ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI. 14. Bölge Müdürlüğü HAKKÂRİ İLİ DOĞA TURİZMİ MASTER PLANI



Benzer belgeler
Tarihi Yapısı. Hakkari Dağları

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

Ö:1/ /02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

Sürdürülebilir Kırsal Planlamada Doğa Turizmi ve Yerellik

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Ülkesel Fizik Planı. Bölüm III. Vizyon, Amaç ve Hedefler (Tasarı)

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 14.Hafta SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VE GİRDİ KULLANIMI. Dr. Osman Orkan Özer

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii Sunuş... iv İçindekiler...v Tablolar Listesi...xi Şekiller Listesi... xii Kısaltmalar Listesi... xiii GİRİŞ...

2016 Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

İlgi Grupları ve Yerel Organizasyon. Samsun İli Doğa Turizmi Değerleri

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YATIRIM VE İŞLETMELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

Havza Rehabilitasyon Projeleri Planlaması, Uygulaması ve Çıkarımlar. Halil AGAH Kırsal Kalkınma Uzmanı Şanlıurfa, 2013

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

PROJE YÖNETİCİSİ Emin KARAMAN Bölge Müdürü PROJE KOORDİNATÖRÜ PROJE EKİBİ


Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

2016 Özalp Tarihçesi: Özalp Coğrafyası: İlçe Nüfus Yapısı: Yaş Grubu Erkek Kadın Toplam 0-14 Yaş Yaş Yaş Yaş Yaş

HAVZA SEÇİMİ YÖNTEM VE KRİTERLERİ

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

Arazi verimliliği artırılacak, Proje alanında yaşayan yöre halkının geçim şartları iyileştirilecek, Hane halkının geliri artırılacak, Tarımsal

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-2. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER


RİZE DOĞA TURİZMİ MASTER PLANI T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler :


TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ENERJİ VE ÇEVRE POLİTİKALARI AÇISINDAN RESLER VE KORUNAN ALANLAR. Osman İYİMAYA Genel Müdür

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI HAKKARİ GELİŞİM PLANI

TÜRKİYE TURİZM STRATEJİSİ 2023 VE MALATYA İLİ TURİZMİ

UZUN DEVRELİ GELİŞME PLANI HAZIRLAMA SÜRECİ VE BÖLGELEME

Herhangi bir yerin ya da ülkenin turist çekebilme potansiyelinin bağlı olduğu unsurlar

128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ AÇIKLAMA RAPORU

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar

Yayla Turizmi, doğayla iç içe yaşamayı sevenler veya macera tutkunlarının genellikle günübirlik kullanım veya kısa süreli konaklama amacıyla yüksek

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA

Yerleşik Alanlar, Yapılı Kentsel Çevre Çevre Düzeni Planları Nazım İmar Planları 3- Planlama Aşaması Gelişmeye Açılacak Alanlar

TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE KOMİSYONU

Resmî Gazete Sayı : 29361

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

Tarımın Anayasası Çıktı

Doðal Unsurlar I - Ýklimin Etkisi Doðal Unsurlar II - Yerþekillerinin Etkisi Dünya'nýn Þekli ve Sonuçlarý

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

T.C. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Düzce Yatırım Destek Ofisi Yatırıma Uygun Turizm Alanları Raporu Sektörel Raporlar Serisi IX

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ

COĞRAFİ KONUM ÖZEL KONUM TÜRKİYE'NİN ÖZEL KONUMU VE SONUÇLARI

DEVLETİN ADI: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı BAŞŞEHRİ: Londra YÜZÖLÇÜMÜ: km2 NÜFUSU: RESMİ DİLİ: İngilizce

Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar

Şekiller Listesi 6 Tablo Listesi 6 Grafik Listesi 6. Resimler Listesi 6 Harita Listesi 7 SUNUŞ 8 SUNUŞ 10 1.GİRİŞ 12

SİNOP SIRA NO İLÇESİ MEVKİİ STATÜ 1 BOYABAT KURUSARAY KÖYÜ

2018 / 2019 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSLARI 10. SINIF COĞRAFYA DERSİ YILLIK PLAN ÖRNEĞİ

Toprak oluşumu ve toprak türleri

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ ÇEŞME SONUÇ RAPORU

TÜRKİYE TARIMI, GELİŞMELER ve GENÇ TARIMCILAR

İ Ç İ N D E K İ L E R

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve 2030 Sonrası Kalkınma Gündemi

kpss coğrafya tamam çözümlü mesut atalay - önder cengiz

T.C. HAKKARİ VALİLİĞİ HAKKARİ EDİTÖR MEHMET TOP

Serbest zaman etkinlikleri. Alternatif serbest zaman etkinlikleri. Alternatif Sporlar. Alternatif Turizm... Ekstrem sporlar Yaşam tarzı sporları

ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE

(Change of Water Masses-Dust Storms Interaction in Syria and Iraq) Suriye ve Irak taki Su Kütlelerindeki Değişimin Toz Fırtınaları ile İlişkisi

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

1.Turizm Coğrafyası ve Planlama. 2.Doğal Coğrafi Kaynaklar ve Turizm Türleri. 3.Beşeri Kaynaklar ve Turizm Türleri

GÖKSU DELTASI KIYI YÖNETİMİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ ÖZET


BÖLGE PLANI SÜRECİ Bursa Turizm İhtisas Komisyonu Toplantısı

ISPARTA İLİ DOĞA TURİZMİ MASTER PLANI

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ

Başlıca Toprak Tipleri ve Özellikleri

İÇİNDEKİLER. Önsöz... v İçindekiler... ix Tablolar Listesi... xv Şekiller Listesi... xv BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİ VE TURİZM SOSYOLOJİSİ

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik

1.Bölge Müdürlüğü Kırklareli Şube Müdürlüğü KIRKLARELİ İLİ MASTER PLANI ( ) KIRKLARELİ Trakyanın incisi

Türkiye de Kırsal Kalkınma Politikaları ve Geleceği

12 Mayıs 2016 PERŞEMBE

Transkript:

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI 14. Bölge Müdürlüğü HAKKÂRİ İLİ DOĞA TURİZMİ MASTER PLANI 2013 2023

KISALTMALAR: UNEP: Birleşmiş Milletler Çevre Programı IUCN: Uluslararası Doğal Kaynakları Koruma Birliği WTO: Dünya Ticaret Örgütü ADNKS: Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi PTT: Posta Telgraf Teşkilatı EİE: Elekktrik İşleri Etüt İdaresi GEPA: Güneş Enerjisi Potansiyel Atlası DAKA: Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı STK: Sivil Toplum Kuruluşları

SUNUŞ Orman ve Su İşler Bakanı Sayın Prof Dr. Veysel EROĞLU nun 2012 yılındaki talimatları doğrultusunda tüm Türkiye de Orman ve Su İşleri Bakanlığı Bölge Müdürlüklerine bağlı illerde DOĞA TURİZMİ MASTER PLANI çalışmaları başlatılmıştır. Bu çalışmaların temel hedefi koruma kullanma dengesi çerçevesinde doğal kaynakların, kırsal sahaların, yaylaların, köy kültürünün turizmle tanışması, kırsal kesimlerde yaşayan halka sosyoekonomik katkı sağlanması, bundan gelir elde etmesi ve dolayısı ile ülkemiz turizminin geliştirilmesinin yanında doğal alanların koruma etkinliğinin artırılmasıdır. Turizm faaliyetlerinin uzun dönemde sürdürülebilir olması için geniş kapsamlı, sosyal, ekonomik ve ekolojik ihtiyaçlara cevap verebilecek, dikkatli, katılımcı ve paylaşımcı olarak planlaması ile sürecin etkin yönetimi ve izlenmesi gereklidir. Aksi takdirde, bu faaliyetlerin geri dönüşü çok zor ya da mümkün olmayan olumsuz etkiler ortaya çıkaracak ve turizm bu alanları tahrip eden bir faktör haline gelecektir. Bütün bu nedenlerden dolayı DOĞA TURİZMİ GELİŞME (MASTER) PLANI çalışmasına ihtiyaç duyulmuştur. Bu amaç doğrultusunda planın ilk bölümlerinde yer alan metodoloji kapsamında Van 14. Bölge Müdürlüğümüze bağlı Hakkari ilimizde çalışmalar, etütler, literatür taramaları, anketler ve yüzyüze görüşmeler yapılmıştır. Hakkâri ilimize ait bu plan zamanla geliştirilebilecektir. Planın daha sonraki aynı ve benzer çalışmalar için iyi bir kaynak ve altlık olma özelliği vardır. Çalışmanın ülkemiz ve halkımız adına hayırlı neticeler doğurması temennisiyle.

