Şanlıurfa da majör depresyon tanısı konulan kişilerin depresyonlarını ifade biçimleri



Benzer belgeler
BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Samsun da altı yıllık bir psikiyatri muayenehane çalışmasının değerlendirilmesi. Evaluation of psychiatric office studies for six years in Samsun

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

Çekirdek belirtileri açýsýndan duygulaným alanýnda. Birinci Basamakta Depresyon: Tanýma, Ele Alma, Yönlendirme. Özet

Şizofreni ve Bipolar Duygudurum Bozukluğu Olan Hastalara Bakım Verenin Yükünün Karşılaştırılması

Travmatik Toplumlarda Depresyon: Güneydoğu Örneklemi. Doç. Dr. Mehmet Yumru Özel Terapi Tıp Merkezi AKEV Üniversitesi

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

Psiko-Onkoloji Onkoloji Hastalarına Psikolojik Yaklaşım

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125: Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

Psikiyatri dışı uzman hekimlerin ruhsal bozukluklar konusunda bilgi ve tutumları

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Prof.Dr. Hatice ÖZYILDIZ GÜZ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikiyatri ABD

Yaşlılarda İntihar Davranışı ve Müdahele İlkeleri. Prof. Dr. Çınar Yenilmez Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 6 RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJ TANITIM REHBERİ

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

3. Zihinden atamadığınız tekrarlayan, hoşa gitmeyen düşünceler. 7. Herhangi bir kimsenin düşüncelerinizi kontrol edebileceği fikri

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

DEPRESYON HAKKINDA BİLMEK İSTEDİKLERİNİZ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

UZMAN KLİNİK PSİKOLOG KAHRAMAN GÜLER DEPRESYON

PSİKİYATRİDE KÜLTÜREL FORMÜLASYON. Prof. Dr. Can Cimilli DEÜTF Psikiyatri AD

Melek ŞAHİNOĞLU, Ümmühan AKTÜRK, Lezan KESKİN. SUNAN: Melek ŞAHİNOĞLU. Malatya Devlet Hastanesi Uzman Diyabet Eğitim Hemşiresi

İNTİHAR DAVRANIŞI ÖNCESİ VE SONRASI ÖLÇME / DEĞERLENDİRME ÇG.

Major Depresyon Tanýsý Alan Hastalarda Somatik Belirtilerin Yoðunluðunun Ýntihar Düþüncesi, Davranýþý ve Niyetine Etkisi

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

KRONİK SOLUNUM HASTALIKLARINDA PSİKOSOYAL DEĞERLENDİRME VE TEDAVİ

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ

EGZERSiziN DEPRESYON TEDAVisiNDEKi YERi VE ETKiLERi


Depresyon Belirtileri

Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017

Dr. Fatih Volkan Yüksel. Kurucu. Psikiyatrist. 1 / 47

Adana İl Merkezi Acil Servis Hekimlerinin Sağlık Profillerinin Belirlenmesi

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

DEPRESYON. Belirtiler

DSM-IV E DAYALI ERİŞKİN DEB/DEHB TANI VE DEĞERLENDİRME ENVANTERİ (Turgay, Kas m 1995)

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU. Temel Yakınmalar. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi

İntihar Girişimlerinde İlk Yardım: Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler. Danışman: Halise DEVRİMCİ ÖZGÜVEN

TÜRKİYE'DE RUH SAĞLIĞI HİZMETLERİNİN BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK HİZMETLERİNE ENTEGRASYONU: BİRİNCİ BASAMAKTA RUH SAĞLIĞI EĞİTİM PROGRAMİ

Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Güz Dönemi

HEMODĠYALĠZ HASTALARININ UMUTSUZLUK DÜZEYLERĠ

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

AĞRIİLE HUZUR EVİ OLUR MU? DR. FİLİZ ŞÜKRÜ DURUSOY

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

Özgün Problem Çözme Becerileri

Psikiyatri Araştırma Hastanesi Poliklinik Uygulamalarında Tıp Fakültesi Öğrencisinin Bulunması Hakkında Hastaların Tutumları

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

ACİL OLARAK PSİKİYATRİ KLİNİĞİNE YATIRILAN HASTALARDA MADDE KULLANIMI TARAMASI

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

ÇOCUK VE ERGEN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

Yatan Hasta Memnuniyeti. Patient Satisfaction in Clinic Deparments

BURDUR İLİNDE SPORA KATILIMIN SOSYO EKONOMİK BOYUTUNUN ARAŞTIRILMASI

HARRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ Dersin Adı Kodu Yarıyıl T+U Kredi AKTS Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği

SINAV KAYGISI AŞIKPAŞA ORTAOKULU.

DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar

GÖÇMEN/MÜLTECİLERLE ÇALIŞMAK

MESLEKTE TÜKENMİŞLİK SENDROMU

14 Aralık 2012, Antalya

ÇOCUK VE GENÇLERDE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI

POSTER BİLDİRİ PROGRAM AKIŞI

RUH SAĞLIĞI ALANINDA ÇALIŞAN MESLEKLER

Erişkin Acil Servisinde Psikiyatri Dışı Hekimlerce Konulan Psikiyatrik Ön Tanıların Değerlendirilmesi

Psikiyatri Acil Servise Başvuran Perinatal Dönemdeki Hastaların Sosyodemografik ve Klinik Özellikleri

DİABETLİ HASTALARDA CİNSEL SAĞLIK

Orta yaş kadınların çoğu için psikososyal ve fiziksel semptomlarla ilişkili olarak reprodüktif dönemin sonu ve menopozun başlangıcını gösterir

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

ÇOCUK PSİKİYATRİSİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİNE GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

Transkript:

Yanık ve ark. 69 Şanlıurfa da majör depresyon tanısı konulan kişilerin depresyonlarını ifade biçimleri Medaim YANIK, 1 Zeynep ŞİMŞEK, 2 Abdurrahman ALTINDAĞ, 1 Mahmut KATI, 1 Özlem KOCABAŞ, 3 Melike NEBİOĞLU, 4 Mehmet ASOĞLU 4 ÖZET Amaç: Majör depresyon tanısı konulan kişilerin başvuru şikayetleri saptanarak, depresyonlarını ifade etme biçimlerinin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Psikiyatri polikliniğine başvuran ve klinik olarak majör depresyon tanısı konulan ardışık 100 kişinin dosyaları taranarak başvuru şikayetleri saptandı. Bulgular: Çalışmamızda yetmiş dört farklı ifade sayısı saptandı. İfadelerin 31 i duygusal, 30 u bedensel, 13 ü de bilişsel alan ile ilgilidir. En sık yakınmalar duygusal alanla ilgilidir (%96). İkinci sıklıkta bedensel ifadeler (%87), en az sıklıkta bilişsel alanla ilgili ifadeler (%44) yer almaktadır. En sık belirtilen duygusal ifadeler sırasıyla sıkıntı (%55), sinirlilik (%38), isteksizliktir (%25). Belirtilen 30 bedensel ifadeden en sık üç ifade sırasıyla uykusuzluk (%52), başağrısı (%21), halsizliktir (%21). Hastaların belirttiği 13 bilişsel ifadeden en sık üç tanesi ise, işlerin gözünde büyümesi (%15), intihar düşüncesi (%13), her şeyi kafaya takma (%11) biçimindedir. Duygusal, bedensel ve bilişsel ifadelerin bildirilme sıklığı cinsiyete, yaş gruplarına, çalışma durumuna ve öğrenim durumuna göre anlamlı farklılık göstermemektedir (p>0.05). Bilişsel ifadeler bekar olanlarda evli olanlara göre anlamlı olarak fazla bulunurken (p<0.05), duygusal ve bedensel ifadelerinin bildirilme sıklığı medeni duruma göre farklılık göstermemiştir (p>0.05). Sonuç: Depresyonu olan kişiler en sık olarak sıkıntı ifadesini kullanarak duygusal alanla ilgili yakınma bildirmektedirler. Sıkıntı, uykusuzluk ve sinirlilik şikayetleri bildiren kişilerin depresyon açısından sorgulanması gereklidir. (Anadolu Psikiyatri Dergisi 2004; 5:69-75) Anahtar sözcükler: Depresyon, kültür, sıkıntı ifadeleri, Expression of depression in major depressive disorder patients in Şanlıurfa ABSTRACT Objective: The expression of depression was investigated by determining the application complaints of patients who were diagnosed as major depressive disorder. Methods: The charts of 100 consecutive patients who were diagnosed as major depressive disorder in the psychiatric outpatient clinic were reviewed in order to determine the application complaints. Results: Seventy-four types of expressions were determined. Thirty-one of the expressions were related 1 Yrd.Doç.Dr., Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı, ŞANLIURFA 2 Yrd.Doç.Dr., Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Ş ANLIURFA 3 Psikolog, Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı, ŞANLIURFA 4 Araş.Gör.Dr., Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD, Şanlıurfa Yazışma Adresi: Dr. Medaim YANIK, Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı, 63200 ŞANLIURFA E-posta: medaim@hotmail.com

