adet ahit A : Topluluk içinde eskiden beri uyulan kural. : Kendi kendine söz vererek bir işi üzerine alma, ant. akademi : Üst düzeyde uygulayıcı meslek elemanı yetiş tiren yükseköğretim kurumu, yüksekokul. akçe alamet alim alp : Küçük gümüş para. : Belirti, işaret. : Bilimsel bir konuda çok bilgili olan kimse, bilgin. : Yiğit, kahraman. antropolog : İnsan bilimi uzmanı, insan bilimci. anonim aristokrat arma arşiv ayet : Yazanı, yapanı, söyleyeni bilinmeyen eser. : Soylu. : Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin simgesi olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil : Belgelik. : Kur an surelerini oluşturan kısımlardan her biri. azat : 1. Serbest bırakma. 2. Serbest bırakılmış olan. B SÖZLÜK bahadır bahr balbal beyit biat bimaristan biyografi boy : Savaşlarda gücü ve yılmazlığıyla üstünlük kazanan veya yiğitlik gösteren kimse. : Deniz. : Eski Türklerde kişinin anılması için mezarının veya bazı kurganların etrafına dikilen taş. : Anlam bakımından birbirine bağlı iki dizeden oluşmuş şiir parçası. : Bir kimsenin egemenliğini tanıma. : İslam tarihinde hem hastane hem de tıp okulu olarak hizmet veren kurum. : Bir kimsenin doğumundan yaşadığı güne kadar geçirdiği belli başlı evreleri içeren yazı, hayat hikâyesi, yaşam öyküsü, öz geçmiş. : Ortak bir atadan türediklerine inanılan toplumsal ve geleneksel topluluk, kabile, klan. boyunduruk : Çift süren veya arabaya koşulan hayvanların birlikte yürümelerini sağlamak için boyunlarına geçirilen bir tür ağaç çember. 162
bozkır börk bulgu buluntu buyruk büst cebir cehalet cenk cihan : Kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerdeki ağaçsız doğal alan, step. : Eskiden kullanılan, genellikle hayvan postundan yapılan başlık. : Var olduğu hâlde bilinmeyeni bulup ortaya çıkarma işi ve bu işin sonunda elde edilen şey. : Kazı veya araştırmalarla ortaya çıkarılmış olan, bazen de rast gelinerek bulunan eski çağlardan kalma eşya. : Belirli bir davranışta bulunmaya zorlayıcı söz, emir, ferman. : Heykelcilikte başı, göğsü, bazen de omuzları içine alan sanat ürünü. C Ç : Artı ve eksi gerçek sayılarla, bunların yerini tutan harfler yardımıyla nicelikler arasında genel bağlantılar kuran matematik kolu. : Yiğitlik, kahramanlık. : Kahramanca mücadele, çarpışma, savaş. : Dünya. cihangir cihet cizye cülus cürüm cüzi çorak TARİH 5 : Dünyaya egemen olan, dünyayı zapt eden kimse. : Yön, yan, taraf. : İslam ülkelerinde Müslüman olmayanlardan alınan bir çeşit vergi. : Hükümdarlık tahtına çıkma, tahta oturma. : Suç. : Az, azıcık, pek az. : Verimsiz, bitek olmayan, kıraç toprak. çözümleme : Gözlem sonuçları ya da verileri uygun bir biçimde düzenleyerek yine uygun işlemler aracılığıyla anlamlandırma ve onlardan sonuçlar çıkarma. darphane darülaceze delil derebeylik D : Madenî para basılan yer. : Çalışma gücünden yoksun, kazancı olmayan yoksul kimselerin barındırıldığı toplumsal bir yardım kuruluşu, bakım yurdu : İnsanı aradığı gerçeğe ulaştırabilecek iz, emare. : Orta Çağda özellikle Batı Avrupa da toprağı ve üzerinde yaşayan köylüleri tek bir kimsenin malı sayan siyasal düzen, feodalite. 163