ÖNSÖZ Doğal alanlarda planlanma ve yönetim çok önemli ve hassas bir konudur. Bu nedenle Doğa Turizmi Planlaması çok yönlü, akılcı ve açık olmadır. Doğa turizmi planlaması; doğa turizmi arzının ve talebinin analizi, talebin ve arzın miktarı ile şeklinin doğayı korumayı garantilemek için taşıma kapasitesi ile sınırlandırılması (koruma-kullanma dengesinin oluşturulması), SWOT ve benzeri analizlerden hareketle stratejik uygulama kararlarının alınması ve Stratejik faaliyetler (eylem planı) gibi çalışma aşamalarını içermektedir. Planlamada; Doğa Turizmi, Ekoturizm, Koruma-Kullanma Dengesi, Sürdürülebilirlik, Kırsallık, Ekosistem gibi kavramlar sıkça kullanılan terimlerdir. Planlamada şu hususlara dikkat edilmiştir; 1.Doğa Turizmini geliştirme planlarının doğayı rant kaynağı olarak görmemesi, 2.Doğa Turizminden beklentilerin, uygulanabilir ve sürdürülebilir seviyeden daha fazla yükseltilmemesi, 3.Koruma-Kullanma dengesi çerçevesinde sürdürülebilir olması, 4. Doğa bilinci doğrultusunda hareket edilmesi, hesap verebilir olması ve kamu duyarlılığının gelişmesi, 5. Yapılan tüm doğa turizm etkinliklerinin gözetlenebilir ve denetlenebilir şeffaflıkta uygulanması, 6.Doğa Turizminin ve değerlerinin garanti edilmesi açısından, doğayı etkileyen yatırımlarda doğaya pozitif ayrımcılık yapılması, 7.Doğa turizminden elde edilecek gelir imkânlarının kırsal kalkınma maksadına hizmet etmesi ve kırsal halkın sosyo-ekonomik durumuna olumlu katkı sağlaması

İÇİNDEKİLER: Giriş Turizm kavramı Sürdürülebilir Doğa Turizmi Hakkâri İli Tarihçesi Hakkâri İli genel Özellikleri İlin Jeolojik ve Jeomorfolojik Özellikleri Meteorolojik Veriler Hidrografya Toprak Özellikleri Alan Kullanım Durumu Orman Varlığı Flora-Fauna-Hassas Yöreler Yerleşim Alanları Nüfus Tarım ve Hayvancılık Sanayi Altyapı, Enerji, Ulaşım, Haberleşme, Konaklama Madencilik Enerji İlgi Grubu Paydaş Analizi Yüksekova Demirkonak Köyü, Çukurca Mezrası Yüksekova Karlı Köyü Merkez Konak Köyü Merkez Kırıkdağ Merkez Kaval Merkez Üzümcü Merkez Yukarı Merzan Mahallesi Paydaş Analizleri Hakkari Doğa Turizmi Arzı Hakkari ilinde D. T. Amaçlı Kullanılan ve Koruma Statülü Alanlar Seçkin Öncelikli Diğer Sahalar Hakkari ilinde D. T. Çeşitleri Aktivite Değer Tablosu Sahanın Turizm Değer Tablosu Sonuç ve Öneriler Nehil Sazlığı Berçelen Yaylası ve Yayla Turizmi Festivali Kayak ve Kış Sporları Turizmi Zap Suyu ve Akarsu Turizmi Cilo-Sat Dağları ve Turizm Potansiyeli Onay Sayfası :1 :3 :6 :11 :11 :11 :16 :18 :20 :21 :22 :23 :26 :31 :34 :35 :38 :40 :42 :42 :48 :54 :60 :66 :73 :79 :85 :102 :102 :107 :108 :111 :115 :116 :116 :116 :116 :116 :116 :117

Haritalar: Harita 1: Harita 2: Harita 3: Harita 4: Harita 5: Harita 6: Jeoloji Haritası Ulusal Ulaşım Bağlantısı Bölgesel Ulaşım Maden Haritası Güneşlenme Süreleri Yüksekova Sazlık :Sayfa 14-15 :Sayfa 36 :Sayfa 37 :Sayfa 39 :Sayfa 41 :Sayfa 103

Tablolar: Tablo 1: Tablo 2: Tablo 3: Tablo 4: Tablo 5: Tablo 6: Tablo 7: Tablo 8: Tablo 9: Tablo 10: Tablo 11: Tablo 12: Tablo 13: Tablo 14: Tablo 15: Tablo 16-17: Tablo 18: Tablo 19: Tablo 20-21: Tablo 22-23-24: Tablo 25: Tablo 26: Yıllık Toplam Yağış Ortalama Sıcaklık İl Arazisinin Dağılımı Orman Varlığı Endemik Tür Kırsal-Şehir Nüfusu Toplam Doğurganlık Nüfus Yoğunluğu Ortalama Aile Büyüklüğü Okullaşma-Öğrenci Okur-Yazarlık Sağlık Kur.-Çalışan Personel Tarım Arazilerinin Dağılımı İlde Yetişen Belli Başlı Ürünler Mekanizasyon İlçe Bazında Hayvan Sayıları Hayvansal Üretim Arıcılık Verileri Sanayii Kuruluşları Konaklama-Turist Sayıları Madenler Nehil Sazlığı Kuşları :Sayfa 16 :Sayfa 17 :Sayfa 21 :Sayfa 22 :Sayfa 24-25 :Sayfa 28 :Sayfa 28 :Sayfa 29 :Sayfa 29 :Sayfa 30 :Sayfa 30 :Sayfa 31 :Sayfa 31 :Sayfa 32 :Sayfa 32 :Sayfa 33 :Sayfa 33 :Sayfa 34 :Sayfa 35 :Sayfa 37-38 :Sayfa 38-39 :Sayfa 104

1. GİRİŞ 1.1. DOĞAL ALANLAR, YÖRE İNSANININ GELENEKSEL HAYATI, KIRSAL KALKINMA, SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM ALTERNATİFİ ve VAN VİLAYETİNDE SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ Tabiatı korumanın geleceği kırsal alanların geleceğine, kırsal hayatın korunmasına ve sağlıklı yürüyen bir kırsal ekonomiye bağlıdır. Kırsal alanlardaki düşük ve dağınık nüfus ile beraber yetersiz gelir söz konusu olduğunda bu alanların turizm köyleri vb. faaliyetler için kullanılması söz konusu olacaktır. Bu tür girişimlerin önemli bir kısmı korunan alanlarda veya dışında yapılmaktadır. Bazı etkinliklerin koruna alanlara ve tabiata çok zarar verdiği de görülmektedir. Bu sebeple tabiatı korumakla görevli olan bizlerin çevremiz ile iyi bir proaktif ilişkiler içinde olmamız lüzumludur. Proaktif kişi; ilişkilerde ve faaliyetlerde insiyatifi eline alan kişi demek olup tabiattaki faaliyetlerin kontrolü için Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü taşra kuruluşlarının kırsal sahalarda doğa turizminin geliştirilmesinde öncü olması doğru bir harekettir. Son yıllarda sivil toplum kuruluşları ve diğer kuruluşlar korunan alanlar, doğal alanlar, kırsal kalkınma, kalkınma için işbirliği gibi konuları tamamıyla farklı bir bakış açısı ile algılamaya başlamışlardır. Tabiat ve geleneksel kültürler üzerinde turizmin yarattığı olumsuz tesirler ve bunların neticesinde duyulan korkular kitle turizmine karşı alternatif çevre duyarlı turizmi ve tabiatı korumayı öne çıkarmıştır. Sürdürülebilir doğa turizmi ve ekoturizm tabiatın korunması için bir umut olarak ortaya çıkmıştır. Algılamadaki bu değişiklik, doğal alanlar, korunan alanlar ve çevresinin bölgesel planlamasında turizme ilişkin proje ve çalışmaların giderek artmasına yol açmıştır. Bu sayede turizm, zaman içinde kırsal alanların kalkınmasında, yoksulluğun azaltılması ve yöresel kültürel zenginliğinin korunmasında anahtar bir kelime haline gelmiştir. Sürdürülebilir doğa turizmi, kırsal ekonominin çeşitlendirilmesi, kırsal nüfus için yeni bir bakış açısı yaratılması, yoksulluğun ve kırsal göçün azaltılmasında en önemli seçeneklerden biri olarak görülmektedir. Ancak, turizmin yalnızca yerel ekonomi ile doğru şekilde bütünleştirildiği takdirde beklentileri karşılayabileceği ve yöre halkı ile diğer ilgi gruplarına fayda sağlayacağı unutulmamalıdır. 1.2. DOĞAL ALANLAR VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA 1980 li yıllardan itibaren Birleşmiş Milletler Çevre Programının (UNEP) çevre konularına ilişkin çalışmaları giderek artan bir etki yaratmıştır. Dünya Çevre Kalkınma 1