70 Şanlıurfa da majör depresyon tanısı konulan kişilerin depresyonlarını ifade biçimleri with the emotional domain, while 30 were related with the somatic domain and 13 were related with the cognitive domain. Emotional complaints were present in %96 of the patients, while somatic complaints were present in %87 and cognitive complaints were present in %44. The most common emotional complaints were distress (%55), nervousness (%38) and anhedonia (%25) respectively. The most common somatic complaints were insomnia (%52), headache (%21) and fatigue (%21). The most common cognitive complaints were feeling overloaded (%15), suicidal thoughts (%13) and worrying about everything (%11). The reporting of emotional, somatic and cognitive expressions was not related with sex, age, employment status and educational status (p>0.05). There were significantly more cognitive complaints in single patients when compared with the married patients (p<0.05), while emotional and somatic complaints did not differ between the two groups (p>0.05). Conclusion: The most common complaint in depressive patients was distress which belongs to the emotional domain. People who report distress, insomnia and nervousness as a complaint should be evaluated for depression. (Anatolian Journal of Psychiatry 2004; 5:69-75) Key words: Depression, culture, idioms of distress GİRİŞ Depresyonun biyolojik gerçekliği günümüzde artık tartışılmamaktadır. Bununla birlikte sosyal ve kültürel etkenlerin hem etiyolojide, hem de belirti örüntüsünün ve çare arama davranışının biçimlenmesinde rol oynadığı kabul edilmektedir. 1 Depresyonda kültürler arasında gözlenen en önemli farklılığın rahatsızlığın dışavurumu ve dile getirilmesinde olduğu bildirilmektedir. 2 "Depression" teriminin başlıca batı dillerinde halkın günlük dilinde aşağı yukarı eşanlamlı olarak kullanılan bir sözcükten türetilmiş olması, bu kültürlerdeki depresyon hastalarının sağlık çalışanlarıyla anlaşmasını çok kolaylaştırmaktadır. Oysa, dünya dillerinin birçoğunda depresyon sözcüğü yoktur. 3 Bu dilleri konuşan ülkelerdeki ruh sağlığı profesyonellerinin öncelikli görevlerinden biri de depresyon kavramının halk dilindeki eşdeğerlerini tanımlamaktır. Geleneksel toplumlarda sıkıntıların beden diliyle ifade edilmesine yatkınlık olması, batı kültüründe ise depresyonun duygusal ve fiziksel unsurlarının ikiye ayrılıp ilkine öncelik verilmesi tipik özelliklerdir. 4 Nitekim DSM-IV majör depresyonun ana belirtilerini çökkünlük, ilgi kaybı ve zevk alamama olarak tanımlamaktadır. 5 Türkiye nin modern ile geleneksel toplum arasında bir yerde olduğu, doğu ile batı arasında geçiş özellikleri taşıdığı, hem batı toplumlarının hem de doğu toplumlarının özelliklerini içerdiği, kentten kıra, batıdan doğuya gidildiğinde pre-modern özelliklerin yaygınlaştığı düşünülmektedir. 1 Türkiye nin doğu kesimlerinde aile ve aşiret ilişkileri birey aleyhine ön plandadır. Psikolojik sorunlar sözel ifade aşamasına ulaşmamakta, büyük ölçüde somatize edilmektedir. 6 Pre-modern toplum kesimlerinde yaşayanlar üzerinde yapılan çalışmalar somatoform bozuklukların yaygın olduğunu göstermektedir. 7 Şanlıurfa kenti Türkiye nin güneydoğusunda olup Türkiye nin batısına göre daha fazla geleneksel toplum özelliklerine sahiptir ve kültürel psikiyatri çalışmalarına uygun özellikler taşımaktadır. Şanlıurfa da psikiyatrik görüşmeler sırasında depresyonu olan kişilerin kendiliğinden ifade ettikleri yakınmalarla, klinisyen tarafından sorgulanarak alınan yakınmalar arasında farklılık olduğu dikkatimizi çekti. DSM-IV majör depresyon ölçütleri sorgulandığında, tanı ölçütleri ile ilgili belirtilerin olduğunu, fakat başvuran kişilerin öncelikli ifadelerinin zevk almama ve/veya ilgi, istek kaybı olmadığını gözlemledik. Bu çalışmada, gözlemlerimizi temel alarak klinik olarak depresyon tanısı konulan kişilerin Yakınmalarınız nelerdir? sorusuna verdikleri yanıtları belirleyerek depresyonu ifade etme biçimlerini ve bu ifadelerin sıklığını saptamayı amaçladık. YÖNTEM Bu çalışma Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniği ne başvuran hastalar üzerinde yapılmış tanımlayıcı tipte bir araştırmadır. Polikliniğin işleyişinde, her bir hasta için Yakınmalarınız nelerdir? sorusu sorularak kişinin verdiği yanıtlar ile kişinin yakınmalarından sonra klinisyenin sorarak öğrendiği yakınmalar ayrı ayrı kaydedilmektedir. Bu nedenle çalışmada geriye yönelik dosya taraması yöntemi kullanılmış ve dosya kayıtlarından başvuranların kendilerini ifade eden sözcük ya da cümleleri saptamak mümkün olmuştur. Klinik olarak majör depresyon tanısı konulan ardışık 100 dosya taranmış ve hastaların kendi ifadeleri olan yakın- Anatolian Journal of Psychiatry 2004; 5:69-75

