ANNE BABA YOKSUNLUĞU PROJE GRUBU. Boşanmış Aile Çocuklarına Yardım



Benzer belgeler
OKULLARDA GELİŞİMSEL ve ÖNLEYİCİ PDR-3. Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI

Bilgilendirme Toplantısı Boşanma ve Çocuk

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı:

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi

: ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN

5 YAġ ARILAR SINIFI OCAK AYI BÜLTEN

PROSTAT KANSERİ HASTALARA BİYOPSİKOSOSYAL YAKLAŞIM GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK HĠZMETLERĠ M.Y.O. ÖĞR. GÖR. ADĠLE NEġE (ÇAPARUġAĞI)

Kardeş Kıskançlığı Nedir?

T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET

ANNE-BABA TUTUMLARI VE ÇOCUĞUN KiŞiLiK GELiŞiMiNE ETKiLERi

ĠNFERTĠL ÇĠFTLERĠN GEREKSĠNĠMLERĠ

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.


İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN)

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ÇOCUK-EBEVEYN İLİŞKİSİ EĞİTİMİ=FİLİAL TERAPİ UZM. KLİNİK PSİKOLOG&OYUN TERAPİSTİ ZEYNEP BETÜL TORUN


OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

S. NO İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KİŞİ VE KURULUŞLAR

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI

ÖĞRENCİ TANIMA FORMU KİMLİK BİLGİLERİ I. ÇOCUĞUN ADI-SOYADI : DOĞUM YERĠ VE TARĠHĠ : CĠNSĠYETĠ : UYRUĞU : KAÇINCI ÇOCUK OLDUĞU : KAN GRUBU :

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABA ve ÇOCUK

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI

Şiddetin Psikolojisi Bahar Dönemi Adli Psikoloji Doktora Programı. Şiddetin çevresel kökenleri

PSİKOLOJİK REHBERLİK BÖLÜMÜ DANIŞMANLIK VE. Gamze EREN Anaokulu Uzman Psikoloğu

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları

OKUL ÖNCESİ ÇOCUĞUNDA UYKU SORUNLARI VE ÖNERİLER

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç

TRAVMA ÇOCUKLARDA TRAVMA SONRASI STRES TEPKİLERİ. Yukarıda özetlenen üç büyük kategori aynı olmakla. birlikte, TSS tepkileri çocuklarda yetişkinlerde

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç

Bu yaklaşımlar anne babaların kafasını oldukça meşgul eden şu soruyu akla getiriyor:

Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY

Okul fobisi nasıl gelişir?

Ölçme ve Değerlendirme Semineri

EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 8. SINIF DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BĠLGĠSĠ DERSĠ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIġMA TAKVĠMĠNE GÖRE DAĞILIM ÇĠZELGESĠ

İçindekiler. Teşekkür, xiii Giriş, xv. Öykü 1 Öykünün Öyküsü, xxi. Bölüm 1 Metaforun Büyüsü, 3

KOD 1 DAVRANIŞ MR (48-72 AY) xxxxxxx DAVRANIŞ VE UYUM RAPORU. "Sorun, sorun olmadan çözümlenmelidir."

CİNSEL KİMLİK GELİŞİMİ

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

AİLENİN ENGELLİ ÇOCUĞU

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ

5 Yaş : En sevdiğim arkadaşım Yaş : Kurallar ve törenler 9-11 yaş : Kuvvetlenen Arkadaşlık Bağları

ANNE BABA TUTUMLARI. ÇOCUGUN GELĠġĠMĠNE ETKĠLERĠ

Sık sık Ne zaman derslerine çalışacaksın! Bak sınavlar yaklaşıyor; sonra görüşürüz seninle! gibi cümlelerle aile ergen arasında gergin bir hava eser.

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu TATİLDE ÇOCUKLA BİRLİKTE OLMAK

ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ

Mimar Sinan İşitme Engelliler İ.Ö.O. Aile Rehberliği Etkiliğine Hoş Geldiniz

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU

EBEVEYNLİK BECERİLERİ

EVLİLİK ÇATIŞMASI VE ÇOCUK

BİREYLERE YÖNELİK HİZMETLER

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK



Yaşam Boyu Sosyalleşme

Kazanım İfadeleri. Kendine değer veren insanların (aile-arkadaş vb.) yapıcı uyarılarına kayıtsız kalmaz.

REHBERLİK SERVİSİ. Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız?

DAVRANIŞI BİÇİMLENDİRME TEKNİKLERİ

SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. 0-6 YAġ ÇOCUĞUN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠMĠNĠ DESTEKLEME PROGRAMI (ÇPGD)

BURSA ÖZEL BİREY OKULLARI OKULA UYUM SÜRECİ BAHAR İLHAN REHBER ÖĞRETMEN

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak.

Hizmetiçi Eğitimler.

V. DÖNEM AĠLE DANIġMANLIĞI SERTĠFĠKA EĞĠTĠMĠ DERS ROGRAMI

OKULA BAŞLARKEN OKULA BAŞLAMA SÜRECİ

ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ

BANA HERKESİ SEVMEYİ ÖĞRET PROJESİ

PROF. DR.AYġE AVCI 4 MART 2014 II. BAHAR PEDĠATRĠ GÜNLERĠ ADANA

Esin TÜRKOĞLU Psikolojik Danışman. Manisa Rehberlik ve Araştırma Merkezi

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU NİSAN 2016

AKDEM 2009 AĠLE EĞĠTĠM VE DANIġMANLIK BĠRĠMĠ. 1 OCAK- 30 Haziran FAALĠYETLERĠ

OKULÖNCESĠNDE TEMATĠK YAKLAġIM ve ETKĠN ÖĞRENME. Prof. Dr. Nilüfer DARICA Hasan Kalyoncu Üniversitesi

EV EKSENLĠ ÇALIġMA; Kadınlar Neden Ev Eksenli ÇalıĢıyor?

Prof. Dr. Binnur YEġĠLYAPRAK

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim :05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim :08

PSK 271 Öfke Yönetimi ( Güz Dönemi) Yrd. Doç. Dr. Nilay PEKEL ULUDAĞLI. Öfke Yönetimi: Duyguları İfade Edebilmek ve Duygularla Başa Çıkmak

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

Prof. Dr. Binnur YEġĠLYAPRAK

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu

OYUN VE ÇOCUK. Oyunun Aşamaları:

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

G Ü Ç L E N İ N! Technical Assistance for Supporting Social Inclusion through Sports Education

DEĞİŞEN ANNE BABA ROLLERİ

Okul Dönemi Çocuklarda

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI

EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI ÖZEL ATA ORTAOKULU 7.SINIF TEKNOLOJĠ ve TASARIM DERSĠ YILLIK DERS PLANI

Bağımlılık-Bağımsızlık. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

ANNE BABA TUTUMLARI OTORİTER / BASKICI ANNE-BABA TUTUMU TUTARSIZ ANNE BABA TUTUMU

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir?

Beraberliğimizin ne kadar süreceğini bilmediğimizin farkına vararak, birbirimizin değerini bilelim. - Joshua Loth Liebman

SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ

Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN


Transkript:

ANNE BABA YOKSUNLUĞU PROJE GRUBU Boşanmış Aile Çocuklarına Yardım KONYA 2013

2 ANNE BABA YOKSUNLUĞU PROJE GRUBU BOġANMIġ AĠLE ÇOCUKLARI HAZIRLAYANLAR: Hatun TAġDELEN MenĢure TURHAN Miyase ERĠKCĠ Seçil ÖZKAN Servet GÜDÜCÜ KONYA- 2013

3 ĠÇĠNDEKĠLER Ġçindekiler 3 Önsöz... 4 1.BoĢanma Ve Çocuk.. 5 BoĢanma Sonrasında Çocuklarda Görülen Ortak Tepkiler 6 Suçluluk Korku Öfke Üzüntü YaĢ Gruplarına Göre BoĢanmanın Etkisi 7 Okul Öncesi Okul Çağı Ergenlik Dönemi 2. Çocukların BoĢanma Sürecine Uyumu..11 Çocukların BoĢanmaya Uyumunu Etkileyen Etmenler 3. BoĢanma Sürecinde Çocuğa Yapılabilecek Yardım. 14 Çocukların Uyumunu KolaylaĢtıran Tutum Ve DavranıĢlar Çocukların Bilmesi Gerekenler BoĢanma Kararının Çocuğa Söylenmesi BoĢanma KarĢısında Çocuklar Neye Ġhtiyaç Duyarlar? BoĢanmanın Çocuk Üzerindeki Etkileri Nasıl Azaltılabilir? 4. Okul Psikolojik DanıĢmanının BoĢanmıĢ Aile Çocuklarına Yönelik Yapabileceği ÇalıĢmalar. 20 Çocukla Yapılabilecek ÇalıĢma Öğretmenle Yapılabilecek ÇalıĢma Aile Ġle Yapılabilecek ÇalıĢma 5. Örnek Grup ÇalıĢması. 22 4. Kaynakça.. 29