Komisyonu nun 1987 yılında tamamladığı çalışmalar sonunda ortak geleceğimiz adlı bir rapor hazırlanmıştır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, çevre ve kalkınma konularına çok farklı yaklaşılması gerektiği bu raporda vurgulanmış olup, kalkınmanın ve insanlığın sahip olduğu kaynakların sürdürülebilir olduğuna değinilmiştir. Raporda ortaya konan sürdürülebilir kalkınma kavramı, insanların elinde bulundurduğu ve onlara muhtaç olduğu ekolojik, kültürel ve sosyo-ekonomik kaynakların nadir ve eşsiz olduğu görüşüne dayanmaktadır. Bir sahanın sahip olduğu kaynaklar, çok farklı maksatlar için kullanılabilmektedir. Örneğin, bir orman kereste imalatı için kullanılabilir, üzerindeki ağaçlar kesilerek tarım toprağı olarak kullanılabilir, korunan alan olarak kullanılabilir. Alanın ve alanda yaşayan yöre halkının özelliklerine bağlı olarak bu seçeneklerden bazıları uygulanabilirken, bazıları ise kesinlikle uygulanamaz. Yalnızca korumacı bir yaklaşım içine girildiğinde doğru görülen seçenek ormanın el değmemiş eski haline bırakılması olsa da yöre halkı ve diğer iş gruplarının bu kaynakların sürdürülebilir kullanımı yaşam kalitelerini yükseltmek için ormandan hak iddia etmeleri mevzubahistir. Bu sebeple yüzde yüz sürdürülebilir kalkınmaya her zaman ulaşılamasa da bu hedef üzerine yoğunlaşılmalıdır. Doğal ve korunan kırsal alanlarda, geçmişten günümüze yerel topluluklar ile arazinin beraberliği çok önemli olmaktadır. Korunan alan ağı büyüdükçe korunan alan kavramının anlamı da değişmeye ve gelişme göstermeye başlamıştır. Bu gelişme içinde yöre insanlarının varlığı ve faydalanmalarının sürdürülebilirliği de öne çıkmaktadır. Bir doğal alan ve korunan alanın ve içinde yer aldığı bölgenin sürdürülebilir kullanımı, turizm, ekolojik tarım, hayvancılık, yeni bölgesel ürünler, sürdürülebilir ormancılık, hatta enerji üretimindeki yatırımlarla birlikte düşünüldüğünde daha başarılı olacaktır. Doğal alanlarda faaliyetlerin açıklanmasında Kırsal alan, Kırsal kalkınma ve Sürdürülebilir Kalkınma gibi kavramlar değerlendirilmelidir, bu kavramlar şu şekilde açıklanabilir; Kırsal alan: Şehir diye tabir edilen yerleşme sahalarının dışında kalan tarımla ilgili etkinliklerin yapıldığı alanları da içeren köy, mezra, kom vb. adlarla anılan insan yerleşimlerinin var olduğu alanları kırsal alan olarak tanımlayabiliriz. Kırsal kalkınma kavramı: Kırsal kalkınma, küçük toplulukların içinde bulundukları ekonomik, toplumsal ve kültürel koşulları iyileştirmek amacıyla giriştikleri çabaların devletin bu konudaki çabalarıyla birleştirilmesi, bu toplulukların tüm ülke insanlarının tümüyle kaynaştırılması ve ulusal kalkınma çabalarına tam biçimde katkıda bulunmalarının sağlanma süreci şeklinde tanımlanmıştır. 2

Kırsal alan kalkınması: Hem bir eğitim hem de örgütlenme işi olup kırsal alan, toplumun gereksinimlerinin göz önünde tutulması, kırsal alan kalkınma politikası ile ilgili planların alınması sırasında topluma zorla kabul ettirilmemesi gereken bir konudur. Toplum istediklerini elde etmedikçe kırsal alan çalışmalarına katılmayacaktır. Tarımsal çalışmalar, beslenme, eğitim, mesleki önderlik ve öğretim, kooperatifler, el sanatları, küçük sanayiler, sosyal güvenlik çalışmaları, planlama ve sağlık politikaları nitelikleri kırsal alan ve ülke planları ile bir bütünlük sağlamalıdır. Sürdürülebilir kalkınma: Ekolojik, ekonomik ve sosyo-kültürel kaynakların sürdürülebilir kullanımına dayanmaktadır. Burada ekolojik, ekonomik ve sosyo-kültürel sürdürülebilirlik şartlarının tamamının sağlanması önemli olmaktadır. Kırsal alanlar turizm ve boş zamanların değerlendirilmesinde önemli bir yer tutmaktadır. Kırsal alan, turistlere sakin ve huzurlu bir seçenek sunmaktadır. 2005 yılında Fransız vatandaşları tatillerinin %52 sini ya bir ailenin yanında ya da bir arkadaşının evinde, %26 sı evlerinde geçirdiklerini ve %9 luk bir kısmı ise kırsal alanda ikinci bir eve sahip olduklarını ifade etmişlerdir. Kırsal alanlar ayrıca doğa için önemli role sahiptirler. Tabii kaynakların korunması, biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesi, doğal felaketlere karşı koruma, iyi hayat şartlarının korunması ve doğal manzaranın korunması doğal çevre ile ilgili hususlardır. 1.3. TURİZM KAVRAMI1 İnsanların yeni yerler görmek ve tanımak, yeni deneyimler kazanmak, diğer insanlar, çevreler, hayat şartları ve davranış biçimleri ile temasa geçip kendi kültürlerini geliştirmek, eğlence ve dinlence faaliyetlerinde bulunmak ve seyahat yoluyla macera ve merak, zevk ve güdülerin tatmin edildiği, insanların seyahat ve hareketlerini içeren bir faaliyettir (Lobo 1995). Turizm, genellikle bir rekreasyonel etkinlik olarak tanımlanıp analiz edilirken insanların kendi yaşadıkları yer dışında sürekli olarak yerleşmemek, ticari ve politik bir amaç taşımamak koşuluyla temel amaç dinlenmek ve eğlenmek olan, serbest zamanların değerlendirilmesine yönelik, değişik amaçlarla yaptıkları seyahatlerden ve gittikleri yerdeki konaklamalarından doğan ihtiyaçlarını karşılama, insanları kabul etme ve ağırlama sanatı olarak açıklanmıştır (Karaküçük 1999). İnsanların sürekli olarak bulundukları, çalıştıkları ve her zaman olağan 1 Bu başlık altındaki bilgiler, Prof.Dr. Mehmet Emin BARIŞ ın Ankara Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Turizm ve Rekreasyon Planlama ders notlarından alınmıştır. 3

ihtiyaçlarını karşıladıkları yerlerin dışına yaptıkları gezilerden ve buralardaki mal ve hizmetleri talep ederek geçici konaklamalarından doğan ilişkilerin bütünüdür (Anonymous 2001). Turizm; asıl ikametgâhı dışındaki başka bir yere eğlence, tatil, kültür, arkadaş ve akraba ziyareti, aktif spor, toplantı, görev, iş, öğrenim, sağlık, transit v.b. amaçlarla seyahat etmenin yarattığı olayların bütünü olarak tanımlanmaktadır (Üstel 2002). 1.4. TURİZM VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK2 Turizm açısından sürdürülebilirlik kavramı; turizmin kaynağı olan doğal, tarihi, kültürel, sosyal ve estetik değerlerin korunup geliştirilerek, çekiciliklerinin devamını sağlamayı ifade etmektedir (Oral ve Şenbük, 1996). Sürdürülebilir kalkınma kavramı, ilk defa Birleşmiş Milletler Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu nun 1987 yılında Ortak Geleceğimiz adıyla yayınlanan raporu ile dünyada tartışılmaya başlanmıştır. Brundtland Raporunda belirtildiği gibi sürdürülebilir kalkınma; bugünün gereksinimlerini, gelecek kuşakların da kendi gereksinimlerini karşılayabilme olanağından ödün vermeksizin karşılama anlamına gelmektedir (TÇSV, 1991). IUCN (Uluslararası Doğal Kaynakları Koruma Birliği), sürdürülebilir gelişme kavramını şu şekilde tanımlamıştır (WTO,1993); Sürdürülebilir gelişme, muhtemelen gelişmekte olan kaynakları azaltmadan veya tüketmeden gelişmelerine izin verme sürecidir. Bu genellikle ya kullanıldıkları oranda kendini yenileyebilecek kaynakların idare edilmesiyle ya da hızla bir yeniden iyileştirme ihtiyacında olan kaynakların yavaş bir şekilde kullanımını değiştirmekle başarılabilir. İşte bu yolla, kaynaklar hem şimdiki nesillere hem de gelecek nesillere taşınabilecek şekilde olduğu gibi kalırlar. Sürdürülebilir gelişmenin üç ana ilkesi vardır (WTO,1993): Ekolojik Sürdürülebilirlik; Temel ekolojik süreçlerin, biyolojik çeşitliliğin ve biyolojik kaynakların devamlılığını sağlayan gelişmeleri temin eder. Sosyal ve Kültürel Sürdürülebilirlik; Toplum kimliğini kuvvetlendiren, sürdüren, değişimden etkilenen kültür ve toplumsal değerler ile uyumlu, insanların yaşam kalitelerini arttırıcı gelişmeleri temin eder. Ekonomik Sürdürülebilirlik; Gelecek kuşaklara taşınması için idare edilen kaynakların ve ekonomik verimliliği sağlayan gelişimi temin eder. 2 Bu başlık altındaki bilgiler, Prof.Dr. Mehmet Emin BARIŞ ın Ankara Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Turizm ve Rekreasyon Planlama ders notlarından alınmıştır. 4