Yanık ve ark. 71 yakınmaları belirlenmiştir. Hekim tarafından sorulan sorulardan sonra ifade edilen yakınmalar bu çalışmaya alınmamıştır. Çalışmaya alınan hastalarda klinik olarak depresyon tanısı konulurken depresif duygudurumun var olması temel alınmıştır. Klinik olarak depresyonla birlikte diğer DSM-IV birinci eksen tanısı varlığında bu olgular çalışmadan dışlanmıştır. Ayrıca iki uçlu duygudurum bozukluğunun depresyon dönemi ve psikotik özellikli depresyon tanısı konanlar çalışmaya alınmamıştır. Depresyonla birlikte kronik tıbbi hastalığı olanlar da çalışmadan çıkarılmıştır. Çalışmaya alınan 100 hasta dosyasındaki hastalarla ilgili sosyodemografik ve klinik değişkenlerle birlikte, hastanın kendiliğinden ifade ettiği yakınmalar SPSS istatistik programına kaydedilmiştir. Analizlerde ki-kare yöntemi kullanılmıştır. BULGULAR Çalışmaya katılan 100 kişiden %68 i kadın, %32 si erkektir. Hastalar 16-85 yaşları arasında olup, yaş ortalaması 37.4±14.5 tir. Bu kişilerin %76 sı evli, %24 ü bekardır. Çalışmaya katılanların %53 ü ev hanımı, %22 si memur, %9 u esnaf, %5 i işsiz, %4 ü öğrenci, %3 ü işçi, %2 si çiftçi, %2 si emeklidir. Öğrenim durumları incelendiğinde %21.7 sinin hiç okula gitmediği, %28.3 ünün ilkokul mezunu, %6.8 inin ortaokul mezunu, %22.8 inin lise mezunu, %20.7 si üniversite mezunu olduğu görülmüştür. Çalışmada yetmiş dört adet farklı ifade sayısı saptanmıştır. Bu ifadeler bedensel (somatik), duygusal ve bilişsel olarak üç gruba ayrılmıştır. İfadelerin 31 i duygusal, 30 u bedensel, 13 ü de bilişsel alanla ilgilidir. Yakınmalar en sık olarak duygusal alanla ilgilidir (%96). İkinci sıklıkla bedensel ifadeler (%87), en az sıklıkta bilişsel alanla ilgili ifadeler yer almaktadır (%44). Toplam 100 kişiden 96 kişi 1-7 arasında değişen (ortalama 2.6±1.4) sayıda duygusal ifade, 88 kişi 1-9 arasında değişen (ortalama 2.9±1.8) sayıda bedensel ifade, 44 kişi ise 1-3 arasında değişen (ortalama 1.3±0.5) bilişsel ifade belirtmiştir (Tablo 1). Tablo 1. Duygusal, bedensel ve bilişsel ifadelere yönelik tanımlayıcı bilgiler (n=100) İfadeler Duygusal Bedensel Bilişsel Sorun bildiren sayısı 96 88 44 İfade sayısı (ort.±sd 1-7 (2.6±1.4) 1-9 (2.9±1.8) 1-3 (1.3±0.5) İlk beş ifade Sıkıntı (%55) Uykusuzluk (%52) İşlerin gözünde büyümesi (%15) Sinirlilik (%38) Başağrısı (%21) İntihar düşüncesi (%13) İsteksizlik (%25) Halsizlik (%21) Her şeyi kafaya takma (%11) Zevk alamama (%20) Yorgunluk (%18) Dikkatini toparlayamama (%6) Korku (%10) Unutkanlık (%17) Yalnız kalma isteği (%4) Belirtilen duygusal ifadeler sırasıyla sıkıntı (%55), sinirlilik (%38), isteksizlik (%25), ağlama (%25), zevk alamama (%20), korku (%10), huzursuzluk (%9), neşesizlik (%8), karamsarlık (%8), keyifsizlik (%8), yerinde duramama (%4), sabah isteksizliği (%4), tahammülsüzlük (%4), mutlu olamama (%4), konuşmak istememe (%3), bunalım (%3), tedirginlik (%3), öfke (%3), güvensizlik (%3), bezginlik (%2), endişe (%2), gerginlik (%2), heyecan (%2), durgunluk (%2), moral bozukluğu (%2), güler yüzlü olama-

