OT ZM: BAfiLICA DAVRANIfi SORUNLARI VE PRAT K YAKLAfiIM



Benzer belgeler
GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

OTİZM NEDİR? becerilerinin oluşmasını etkileyen gelişim bozukluğudur.

ÇOCUK ve ERGENL KTE GUATR

ÇOCUKLUK ve ERGENL KTE D YABETLE YAfiAM

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

GENÇ YET fik NLERDE BÜYÜME HORMONU EKS KL

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV Sayfa ISBN

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

BEZMİÂLEM. Horlama ve Uyku. Apne Sendromu VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı.

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

T bbi Makale Yaz m Kurallar

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

Pnömokokal hastal klar

Bipolar afektif bozukluk nedir?

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet

Hart Walker, gövde deste i ve dengeli tekerlek sistemi sayesinde, geliflim düzeyi uygun olan çocuklar n, eller serbest flekilde yürümesini sa lar.

6 MADDE VE ÖZELL KLER

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

Hasta Rehberi Say 14. NTRAÜTER N BÜYÜME GER L Orta kolayl kta okunabilir rehber

VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

KULLANMA TALİMATI FERICOSE

Hasta Rehberi Say 6. KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ Kolay okunabilir rehber

GAZLAR ÖRNEK 16: ÖRNEK 17: X (g) Y (g) Z (g)

Mercedes-Benz Orijinal Ya lar

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri

KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ

Duygusal ve Davran sal Bozukluklar n Tan m 2

Endokrin Testler Cep K lavuzu

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un Kesilmesi; Adetlerin Durması;

CO RAFYA KONUM. ÖRNEK 2 : Afla daki haritada, Rize ile Bingöl il merkezlerinin yak n ndan geçen boylam gösterilmifltir.

Tarifname. MADDE BAĞIMLILIĞININ TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK OLUġTURULMUġ BĠR FORMÜLASYON

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.8 Finansal Raporlama çin Maliyet Yaklafl m

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

6. Tabloya bakt m za canl lardan K s 1 CEVAP B. 7. Titreflim hareketi yapan herfley bir ses kayna d r ve. II. ve III. yarg lar do rudur.

Tarifname PARKĠNSON HASTALIĞININ SEMPTOMATĠK TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON

Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme

Hepatit B. HASTALIK Hepatit B nin etkeni nedir? Hepatit B hepatit B virüsü (HBV) ile meydana getirilen bir hastal kt r.

Prioderm losyon prospektüsü

Girifl Marmara Üniversitesi Eczac l k Fakültesi Farmakoepidemiyoloji Araflt rma Birimi (MEFEB) Ecz. Neslihan Güleno lu

İÇİNDEKİLER. 1 Projenin Amacı Giriş Yöntem Sonuçlar ve Tartışma Kaynakça... 7

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

S STEM VE SÜREÇ DENET M NDE KARfiILAfiILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNER LER

Uygulama Önerisi : ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER

(trankilizan ilaçlar)

Depresyon 1. Depresyon nedir? 2. Depresyon (çökkünlük) sanıldığı kadar sık mı? 3. Depresif belirtiler ile depresyon farklı mıdır?

Sosyal Riski azaltma Projesi Kapsamında Şartlı Nakit Transferi Uygulaması Genelgesi 2004 / 64

KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ

Depresif rahatsızlık nedir?

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler

F Z K BASINÇ. Kavram Dersaneleri 42

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV Sayfa ISBN

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir çiğneme tableti 725 mg (250 mg baza eşdeğer) Pirantel pamoat içerir.

D VİTAMİNİ TARİHSEL BAKI D vitamini miktarına göre değişir. öğünde uskumru yesek de, böbrekler her

fiekers Z D YABET (Diyabet nsipit)

İnfantil Kolik. Dr. Sevtap Güney Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Sosyal Pediatri Bilim Dalı

Şeker Hastalığı Nedir? Neden Önemlidir?

Hasta Rehberi Say 12. fiekers Z D YABET (Diyabet nsipit) Orta kolayl kta okunabilir rehber

Tarifname BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON

TURNER SENDROMU NED R?

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI

United Technologies Corporation. Tedarikçilerden fl Hediyeleri

BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM)

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK (OKB)

Tarifname ANKSİYETE TÜREVLERİNİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR FORMÜLASYON. Buluş, anksiyete türevlerinin tedavisine yönelik bir formülasyon ile ilgilidir.

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

Zihin ve Hareket Engelli Çocuklar çin E itim Araflt rma ve Uygulama Merkezi nde zlenen Olgular n Demografik Özellikleri

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

EVLİLİK ÇEŞİTLERİ FATİH HANOĞLU. Her Türlü Soru ve Önerileriniz İçin Adresine Mail Atabilirsiniz. Her Hakkı Saklıdır.

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.9. Pazar De eri Esasl ve Pazar De eri D fl De er Esasl De erlemeler için ndirgenmifl Nakit Ak fl Analizi

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul

Ders 10: BEKLENEN ETK LER (SONUÇLAR/ÇIKTILAR)

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her saşe1200 mg asetilsistein içerir. Yardımcı maddeler: Beta karoten, aspartam, sorbitol ve portakal aroması içerir.

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Otizm Spektrum Bozukluğu. Tarihçe, Yaygınlık ve Nedenler

Hasta Rehberi Say 11. ÇO UL H POF Z HORMONU EKS KL Orta kolayl kta okunabilir rehber

Hasta Rehberi Say 11. ÇO UL H POF Z HORMONU EKS KL Kolay okunabilir rehber

Buzağılarda Protein Beslemesi ve Buzağı Mamasının Önemi. Sayı:2013/Rm-37 Sayfa:

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Yayg n Geliflimsel Bozukluklarda laç Seçimi

TÜRKİYE DE HASTANEDE YATAN HASTALARIN AKILCI İLAÇ KULLANIMINA YÖNELİK BİLGİ VE DAVRANIŞLARINI DEĞERLENDİRME ÇALIŞMASI

Transkript:

Yeni Symposium 39 (1): 26-34, 2001 OT ZM: BAfiLICA DAVRANIfi SORUNLARI VE PRAT K YAKLAfiIM Dr. Bar fl KORKMAZ* ÖZET Otizm, üç yafl öncesi bafllayan geliflimsel bir bozukluktur. Zamanla baz bulgular n fliddeti hafiflese veya kaybolsa da temel belirtileri de iflmez. Seyrek olmayarak otizmle iliflkili nörolojik bozukluklar ve davran fl sorunlar ile çocuk nörologlar ilgilenir. Mamafih, otizmde biyolojik araflt rmalar nadiren anlaml bir sonuç verirler; bu nedenle gereksiz tetkiklerden kaç n lmal d r. Epilepsi, dismorfizm, agresyon gibi davran fl sorunlar, depresyon ve otomütilasyon ayr nt l tetkik yap lmas n gerektirebilir. Otizmde temel tedavi e itim ve davran flç terapilerdir. Epileptik nöbetler d fl nda pek çok davran fl sorunu farmakolojik tedavi ile düzeltilebilir veya hafifletilebilir. Kullan lan ilaçlar n yan etkilerine dikkate edilmelidir ve her hastan n özelliklerine ve gereksinimlerine uygun olarak ilaç seçilmelidir Çocuk nörologlar s kl kla etiyolojik etkeni saptamaya yönelik olarak otizme yaklafl rlar ve orta-a r zeka engelli otistiklerde farmakolojik tedavi seçene ini zorlarlar. Anahtar sözcükler: Otizm, çocuk, tedavi, davran fl sorunu. ABSTRACT Autism is a developmental neuropsychiatric disorder with onset prior to age 3. Although most symptoms lessen their intensity or disappear by age, the core features persist. Not infrequently, those cases of autism associated with neurological disorders and problems are dealt by child neurologist. However, the biological investigations rarely yield in fruitful results; therefore one should avoid extensive unnecessary investigations. The presence of epilepsy, dysmorphism, severe behavioral problems such as aggression, depression and auto-mutilation may indicate the need for thorough investigation. In addition to the epileptic seizures, most behavioral problems can be alleviated by appropriate drug treatment although the current approach to the treatment of autism is special education and behavioral intervention. Surely keeping in mind the side-effects of drugs, this kind of treatment should be tailored to the individual needs and conditions of the patients.child neurologists frequently confront the problems of autistic children to start a diagnostic work-up and consider pharmacological treatment especially in mild to moderately retarded autistic individuals. Key words: Autism, child, behavior problem, treatment. (*) Doçent, stanbul Üniveritesi Cerrahpafla T p Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dal Otizm, yaflam n ilk 3 y l içinde ortaya ç kan ve yaflam boyu devam eden ve ilk kez 1943 te Leo Kanner taraf ndan tan mlanan (Kanner, 1943), nöropsikiyatrik, geliflimsel bir sendrom olup, bafll ca toplumsal iliflki ve iletiflim alanlar nda fliddetli bozuklukla karakterizedir (APA, 1994). Otistik bozukluklar bir yelpaze içinde en a rdan en hafife do ru görülebilir (Wing, 1997). Otistikler müzik ya da matematik gibi s n rl alanlarda yetenekli olabilirken günlük yaflamla ilgili basit becerilerde eksiklikleri olur (Rapin, 1991). Otistik kiflileri tan mlamak için kullan lan bir çok davran fl özellikleri vard r ama genellikle hiçbir otistikte bu özelliklerin tümü bulunmaz ve s kl kla hepsi ayn anda görülmez. Günlük pratik içinde çocuk psikiyatristleri, çocuk nörologlar ve pediatristler s kça otistik davran fl özellikleri sergileyen hastalarla karfl lafl rlar. Etiyolojiye yönelik tetkikler ve davran fl sorunlar na yönelik farmakolojik tedaviler aç s ndan Çocuk Nörolojisi poliklinikleri, s kça baflvurulan merkezler içinde yer al r. Özellikle gereksiz tetkik ve tedavilerin önlenmesi aç - s ndan dikkat edilmesi gereken baz noktalar vard r. I. OT ZMDE TETK K Tetkikler, tuberoz skleroz, fenilketonüri ve hipotiroidi gibi otistik belirtilere yol açan etiyolojik etkenleri saptama amac yla yap labilir. Otizmle iliflkisi olan baz hastal klar Tablo 1 de gösterilmifltir. Yap labile- 26

Tablo 1. Klinik tabloda otizmin yer ald baz hastal klar Tuberoz Skleroz Frajil X sendromu Konjenital hipotiroidi Hipoksik-iskemik ensefalopati Angelman sendromu Rubella panensefaliti Velokardiyofasiyel sendrom Down sendromu Sandhoff hastal Cornelia de Lange sendromu West sendromu Sotos sendromu Adenilat süksinaz enzim yetersizli i Ito nun hipomelanozisi cek tetkikler aras nda kraniyel manyetik rezonans (MR), e er serebral bir kalsifikasyondan kuflkulan l - yorsa kraniyel bilgisayarl tomografi (BT), elektroensefalografi (EEG), metabolik tetkikler (kan ve idrar tetkikleri), kromozom analizleri ve nöropsikolojik testler yer al r. Ayr ca sa rl k gibi otizmi taklit eden durumlar ay rt etmek için veya otizme efllik edebilen baflka t bbi sorunlar belirlemek için (örne in epilepsi nöbetleri) tetkikler gerekebilir. Odiyometrik incelemeler, timpanometri, gerekirse beyin sap uyand r lm fl potansiyelleri yap larak çocu un iflitmesi de erlendirilir. Manyetik rezonans (MR) beyini görüntüleyen en incelikli ve duyarl yöntemlerden biridir. Otistik çocuklarda MR genel anestezi alt nda yap labildi i ve pahal bir teknik oldu u için ancak belli durumlarda istenir. Nörolojik muayenede patoloji tesbit edilmesi, EEG de epileptiform anormallik olmas, dismorfizm varl, kromozom anormalli i saptanmas, aile öyküsünde genetik hastal k veya bilinen bir metabolik hastal k olmas halinde ya da bilimsel araflt rma söz konusu oldu u durumlarda görüntülemeye baflvurulur. Halen fonksiyonel MR ve volumetrik MR üstün zekal otistiklerde özellikle araflt rma amac yla uygulanan tekniklerdir (Haznedar ve ark, 1997). Rutin kan ve idrar tetkikleri yan s ra uygulanan bafll ca metabolik testler aras nda kanda laktat, pirüvat, karnitin, amonyak, ürik asit, tiroid testleri, 24 saatlik idrarda aminoasit ve organik asit kromatografisi yer al r. Metabolik hastal klar orta ve a r zeka gerilikleri yan s ra otistik tablolara da neden olurlar. Otizmde ayr nt l genetik incelemelere yönelik olarak tetkikler bafll ca epilepsi kuflkusu, dalgalanan/epizodik tablo, a r uyku ve davran fl sorunu, dismorfizm, ailede genetik hastal k öyküsü, geç yürüme ve zeka düflüklü ünde yap l r. Kromozom analizleri içinde özellikle frajil X hastal na yönelik tetkikler önemlidir. Bu hastal k saptand nda, ailede yer alan k z çocuklar n n kendi çocuklar na bu hastal genetik yoldan geçirme olas l oldu u için genetik dan flma gerekir. Epilepsi nöbetlerinden kuflkulan ld zaman mutlaka EEG yap l r. Epilepsi nöbetlerinin bazen çok k - sa süreli, belli belirsiz veya k sa süreli bir dalg nl k fleklinde olabilece i ve dikkat edilmezse otistik bir çocukta farkedilmeyece i de unutulmamal d r. Ayr ca otizmle yak ndan ilgili baz epilepsi durumlar nda nöbetler sonradan aç a ç kabilir. Otistiklerde anormal EEG elde etme olas l tek EEG ile %40, üç veya daha fazla EEG ile %80 dir (Minshew ve Rattan, 1992). Ancak iyi bir sonuç almak için yapt r lan EEG çekimlerinin en az birinin uyku EEG si olmas gerekir. Ço- unlukla uyan kken çekilen EEG ler yeterince bilgi vermez veya çocuk sakin oturamad için sa l kl sonuç al namaz. Çocu un do al uykusu daha olumlu sonuç verdi i için tercih edilir, gerekirse uykuyu kolaylaflt ran bir flurup verilebilir ve hiç bir zaman genel anestezi alt nda EEG yap lmaz. Ayr ca uyku sorunu ve h rç nl k epizodu olan çocuklarda da EEG yap lmas uygundur. Hiç bir laboratuvar yöntemiyle kesin otizm tan s konulamaz. Ayr ca otistik çocuklarda yap lan nörobiyolojik tetkikler s kl kla bir sonuç vermez (Skjeldal ve ark, 1998). Bunun bafll ca nedenlerinden biri otizme özgü nörobiyolojik sorunlar n mevcut yöntemlerle saptanamayacak nitelikte olmas d r. Pek çok durumda yeterli bir sonuç al namad için otistik hastalarda masrafl ve zahmetli biyolojik tetkiklerin yap lmas gereksiz olup nöropsikolojik de erlendirmenin hemen her olguda yap lmas gerekir. Elbette ailenin onay n alarak ve etik kurallara uyarak araflt rma amac yla pek çok tetkik yap labilir. OT ST K ÇOCUKLARDA SIK KARfiILAfiILAN VE GÜNLÜK YAfiAMDA SORUN OLAB LEN DURUMLAR Bafll ca sorunlar aras nda, afl r hareketlililik, sald rganl k, kendine zarar verici davran fllar, uygunsuz korkular, öfke nöbetleri, afl r sinirlilik, inatç l k, tekrarlay c hareketler, tikler, uyku ve yeme sorunlar, cinsel taciz, mastürbasyon, banyo ve berber sorunla- 27

