Uluslararası ve Bölgesel Sözleşme ve Protokoller



Benzer belgeler
DENİZ KİRLİLİĞİNE NEDEN OLAN KAZALAR YOL HARİTASI BELGESİ

Yrd. Doç. Dr. Kpt. Burak Köseoğlu Yrd. Doç. Dr. Kpt. Ali Cemal Töz Öğr. Gör. Kpt. Cenk ŞAKAR

MARMARA DENİZİNDE RİSK YÖNETİMİ VE ACİL MÜDAHALENİN PLANLANMASI. Serpil DURAK (Şube Müdürü)

Dr. DERYA AYDIN OKUR. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Deniz Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi DENİZ HUKUKUNDA

Güney Akım Açık Deniz Boru Hattı Türkiye Bölümü

HKZ 412 DENİZ TİCARETİ SİGORTA HUKUKU PROF. DR. KEMAL ŞENOCAK PROF. DR. HAKAN KARAN

187 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİ GELİŞTİRME ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ, 2006

DENİZ KAYNAKLI KİRLİLİKLERİ ÖNLEME ÇALIŞMALARI

IMO dan Haberler DTO AĞUSTOS BÜLTENİ

(1) ATRG L 268, , s. 1.

18 Aralık 2009, İstanbul Ayşen SATIR

LİMAN İŞLETMECİLİĞİNDE ATIK ALIM FAALİYETLERİ:

DENİZ ÇEVRESİNİN PETROL VE DİĞER ZARARLI MADDELERLE KİRLENMESİNDE ACİL DURUMLARDA MÜDAHALE VE ZARARLARIN TAZMİNİ ESASLARINA DAİR KANUN

AHMET GÖKTAŞ Çevre ve Şehircilik Uzmanı- Kimya Y. Müh. Kimyasallar Yönetimi Dairesi Bşk.

Piyasaya Hazırlık Ortaklık Girişimi

a) Sicil Limanları: Liman Başkanlıklarına bağlı olan sicil limanlarını ifade eder.

PROJE KAYNAKLARI KAYNAK 5: ANKARA KALKINMA AŞANSI DESTEK PROGRAMLARI 1

FASIL 14 TAŞIMACILIK POLİTİKASI

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI 8 OCAK 2013 ÖNDER KAHVECİ

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

IMO Uygulamaları & Denet

ISSAI UYGULAMA GİRİŞİMİ 3i Programı

İçindekiler I Contents

ŞUBE MÜDÜRLÜKLERİ GÖREV TANIMLARI

BÜYÜK ENDÜSTRİYEL KAZALARLA İLGİLİ TÜRKİYEDEKİ UYUMLAŞTIRMA VE UYGULAMA ÇALIŞMALARI

Temizlemenin genel ilkeleri

ADANA TİCARET ODASI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMET ALIMI TEKNİK ŞARTNAMESİ

GÜNEŞ KAROL IŞIKLAR 2002 ATİNA SÖZLEŞMESİ ÇERÇEVESİNDE DENİZ YOLU İLE YOLCU TAŞIMALARINDA ZORUNLU SORUMLULUK SİGORTASI

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

Deniz Taşımacılığından Kaynaklanan Kirlilik Pollution From Maritime Transportation

Bu çalışmada güncel Kalkınma Ajansı desteklerinin derlenmiş listesi bulunmaktadır. Derlenen bilgiler adresinden alıntıdır.

Onay Tarihi: 19/12/2013 Sayı: 1997

Tehlikeli Kimyasalların Deniz Yolu ile Taşınması Riskleri

TÜRKİYE ÇEVRE POLİTİKASINA ÖNEMLİ BİR DESTEK: AVRUPA BİRLİĞİ DESTEKLİ PROJELER

ACİL DURUM PLANLARI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KİMYASALLAR YÖNETİMİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI


6331 sayılı İş sağlığı Güvenliği Kanunu, İş Sağlığı Güvenliği Kurulları Hakkında Yönetmelik Çerçevesinde İş Sağlığı Güvenliği Kurulları

Resmî Gazete Sayı : 29361

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET BİRİMLERİ VE GÖREVLERİ HAKKINDA YÖNERGE. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

SUNU PLANI SAYILI İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KANUNU HAKKINDA GENEL BİLGİLENDİRME 2- ÇALIŞAN TEMSİLCİSİ GÖREV YETKİ VE SORUMLULUKLARI

TÜRKİYE DE DENİZ STRATEJİSİ ÇERÇEVE DİREKTİFİ KONUSUNDA KAPASİTE GELİŞTİRME PROJESİ ( )

Kamunun Bilgilendirilmesi Rehber Dokümanı

ULUSAL KURULUŞLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ UYGULAMALARI VE ULUSLARARASI KURULUŞLARLA KARŞILAŞTIRILMASI

Karar Verme Süreçlerinde Kamu Katılımına İlişkin AB Direktifinin sunduğu Fırsatlar. Kaidi Tingas Katılımuzmanı İstanbul, Aralık 2009

Öncelikli Kimyasallar Yönetimi Şube Müdürlüğü Faaliyetler ve KOK Projesi

T.C. Sağlık Bakanlığı Dış ilişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü

Entegre Acil Durum Yönetimi Sistemine Giriş

BÜYÜK ENDÜSTRİYEL KAZALARIN KONTROLÜ HAKKINDA YÖNETMELİK VE UYGULAMALARI

GIDA GÜVENCESİ-GIDA GÜVENLİĞİ

BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü. ENOFİS 05 Şubat 2009

Karar -/CP.15. Taraflar Konferansı, 18 Aralık 2009 tarihli Kopenhag Mutabakatını not alır.

Avrupa Birliği Taşkın Direktifi ve Ülkemizde Taşkın Direktifi Hususunda Yapılan Çalışmalar

İşçi ve İşveren Tanımları

Çocuğa Yönelik Şiddetin Önlenmesi Teknik Destek Projesi

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI

İÇİNDEKİLER İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...VII BİRİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...IX İÇİNDEKİLER...XI KISALTMALAR...XXI

TEBLİĞ. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığından: SİBER OLAYLARA MÜDAHALE EKİPLERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE

İşçi sağlığı ve güvenliğine (İSAGÜ) yönelik önlemlerin alınması ve etkin bir şekilde uygulanması, İSAGÜ bilincinin oluşması ile ilgilidir.

Hedefler, Aktiviteler, Çıktılar

GİRİŞ. A. İç Kontrolün Tanımı, Özellikleri ve Genel Esasları:

AZERBAYCAN CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA DENİZ GEMİCİLİĞİ HAKKINDA SÖZLEŞME

Ulusal Mevzuat. 2 Nükleer Güvenlik Forumu, Ankara

2- KİŞİLERİN SERBEST DOLAŞIMI

Ulusal KBRN Yönetmeliği ve Kurumlar Arası Organizasyon. Dr. Ayça ÇALBAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servis AD, ERZURUM

EK 4 AVRUPA BĐRLĐĞĐ MÜKTESEBATININ ÜSTLENĐLMESĐNE ĐLĐŞKĐN TÜRKĐYE ULUSAL PROGRAMI KAPSAMINDA TEMĐZ (SÜRDÜRÜLEBĐLĐR) ÜRETĐM ĐLE ĐLGĐLĐ UYUM ÇALIŞMALARI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE İRAN İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ÇEVRE ALANINDA MUTABAKAT ZAPTI

IMO dan HABERLER İMEAK Deniz Ticaret Odası Şubat (2018) Bülteni

TR 2008 IB EN 04 MADEN ATIKLARININ YÖNETİMİ PROJESİ

Doğal Gaz Piyasası İletim Şebekesi İşleyiş Yönetmeliği

İŞ KAZALARININ ÖNLENMESİNE (GEMİADAMLARI) İLİŞKİN 134 SAYILI SÖZLEŞME

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

Çevre Yasası (18/2012 Sayılı Yasa) Madde 76 Altında Yapılan Tüzük

Proje Faaliyetleri ve Beklenen Çıktılar

248 İSTANBUL TİCARET ODASI

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DENİZ EMNİYETİ VE GÜVENLİĞİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

ÇEVRE KORUMA VE KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI ATIK YÖNETİMİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNERGE

Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. AVRUPA BİRLİĞİ TOPLULUK PROGRAMLARI HAKKINDA GENEL BİLGİ ve TÜRKİYE NİN KATILMAKTA OLDUĞU PROGRAMLAR

AKDENİZ EYLEM PLANI SEKRETARYASI (AEP)

SANAYİ KİRLİLİK KONTROLÜ TÜZÜĞÜ TASLAĞI. İbrahim ALKAN ÇEVRE KORUMA DAİRESİ

TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU. Mali Yardımlar ve IPA N. Alp EKİN/Uzman

KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YERLİ ÜRETİM PROGRAMI EYLEM PLANI

ÇEVRE İZİN VE LİSANSLARINDA YENİ DÖNEM

14- TAŞIMACILIK POLĐTĐKASI

2872 Sayılı Çevre Kanunu

Bu dokümanla BGYS rollerinin ve sorumluluklarının tanımlanarak BGYS sürecinin efektif şekilde yönetilmesi hedeflenmektedir.

İŞYERİ HEKİMİ GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI

1 Şubat 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29254

FASIL 10 BİLGİ TOPLUMU VE MEDYA

YABANCI HUKUK HAKKINDA BiLGi EDiNiLMESiNE DAiR AVRUPA SÖZLEŞMESİ NE EK PROTOKOL

RİSK DEĞERLENDİRME YAKLAŞIMI VE YASAL YÜKÜMLÜLÜKLER

FASIL 29 GÜMRÜK BİRLİĞİ

6- REKABET POLİTİKASI

YENİ İŞ GÜVENLİĞİ KANUN ve YÖNETMELİKLEREGÖRE İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLARI ve İŞVERENLERİN GÖREV YETKİ VE SORUMLULUKLARI KONUSUNDA ÖZET BİLGİLER

Kapsam MADDE 2- (1) Bu yönerge, Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğünün teşkilatı ile bu teşkilatta görevli personeli kapsar.

DENİZCİLİK FAL KOMİTESİ FAALİYETLERİNİN

DENİZ ÇEVRESİNİN PETROL VE DİĞER ZARARLI MADDELERLE KİRLENMESİNDE ACİL DURUMLARDA MÜDAHALE VE ZARARLARIN TAZMİNİ ESASLARINA DAİR KANUN

Çevresel ve Sosyal Eylem Planı

GENELGE (2009/6) 1)Planın Sunum Süreci 2) İnceleme Süreci 3) Onay Süreci

Transkript:

Uluslararası ve Bölgesel Sözleşme ve Protokoller AB Müktesebatı Petrol Kirliliğine Karşı Hazırlıklı Olma, Müdahale ve İşbirliği Uluslararası Sözleşmesi (OPRC 1990) Tehlikeli ve Zararlı Maddelerle Kirlenme Olaylarına Hazırlıklı Olma, Müdahale ve İşbirliği Hakkında Protokol (HNS 2000) Açık Denizde Petrol Kirlenmesi Olaylarına Müdahale Hakkında Uluslararası Sözleşme (INTERVENTION 69) Denizlerin Gemiler Tarafından Kirletilmesinin Önlenmesine Ait Uluslararası Sözleşme (MARPOL 73/78) Akdeniz in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi (Barselona Sözleşmesi) ve Protokolü Karadeniz in Kirlenmeye Karşı Korunması Sözleşmesi (Bükreş Sözleşmesi) ve Protokolü Atık ve Diğer Maddelerin Suya Batırılması Yoluyla Deniz Kirlenmesinin Önlenmesi Sözleşmesi ve 1996 Protokolü (LC 72- LC 96) Petrol Kirliliğinden Doğan Zararın Hukuki Sorumluluğu ile İlgili Uluslararası Sözleşme ve 1992 Protokolü (CLC 69- CLC 92) Petrol Kirliliği Zararının Tazmini İçin Bir Uluslararası Fonun Kurulması İle İlgili Uluslar arası Sözleşme ve 1992 Protokolü (FUND 71- FUND 92) Petrol Kirliliği Zararının Tazmini İçin Bir Uluslararası Fonun Kurulması İle İlgili Uluslar arası Sözleşmenin (1992) 2003 Protokolü Denizde Talepler İçin Sorumluluğun Sınırlandırılması Hakkında Sözleşme (LLMC 76- LLMC 96) Bunkerlerdeki Petrolden Kaynaklanan Kirlenme Zararları İçin Hukuki Sorumluluk Hakkında Uluslararası Sözleşme (BUNKER 2001). Kazaen ve kasten deniz kirliliği alanında işbirliği için bir topluluk çerçevesi oluşturan 2850/2000/EC sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Kararı EMSA (Avrupa Deniz Güvenliği Ajansı)nı kuran 1406/2002 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü EMSA nın görevleri arasına gemi kaynaklı kirliliğe müdahaleyi de ekleyerek 1406/2002 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğünü değiştiren 724/2004 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü EMSA nın görevleri arasına petrol ve gaz işletmelerinden kaynaklı deniz kirliliğine müdahaleyi de ekleyerek 1406/2002 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğünü değiştiren 100/2013 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü Sivil Korunma alanında işbirliğini artırıcı bir Avrupa Topluluğu mekanizması kuran 2007/779/EC sayılı Konsey Kararı Sivil Korunma Finansal Aracı nı oluşturan 2007/162/EC sayılı Konsey Kararı 2007/162/EC sayılı Konsey Kararı ndaki ulaşıma ilişkin hükmün uygulanmasına ilişkin 2007/606/EC, Euratom sayılı Avrupa Komisyonu Kararı Sivil korunma alanında topluluk ve üye ülkeler arasında işbirliğini artırıcı topluluk mekanizması kuran ve 2007/779/EC sayılı Konsey Kararı ile iptal edilen 2001/792/EC sayılı Konsey Kararı 2001/792/ EC Sayılı Konsey Kararının Uygulanması İçin Kurallar Koyan 2004/277/EC Sayılı Komisyon Kararı ve bu kararı değiştiren 2008/73/EC ve 2010/481/EU sayılı Komisyon Kararları 2.1. ULUSLARARASI MEVZUAT Deniz taşımacılığının büyük oranda ülkeler arası yapılması, deniz alanlarının statüleri ve denizlerin sahildar tüm ülkelerin işbirliği ile korunma ihtiyacı denizciliğe evrensel özellik kazandırmıştır. Bunun sonucu olarak gemilerin yapım, dizayn, gemiadamı ile donatım, ekipman ile donatım, emniyet, güvenlik ve gemi operasyonları açılarından uluslar arası kurallara tabi olması zorunluluğu ortaya çıkmış BM kapsamında Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMOInternational Maritime Organization) kurularak denizcilikle ilgili evrensel kuralların belirlenmesi yetki ve görevi verilmiştir. IMO, gemi kaynaklı 1

