ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da do an Bauman s ras yla faflizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi elefltirel bir mesafeyi koruyarak yaflam fl ve hiçbir



Benzer belgeler
KAY REDFIELD JAMISON Kay Redfield Jamison, Johns Hopkins Üniversitesi T p Fakültesi nde psikiyatri profesörü ve skoçya daki St. Andrews Üniversitesi

ROBIN HAHNEL Robin Hahnel, yirmi y l aflk n bir süredir Washington daki Amerikan Üniversitesi nde siyasal iktisat dersleri veriyor.

Ian Craib, 1994 ISBN

ALASDAIR MACINTYRE 1929 y l nda skoçya da (Glasgow) do du. E itimini büyük ölçüde ngiltere de yapan MacIntyre yüksek lisans ve doktoras na Manchester

PETER WAGNER Akademik kariyerini bir süre Berlin de Wissenschaftszentrum Berlin für Sozialforschung da yürüten Wagner, 1996 senesinden beri ngiltere

FRANK FUREDI ngiltere nin Kent flehrindeki Canterbury Üniversitesi nin sosyoloji bölümünde ö retim üyesidir. Frank Furedi, özellikle risk, toplumsal

PHILIP GOODCHILD Philip Goodchild, Lancaster University de Chaos and Eternity: Gilles Deleuze and the Question of Philosophy [ Kaos ve Sonsuzluk:

Judith Butler ISBN

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

Ekip Yönetimi çin Araçlar 85. Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz:

SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU

NTERNET ÇA I D NAM KLER

Ak ld fl AMA Öngörülebilir

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas

JULIA KRISTEVA 1941 y l nda Bulgaristan da do du. Sofya Üniversitesi nde dilbilim ö renimi gördü. Gazeteci olarak çal flt ve 1966 y l nda doktoras n

Genel Yay n S ra No: /14 Cep Kitapl : XLV. Yay na Haz rlayan Av. Celal Ülgen - Av. Coflkun Ongun. Kapak Can Eren

RICHARD SENNETT 1943 te Chicago da doğdu te Chicago Üniversitesi nden mezun oldu da Harvard Üniversitesi nde doktorasını verdi.

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl)

TÜRK YE DE A LE Ç fi DDET Ülke Çap nda Kriminolojik-Viktimolojik Alan Araflt rmas ve De erlendirmeler

MADEN HUKUKU İLE İLGİLİ İDARİ YARGI KARARLARI VE MEVZUAT

Genel Yay n S ra No: /20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun

B anka ve sigorta flirketlerinin yapm fl olduklar ifllemlerin özelli i itibariyle

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

Yeni Sınav Sistemi (TEOGES) Hakkında Bilgilendirme

Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z

Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : Bas - Ekim 2005

SOSYAL GÜVENL K REHBER. SSK BAfiKANLI I

Beynimizi Nas l De ifltiriyor? Çeviri: DEN Z BENER

YEN DÖNEM DE DENET M MESLE NE HAZIRMIYIZ?

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü

KOOPERAT FLERDE MAL B LD R M NDE BULUNMA YÜKÜMLÜLÜ Ü( 1 )

JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK

ATAÇ Bilgilendirme Politikası

BANKA MUHASEBESİ 0 DÖNEN DEĞERLER HESAP GRUBU

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Baflkanl n, Merkez : Türkiye Bilimsel ve Teknik Araflt rma Kurumu Baflkanl na ba l Marmara Araflt rma Merkezi ni (MAM),

Mustafa Kemal in Bursa da Ö retmenlere Konuflmas

PETER SINGER Peter Singer 1946 da Avustralya da do du. Felsefe e itimini Melbourne ve Oxford Üniversitelerinde tamamlad. Oxford da ve ABD deki

ELITE A.G. KS100/HEFM SICAK-SOĞUK ETĐKET BOY KESME VE ĐŞARETLEME MAKĐNASI KULLANIM KILAVUZU

performansi_olcmek 8/25/10 4:36 PM Page 1 Performans Ölçmek

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

GÖRÜfiLER ÇOCUK ATATÜRK

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

Benzersiz ördekler. sanat

Hasta Rehberi Say 6. KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ Kolay okunabilir rehber

MALAT SANAY N N TEMEL GÖSTERGELER AÇISINDAN YAPISAL ANAL Z

VERG NCELEMES & MÜKELLEF HAKLARI

Doç. Dr. Nurhan BABÜR TOSUN. LET fi M TEMELL MARKA YÖNET M STANBUL

VERG NCELEMELER NDE MAL YET TESP T ED LEMEYEN GAYR MENKUL SATIfiLARININ, MAL YET N N TESP T NDE ZLEN LEN YÖNTEM

MEF ÜNİVERSİTESİ YAŞAM BOYU EĞİTİM MERKEZİ YÖNERGESİ

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.8 Finansal Raporlama çin Maliyet Yaklafl m

Yeniflemeyen Zarlar B:

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

Ertesi gün hastaneden taburcu olma vakti gelmi ti. Annesi odaya gelerek Can haz rlarken, babas hastane lemlerini yap yordu. Vitaboy hastaneden ç kman

Tema Sonu De erlendirme. erlendirme. A.3.1, B.3.13, B.3.31, C.3.5 kazan mlar. Temiz yaz lmam fl yaz l belgeler, 11 ders saati EL ELE, HEP B RL KTE

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C ATAŞEHİR ADIGÜZEL MESLEK YÜKSEKOKULU

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl

KOOPERAT F GENEL KURUL TOPLANTISINA KATILMA VE OY HAKKI BULUNAN K MSELER

T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de

Prof. Dr. Necmi YÜZBAfiIO LU Galatasaray Üniv. Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dal Ö retim Üyesi ANAYASA HUKUKU EL K TABI

L BERAL MARX STE FAfi ST NASYONAL SOSYAL ST VE SOSYAL DEVLET

JEREMY GILBERT University of East London da Kültür Araştırmaları bölümü öğretim üyesidir. Ewan Pearson la birlikte Discographies: Dance Music,

F inans sektörleri içinde sigortac l k sektörü tüm dünyada h zl bir büyüme

DEPREM ANI

Bir Çal flan fle Almak

C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER

PIERRE CLASTRES Frans z antropolog (Paris 1934-Gabriac, Lozère 1977) XVI. ve XVII. yüzy llarda Amerika k - tas n keflfe ç km fl büyük kronikçilerin

United Technologies Corporation. Tedarikçilerden fl Hediyeleri

6 MADDE VE ÖZELL KLER

ENST TÜ SAVAfi VE GREV KLOZLARI (Yard mc tercüme metin) YAT 1/11/85. Bu sigorta ngiliz Yasa ve Uygulamas na ba l d r.

