ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI



Benzer belgeler
ÇEVRE SEKTÖRÜ. Türkiye nin i Avrupa Birliği ne üyelik başvurusu. Katılım Ortaklığı Belgesi nin kabulü Yılı Ulusal Programı nın hazırlanması

AVRUPA BİRLİĞİ ÇEVRE FASLI MÜZAKERE SÜRECİ

AVRUPA BİRLİĞİ TARAFINDAN FİNANSE EDİLEN PROJE LİSTESİ

TÜRKİYE DE ÇEVRE YÖNETİMİ

Yıllar PROJE ADIMI - FAALİYET. Sorumlu Kurumlar. ÇOB, İÇOM, DSİ, TİM, Valilikler, Belediyeler ÇOB, İÇOM, Valilikler

6.1. SU VE TOPRAK YÖNETİMİ İSTATİSTİKLERİ 2. Mevcut Durum

2001 yılında Marakeş te gerçekleştirilen 7.Taraflar Konferansında (COP.7),

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

TÜRKİYE ÇEVRE POLİTİKASINA ÖNEMLİ BİR DESTEK: AVRUPA BİRLİĞİ DESTEKLİ PROJELER

Resmî Gazete Sayı : 29361

Güney Akım Açık Deniz Boru Hattı Türkiye Bölümü

Sera Gazlarının İzlenmesi ve Emisyon Ticareti. Politika ve Strateji Geliştirme. Ozon Tabakasının Korunması. İklim Değişikliği Uyum

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, AB SÜRECİ VE ÇEVRE

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

GÜNEY EGE BÖLGE PLANI

Hanife Kutlu ERDEMLĐ Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı Burdur

BELEDİYELERCE BİLGİ SAĞLANACAK İDEP EYLEMLERİ

HAVZA KORUMA EYLEM PLANLARI EYLEMLERİ

İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu Çalışma Grupları

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

AKDENİZ EYLEM PLANI SEKRETARYASI (AEP)

ÇEVRE KORUMA VE KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI ATIK YÖNETİMİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNERGE

Avrupa Birliği Taşkın Direktifi ve Ülkemizde Taşkın Direktifi Hususunda Yapılan Çalışmalar

EK 4 AVRUPA BĐRLĐĞĐ MÜKTESEBATININ ÜSTLENĐLMESĐNE ĐLĐŞKĐN TÜRKĐYE ULUSAL PROGRAMI KAPSAMINDA TEMĐZ (SÜRDÜRÜLEBĐLĐR) ÜRETĐM ĐLE ĐLGĐLĐ UYUM ÇALIŞMALARI

ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI 2023 YILI HEDEFLERİ

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı. Gaziantep 2014

MARMARA BÖLGESİNDEKİ HAVZA KORUMA EYLEM PLANI

Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü

İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ TORBALI SONUÇ RAPORU

Hedef 1: KAPASİTE GELİŞTİRME

AB SÜRECİNDE. SANAYİ ve ÇEVRE YÖNETİMİ

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ

T.C. KIRŞEHİR VALİLİĞİ ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK İL MÜDÜRLÜĞÜ

ÇEVRE ALANıNDA FINANSMAN FıRSATLARı

T.C. ULAŞTIRMA BAKANLIĞI ULAŞIMDA ENERJİ VERİMLİLİĞİ

SANAYİ ve ÇEVRE YÖNETİMİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ NİYET EDİLEN ULUSAL OLARAK BELİRLENMİŞ KATKI

Türkiye de Ulusal Politikalar ve Endüstriyel Simbiyoz

SU ŞEBEKE VE ARITMA TESİSLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI GÖREV YETKİ VE SORUMLULUK YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Teşkilat

AB ÇEVRE POLİTİKALARI. Prof.Dr. Günay Erpul Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ABD Dışkapı - Ankara

2009 Planlanan CKVK_F_ Atıkları kaynakta ayırma değerlendirme yönetimi etüd projesi CEK Müd

ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ATIKSU YÖNETİMİ

BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü. ENOFİS 05 Şubat 2009

TÜRKİYE DE DENİZ STRATEJİSİ ÇERÇEVE DİREKTİFİ KONUSUNDA KAPASİTE GELİŞTİRME PROJESİ ( )

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

21- BÖLGESEL POLİTİKA VE YAPISAL ARAÇLARIN KOORDİNASYONU

Tarımın Anayasası Çıktı

«MAVİ DENİZ TEMİZ KIYILAR»

12 Mayıs 2016 PERŞEMBE

ÇEVRE YÖNETİMİ VE DENETİMDEN SORUMLU ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜNÜN GÖREVLERİ

Öncelikli Kimyasallar Yönetimi Şube Müdürlüğü Faaliyetler ve KOK Projesi

Karar -/CP.15. Taraflar Konferansı, 18 Aralık 2009 tarihli Kopenhag Mutabakatını not alır.

YEREL YÖNETİMLERDE ÜRETİLEN ÇEVRE-ATIK HİZMETLERİNİN FİYATLANDIRILMASI İLE TAKİP VE TAHSİLİNDE YAŞANAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

ÇEVRE KORUMA DAİRESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRME VE İZLEME DENETLEME ŞUBE AMİRİ KADROSU HİZMET ŞEMASI

Çevre İçin Tehlikeler

ATIK KABUL TESİSLERİ İÇİN ÇEVRE LİSANSI İŞLEMLERİ

Ergene Havzası Koruma Eylem Planı 15 başlıktan meydana gelmektedir.

Betül AYDIN Hava Yönetimi Dairesi Başkanı V. Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü

GERÇEKLEŞTİRİLEN EĞİTİM FAALİYETLERİ

Minamata Sözleşmesi Türkiye de Ön Değerlendirme Projesi. Bursev DOĞAN ARTUKOĞLU Ankara

HAVA YÖNETİMİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Emisyon Kontrolünün Geliştirilmesi Projesi

TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ENERJİ VE ÇEVRE POLİTİKALARI AÇISINDAN RESLER VE KORUNAN ALANLAR. Osman İYİMAYA Genel Müdür

GEDİZ HAVZASI Gediz Nehri nin uzunluğu 275 km 175 km si Manisa ili 40 km si Kütahya ili 25 km si Uşak 35 km si İzmir

ÜLKEMİZDE SİBER GÜVENLİK

YATAY (1) NO. MEVZUAT NO MEVZUAT ADI Aarhus Sözleşmesi Espoo Sözleşmesi

YATIRIMLAR Yatırımların Sektörel Dağılımı a) Mevcut Durum

Proje alanı, süresi ve bütçesi

ÇEV 455 Tehlikeli Atık Yönetimi

İL MÜDÜRLÜĞÜMÜZ PROJE ÇALIŞMALARI

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR --

İÇİNDEKİLER İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...VII BİRİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...IX İÇİNDEKİLER...XI KISALTMALAR...XXI

İZMİR DE KATI ATIK YÖNETİMİ. İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ Atık Yönetimi Dairesi Başkanlığı

Dünyadaki toplam su potansiyeli. Dünyadaki toplam su miktarı : 1,4 milyar km 3 3/31

SUNUMUN İÇERİĞİ. 3) AB sürecinde Gerçekleştirilen Diğer Çalışmalar. 4) AB Müzakerelerine Hazırlık Çalışmaları ve Son Gelişmeler

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

PROJE - FAALİYET KISA VADE ORTA VADE UZUN VADE 1 HAVZA KORUMA EYLEM PLANI STRATEJİSİNİN OLUŞTURULMASI

ATIKSU YÖNETİMİ VE YENİLİKÇİ YAKLAŞIMLAR. IV. OSB ÇEVRE ZİRVESİ Recep AKDENİZ Genel Müdür Yardımcısı Bursa 2016

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜRKİYE KİMYA SANAYİ MECLİSİ 2015 YILI FAALİYET RAPORU

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

ÇEVRE KORUMA VE KONTROL MÜDÜRLÜĞÜ

HAVRAN İLÇESİ ESELER MAHALLESİ 106 ADA 60 PARSELE İLİŞKİN 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI RAPORU

YOĠKK TEKNĠK KOMĠTELER EYLEM PLANI OCAK MART DÖNEMĠNDE SAĞLANAN

DIŞ KAYNAKLI DOKÜMAN LİSTESİ

ÇEVRE İZİN VE LİSANSLARINDA YENİ DÖNEM

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ 12. TARAFLAR KONFERANSI (COP12) EKİM 2015 TARİHLERİNDE ANKARA DA YAPILACAKTIR.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI TÜRKİYE'DE ÇEVRE SORUNLARI DOÇ. DR.

9Çevresel Risk Analiz ve Yönetim

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE YEREL YÖNETİMLER

Atık Yönetiminde Ulusal Mevzuat ve Avrupa Birliği Uyum Çalışmaları. Betül DOĞRU Şube Müdürü

FASIL 5 KAMU ALIMLARI

SERA GAZI SALIMLARININ DEĞERLEND

SERA GAZLARININ İZLENMESİ ve EMİSYON TİCARETİ

Arazi verimliliği artırılacak, Proje alanında yaşayan yöre halkının geçim şartları iyileştirilecek, Hane halkının geliri artırılacak, Tarımsal

T.C. MUĞLA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ Deniz ve Kıyı Tesisleri Şube Müdürlüğü

KAMU KURUMLARI VE BELEDİYELER İLE YÜRÜTÜLEBİLECEK ÇALIŞMA VE PROJELER

TMMOB PEYZAJ MiMARLARI ODASI

AB Çevre Mevzuatı Rıfat Ünal Sayman REC Türkiye Direktör Yrd.