kirlenmenin önlenmesi ve gemi kaynaklı kirlenmeye karşı deniz çevresinin korunması konusunda kurallar koymaya yetkili tek Birleşmiş Milletler uzmanlık kuruluşudur. Uluslararası yolculuk yapan gemilerle ülkelerin limanları arasında taşımacılık yapan gemiler, IMO platformunda düzenlenmiş ve yürürlüğe girmiş sözleşmelerin hükümlerine, kural ve tavsiyelerine tabi olarak denizdeki operasyonlarını yürütmek zorundadırlar. IMO sözleşmelerini gemi kaynaklı deniz kirliliğini önleme sözleşmeleri ile sorumluluk ve tazmin sözleşmeleri olarak iki ana gurupta değerlendirilebiliriz. Tablo.3 ve Tablo 4 de çalışma amacı ve kapsamı ile ilgili önemli uluslararası sözleşmeler kısaca açıklanmıştır. Çalışma kapsam ve amacının dışına çıkmamak için Tablo.3 ve Tablo. 4 de verilen bu sözleşmelerden üzerinde durulacak sözleşmeler ise şunlardır: - Petrol Kirliliğine Karşı Hazırlıklı Olma, Müdahale ve İşbirliği Uluslararası Sözleşmesi (OPRC 1990- International Convention on Oil Pollution Preparedness, Response and Co-operation 1990) - Tehlikeli ve Zararlı Maddelerle Kirlenme Olaylarına Hazırlıklı Olma, Müdahale ve İşbirliği Hakkında Protokol (HNS Protocol- Protocol on Preparedness, Response and Co-operation to Pollution Incidents by Hazardous and Noxious Substances, 2000) - Açık Denizde Petrol Kirlenmesi Olaylarına Müdahale Hakkında Uluslararası Sözleşme (INTERVENTION 69-International Convention Relating to Intervention on the High Seas in Cases of Oil Pollution Casualties 1969) 2.1.a Gemi Kaynaklı Deniz Kirliliğini Önleme Sözleşmeleri Gemi kaynaklı kirliliğin önlenmesine yönelik uluslararası sözleşmeler genellikle gemi faaliyetlerinden kaynaklanan kirlilik ile gemi kazalarından kaynaklanan kirliliği birlikte ele almışlardır. Gemi faaliyetleri sonucu ortaya çıkan çeşitli atıkların deniz ortamına bırakılmasının önlenmesi ve kontrolü için kurallar, kazaların en aza indirilmesi için uygulama standartları ve kaza olduktan sonra uygulanacak tedbirler gemi kaynaklı kirliliğin önlenmesi ile ilgili sözleşmelerin ana konularını oluşturmuştur. 2.1.a.1 Petrol Kirliliğine Karşı Hazırlıklı Olma, Müdahale ve İşbirliği Uluslararası Sözleşmesi (OPRC 1990- International Convention on Oil Pollution Preparedness, Response and Co-operation 1990) Sözleşmenin birinci maddesi taraf devletlere münferiden veya birlikte petrol kirlenmesi olaylarına hazırlanmak ve müdahale etmek için tüm gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü getirmektedir. Bu hüküm aynı zamanda sözleşmenin amacını da ifade etmektedir. Sözleşme, herhangi bir savaş gemisi, yardımcı savaş gemisi veya bir devlete ait veya devletçe işletilen ve ticari olmayan hükümet işlerinde kullanılan diğer gemilere uygulanmayacaktır. Bununla birlikte, taraf devletler sahip oldukları veya işlettikleri bu tür gemilerin işletimlerini veya işletim kabiliyetlerini bozmayacak uygun önlemleri alarak, bu gemilerin makul ve uygulanabilir olduğu oranda Sözleşmeye uygun hareket etmelerini sağlayacaklardır. Petrol Kirliliği Acil Durum Planları: Petrol kirliliği acil durum planları başlıklı üçüncü madde ile taraf devletlere kendi bayraklarını taşıyan gemilerde IMO nun belirlediği esaslara göre petrol acil durum planları bulundurmalarını sağlamaları görevi verilmiştir. Ayrıca; taraf devletler, petrol kirliliği acil durum planı taşıması gereken bir geminin kendi limanlarında veya açık deniz tesislerinde bulunmaları esnasında ilgili uluslararası anlaşmalarda veya o taraf devletin mevzuatında belirtilen usul ve esaslara uygun olarak petrol kirliliği acil durum planlarını kontrol etme yetkisine sahip olacaklardır. Sözleşmenin bu hükmünde yer alan IMO tarafından belirlenen esaslar ve ilgili uluslararası anlaşmalar ifadeleri ile 1978 Protokolü ile değiştirilen 1973 Denizlerin Gemiler Tarafından 2

Kirletilmesinin Önlenmesi İçin Uluslararası Sözleşme (MARPOL 73/78) ve Ekleri kastedilmektedir. Petrol kirliliği acil durum planı veya benzeri düzenlemeler bulundurma zorunluluğu sadece gemilere değil, ilgili taraf devletin belirleyeceği usul ve esaslara göre o devletin yetkisi altında bulunan deniz alanlarındaki açık deniz tesislerine, limanlara ve petrol işleme tesislerine de getirilmiştir. Petrol Kirliliğinin Bildirimi ve Bildirim Alındığında Yapılacak İşlemler: Petrol kirliliğinin ilgili devlet veya makamlara süratle bildirimi petrol kirliliği ile mücadelenin önemli bir aşamasıdır. Akıntılar ve rüzgâr nedeniyle petrol kirliliğinin denizde yatay ve dikey doğrultuda hızla yayılma özelliği acil ve etkin müdahaleyi gerekli kılmaktadır. Bu nedenle Sözleşme bildirim yükümlülükleri konusunda sıkı tedbirler ve sorumluluklar getirmiştir. Buna göre, taraf devletlere, gemilerin kaptanlarının veya gemilerden sorumlu diğer şahısların gecikmeksizin gemilerinde petrol sızıntısı veya sızıntı ihtimali ortaya çıkaran her olayı en yakın kıyı devletine, o devletin yetkisi altında bulunan deniz alanlarındaki açık deniz tesislerinin sorumlularının gecikmeksizin tesislerinde petrol sızıntısı veya sızıntı ihtimali ortaya çıkaran her olayı yetkisi altında olduğu kıyı devletine rapor etmelerini zorunlu kılma görevi vermiştir. Aynı yükümlülükler gemi ve kıyı tesisi kaptan ve sorumlularının denizde bir petrol mevcudiyeti veya petrol sızıntısı görmeleri durumunda da geçerlidir. Aynı şekilde liman ve petrol işleme tesislerinin sorumluları da bir petrol sızıntısı veya sızıntı ihtimali ile karşılaştıklarında ilgili ulusal makamlara durumu bildireceklerdir. Sözleşme petrol kirliliğinin bildirimi konusunda IMO ya rehber hazırlama ve genel ilkeleri tespit etme görevi vermiştir. IMO tarafından bu konuda yapılan çalışmalarla gerekli rehber ve dokümanlar hazırlanmış ve uygulanmaktadır. Bir taraf devlet Sözleşmede belirtilen bildirim yükümlülüklerine göre bir petrol kirliliği veya kirlilik ihtimali raporu aldığında aşağıdaki faaliyetleri yapacaktır;( madde 5.1) 1- Olayın bir petrol kirliliği olup olmadığını tespit etmek için olayı değerlendirecek, 2- Petrol kirliliği olayının niteliği kapsamı ve muhtemel sonuçlarını değerlendirecek 3- Gecikmeksizin olaydan çıkarları etkilenen veya etkilenmesi muhtemel olan tüm devletlere olayla ilgili olarak yaptığı değerlendirmenin ayrıntıları ve olayın giderilmesi için uyguladığı ve uygulamayı düşündüğü tedbirleri ve ilave diğer bilgileri bildirecektir. Petrol kirliliğinin derecesi gerektirdiğinde aynı bilgiler IMO ya da IMO tarafından belirlenen usul ve esaslara uygun olarak iletilecektir. (madde 5.2) Görüldüğü gibi Sözleşme, olay bir devletin deniz yetki alanlarında olsa dahi petrol kirliliği ile mücadeleyi kirlenmeden etkilenebilecek diğer devletlerle ve ciddi olaylarda IMO ile ilişkilendirmekte, evrensel ve bölgesel uluslararası bir sorun olarak kabul etmektedir. Bu nedenle konu hakkında uluslararası işbirliği bilincinin hazırlıklı olma aşamasından itibaren yerleşmesi Sözleşmenin uygulanması ve müdahalede başarıyı artıracaktır. Hazırlıklı Olma, Müdahale ve Uluslararası İşbirliği: Sözleşmenin altıncı maddesi ile taraf devletlere, petrol kirliliği olaylarına çabuk ve etkin olarak müdahale etmek için bir ulusal sistem belirleme görevi verilmiştir. Bu sistemin oluşturulması için petrol kirliliğine karşı hazırlıklı olma ve müdahaleden sorumlu bir yetkili ulusal makam veya makamlar, petrol kirliliği raporlarının alınması ve gönderilmesinden sorumlu olacak ulusal temas noktası veya noktaları ve yardım talebinde bulunma veya istenen yardımı sağlama konusunda taraf devlet adına hareket etme yetkisine sahip bir makam belirlenecek ve ilgili kamu ve özel kuruluşlar arasında hazırlıklı olma ve müdahale ile ilgili görev, yetki ve sorumlulukları belirten bir ulusal acil durum planı hazırlanacaktır. Petrol kirliliğine hazırlıklı olma ve müdahale için gerekli faaliyetlerin başında imkân kabiliyetlerin kazanılması ve ilgili personelin eğitimi gelmektedir. Bu maksatla taraf devletler münferiden veya birlikte ilgili petrol ve gemicilik sektörleri ile işbirliği içerisinde risk ile orantılı olarak ihtiyaç duyulacak 3

