BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM TEMMUZ DERS NOTLARI Editör Dr. Tahir ÖZAKKAŞ i
Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları: 124 Bütüncül Psikoterapi Eğitimi 10. Dönem Temmuz 2011 Ders Notları ISBN 978-605-5241-79-7 Copyright Psikoterapi Enstitüsü Tüm hakları saklıdır. Yayıncının izni olmaksızın tümüyle veya kısmen yayımlanamaz, kısmen de olsa çoğaltılamaz ve elektronik ortamlarda yayımlanamaz. Birinci baskı: Haziran 2013 Editör: Tahir Özakkaş Yayıma hazırlayan: Sevgi Çorabatur Katkıda bulunanlar: Çağla Kılıç-Aysun Çamkerten-Emine Yavuztürk- Serap Altu-Demet Balcı- Menekşe Arık Baskı: İklim Ofset Nişanca Mah. Arpacı Hayrettin Sok. No:21 Eyüp/İstanbul Tel: 0212 577 77 45 www.iklimmatbaa.com PSİKOTERAPİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM ARAŞTIRMA SAĞLIK ORGANİZASYON VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ. Eğitim ve Kongre Merkezi: Fatih Sultan Mehmet Caddesi No285 Darıca-İZMİT Tel : 0262 653 6699 Fax : 0262 653 6698 Merkez: Bağdat Caddesi No: 540/8 Bostancı-İSTANBUL / TÜRKİYE Tel : 0216 464 3119 Fax : 0216 464 3102 www.psikoterapi.com - www.psikoterapi.org - www.hipnoz.com ii
SUNUŞ İnsanlık tarihi boyunca, her toplumda psikolojik rahatsızlıkları tedavi etmeye yönelik girişimler olmuştur. Bu alanda yapılan girişimler sonucu ortaya çıkan pek çok farklı ekolün savunucuları, kendi ekollerini yüceltme ve diğer ekolleri küçümseyerek ötekileştirme yoluna gitmiştir. Ancak buna rağmen farklı yaklaşımlardan bilgiler edinerek kuramını zenginleştirmeye ve bu alanda çalışmalar yapmaya başlayan öncü terapistler, psikoterapide bütünleşmeyi sağlayarak alandaki bölünmeleri büyük oranda azaltmıştır. Bütüncül psikoterapi, hastanın bilişlerinin, davranışlarının, kişiliğinin ve duygusal süreçlerinin yeniden düzenlemesine yardımcı olmak için pek çok farklı ekolden faydalanarak daha gerçekçi, uyumlu ve esnek bir çalışma alanı sunar. Eğitimini verdiğimiz bütüncül psikoterapi, zamanzaman eklektik ve asimilatif, genellikle de entegratif ve ortak faktörler üzerine kurulmuş bütüncül bir yaklaşımı içerir. Bireye, teori odaklı değil danışan odaklı bakmaya çalışan bütüncül psikoterapiler, farklı yaklaşımların bileşenlerini bir araya getirerek terapisti geniş bir vizyona ulaştırır. Bu amaçtan yola çıkarak, çeşitli bilimsel etkinlik, araştırma, eğitim ve yayın çalışmalarıyla, ülkemizde bütüncül psikoterapi uygulamalarının gelişimine öncülük etmekten gurur duyuyoruz. Elinizdeki bu ders notları, ruhsal bozuklukların tedavisinde tek bir psikoterapi yaklaşımına bağlı kalmaktansa elindeki veriyi kullanarak uygulanabilecek en iyi tekniği ve teoriyi arayan bütüncül yaklaşımlı terapistler yetiştirme adına verilen Bütüncül Psikoterapi Teorik Eğitimi 10. Grubunun Temmuz ayı deşifrelerini sunmaktadır. Bu iii