r, eflya, kifli veya eylemlere yönelik tak nt lar yer al r (Kobayashi ve Murata, 1998). Otizm ve Hiperaktivite: Bir çok otistik çocuk hiperaktiftir ve dikkati da n kt r. Otizmde de bafll ca sorunun dikkati sa layan sistemlerde oldu u san lmaktad r. Bu nedenle dikkat eksikli i ve hiperaktivite sendromu ile çok uzak da olsa bir akrabal oldu- u düflünülebilir. Hiperaktivite (afl r hareketlilik) özellikle 2 yafl civar çok belirgindir. Baz çocuklarda uzun süre sebat eder ve bafll ca sorunlardan biri olur. Zamanla afl r aktif dönemleri hareketsiz, azalm fl aktivite dönemleri izler. Bazen de sadece belli ortam ve durumlarda afl r hareketlilik görülür (Minshew ve Rattan, 1992). Otizm ve Öfke Nöbetleri: Öfke nöbetleri s k görülebilir. S kl kla küçük yafllarda görülür. Genellikle bu nöbetler yaflla azal r. Bir iste inin yap lmamas, ortamda istemedi i bir durumun oluflmas veya bir ritüelin bozulmas ile aç a ç kabilir. Öfke nöbetleri nedensiz ya da çok önemsiz görünen bir olaydan ötürü aç a ç kabilir. Örne in bir kül tablas n n yerinin de- ifltirilmesi veya kitapl ktan al nan bir kitab n yerine geri konmamas tetikleyebilir (Wing, 1997). Bazen periyodik olarak her gün ayn saatlerde gelebilir ve ne yap l rsa yap ls n teskin edilmesi söz konusu olmayabilir. Öfke nöbetleri s ras nda çocuk kendini yerden yere atabilir, kap lar çarpabilir, camlar k rabilir. Ba r r, ça r r ortal y k p geçebilir. Bazen bir saat kadar uzun sürebilir Periyodik gelen öfke nöbetlerinde EEG çektirmek ve ilaca baflvurmak gerekebilir. Kararl ve ak lc davran fllarla öfke nöbetleri önlenebilir veya s kl -fliddeti azalt labilir. Otizm ve Sald rganl k: Baz otistiklerde sald rganl k belirgin bir davran fl olabilir. Bu sald rganl k genellikle aile yak nlar na ve kardefllere vurma, saç çekme fleklinde olabilir. Genellikle belli bir nedeni vard r. Nadiren sald rganl n boyutlar tehlikeli bir hal alabilir. Göz ç karmaya çal flma, kesici aletlerle sald rma, bo aza sar lma gibi davran fllar olabilir. Bunlar n bir k sm tekrarlay c hareketlerle kar fl r. Bir k sm ise yak nlaflma ve ilgilenmenin bozuk ifadeleri olarak geliflebilir. Sald rganl k sebat ederse, mala ve cana yönelik olursa ilaçla tedavi gerekebilir ve bu tedaviden sonuç al nabilir (Minshew ve Rattan, 1992). Otizm ve Oto-Mütilasyon: Kendine zarar verici davran fl, oto-mütilasyon ad ile tan n r. Zeka düzeyi düflük otistiklerde daha s kça görülür. Genellikle geçicidir ve zamanla kaybolur. Saç çekme,hafifçe bafl n vurma gibi hafif olanlar d fl nda dilini ve duda n parçalama ve koparma, parma n s rma ve bafl n sürekli olarak betona çarpma gibi a r flekilleri vard r. Baz otistik çocuklarda çok uzun süre sebat eder. Bu çocuklar ileri derecede ac ya dayan kl olabilir. Bir otistik çocu un elini yanan oca n üstüne koydu u ve yan k kokusu oluflunca ilgisini buna yönelterek elini çekti i izlenmifltir. Afl r so uk s ras nda ç r lç plak üflümeden saatlerce oynad klar da bilinir. Vücut içinde artm fl beta endorfin salg s yla ilgili oldu u düflünülür. Morfin ba ml lar n n tedavisinde kullan lan naltrexone oto-mütilasyonun tedavisinde kullan lmaktad r (Sandman, 1988). Stereotipi: Otistik çocuklarda s k görülen tekrarlay c hareketlere stereotipi ad verilir (Campbell ve ark.,1990). Sa a sola veya öne arkaya do ru sallanma, çevresinde dönmek, kanat ç rpmak, cisimleri çevirme, parmaklar na tuhaf flekiller verme, amaçs z dolanma, dokunma, a za götürme, el ç rpma bunlar aras nda yer al r. Bu hareketleri içinde bulunduklar koflullardan ba ms z yaparlar ve baflkalar n n varl - nda da bunlardan vazgeçmezler. Bu tip davran fllar n nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak s k nt n n artt durumlarda artmakta bazen de nefle ve sevincin ifadesi olarak yorumlanmaktad r. Stereotipik hareketler kendini uyarmaya yönelik olabilir. Bu hareketler içinde parmaklar n gözlerinin önünde hareket ettirme, parmaklar yla havada bir tak m flekiller oluflturma, elin ritmik hareketleriyle yavaflça kulak-el gibi di er vücut parçalar na vurulmas, ayn ezgiyi üst üste saatlerce m r ldanma yer al r. Zeka düzeyi düflük otistiklerde stereotipiler daha s kt r. Baz otistiklerde görülmeyebilir, baz lar nda da yaflla azal r. E itimle azalabilir ama yo un stereotipi e itimin yap lmas na da engel olur ve bazen ilaçla müdahale gerekebilir. Tik: Tiklerin bazen stereotipi ad verilen tekrarlay c hareketlerden ayr lmas zor olur; tikler genellikle yüzde olur. Bazen omuz silkme hareketi olarak görülebilir; burun veya bo az n temizliyormufl gibi sesler ç karabilirler (Sverd, 1991). Tikler kullan lan ilaçlar n (örn. stimülanlar) yan etkisi olarak da aç a ç kabilir Bruksizm: Bruksizm, difl g c rdatmas na verilen isimdir. Otistik çocuklar n bir bölümünde görülür. Bazen geçici bazen sebat eden bir durumdur. Seyrek olarak sorun olur. Uzun süreli oldu unda difl sorunlar na yol açabilir. S kl kla gece bazen de gündüz olabilir. Ailede de gece difl g c rdatmas olan baflka bireyler olabilir. Tam nedeni bilinmemektedir. Difllerde tahribat yapacak ölçüde a r olmad sürece özel bir tedavi gerektirmez. 28