Çevre, turistleri alana çeken doğal ve kültürel kaynakların temelidir. Bu yüzden çevresel koruma, başarılı turizm gelişimi için kaçınılmazdır. Taşıma kapasitesi, sürdürülebilir turizm planlamasında anahtar bir kavramdır. (WTO, 1993). Çevresel koruma ve sürdürülebilir turizm gelişmesinin temelini oluşturan taşıma kapasitesi; alanın sosyal, ekonomik, kültürel yapısına zarar vermeden, ziyaretçi memnuniyetini azaltmadan ve kaynaklara olumsuz etki yapmadan maksimum kullanımını ifade etmektedir. Taşıma kapasitesinin seviyesini tespit etmek zor olabilir. Fakat, bu turizm ve rekreasyon için çevresel planlamada esas oluşturmaktadır (WTO, 1993). İşte bu dönemde doğal ve insan yapısı çevreye zarar vermeyen teknoloji, ekonomik büyüme hızı arayışları, baskı gruplarının eylemleri ile kamuoyuna yayılmıştır. Aynı yayılma turizmde de gerçekleşmiş ve varolan "Saldırgan Turizm" çeşidinin yerine geçebilecek "Alternatif Turizm" arayışları başlamıştır. Uluslararası Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından 1980 yılında yayınlanan Dünya Korumacılığı Stratejisi, 1987'deki Brundtland Raporu, dönemin strateji ve ilke bütünlüğünü oluşturan örgütlü baskı grubu eylemleridir. Bu ve diğer örgütler Sürdürülebilirlik için; Bütüncül planlama ve strateji geliştirme, Temel ekolojik süreçleri koruma, İnsan mirasını ve biofarklılığı koruma, Verimliliğin uzun bir döneme yayılmasına ve gelecek kuşaklara ulaşmasına izin veren büyüme modelleri, Ekonomik büyüme ile doğal kaynaklar arasında denge, Ülkelerarası hakça oluş ile imkanlar arasında denge, gibi ilkeler belirlemişlerdir. "Sürdürülebilirlik, bir toplumun, ekosistemin ya da sürekliliği olan herhangi bir sistemin işlerini kesintisiz, bozulmadan, aşırı kullanımla tüketmeden ya da sistemin hayati bağı olan ana kaynaklara aşırı yüklenmeden sürdürülebilmesi yeteneği olarak tanımlanmaktadır." Ekonomik kalkınmaya koşut olarak gelişen turizmde de "Sürdürülebilirlik" kavramı tartışılmaya başlanmıştır. "Sürdürülebilir turizm, insanın etkileşim içinde bulunduğu ya da bulunmadığı çevrenin bozulmadan veya değiştirilmeden korunarak, kültürel bütünlüğün, ekolojik süreçlerin, biyolojik çeşitliliğin ve yaşamı sürdüren sistemlerin idame ettirildiği ve aynı zamanda tüm kaynakların ziyaret edilen bölgedeki insanların ve turistlerin ekonomik, sosyal ve estetik ihtiyaçlarını 5

doyuracak şekilde ve gelecek nesillerin de aynı ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri biçimde yönetildiği bir kalkınma şeklidir." Turizmin, çevreye karşı duyarlı olması gerekliliği, günümüzde klasik turizm anlayışına göre "Alternatif Turizm", kitle turizmine göre "Yumuşak Turizm", çevreye karşı duyarlılığından dolayı "Eko-Turizm", özelliklerinden dolayı "Bilinçli Turizm" adları verilen bir turizm biçimini gündeme getirmiştir. Sürdürülebilir bir turizm, insanın ve çevrenin birlikte varlığı ile olasıdır. Temel yaklaşım, insanın doğal çevre üzerindeki etkisini en aza indirmek değil, ancak doğal çevrenin insan üzerindeki etkisini en üst noktaya çıkarabilmektir. Sürdürülebilir Turizm Genel İlkeleri; Talebe göre değil, arza göre turistik düzenlemelerin yapılması Önceliklerin yerel halka verilmesi 12 Ay turizm Toplu taşıma Toplumsal katılım Temiz enerji kullanımı Eylem durumunda dinlenme Gerçek yaşamın sahnelenmesi Mevcut yapı stoğunun kullanımı Toplumsal ve kültürel kimliğin korunması Turizm yatırımlarının esnek, gelişmeye açık ve uzun vadeli olması, olarak sıralanabilir. 1.5. SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ Sürdürülebilir kalkınma, ekolojik, ekonomik ve sosyo-kültürel kaynakların sürdürülebilir kullanımına dayanmaktadır. Sürdürülebilir turizmin gelişimi de sürdürülebilir kalkınma ile bağlantılı bir yaklaşımdır. Sürdürülebilir turizmin gelişiminde turistlerin ve ziyaret edilen yerlerin bugünkü ihtiyaçlarının, gelecekteki fırsatları koruyup genişleterek karşılanması amaçlanmaktadır. Bu yaklaşım, ekonomik, sosyal ve estetik ihtiyaçların, kültürel bütünlüğün, gerekli ekolojik süreçlerin, sosyal ve estetik ihtiyaçların, kültürel bütünlüğün, gerekli ekolojik süreçlerin, biyolojik çeşitliliğin ve kırsal hayatı destekleyen süreçlerin devamını içerçektedir. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü nün tanımına göre sürdürülebilir bir turizm gelişimi; Çevresel kaynakların en iyi şekilde kullanılmasını sağlamalı, 6

Ziyaret edilen toplulukların sosyo-kültürel yapısına, gelenekselliğine saygı göstermeli, Bütün ilgi gruplarına adil bir şekilde dağıtılan sosyo-ekonomik faydalar ile tutarlı ve uzun vadeli ekonomik faaliyetler ortaya koymalıdır. Buna göre sürdürülebilir kırsal/doğa turizminin gelişme ölçütleri; a. Biyolojik çeşitliliğin korunması, b. Ekonomik tutarlılık, c. Kültürel zenginlik, d. Yöre halkının refahı, e. İstihdam kalitesi, f. Sosyal eşitlik, g. Ziyaretçi memnuniyeti, h. Yetkinin yerele doğru dağıtılması, i. Toplumun genelinin refah ve mutluluğu, j. Fiziki bütünlük, k. Kaynakların etkin kullanımı, l. Çevre temizliğidir. Korunan alanlar açısından; tabiatın seçkin parçaları olan korunan alanlar ile turizm arasındaki bağ, korunan alanların tarihçesi kadar eskidir. Korunan alanlar turizme, turizm korunan alanlara ihtiyaç duymaktadır. Turizm korunan alanların kurulması ve yönetiminde göz önüne alınması gereken önemli bir bileşendir. Aynı şekilde koruma altında olmayan flora ve faunanın tutunduğu tabiat alanlarına ve insanın yaşadığı sahalardaki yöresel kültüre de turizm bağımlıdır. Bu bağımlılık doğa ve kültürün bozulmaması için tedbirler gerektirir. Bu tedbirlerin neler olacağının sürdürülebilir kırsal kalkınma ilkeleri çerçevesinde tespiti de lüzumludur. Turizmin önemli bir ekonomik faaliyet olması ve tüm göstergelerin bu faaliyetin büyüme eğiliminde olacağı yönünde olması önemli bir husustur. Turizmdeki büyümeyle beraber sürdürülebilir turizm, ekoturizm gibi doğayla ilgili turizme olan talep artmış ve turizm ürünleri ile destinasyonlar çeşitlenmiştir. Turistlerin talepleri de değişmiş ve çeşitlenmiştir. Turistlerin talepleri konaklamada konforun sağlanması yanında, yöreye özgü kültürel değerler hakkında bilgi edinme, yöre halkıyla iletişim, bölgenin flora ve faunası, özel ekosistemler, doğal hayat ve bunların korunması da dahil olmak üzere daha sorumlu bir seyahat deneyimi kazanmak da söz konusudur. 7