teçhizatın asgari seviyesini belirleyecekler, ilgili personelin eğitimi için eğitim programları hazırlayacaklar, müdahale için ayrıntılı planlar ve iletişim imkânları oluşturacaklar ve müdahalede etkinliği sağlamak üzere koordinasyon ve gerekli kaynakların harekete geçirilmesi için bir mekanizma yaratacaklardır. Sözleşmenin bu yükümlülükleri ifade eden hükümleri ülkelerin Sözleşmenin uygulanması, hazırlıklı olma, müdahale ve işbirliği için yapmaları gereken faaliyetler hakkında bir rehber niteliğindedir. Sözleşmenin yedinci maddesi ile, Taraf devletlere bir petrol kirliliği olayının büyüklüğünün gerekli kılması halinde kirlilikten etkilenen veya etkilenme ihtimali olan taraf devletlerin talebi üzerine olaya müdahale amacıyla işbirliği, danışmanlık hizmeti, teknik destek ve donanım sağlamayı kabul etme yükümlülüğü verilmiştir. Bu yardımların maliyetinin karşılanması için gerekli esaslar Sözleşmenin ekinde belirtilmiştir. Maliyetlerin karşılanmasında temel prensip; taraflar arasında farklı bir anlaşma yapılmadıkça yardım talep eden taraf devletin talep ettiği yardımın bedelini ödemesi, yardım talep edilmeksizin yardıma giden taraf devletin bu yardımın maddi külfetine katlanması yönündedir. Taraf devletler uluslararası işbirliğini kolaylaştırmak üzere petrol kirliliğine müdahalede kullanılan gemi, hava vasıtası ve diğer taşıma araçları veya personel, yük, malzeme ve donanım taşınması için gerekli taşıtların ülkesine girişi, kullanımı, geçişi ve terk etmesini kolaylaştırmak üzere gerekli idari ve yasal düzenlemeleri yapacaktır (Madde 7.3). 2.1.a.2 Tehlikeli ve Zararlı Maddelerle Kirlenme Olaylarına Hazırlıklı Olma, Müdahale ve İşbirliği Hakkında Protokol (HNS Protocol- Protocol on Preparedness, Response and Co-operation to Pollution Incidents by Hazardous and Noxious Substances, 2000) 1990 yılında Petrol Kirliliğine Karşı Hazırlıklı Olma, Müdahale ve İşbirliği Uluslar arası Sözleşmesi ni hazırlayan ve imzalayan uluslar arası konferansın kararı ile; IMO, Sözleşmenin amaçlarının petrol dışındaki zararlı maddeleri de kapsayacak şekilde genişletilmesi konusunda çalışma yapmaya davet edilmiştir. Bu kararın gereği olarak hazırlanan Tehlikeli ve Zararlı Maddelerle Kirlenme Olaylarına Hazırlıklı Olma, Müdahale ve İşbirliği Hakkında Protokol 9-15 Mart 2000 tarihleri arasında toplanan uluslararası konferans tarafından imzalanmıştır. Toplam 18 madde ve bir ekten oluşmaktadır. Protokol, konu hakkında ana sözleşme olan OPRC 90 a paralel hükümler içermektedir ve ana Sözleşme ile birlikte petrol ve diğer tehlikeli ve zararlı maddelerle kirlenmeye hazırlıklı olma, müdahale ve işbirliği için milli, bölgesel ve küresel seviyede bu alandaki bilimsel ve teknolojik anlayışın ve bilgilerin geliştirilmesi, müdahale usullerinde teknik işbirliğinin sağlanması ve özel eğitim programlarının geliştirilmesi konularında bir çerçeve oluşturmaktadır. Protokolun birinci maddesi taraf devletlere, münferiden veya birlikte tehlikeli ve zararlı madde kirlenmesi olaylarına hazırlanmak ve müdahale etmek için tüm gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü getirmektedir. Protokol, herhangi bir savaş gemisi, yardımcı savaş gemisi veya bir devlete ait veya devletçe işletilen ve ticari olmayan hükümet işlerinde kullanılan diğer gemilere uygulanmayacaktır. Bununla birlikte, taraf devletler sahip oldukları veya işlettikleri bu tür gemilerin işletimlerini veya işletim kabiliyetlerini bozmayacak uygun önlemleri alarak, bu gemilerin makul ve uygulanabilir olduğu oranda Protokole uygun hareket etmelerini sağlayacaklardır. Acil Durum Planları ve Bildirim: Protokolun üçüncü maddesi ile taraf devletlere, kendi bayraklarını taşıyan gemilerde IMO tarafından geliştirilecek uluslar arası sözleşmelerde belirlenen esaslara göre acil durum planları bulundurmalarını ve bildirim prosedürlerini takip etmelerini sağlamaları görevi verilmiştir. Açık deniz tesisleri acil durum planları bulundurma konusunda taraf devletin ulusal hukukuna 4

tabi kılınmış ve madde kapsamına alınmamıştır. Buna karşılık, taraf devlet tarafından belirlenmiş ilgili ulusal makamın limanlardan ve tehlikeli ve zararlı madde yükleme ve boşaltma tesislerine acil durum planı veya benzeri düzenleme bulundurma zorunluluğu talep etmesi öngörülmüştür. Ayrıca, taraf devletin görevli makamının bir kirlenme olayını öğrenmesi durumunda bu olaydan çıkarları etkilenen veya etkilenmem ihtimali olan diğer devletlere durumu bildirmesi zorunluluğu getirilmiştir. Hazırlıklı Olma, Müdahale ve Uluslararası İşbirliği: Protokolun dördüncü maddesi ile taraf devletlere, tehlikeli ve zararlı madde kirliliği olaylarına çabuk ve etkin olarak müdahale etmek için bir ulusal sistem belirleme görevi verilmiştir. Bu sistemin oluşturulması için tehlikeli ve zararlı madde kirliliğine karşı hazırlıklı olma ve müdahaleden sorumlu bir yetkili ulusal makam veya makamlar, tehlikeli ve zararlı madde kirliliği raporlarının alınması ve gönderilmesinden sorumlu olacak ulusal temas noktası veya noktaları ve yardım talebinde bulunma veya istenen yardımı sağlama konusunda taraf devlet adına hareket etme yetkisine sahip bir makam belirlenecek ve ilgili kamu ve özel kuruluşlar arasında hazırlıklı olma ve müdahale ile ilgili görev, yetki ve sorumlulukları belirten bir ulusal acil durum planı hazırlanacaktır. Tehlikeli ve zararlı madde kirliliğine hazırlıklı olma ve müdahale için gerekli faaliyetlerin başında imkan kabiliyetlerin kazanılması ve ilgili personelin eğitimi gelmektedir. Bu maksatla taraf devletler münferiden veya birlikte ilgili tehlikeli ve zararlı madde ve gemicilik sektörleri ile işbirliği içerisinde risk ile orantılı olarak ihtiyaç duyulacak teçhizatın asgari seviyesini belirleyecekler, ilgili personelin eğitimi için eğitim programları hazırlayacaklar, müdahale için ayrıntılı planlar ve iletişim imkanları oluşturacaklar ve müdahalede etkinliği sağlamak üzere koordinasyon ve gerekli kaynakların harekete geçirilmesi için bir mekanizma yaratacaklardır. (madde 4.2) Taraf devletler protokolün beşinci maddesi ile bir tehlikeli ve zararlı madde kirliliği olayının büyüklüğünün gerekli kılması halinde kirlilikten etkilenen veya etkilenme ihtimali olan taraf devletlerin talebi üzerine olaya müdahale amacıyla işbirliği, danışmanlık hizmeti, teknik destek ve donanım sağlamayı kabul etmişlerdir. Bu yardımların maliyetinin karşılanması için gerekli esaslar Protokolün ekinde belirtilmiştir. Maliyetlerin karşılanmasında temel prensip; taraflar arasında farklı bir anlaşma yapılmadıkça yardım talep eden taraf devletin talep ettiği yardımın bedelini ödemesi, yardım talep edilmeksizin yardıma giden taraf devletin bu yardımın maddi külfetine katlanması yönündedir. Taraf devletler uluslararası işbirliğini kolaylaştırmak üzere tehlikeli ve zararlı madde kirliliğine müdahalede kullanılan gemi, hava vasıtası ve diğer taşıma araçları veya personel, yük, malzeme ve donanım taşınması için gerekli taşıtların ülkesine girişi, kullanımı, geçişi ve terk etmesini kolaylaştırmak üzere gerekli idari ve yasal düzenlemeleri yapacaktır (Madde 5.3). 2.1.a.3 Açık Denizde Petrol Kirlenmesi Olaylarına Müdahale Hakkında Uluslararası Sözleşme (INTERVENTION 69-International Convention Relating to Intervention on the High Seas in Cases of Oil Pollution Casualties 1969) 1967 yılında meydana gelen Torrey Canyon kazası, açık denizdeki petrol kirlenmesi olaylarına, bu kirlenmeden etkilenebilecek kıyı devletlerinin müdahale yetkisi konusunda uluslararası hukukta boşlukların bulunduğu şüphe ve tartışmalarını tekrar dünya gündemine getirmiş ve devletleri bu konuda bir müdahale rejimi belirlemek üzere münhasır bir uluslararası anlaşma hazırlanması yönünde harekete geçirmiştir. 1969 yılında bu maksatla Brüksel de toplanan uluslararası konferans tarafından hazırlanan ve imzalanan Açık denizde Petrol Kirlenmesi Olaylarına Müdahale Hakkında Uluslararası Sözleşme (INTERVENTION 69) açık denizde bir petrol kirlenmesini müteakip kıyı devletlerinin kendi kıyılarına yönelik muhtemel kirliliği veya kirlilik tehlikesini önlemek, azaltmak veya ortadan kaldırmak üzere açık denizde gerekli bazı tedbirler alma hak ve yetkisini kabul etmektedir. 1973 yılında bir uluslararası konferans tarafından kabul edilen protokol ile bu hak ve yetkiler, Protokolün eklerinde listelenen petrolden başka maddelerin de Sözleşme kapsamına alınması suretiyle genişletilmiştir. INTERVENTION 69 toplam 17 madde ve bir ekten oluşmaktadır. 5

Sözleşmenin birinci maddesi, Sözleşmeye taraf devletlerin büyük zararlı etkilerinin beklenebileceği petrol kirlenmesi olaylarında kıyılarının ve diğer çıkarlarının petrol kirlenmesi nedeniyle ciddi ve yakın kirlenme tehlikesi veya tehdidi durumunda tehlike veya tehdidin azaltılması, ortadan kaldırılması veya önlenmesi için açık denizde gerekli tedbirleri alabileceklerini öngörmektedir (Madde 1.1). Ancak, herhangi bir savaş gemisi veya devlet tarafından ticari olmayan amaçlar için işletilen veya devletin sahip olduğu gemilere Sözleşme kapsamında bir tedbir uygulanmayacaktır (Madde 1.2). Kıyı devletlerinin açık denizde yukarıda belirtilen yetkileri kullanmaları mutlak bir hak olarak öngörülmemiş ve bazı şartlara bağlanmıştır (Madde 3). Bu şartlar; (1) Tedbir alınmadan önce, kıyı devleti olaydan etkilen diğer ülkelerle ve özellikle bayrak devleti veya devletleri ile istişarede bulunacaktır. (2) Kıyı devleti olaydan etkilenen diğer kıyı devletine alacağı tedbirleri gecikmeksizin bildirecek, varsa onun tekliflerini dikkate alacaktır. (3) Bir tedbir uygulanmadan önce IMO da bu maksatla listesi bulunan bağımsız uzmanlarla istişarede bulunulacaktır. (4) Durumun aciliyetine bağlı olarak kıyı devleti istişare ve bildirimden önce acil gördüğü tedbirleri alabilecektir. (5) Kıyı devleti tedbirleri uygulamadan önce insan hayatına ve tehlike altındaki diğer şahıslara karşı riskleri önlemeyi değerlendirecektir. (6) Birinci maddenin uygulanması kapsamında gerekli bildirimler ilgili devletlere ve IMO ya gecikmeksizin gönderilecektir. Kıyı devletleri tarafından Sözleşmenin birinci maddesine göre alınacak tedbirler gerçek zarar veya zarar tehlikesi ile uyumlu olacaktır. Bu tedbirler makul ölçüde olacak ve bayrak devletlerinin, üçüncü ülkelerin ve diğer gerçek ve tüzel kişilerin hak ve çıkarlarına gereksiz müdahale niteliğinde olmayacaktır. Tedbirlerin uyumluluğu değerlendirilirken aşağıdaki kriterler dikkate alınacaktır; (1) Öngörülen tedbirlerin uygulanmaması halinde zararın boyutu ve olasılığı, (2) Öngörülen tedbirlerin etkinliği, (3) Öngörülen tedbirlerin neden olabileceği zararların boyutu (Madde5). Sözleşme hükümlerinin hilafına alınan tedbirleri uygulayan taraf devlet bu nedenle herhangi bir zarara sebep olması durumunda makul tedbirleri aşan boyuttaki zararları tazmin etmekle yükümlüdür (Madde 6). 1973 Müdahale Protokolü Protokolde, Sözleşmede öngörülen müdahale yetkileri Protokolün ekinde listelenen petrol dışındaki maddeleri de içine alacak şekilde genişletmek amacıyla tekrarlanmış veya Sözleşmenin ilgili hükümlerine atıf yapılmıştır. Protokolde dikkat çeken diğer bir konu da, Protokolün ekindeki petrol dışındaki diğer maddeler listesinin değiştirilmesi yetkisinin bazı usul ve esaslar çerçevesinde IMO ya verilmiş olmasıdır. Türkiye Sözleşmeye ve Protokole henüz taraf değildir. Ancak, taraf olma çalışmaları sürdürülmektedir. Açık denizin karasularımıza yakın bölümlerinde ortaya çıkabilecek bir petrol veya diğer maddelerle kirlenmenin kıyılarımızı kirletmesi ve diğer çıkarlarımızı olumsuz etkilemesi kuvvetle muhtemeldir. Bu nedenle Sözleşmeye ve Protokole taraf olunarak açık denizde petrol ve diğer maddelerle kirlenme olaylarına müdahale ve gerekli tedbirlerin alınması yetkileri sağlanmalı ve gerektiğinde kullanılmalıdır. Ayrıca, Sözleşmenin amacı ve hükümleri Türkiye nin taraf olduğu CLC 92, FUND 92 gibi tazmin sözleşmelerinin münhasır ekonomik bölge ilan edilmeyen denizlerde karasularının ötesindeki kirlenmelerin tazmini esasları ile örtüşmektedir. Balıkçılık ve diğer canlı 6