destan 164 : Tarih öncesi tanrı, tanrıça, yarı tanrı ve kahramanlarla ilgili olağanüstü olayları konu alan şiir, epope. Deşt-i Kıpçak : Tarihte Karadeniz in kuzeyi olarak kabul edilen Kıpçak bozkırı. dukalık dük ebedi : Bir dükün yönetimindeki ülke. : Bazı devletlerde prensten sonra gelen en yüksek soyluluk unvanı. E : Sonsuz, ölümsüz, ecdat: Geçmişteki büyükler, atalar, efsane Eski çağlardan beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayalî hikâye, söylence. ecdat : Geçmişteki büyükler, atalar. erbap erdem Emir-ül Ümera esaret etnik : Bir zanaatı gereği gibi öğrenmiş olan ve kendi başına yapabilen kimse. : Ahlakın övdüğü iyi olma, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk vb. niteliklerin genel adı. : Abbasilerde başkomutan. : Esirlik. : Kavimle ilgili, budunsal, kavmî. evrensel ezelî fakih fani fazilet ferman fetihname fıkıh frank filolog filozof fresk fütuhat : Tüm insanlığı ilgilendiren, dünya ölçüsünde, dünya çapında : Zamanda başlangıcı olmayan. F : Fıkıh bilgini, : Ölümlü, gelip geçici. : İnsan yaradılışındaki bütün iyi huylar, erdem. : Buyruk, emir. : Bir yerin alındığını bildirmek için hükümdarların yabancı devlet adamları, şehzadeler, valiler vb. ne yazdıkları resmî mektup. : İslam hukukunda din ve dünya işleri ile ilgili ana kaynaklardan yararlanarak konulmuş olan kuralların bütünü. : Fransa, İsviçre, Belçika vb. ülkelerin para birimi. : Dil bilimci. : Felsefe ile uğraşan ve felsefenin gelişmesine katkıda bulunan kimse, felsefeci. : 1. Yaş duvar sıvası üzerine kireç suyunda eritilmiş madenî boyalarla resim yapma yöntemi. 2. Bu yöntemle yapılmış duvar resmi. : Zaferler, fetihler.
garp gasp : Batı. G : Bir malı sahibinin izni ve haberi olmadan zorla alma. gaza : İslam dinini korumak veya yaymak amacıyla Müslüman olmayanlara karşı yapılan kutsal savaş. hadis hafız hakikat halife Halik hanedan haraç hars H : Hz. Muhammed in söz ve davranışları ve bu söz ve davranışları inceleyen bilim. : Kur an ı bütünüyle ezbere bilen kimse. : Bir işin doğrusu, gerçek, asıl, esas. : Hz. Muhammed in vekili olarak Müslümanların imamlığını ve din koruyuculuğunu yapmakla görevli kimse. : Yaratıcı, tanrı. : Hükümdar, devlet büyüğü vb. bir kişiye dayanan soy, büyük aile. : İslam devletlerinde Müslüman olmayanların devlete ödemekle yükümlü oldukları vergi. : Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi hat hatip havari hayrat ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, kültür. : Yazı. : Bir topluluk karşısında etkili konuşan kimse. : Hz. İsa nın öğüt ve inançlarını yayma işiyle görevlendirdiği on iki yardımcısından her biri. : Sevap kazanmak için yapılan iyilik. hilat : Padişahların gönül almak, ödüllendirmek için birine giydirdikleri değerli kumaş veya kürkten yapılmış giysi. himaye hitabe höyük : Koruma, gözetme, esirgeme, koruyuculuk, gözetim. : Bir topluluğa düşünceler, duygular aşılamak amacıyla söylenen, uzunca, coşkulu ve güzel söz. : Tarih boyunca türlü nedenlerle yıkılan yerleşme yerlerinde yıkıntıların üst üste yığılmasıyla oluşan ve çok kez içinde yapıt kalıntılarının gömülü bulunduğu yayvan tepe. 165