ULUSAL SULAK ALAN STRATEJİSİ VE EYLEM PLANI

Transkript:

İÇİNDEKİLER 1. MEVZUAT İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR... 3 1.1 MEVCUT DURUM... 3 1.2 İLERİYE DÖNÜK HEDEFİMİZ:... 3 2. ÇEVRE İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR... 4 2.1 ATIK YÖNETİMİ... 4 2.1.1 Düzenli Depolama Tesisleri ve Hizmet Verilen Nüfus... 4 2.1.2 Ambalaj Atıkları... 6 2.1.3 Tıbbi Atıklar... 8 2.1.4 Tehlikeli Atıklar... 9 2.2 ATIKSU YÖNETİMİ... 11 2.3 DENİZ VE KIYI YÖNETİMİ... 13 2.3.1 Atık Kabul Tesisi (Liman)... 15 2.3.2 Mavi Bayrak Uygulaması... 16 2.3.3 Balık Çiftlikleri... 16 2.3.4 Acil Müdahale Planları... 18 2.4 KİMYASAL YÖNETİMİ... 19 2.5 HAVA KALİTESİ YÖNETİMİ... 19 2.6 ÇEVRESEL GÜRÜLTÜ... 21 2.7 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ... 22 2.8 DÜNYA SU FORUMU... 23 2.9 EKONOMİK İŞBİRLİĞİ VE KALKINMA TEŞKİLATI, (OECD) İKİNCİ TÜRKİYE ÇEVRESEL PERFORMANS İNCELEMESİ RAPORU 24 2.9.1 Türkiye Avrupa Birliği Mali İşbirliği Programı Kapsamında 2003 2008 Yılları Arasında Çevre Alanında Finanse Edilen Kurumsal Kapasite Ve Altyapı Projeleri... 25 2.9.2 Müzakere Sürecinde Yapılan Çalışmalar... 26 2.10 ÇEVRE DÜZENİ PLANLARI... 27 2.10.1 Avrupa Çevre Ajansı... 28 2.11 ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGELERİNDEKİ ÇALIŞMALAR... 28 3. ORMANLARIMIZ VE AĞAÇLANDIRMA ÇALIŞMALARI... 30 3.1 FİDAN ÜRETİMİ... 31 3.2 AĞAÇLANDIRMA VE REHABİLİTASYON... 32 3.3 EROZYON KONTROLÜ VE ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE... 33 3.4 ÖZEL AĞAÇLANDIRMA... 34 3.5 KENT ORMANLARI VE HER KÖYE BİR ORMAN PROJESİ... 35 3.6 BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK, DOĞA KORUMA VE TÜRKİYE NİN PRESTİJ ALANLARI OLAN KORUNAN ALANLARIMIZ: MİLLİ PARKLAR, TABİAT PARKLARI, TABİAT ANITLARI, TABİAT KORUMA ALANLARI, SULAK ALANLAR VE MESİRE YERLERİ... 36 3.6.1 Türkiye nin Biyolojik Zenginliği... 36 3.6.2 Tür Koruma... 36 3.6.3 Korunan Alan... 37 3.6.4 Sulak Alanlar... 38 Sayfa 1 / 40

3.6.5 Halkımızın Rekreasyon İhtiyaçlarını Mesire Alanlarıyla Karşılıyoruz... 39 ŞEKİLLER LİSTESİ ŞEKİL 1 YILLARA GÖRE MEVZUAT DÜZENLEME SAYISI... 3 ŞEKİL 2 DÜZENLİ DEPOLAMA TESİS SAYISI... 6 ŞEKİL 3 DÜZENLİ DEPOLAMA TESİSLERİNE SAHİP BELEDİYE SAYISI... 6 ŞEKİL 4 HİZMET EDİLEN NÜFUS SAYISI... 6 ŞEKİL 5 AYIRMA VE GERİ KAZANIM TESİSİ SAYISI... 7 ŞEKİL 6 GERİ KAZANILAN VE KAYIT ALTINA ALINAN AMBALAJ ATIĞI MİKTARI (TON)... 7 ŞEKİL 7 TIBBİ ATIK BERTARAF TESİSİ SAYILARININ YILLARA GÖRE DAĞILIMI... 8 ŞEKİL 8 TEHLİKELİ ATIK GERİ KAZANIM VE BERTARAF TESİSİ SAYILARININ YILLARA GÖRE DAĞILIMI... 10 ŞEKİL 9 YILLAR İTİBARIYLA ATIKSU ARITMA HİZMETİ VEREN BELEDİYE SAYISI... 12 ŞEKİL 10 ATIKSU ARITMA TESİSİ İLE HİZMET EDİLEN NÜFUSUN TOPLAM BELEDİYE NÜFUSUNA ORANI (*)... 13 ŞEKİL 11 DENİZ KİRLİLİĞİ İZLEME NOKTALARI... 15 ŞEKİL 12 LİSANSLI ATIK KABUL TESİSİ BULUNAN LİMAN SAYILARININ YILLARA GÖRE DAĞILIMI... 15 ŞEKİL 13 YILLARA GÖRE VERİLEN MAVİ BAYRAK SAYISI... 16 ŞEKİL 14 YILLARA GÖRE OTOMATİK HAVA KALİTESİ ÖLÇÜM İSTASYONLARI SAYISI... 21 ŞEKİL 15 ÜLKE GENELİNDE 1/100.000 ÖLÇEKLİ ÇEVRE DÜZENİ PLANLARI YILLARA GÖRE ORANI... 27 ŞEKİL 16 YILLAR İTİBARIYLA FİDAN ÜRETİMİ... 31 ŞEKİL 17 YILLAR İTİBARIYLA AĞAÇLANDIRMA VE REHABİLİTASYON ÇALIŞMALARI... 32 ŞEKİL 18 YILLAR İTİBARIYLA EROZYON KONTROLÜ... 33 ŞEKİL 19 YILLAR İTİBARIYLA ÖZEL AĞAÇLANDIRMA ALANI... 34 ŞEKİL 20 YILLAR İTİBARIYLA AÇILAN KENT ORMANI SAYISI... 35 ŞEKİL 21 YILLAR İTİBARİYLE PLANLANAN ALAN SAYISI... 38 ŞEKİL 22 YÖNETİM PLANI YAPILAN SULAK ALAN SAYISI... 39 ŞEKİL 23 MESİRE ALANLARI SAYISI... 40 RESİMLER LİSTESİ RESİM 1 KAYSERİ ATIKSU ARITMA TESİSİ.... 11 RESİM 2 DENİZ KİRLİLİĞİ ÖLÇÜM VE İZLEME GEMİSİ SEYİR HALİNDE... 14 RESİM 3 HAVA KALİTESİ OTOMATİK ÖLÇÜM CİHAZI... 20 RESİM 4 MESİRE YERLERİNDE YENİ ANLAYIŞ... 40 Sayfa 2 / 40

1. Mevzuat İle İlgili Çalışmalar 1.1 Mevcut Durum 1983 yılında 2872 sayılı Çevre Kanunu ve buna bağlı bir dizi alt düzenleme çıkarılmıştır. Ancak, söz konusu kanun ve düzenlemeler günümüz şartlarına tam olarak cevap verememiştir. Revize edilmesi 15 yıl boyunca sürüncemede kalan Çevre Kanunu Hükümetimiz döneminde ele alınarak günümüz ihtiyaçlarını karşılayacak düzeye getirilmiştir. Ayrıca, Hükümetimiz döneminde yine bir ilk olarak, çevrenin ve tabii kaynaklarımızın korunması ve bu yolla geliştirilmesine yönelik olarak Çevreye Karşı İşlenen Suçlar Türk Ceza Kanunu kapsamına alınmıştır. Bütün bu çabaların neticesinde, Çevre ve Orman Bakanlığımız yürüttüğü hizmetlerle ilgili olarak 2003 yılına kadar toplam 32 düzenleme yürürlükte iken, bu sayı 2008 yılına kadarki süreç içerisinde 110 a çıkarılmıştır (Şekil 1). Diğer bir ifadeyle mevzuat yapımında, önceki duruma göre %250 lik bir artış gerçekleştirilerek, çevre ve tabii kaynaklarımızın, akılcı ve sistematik bir yolla korunması ve geliştirilmesi yolunda önemli aşamalar kaydedilmiştir. 120 110 Mevzuat Sayısı 100 80 60 40 20 0 32 2003 2008 Yıllar 1.2 İleriye Dönük Hedefimiz Şekil 1 Yıllara Göre Mevzuat Düzenleme Sayısı Çevre ve Orman Bakanlığımız, koruma-kullanma ilkesi çerçevesinde çevresel kaynakların geliştirilmesi ve çevre ile ilgili mevzuatın AB standartlarına uyumlaştırılması yönündeki çabalarını sürdürecek ve 2012 yılına kadar tam uyum sağlanacaktır. Bu kapsamda, halihazırda 110 olan mevzuata ilave olarak 54 yeni düzenlemenin yapılması planlanmıştır. Sayfa 3 / 40

ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI 2. Çevre İle İlgili Çalışmalar 2.1 Atık Yönetimi 2.1.1 Düzenli Depolama Tesisleri ve Hizmet Verilen Nüfus Halk ve çevre sağlığını tehdit eden en önemli çevre problemlerinden biri, şehir ve kasabalarda oluşan katı atıkların tabiata gelişigüzel dökülmesidir. Vahşi depolama tabir edilen bu uygulamada çöpler maalesef nehir ve deniz kenarları, Mevcut vahşi depolama sahaları havaya, yüzeysel ve yer altı sularına yaptığı taşkın yatakları da dahil emisyonların etkisi ile çevre kirliliğine sebep olmaktadır. Bu da çevre ve olmak üzere çevre açısından insan sağlığını tehdit etmektedir. en olumsuz yerlere hiçbir tedbir alınmadan dökülmektedir. Hükümetimizin göreve başladığı 2003 yılında Türkiye deki bu manzara 1994 yılındaki İstanbul u andırmakta idi. Göreve başladığımızda ilk ele alınan konulardan biri de belediyelerin katı atık meselesi olmuş, bir taraftan belediyelere düzenli depolama tesisleri kurmaları için teknik ve ekonomik destek verilirken, diğer taraftan 2006 yılında değiştirilen Çevre Kanunu ile bu tesisleri kurmaları için süreler verilmiş, cezai müeyyideler getirilmiştir. Katı atık yönetim hizmetlerinde yaşanan en önemli problemlerden biri her belediyenin kendi katı atık işletmelerini kurması halinde özellikle küçük belediyelerde maliyetlerin çok yüksek olması, yeterli kaynak ve uygun teknolojinin bulunamamasıdır. Bu durum katı atık bertaraf tesislerinin kurulması ve işletilmesinde ilerleme kaydedilememesine yol açmaktadır. Ümraniye Hekimbaşı Çöp Depolama Sahasının Islahtan Sonraki Görünümü Sayfa 4 / 40