ders notları, eğitim deşifresinin derlemesi olma özelliğiyle dünyada eşi benzeri görülmemiş bir yayın niteliği de taşımaktadır. Bu ders notlarında bütüncül psikoterapiye giriş, hücum tedavisi, ilk görüşme ve soy ağacı çıkarma örneği konuları ele alınmaktadır. Bütüncül psikoterapiler de insanın ruhsal yapısının gelişiminde olduğu gibi zamanla özerkleşecek, bireyselleşecek ve ayrışarak psikoterapi ruhunu ayakta tutacaktır. Psikoterapi uygulayıcıları için önemli olduğunu düşündüğümüz bu eğitim ders notlarını, sizlerin ilgisine sunmaktan kıvanç duymaktayız. Keyifli okumalar dileriz Tahir ÖZAKKAŞ Psikoterapi Enstitüsü Başkanı iv
İ Ç İ N D E K İ L E R TEMMUZ 2011 1. GÜN 1 PSİKOTERAPİYE GENEL BAKIŞ AÇISI...2 2 TANIŞMA...31 3 TANIŞMA (DEVAM)...93 4 BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİYE GİRİŞ... 188 TEMMUZ 2011 2. GÜN 5 HÜCUM TEDAVİSİNE GİRİŞ... 234 6 HÜCUM TEDAVİSİNDE AŞAMALAR... 274 7 ROL PLAYİNG İLK GÖRÜŞME... 343 8 SOY AĞACI ÇIKARMA ÖRNEĞİ... 388 v
Temmuz 2011 1. GÜN
1 PSİKOTERAPİYE GENEL BAKIŞ AÇISI Tahir Özakkaş: Evet arkadaşlar, yavaş yavaş başlayalım istiyorum. Evet, hiç birbirini tanıyan çıktı mı aranızda? Kursiyer Ç.K.: Biz... Tahir Özakkaş: Sen 2 kişilik ekiple geldin, birbirinizi tanıyorsunuz zaten Kursiyer: Biz normalde aynı bölgede çalışıyoruz... Tahir Özakkaş: Ama burada tanıştınız Kursiyer: Az önce Daha yeni geldiğimiz için tanışma fırsatımız olmamıştı Tahir Özakkaş: Daha önceden birbirinizden haberiniz yoktu Kursiyer: Kursiyer F.C.E. gelecekti Tahir Özakkaş: Yavaş yavaş gelirler, ilk gün biraz böyle olur. İstanbul dışından gelenler saati ayarlayamazlar, yolun ne kadar tuttuğunu bilemezler, tren saat sekizde orada olur derler, tren on birde burada olur, onu bilemezler, uçak rötar yapar, tecrübeyle bunların hepsi öğrenilecek.
Ben bir yoklama yapacağım, yoklamada adını okuduğum arkadaş ayağa kalkıp kendini diğerlerine gösterirse ve sık sık da isimlerinizi tekrarlarsanız, kısa sürede birbirimizi isimlerimizle tanımamız mümkün olacaktır. Kursiyer G.B.: Kurallar bayağı sıkıymış... (Yoklama Alınır.) Tahir Özakkaş: Evet, Kursiyer E.Y. yi de tanıdık. Kursiyer F.S. de bizim eski ekipten. Kursiyer Ö.B. hocamı da tanıdık. Kursiyer B.Y.. Kursiyer E.A.. Evet (Listeyi gözden geçirir.) Sınıfın 1/3 ü şu anda yok. İnşallah gelirler diyelim. METOT Artık klasikleşti arkadaşlar, çok yoğun bir eğitim programına dahil oldunuz. Hep beraber yüzümüzün akıyla, bu eğitim programını bitirmeye gayret edeceğiz. Çok keyifli, ama çok yoğun bir eğitim programını birlikte bitirmeye çalışacağız. Eğitimlerden fazla sıkılacağınızı düşünmüyorum. Çünkü eğitimlerimiz interaktif bir şekilde, çok keyifli, farkında olmadan öğretme metodunu izliyor. İsteseniz de istemesiniz de, ne kadar direnirseniz direnin öğrenmeye mahkum oluyorsunuz. Bir şekilde hikayeler, fıkralar, esprilerle, çaktırmadan sol beyne bilgi atıyoruz. Sol beyne attığımız bilgileri, sağ beyindeki yani duygusal alandaki anılarla