hudut hutbe ikta ithalat ittifak kabile kadim kağan karum Katolik kavim : Sınır. : Cuma ve bayram namazlarında minberde okunan dua ve verilen öğüt. I : Bir kişinin mülkiyetinde olmayıp devlete ait olan toprakların vergilerinin veya gelirlerinin, asker veya sivil erkâna, hizmet ve maaşlarına karşılık verilmesi. : Başka bir ülkeden mal getirme veya satın alma, dış alım. : Anlaşma, uyuşma, bağlaşma. K : Ortak bir atadan türediklerine inanılan, toplumsal ve ekonomik ilişkilerinde anaerki, ataerkil anlayışı uygulayan geleneksel topluluk. : Başlangıcı olmayan, eski, ezelî. : Hanların bağlı olduğu devlet başkanı, hakan, imparator. : Çarşı, pazar yeri. : Hristiyanlığın mezheplerinden biri. : Aralarında töre, dil ve kültür ortaklığı bulunan, boy ve soy bakımından kervan kışlak kisra koloni konsül kopuz da birbirine bağlı insan topluluğu, budun. : Uzak yerlere yolcu ve ticaret eşyası taşıyan yük hayvanı katarı. : Kışın barınılan yer. Kışın orduların, göçebe oymakların hayvanlarıyla birlikte yayladan inip konakladıkları yer. : Sasani hükümdarlarına verilen unvan. : 1. Sömürge. 2. Göçmen topluluğu veya bu topluluğun yerleştiği yer. 3. Bir ülkede bulunan küçük yabancı topluluk. : Roma da her yıl seçilen iki devlet başkanından her biri. : Eskiden kullanılan ünlü halk sazı. kubbe : Yarım küre biçiminde olan ve yapıyı örten dam, kümbet. kurgan külliye : İlk Çağda mezar üzerine toprak yığılarak yapılan küçük tepe. : Bir caminin çevresinde cami ile birlikte kurul-,muş medrese, imaret, kitaplık, hastane gibi çeşitli yapıların tümüne verilen ad. 166
lügat mabet mancınık menkıbe miğfer minyatür mukaddes Mushaf L : Sözlük. M : İçinde ibadet edilen, tapınılan yer. : Topun bulunmasından önce, kaleleri dövmek için taş gülle fırlatmakta kullanılan bir tür büyük sapan. : Din büyüklerinin veya tarihe geçmiş ünlü kimselerin yaşamları ve olağanüstü davranışlarıyla ilgili hikâye. : Savaşçıların veya itfaiyecilerin başlarına giydikleri demir başlık, tolga. : Çoğunlukla eski yazma kitaplarda görülen, ışık, gölge ve hacim duygusu yansıtılmayan küçük, renkli resim sanatı. : Kutsal. : Aslında türlü sayfalardan oluşan kitap anlamı taşıyan, sonradan Kur an anlamına kullanılan bir terim. mutasavvıf : Tasavvuf inançlarını benimseyerek kendini Tanrı ya adamış kimse. mücahit : Kutsal ülküler uğruna savaşan kimse, alperen. müderris münevver : Medreselerde ya da büyük camilerde ders okutan kimse. : Aydın, aydınlatılmış. müstahkem : Berkitilmiş, sağlamlaştırılmış, tahkim edilmiş. N naip : Tahtta hükümdar olmadığı zaman veya hükümdarın çocukluğu sırasında devleti yöneten kimse. nesnel nümizmat objektif : Nesneye ilişkin olan. Bireyin kişisel görüşünden bağımsız olan. : Madalya ve eski para bilimiyle uğraşan kimse. O Ö : Nesnel. olgu : Birtakım olayların dayandığı sebep veya bu sebeplerin yol açtığı sonuç, vakıa. Ortodoksluk : Hristiyan mezheplerinden biri. örf öşür öznel : Yasalarla belirlenmeyen, halkın kendiliğinden uyduğu gelenek. : Tarım ürünlerinden alman onda bir oranındaki vergiler. : Kişiye özgü olan duygu ve düşünceler. P 167
