Anne ile çocuðu arasýndaki gizemli bað Evlat hayali kuranlar için tüp bebeðin ABC si... Vahiy Evi nin annesi, þefkat timsali Hz.



Benzer belgeler
Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

ünite1 Sosyal Bilgiler


ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller:

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10


Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek


PARK YAZ OKULUNDA YAÞATIN


Fiskomar. Baþarý Hikayesi

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:


TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

d es ý KÝTAGAMÝ Nasýl Yapýlýr

ÇOK DÝLLÝ ÇOCUÐUN KONUÞMASI VE DÝLÝNÝN GELÝÞMESÝ NASIL DESTEKLENMELÝ

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...

ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu.

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

Genel Yetenek Testi Örnek Soru Çözümleri

Sessizliktir Her Þeyin Ötesi. Hani, sýradan hayatlar vardýr; hüzünle astarlanmýþ ruhlarýn. sessizliðini akseder suretleri.

TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu



1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

TUM DERS LER SOR U BAN K AS I HAYAT BİLGİSİ FEN BİLİMLERİ - TÜRKÇE MATEMATİK - İNGİLİZCE



İletişim ve İnsan İlişkileri Kitle İletişim Araçları Atatürk ve İletişim

Kanguru Matematik Türkiye 2017


5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.


ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ KURUMSAL KÝMLÝK KILAVUZU ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ 2006

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,


17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

KÝPAÞ 2016 KATALOG HAVALANDIRMA.

Kanguru Matematik Türkiye 2015

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

HER ÝNSAN BÝRBÝRÝ ÝLE AYNI MIDIR?

Kanguru Matematik Türkiye 2017

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

Kanguru Matematik Türkiye 2015

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

m3/saat AISI

Nokia Holder Easy Mount HH /2

Simge Özer Pýnarbaþý

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Mine Haným sevinçliydi, mutluydu. Ýçinden gülmek, türkü söylemek, oynamak geliyordu. Bilmediði, ayrýmýnda olmadýðý bir coþku vardý içinde.

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Kanguru Matematik Türkiye 2018

1. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT


HEM BENZERÝZ, HEM FARKLI. Mavi gözlü, kumral, uzun boylu, þiþman

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008


Üzülme Tuna, annem yakýnda gelecek, biliyorum ben. Nereden biliyorsun? Mektup mu geldi? Hayýr, ama biliyorum iþte. Postacýya telefon edip not

Aile Hekimliðinde Genogram

Kanguru Matematik Türkiye 2017

1. Merkezi ve çevresel sinir sistemini oluþturan sinir hücrelerine ne ad verilir?


Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ ŞEKERLİK EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta


Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

ünite1 Destek ve Hareket Fen Bilimleri 3. vücudumuzun dik olarak durmasýný saðlayan sistemi elemanýdýr. Verilen cümledeki sembollere aþaðýdakilerden


Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý


Bolkar Daðlarý. AKD054 Acil Gerileme (-1)

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.


Transkript:

MAYIS 2010 Anne ile çocuðu arasýndaki gizemli bað Evlat hayali kuranlar için tüp bebeðin ABC si... Vahiy Evi nin annesi, þefkat timsali Hz. Hatice AKSÝYON DERGÝSÝ NÝN OKURLARINA HEDÝYESÝDÝR

EDÝTÖR / TÛBA KABACAOÐLU IÇINDEKILER Bana bir masal anlatsana...4 Ayla Algan ile 70 yýl birlikte yaþadýðý annesi üzerine...10 Anne ile çocuk arasýndaki çok özel bað...14 Çocuðumla nereye gitsem? 20 Baþucu kitaplarý...22 Doktor anneler...26 Hayatýmýn 12 sinde hep çocuklarým var...32 Annelik hayali kuranlar için tüp bebeðin ABC si...36 Vahiy Evi nin annesi, þefkat timsali Hz. Hatice...42 Vitrin...46 Her þey olmak, her yerde durmak, her güçlüðe göðüs germek... Annelik, her þey olmak, her yerde durmak, her güçlüðe göðüs germek demek. Bunun için anneler çok güçlü, bunun için çok deðerli. Nesli yetiþtirme görevi de onlarýn. Dolayýsýyla anneler herkesten çok okumalý, herkesten çok gözünü açmalý hayata... A nnelik bir kadýnýn canýndan can çýkmasý deðil sadece. Ayný zamanda uykusuz geceler geçirmesi, kendi zevk ve alýþkanlýklarýndan vazgeçmesi, yorgunken bile gülebilmesi, çocuðundan ayrý kaldýðýnda içi içine sýðmamasý, her sabah ayrýlýk acýsýnýn gönlüne ok gibi saplanmasý, güneþi görürken bile kalbinin kararmasý, yavrusu olmadan gittiði her ortamda yalnýzlýðý tatmasý, röportaj yaparken bile ardýndan bakakalan bebeðini düþünmesi, buluþma anlarýný hep iple çekmesi, ona kavuþtuðunda da herkesin, her þeyin önemini kaybetmesi, dünya gözüyle gördüðü tüm güzellikleri onun için istemesi, geceleri çalýþmak zorunda kaldýðý için uykusuzluktan göz bebeklerinin küçülmesi demek Yani; her þey olmak, her yerde durmak, her güçlüðe göðüs germek demek. Bunun için anneler çok güçlü, bunun FEZA GAZETECÝLÝK A.Þ. ADINA ÝMTÝYAZ SAHÝBÝ: ALÝ AKBULUT GENEL YAYIN YÖNETMENÝ: BÜLENT KORUCU GENEL YAYIN YÖN. YARDIMCISI: SELAHATTÝN KARAKIÞ YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ: NECATÝ KOLA GÖRSEL YÖNETMEN: SÜLEYMAN KARAOÐLU ANKARA TEMSÝLCÝSÝ: ÝDRÝS GÜRSOY TASARIM UYGULAMA: MUSTAFA KARA SORUMLU MÜDÜR: ALÝ ODABAÞI KATKIDA BULUNANLAR: TUBA KABACAOÐLU, EMÝN AKDAÐ, NURULLAH KAYA, ESÝN KAYA, ADEM GÜNEÞ REKLAM SATIÞ YÖNETÝCÝSÝ: SÜLEYMAN BAÞARAN REKLAM SATIÞ UZMANLARI: VOLKAN CAN, ÖZGÜR GÜRALP için çok deðerli. Nesli yetiþtirme görevi de onlarýn. Dolayýsýyla onlar herkesten daha çok okumalý, herkesten daha çok gözünü açmalý hayata; yönelmeli hep doðruya ve güzele. Bu mantýkla yola çýkýp daha çok anneleri ilgilendirecek haberlere yer vererek bu eki hazýrladýk. Ýþe bebekle anne arasýndaki duygusal baðýn nasýl kurulacaðýndan baþladýk. Ardýndan örnek kadýn Hz. Hatice yi tanýyarak hayatýmýza çekidüzen vermeye niyetlendik. Doktorannelerle görüþerek iki zor zanaatýn birlikte nasýl icra edilebileceðini gördük. Televizyon, internet derken çocuklarýmýzla aramýza giren mesafeyi masal okuyarak aþabileceðimizi öðrendik. Yavrularýnýzla el ele gidebileceðimiz mekânlara þöyle bir göz gezdirdik. Tiyatrocu Ayla Algan ýn annesiyle kurduðu iliþkiyi ilgiyle dinledik, anlatýlanlardan payýmýza düþeni aldýk. Tüm bu güzellikleri yaþamak isteyip de henüz bunlarý tadamamýþ hanýmlara tüp bebek uygulamalarý hakkýnda bilgi vermeyi kendimize borç bildik. Baþucumuzdaki kitaplarý sizinle paylaþarak naçizane kütüphanenize katký saðlamak istedik. Velhasýl; az da olsa bir þeyler söylemeye, minik de olsa bizden size bir pencere açmaya niyetlendik Ýyi okumalar RENK AYRIMI: FEZA GAZETECÝLÝK BASKI: ÇAÐLAYAN BASIM YAYIN. A.Þ. SARNIÇ YOLU NO: 7 GAZÝEMÝR-ÝZMÝR TEL: 0 232 252 22 85 DAÐITIM: Yay Sat INTERNET ADRESÝ: http://www.aksiyon.com.tr e mail: okur@aksiyon.com.tr 3