birleştirdiğimizde (burada yaşadığımız bir takım anılarla), bilgi otomatik olarak hatırlanır hale geliyor. Arkadaşlara beş yıl sonra, "Öğrettiğimden ne kaldı aklınızda?" diye soruyorum, "Hocam ne yemekler yemiştik sizinle" diyorlar. (Gülüşmeler.) Bizim doktorların meşhur bir esprisi var. İki tane büyük kemik var. Yukarıdaki şu kol kemiğine humerus, bacaktaki ana büyük kemiğe de femur deriz. Anatomide bütün kemikleri en ince ayrıntılarına kadar ezberleriz. Yüzlerce kemiği en ince nokta- Psikoterapiye Genel Bakış Açısı 3
larına kadar... Kemik ezberleme süreci çok zor bir süreç, her birinin latince ismi var, her bir noktası ayrı bir isimle anılıyor. Yıllar sonra doktorlara sorarlar Anatomiden kemiklerden aklında ne kaldı?" derler, o da Kala kala bir femur kaldı (koluna vurarak) der, onu da yanlış söyler. Femur bacak kemiğidir. Bazen bilgiler böyle uçup gider. Ama bilgiler hayatın içinde kullanılabilir halde verilebilirse (kul lanılmayacak, anlamsız ve boş bilgiler aktarılmaz ise) bizim için çok kalıcı ve öğretici bir hale dönüşür. Buradaki eğitimimizin ana içeriği de, belki de bu eğitimin ana felsefesi de bu. Psikoloji, psikiyatri veyahut da psikoterapiler genellikle soyut, anlaşılmaz, uzak, karmaşık, kaotik olarak nitelendirilen, insanların ürktüğü ve pek bulaşmak istemediği, ders geçmek için de bazı kavramları ezberleyerek yazdığı bir şey olarak bilinir. Ama maalesef öyle değil, her gün yaşadığımız şey, sabah kalktığımız andan itibaren her şey psikoloji. Biz o yaşamın içindeki psikolojiyi size anlatacağız, insanlar arasındaki ilişkideki psikolojiyi anlatacağız. Daha da ötesi kendimizi anlatacağız. Söylediğim her şey içinizdeki bir şeyleri ya kanatacak, ya merhem olacak. Dolayısıyla söylenen her cümle, içeride bir yerlere gittikçe unutmanız mümkün olmayacak. İsteseniz de unutamayacaksınız. PSİKOTERAPİYE GİRİŞ - EKOLLER Konumuz insanın zihinsel yapısı; ruhsal aygıt. Varsayımlara göre doğumdan sonra insanın ruhsal aygıtında genetiğinin haricinde, çevreyle etkileşiminin sonucunda bir kendilik tasarımı ve ötekiyle ilişki modeli geliştiriliyor. Bir kendimizi tanımlıyoruz kendimizle ilgili bir algımız oluyor, bir de ötekiyle - tüm insanlarla ilgili bir algımız oluyor. Ötekiyle kurduğumuz bir ilişki var. Bu ilişki zihnimizde kodlanıyor. Bu kodlanma şekli doğduktan sonra ortaya çıkıyor. İddia odur ki (ben söyleyenlerin yalancısıyım.) orada bir ke n- dilik ve kişilik diye bir şey gelişiyormuş. O kişilik ve kendiliğin 4 10. BPT TEMMUZ DERS NOTLARI
