«İSTİHDAM POLİTİKALARINDA GELİŞTİRİLECEK ÖNCELİKLİ EYLEMLER» HAKKINDA ORTAK RAPOR



Benzer belgeler
AB nin İstihdam ve Sosyal Politikası

Toplam Erkek Kadin Ermenistan Azerbaycan Gürcistan Kazakistan Kırgızistan Moldova Cumhuriyeti. Rusya Federasyonu

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

Kadınların Ġstihdama Katılımı ve YaĢanan Sorunlar

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

TÜRK İŞGÜCÜ PİYASASI MESLEKİ EĞİTİM İSTİHDAM İLİŞKİSİ VE ORTAKLIK YAKLAŞIMI

Sentez Araştırma Verileri

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

SAĞLIKLI ŞEHİR YAKLAŞIMI

İNSANİ GELİŞMEYİ SÜRDÜRMEK:! EĞİTİM VE İŞGÜCÜ PİYASASI GÖSTERGELERİ İTİBARİYLE TÜRKİYE NİN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ!

GELİR POLİTİKALARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

EĞİTİM VE ÖĞRETİM 2020 BİLGİ NOTU

G20 BİLGİLENDİRME NOTU

İşletmelerin Karşılaştığı Tehdit Nedir? Zafer-İn Operasyonu nun Hedefleri Nedir?

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU

ÇALIŞMA HAYATINDA DEZAVANTAJLI GRUPLAR. Şeref KAZANCI Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı MART,2017

AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE

AB MALİ YARDIMLARI VE TÜRKİYE

Başarılı Mesleki Beceri ve İstihdam Politikaları

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu?

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

DEVLET BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN YAPISAL REFORMALARIN MAKROEKONOMİK ETKİLERİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI (26 EKİM 2007 ANKARA)

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi. Avrupa Ekonomik ve Sosyal

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ...

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI

T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü. Kümelenme Destek Programı

AESK ve Türkiye REX. Dış İlişkiler. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi

DİKMEN BÖLGESİ STRETEJİK GELİŞİM PLANI

AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE

Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi

BU YIL ULUSLARARASI KOOPERATİFLER YILI!

ULUSLARARASI İŞGÜCÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ T.C. AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI

AB ve Türkiye Sivil Toplum Diyaloğu - IV Tüketicinin ve Sağlığın Korunması Hibe Programı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

AB 2020 Stratejisi ve Türk Eğitim Politikasına Yansımaları

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

AB PROGRAMLARI VE TÜRKİYE

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 28. Toplantısı. Yeni Kararlar

Yatırım Ortamı Değerlendirme Raporu: Türkiye nin ikinci nesil reform gündeminin tasarımı

Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. Ücretlendirme Politikası

Konuşmamda sizlere birkaç gün önce açıklanan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı hakkında bilgi vereceğim.

ZDH Hizmet Sunumu & Mesleki Eğitim Programı

Tarımın Anayasası Çıktı

AVRUPA BİRLİĞİ MALİ KAYNAKLARI

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası

TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007

YÜKSEKÖĞRETİM KALİTE KURULU BİLGİ NOTU

(09-11 Mayıs 2016, Ankara) Kıymetli İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Ülkeleri Temsilcileri, Değerli Katılımcılar,

Türkiye nin Yeni AB Stratejisi ve Ulusal Eylem Planları

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Yalın Altı Sigma Konferansı-5 / 7-8 Kasım 2014

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURUM/KURULUŞ. Maliye Bakanlığı Hazine Müsteşarlığı ASPB SGK KOSGEB. Maliye Bakanlığı SGK KOSGEB

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

187 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİ GELİŞTİRME ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ, 2006

AVRUPA BİRLİĞİNE UYUM DANIŞMA VE YÖNLENDİRME KURULU 2015 YILI 1. TOPLANTISI 11 MART 2015

BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015

İRLANDA BİYOTEKNOLOJİ İNOVASYON SİSTEMİ: Öne Çıkan Konular. Atilla Hakan ÖZDEMİR


İSO Kadın Sanayiciler Platformu 8 MART MANİFESTOSU

BELGESİ. YÜKSEK PLANLAMA KURULU KARARI Tarih: Sayı: 2009/21

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı

İSTANBUL ATIK MUTABAKATI

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

HİBE VEREN KURUMLAR TEKNOLOJİ TRANSFER OFİSİ

MMKD Stratejik İletişim Planı Araştırma Sonuçları

TÜRKİYE DE FİKRİ HAKLAR YÖNETİMİ KÜLTÜRÜ VE GELİŞİMİ

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

TTGV Çevre Projeleri Grubu 13 Aralık k 2006, Ankara

PROJE YAPIM VE YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ ŞEYMA GÜLDOĞAN

KOOPERATİFLERE YÖNELİK HİBE DESTEĞİ

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK: YEŞİL BİNALAR & NANOTEKNOLOJİ STRATEJİLERİ. Muhammed Maraşlı İMSAD-UNG Çalışma Grubu Üyesi

İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURUM/KURULUŞ. Hazine Müstaşarlığı Kalkınma Bakanlığı Maliye Bakanlığı Sosyal Taraflar

Özet. Gelişen küresel ekonomide uluslararası yatırım politikaları. G-20 OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu 2015

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

AB Ar-Ge Politikaları Çınar ADALI TÜBİTAK AB Çerçeve Programlar Müdürlüğü

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (İİT) GENEL SEKRETERİ SAYIN YOUSEF BIN AHMAD AL-OTHAIMEEN İN İİT. EKONOMİK ve TİCARİ İŞBİRLİĞİ DAİMİ KOMİTESİ (İSEDAK)

5.1. Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Yılı Hedefleri [2011/101]

4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu

Türkiye de Kadın İşgücünün Durumu: Kocaeli Örneği

7. Çerçeve Programı Nedir?

KURUM İÇ DEĞERLENDİRME RAPORU HAZIRLAMA KILAVUZU

PROGRAM KÜNYESİ PROGRAMIN ADI 2016 YILI TEKNİK DESTEK PROGRAMI PROGRAM REFERANS NO TRC2/16/TD

1. Gün: Finlandiya Hükümetinin Strateji Araçları

2008 TÜRKİYE İLERLEME RAPORU NUN İSTİHDAM VE SOSYAL POLİTİKA BAŞLIKLI 19

2050 ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim: Eğitim Sistemine Bakış

Güncelleme: 15 Nisan 2012

TEKSTİL VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜ

KAMU MALİ YÖNETİMİNDE SAYDAMLIK VE HESAP VEREBİLİRLİĞİN SAĞLANMASINDAKİ GÜÇLÜKLER VE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: EUROSAI-ASOSAI BİRİNCİ ORTAK KONFERANSI

VI- FİNANSMAN İHTİYACI (MÜKTESEBAT BAŞLIKLARI İTİBARIYLA)

Türkiye: Verimlilik ve Büyüme Atılımının Gerçekleştirilmesi

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doç. Dr. Turan EROL un

ULUSAL KURULUŞLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ UYGULAMALARI VE ULUSLARARASI KURULUŞLARLA KARŞILAŞTIRILMASI

7.ÇP Sosyo-ekonomik ve Beşeri Bilimler(SSH) Araştırmaları

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Dr. Vahdettin Ertaş. Finansal Erişim Konferansı. Açılış Konuşması. 3 Haziran 2014

Transkript:

«İSTİHDAM POLİTİKALARINDA GELİŞTİRİLECEK ÖNCELİKLİ EYLEMLER» HAKKINDA ORTAK RAPOR

İÇİNDEKİLER I. GİRİŞ... 3 II. AKDENİZ ORTAK ÜLKELERİNDE (PPM) EKONOMİK VE SOSYAL AÇIDAN GENEL DURUM... 4 III. İSTİHDAM POLİTİKALARINDAKİ ÖNCELİKLİ EYLEM PLANLARI... 11 III.1. İstihdam yaratılmasına elverişli makro ekonomik uyum. Kuralına uygun istihdam imkanları...13 III.2. İnsana yapılan yatırımın artırılması...16 III.3. Kadınların iş hayatına daha fazla katılımlarının sağlanması...22 III.4. Akdeniz Ortak Ülkelerinde (PPM) istihdam politikalarının birbirleriyle ilişkilendirilmesi...24 IV. İSTİHDAM KONUSUNDA AVRUPA-AKDENİZ İŞBİRLİĞİ... 27 IV.1. Akdeniz Ortak Ülkelerine (PPM) ait işbirliği mekanizmaları...27 IV.2. Avrupa-Akdeniz işbirliği çerçevesinde istihdam yaratma mücadelesi...30 IV.3. İşbirliğinin istihdam konusundaki amacı çerçevesinde sivil toplumun etkisi...34 IV.4. Göç politikası konusunda işbirliğinin gerekliliği...36 V. İLK SONUÇLAR VE TAVSİYELER... 41 EK I. DURUMLA İLGİLİ İSTATİSTİKLER... 49 EK II. İŞ PİYASASINA İLİŞKİN İSTATİSTİKLER... 54 2

