık artış cari açığın artmasında etkili olmuştur. Cari işlemler hesabı Aralık 00 da,1 milyar dolar açık verirken, Ocak 0 da milyar dolar açık vermiştir. 1 aylık kümülatif cari açık rakamı da 1, milyar dolar olarak gerçekleşti. Geçmiş yılların eğilimleri ve 0 un 00 dan çok daha canlı seyredeceği göz önüne alınırsa cari açıkta 1 milyar dolarlık hedefin tutmayacağı ve 0 milyar dolar civarında gerçekleşmesi beklenmektedir. Cari açıkta yaşanan bu artış ithalattaki hızlı artıştan kaynaklanmaktadır. İhracatın dezavantajı ise Avrupa ülkelerinin bulunduğu durum ve euro/dolar paritesinin dolar lehine çalışmasıdır. Avrupa Birliği ülkelerinin ihracatımızdaki payı Şubat ayı itibarıyla yüzde,1 dir. İhracatımızın çok büyük bir bölümü euro bölgesine gerçekleşirken ihracat rakamları dolar bazında tutulmaktadır. İhracat rakamlarımızdaki artış pariteden dolayı ithalat artışının gerisinde kalmaktadır. 00 ve 0 Ocak ayları cari işlemler dengesindeki, milyarlık fark 00 un kendine özgü durumundan kaynaklanmıştır. Ocak ayı cari açık rakamı 00 yılında, ve 00 yılında, milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu açıdan bakıldığında 0 Ocak rakamı 00 ve 00 yıllarının gerisinde kalmıştır. 1

Enerji faturası cari açık üzerinde baskı yaratmaya devam etmektedir. Ocak 0 da enerji ithalatımız, milyar dolar olarak gerçekleşirken, enerji dışı cari açık ise milyon dolar oluştur. 00 00 ÖDEMELER DENGESİ (Milyar $) 00 Birinci Ya rı 00 İkinci Yarı Tem. Ağu. Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak 0 Cari Denge -1, -1, -, -0, -0, -1,0 0, -1, -,1 -,0 Turizm Gelirleri,0 1,,,,,, 1, 1,1 0, Turizm Giderleri -, -,1-1, -0, -0, -0, -0, -0, -0, -0, Sermaye ve Finans Hesabı,, 0, 0, 1,1 1,0-0, 0, 1, 1,0 Doğruda n Yatırım (Net) 1,,1, 0, 0, 0, 0, 0, 0,0 0, Doğrudan Yatırım Girişi 1,,, 0, 0, 0, 0, 0, 0, 0, Doğrudan Yatırım Çıkışı -, -1, -0, -0,1 0,1-0,1-0,1-0,1-0, 0,0 Portföy Yatırımı (Net) -,0 0, -0, 1, 0, -0, -0,1 0,1-0,,0 Hisse Senedi 0,, 1, 0,1 0, -0,1 0, 0,1 0, 0, Borç Senedi -, 0,1-0, 1, 0, -0, -0,1 0, -1,,0 Diğer Yatırımlar (Ne t), -0, -,0 0,1, 1, -0, -0,1,1-0, Rezerv Varlıklar 1,1-0,1, -1,1 -, 0,0 0,0 0, -1, -0, Kaynak: TCMB Finans hesaplarında bir önceki yılın Ocak ayında 0 milyon ABD doları net sermaye çıkışı gerçekleşmişken, bu yılın Ocak ayında milyon ABD doları tutarında net sermaye girişi olmuştur. 00 yılının Ocak ayında 1 milyon dolar net sermaye çıkışı olan portföy yatırımlarında, 0 yılının ilk ayında yüzde oranında artışla milyar dolar tutarında net sermaye girişi dikkat çekmektedir. Önümüzdeki dönemde özelleştirme ve enerji sektöründe yaşanan gelişmelere paralel olarak yabancı yatırımlarda bir artış beklenmektedir. Türkiye nin IMF ile stand by yapmamasına rağmen kredi notunun düşürülmemesi bu beklentide etkili olmuştur.. Enflasyon ve Para Politikası Şubat ayında tüketici fiyatları enflasyonu beklentilerin üzerinde artış göstererek aylık bazda yüzde 1,; yıllık bazda ise yüzde,1 e yükselmiştir. Bu yükseliş, işlenmemiş gıda fiyatları, vergi ayarlamaları ve 00 yılının aynı ayındaki düşük baz gibi geçici olduğu düşünülen unsurlardan kaynaklanmıştır. Şubat ayı enflasyon beklentisi Reuters anketine göre yüzde 0,; Merkez Bankası Beklenti Anketine göre ise yüzde 0, düzeyinde idi. 1