Bu itibarla birbirine yakın belediyeler tarafından Yerel Yönetim Birlikleri nin kurulması teşvik edilmiş; kaynakların daha verimli kullanımı sağlanmıştır Bu yapılanma çerçevesinde, Türkiye genelinde katı atık yönetimi düzenli depolama tesislerinin daha ekonomik olarak kurulması, katı atık miktarının azaltılması, geri kazanımın sağlanması, gerektiğinde çöp transfer istasyonları kurularak katı atık taşıma masraflarının düşürülmesi sağlanmıştır. Bu güne kadar yapılan katı atık yatırımlarını daha planlı hale getirmek ve hızlandırmak maksadıyla Katı Atık Eylem Planı hazırlanmıştır. 2003 yılına kadar: 15 düzenli depolama tesisi ile, 150 belediyede, 23 milyon nüfusa hizmet verilmekteyken, (Bunun da 13 Milyonu İstanbul da Sayın Başbakanımız Recep Tayyip ERDOĞAN ın Belediye Başkanlığı döneminde hizmete alındığından aslında hizmet verilen nüfus 10 Milyondur. Şekil 4 de gösterilmiştir) 2008 yılı itibarıyla : 34 tesiste, 450 belediyenin katı atıkları, 29,1 milyon nüfusa hizmet edecek şekilde düzenli depolama tesislerinde bertaraf edilir hale getirilmiştir. Belirtmek gerekir ki, 2003 yılında 23 milyon nüfusa düzenli depolama hizmeti verilen tesislerin içinde, Sayın Başbakanımızın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde gerçekleştirilen İstanbul Avrupa ve Anadolu yakalarındaki katı atık bertaraf tesisleri de vardır. Bu tesislerin oranı ülke geneli ile karşılaştırıldığında toplamın yaklaşık %50 sine karşılık gelmektedir. Ayrıca, bu tesislerin içinde Türkiye de ilk tıbbi atık yakma tesisi ve Türkiye nin en büyük kompost tesisi de bulunmaktadır. Dolayısıyla, 2003 yılına kadar İstanbul dışında 10 milyon kişiye hizmet veren katı atık düzenli depolama tesisleri yapılmıştır. (Şekil 4) Katı Atık Eylem Planı doğrultusunda katı atıkların bertarafı maksadıyla bugün itibarıyla 29,1 milyon nüfusu barındıran 450 belediyeye hizmet veren 34 düzenli depolama tesisi, 2012 yılına kadar 1.130 belediyede 57,1 milyon nüfusa hizmet verecek şekilde 130 düzenli depolama tesisine ulaştırılacaktır. Bu doğrultuda düzenli depolama tesis sayısının yıllara göre dağılımı Şekil 2 de, düzenli depolama tesislerine sahip belediye sayısının yıllara göre dağılımı Şekil 3 de ve bu tesislerin hizmet ettiği nüfus büyüklüğünün yıllara göre dağılımı ise Şekil 4 de verilmiştir. Sayfa 5 / 40

Şekil 2 Düzenli Depolama Tesis Sayısı Şekil 3 Düzenli Depolama Tesislerine Sahip Belediye Sayısı Şekil 4 Hizmet Edilen Nüfus Sayısı 2.1.2 Ambalaj Atıkları Satın alınan pek çok ürün; kâğıt, metal, cam ve plastik ambalaj malzemesi içinde sunulmakta, katı atıkların ağırlıkça % 30 unu, hacimce % 50 sini ambalaj atıkları oluşturmaktadır. Katı atıkların kaynağında ayrı toplanarak, hem bu malzemelerin ekonomiye tekrar kazandırılması hem de depolanacak atık miktarının azaltılması katı atık yönetiminin önemli bir adımını oluşturmaktadır. Modern bir atık yönetim sisteminde, ambalaj atıklarının diğer atıklarla karışmadan kaynağında ayrı toplanması ve organize bir yapı içerisinde geri kazanılmasının sağlanması önemli bir süreçtir. Geri kazanım çalışması ile tabii kaynakların korunması, kaynak israfının önlenmesi ve bertaraf edilmesi gereken katı atık miktarının azaltılması mümkün olmaktadır. Bu sebeple, geri kazanım çalışmalarının ilk adımı olarak kaynakta ayrı toplama Hükümetimizin temel politikası olarak hayata geçirilmiştir. Sayfa 6 / 40

Geri kazanılan ve kayıt altına alınabilen ambalaj atığı miktarı: 2003 yılında 350 bin ton iken, 2008 yılında 2,5 milyon tona çıkarılmıştır. Ambalaj atığı toplama ve ayırma tesisi ile geri dönüşüm tesisi sayıları: 2003 yılına kadar 28 iken, 2008 itibarıyla bu rakam 145 e ulaşmıştır. Şekil 5 de toplama ve ayırma ile geri kazanım tesis sayısı, Şekil 6 da ise geri kazanılan ve kayıt altına alınan ambalaj atığı miktarındaki artış verilmektedir. Şekil 5 Ayırma ve Geri Kazanım Tesisi Sayısı Şekil 6 Geri Kazanılan ve Kayıt Altına Alınan Ambalaj Atığı Miktarı (Ton) Sayfa 7 / 40

2.1.3 Tıbbi Atıklar Sağlık kuruluşlarından kaynaklanan atıklar evsel katı atıkların dışında havada, suda ve toprakta kalıcı özellik gösteren ve ekolojik dengeyi bozan atıklar olduğundan tehlikeli ve zararlı atık sınıfına girmekte ve bu tür atıkların üretim, taşıma, depolama ve bertarafına ilişkin özel tedbirler alınması gerekmektedir. Sağlık kuruluşlarından kaynaklanan atıkların sebep olabileceği tehlike risklerinin ortadan kaldırılması için bu atıkların toplanması, taşınması ve bertarafına kadar yönetiminin hassasiyetle yürütülmesi gerekmektedir. Hükümetimiz bu bilinçle hareket ederek ülke şartlarına en uygun, modern ve en etkili yöntemlerle söz konusu atıkların yönetimini sağlamak için çalışmaktadır. Özellikle tıbbi atıkların sterilizasyon yöntemiyle zararsız hale getirilmesi yönünde belediyelerle yakın işbirliği içerisinde çalışılmaktadır. Bu noktada belirtmek gerekir ki, ülkemizdeki ilk modern tıbbi atık yakma tesisi İstanbul da Başbakanımızın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı döneminde hayata geçirilmiştir. Tıbbi atıkların tekniğine uygun olarak bertarafı konusunda 2003 yılına kadar ülkemizde toplam 4 tesis bulunmakta iken, bu sayı 2008 yılında 21 tesise ulaşmıştır. 2012 yılı sonuna kadar tıbbi atıkların yaklaşık % 85 i tekniğine uygun olarak lisanslı tesislerde bertaraf ediliyor olacaktır. Tıbbi atık bertaraf tesislerinin sayılarının yıllara göre dağılımı Şekil 7 de verilmektedir. Şekil 7 Tıbbi Atık Bertaraf Tesisi Sayılarının Yıllara Göre Dağılımı Sayfa 8 / 40

2.1.4 Tehlikeli Atıklar Başta endüstriyel tesisler olmak üzere pek çok faaliyetten kaynaklanan, insan ve çevre sağlığı açısından telafisi mümkün olmayan sonuçlara sebep olan tehlikeli özellik arz eden atıkların yönetimi Hükümetimizce hassasiyetle üzerinde durulan konulardan biridir. Yıllar önce bu konuda acı tecrübeler yaşanmış olup, uzun yıllar kangren hale gelmiş ve çözülememiş konular Hükümetimiz döneminde çözüme ulaştırılmıştır. Bu sorunların başında, kamuoyunun da yakından takip ettiği üzere Samsun ve Sinop ta bulunan tehlikeli atık içeren variller 18 yıl süreyle bölgede risk oluştururken, Hükümetimiz döneminde kısa sürede çözüm getirilerek 2006 yılında yurt dışına gönderilmesi sağlanmıştır. Bir diğer önemli konu Kocaeli Derince de 23 yıldır tehlike saçmakta olan kullanılması yasaklanmış olan zehirli tarım ilaçlarının yurt dışında bertaraf edilmesi gayesiyle tüm teknik çalışmalar tamamlanmış ve 2008 yılı başlarından itibaren sevkiyatına başlanmıştır. Hükümetimizce tehlikeli atık sorununun çözümü için atıkların üretim esnasında azaltılması ve kaynakta önlenmesi temel prensip olarak benimsenmiştir. Oluşan atıkların ise yeniden kullanımı, geri dönüşümü ve atıklardan enerji geri kazanımı, bunun mümkün olmaması durumunda söz konusu atıkların güvenli bir şekilde nihai bertarafı uygun görülmektedir. Nitekim tehlikeli atıkların yönetimi konusundaki eylemler bu politika üzerine inşa edilmiştir. Tehlikeli atıkların nihai bertarafı için: 2003 yılına kadar 35 bin ton/yıl yakma kapasiteli 1 tesis mevcutken, 2008 yılı itibarıyla 60 bin ton/yıl yakma kapasitesine sahip 3 tesise ulaşmıştır. 2003 yılına kadar 160 bin ton/yıl depolama kapasiteli 1 tesis mevcutken, 2008 yılında 177 bin ton/yıl kapasiteli 3 düzenli depolama tesisi faaliyet sürdürmektedir. Bunlara ilaveten Ege Bölgesinde faaliyet göstermek üzere bir entegre endüstriyel atık bertaraf tesisinin inşasına 2008 yılında başlanmıştır. Tehlikeli atık geri kazanımı tesisi sayısı: 2003 yılına kadar toplam 80 bin ton/yıl kapasiteyle 18 iken, 2008 yılında toplam 543 bin ton/yıl kapasiteyle 144 e yükselmiştir. Buna ilaveten söz konusu atıklardan enerji geri kazanımı hedefini gerçekleştirmek üzere 30 tesis 2005 yılından itibaren lisanslandırılarak faaliyete geçmiş olup, toplam kapasiteleri yaklaşık 680 bin ton/yıl dır. Sayfa 9 / 40

Tehlikeli atık geri kazanım ve bertaraf tesislerinin yıllara göre dağılımı Şekil 8 de verilmektedir. Şekil 8 Tehlikeli Atık Geri Kazanım ve Bertaraf Tesisi Sayılarının Yıllara Göre Dağılımı Sayfa 10 / 40