gelişme sürecinde matematiksel bir kurgu varmış. Bu kurgu, soyut anlamda insanın ruhsal yapısını belirliyormuş. Bu ruhsal yapıya bağlı olarak da insanlar ya sağlıklı, mutlu, huzurlu, dingin bireyler oluyormuş ya da çocukluğundan itibaren çevreyle etkileşimleri sonucu dingin olmayan, huzursuz, kaygılı, ne aradığını bilmeyen, hayattan doygunluk yaşayamayan, okullara koşturan, mesleklere koşturan, paralara - rütbelere koşturan bireyler oluyorlarmış. Neden bunu yaptığının farkında olmayan bireyler oluyorlarmış. Biz de biz hakikati biliyoruz, sizi hidayete erdireceğiz, sizi dingin ve mutlu bir hayata göndereceğiz diye bir iddiayla ortaya çıkıyoruz. İşte bu iddia ne kadar geçerli, ne kadar geçersiz, birlikte bunu irdeleyeceğiz. Dörtyüze yakın psikoterapi tekniği tanımlanmış. Bu psikoterapi ekollerine dayandığı kaynak, psikoloji bilgisi, klinik psikoloji bilgisi ve psikopatoloji bilgisi açısından baktığımızda, dört ana kümede toparlayabiliyoruz. Birinci küme, öğrenmenin davranışsal çeşitleriyle olduğuna inanan davranışçılık ekolü. İnsan zihni, ruhsal aygıt, kendim- öteki ve ötekiyle kurduğum ilişki tamamen bir öğrenme prosesidir diyen, davranışçı öğrenme anlamını içeren ekoller var. Bu öğrenmelerde kişiyi mutsuz, huzursuz, kaygılı yapan faktörler var ise biz o arkadaşlarımızı dingin, huzurlu, mutlu yapmaya söz veriyoruz. Kaynağında davranışçı bakış tarzı olan, öğrenme ilkeleri yatan bir modelle tedavi ediyoruz diyoruz. Bunlar davranışçılar... İkinci kümedekiler diyor ki, biz insanın bilgi işleme prosesine bakıyoruz. Beş duyumuzla dışarıdan bir algı alır, içeride birleştirir entegre ederiz, bir de onun üzerine insani bir yorum yaparız. Burada yorum zaten çok tehlikeli bir şey; nasıl bir kültürel atmosfer içerisinde yetiştirilmiş iseniz yorumunuz ona bağlı ve bağımlı olmak zorundadır. Çünkü onun dışında bir dünyanız yok. İşte dışa- Psikoterapiye Genel Bakış Açısı 5
rıdan etkilenip beş duyuyla aldığınız bu algıyı-konuyu yorumladığınız zaman, bu yorumun sonucunda hissedeceğiniz duygu ya mutluluk, huzur ve keyif hali olacak ya da sıkıntı ve huzursuzluk hali olacak. Dışarıdaki olayların hiçbir suçu yok. Olaya bakış tarzınızla yapacağınız yorum o olayın rengini belirler. İşte bu Kognitif veya Bilişsel yaklaşımdır. Olaya nasıl bir anlam yükledin? O anlamda seni mutlu edecek, gerçekliğe yakalaştıracak, dinginleştirecek özellikler mi var? Yoksa mutsuz edecek, ondan uzaklaştıracak faktörler mi var? Burada da bilgi şişleme prosesini inceleyen ve ona uygun terapi yöntemleri olarak onlarca ekol gelişti. Üçüncü olarak Dinamikçiler var. Dördüncü olarak da Varoluşçuluk veya Hümanistik ekoller var. Biz burada diyoruz ki bu yaklaşımların her biri insanı tanımlıyor. Acaba insanın bir parçasına odak yapıpta diğer alanlarını biraz daha az mı önemsiyor diyerek gelişmekte olan Bütüncül Psikoterapiler bağlamında ele alalım istiyoruz. Çünkü insan hakkında öğrenilmiş, öğretilmiş, geliştirilmiş, bulunmuş herşey mukaddestir. Herşey inanılmaz muhteşem bir şeydir. Çünkü her biri, yapılan her bir çalışma, insanın bir tarafını açığa çıkarıyor. Ama biz insanı parça parça aramak istemiyoruz. Bütün insan ne? Bunun yolculuğuna çıktık. BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİLER Bütün insan nedir