TÜFE ve ÜFE Yıllık Enflasyon (%) 0 1 0-00-1 00-1 0-1 TÜFE ÜFE TÜFE içinde en yüksek paya sahip olan gıda ve alkolsüz içecekler harcama grubu fiyatları, mevsimsel etkiler ve kötü hava koşulları gibi faktörlere bağlı olarak aylık bazda yüzde,01 oranında artmıştır. Bu grupta yıllık enflasyon yüzde 1, e ulaşmıştır. Şubat ayında üretici fiyatları enflasyonu aylık bazda yüzde 1,, yıllık bazda ise yüzde, artış göstermiştir. ÜFE alt kalemlerine bakıldığında, aylık bazda tarım sektöründe fiyatlar yüzde,0 artarken, sanayi fiyatlarındaki artış yüzde 1,1 düzeyinde gerçekleşmiştir. Tarım fiyatlarındaki yükselişte, olumsuz hava koşulları etkili olmuştur. Yıllık bazda ise tarım sektörü fiyatları yüzde 1,, sanayi sektörü fiyatları yüzde,1 oranında artış göstermiştir. 1

Yıllık TÜFE ve Çekirdek Enflasyon (%) 1 1 0 00-1 00-1 0-1 TÜFE H Endeksi I Endeksi Enerji, işlenmemiş gıda, alkollü içecekler ve tütün ürünleri ile altını dışlayan ÖKTG-H endeksinin yıllık artış oranı yüzde, düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu endeksten işlenmiş gıda ürünleri çıkarılarak elde edilen ÖKTG-I göstergesinin yıllık artış oranı ise bir önceki aya göre sınırlı bir artışla yüzde,0 olmuştur. Çekirdek enflasyon olarak nitelendirilen özel kapsamlı TÜFE göstergelerinin ılımlı seyri, fiyatlama davranışlarında henüz bir bozulma olmadığını göstermektedir. Enflasyonun orta vadedeki seyri bakımından önümüzdeki aylarda da özel kapsamlı TÜFE göstergelerinin dikkatle izlenmesi gerekmektedir. Mal ve Hizmet Fiyatları Enflasyonu (Şubat, %) Aylık Yıllık TÜFE 1,,1 Mallar 1,, Enerji 0,,0 İşlenmemiş Gıda,, İşlenmiş Gıda 0,0, Enerji ve Gıda Dışı Mallar -0,, Hizmetler 0,,1 Kira 0,, Lokanta ve Oteller 1,1, Ulaştırma Hizmetleri 0,, Diğer Hizmetler 0,0, Kaynak: TCMB 1