Otizm ve Tak nt : Otistikler bir konu ile afl r ilgilenebilir. Bir süre sonra ilgilendikleri eflya, kifli, konu ya da eylem de iflebilir. Yerine baflkalar geçer. Daima ayn konuyu konuflmak isteyebilirler. Ayr nt lara tak labilirler. Sokak levhalar, araba plakalar, alfabe,say lar, köprüler vb bir çok fley konu olabilir. Karfl s ndaki kiflinin bu konularla ilgilenmedi ini farketmeyebilir. Nesnelerin bir parças ile örne in kap tokma, elbise kolundaki bir dü me ile afl r ilgilenebilirler. Rutin ve ritüelleri izlemede mant ks z bir srar gösterebilirler. Ritüellerden biri oday terketmeden her fleye dokunma, bir yeri terketmeden tüm tuvaletleri gezme fleklinde olabilir. Okulda baflka bir s raya oturmay reddedebilir veya okula her gün ayn yoldan gitmek ister. Bunlar n nedeni bilinmez (Rapin, 1991). Otizm ve Uygunsuz Korkular: Özel, uygunsuz korkular olabilir. Bazen son derece tehlikeli bir durumda korkusuzca davran rlar. Ço u kez de tamamen zarars z bir durumda afl r korku ve panik haline girerler. Bu durumun bazen geçmiflte yaflanan bir olayla iliflkili oldu u görülür. Çocuk geçmifl olay n bir görüntüsünü ve bir an n duyguyla birlikte tekrar yaflar, yeni durumun o olayla ilgisiz oldu unu farketmez. Ayn l k üzerinde srar edebilirler. S radan de iflikliklere karfl anormal tepki gösterirler. Örne in masada oturdu u yerin de iflmesi veya yeni perdelerin gelmesi ile çok gergin ve huzursuz hale gelebilirler. Bazen dokunmay bazen dokunulmay severler. Bazen de her iki durumdan ileri derecede kaç n rlar. Hafifçe dokunulduklar nda bile ürker ve ç l k atabilirler. Baz lar ise örne in bir kumafla saatlerce dokunabilir ve bundan zevk al r. Otizm ve Duyu Sorunlar : Otizmi olan çocuklar bir veya birkaç duyusundan (tad,dokunma,iflitme,görme gibi) gelen uyar lara karfl afl r bir tepki verebilirler veya tepkisiz kalabilirler, örne in bir alarm saatinin yumuflak sesinden dehflete kap labilir fakat bir araba kornas n n sesinden hiç bir rahats zl k duymayabilirler. Baz otistik çocuklar ve eriflkinler a r ya karfl ileri derecede duyars z yani ac ya karfl çok dayanakl olabilirler. Çok kuvvetli bir fl a uzun süre gözlerini dikip kalabilir ya da çok hafif bir sesi saatelerce dinleyebilirler. Hareket eden, dönen ve parlak nesnelere çok uzun süre bakabilirler. Bazen fl kla karfl laflt nda gözlerini kapat rlar. Bazen kulaklar n t karlar. Baz lar nda ac y,s ca ve so u u farketmeme varken baz lar nda ise so uk suyla ellerini y karken a lama, ellerine bir toplu i ne batt zaman ç l k atma gibi afl r duyarl l klar vard r (O Neill ve Jones, 1997). Di er Psikiyatrik Sorunlarla liflkisi: Depresyon, mani, obsesif kompulsif nöroz, panik ata otizmle birlikte s k görülmektedir. Bu sorunlar ergenlik ça ile birlikte daha belirginleflmektedir. D fl bir neden olmaks z n gülme ve a lama krizleri olabilir. Bazen a larken gülmeye bafllayabilir veya tersi olabilir. Nedeni bilinmez. Otizm-fiizofreni liflkisi: Seyrek olarak otistiklerde daha sonra flizofreninin geliflti i görülür (Petty ve ark., 1984). Temelde birbirinden farkl hastal klard r. Otistiklerin ailelerinde flizofreniden çok depresyon görülür (Piven ve Palmer, 1999). fiizofreni genel olarak çocuklu u normal veya normale yak n geliflen gençlerde görülür. fiizofrenide s k görülen iflitsel hallüsinasyonlar otizmde görülmez. Otizm, genelde kal - c ve erken çocukluk döneminde bafllar; halbuki flizofreni daha çok normal bir çocuklu u takiben gençlik döneminde ortaya ç kar (Gartner ve ark., 1997). Bazen belirtiler geçici bir süre için tamamen ortadan kalkabilir. Otizmin iyi tan nmad eski dönemlerde pek çok otistik genç ve eriflkin flizofreni tan s alm fl ve bu hastalarla birlikte tedavi edilmifltir Otistiklerde Yeme Sorunlar : Kat yiyecekleri reddebilirler, çi nemezler, çok seçici yiyebilirler, nadiren afl r yiyebilirler. Yararl yiyeceklere tutkun olmalar beklenmez. Buna karfl n çerez, cips gibi fleylere bay l rlar. Baz yiyeceklere tutkunluklar endojen opioid peptidlerle aç klan r. Bu peptidlere ait sistemdeki dengesizli in otizmde oldu u kadar belli g dalara afl r düflkünlü ün aç a ç kabildi i di er durumlarda örne in gebelik, menstrüasyon, bulimi,stres ve depresyonda da etkili oldu u san lmaktad r. PICA, yani yenilmez fleyleri hatta bazen d flk lar n yeme durumu söz konusudur. Otizmin temel bir özelli i olan yeniye direnç gösterme yiyecekler için de geçerlidir ve yediklerini çeflitlendirmek uzun süre olanaks z olur. Tad konusundaki hassasiyetleri o kadar çoktur ki içtikleri suya veya yedikleri g daya kar flt r lacak en küçük bir maddeyi bile farkederek yemekten vazgeçebilirler. Çocuklar n yeme sorunlar sebat ederse u raflmak gerekebilir. Ancak çocuklar na duygusal ba la ba l olan anneler için bizim kültürümüzde mücadele etmek çok zordur. Yap lacak ifllerden biri yemek zamanlar d fl nda yemesi istenmeden çocu a s ras yla yiyeceklerin gösterilip tan t lmas d r. Çocu un o yiyece i eline almas, incelemesi a z na götürmesi, tadmas vb teflvik edilebilir. Ama kesinlikle yemesi isten- 29