diyerek bunun yolculuğuna çıkan bir grup araştırmacı, bundan 30 yıl önce, SEPI dediğimiz Uluslararası Entegratif Psikoterapi Birliğini kurdular. Bu birliği kuran insanların bir kısmı davranışçı bir kısmı bilişsel bir kısmı da psikanalitik ekoldendi. Amerika da farklı alanlarla doğrular bulabilme amacıyla bir araya gelen bir avuç bilim adamı. İşte bu üç grup insan bir araya gelerek bu teşekkülü oluşturdular ve sonuçta 30 yıl süren kongreler 6 10. BPT TEMMUZ DERS NOTLARI
ve çalışmalarla birlikte psikoterapi ekollerinin birleştirilebildiği, bir anlam içerisinde toplanabildiği bir yapıya ulaştılar. Mevcut yapıyı incelediğimizde bu 30 yıl içerisinde dört ana ekolde entegratif psikoterapilerin geliştirildiğini görüyoruz. Eklektik Psikoterapiler, Entegratif Psikoterapiler, Ortak Faktörler ve Asimilatif Psikoterapiler. EKLEKTİK PSİKOTERAPİLER Bu gruptakiler, her birinin teorik iddiası, hipotezi, varsayımı farklı geliştirilmiş olan çeşitli psikoterapi ekollerini alıyor Ben sizin arka teorik planlarınızla ilgilenmiyorum, geliştirdiğiniz teknikler insanların işine yarıyor, çünkü o insanlar tedavi oluyorlar, problemleri ve sorunları ortadan kalkıyor. Sizin devşirdiğiniz, ortaya çıkardığınız tedavi tekniklerinin hepsini alacağım, hastama bakacağım, tedavi tekniklerine bakacağım, hastama hangi etapta, hangi hastaya, bu tedavi tekniklerinin hangisi, daha çabuk, daha kaliteli, daha derin işe yarar ise, ben onları uygulayacağım diyorlar. Bunlara Eklektik Psikoterapistler deniyor. Bunların babası ve piri Lazarus tur. Lazarus un birçok kitabı var, ana kitabı Multi Modal Terapi kitabıdır. Yanlış hatırlamıyor isem Multi Modal Terapi de 7 basamaklı basic-id denen bir çalışmayla her bir hastaya uygulanacak olan 7 katmanlı bir ön inceleme yapılıyor. O incelemeye göre bu hastalara hangi tedavi tekniklerinin öncelikli olarak uygulanacağına karar veriliyor, uygulama yapıldıktan sonra da hasta başarılı bir şekilde tedavi ediliyor. Teorik arka planlar uyuşuyormuş, uyuşmuyormuş, davranışçılığın yapısıyla psikanalitik psikoterapinin yapısı birbiriyle çelişkiliymiş Hasta iyileşti mi, iyileşti. Bu grup sonuca bakıyor. Daha pragmatist, daha rasyonel, problemi çözmeye yönelik bir yaklaşım tarzıyla eklektik bütüncül psikoterapi grubunda yol alanlar. Bunların da mimarı ve lideri kimmiş? Psikoterapiye Genel Bakış Açısı 7
Kursiyerler: Lazarus. Tahir Özakkaş: Lazarus muş. Temel kitabı da neymiş? Kursiyerler: Multi Modal Terapi. Tahir Özakkaş: Multi Modal Terapi. Evet. ENTEGRATİF PSİKOTERAPİLER İkinci gruptakilerin işi zor. Benim kafa yorduğum grup bu. Bunlar Entegratif psikoterapistler. Entegratif psikoterapistlerin tam karşılığı bütüncül psikoterapistler. Biz insanı bir bütün olarak alıyoruz, bütün olarak alarak aldığımız o insanı kulağını ayrı, gözünü ayrı, burnunu ayrı, akciğerini ayrı, kalbini ayrı, idrar yollarını ayrı inceleyemeyiz. İnsanın