2.2 Atıksu Yönetimi Yüzeysel suların kirlenmesinin sonucu olarak yayılan su ile bulaşan hastalıklar, çok önemli bir halk sağlığı meselesidir. Su kirliliğinin önlenmesi maksadıyla sanayi ve belediyelerde kanalizasyon ve atıksu arıtma tesisi çalışmalarına Hükümetimiz döneminde hız verilmiştir. Bu meyanda belediyelere atıksu arıtma tesisi inşa etmeleri için teknik ve mali destekler verilmesinin yanı sıra, 2006 yılında değiştirilen Çevre Kanunu ile de sanayi ve belediyelere atıksu arıtma tesisi kurmaları için termin verilmiş ve bu sürede tesis kurmayanlara müeyyideler getirilmiştir. Belediyelerde inşa edilen atıksu arıtma tesisi sayılarında son yıllarda ciddi artışlar görülmektedir: Resim 1 Kayseri Atıksu Arıtma Tesisi. 2002 yılında 145 atıksu arıtma tesisi ile hizmet edilen belediye sayısı 248 iken, 2008 yılı itibarıyla 205 arıtma tesisi ile hizmet edilen belediye sayısı 419 a ulaşmıştır. Nüfusu 100.000 in üzerinde olan şehirlerin atıksu arıtma tesisi kurmalarına öncelik verilmiş olup, 2007 nüfus sayımı sonuçları itibarıyla nüfusu 100.000 in üzerinde olan ve çevreye büyük miktarlarda atıksu bırakan yerleşim yerleri %83 oranında atıksu arıtma hizmetinden yararlanmaktadır. Yıllar itibarıyla atıksu arıtma tesisi bulunan belediye sayısı Şekil 9 da gösterilmiştir. Sayfa 11 / 40

Şekil 9 Yıllar İtibarıyla Atıksu Arıtma Hizmeti Veren Belediye Sayısı 2002 yılından bu güne kadar atıksu arıtma tesisi ile hizmet verilen nüfusun toplam belediye nüfusuna oranında da önemli bir artış gerçekleşmiştir. 2002 yılında belediye nüfusunun %34 ü atıksu arıtma tesisine bağlı iken, 2008 yılı itibari ile bu oran %65 e ulaşmıştır (Şekil 10). Belediyelerin atıksu arıtma tesislerinin ülke ihtiyaçlarına uygun önceliklerde yapılmasını sağlamak ve atıksu yatırımlarından elde edilecek faydayı azami seviyeye çıkarmak üzere Atıksu Arıtma Eylem Planı hazırlanmıştır. Çevre Kanunu ndaki süreler, Bakanlığımız politika, strateji ve hedefleri ile Hükümet eylem planı hedefi dikkate alınarak hazırlanan atıksu eylem planı ile ülkemizin 25 nehir havzasının önceliklendirilmesi yapılmıştır. Yapılan planlamalarda atıksu arıtma tesisi ile hizmet verilen nüfusun toplam belediye nüfusuna oranı 2010 yılında % 73 e, 2012 yılında ise %80 e ulaşması hedeflenmektedir. Bu hedeflere ulaşabilmek için atıksu arıtma tesislerinin su havzalarına göre planlanmasına başlanmış, bu çerçevede 6 havzada Havza Koruma Eylem Planı çalışmaları tamamlanmıştır. 2008 yılı sonuna kadar bütün havzalarda Havza Koruma Eylem Planlarının tamamlanması hedeflenmektedir. Sayfa 12 / 40

Şekil 10 Atıksu Arıtma Tesisi ile Hizmet Edilen Nüfusun Toplam Belediye Nüfusuna Oranı (*) (*) 1994 yılında belediyelerde yaşayan nüfusun %12 si atıksu arıtma tesisine bağlı iken, bu oran 2002 de %34 e, ulaşmıştır. 1994 2002 yılları arasındaki % 22 lik artış büyük ölçüde Sayın Başbakanımızın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı olduğu dönemde hizmete alınan Ataköy Atıksu Biyolojik Arıtma (1996), Balta Limanı Atıksu Ön Arıtma (1997), Büyükçekmece Atıksu Ön Arıtma (1998), Tuzla Atıksu Biyolojik Arıtma (1998), Paşaköy Atıksu İleri Biyolojik Arıtma (2000), Terkos Atıksu İleri Biyolojik Arıtma (2001) tesislerinden kaynaklanmaktadır. 2.3 Deniz ve Kıyı Yönetimi Denizler için kirletici unsurlar genellikle gemilerden ve kara kökenli kirleticilerden kaynaklanmaktadır. Gerekli tedbirler alınmadığı takdirde gemilerden petrol ürünleri içeren atıklar, karadan ise evsel, sanayi ve tarımsal atıklar denizlere ulaşıp denizlerin tabii yapısını bozarak ciddi boyutlarda kirliliğe sebep olabilmektedir. Kontrol altına alınmayan kirlilik deniz suyundaki çözünmüş oksijen konsantrasyonunun azalmasına ve sonuç olarak da denizlerdeki balık ve diğer canlı türlerinin sayısında azalmaya sebep olmaktadır. Ülkemiz dünyada deniz kirliliğinin önlenmesi amacıyla imzalanan MARPOL anlaşmasına taraf olarak anlaşmanın gereklerini yerine getirmektedir. Sayfa 13 / 40

Resim 2 Deniz Kirliliği Ölçüm ve İzleme Gemisi Seyir Halinde Diğer taraftan ülkemiz Akdeniz in kirliliğe karşı korunması (Barselona Sözleşmesi) ile Karadeniz in kirliliğe karşı korunması (Bükreş Sözleşmesi) sözleşmelerine taraf olup, gerek kirlilik izleme ve gerekse denizlerimize karadan gelen kirleticilerin (kara kökenli) engellenmesine yönelik çeşitli çalışmalar yürütülmektedir. Bu çerçevede denizlerimiz için Kara Kökenli Kirleticiler Eylem Planı hazırlanmıştır. Ayrıca gerek Akdeniz ve Ege gerekse Karadeniz ve Marmara denizlerinde Çevre ve Orman Bakanlığımızca oluşturulan deniz kirliliğini izleme programı devam etmektedir. 2003 yılına kadar Akdeniz ve Ege de 26, Karadeniz ve Marmara denizlerinde sadece 3 noktada izleme yapılırken, bugün itibarıyla Akdeniz ve Ege de toplam 82, Karadeniz ve Marmara denizlerinde ise 69 noktada kirlilik izleme faaliyetleri düzenli olarak sürdürülmektedir. Şekil 11 de de görüleceği üzere izleme noktalarının sayısı bakımından, Akdeniz ve Ege de 2 katın üzerinde, Karadeniz ve Marmara denizlerinde ise 23 katlık artış gerçekleşmiştir. Alınan sonuçlar ülkemizin taraf olduğu sözleşme sekretaryalarına düzenli olarak gönderilmektedir. Sayfa 14 / 40

2.3.1 Atık Kabul Tesisi (Liman) Şekil 11 Deniz Kirliliği İzleme Noktaları Bir yılda Boğazlarımızdan geçiş yapan yaklaşık 50-60 bin geminin ve 189 limanımıza gelen gemilerin atıklarının denizlerimizi kirletmeden düzenli bir şekilde alınması ve bertaraf edilmesi büyük önem arz etmektedir. Bu anlamda, gemilerin petrollü-yağlı atıkları, 2003 yılına kadar birkaç limanda gelişi güzel alınmakta iken, bu gün itibarıyla çevre mevzuatı kapsamında lisanslandırdığımız 153 limanımızda bulunan atık kabul tesislerinde alınmakta, depolanmakta, ilave yakıt olarak ekonomiye geri kazandırılmakta veya bertaraf tesislerine gönderilmektedir. Şekil 12 de lisanslı atık kabul tesislerinin yıllara göre değişimi verilmektedir. Şekil 12 Lisanslı Atık Kabul Tesisi Bulunan Liman Sayılarının Yıllara Göre Dağılımı Sayfa 15 / 40

2.3.2 Mavi Bayrak Uygulaması Uluslararası çevre ödülü olan mavi bayrak 8333 km kıyı uzunluğuna sahip ülkemizin deniz kıyı sularımızın temizliğinin bir göstergesi olan ve gerekli standartları taşıyan nitelikli plaj ve marinalardan, 2003 yılına kadar 139 una, 2008 yılı itibarıyla ise 271 ine verilmiştir (Şekil 13). Bu gelişme Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından takdirle karşılanmıştır. 2.3.3 Balık Çiftlikleri Şekil 13 Yıllara Göre Verilen Mavi Bayrak Sayısı Denizlerimizde balık yetiştiriciliği ve işletilmesi ile ilgili herhangi bir önlem alınmaması durumunda askıda katı madde, besin maddeleri ve organik artıkların artışı neticesinde su kalitesi parametrelerinde bozulmaya sebep olacağı bilinmektedir. Dolaysıyla, sudaki oksijen miktarının azalmasına sebep olunmakta, bu durum koy ve körfezlerde ötrofikasyon riskini artırmaktadır. Bu bağlamda, daha önce mevzuatta yer almayan bu önemli konu Hükümetimiz döneminde gündeme getirilmiş ve denizlerde balık çiftliklerinin kurulamayacağı hassas alan niteliğindeki kapalı koy ve körfez alanlarının belirlenmesine ilişkin usul ve esaslar 2007 yılında çıkarılan tebliğ ile ortaya konmuştur. Tebliğdeki kriterlere uymadıkları için kapatılan ve taşınmaları için Çevre Kanununda belirtilen 1 yıllık süre verilen balık çiftliği sahipleri yargıya başvurarak tebliğin yürütmesini 15/05/2007 tarihi itibarıyla durdurmuşlardır. Bilahare yargı süreci sonunda yürütmeyi durdurma kararı 20/09/2007 de kaldırılarak, söz konusu tebliğ yeniden işlerlik kazanmıştır. Sayfa 16 / 40