Zihinden fllem Yapal m, Yuvarlayal m, Tahmin Edelim

STRATEJ K V ZYON BELGES

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

S STEM VE SÜREÇ DENET M NDE KARfiILAfiILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNER LER

Hayata Dokunan Bir El: YEDAM (Yeşilay Danışma Merkezi)

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif

Degisimi_Yonetmek 4/19/10 5:12 PM Page 1 De iflimi Yönetmek

Prof. Dr. Neslihan OKAKIN

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

3. SALON - PARALEL OTURUM VI

FİKİR MÜLKİYETİ HUKUKU

4070 SAYILI HAZ NEYE A T TARIM ARAZ LER N N SATIfiI HAKKINDA KANUN SAYILI KANUN

En az enerji harcama yasas do an n en bilinen yasalar ndan

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

Prof. Dr. Bilal Sambur ile Medya ve Dindarlık Üzerine 08/04/2015

ÇEVRE KORUMA TEMEL ALAN KODU: 85

Transkript:

ZYGMUNT BAUMAN 1920 de Polonya da do an Bauman s ras yla faflizmi, sosyalizmi ve kapitalizmi elefltirel bir mesafeyi koruyarak yaflam fl ve hiçbir zaman ba ms z entelektüel kiflili inden taviz vermemifltir. 1968 de Polonya dan s n rd fl edilmesinin ard ndan srail e, oradan da Leeds Üniversitesi Sosyoloji Kürsüsü nün bafl na geçmek üzere Britanya ya gitmifltir. Bu görevini 1971-1990 aras baflar yla sürdüren Bauman, ilk y llardan itibaren hemen her konuda sosyolojik bak fl n çerçevesini geniflleten eserler vermifltir. Bauman genellemeleri seven bir yazard r, ama yöntembilim ve kavram tart flmalar yerine do rudan toplumla ilgilenir. Eserleri belli bir sorun ve teflhis etraf nda döner. Bu anlamda Britanya gelene inden kopar. Göçmenli i, öncelleri K. Mannheim, A. Löwe, N. Elias gibi ona da, ampirik ve pragmatik bir gelene in flekillendirdi i ada kültürüne d flar dan bakma imkân vermifltir. Ayr ca onlar gibi hakikat ve ahlâk sosyolojiye tafl r. Bauman kültür ve iktidar n çözümlemesine özel önem vermifl ve bu çerçevede toplum, ideolojiler, milli kimlikler, devlet, ahlâki seçim, modernizm ve postmodernizm konular n ele alarak sosyolojiye yeni bir soluk getirmifltir. Yay mlanan kitaplar ndan baz lar flunlard r: Between Class and Élite: The Evolution of the British Labour Movement (S n f ile Seçkinler Aras nda: Britanya flçi Hareketinin Evrimi); Towards a Critical Sociology: An Essay on Commonsense and Emancipation (Elefltirel Bir Sosyolojiye Do ru: Sa duyu ve Kurtulufl Üzerine Bir Deneme); Socialism: The Active Utopia (Sosyalizm: Etkin Ütopya); Memories of Class: The Pre- History and After-Life of Class (S n f n An lar : S n f n Öncesi ve Sonras ); Freedom (Özgürlük, çev.: Vas f Erenus, Sarmal Yay., 1998); Legislators and Interpreters (Yasa Koyucular ile Yorumcular, çev.: K. Atakay, Metis Yay., 1996); Modernity and the Holocaust (Modernlik ve Holocaust, çev.: Süha Sertabibo lu, Sarmal Yay., 1997); Modernity and Ambivalance/Modernlik ve Müphemlik (Ayr nt Yay nlar n n program na al nm flt r); Life in Fragments-Essays in Postmodern Morality/Parçalanm fl Hayat-Postmodern Ahlâk Denemeleri, çev.: smail Türkmen, Ayr nt Yay., 2001; Mortality, Immortality and Other Life Strategies (Ölümlülük, Ölümsüzlük ve Di er Hayat Stratejileri, çev.: Nurgül Demirdöven, Ayr nt Yay., 2000) Postmodernity and its Discontents (Postmodernlik ve Hoflnutsuzluklar, çev.: smail Türkmen, Ayr nt Yay., 2000); Thinking Sociologically (Sosyolojik Düflünmek, çev.: Abdullah Y lmaz, Ayr nt Yay nlar, 1998); Postmodern Ethics (Postmodern Etik, çev.: Alev Türker, Ayr nt Yay nlar, 1998) ve In Search of Politics (Siyaset Aray fl, çev.: Tuncay Birkan, Metis Yay., 2000). Ayr ca çok say da makale ve kitap elefltirisi yazm fl olan Bauman, Modernity and the Holocaust kitab yla Amalfi Avrupa Sosyoloji ve Sosyal Bilimler Ödülü nü alm flt r.