Beklenen büyüme ve yeni eğilimler turizmi o kadar stratejik bir konuma taşımıştır ki, turizm eşiz özellikli doğal veya korunan alanların sürdürülebilirliğinin yanı sıra bu alanların çevresinde yaşayan yöre halkının kalkınma potansiyeline de müspet etki sağlayabilmektedir. Bu durumda turizm, doğal alanların korunması ve yöre halkı ile ziyaretçilerin çevre bilincinin arttırılmasında kullanılabilecek çok önemli bir araç olabilmektedir. Dolayısıyla turizm sayesinde koruma çalışmaları için gerekli mali kaynakların kazanılmasının yanı sıra ziyaretçiler ile yöre halkına yönelik bilinçlendirme ve eğitim programlarının oluşturulması ve uygulanması gibi hedeflere de ulaşılabilmektedir. En önemli husus; turizm faaliyetlerinin uzun dönemde sürdürülebilir olması için geniş kapsamlı, dikkatli, katılımcı ve paylaşımcı olarak planlaması, sürecin etkin yönetimi ve izlenmesi de gereklidir. Aksi takdirde, bu faaliyetlerin geri dönüşü mümkün olmayan olumsuz etkileri ortaya çıkacak ve turizm bu alanları tahrip eden bir faktör haline gelecektir. İşte bu nedenle bu çalışmaya SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ GELİŞME (MASTER) PLANI çalışmasına lüzum duyulmuştur. 1.6. SÜRDÜRÜLEBİLİR DOĞA TURİZMİ GELİŞME STRATEJİSİ Yukarıda da bahsedildiği üzere, insan kullanımı bakımından hassas olan sahalarda turizm söz konusu olduğunda turizmin iyi planlanması ve yönetilmesi önemli olmaktadır. Alışılmış turizm stratejileri ile Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme Stratejisi arasındaki fark şudur; alışılmış yöntemler yukarıdan aşağıya bakış açısı ile uygulanmaktadır. Yani kararlar merkezden alınmakta ve uygulanması için yerele taşınmaktadır. Yöre halkı katılımcı olamamaktadır. Sürdürülebilir turizm ise aşağıdan yukarıya bir yaklaşım için gayret göstermektedir. Bu yaklaşımda yöre halkının beklentileri ele alınır, yönetime katılmasını sağlayıcı yapı kurulur, yörenin kalkınma potansiyelini bünyesinde barındıran tabii değerlerin korunması için kararlar ortak alınır ve karar almanın yanında uygulama ve izleme aşamalarında da yöre halkının becerilerini, bilgisini, en uygun şekilde kullanmak esastır. Bu yaklaşım yöre halkının, yerel otorite ve organizasyonların yetkilendirilmesine dayanır. -Sürdürülebilir turizm gelişim aşamasında doğa ve çevresinin ortak çıkarları söz konusudur. Konaklama ve diğer turizm altyapıları mümkün olduğunca doğal alan dışında olmalıdır. Bu durum doğaya ve kültüre zararı en aza indirdiği gibi ev pansiyonculuğu gibi faaliyetlerin yapılabileceği gibi yöreye faydayı arttırabilir. 8

-Yöre halkı ve diğer bölgesel ilgi grupları turizm gelişiminde önemli ortaklardır, söz konusu gruplar turiste konaklama imkanı sunacaklar, sunacakları ürünün kalitesinin korunmasında da sorumluluk alacaklardır. -Günübirlik ziyaretçiler yerine uzun süreli konaklamaya lüzum duyan turistle hedefleniyorsa, doğal ve kültürel mirasa dayalı çekim noktaları, el sanatları gibi faaliyetler ortaya konmalıdır. -Doğal alanlar genellikle çok hassastır, bu sebeple ekolojik değerler, belirli bir saha ile sınırlı olmayacaktır. Geleneksel hayat, yerel kültür, kırsal sosyal ekonomik yapılar da aynı zamanda turizmin temel kaynağı olmaktadır. -Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planı nın ilimizde/bölgemizde ve ülkemizde doğa turizmine konu olacak sahaların tüm ilgi grupları için anlamlı ve cazip bir bakış açısına dayandırılmasına esas olmalıdır. -Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planı nda turizm doğayı koruma, kırsal kalkınma için bir araç olarak ele alındığından, doğa turizmi yönetim planı olarak ele alınmalıdır. Halihazırda olan turizm etkinlikleri de tartışılmalı, değerlendirilmelidir. İlde sürdürülemez olan turizm veya gelir getirici faaliyetler de tanımlanmalıdır. Ayrıca iyi bir yönetim için tehditler ve fırsatlar da ele alınarak bunlardan hareketle ortaya çıkacak fikirler ortaya konmalıdır. -Doğaya dayalı turizm yönetiminin entegre bir anlayışla (alan ve çevresinin sahip olduğu doğal, tarihi ve sosyo-ekonomik kaynakların bütüncül ele alınması) değerlendirilmesi de önemlidir. -Turizm gelişimi genel olarak piyasa talebine göre yönlendirilir. Bir alanın turizm potansiyelinin değerlendirilmesi, rekabetçi ve özgün bir destinasyon oluşturması için gerçekçi beklentiler ortaya konulmalıdır. Yüksek ekolojik değerlere sahip olan sahalar yüksek turizm değeri içermeyebilir. Turizm, ancak doğru pazar ürünlerini hedeflediği zaman başarılı olabilir. Özellikle hassas tabiat alanlarında taşıma kapasitesi düşük iken, bu alanlardan beklenen faydalar yüksek olmaktadır. Taşıma kapasitesinin düşüklüğü sınırlı sayıda turist demektir. Bu sebeple taşıma kapasitesinin değerlendirilmesi de önemli olmaktadır. -Entegre doğal alan yönetimi, Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planı ile doğa ve turizm yönetimi için tüm ilgi gruplarının desteğini almayı hedefler. Tüm ilgi gruplarının etkin desteği önem taşır. Turizm gelişiminin karmaşık yapısı göz önüne alınırsa, ilgi gruplarının etkin işbirliği oldukça önemlidir, planın herkes tarafından sahiplenilmesi ayrıcalık olacaktır. -Sürdürülebilir kırsal kalkınma için kapsamlı bir vizyon belirlenmesine de ihtiyaç vardır. 9

-Pazarlama stratejisi de Sürdürülebilir Doğa Turizmi Gelişme (Master) Planı nın bir parçası olup, kalkınma ve rekabete açık Ürün-Pazar kombinasyonu için yaratıcı yaklaşımlar içermelidir. Pazarlar, hedef gruplar, turist sayısı, ürünler, hizmetler, yaratıcı yaklaşımlar bu stratejide yer almalıdır. -Turizm destinasyonu yönetimi, yaygın bir stratejik yaklaşım olup, destinasyonu rekabete açık hale getirir, bir turizm pazarını iyi bir şekilde yönetmek, pazarlamak, bir destinasyonu rekabetçi yapabilmek için gereken tüm unsurları içeren bir rekabetçi yaklaşımdır. -İyi tanımlanmış amaçlarla ve göstergelerle mantıksal bir çerçeve kurmak, ayrıntılı bütçe, mali portre ve ilgi gruplarının tümüne açık görev ve sorumluluklar veren bir iş planı hazırlamak gereklidir. -Ziyaretçinin izlenmesi ve ziyaretçi yönetim planı, mademki doğa gibi hassas bir sistemde çalışılıyor bu durumda turist ziyaretinin ilkelerini belirleyen bir ziyaretçi yönetim planı lüzumludur. Aynı zamanda da hem geri bildirim temin etme, hem de taşıma kapasitesinin kontrolü için izleme programı da olmalıdır. Geribildirimler kalitenin arttırılması, sunumların taleplere uygun hale getirilmesi (iyileştirilmesi) ve hizmetteki aksamaların doğadaki değişimlerin takibi için çok gereklidir. Şu unutulmamalıdır ki; turizm, doğanın korunması için ortaya konan ana hedeflere ulaşmak garanti edildiği takdirde teşvik edilmelidir. 10

2. HAKKÂRİ İLİ TARİHÇESİ Hakkâri adı, eskiden Van gölünün güneyinde ve bir bölümü de İran a doğru uzanan yörelere yerleşmiş Hakkar kabilesinin isminden gelmektedir. Arap dili, coğrafyası ve tarihlerinde bölge adı Hakkariye olarak geçmekte olup, Hakkarlar ın Şehri anlamına gelmektedir. Yörede yapılan araştırmalarda ele geçen belgelerden ve çevrede bulunan kaya isimlerinden bölgenin tarih öncesi çağlarda yerleşim yeri olduğu, sırayla Sümerler, Akadlar, Urartular ve Asurluların uzun süre yaşadıkları tespit olunmuştur. İlk çağlarda müstahkem bir kale gözüyle bakılan ve bu yüzden uzun savaşlara sahne olan Hakkâri 1514 de Çaldıran zaferinden sonra Osmanlı topraklarına katılmıştır. Birinci dünya savaşı sonrasında 24.04.1915 de Rusların işgaline uğrayan Hakkâri 22.04.1918. tarihinde kurtarılmıştır. 1926 yılında yapılan Ankara Antlaşması ile Musul dâhil beş bölgesi ulusal hudutlar dışında kalan Hakkâri aynı yıl il statüsü kazanmıştır. 1933 yılında Van İline bağlanmış, 1936 yılında yeniden il statüsü kazanmıştır. (kaynak: hakkari.gov.tr) 3. HAKKÂRİ İLİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ 3.1. İLİN JEOLOJİK ve JEOMORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ Van Gölü'nün güneydoğusuna düşen ve doğuda İran, Irak sınırına dek uzanan Hakkâri il alanı, Türkiye nin en sarp ve dağlık yörelerinden biridir. 1941'de yapılan Birinci Coğrafya Kongresi'nde, "Hakkâri Bölgesi" olarak adlandırılan Doğu Anadolu'nun güneyindeki bu yöre Asya ve Avrupa dağlarının birbirine yaklaşması ve sıkışmasıyla yükselmiştir. Yüksek plato ve 11