4 ÖNSÖZ Ailenin insan yaģamı üzerindeki etkisi, doğumdan önce baģlar ve ilk geliģim yıllarından ömrünün sonuna kadar etkisini sürdürür. Ayrıca aile, bireyin ruhsal geliģimini ve davranıģlarını biçimlendirip yönlendirir. Aile ortamında sevgi, saygı ve hoģgörüyle büyüyen çocuk, geliģebilmek için gerekli deneyimleri elde edebilir. Sevilerek sevmeyi, desteklenerek kendine güvenmeyi öğrenir. Ancak ailenin, anne babadan birinin ya da her ikisinin ölümü ya da ayrılık gibi nedenlerle dağılması, çocuğun sağlıklı aile iliģkilerinden yoksun kalmasının yanında, çocuğun duygusal bedensel ve zihinsel geliģimini olumsuz etkiler. BoĢanma çocukların ve ergenlerin yaģadığı zor bir deneyimdir. Ayrılığı izleyen dönemde duygusal ve davranıģsal bozuklukların arttığı gözlenmiģtir. Okula devamsızlık, ders baģarısında düģüģ, iletiģim sorunları, saldırganlık, kaygı, depresyon gibi sorunların arttığı gözlenmiģtir. Bu nedenle boģanmayı takip eden zaman içerisinde çocuklarla problemleriyle baģ edebilme yollarını göstermek yararlı olabilir. Okullar bu tarz çalıģmaların yapılabileceği en uygun ortamlardır. ÇalıĢmamızı oluģturmamızın nedeni atlatılması zor bir kriz gibi görünen boģanma konusunun baģ edilebilir bir problem olduğunu göstermek, olumsuz etkileri büyümeden önlemini almak ve bu sorunu yaģayan öğrencileri rahatlatmak ve duygularını ifade edebilecekleri ortamlar oluģturmaktır. Özellikle baģ etme becerileri sınırlı olan çocuklar için boģanma stresli, kafa karıģtırıcı, baģ etmesi zor ve karmaģık bir süreçtir. Okul psikolojik danıģman ve rehber öğretmenleri toplumdaki risk gruplarını belirleme ve bu gruplara yönelik önleyici müdahaleler geliģtirmede anahtar rolündedirler. Bu çalıģmayla; boģanmıģ aile çocuklarının yaģadığı sorunları tanımlayabilmek, boģanmıģ aile çocuklarına yönelik psikolojik danıģma ve grupla psikolojik danıģma yaklaģımlarını ortaya koymak ve okul psikolojik danıģmanlarıın bu konuda farkındalığını arttırmak amaçlanmıģtır. Yararlı olması dileği ile Anne Baba Yoksunluğu Proje Ekibi

5 1.BOġANMA VE ÇOCUK Aile, duygusal bağlılık temeline dayanan, üyeleri için yaģamsal özelliklere ve baģkalarına aktarılamayan bir dayanıģma çerçevesine sahip ve büyüklüğü sınırlı bir toplumsal küme olarak ifade edilmektedir. Birey ve toplum arasındaki iliģkiler aile aracılığıyla kurulabildiğinden aile temel bir toplumsal kurumdur. Toplumun ilk ve doğal çekirdeği olan ailenin çocuk üzerindeki etkileri doğum öncesinde baģlamakta doğumdan sonra da devam etmektedir. Çocuğun ilk iliģki kurduğu ortam olan ailenin geniģliği, sosyo-ekonomik ve kültürel düzeyi onun ilk sosyal deneyimlerini, dolayısıyla duygusal ve toplumsal geliģimini etkilemektedir. Bu nedenle ailenin ve aile içi iliģkilerin çocuk üzerinde çok önemli etkileri bulunmaktadır. BoĢanma hukuki açıdan ele alındığında karı kocalık durumunun son bulması anlamını taģıyan bir olgudur. Sosyolojik ve psikolojik açıdan ele alındığında ise, boģanma, çocuk geliģiminde en önemli etmen olan tam aileye son veren ve çocuk üzerinde yaģam boyu olumsuz etkiler yaratabilecek bir süreçtir. Özellikle boģanmayı izleyen ilk iki yıl içinde, çocukların yoğun uyum sorunları yaģadıkları, bu dönemde yaģanan stres düzeyinin aileden birinin ölümünde yaģanabilecek kadar yüksek olduğu ve bu sürecin bazen 15-20 yıla kadar uzayabildiği bildirilmektedir Anne-babanın boģanması hem çocuklar hem de ebeveynler için oldukça zor ve stresli bir süreçtir. Çocuk açısından düģünülecek olursa, o güne kadar en fazla bağlı olduğu iki kiģiye yani anne ve babasına, bundan sonra eģit olarak ulaģamayacak ve dünyası bir anlamda bölünecektir. BoĢanma eģlerin iliģkisinde ortaya çıkan değiģikliklerin yanı sıra, boģanan çiftin ebeveyn olarak rolleri açısından da oldukça önemlidir. Ebeveynler açısından boģanmayı inceleyecek olursak, boģanma ile birlikte yeni bir yaģam kurma, hem eski eģle hem de çocuklarıyla yeni iliģki biçimleri geliģtirme; ayrıca boģanan anne açısından ortaya çıkan maddi zorluklar, sosyal iliģkilerde değiģiklikler gibi aģılması gereken sorunlar gündeme gelmektedir. Literatürde yer alan boģanma hakkındaki birçok araģtırmada, hem ebeveynlerin hem de çocukların boģanma sonrasında yaģadıkları zorluklar ve ortaya çıkan sorunlar üzerinde durulmaktadır. BoĢanma sonrasında çocuk artık sadece tek bir ebeveyniyle, ki genellikle bu ebeveyn anne olmaktadır, aynı evde yaģayacaktır. Bu nedenle, boģanma sonrasında evden ayrılan baba ile çocuğun iliģkisinde önemli değiģiklikler ortaya çıkmaktadır. BoĢanma sonrasında, çocuğun gerek birlikte yaģadığı gerekse evden ayrılan ebeveyniyle görüģme sıklığı, anne ve babanın çocukla ilgili sorumlulukları ve çocukla ilgili iģlerin yerine getirilmesi gibi birçok alanda büyük

6 değiģiklikler ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle hem anne hem de babanın boģanma sonrasında çocuklarıyla iliģkilerini sürdürürken yeni duruma uyum sağlamaları ve çocuklarıyla iliģkilerini yeniden yapılandırmaları gerekmektedir. Ancak bu dönemde anne ve baba da kendi açılarından zor bir dönem yaģamakta ve kendi sorunlarıyla baģa çıkmaya çalıģmaktadır. BoĢanan anne-babaların en büyük zorluklarından birisi, kendileri zor bir dönemden geçerken ve yeni bir duruma uyum yapmaya çalıģırken çocuklarına daha fazla ilgi göstermek ve tutarlı olmak zorunda kalmalarıdır. Hem anne hem de babanın çocuklarının okuldaki ya da okul dıģındaki etkinliklerine sık ve düzenli katılması çok önemlidir. Ayrıca, çocuğun bir ebeveyninin evinden diğerine gittiğinde kendisi için özel bir mekan, oyun arkadaģları gibi uygun koģulları bulması gerekmektedir. Bunun yanı sıra, Ebeveynlerinin boģanmasından birçok çocuk kendini sorumlu hissetmektedir. Bundan baģka korku, üzüntü, gerileme, okul baģarısında düģme, ebeveynlerini barıģtırma arzusu, yalnızlık, reddetme, uyku sorunları gibi birtakım olumsuz duygular da çocuklarda sıkça rastlanılan sorunlar arasındadır. Onların bu duygularıyla baģ etmede her iki ebeveynin de desteğine ihtiyaçları vardır. BoĢanma Sonrasında Çocuklarda Görülen Ortak Tepkiler: Suçluluk: Anne-babası boģanan çocuklarda ortaya çıkan ilk duygu suçluluktur. Ben olmasam annem babam boģanmazdı, benim yüzümden ayrıldılar gibi kendini suçlayıcı duygular içine giren çocuklar, eğer bunun aksine ikna edilmezlerse büyüyünce de çok büyük duygusal sorunlar yaģayabilirler. Ailelerin, bunu engellemek için, aldıkları kararın çocuklarından kaynaklanmadığını, kendi aralarında çözümleyemeyecek bir sorunları olduğunu ve bir arada yaģayamayacaklarını anladıkları icin ayrı yaģamalarının daha uygun olacağına karar verdiklerini açıklamaları gereklidir. Korku: Çocukların tümü, anne-babalarının ayrılmasından sonra korkuya kapılırlar. Okul öncesi yaģtaki çocukların korkusu, birlikte yaģadıkları ebeveynin de onları bir gün terk edebileceği ve yer bulamamaktan ve giden ebeveynin onları sevmeyeceğinden korkarlar. Daha büyük yaģtaki çocuklar da terk edilme korkusu yaģarlar ancak onlarınki daha çok boģanmanın hayatlarını nasıl etkileyeceği ile ilgilidir. Öfke: Çocuklar, ebeveynlerinin boģanmasına tepkiyi, yaģlarına cinsiyetlerine, karakterlerine göre değiģik Ģekillerde gösterirler. Özellikle erkek cocuklar öfkelerini, sık sık kavga ederek okulda