Ayr nt : 316 nceleme dizisi: 164 Parçalanm fl Hayat Postmodern Ahlâk Denemeleri Zygmunt Bauman ngilizceden çeviren smail Türkmen Yay ma haz rlayan Sedef Özge Kitab n özgün ad Life in Fragments Essays in Postmodern Morality Basil Blackwell/1995 bas m ndan çevrilmifltir Basil Blackwell Bu kitab n Türkçe yay m haklar Ayr nt Yay nlar na aittir. Kapak illüstrasyonu Sevinç Altan Kapak düzeni Arslan Kahraman Düzelti Ayten Koçal Bask ve cilt Mart Matbaac l k Sanatlar Ltd. fiti. (0 212) 212 03 39-40 Birinci bas m 2001 Bask adedi 2000 ISBN 975-539-323-4 AYRINTI YAYINLARI Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No: 3 Ca alo lu - stanbul Tel.: (0 212) 512 15 00 Faks: (0 212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr

Zygmunt Bauman Parçalanm fl Hayat Postmodern Ahlâk Denemeleri

N C E L E M E D Z S fienl KL TOPLUM/I. Illich Ë YEfi L POL T KA/J. Porritt Ë MARKS, FREUD VE GÜNLÜK HAYATIN ELEfiT R S /B. Brown Ë KA- DINLIK ARZULARI/R. Coward Ë FREUD DAN LACAN A PS KANAL Z/S. M. Tura Ë NASIL SOSYAL ZM? HANG YEfi L? N Ç N T NSELL K?/R. Bahro Ë ANTROPOLOJ K AÇIDAN fi DDET/Der: D. Riches Ë ELEfiT REL A LE KURAMI/M. Poster Ë K B N E DO RU/R. Williams Ë DEMOKRAS ARAYIfiINDA KENT/K. Bumin Ë YARIN/R. Havemann Ë DEVLETE KARfiI TOPLUM/P. Clastres Ë RUSYA DA SOVYETLER (1905-1921)/O. Anweiler Ë BOLfiEV KLER VE fiç DENET M /M. Brinton Ë EDEB YAT KU- RAMI/T. Eagleton Ë K FARKLI S YASET/L. Köker Ë ÖZGÜR E T M/J. Spring Ë EZ LENLER N PEDAGOJ S /P. Freire Ë SANAY SONRASI ÜTOPYALAR/B. Frankel Ë fikencey DURDURUN!/T. Akçam Ë ZORUNLU E T ME HAYIR!/C. Baker Ë SESS Z YI INLARIN GÖLGES NDE YA DA TOPLUMSALIN SONU/J. Baudrillard Ë ÖZGÜR B R TOPLUMDA B L M/P. Feyerabend Ë VAHfi SAVAfiÇININ MUTSUZLU U/P. Clastres Ë CEHENNEME ÖVGÜ/G. Vassaf Ë GÖSTER TOPLUMU VE YORUM- LAR/G. Debord Ë A IR ÇEK M/L. Segal Ë C NSEL fi DDET/A. Godenzi Ë ALTERNAT F TEKNOLOJ /D. Dickson Ë ATEfi VE GÜNEfi/I. Murdoch Ë OTOR TE/R. Sennett Ë TOTAL TAR ZM/S. Tormey Ë SLAM IN B L NÇALTINDA KADIN/F. Ayt Sabbah Ë MEDYA VE DEMOKRAS /J. Keane Ë ÇOCUK HAKLARI/Der: B. Franklin Ë ÇÖKÜfiTEN SONRA/Der: R. Blackburn Ë DÜN- YANIN BATILILAfiMASI/S. Latouche Ë TÜRK YE N N BATILILAfiTIRILMASI/C. Aktar Ë SINIRLARI YIKMAK/M. Mellor Ë KAP - TAL ZM, SOSYAL ZM, EKOLOJ /A. Gorz Ë AVRUPAMERKEZC L K/S. Amin Ë AHLÂK VE MODERNL K/R. Poole Ë GÜNDEL K HAYAT KILAVUZU/S. Willis Ë S V L TOPLUM VE DEVLET/Der: J. Keane Ë TELEV ZYON: ÖLDÜREN E LENCE/N. Postman Ë MODERNL N SONUÇLARI/A. Giddens Ë DAHA AZ DEVLET DAHA ÇOK TOPLUM/R. Cantzen Ë GELECE E BAKMAK/M. Albert - R. Hahnel Ë MEDYA, DEVLET VE ULUS/P. Schlesinger Ë MAHREM YET N DÖNÜfiÜMÜ/A. Giddens Ë TAR H VE T N/J. Kovel Ë ÖZGÜRLÜ ÜN EKOLOJ S /M. Bookchin Ë DEMOKRAS VE S V L TOPLUM/J. Keane Ë fiu HA N KALPLER M Z/R. Coward Ë AKLA VEDA/P. Feyerabend Ë BEY N FAL fiebekes /A. Mattelart Ë KT SAD AKLIN ELEfiT R S /A. Gorz Ë MO- DERNL N SIKINTILARI/C. Taylor Ë GÜÇLÜ DEMOKRAS /B. Barber Ë ÇEK RGE/B. Suits Ë KÖTÜLÜ ÜN fieffafli I/J. Baudrillard Ë ENTELEKTÜEL/E. Said Ë TUHAF HAVA/A.Ross Ë YEN ZAMANLAR/S. Hall-M. Jacques Ë TAHAKKÜM VE D RE- N fi SANATLARI/J.C. Scott Ë SA LI IN GASPI/I. Illich Ë SEVG N N B LGEL /A. Finkielkraut Ë K ML K VE FARKLILIK/W. Connolly Ë ANT POL T K ÇA DA POL T KA/G. Mulgan Ë YEN B R SOL ÜZER NE TARTIfiMALAR/H. Wainwright Ë DEMOK- RAS VE KAP TAL ZM/S. Bowles-H. Gintis Ë OLUMSALLIK, RON VE DAYANIfiMA/R. Rorty Ë OTOMOB L N EKOLOJ S /P. Freund-G. Martin