dağlar, genellikle kuzeyden güneye ve doğudan batıya uzanan havzalarla parçalanmış olmakla birlikte, vadilerin çok derin, dik ve genç olması nedeniyle, ovalık alanlar son derece sınırlıdır. Üçüncü zaman yereyleri Alp-Himalayalar'ın ülkemizdeki bağlantı kuşağı durumundaki Torosların en heybetli bölümünü oluşturur Dış doğu Toroslar Bitlis sınırından sonra Hakkâri dağları ismini alır. İran sınırına kadar devam eder. Dağlar Doğu-Batı doğrultulu uzanır. Ancak bu uzantılar, Kuzey-Güney doğrultulu derin vadilerle parçalanır. Doğu Toroslar'ın İç-Doğu Toroslar ve Orta-Doğu Toroslar'dan en güneydeki üçüncü sırası olan Dış-Doğu Toroslar, batıdaki Amanus Sağları ve Misis Tepelikleri'yle başlayarak, Malatya'nın güneyindeki Ergani ve Bitlis'in çevresinde sıra dağlar sürer. Dış-Doğu Toroslar, buradan İran sınırına dek Hakkâri Dağları'nı oluşturdu. Hakkâri dağları genellikle batı-doğu yönünde uzanır ve Orta İran Çöküntü Alanı'nı güneyden çevreler. Hakkâri Dağlarının il alanı içinde kalan kesimleri Habur, Zap, Avarobaşin vadileri ve Yüksekova Çöküntü Havzası ile parçalanmıştır. Botan, Habur ve Zap sularının su bölümü çizgisi boyunca, batı-doğu yönünde uzanan dağlar, çok yüksek bir kabartı oluşturur. Bu sıradağ doğuya doğru gidildikçe genişler. Deniz düzeyinden yüksek bir temel üzerinde yükselen dağların kimi kolları, kuzeye ve güneye uzanır. Sıradağın Botan Havzası'na bakan bölümleri, il sınırları dışında kalmaktadır ve akarsuların oluşturduğu derin vadilerle parçalanmıştır. Sıradağın il alanı içinde kalan güney kesimleri ise, çok daha yüksektir. Dağların çoğunluğu 3.000m geçer. Habur ve Zap suları ile kolları, bol yağış alan bu yüksek dağlardan beslenmektedir. Sulara karşı direnci az olan şistler ve eosen kalkerleri içinde, eşine Türkiye'nin hiçbir yerinde rastlanmayan derinlikte ve sarplıkta, vadiler oyulmuştur. Derin, bazen bir duvar gibi dik ve sarp yamaçlı vadilerin arasında kalan dağ kolları, ilin Zap Suyunun batısında kalan kesimini, kuzey-güney yönünde bölümlere ayırır. Bu dağ gruplarının en önemlileri, 3.725m yükseltili Karadağ (Terma Dağı),3.019m yükseltili İncebel Dağı, 3.752m yükseltili Karadağ, 3.264m yükseltili Türemiş Dağı, 3.253m yükseltili Altın Dağları ve 3.000m üzerindeki Konaklı Dağı'dır. Yörenin en yüksek tepesi, ülkenin de en yüksek dağlarından olan Cilo (Buzul) Dağı'nda dır. Hakkâri il merkezi doğusunda, Zap Suyundan sonra, Sümbül (3.467 m ) ve Mere (3.200 m) Dağları ile birden bire yükselen Cilo kütlesinin temelini, kalkerli ve volkanik kayalar oluşturur. Batı-doğu yönünde uzanan bir kıvrım dağı olan bu kütle, doğuya gidildikçe yükselmektedir. Ana kütle, 3.000 m yüksekliğinde bir kabartı durumundadır. Sırtın sağında ve solunda genellikle çıplak, dik ve sarp çok sayıda doruk yükselir. Bunlar sırasıyla 3.500m yükseltili Kisara Dağı, 4.060m yükseltili Suppa Durek Dağı,3.700m yükseltili Köşedireği Dağı ve bütün Cilo kütlesinin en yüksek noktası olan 4.135m yükseltili Reşko(Gelyaşin ya da Uludoruk ) tepesidir, 3.850m yükseltili Maunseli Sivrisi ve 3.650m 12

yükseltili Gelyano tepesi asıl kütleden ayrılarak kuzey yönünden uzanan bir kol üzerindedir. Zap suyunun doğusunda Sümbül dağı ile başlayıp Gever ovasının Güneyi boyunca İran sınırına dek uzanan bu yüksek sıra dağla, güneydeki Irak sınırı arasında kalan alan Şemdinli yöresinin en sarp kesimidir. Cilo ve Şemdinli yörelerindeki yüksek dağlardan çıkan ve güney yönünde akan akar sular, kalkerler ve volkanik kayaçlardan oluşan toprakların zamanla oymuş ve birtakım sarp bölmelere ayırmıştır. Cilo dağından güney batı yönünde Zap suyu dirseği içine doğru uzanan geniş dağ kütlesi, bu şekilde yontulmuş ve parçalanmıştır.bu engebeli kütle üzerinde 3.000m'yi geçen çok sayıda doruk vardır.3.250m yükseltili Beridalo ve Yekboy dağları,3.250m yükseltili Samur dağı,3.460m yükseltili Gare Dağı bunların başlıcalarıdır. Avarobaşın Çayı (Rubareşin) ile Şemdinli Çayı arasında, geniş ölçüde volkanik kayalardan oluşan Sat Dağları (İkiyaka Dağları) uzanır. Kütlenin üzerinde 3.540m yükseltili Sat Dağı ile 3.356m yükseltili Gevaroki Dağı önemli doruklardır. Şemdinli Çayı ile Hacıbey Dersi arasında uzanan Karadağ, doğuya doğru yönelerek İran-Türkiye sınır dağları ile birleşir.hakkari İli'nde, Nehil Vadisi ile Şemdinli'nin doğusunu kaplayan dağlar, Zap, Nehil, Avarobaşin, Şemdinli ve Hacıbey sularının havzaları ile İran'daki Urmiye kapalı göl havzasının su bölümü çizgisini oluşturur. Türkiye-İran sınırı bu ara üzerinde geçmektedir.güneyden kuzeye doğru 3.150m yükseltili Çimen Dağı, 2.954m yükseltili Karacadağı 3.008m yükseltili Beyazdağ ve 3.807m yükseltili Mordağ, en önemli doruklardandır. Cilo Dağı'yla, Şemdinli yöresinin yüksek dorukları ve sınır dağlarının yüksek bölümleri,derin çukurlar, irili ufaklı taşlar ve buzullarla kaplıdır. (kaynak: hakkari.gov.tr) 3.1.2. Jeolojik Özellikler Hakkâri kütlesinin temelini, kuzeyde ve merkezde 1. zaman kristalen şistleri, güneyde ve doğuda ise daha çok kretase eosen kalkeri oluşturur. Kütlenin güney batısı, oldukça kalın, Çimentolaşmış konglomeralar ve kırmızı kumtaşları kaplıdır. Hakkâri Dağları, Alp kıvrım sisteminin balık pulu yapılı sıradağlarıdır. Kaba bir yaklaşımla Hakkâri Dağlarının temelini paleozoik kıvrımlı-kıvrıklı tabakalarla, yer yer kristalen şistlerin oluşturduğu söylene bilir. Araya, kretase-tersiyer oluşumları girmiş ve mezozoiktersiyer tabakaları tortulaşmıştır. Bütün bu tabaka ve kültürlerin durumları, kıvrım aşamaları sırasında değişikliğe uğramış ve bugünkü halini almıştır. Hakkâri Toroslarının ana çatısını oluşturan Cilo Dağı ve çevresinin jeolik yapısı, tektonik hareketler ve aşınmalarla yakından ilgilidir. Bölgedeki yassı platolar, tersiyer tabanlarından oluşur. Sivri dorukların temeli sert volkanik oluşumlar, güneydeki basamakların 13

temeli ise triyas tabakalarıdır. Cilo Dağı ve çevresinin kuzeyindeki, Yüksekova çöküntü alanı ile Büyük Zap oyulma ve boşalma alanları ortaya çıkmıştır. (kaynak: hakkari.gov.tr) 14

Hakkari İli Jeoloji Haritası -Harita 1-15

Hakkari İli Jeoloji Haritası Açıklamaları 16

3.2. METEOROLOJİK VERİLER Hakkâri illinin iklimi, yörelere göre de değişiklikler göstermektedir. İlin yüksek kesimlerinde Doğu Anadolu'nun sert karasal iklimine yakın bir iklim tipi egemenken, ildeki vadi tabanında Akdeniz ikliminin etkisi görülmektedir. Bu iklim koşulları bitki örtüsünde de belirtilmekte, yüksek kesimlerdeki sert iklim, bitkilerin gelişimini engellememektedir. Buna karşılık, ildeki vadi tabanında egemen olan Akdeniz iklimi, susam, pirinç ve meyve yetişmesine de olanak vermektedir. İlimizde en yüksek sıcağın 27 Temmuz 1966'da 38,8 derece olarak, en düşük sıcaklığın ise 2 Şubat 1967'de -22,6 derece ölçüldüğü, yılın 134,8 günü açık, 17,3 günü bulutlu, 57,3 günü ise kapalı geçmektedir. Hakkâri İlinde yılın 35,8 günü kar yağmakta, il yine yılın 102,5günü kar örtüsü altında kalmaktadır. İlde yılın 9,5 günü sis, 1,8 günü dolu 29,8 günü ise kurak geçmektedir. SICAKLIK: Hakkâri'nin yıllık sıcaklık ortalaması, Doğu Anadolu'daki birçok il merkezinden daha yüksektir. Merkez İlçenin yıllık sıcaklık ortalaması 9,4 derecedir. YAĞIŞLAR: Hakkâri'ni yıllık sıcaklık ortalaması 791,7 mm'dir. Doğu Anadolu'daki birçok il merkezinden daha yüksek olan bu değer, komşu il merkezlerinden Van'da 384,0 mm, Siirt'te 756,2 mm, Mardin'de ise 713,4 mm'dir. Hakkâri'de en çok yağış mart ve nisan, en az yağış ise temmuz ve ağustos aylarında düşmektedir. RÜZGÂRLAR: Ortalama rüzgâr hızının 2,0 m/sn olduğu ilde, egemen rüzgar yönü güney-güneydoğudur (kıble -keşişleme). Bunu, kuzeybatı (karayel) ve güney-güneybatı (kıblelodos) izlemektedir. İlde en hızlı esen rüzgâr ise, saniyede 30 m hızla güney-güneybatıdır (kıblelodos). (kaynak: hakkaritarım.gov.tr mgm.gov.tr) Hakkari Yıllık Toplam Yağış Dağılımı -Tablo 1-17