AZRA ÞAKLIOÐLU Anne, bana bir masal anlatsana... Masallar aslýnda hem geçmiþimiz hem de geleceðimiz. Onlarýn olmadýðý bir dünyada yaþamaksa oldukça sýkýcý, renksiz. Anne-babalar çocuklarýný hem bu güzellikten mahrum býrakmamalý hem de doðru tercihler yapmalý. B ir varmýþ bir yokmuþ; evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, keçiler berber iken, develer tellal iken, mandalar hamal iken, ben dedemin beþiðini, týngýr mýngýr sallar iken diye baþlayan cümleler hemen her çocuðun ilgisini çeker. Normalde 10-15 dakika herhangi bir konuya odaklanamayan minikler, uzun süre masal dinleyebilirler. Üstelik ebeveynlerin normal þartlar altýnda anlatamadýðý, doðru olaný gösteremediði durumlarda da onlar imdada yetiþir. Masallar eðlendirir, öðretir, ebeveyn-çocuk arasýndaki iletiþimi sýcak tutar, hayal kurma yeteneðini geliþtirir, iyilerin ödüllendirileceðini, kötülerin cezalandýrýlacaðýný örneklerle gösterir. Yani; çocuklarýmýzý usulca hayata hazýrlar. Bundan sonra bilirler ki; çalýþtýklarýnda muhakkak karþýlýðýný alacaklardýr. Kötüler her zaman ettiðini bulacaktýr. Ýyi kalpli olduklarýnda onlarý seven, önemseyen birileri karþýlarýna çýkacaktýr. Hayatýndaki zorluklarý aþmanýn yegâne yolu ise samimiyetle çalýþmaktýr Kitap en iyi dosttur düsturu çocuklara okullarda kavratýlmaya çalýþýlsa da bunun temellerini daha bebeklik döneminde atmak gerekiyor. Ama nasýl? BEBEKLER Bebekler yeni yeni ayak uydurmaya baþladýklarý hayatý merakla izler, her gün yeni bir þeyler öðrenirler. Onlarýn ilgileri genellikle renkli, parlak, hareketli ve sesli nesneler üzerindedir. Piyasadaki bebek kitaplarý da tüm bu 4

Ebeveynler kitap satýn alýrken çocuklarýný da yanlarýnda bulundurmalý, çocuða satýn alacaklarý kitabý beðenip beðenmediðini sormalý, hiçbir zaman istemediði kitaplar satýn alýnmamalý. geliþimine olumlu katký saðlýyor. Pedagoglara göre, birkaç aylýk bebekler kitaptaki resimlerin ne olduðunu anlamasalar da kendilerini kaptýrabiliyorlar. Bu da okuma becerisinin ilk adýmýymýþ. 1-3 YAÞ DÖNEMÝ Bu yaþ grubundaki çocuklar dokunarak, dinleyerek öðrenirler. Dil becerilerinin geliþip düzgün konuþabilmeleri için de bol bol kitap okunmasý gerekir. Genelde minikler neyin okunacaðýna da kendileri karar verir. Yiyecekler, vasýtalar, hayvanlar ve çocuklarla ilgili kitaplarý daha çok severler. Satýn alacaðýnýz eserlerin özelliðine gelince Ýçinde tanýdýk nesneler olmalý. Akýcý bir dil kullanýlmalý. Olaylar kýsa cümlelerle anlatýlmalý. Masal kahramaný sevimli, çizimler renkli ve bol olmalý. özellikleri içinde barýndýrýr. Bebeðiyle kaliteli zaman geçirmek isteyen ebeveynler için birlikte kitap okumak oldukça etkili bir yöntemdir. Bunun için bebeðinizi kucaðýnýza almanýz ve sakin bir ses tonuyla kitabý okumaya baþlamanýz yeterli. Cevap veremese de çocuðunuza ara ara Yavru kuþ acaba neden aðlamýþ? Peki, sen de onun gibi yapar mýydýn? gibi sorular sorarak dikkatini çekebilirsiniz. Bu etkinliðin yararýna gelince Bebeðin kitaba bakarken imgelere odaklanmasý, dinlemesi onun biliþsel 3-6 YAÞ DÖNEMÝ Bu yaþlarda masallar, tekerlemeler, kýsa hikâyeler ilgi çekicidir. Okul öncesi dönemde çocuklar tekrarlarý çok sever. Ayný masalý onlarca-yüzlerce kez okumanýzý ya da anlatmanýzý isterler ve her defasýnda da bundan keyif alýrlar. Sakýn sýkýlmayýn; çünkü bu tekrarlarýn öðrenme üzerinde büyük bir etkisi vardýr. Bu dönemde içinde hayvanlar, rakamlar ve çocuklarýn bulunduðu kitaplar ilgilerini çeker. Aile, arkadaþ ve okul hikâyelerini de severler. Çocuklara kitap alýrken nelere dikkat edilmeli? Davranýþ Bilimleri Enstitüsü nün Çocuk ve Genç Danýþmanlýk Merkezi ndeki psikologlar, çocuklara kitap alýrken nelere dikkat edilmesi gerektiðini þöyle özetlemiþ: Okuyan anne babalar olun. Çocuklarýnýz sizi bilgisayar ya da televizyon baþýnda deðil, kitaplarla ilgilenirken görsün. Akþamlarý evde kitap okuma saatleri düzenleyin. Kitapçýya çocuðunuzla birlikte gidin. Kitap seçiminde onlarýn da isteklerini göz önünde bulundurun. Çocuðunuzun kitaplarý uzun uzun incelemesine izin verin ve bu sürede sabýrlý olun. Çocuðunuzun beðenmediði bir kitabý ona almayýn. Hele hele bunu okumasý için asla baský yapmayýn. Kitaplarda yazanlar kadar resimlere de dikkat edin. Çocuklar yazýdan önce resimleri okurlar. Bu sebeple içerik kadar resimlerde de nitelik arayýn. Resimler yazýnýn görsel ifadesidir. Resim ve yazý ne kadar iyi eþleþmiþse, çocuk da kitapla o kadar bütünleþir. Grafik tasarým da nitelikli yazý ve resim kadar önemlidir. Kitapta kullanýlan malzeme ve sayfa düzeninin özenli olmasýna dikkat edin. Aksi takdirde çocuk kitaba ilgi göstermeyebilir. Kitaplarda iyi kadar kötü nün de gösterilmesi gerekir. Ýyi lerin aþýrý vurgulandýðý, gereðinden fazla öðretici, ders verici kitaplardan kaçýnýn. Aksi takdirde çocuk kendi doðrularýný seçme becerisi kazanamaz. Baþka ülkelere ait kitaplar, çocuðun farklý kültürleri tanýmasýna, yeni bakýþ açýlarý kazanmasýna yardým eder. Ancak bu kitaplarýn iyi bir çeviriyle dilimize kazandýrýldýðýndan emin olun. Kalýplarýn dýþýna çýkan ve üretkenliðini besleyen sýra dýþý öyküler, çocuðun hayata bakýþ açýsýný geniþletir. Kitabýn dili çok önemlidir. Dilin düzgün ve akýcý kullanýldýðýndan emin olun. Kitabý yazan ve resimleyen isimlerin tanýnýyor olmasý güvenilirlik açýsýndan olumlu bir referanstýr. Her kitabýn çocuða bilgi ya da ders verme gibi bir zorunluluðu yoktur. Kitap, çocuðu eðlendirmek ve keyifli zaman geçirmesini saðlamak için de okunur. Çocuk edebiyatý da týpký resim, heykel veya müzik gibi bir sanat dalýdýr. Çocuk kitabýnýn nasýl olmasý gerektiði hakkýnda katý kurallar yoktur. Önemli olan kitabýn çocuðun ilgisini çekmesi, ona farklý bakýþ açýsý kazandýrmasý ve haz vermesidir. 6

