KAN FİZYOLOJİSİ
Kan Dokusu Plazma veya serum adı verilen sıvıda, süspansiyon halindeki hücresel elementleri içeren dokuya kan dokusu denir. " Total miktarı vücut ağırlığının ~ % 8 idir."
Kanın bileşimi iki kısımdan oluşur: 1. Kanın hücresel elementleri:" 1. Eritrositler" 2. Lökositler" 3. Trombositler" 2. Sıvı kısmı ise, plazma veya serum adını alır."
Plazma ve kan hücrelerinin tüp içinde ayrılması ve kan hücrelerinin mikroskoptaki görünümleri
KANIN GÖREVLERİ 1) Eritrositlerin esas görevi: Solunum (Hemoglobinin taşınması)" 2) Beslenme; sindirim sisteminde en küçük yapı taşlarına ayrılmış olan besin maddelerini ilgili dokulara götürür. " 3) Boşaltım; dokularda meydana gelen metabolik artıkları boşaltım organlarına taşır." 4) Isının düzenlenmesi. Kanın % 97 si sudur. Su ısının korunmasında ve vücuda düzgün bir şekilde yayılmasında önemlidir." 5) Kan, vücutta tuz ve su dengesini korur. Gereğinde damar dışına çıkan su ve tuz iyonları, hücrelerin belli gerginlikte kalmalarını sağlar." 6) Asid- baz dengesini korur. Kanda bulunan, bikarbonat, fosfat, protein ve Hb yardımı ile fazla asitlerin ve alkalilerin nötralize olmaları sağlanır." 7) Pıhtılaşma faktörlerini taşıyarak, organizmanın yaralanması sonucu kan kaybetmesini önlenir." 8) Vücudun savunma sistemini oluşturur (Lökositler, maktofaj, antikorlar)" 9) Hormonları taşıyarak vücudun düzenli çalışmasına yardım eder.
KANIN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ Kanın kırmızı rengi eritrositler içinde bulunan ve Fe içeren hemoglobinden (Hb) kaynaklanmaktadır. Hb nin oksijenle birleşme derecesi kanın rengini etkiler " 1 gr Hb :" 1,34-1,39 ml O 2 içerir " Arter kanı O 2 den zengin olduğu için açık kırmızı renkte; venöz kanda ise daha az O 2 olduğu için koyu kırmızı renktedir." Kanın reaksiyonu hafif alkalidir. Organlar arasındaki dengeyi koruyabilmek için ph 37 C de 7.35-7.40 arasında sabit tutulur "
ERİTROSİTLER (Alyuvarlar) Kan hücrelerinin büyük bölümünü oluştururlar " Eritrositlerin (alyuvarların) esas fonksiyonu akciğerlerden dokulara oksijen ileten hemoglobini taşımaktır" Yaşam süreleri olan ~ 120 günün sonunda yıkılarak dolaşımdan uzaklaştırılırlar
Eritrositlerin içeriği % 60-64 su" % 36-34 organik ve inorganik madde" Hb, glikoz, enzimler, vitaminler, Fe, Cu, Zn, CO - 3 " " Olgun eritrositler nükleus, ribozom ve mitokondri gibi sitoplazmik organelleri içermezler èprotein sentezi ve mitotik hücre bölünmesi gözlenmez " Mitokondri olmadığı için glukozun % 90 ı anaerobik yoldan laktik aside yıkılır. " Bu yolla 2 ATP harcanırken, 4 ATP elde edilir. Net kazanç 2ATP dir."