Ë ÖPÜfiME, GIDIKLANMA VE SIKILMA ÜZER NE/A. Phillips Ë MKÂNSIZIN POL T KASI/J.M. Besnier Ë GENÇ- LER Ç N HAYAT B LG S EL K TABI/R. Vaneigem Ë CENNET N D B /G. Vassaf Ë EKOLOJ K B R TOPLUMA DO RU/M. Bookchin Ë DEOLOJ /T. Eagleton Ë DÜZEN VE KALKINMA KISKACINDA TÜRK YE/A. nsel Ë AMER KA/J. Baudrillard Ë POSTMO- DERN ZM VE TÜKET M KÜLTÜRÜ/M. Featherstone Ë ERKEK AKIL/G. Lloyd Ë BARBARLIK/M. Henry Ë KAMUSAL NSANIN ÇÖKÜfiÜ/R. Sennett Ë POPÜLER KÜLTÜRLER/D. Rowe Ë BELLE N Y T REN TOPLUM/R.Jacoby Ë GÜLME/H. Bergson Ë ÖLÜME KARfiI HAYAT/N. O. Brown Ë S V L TAATS ZL K/Der.: Y. Coflar Ë AHLÂK ÜZER NE TARTIfiMALAR/J. Nuttall Ë TÜ- KET M TOPLUMU/J. Baudrillard Ë EDEB YAT VE KÖTÜLÜK/G. Bataille Ë ÖLÜMCÜL HASTALIK UMUTSUZLUK/S. Kierkegaard Ë ORTAK B R fieyler OLMAYANLARIN ORTAKLI I/A. Lingis Ë VAK T ÖLDÜRMEK/P. Feyerabend Ë VATAN AfiKI/M. Viroli Ë K ML K MEKÂNLARI/D. Morley-K. Robins Ë DOSTLUK ÜZER NE/S. Lynch Ë K fi SEL L fik LER/H. LaFollette Ë KADINLAR NEDEN YAZDIKLARI HER MEKTUBU GÖNDERMEZLER?/D. Leader Ë DOKUNMA/G. Josipovici Ë T RAF ED LEMEYEN CEMA- AT/M. Blanchot Ë FLÖRT ÜZER NE/A. Phillips Ë FELSEFEY YAfiAMAK/R. Billington Ë POL T K KAMERA/M. Ryan-D. Kellner Ë CUMHUR YETÇ L K/P. Pettit Ë POSTMODERN TEOR /S. Best-D. Kellner Ë MARKS ZM VE AHLÂK/S. Lukes Ë VAHfiET KAVRAMAK/J.P. Reemtsma Ë SOSYOLOJ K DÜfiÜNMEK/Z. Bauman Ë POSTMODERN ET K/Z. Bauman Ë TOPLUMSAL C N- S YET VE KT DAR/R.W. Connell Ë ÇOKKÜLTÜRLÜ YURTTAfiLIK/W. Kymlicka Ë KARfiIDEVR M VE SYAN/H. Marcuse Ë KU- SURSUZ C NAYET/J. Baudrillard Ë TOPLUMUN McDONALDLAfiTIRILMASI/G. Ritzer Ë KUSURSUZ N H L ST/K.A. Pearson Ë HOfiGÖRÜ ÜZER NE/M. Walzer Ë 21. YÜZYIL ANARfi ZM /Der.: J. Purkis & J. Bowen Ë MARX IN ÖZGÜRLÜK ET /G. G. Brenkert Ë MEDYA VE GAZETEC L KTE ET K SORUNLAR/Der.: A. Belsey & R. Chadwick Ë HAYATIN DE ER /J. Harris Ë POST- MODERN ZM N YANILSAMALARI/T. Eagleton Ë DÜNYAYI DE fit RMEK ÜZER NE/M. Löwy Ë ÖKÜZÜN A SI/B. Sanders Ë TAHAYYÜL GÜCÜNÜ YEN DEN DÜfiÜNMEK/Der.: G. Robinson & J. Rundell Ë TUTKULU SOSYOLOJ /A. Game & A. Netcalfe Ë EDEPS ZL K, ANARfi VE GERÇEKL K/G. Sartwell Ë KENTS Z KENTLEfiME/M. Bookchin Ë YÖNTEME KARfiI/P. Feyerabend Ë HAK KAT OYUNLARI/J. Forrester Ë TOPLUMLAR NASIL ANIMSAR?/P. Connerton Ë ÖLME HAKKI/S. nceo lu Ë ANARfi ZM N BUGÜNÜ/Der.: Hans-Jürgen Degen Ë MELANKOL KADINDIR/D. Binkert Ë S YAH AN LAR I-II/J. Baudrillard Ë MO- DERN ZM, EVRENSELL K VE B REY/fi. Benhabib Ë KÜLTÜREL EMPERYAL ZM/J. Tomlinson Ë GÖZÜN V CDANI/R. Sennett Ë KÜRESELLEfiME/Z. Bauman Ë ET E G R fi/a. Pieper Ë MEKÂNLARI TÜKETMEK/J. Urry Ë YAfiAMA SANATI/G. Sartwell Ë ARZU ÇA I/J. Kovel Ë KOLONYAL ZM POSTKOLONYAL ZM/A. Loomba Ë KREfiTEK YABAN /A. Phillips Ë ZAMAN ÜZE- R NE/N. Elias Ë TAR H N YAPISÖKÜMÜ/A. Munslow Ë FREUD SAVAfiLARI/J. Forrester Ë ÖTEYE ADIM/M. Blanchot Ë POSTYAPISALCI ANARfi ZM N S YASET FELSEFES /T. May Ë ATE ZM/R. Le Poidevin ËAfiK L fik LER /O.F. Kernberg Ë POSTMODERNL K VE HOfiNUTSUZLUKLARI/Z. Bauman Ë ÖLÜMLÜLÜK, ÖLÜMSÜZLÜK VE D ER HAYAT STRATEJ LER /Z. Bauman Ë TOPLUM VE B L NÇDIfiI/K. Leledakis Ë BÜYÜSÜ BOZULMUfi DÜNYAYI BÜYÜLEMEK/G. Ritzer Ë KAHKAHANIN ZAFER /B. Sanders ËEDEB YATIN YARATILIfiI/F. Dupont Ë PARÇALANMIfi HAYAT/Z. Bauman H A Z I R L A N A N K T A P L A R MARKS ZM VE D L FELSEFES /V. N. Voloflinov Ë KÜLTÜREL BELLEK/J. Assmann Ë MARX IN HAYALETLER /J. Derrida Ë ÇA DAfi TOPLUMB L M FELSEFES /B. Fay Ë GENEL ET K/A. Heller Ë ERDEM PEfi NDE/A.MacIntyre