Daha sonra, sürdürülebilir kalkınma anlayışı çerçevesinde balık çiftliklerinin kurulacağı potansiyel alanları belirlemek maksadıyla Bakanlığımız koordinasyonunda başta Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı olmak üzere ilgili kurumlar ve sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile Bakanlığımızda geniş katılımlı toplantılar gerçekleştirilmiştir. Yapılan değerlendirmeler neticesinde Tebliğ ile belirlenen kriterler çerçevesinde, Aydın da 2, Muğla da 2, İzmir de 9 ve Mersin de 4 olmak üzere toplam 17 alan belirlenmiş ve 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planlarına işlenmiştir. Söz konusu alanlara taşınma işlemleri ile ilgili çalışmalar devam etmekte olup, Muğla bölgesinde seçilen alanlara yerleştirilecek balık çiftliklerinin çevresel etkilerini belirleyecek Çevresel Etki Değerlendirme Raporu bilimsel bir kuruluş tarafından yapılmış ve ÇED süreci devam etmektedir. Söz konusu sürecin tamamlanmasından sonra balık çiftlikleri seçilen potansiyel alanlara taşınmış olacaktır. Sayfa 17 / 40

2.3.4 Acil Müdahale Planları Ülkemiz tüm kıyılarını kapsayacak şekilde; gemi ve kıyı tesisi kazalarında hazırlıklı olmak ve müdahale sisteminin oluşturulması amacıyla Acil Müdahale Kanunu 2005 yılında çıkarılmış ve bu çerçevede Ulusal ve 6 Bölgesel Alan İçin Acil Müdahale Planları nın hazırlanması çalışmaları başlatılmış olup 2009 yılı Eylül ayı itibarıyla tamamlanacaktır. Bölgesel Acil Müdahale Planı Sayfa 18 / 40

2.4 Kimyasal Yönetimi Günlük hayatımızda ve sanayide kullanılan kimyasalların insan sağlığı üzerine olumsuz etkileriyle mücadele, özellikle 2006 yılındaki Çevre Kanunu değişikliği ile hız kazanmıştır. Asbestin bazı alanlarda kullanımı yasaklanmıştır. Sanayicimiz kendisini buna adapte etmiştir. AB müktesebatı uyum çalışmaları kapsamında tehlikeli kimyasalların ithalat ve ihracatı tüzüğü ne uyum çalışmaları devam etmektedir. Kalıcı Organik Kirleticiler Tüzüğü ne uyum çalışmaları devam etmektedir. Kalıcı organik kirleticilerin çevre ile uyumlu yönetimi ve bertarafının sağlanması için ulusal uygulama planı hazırlanmıştır. Kalıcı organik kirleticilere ilişkin Stockholm Sözleşmesi ne taraf olunması için çalışmalar başlatılmış olup ilgili kanun tasarısı TBMM gündemindedir. 100 farklı kimyasalın yer aldığı birincil öncelikli kimyasal listesi hazırlanmıştır. 2014 yılına kadar Türkiye piyasasına arz edilen kimyasal maddelerin envanteri oluşturulup, öncelikli kimyasallar belirlenecektir. Endüstriyel tesislerin 2014 yılına kadar dahili ve harici acil durum planları hazırlanıp, takip ve denetim sistemi oluşturulacaktır. 2.5 Hava Kalitesi Yönetimi Hava kirliliğinin önlenmesi ve solunabilir temiz bir hava için; 1986 yılından beri uygulanmakta olan Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği, Avrupa Birliği direktifleri de dikkate alınarak değiştirilmiş ve kirlilik kaynakları (ısınma, sanayi, motorlu taşıtlar) ve yakıt kalitesi dikkate alınarak 2003-2008 yılları arasında 4 adet yeni yönetmelik hazırlanmış, projeler yapılmış ve hava kalitesi ölçüm ağı sistemi kurulmuştur. Bu çerçevede hazırlanan yönetmeliklerle; Sayfa 19 / 40

Isınma maksatlı kullanılan katı (kömür, odun, briket, biyokütle vb.) ve sıvı yakıtların özellikleri belirlenmiş, katı yakıtların torbalanarak satışa sunulması mecburi hale getirilmiş ve yakma tesislerinde (kazan, soba vb.) kullanılacak yakıta bağlı olarak yakma tesislerine üretimi ve kullanım sırasında sağlaması gerekli emisyon sınırlamaları getirilmiştir. Ayrıca, hava kirliliğinin azaltılması gayesiyle hükümetimiz tarafından doğal gazın yaygınlaştırılmasına büyük önem verilmiş olup hali hazırda 58 ilimizdeki doğal gaz kullanımı 2008 yılı sonu itibarıyla 63 ilimize yaygınlaştırılacaktır. Ülkemizde motorlu araçlarda kullanılan benzin ve motorinin Avrupa Birliği normlarında üretilmesi ve kullanılmasını teminen çıkarılan yönetmelik ile yakıtlardaki kükürt oranı düşürülmüş ve 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren ise kurşunlu benzinin satışı yasaklanmış, böylece halk sağlığı açısından önemli bir tehlike bertaraf edilmiştir. Trafikte seyreden motorlu kara taşıtların egzoz gazlarının yol açtığı hava kirliliğini kontrol altına almak için araç muayenesi periyoduna paralel olarak egzoz gazı emisyon ölçümü mecburiyeti getirilmiş ve ülke genelinde yaklaşık 900 egzoz gazı emisyon ölçüm istasyonu yetkilendirilmiştir. Resim 3 Hava Kalitesi Otomatik Ölçüm Cihazı Hava kirliliğinin izlenmesi ve zamanında gerekli tedbirlerin alınması önem arz etmektedir. 2002 yılına kadar hava kalitesi değerleri Sağlık Bakanlığına ait yarı otomatik cihazlar ve bazı büyükşehir belediyelerine ait 16 adet otomatik hava kalitesi ölçüm istasyonu ile izlenmekte iken 2008 yılı itibarıyla 81 il merkezi, 3 ilçe merkezi olmak üzere toplam 111 noktada tam otomatik hava kalitesi ölçüm istasyonu kurularak hava kalitesi değerleri sürekli izlenmekte (Şekil-14) ve değerleri Çevre ve Orman Bakanlığı web sayfasında yayımlanmaktadır. 2014 yılına kadar ülke genelinde 209 adet tam otomatik hava kalitesi ölçüm istasyonu ile hava kalitesi ölçüm istasyonlarına hizmet edecek kalibrasyon laboratuarı, bakım-işletme, raporlama ve diğer altyapı hizmetlerini yerine getirecek 1 adet ulusal, 7 adet bölgesel olmak üzere toplam 8 adet temiz hava merkezinin kurulması tamamlanmış olacaktır. Bu çerçevede; Marmara Bölgesinde Temiz Hava Merkezinin kurulmasına başlanılmış olup ilk etapta Marmara Bölgesine 39 adet yeni otomatik hava kalitesi ölçüm istasyonu kurulacaktır. Sayfa 20 / 40

Ayrıca, ülkemizdeki hava kalitesi sınır değerlerinin AB direktiflerinde öngörülen sınır değerleri seviyesine gelmesi için strateji dokümanı hazırlanmış olup, Temiz Hava Eylem Planı çalışmaları ise tamamlanma safhasına gelmiştir. Şekil 14 Yıllara Göre Otomatik Hava Kalitesi Ölçüm İstasyonları Sayısı 2.6 Çevresel Gürültü Gürültü konusunda 2002 yılına kadar yetki karmaşası sebebiyle uygulamada problemler yaşanmaktaydı. 2008 yılı itibarıyla AB direktifi de dikkate alınarak yayımlanan yeni yönetmelikle sorumlu kurum ve kuruluşlar net olarak belirlenmiş, gürültü kontrolü için uluslararası çevre politikalarıyla paralel bir strateji tespit edilmiştir. Bu strateji doğrultusunda öncelikle şehirlerde havaalanı, otoyol, demiryolu gibi önemli gürültü kaynakları civarında gürültü haritaları çıkarılacak, daha sonra gürültü eylem planları hazırlanarak, gürültü paneli ve benzeri uygulamalara geçilecektir. Ayrıca, sanayi tesislerine gürültü izni alma mecburiyeti getirilmiş ve pilot alanlarda gürültü haritalama ve eylem planı hazırlanması çalışmalarına başlanılmıştır. 2014 yılına kadar ise nüfusu 250.000 nin üzerindeki yerleşim alanlarında gürültü haritaları ve eylem planları tamamlanmış olacaktır. Sayfa 21 / 40

2008 yılı yaz aylarında özellikle İstanbul da yapılan sürekli gürültü ölçümleri ve denetimler sayesinde, gürültü seviyeleri ve gürültüye bağlı şikayetlerde önemli azalma sağlanmıştır. 2.7 İklim Değişikliği Küresel bir sorun olan iklim değişikliği ile mücadele bağlamında ülkemiz 24 Mayıs 2004 tarihinde Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ne (BMİDÇS) taraf olmuştur. Türkiye nin iklim değişikliği alanında izleyeceği politikaların, alacağı tedbirlerin ve yapacağı çalışmaların belirlenmesi amacıyla, Çevre ve Orman Bakanı Başkanlığında; Dışişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, DPT Müsteşarlığı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nin üst düzey temsilcilerinin yer aldığı İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu (İDKK) 2004 yılında yeniden teşkil edilmiştir. BMİDÇS kapsamındaki en önemli taahhütlerimizden birini yerine getirmek amacıyla ilgili Bakanlıklarla birlikte Çevre ve Orman Bakanlığı İklim Değişikliği I. Ulusal Bildiriminin hazırlanmasını koordine ederek UNDP ve GEF in finansman desteğiyle İklim Değişikliği Birinci Ulusal Bildirim Raporu hazırlanmış ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekretaryasına Şubat 2007 de gönderilmiştir. İklim değişikliğine yol açan sera gazı emisyonlarının kontrolü ve etkilerinin azaltılmasına yönelik çalışmalar büyük önem arz etmektedir. Bu çerçevede; Türkiye henüz üçte birini kullanabildiği hidroelektrik potansiyelinden azami şekilde faydalanılmasına yönelik önemli adımlar atmıştır. Ayrıca, enerji verimliliğini ve enerji tasarrufunu teşvik edici tedbirlerin alınması; daha düşük karbondioksit emisyonu sağlayan yakıtların kullanılması; yeni kurulacak enerji santrallerinde en iyi uygulanabilir teknik ve teknolojilerin kullanılması ile enerji sektöründe sera gazı emisyonların azaltılmasına çalışılmaktadır. Araçlarda kullanılan yakıt kalitesinin iyileştirilmesi ve biyoyakıtların kullanılması, yeni teknoloji ürünü motorlara sahip taşıtların kullanılması, eski araçların trafikten çekilmesi, büyük şehirlerde toplu taşımacılığın teşviki için metro ve hafif raylı sistemlerin kullanımının hızla yaygınlaştırılması, önemli miktarda sera gazı emisyonunu önleyecek olan Asya ve Avrupa yakasını birbirine bağlayacak İstanbul Boğazı Marmaray Tüp Geçit Projesine başlanılması, hızlı tren hatlarını da içeren demiryolu ağının arttırılması ve iyileştirilmesi ile ulaştırma sektöründe çeşitli uygulamalara geçilmiştir. Sayfa 22 / 40