72 Şanlıurfa da majör depresyon tanısı konulan kişilerin depresyonlarını ifade biçimleri ma (%2), kötü bir şey olacak hissi (%1), umutsuzluk (%1), alınganlık (%1), rahat olamama (%1) ve içe atmadır (%1). Belirtilen 30 bedensel ifade sırasıyla uykusuzluk (%52), başağrısı (%21), halsizlik (%21), yorgunluk (%18), uyuşma-yanma (%16), unutkanlık (%17), yaygın ağrı (%7), baş dönmesi (%6), bulantı (%6), sabah yorgunluğu (%6), fazla uyuma (%6), çarpıntı (%5), terleme (%5), iştah artması (%4), gece uyanma (%4), nefes almakta güçlük (%4), boğulma hissi (%4), takatsizlik (%3), boğazda düğümlenme (%3), iştah azlığı (%2), titreme (%2), karın sızısı (%2), kabızlık (%2), adet düzensizliği (%1), kafada ağırlık hissi (%1), ağız kuruması (%2), cinsel istek azalması (%1), ishal (%1) ve kabustur (%1). Hastaların bilişsel ifadeleri ise, işlerin gözünde büyümesi (%15), intihar düşüncesi (%13), her şeyi kafaya takma (%11), dikkatini toparlayamama (%6), yalnız kalma isteği (%4), karar vermede zorlanma (%3), dalgınlık (%2), ölüm korkusu (%1), çok konuşma isteği (%1), suçluluk düşüncesi (%1), az konuşma isteği (%1) ve sosyal aktivite azlığıdır (%1). Tablo 2. Demografik ve sosyal değişkenlere göre ifadelerin sıklığı (%) İfadeler Değişkenler Duygusal Bedensel Bilişsel Cinsiyet Kadın 97.1 91.2 41.2 Erkek 93.8 78.1 50.0 Yaş 30 yaş ve altı 96.2 83.0 47.2 31 yaş ve üstü 95.7 91.5 40.4 Öğrenim durumu İlkokul ve altı 94.2 90.4 36.5 Ortaokul ve üstü 97.5 85.0 52.5 Çalışma durumu Çalışıyor 95.0 85.0 55.0 Çalışmıyor 96.7 88.3 36.7 Medeni durum Evli 96.1 89.5 38.2* Bekar 95.8 79.2 62.5* *p<0.05 Tablo 2 de görüldüğü gibi, duygusal, bedensel ve bilişsel ifadelerin bildirilme sıklığı cinsiyete, yaş gruplarına, çalışma durumuna ve öğrenim durumuna göre anlamlı farklılık göstermemektedir (p>0.05). Bilişsel ifadeler bekar olanlarda evli olanlara göre anlamlı olarak fazla bulunurken (p<0.05), duygusal ve bedensel ifadelerinin bildirilme sıklığı medeni duruma göre farklılık göstermemiştir (p>0.05). Anatolian Journal of Psychiatry 2004; 5:69-75