Paramparça olmufl hayat n hikâyesi ancak ufak tefek parçalar halinde anlat labilir. Rilke

çindekiler G R fi: POSTMODERN AKIL ARAYIfiI.................9 I. ET OLMAYAN AHLÂK...........................20 A. Toplum: Örtme operasyonu............................24 B. Yüzleflilemeyenle yüzleflmek...........................30 C. Örtüyü örmek.......................................34 D. Delinmifl örtü........................................38 E. Paramparça olan örtü..................................44 F. Örtüsüz kalm fl ahlâk..................................50 G. Etik yasalar, ahlâki standartlar..........................55

II. B RL KTEL K B Ç MLER...........................64 A. Yan nda-olma, ile-olma, için-olma.......................71 B. Sözleflme ve taahhüt..................................79 C. çin-olman n dayan lmaz belirsizli i......................84 D. yi gelecektedir......................................93 III. PARÇALANMIfi HAYATLAR, PARÇALANMIfi STRATEJ LER......................100 A. Firar, hapishaneye...................................102 B. H zlanma ve hoflnutsuzluklar : Yaflam Kalitesi...........107 C. H zlanma ve hoflnutsuzluklar : Kimlik.................111 D. Hac olarak modern yaflam.............................114 E. Hac lara dost olmayan dünya..........................120 F. Hac n n halefleri....................................125 G. Ahlâk n flans? Yönetimin flans?.......................135 IV. B R POSTMODERN KORKULAR KATALO U........142 A. Panopticon korkular.................................144 B. Erzak müteahhitlerinden duyum-koleksiyoncular na........150 C. Sa l ktan fitness e...................................156 D. Kuflatma alt ndaki beden..............................161 E. Ellemekten tatmaya..................................164 V. YEN DEN YABANCI...............................169 A. Yabanc larla yaflamakta iki strateji......................171 B. Flâneur ün gözüyle yabanc...........................176 C. Ante Portas yabanc.................................180 D. Janus-yüzlü yabanc.................................183 VI. fi DDET, POSTMODERN............................186 A. Sürüklenen s n r....................................191 B. Eylemlerle ahlâk kurallar n ay rman n yol ve araçlar.......197 C. Adiaforizasyon, postmodern versiyon....................203 D. fiiddet, kendi-iflini-kendin-gör..........................210 E. Sonuçsuz bir sonuç..................................213 VII. KAB LE AHLÂKLARI..............................215 A. Ödev olarak beden..................................215 B. Irkç l k, rç l k karfl tl ve ahlâki ilerleme...............235 C. Kamplar yüzy l.....................................251 D. Antisemitizm, yeniden de erlendirme..................269 VIII. AHLÂK VE S YASET..............................289 A. Postmodern dünyada entelektüeller.....................289 B. Uluslar Avrupas, kabileler Avrupas....................314

Girifl: Postmodern ak l aray fl Bu kitaptaki denemelerin gönderme yapt ve motiflerini gelifltirdi i kitab m Postmodern Etik te (Postmodern Ethics, Oxford: Blackwell, 1993) yeni postmodern perspektifin, ortodoks ahlâk ve ahlâki hayat anlay fl m za getirdi i ya da getirebilece i de ifliklikleri ele alm flt m. Orada, belli baz modern umutlar n ve özlemlerin y k lmas n n ve hem toplumsal süreçleri hem de bireysel yaflamlar n iflleyiflini saran yan lsamalar n yok olmaya yüz tutmas n n, bizim ahlâki fenomenlerin hakiki do as n her zamankinden daha aç k biçimde görmemizi sa lad n ileri sürmüfltüm. Bunlar n görmemizi sa lad en önemli fley, ahlâk n asal statüsüdür: [Yani], 9

toplumsal olarak infla ve teflvik edilen do ru davran fl kurallar bize ö retilmeden ve biz bunlar ö renmeden önce zaten ahlâki seçim [yapma] durumunda kal yoruz. Deyim yerindeyse biz kaç n lmaz olarak varoluflsal anlamda ahlâki varl klar z: Yani, Öteki nin meydan okumas yla, Öteki için sorumlulu un meydan okumas yla, bir için-olmak durumuyla karfl karfl ya bulunuyoruz [do uyoruz]. Bu için sorumluluk, toplumsal düzenleme ve kiflisel talimin bir sonucu olmaktan çok, bu toplumsal düzenlemelerin ve kiflisel e itimin do du u, gönderme yapt ve yürütmeye ve yeniden çerçevelemeye kalk flt asal sahneyi çerçeveliyor. Bu önerme, kesinlikle, insanlar n özde iyi ya da özde kötü olufluna dair yürütülen eski ve genel olarak da sonuçsuz tart flman n bir parças de ildir. Ahlâki olmak iyi olmak demek de il fakat, insan n iyi ile kötü aras nda bir seçim olarak yazarl k (authorship) ve/veya aktörlük özgürlü ünü kullanmas demektir. nsanlar n özde ahlâki varl klar oldu unu söylemek bizim temelde iyi oldu umuzu söylemek anlam na gelmiyor. [Ayn flekilde], toplumsal olarak infla edilen ve ö retilen kurallar n asal ahlâki durum ba lam nda ikincil olduklar n söylemek de, kötülü ün, zararl toplumsal bask lar n ya da sakat toplumsal düzenlemelerin orijinal iyili i bozmas n n ya da yetisizlefltirmesinin sonucu oldu unu söylemek demek de ildir. nsani durumun her fleyden önce ahlâki oldu unu söylemenin anlam fludur: Biz, neyin iyi ve neyin kötü oldu u (ve bazen her ikisi de olmad ) bize söylenmeden çok önce zaten iyi ile kötü aras nda seçim yapma durumunda kal yoruz. Öteki ile karfl laflt - m z o kaç n lmaz anda zaten hemen bu seçimle yüz yüze geliyoruz. Bunun anlam ise fludur: Seçelim ya da seçmeyelim, biz, ahlâki bir sorunun içine do uyor ve yaflam tercihlerimizle ahlâki ikilemler olarak karfl lafl yoruz. Bunun sonucu olarak da, biz, [herhangi bir] sözleflme, ç kar hesab ya da bir davaya ba l l k yoluyla do acak herhangi bir somut sorumluluk üstlenmeden çok önce ahlâki sorumluluklar yani, iyi ile kötü aras nda seçim yapma sorumluluklar tafl yoruz. Bunun bir di er sonucu ise fludur: Bu tür somut sorumlu- 10