Masal okunurken anne-babasýnýn kucaðýnda ya da yanýnda oturmak isterler. Kahramanlar hakkýnda sorular sorarlar. Satýn alacaðýnýz kitaplar yine bol resimli ve az yazýlý olmalý. Kitaplarýn kolay çevrilen (kitabýn sayfalarýný çocuðun çevirmesi önemli), sayfalarýnýn kalýn, yýpranmayan malzemeden olmasýna dikkat edilmeli. OKUL DÖNEMÝ 7-9 yaþ aralýðýndaki çocuklar hâlâ somut düþünme becerilerini kullanýrlar. Ýlgilerini çeken kitaplar, genellikle kahramanlarý çocuk olan öykülerdir. Ayrýca doðayla ilgili kitaplarý da severler. Fýkra, bilmece ve bulmacalara bu dönemde ilgi göstermeye baþlarlar. Kitaplardaki resim oraný, okul öncesi döneme göre azalýr; ancak bu dönem kitaplarý da resimli olmalýdýr. 10 yaþla birlikte çocuklarýn soyut düþünme becerileri de geliþmeye baþlar, ilgi alanlarý geniþler. Macera ve mizah tarzýndaki kitaplarý severler. 40 GECEYE 40 MASAL 70 li yýllarda kýzý Aynur un kitap ihtiyacýný karþýlamak üzere ilk öyküsü Yaramaz Piti yi kaleme alan Yavuz Bahadýroðlu nun 40 Geceye 40 Masal kitabý; yazarýn daha önce yayýnlanmýþ eserlerinin derlenip yeniden yorumlanmasý ile oluþmuþ. Kalýn ciltli kitaptaki hikâyelerin büyük çoðunluðu Millî Eðitim Bakanlýðý tarafýndan okullara tavsiye edilmiþ. Minikler buradaki hikayelerden dürüstlük, iyilik, sevgi, çalýþkanlýk, adalet gibi erdemleri öðrenirken bir yandan da inatçýlýðýn, anne sözünden çýkmanýn, tembelliðin kötü sonuçlarýný masal kahramanlarý üzerinden görüyor. Nesil Çocuk / Yavuz Bahadýroðlu / 391 Sayfa / Fiyatý: 9.75 TL. ÞAÞKIN CENGÂVER Þaþkýn Cengâver, içinde geleneksel Anadolu masal motiflerini barýndýran modern bir anlatý. Keloðlan a benzetebileceðimiz Cengâver in yolculuðu sýrasýnda köylü kurnazýyla, Nasreddin Hoca yla, çirkin kýzýný evlendirmek isteyen sultanla, uçan halýyla, devlerle, cinlerle, uçan bir iþkembeyle, bilinmeyen yerdeki ulaþýlmaz dað (Kaf) ile karþýlaþýyoruz. Böylece tüm bu geleneksel öðeler çaðdaþ bir anlatýmla yeniden harmanlanýyor. Saf ve hayalperest oðlan Cengâver in anasý oðlunun adam olamayacaðýna inanýyor. Kadýncaðýz, hayatý öðrensin diye oðlaný evden yolluyor. Türlü çeþitteki kiþilerle karþýlaþýp karmaþýk olaylar yaþayan Cengâver sonunda Mangýr Ülkesi ne varýyor. Mangýr Sultan ýn kýzý ucube Melike Hindiba ya talip olmak zorunda kalýyor. Verilen görevi yerine getiremezse kaza dönüþeceðini bile bile yeri bilinmez Nuh Daðý na doðru yola çýkýyor. Günýþýðý Kitaplýðý / Ýsmet Bertan / 176 Sayfa / Fiyatý: 12 TL. NASRETTÝN HOCA ÝLE KIKIR KIKIR Ýsmini ne zaman duysak beyaz sakalý, baþýndaki koca kavuðu ve cüppesiyle güler yüzlü Nasreddin Hoca hayalimizde canlanýr. Onun güldürürken düþündüren otuz fýkrasý bu kitapta toplanmýþ. Titizlikle hazýrlanmýþ eser her þeyden önce güldürürken düþündürmeyi amaçlýyor. Özellikle fýkralarda vurgulanan doðru sözlülük, cömertlik, hoþgörü, empati, saygý gibi erdemli davranýþlar, çocuklarýn karakter eðitimine katký saðlýyor. Ayrýca fýkralarda kullanýlan espri unsuru miniklerin hem sosyal iletiþim becerisini hem de duygusal zekâlarýný geliþtiriyor. Timaþ Yayýnlarý / 400 Sayfa / Fiyatý: 9.9 TL. Çocuk ve ergen psikoloðu Belkýs Ertürk: Anneler artýk çocuklarýna masal okumuyor Masalýn çocuklarýn hayatýna olumlu birçok katkýsý var. Ama günümüz ebeveynlerinin çoðu, çocuklarýna masal okumuyor. Artýk sesli masal kitaplarý var. Onlarý satýn alarak bu sorumluluðu üzerlerinden atýyorlar. Masallar çocuklarýn hayal dünyasýný, konuþma becerisini geliþtiriyor, kelime daðarcýðýný artýrýyor, merak duygusunu besliyor. Çalýþan annelerin çocuklarýyla kaliteli zaman geçirmesi gerekiyor. Masal bunun için biçilmiþ kaftan. Çünkü anne masal okurken sadece çocuðuyla ilgileniyor, onu kucaðýna alýyor ya da yataðýnda yanýnda uzanýyor. Bu, ikisinin arasýndaki iliþkiyi geliþtiriyor. Sadece anneler deðil, babalar da masal okumalý. Bazen hikâyeler deðiþtirilerek de anlatýlmalý. Çocuðun korkularý varsa; bunu yenmek için masallardan faydalanýlmalý. Ýçinde korku öðeleri bulunan hikâye kitaplarý asla satýn alýnmamalý. Bebeklere de ilk aylardan itibaren masal okunabilir. O dönemde masal bebekle annenin arasýnda kurduðu özel bir iliþkidir. Bebek tüm seslerin içinde annesininkini tanýr. Anne masal okurken bebeðini kucaðýna almalýdýr. Minikler kendilerini bu pozisyonda oldukça güvende hissedecek, kelime haznesi bu vesileyle geliþecek ve yeni imgeler zihnine bir bir yerleþecektir. 8