HAKKARI Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Uzun Yıllar İçinde Gerçekleşen Ortalama Değerler (1970-2011) Ortalama Sıcaklık -4.7-3.2 2.0 8.2 14.2 20.3 24.9 24.7 20.3 13.1 5.0-1.7-0.7 0.9 6.3 12.7 19.1 25.7 30.7 30.8 26.4 18.6 9.5 2.3-8.3-6.9-2.0 3.9 9.1 14.1 18.2 18.0 14.0 7.9 0.7-5.1 4.1 5.2 6.6 6.4 9.0 11.5 12.2 11.3 10.1 7.2 5.2 4.0 11.0 10.6 12.8 13.5 12.1 4.4 1.5 1.0 1.7 8.3 9.0 9.6 82.7 102.7 114.6 122.2 62.7 14.0 4.7 2.9 6.0 52.8 84.3 87.3 ( C) Ortalama En Yüksek Sıcaklık ( C) Ortalama En Düşük Sıcaklık ( C) Ortalama Güneşlenme Süresi (saat) Ortalama Yağışlı Gün Sayısı Aylık Toplam Yağış Miktarı Ortalaması(kg/m2) Uzun Yıllar İçinde Gerçekleşen En Yüksek ve En Düşük Değerler (1970-2011) En Yüksek 11.8 11.7 19.7 25.0 28.7 33.0 37.0 38.0 37.1 29.3 20.8 17.5-23.4-22.7-19.0-8.1-0.4 5.4 10.0 2.1 4.3-3.1-15.0-21.3 Sıcaklık ( C) En Düşük Sıcaklık ( C) Hakkari İli 1970-2011 yılları arası ortalama sıcaklık değerleri -Tablo 2-18

3.3. HİDROGRAFYA Akarsular Hakkâri il toprakları, Dicle Havzası içersinde kalır. Dicle Irmağına katılan Büyük Zap ve Habur suları ile Büyük'a Zap karışan Avarobaşin, Şemdinli ve Hacıbey sularının havzaları da bu ana havza içinde kalmaktadır. Dicle Havzası Dicle havzası, sadece Türkiye'nin değil, Ortadoğu 'unda en büyük havzalarından biridir. Havzanın ülke sınırları içinde, yaklaşık, 5.500km'lik su toplama alanı vardır. Yıllık ortalama su hacmi 18 milyar metre küpe ulaşmaktadır Dicle havzasının kuzey kenarını oluşturan Hakkâri yöresi engebeli ve yüksektir. Akarsular bol sulu olmalarına karşın, geniş tabanlı vadiler oluşturamamaktadır. Dicle Havzası, Van il topraklarında Haravil Dağı'nın kuzey yamaçlarından olan Büyük Zap Suyu güney batı yönünden akarak Albayrak Beldesinin doğusuna gelir. Albayraktan sonra güneye dönerek Başkale'nin doğusundan Hakkâri il sınırlarına girer. Mordağ'ın batı ucunda Nehil Suyu ile birleşmeye dek yatağı pek derin değildir. Başkale'ye dek vadisi de fazla geniş değildir. Hakkâri iline girinceye dek, çok geniş düzlükler oluşturan Başkale Ovaları'nın ortasından akar. Bu ovala il topraklarında, Bağışlı yöresine dek uzanır. Büyük Zap Suyu Mordağ'ın batısından geldiğinde çok derin, dar, bir yarma vadiye sokulur ve yeniden güneybatıya yönelir. Yüksekova'nın kuzeydoğusundaki sınır dağlarından kaynaklanan Nehil Suyu ile birleşir. Karadağ ile Cilo Dağı arasındaki dar vadi olduğundan akan Büyük Zap Suyu, Hakkâri il merkezinden sonra geniş bir yay çizerek Samur Dağı'nın çevresini, batı-güneydoğu yönünden geçer ve Çukurca yöresinden Irak sınırlarına girer. Büyük Zap Suyu'nun ülke sınırları içindeki uzunluğu 180-190 km'dir. Bunun, yaklaşık 100km'lik bölümü Hakkâri il alanında kalmaktadır. Besleme alanı, karlarla örtülü yüksek dağlarla çevrili olduğundan suyu her mevsim boldur. Hakkâri'nin Şemdinli ve Dağlıca yörelerinin sularını toplayan Avarobaşin ve Şemdinli suları ile Hacıbey Deresi de Büyük Zap Suyu'nun kollarıdır. Harbur Suyu 19

Nordüz ve Feraşin platolarından doğan Habur Suyu, önce güneybatı yönünden akarak Beytüşşebap'tan geçerek; sonra güneye dönerek Tanin ve Altın dağları arasındaki çöküntü oluğundan geçip, Irak topraklarına girer. Irak'tan Zaho'yu geçtikten sonra, yeniden, Türkiye il sınırlarını oluşturacak şekilde akar ve Siirt il sınırında Dicle'yle birleşir. Dicle ile birleşmeden önce Uludere yöresinden kaynağı alan ve Siirt'in Irak il sınırını oluşturacak şekilde akan Hezil Suyu'nu alır. Habur Suyu'nun Hakkâri il topraklarındaki bölümünün uzunluğu, yaklaşık 60km'dir. Göller Hakkâri'de özellikle Cilo, Sat ve Karadağ üzerinde buzul ve krater gölleri bulunmaktadır. Bu dağların yaklaşık 2.600m'den yüksek yerlerinde Özellikle kuzey yamaçlarında büyüklü, küçüklü buzul yalakları görülür. Buzul yalaklarından bazıları kapalı çanak biçimindedir. Bazıları sonradan akarsuların oyma ve aşındırması ile vadi ağzını bağlamış durumdadırlar. Çanaklaşmış buzul yalakları, zamanla buzul göllerine dönmüştür. Buzul göllerinin oluşumunu açıklanması bakımından, bunların en önemlisi Gelyana Gölü'dür. Sert kayalarla oyulmuş bir buzul yalağından oluşmuş Gelyana Gölü, Reşko Buzulu'nun 3 km kadar kuzeydoğusunda, 2.950m yüksekliğindedir. Eni ve boyu 250-300m boyunda olan güney ve doğu yamaçları çok diktir. Gelyana Gölü dışında, Cilo-Sat dağlarının kuzey yamaçlarında, Yüksekova ilçe sınırları içinde kalan kesimlerde Sat Gölleri bulunmaktadır. Ayrıca, Karadağ eteklerinde de güzel görünümlü buzul gölleri bulunmaktadır. Bunların en önemlileri Seyithan, Golaşin ve Golan gölleridir. Hakkâri ilinde inşa halindeki barajlar ve hidroelektrik santrallar şunlardır: Dilimli Barajı: Yüksekova Esendere karayolunun 10 km'sinde Büyükçay üzerindedir. Şemdinli-Aslandağ Barajı: Hakkâri nin Yüksekova ve Şemdinli ilçeleri sınırları arasında Bembo Çayı üzerinde inşa edilecektir. Şemdinli-Beyyurdu Barajı: Hakkâri nin Yüksekova ve Şemdinli ilçeleri sınırları arasında Bembo Çayı üzerinde inşa edilecektir. Çukurca-Çocuktepe Barajı: Hakkari ili Çukurca İlçesinin 4-5 km kuzeyinde Zapsu nehrinin kollarından olan Güzeldere Çayı üzerinde inşa edilecektir. 20