papa : Roma Katolik kilisesinin temsilcisi. papirüs : Eski Mısırlıların yazı kâğıdı yapmak için özünden yararlandıkları bitki. polis : Kent devleti. put : Bazı ilkel kavimlerde doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız nesne. R raca : Hindistan da prenslere verilen unvan. rahip riayet ricat risalet rivayet sahabe saltanat : Hristiyanlarda genellikle manastırda yaşayan evlenmemiş papaz. : Sayma, saygı, ağırlama, itibar etme. : Gerileme, geri çekilme, geri kaçma. : Peygamberlik. : Ağızdan ağıza dolaşan, kesinlik kazanmayan haber, söylenti. S Ş : Hz. Muhammed i görmüş, birlikte bulunmuş kimse. : Bir ülkede hükümdarın, padişahın, sultanın egemen olması. senato : Eski Roma da özellikle soylulardan oluşan yöneticiler meclisi. senyör : Orta Çağda Avrupa da toprağı olan derebeyi. seyahatname : Bir yazarın gezip gördüğü yerlerden edindiği bilgi ve izlenimlerini anlattığı eser. seyyah sibernetik sikke site siyer sübjektif süvari şark şecere tabi tahsildar taife : Gezgin. : Canlılarda ve makinelerde kontrol, iletişim ve işleyişi inceleyen bilim, kibernetik. güdüm bilimi. : Madenî para. : İlk Çağda kendi yasalarıyla yönetilen bir veya birkaç kentten oluşan devlet. : Hz. Muhammed in hayatını anlatan kitap. : Öznel. : Atlı asker. : Doğu. : Soy ağacı. T : Bağımlı. : 1. isim Bir kimse veya bir kuruluş adına para toplamakla görevli kimse, alımcı. 2. Vergi toplayan görevli, alımcı, vergici. : Hususi bir sınıf meydana getiren insanlar, kavim, kabile. 168
takas takdis tasavvuf tavaf Tavaif-ül Mülük tebliğ tefsir tekfur tenkit tertip tetkik tevil : İki ülke arasında yapılan alışverişin karşılıklı olarak malla ödenmesi. : Kutsal sayma, kutsama. : Tanrı nın niteliğini ve evrenin oluşumunu varlık birliği anlayışıyla açıklayan dinî ve felsefi akım. : İslam dininde hac sırasında Kabe nin çevresini yedi kez dönme. : Abbasi Devleti nde merkezi otoritenin bozulmasıyla kurulan küçük devletlere verilen ad. : 1. Bildirme. 2. Haber verme. 3. Bildiri. : Kur an ın surelerini açıklayarak görüşler ileri sürme ve bunları yazma, yorumlama bilimi. : Bizans imparatorluğu zamanında vali düzeyinde olan yöneticilerle Anadolu ve Rumeli deki Hristiyan beylerine verilen ad. : Eleştirme, eleştiri. : Uygun bir sıraya, düzene koyma, sıralama. : 1. İnceleme. 