Yanık ve ark. 73 TARTIŞMA Çalışmamızın sonuçlarına göre, Şanlıurfa da klinik olarak depresyon tanısı konanlarda sıkıntı, uykusuzluk ve sinirlilik en sık ifade edilen yakınmalardır. Depresyonu olan 100 kişi 74 farklı ifade (idioms of distress) kullanmışlardır. Duygusal ifadeler arasında en fazla sıkıntı (%55) sözcüğü kullanılmıştır. Türk Dil Kurumu nun Türkçe Sözlüğü nde sıkıntı şöyle tanımlanmaktadır: Ruhi yorgunluk, meşakkat, can sıkıntısı duymak, rahatsız eden bir durumda bulunmak. 8 Depresyonu olan 100 kişi 31 i duygusal alanla ilgili 74 farklı ifade kullanmışlardır. İfade sayısının bu denli fazla olması Türk dilinde çok sayıda sıkıntı ifadesi olması, dilimizin bu açıdan zengin olması anlamına gelebilir. Erken dönem antropolojik çalışmalarda modernist bakış açısı ile yapılan yorumlamalarda, depresyon ifadesi açısından yeterli kavramlara sahip olmayan toplumların daha fazla somatize ettikleri iddiası vardır. 2 Bizim çalışmamızın sonuçları duygusal ifade sayısının fazlalığına rağmen bedensel yakınmaların yüksek oranda olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla sonuçlarımız Leff in yorumlarını desteklememektedir. Somatik yakınmaların yüksek oranda olmasını farklı biçimde yorumlamak gereklidir. Nitekim psikolojizasyonu dil kategorilerinin ve toplumların evrim ve gelişmişliğiyle ilişkilendiren ve bedensel dışavurumu yeğleyen kültürleri geri ve ilkel olarak etiketleyen düşünce sistemi eleştirilmektedir. 9 Manson, bilimsel çalışmaların çoğunda batılı olmayan kültürlerin zengin ve çeşitli duygu sözcüklerinin yeterince vurgulanmadığını belirtmektedir. 10 Literatürdeki depresyonun belirti içeriğiyle ilgili çalışmalar, belirti listeleri ve yapılandırılmış görüşme araçları ile yapılan çalışmalardır. Bu çalışmalar depresyonu olan kişinin tüm belirtilerini saptar ve bu belirtiler arasında sıklık sınıflaması yapar. Bu biçimde yapılan çalışmalardan biri olan Küey ve arkadaşlarının İzmir de SCID kullanarak yaptıkları çalışmada, majör depresyon tanısı konanlarda en sık görülen beş belirti çökkün duygudurum, ilgiistek azalması, somatik belirtiler, uykuya dalma güçlüğü, libido azalması olarak bulunmuştur. 11 Uluşahin ve arkadaşları, İngiltere ve Türkiye'deki depresyon hastalarına aynı ölçekleri vererek belirti örüntüsünün kültürlerarası karşılaştırmasını yapmışlardır. Kültürler arasında ortak bir dizi çekirdek belirti (ilgi kaybı, haz alamama, çalışamama, tepki verememe, intihar düşünceleri) olmakla birlikte, İngiltere örnekleminde çekirdek belirti skorlarının yüksek, bedensel belirti skorlarının düşük olduğu; Türkiye örnekleminde ise bedenselleştirme, belirtileri abartma ve kendine acıma skorlarının yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. 12 Dünya Sağlık Örgütünün "Temel Sağlık Hizmetlerinde Ruhsal Bozukluklar" araştırmasının Türkiye bölümünde, depresif bozukluğu olan hastaların %60'ı bedensel yakınmalarla başvururken, %24'ünün ruhsal yakınmalarla başvurduğu ortaya çıkmıştır. 13 Hastaların kendi başvuru yakınmalarının belirlendiği çalışmalar belirti tarama çalışmalarına göre daha azdır. Bu çalışmalardan biri Küey ve Güleç tarafından yapılan Türkiye'de depresyonun klinik özellikleri çalışması dır. 14 Bu çalışma Türkiye'de yedi ayrı kentte psikiyatri uzmanlarına başvuran 2246 hasta üzerinde yapılmış olup depresyonun çekirdek belirtileri olmayan uykusuzluk ve sıkıntının en sık görülen iki başvuru yakınması olduğu bulunmuştur. Bizim çalışmamızın bulguları bu çalışma ile uyumludur. Bizim çalışmamız depresyonda belirti örüntüsünü belirleme çalışmalarından farklıdır. Belirti örüntüsünü belirleme çalışmalarında belirti listesi veya yapılandırılmış görüşme araçları kullanılarak listede var olan tüm belirtiler saptanır ve sıklıkları belirlenir Bizim çalışmamızda ise, kişinin kendiliğinden ve öncelikli ifade ettiği belirtileri saptamak mümkün olmaktadır. Ayrıca bizim çalışma modelimizde dilin kullanımı, belirtileri ifade biçimleri de saptanabilmektedir. İlginç olan diğer bir durum, bizim çalışmamızda ve Küey in çalışmasında en sık ifade edilen sıkıntı yakınmasının yapılandırılmış ölçek ile yapılan çalışmalarda yer bile almamasıdır. 15 Bize başvuran kişilerin en sık belirttiği yakınmanın bizim onları değerlendirdiğimiz ölçüm araçlarında yer almaması ilginç bir çelişkidir. Depresyonu olan kişilerin zevk alamama ve ilgi kaybını öncelikli olarak ifade etmemesi bu yakınmalarının olmadığı anlamına gelmez. Bizim gözlemimiz, bu çalışmanın yapıldığı kişilere hayattan zevk alıp almadıkları sorulduğunda eskisi gibi zevk almadıklarını ifade ettikleri biçimindedir. Bu çalışmanın tasarlanmasına neden olan gözlemlerimiz ve çalışmamızın sonuçlarının da gösterdiği gibi, hayattan zevk almama ve ilgi, istek kaybı öncelikli olarak ifade edilmemektedir. Hatta Keyfiniz ve neşeniz nasıl? sorusuna Sağ olun doktor bey, siz nasılsınız? biçiminde yanıtlar