I. GİRİŞ 1. 15 ve 16 Ekim 2007 de Atina da gerçekleştirilen ve ekonomik ve sosyal konseylerle diğer benzer kurumları bir araya getiren Avrupa-Akdeniz Ekonomik ve Sosyal Zirvesi nde (CES) alınan kararlar neticesinde, Ekim 2008 de «İstihdam politikalarında geliştirilmesi gereken öncelikli eylem planları.» konusu üzerine Fas ta gerçekleştirilecek olan Avrupa-Akdeniz Ekonomik ve Sosyal Zirvesi için, 2008 yılı içinde, ilgili bir raporun hazırlanmasına karar verilmiştir. 2. Söz konusu rapor, Fransa ekonomik ve sosyal konseyi, İsrail ekonomik ve sosyal Komitesi, İtalya ulusal ekonomi ve çalışma konseyi, Fas ekonomik ve sosyal kurum temsilcileri ve Türkiye ekonomik ve sosyal konseyi karma istişare komitesinin katkılarıyla İspanya ekonomik ve sosyal konseyi tarafından düzenlenmiştir. 3. Bu çalışmanın en belirgin hedefi, sosyal alanda Akdeniz Ortak Ülkeleri (PPM) ile ilişkilerde çok geniş bir yer tutan istihdam sorunlarının Avrupa-Akdeniz ortaklığı esasına dayanarak irdelenmesidir. Bu bakımdan, raporun içeriği gibi konunun ele alınış şekli de, Avrupa Birliği ile Akdeniz Ortak Ülkeleri (PPM) arasındaki ilişkilerin sosyal boyutuna ilişkin Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi (CESE) raporuna uygun şekilde ve bu rapora ek olarak geliştirilmiştir. Bu rapor, AB nin içinde yer alan farklı görüş açıları arasından, istihdam ve mesleki ilişkiler konusu dışında, yoksullukla mücadele, fırsat eşitliği, insan kaynakları gelişimi veya sağlık gibi biri bir diğerine bağlı konuları ele almıştır. Bu konulardan bazıları, daha önce Avrupa-Akdeniz Ekonomik ve Sosyal Komitesinin (CES) 1995 yılından bu yana yapılan farklı zirvelerinde ayrıca ele alınmıştır. Bunun en güçlü kanıtları, diğer 1 konular arasında, kadınların ekonomik ve sosyal yaşam içindeki rolü, gençlerin siyasete iştirak etmesi, yoksullukla mücadele, göç sorunu ve fırsat eşitliği ya da ortaklığı konularına ilişkin hazırlanan raporlardır. 4. Bugüne kadar, istihdama ilişkin sorunlar sıklıkla Avrupa-Akdeniz ülkelerinin işbirliği çerçevesinde incelenmiştir. İstihdam yaratma gereğinin, genel olarak, ticari anlamda liberalleşme çabaları, ekonomik açıdan yapılanmaya yönelik reformlar ve bunu takiben ekonomik olarak büyüme şeklinde kendini gösteren ekonomik canlanmanın yarattığı bir etkinin sonucunda ortaya çıktığı kabul edilir. Bununla birlikte, istihdama ilişkin ve sosyal politikaların Avrupa-Akdeniz ortaklığında net ve kayda değer bir rol oynamamasına karşın, bu politikaların Barselona nın ilerleme sürecinde mevcut olduğu görülür. Bunun nedeni, sosyal diyalogun ve istihdam yaratma imkanının olmadığı bir kalıcı gelişimin mümkün olmamasıdır. Aynı şekilde, ekonomik modernleşmenin 3

sonuçlarını hafifletmek ya da azaltmak için adapte edilen araçların - özellikle sosyal alanda gerekliliğinin de altı çizilmiştir. 1 5. Son aylarda, istihdam konusunun Avrupa-Akdeniz işbirliğinin politik gündeminde yer alması için gösterilen çabalara dikkat çekilebilir. Son olarak, istihdam politikalarına ve iş arayanların kapasitelerinin ve işe alım oranlarının artırılmasına ve saygın iş imkanlarının sağlanmasına yönelik tedbirlerin ele alındığı bir Avrupa-Akdeniz konferansı düzenlenmiştir. Bu konferanstan çıkarılan sonuçlar, istihdam konusu üzerine 2008 in ikinci yarı dönemi boyunca süregelecek olan ilk Avrupa-Akdeniz kabineler konferansında referans teşkil edecektir. Konferans, hükümet temsilcilerini, sosyal kurumların muhataplarını ve konuyla alakalı diğer uluslararası organizasyonları bir araya getirecek. İnsanın gelişimine ilişkin sorunların ele alınacağı konferansta aynı zamanda istihdam yaratmada, iş piyasalarının modernizasyonunda ve herkese uygun bir iş sağlanmasında başarıya ulaşmak amacıyla somut eylem planları ve tedbirler önerilmesi sağlanacaktır. 6. Atina da ekonomik ve sosyal konseylerin toplandığı Avrupa-Akdeniz zirvesi, istihdam sorununun ne kadar geniş kapsamlı olduğunun bilincinde olarak, bu raporun düzenlenmesi sayesinde, bu olgunun tam olarak kavranmasına katkıda bulunmayı temenni etmektedir. Aynı zamanda, zirvede, bu alanda iş yaratmadaki iş birliği politikalarını oluşturabilecek genel hatların belirlenmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla, konu II, öncelikle, Avrupa-Akdeniz bölgesine özgün niteliğini kazandıran sosyoprofesyonel ve ekonomik durum hakkında genel bir bakış açısı kazandıracak, bunu takiben konu III ise, iş piyasasına yönelik eldeki tanılara bağlı olarak, istihdam politikalarına ilişkin öncelikli eylem planlarının ortaya çıkmasını sağlayacaktır. IV. Paragrafta somut bir şekilde ele alacağımız gibi, söz konusu bu eylem planları Avrupa- Akdeniz işbirliğinin nabzını tutacaktır. Son olarak, söz konusu raporda, gelecekteki eylem planlarına yönelik bazı önerilerle birlikte, alınan en çarpıcı kararlar yer alacaktır. II. AKDENİZ ORTAK ÜLKELERİNDE (PPM) EKONOMİK VE SOSYAL AÇIDAN GENEL DURUM 7. İstihdam sorununun sadece Akdeniz Ortak Ülkelerine (PPM) özgü bir sorun olmadığı bir gerçektir. Avrupa Birliği nde yer alan tüm ülke ekonomileri bu sorunla karşı karşıyadır. Buna kanıt ülkeler arasında, kuzey Akdeniz kıyılarındaki ülkeler yer alır. Bu 1 Bu düşünce sistemi içinde, kadınların sosyoekonomik hayata katılmalarını ve niteliklerini geliştirmelerini destekleyen faktörleri ele alan bir rapor, hali hazırda gelişimi İtalya Ekonomik ve Sosyal Ulusal Konseyinin idaresinde geliştirilme aşamasındadır. 4

ülkelerde, diğer birçok ekonomik gösterge arasında, düşük faaliyet kapasitesi de dahil olmak üzere, özellikle daha çok gençleri ve kadınları ilgilendiren yüksek işsizlik oranı hakimdir. Her durumda, istihdam sağlanması yolunda aşama kaydedilmesi, nüfus artışlarını karşılamak amacıyla yeterli derecede istihdam yaratmaya elverişli kalıcı bir ekonomik gelişim sağlamaya uygun, ekonomik politikalar ve geniş anlamda yapısal reformların oluşturulması üzerine kurulu daha uzun vadedeki eylem planlarının geliştirilmesi anlamına gelir. Ancak kısa vadede bu, nitelikli iş anlayışı içinde, çalışma hakkını güvence altına alan politikaların oluşturulması ve özellikle işsizliğe karşı daha duyarlı toplulukların amacına uygun spesifik eylem planlarının gerçekleştirilmesi demektir. 8. Avrupa Birliğinde, bu eylem planları, Lizbon stratejisi çerçevesinde, genel olarak, daha fazla başarı elde edilmesine ve daha iyi iş imkanları sağlanmasına yönelik girişimi başlatan Avrupa istihdam stratejisi etrafında şekillenir. İstihdam başlığı ile Amsterdam antlaşmasına dahil olarak, 1997 yılından beri geliştirilen bu strateji, Birliğin genelinde ulaşılacak niceliksel bir hedefler bütünü ile, tüm üye ülkelerde istihdam politikalarının geliştirilmesine yönelik genel kadrajı belirlemektedir. Bu genel kadraj, her ülkede geliştirilecek politikalara yönelik bir dizi hedefe yönelim ve eylem yolları ile incelenecek konuların ve elde edilen sonuçların değerlendirilmesini ve kamuyla paylaşılmasını sağlayacak bir değerleme sistemini içerir. Bu strateji, bugüne kadar, hemen hemen tüm ülkelerde, farklı istihdam göstergeleri düzeyinde, önemli ilerlemelerin kaydedilmesinde temel teşkil etmiştir. Her şeye rağmen, gelişme süreci yavaştır ve analize tabi tutulan göstergeye göre az çok kendini belli eder. 9. Avrupa-Akdeniz ortaklığı, bu kapsam içinde yer alır. Ortaklığın temeli, her ülkenin kendine özgü gerçekliklerine adapte edilmiş entegre stratejiler sayesinde ve buna yönelik bireysel girişimlerle 2, istihdam ve ekonomik kalkınma düzeyindeki tam yükseliş, sosyal bağımlılık ve eşitlik ilkesi üzerine dayanmalıdır. Bu yaklaşımı takiben, ilgili bu paragraf, kimi zaman AB ile özellikle de kuzey Akdeniz kıyısındaki ülkelerle ortak noktaların altını çizerek, Akdeniz Ortak Ülkelerinin (PPM) genel ekonomik görünümü belirtmektedir. Hedef, Akdeniz Ortak Ülkelerinin (PPM) dünya ekonomisine katılımı ve modernleşme süreci içinde kaydedilen aşamanın belirtilmesiyle, uygulanacak politikadaki eylem planlarının içeriğini ve bunların makro ekonomi, dış ticaret ve doğrudan yabancı kaynaklı yatırım konuları üzerindeki belli başlı ayırt edici özelliklerini saptamaktır. Bu amaçla, devlet idaresine yönelik ve politik ve kurumsal 2 Türkiye nin durumunda, girişimlerin adaptasyonu AB ye girmek için aday ülkeler arasında yer alma koşuluna bağlıdır. Bu ülke, son zamanlarda istihdam konusunda birçok yasal düzenleme gerçekleştirmiştir. Bu reformlar, sosyal sigorta primlerindeki azalma sayesinde istihdamı teşvik etmekte ve bazı grupların- özellikle de kadınların ve gençlerin- işe bulma oranını arttırmaktadır. 5