kaynaklarımızın korunması açısından da karasularımıza yakın deniz alanlarında meydana gelebilecek olayların yaratacağı kirlenmeye müdahale kaçınılmaz olabilecektir. 2.1.b Sorumluluk ve Tazmin Sözleşmeleri Petrol kirliliği konusunda CLC 92, FUND 92 ve 2003 FUND Protokolü, gemide yük olarak taşınan ve ağır hidrokarbon içeren ve uçucu özelliğe sahip olmayan petrol ve türevi kirliliklerden kaynaklanan zararların tazminine ilişkin sözleşmeler olup üç aşamalı bir tazmin sistemini oluşturmaktadır. Birinci aşama CLC 92 ile gemi sahibi veya işletenin bu Sözleşmelerdeki limitlere göre gemisinin yarattığı zararlardan sorumlu olduğu ve bu sorumluluğunu uygun sigorta sistemleri ile garanti altına aldığı durumdur. Bu tazmin sisteminin zararları karşılamada yetersiz kalması durumunda ikinci aşama olarak FUND 92 ile petrol ithal edenlerin katkıları ile oluşturulan Uluslararası Petrol Kirliliği Fonu, Sözleşmelerde belirtilen limitlere kadar tazmin edilemeyen zararları karşılamaktadır. 16 Mayıs 2003 tarihinde kabul edilen ve 2005 yılı başında yürürlüğe giren 2003 FUND Protokolü ile oluşturulan ve petrol ithal edenlerin katkılarını kapsayan ilave fon petrol kirliliğinden kaynaklanan zararların karşılanmasında üçüncü aşama olarak kabul edilmektedir. 5312 sayılı Kanun gereği, bir kıyı tesisinde meydana gelen kirlenme olayları Türkiye nin taraf olduğu bir uluslararası tazmin sözleşmesinin kapsamına giriyorsa, bu durumda o sözleşme hükümleri uygulanacaktır. Bir kıyı tesisinde kirlenme olaylarında zararların tazmini açısından aşağıdaki durumlarla karşılaşılabilir. Bu durumlarda uygulanacak uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuat konusunda gerekli açıklamalar aşağıda yapılmıştır. Ayrıca kalıcı kirliğe çok fazla sebep olmayan ve uçucu özelliğe sahip olan gemi yakıtları kaynaklı kirliliklerin tazmini için BUNKER 2001, petrol ve türevleri dışında kalan tehlikeli ve zararlı maddeler için ise HNS 96/2010 sözleşmeleri mevcuttur. Uluslararası petrol kirliliği sözleşmelerine tabi gemilerin karıştığı kirlenme olayları: Türkiye nin kıyı tesislerinde meydana gelen petrol kirliliği olaylarının büyük bir kısmı uluslar arası petrol kirliliği sözleşmelerinin uygulanmasını gerektirmektedir. Böyle durumlarda, CLC 92 gereği geminin tonajına göre belirlenecek limitlere kadar kirlilik zararlarını P&I kulübü tazmin etmek durumundadır. Kirlenme zararlarının CLC 92 limitlerini aşması durumunda FUND 92 ile kurulan fon, FUND 92 limitlerini de aşması durumunda İlave Fon kirlilik zararlarını ödemek durumundadır (üç aşamalı sistem). Diğer zararlı ve tehlikeli maddelerle kirlenmenin tazmini sözleşmelerine tabi gemilerin karıştığı kirlenme olayları: HNS Sözleşmesi, petrol kirliliği için oluşturulan CLC92-FUND92 sistemine tamamen paralel bir sistem oluşturmuş olmakla birlikte, HNS Sözleşmesi bu aşamada henüz yürürlüğe girmemiştir. Türkiye Sözleşmeye taraf olma çalışmalarını tamamlamış, sözleşme taraf olunmak için TBMM Genel Kuulunda görüşülmeyi beklemektedir. Şimdilik bu tür zararların tazmininde sözleşme yürürlüğe girinceye kadar Deniz Alacakları İçin Sorumluluğun Sınırlandırılması Hakkında Uluslararası Sözleşme (LLMC-International Convention on Limitation of Liability for Maritime) LLMC 96 limitlerine göre daha önceden P&I kuruluşları tarafından tazmin garantisi altına alınacak ve tazmin edilecektir. LLMC limitlerini aşan zararların tazmin edilmesi söz konusu olmayacaktır. Gemi bunkerlerinden kirlenme meydana gelmesi: Gemi bunkerlerinden kirlenme meydana gelmesi durumunda uygulanacak uluslararası tazmin sözleşmesi Bunker 2001 dir. Türkiye bu sözleşmeye taraftır. Sözleşmeye göre zararlar LLMC 96 limitlerine uygun olarak P&I kuruluşları tarafından tazmin edilecektir. LLMC 96 ya tabi gemilerin karıştığı kirlenme olayları: Yukarıda bahse konu uluslararası sözleşmelerin kapsamına girmeyen kirlenme olaylarında, kirlilik zararları tarafı olduğumuz LLMC 96 sınırları 7

çerçevesinde P&I kuruluşları tarafından tazmin edilecektir. Diğer kirlenme olayları: Gemilerin karıştığı diğer kirlenme olayları ve gemilerin karışmadığı, münhasıran kıyı tesisi faaliyetlerinden kaynaklanan kirlenme olaylarında gemiler için 5312 sayılı Kanun ile getirilen kirleten öder prensibine göre tazmin yükümlülüğü ve aynı kanun gereği oluşturulacak kıyı tesisleri sorumluluk sigortası ile tazmin sistemi uygulanacaktır. 2.1.b.1 Petrol Kirliliğinden Doğan Zararın Hukuki Sorumluluğu ile İlgili Uluslararası Sözleşme ve 1992 Protokolü (CLC 69-International Convention on Civil Liability for Oil Pollution Damage 1969 and 1992 Protocol-CLC 92) Petrol taşıyan tankerlerin karıştıkları kazalar sonucu ortaya çıkan petrol kirlenmesinden etkilenenlerin zararlarının tazmin edilmesini sağlamak üzere hazırlanmıştır. 1969 yılında kabul edilen ve 1975 yılında yürürlüğe giren 1969 CLC Sözleşmesine 1992 Protokolü (CLC92) ile köklü değişiklikler yapılarak yeni ödeme sistemi getirilmiştir. CLC 92, 1992 yılında kabul edilmiş ve 1996 yılında yürürlüğe girmiştir. Günümüzde CLC 1969 Sözleşmesine taraf olan devletlerin tamamı CLC 92 ye de taraf olduklarından CLC 92, 1969 CLC Sözleşmesinin yerini almıştır. CLC 92, 1969 Sözleşmesinden farklı olarak; yürürlüğe giriş şartları yumuşatılmış, tazmin limitleri 1984 değişikliklerinde olduğu gibi muhafaza edilmiş, coğrafi kapsama alanı münhasır ekonomik bölgelere veya karasularının ötesindeki benzeri deniz alanlarına yaygınlaştırılmış, önleyici tedbirlerin maliyetleri tazmin kapsamına alınmış, petrol taşımak amacıyla inşa edilmiş tankerlerin bunkerlerinden kaynaklanan kirlilik de Sözleşme kapsamına alınmış ve kirlilik yaratma kastıyla ihmal veya sonuçlarını bilerek yapılan fiillerin neden olduğu olaylarda sorumluluğun sınırlandırılması imkanı kaldırılmıştır. CLC 92 ye göre; 2000 ton dan fazla petrol taşıyan gemilerin donatanları mecburi sigorta anlamına gelen Blue Card sertifikayı gemilerinde bulundurmak zorundadır. CLC 92 ye göre; 140.000grt ve üzeri gemiler yaklaşık 134,6 milyon USDlık Sigorta yapmak zorundadır. 2.1.b.2 Petrol Kirliliği Zararının Tazmini İçin Bir Uluslar arası Fonun Kurulması İle İlgili Uluslar arası Sözleşme ve 1992 Protokolü(FUND 71-International Convention on the Establishment of an International Fund for Compensation for Oil Pollution Damage 1971 and 1992 Protocol-FUND 92) CLC 69 Sözleşmesinin kurduğu tazmin sistemi, bazı ülkelerce gemi sahiplerine ağır yükümlülükler getirdiği, bazı ülkelerce de Sözleşmenin tazmini limitleri öngörmesi nedeniyle büyük tankerlerin neden olabileceği ağır zararların bu sistem tarafından karşılanmada çok yetersiz kalacağı yönünde eleştirilmiştir. Ancak, özellikle büyük tankerlerin neden olacağı zararların Sözleşmenin öngördüğü limitlerin çok üzerinde olacağı bir gerçektir. Son dönemde meydana gelen tanker kazalarından alınan dersler ışığında bu olumsuzluğu gidermek üzere limitlerin ötesindeki zararların ve karşılanamayan bazı tür zararların karşılanması için bir tazmin fonu oluşturulması kararlaştırılmıştır. 18 Aralık 1971 de bir uluslararası konferans tarafından kabul edilen FUND 71, 16 Ekim 1978 tarihinde yürürlüğe girmiştir. FUND 71 de 27 Kasım 1992 de kabul edilen ve 30 Mayıs 1996 da yürürlüğe giren 1992 Protokolü (FUND 92) ile köklü değişiklikler yapılmıştır.. FUND 92 ile oluşturulan tazmin fonu, 24 Mayıs 2002 tarihinde tamamen 1969 FUND Sözleşmesi ile oluşturulan tazmin fonunun yerini alarak 1971 fonu iptal edilmiştir. Toplam 45 maddeden oluşan FUND 92 ile, FUND 71 Sözleşmesinin; yürürlüğe giriş şartları yumuşatılmış, tazmin limitleri artırılmış, coğrafi kapsama alanı CLC 92 ye bağlı olarak münhasır ekonomik bölgelere veya karasularının ötesindeki benzeri deniz alanlarına yaygınlaştırılmıştır. Denizyolu ile 150.000 tondan fazla petrol ithal eden firmalar Fona katkı sağlamak zorundadır. Petrol 8

ithal eden kıyı Tesisleri kaza sonucu oluşacak tazminat taleplerinde 311Milyon USD a kadar sorumludur. 2.1.b.3 Petrol Kirliliği Zararının Tazmini İçin Bir Uluslar arası Fonun Kurulması İle İlgili Uluslararası Sözleşmenin (1992) 2003 Protokolü (Protocol of 2003 to the International Convention on the Establishment of an International Fund for Compensation For Oil Pollution Damage, 1992) 2003 Fon Protokolü, ana sözleşmesi Fon 92 de olduğu gibi; Protokole taraf devletlerin karasuları dahil ülkesinde ve uluslararası hukuka göre belirlenen münhasır ekonomik bölgesinde meydana gelen petrol kirliliği zararlarına ve bu zararların önlenmesi veya asgariye indirilmesi için alınan önleyici tedbirlere uygulanmaktadır. CLC 92 ve FUND 92 sözleşmelerinin getirdiği tazminat miktarı da dahil olmak üzere, kaza başına yaklaşık 1.151.000.000 USD (750 milyon SDR) ile sınırlı bir üst tazminat ile Ek Fon oluşturulmuştur. İlave fona katkılar: 2003 Protokolü ile oluşturulan ilave fona katkılar, protokolde belirtilen esaslara ve tespit ve ödeme yöntemlerine göre her takvim yılı içerisinde 150.000 tondan fazla petrol ithal edenlerden alınacak paylardan oluşmaktadır. Taraf devletler ülkelerinde alınan katkı petrolü için ödenmesi gereken katkı payının yerine getirilmesini sağlayacak ve bu maksatla iç hukuklarına yaptırımlar koymak dahil her türlü tedbiri alacaklardır. 2.1.b.4 Denizde Talepler İçin Sorumluluğun Sınırlandırılması Hakkında Sözleşme (LLMC 76- Convention on Limitation of Liability for Maritime Claims 1976) ve 96 Protokolü (LLMC 96) Sözleşme münhasır bir tazmin sistemi oluşturmamakta, diğer uluslararası sözleşmelerin kapsamına girmeyen kirlenmelerde hangi kirlilik zararlarının hangi limitlere kadar ödeneceğini belirlemektedir. Uygulamada bu tür durumlarda sözleşmede belirtilen limitlere kadar tazmin garantileri P&I kuruluşları tarafından sağlanmaktadır. 2.1.b.5 Zararlı ve Tehlikeli Maddelerin Denizden Taşınmasında Zararların Tazmini ve SorumlulukHakkında Uluslararası Sözleşme (HNS 96-International Convention on Liability and Compensation for Damage in Connection with the Carriage of Hazardous and Noxious Substanges by Sea 1996) Gemilerde yük olarak taşınan petrolden başka diğer zararlı maddelerden kaynaklanan zararların karşılanması amacıyla oluşturulmuştur. HNS 96, CLC ve FUND sözleşmelerinin diğer zararlı maddeler için karşılığı olarak iki aşamalı bir tazmin sistemi oluşturmuştur. Taşıyanın sorumluluk limitlerinin aşılması durumunda HNS fonundan fon limitleri kadar zararların tazmini söz konusudur. 2.1.b.6 Bunkerlerdeki Petrolden Kaynaklanan Kirlenme Zararları İçin Hukuki Sorumluluk Hakkında Uluslararası Sözleşme (BUNKER 2001-International Convention on Civil Liability for Bunker Oil Pollution Damage 2001) Gemi bunkerlerinde taşınan yakıttan kaynaklan zararların tazmini konusunu düzenleyen bir uluslar arası sözleşmedir.1000 GRT ve üzeri tüm gemilerin yakıtından kaynaklanan kirlenme zararlarının tazminini kapsar. 100.000grt ve üzeri gemilerin zorunlu Bunker Sigortası yaklaşık 45 Milyon USD lık tazminatı içerir. 2.2 AVRUPA BİRLİĞİ MEVZUATI Denizyolu taşımacılığı Avrupa için büyük önem taşımaktadır. Avrupa Birliği nin dış ticaretinin yüzde 90 ı deniz yoluyla gerçekleşmekte ve Avrupa Birliği limanlarında yılda 3,7 milyon tondan fazla yük yüklenmekte ve boşaltılmaktadır. Ayrıca, coğrafyasının, tarihinin ve küreselleşmenin etkilerinin bir sonucu olarak, deniz taşımacılığı Avrupa Birliği ticaretinin gelişmesinde gelecekte de en önemli taşımacılık biçimi olmaya devam edecektir. 9