74 Şanlıurfa da majör depresyon tanısı konulan kişilerin depresyonlarını ifade biçimleri sıktır. Bu soru günlük yaşamdaki hatır sormak gibi algılanmaktadır. Bizim çalışmamız DSM-IV majör depresyon ölçütlerinin hasta grubumuz için geçerli olmadığı anlamına gelmemektedir. Bu çalışma bu biçimde bir iddiayı savunma amacında değildir. Çalışma sonuçlarımızdan da böyle bir sonuç çıkmamaktadır. Bu çalışmanın en önemli sonucu, bizim toplumumuzda depresyonun nasıl ifade edildiği, hangi yakınmaların varlığında depresyon tanısının akla geleceği konusunda sunduğu bulgulardır. Bizim hastalarımız için geçerli olan tanı ölçütleri oluşturulmadıkça, DSM sistemi bizim toplumumuz için geçerli değildir, demek klinik hizmet verenleri kılavuzsuz bırakmak anlamına gelecektir. Bu durum bu aşamada umulan yarardan daha fazla zarar getirebilir. Sonuçta bu çalışmada depresyon tanısını klinik olarak koyan hekimler DSM yönelimlidir ve tanılar DSM-IV ölçütlerine göre klinik olarak konmuştur. Klinik olarak depresyon tanısı konurken de depresif duygudurumun varlığı temel ölçüt olarak alınmıştır. Depresyonun halk sağlığı sorunu olma düzeyindeki yaygınlığı, sağlıktaki sevk zincirinin işleyişi, psikiyatrik sorunlarda çare arama davranışının diğer doktorlara başvurma biçiminde olması gibi nedenlerle psikiyatristler dışında pratisyen hekimlerin de depresyonu tanıyıp tedavi etmesi özendirilmektedir. Pratisyenler ve psikiyatri dışı hekimler ise, kendilerine başvuranlarla psikiyatrik görüşe yapmak eğiliminde değillerdir. Özmen ve Sağduyu temel sağlık hizmeti veren hekimlerin depresyonu tanıyamama nedenlerinden birini de başvuru yakınmalarının ve klinik görünümün çeşitliliğinden kaynaklanan sorunlar olarak tanımlamışlardır. 16 Bu sorunu çözmeye katkı sağlayacak unsurlardan biri de, depresyonu öngörecek başvuru ifadelerini saptamak olacaktır. Bu çalışmanın bulguları sıkıntı, uyku sorunları ve sinirlilikten yakınan kişilerde depresyonun araştırılması gerektiğini göstermektedir. Bu çalışma geriye dönük (retrospektif) dosya taraması çalışma yönteminin kısıtlılıklarını taşımaktadır. Klinik olarak konulan depresyon tanısı, tanı koydurucu bir ölçme aracıyla doğrulanmamıştır. İleriye doğru (prospektif) bir çalışma deseninde hastanın kendi ifadeleri belirlenip klinik depresyon tanısı konduktan sonra, belirti listeleri ya da yapılandırılmış görüşme araçları kullanılarak karşılaştırmalı çalışma yapılabilir. Şu anki çalışmamız depresyon ifadeleri ile ilgili bir ön çalışma olup bir ileri biçimi tarafımızdan planlanmıştır. Çalışmanın bir başka kısıtlılığı, hasta grubunu polikliniğe başvuran hastaların oluşturmasıdır. Poliklinikten takip edilenlerin psikopatoloji açısından yatan hastalara