Sanayi sektöründe ise, başta çimento ve demir çelik tesisleri olmak üzere enerji verimliliğinin artırılması, daha kaliteli yakıtların kullanılması ve alternatif yakıtların kullanımı yönünde çalışmalar başlatılmıştır. Atık sektörüne yönelik olarak, öncelikle atıkların kaynağında azaltılması, geri kazanılması, düzenli depolanması ve oluşan depo gazının enerjiye dönüştürülmesi çalışmaları yaygınlaştırılmaktadır. 2004 yılı itibarıyla ülkemiz sera gazı emisyonlarının yaklaşık %25 ni yutan yutak alanların artırılması amacıyla Bakanlığımız kapsamlı bir ağaçlandırma seferberliği başlatmış ve 5 yıl içinde yaklaşık 2,3 milyon hektar alanın ağaçlandırılması hedeflenmiştir. Yukarıda belirtilen bu çalışmaların sonucunda, sera gazı emisyonlarımızın artış trendinde azalma sağlanacaktır. İklim değişikliği ile mücadelede, yeni enerji teknolojilerine yönelik Ar-Ge çalışmaları ülkemizde hızla artmaktadır. Bu çerçevede; hibrid teknolojisi ve hidrojenin yakıt olarak kullanılmasına yönelik bilimsel çalışmalar devam etmektedir. İklim değişikliğinin muhtemel tesirleri, bu tesirleri azaltma ve iklim değişikliği ile mücadele konularında eğitim ve kamuoyunun bilinçlendirilmesine yönelik çalışmalar da ivme kazanmıştır. Yukarıda belirtilen çalışmaları desteklemek maksadıyla birçok proje yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir. Ayrıca iklim değişikliğinin bilimsel ve teknolojik gelişmelerine ilişkin çalışmaları yürütmekte olan Hükümetler Arası İklim Değişikliği Panelinin (IPCC) 30 uncu oturumu Nisan 2009 da İstanbul da yapılacaktır. İklim değişikliğine sebep olan sera gazı emisyonlarının küresel ölçekte kontrol altına alınmasını hedefleyen Kyoto Protokolüne taraf olmak için ise Bakanlar Kurulu kararı TBMM ye gönderilmiş, ilgili komisyonlarda görüşüldükten sonra Genel Kurul gündemine alınmıştır. 2.8 Dünya Su Forumu Adalet ve eşitlik temelinde, su kaynaklarının; etkin şekilde yönetilmesini ve bütün ülkeler arasında barışa, güvenliğe ve iş birliğine katkıda bulunacak şekilde kullanılmasını sağlamak amacına yönelik çeşitli faaliyetlerde bulunan Dünya Su Konseyi nin etkinlik alanlarından bir tanesi de, her üç yılda bir düzenlenen Dünya Su Forumu dur. Sayfa 23 / 40

Ülkelerin sahip olduğu bilgi ve deneyimin paylaşılmasına hizmet eden Forum ve Sergi her dönem farklı bir ülkede gerçekleştirilmektedir. Forumda su konusundaki sorunların ve çözümlerin ortaya konulmasına ve çözüm stratejileri geliştirilmesine önemli katkı sağlayan araştırmalar sunulmakta ve tartışmalar yapılmaktadır. Dünya Su Forumu, her dönem su kullanımının farklı bir boyutunu ele almakta olup, dünyanın su konusunda uzman ve profesyonellerini, uluslararası kuruluş ve ülke temsilcilerini bir araya getirmektedir. Dünya Su Forumunun ilki, 1997 yılında, Fas ta; ikincisi 2000 yılında. Hollanda da; üçüncüsü, 2003 yılında Japonya da; dördüncüsü ise 2006 yılında Meksika da gerçekleştirilmiştir. 5. Dünya Su Forumu ve Bakanlar toplantısı ise; 2009 yılında Dünya Su Konseyi ile işbirliği içinde ve ilgili kurum ve kuruluşların destek ve gayretleri ile gerçekleştirilecektir. İstanbul da gerçekleştirilecek Dünya Su Forumuna çeşitli ülkelerden yaklaşık 20.000 katılımcının iştirak etmesi öngörülmektedir. Forumun ana teması su için farklılıkların birleştirilmesi olarak belirlenmiştir. Diğer taraftan; bölgesel su sorunlarının ve bunlara yönelik çözüm önerilerinin Forum a taşınması; Forumun siyaset sürecine katkı sağlanması ve su konularında küresel ölçekte oluşturulacak konsensüslere katkıda bulunulması için yurt içinde ve yurt dışında bölgesel hazırlık toplantıları gerçekleştirilmiş ve gerçekleştirilmeye devam edilecektir. Yurt içi bölgesel hazırlık toplantıları; DSİ Genel Müdürlüğü tarafından; 2008 yılı içinde, 15 farklı bölgede, bölgedeki Üniversite ve Meslek Kuruluşları ile beraber düzenlenmektedir. 2.9 Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı, (OECD) İkinci Türkiye Çevresel Performans İncelemesi Raporu Ülkemizin de kurucu üyesi olduğu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı, (OECD) nin çevresel alanda yaptığı çalışmalar her zaman yol gösterici olmuştur. Bu çalışmalardan belki de en önemlisi olan Çevresel Performans İncelemeleri uluslararası alanda ülkeler açısından referans belgeler olarak kabul edilmektedir. Türkiye için ilki 1999 yılında yayımlanan Çevresel Performans İncelemesi raporunun ikincisinin hazırlığına 2006 yılı içinde başlanmış ve rapor, 03 Haziran 2008 tarihinde, Paris te gerçekleştirilen ve Sayın Bakanımız Prof. Dr. Veysel EROĞLU başkanlığında çevre sektörü ile ilgili kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Söz konusu rapor, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) üye ülkeleri tarafından büyük bir beğeni ve takdir kazanmıştır. Sayfa 24 / 40

İkinci Türkiye Çevresel Performans İncelemesi adı altında bu yılın sonunda yayımlanacak olan rapor; hava, su, doğa ve biyolojik çeşitlilik, sürdürülebilir kalkınma ve çevre konusunda uluslararası işbirliği başlıklarında ülkemizin performansını ölçmektedir. Hava ve su yönetiminden, doğa korumaya, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden, uluslararası yükümlülüklerine kadar her alanda incelenen ülkemizin çevre sektörü, kaydettiği gelişmeyi bu rapor ile ortaya koymaktadır. Raporun içerisindeki öneriler ise, Avrupa Birliği ne tam üyelik müzakere süreci ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerimiz açısından yapılması gerekenlere yönelik adeta birer ipucu niteliği taşımaktadır. Sadece kamu kurumları, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları değil, çevresel açıdan daha duyarlı hale gelen tüm Türk toplumu açısından da önemli bir kaynak olan İkinci Türkiye Çevresel Performans İncelemesi raporu, aynı zamanda çevre konusunda izlediğimiz politikalardaki şeffaflığımızın önemli bir göstergesidir. 2.9.1 Türkiye Avrupa Birliği Mali İşbirliği Programı Kapsamında 2003 2008 Yılları Arasında Çevre Alanında Finanse Edilen Kurumsal Kapasite ve Altyapı Projeleri 2003-2005 yılları arasında, toplam bütçesi 16.630.000 Avro tutarında, Türkiye İçin Çevre alanında Kapasite Geliştirilmesi Projesi tamamlanmıştır. 2004-2007 yılları arasında, toplam bütçesi 5.400.000 Avro tutarında, Hava Kalitesi, Kimyasallar ve Atık Yönetimi Alanında Türkiye ye Destek Projesi tamamlanmıştır. 2005-2008 yılları arasında, toplam bütçesi 6.000.000 Avro tutarında, Özel Atık Yönetimi ve Gürültü Alanında Çevre ve Orman Bakanlığı nın Kapasitesinin Artırılması Projesi tamamlanmıştır. 2007 yılında başlayan ve toplam bütçesi 458.930 Avro tutarında olan Çevre Bilgi Sisteminin Bakımı ve Geliştirilmesi Projesi nin 2008 yılının sonunda tamamlanması planlanmaktadır. Toplam bütçesi 11.500.000 Avro tutarında olan, Türkiye de Çevre Bilgi Değişim Ağı nın Kurulması (TEIEN) Projesi nin çalışmaları 2008 yılı içinde başlatılmıştır. 2008 yılı içinde, toplam bütçesi 15.140.000 Avro tutarında olan, Çanakkale Katı Atık Yönetimi Projesi nin inşaat çalışmaları başlatılmıştır. 2008 yılı içinde, toplam bütçesi 20.210.000 Avro tutarında olan, Kuşadası Katı Atık Yönetimi Projesi nin inşaat çalışmaları başlatılmıştır. 2008 yılı içinde, toplam bütçesi 8.800.000 Avro tutarında olan, Nevşehir Atık Su Arıtımı Projesi nin inşaat çalışmaları başlatılmıştır. Sayfa 25 / 40