Deniz kirliliğine müdahale konusunda doğrudan veya dolaylı etkilere sahip olan birtakım tüzük ve kararlar mevcuttur. Bunlar aşağıda belirtilmiş olup, ileriki sayfalarda detaylı şekilde açıklanacaktır. Kazaen ve kasten deniz kirliliği alanında işbirliği için 1 Ocak 2000-31 Aralık 2006 tarihlerini kapsayacak şekilde bir topluluk çerçevesi oluşturan 2850/2000/EC sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Kararı Deniz güvenliği ve gemi kaynaklı kirliliğin önlenmesinde topluluk mevzuatının uygulanmasına yardım etmek için üye ülkeler ve komisyona teknik ve bilimsel destek vermek, mevzuat uygulamaları izlemek ve sahada alınan önlemlerin etkinliğini değerlendirmek amacıyla EMSA (Avrupa Deniz Güvenliği Ajansı)nı kuran 1406/2002 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü EMSA nın görevleri arasına gemi kaynaklı kirliliğe müdahaleyi de ekleyerek 1406/2002 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğünü değiştiren 724/2004 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü EMSA nın görevleri arasına petrol ve gaz işletmelerinden kaynaklı deniz kirliliğine müdahaleyi de ekleyerek 1406/2002 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğünü değiştiren 100/2013 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü Sivil korunma alanında topluluk ve üye ülkeler arasında işbirliğini artırıcı topluluk mekanizması kuran ve 2007/779/EC sayılı Konsey Kararı ile iptal edilen 2001/792/EC sayılı Konsey Kararı 2001/792/ EC Sayılı Konsey Kararının Uygulanması İçin Kurallar Koyan 2004/277/EC Sayılı Komisyon Kararı ve bu kararı değiştiren 2008/73/EC ve 2010/481/EU sayılı Komisyon Kararları Sivil Korunma alanında işbirliğini artırıcı bir Avrupa Topluluğu mekanizması kuran 2007/779/EC sayılı Konsey Kararı Sivil Korunma Finansal Aracı nı oluşturan 2007/162/EC sayılı Konsey Kararı 2007/162/EC sayılı Konsey Kararı ndaki ulaşıma ilişkin hükmün uygulanmasına ilişkin 2007/606/EC, Euratom sayılı Avrupa Komisyonu Kararı Sivil Korunma alanında 2007/779/EC ve 2007/162/EC sayılı Konsey Kararlarını kaldıran 1313/2013/EU sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Kararı 2.2.a Mevzuatın Gelişimi Avrupa Topluluğu, denize salınan hidrokarbonların neden olduğu kirliliğin azaltılması ve kontrolüne ilişkin bir Avrupa Toplulukları eylem programı oluşturan 26 Haziran 1978 tarihli Konsey İlke Kararından bu yana deniz kirliliğine müdahalede önemli bir rol oynamaktadır. Bu İlke kararı daha sonra, diğer yabancı maddeleri de ele alacak biçimde genişletilmiştir. Kaza sonucu oluşan deniz kirliliğiyle ilgili Avrupa Topluluğu eyleminin temel amaçları şunlardır: Üye devletlerin petrol ve diğer zararlı maddeleri içeren büyük deniz kazalarına müdahale kapasitelerini geliştirme çabalarını desteklemek. Karşılıklı etkin yardım ve işbirliği için koşulları oluşturmak. 20 Aralık 2000 tarihinde, Avrupa Parlamentosu ve Konsey kaza sonucu veya kasti oluşturulan deniz kirliliği konusunda Avrupa Topluluğu işbirliği çerçevesi oluşturmayı hedefleyen 2000/2850/EC sayılı Kararı aldı. Karar, 2000 den 2006 ya kadar olan süreç için bir eylem planını içermektedir ve petrol veya diğer zararlı maddelerin yol açtığı kirlilik risklerini kapsamaktadır. Avrupa Komisyonu, üye devletlerin delegelerinden oluşan Deniz Kirliliği Yönetim Komitesi (MCMP) nin yardımıyla programı şu yollarla uygulamıştır: Deniz kirliliği konusunda hazırlıklı olmaya ve müdahale etmeye ilişkin verilerin karşılıklı değişimini amaçlayan bir Avrupa Topluluğu bilgi sistemi Eğitim, karşılıklı uzman değişimi, tatbikatlar, pilot projeler ve kaza sonrası çevresel etkilerin tetkikleri gibi eylemleri içeren üç yıllık bir uygulama planı Nitekim, 2006 ya kadar deniz kirliliği için temel belge, zararlı maddelerden kaynaklı deniz kirliliğine 10

ilişkin Avrupa Topluluğu bilgi sistemi hakkındaki 2000/2850/EC sayılı Konsey Kararı dır. Bu Karar, petrol ve diğer zararlı maddelerin neden olduğu kirliliğin kontrolüne ve azaltılmasına yönelik ulusal kaynaklara ilişkin bilgilerin toplanmasını ve yayınlanmasını gerektirmiştir. 2006 dan önce üstlenilen temel görevler şunlardır: Ülkenin kaza sonucu oluşan deniz kazaları üzerine politikalarının ve özellikle diğer üye devletlere yardım sunma koşullarının gözden geçirilmesi. Yetkili makamın (veya makamların) belirlenmesi. Deniz kirliliği alanına dâhil olan kurumların rolleri ve aralarındaki sorumluluk ve iletişim düzeyinin belirlenmesi. Toplum kaynaklarından olduğu gibi özel kaynaklardan da gerekli bilgilerin sağlanması yollarının tespit edilmesi. Bilgiye erişimin, saklamanın ve güncellemenin yollarının tespit edilmesi, gerekli hallerde Avrupa Topluluğu bilgi sisteminin gözden geçirilmesinin kolaylaştırılması. Komisyonun bilgi sistemi için oluşturacağı web sayfasıyla bağlantılı olacak ulusal websayfa(ları)sının oluşturulması 15.12.2001 tarihinde Avrupa Konseyi, sivil korunma alanında topluluk ve üye ülkeler arasında işbirliğini artırıcı topluluk sivil korunma mekanizmasını kuran 2001/792/EC sayılı kararı aldı. Deniz kirliliği acil durumlarındaki müdahalelerde Avrupa Topluluğu eylemi, 2001/792/EC sayılı Karar ı yürürlükten kaldırılıp, yerine yeniden düzenlenip birleştirilmiş Avrupa Topluluğu Sivil Korunma Mekanizması oluşturan 2007/779/EC sayılı Konsey Kararı yla güçlendirildi. Bu belge, deniz kirliliğiyle olduğu kadar sivil korunmayla da ilgilidir. Bunun yanı sıra, Konsey ayrıca Avrupa Topluluğu Sivil Korunma Mekanizması aracılığıyla kaza sonucu olan deniz kirliliği acil durumlarına müdahaleyi de kapsayan, Sivil Korunma Finansal Aracı nı oluşturan 2007/162/EC sayılı Karar ı 5 Mart 2007 de kabul etti. 17 Aralık 2013 tarihinde ise Sivil Korunma alanında 2007/779/EC ve 2007/162/EC sayılı Konsey Kararlarını kaldıran 1313/2013/EU sayılı Kararı kabul etti. 2.2.b Avrupa Deniz Güvenliği Ajansı (EMSA) 1406/2002 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü ile EMSA nın kurulması; denizde yolcu ve yük taşımacılığının güven, emniyet ve temizliği bağlamında geliştirilmesini amaçlayan Avrupa Birliği düzeyindeki temel girişimlerdendir. EMSA nın kuruluş amacı, Avrupa Komisyonu na ve üye devletlere deniz güvenliği ve gemilerin yol açtığı kirliliğe ilişkin AB mevzuatının tam olarak uygulanmasıyla ilgili konularda teknik ve bilimsel yardım sağlamak, mevzuat uygulamalarını izlemek ve sahada alınan önlemlerin etkinliğini değerlendirmektir. Topluluk sularında yaşanan kazalar (özellikle Prestij ve Erika kazaları) sadece kirliliği önleme değil aynı zamanda kirliliğe müdahale alanında da topluluk eylemine ihtiyaç olduğunu gösterdi. Böylece 1406/2002 sayılı Tüzükle belirlenmiş görevlerinin yanı sıra EMSA ya 724/2004 sayılı tüzükle petrol kirliliğine müdahaleyle ilgili, 100/2013 sayılı tüzükle de petrol ve gaz işletmelerinden kaynaklı deniz kirliliğine müdahaleyle ilgili de ek görevler verilmiştir. Son düzenlemelerle ajansın ana görevleri şöyle özetlenebilir: Komisyona deniz güvenliği ve gemi kaynaklı kirliliğin önlenmesinde yardım etmek a) Mevzuatın güncellenmesi ve geliştirilmesinde konularında b) Üye ülkelere ziyaret ve teftişleri gerçekleştirerek birliğin ilgili yasalarının etkili uygulanması konularında Üye ülkelerle birlikte çalışmak a) İlgili eğitim aktiviteleri organize edilmesi b) Mevzuatın uygulanması için gerekli ulusal kapasitenin inşasına teknik destek sağlanması ve ilgili operasyonel hizmetlerin koşullarını içeren teknik çözümler geliştirilmesi c) Üye ülkelerden talep gelirse gemiler ve petrol ve gaz tesislerinden kaynaklı deniz kirliliğine müdahalede ek araç sağlayarak operasyonel destek verilmesi d) Kazaen ve kasten kirlilik alanında üye ülkeler ve komisyona teknik ve bilimsel destek sağlanması Üye ülkeler ve komisyon arasındaki işbirliğini kolaylaştırmak 11