bağlama nazaran ilgili duruma da göndermede bulunulur. Ancak girişimcilik ve sosyo profesyonellik 3 anlayışı da bu bağlam içindedir. 10. Akdeniz in güney kıyısındaki ülkeler, bu son yıllarda büyük bir kalkınma çabası içine girmişlerdir. Nispi anlamda çok az aşama kaydedilmiş olmasına karşın, bu durum, Gayri Safi Yurt İçi Hasılada (GSYİH) Avrupa Birliğinde kayıtlı olan oranların üzerinde seyreden kalkınma oranlarıyla kendini göstermektedir. Kaydedilen gelişme, mevcut nüfusun yaşam seviyesini iyileştirmek bakımından yetersizdir. Bu durum, büyük ölçüde nüfustaki artışa ve bu aktif nüfus artışını karşılayacak kapasitede istihdam yaratmanın zorluğuna bağlıdır. Gerçekte, Akdeniz Ortak Ülkelerinde (PPM) kişi başına düşen brüt milli gelir AB nin 25 ülkesinin brüt milli gelirinin % 30 u kadardır. Avrupa Birliği ile gerçekleştirilen ekonomi birliğinde çok az ilerleme kaydedilmiştir. (Ek A.I-1). 11. Son yıllarda büyük ölçüde değişime tabi olan üretim yapısıyla ilgili olarak, Akdeniz Ortak Ülkelerinde (PPM) tarımın oransal ağırlığının toplam Gayri Safi Yurt İçi Hasılaya oranla aşamalı bir şekilde azaldığı görülmüştür. Cezayir haricinde, endüstri Gayri Safi Yurt İçi Hasılanın yaklaşık %30'luk bir bölümünü teşkil ederken, hizmetler Gayri Safi Yurt İçi Hasılaya katılımlarını giderek arttırmış ve ülkelerin çoğunda %55 in üzerine çıkmıştır. Aynı şekilde, nüfusun önemli kısmının tarım sektöründe çalıştığı gözlemlenmesine rağmen, istihdam hizmet sektöründe yoğunlaşmıştır. 12. Buna paralel olarak, Avrupa Birliği ve Akdeniz Ortak Ülkeleri arasındaki ticari ilişkilerin, nispi olduğu kadar mutlak olarak da, son yıllarda daha yoğunlaştığını belirtmek gerekir. Buna karşın, Akdeniz Ortak Ülkeleri arasındaki bölgeler arası ticaret, aralarındaki bölgesel entegrasyonun zayıf olması sonucu, çok düşük oranlarda seyretmiştir. (Ek A.I-2). Halihazırda mevcut engeller söz konusudur. Bu güçlükler, Akdeniz bölgesi içindeki ticareti engellemektedir. Bu, bölgesel rekabet gücünü yıpratmanın yanı sıra, ticari anlamda yasal kadrolarda uyum eksikliğine neden olmaktadır. Bölgeler arasındaki ticaretin sınırlı kalmasının sebepleri arasında, bölgeler arası ticari anlaşmaların yeni yeni başlamış olması, malların menşelerinin açık bir şekilde düzenlenmesini engelleyen menşe kuralları ile ilgili mevcut farklı rejimler, gümrük engellerinin devam edişi ve özellikle taşımacılık konusunda bölgesel altyapı eksikliği sıralanabilir. 13. Öte yandan, geçtiğimiz son iki yılda doğrudan yabancı yatırım akışında kayda değer ölçüde bir artış olmasına karşın, Avrupa Birliği ile yakın ilişkilerini muhafaza eden 3 Tüm bu sorunlar, ortak raporda daha detaylı bir şekilde ve daha fazla statik bilgi ile ele alınmıştır: Atina da Ekim 2007 de gerçekleştirilen Avrupa-Akdeniz Ekonomik ve Sosyal Zirvesi nde Entegre bir Avrupa-Akdeniz alanının yaratılmasına ilişkin olarak sunulan rekabet gücü ve sosyal kohezyon faktörleri. Bu, ileriki sayfalarda «2007 Atina raporu» olarak yer alacaktır. 6

diğer ülkelerinkine oranla daha düşük seviyede kalmıştır. Son yıllarda, Avrupa ülkelerinden Akdeniz Ortak Ülkelerine yapılan yatırımlarda ve dünya genelindeki doğrudan yabancı yatırım akımlarında azalma olmuştur. Bu ülkelerde yabancı yatırımlar için elverişli koşulların mevcut olmasına rağmen, yatırım akışı büyük ölçüde başka bölgelere özellikle de sivrilen Asya ülkeleriyle orta ve doğu Avrupa ülkelerine kaymıştır. 14. Akdeniz ülkelerinin yabancı yatırımları çekmek için kuşkusuz çok sayıda avantajları bulunmaktadır: Avrupa Birliği ile coğrafi yakınlık, makro ekonomi istikrarı, pazarlarının belirgin boyutu, iyi şekillenmiş işçilikleri, düşük çalışma bedelleri ve doğal kaynak imkânları. Bununla birlikte, sonuçlar, bu elverişli etkenlere bakarak beklenebilecek sonuçlardan çok uzaklardır. Bu durumu açıklayan sebepler, Akdeniz in güney kıyısı ülkeleri arasında yabancı ve ulusal şirketlerin bölgesel girişim stratejisi geliştirmesini engelleyen zayıf ticari entegrasyon ve özellikle üretim sisteminin işlemesi üzerinde etkisi olan ve giriş kararları alınmasını engelleyen mevcut kurumsal etkenler ve siyasi riskler olarak sayılabilir. 15. Yukarıda belirtilen düşük doğrudan yabancı yatırımlar seviyesi, bölgedeki girişim çevresi kalitesinin her zaman yetersiz olduğunu göstermektedir. Gerçekten de, bölgedeki yatırımların olumsuz etkilenmesine neden olan etkenler arasında, daha önce de belirttiğimiz gibi, bir bürokrasinin ve aşırı derecede yönetmelik baskısının varlığı, şeffaflık eksikliği, yasal ve kurumsal taslakların karışıklığı, mali sistemin yetersizliği ya da kredi ve mülk edinme güçlüğü veya bir firma kurmak için gerekli koşulların yerine getirilme zorlukları sayılabilir. (Ek A.I-3). Ayrıca, PPM'lerin (Akdeniz Ortak Ülkeleri) girişimsel zemini, beyan edilen veya edilmeyen yaratılmış istihdamların en büyük kısmından sorumlu olan küçük firmaların üstünlüğü ile tanımlanmaktadır. Diğer taraftan sosyal ekonomi firmaları da bu ülkelerde önemli bir role sahiptirler. 16. Bu durumda, elverişli ekonomik bir ortamın mevcut olması, daha geniş piyasa imkanlarının oluşturulması, daha üstün yasal güvencelerin temini, daha basitleştirilmiş idari bir yönetim şekli, uygun altyapı koşulları, mali sistemde ve finansal piyasalarda sağlanan gelişmeler, Avrupa firmalarının bu ülkelerde yapacağı doğrudan yatırımları teşvik etmeye ve aynı zamanda piyasada girişimcilik teşebbüslerini başarıya taşıyacak gerekli araçlardır. Bu nedenle, dinamik bir özel sektör gelişimini öne çıkaran piyasa mekanizmalarının kurulmasını, girişimcilik ruhunun ve şirket anlayışının desteklenmesini, finansal sistemlerin güçlendirilmesini, Devlet dairelerinin ve kamu şirketlerinin yeniden yapılanmasını ve yüzeysel tekel sistemlerle, şirketler ve hükümet üst düzeyleri arasındaki bağın ortadan kaldırılmasını sağlayan reform süreçlerinde ilerleme kaydedilme gerekir. Tüm bu uygulamalar, yabancı yatırım için elverişli tüm koşulları bir araya getiren bir ortamın temellerini atarak sağlam bir girişim çevresinin 7