Eritrositlerin çapı " " 7-8 µm arasında ise normosit, " < 6µm ise mikrosit, " > 8 µm ise makrosit adı verilir." " Eritrositlerde renk" Normokrom (Hb miktarı normal)" Hiperkrom (Hb miktarı artmış, koyu)" Hipokrom (Hb miktarı azalmış, açık)"
Eritrositlerde sayı Erkekte 4.5-5.5 milyon /mm 3 " Kadında" 3.5-4.5 milyon /mm 3 " Kadında 4 milyon/ mm 3 ün altında, erkekte ise 4,5 milyon/ mm 3 ün altında olması durumunda anemi den bahsedilir." Eritrosit sayısının normalin üstüne çıkmasına polisitemi denir " "
Aneminin nedenleri Kan kaybı" Kan yapım bozukluğu" Kan yıkımında artış" Eritropoetin yapımında azalma"
HEMATOPOEZ (Kan yapımı) Kan hücreleri fetüsta, çocukta ve erişkinde farklı yerlerde üretilmektedir. " Fertilizasyondan yaklaşık 18 gün sonra kan hücreleri görülmeye başlar. İlk haftalarda eritrosit yapımı vitellus kesesinde olur." Hamileliğin 6. Haftasından sonra vitellus kesesinde hematopoez geriler ve karaciğer hematopoez görevini üstlenir. " İntrauterin yaşamın 20.haftasından itibaren, kemik iliğine önceden göç etmiş olan kök hücreler kan yapımına başlar. " 5 yaşına kadar tüm kemikler hematopoez bakımından aktif olup, yaş ilerledikçe uzun kemiklerdeki hematopoez yavaşlar, Yassı kemiklerde ise devam eder." 20 yaşından sonra ise hematopoez; vertebralar, sternum, kaburgalar, " kafa ve kalça kemiklerinde yaşam boyu devam eder." Eritrositlerin normal gelişebilmesi için eritropoetin hormonuna ihtiyaç vardır. Ayrıca B 12 vitamini, Folik asid, B 6 vitamini, C vitamini, demir gibi maddeler de normal bir hematopoez için gereklidir."
Hemoglobin Eritrositlerin sitoplazmasında bulunan" başlıca görevi akciğerlerden dokulara O 2 taşımak olan bir proteindir " Hemoglobinin normal değerleri:" " Erkek" % 14-16 gr" " Kadın" % 12-14 gr" Anemilerde hemoglobin düzeyi normal değerlerin altına iner."
HEMATOKRİT Kanın hücresel bölümünün total kan hacmine oranıdır. " Hematokrit tübüne alınan antikoagulanlı kan 5 dakika santrifüje edilince tübün alt tarafında hücreler (eritrosit, lökosit, trombosit), üst tarafında sarı renkli plazmanın ayrıldığı görülür" Hematokritin normal değerleri:" Erkek" % 42-46" Kadın" % 38-42 " Anemilerde ve kan kayıplarında azalır "
LÖKOSİTLER (Akyuvarlar) Organizmayı bakterilere, virüslere, parazitlere ve tümörlere karşı savunan kan hücreleridir" 1 mm 3 kanda 4 000-10 000 (ort: 7000) lökosit bulunur" Lökositlerin yapım yeri kemik iliğidir" Giemsa boyası ile boyanmış lökositler mikroskopta farklı görüntüler verir. "
Kan hücrelerinin mikroskopta görünümleri
Lökositler yapılarında granül içerip içermemelerine göre isimlendirilirler." Granül içeren lökositlere granülosit denir. Bu hücreler Nötrofil, Eozinofil ve Bazofil hücreleridir." Granül içermeyen hücrelere agranülosit denir. Bu hücreler Lenfosit ve Monosit hücreleridir." Mikroskopta 100 adet lökosit sayıldığında farklı tipteki lökositlerin dağılımı şu şekilde olur:" " Nötrofil (% 50-70)" Lenfosit (% 20-40)" " Eozinofil (% 1-6)" " Monosit (% 2-6)" " Bazofil (% 0-1)" Granülositlerin tümü fagositoz yeteneğine sahiptir."
Nötrofil: Zedelenme veya bakteri saldırısına karşı ilk yanıt veren hücrelerdir" Yaşam süreleri 1-2 gündür" Yarada toplanan cerahatın çoğu ölü nötrofillerden oluşur" Apandisit, pnömoni, idrar yolu ve üst solunum yolu enfeksiyonlarında kanda artış gösterir "
Eozinofil: Paraziter einfeksiyonlarda ve allerjik rinit, astım gibi allerjik hastalıklarda kanda artış gösterir. "
Bazofil : Sıtma gibi protozoaların yaptığı hastalıklarda artar. Bu hücreler histamin salgılayarak damar genişlemesine neden olurlar."
Lenfosit: yabancı cisim, bakteri ve kanser hücreleri gibi normal dışı hücreleri tanımak ve bunları organizmaya tanıtmaktır." Dolaşımda bulunmakla birlikte çoğunluğu lenf düğümlerinde yerleşmiştir.