a) 2002/59/EC sayılı Direktif ile kapsanan trafik izleme alanında, özellikle kıyıdaş ülkeler arasındaki işbirliğinin artırılması, bu direktifte refere edilen Avrupa birliği uzun dönemli tanıma ve izleme veri merkezi ve SafeSeaNetin geliştirilmesi ve işletilmesi b) Deniz taşımacılığı sektöründeki kazaların incelenmesini yöneten temel prensipleri kuran 2009/18/EC sayılı direktifle uyum içinde deniz olaylarının incelenmesi alanında, kazaların incelenmesinde üye ülkelere operasyonel destek sağlanması c) Komisyon ve üye ülkelere bilgi ve veri sağlanması d) 2005/35/EC sayılı direktifle uyum içerisinde illegal desarj yapan gemilerin saptanması ve takibinin geliştirilmesinde görev yapılması e) CleanSeaNet kullanarak kirliliğin boyutunu ve çevresel etkisini izlemede görev yapılması f) IMO, ILO ve Paris MoU ve ilgili bölgesel organizasyonların teknik yapılarındaki işlere katkıda bulunmak için üye ülkeler ve komisyon için gerekli teknik desteğin sağlanması g) 2010/65/EU direktifinin uygulanmasına ilişkin; özellikle SafeSeaNet ile verinin elektronik iletimini kolaylaştırarak üye ülkelerin limanlarına gelen ve limanlarından ayrılan gemilerin raporlanmasında görev yapılması AB nin bir güvenlik ajansı kurması ve kendi sularında IMO Konvansiyonlarından daha ileri güvenlik uygulamaları yapması eğilimi; IMO yu da harekete geçirmiş ve IMO; deniz güvenliği ile ilgili kararları hızlandırmıştır. Tek cidarlı tankerlerin devre dışı bırakılması konusunda IMO nun aldığı AB benzeri karar buna örnektir. Ancak tek cidarlı dökme yük gemilerinin devre dışı bırakılması konusunda AB ülkeleri ve İngiltere tarafından IMO ya getirilen teklif Deniz Güvenliği Komitesi 78. Dönem Toplantılarında kabul görmemiştir. Asıl sorun; zenginler kulübü olarak nitelendirilebilecek AB ülkelerinin rahatlıkla alacağı önlemlerin dünyanın geri kalan ülkelerinde mali sorunlar yaratabileceği ve bu önlemlerin IMO içerisinde kabul görmeyebileceğidir. 2.2.c AB Sivil Korunma Mekanizması Sivil Korunma alanında birleştirici nihai karar olan 1313/2013/EU sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Kararı ile birlik mekanizması üç önemli temel üzerinde yükselmektedir: Acil Durum Müdahale Koordinasyon Merkezi (Emergency Response Coordination Centre, ERCC) Ortak Acil Durum Haberleşme ve Bilgi Sistemi (Common Emergency Communication and Information System, CECIS) Avrupa Acil Durum Müdahale Kapasitesi (European Emergency Response Capacity, EERC) 2.2.c.1 Mekanizmanın Aktivasyonu Mekanizma, katılımcı bir üye ülkenin yardım çağrısı ile aktive olur. Birlik içinde bir afet olduğunda (veya eli kulağındaysa); etkilenecek üye ülke ERCC ile yardım talep edebilir. Talepler mümkün olduğunca spesifik olmalıdır. Yardım talebi geldiğinde komisyon gecikmeksizin, talebi üye ülkelerin kontak noktalarına iletecek, durumla ilgili bilgiyi etkilenen üye ülkeyle birlikte toplayacak ve üye ülkelere yayacaktır.yardım çağrısı katılımcı diğer ülkeler taradından CECIS vasıtasıyla de görünebilir. Katılımcı ülkelerin ulusal kontak noktaları mevcut kaynaklarını değerlendirecek ve ERCC i yardım etmek için hazır olup olmadıkları hususunda bilgilendirecektir. ERCC, daha sonra yardımın hemen tedarikini temin için yardım isteyen ile yardım teklif eden ülkeler arasındaki iletişimi sağlayacaktır. Tüm bildirimler CECIS ile yapılacaktır. (Bkz. Şekil 2) Birlik dışında bir afet olduğunda da etkilenen ülke ERCC ile yardım isteyebilir. Yardım BM ve ajansları veya ilgili uluslararası organizasyonlarla da istenebilir. Mekanizma aynı zamanda acil deniz kirliliği durumlarında Avrupa Deniz Güvenligi Örgütü (EMSA) ile de işbirliği halinde çalısmaktadır. Üye ülkeler büyük çaplı petrol ve kimyasal madde kirliliklerinde yardım taleplerini ERCC üzerinden yapmaktadır. Türkiye AB Sivil Korunma Mekanizması na üye olmadığı için bu sistemi kullanamamaktadır. 1... 2.2.c.2 Acil Durum Müdahale Koordinasyon Merkezi (Emergency Response Coordination Centre, 12

ERCC) ERCC, insani krizlere yönelik DG ECHO mevcut Kriz Odası ile sivil korunmaya yönelik İzleme ve Enformasyon Merkezinin (MIC) temelleri üzerine kurulmuştur. ERCC, sivil korunma mekanizmasının operasyonel kalbi olarak tanımlanmakta ve 24/7 esasıyla çalışmaktadır. ERCC, mekanizmaya katılan 32 ülkenin (28 AB üyesi ülke, Makedonya, İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç) ulusal kriz merkezleri ile yakın işbirliği içinde çalışmaktadır. ERCC, birlik mekanizmasının hedefleri doğrultusunda üye ülkelere ve komisyona hizmet vermektedir. Nerede ve ne zaman bir afet yasanırsa yasansın oraya daha etkin AB yardımı ulastırmak esas hedeftir. ERCC,afetler hakkında gerçek zamanlı bilgiyi toparlayacak, riskleri izleyecek, farklı afet türleri için senaryolar hazırlayacak, üye ülkeler ile birlikte hareket ederek sahip oldukları kaynakların haritasını çıkaracak ve AB'nin afet müdahale çalısmalarını koordine edecektir. En önemlisi, üye ülkelerdeki sivil savunma ve insani yardım sorumluları ile doğrudan temasta olarak, afet müdahalesinde tam anlamı ile birlikte hareket edilmesini saglayacaktır. Büyük bir felakete maruz kalan birliğin içindeki ya da dışındaki her ülke ERCC merkezinden destek almak için başvurabilmektedir. Öte yandan ERCC, devam eden acil durum ile ilgili güncel bilgi temin etmekte, bu bilgiler ışığında felakete maruz kalan ülkelere katılımcı ülkeler tarafından yapılan destek tekliflerini koordine edici bir görevi de üstlenmektedir. Acil durumlar boyunca ERCC üç önemli rol oynar: İletişim merkezi: ERCC, yardım talep ve teklifleri için odak noktası rol oynar. Bu, afetten etkilenen ülke ile irtibatı sağlamak için katılımcı ülkelerin yükünü hafifletmede yardımcı olur. ERCC, teklif edilen yardım ve mevcut kaynaklar ile ilgili bilgiye erişim ve paylaşımda katılımcı ülkelere merkezi bir platform sağlar. Bilgi sağlama: ERCC, afetler hakkında gerçek zamanlı bilgileri katılımcı ülkelere sağlamaktadır. Erken uyarılar da bu bilgiler kapsamındadır. Koordinasyon: ERCC, yardımın tedariki kolaylaştırıcı rol oynamaktadır. Şöyle ki; yardım için gelen teklifleri karşılaştırarak, yardımdaki boşlukları tanımlayarak ve çözümler arayarak ve değerlendirme ve koordinasyon için AB sivil korunma uzmanlarını afet bölgesine göndererek bunu sağlar. 2.2.c.3 Ortak Acil Durum Haberleşme ve Bilgi Sistemi (Common Emergency Communication and Information System, CECIS) CECIS, katılımcı ülkeler arasında acil durum iletişimini sağlama amacıyla oluşturulmuş güvenilir web tabanlı bir alarm ve bilgilendirme uygulamasıdır. CECIS, ERCC ile ulusal kontak noktaları arasındaki iletişimi kolaylaştırarak afetlere daha etkin ve hızlı müdahale etmeyi sağlar. CECIS ın son kullanıcıları ERCC ve ulusal kontak noktalardır. CECIS aşağıdaki komponentleri içermektedir. Katılımcı ülkeler ve ERCC kontak noktaları ve yetkili kişileri birbirine bağlayan bir network tabakası Sivil korunma yardım müdahalelerinin çalışması için veritabanları ve diğer bilgi sistemlerinden oluşan bir uygulama tabakası CECIS ile depolanan ve alışverişi yapılan bilginin gizliliğinin sağlamak için gerekli prosedürler, sistemler ve kurallar setinden oluşan bir güvenlik tabakası 2.2.c.4 Avrupa Acil Durum Müdahale Kapasitesi (European Emergency Response Capacity (EERC) Üye ülkelerin kaynaklarından olusan gönüllü bir havuz olusturulması ve Avrupa genelinde afetlere her an acil müdahale için hazır olması hedeflenmektedir. EERC, üye ülkelerin müdahale kapasiteleri, ekipleri ve uzmanlarını içeren bir gönüllü havuzu olup 1313/2013/EU sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Kararınca; Belirlenen riskler temelinde, komisyon EERC için gerekli anahtar müdahale kapasitelerin tür ve sayısını belirleyecektir. ("kapasite açıkları") 13

Komisyon, üye ülkelerin EERC e önereceği müdahale kapasiteleri için kalite gereksinimleri belirleyecektir. Üye ülkeler, müdahale kapasitelerinin kaliteyi sağladıklarından sorumlu olacaktır. Komisyon müdahale kapasitelerinin sertifikasyonu için bir süreç sistemi kuracaktır. Üye ülkeler, EERC ye önerecekleri müdahale kapasitelerini gönüllülük temelinde belirleyecek ve kaydedecektir. Üye ülkelerin EERC için belirledikleri müdahale kapasiteleri, ERCC ile iletilen bir yardım teklifini takiben birlik mekanizması altında müdahale operasyonları için hazır olacaktır. Kapasitelerin görevlendirilmesi için nihai karar üye ülkeler tarafından alınacak ve kendi emir komutaları altında görev yapacaklardır ve ülkesi içinde acil durumlar olduğunda geri çekilebilecektir. 2.2.c.5 AB Sivil Korunma Mekanizması Temel Yükümlülükleri Sivil Korunma Mekanizması na katılan ülkelerin, Sivil Korunma alanında birleştirici nihai karar olan 1313/2013/EU sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Kararı uyarınca göz önünde bulundurması gereken temel yükümlülükleri şunlardır: Yetkili otoriteler ile iletişim noktalarını belirlemek ve Avrupa Komisyonu nu bilgilendirmek Bir yardım talebinin ardından, ulaşılabilir müdahale kapasitelerini, ekiplerini ve uzmanları yetkili servislerinde önceden belirlemek ve komisyonu bilgilendirmek. (Müdahale kapasiteleri ile ekiplerin kompozisyonlarında acil durumun tipi ve acil durumdaki özel ihtiyaçlar dikkate alınmalıdır. Ekipler, müdahale sahasında önceden belirlenmiş görevlerini icra edeceklerdir ve ERCC ile yardım talebinin takiben kısa sürede sevke hazır olacak ve belli bir süre boyunca kendi kendine yetecek şekilde çalışacaktır.) Ulusal veya altulusal seviyede risk değerlendirmeleri geliştirmek ve ilgili unsurlarının bir özetini 22 aralık 2015 tarihine kadar komisyona ulaşılabilir yapmak ve bunu 3 yılda bir tekrarlamak Ulusal veya alt ulusal seviyede risk yönetim planlamasını geliştirmek ve güncellemek Ulusal veya alt ulusal seviyede risk yönetimi yetkinliğinin değerlendirmesini komisyona her üç yılda bir sunmak ERCC, EERC ve CECIS ile koordinasyon içinde çalışmak 1313/2013/EU sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Kararı uyarınca Komisyonun yapacağı iş ve eylemlerin önemli kısmı aşağıda özetlenmektedir: Risk değerlendirme ve haritalama konularında üye ülkeleri iyi uygulamalar, bilgi ve uzmanlığın paylaşımı ile desteklemek Birliğin karşılaşabileceği doğal ve insan kaynaklı afet riskleri haritasını iklim değişikliğinin muhtemel etkilerini de gözönünde tutarak ortaya koymak ve güncellemek İklim değişikliği ile başa çıkmak için ulusal sivil korunma sistemleri hazırlamada iyi uygulamaların paylaşımını teşvik etmek ERCC i yönetmek Ortak Acil Durum Haberleşme ve Bilgi Sistemini (CECIS) yönetmek Erken uyarı ve tespit sistemlerinin entegrasyonu ve gelişimine katkıda bulunmak Üye ülkelerin deneyimli uzmanlarının ağını geliştirmek ve sürdürmek Üye ülkelerin müdahale kapasitelerini geliştirmeye yönelik çalışmalarını desteklemek Eğitim, tatbikat, öğrenilen dersler ve bilginin yayılması alanlarında çalışmalar yapmak. Bunun için sivil korunma ve acil durum personelleri için afet önleme, hazırlık ve müdahaleye yönelik eğitim programları tertip etmek 2.2.d Bölgesel Sözleşmeler-AB İlişkisi Avrupa Topluluğu aynı zamanda uluslararası işbirliği çalışmalarına da aktif olarak katılmaktadır. Avrupa Topluluğu, Baltık Denizi nin korunması için 1992 de imzalanan Helsinki Anlaşması; Kuzey 14