7 öğretmenlerine karģı gelerek, anne- babalarına bağırarak, kırıp dökerek ortaya koyarlar. Diğer taraftan öfke, onların boģanma olayını kabul etmeye baģladıklarının bir belirtisi olarak karģımıza çıkmaktadır. Öfkeyi görmezden gelmeyip, kabul edilebilir düzeyde, açığa vurmalarına izin vermek gereklidir. Bu, onların ebeveynleri tarafından dinlenilmesine hazır olunduğu mesajını verecektir. Öfkelerini içine kapanarak gösteren çocuklara ise konuģmaları, içini dökmeleri için cesaretlendirilmelidirler. Üzüntü: Ailenin dağılmasına çocukların en fazla gösterdikleri tepki, üzüntüdür. Ağlamak ve üzgün durmak, onların bu duygularının bir belirtisidir. Yalnız kalmayı istemek, az konuģmak, veya düģmanca davranmak, bu duygusunu yansıtan resimler çizmek, sürekli hayal aleminde yaģamak, eski alıģkanlıklarını terk etmek gibi davranıģlar da bu üzüntünün bir yansımasıdır. BoĢanma olayının etkileri çocuğun yaģına göre değiģiklik gösterebilir. YaĢ Gruplarına Göre BoĢanmanın Etkileri: 1. Okul Öncesi: Okul öncesi geliģim görevlerinden bir, anne baba, kardeģler ve diğer insanlarla duygusal bağ kurmayı öğrenmektir. Bu görev boģanmayla ilgili olarak aile birliği değiģikliğe uğrayan çocuklar için özel bir anlam taģır. Anne babası boģanmıģ okul öncesi çağı çocuğu geliģimin bu ek yüküyle de baģa çıkmak zorunda kalır. Okul öncesine kadar olan bu çağda boģanmanın olumsuz etkileri fazla görülmemesine rağmen boģanmanın olumsuz etkilerini yaģayan ebeveynlerin çatıģmalarını çocuğa yansıtmalarıyla çocukta, korku, inatçılık, uyku ve beslenme bozuklukları, yatak ıslatma gibi olumsuz davranıģlar görülebilmektedir. Buna ek olarak çocukta terk edilme korkusu yaygın olarak görülebilmektedir. Okul öncesi çocukların biliģsel, geliģimsel sınırlılıkları ve duygusal olarak olgunlaģmamıģ olmaları sebebiyle boģanmaya tepkileri abartılı olmaktadır. BoĢanma sonrasında çocuğa düzenli ve kaliteli bir yaģam standartı verilirse boģanmanın olumsuz etkileri azalmaktadır. Okul öncesi çocuklarda anne babanın boģanması halinde kısa dönemde Ģunlar görülebilir. Korku: okul öncesi çocukları daha çok birlikte yaģadıkları evde kalan ebeveynin kendin terk edip gitmesinden giden ebeveynin tarafından eskisi kadar sevilmemekten, yiyecek ya da yatacak yer bulamamaktan korkar. Kendilerini güvende hissetmez ve bundan ürkerler.

8 Suçluluk: bu dönem çocukları ben merkezci olduğundan ve hayalle gerçeği ayırt edemediğinden, ebeveynlerinin onların yaptığı bir Ģey yüzünden boģandığını düģünürler ve kendilerini suçlarlar. Öfke: sekizinci aydan itibaren çocuklar anne babalarının ayrılıklarını algılarlar. Neden öfkelendiklerini bilmezle ve kontrolde edemezler. Bu dönemdekiler öfkelerini ısırarak, vurarak, çabuk sinirlenerek ve duygusal olarak içe kapanarak yaģayabilirler. Bağımlılık: ellerinde kalan tek kiģiye sıkı sıkı sarılırlar. Onu da kaybetmeyi göze alamadıkları için oyun oynamak için bile vakit ayırmazlar. Zaman ve mesafe kavramları tam olarak geliģmemiģ olduğu için onlara göre bir ebeveynin her sabah iģe gitmesiyle baģka bir Ģehirde yaģaması arasında fark yoktur. Regresyon: bir ebeveynin aniden ortadan kayboluģu bir bebeğin geliģimsel özelliklerinin gerilemesine açabilir. Bu dönemdeki tipik gerileme davranıģları parmak emme, yatağı ıslatma, anne ve babaya vurma, anne babaya aģırı düģkünlük gösterme, önceden sevilen bir nesneye yeniden bağlanma. 2. Okul çağı: 6-12 yaģ dönemi önceki dönemlerden farklı olarak çocuk üzerinde toplumun giderek artan bir rol oynadığı, sakin ve istikrarlı bir geliģim dönemidir. Bu dönem çocuğun somut zihinsel iģlemleri kullanabildiği ahlaki yargılarda bulunurken durumsal ve kiģisel etmenleri dikkate alabildiği bir dönemdir. Bu dönem çocukları yaģıtlarıyla geçinmeyi, cinsiyetin uygun roller benimsemeyi öğrenirler. Bu yaģ döneminde olan ebeveyn ayrılmalarında çocuklar Ģu tepkileri geliģtirebilirler: Ġnkar tepkileri: Bu yaģ çocukların boģanmayı ilk öğrendikleri anda tepkileri yadsıma inkar biçiminde olur. Hatta bazı çocuklar öyle sakin davranırlar ki evden ayrılan ebeveyn çocuğun kendisine karģı ilgisiz olduğunu sanabilmektedir. Geleceğe dair endiģeler: Çocuklar 6 yaģına geldiklerinde duygularını ve saldırganlık gibi bazı dürtülerini kısmen de olsa kontrol edebilmeyi öğrenmiģ olurlar. KiĢilikleri yavaģ yavaģ yerine oturmaya baģladıkları için çevrelerine ilgi duyarlar. Bu kritik döneme gelen boģanma çocukların sağlıklı geliģimine vurabilir. Bana kim bakacak? Bana ne olacak? Neden annem- babam eve gelmiyor? gibi sorularına somut cevaplar isterler.

9 Ben merkezci düģünce yapısı: okul öncesi döneme göre daha az olsa da okul çağının baģlarında da devam eder. BoĢanmayı algılama biçimini değiģtirir. Benlik algısı geliģmeye baģlasa da henüz oturmadığından, okul öncesi dönemdeki gibi anne ve baba kavgasına ve boģanmaya neden olarak kendini gösterebilir. Ebeveyni suçlama ve evden gidene duyulan özlem: 8 yaģından daha büyük okul çocukları anne babalarını suçlayabilir, daha çok erkek çocuklarda babalarının evden gitmesinin suçu annenin üzerine atılabilir. YaĢ ilerledikce çocuklar (9-11)genellikle, anne babanın ayrılmasını ya da boģanmasını daha iyi kabullenirler; ancak yaģamlarına yansıyan sonuçları nedeniyle onlara öfke duyabilirler. Terk edilme korkusu ve güvensizlik: 7-8 yaģlarındaki okul çocukları boģanmayla birlikte anne babalarının gidiģine kendilerinin terk edilmesi gibi algılayabilirler. BoĢanma olayını terk edilme olarak yaģayan çocukta kendisinin değersiz olduğu inancı yerleģir. Birlikte yaģadığı anne ya da babayı terk edilmiģ ve değersiz bulur. Ve bu onun güvensizliğini artırır. ÖzdeĢim sorunları: anne ya da baba öldüğünde çocuk onu ülküleģtirir. BoĢanmada ise evden ayrılan değerini yitirir. Böylece çocuk anne ya da babasının aslında önemli biri olmadığına inandırmaya çalıģır. Bazen de tam karģıtı durumlar görülür, çocuk terk edene duyduğu öfkeyi bilinç dıģında tutabilmek için onu ülküleģtirebilir. Bu yaģtaki erkek çocuklar babalarının evi terke etmesiyle cinsiyetine uygun bir model eksikliği yaģarlar; aynı Ģey kızlar için de babanın evi terk etmesi karģı cinsle kuracağı iliģkileri olumsuz yönde etkileyebileceği söylenmektedir. Kızgınlık ve saldırganlık: boģanma karģısında erkek çocukların kızlara göre fazla kızgınlık ve stres yaģadıkları belirlenmiģtir. Yine bu yaģ çocukları psikolojik iģlevsellikte bazı bozukluklar ile evlilik ve ikili iliģkilere karģı olumsuz tutumlar geliģtirme, cinsel davranıģlarında değiģik tutum ve yönelimlere sahip olma ve benlik saygısında düģme gibi davranıģ ve uyum problemleri yaģamaktadır. Regrasyon (gerileme davranıģları) da görülebilmektedir.