oluşturulmasına katkıda bulunur. Her ne koşul olursa olsun, bu girişim çevresi temel sosyal hakların sağladığı güvenceyle bağdaşır olmalıdır. 17. PPM lerin gelişmelerini makro ekonomi yönünde sürdürmeleri ve kamu politikalarının oluşturulmasında ve idaresinde çok büyük bir etkinliğe sahip olmaları için girişimcilik ile ilgili reformları uygulamaları ancak aynı zamanda özel teşebbüsü desteklemeye de devam etmeleri gerekir. İstihdam konusuyla ilgili olarak, özel teşebbüslerdeki gelişimin desteklenmesi Avrupa Birliğinin genelinde olduğu gibi tüm güney Akdeniz ülkelerinde de bir öncelik teşkil eder. Son olarak, her iki bölgede de şirket kurmaya teşebbüs edenlerin sayısında bir yetersizlik gözlemlense bile, şirketler ve şirket kurucuları, istihdam ve verimlilik yaratmaya ve büyümeyi teşvik etmeye yönelik bir rol üstlenmektedirler. 18. Diğer yandan, girişim sektörünün karşı karşıya kaldığı problemlerden biri de, piyasaları belirleyen düzenlemelerin yetersizliği kadar hükümetlerin yaşa dışı çalışma ve yasal olmayan ekonomi koşullarını denetleme ve bu koşulları önlemedeki zorluğudur. Bu durum, dolaylı olarak kaçak ekonomi ve rüşvet olaylarını teşvik edicidir. Hiç şüphesiz ki bu, yatırımların önünü keserek ve ekonomik gelişmeyi durdurarak çalışanların haklarına ve serbest rekabet ortamına ters düşen bir durumdur. Çok sıkı denetim mekanizmalarının oluşturulması ve uygun yönetmelik düzenlemeleri dışında, güvenilir yabancı sermayeli şirketlerin kurulması da bu hususların iyileştirilmesine yardımcı olur. 19. Aynı şekilde, 1995 de başlayan Barselona sürecinden bu yana, istikrarlı, mümkün olduğunca şeffaf bir kurumsal ve politik çevrenin sağlanmasının gerekliliği üzerinde durulmuştur. Bu, Akdeniz bölgesindeki istikrarın, barışın ve refahın pekiştirilmesinde temel unsurdur. Bu unsur, temel özgürlüklere saygı ve bu özgürlüklerin uygulanabilirliği çerçevesinde, hukuk devletinin ve demokrasinin geliştirilmesini gerektirir. Buna paralel olarak, bu durum aynı zamanda, rüşvetle mücadeleye öncelik tanınmasını ve Akdeniz Ortak Ülkelerinde (PPM) idari, hukuki ve kurumsal yapıda iyileştirme sürecinin devamlılığını gerektirir. 20. Hükümetin yürüttüğü faaliyetlerin etkinliğini artırma ihtiyacı, daha üstün kalitede bir kamu yönetimi ya da sorumlulukların gereğini yerine getirmede ya da sorumluluk vermede kurumsal düzendeki yetersizlikler, tüm Akdeniz havzasında, kamu sektörünün etkinliğinin artırılması ve özel sektörün teşvik görmesi amacıyla, politik, kurumsal ve yönetimsel çevrenin iyileştirilmesi konusunda halen askıda kalan konular arasında yer alır. 21. Bu düşünce sistemi içinde, Akdeniz Ortak Ülkeleri (PPM) hukuk devleti oluşturmada ve temel hak ve özgürlüklere saygı duymada hatta kamu sektörü yönetiminde aşamalı olarak ilerleme kaydetmiş olsalar bile, tüm bölgede, gerek ulusal gerekse bölgesel ve 8

yerel seviyede iyi bir hükümet yönetimi üzerinde durma konusunda daha büyük bir öncelik sağlanması gerekmektedir. Bölgenin ekonomik gelişiminin sağlanmasına, bölgedeki yatırım ortamlarının arttırılmasına ve kurumsal çevrenin iyileştirilmesine katkı sağlamak amacıyla alınacak tedbirler, kamu yönetimi düzeyinde şeffaflık ve bozulmaya karşı mücadele, demokratik kurumsal bir sistemin sağlamlaştırılması ve etkili bir idarenin desteklenmesidir. Bu durumda, eğitim, sağlık veya altyapı gibi kalıcı gelişime sıkı sıkıya bağlı konularda, kamu teşebbüslerinin etkisini artırmak ve kamu hizmetlerinin iyileştirilmesini sağlamak amacıyla, Devletin payına düşen rolü güçlendirme ve bu rolü yeniden yönlendirme ihtiyacı ele alınması gereken öncelikler arasındadır. 22. Öte yandan, daha önce de belirttiğimiz gibi, son yıllarda, Akdeniz in tüm güney kıyısı ülkelerinde nüfus çok hızlı bir şekilde artış göstermiştir. Oranlar % 1 ile 2 arasında değişmektedir, oysaki bu gelişme aynı dönem için Avrupa Birliği ülkelerinde % 0,5 den daha azdır (Ek A.I-5). Bu hızlı nüfus artışı, son yirmi sene içerisindeki yaşama umudunun artışı ile açıklanmaktadır. Bu gösterge, 70 yaş civarlarında yer almaktadır ki bu da 1980-1985 dönemi için kaydedilenden 10 yaş daha fazladır. Ayrıca, Akdeniz in her iki kıyısındaki nüfus oluşumu belirgin bir şekilde birbirinden farklıdır. AB-27 yüksek oranda yaşlı bir nüfusa sahipken, Akdeniz Ortak Ülkelerinin (PPM) genelinde genç bir nüfus hakimdir. 23. Nüfus artışındaki bu yüksek oran ve özellikle de, çalışma yaşına gelmiş kişilerin sayısındaki artış, son yıllarda, artan aktif nüfusu karşılayamayacak düzeyde bir istihdam gelişimi şeklinde kendini göstermiştir. Bu rapor içeriğinin hedefi, iş piyasalarındaki gerçeğin ve karşılaşılan belli başlı sorunlara uyarlanacak tedbirlerin daha detaylı bir şekilde incelenmesidir. Bu inceleme, daha spesifik bir şekilde konu III de ele alınacaktır. 24. Aynı şekilde, kişiler için mesleki hayatının temel kalitesinin önemi dikkate alındığında, Avrupa-Akdeniz ortaklığı, çalışma konusundaki temel yasa ve hakların evrensel olarak çok dikkatle uygulayarak ve temel insan değerlerine uymak ve bu değerleri korumak için çalışan ve işverenler organizasyonları ve hükümetler tarafından alınan yükümlülüklerin ardından temel çalışma hak ve ilkeleri ile ilgili Deklarasyon 4 ve ULUSLARARASI İŞ ÖRGÜTÜ Konvansiyonu gibi dokunulmazlığı olan sosyal ve mesleki haklar belirleyerek ilerlemeye devam etmek gerektiğinin altını çizmektedir. 4 1998 yılında hazırlanan deklarasyon dört temel konu üzerinde durmaktadır: dernek kurma özgürlüğü, sendikal özgürlük ve toplu görüşme hakkı; zorunlu olarak veya zorla çalışmanın iptali; çocukların çalışmasının yürürlükten kaldırılması; meslek edinme ve istihdam konularında ayrımcılığın kaldırılması. 9

Farklı konvansiyonların kabul edilmesinin haricinde, bunların ulusal yönetmeliğe geçirilmesi ve etkin bir şekilde uygulanması da göz önünde bulundurulmalıdır. 25. Bu doğrultuda, 2007 Atina raporunda belirtildiği şekilde, son yıllarda, Uluslararası İş Örgütü'nün belli başlı konvansiyonlarının tasdikini içeren bazı gelişmeler meydana gelmiştir. Bu gelişmeler, özellikle, zorunlu çalışmayı, iş veya mesleki düzeydeki ayrımları ve çocukların çalıştırılmasını ilgilendiren konulardadır. Farklı konvansiyon ve tavsiyelerin uygulanmasını denetleyen ULUSLARARASI İŞ ÖRGÜTÜ bilirkişi Komisyonuna göre, Avrupa-Akdeniz bölgesinde önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Bununla birlikte, dernekleşme özgürlüğüne ve toplu görüş hakkına yönelik konvansiyon onayları düzeyindeki gelişmeler bu kadar etkili olmamıştır. Bu konvansiyonlar, aynı zamanda, eksikliklerle ilgili en fazla görüşü bir araya toplamaktadır. 26. Öte yandan, Akdeniz Ortak Ülkelerinde (PPM) sendika ve işveren organizasyonlarını içeren, politik makamların takdir yetkilerine önemli manevra alanları sağlayan açık ve iyi tanımlanmış yasal yönetmelik eksikliği baş göstermektedir. 27. Güçlü sosyal ve otonom ortak ülkeler arasında sosyal diyaloga ve toplu görüşme hakkına gereken desteğin verilmesi Avrupa Birliği ile PPM ülkelerinin ortak hedefidir. Bu doğrultuda, Akdeniz in güney kıyısındaki bazı ülkeler bu konuda anlaşmalar yapsa da, diğerlerinin genelde konuyla ilgili bir yönetmeliği bulunmamaktadır. Bu durumda, tarafların görüşme zorunluluğu olmadığı için her şey büyük ölçüde sosyal işbirlikçiler arasındaki güçlü ilişkilere bağlıdır. Bu da Avrupa-Akdeniz ortaklığı dahilinde aynı zamanda, mesleki ilişkilerin sosyal diyalogun temel bir aracı olarak yeniden değerlendirilmesi için toplu görüşmenin de desteklenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Böylelikle, her ülkedeki mevcut mesleki ilişkiler çerçevesinde, şirketlerin ve çalışanların yasal olarak temsil edilmesinin teşvik edilmesi gerekliliği de vurgulanmış oluyor. 28. İşveren ve çalışanların organizasyonlarının Uluslararası İş Örgütü'nün yukarıda belirtilen konvansiyon ve tavsiyelerinin uygulanmasındaki önemli rolü göz önüne alındığında, Avrupa-Akdeniz bölgesinde, sosyal diyalogu teşvik edebilecek ve dünya genelindeki sosyo-ekonomik değişikliklere ayak uydurabilecek daha güçlü sendika ve işveren organizasyonlarının geliştirilmesinin desteklenmesinin şart olduğu görülmektedir. 29. Gerçekten de, hükümetler, işverenler ve çalışanlar arasında her türlü görüşme, danışma veya sadece bilgi alışverişi olarak alınan sosyal diyalogun yadsınamaz bir değeri vardır. Başlıca amacı, üretim gücü ve ekonomik kalkınma üzerinde olumlu etkisi ile iyi bir yönetimi ve sosyal barışı sağlayan sosyal diyalog yapılarının geliştirilmesi, meslek hayatının işbirlikçilerinin anlaşmalarını ve demokratik katılımlarını desteklemektir. 10