Denizi nin korunması için 1983 te imzalanan Bonn Sözleşmesi; Akdeniz in korunması için 1976 da imzalanan Barselona Anlaşması, ve Kuzey Doğu Atlantik in korunması için düzenlenen (henüz onaylanmayan) Lizbon Anlaşması gibi tüm önemli bölgesel anlaşmalara ve Avrupa nın etrafındaki bölge denizlerini kapsayan sözleşmelere taraf olarak katılan tüm üye devletler arasında merkezi bir rol oynamaktadır. 2. 3. BÖLGESEL SÖZLEŞMELER 2.3.a- Akdeniz in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi (Barselona Sözleşmesi) 1972 yılında Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) in kurulmasının ardından toplanan Yönetim Konseyi, Akdeniz in korunmasını öncelikli hedefler arasına dahil etmiş ve bu amaçla 1974 yılında söz konusu örgüt tarafından Bölgesel Denizler Programı Faaliyet Merkezi kurularak Akdeniz Eylem Planı (MAP) tasarısı hazırlanmıştır. MAP tasarısı, Akdeniz e kıyısı olan 16 ülke tarafından 28 Ocak-4 Şubat 1975 tarihleri arasında Barselona da yapılan hükümetler arası toplantıda kabul edilmiştir. MAP, bugün 21 Akdeniz ülkesi ve Avrupa Birliği tarafından yürütülmektedir. MAP çerçevesinde yürütülecek olan faaliyetlerin hukuki dayanağını oluşturmak üzere hazırlanan Akdeniz in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi (Barselona Sözleşmesi) 16 Şubat 1976'da Barselona'da imzaya açılmıştır. Akdeniz in Kirlenmeye Karşı Korunması (Barselona) Sözleşmesinin amacı; Akdeniz Bölgesinde deniz çevresinin korunmasını ve daha iyi duruma getirilmesini sağlamak üzere kirlilikten koruma, kirliliği hafifletme ve kirlilikle mücadele için bütün tedbirleri almaktır. 1992 yılında Rio de Janeiro'da yapılan BM Çevre ve Kalkınma Zirvesinde alınan kararların ruhuna uygun olarak, Barselona Sözleşmesi, 1995 yılında, deniz çevresinin yanı sıra, kıyı alanlarını da kapsayacak biçimde genişletilmiş, ayrıca, sürdürülebilir kalkınma hedefi, halkın katılımı, çevresel etki değerlendirmesi gibi unsurlar getirilmiştir. Bu çerçevede, yenilenen Sözleşme nin adı Akdeniz in Deniz Çevresinin ve Kıyı Alanlarının Korunması Sözleşmesi olarak değiştirilmiş olup, 9 Haziran 2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ülkemiz yeniden düzenlenen Barselona Sözleşmesi ne 2002 yılı itibariyle taraf olmuştur. Barselona Sözleşmesi nin Protokolleri nin başlıkları aşağıda sunulmuştur: Akdeniz'de Gemilerden ve Uçaklardan Boşaltma veya Denizde Yakmadan Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesi ve Ortadan Kaldırılması Protokolü, Akdeniz'in Kara Kökenli Kirletici Kaynaklara ve Faaliyetlere Karşı Korunması Protokolü, Akdeniz'de Özel Koruma Alanları ve Biyolojik Çeşitliliğe İlişkin Protokol, Olağanüstü Hallerde Akdeniz in Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerle Kirlenmesinde Yapılacak Mücadele ve İşbirliğine Ait Protokol (Acil Durum Protokolü), Akdeniz in Tehlikeli Atıkların Sınırötesi Taşınması ve Bertaraf Edilmesinden Kaynaklanan Kirliliğe Karşı Korunması Protokolü, Akdeniz in Kıta Sahanlığı, Deniz Tabanı ve Toprakaltının Araştırılması ve İşletilmesinden Kaynaklanan Kirlenmeye Karşı Korunması Hakkında Protokol Bütünleştirilmiş Kıyı Alanları Yönetimi Hakkında Protokol MAP çerçevesinde yapılan çalışmaların sekretaryası ve koordinasyonu Atina da yerleşik MAP Koordinasyon Birimine (MED-UNIT) verilmiştir. MAP ın çeşitli çalışmaları, bu koordinasyon birimine bağlı olarak görev yapan Bölgesel Faaliyet Merkezleri tarafından yürütülmektedir. Bu merkezler: Mavi Plan Bölgesel Faaliyet Merkezi (BP/RAC)-Fransa Öncelikli Eylem programı Bölgesel Faaliyet Merkezi (PAP/RAC)- Hırvatistan Özel Koruma alanları Bölgesel Faaliyet Merkezi (SPA/RAC)-Tunus Akdeniz Bölgesi Deniz kirliliği Acil Müdahale Merkezi (REMPEC)-Malta Çevresel Uzaktan Algılama Merkezi (ERS/RAC)- İtalya Temiz Üretim Merkezi (CP/RAC) İspanya 15

2.3.a.1 Akdeniz de Acil Durumlarda Kirlenmeye Müdahale ve Gemi Kaynaklı Kirlenmenin Önlenmesi ile ilgili Protokol Akdeniz in kirlenmeye karşı korunması hakkında Barselona Sözleşmesine ek olarak hazırlanan Akdeniz de Acil Durumlarda Kirlenmeye Müdahale ve Gemi Kaynaklı Kirlenmenin Önlenmesi ile ilgili Protokol bu alanda bölgesel uluslararası hukuku oluşturmaktadır. Bu protokol müdahale sistem ve yöntemlerine ilişkin teknik detaylardan ziyade genel uluslararası işbirliğinin çerçevesini çizmekte ve ülkelerin kirliliğe birlikte müdahale etmesi veya bir ülkenin diğer ülkeden yardım istemesi durumunda uygulanacak prensipleri belirlemektedir. Aşağıda protokolün ilgili hükümleri hakkında bilgi verilmektedir. Taraflar gemilerden kaynaklanan kirliliğin kontrol edilmesi önlenmesi, azaltılması ve kontrolüne yönelik uluslar arası düzenlemeleri uygulamak ve kirlenme olayları durumunda gereken tüm önlemleri almak üzere işbirliği yapacaklardır. Taraflar işbirliği kapsamında, mümkün olduğu takdirde, yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve sosyoekonomik aktörlerin katılımını dikkate almalıdırlar. Her bir taraf bu protokolü diğer tarafların veya diğer devletlerin egemenliklerine veya yetkilerine halel getirmemek kaydı ile uygular. Bir tarafca bu protokolü uygulamak için alınan herhangi bir tedbir uluslar arası hukuka uygun olacaktır. Kirlenme Olaylarını Önlemeye ve Bunlarla Mücadeleye Yönelik Acil durum Planları ve Diğer Araçlar: Taraflar münferiden ya da ikili veya çok taraflı işbirliği yoluyla kirlenme olaylarını önlemeye ve bunlarla mücadeleye yönelik acil durum planlarını ve diğer araçları muhafaza etmeye ve geliştirmeye gayret sarf edeceklerdir. Bu araçlar, özellikle acil durumlarda harekat için hazırlanmış techizat, gemi, hava taşıtları ve personel, ilgili mevzuatın yerine göre uygulanması, bir kirlenme olayına müdahale kabiliyetinin geliştirilmesi ya da güçlendirilmesi ve bu protokolün uygulanmasından sorumlu bir milli makam ya da makamların tayinini içerir. Taraflar ayrıca Bayrak Devleti, Liman Devleti ve Kıyı Devleti sıfatıyla ilgili uluslar arası sözleşmelerin Akdeniz Bölgesinde etkin biçimde uygulanmasını temin etmek üzere bu bölgede gemilerden kaynaklanan kirliliğin önlenmesine yönelik önlemler alır. Söz konusu uluslar arası sözleşmelerin uygulanması konusunda ulusal kabiliyetlerini geliştirirler ve bunların etkin biçimde uygulanması için ikili ya da çok taraflı anlaşmalar yoluyla işbirliğine gidebilirler. (4.2 maddesi) İzleme: Taraflar kirliliği önlemek, tespit etmek ve kirlilikle mücadele etmek ve ilgili uluslar arası düzenlemelere uygunluğu temin etmek üzere Akdeniz Bölgesini kapsayan izleme faaliyetleri ya münferiden ya da ikili ya da çok taraflı işbirliği yoluyla geliştirir ve uygularlar. Bilgi Dağıtımı ve Alışverişi: Taraflar her biri aşağıdaki konularla ilgili bilgileri diğer Taraflara dağıtmayı taahhüt eder: a) Denizlerin petrol ve tehlikeli ve zararlı maddelerle kirlenmesiyle mücadeleden sorumlu makamları ya da yetkili ulusal teşkilatları, b) Denizlerin petrol ve tehlikeli ve zararlı maddelerle kirlenmesine ilişkin raporları almaktan ve Taraflar arasında yardım önlemleriyle ilgili konuları yürütmekten sorumlu yetkili ulusal makamları, c) Taraflar arasında karşılıklı yardım ve işbirliği önlemleriyle ilgili olarak Devlet adına hareket etmeye yetkili ulusal makamları, d)4. maddenin 2. Fıkrasının uygulanmasından sorumlu ulusal teşkilat veya makamlar, özellikle ilgili uluslar arası sözleşmelerin ve uygulanan diğer düzenlemelerin uygulanmasından sorumlu olanlar, liman kabul tesislerinden sorumlu olanlar ve MARPOL 73/78 kapsamında yasadışı boşaltımların izlenmesinden sorumlu olanlar, e) Denizin petrol ve tehlikeli ve zararlı maddelerle kirlenmesine hazırlık ve müdahaleyle doğrudan ilgili düzenlemeler ve diğer hususlar, f) Denizin petrol ve tehlikeli ve zararlı maddelerle kirlenmesini önlemeye yönelik yeni yollar, kirlilikle mücadeleye ilişkin yeni önlemler, izleme uygulama tekniklerinde yeni gelişmeler ve araştırma programların geliştirilmesi. 16

Rapor verme Usulü Her bir taraf, a) Petrol ya da tehlikeli ve zararlı maddelerin dökülmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanabilecek tüm olayları, b) bir ya da daha fazla sayıda Tarafın deniz ortamına ya da kıyısına ya da ilgili çıkarlarına yönelik tehdit arz eden veya arz etmesi muhtemel, ambalajlı haldeki tehlikeli ve zararlı maddeler dahil olmak üzere denizde gözlemlenen petrol ya da tehlikeli ve zararlı maddelerin mevcudiyetini, özelliklerini ve dökülme miktarını ilgili uluslar arası anlaşmaların amir hükümlerinde öngörüldüğü ölçüde ve bu çerçevede rapor verme usullerini izleyerek en yakın kıyı devletine ve söz konusu tarafa mevcut koşullar altındaki en hızlı ve en uygun kanallarla rapor etmesi için bayrağını taşıyan gemilerden sorumlu kaptanlara ve ya diğer kişilere ve kendi ülkesinde tescilli hava araçlarının pilotlarına yönelik talimatlar çıkarır. Bir kirlenme olayı olduğunda toplanan bilgiler Bölgesel Merkeze bildirilir. Kirlenmeden etkilenebilecek diğer Taraflar ise ya doğrudan bilgiyi alan tarafça ya da Bölgesel Merkez tarafından haberdar edilir. Tarafların her biri ayrıca petrol ya da tehlikeli ve zararlı maddelerin dökülmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanabilecek tüm olayların ilgili yasalar uyarınca kendisine bildirilmesi için kendi yargı yetkisi altındaki deniz limanları veya elleçleme tesislerinden sorumlu kişilere yönelik talimatlar hazırlar. Bir kirlenme olayı olduğunda toplanan bilgiler Bölgesel Merkeze bildirilir. Kirlenmeden etkilenebilecek diğer Taraflar ise ya doğrudan bilgiyi alan tarafça ya da Bölgesel Merkez tarafından haberdar edilir. Kıta Sahanlığı ve Deniz Yatağı ile Yer Altının Araştırılması ve İşletilmesinden Kaynaklanan Kirliliğe Karşı Akdenizin Korunması Protokolünün ilgili hükümleri uyarınca, her bir taraf petrol ya da tehlikeli ve zararlı maddelerin dökülmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanabilecek tüm olayları, öngördüğü bildirim usulleri çerçevesinde, koşullar dahilinde en hızlı ve elverişili yollarla kendisine bildirmeleri için, kıyıdan açıkta yetkisi altında bulunan tesislernde sorumlu kişilere talimat verecektir. Bir kirlenme olayı olduğunda toplanan bilgiler Bölgesel Merkeze bildirilir. Kirlenmeden etkilenebilecek diğer Taraflar ise ya doğrudan bilgiyi alan tarafça ya da Bölgesel Merkez tarafından haberdar edilir. Operasyon Önlemleri Bir kirlenme olayıyla karşı karşıya kalan her bir Taraf, a) Kirlenme olayının türü, kapsamı ve muhtemel sonuçları ya da, duruma göre, petrol ya da tehlikeli ve zararlı maddelerin tipi ve yaklaşık miktarı ve dökülmenin sürüklenme yönü ve hızı konularında gerekli değerlendirmeleri yapar, b) Kirlenme olayının etkilerini önlemek, azaltmak ve mümkün olduğunca ortadan kaldırmak için her türlü uygulanabilir önlemi alır, c)kirlenme olayından etkilenebilecek tüm Taraflara bu değerlendirmeleri ve yaptığı veya yapmaya niyetlendiği tüm hareketleri derhal bildirir ve eşzamanlı olarak bunu Bölgesel Merkeze bildirir. Bölgesel Merkez bunu diğer taraflara bildirir. Bir gemiden kaynaklanan kirlikle mücadele için harekete geçildiği takdirde; a) insan hayatını, b)geminin kendisini korumak için her türlü önlem alını; bunu yaparken çevreye yönelik genel zarar engellenir ya da asgariye indirgenir. Gemilerde, Denizdeki Tesislerde ve Limanlarda Acil Durum Önlemleri: Her bir taraf, kendi bayrağındaki gemilerde ilgili uluslar arası düzenlemelerde öngörüldüğü şekilde ve bunlara uygun olarak, bir kirlilik acil durum planı bulunması için gerekli önlemleri alır. Her bir taraf, kendi yargı yetkisi altındaki açık deniz tesislerinden sorumlu işletmecilerin, ulusal sistem ile koordinasyon içinde her türlü kirlenme olayıyla mücadeleye yönelik bir acil durum planının bulunmasını öngörür. Her bir taraf, uygun gördüğü şekilde, kendi yargı yetkisi altındaki deniz limanları ve elleçleme tesislerinden sorumlu işletmecilerin, ulusal sistem ile koordinasyon içinde kirlilik acil durum planları veya benzeri düzenlemeleri bulunmasını öngörür. Yardım: Kirlenme olayı ile ilgili yardım ihtiyacı olan bir taraf diğer taraflardan direk olarak veya Bölgesel 17