ESÝN KAYA Annemin yokluðunda gardýrobunu açýp giysilerini kokluyordum Yýllarýn eskitemediði tiyatrocu, sinemacý, müzisyen Ayla Algan, üç yýl önce veda ettiði annedüþ ünü hatýrlarken bizi de davet etti. 70 sene süren bu anne-evlat iliþkisi, aðýr hastalýklarla savaþýn yaný sýra çoðunlukla gülümseten hatýralarla dolu. Annemle epey yaþadým ben. 23 yaþýnda doðurmuþ beni. 93 yaþýnda öldü. Düþün ne kadar yaþadým. Ben kýzým Sevi'yle o kadar yaþayamam herhâlde. Annem 3 sene önce vefat etti. Hep yanýmdaydý. Ona çok güzel baktým. 93 yaþýna kadar yaþatabildik çok þükür. B FOTOÐRAF: KÜRÞAT BAYHAN u Anneler Günü nde kimimiz kucakta okþanacak, kimimiz mezar baþýnda aðlayacak, bazýmýz telefonda özlemlerini dile getirecek, bir diðerimiz hasta kokan odalarda çare dileyeceðiz. Her þey bir yana, meþguliyetimizi bir kenara býrakýp anneyi, hatta anneliði düþüneceðiz. Yýllarýn eskitemediði tiyatrocu, sinemacý, müzisyen Ayla Algan da üç yýl önce veda ettiði annedüþ ünü hatýrlarken bizi de davet etti. Çok kimseye nasip olamayacak ve 70 sene süren bu anne-evlat iliþkisi, aðýr hastalýklarla savaþýn yaný sýra çoðunlukla gülümseten hatýralarla dolu. Gelin bir de sanattan beslenen bu üç kuþaðýn dününü ve bugününü Algan ýn anne ve kýz çocuðuna büründüðü rollerde öðrenelim. -Nasýl bir evde dünyaya geldiniz? Benim evim çok eðlenceliydi. Büyük babam piyano bilmez, piyano çalar. Tencereleri, tabaklarý getirip onlardan müzik yaptýrýrdý bize. Annem resim yapar, dans etmeyi çok severdi. Bana da 5 yaþýmda piyano dersi aldýrmaya çalýþtý. Ayný yýllarda Chopin in uzunçalarlarýný dinlerdim. Benden 5 yaþ büyük dayým, 10 yaþ büyük teyzem vardý. Konak iliþkileri diyebiliriz. Þimdiki demokratik sistemlerin ve endüstri sistemlerinin dayattýðý mikro aileler gibi deðildik. -Anneniz nasýl bir kadýndý? Annem çalýþan bir kiþiydi. O zamanlar resim galerileri de, sergiler de yoktu. Portreler yapardý annem. Babam Girit göçmeniydi. Biliyorsunuz salýverdiler onlarý. Çiftlikleri vardý, satamadý bir devre. Oradan para gelinceye kadar annem stilistlik yaptý. Ressam olduðu için çiziyordu. Kavurlardan, bilinen bir ailenin kýzýydý. Babam ve annem kuzenlerdi. Evimizin baþka güzel bir yaný; Ermeni, Musevi, Kürt, Fransýz, Polonyalýyla ayný mahallede yaþýyorduk. Markiz in orasýydý, Asmalý Mescit te. Her dilde þarký öðreniyorduk. Hoþ bir dünyamýz vardý. Stresli deðildik þimdiki gibi. -Annenizin evde nasýl bir konumu vardý? Evde baþý çeken o oluyordu. Kararlarý o veriyordu. Babam sessiz bir adamdý. Çiftlik paralarý geldikten sonra tüccar oldu. Maddi olarak iyi bir döneme girdik. Ayrý eve geçtik. Yoksa evimizi hem atölye, hem çalýþma ofisi niyetine kullanýyorduk. Sonra Fransýz bir matmazel tuttu babam bana. Fransýzca öðrendim. Dadým, engizisyon gibi bir kadýndý. Hep Baþka çocuklarý düþün, yemek býrakma tabaðýnda diye sert çýkýþýrdý, disiplinliydi. Biraz da dindardý. O yaþta beni kiliseye götürürdü. Ben Ýsa nýn bütün efsanelerini orada öðrendim. Hatta babam ondan sonra Halalarýna götürün de Kur an-ý Kerim öðrensin dedi. O za- man Kur an yalnýzca eski yazýda okunabiliyordu. Biri okur biz dinlerdik. Ýlk Kur an ý Fransýzca okudum. Paris te lise eðitimi alýyordum, edebiyat hocam çok iyiydi. Öðretmenim Hz. Muhammed hakkýnda þöyle derdi: Platon, Aristotales gibi filozoflarýn içinde namaz veya oruç gibi ibadetlerle bedeni en çok kaale alan Muhammed dir. Ondan öncekiler yalnýzca ruh ve baþý ön plana çýkardýlar. Yani Kur an-ý Kerim i o gözle okudum ondan sonra. -Diyaloðunuz nasýldý annenizle? Çok iyiydi. Ben onu taklit ederdim, elbiselerini giyerdim. 15 yaþýma kadar Paris e gittim, geldim. Yazlarý gelip alýyordu beni. Okuduðum okul hükûmet okuluydu, para vermiyorduk. Annemle epey yaþadým ben. 23 yaþýnda doðurmuþ beni. 93 yaþýnda öldü. Düþün ne kadar yaþadým. Ben kýzým Sevi yle o kadar yaþayamam herhâlde. Annem 3 sene önce vefat etti. Hep yanýmdaydý. Ona çok güzel baktým. Bütün hastaneyi bizim eve getiriyordum. Bir ara dizinde kýrýk oldu, onu Ýsviçre de yaptýrdýk. Sonra kanser oldu, Ýngiltere de tedavi gördü. O sýrada ben Almanya da iþçi tiyatrosu yapýyordum. Bütün paracýklarým ona gitti. Helal olsun hepsi ama. 93 yaþýna kadar yaþatabildik çok þükür. -Siz anne olduktan sonra hayatýnýzda ne deðiþti? Kýzýmýn adý Sevi. Aþk ve barýþ demek. Benim çocuðum olmuyor sanýyorlardý. Hâlbuki nerede doðuracaðým çocuðu, Japonya Dýþiþleri nde çalýþýyordum. 40 ýmda doðurdum Sevi yi. Hatta ayný gün Japonya da konserim olacaktý. Hayatýmda çok þey deðiþti. Ben çocuklara çok duyarlýydým, çocuklarý çok severdim. Ama kendi çocuðu olduktan sonra insan aðlayan çocuða daha bir duyarlý hâle geliyor. Sokakta Niye bu çocuk aðlýyor! diye annesine dahi sormaya kalkýþýyorsun. Anne olduktan sonra anneme bakýþým deðiþti. Ben New York ta Actors Studio da okudum. Orada bir hocam Bak bu rol öyle bir þey ki 10 11

Kardeþim olmasýný çok istedim. Hatta annem bir kez düþük yaptý. Çocuðu olacak diyorlardý. Ondan sonra ben çocuðu çekmecelerde arýyorum. Çünkü babam askere Büyükçekmece'ye gitmiþti. Ben de çocuk ya küçük çekmecede olur' diye düþünüyordum. Akýl iþte! 12 hasta annene annesi gibi bakmalýsýn diye ders veriyordu. Anlamýyordum o zamanlar. Annem bize karþý öyle otoriterdi ki dediðini yapardý. Tabii bizi güzel þeylerle tanýþtýrdý. Anne olunca anladým iþte. Hatta son zamanlarda alzheimer olduðunda bana anneciðim diyordu, ben de ona çocuðum diyerek yedirmeye çalýþýyordum. -Annenizle kendi anneliðiniz arasýnda ne farklar var? Annem çok karýþýrdý bana. Çok dürüsttü. Ýyi yapmadýðýmda eksiksiz söylerdi. Her anne aferin sana der ya, hiç öyle bir tavrý yoktu. Onun için kompleksli büyüdüm ben biraz. Bu yüzden ben kendi kýzýmda bu duruma dikkat ettim. Lüzumsuz yere yüreklendirdiðim oldu. -Siz bir sanatçý kýzýydýnýz, ayný zamanda sanatçý annesiniz. Bu durumun çocuk yetiþtirmede avantaj ve dezavantajlarý ne oldu? Hep avantajlarý oldu. Ýnsanýn bir annesinin olmasý ve uzun yaþamasý o kadar güzel bir þey ki belki de Allah ýn size verdiði en büyük hediye. -Çok yoðun çalýþýyorsunuz, tiyatro, sinema, müzik... Çok hareketlisiniz. Çocuðunuz bu hareketten nasýl etkileniyordu? O da ayný benim gibi çok hareketli. O da fakirlere, yemeklere, engelli çocuklara gider. Sevgiden, ilgiden yoksun deðildi. Sevildiðini biliyordu. Sevgi bizde baþka þeyle beraber oluþuyordu. Belki bir þey kazanmak gibiydi. Avamdan gelen bir þey deðildi. Þiirinle, müziðinle, baþka þeylerle destekleniyordu. Örneðin ben hiç dayak yemedim, bir sille bile. Babam kýzdýðý zaman Bak sen eþek misin? Seni döveceðim. der, elini kaldýrmaz, Hayvanlar dövülür, insanlar dövülmez derdi. -Annenizle iliþkinizde hiç keþke dediðiniz oldu mu? Yok, biz bulurduk birbirimizi. Bana ihtiyacý olan çocuklar hariç önce ailem gelir. Ailemi ancak o çocuklar için býrakýrým. Tabii ki ailemin yanýnda oturmak beni daha mutlu ediyor ama Muðla ya, Malatya ya, üniversitelere gidiyorum, yeni kuruluþlar açýlýyor, sinema okullarý kuruluyor. Ne kadar gidip ilgilenirsem o kadar özverili oluyorlar. -Annenizi düþündüðünüzde en son hangi hâli aklýnýza geliyor? Evde de resmini koyduðum, önünden hiç çiçek eksik etmediðim, ölümünden bir iki sene önce çekilen fotoðrafý vardýr. Mutfakta duruyor. O hâlini düþünürüm. Mezar baþýnda konuþacaklarýmý orada konuþurum. -Annenizle unutamadýðýnýz anýnýz var mý? Stilist olduktan sonra Christian Dior a elbiseler üzerine laleler ve karanfiller çiziyordu. Onlarý Paris e götürüyordu. O zamanlar vapurla gidiyorlardý. Bana sen izin verirsen gideceðim diyordu. Beþ yaþlarýmdaydým. Kararlarý güya bana býrakýyor. Tabii o gittikten sonra aðlýyor ve gardýrobunu açýp giysilerini kokluyordum. Söylemiyordum onu özlediðimi, söz verdim diye. Sen istediðin zaman ben dönerim, istemezsen gitmem derdi. Ona raðmen, ne istediðimi belli etmezdim. Aramýzda ne sen onun hakkýný ye ne de o senin hakkýný yesin gibi bir anlaþma vardý. -Hiç kardeþ eksikliði hissettiniz mi? Ay evet, çok hissettim. Ýstedim kardeþim olmasýný. Hatta annem bir kez düþük yaptý. Çocuðu olacak diyorlardý. Ondan sonra ben çocuðu çekmecelerde arýyorum. Çünkü babam askere Büyükçekmece ye gitmiþti. Ben de çocuk ya küçük çekmecede olur diye düþünüyordum. Akýl iþte! O kadar saftým yani. O zaman bütün çocuklar böyleydi. -O denli kardeþ özlemi çektiniz ama kýzýnýzýn da bir kardeþi yok, neden? Kýrkýmda doðurunca olmadý, vakit yoktu. Ya Amerika daydýk ya Afrika da. Kýzým 34 yaþýnda, henüz evli deðil. Çok sevecen, çok doðru bir çocuktur. Hollanda Akademisi nde dans bilimi okudu. Beden dili ve zihin katmanlarý çalýþmalarý yapýyor. Benim beden derslerine sokarým onu. O da Plato Film de çalýþýyor. -Annenizi ciddi anlamda hiç kýrdýnýz mý? Zannetmiyorum. Onun bazen bana haksýzlýk ettiði zamanlar oluyordu. Fransýz matmazel çok yanlýþ yapýyorsunuz deyip uyarýyordu. O kadar sert olmasýna raðmen benim hakkýmý alýyordu. Ben hep saygýlýydým anneme karþý.