luklar, iyi ifllenmifl bir kurallar koduna çevirmeye u raflt klar asal ahlâki sorumlulu u öldürüp onun yerine geçemezler; yani, ahlâki sorumluluk olgusu, yaln zca gizlenebilir, iptal edilemez. Bizim bu dünyada her fleyden önce bir ahlâki seçim durumunda bulunmam z fleklindeki bu asal olgu, kayg s z ve dertsiz bir hayat vaat etmiyor. Tam tersine, bafl m z daha büyük bir belaya sokuyor. yi ile kötü aras ndaki seçimle karfl karfl ya kalmak, kiflinin kendisini bir müphemlik durumunda bulmas demektir. E er seçimin belirsizli i, her biri aç k seçik ortada olan iyi ya da kötü için yap lacak düz bir tercihle ya da özellikle de kiflinin Öteki için sorumlulu- u do rultusunda hareket etmesi ya da böyle bir hareketten uzak durmas seçimi ile s n rl kalacak olsayd o zaman burada görece küçük bir endifle olacakt. Ancak durum hiç de öyle de il. Öteki için sorumlulu un kendisi bizzat müphemlikle birlikte ortaya ç k yor: Bunun hiçbir belirgin s n r yok ve ayn zamanda da bu yürütülecek ya da kaç n lacak pratik ad mlara kolayca çevrilmiyor (fakat bu ad mlardan her biri önceden tahmin edilmesi çok zor ve önceden de erlendirilmesi daha da zor sonuçlara gebedir). çin olmak durumuna ait olan müphemlik, daimi ve tedavisizdir; bunun ortadan kald r lmas n n tek yolu, ahlâki durumdaki ahlâki olan her fleyin ortadan kald r lmas d r. fiunu söyleyebiliriz: yi ile kötünün müphemli iyle yüzleflmek (ve dolay s yla da, deyim yerindeyse, kiflinin kendi sorumlulu u ad na sorumluluk almak ) ahlâki olman n anlam d r (tek anlam d r). Ancak bu, müphemlik yaras na yaln zl k tuzu basmak demektir. kilemlerin hiçbir haz r çözümü yoktur. Seçme zorunlulu u, do ru seçimin su götürmez reçetesi olmadan ortaya ç kar. yi olan yapma çabas, niyetin ya da onun sonuçlar n n iyili in garantisi olmadan bafllat l r. Sorumluluk alan bütün cephelerde y pran yor; sorumlu olarak hareket etme nin ideal olarak gerektirdi i fleyleri ihmal etmek t pk bunlar abartmak kadar kolayd r. Ahlâki yaflam, sürekli bir belirsizlik içinde yaflamakt r. Kuflku tu lalar yla örülür ve öz-itiraz nöbetleriyle harc kar l r. yi ile kötü aras ndaki s n rlar, daha önceden çizilmedi i için, eylem s ras nda çiziliyor. Bu s n rlar çizmeye yönelik çabalar n sonucu, [önceden] yap lm fl bir yollar a na 11

de il, [nereye gidece i belli olmayan] ayak izleri hatt na benziyor. Bundan dolay da yaln zl k, t pk müphemlik gibi, sorumluluk evinin daimi ve d flar at lamaz bir sakinidir. Ahlâki duruma özgü özel müphemlik karfl s ndaki bu yaln zl k, giderilmedi i ya da hafifletilmedi i zaman, yaflanmas azap verici bir fley oluyor. Nitekim tarih boyunca insani icatlar n ço u, do al olarak, bu yükün hafifletilmesinin yollar na hasredildi. Modern-öncesi dönemlerde bu yollar n bafll ca tasar lar dinsel karakterliydi. Bütün dinsel sistemlerin özünde olan fley günah düflüncesi de il, tövbekârl k ve kurtulufl düflüncesiydi. Hiçbir din günahs z bir yaflam mümkün bir proje olarak görmedi ya da kötülüksüz bir yaflama giden yolu önermedi. Dinler genel olarak gerçekçi bir biçimde günah n kaç n lmazl n (yani, ahlâki durumun tedavisiz belirsizli i ba lam nda kesin olan vicdan azab n n kaç n lmazl n ) kabul ediyor ve böylece de bütün çabalar n, kurtulufl vaadine ba l olan kesin tövbe reçeteleri ile bu azab hafifletmek üzerinde yo unlaflt r - yorlar. Ahlâki müphemli e getirilen dinsel çözümlerin özü, deyim yerindeyse, bu müphemlikle geriden gelerek mücadele ediyor (ve yap lan yanl fl bir seçimin yükünden kurtulman n araçlar n sa lamakla u rafl yor). Yap lan fley düzeltilebiliyor ve yanl fl olan fley yeniden iyilefltiriliyor. Fakat seçim sorumlulu u yine de tek bafl na bir sorundur ve do rudan do ruya bireyin omuzlar na düflüyor; t pk iyinin karfl s nda kötüyü seçmenin sonuçlar gibi. Fakat burada ex post facto bir tedavi sa lan yor ve bu, kolektif olarak, günahkar n gücünü ve anlay fl n aflan ve dolay s yla da itaat karfl l nda endiflelerden kurtulufl garantisi veren bir otorite ad na sa lan yor. Günahs z (ki günah n ad art k suçtu) bir yaflam vaat eden tek proje, dünyay insanlar n gereksinim ve yetilerine göre ve rasyonel olarak tasarlanan bir plan do rultusunda yeniden yaratan modern proje idi. [Burada] yasama, bu yeniden inflan n (kelimenin tam anlam yla yeni bir bafllang ç, daha önce olup bitenlerden tamamen ba ms z bir bafllang ç, neredeyse bir s f rdan bafllama olarak görülen bu yeniden inflan n) ana arac yd. Ahlâki durum ba lam nda yasama, etik bir kod tasarlamak demekti ve bu, dinsel tövbe ve ba- fllama stratejilerinin tersine, neyin yap laca, neyin yap lmayabi- 12