2. Araştırma. : Bir sözü veya davranışı görünür anlamından tezhip töre uç beyliği usturlap üslup ümmet vakıf vasiyet başka bir anlamda kabul etme. : Yazma kitaplarda, sayfaların yaldız ve boya ile bezenmesi, yaldızlama. : Bir toplulukta benimsenmiş, yerleşmiş davranış ve yaşama biçimlerinin, kuralların, görenek ve geleneklerin, ortaklaşa alışkanlıkların, tutulan yolların bütünü. U Ü : Türk devletlerinde genellikle sınır boylarındaki eyalet ve sancak. : Gök cisimlerinin yükseltisini ölçmekte kullanılan araç. : Anlatma, oluş, deyiş veya yapış biçimi, tarz. : Hz. Muhammed e inanarak, onun yaptıklarını ve söylediklerini uygulayarak çevresinde toplanan Müslümanların tümü. V : Bir hizmetin sürekli olarak yapılabilmesi amacıyla, bir kimsece belli koşullarla ve resmî yoldan ayrılan mülk ya da para. : Bir kimsenin ölümünden sonra yapılmasını istediği şey. 169
vekanüvis veliaht veraset : Osmanlı Devleti nde zamanın olaylarını tespit etmek ve yazmakla görevli devlet tarihçisi. : Bir hükümdarın ölümünden veya tahttan çekilmesinden sonra tahta geçmeye aday olan kimse. : Mirasta hak sahibi olma. zanaatkar zaruret zekât Z : Belli bir zanaatla uğraşan, el işçiliği yapan kişi. : Zorunluluk, gereklilik. : Zenginlerin sahip olduğu mal ve paranın kırkta birinin dağıtılmasını öngören, İslam ın beş şartından biri. veri : Bir araştırmanın, bir tartışmanın, bir muhakemenin temeli olan ana öge. vesika : Belge. Y yabgu : Orta Asya da kurulan ilk Türk devletlerinde kağandan sonra gelen en üst düzeydeki yöneticinin unvanı. yaylak : Yazı geçirmeğe mahsus yüksek yer, yayla, otlak. yazıt : Bir kimse veya bir olayın anısını yaşatmak için bir şey üzerine kazılan yazı, kitabe. yortu : Hz. İsa nın yaşamını, ölümünü, dirilişini ve azizlerin yaşamlarına yansımış olan erdemlerini anmak üzere kilisenin belirlediği kutsal günler. 170
KRONOLOJİ MÖ TARİH 5 GÜNGÖR, Erol, Tarihte Türkler, Ötüken, Ankara 1989. 4500-100 Orta Asya da Anav Kültürü 3000-1700 Orta Asya da Afanasyevo Kültürü 3000 Orta Asya da Kelteminar Kültürü 1700-1200 Orta Asya da Andronova Kültürü 1200-700 Orta Asya da Karasuk Kültürü 318 Hun Türkleri ile ilgili ilk yazılı belge (Hun-Çin Antlaşması) 220 Asya Hun hükümdarı Teoman ın tahta çıkışı 214 Çin Şeddi nin yapılması 209 Asya Hun hükümdarı Mete nin tahta çıkışı Türk Kara Kuvvetleri nin Kuruluşu 200 Pai-teng Bozgunu-Mete Han ın Çin imparatoru Kao-ti yi yenmesi 174 Mete nin ölümü 58 Asya Hun Devleti nin siyasi birliğinin parçalanarak Doğu ve Batı Hunlan adıyla ikiye bölünmesi MS 48 Asya Hun Devleti nin Kuzey ve Güney Hunları olmak üzere ikiye ayrılması 156 Kuzey Hun Devleti nin yıkılması 216 Güney Hun Devleti nin Çin tarafından ortadan kaldırılması 375 Kavimler Göçü nün başlaması 395 Roma İmparatorluğu nun ikiye ayrılması 410 Avrupa Hun Devleti nin hükümdarı Uldız ın ölümü 422 Avrupa Hun Devleti nin hükümdarı Rua nın tahta çıkışı 434 Avrupa Hun hükümdarı Rua nın ölümü Attila nın Avrupa Hun Devleti nin başına geçmesi Margos Antlaşması 441-442 Attila nın I. Balkan Seferi 447 Attila nın II. Balkan Seferi ve Anatolyos Antlaşması 451 Attila nın Batı Roma (Galya) Seferi 452 Attila nın İtalya Seferi 453 Attila nın ölümü 476 Batı Roma İmparatorluğu nun yıkılması 171