ADEM GÜNEÞ* Anne ile bebek arasýndaki gizemli bað Günümüzde birçok anneye çocuðu ile arasýndaki güven baðýný zedeleyen tavsiyelerde bulunulmaktadýr. Bunlarýn baþýnda "çocuðu kendine alýþtýrma" gelmektedir ki böylesi bir tavsiye, bir anne ile yavrusu arasýndaki iliþkiye vurulabilecek en büyük darbedir. P sikolojinin çok akýl sýr erdiremediði bir konudur anne ile yavrusu arasýndaki bað. Gözle görülmeyen, elle tutulamayan, fakat varlýðý her anne ile yavru arasýnda hissedilen bu bað, modern pedagojinin de araþtýrma konularýndan biridir. Sadece insanlarda deðil, hayvanlarda da þaþýrtýcý bulgular oluþturmaktadýr anne-yavru iliþkisi. Mesela, bir anne tavþan, yavrusunu dünyaya getirmeden önce çok acý da çekse, aðzý ve ayak týrnaklarý ile kendi tüylerini yolup doðacak çocuðu için pamuktan bir yatak hazýrlar. Yavrusu dünyaya geldikten sonra, onlarý soðuk ve rutubetten korumak için bu tüylerle sarýp sarmalar. Ne zaman ki yavrularý tüylenmeye baþlar, iþte o zaman yavrularýný sakladýðý bu pamuk yataktan dýþarý çýkartýr ve hayata hazýrlamaya çalýþýr. Annelik duygusu sadece sevimli hayvanlarda deðil, en vahþi olanlarýnda da kendisini en belirgin þekilde ortaya koyar. Avýný avlarken en yýrtýcý karakterini sergileyen bu hayvanlar, kendi yavrularýna karþý ise gerçek kimliklerini inkâr edercesine büyük bir þefkat sergilerler. Ýnsanlar üzerinde yapýlan çalýþmalarda, anne ile yavrusu arasýndaki bu büyülü bað, aslýnda çocuðun karakterinin belirlenmesi açýsýndan oldukça önem taþýmakta. Hayvanlarda doðuþtan itibaren annelik içgüdüsü olduðu halde, insanlarda bu duygu hamilelik döneminden itibaren þekilleniyor. Bir küçük diþi tavþan içgüdü olarak anneliðe hazýr olduðu halde, bir genç kýz anneliðin ne demek olduðunu anlayabilecek donanýma sahip deðildir. Hatta evlilik aþamasý da bir genç bayanýn annelik duygusunun nasýl bir þey olduðunu anlamasýna yetmez. Annelik duygusu, hamilelikle birlikte salgýlanan birtakým hormonlarýn tesiri ile adým adým kendini hissettirir. Hamile bir kadýnýn doðuma kadar devam 14

sýndaki bu baðý yeterince kuramamýþsa, çok rahatlýkla bebeðinin bütün yüklerini tebessüm ederek ve severek yüklenmesi gerekirken, bebeði kendisine sanki bir yük olarak görür. Yukarýda da izah edildiði gibi, belki bir yýrtýcý hayvan dahi yavrusuna karþý en þefkatli hali ile yaklaþýrken, eðer insan olan anne bebeði ile kendi arasýnda annelik baðýný kuramamýþsa, kendisi çok þefkat dolu olsa da bebeðine karþý çok þiddetli ve hayretler içinde kalýcý bir acýmasýzlýkla çocuðuna muamelede bulunabilir. Bir bebeðin dünyaya gelmesi sýrasýnda yaþanan bütün tabii süreç, sadece annelik içgüdüsünün ortaya çýkmasýna deðil, ayný zamanda çocuðun ruhunda güven duygusunu da oluþturur. Güven ise insan karakterinin oluþumunda en temel duygudur. edecek bütün evreleri, aslýnda annelik duygusunun oluþmasý için de birer araçtýr. O nedenle bir kadýnýn anneliðini doyasýya hissetmesi, onun hamilelik döneminin saðlýklý bir þekilde geçmiþ olmasý ile yakýndan iliþkilidir. Sadece hamilelik dönemi deðil, doðum aný da annelik duygularýnýn pekiþmesi adýna önemlidir. Aslýnda çocuðunu dünyaya getirmek adýna annenin çektiði her acý, annelik duygusunu güçlendirir. Doðum anýndaki sancýlar ve acýlar, anne adayý için bir travma anýdýr ve bu travma anýnda annenin bedenine akan hormonlar anne ile çocuk arasýndaki o gizemli baðýn en güçlü halkasýný oluþturmaktadýr. Annelik duygusunu pekiþtiren bir diðer etken de annenin bebeði ile girdiði yorucu ve yýpratýcý bakýcýlýk sürecidir. Anne, dünyaya getirdiði bebeðinin gece ve gündüz devam eden bütün ihtiyaçlarýný karþýlamak için gösterdiði gayret ile, aslýnda bebeðiyle arasýndaki o gizemli baðý farkýna varmadan güçlendirmektedir. Gece uyanmalarý, altýný ýslatan çocuðun altýný deðiþtirmeler, acýkma aðýtlarýna karþýlýk annenin kendini bebeðine vermesi, annelik duygularýnýn oluþmasýnda birer etkendir. Bütün bunlarýn yaný sýra anne ile bebeði arasýnda öylesi bir olay vardýr ki annelik duygusunun son ve en parlak halkasýný oluþturur. O da annenin bebeðini emzirmesi... Bir anne, bebeðini emzirirken, kendi bedeni ile bebeðinin bedenini birleþtirirken büyük bir haz alýr ve aldýðý bu haz ile de bebeði ile arasýnda annelik baðýný kurar. Günümüz annelerinin en temel problemi, bebekleri ile kendi arasýndaki bu gizemli baðý kuramamýþ olmasý veya kýrýklýklar içermesidir. Eðer bir anne bebeði ile ara- GÜVENSÝZ BAÐLANMA, KAYGILI BAÐLANMA Bir bebeðin dünyaya gelmesi sýrasýnda yaþanan bütün bu tabii süreç, sadece annelik içgüdüsünün ortaya çýkmasýna deðil, ayný zamanda çocuðun ruhunda santim santim güven duygusunu da oluþturmaktadýr. Güven duygusu ise insan karakterinin oluþumundaki en temel duygudur. Eðer bir kiþi, erken çocukluk döneminde (özellikle) annesiyle yukarýda bahsedilen doðal süreci yaþamamýþ ve güven duygusunu tam olarak alamamýþsa, böylesi bir çocuðun ortaya koyacaðý karakter ile annesinden doyasýya güven duygusunu tatmýþ olan çocuðun karakteri asla bir olmayacaktýr. Yeni doðan bir bebeðin en temel ihtiyacý, annesini yanýnda görmesi, annesinin varlýðýndan cesaret almasý ve hayata bu güçle adým atmasýdýr. Eðer bir çocuk, özellikle ilk iki yaþ döneminde, annesini yanýnda bulamamýþ ve temel ihtiyaçlarý depreþtiði sýrada anneyi aðýtlarý ile çaðýrdýðýnda annesini karþýsýnda bulamamýþ ise böylesi çocuklarda görülen pedagojik sorun, güvensiz baðlanma olarak adlandýrýlmaktadýr. Bu da özellikle çalýþan annelerin çocuklarýnda görülmektedir. Güvensiz baðlanma sorunu yaþayan çocuklarýn agresif, hýrçýn, istekleri bitmeyen, devamlý anneyi yanýnda görmeyi arzulayan, sürekli hareketli ve kendisine verilen hiçbir þeyden tatmin olmayan bir halleri vardýr. Bu durum bütün çocukluk yýllarý boyunca devam ettiði gibi, kiþinin yetiþkinlik döneminde de hiç eksilmeyen bir davranýþ bozukluðu olarak bir gölge gibi kendini hissettirir. Erken çocukluk döneminde annesi ile kendi arasýnda güven baðýný kuramayan çocuklar, yaþamlarý boyunca kimseye güvenemezler. Böylesi kiþiler, babana bile güvenmeyeceksin sözünü çok sýk tekrar ederler. Ekonomik zorluklar nedeni ile çalýþan annelerin, bebeklerinden erken yaþta ayrýlmalarý zorunlu ise, yukarýda bahsedilen problemleri en az yaþamak için anne yerine geçecek ve ço- TÜM ANNELERİMİZİN ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN... 16