lece i ve neyin yap lmamas gerekti i konusunda aktöre a priori bir kesinlik sunarak bizzat kötülü ün yap lmas n engelleyecek bir fleydi. (Bu projenin fizibilitesi önceden ve totolojik olarak garanti ediliyordu; etik kurallar n izlenmesi iyilikten baflka bir fley getiremezdi çünkü iyi, hiçbir belirsizli e yol açmayacak biçimde, kurallara itaat olarak tan mlan yordu.) Modern proje, sadece günahkârlar n de il ayn zamanda günah n da olmad, yaln zca yanl fl seçim yapan insanlar n de il ayn zamanda bizzat yanl fl seçim olana n n da olmad bir insani dünyan n mümkün oldu unu koyutluyordu. fiunu diyebiliriz: Modern proje, nihai anlamda, ahlâki müphemli in olmad bir dünyay ve bu müphemlik de ahlâki durumun do al bir özelli i oldu u için, insani seçimleri bu seçimlerin ahlâki boyutlar ndan koparmay koyutluyordu. flte özerk ahlâki seçimin yerine etik yasay ikame etmenin pratikte vard nokta budur. Asl nda ahlâki kayg lar n oda, ahlâki aktörün öz-irdelemesinden etik bir kodun reçete ve yasaklar n ç karmak fleklindeki felsefi/siyasi ödeve kay yor. Bu arada da sorumluluk için sorumluluk yani, sorumlulu un hangi pratik ad mlar gerektirdi i ve hangilerini gerektirmedi ine karar verme sorumlulu u ahlâki özneden, flimdi art k ayr ks olarak etik otorite ile donat lan birey-üstü ajanlara kay yor. Ahlâki aktörün penceresinden bak ld nda bu kayman n övülecek çok fleyi var. (Gerçekten de, bu kayma, özerkli in teslim edilmesinin özgürleflme ve özgürlü ün artmas olarak sunulabilmesinin ana nedenlerinden biridir.) Bu kayma, müphem ve s n rlar belli olmayan sorumlulu u s n rl bir yükümlülükler ya da ödevler listesine indirgemekle, aktörü karanl kta el yordam yla yürüme yazg s ndan kurtar yor ve aktörün hesab n asla kapat lamayaca ve iflin asla bitirilemeyece i fleklindeki ac verici duygudan kurtulmas na yard mc oluyor. Seçim st rab (Hannah Arendt in deyimiyle olanaklar n tiranl ) büyük ölçüde tarih oldu; t pk nihai olarak do rulu u asla ispatlanmayan bir seçimin b rakt ac tat gibi. Yo un fakat asla tamamen baflar l olmayan biçimde, insan deli edercesine ketum olan ahlâki itkileri dinlemenin yerine kural-izlemenin ikame edilmesi, aktörü yaln zca yap lan yanl fllar karfl s ndaki kiflisel 13

sorumlulu undan de il ayn zamanda da bizzat günah iflleme olas - l ndan kurtarma sonucunu do uruyor. Eflde eri olan dinsel ilaçlardan daha keskin bir biçimde daha bafltan, edim yap lmadan önce oldu u için, flimdi art k kurala itaat ya da itaatsizlik düz ikilemine indirgenen seçimdeki suç unsuru yok ediliyor. Nereden bak - l rsa bak ls n, ahlâki sorumluluktan etik kurallara do ru olan modern kayma, baflka bir modern icraat n yaratt bir hastal k için düflünülen bir tazminat ilac sunuyordu: Bu icraat, bir zamanlar aktörün hareketlerini s k ve iyice tan mlanan s n rlarda tutan pek çok belirleyenin bir tarafa at lmas ve dolay s yla da kendi kendisini tan mlamaya ve onaylamaya b rak lan (ve zorlanan) yüksüzlefltirilmifl ve yerinden edilmifl bir kiflili in yarat lmas yd. Modernlik, ahlâki benlik için, özgürlü ün kendisinden kaçman n tescilli yollar ile tamamlanan bir özgürlük sunuyordu. Bu modern özerklik hastal, genellikle postmodern ad ile an lan zamanlarda da devam ediyor, fakat bunun için düflünülen tazminsel ilaç art k Ulusal Etik Hizmeti reçetelerinde bulunmuyor. Art k bu ilaç yaln zca serbest piyasada, birbirlerine blöf yapan, kendi ürünlerini yücelten ve birbirleriyle ölümüne mücadele eden ilaç flirketleri aras ndaki ac mas z reklam savafl n n ortas nda bulunabiliyor. Devletin ahlâki tekelinin tedavülden kalkmas (ki asl nda devletin tekel iste inin ortadan kalkmas ) ve etik kurallar n büyük ölçüde özellefltirilerek piyasan n insaf na terk edilmesi ile birlikte seçimin tiranl yeniden ortaya ç k yor. Burada art k aktör, sorumlulu- u dolduran içerik için de il, uzman onay ve/veya gifle baflar belgelerini gösteren pek çoklar aras ndan bir etik kod seçmek için sorumludur. Evet do ru, yeniden aktöre kayan sorumluluk için sorumluluk art k merkezi güçlerle (ya da merkezili e göz diken güçlerle) donat lm fl de il; fakat özel olarak kazan lan ve yürütülen bu ikinci dalga üst-sorumluluk ahlâki bir içgüdüyü dinleme ya da ahlâki bir itkiyi izleme sorumlulu u de il, insan n bahisteki paras n, uzman vaatlerinden ve/veya popülerlik ölçümlerinden zaferle ç kacak olan bir etik kal ba yat rmas n n sorumlulu udur. Yan p sönen flöhretler, günlük hevesler ve acayip be enilerin uçucu atmosferinde bu kolay bir mesele ve borsada oynamaktan daha güvenli bir 14