Şubat ayında mal ve hizmet grubu enflasyonu sırasıyla yüzde 1, ve yüzde 0, oranında yükselmiştir. Yıllık enflasyon mal grubunda yüzde,, hizmet grubunda ise yüzde,1 olarak gerçekleşmiştir. Hizmet grubu yıllık enflasyonu, ulaştırma ve yemek hizmetleri fiyatlarındaki artışlar ve bir önceki yılın düşük baz etkisi nedeniyle Şubat ayında yükselmiştir. Bu yükselişte enerji ve gıda fiyatlarındaki artışlar da etkili olmuştur. Küresel ekonomideki sorunların henüz tam olarak giderilememiş olduğunu ve toparlanmanın gücüne ilişkin belirsizliklerin devam ettiğini dikkate alan Para Politikası Kurulu, faiz oranlarının uzun bir süre daha düşük seviyelerde tutulması gerektiğini ifade etmiştir. TCMB Gecelik Faiz Oranları (%) 0,00 1,00 1,00 1,00 1,00,00,00,00,00 00-1 1 00-1 1 0-1 Kaynak: TCMB 00 yılının son çeyreğinde kredi piyasasında gözlenen olumlu gelişmeler ve iktisadi faaliyetteki ılımlı toparlanma eğilimini göz önüne alan Kurul, faiz indirimlerini kademeli olarak yavaşlatmıştır. Son dört toplantıda (Aralık 00, Ocak 0 ve Şubat 0, Mart 0) politika faizi yüzde,0 düzeyinde sabit tutulmuştur. Bununla birlikte Kurul, beklenmeyen bir durumun ortaya çıkması ve genel fiyatlama davranışlarında bozulma görülmesi halinde para politikasının Enflasyon Raporu ndaki duruşa kıyasla daha erken sıkılaştırılmasında tereddüt edilmeyeceğini vurgulamaktadır. 0

Diğer taraftan; dünya genelinde gerek bütçe açıklarının ulaştığı yüksek seviyeler, gerekse kredi ve gayrimenkul piyasalarında süregelen sorunlar özellikle gelişmiş ülkelerdeki toparlanma sürecine ilişkin aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Bu da, yurtiçi iktisadi faaliyet ve enflasyon üzerinde aşağı yönlü bir risk oluşturmaktadır. Dolayısıyla Kurul, küresel gelişmeleri dikkatle takip ederek, gerekli olduğu takdirde, enflasyonun hedeflerle uyumunu sağlayacak tedbirleri alacağını ifade etmektedir.. Mali Piyasalar İMKB 0 Endeksi 0 yılının ilk iki ayında kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye nin kredi notunu yükseltmelerinin de desteğiyle yükselişini sürdürmüştür. Son dönemde ise yurtdışı piyasalarda açıklanan verilerin etkisi ile gelişmekte olan piyasalarda yaşanan fon çıkışına bağlı olarak dalgalı bir seyir izleyen Endeks, 1 Mart 0 itibarıyla ise. seviyesindedir..000 İMKB-0 Endeksi (0.01.00-1.0.0).000..000.000.000 1.000.000 00 00 00 0 Kaynak: Reuters Yabancı yatırımcıların İMKB deki payı, uluslararası piyasalardaki toparlanma ve risk algılamalarındaki iyileşmeyle beraber 00 yılının Aralık ayı sonunda yüzde, e kadar yükselmiştir. 0 yılının başlarında ise fazla bir dalgalanma göstermeyen İMKB kotasyonundaki hisselerde yabancı sahipliği oranı, 1 Mart 0 tarihi itibarıyla yüzde,1 düzeyindedir. 1

Yabancı Yatırımcıların Payı (%) 0 0 00-1 00-1 00-1 00-1 0-1 Kaynak:Merkezi Kayıt Kuruluşu,00 Döviz Kurları ( 0.01.00-1.0.0),0 1,00 1,00 1,00 1,00 1,0 00 00 00 0 Kaynak :TCMB Dolar Euro 0 yılında TL gerek dolar, gerekse de döviz kuru sepeti (0, dolar+0, euro) karşısında dalgalı bir seyir izlemektedir. Ocak ayının ikinci yarısından itibaren ABD ile ilgili gelen nispeten olumlu verilerin ve Euro Bölgesinde yaşanan Yunanistan kaynaklı olumsuz gelişmelerin etkisi ile dolar, euro karşısında değer kazanmaya başlamıştır. Şubat ayında euro / dolar paritesi, Mayıs 00 dan bu yana en düşük seviyeye gerilemiştir. Son dört ay içinde euro, dolar karşısında yüzde değer kaybı yaşamış ve euro / dolar paritesi 1.10 seviyesinden 1.00 seviyesine düşmüştür. Euro daki bu düşüş eğiliminin devam edeceği öngörülmektedir. TL ise döviz kuru sepeti (0,