Bunun sonucunda, sosyal diyalogun sadece fırsat eşitliğini ve sosyal kohezyon düzeyinde müdahale eden unsurlar gibi - özgür, güvenli ve saygın çalışmayı desteklemekle kalmadığı aynı zamanda istihdam yaratma ve ekonomik kalkınmada temel bir rol üstlendiği de ortaya konmuş oluyor. 30. Bununla birlikte, sosyal diyalog tüm PPM'lerde aynı hukuki kadroya sahip değildir. Üç partili yapılara bazen rastlanmaktadır ancak ülkelere göre aralarından çoğu etkin değildirler veya sadece tercihe bağlı işlemektedirler. Bu durumda, bölgenin sosyal işbirlikçileri ile diyalogu, genellikle hükümetle işveren organizasyonları arasında seyreder. Bununla birlikte, sendika ve işveren organizasyonları arasındaki iki partili sosyal diyalogun desteklenmesi amacıyla, yeni yöntemler geliştirilme aşamasındadır. III. İSTİHDAM POLİTİKALARINDAKİ ÖNCELİKLİ EYLEM PLANLARI 31. Akdeniz Ortak Ülkelerindeki (PPM) iş piyasaları, bu ülkelerdeki ekonomik yapılara ve büyük ölçüde sosyo-demografik etkenlere bağlı olarak, gelecekte farklı baskı faktörleriyle karşı karşıya kalma eğilimindedir. Bu konudaki ilk faktör, kesin istihdam oranındaki düşüşle yapısı belirlenen iş piyasası üzerinde çok büyük baskı yaratan sayıca fazla çok genç nüfusun var olmasıdır. Bazı kesimlerin, özellikle de kadınların iş piyasasına katılım oranındaki düşüklük ve büyük oranda kadınlarla gençleri kapsayan yüksek işsizlik oranı bu etkenler arasındadır (Tablo A.II-1). 32. Orta vadeli demografik tahminlere göre, istihdam, sadece mevcut işsizlik oranını koruyacak düzeyde ve faaliyet oranı artmadığı (kadınların iş hayatına katılım oranlarının düşük olduğunu saptamamıza yarayan durum) ve de primer sektör iş sahibi nüfusu işten çıkarmadığı sürece, 2020 yılına kadar yılda %1,9 luk artış gösterecektir. Öte yandan, bu tablo, son yıllarda göçün neden olduğu iş gücü yığılmasını kesinlikle dikkate almamaktadır. Toplamda, önümüzdeki 15 yıl içinde, 22,5 milyon istihdam yaratılması gerekecektir. Bu rakam, 92,5 milyona yakın faal kişi sayısıyla birlikte, 131 milyondan fazla çalışmayanın ve 12 milyondan fazla işsizin ödeneklerini karşılamak için ancak yeterli olacak düzeydedir. Faaliyet oranını yaklaşık %60 lara kadar arttırmak ve bugüne nazaran işsizlik oranını yarı yarıya azaltmak hedeflendiğinde, istihdam kapasitesi 15 yılda %4,1 lik bir artış gösterecektir. (Tablo A.II-2). 33. Avrupa Birliğinde, onlar açısından, orta vadeli tahminler çalışan nüfusta yaşlanmaların fazlalaştığı ve uzun vadede çalışan oranında azalma meydana geleceği şeklindedir (aktüel demografik dinamikler korunduğu takdirde). Bu durumda, demografik tahminler, temel senaryo olarak, 2030 yılı için AE-25 de 65 yaş ve üzeri nüfus için %25 lik bir orana ulaşılıncaya kadar, 10 puanlık bir artış öngörmektedir. Bu nüfus kesiminde, 80 yaşının üzerinde olanlar için bu oran % 24,2 den % 29,3 e çıkacaktır. Bu, 11

«ihtiyarlık» adı altında bildiğimiz olgu üzerinde yoğunlaşmayı sağlayacaktır. Bu rakamlarla birlikte, 2030 yılında 16 ile 65 yaş arasındaki nüfus, 2004 5 yılındaki % 5,9 luk oranın altında seyredecektir. Bu durum, bizi, ileri yaşlarda (Lizbon stratejisi dahilinde 55 yaş ve üzeri), özellikle kadın nüfusunda, mesleki katılım bakımından bir artış yaratma hedefine odaklayacaktır. 34. Bununla birlikte, AB de ve özellikle birliğin içindeki Akdeniz ülkelerindeki iş piyasalarının denetimi, burada da en belli başlı sorunun kadınları özellikle de gençleri etkileyen yüksek işsizlik oranının olduğunu kanıtlamıştır. (Tablo A.II-1). AB de 25 yaş altındaki işsizlik oranı, % 15 in üzerindedir ve bu oran genel oranın iki katından daha fazladır. Aynı zamanda, Amerika ve Japonya gibi ülkelerdeki işsizlik oranlarından daha da yüksektir. AB de, sorun, okul eğitimini erken yaşlarda bırakan kesim üzerinde yoğunlaşmaktadır. Farklı ülkelerde, güvenli olmayan işlerde çalışma riskiyle karşı karşıya kalan, sayıca nispeten düşük ama belirgin oranda olan, eğitim seviyesi düşük genç nüfus söz konusudur. Ayrıca, AB de 6 ve daha da belirgin şekilde gençlerin iş piyasasına geç girdiği Akdeniz ülkelerinde, eğitim ile işi nadiren bir arada yürüten gençlerin genelde eğitim ile işe girme süreci arasında geçiş problemleri yaşadıkları görülmüştür. 35. Akdeniz Ortak Ülkelerinde (PPM) tarafımızca bilindiği üzere son yıllara dayanan (genel olarak 2000 ve 2005) istihdam gelişimi, istihdam yaratma 7 konusunda nispeten daha optimist bakış açılarının mevcut olduğunu göstermiştir. Nüfus artışının geçen senelerde seyrettiği hızda bir artış gösterip göstermeyeceğini bilmemiz mümkün değildir, zira nüfustaki yenilenme seviyesi her zaman yüksek oranlarda olsa bile, doğurganlık oranında düşüş izlenmektedir. 36. Ne olursa olsun, istihdam yaratma konusundaki güncel rakamlar korunduğunda, kadınların iş hayatına katılım oranında bir artış olmayacağına göre, bunun sadece mevcut işsizlik sorununda bir iyileşme sağlayacağı aşikardır. Dolayısıyla, istihdam yaratma hızının her bölgede arttırılmasının gerekliliği gayet açıktır. Bu bağlamda, bu gelişme hızını engelleyecek faktörler göze çarpmaktadır. Bu faktörler arasında, makro ekonomideki yetersizliklerin ve zayıf noktaların, özellikle kamu sektörünün ekonomideki baskın rolünün ve (yerel ve yabancı) yatırım oranlarındaki yetersizliğin, önemli bir sektörde düşük verimle kendini gösteren altyapı eksikliklerinin, düşük hasılaların, güvensiz çalışma koşullarının ve sosyal güvencedeki yetersizliğin, iş 5 Eurostat raporu, Nüfus patlamaları, trend senaryolar; ilk çıkış yılı 2004. (Baseline değişkeni). 6 Avrupa Komisyonu, Employment in Europe 2007, sayfa 12. 7 FEMISE e göre son yıllarda istihdam yaratma hızının her durumda giderek kayda değer bir şekilde arttığı gözlenen Fas ve Türkiye hariç. Bkz. Avrupa-Akdeniz Ekonomik Kurumlar Forumu (FEMISE): F. Beyaz ırk ve diğerleri, The challenge of employment in the Mediterranean countries, Kasım 2007. 12