ayağına bir diken batsa, bütün vücudu sızlar. Dolayısıyla, teorik olarak ayrı ayrı iddialarda bulunan arkadaşlarımız (davranışçılar, kognitifçiler, dinamikçiler ve hümanistik veya varoluşçu bakanlar) insanları parça olarak ele alıyorlar çünkü bütünü görmekten acizler ve bütünü görmek zor. İnsanoğlu inanılmaz muhteşem bir beyne sahip. Ruhsal dünyamız inanılmaz zenginliklerle dolu. İşte bu ruhsal dünyamızın inanılmaz zenginliklerle dolu olan kısmına bütüncül bir şekilde teorik açılım getirecek bir Einstein aranıyor, bir deha aranıyor. Kimsenin göremediği üç boyutlu bir sistemde bütün teorileri bileceksiniz, bu teorilerin birbirleriyle çelişmediğini, bunun yerine birbirlerini tamamlayan modüler bir sistem olduğunu göreceksiniz. Işığın hareket ettiği gibi, dalga gibi, foton gibi insanın bir takım ruhsal özelliklerinin de yer, zaman ve bağlama göre farklı bir alt yapıdan gelebileceğini iddia eden ekoller. Kimmiş bunlar? Kursiyer Ç.K.: Bütüncül 8 10. BPT TEMMUZ DERS NOTLARI
Tahir Özakkaş: Entegratif bütüncül psikoterapistler. Bu psikoterapistlerin işi zor çünkü bunlar teoriği de, pratiği de tekniği de birleştirmeye çalışıyorlar. Entegratif bütüncül psikoterapistlerin babası Paul Watchel. Paul Watchel Amerika da SEPI yi ilk kuran çok saygın bir bilim adamıdır. Davranışçılıkla psikanalizin iddialarının aynı olduğunu, bilimsel olarak kanıtlamaya çalışır. 30 yıldır bu konuda öğrenci yetiştirmektedir. İnşallah 2012 de aramızda olacak. Psikoterapi Enstitüsü olarak İlişkisel Döngüsel ve Dinamik Psikoterapi kitabını çıkardık okumanızı tavsiye ediyorum ve buna bağlı olarak birçok entegratif psikoterapi araştırmaları, çalışmaları, teorik hipotezlerin birleştirilmesine yönelik araştırma desenleri hazırlanmaya çalışılıyor. ORTAK FAKTÖRCÜLER Üçüncü gruptakiler, çok ilginç, benim çok beğendiğim bütüncülcüler. Bu üçüncü grup bütüncülcüler çok hoşuma gidiyor Kursiyer B.G hocam. Buna ne diyorlar biliyor musun? Bütün bu dörtyüze yakın psikoterapi ekolü diyor ki: Benim yöntemim çok iyi. Gerçekten ben hastayı iyileştiriyorum. Gerçekten tedaviden önce ve tedaviden sonra bağımsız gözlemciler tarafından araştırmaları yapıldığında, benim yöntemim iyi diyenlerin hastalarında iyileşmeler kaydediliyor. Hastanın depresyonu, anksiyetesi, fobisi geçiyor. Adamlara diyemiyoruz ki, hikaye senin söylediğin., Gel incele. diyor. Davranışçılık, kognitifler, dinamikçiler, psikanalitik psikoterapiler, varoluşçuluk Hepsi yararlı. Ortak akıl diyor ki; eğer bunlar hastalara veya danışanlara gerçekten yararlı oluyorlarsa bir başkasının yararlı olmaması lazım ama oluyor. O zaman bunların tekniğin dışında, farkında olmadan yaptıkları bir şey var, ortak bir şey var. Bunlara Common Factors deniyor. Ortak faktör arayanlar. Bunların işi gücü psikoterapilerin farkında olmadan veya farkında olarak uygulama esnasında hastayı Psikoterapiye Genel Bakış Açısı 9