2008 yılı içinde, toplam bütçesi 13.600.000 Avro tutarında olan, Tokat Atık Su Arıtımı Projesi nin inşaat çalışmaları başlatılmıştır. 2003-2006 yılları arasında, Mali İşbirliği Programı kapsamında, yaklaşık 40 milyon Avro tutarında ve çevre alanında kurumsal kapasitenin geliştirilmesine yönelik proje finanse edilmiştir. 2008 yılı içinde, yaklaşık 58 milyon Avro tutarında finanse edilecek çevre altyapı projesinin inşaat çalışmaları başlatılmıştır. Diğer taraftan; içme suyu temini, atık su arıtma ve entegre katı atık yönetimi sistemlerinin iyileştirilmesini ve çevre sektöründe merkezi ve yerel yönetim kapasitesinin artırılmasını hedeflemek üzere hazırlanmış olan Çevre Operasyonel Programı kapsamında, Avrupa Birliği ve ulusal fonlardan tahsis edilmek üzere, Belediyelerimizin, Yaklaşık 179 milyon Avro tutarında, içme suyu temini ve atık su arıtma tesisi ve Yaklaşık 77 milyon Avro tutarında, entegre katı atık yönetimi tesisi projesinin 2013 yılına kadar tamamlanması planlanmaktadır. 2.9.2 Müzakere Sürecinde Yapılan Çalışmalar Su, atık, hava, gürültü, endüstriyel kirlilik ve risk yönetimi, doğa koruma, kimyasallar ve genetiği değiştirilmiş mikro-organizmalar sektörlerinde Avrupa Birliği Çevre Müktesebatına uyum çalışmaları hız kazanmıştır. Katılım Ortaklığı Belgesinde yer alan öncelikleri yerine getirmek için çevre konusunda Türkiye ye sağlanan mali kaynakları ve uyulması gereken esasları ortaya koyan Avrupa Birliği Entegre Çevre Uyum Stratejisi hazırlanmıştır. Çevre faslı tanıtıcı ve ayrıntılı tarama toplantıları gerçekleştirilmiştir. Çevre faslı tarama sonu raporu, Avrupa Komisyonu tarafından Çevre ve Orman Bakanlığı na ulaştırılmış ve çevre faslının müzakerelere açılması için 2 adet açılış kriteri belirlenmiştir. Çevre ve Orman Bakanlığı nın genel koordinasyonunda, çevre faslı ile müzakerelerin başlatılması için açılış kriterlerinin yerine getirilmesine ilişkin çalışmaların, kısa bir süre içinde sonuçlandırılması öngörülmektedir. Sayfa 26 / 40

2.10 Çevre Düzeni Planları Çevre Düzeni Planı; dengeli ve sürekli kalkınma amacına uygun olarak ekolojik ve ekonomik kararların bir arada değerlendirilmesini sağlamak üzere ekolojik, biyolojik, ekonomik, sosyal ve mekansal veriler kullanılarak ve koruma-kullanma dengesi gözetilerek kirliliğin oluşmadan önce önlenebilmesi ve sağlıklı çevrenin oluşturulmasına yönelik; tarım, turizm, konut, sanayi, ulaşım ve benzeri genel arazi kullanım kararlarının ve bu kararlara ilişkin politika ve stratejilerini belirlendiği ve alt ölçekli planları yönlendiren üst ölçekli fiziki planlardır. Ülkemizin Çevre Düzeni Planları zamanında yapılmış olsaydı, sektörel yatırımlar ve yatırımcılar doğru yönlendirilebilecek, parçacı arazi kullanımları engellenecek, organize gelişimler ve yatırımlar oluşacak, tüm yatırımcılar zamanında alınacak önlemler ile daha az maliyetle çevresel altyapı yatırımlarını yapılabilecek, tüm arazilerin maksadı doğrultusunda kullanımı sağlanmış olacaktı. Bununla beraber, Şekil 15 te görülebileceği gibi, 2003 öncesi ve sonrasında gerçekleştirilen ilerlemeler neticesinde, 2003 yılından önce ülke genelinde yapılan Çevre Düzeni Planları ülke topraklarının %5,5 iyken, 4856 sayılı Kanunla Bakanlığımıza verilen yetki kapsamında 2003-2008 yılları arasında gerçekleştirilen çalışmalar neticesinde, ülke topraklarının %57,5 inin Çevre Düzeni Planı yapılmıştır. 2012 yılına kadar ülkenin tamamının Çevre Düzeni Planının tamamlanması hedeflenmektedir. Şekil 15 Ülke Genelinde 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planları Yıllara Göre Oranı Sayfa 27 / 40

2.10.1 Avrupa Çevre Ajansı Çevre hakkında sağlıklı ve güvenilir bilgiler sağlamakla görevli bir AB Kurumu olan Avrupa Çevre Ajansı na ülkemiz 2003 yılından beri üyedir. Avrupa Çevre Ajansı nın 32 üyesi vardır ve ülkemizin tam üye olduğu ilk AB kurumudur. AB ye üyelik sürecinde ülkemizin çevre konusunda mevzuat uyumunun sağlanması, AB ülkeleri ile ilişkilerin geliştirilmesi ve çevre konusunda işbirliğinin arttırılması açısından önem arz etmektedir. Avrupa Çevre Ajansı, çevrenin durumu ve eğilimler, çevre üzerindeki baskılar ve bunların ardındaki itici güçler, politikalar ve bunların etkinliği gibi konularda raporlar ve göstergeler hazırlamakta, çalışmalarını kamuoyu ve devlet kurumları ile paylaşmaktadır. 2003 yılından beri Avrupa Çevre Ajansı na üye olan ülkemiz, 24 farklı konu başlığı altında, çevre hakkında AB deki tüm ülkelerle ortak çalışmalar sürdürmektedir. 2.11 Özel Çevre Koruma Bölgelerindeki Çalışmalar Sayfa 28 / 40

Özel Çevre Koruma Bölgelerinde etkin ve planlı çalışmalarımız sonucunda; 2002 yıllına kadar 76 adet proje gerçekleştirilmişken, 2008 yıllı itibarıyla toplam 296 adet proje gerçekleştirilmiştir. 2002 yıllına kadar 420.694 hektar alanı kapsayan 69 adet proje gerçekleştirilmişken, 2008 yılı itibarıyla 907.966 hektar alanı kapsayan 936 adet proje gerçekleştirilmiştir. Ayrıca Özel Çevre Koruma Alanları içerisinde Atıksu yönetimi kapsamında; 2002 yıllına kadar 3 adet KADD Tesisi kapasitesi 500.000 m3 yapılmışken, 2008 yıllı itibarıyla toplam 6 adet KADD Tesisi ve 6 adet transfer istasyonu tamamlanmıştır. Katı atık depolama kapasitesi 3.581.264 m3 hacme ulaşmıştır. 2002 yıllına kadar 5.000 m. kanalizasyon hattı döşenmişken, 2008 yılı itibarıyla toplam 354.561 m. kanalizasyon hattı döşenmiş olup aynı zamanda 6 adet AAT Tesisi ve 1 adet Arıtma tamamlanmıştır. 1 adet AAT rehabilitasyonu yaptırılmıştır.2 adet AAT tesisi Mali İşbirliği protokolü ile Mahalli İdarelerce gerçekleştirilmiştir. Arıtma tesislerinin toplam kapasitesi 158.000 kişi/30.405 m3/gün dür. Sayfa 29 / 40

3. Ormanlarımız ve Ağaçlandırma Çalışmaları Ülkemizin %27,2 si ormanlarla kaplıdır. Ancak bu ormanlarımızın %50 si iyileştirmeye muhtaçtır. Hedefimiz ormanlarımızı en kısa sürede iyileştirmektir. Ülkemiz, coğrafi konum itibarıyla gerek erozyon, gerekse küresel ısınma ve iklim değişikliğinin muhtemel tesirleri açısından hassas bir bölgede bulunduğundan, ağaçlandırma, ormanların iyileştirilmesi, erozyon kontrolü çalışmaları, meraların ıslahı çok daha önemli hale gelmektedir. 1963-1972 dönemi envanter sonucuna göre 20,199 milyon hektar olan orman varlığımız, yapılan ağaçlandırma, erozyon kontrolü ve iyileştirme çalışmaları neticesinde 2004 yılı sonu itibarıyla 21,188 milyon hektara çıkarılmıştır. Özellikle 58 ve 59 uncu hükümet dönemlerinde ormanların iyileştirilmesi ile ağaçlandırma ve erozyon kontrolü çalışmalarında büyük bir hamle gerçekleştirmektedir. 1992 2002 yılları arasında yılda ortalama 75.000 hektar sahada ağaçlandırma, erozyonla mücadele ve ormanların iyileştirilmesi çalışması yapılırken; 2003 yılında 117.000 hektar, 2004 yılında 166.000 hektar, 2005 yılında 178.000 hektar, 2006 yılında 401.000 hektar, 2007 yılında 400.000 hektar sahada çalışma yapılmıştır. 2008 yılında ise 420.000 hektar sahada 400 milyon fidanın toprakla buluşturulması hedeflenmektedir. Uluslararası Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO) raporlarına göre, ağaçlandırma çalışmalarımızla dünya genelinde en fazla ağaçlandırma yapan ilk 10 ülke içinde yer almayı başarmıştır. Bakanlığımız tarafından 2008-2012 yıllarını kapsayacak şekilde Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği Eylem Planı hazırlanarak faaliyete başlanmıştır. Bu eylem planı kapsamında 2008 2012 yılları arasında 2 milyon 300 bin hektar, diğer bir ifade ile yaklaşık olarak Trakya büyüklüğünde bir sahada ağaçlandırma, erozyon kontrolu ve ormanların iyileştirilmesi çalışması yapılacak, her yıl kırsal kesimde 150 bin kişiye 6 ay süre ile istihdam sağlanarak 540 milyon YTL/yıl harcama yapılacaktır. Sayfa 30 / 40

3.1 Fidan Üretimi 2002 yılında 117 milyon adet fidan üretilmekteyken 2008 yılında bu miktar 4 kat arttırılarak 400 milyon adede çıkarılmıştır (Şekil 16). Önümüzdeki 5 yıl içerisinde 2,3 milyar adet fidan üretilmesi planlanmıştır. Şekil 16 Yıllar İtibarıyla Fidan Üretimi Fidanlıklar Sayfa 31 / 40

3.2 Ağaçlandırma ve Rehabilitasyon Yapılan ağaçlandırma çalışmaları neticesinde FAO raporlarına göre ülkemiz Dünya da en fazla ağaçlandırma yapan ilk 10 ülke arasında yer almıştır. 2008-2012 yıllarını kapsayan 5 yıllık Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği Eylem Planı hazırlanarak uygulamaya konulmuştur. 2002 yılında 79.000 hektar ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon çalışması yapılırken 2008 yılında bu miktar 4,5 kat arttırılarak 400.000 hektara çıkarılmıştır(şekil17). Eylem Planı ile önümüzdeki beş yıl içerisinde 2,3 milyon hektar alanda çalışma yapılarak 2,3 milyar adet fidan dikilecektir. Kentlerimiz, kasabalarımız, köylerimiz yeşillendiriliyor. Karayolları, köy yolları, okullar, hastaneler, mezarlıklar ağaçlandırılıyor. Hedefimiz gelecek nesillere yeşil ve yaşanabilir bir ülke bırakmaktır. Şekil 17 Yıllar İtibarıyla Ağaçlandırma ve Rehabilitasyon Çalışmaları Sayfa 32 / 40