sektöründeki ihtiyaçlara göre uyarlanmamış mesleki yeterlilik ve eğitimlerin altının bir kez daha çizilmeli gereklidir. 37. Aynı zamanda, kadınların iş hayatına katılımlarının artması ve gizli ayrımcılığa bir son verilmesi gereklidir. Akdeniz deki Arap ülkelerinde kadınların mesleki yaşama düşük orandaki katılımlarının, bölgedeki 8 ekonomik büyümede yıllık 0,7 puanlık bir azalmaya neden olduğunu belirtelim. III.1. İstihdam yaratılmasına elverişli makro ekonomik uyum. Kuralına uygun istihdam imkanları. 38. İstihdam yaratmanın kolaylaştırılması için, kalıcı bir gelişimin sağlanması gereklidir. Makro ekonomik açıdan, Akdeniz Ortak Ülkelerinde (PPM) hakim olan düşünce, bölge ekonomisinin açılması ve diğer ülkelerle ticari ilişkilerin sürdürülerek bölge ekonomisinin gelişmesinde en büyük paya sahip olmaktır. Bu doğrultuda, bu raporun II. paragrafında belirttiğimiz gibi, Akdeniz Ortak Ülkeleri (PPM) önemli bir denge kaybı yaşamadan, istikrarlı bir makro ekonomik çevre oluşumuna elverişli bir yol izleyerek önemli ölçüde kalkınma çabaları göstermişlerdir. 39. Bununla birlikte, ticarette dışa açılım sürecinde birtakım yetersizlikler belirmiştir. Ticari engellerin azaltılarak aşılmasına, ama aynı zamanda ticari muamelelerde bir maliyet artışına sebebiyet veren ve yetersiz olan iletişim ve ulaşım altyapılarının iyileştirilmesine yönelik eğilimlerin sürdürülmesi gereklidir. Bu, bugüne kadar sınırlı seviyede kalan doğrudan yabancı yatırım (IED) girişlerini arttıracaktır ve iş ve üretim faaliyetlerinin oluşmasına elverişli bir girişim çevresinin sağlamlaşmasına katkı sağlayacaktır. Öte yandan, mevcut yönetmelik içeriği bir girişim faaliyeti gerçekleştirmek açısından yeterince cezp edici değildir. Şirketlerdeki düzenlemeler, mali sistemler ve mesleki ilişkiler çerçevesinde çok güçlü reformların yapılması uygundur. 40. Son üç on yıllık döneme ait uluslar arası deneyim, büyük çaptaki ekonomik kalkınma süreçlerinin, hatta çok yakın bir dönemde (2000-2004) aşan değerlerde seyreden ki bu konuda elde ettiğimiz bilgiler Uzak Doğu da gün yüzüne çıkan ülke ekonomilerinde ve Çin de Gayri Safi Yurt İçi Hasılanın % 30 ile 35 arasında seyrettiğidir - bir brüt sabit sermaye oluşumu ile yüksek yatırımlara bağlı olduğunu göstermiştir. Akdeniz Ortak Ülkelerinde (PPM), yatırımlar nispeten daha azdır, oranları ise % 20 ile 25 arasındadır. 8 Iván Martin in Akdeniz deki Arap ülkelerinde kadınların istihdam edilmesi adlı kaynakta belirtilen Dünya Bankası tahminleri: MED 2006 dahilinde, ekonomik bir sorundan daha fazlası (Avrupa Akdeniz Enstitüsü ve CIDOB kurumu, 2006). [www.medyearbook.com]. 13

Son on yıllık süreçte, en dinamik 9 ekonomiye sahip ülkelerin seviyelerinde git gide bir sapma meydana gelmiştir. Bu düşük yatırım sürecinin kaynağı, çalışan nüfus sayısında fazla artışın yaşandığı bir dönemindir. Bunun sonucunda, çok düşük bir iş/sermaye yüzdesi elde edilmiştir. 41. Bu durumda, tasarrufun ve merkezi yatırımların arttırılması ve doğrudan yabancı yatırım (IED) akışlarında artış sağlanması gerekli olacaktır. Bu artışlar diğer sektörlerle (özellikle, Latin Amerika) kıyaslandığında nispeten daha düşüktür. Üstelik bu artışlara, Avrupa-Akdeniz ortaklığı tarafından oluşturulan bütün genelinde çok az ülkede rastlanmaktadır. Öte yandan, kamu/özel işbirliği iç yatırımdaki doğru dağılımda önemli bir yer tutar. Hiç kuşkusuz ki, altyapı, eğitim gibi sektörlerde ve diğerlerinde, özel teşebbüs yatırımları için de teşvik unsuru oluşturduğundan kamu yatırımları gereklidir; ancak diğer faaliyetlerde, kamu sektörünün varlığı özel sektördeki gelişim kapasitesini özendirmeye yönelik olacaktır. 42. Avrupa 10 Birliği nde yer alan Akdeniz ülkelerinin ve Akdeniz Ortak Ülkelerinin (PPM) ortak bir özelliği, deneysel bilimlere ve teknik alanlara nazaran yüksek eğitimde, insan bilimlerinde ve sosyal bilimlerde daha ağırlık kazanmış olmalarıdır. (Tablo A.II-4). Bu durum, yeniliklere adapte olma potansiyelini azaltabilir ve aşırı vasıflılık gibi olguların belirme riskini çoğaltabilir. Akdeniz Ortak Ülkelerini (PPM) ortaya çıkan diğer bölgelerle kıyaslamaya yarayan mevcut veriler katı sınırlamalar içermektedir ancak ne olursa olsun ayırt edici niteliktedirler: insan bilimleri-sosyal bilimler bütününün yoğunluğu, Akdeniz Ortak Ülkelerinin (PPM) büyük bir çoğunluğunda % 50 lerin üzerinde seyredecektir. Bilim-teknik bütünü ise, en iyi koşullarda, % 30 luk bir paya sahiptir. Oysa ki bu kural farklı Uzak-Doğu ülkelerinde pratikte tam tersine işler şekildedir. İnsan bilimleri ile sosyal bilimler yönünden bu tercihin, Akdeniz Ortak Ülkelerinde (PPM) yüksek öğrenim seviyesine erişmiş kişiler arasında, kamu sektörü genelinde nitelikli iş talebini (ve buna bağlı olarak daha fazla ücret politikasını) tetikleyeceği muhtemeldir. 43. Öte yandan, Uluslararası İş Örgütü'nün tahminlerine göre, Akdeniz Ortak Ülkelerindeki (PPM) küçük ölçekli (mikro) firmalar özel sektördeki istihdamın yarısını teşkil etmektedir. Bazı durumlarda, çok küçük ölçekli şirketler yüzdesi, yeterli bir yatırımı toplamak amacıyla yaşanan mevcut zorluklarla kendini belli eden ve kalifiye insan kaynaklarını bir elde toplayan özel teşebbüs yapısının % 95 ine tekabül eder. Bu 9 FEMISE, op cit, sayfa 13-14. Kaynak veriler: Dünya Bankası, WDI 2006. 10 Mayıs 2003 de toplanan Avrupa Konseyi, Lizbon stratejisi kapsamında, bu alanda ulaşılması gereken bir Avrupa referans seviyesi belirlemiştir, böylece, matematik, fen bilimleri ve teknoloji alanlarında lisans almış kişilerin toplam sayısı, en azından 2010 planında % 15 e çıkarılmalı ve cinsiyet farklılığı gözetilmemelidir. 14

bağlamda, nizami yapıdaki bir uyarlama eksikliği, bu ülkelerde geniş çaplı gayri resmi bir sektör yapısının oluşmasına sebebiyet verir. 44. 2007 yılındaki Atina raporu, Akdeniz Ortak Ülkeleri (PPM) ekonomilerinde, özellikle de girişim sektöründe, genel olarak karşılaşılan sorunlardan birinin piyasa düzenlemelerindeki yetersizlik olduğunu, böylelikle «alt yapısı oluşmamış» ekonomiyi ve istihdam yapısını önleme ve bunu denetlemedeki zorluğu bir kere daha hatırlatmıştır. İstihdamın ve ekonominin saklı ya da yasadışı olarak nitelendirilebilen bölümünde, birinden bir diğerine gayri resmi sektör faaliyeti olarak adlandırılan faaliyetler arasında: aileden gelen geleneksel faaliyetler, hizmet ve mallarda otoprodüksiyon ve bazen iyi komşuluk 11 politikası olarak da adlandırılan çalışmalarda az çok bir para karşılığı gözetmeksizin gerçekleştirilen hizmet yükümlülüğü. Akdeniz in güney kıyısındaki ülkelerin büyük bir çoğunda, gayri resmi ekonomi brüt milli gelirin yaklaşık %30 unu teşkil ediyor. Ekonomik kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OCDE) üyesi ülkelerde ise gayri resmi ekonomi ortalamasının yaklaşık % 17 lerde olduğu tahmin ediliyor. Buna karşın, Avrupa Birliği ndeki Akdeniz ülkelerinde bu yüzdenin daha yukarıda olduğunu hatırlatmamız yerinde olur. Bu durumda, Uluslar arası Çalışma Örgütü ne (OIT) 12 göre, Akdeniz Ortak Ülkelerinin (PPM) büyük bir çoğunluğunda tarıma dayalı olmayan işlerin % 40 ından fazlası kayıt dışı istihdamlardır. Buna karşılık, Avrupa Birliği ndeki bu oran % 7 ile 19 arasında tahmin edilmektedir. AB de 13 Akdeniz e kıyısı olan ülkelerde ise - ve aynı zamanda da yeni üye ülkelerde - bu oran (% 15 ile 20 arasında) daha yüksek seviyelerdedir. 45. Bu daha önceden ileri sürülmüş olduğundan, bu durum, dolaylı olarak kaçakçılığı ve ahlaki bozukluğu teşvik etmekle neticelenmektedir. Bu da hiç şüphesiz ki çalışanların haklarına ve serbest rekabete aykırı bir durum olmanın yanı sıra, yatırımları engelleyen ve ekonomik kalkınmayı yavaşlatan bir handikaptır. Bu nedenle, ulusal alanda olduğu kadar, bölgesel ve yerel alanlarda da, iyi bir hükümet idaresi gerektiren sorunlar ile vergi kaçakçılığının ve/veya işyeri teftişlerinin en iyi şekilde kontrol edilmesi sayesinde gayri resmi ekonomiye karşı verilen mücadele, kurumsal çevreyi geliştirmek ve 11 Bu konuda, diğer konular arasından sıyrılan yasa dışı istihdamdaki istatistik sonuçları için Uluslar arası İş Örgütü tanımlamalarına bakınız. Bu sonuçların değerlendirilmesindeki kaynaklar; XV. Uluslar arası Çalışma İstatistikçileri Konferansı (CIET, 1993) ; yasa dışı istihdam konusunda çalışma grubunun raporu, XVII. CIET (konu 3, ek, 2003) ; gayri resmi ekonomi, iş kurumuna beyan edilmemiş çalışma ve iş idaresi (belge nº 9, 2005). 12 Uluslar arası İş Örgütü, Decent Work in the Mediterranean Countries- An Overview, 2007. 13 İş beyanlarının resmen yapılmaması konusunda, 7 Nisan 1998 tarihli Komisyon Bildirisi. Son COM(1998) 219 tebliği. Ancak, aynı zamanda, Avrupa Komisyonu bildirisi olarak, Undeclared work in an enlarged Union, 2004. 15