Çukurca-Gölgeliyamaç Barajı: Hakkari ili Çukurca İlçesinin 4-5 km kuzeyinde Zapsu nehrinin kollarından olan Güzeldere Çayı üzerinde inşa edilecektir. (kaynak: hakkari.org.tr dsi.gov.tr ) 3.4. TOPRAK ÖZELLİKLERİ Ülke genelinde etkili olan erozyon, Hakkâri il topraklarında da başta gelen sorundur. Erozyonla birlikte, ölçüsüz ve bilgisiz kullanım, ilde yaklaşık 129.000 hektar alanı çıplaklaştırılmış ve tarıma elverişsiz duruma sokulmuştur. 640.000 hektarlık tarım yapılabilir toprakta yok olmak üzeredir. İlde önemli toprak gruplarını şu şekilde sıralana bilinir: Kalkersiz Kahverengi Topraklar: Olgun topraklardan olan kalkersiz kahverengi topraklar, Hakkâri'de 400-750 mm arasında yağış alan yerlerde, kalkerli kumlu kil ve kumlu kil taşları üzerinde oluşmuştur. İlde yaklaşık 266.000 hektar alanı örtmektedir. Bu tür topraklar kahve ya da açık kahve renkli, dağılabilir üst ve soluk kırmızısı kahve renkli alt tabakalardan oluşur. Üst toprak, alt toprağa göre daha asitlidir. İlde kalkersiz kahverengi toprakların doğal bitki örtüsünü otlar ve çalılar oluşturur. Kahverengi Orman Toprakları: Yarı olgun topraklardan olan kahverengi orman toprakları, ilde ortalama yağışın 620-870mm olduğu kesimlerde yaklaşık 230.000 hektar alan örter. Toprağı oluşturan ana kaya genellikle, kireççe zengin kil topraklarıdır. Üst toprak iyi oluşmuştur. Gözenekli ya da kırıntılı yapıdan oluşmuştur. Mineral madde ile organik madde iyice karışmış durumdadır. Alt toprak kırıntılı yapıda ve kahverengidir. Altta kalsiyum karbonat birikimi görülür. Derinliği 50-60cm aralığında değişmektedir. Kahverengi orman topraklarının doğal bitki örtüsü kışın yaprağını döken orman ağaçları ve çalılardır. Kestane Renkli Topraklar: Olgun topraklardan olan kestane renkli topraklar, ilde yaklaşık yağışın 370-620 mm arasında olduğu kesimlerde yaklaşık 212.000 hektar alan örter. Kestane renkli topraklar oluşturan ana madde, volkanik ve kalkerli kayalardır. 30-50cm kalınlığında ve kırıntılı yapıdaki üst tabaka, orta derecede organik madde içerir. Organik madde minareleri ile iyice karışmış durumdadır. Alt toprağın rengi koyu kahve renklidir. Prizmatik yapıda bu tabaka kil gözükür. Alt kesimlerde, sertleşmiş halde kireç birikintisi vardır. Hakkâri de kestane renkli toprakların doğal bitki örtüsü, kısa ve uzun otlar, çalılar ve seyrek ağaçlardır. 21

Podzolik Topraklar: Olgunlaşmış topraklardan olan podzolik topraklar, ilde yıllık yağışın 500-1.200 mm olduğu alanlar üzerinde, yaklaşık 72.000 hektar alan örter. Podzolik toprakları oluşturan ana madde, volkanik ve kalkerli kayalarla kum taşlarıdır. Gözenekli yapıda bir üst tabakada, organik madde ile mineral madde iyice karışmıştır. Alt toprak, yuvarlak köşeli, blok yapıda ve kil birikmesi gözükmektedir. Podzokil toprakların doğal bitki örtüsü, kışın yaprağı döken orman ağaları ile iğne yapraklı ağaçlardır. Alüvyal Topraklar: Akarsularca taşınarak yığılmış setimentlerin oluşturduğu genç topraklardır. Bu topraklar ilde, Zap, Habur, Şemdinli ve Nehil vadilerin tabanlarıyla, Hacıbey deresi çevresinde, yaklaşık 9.000 hektar alanı örter. Genç topraklar olmaları nedeniyle, özel iklim ve bitki örtüsü gerektirmez. Bu topraklarda, ilin iklim ve topografya koşullarına uyabilen her ürün yetişebilir. İlde, alüvyal topraklarla iç içe olmak üzere, sürekli su alan yada su sızan alanlarda hidromorfik alüvyal topraklar bulunur. 12.000 hektar alan örter. Yılın büyük bir bölümünde bataklık durumda olan bu topraklar, gerekli drenaj önlemleri alına bilinirse, çayır ve sulak yerlerle uygun ağaç türleri yerleştirilmesine elverişlidir. Kolüvyal topraklar: Yüzeysel suların ve yan derelerin yakın yerlere taşıyarak biriktirdiği sedimentlerin oluşturduğu genç topraklardır. İlde alüvyal, topraklarla geçişli olmak üzere, eğimi, %2 nin üstünde olan yamaçlarda, yaklaşık 1.200 hektar alan örter. Genç topraklar olmaları nedeniyle, özel bir iklim ve bitki örtüsü gerektirmez, ilin iklim ve topografya koşullarına uyabilen her ürün yetişebilir. (kaynak: hakkari.org.tr) 3.5. ALAN KULLANIM DURUMU İlin Toplam Yüzölçümü 714.684 ha olup, bunun 61.529 Tarım arazisi, 369.610 ha ı çayır mera arazisi, 174.955 ha orman ve fundalık, 107.631 ha ı tarım dışı araziyi ve 959 ha yerleşim alanı oluşturmaktadır. 22

İl Arazisinin Dağılımı (2005)-Tablo 3Grafik 1 incelendiğinde, Hakkâri arazi varlığı içerisinde en yüksek paya (% 51,71) payla çayır mera alanlarının, orman ve fundalık alanlarının ise (% 24,48) pay ile ikinci sırayı aldığı görülmektedir. Tarıma elverişli arazinin toplam içerisindeki payı %9 olup, bu oran tarım dışı arazi varlığından (%15) bile daha düşük görülmektedir. Hakkâri ilinde çayır mera alanlarının fazlalığı hayvancılık için bir potansiyel olmakta, orman ve fundalık alanlarının yağış için önemli bir yer teşkil etmektedir. Arazilerin alt bölgeler bazında dağılımına baktığımızda en fazla tarım ve mera arazisine sahip bölgenin Yüksekova-Şemdinli II. alt bölgesi olduğu görülmektedir. (kaynak: hakkaritarım.gov.tr) 3.6. ORMAN VARLIĞI İl Arazisinin Dağılımı (2005) Tarıma Elverişli Arazi Ormanlık Fundalık Arazi Çayır Mera Tarım dışı arazi 15% 9% 51% 23 25%

Hakkari İli Orman Varlığı-Tablo 4- (kaynak: ogm.gov.tr) 3.8. FLORA-FAUNA VE HASSAS YÖRELER Flora: İl sınırları içinde batıdan doğuya, kuzeyden güneye gidildikçe bitki örtüsünde belirgin bir değişim görülememektedir. Aynı durum vadi tabanlarından dağların zirvesine doğru çıkıldıkça da görülmektedir. Doğal orman sınırı 1800 2000 metreye kadardır. 2000-3000 metreler arası zengin çayırlık alanlardır. Bu alanlarda 1 metre yüksekliğinde gevenlere sıkça rastlanır. 3000 metreden sonra ise doğal bitki örtüsü ortadan kalkar. İl topraklarının %20 si orman ve funda örtüsü altındadır. Seyrek olarak vadi boylarında ve özellikle dağların kuzey yamaçlarında başta meşe toplulukları olmak üzere ardıç, huş, kavak, söğüt, dışbudak ve bazı ybanıl ağaçları hariç tutarsak, 24

hakim antropojen steptir. Otsu bitkilerden oluşan bu formasyon içinde en sık rastlanan türler geven, yavşan otu, keçi kulağı, çoban yastığı, deve dikeni, kuzu dili, yabani yonca ve yabani korungadır. Ancak ilin güneyinde yer alan ve oldukça geniş bir alan kaplayan Torosların belirli bölgelerinde dağlar arasına sıkışmış dar şeritler halinde meşe ağacı orman kalıntılarına rastlamak mümkündür. İlin genel görünümünde bitki örtüsü bozkırdır. Lokal de olsa orman alanları ve seyrek bir dağılış gösteren bazı ağaç türlerinden söz etmek mümkündür. Orman formasyonun yayılış sahası içinde meşe türleri, ardıç, titrek kavak, menengiç ve yaban gülü yer alır. İlimiz biyo çeşitlilik açısından oldukça zengindir. Hakkâri ili ve çevresinde yükselti, eğim ve bakı faktörlerinin kısa mesafelerde çok değişiklik göstermesi, saha genelinde atmosfer sirkülasyonunun ortaya çıkardığı iklim içerisinde yerel klimatik alanlar ortaya çıkmakta, bu da bitki örtüsünün çeşitlenmesine neden olmaktadır. Hakkâri ili için en öneli bitkilerden biri Ters Lale ( Ağlayan Gelin ) adıyla bilinen çiçektir, kendine has görüntüsü ve endemik değeri ile ön plandadır. Hakkâri Valiliği ve ayrıca Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca koruma altına alınmıştır. HAKKÂRİ İLİ ENDEMİK TÜRLER LİSTESİ TÜR ADI (LATİNCE) TÜR ADI (YÖRESEL ADI) YAŞAM ALANI Centaurea hakkariensis Hakkari Peygamber Çiçeği Hakkari, Sat Dağı Astaragalus hakkariensis Hakkari Geveni Hakkari Cirsium hakkaricum Köygöçerten, Hakkari devedikeni 25 Hakkari, Yüksekova