mez veya ima edilmez. Yani onun için panik yaratan duruma dereceli olarak al flmas beklenebilir. kinci bir taktik, sorun olabilecek baz g dalar saptamakt r; yani baz g dalar çok seviyor olabilir ve asl nda bunlar zararl d r yani ba ml hale gelmifltir. Sütün içinde yer alan kazein ve bu day gibi baz tah llarda yer alan gluten proteinlerinin otistiklerde morfin benzeri maddelere dönüfltü ü bunun da sosyal iliflkilerden kaç nma gibi durumlar kuvvetlendirdi i iddia edilmifltir (Raiten ve Massaro, 1986). Bir di er strateji de yemeyen çocuklarda vitaminler ve besleyici nitelikte baz mineral ve ilaç benzeri g dalar kullanmakt r. Otizm ve Alerji: Otistik çocuklarda özellikle g da alerjileri olabilir. Gerek bu g dalara gerekse çevresel toz ve benzeri maddelere karfl etkin savafl m verilmesi gerekti i iddia edilir. Uygulanan diyet tedavisi ve anti-alerji tedavisi genel düzelme yan s ra otistik davran fllarda da düzelmeye neden olabilir. Kulak ve yanaklarda k zar kl k, kar nda gaz ve fliflkinlik, kab zl k, afl r susama, düflük kan flekeri, göz civar nda koyu halkalar, özellikle geceleri afl r terleme,s k nezle ve burun ak nt s, fliflmifl k zar k dudaklar, aç klanamayan döküntüler oldu unda ilgili çocuk hekimi ile görüflülmelidir. Ayr ca alerjik bünyeli flah slarda s ya, s - cakl k ve so u a, gürültüye ve fl a duyarl l k söz konusu olabilir (Rimland ve Baker, 1996). Otistiklerde Uyku Sorunlar : Otistiklerde uyku sorunlar çok olur. Daha erken dönemde gazl bebek, geceleri hiç uyumayan bebekler olarak tan mlanabilirler. Bazen de tüm bebeklik boyunca afl r sessiz olduklar gözlenir. Daha sonralar s k uyanma,uyand ktan sonra durdurulamayan a lama nöbetleri, geç uyuma, geç kalkma gibi sorunlarla karfl lafl l r. Geç yat p çok erken kalkma, anneyle yatmak isteme gibi de iflik sorunlar görülür. Bu tip sorunlarda nörolojik bir de erlendirme gerekebilir ve hem ailenin düzenini hem de çocu un sa l n bozaca zaman ilaçl müdahale gerekebilir. Büyük çocuklarda uykuyu düzenleyici do al bir madde olan melatonin kullanmas düflünülebilir. Otizm ve Cinsellik (Van Bourgondien ve ark., 1997; Konstantareas ve ark.,1997): Çok say da eriflkin otistik üzerinde yap lan bir araflt rma otistiklerin cinselli e duyduklar ilgiyi göstermifltir. Ancak deneyimleri s n rl olur. Erkeklerde bafll ca etkinlik mastürbasyondur. K zlar n küçük bir k sm öpme ve kucaklaman n ötesine geçebilir. Otistiklerin büyük k sm cinsel organlar na dokunur, bir k sm herkesin önünde mastürbasyon yapar, az bir k sm (%20 si) karfl cinse uygunsuz flekilde dokunur,bir k sm da uygunsuz nesnelerle mastürbasyon yapar. Baz lar da karfl cinsin cinsel organlar na dokunma veya iliflki kurma e ilimi gösterebilir. Kucaklama, el tutma, öpme de bunlar n aras nda yer al r. Konuflma yetisi geliflenlerin daha fazla mastürbasyondan zevk ald belirtilmifltir. Stereotipik hareketleri olanlarda da mastürbasyon daha s k görülmektedir. II. PS KOFARMAKOLOJ K TEDAV Otizmin temel sorunlar na yönelik farmakolojik bir tedavi söz konusu olmay p, bafll ca tedavi e itimdir. Ancak otizm, yaflla belirtilerin yumuflad ve baz belirtilerin ortadan kalkt, uyum yetilerinin giderek artt kronik bir hastal kt r. Bu iyileflme yönü son y llarda gelifltirilmifl davran flsal teknikler ve çocu un özelliklerine göre flekillendirilmifl özel e itimlerle oldukça kuvvetlendirilmifltir. Bunlara ek olarak ö renme ve konuflma sorunlar na yönelik tedaviler uygulan r. Öte yanda otizm ve bu yelpazede yer alan hastal klarda pek çok davran fl sorunu görülür. Özellikle puberte, adolesan dönemlerinde giderek artan içgörü düzeyi ve toplumsal beklentilerin yo unlaflmas krizlere yol açabilir. Bu sorunlar n bir k sm psikolojik destekler yan s ra uygun ilaçlarla hafifletilir veya geçifltirilir (Campbell ve Cueva, 1995). Hem çocu un hem de ailenin yaflant s n ciddi flekilde bozan de iflik davran fl sorunlar (Tablo 2) ilaçla k smen tedavi edilebilmektedir. Farmakolojik tedavi aç s ndan otistik çocuklar belirtilerin fliddetine ve davran fl sorunlar n n a rl na göre üç gruba ayr labilir. Hafif grup için sadece e itim önerilir ve s kl kla herhangi bir tetkik yap lmaz. A r otistik için ise hem ayr nt l tetkik hem de ilaç kullanmak gerekir. Otizmin a rl n n zeka düzeyi ve iliflkili oldu u di er nörolojik-genetik hastal klarla iliflkili oldu u unutulmamal d r. Orta derece otistik olanlarda ise ailenin ilaca yatk nl, hedef belirtilerin s kl ve fliddeti izlenecek yol aç s ndan önemlidir. Hekim e itimden, iyi planlanm fl bir programla çocu un uyumunun geliflmesini, hafif otistiklerin normale yaklaflmas n, orta derecede otistiklerin de alevlenen sorunlu dönemlerinin daha hafif geçmesini bekler. Otizmin fliddetini belirlemede CARS (childhood autim rating scale) adl skaladan yararlan labilir (Schopler ve ark.,1980 ). laç tedavisi, sosyal iliflki sorunu, konuflma bozuklu u gibi otizme özgü temel belirtilerde belirgin bir 30