Annesi devamlý yanýnda olduðu halde annesinden yeteri kadar ilgi ve sevgi göremeyen çocuklarda kaygýlý baðlanma sendromu dediðimiz bir davranýþ bozukluðu ortaya çýkar. cukla bað oluþturacak bir kiþiyi çocuðun yanýnda devamlý bulundurmak gerekir. Erken çocukluk döneminde eðer çocuk birkaç kiþi ile karþýlaþýyor ve hangisine baðlanacaðýný kestiremiyorsa böylesi çocuklardaki davranýþ bozukluklarý daha bir belirgin haldedir. Bu nedenle çalýþan annelerin, çocuklarýný emanet ettikleri bakýcýlarý mümkün olduðu kadar deðiþtirmemeleri gerekir. Çocuðun anne yerine baðlandýðý kiþiyi çocuktan ayýrmak, anneyi çocuðundan ayýrmak kadar risklidir. Burada hemen küçük bir not daha düþmek gerekirse, çalýþan anneler, çocuklarýna yabancý bir bakýcý yerine öncelikle kendi annelerini tercih etmelidirler. Yabancý bir bakýcýya teslim edilen çocuklarda yoðun olarak rastlanan ve halk arasýnda bakýcý kadýn sendromu, pedagojide ise ilgisiz çocuk sendromu diye bilinen bir sendromun oluþmasý muhtemeldir. Bunun yaný sýra, annesi devamlý yanýnda bulunduðu halde annesinden yeteri kadar ilgi ve sevgi alamayan çocuklarda ise kaygýlý baðlanma sendromu dediðimiz bir davranýþ bozukluðu ortaya çýkmaktadýr. Çocuðun yanýnda her ne kadar anne bulunsa da çocuk annesinden yeteri kadar duygusal beslenme gerçekleþtiremiyorsa bu çocuklar içine kapanýk, korkak ve çekingen olur, dikkat daðýnýklýðý yaþar, kimi zaman duygusal yoksunluktan hýrçýnlýk gösterir. Mesela bir çocuk, sevgi için annesinin peþinde geziyor olsa ve anne de bir türlü televizyondan kopamýyor olsa böylesi bir atmosferi yaþayan çocuklar yaþama kaygýlý baþlar ve bu kendini yaþamýn her anýnda hissettirir. GÜVENLÝ BAÐLANMA Bir bebek henüz anne karnýnda bulunduðu andan itibaren annesi ile kendi arasýnda bir duygusal köprü kurabilmiþ ve anne ile kendi arasýnda güven duygusu oluþabilmiþ ise böylesi çocuklarda karakter eðitimi oldukça kolay ve saðlýklý gerçekleþmektedir. Eðer bir anne, çocuðunun her aðlamasýný bir ihtiyaç belirtisi olarak görmüþ ve çocuðunun her aðlayýþýna karþýlýk vermiþse ve hatta çocuðunun her bir mýzýrdanmasýný sanki çözülmesi gereken bir bulmaca gibi görmüþ ve çocuðunun her bir mýzýrdanmasýný dahi annelik yeteneðini kullanarak çözmüþse böylesi çocuklar hayata güven duygusu ile adým atarlar. Konunun baþýnda da izah edilmeye çalýþýldýðý gibi, insandaki annelik duygusu ancak hamilelik dönemi ile kendini gösterir, doðum ve sonrasýnda ise annenin bebeðine kendisini doyasýya verebildiði kadar da annelik yeteneði geliþir. Bir annenin annelik yeteneðinin geliþmesi demek, o annenin bebeðini hissedebilmesi demektir. Eðer bir bebek, annesi tarafýndan yeterince hissediliyor ve bütün ihtiyaçlarý annesi tarafýndan eksiksiz yerine getirilebiliyorsa, böylesi bir çocuk, ruhunun temel dinamiklerinden en önemlisi olan güven duygusunu tesis ediyor demektir. ANNELERE MÝNÝK BÝR TAVSÝYE Maalesef, günümüzde birçok anneye, kulaktan dolma bilgilerle, çocuðu ile arasýndaki güven baðýný zedeleyen tavsiyelerde bulunulmaktadýr. Bunlarýn baþýnda çocuðu kendine alýþtýrma tavsiyesi gelmektedir ki böylesi bir tavsiye, bir anne ile yavrusu arasýndaki iliþkiye vurulabilecek en büyük darbedir. Bu tavsiyelere þunlarý da ekleyebiliriz: Bebeði kucaðýna alma, sana alýþýr, býrakmaz Bebeðinle ayný yatakta yatma, kokuna alýþýr, senden kopamaz Her aðlamasýna karþýlýk verme, sonra iyi niyetini suiistimal eder Bunlar, anneye ihanet dolu tavsiyelerdir. Halbuki bir bebek, daha yeni geldiði bu karmakarýþýk dünyada, annesini yanýnda hissetmesi ile, annesinin kokusunu duymasý ile hayata hazýrlanýr. Bir çocuk anne sevgisine doyamaz ise anneden kopamaz Eðer anne sevgisine doymuþsa, bir süre sonra anneden kopacak ve hayata güven içinde adým atacaktýr. (*): Uzman Pedagog, Fatih Üni. Öðretim Görevlisi En deðerli armaðan sevgidir, sevginin kaynaðý annedir. Deðerli annelerimizin anneler gününü kutlarýz. 18 www.anafen.com