Merkez aracılığı ile yardım talebinde bulunabilir. Bu tür yardım, özellikle uzman tavsiyesi ve uzman personel, ürün, techizat ve seyrüsefer tesislerinin ilgili tarafın kullanımına sunulması ya da ikmalinden ibaret olabilir. Kendisinden yardım talep edilen taraflar, ellerinden gelen en iyi çabayı gösterirler. Taraflar arasında daha önceden bir anlaşma ile başka bir şekilde mutabık kalınmadıkça, yardım talebinde bulunan taraf yardım masraflarını ödeyecektir. Eğer hareket bir tarafın kendi insiyatifinde gerçekleştirilmişse, sözkonusu Taraf hareketinin masraflarını üstlenir. Deniz Trafiğinin Çevresel Riskleri: Taraflar, ilgili uluslararası kural ve standartlara ve IMO kural ve tavsiyelerine uygun olarak münferiden, birlikte veya ikili olarak deniz trafiğinin kullandığı belirli rotalarda çevre risklerini değerlendirecekler ve kaza risklerinin veya çevresel sonuçlarının azaltılması amacıyla gerekli tedbirleri alacaklardır. Tehlikedeki Gemilerin Limanlara ve Sığınma ve Yerlerine Kabulü Taraflar deniz çevresine tehlike oluşturan tehlike altındaki gemilerin limanlar da dahil sığınma alanlarına kabulü için ulusal, altbölgesel ve bölgesel stratejiler belirleyeceklerdir. Bu doğrultuda işbirliğinde bulunur ve aldıkları önlemleri Bölgesel Merkeze bildirirler REMPEC: Barselona Sözleşmesi eki olan Acil Durum Protokolü ve bu protokol çerçevesinde 11 Aralık 1976 yılında Malta da Akdeniz de Deniz Kirliliği Acil Müdahale Merkezi (REMPEC) kurulmuş olup, faaliyetlerini IMO ve protokole üye ülkelerle işbirliği halinde sürdürmektedir. REMPEC in görevleri; taraf ülkelere petrol ve diğer zararlı maddelerin yol açtığı kirlilikle mücadele konusunda gerekli bilgileri aktarmak, Akdeniz e kıyısı olan ülkelerin önemli deniz kirlenmeleri olaylarında kapasitelerini güçlendirmek ve bu ülkeler ile işbirliği yapmak, taraf ülkelerin hazırlamaları gereken ulusal acil durum planlarının hazırlanmasına yardımcı olmak, liman kabul tesisleri kurulması ve kullanımı konularında taraf ülkelere gerekli desteği sağlamak ve ilgili uluslar arası kuruluşlar ile kurulacak ilişkilere aracılık etmek, deniz kazası sonucu meydana gelecek petrol ve tehlikeli madde kirliliğine hazırlıklı olma ve bu kirliliğe müdahale konusunda eğitim kursları düzenlemek, teknolojik işbirliği ve eğitim konularında bilgi alışverişini sağlamak, operasyonel, teknik, bilimsel, yasal ve finansal konularda bilgi aktarımını sağlamak olarak belirlenmiştir. 2.3.b.Karadeniz in Kirlenmeye Karşı Korunması Sözleşmesi (Bükreş Sözleşmesi) Karadeniz de çevrenin korunmasına yönelik Uluslararası ve bölgesel düzeyde çalışmalar 1980 li yılların ilk yarısında Bulgaristan, Romanya ve eski SSCB tarafından başlatılmıştır. 1988 yılında Türkiye de bu çalışmalara katılmıştır. Karadeniz de deniz çevresinin korunması amacıyla bu denize kıyısı olan 6 devlet (Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Türkiye Rusya Federasyonu ve Ukrayna) tarafından Karadeniz in Kirlenmeye Karşı Korunması Sözleşmesi ve eki protokolleri 21 Nisan 1992 tarihinde imzalanmıştır.36 maddelik bir sözleşme olup, ayrıca 10 maddelik bir eki vardır. Yürürlüğe 15 Ocak 1994 de girmiştir. Bükreş Sözleşmesi ve Eki protokoller ülkemiz açısından 6 Mart 1994 tarih ve 21869 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Sözleşme protokolleri: 1. Karadeniz Deniz Çevresinin Kara Kökenli Kaynaklardan Kirlenmeye Karşı Korunmasına Dair Protokol (1992) 2. Karadeniz Deniz Çevresinin Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerle Kirlenmesine Karşı Acil Durumlarda Yapılacak İşbirliğine Dair Protokol (1992) bu protokol kapsamında Karadeniz Acil Müdahale Planı kabul edilmiştir (2003). 3. Karadeniz Deniz Çevresinin boşaltmalardan kaynaklanan kirlenmeye karşı korunması Protokolü (1992) 4. Karadeniz Bölgesinde Biyoçeşitlilik ve Peyzajın korunması protokolü (2004) 18

2.3.b.1 Karadeniz Deniz Çevresinin Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerle Kirlenmesinde Acil Durumlarda Kirliliğe Müdahalede İşbirliği Hakkında Protokol (Acil Müdahale Protokolü) Karadeniz in kirlenmeye karşı korunması Sözleşmesine ek olarak hazırlanan bu Protokol, bu alanda bölgesel uluslararası hukuku oluşturmaktadır. Aşağıda protokolün ilgili hükümleri hakkında bilgi verilmektedir. Taraflar denizlerin petrol ve diğer zararlı maddelerle kirlenmesine müdahale için münferiden veya ikili veya çok taraflı işbirliği yoluyla acil müdahale planları geliştirmeyi ve muhafaza etmeyi değerlendireceklerdir. Taraflar bu protokolün uygulanmasında bilgi değişimini geliştirecekler ve kendi bayraklarını taşıyan gemilerin protokol hükümlerine uymalarını sağlayacaklar ve kendi yetkileri altındaki alanlarda ihlallerin belirlenmesi için gerekli tedbirleri alacaklardır. Karadeniz de deniz çevresine bir zarar tehlikesinin veya zararın farkında olan bir taraf derhal diğer taraflara ve Komisyona bildirecektir. Protokolün uygulanması amaçları için yetkili makamlar belirlenecek, odak noktaları oluşturulacak ve bildirilecektir. Her taraf devlet kendi bayrağını taşıyan gemilerin kaptanlarına ve uçakların pilotlarına aşağıdaki hususları talep eden bir talimat yayınlayacaktır; o Denizde gözlenen ve deniz çevresine veya kıyılara tehlike oluşturabilecek petrol ve diğer zararlı madde kirliliğinin mevcudiyetini, özelliklerini ve boyutunu ilgili taraflara ve Komisyona bildirmek, o Bu kirlilikle ilgili toplanan bilgileri kirlilikten etkilenebilecek diğer taraflara bildirmek. Karadeniz Acil Müdahale Planı: Karadeniz Deniz Çevresinin Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerle Kirlenmesinde Acil Durumlarda Kirliliğe Müdahalede İşbirliği Hakkında Protokol kapsamında hazırlanmıştır. Protokolün etkin uygulanmasını amaçlamaktadır. Ana hedefi Karadeniz e sahildar ülkelerin münhasır ekonomik bölgelerini, deniz alanlarını ve kıyılarını etkileyebilecek kirlenmelere müdahalede bölgesel işbirliği ve karşılıklı yardım için bir mekanizma oluşturmak, bu işbirliği ve yardımı kolaylaştırmaktır. Planın coğrafi kapsamı İstanbul Boğazının Karadeniz çıkışındaki Kelağra ve Dalyan burunlarını birleştiren çizgiye kadar tüm Karadeniz alanıdır. Plan taraf devletlerin sorumlu ulusal makamlarının faaliyetlerini düzenlemekte, bir müdahale yapısı belirlemekte ve bir olaya müdahale eden personel için operasyon metodu oluşturmaktadır. Plan aynı zamanda, Karadeniz e sahildar devletlerden birini etkileyen kirliliğe müdahale için bölgesel yardım çerçevesinde diğer devletlerin yardım prensiplerini ve usullerini belirlemeyi amaçlamaktadır. 3. BÖLÜM: ÜLKEMİZDEKİ MEVCUT DURUM 3.1. ULUSAL MEVZUAT Ulusal mevzuatımız içerisinde çok sayıda kanun, tüzük, yönetmelik ve diğer ikincil mevzuat kıyı tesislerinde meydana gelecek kirlenme olaylarına müdahale ile ilgili hükümler içermekle birlikte, münhasıran bu konuyu düzenleyen temel mevzuat, 5312 sayılı Deniz Çevresinin Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerle Kirlenmesinde Acil Durumlarda Müdahale ve Zararların Tazmini Esaslarına Dair Kanun ve Kanunun Uygulama Yönetmeliğidir. 2872 sayılı Çevre Kanunu da deniz çevresi dahil çevrenin korunması ve kirliliğin önlenmesi konularında genel çerçeveyi çizmesi açısından önemli hükümler içermektedir. 19

Yürürlükteki Ulusal Mevzuat ile İlgili Liste Sıra No Sayısı ve Kabul Tarihi Adı (Başlığı) Yayınlandığı Resmi Gazete 5312-03.03.2005 Deniz Çevresinin Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerle Kirlenmesinde Acil Durumlarda 11.03.2005 Sayı: 25752 Müdahale ve Zararların Tazmini Esaslarına Dair Kanun Deniz Çevresinin Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerle Kirlenmesinde Acil Durumlarda 21.10.2006 Sayı: 26326 Müdahale ve Zararların Tazmini Esaslarına Dair Kanun Uygulama Yönetmeliği 2872-09.08.1983 Çevre Kanunu 11.08.1983 Sayı:18132 Karar Sayısı: KHK/655 Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname 01.11.2011 Sayı: 28102 (Mükerrer) 5902-29.05.2009 Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun 17.06.2009 Sayı: 27261 2692-09.07.1982 Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu 13.07.1982 Sayı: 17753 12.05.1997 tarih ve 97/9466 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Ana Statüsü 30.09.1998 Sayı: 23479 (Değişik:27 Mart 2007 tarih ve 26475 sayılı R.G.) Tebliğ No: 2009/4 Genelge No: 2006/7 Genelge No: 2009/6 Genelge No: 2010/4 Genelge No: 2013/4 Genelge No: 2010/2 Deniz Çevresinin Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerle Kirlenmesinde Acil Durumlarda Müdahale Görevi Verilebilecek Şirket/Kurum/Kuruluşların Seçimine ve Yetki Belgesi Bulunan Şirket/Kurum/Kuruluşlar ile Kıyı Tesislerinin Çalışma Usullerine İlişkin Tebliğ 5312 Sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliği Kapsamında Gemilerin Bildirimde Bulunacağı Yerler Hakkında Genelge Kıyı Tesisi Acil Müdahale Planlarının Hazırlaması ve Uygulama Esasları Hakkında Genelge - Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerden Kaynaklanan Kirliliğe Hazırlıklı Olma ve Müdahale ile İlgili Eğitim Seminerlerinin ve Tatbikat Programlarının Usul ve Esasları Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) Sözleşmeleri Gereği Yapılacak Zorunlu Bildirimler ve Raporlar Uluslararası Denizcilik Örgütü Başbakanlık Genelgesi 30.10.2009 Sayı: 27391 11.11.2010 Sayı: 27756 Denizcilik Koordinasyon Komisyonu Yönetmeliği 02.08.2013 Sayı: 28726 20