Tablo 2. Otistik çocuklarda görülen ve farmakolojik tedaviye yan t verebilen baz davran fl sorunlar Sald rganl k Oto-mütilasyon Tuvalet terbiyesine iliflkin sorular Noktürnal enürezis Temper tantrum Ritüel Stereotipi Uyku sorunlar Yeme sorunlar Tik Tuhaf korkular DOPAM N S STEM I. Nöroleptikler Tablo 3. Otizmde farmakolojik tedavi Tipik Tiyoridazin, Haloperidol, Trifluperazin, Pimozid Atipik Risperidon, Klozapin, Olanzapin II.Stimülanlar Metilfenidat, Dekstroamfetamin, Pemolin SEROTON N S STEM I.Fenfluramin II.Seronin geri al m inhibitörleri Klomipramin, Fluoksetin, Fluvoksamin, Sertralin, Paroksetin. NORADRENAL N S STEM -Alfa-adrenerjik agonist Clonidine, Guanfasin -Beta-adrenerjik agonist Propranolol Opioid antagonistleri Naltrexone Anti-epileptikler Sodyum Valproat, Karbamazepin, Vigabatrin, Lamotrijin Anti-histaminikler Hidroksizin D ER Trankilizanlar (diazem grubu ilaçlar), Buspiron, Lityum Bupropion, Piracetam, mmun Globulin, Sekretin, Oksitosin, Vazopressin, Biopterin türevler, Pentoxyphyllin, Famotidin de iflikli e yol açmaz. Ancak otistik çocuklarda s k görülen afl r hareketlilik, anksiyete, depresyon, uyku ve yeme sorunlar, oto-mütilasyon, sald rganl k ve di- er düzen bozucu davran fllarda kullan l r. laçlar n konunun uzman taraf ndan ve aile ile yak n iflbirli i içinde s k aral klarla takip edilerek uygulanmas do rudur. Gerekirse ilac n etkinli ini ölçmek için aral kl olarak testler ve de erlendirmeler yap l r. Hangi ilaçlar n ne süreyle kullan laca na karar vermek gerekir. Uygun ilaç seçimi, daha önce denenip baflar l olunmufl ilaçlardan ya da yan etkisi az görülen ilaçlardan biri olabilir. Yak nman n türüne ve fliddetine göre seçilen ilaç, optimum dozda ve yeterli en k sa zaman aral nda kullan l r. laçlar beyindeki belli biyokimyasal sistemler üzerinden etkili olur. Bunlar n bafll calar dopamin,serotonin, noradrenalin ve opioid sistemleridir. Otizmde bunlar n bir veya birkaç n n bozuk oldu u san lmaktad r. Kullan lan psikofarmakolojik ajanlar, nörotransmitter ifllevi gören bu biyokimyasal maddeler üzerinden etkili olur (Tablo 3). Otizmde dopaminin rolüne kan t olarak, beyin omurilik s v s nda dopamin maddesinin y k m ürünü olan homovalinik asitin yüksek bulunmas gösterilmifltir. Ayr ca dopamin sistemi üzerinden etkili olan nöroleptiklerin (haloperidol, fenotiazin gibi), otizmde olumlu sonuçlar verdi i bilinmektedir (Lewis, 1996). Ancak bu ilaçlar n uzun süreli kullan mda kal c yan etkileri olabilir. Son zamanlarda yan etkisi daha az olan ve atipik nöroleptik olarak tan nan ilaçlar da kullan ma girmifltir (Cohen ve ark, 1998). Bu ilaçlar flizofreni dahil olmak üzere pek çok psikiyatrik hastal kta baflar yla kullan lmaktad r. Dopamin sistemi üzerinden etkili olup farkl bir mekanizma ile etki gösteren baflka bir grup ilaç stimülanlar bafll alt nda tan n r. Bu ilaçlar özellikle dikkat eksikli i ve hiperaktivite sendromunda kullan lan ilaçlar olmakla birlikte zaman zaman otistik çocuklarda da dikkat sorunlar ve hiperaktiviteye yönelik olarak kullan lmakta ve baz - lar nda oldukça yararl olmaktad r. Serotonin sistemi üzerinde etkili olan ilaçlar aras nda pek çok serotonin geri al m inhibitörü ilaç öne ç kmaktad r. Bu grupta etkileri birbirine benzeyen pek çok ilaç yer al r. Otizmde de iflik sorunlar n tedavisinde baflar l olarak kullan ld na dair yay nlar vard r (Cook ve Leventhal, 1996). Otistiklerin %30-40 nda, serumda serotonin fazlal saptanm flt r. Ayr ca trombositlerdeki serotonin yüksekli i daha anlaml ve tutarl bir flekilde yüksek bulunmufltur (Cook, 1996). Otistiklerde, serotoninin hücre aral nda yeterli süreden daha uzun kalmas n engelleyen tafl - y c bir maddenin sentezini sa layan bir genin bozuk oldu u ve bu nedenle serotoninin hücre aral nda yeterli süre kalmad öne sürülmektedir (Cook ve 31