498-499 İran da çıkan Mazdek İsyanı nın Akhunların yardımıyla bastırılması 552 I. Kök Türk Devleti nin kuruluşu Bumin Kağan ın ölümü Avar Devleti nin çöküşü 553 Mukan Kağan ın I. Kök Türk tahtına çıkışı 557 Akhun Devleti nin yıkılması 562 Avar Devleti nin kuruluşu 568 Kök Türklerin batı kanadını yöneten İstemi Yabgu nun Bizans a elçilik heyeti göndermesi 572 Mukan Kağan ın ölümü Tapo Kağan ın tahta çıkışı 576 İstemi Yagbu nun ölümü 581 Tapo Kağan ın ölümü 582 I. Kök Türk Devleti nin ikiye ayrılması Tardu nun bağımsızlığını ilân etmesi 587 İşbara Kağan ın ölümü 603 Tardu nun ölümü 619 Avarların İstanbul u kuşatması 626 Avarların İstanbul u ikinci kez kuşatması 630 Doğu Kök Türk Devleti nin dağılması Avar Devleti nin hakanı Bayan Han ın ölümü Hazar Hakanlığı nın kurulması Büyük Bulgarya Devleti nin Kuruluşu 639 Kürşad ayaklanması 659 Batı Kök Türk Devleti nin tamamen Çin e katılması 665 Büyük Bulgarya Devleti nin parçalanması 679 Tuna Bulgar Devleti nin kuruluşu 682 II. Kök Türk (Kutluk) Devleti nin kuruluşu 692 İlteriş (Kutluk) Kağan ın ölümü Kapgan Kağan ın II. Kök Türk tahtına çıkışı 698 Kök Türk ile Türgişler arasında Bolçu Savaşı nın yapılması 716 Kapgan Kağan ın ölümü yerine oğlu İnal (Bögü) ın geçmesi Bilge Kağan ın tahta geçmesi 717 Su-lu Kağan ın Türgiş tahtına çıkışı 725 Tonyukuk un ölümü 731 Kültigin in ölümü 734 Bilge Kağan ın ölümü 738 Su-lu Kağan ın öldürülmesi 172
742 II. Kök Türk (Kutluk) Devleti nin yıkılışı 745 Uygur Devleti nin Kuruluşu TARİH 5 747 İlk Uygur hakanı Kutluk Bilge Kül ün ölümü Moyen-Çor Kağan ın Uygur tahtına çıkışı 751 Talaş Savaşı 759 Moyen-Çor un ölümü Bögü Kağan ın Uygur tahtına çıkışı 766 Türgişlere Kartukların son vermesi 780 Bögü Kağan ın ölümü Tung Bağa Tarkan ın Uygur tahtına çıkışı 789 Tung Bağa Tarkan ın ölümü 803 Kurum Han ın Tuna Bulgar Devleti nin başına geçmesi 805 Avar Devleti nin Frank Krallığı tarafından yıkılması 814 Kurum Han ın İstanbul kuşatması sırasında ölmesi Omurtag Han ın Tuna Bulgar Devleti nin tahtına çıkışı 840 Uygur Devleti nin Kırgızlar tarafından yıkılışı 856 Mengli nin Doğu Türkistan (Turfan) Uygur Devleti nin başına geçmesi 864 Tuna Bulgarları nın Hristiyanlığı kabul etmesi (Boris Han dönemi) 896 Macarların bugünkü yurtlarına gelişi ve devlet kurmaları 911 Kansu Bölgesi Uygurlarının bağımsız oluşu 940 Kansu Bölgesi Uygurlarının Kitan Devleti ne bağlanması 965 Hazar Devleti nin Kiev Rus Knezliği (Prensliği) tarafından yıkılışı 1018 Tuna Bulgar Devleti nin Bizans eyaleti haline getirilmesi 1071 Malazgirt Savaşı; Sultan Alp Arslan ın Malazgirt te Bizans İmparatoru Romen Diyojen i yenmesi 1091 Lebunium Savaşı ve Peçeneklerin sonu 1141 Katvan Savaşı, Karahitay kuvvetlerinin Selçukluları mağlup etmesi 1207 Kırgızların Cengiz Han a bağlanması 1209 Doğu Türkistan (Tufan ) Uygur Devleti nin Cengiz Han a bağlanması 1237 Moğol Altınorda hükümdarı Batu Han ın İtil Bulgar Devleti ne son vermesi 1709 Poltova Savaşı 1916 Kırgızların Ruslara isyan etmesi 1991 Kırgızistan Cumhuriyeti nin kurulması 173