TÛBA KABACAOÐLU Çocuðumla acaba nereye gitsem? Dýþarýda masmavi bir gökyüzü, pýrýl pýrýl bir güneþ varken hâlâ evde mi oturmak istiyorsunuz? Merak etmeyin; hem çocuklarýnýzýn hem de sizin eðlenip rahat edebileceðiniz mekânlar var. Ýþte bizden size öneriler FOTOÐRAF: MÜHENNA KAHVECÝ özel aktivite düzenleniyor. Çocuklar hem kukla, kurabiye yapýmýný atölyelerde eðlenerek öðreniyor, hem de kitap okuma etkinlikleriyle bir araya geliyorlar. Okuduklarý kitabýn yazarlarýnýn katýldýðý imza günleri de yine burada düzenleniyor. Günde 2-3 saat anneler çocuklarýný buraya býrakabiliyor (Saat ücreti 25 TL). Ýyi Cüceler de çocuklar kýþýn þömine baþýnda, yazýn da aðaç evde kitap okuyabiliyor. Böylece minikler yeni arkadaþlýklar edinirken bir yandan da kitap okuma alýþkanlýðýný kazanýyor. Adres: Yener Sok. 10/9 Erenköy-Ýstanbul Tel: 0216 385 91 11 A nadolu kadýnlarý Çocuklu kadýnýn yeri evidir. dese de günümüz þartlarý biraz daha farklý. Çünkü ne evlerimiz doðayla iç içe, ne de çocuklarýmýzýn oyun arkadaþlarý var. Bundan dolayý ebeveynler de çocuklar da ara ara nefes almak, eðlenmek, yeni yerler keþfetmek istiyor. Eðer Ýstanbul da ya da baþka bir büyük þehirde yaþýyorsanýz gidebileceðiniz bir dolu alýþveriþ merkezi var. Fakat bu modern mekânlar ne yazýk ki ailelerin beklentisini karþýlamaktan uzak. Hatta zararlý bile! Çünkü buralarda gökyüzünü görüp temiz hava almanýz imkânsýz. Çocuklarýn toprakla, doðayla haþir neþir olmasý da... Karnýnýz acýktýðýnda da yiyeceðiniz þeyler patates kýzartmasý, pizza, hamburgerden öte deðil. Biliyoruz; hafta sonu geldiðinde kara kara düþünüp Acaba nereye gitsek? diyorsunuz. Ýzninizi isteyerek; çocuðunuzla birlikte gidebileceðiniz, hem sizin hem de yavrunuzun rahat edip eðleneceði birkaç alternatif mekân önerisinde bulunmak istiyoruz. Mevsim bahar. Þimdi deðilse ne zaman gezeceksiniz? SAKLI DENÝZ Burasý tavsiye üzerine gidenlerin kýsa sürede abone olduðu kafe-restoran tarzý bir mekân. Mekâna Yakuplu merkezden Gürpýnar a doðru ilerlerken Saklý Deniz tabelalarýný takip ederek gidiyorsunuz. Siz semaverle getirilen çayýnýzý denize karþý yudumlarken çocuðunuz çim kaplý bayýrdan yuvarlanýp parkta salýncak biniyor, muhtemelen yeni oyun arkadaþlarý ediniyor olacak. Genelde ailelerin tercih ettiði Saklý Deniz de kendin piþir, kendin ye ile restoran bölümü de var. Özellikli bir mekân olmasýna karþýn fiyatlar uygun. Park sorunu, þehrin gürültüsü, kalabalýk insan gruplarý yok. Onlarýn yerine; sessizlik, sakinlik, kuþ sesleri, cýrcýr böceklerinin cývýltýlarý var. Ahþaptan yapýlmýþ küçük bir ev de mescide tahsis edilmiþ. Adres: Kavaklý Sahil Mah. Günallar Villalarý yaný, Beylikdüzü/Kavaklý - Ýstanbul Telefon: 0212 850 24 17 HAYDÝ YUNUS SHOW BAÞLASIN! Çocuklarýn doðayla irtibatýný artýracak aktivitelere, gezilere de ihtiyaç var. Ýstanbul Eyüp teki Yunus Gösteri Merkezi nde pazartesi günleri hariç haftanýn her günü 11, 13, 17 saatlerinde yunus show var. Üstelik çocuklarýn gösteri esnasýnda bu sevimli hayvanlarý sevmelerine, onlarla fotoðraf çekilmelerine de izin veriliyor. Minikler kadar yetiþkinlere de oldukça cazip gelecek bu aktivitenin ücreti tam 25 TL, 3-16 yaþ arasýndaki çocuklar için 20 TL. 3 yaþýndan küçük bebekler için ise ücretsiz. Adres: Silahtaraga Cad. No: 2/4 Eyüp/Ýstanbul 0212 581 78 78 ÇEKMEK-Ý KÜÇÜK SAHÝLÝ Eski Osmanlý Vakýf defterlerinde Çekmek-i Küçük olarak anýlan Küçükçekmece, sakin, doðayla iç içe, hem gözünüzü hem de gönlünüzü açacak sahil bandý ile dikkat çekiyor. Burada ufak bir piknik ile uzun yürüyüþler yapa- bileceðiniz gibi çocuklarýnýz da çimlerin üzerinde top oynayýp bisiklet binebilir, akþam teleskopla (ücretli) gökyüzünü seyre dalabilir, Mimar Sinan eseri su kemerinden geçerek fotoðraf çekimi yapabilir. Göl kýyýsýnda hizmet veren Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi ne ait sosyal tesislerde de çayýnýzý-kahvenizi içebilir, yemek yiyebilirsiniz. Üstelik mekânda trafik gürültüsü olmadýðý gibi park problemi de yok. ÝYÝ CÜCELER Ýyi Cüceler, 0-14 yaþ arasý çocuklara hitap eden kitaplarýn, eðitici ahþap oyuncaklarýn, sanatsal faaliyet ürünlerinin ve ebeveynler için pedagojik kaynak kitaplarýnýn satýldýðý sevimli mi sevimli bir kitabevi. 200 metrekarelik bir alana kurulmuþ mekânda ayda 12-15 arasýnda UÇURTMA MÜZESÝ Bahar aylarý uçurtma uçurmak için en ideal zaman dilimi. Bu zevkten çocuklarýnýzý da kendinizi de mahrum býrakmamanýz lazým. Uçurtma nasýl yapýlýr, hangi çeþitleri vardýr, nasýl uçurulur gibi sorulara cevap verecek bir mekân da varken üstelik. Uçurtma tutkunu Mehmet Naci Aköz ün kiþisel gayretleri sonucu açýlmýþ Uçurtma Müzesi, Mart-Haziran aylarý arasýnda pazar hariç her gün saat 11.00-17.00 arasý açýk. Giriþler de ücretsiz. Uçurtma Atölyesi de sadece pazartesi, salý, çarþamba günleri 10.00-14.00 arasý aktif. Toplamda 500 e yakýn parçanýn sergilendiði müzede baþta Japonya, Endonezya, Hindistan, Çin, Türkiye ve Amerika olmak üzere pek çok ülkenin uçurtma kültüründen çeþitli ürünler yer alýyor. Almanya, Hollanda, Fransa, Ýngiltere, Lüksemburg, Danimarka, Malezya gibi ülkelerin de uçurtma ve farklý malzemeleri sergileniyor. Bunlarýn dýþýnda Uçurtma Þiirleri kataloðu, ülkemizde çýkmýþ uçurtma hikâye ve boyama kitaplarý, çeþitli broþürler, farklý ülkelerde yapýlan uçurtma organizasyonlarýnýn afiþleri ve daha pek çok obje sergileniyor. Adres: Aziz Mahmut Hüdayi Mah. Uncular Cad. Bakýcý Sok. No: 12 Üsküdar-Ýstanbul Tel: 0216 553 23 37-0532 616 14 66 FOTOÐRAF: AYTEN KAYA FOTOÐRAF: HEMRA KÖSE Ýyi Cüceler in aktivite alaný, Uçurtma Müzesi ndeki bir atölye çalýþmasý, hem çocuklarý hem de anne-babalarý eðlendirecek Yunus Show (soldan saða)... 20 21