10 ArkadaĢlık iliģkileri : Okul çağı çocuğu boģanmadan dolayı hissettiklerini gizleme, yok sayma veya duygularını değiģtirme yoluna gidebilir. Bunun yanı sıra konuģmada tutukluk, içe kapanma, yalan söyleme görülebilir. YaĢ dönemi sonlarına kendisinin farklı olduğunu, kabul edilmeyeceğini düģünüp iliģki kurmaktan uzak durabilir; bu durumdan utanç duyabilir ve red edilebileceğini düģünüp kendilerini izole edebilirler. Bunun sonucunda ise yalnızlık, çaresizlik, acı duyabilirler. 3. Ergenlik Çağı: BoĢanmanın ergenler üzerinde yapılan çalıģmalardan bazıları çeliģik gibi görünen sonuçlar ortaya koymaktadır. Bazı araģtırmacılar ergenlerin boģanmadan olumsuz yönde etkilendiklerini belirtirken bazı araģtırmacılar ise olumsuz yönde etkilenmediklerini belirtmektedirler.yine bazı araģtırmalar sonucunda (Wallerstein-1984) ergenlerin küçük kardeģlerine oranda boģanmadan daha olumsuz etkilendikleri, çünkü ergenlerin boģanma öncesi yaģanan anne baba çatıģması ile daha uzun süre karģı karģıya kaldıklarını ve küçük çocukların boģanma ile ilgili problemleri hatırlamadıklarını belirtmektedir. Ayrıca, büyük çocuklar aile kuralları içinde daha uzun süre yaģadıkları için boģanma sonucu ortaya çıkan yeni aile kurallarını öğrenmekte zorlanmakta, küçük çocuklar ise bunu daha kolay baģarabilmektedir. Bir ergenin geliģen duygusal olgunluğu ve ebeveynlerde birine yakınlaģma ihtiyacı ebeveynin onu destek kaynağı olarak kabul etmesini kolaylaģtırır. Ancak ergen hala gerçek bir anlamda yetiģkin ya da ebeveynin akranı olacak kapasitede değildir. Ergenin bu sorumluluğun altına girmesi geliģim ödevlerini gerçekleģtirmesini engelleyebilir. Ergenlik çağında anne-baba-çocuk arasında ki çatıģmaların genellikle ergenin ihtiyaç duyduğu zamanda gerekli ilgiyi göremediğini düģünmelerinden kaynaklandığını son araģtırmalar ortaya koymuģtur. BoĢanmadan sonra ergenin gerekli ilgiyi gösterecek ebeveyni bulaması sıkıntı yaratabilir ve bu durum ergenin içine kapanmasına neden olabilir. Ergenlerin boģanma sonrası alkol ve sigara kullanma davranıģı sergilemesi olası sonuçlardan biridir. BoĢanmıĢ ve boģanmamıģ aile çocukları arasında yapılan araģtırmada, anne babası ayrı olmayan çocuklarda alkol ve sigara kullanımı %17.65 iken boģanmıģ aile çocuklarında % 45.88 gibi bir rakama ulaģmıģtır BoĢanma ile bir ebeveynin etkisinin zayıflaması çocuk üzerindeki aile kontrolünün zayıflamasına neden olabilir ve diğer ebeveyni sıkıntıya sokabilir. BoĢanmanın ergenlik dönemindeki kız çocuklarının seksüel davranıģlarına etki ettiğini bildiren çalıģmalar vardır. Bu dönemde kızların flörte daha erken baģlamaları, erken yaģta evlenmeleri söz konusu olabilir.

11 BoĢanmıĢ ailelerdeki ergenlerin daha düģük akademik ve biliģsel performans gösterdikleri; denetim eksikliği nedeniyle okula gitmeme ve kaçma davranıģının arttığı gözlenmiģtir Ergenler ailelerinin boģanmamak için gerekli çabayı göstermediklerini düģünmektedirler. Yapılan bir araģtırmada, araģtırmaya katılan öğrencilerin %71 i ailelerin evliliklerini kurtarmak için elinden geleni yapmadığını düģündüklerini ortaya koymuģtur. Bu dönem çocuğunun boģanmaya verdiği tepki çoğunlukla öfkedir. 2. ÇOCUKLARIN BOġANMA SÜRECĠNE UYUMU: Çocuğun boģanma olayına uyum süreci bazen, ölüm olayına uyum sürecinden daha uzundur. Bu uyum süreci çocukta 5 evrede yaģanır. 1. BoĢanmayı reddetme 2. BoĢanma durumunu oluģturan nedene karģı öfke 3. Anne ve babayı bir araya getirme çabası içinde olma 4. Depresyon ve kaygı 5. BoĢanmayı kabullenme BoĢanma, çocukların çoğu için güç bir geçiģ dönemidir. Anne ya da babadan biriyle yaģamak, hem çocuk hem de birlikte yaģadığı anne ya da baba için bir risk ortamı olarak algılanmaktadır. BoĢanmıĢ anne babanın çocuklarına aileleriyle ilgili sorular sorulduğunda, genellikle utanıp üzülmekteler; ayrı olan ebeveynin yanında kalmak istediklerinde kendilerini suçlu hissedebilmektedirler. Çocuklarda anne ve baba ayrılığının ardından ortaya çıkan ruhsal belirtiler çok çeģitlidir. Çocuklar ebeveynlerinin ayrılmasına suçluluktan(sorumluluğun kendilerinde olduğu duygusu) kızgınlığa(anne babadan birini veya her ikisini suçlama)ve yadsımaya (hiçbir Ģey olmamıģ gibi davranma)kadar değiģen çeģitli biçimlerde tepki gösterirler. Huysuzluk, hırçınlık, tedirginlik, saldırganlık ve bağımlılık en sık görülen davranıģlardır. Bu tepkiler ailedeki kopukluğun süresine, anne babanın durumu ele alıģına, söz konusu çocuk ya da çocukların cinsiyetine ve yaģına bağlı olarak değiģir. Ancak her boģanmanın ardından çocuk olumsuz yönde etkilenmeyebilir. Tek çatı altında yaģamasalar da anne ve baba sevgisinde yoksun kalmayan bir çocuğun ruh sağlığı bozulmayabilir.

12 BoĢanma baģ etme yetenekleri sınırlı olan çocukları psikolojik yönden daha fazla etkilemekte ve çocuğun sosyal uyumu daha zorlaģmaktadır. BoĢanma konusunda yapılan çalıģmalarda bazı araģtırmacılar boģanma sürecini stres- uyum teorisiyle açıklarken bazı araģtırmacılar da risk ve toparlanma teorisiyle açıklamaktadır. 1. Stres- Uyum Teorisi: Bu teoriye göre evliliğin çözülmesi, çiftler birlikte yaģarken baģlayan ve hukuksal olarak boģanma ile sonuçlanan bir süreçtir. Ebeveynlerin birbirinden ayrılma süreci, stresli ve tatsız olayları da beraberinde getirir. EĢler arasında çatıģmalar artar, eģler arasında yabancılaģma baģlar, eģler iliģkilerini yeniden gözden geçirerek karģı tarafın olumsuzluklarını ön plana çıkartmaya çalıģır. Bu stresörler çocuk ve gençler için duygusal, davranıģsal ve sağlıkla ilgili risk faktörlerini arttırır; uyum ve davranıģ problemlerine neden olur. Bu olumsuzlukların süresi ile Ģiddeti kiģinin dengeleyici ve koruyucu faktörlerine bağlıdır, kiģiden kiģiye farklılık gösterir. BoĢanma-stres-uyum teorisinde kriz ve kronik gerginlik modeli olmak üzere iki model ileri sürülmüģtür. Kriz modeli, bireylerin belirli bir sürede uyum sağladığı karmaģayı ifade eder; birey bir süre sonra uyum sağlar ve kriz çözülür; boģanma öncesi durumuna geri döner. Kronik gerginlik modelin de ise, boģanma ekonomik güçlükleri, yalnızlığı, tek baģın ebeveynlik yapma sorumluluklarını da beraberinde getirir ve bu sorunların sürekliliği bireyde gerginlik hali yaratır. Kriz modelinde birey evlilik öncesi iyilik haline geri dönebilirken, kronik gerginlik modelinde geriye dönüģ olmamaktadır. 2. Risk ve toparlanma teorisi: Bu teoriye göre boģanma tüm aile iliģkilerini ve çocuğun uyumunu etkileyen yeni aile düzenine geçiģ sürecinin ilk adımı olarak kabul edilmektedir. BoĢanma sonrası çocuğun ilk iki yılda akut kriz döneminde olduğu, ancak bu dönemden sonra normal geliģimsel süreçlerinin yeniden baģladığı ve toparlandığı görülmüģtür. Çocuğun yeniden toparlanma sürecinin baģlayabilmesi için gerekli koģullar; ebeveynlerinin çatıģmalarını sonlandırarak kendi yaģamlarını kurmaları, ekonomik güçlüklerin fazla olmaması, çocuğun her iki ebeveyni ile sürekli görüģebilmesi. BoĢanma öncesinde aile içerisindeki değiģimler daha sonra tek ebeveynli bir yaģam ve sonrasında olası bir ebeveyn evliliği çocuğun uyum sağlamasını etkilemektedir. BoĢanma ailedeki bireyler için stresli değiģimler yaģatması ve tehdit unsurlar taģımasına rağmen daha uyumlu, anlamlı iliģkiler yaratabilme, kiģisel geliģim, rahatlama ve kavgadan bir kurtuluģ yolu olarak da görülebilir. Tüm stres ve zorluklarına rağmen, uzun vadede koģulları uygun