dolar+0, euro) karşısında dalgalı bir seyir izlemiş ve 1 Mart 0 tarihi itibarıyla, 1, seviyesine gelmiştir. TL / dolar paritesi ise bu tarih itibarıyla 1,1 seviyesindedir.. Kamu Maliyesi ve Borçlanma 0 yılı Ocak-Şubat döneminde bütçe gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1, oranında artarak, milyar TL olmuştur. Bütçe giderleri ise geçen yılki düzeye çok yakın bir şekilde, milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde faiz hariç bütçe giderleri sadece yüzde, oranında artarak, milyar TL olmuştur. Böylelikle, bu dönemde bütçe açığı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde, oranında azalışla, milyar TL olurken, faiz dışı fazla yüzde 0, oranında artışla, milyar TL olarak gerçekleşmiştir. 00 yılının son çeyreğinde vergi gelirleri tahsilatında ortaya çıkan olumlu performans bu yılın ilk iki ayında da devam etmiştir. 0 yılı Ocak-Şubat döneminde vergi gelirleri yüzde 1 oranında artarak, milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri ( Milyon TL) 00 00 Ocak-Şubat 0 Hedef 0 Ocak-Şubat Değişim (%) Bütçe Giderleri..0.1. 0, Faiz Hariç Bütçe Giderleri 1.0 0. 0.1.0, Faiz Giderleri.01 1..0. -1, Bütçe Gelirleri 1.00... 1, Vergi Gelirleri 1.1.0 1..1 1,0 Bütçe Dengesi.1. -0.1. -, Faiz Dışı Denge... 0, Kaynak: Maliye Bakanlığı Faiz dışı harcamaların detaylarına bakıldığında, personel giderleri, sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderleri ve cari transferlerin bu artışta belirleyici olduğu görülmektedir.

Bütçe Giderleri (Milyon TL) 0.000 1.000 1.000 1.000 1.000.000.000.000.000.000 0.0 Personel Giderleri.0 1. 1.. 1..0 SGK Devlet Primi Giderleri Mal ve Hizmet Alım Giderleri 1. Cari Transferler 1 1 Sermaye Giderleri Sermaye Borç Verme Transferleri 1. Faiz Giderleri. Kaynak: Maliye Bakanlığı 0 yılı Ocak-Şubat döneminde sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde, oranında artarken, mal ve hizmet alım giderleri yüzde 1, oranında azalmıştır. Bunda, 1 Ocak 0 tarihinden itibaren genel sağlık sigortası kapsamına alınan kamu personeli için genel sağlık sigortası priminin, mal ve hizmet alımları kapsamından çıkarılarak sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderleri kapsamında ödenmeye başlanması etkili olmuştur. 0 yılının ilk iki ayında cari transferler geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1, oranında artışla 1, milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde sağlık, emeklilik ve sosyal yardım giderleri için geçen yılın aynı dönemine göre yüzde oranında artışla, milyar TL transfer yapılmıştır. Sosyal güvenlik primi işveren hissesinin puanlık kısmının Hazine tarafından ödenmesi kapsamında yapılan transfer milyon TL dir.