3.3 Erozyon Kontrolü ve Çölleşme İle Mücadele 2002 yılında 18.608 hektar olan erozyon kontrolü çalışması 2008 yılında 57.000 hektara çıkarılmıştır. (Şekil 18) Başlangıçtan 2002 yılı sonuna kadar 470.243 hektar erozyon kontrolü tesisi çalışması yapılmış iken son 5 yılda (2003-2007) toplam 222.819 hektar erozyon kontrolü çalışması yapılmıştır. Önümüzdeki beş yıl içerisinde 327.000 hektar alanda çalışma yapılacaktır. Şekil 18 Yıllar İtibarıyla Erozyon Kontrolü Sayfa 33 / 40

3.4 Özel Ağaçlandırma Ormanlarımızın halk tarafından sahiplenilmesini güçlendirmek ve halkın orman alanlarının genişletilmesine ve iyileştirilmesine katkılarını desteklemek gayesiyle teşvikler artırılarak sürdürülmüştür. Bu çabaların sonucu olarak, 2002 yılında 2.199 hektar olan özel ağaçlandırma miktarı yapılan teşvik ve destekler neticesinde 5 kat arttırılarak 2008 yılında 11500 hektara çıkarılmıştır (Şekil 19). Şekil 19 Yıllar İtibarıyla Özel Ağaçlandırma Alanı Özel Ağaçlandırma Sayfa 34 / 40

3.5 Kent Ormanları ve Her Köye Bir Orman Projesi Mesirelik alan ihtiyacını karşılamak üzere her şehre bir tabiat ormanı eklenmesi konusuna önem verilmiştir. Bu kapsamda 2003-2008 yılları arasında 63 Kent Ormanı kurulmuştur (Şekil 20). Bu gelişme insanımıza verdiğimiz değerin bir göstergesidir. 2008 ve sonrasında da Kent Ormanı kurulması çalışmasına devam edilecektir. Ayrıca her köye bir orman kazandırma çalışmalarına hız verilecektir. Şekil 20 Yıllar İtibarıyla Açılan Kent Ormanı Sayısı Kent Ormanı Sayfa 35 / 40

3.6 Biyolojik Çeşitlilik, Doğa Koruma ve Türkiye nin Prestij Alanları olan Korunan Alanlarımız: Milli Parklar, Tabiat Parkları, Tabiat Anıtları, Tabiat Koruma Alanları, Sulak Alanlar ve Mesire Yerleri 3.6.1 Türkiye nin Biyolojik Zenginliği Tüm kıta Avrupası nda 12.000 bitki türü varken Türkiye de 11.000 bitki türü vardır. Bu bitkilerin 4000 den fazlası endemiktir. Almanya daki endemik bitki türü sayısı ise sadece 8 dir. Tüm kıta Avrupası nda 80.000 hayvan türü varken Türkiye de 60.000 tür vardır (141 tür sürüngen, 716 tür balık, 161 tür memeli 460 kuş vb yaşamakta olup bu türlerin ¼ ü endemiktir). Endemizm oranı Avrupa da % 10 un altındayken, Türkiye de % 35 e yakındır. 3.6.2 Tür Koruma 2003 yılından sonra yapılan çalışmalar ile korunmakta olan 17 önemli deniz kaplumbağaları yuvalama alanına Olympos-Çıralı, Alata ve Yumurtalık kumsalları eklenerek 20 önemli yuvalama alanı oluşturulmuştur. Ülkemizde ilk kez Deniz Kaplumbağaları Rehabilitasyon Merkezi 2008 yılında Muğla Dalaman da kurulmuştur. Doğa mirasımız olan Anadolu Yaban Koyunları ilk defa 2005-2008 yılları arasında Ankara ve Karaman da doğal yaşam alanlarına yerleştirilmiştir. Dünyada nesli tükenmiş olan ve sadece 40 adet olan Kelaynaklar, Urfa Birecik te çoğaltılarak 110 adete ulaştırılmış ve doğal göçlerinin devamlılığı sağlanmıştır. Ülkemizde sayıları 10 lara kadar düşen ceylanlarımız, çoğaltılarak Şanlıurfa Tektek Dağları Milli Parkında doğal yaşam alanlarına yerleştirilmiştir. 2003-2008 yılları arasında 300.000 adet Keklik ve Sülün üretilerek doğal yaşam ortamlarına salınmıştır. Yerleştirilen Yaban Hayvanı Yıllar Adet Alan (ha.) Sülün 2001-2007 61.845 50.000 Keklik 2001-2007 58.709 250.000 52 ilde toplam 120.554 adet kanatlı yaban hayvanı doğaya yerleştirilmiştir. 2012 yılı sonuna kadar 1 milyon adet Keklik ve Sülünün doğaya takviyesi planlanmıştır. Bu sayede süne gibi haşerat ile biyolojik mücadeleye katkı sağlanmış ve doğada desteklenmiştir. Sayfa 36 / 40

Ülkemize has olan ve sayıları gittikçe azalmakta olan Kırmızı Benekli Alabalığı her yıl 1,5 milyon adet üreterek derelerimize bırakıldı. Toy, Çizgili Sırtlan, Şahin, Atmaca, Doğan, Kara Akbaba gibi türler yoğun koruma programları ile 2003 yılından itibaren korunmuş ve artık ülkemizde bu gibi türlere yönelik tur organizasyonları başlamıştır. Yine türü tehlike altında olan Kızıl Geyik, üretme istasyonlarında çoğaltılmış ve 531 adedi doğal yaşam ortamlarına bırakılmıştır. Akdeniz kıyılarında nesli tükenmekte olan Akdeniz Foku Koruma Programımız başarı ile sürdürülmektedir. 2003 yılında çıkartılan 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu ile Türkiye de mevcut 466 kuş türünün 325 i Bakanlığımızca koruma altına alınmıştır. Yine aynı kanun çerçevesinde 75 memeli, 106 sürüngen türü de koruma altına alınmıştır. Bern Sözleşmesi kapsamında Türkiye nin endemik bitki türleriyle ilgili çok sayıda koruma programı 2003 yılından bu yana uygulamaya konulmuş bulunmaktadır. Yanardöner Çiçeği, Hopa Engereği, Toros Kurbağası vb. türlerle ilgili koruma eylem planları ve eğitim çalışmaları yürütülmektedir. 3.6.3 Korunan Alan Ülkemizin önemli doğal ve kültürel kaynaklarının korunması amacı ile korunan alan ilan çalışmalarına hız verilmiştir. 1958-2002 yılı arası 44 yılda 174 adet korunan alan ilan edilmiş iken 2003 yılından bugüne kadar 6 Milli Park, 16 Tabiat Anıtı, 12 Tabiat Parkı nın ilan edilmiştir. Bu sayede sadece 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu kapsamındaki korunan alanların toplamı 1.026.218 hektara ulaşmıştır. Her ile bir tabiat parkı projesi 2007 yılında başlatılmıştır. Korunan alanlarımızda kılavuzluk hizmeti 2005 yılında başlatılmıştır. Türkiye 2003-2008 yılları arasında yeni Milli Parklar kazanmıştır: Şanlıurfa Tektek Dağları Milli Parkı, Ağrı Dağı Milli Parkı Sarıkamış Allahuekber Dağları Milli Parkı Sultansazlığı Milli Parkı İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı Gala Gölü Milli Parkı Sayfa 37 / 40

Şekil 21 Yıllar İtibariyle Planlanan Alan Sayısı İlk Milli Parkımız olan Yozgat Çamlığı Milli Parkının ilan edildiği 1958 den itibaren 2003 yılına kadar 44 yılda toplam 14 alan planlanmışken; 2003-2008 yılları arasında 35 alan planlanmış olup, 8 alanda da plan çalışmaları devam etmektedir. 3.6.4 Sulak Alanlar İlk olarak 2002 yılında çıkarılan Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği 2005 yılında revize edilerek AB Direktiflerine uyumlu hale getirilmiştir. Yönetmelik ile Müsteşarımız Başkanlığında Ulusal Sulak Alan Komisyonu kurulmuş olup, ülkemiz sulak alanları, komisyonca korunmaktadır. Etkin bir koruma kullanma dengesini kurmak maksadıyla sulak alanlarımızda koruma bölgeleri belirlenmektedir. 2003-2008 yılları arasında 25 adet sulak alanımızda koruma bölgeleri belirlenmiştir. 2003 yılına kadar 3 alanda yapılan sulak alan yönetim planı çalışmaları 2008 yılı itibarıyla 15 e çıkarılmıştır. Sayfa 38 / 40

Şekil 22 Yönetim Planı Yapılan Sulak Alan Sayısı 2008 yılı yönetim planı açısından son derece verimli bir yıl olmuştur. Kızılırmak Deltası, Akşehir-Eber Gölleri, Eğridir Gölü, Sultan Sazlığı, Eğridir Gölü, Yumurtalık Lagünleri, Sulak Alan Yönetim Planları onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Kirlilik nedeniyle kaybettiğimiz AB Korunan Alan A Sınıfı diplomasını, 2003 yılında yapılan projeler sayesinde Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi nin 05.05.2004 tarihli kararıyla Manyas Kuş Cenneti Milli Parkı nın A Sınıfı Diploması ülkemize yeniden kazandırılmıştır. 2006 Eylül döneminde yapılan Avrupa Konseyi denetlemesi sonucunda da, alanda yürütülen çalışmalar başarılı bulunmuş ve söz konusu diplomanın süresi 2011 yılına kadar uzatılmıştır. 3.6.5 Halkımızın Rekreasyon İhtiyaçlarını Mesire Alanlarıyla Karşılıyoruz 2003 te devraldığımızda 1956-2002 arasında 46 yılda tescil edilen fidanlık işçileriorman muhafaza memurlarının hizmet ettiği devlet tarafından işlettirilen yatırım yapılamadığı için köhne vaziyetteki 253 civarındaki mesire yeri; halkımızın rekreasyon ihtiyaçları gözetilerek 46 yılda tesis edilen 253 mesire yerine karşılık son 4 yılda yapılan çalışmalarla Milli Parklardaki günübirlik alanlarla birlikte 424 e çıkarılmıştır. Sayfa 39 / 40