13 olduğunda boģanmıģ aile çocuklarının çoğunluğu yeniden toparlanmakta ve boģanmaya uyum sağlayarak tam aileye sahip çocuklardan ayırt edilememektedir. Ancak boģanma sonrası çocuğun yaģantısına yeni stresörlerin eklenmesi sonucu uyum ve davranıģ sorunları yeniden ortaya çıkabilir. Çünkü boģanma, tek ebeveynli ailede yaģamak, ailenin iģlevselliğini bozarak stres yaratabilmektedir. Çocukların BoĢanmaya Uyumunu Etkileyen Etmenler: 1. Çocuğun birlikte yaģamadığı ebeveyni ile iliģkisinin kalitesi: BoĢanma sonrasında çocuğun birlikte yaģamadığı ebeveyninden aldığı sevgi ve ilginin azalması, ondan destek alamaması ve birlikte geçirdiği zamanın azalması uyum sürecini olumsuz yönde etkilemektedir. Çocuğun birlikte yaģamadığı ebeveyni ile iliģkisi ne kadar kaliteli ve sürekli ise o kadar az içe yönelimli ve problem davranıģ görülmektedir. 2. Çocuğun birlikte yaģadığı ebeveyninin psikolojik uyumu ve ebeveynlik yeteneği: BoĢanma sonrasında ailenin dağılmasını yaģayan kadınlarda çoğu zaman, depresyon, yalnızlık, red edilme, kontrol eksikliği, ümitsizlik ve öfke gibi psikolojik semptomlar görülmektedir. Ayrıca ekonomik güçlükler ve duygusal stres annelerin ebeveynlik yeteneğini azaltmakta ve bu durum çocuklara yansımaktadır. Özetle anne ne kadar depresif ve kaygılı ise çocukların sorunlarının da o kadar Ģiddetli olduğu görülmektedir. Diğer yandan da sıcak ve kabullenici ve en az bir ebeveyni ile destekleyici iliģkisi olan çocukların boģanma sonrasında uyumlarının daha iyi olduğu görülmüģtür. 3. Ebeveynler arası çatıģma: BoĢanma öncesi ve sonrası süreçte ebeveynler arasında yaģanan çatıģma çocuğun uyumunu ve iyilik halini olumsuz olarak etkilemektedir. EĢler arasındaki çatıģma sorunlu bir ev ortamı yaratmakta ve bu durum çocuklarda stres, güvensizlik, uyum sorunlarına yol açmaktadır. Bu çatıģmanın boģanma sonrasında da devam etmesi sağlıklı iliģki kurmayı engellemektedir. 4. Ekonomik güçlükler: BoĢanma sonrasında özellikle kadınların gelir düzeyi düģmektedir. Bu durum annede depresyon ve strese çocuklarda ise psikolojik problemlere yol açmaktadır. Gelir düzeyinin iyi olması çocukların davranıģ sorunları üzerinde etkisini azalttığı görülmüģtür. Annenin ekonomik güçlükle baģ etmesi için daha fazla çalıģması, çocuğa ayırdığı zamanın azalması çocuğun okul ve sosyal aktivitelerini yönlendirmede sorun yaģamasına ve disiplini korumada yetersiz kalmasına yol açmaktır. 5. Çocuğun Özellikleri: BoĢanma sonrasında çocuğun cinsiyeti, yaģı, kiģilik yapısı, baģ etme yeteneği gibi değiģkenlerin etkili olduğu belirlenmiģtir.

14 Erkeklerin kızlara oranla daha çok güçlük yaģadığı, saldırgan davranıģlar sergiledikleri ve sosyal iliģkilerinde sorunlar yaģadığı görülmüģtür. Çocuğun sahip olduğu kiģilik özellikleri ve baģ etme yeteneğinin de boģanmaya uyumda etkisi olduğu görülmüģtür. Zeki, becerikli, benlik saygısı yüksek çocuklar daha kolay uyum sağlayabilmektedirler. Çocuklar ebeveynlerinin boģanmasından utanç duyarlarsa bu sorunla baģ etmekte zorlanmaktadırlar. 3. BOġANMA SÜRECĠ VE SONRASINDA ÇOCUĞA YAPILABĠLECEK YARDIM Çocuğun Uyumunu KolaylaĢtıracak Tutum Ve DavranıĢlar Çocukların bilmesi gerekenler: Çocuk boģanma sürecinde ailelerden karıģık mesajlar alabilir. Bunu önlemek için çocuğun bilmesi gerekenleri yaģ düzeylerine göre doğru söylemek gerekir. Eğer çocuk küçükse ebeveynlerinin onu çok sevdikleri mesajını vermeleri doğru bir açıklama olacaktır. Eğer yaģ düzeyi olanları anlamlandıracak bir düzeyde ise bazı açıklamalar yapılabilir: - annesinin ve babasının ayrıldığı - ailelerinde bir takım değiģiklikler olacağı - çocukların boģanma kararında herhangi bir rol oynamadığı ve bunu değiģtiremeyecekleri, boģanmada çocuğun suçu olmadığı, bunun yetiģkinler arasındaki problemlerden kaynaklandığı vurgulanmalıdır. - Ailesinin onu daha önceden olduğu gibi seveceklerini, boģanmanın sadece anne baba arasında olduğu söylenebilir. BoĢanma kararını çocuklara söyleme: BoĢanma kararı önceden planlanmıģ bir aile toplantısında çocuklara anne ve baba tarafından birlikte açıklanmalıdır. Toplantı, ebeveynlerden biri evden ayrılmadan birkaç gün önce yapılmalıdır. Eğer, ebeveynlerden çoktan evden ayrılmıģsa toplantıya katılmak için gelmelidir. Katılmayı reddederse o olmadan da toplantı en az bir saatlik zaman ayrılarak mutlaka yapılmalıdır. Dolaysız, açık ve çocukların geliģim düzeylerine uygun ifadeler seçilerek tarafsız davranarak gerekli açıklamalarda bulunulmalıdır. Küçük çocuklara toplantıdan hemen önce, büyük çocuklara ise önceden haber vermek uygun olacaktır; ancak toplantı hakkında detaylı bilgi verilmemelidir. Sadece onlarla konuģmak istediğiniz önemli bir konu olduğunu söylemeniz yeterli olacaktır. Küçük çocuklara uzun ve ayrıntılı bir açıklama yapmaya gerek yoktur. Bu yaģ grubundaki çocuklar anne ve babalarını ayrı kiģiler olarak değil bir bütün olarak görme eğilimindedirler. Bu

15 yüzden giden ebeveyne kötü bir Ģey olmayacağına dair onunla konuģulmalıdır. Ayrıca o ebeveynin gidiģine onun neden olmadığı da söylenmelidir. Büyük çocuklarda boģanma söylenirken; hayatlarında değiģecek eksilecek Ģeyleri değil, aynı kalacak Ģeyleri vurgulamak daha doğru olur. Yine aynı okula gidecek, aynı sınıfta okuyacaksın; öğretmenin aynı kalacak vb. Artık eģleriyle birlikte yaģamasalar da O nu ilgilendiren konularda birlikte hareket edeceklerini, onlara her zaman güvenebileceğini söylemek iyi olur. Evden ayrılma ya da boģanmanın açıklanması, doğum günü, bayram, yılbaģı gibi özel günlere denk getirilmemeli, bir müddet ertelenmelidir. Çünkü, yaģanacak kötü duygular her yıl önemli günler geldiğinde büyük acılar verebilir. BoĢanma Kararının Çocuğa Söylenmesi: BoĢanma Nedenlerini Açıklarken Uygun Ġfadeler: - Aramızdaki farklılıkları ve sorunları çözemedik ve birlikte mutlu olamıyoruz. - Her Ģey bir süre farklı olacak ve buna alıģmamız zaman alacak. Kafanız karıģtığında bize soru sormaktan çekinmeyin ve kendinizi nasıl hissettiğinizi anlatın. Ġkimiz de sizi çok seviyoruz ve düģünceleriniz, duygularınız bizim için çok önemli. - Annenle evlendiğimizde birbirimizi seviyorduk ve hayatımızın sonuna dek birlikte yaģamak isteyeceğimizi düģünüyorduk. Ancak yıllar geçtikçe duygularımız, ihtiyaçlarımız, zevklerimiz farklılaģtı ve birbirimizden uzaklaģtık. AnlaĢamıyoruz. Birlikte yaģamak giderek zor bir hal aldı ve her ikimiz de çok mutsuzuz. Artık evliliğimizin yürüyemeyeceğinin farkına vardık ve boģanmaya karar verdik. Çocuk sahibi olmak evliliğimizin en güzel yanıydı, hepinizi çok seviyoruz. - Babanızla uzun süredir sorunlarımızı çözmeye çalıģıyoruz. Artık bunu yapamayacağımızı gördük ve ayrılmaya karar verdik. Oldukça zor bir karardı ve ikimiz de çok üzgünüz. Sizi incittiğimiz için de üzgünüz. Yanınızda olmaya ve her türlü ihtiyacınızı karģılamaya devam edeceğiz, ancak bu, iki ayrı evden olacak. Ġkimiz de sizi seviyoruz ve boģanmanın üstesinden gelmeniz için elimizden gelenin en iyisini yapacağız.