ark., 1997). Bu genin kromozom üzerindeki yerinin de iflmesinin, otizmin olup olmamas n etkiledi i iddia edilmifltir. Baz lar ise bu de iflikli in tek bafl na otizme yol açmad n, genetik olarak zaten otizme e ilimli olan birinde bu durumu aç k hale getirdi ini öne sürmüfltür. Bu bulgulara ek olarak beyinde serotoninerjik yollarda anormallikler saptanm flt r (Chugani ve ark., 1997). Noradrenalin sistemi üzerinde etkili olan ilaçlar da dikkati art rmaya yöneliktir. Kullan lan bafll ca ilaçlar aras nda clonidin ve guanfasin (alfa-reseptör agonisti) ve propranolol (beta-bloker) yer al r (Lewis, 1996). Opioid sistemi kendine zarar verici davran fllar n belirgin oldu u hastalarda morfin ba ml lar n n tedavisinde yer alan naltrexone gibi baz ilaçlar kullan l r. Özellikle naltreksonun baflar l kullan mlar söz konusudur. Tabletleri ac d r ve intravenöz kullan m için bir ekip oluflturulmas uygundur (Kolman, 1995). Bunlar d fl nda antiepileptikler ve psikiyatrik bozukluklarda kullan lan di er ilaçlardan da (benzodiazepinler, lityum vb) de iflik amaçlarla yararlan l r. Klinik epilepsi nöbeti olmay p, EEG sinde epileptifrom deflarjlar olan hastalarda baflar l anti-epileptik (sodyum-valproat) kullan mlar vard r (Gillberg, 1994; Plioplys, 1994). ALTERNAT F TEDAV LER mmunglobulin tedavisi pek çok ciddi nörolojik ve nörolojik olmayan hastal n tedavisinde baflar yla uygulanmaktad r. Bugünkü görüfllere göre otizmin baz tipleri, ba fl kl k sistemindeki bozukluklar n sonucunda aç a ç kar. Çok pahal olan ve etkinli i tart flmal olan bu tedaviye karar vermeden önce gerekli baz zor ve pahal tetkiklerin yap lmas gerekti i için rutin kullan ma girmemifltir. Baz otistiklerde bu tedavi sonunda göz temas nda düzelme, dikkat, okuma yetene i, düflünme ve ak l yürütme gibi ifllevlerde düzelmeler görülmüfltür. Konuflma ve ekolalide düzelme daha geç yaflta aç a ç km flt r. Bu tedavinin küçük çocuklarda daha olumlu ve h zl yan t verdi i bildirilmifltir (Plioplys, 1998). Bir peptik ulkus ilac olan Famotidin in de yararl oldu u öne sürülmüfltür (Linday, 1997). Bu etki, beyinde bulunan H2 reseptörleri arac l ile aç klanm flt r. Tetrahidrobiopterin ve türevleri ise katekolamin ve serotonin sentezinde rolü olan maddelerdir. Bunlar n otistiklerde kullan m ile k smen yararl sonuç elde edilmifltir. Göz konta, iliflki kurma iste i ve ç - kard seslerde artma saptanm flt r (Fernell ve ark., 1997). Oksitosin, vücutta do al olarak bulunan bir hormondur. Do um olay nda, çiftleflmede, annelik duygular ve toplumsal ba lan mlarda önemli rol oynar. Otizmde görülen toplumsal iletiflim sorunlar nda oksitosin bozuklu unun bir etkisi oldu u san l r. Tedavi aç s ndan bu hormonun kullan m araflt r lmaktad r (Modahl ve ark,1998). Sekretin, gastrointestinal sistemde görev alan önemli bir hormon olup, farmakolojik bir ajan olarak pankreas hastal klar nda kullan l r. Bazen öldürücü olabilen alerjik yan etkilerine karfl uyan k olmak gerekir. Kan serotonin düzeyinde de ifliklik yapt bildirilir. Sekretinin beyinde nas l bir etki yapt bilinmez, muhtemelen beyinde çok önemli rol oynayan kimyasal maddeler içinde yer alan nöropeptidler üzerinde etkilidir. Otistik hastalarda baz belirtilerde k smi bir düzelmeye yol açt iddia edilmifltir (Horvath ve ark., 1998). Halen baz çal flmalar yürütülmekle birlikte pek etkili olmad düflünülmektedir. Baz araflt rmac lar kazein ve glutenden fakir bir diyet önermektedirler ve otizme özgü baz belirtilerin fliddetinin azald ve sosyal beceriler, iletiflime yönelik etkinlikler, sorun çözme yetene inde art fl, tuvalet terbiyesinde geliflme, hareketlerinde düzelme oldu u öne sürülmüfltür. Araflt r c lar n iddias bu maddelerin barsakta çözünerek otizme neden olacak flekilde peptid ad verilen maddelere dönüfltü ü ve bunlar n barsaktan kana oradan da beyine ulaflarak hasar verdi i fleklindedir. Bu kuram henüz kan tlanmam flt r ve g dalarda çok seçici olan otistik çocuklarda uygulanmas çok zor olan bir yöntemdir. Afl r ve uygunsuz antibiyotik kullan m n n da barsak floras n ve buradaki yararl mikroorganizmalar öldürerek g dalar n barsaktan emilimini bozdu u iddia edilmifltir. Özellikle zararl mantarlar n (candida gibi) üremesinin otistik davran fllara neden olabilece i öne sürülmüfltür. Uygulanan bafll ca vitamin terapisi, yüksek doz B6 vitamininin magnezyumla birlikte verilmesidir. Bu vitaminlerin otizmdeki etkisi bilimsel çevrelerde çok s - n rl kabul görmekle birlikte etkinlikleri k smen kabul edilmifltir (Rimland ve Baker, 1996). Bunlar n d fl nda bir dizi, henüz etkinli i ve yarar bilinmeyen ancak ailelerin s kça baflvurdu u baz teknikler vard r (Bauer, 1995). Duysal bütünleme terapisi (sensory integration), kendi vücudunun fark nda olma ile de iflik duyumlar aras ndaki iliflkiyi ele alarak yürütülür. Otistik 32