fley de ildir. Genel olarak, seçimin sonuçlar, bu seçimin yap lmas n öneren otoriteden daha uzun ömürlü oluyor... Ancak izin belgesi veren otoritelerin do madan ölme e ilimleri bu sonuçlar n a rl ndan epey bir fleyler götürüyor. Olay n özü, geride kal c hiçbir iz b rakm yor olmas d r. Olaylar n ard llamas olarak yaflanan bir hayat, sonuçlar hakk ndaki endifleden ba ms z bir hayatt r. Kiflinin hareketlerinin sonuçlar yla (bu sonuçlar ne olursa olsun) yaflamas uzak ve belirsiz olsa da biraz daha az y ld - r c görünüyor; en çok gürültü koparan ve en fazla askere komuta eden otoriteye meydan okumak biçimindeki ivedi durumdan her halükârda daha az y ld r c d r. Modernlik, hazz n/hoflnutlu un ertelenmesini yüceltiyordu ve bunu yaparken de hoflnutlu un, erteleme bitti inde hâlâ hoflnutluk verici olaca n umuyordu. Otoritelerin geliyorum demeden ve olmayan yerlerden geldi i ve göz aç p kapay ncaya kadar ortadan kaybolmak için ortaya ç kt postmodern dünya ise ödemenin ertelenmesini vaaz ediyor. E er modern yaflam n özeti tasarruf defterleri idiyse, postmodern yaflam n paradigmas kredi kart d r. Olan biten üzerine yap labilecek yorumlardan biri fludur: Postmodernlik bir yandan modernli in de erli kazan m n aktörün yüksüzlefltirilmifl özerkli ini korurken öte yandan da modernli- in bu kazan ma ilifltirdi i fiyat etiketini ve fleritleri söküyor. Art k bugün ve nihayet hem pastan z yiyebiliyor hem de onu ilerisi için saklayabiliyorsunuz. (Ya da, daha do rusu, pastalar eskiye göre daha çabuk bayatlad için, pastan z yiyorsunuz ve onu yeniden kullan ma sokuyorsunuz.) S k s k flunu duyuyoruz: Postmodernlik (ya da, henüz bu ba lamda daha uygun deyimiyle, geç modernlik ) modern özgürlük rüyas n n ve bu rüyay gerçeklefltirme çabas n n nihai taçland r lmas d r. Bundan dolay gelin, hayali ödevler ve sahte yükümlülükler taraf ndan yüksüzlefltirilen dünyay kutlayal m. Evrensel ilkeler ve mutlak hakikatlerin da t lmas ya da demode edilmesiyle birlikte kiflinin hangi kiflisel ilkeleri ve özel hakikati benimsedi i (tabii bu benimseme asla s k s k ya olmamal d r) ve izledi i (ve tabii bu izlemenin çok sad k ve taahhütlü olmas da gerekmiyor) art k çok da önemli de ildir. 15

Bu önemli midir yoksa de il midir? flte sorun budur. Ve bu hâlâ bir sorun olarak belki de postmodern (geç modern) yaflam n yaflamsal ve kurucu sorunu olarak duruyor. Büyük bir inand r c l kla, postmodernli in postmodernist hesab n n tam tersinin geçerli oldu u da söylenebilir: Güç-destekli evrensellerin ve mutlaklar n ölmesi aktörün sorumluluklar n her zamankinden daha derin ve asl nda daha sonuçsal yapt. Yine ve daha fazla bir inand r c l kla flu da söylenebilir: Evrensel mutlaklar ve mutlak evrensellerin ölümü ile her fley mübah lisans aras nda ahenksiz bir non sequitur var. Yak nlarda Steven Connor n da iflaret etti i gibi, mutlak de erlerin olmamas di er tüm de erleri, herkesin benimsedi i bir alt n standard n n olmamas n n dünyadaki tüm paralar ayn k lmas ndan daha fazla ayn laflt rm yor. 1 Ya da, Kate Soper n önerdi i gibi, düzenleyici (regulative) bir ideal olarak hakikat düflüncesinden ümidi kesmeden tek bir hakikat fleklindeki büyük anlat sal düflünceden 2 ümidi kesmek (her ne kadar gerçekçi olup olmad hâlâ görülmeyi beklese de) gayet anlafl labilirdir. Soper n önermesi etik diline çevrilecek olursa flu söylenebilir: Düzenleyici bir ideal olarak ahlâki sorumluluk düflüncesinden ümidi kesmeden tek bir etik kod biçimindeki büyük anlat sal düflünceden ümit kesilebilir. Ancak böyle bir çeviriden sonra önerme fazlas yla mütevaz ve uysal hale geliyor. Dolay s yla da flunu söylemek gerekiyor: Ahlâki sorumluluk biçimindeki düzenleyici ideal, iflte tam da sözde birleflik ve görünüflte eflsiz etik kodun ölümünden dolay mükemmellefliyor. yi ile kötü aras nda hâlâ seçimler düzenleniyor fakat bu defa bu seçimler gün fl nda ve bir seçimin gerektirdi i bütün bilgilerle yap l yor. Merkezi yasaman n üzerindeki sis perdesinin da lmas ve temsil yetkisinin yeniden imzac ya geçmesiyle beraber seçim tamamen ahlâki kiflinin kendi araçlar na kal yor. Seçimle birlikte sorumluluk geliyor. Ve e er seçim kaç n lmaz ise o zaman sorumluluk da kaç n lmazd r. Saklanacak 1. Steven Connor, The Necessity of Value, Principled Positions: Postmodernism and the Rediscovery of Value, der. Judith Squires (Londra: Lawrence & Wishart, 1993), s. 39-40. 2. Kate Soper, Postmodernism, Subjectivity and the Question of Value, Principled Positions, der. Squires, s. 28-9. 16