16 Neye Ġhtiyaç Duyarlar? (Doğumla bir yaģ) BoĢanma KarĢısında Çocuklar Neye Ġhtiyaç Duyarlar? - Mümkün olduğunca çevresel değiģimleri sınırlandırmalı. - Beslenme ve uyku zamanlarının aynı olmasına özen gösterilmeli. - Sözlü ve fiziksel anlamda olabildiğince çok yakınlık gösterilmeli. - Uzun süre bebeği sallayarak, tutarak ve Ģarkı söyleyerek zaman geçirilmeli. - Bebekler her iki ebeveynle de sık sık temas kurmalı. - Uyumlu davranmak için ebeveynin neler yapabileceğini diğer ebeveynle konuģması gerekir. - Çocuk ilk kez konuģtuğunda veya ilk kez adım attığında bunları ebeveyn diğer ebeveynle paylaģmalı. - Yeni doğan bebekler özellikle erken doğanlar, aģırı duyarlıdır. Bebeğin yanında bağırmamak ve kavga etmemek gerekir. - Bebeği diğer ebeveynin elinden alırken konuģmalarda sakin bir ses tonu kullanılmalı. Neye Ġhtiyaç Duyarlar? (Bir- Üç YaĢ) - Zaman konusunda doğru bir kavrayıģı olmadığı için ayrılıklar korkunç görünür ve ayrıldığı ebeveyni bir hafta sonra görmek ona sonsuzluk gibi gelebilir. Bu nedenle diğer ebeveynden ayrılırken bu yaģtaki çocuk öfke nöbetine girer ve ağlar. - Her iki ebeveynle temas içinde olmak, ayrılık korkularının azalmasına yarayabilir. - Sevginizden ve ihtiyaçlarını karģılayacağınızdan emin olmasını sağlayın. - Diğer ebeveyni özlemesini anladığınızı gösterin. Onu ne zaman görebileceğini veya telefonla konuģabileceğini takvimden gösterin. - Ayrılıkları kolaylaģtırmak için onu sevgiyle kucaklayın ve sevginizin hep onunla birlikte olacağını söyleyin. - Tahmin edilebilir, güvenilir sınırlar ve düzenler koyun. - Her iki evde de aynı saatte yatağa girmesini sağlayın. - Yatakta aynı masalı okumanız ve en sevdiği battaniye ve oyuncakla uyuması yararlı olabilir.

17 Neye Ġhtiyaç Duyarlar? (Üç- beģ yaģ) - Çocuklarınızla boģanma konusunu konuģun ve soru sormalarını sağlayın. - Çocuk sürekli olarak annenin/babanın geri dönüp dönmeyeceğini sorarsa sakince cevaplayın, boģandığınızı ve annenin/babanın yeni bir yerde yaģadığını söyleyin. - Diğer ebeveynin çocuğun ne zaman görebileceğini belirtin. - Çocuklar duygularını dolaylı biçimde ifade ederler. Onların uygun biçimde duygularını ifade edebilmeleri için yardıma ihtiyaçları vardır. (Ebeveynler, anne-babası boģanmıģ baģka çocuklara dair uygun hikayeler okuyarak yardımcı olabilirler.) - Çocuğunuzu üzgün gördüğünüzde, duyguları veya olanlarla ilgili düģünceleri hakkında resim çizmelerini veya boyamalarını isteyin. Duygularıyla baģ etmelerine yardımcı olmak için ellerine oyuncak bebekler ve kuklalar verin. (Oynarken izleyin ve konuģmalarına kulak verin. Böylece, boģanmaya nasıl uyum sağladıklarına dair ipucu elde edebilirsiniz.) - Çocuklarınıza duygularla ilgili yeni kelimeler öğretin. (Duyguları tanımlamak için günlük deneyimlerinizi fırsat olarak kullanın) - Küçük çocukların aile içindeki krize kendilerinin yol açmadığı ve çözümleyemeyecekleri konusunda açıklamalara ihtiyaçları vardır. Onları sevdiğinizi gösterin, fiziksel yakınlık sunun ve her tür bakımlarını üstleneceğinizden emin olmalarını sağlayın. - Ailenin yeniden bir araya gelmesiyle ilgili hayaller kuruyorlarsa, isteklerinin çok doğal olduğunu ancak mümkün olmayacağını söyleyin. - Çocuğunuzu evler arasındaki değiģime hazırlamak için, gidiģ geliģlerle ilgili oyunlar oynayın. (iki ayrı odaya sandalyeler koyarak çocuğa odalardan birinin annenin, diğerinin babanın olduğunu söyleyin. Çocukla birlikte odalar arasında gidiģ geliģ yaparken yapması ve yanına alması gerekenleri anlatın. GeliĢ gidiģlerin zevkli bir hal alması için bunu eğlenceli bir oyun haline getirin.) Neye Ġhtiyaç Duyarlar? ( Altı- sekiz yaģ) - Mantıklı düģünme becerileri henüz geliģmemiģ olduğundan, sakin ve akılcı açıklamalar yapmak anlamalarını sağlamayabilir. - Duygularını tanımlama ve sözlü olarak ifade etmede yardıma ihtiyaçları vardır.

18 Çocuklarınızla birlikte dergilere bakın. Üzgün, öfkeli, korkmuģ veya mutlu görünen yüzleri iģaret edip o kiģinin neler hissediyor olabileceğine dair yorumlar yapın. - Bu yaģtaki çocuklar ebeveynleri hoģnut etmek isterler. (Ġki tarafa da sadık kalmak istiyor olabileceklerinden, diğer ebeveyn hakkında olumsuz Ģeyler söylememeniz özellikle önemlidir.) - Erken okul çağı çocuklarının kendilerine bakılacağı ve ihtiyaçlarının karģılanacağı konusunda güvenceye ihtiyaçları vardır. (Güvende olduklarını, tüm kötülüklere karģı onları korumak için planlarınız olduğunu anlatın.) - Parasal sıkıntılarınız yüzünden harcamaları kısmanız gerekirse, çocuklarınıza yeterli yiyeceğiniz ve yaģamak için güvenilir bir yeriniz olacağını açıklayın. - Bu yaģtaki çocuklar fiziksel yakınlığa ihtiyaç duyarlar. (YaĢıtları yokken sarılıp kucaklayın. Neye Ġhtiyaç Duyarlar? (Dokuz oniki yaģ ) - KarĢılıklı ziyaretlerle ilgili takvim belirlenirken ya da değiģiklikler yapılırken dönemdeki çocukların da görüģleri alınmalı ancak son kararı ebeveynler vermelidir. - Bu dönemdeki çocukların duygularını açığa vuracakları uygun yollara ve ebeveynlerinin teģvikine gereksinimleri vardır. - Aile toplantıları yapmak her iki ebeveynle birebir konuģmak önemlidir. - ġiir yazma, resim yapma, günlük tutma, ebeveynlere mektup yazıp gönderme, çöpe atma ya da saklama duygularını ifade etmelerine yardımcı olabilir. - Çok fazla detay vermeden boģanmanızla ilgili çocuklarınıza dürüst davranmalısınız. - Taraf tutmalarını asla istemeyiniz. - Duygusal destek için onlara dayanmamalısınız. - YaĢıtlarıyla vakit geçirmelerini teģvik edin. ArkadaĢlarının her iki eve de ziyarete gelmesini destekleyebilirsiniz. - Onbir ve üstündeki yaģlardaki çocuklar için anne-babalarının karģı cinsten birine ilgi gösterdiklerini gözlemek, onları duygusal bir iliģki içinde görmek güç bir durumdur. Çünkü kendi cinselliklerini fark etmeye baģlamıģlardır. Bu yüzden çocuklarınızın önünde ilgi duyduğunuz kiģiye fiziksel yakınlık göstermeden önce, o kiģiyi tanımaları ve alıģmaları için zaman tanıyın. - Ev iģi ve sorumluluklardan kaçarak diğer ebeveyne sığınmasına izin vermeden açık, makul, sabit sınırlar koymaya devam etmelisiniz.

19 BoĢanmanın Çocuk Üzerindeki Etkileri Nasıl Azaltılabilir: BoĢanma istenilmeyen ve zor bir durumdur. Hiçbir zaman çocuğun yaģamını olumsuz biçimde etkileyerek onu hayal kırıklığına uğratmamalıdır. Çocukların böylesine üzücü olaylardan etkilenmemeleri ya da en az düzeyde tutulabilmesi için, anne ve babalarının hatalı davranıģlardan kaçınmaları ve bazı sorumlulukları yerine getirmeleri gerekmektedir. - BoĢanmadan sonra iliģkilerini uygar bir biçimde sürdürerek çocuğa her zaman sevildiği ve istenildiği duygusu hissettirilmelidir. - BoĢanmanın anlamı çocuğa açık ve kesin dille anlatılmalı, birleģme ve barıģma umudu verilmemelidir. - Anne ve babalar çocuğa boģanmanın bir süre onu mutsuz edeceğinin bildiklerini söyleyerek boģanmada onun bir suçu olmadığını belirtmelidirler. - BoĢanma olayından sonra anne ya da babadan biri diğerinden öç almak için çocuğu araç olarak kullanmamalıdır. - Anne babalar çocuğu karģı tarafa göndermekle tehdit etmemelidir. Çok zararlı olan bu tutum sonucunda çocuk kendini yalnız hissederek kendisine ve çevresine güvenini kaybedebilir. - Çocuk da kendine göre bir ayrılık yaģayacaktır; evinin ve okulunun değiģmeyeceği bir düzen sağlamaya çalıģmak, onun hayatını kolaylaģtırmak demektir. - BoĢanmıĢ ebeveynlerin çocuğuna bundan sonra benim hayat arkadaģım, tüm varlığım sensin gibi yüklemeler yapmamalıdır ve çocuğa taģıyabileceğinden daha fazla sorumluluk yüklememelidir. - Anne babalar çocuğa acıma duygusuyla ya da Ģımartacak biçimde yaklaģmamalıdırlar. Çocuklar bu durumu isteklerini gerçekleģtirmek için koz olarak kullanabilir. - Anne babalar çocuklarına haber taģıma aracı olarak görmemeli; birbirlerine iletecekleri mesajlar için asla çocuğu kullanmamalıdırlar. - Anne babalar, boģanmadan dolayı mutlu olsalar bile çocuklarının yitirme duygusu yaģadıklarını unutmayıp, üzüntülü ve kederli günlerinde onlara yardımcı olmalıdırlar. - Anne babalar için yerine getirilmesi çok zor olan sorumluluklardan birisi de çocuklarla olgun, paylaģımcı, iyi bir iliģki sürdürebilmeleridir. Çocuklarını ilgili bir biçimde dinlemelidirler.