çocuklarda s k görülen dokunmaya afl r hassas olma veya tepkisiz kalma, vücut flemas n n bozuklu u yani kendi vücudunu tan ma ve kullanmadaki sorunlar, koordinasyon bozukluklar bu tip bir terapinin ele ald sorunlar olur. Bu terapi bafll ca u rafl (occupational) terapistleri taraf ndan yap l r ve çocu un hareketlerinin organize edilmesine yöneliktir. flitsel tedavi (auditory integration therapy), bu hastalarda sese karfl artm fl bir hassasl k ve sestan kaynaklanan bir a r duyduklar varsay m na dayan r. Tekni in temelini bir kulakl k arac l ile günde 1 saat kadar yaklafl k 10 gün boyunca modüle edilmifl müzik uygulanmas ve bu flekilde de iflik frekanslar arac l ile bir çeflit düzenli bir gel-git sa lanarak ortakula a ve beyine masaj uygulanmas oluflturur. Bu tedavinin küçük bir grup otistik çocuk üzerinde etkili oldu u bilinir. Özellikle baz çocuklar daha sosyal,daha dikkatli yapt ve seslere karfl afl r hassasiyeti azaltt söylenebilir. Otistiklerde h zland r lm fl iletiflim (facilitated communication), otistik çocuklara iletiflim kurmas için kullan lan bir yard m tekni idir. Bu yöntemde, otistik çocuk daktiloda ya da bilgisayarda yazarken bir e itimci ya da ebeveyn çocu un elini destekler. Çok tart flmal bir yöntem olup bu konuda araflt rmalar sürdürülmektedir. KAYNAKLAR American Psychiatric Association. Diagnostic and statistical manual of mental disorders, 4th edition. Washington DC, American Psychiatric Association 1994; 66-71. Bauer S. Autism and the pervasive developmental disorders. Part 2. Pediatrics in Review 1995; 16:5: 168-176. Campbell M, Locascio JJ, Choroco MC, Spencer EK et al. Stereotypies and tardiv dyskinesia. Abnormal movements in autistic children. Psychopharmacology Bulletin 1990; 26:2:260-266. Campbell M, Cueva JE.Psychopharmacology in child and adolescent psychiatry: a review of the past seven years. Part 1. Am Acad Child Adolesc Psychiatry 1995; 34 (9):1114-1132. Chugani DC,Muzik O,Robert R, Behen M et al. Altered serotonin synthesis in the dentato-thalamocortical pathway in autistic pathway in autistic boys. Ann Neurol 1997; 42(4):666-69. Cohen SA,Ihrig K, Lott RS,Kerrick JM.Risperidone for aggresson and self injurious behavior in adults with mental retardation. J Autism Dev Disord,1998; 28:3,229-33. Cook EH, Leventhal BL. The serotonin system in autism. Current Opinion in pediatrics 1996; 8:348-354. Cook EH,Jr. Brief report: Pathophysiology of autism: neurochemistry J Autism Dev Disord 1996; 26:2:231-235. Cook EH Jr,Courchesne R, Lord C, Cox NJ, Yan S, Lincoln A, Haas R, Courchesne E, Leventhal BL. Evidence of linkage between the serotonin transporter and autistic disorder.mol Psychiatry, University 1997; 2:3:247-50. Fernell E, Watanabe Y, Adolfsson I, Tani Y, Bergström M, Hartwig P, Lilja A, von Knorring AL, Gillberg C, Langström B. Possible effects of tetrahydrobiopterin treatment in six children with autism: clinical and positron emisson tomography data: pilot study. Dev Med Child Neurol 1997; 39:5,313-8. Gartner J, Weintraub S,Carlson G. Childhood-onset psychosis: evolution and comorbidity. Am J Psychiatry 1997; 154:2256-261. Gillberg C (1994) Antiepileptic drugs in the treatment of behavioral disorders in childhood. Anticonvulsants in Psychiatry içinde. Ed. Modigh K, Robak OH, Vestergaard P. Petersfeld, Wrightson Biomedical Publishing Ltd 1994; 81-91. Haznedar MM, Buchsbaum MS, Metzger M et al. Anterior cingulate gyrus volume and glucose metabolism in autistic diorder. Am J Psychiatry 1997; 154:8:1047-1050. Horvath K, Stefatos G, Sokolski KN, Wachtel R, Nabors L, Tildon T. Improved social and language skills after secretin adminstration in patients with autistic spectrum disorders. Journal of the Association for Academic Minority Physicians 1998; 9:1:9-15. Kanner L. Autistic disturbances as affective contact. Nervous Child 1943;2: 217-250. Kobayashi R,Murata T. Behavioral characteristics of 187 young adults with autism.psychiatry Clin Neurosci 1998; 52:4,383-90. Kolmen BK, Feldman HM, Handen BL, Janosky JE. Naltrexone in young autistic children: a double blind placebo controlled cross-over study. J Am Acad Child Psychiatry 1995; 34(2):223-231. Konstantareas MM,Lunsky YJ Sociosexual knowledge, experience, attitudes, and interests of individuals with autistic disorder and developmental delay. J Autism Dev Disord 1997; 27 (4);397-413. Linday AL. Oral famotidine: a potential treatment for children with autism. Med Hypotheses 1997;48:5:381-6. Lewis MH.Brief report:psychopharmacology of autism spectrum disorders. J Autism Dev Disord 1996; 26:2: 231-235. Minshew NJ, Rattan AI: The clinical syndrome of autism. Handbook of Neuropsychology de. Ed. Segalowitz SJ, Rapin I. Amsterdam, Elsevier, 1992; 401-43. Modahl C, Green L, Fein D, Morris M, Waterhouse L, Feinstein C, Levin H. Plasma oxytocin levels in autistic children. Biol Psychiatry 1998 ;43:4,270-7. Nordin V,Gillberg C. The long-term course of autistic disorders: update on follow-up studies. Acta Psychiatr Scand 1998; 97:3,99-108. O Neill M, Jones RSP. Sensory-perceptual abnormalities in autism:a case for more research? J Autism Dev Disord 1997; 27(3):283-295. Petty LK,Ornitz EM, Michelman JD, Zimmerman EG: Autistic children who become schizophrenic. Arch Gen 33

Psychiatr 1984; 41:129-135. Plioplys AV. Autism: electroencephalogram abnormalities and clinical improvement with valproic acid. Arch Pediatr Adolesc Med 1994; 148:220-222. Plioplys AV. Intravenous immunoglobulin treatment of children with autism. J Child Neurol 1998; 13: 2, 79-82. Piven J, Palmer P. Psychiatric disorder and the broad autism phenotype: evidence from a family study of multiple incidence autism families Am J Psychiatry 1999; 156:4:557-567. Rapin I. Autistic children: diagnosis and clinical features. Pediatrics. Suppl 1991;87: 5:2, 751-60. Raiten DJ, Massaro T. Perspectives in the nutritional ecology of autistic children. J Autism and Dev Disorders 1986;16,133-143. Rimland B, Baker SM Alternative approaches to the development of effective treatments for autism. J Autism Dev Disorders 1996; 26:2:237-243. Sandman CA. Endorphin disregulation in autistic and selfinjurious behavior. Synapse 1988;2:193-199. Schopler E, Reichler RJ, Devellis RF, Daly K. Toward objective classification childhood autism: Childhood Autism Rating Scale. J Autism Dev Disord 1980; 10:91-103. Skjeldal OH, Spanheim E, Ganes T, Jellum E, Bakke S. Childhood autism:the need for physical investigation. Brain Dev 1998; 20:4, 227-33. Sverd J.Tourette syndrome and autistic disorder:a significant relationship. Am J Med Genet 1991; 39;173-179. Van Bourgondien ME, Reichle NC, Palmer A. Sexual behavior in adults with autism. J Autism Dev Disord 1997; 27(2):113-25. Wing L. The autistic spectrum. Lancet 1997; 350: 1761-66. 34