göre daha hafif olduğu bilinmektedir. Daha ağır psikopatolojiye sahip olacağı varsayılan yatan depresyon hastalarının, depresyonlarını ifade edişlerinin poliklinik hastalarıyla karşılaştırılması yeni bir araştırma konusu olmaya adaydır. Teşekkür: Metni gözden geçirip katkıda bulunan Prof.Dr. Can Cimilli ye teşekkür ederiz. KAYNAKLAR 1. Cimilli C: Depresyonla ilişkileri bağlamında Türkiye nin sosyal ve kültürel özellikleri. Türk Psikiyatri Dergisi 1997; 8:292-300. 2. Leff J: Psychiatry Around the Globe. New York, Marcel Dekker, 1981. 3. Sayar K: Psikiyatri ve Kültür. İstanbul, İnsan Yayınları, 2000. 4. Kleinman A: Kültür DSM-IV için neden önemlidir? Kültür ve Psikiyatrik Tanı. (Çev: TT Tüzer), Ankara, Compos Mentis Yayınları, 1997, s.15-28. 5. Amerikan Psikiyatri Birliği: Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı (DSM-IV). E Köroğlu (Çev. Ed.), Ankara, Hekimler Yayın Birliği, 1995. 6. Cimilli C: Periferde psikiyatri deneyimi. Kriz Dergisi 1995; 3:10-12. 7. Cimilli C: İki küçük kentte psikiyatrik muayenehane hekimliği. Kriz Dergisi 1995; 3:185-189. 8. Türk Dil Kurumu: Türkçe Sözlük. Yeni baskı, cilt 2, H Eren (Ed), Ankara, Türk Tarih Kurumu Basım Evi, 1988, s.1296-1297. 9. Sayar K: Depresyon ve kültür. İbni Sina Tıp Dergisi 2001; 6:56-59. 10. Manson SM: Kültür ve DSM-IV: Duygudurum ve anksiyete bozuklukları açısından düşündürdükleri. Kültür ve Psikiyatrik Tanı da (Çev: TT Tüzer). Ankara, Compos Mentis Yayınları, 1997:113-132. 11. Küey L, Özmen E, Demet MM, Aydemir Ö, Gülseren Ş, Kültür S: Depresif bozukluklar ve anksiyete bozukluklarının karşılaştırmalı fenomenolojisi. Türk Psikiyatri Dergisi 1996; 7:179-175. Anatolian Journal of Psychiatry 2004; 5:69-75

Yanık ve ark. 75 12. Ulusahin A, Basoglu M, Paykel ES: A cross-cultural comparative study of depressive symptoms in British and Turkish clinical samples. Soc Psychiatry Psychiatr Epidemiol 1994; 29:31-39. 13. Üstün TB, Von Korff M: Primary mental health services: Access and provision of care. TB Üstün, N Sartorius (eds): Mental Illness in General Health Care - An International Study de, Chichester, John Wiley & Sons, 1995, s.347-360. 14. Küey L, Güleç C: Türkiye de depresyonun klinik görünümü. Türkiye de Depresyonun Sosyodemografik Özellikleri ve Klinik Görünümü Sempozyumu, İstanbul, 1995. 15. Rezaki M: Sağlık ocağına başvuran hastalarda depresyon. TB Üstün, A Sağduyu, M Rezaki (eds): Temel Sağlık Hizmetlerinde Ruhsal Sorunlar da, İstanbul, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü Dünya Sağlık Örgütü İşbirliği Merkezi, 1997, s.39-54. 16. Özmen E, Sağduyu A: Temel sağlık hizmetlerinde depresyon: Tanı sorunları ve öneriler. Türk Psikiyatri Dergisi 1997; 8:93-101.