20 4. OKUL PSĠKOLOJĠK DANIġMANLARININ BOġANMIġ AiLE ÇOCUKLARINA YÖNELĠK YAPABĠLECEĞĠ ÇALIġMALAR VE ÖRNEK GRUP REHBERLĠĞĠ ÇALIġMASI BoĢanma, ailenin yaģam döngüsü içinde geliģen, aile üyelerinin rollerinde değiģime yol açan ve psikolojik dengesini bozan bir kriz durumudur. Bu nedenle, çocuklar için stresli, kafa karıģtırıcı, baģ etmesi zor ve karmaģık bir süreçtir. Çocukların boģanmayla ilgili olumsuz duygularını, yanlıģ anlamalarını en aza indirgemek ve boģanma sonrasında yaģanan sorunlarla baģ etmelerine yardımcı olmak için profesyonel yardıma ihtiyaçları olabilir. Çocuklara doğrudan ulaģabilmeleri, aile içi dinamikleri ve çocuğun etkilenme biçimini bilmeleri nedeniyle okul psikolojik danıģmanları önemli bir konuma sahiptirler. Herhangi bir travmatik yaģantıdan sonra çocuğun kendini en güvende hissettiği yerlerden birisi de okullardır. Özellikle de boģanma gibi aile desteğinin azaldığı, aile üyelerinin zor bir süreçten geçtiği dönemde. Psikolojik danıģmanlığın önleyici ve koruyucu iģlevi gereği boģanmıģ aile çocuklarını erken fark etmek ve önleyici çalıģmalar yapmak önemlidir. BoĢanma sürecini ve sonrasını olumsuz yaģantılarla yoğun olarak geçiren çocuklarda davranıģ ve uyum problemlerinin daha yoğun yaģandığını söyleyebiliriz. DavranıĢ bozuklukları, antisosyal davranıģlar, durumsal düģük benlik saygısı, akademik baģarıda düģüģ, aile iletiģiminde ve arkadaģ iliģkilerinde sorunlar, bireysel baģ etme becerilerinde yetersizlik gibi sorunlardan dolayı okul çağı çocukları yardıma ve desteğe ihtiyaç duyarlar. Okuldan ve okul psikolojik danıģmanından alacağı destek, boģanmanın çocuklar üzerindeki etkisini azaltabilir. Çocukla yapılacak çalıģma: Pek çok araģtırmacı boģanmıģ aile çocukları için danıģma hizmeti sunarken çocuğun geliģimsel düzeyinin göz önüne alınması gerektiğini ortaya koymuģtur. Özellikle 9-12 yaģındaki çocuklara grupla psikolojik danıģmanın, bireysel ve oyun terapilerinin ise 6-8 yaģındaki çocuklara uygun olduğu sonucuna varmıģlardır. Ayrıca boģanmayı takip eden 2 yıl içinde destek ve yardım almanın en iyi sonuçları ortaya koyduğu belirlenmiģtir. Okul psikolojik danıģmanı çocukla yapacağı çalıģmalarda bireysel danıģma ve grupla psikolojik danıģma tekniklerini kullanabilir. Çocuklarla yapılacak psikolojik danıģmada genelde 3 ana konuya yoğunlaģılır:

21 Çocukların boģanmaya tepkisi BoĢanmayla baģ etmelerinde yardımcı olma. ĠletiĢim sorunları Belirlenen ana konularla ilgili psikolojik danıģma sürecinin amaçları Ģunlar olabilir: Çocuğun boģanmayla ilgili duygularını ifade edebilmesi BoĢanma yaģantısının oluģturduğu olumlu olumsuz değiģimleri sıralayabilmesi ve değiģimle ilgili duygularını açıklayabilmesi Farklı aile tipleri olduğunu kavraması YaĢamında çözümleyebileceği ve çözümleyemeyeceği sorunlarla baģ etme yollarını kavraması BoĢanmayla ilgili baģ etmede kullandığı yöntemleri fark etmesi Sorun çözme kavramını tanımlaması ve sorun çözme basamaklarını sıralaması Çocuğun sosyal iliģkilerini geliģtirecek ortamlara katılmasının sağlanması Kullandığı olumlu iletiģim becerilerini fark etmesi ve iletiģim kurallarını öğrenmesi Etkinlik grupları ve beceri eğitimi unsurlarını içeren grupla psikolojik danıģma ise araģtırmacılarca önerilmektedir. Grupla psikolojik danıģma programında okul psikolojik danıģmanları Ģunları almalıdır: Çocukların boģanma olayı ile yüzleģerek yalnız olmadıklarını anlamaları. BoĢanmaya kendilerinin neden olduğu fikrinden vazgeçmeleri Etkili iletiģim ve atılganlık becerileri kazanmaları. Sorun çözme becerileri kazanmaları Öfkelerini kontrol edebilme becerisi kazanmaları Öğretmenlerle çalıģma: Okul psikolojik danıģmanı boģanmanın çocuk üzerindeki etkileri konusunda öğretmenlere bilgi verme hizmeti sunarak yardım edebilir. Çocuğun davranıģları, okul baģarısı ve uyumu konusunda öğretmenlerle iģbirliği yaparak alınacak önlem ve çalıģmaları belirleyebilir. Öğretmenlere, boģanmanın sonucunda çocuğun yaģadığı değiģimin anlamı konusunda duyarlılık kazandırarak yardımcı olmaya çalıģır.

22 Aileyle çalıģma: Okul psikolojik danıģmanı aileye boģanma sonrasında çocukların boģanmaya uyumu için yollar önermelidir. Kaynak kitaplarla destekleyebilir. Çocuğun bu süreçteki ihtiyaçlarını aileyle paylaģmalıdır. Gerekirse aileyi bir terapiste yönlendirmelidir. 5. GRUPLA PSĠKOLOJĠK DANIġMA - BOġANMANIN OLUMSUZ ETKĠLERĠ ĠLE BAġ EDEBĠLME Grubun Amacı: 1. Öğrencilerin boģanma hakkında kendi duygularını ve diğer aile bireylerinin duygularını anlamalarına yardımcı olmak 2. Yalnız olmadıklarını fark etmelerine yardımcı olmak ve grup desteği almalarını sağlamak 3. Benzer durumda olan çocukların düģünceleri bağlamında, farklı düģüncelere iģaret etmek 4. Öğrencilerin üzülmelerine neden olan durumları yeniden ele alarak daha iyi bütünleģtirmelerine yardımcı olmak 5. Olumlu ve olumsuz duygu ve düģüncelerini paylaģmalarına destek olmak 6. BaĢ etmede güçlendirmek Gruba Üye Seçimi: Her çocuk boģanma durumu ile baģ etme konusunda farklılıklar gösterebilir. Farklı düzeyde de olsa, genellikle anne baba boģanması konusunda, aģağıda belirtilen hususlara uyan çocukların gruba katılımı açısından öncelik verilmesi daha uygundur. 1. Regresyon ( geliģimsel açıdan önceki dönemlere dönüģ) belirtileri olanlar; mızmızlanmak, sızlanmak, ilgi çekmek, surat asmak 2. Ġçe kapanma, kendisini aileden arkadaģlardan uzak tutma 3. Depresif belirtiler 4. Saldırgan ve düģmanca davranıģlar 5. Okula ilgisinde ve akademik baģarısında düģüģ gösterenler

23 Belirtilen seçim kriterlerine ek olarak farklı zamanlarda boģanmıģ olanların gruba alınmaları faydalı olacaktır. Farklı zaman dilimlerinde bu yaģantıyı yaģamıģ veya yaģamakta olan çocukların olayı algılayıģ biçimleri farklılık yaratacak ve bu durum etkileģimi hızlandıracaktır. Öğrencilerin gruba katılımı için çocuğun ebeveynlerine grup çalıģması hakkında bilgi verilmesi ve çocuğun katılımı için izin alınması önerilir. OTURUMLAR 1.OTURUM Amaç: Çocukların grupta gerçekleģtirmeyi planladıkları hedefleri belirlemelerini ve boģanmanın ne olduğu hakkında bilgi edinmelerini sağlamak. Süreç: Ġlk oturumda grup lideri kendini tanıtır, genel olarak çalıģmanın amacı bu oturumun amacını açıklar. Çocukların hızlı bir Ģekilde birbirleri hakkında bilgi edinmelerini ve kaynaģmalarını sağlamak amacıyla sıraya girme oyununu grup lideri baģlatır. Sıraya girme oyunu - Çocukların önce doğum tarihlerine göre küçükten büyüğe doğru sıraya girmeleri istenir. Öğrenciler sırayı bozmadan otururlar ve öğrencilerin birbirlerinin ismini öğrenmeleri amacıyla tanıģma oyununu baģlatır: TanıĢma Oyunu - Grup lideri kendi ismini söyler ve yanındaki öğrenci grup liderinin ismini ve kendi ismini söyler. Sıradaki öğrenciler ilk sıradan baģlayarak kendi isimlerini söylerler.. TanıĢma oyunundan sonra öğrencilerin bu gruptan neyi öğrenmek istediklerini, amaçlarını ve beklentilerini belirlemeleri istenir. Her öğrenciye söz alması sağlanır; grup lideri öğrencileri konuģmaları için destekler ve katkıda bulunur Grup kuralları: Grup lideri aģağıdakilere benzer açıklamalar yapılabilir. Sizinle yapacağımız çalıģmalar normal dersler gibi olmayacaktır. ÇalıĢmamızı rahat ve düzenli bir Ģekilde sürdürebilmeniz için bazı kurallara uymanız gerekecek. Bu çalıģmalar belli saatler içinde sürdürülecek. ÇalıĢmaya zamanında baģlayıp zamanında bitirme çalıģacağız.