Avrupa-Akdeniz bölgesindeki yatırım ortamını ve ekonomik gelişimi teşvik etmek amacıyla müdahale edilmesi gereken konulardır. 46. Makro ekonomik açıdan, ekonomide belirgin bir yapıya sahip olmayan sektör için, dinamik 14 bir üretim yapısı yaratmada önemli bir rol oynayabileceği düşüncesi hakimdir. Ancak bu durum, gayri resmi ekonomi için harfi harfine aynı değildir. Dolayısıyla, bunu aynı düzeye taşıyacak hedef bilinen ve tüm toplum tarafından kabul gören bir hedef olmalıdır. Bu durum, ilgili mevzuatlar düzeyinde ve vergi sistemlerinde gerekli reformların uygulanması anlamına gelebilir, ancak bu, kuralların uygulanmasında adaptasyon sürecini kolaylaştıran destek programlarının da tasarlanması demektir. 47. Bu düşünce sistemi içinde, istihdamdaki bu yoluna yordamına uygun yükseliş (ULUSLARARASI İŞ ÖRGÜTÜ terminolojisine göre), nitelikli bir istihdama kavuşmak amacıyla, Avrupa Birliği nde olduğu kadar Akdeniz Ortak Ülkelerinde (PPM) de tüm istihdam politikalarının oluşturulmasında mevcut bir hedef olmalıdır. Bunun temeli, birbirleriyle bağıntılı dört vazgeçilmez unsur üzerine kuruludur: işte verimliliğin, çalışma haklarının, sosyal güvencenin ve sosyal diyalogun 15 sağlanması. 48. Daha genel anlamda, bu dört temel unsura yönelik olarak tanımlanacak öncelikler şu hususlarla ilgilidir: kalıcı bir büyüme sağlama ve nitelikli istihdam yaratma, çalışma verimini arttırma, iş piyasasında tüm ayrımcılığın bertaraf edilmesi, mevcut haklar çerçevesinde çalışma haklarının etkisini güçlendirme, liberalleşme ve özelleştirme kapsamı dahilinde iş piyasasındaki kurumlarda yönetimin iyileştirilmesi, sosyal ortakların kapasitesinin artırılması, sosyal diyalogun sağlanması ve sosyal güvencede kalıcı sistemlerin geliştirilmesi. Tüm bu noktalarda, sosyal ortaklarla ortak bir eylem planının uygulanması gereklidir. Avrupa-Akdeniz ortaklığı, söz konusu bu eylem planında daha yoğun bir işbirliği içinde olabilir. III.2. İnsana yapılan yatırımın artırılması 49. İnsan sermayesi, ekonomik gelişme ve sosyal kohezyon açısından çok önemlidir. Son üç on yıllık dönem içerisinde, Akdeniz Ortak Ülkeleri (PPM), bu sermayenin arttırılmasında çok belirgin aşamalar kaydetmişlerdir. Tüm eğitim dönemlerinde, özellikle kız çocukları açısından, okula gönderme oranlarının gerçekten düşük olması nedeniyle, bölge, tahmini olarak Gayri Safi Yurt İçi Hasılanın % 5 ine yakın yıllık kaynak kullanımıyla, Asya ve Amerika gibi göz önündeki ekonomilerde bu konuda 14 Avrupa-Akdeniz Ekonomik Kurumlar Forumu; op. cit. 15 ILO (Uluslar arası İş Örgütü), Decent Work ; op.cit. 16

gözlemlenenin altında bir seviyeye ulaşıncaya kadar, başlangıç eğitimine ayrılan ortalama yıl sayısının arttırılmasını sağlamıştır. İlkokula başlayanların oranı, pratikte zaten AB-25 seviyelerine ulaşmaktadır. Buna karşın, bu aşamada daha çok gözlemlenen, %7 lere varan, yüksek oranlardaki okulu terk etme yüzdelerinin de azaltılması gereklidir. (Tablo A.II-5). 50. Orta öğrenimine devam etme oranı çok düşük seviyelerde seyretmektedir (ortalama %70) 16. Öğrencilerin orta okula devam etmelerini sağlamadaki zorluk, 2007 Atina raporunda, Akdeniz Ortak Ülkelerinin (PPM) büyük bir çoğunluğunda karşılaşılan belli başlı sorunlardan biri olarak belirtilmiştir. Ayrıca, farklı Akdeniz Ortak Ülkelerinde (PPM) (aşağı yukarı büyük ülkelerin tümünde), bir ortaokul eğitimi almış olanlarda işsizliğin daha yüksek yüzdelere ulaştığı görülmektedir. Bu da, bu aşamadaki eğitim seviyesinde sorunların ve denge bozukluklarının var olduğunu göstermektedir. (Tablo A.II-6). 51. Öte yandan, eğitim sistemine katılım oranındaki düşüş, Akdeniz Ortak Ülkelerinde (PPM) senelerdir kaygı verici bir şekilde yoğunluğunu sürdürmektedir. Orta öğrenimde gözlemlenen katılım oranı üniversite eğitiminde çok daha aşağı (ortalama % 29) seviyelerdedir. Atina 2007 raporunun belirttiği gibi, UNESCO nun herkes için eğitim 17 hedeflerine ulaşmayan, daha önceki eğitim etaplarında duyulan eğitimsel ihtiyaca nazaran yüksek öğrenime gereken önem verilmemektedir. Ne şekilde olursa olsun, üniversite eğitiminin teşvik edilmesi şarttır, zira üniversite eğitimi, sosyal ve ekonomik kalkınmanın temel düşünce yapılarıyla doğrudan ilişkilidir. Bu bağ, eğitim sistemindeki eğitimcilerin ve idari kadroların yetiştirilip hizmet vermeye başlamasından, daha alt eğitim seviyelerinde gerekli hedeflere ulaşmak amacıyla yenilenme ve yeniden yapılanma evrelerinin özümsenme sürecinde gerekli teknik ve bilimsel temellerin atılmasına kadar devam eden bir süreçtir. 52. Genelde, eğitim hayatını orta öğrenimden bırakanların sayıca fazla olması, yüksek eğitime devam etmedeki düşük katılım oranı ve kalite ve arzdaki kıtlık, özellikle mesleki eğitim seçeneklerinin yetersizliği, eğitim hayatından mesleki hayata geçişte büyük zorluklara neden olmaktadır. Günümüzde bu durum, bölgede çok sayıda genci etkilemekte ve gençler arasında işsizliği yüksek oranlarda arttırmaktadır. 53. Bu sorunların bir çoğu, büyük ölçüde AB ile ortak yaşanan sorunlardır. Genel olarak, istihdama 18 yönelik bu son ortak raporda, 2010 için belirlenen hedefler doğrultusunda 16 UNESCO, Education For All. The Arab States Report, 2007. 17 UNESCO, Dünyadaki herkes için kesintisiz eğitim raporu, 2007. 18 Mart 2007, ilkbahar döneminde toplanan Avrupa Konseyi tarafından onaylanan İstihdam konulu ortak rapor 2006/2007. 17

ilerleme kaydedildiği saptanmıştır. Buna karşın bazı durumlar için, bu ilerlemelerde daha büyük artışlar sağlanmalıdır. Eğitimi zamanından önce bırakanlardaki belirgin oran, halihazırda AB genelinde devam etmektedir ve bu konuda daha fazla çaba gösterilmesi gereğini ortaya koymaktadır. Bu, özellikle eğitimi terk edenlerin sayısının yüksek olduğu ülkelerde daha acil olmak üzere, önleyici ve düzenleyici tedbirlerin alınmasını gerektirir. Bu ülkeler arasında, Akdeniz in kuzey kıyısında bulunan ülkeler yer alır. Bu konuda, eğitimin sürekliliğinin ve kalitesinin artırılması amacıyla, sunulan eğitimin farklılaştırılması ve iyileştirilmesi ve mesleki eğitime destek verilmesi ve özellikle de bu hususta firmalarla işbirliğinin sağlanması önemlidir. 54. Gerek erkekler gerekse kadınlar açısından, eğitim olanaklarının arttırılması için, eğitimöğrenim ve kurs konularında daha fazla çaba sarf edilmesi gereklidir. Bu çaba, özellikle, tüm yaşam boyunca süregelen öğrenme ihtiyacı bağlamında, eğitim sistemine giriş ve eğitim sistemlerinin kalitesi konularında gereklidir. Ancak aynı zamanda, iş piyasalarındaki duruma paralel olarak, iş piyasasına 19 girecek kişilere uygun eğitimlerin verilmesi hedefiyle, eğitim sistemlerindeki yenilenme ihtiyacını da göz ardı etmemek gerekir. 55. Tüm bunlar, orta vadede öngörülebilen, uygun bir finansmana sahip olunmasını, ama aynı zamanda eğitim ve öğretim sistemlerinde, eğitim altyapılarına ve okullara yapılan bağışlar, eğitimcilerin eğitilmesi ve öğrencilerin orta öğretime devam etmelerini sağlayacak mekanizmaların kurulması ama aynı zamanda da işsizlere, çalışmayanlara ve gençlere yönelik mesleki eğitimlerin verilebilmesi ve yaşam boyu sürekli eğitim için gerekli etkinliklerin artırılmasını ve mevcut olanlarda iyileştirmeler yapılmasını gerektirir. Bazı Akdeniz Ortak Ülkeleri (PPM), özel sektöre katılımla ve tam bir işbirliği içinde, eğitim ve öğretim sistemlerindeki kaliteye dikkat ederek bu yolda zaten birtakım adımlar atmışlardır. 56. Bu bağlamda, bugünden tezi yok gerekli kalkınma süreçlerinin gerçekleştirilmelerini kolaylaştırmak için yüksek vasıflı insan kaynaklarına yöneticiler ve teknisyenler güvenme umutları özel bir önem taşımaktadır. Diğer yandan, sadece altyapıları ve eğitim sistemlerini değil aynı zamanda idareyi ve girişimcilik organizasyonunu da geliştirmek için özellikle teknolojik eğitim olmak üzere bilgi-beceri ve vasıfların fırsat ve idareleri için koşullar yaratılması gerekmektedir. 57. Avrupa-Akdeniz ortaklığı ile ilgili olarak, her türlü ortaklık politikasının insan faktörünü entegre etme ve destekleme kapasitesine dayandığını onaylayan iki yanlı bir anlaşma mevcuttur. Genel öğrenim ve eğitimi desteklemek, öğrenim hayatı ile çalışma 19 Avrupa Eğitim Kurumu, Employability in the mediterranean region : improving education, training and jobmatching for the labour market, 2007. 18