HEMOSTAZ VE PIHTILAŞMA Kanın damar içinde akımını ve akışkanlığını sağlayan faktörlerle dolaşımdan kaybını önleyen faktörler arasında çok hassas bir denge vardır." Bir damar zedelendiğinde kanın kaybını önleyen koruyucu mekanizmalar devreye girer. Bunlar sırasıyla:" Kan damarlarında daralma (Konstriksiyon)" Trombosit tıkacının oluşumu" Fibrin oluşumu"
Trombositler Kemik iliğinde megakaryosit adı verilen büyük hücrelerden meydana gelirler. " 1 mm 3 kanda 200 000-400 000 arasında bulunurlar." Yaralan damar duvarına yapışarak kanın damar dışına çıkışını önlerler." Trombosit sayısındaki yetersizlik kendiliğinden gelişen (spontan) kanamalara neden olur."
Koagulasyon (Pıhtılaşma) Yaralan dokudan açığa çıkan bazı maddeler dolaşımda inaktif durumda bulunan ve pıhtılaşma faktörleri adı verilen protein yapısındaki bazı maddeleri aktif hale getirerek trombüs oluşumunu sağlarlar. " Pıhtılaşma faktörleri karaciğerde yapılır. " Bir pıhtılaşma faktörü olan fibrinojen fibrine dönüşerek trombüsü yapar ve damarın kalıcı olarak tıkanmasını sağlar." Pıhtılaşmanın normal olup olmadığı pıhtılaşma testleri adı verilen bazı testlerle anlaşılabilir."
KAN GRUPLARI Eritrosit membranının dışına doğru uzanan glikoprotein yapılar bireyler arasında farklılık göstermektedir. Bu yapılar antijenik özellik gösterdikleri için kan transfüzyonları sırasında immun yanıta neden olurlar." Moleküler araştırmalar en az 21 tane farklı kan grubu sistemi olduğunu ortaya koymuştur. Bunların arasında en çok bilineneleri ABO, Rh ve MN sistemleridir." Kan transfüzyonu için bu sistemlerden ABO ve Rh tipinin bilinmesi gerekmektedir."
ABO sistemi Eritrositlerin membranında aglütinojen adı verilen ve antijenik özelik gösteren moleküller bulunur. " Bunlardan A ve B antijeni genel populasyonun büyük bölümünde bulunur. " Bu antijenler tek tek veya birlikte bulunurlar veya hiç bulunmayabilirler. " Bir kişinin kan grubu aglütinojenin tipine göre belirlenir" Plazmada ise diğer aglütinojene karşı antikor (aglütinin) bulunur."
ABO sistemi Kan grubu Membranda bulunan antijen Plazmada bulunan antikor A grubu A antijeni Anti-B B grubu B antijeni Anti-A AB grubu A ve B antijeni Antikor yok O grubu Antijen yok Anti-A ve Anti-B
Transfüzyon reaksiyonlarında aglütinasyon
Rh sistemi ABO sistemi dışında klinik önemi olan bir başka sistem Rh sistemidir." Rh antijenine karşı antikor gelişebilmesi için bireyin Rh antijeni ile kuvvetli bir biçimde karşılaşması gerekir. " Klinikte Rh uyumsuzluğu ile ilgili en çok görülen durum eritroblastosiz fetalis hastalığıdır."
Eritroblastosis fetalis (Yeni doğanın hemolitik hastalığı) Rh (-) bir anne Rh (+) bir bebeğe hamile ise bebeğin Rh antijenleri plasenta yoluyla anneye geçer. " Annede geçen Rh antijenine karşı anti- Rh yapılır." İlk hamilelikte yapılan antikor miktarı bebeğe zarar verecek düzeyde değildir" Sonraki hamileliklerde hastalığın görülme olasılığı giderek artar. "
Plasenta yoluyla geçen antikorlar fetusun eritositlerini aglütine ederler. " Eritrositler hemolize uğrarlar, hemoglobin açığa çıkar. " Hemoglobinin yıkımı sonucu bilirubin artar. " Kanda artan bilirubin sinir hücrelerine zarar verir (Kernikterus)."