24 Grubun diğer kuralları Ģunlardır. - Hepimiz rahatça görüģ ve duygularımızı söyleyebiliriz. Herkesin çalıģmalara katılmasını arzu ediyorum ancak kimseyi konuģması için zorlayamam. - ÇalıĢmalar sırasında hepimiz birbirimizi dinlemeliyiz, aynı görüģte olmasak bile eleģtirmek ve alay etmek uygun olmaz. - Grup içinde konuģulan kiģi ile ilgili özel bilgiler, duygular grup içinde kalır. BaĢkalarına anlatılmaz. Çocuklara daha sonra kendilerine eklemek istedikleri kurallar olup olmadığı sorulur, varsa bu kurallar tartıģılır, hemfikir olunduğu takdirde kabul edilebilir. Grup kurallarından sonra öğrencilerin bu gruptan neyi öğrenmek istediklerini, amaçlarını ve beklentilerini belirlemeleri istenir. Her öğrencinin söz alması sağlanır, grup lideri öğrencileri konuģmaları için destekler ve katkıda bulunur. ĠKĠNCĠ OTURUM: Amaç: Anne babaları farklı evlerde yaģasalar bile onların hala anne babaları olduklarını vurgulamaktır. Süreç: Grup lideri, çocuklardan aileyi tanımlamalarını ister. Çocuklar aileyi : anne baba ve çocuklardan oluģan aynı evde yaģayan insanlar birbirlerine karģı sorumlulukları olan toplumun en küçük birimi gibi tanımlarla anlatabilirler. BoĢanma durumunda anne baba ve çocukların aynı evde yaģayamayacağı vurgulanır. Ancak böyle olsa dahi anneleri onların anneleri, babaları onların babaları olmaya devam eder. Bazen iki

25 iyi insan birbiriyle anlaģamayabilir; ama yine de onlar sizin için iyi anne babalar olarak devam eder vurgusu yapılır. Bu açıklamalardan sonra öğrencilere renkli kalemler verilir ve çocuğun aile üyelerinin yaģadığı evleri çizmeleri istenir. Her çocuğun resmi gruba göstermesi ve açıklama yapmasına izin verilir. Lider sorularıyla sürece yön verir. BoĢanma öncesinde ve sonrasındaki aile ortamlarını karģılaģtırmalarını ve bu değiģikliğin yarattığı duygu ve düģünceleri paylaģmalarını sağlamak amacıyla aile albümlerinden getirdikleri iki adet fotoğraf isteyen grup üyeleri tarafından paylaģılır. Fotoğrafta kimlerin olduğu, nerede çekildiği, toplanma amaçları anlatılır. Ġki fotoğraf arasındaki farklılıkları görmeleri istenir: kimlerin eksik olduğu, fotoğraftaki kiģilerin ne hissettikleri. Son olarak bu iki fotoğrafta ve bununla beraber aile yaģamlarındaki yaģadıkları değiģimin onlarda nasıl bir duygusal etkisi olduğunu paylaģmaları istenir. PaylaĢımlardan dolayı grup üyelerine teģekkür edilerek, üzerinde durulan konular, duygu ve düģünceler özetlenerek oturuma son verilir. ÜÇÜNCÜ OTURUM: Amaç: Bu oturumun amacı çocukların boģanma süreciyle ilgili anlayıģ kazanmaları ve herkesin böyle bir deneyimi yaģayabileceği anlamalarını sağlamak. Süreç: BoĢamanın aģamalarını gösteren bir poster hazırlanır ve çocuklara gösterilir. Çocukların posteri incelemeleri ve hangi aģamada olduklarını fark etmeleri için zaman verilir. Herkesin aynı süreçlerden aynı anda geçemeyebileceği ve bunun normal olduğu hatırlatılır. Çocuklara hangi aģamada olduklarını belirleyebilmeleri için zaman tanınır ve isteyen çocuklar grupla paylaģır. BoĢanmanın üzerinden geçen süreye göre farklılık göstermesi beklenir. BoĢanma öncesi, boģanma süreci ve sonrasında ailelerde bazı sorunlar yaģanabilir. Çocuklara yaģadıkları bu sorunlar ve bu sorunlarla ilgili nasıl bir yardıma ihtiyaç duyduklarını anlatan bir mektup yazmaları istenir. Mektubun sonunda rumuz kullanılır, isim yazmazlar. Mektuplar toplandıktan sonra liderin içinden rastgele seçtiği bir mektup okunur. Ve yazanın duygu ve düģünceleri doğrultusunda nasıl bir yardım alabileceği tartıģılır.

26 BoĢanma sürecinde sorunlar olabileceği gibi bazı ailelerin bu sorunların üstesinden gelebildiği vurgulanır. Çocuklara ev ödevi olarak boģanmayla ilgili yaģadıkları ve baģarılı bir Ģekilde çözdükleri bir sorunu düģünmeleri istenir. DÖRDÜNCÜ OTURUM: Amaç: Bu oturumun amacı hayatın bazı yönlerinin kontrollerinde olduğunu göstermek Çocuklara bir önceki oturumda ev ödevi olarak verilen ailelerinin yaģadıkları ve baģarılı bir Ģekilde çözdükleri bir problemi gruba istekli öğrencilerden anlatmaları istenir. Daha sonra boģanmayla ilgili baģ etmek zorunda kaldıkları bir sorun belirlemeleri istenir ve her sorunun çözülebilir olduğu vurgulanır. Öğrencilere aģağıdaki durum okunarak tartıģma baģlatılır: ġengül son zamanlarda arkadaģları tarafından hep reddediliyor. En yakın olduğu arkadaģı da O nu bırakmak üzere. ġengül okul ödevlerini yapmıyor ve sürekli arkadaģlarını kırıcı konuģuyor. Her zamankinden daha hırçın davranıyor. ġengül ün neler yaptığını ve bu yaptıklarının sorunu çözüp çözemeyeceği üzerine konuģulur. Öğrenciler 3-4 kiģilik gruplara ayrılır. Bu gruplardan ġengül ün sorununa sağlıklı bir çözüm bularak yazmaları istenir. Yazılanları grupla paylaģmaları için zaman verilir ve grup lideri tarafından tahtaya yazılır. Öğrencilere Ģu ana kadar yaģadıkları sorunlara nasıl çözümler bulduklarını, buldukları çözümlerin sorunları azaltıp azaltmadığı sorulur. Eğer bulduğunuz çözümler sorunlarınızı azaltmıyorsa buna engel olan Ģey ne? Grup lideri problemleri çözmede kendilerinin seçme Ģansı olduğunu vurgular ve sağlıksız yöntemlerin daha çok problemlere yol açacağını fark etmelerini sağlar.

27 BEġĠNCĠ OTURUM: Amaç: Olumsuz duyguları fark etme ve boģanmanın yarattığı olumsuz duygularla baģ edebilme. Süreç: Duyguların çok doğal, bireye has olduğu vurgulanarak oturuma baģlanır. Duyguları Fark Etme: Duyguların doğal olduğunu ve duygularımızı içimizde tutarsak çok önemli bir parçamızı paylaģmamıģ olduğumuzu vurgulayın. Kızgınlık, kırgınlık ve yalnızlık gibi olumsuz duygularımızı anlatmak da; arkadaģlık, aģk ve mutluluğu paylaģmak kadar önemlidir. Eğer olumsuz duygularımızı içimize atarsak ve biriktirirsek, iliģkilerimizde gücenik ve içimize kapanık bir Ģekilde davranmamıza neden olur. Olumsuz duygularla baģa çıkmanın bir yolunun da bu duygularımızın yoğunluğu az iken bunları dürüstçe ifade etmek olduğunu açıklayın. Ġnsanlarla iletiģimimiz olumsuz duygularımızla baģa çıkabildiğimiz oranda artar. Önemli olan duyguları uygun anlatım yoluyla ifade edebilmektir. Öğrencilere duyguları ifade etmenin bir yolunun da hissettim/ çünkü. formülünü kullanmak olduğunu açıklayın. Örneğin mutlu hissediyorum, çünkü evdeki durumunuzla daha iyi baģa çıkmanıza yardım edebildiğim için diyerek model olun ve daha sonra bu formülüm alıģtırmasını çocuklarla yapın. Tahtaya ABC sütunlarını çizin. BoĢanmayla ilgili yaģanabilecek olumsuz bir olayı- durumu A sütununa yazın. C sütununa bu olay sonunda ortaya çıkan davranıģları ve yaģanılan duyguyu yazın. B sütununa olumsuz davranıģın ortaya çıkmasına yol açan akılcı olmayan inançları yazın. Öğrencilere eğer akılcı olmayan duyguların yerine gerçekçi ve akılcı duyguları koyabilirsek davranıģlarımızın da olumlu ve sorun çözücü olacağı vurgulanır.