hayatı arasındaki geçişi desteklemek, işçiliği geliştirmek ve sürekli güncellemek için, daha iyi bir işbirliği sağlamak ve deneyimleri paylaşmak gerekmektedir. 58. Bu bakımdan, bu alanda iki kıyı arasındaki ortaklık, özellikle Haziran 2002 de programa 20 katılan Akdeniz ortaklarına Tempus programının yaygınlaştırılmasıyla, büyük ölçüde yüksek öğrenim üzerine odaklanmıştır. Tüm Akdeniz bölgesi genelinde belli başlı yetersizliklerin başında üniversitelerle işverenler arasında sağlam temellere oturtulamayan işbirliği gelir. Bu işbirliğinin sağlam bir şekilde sağlanması, 2007-2013 döneminde bu programın ele alacağı öncelikli hedeflerden biridir. Üniversitelerle firmalar arasındaki bu zayıf işbirliği, Tempus programına geniş bir uygulama alanı bırakmıştır. Bu konuda izlenecek hedef, bu işbirliğinin daha belirgin bir şekilde teşvik edilmesi ve eğitim hayatından mesleki hayata geçişlerin kolaylaştırılması ve iş arzı ve talepleri arasında gereken uyumun sağlanmasıdır. 59. Bu düşünce sistemi içinde ve eğitim çerçevesinde, Avrupa Birliği açısından verilmesi gereken en önemli taahhüt, eğitimi teşvik etmek ama özellikle de araştırmacıların her iki kıyı arasında gidip gelmelerini sağlamak amacıyla araştırma ve geliştirmeye ayrılan kamu harcamalarının arttırılmasıdır. VI. R&D (Araştırma & Geliştirme) kadro programı, dünyanın kalanına ve özellikle bu bölgeye Avrupa araştırma bölgesini açarak Akdeniz ülkelerini daha iyi entegre etme arzusunu ifade etmiştir. VII. R&D kadro programı, kendi payına, dört spesifik program konseptine dayanmaktadır: işbirliği, fikir, insan ve kapasite 21. Program, zaten var olanlara 22 eklenen iki bölgeli yeni bir bilim ve teknoloji işbirliği platformunun (Inco-Net) tasarlanması ve Avrupa-Akdeniz yenilik alanının yaratılma ihtimali sayesinde Akdeniz Ortak Ülkeleri (PPM) tarafından çok yoğun bir katılım görmüştür. 60. Üniversite düzeyindeki işbirliği ile ilgili olarak, ortak akademik projeler geliştiren bir Avrupa-Akdeniz yüksek öğrenim ve araştırma bölgesinin oluşturulmasını destekleyen 20 Son yıllık TEMPUS 2006 raporuna göre, bu program için ayrılan 45 milyon Euro luk fondan, 5 milyonluk bir bölümü Meda ülkelerine ayrılmıştır. Bu fonların % 9 luk bir bölümünü teşkil eder. Son COM(2007) 420 tebliği, 2006 da yayımlanan Tempus programının üçüncü safhasının işleyişi üzerine, 16 Temmuz 2007 tarihinde hazırlanmış yıllık rapor. 21 İşbirliği programı, AR-GE çalışmaları içinde olan tüm ülkelerin katılımıyla teknoloji alanındaki kilit konular üzerine yoğunlaşmayı teşvik etmek amacıyla, üniversiteler ile endüstri arasındaki işbirliğinin desteklenmesini öngörmektedir. Yaratıcı program, Avrupa daki araştırma seviyesinin mükemmelleşmesini sağlayacak ve yaratıcılığı arttıracak araştırma projelerini destekler. Birliğin dışındaki ülkelerden gelen yüksek nitelikli araştırmacılara destek verir. Program, yakın zamanda kurulan Avrupa araştırma konseyi tarafından uygulamaya alınacaktır. Şahıslara yönelik program, yapılan bilim ve teknoloji anlaşmaları sayesinde Avrupa Birliği ile komşu ülkeler arasındaki hareket kabiliyetini geliştirir. Son olarak, eğitim programı, araştırma ve yenilenme kapasitelerinin geliştirilmesini ve bu kapasitelerin üretim sektörüne transferini öngörür. 22 Diğerleri arasında, Asbimed, Knowledge Base, Estime, Innformed, veya Euromedanet. 19

bir üniversiteler ve yüksek öğretim kurumları ağı olan Euromed 23 sürekli üniversite Forumunun oluşturulmasını sayabiliriz. 61. Tüm bunlar, eğitim ve öğretim alanlarında bilgi ve iletişim teknolojilerinin (TIC) kullanılması gereğini doğurmaktadır. Firmalar tarafından yeni teknolojilerin kabul edilmesi, ekonomik kalkınmada temel bir rol oynar. Dolayısıyla, TIC lere erişim Avrupa-Akdeniz işbirliğinin 24 öncelikli hedefidir. Bu hedef, her iki kıyı arasındaki mevcut farklılıkların bertaraf edilmesi amacıyla- TIC lerin kavranmasında ve yaygınlaşmasında gerekli koşullardan biri olarak- öğrencilerin, profesörlerin ve araştırmacıların her iki kıyı arasında değiş tokuşunu sağlayarak, temeli bilgi-beceri birikimi üzerine kurulu bir ekonomi ihtiyacını karşılamak amacıyla tüm kaynakların seferber edilmesini ve eğitim sistemlerinin yenilenmesini gerektirir. 62. Yüksek öğrenim konusunda işbirliği önemli de olsa ve desteklenmesi de gerekse, PMM lere yardımın daha çok ilk ve orta öğrenim konusunda odaklanması gerektiği düşünülmektedir. Gerçekten de, ilköğretim (örneğin Anna Lindh Vakfı) veya mesleki eğitim (örneğin Meda-Ete) konularında yakın zamanda ortaklık öncelikleri oluşturulmuş olsa da, bu seviyelere yönelik fonların azlığı ve eğitimi ve toplumun insan sermayesini geliştirmek ve daha iyi bir kalkınma sağlamak için temel eğitime verilen öncelik göz önüne alındığında, bunların daha fazla desteklenmesi uygun olacaktır. 63. Öte yandan, diğer yöntemler arasında, iş dünyasına geçiş mesleki eğitim neticesinde gerçekleşmektedir. Mesleki eğitim, firmalar arası rekabet gücünü artırma ve firmaların gelişimi açısından ve özellikle de insan emeğini teknolojik gelişmelere uydurmak bakımından üretim sektörüne insan sermayesi kazandırmada yadsınamaz bir öneme sahiptir. Aynı şekilde, mesleki eğitim, insanların iş dünyasına entegrasyonunu sağlamada gerekli bir faktördür, zira bu eğitim kişilerin iş piyasasının gerektirdiği koşullara uyum sağlamalarını kolaylaştıran gerekli teknik donanımları elde etmelerini sağlar. 64. AB-27 de meydana geldiği gibi, Akdeniz Ortak Ülkelerinde (PPM) mesleki eğitim sistemleri heterojen bir yapıdadır ve gelişim seviyeleri eşit değildir. Ancak hepsi de, işsizlikle mücadele ve sosyal katılımın desteklenmesinde, firmalardaki çıraklık 23 Sürekli gerçekleştirilen üniversite forumu Euromed, AB-25 ülkelerinden Finlandiya nın başkanlığında, 2006 yılının sonbahar sezonunda gerçekleştirilmiştir. Bu forum, Rovira i Virgili üniversitesi tarafından koordine edilen, yüksekokul kurumlarını ve üniversiteleri kapsayan bir ağ niteliğindedir (Avrupa-Akdeniz bölgesinden 62, Akdeniz Ortak Ülkelerinden ise 27 üniversite bu foruma daha önce katılmıştır). Forumun en belli başlı hedefi, Avrupa-Akdeniz bölgesindeki üniversiteler arasında- bu üniversitelerin niteliklerinin arttırılması amacıylaişbirliğinin ve iletişimin teşvik edilmesidir. 24 Bkz. 2003 yılında Malta da toplanan Ekonomik ve Sosyal Konseyler zirvesi nihai deklarasyonu. 20