Vergi Gelirleri (Milyon TL) 00 00 Ocak-Şubat 0 Hedef 0 Ocak-Şubat Değişim (%) Merkezi Yönetim Bütçe Gelirleri 1.00... 1, Genel Bütçe Gelirleri 0....1 1, Vergi Gelirleri 1.1.0 1..1 1,0 Gelir Vergisi.. 1.1.1 -, Kurumlar Vergisi 1.0. 1.. 1, BSMV.00 1. -1, Dahilde Alınan KDV 0...., İthalde Alınan KDV.1. 0..00, Özel Tüketim Vergisi.0..1.1, Damga Vergisi.1 1. 1,1 Harçlar. 0.0 1, Diğer 1.. 1..,0 Vergi Dışı Diğer Gelirler.0.0.1.0 -, Özel Bütçeli İdarelerin Öz Gelirleri.0 0. 1, Düzen. ve Denet. Kurumların Gelirleri 1.0 0 1. -, Kaynak: Maliye Bakanlığı Bu dönemde, vergi gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1 oranında artarak, milyar TL olmuştur. 0 yılı Ocak-Şubat döneminde geçen yılın aynı dönemine göre kurumlar vergisi yüzde 1,, dahilde alınan katma değer vergisi yüzde,, özel tüketim vergisi yüzde,, ithalde alınan katma değer vergisi yüzde. oranında artmıştır. 0 yılının ilk çeyreği tüketimde kademeli bir toparlanmanın başladığı bir dönem olmuştur. Bu durum, vergi gelirleri tahsilatına olumlu olarak yansımış ve özellikle katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi gibi dolaylı vergi gelirlerinde bir artışa neden olmuştur. Bunda ekonomik canlanmanın yanısıra 00 yılının sonunda uygulamaya konulan akaryakıt ve tütün ürünlerinden alınan vergilerde yapılan yukarı yönlü ayarlamalar da etkili olmuştur. Gelir vergisi ve dahilde alınan katma değer vergisi tahsilatlarında Şubat ayında bir azalış görülmekte ise de bu azalma esas olarak, bu vergilerin tahsilatlarının bir kısmının bir sonraki aya sarkmasından kaynaklanmaktadır.

MALİ KURAL UYGULAMASI Mali kural uygulaması dünyada mali disiplini güçlendirmek, daha güçlü bir kamu maliyesi oluşturmak amacıyla mali hedefler üzerine çeşitli sayısal sınırlar konulması şeklinde uygulanmaktadır. Bu kapsamda belirlenecek kuralların, ulusal düzeyde ve daha alt kamusal karar alma süreçlerinde basitlik, esneklik, güvenilirlik, saydamlık ve büyüme yönelimli özelliklerle iyi tasarlanması gerekmektedir. Özellikle güvenilir olabilmesi için bu kurallara uyulacağının ve bu kuralların kalıcı olacağının taahhüt edilmesi esastır. Mali kuralların saydam olması ise, belirli mali göstergelerle ölçülebileceği, her kesim tarafından izlenebileceği ve ihlal edilmeyeceği anlamına gelmektedir. Ülkemizde de bütçe disiplininin sağlanması, kamu kesimi borçluluğunun orta vadede kontrol altına alınması ve kurumsal yapının güçlendirilmesi amacıyla, 0 yılından itibaren mali kural uygulamasına geçilmesi hedeflenmektedir. Buna ilişkin yasal altyapının önümüzdeki dönemde tamamlanması hedeflenmektedir. Bu çerçevede, kamu maliyesinin ilgili her mali yıl için ayrı olarak hesaplanan kamu kesimi açık tavanına göre yürütülmesi esas alınacaktır. Mali kural uygulaması çerçevesinde orta-uzun vadeli kamu kesimi açık tavanı, sürdürülebilir bir borç yapısıyla uyumlu olacak şekilde belirlenecektir. Mali kural ile uzun vadeli bir perspektifle kamu açığı ve/veya borç stoku için hedefler konularak maliye politikasına duyulan güvenin artırılması ve risk primlerinin düşürülmesi hedeflenmektedir. Mali kural ana parametreye dayanmaktadır. Bunlar: 1. Hedef Bütçe Dengesi: Hedeflenen bütçe dengesi Türkiye nin uzun vadeli borç stoku hedefine göre belirlenecektir. Konulan açık hedefi ve tahmini büyüme hızına bağlı olarak kamu borcunun milli gelire oranının ne seviyeye gerileyeceği ortaya çıkmaktadır. Uzun vade için yüzde 0,-1, arasında bir bütçe dengesinin hedeflenmesi beklenmektedir.. Yakınsama Hız Katsayısı: Yakınsama hız katsayısı, hedeflenen bütçe dengesine ne hızla ulaşılacağını göstermektedir. Örneğin 1/ gibi sabit bir rakamın alınması hedefle bugünkü seviye arasındaki farkın ¼ ünün her yıl azaltılacağını göstermektedir. Yapılan çalışmalarda yüzde 0- arasında yakınsama hızları üzerinde çalışılmaktadır. Dolayısıyla hedefe yakınsamanın önemli bir kısmının ilk yıllarda gerçekleşmesi öngörülmektedir.. Reel Büyüme Eşiği: Ekonominin orta vadeli büyüme hızından yola çıkılarak bir eşik büyüme alınmaktadır. Ekonomi eşik büyümeden fazla büyürse bütçe dengesinde fazla verilecektir. Ekonomi eşik büyümeden az büyürse bütçe açığının artmasına izin verilecektir. Büyüme eşiği olarak yüzde -, aralığı üzerinde çalışılmaktadır.. Döngüsel Etkiyi Yansıtma Katsayısı: Beklenenin üzerinde veya altında büyüme olduğu zaman aradaki farkın ne kadarının tasarruf edileceğini veya harcanacağını göstermektedir. Yapılan çalışmalarda yüzde -0 arasında parametreler üzerinde çalışılmaktadır. Öte yandan, mali kuralların uygulamaya konulması tek başına sürdürülebilir bir kamu maliyesinin sağlanması açısından yeterli olmayacaktır. Bu nedenle, kamu maliyesine ilişkin yapısal reformlara devam edilmesi, ülkemizde mali kuralların uygulanabilme gücünü daha da artıracaktır.

Merkezi yönetim toplam borç stoku, 0 yılı Ocak ayında geçen yılsonuna göre, milyar TL artarak, milyar TL ye yükselirken, toplam borcun, milyar TL si iç borç, 1, milyar TL lik kısmı ise dış borçlardan oluşmaktadır. Böylece, merkezi yönetim borç stokunun yüzde ini iç borçlar, yüzde ini dış borçlar oluşturmaktadır. TL Cinsi İskontolu Senetlerin Borçlanma Faiz Oranı (Yıllık Bileşik, %) 0 1 1, 1, 1,0 1, 1,, 1,1,0,,1,,,0,0,0 0 00 00-1 1 0-1 0- Kaynak: Hazine Müsteşarlığı Hazinenin TL cinsinden iskontolu devlet iç borçlanma senetlerinin (DİBS) yıllık bileşik faiz oranı, Ocak ayındaki seviyesini korumuş ve 0 yılı Şubat ayında yüzde olarak gerçekleşmiştir. İç Borç Stoku (Milyar TL) 00 0 Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Toplam Ocak Toplam Ödeme Anapara Faiz Toplam Borçlanma Net Borçlanma Borç Stoku Tahvil Bono 1,,1, 1,, 1, 1, 1,, 1,, 1,,0 0,, 1,,,,1, 1, 0,,, 1,,, 1,,0 1, 1, 1,,0,,,,0 0,,, 0, 1, 0,,, 0,0,,, 0,, 1, 1,0 0,, 1, 1, 1, 1,0 1,0 1, Kaynak: Hazine Müsteşarlığı 0 yılı Ocak ayında 1, milyar TL toplam borçlanma ve, milyar TL tutarında net borçlanma gerçekleştirilmiştir. İç borç stoku, 0, milyar TL si tahvil,

1, milyar TL si bono olmak üzere toplam, milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde, 1, milyar TL si anapara,, milyar TL si faiz ödemesi olmak üzere toplam 1, milyar TL lik iç borç servisi gerçekleşmiştir. Dış Borç Stokunun Döviz Dağılımı (%),,,0, USD EURO SDR DİĞER Euro Bölgesindeki yüksek borç stokları ve bütçe açıklarına ilişkin sorunlar AB ekonomisine ve ilişkin endişelerin artmasına neden olmuştur. Bu olumsuz görünüm, euroya olan güveninin azalmasına ve euronun dolar karşısında değer kaybetmesine yol açmıştır. Bu eğilimin devam etmesi durumunda kamu dış borç stoku toplamımız parite etkisinden olumlu etkilenecektir. Euro/dolar paritesindeki yüzde luk bir değer kaybı, toplam dış borç stokumuzda yaklaşık, milyar dolarlık azalmaya neden olmaktadır.