AZRA ÞAKLIOÐLU Bir annenin baþucu kitaplarý Her anne çocuðuna iyi bir gelecek hazýrlamak için maddi-manevi didinip durur. Günümüz þartlarýnda ise ne yazýk ki kiþisel çabalar yetersiz kalabiliyor. Hal böyle olunca hummalý bir araþtýrma sürecine giriyorsunuz. 9 0 lý yýllarda anne-çocuk iletiþimi, bebek-çocuk saðlýðý, kiþisel geliþim kitaplarý Batýlý dünya görüþünün bir yansýmasýyken artýk maddi-manevi kendi kültürümüzden beslenen uzmanlarýn yazdýklarý kitaplarý okuyabiliyoruz. Doðru zamanda doðru þeyler söylemek, tutarlý tavýrlar sergileyebilmek için hem kendi geliþimimizi destekleyecek hem de çocuklarýmýza bakýþ açýmýzý farklýlaþtýracak kaynaklara ihtiyacýmýz var. Bir annenin baþucundaki kitaplara þöyle bir göz atýp kendinize yeni bir liste hazýrlamak ister misiniz? ANNEMÝ ÝSTÝYORUM! Çocuk ve anne birbirinden ayrý düþünülmesi mümkün olmayan yegâne ikili. Ancak modern dünyanýn acýmasýz þartlarý anne ile yavrusunu birbirinden ayýrma kudretine sahip. Hâlbuki anne-çocuk beraberliði tabii, fýtri. Ayrýlmalarý hâlinde de o doðallýk bozulacaðýndan maddi-manevi sorunlar ortaya çýkýyor. Doç. Dr. Sefa Saygýlý ile Pedagog Ali Çankýrýlý nýn kaleme aldýðý kitapta çalýþan annelerin çocuklarýyla yaþadýðý sorunlar ve pratik çözüm yollarý anlatýlýyor. Eser birkaç farklý açýdan olaylara yaklaþýyor. Önce yaþanmýþ örnek hikâyeler anlatýlýyor. Eðer benzer sorunlarý yaþýyor ya da ayný hatalarý siz de yapýyorsanýz kendinize çekidüzen vermenizi saðlýyor. Dr. Saygýlý nýn çalýþan annelerin mektuplarýna verdiði cevaplar da pratik hayata yönelik ayrýntýlar içeriyor. Aklý, gönlü evde kalarak çalýþmak zorunda kalan anneler, bu tarz kitaplar sayesinde bu sancýlý süreci belki daha az hasarla atlatabilir Elit Kültür Yayýnlarý / Fiyatý: 2.90 TL. ÇOCUKLARIMIZI NASIL YETÝÞTÝRMELÝYÝZ? Bebekleri doðunca anne-baba onu kucaklar, bakým ve korunmasýný seve seve üstlenir. Bu kucaklama ile beraber bilgi gerektiren, dikkat isteyen, mühim ve mutlu bir uðraþ içine girerler. Çocuklarýný ruhsal ve bedensel olarak saðlýklý yetiþtirmeye çalýþýrlar. Ebeveynin yavrularýný kazandýrdýðý terbiye kalýcýdýr. Beþer tarihi boyunca aile eðitimi önemsenmiþ, Ana baba kucaðý ilk terbiye ocaðýdýr denmiþtir. Bundan dolayý da temeller iyi atýlmalý ve doðru hâl ve tavýrlar sergilenmelidir. Dr. Sevim Asýmgil in kaleme aldýðý Çocuklarýmýzý nasýl yetiþtiririz?, ebeveynlere çocuk eðitiminin nasýl olmasý gerektiði konusunda genel bilgiler veriyor. Kitap öncelikle çocuklarýn geliþim evreleri ve psikolojilerini anlatýyor. Ardýndan da hamilelik döneminden itibaren ebeveynlerin tutumlarý; Çocuðu tanýmalý, Sen dili kullanarak çocuðu incitmekten kaçýnmalý, Kendisi ile barýþýk olmasýna yardým etmeli, Çocuða duygularýný öðretmeli gibi onlarca baþlýk üzerinden deðerlendiriliyor. Sonuç kýsmýnda da günümüz çocuklarýnýn yaþadýðý muhtemel çeliþki ve sorunlar anlatýlýp çýkýþ yollarýna yer veriliyor. Çelik Yayýnevi / Fiyatý: 8.50 TL. EFENDÝMÝZ NASIL BÝR BABAYDI? Peygamber Efendimizin ömrünün sadece 34 günü savaþlarla geçmiþ olmasýna karþýn O nu inanmayanlarla yaptýðý mücadeleler üzerinden tanýmaya çalýþýyoruz. Oysa o da bir eþ, bir baba. Hem de en mükemmelinden, en incesinden, en anlayýþlýsýndan Bu düþünceden hareketle Resulullah kýzlarýný nasýl yetiþtirdi kitabýný okumak gerekiyor. O nun bilinmeyen yönleriyle tanýþacaðýnýz gibi nasýl bir baba olduðunu da göreceksiniz. Dr. Ramazan Balcý önce Efendimizin kýzlarý Zeynep, Rukiye, Ümmü Gülsüm ve Fatýma annelerimizin kýsaca hayat hikâyelerini anlatýyor. Ardýndan Ehl-i Beytin Hanelerinde Aile Hayatý baþlýðý altýnda da aile hayatýmýza yeni prensipler kazandýracak hikayelere yer veriyor. Medine de ilk öðretim, Doðumdan sonra, Eðitime baþlarken, Çocuklarýn dünyasý, Hayatýn her hali için dua gibi bölümler Allah Resulünün çocuk eðitiminde uyguladýðý metotlara örnek olarak gösteriliyor. Nesil Yayýnlarý / Fiyatý: 5.50 TL BEBEÐÝMÝ BÜYÜTÜYORUM Dr. Adil Asýmgil den kadýn saðlýðý, hamilelik süreci, doðum, yenidoðan bakýmý, bebek bakýmýnýn temel konularý, bulaþýcý hastalýklar, ev kazalarý, çocuklarda görülen baþlýca psikolojik sorunlar üzerine derli toplu bir baþvuru kýlavuzu Bebeðimi Büyütüyorum. Ýnanýyoruz ki bu kitabý okuyan anne babalar, bebeklerini beklerken ve büyütürken karþýlaþtýklarý problemleri çok daha kolay çözebilecekler. Ýçeriðindeki belli baþlý konular ise þöyle; kadýn saðlýðýnýn temel konularý, gebelik, bebeðin anne karnýnda geliþimi, gebelerde görülen küçük þikâyetler, hamilelikte beslenme ve günlük hayat, doðum, loðusalýk, yenidoðan ile anne iliþkisi, emzirme problemleri, beslenme ve ek gýdalara geçiþ, bebeðinizin odasý, giysileri, oyuncaklarý, bebeklerde sýk görülen þikâyetler, bebeðinizin uykusu, tuvalet alýþkanlýðý, kýzamýk, kabakulak, anjin, grip gibi mikrobik hastalýklar, gece alt ýslatma, dýþký kaçýrma, parmak emme, týrnak yeme gibi psikolojik problemler ve çocuklarýn baþýna gelebilen kazalarda yapýlmasý gerekenler Timaþ Yayýnlarý / Fiyatý: 25 TL ANNE, PEKÝ ALLAH I KÝM YARATTI? Eðitimciler çocuklarýn doðuþtan dini kabule hazýr olduklarýný vurguluyorlar. Yalnýz doðru zamanda doðru þekilde bilgilerin verilmesi þartýyla. Bunun için de küçüklerin deðil; büyüklerin eðitilmesi gerekiyor. Çünkü Allah bu daðdan büyük mü? Beni Allah yarattýysa, hayvanlarý da mý O yarattý?, Kardeþime kötülük yapsam Allah beni taþ eder mi?, Allah kime benziyor? gibi sorulara çocuðun anlayacaðý þekilde doðru, mantýklý cevaplar vermek kolay deðil. Prof. Dr. Mehmet Emin Ay Çocuklarýmýza Allah ý nasýl anlatalým? isimli kitabýyla anne-babalara yol gösteriyor, çok önemli bir boþluðu böylece dolduruyor. Eser Çocuk psikolojisi ve dini geliþimi (2-10 yaþ arasý), Çocukta din duygusu ve Allah tasavvuru, Ýslam da çocuðun deðeri ve önemi, Çocuklara Allah a iman öðretimi þeklinde dört ana baþlýktan oluþuyor. Þimdiye kadar 25 baský yapan bu kitap, ebeveynlerin derdine derman olacak nitelikte. Üstelik Millî Eðitim Bakanlýðý tavsiyeli. Timaþ Yayýnlarý / Fiyatý: 8 TL. 22 23

17-3922092-DBL1 220 TL 17-3922092-AWL11 196 TL 18-390126-CSMS 298 TL 18-390127-DSMS 298 TL 12-398K50-CSM 320 TL 12-398K50-DSM 320 TL 17-3925572-RBL1 230 TL 17-3925572-DBL1 230 TL 17-3973418-ARM 320 TL 17-3973418-DWM 360 TL 16-298335-CWSM 398 TL 16-398335-CWSM 398 TL 12-3920162-DBM 688 TL 12-3920162-DWM 688 TL 16-398350-CSM 280TL. 16-398350-ABM 280 TL. KONYALI SAAT MA AZALARI MERKEZ TEL: 0212 494 31 32 ANKARA FORUM ETL K TEL: 0312 578 01 95 MALTEPE TEL: 0312 229 75 56 BURSA CARREFOUR-SA TEL: 0224 452 66 77 STANBUL BAYRAMPA A CARREFOUR-SA TEL: 0212 640 32 79 FORUM STANBUL TEL: 0212 640 10 67 K TELL OUTLET TEL: 0212 494 20 20 KOZYATA I CARREFOUR-SA TEL: 0216 448 02 64 PROF LO AVM TEL: 0212 216 41 72 S RKEC TEL: 0212 528 44 87- OPT MUM OUTLET TEL: 0216 664 16 61 ÜMRAN YE CARREFOUR-SA TEL: 0216 525 12 01 MALTEPE PARK CARREFOUR-SA TEL: 0216 515 12 56 MALTEPE YAYLA SANAT TEL: 0216 305 72 12 NEO MARINE TEL: 0216 670 11 15 ZM R K PA-Ç L TEL: 0232 386 49 30 ZM T CARREFOUR-SA TEL: 0262 335 44 85 MERS N FORUM TEL: 0324 331 55 20 17-3925565-DSL2 274 TL 17-3925512-ABL1 260 TL

TÛBA KABACAOÐLU Çocuðumun hastasýyým! Annelik de doktorluk da zor. Ama hem doktor hem de anne olmak çok daha zor. Biz de doktor annelere iki görevi birden nasýl yürüttüklerini sorduk, ilginç cevaplarla karþýlaþtýk. B eþ yaþýndaki küçük kýz, doktor bir annenin çocuðu sýfatýyla radyo programýna katýlýr. Spiker, Ne kadar þanslýsýn, hekim bir annen var, doktora gitmek zorunda kalmýyorsundur. der. Ufaklýk, gecikmeden taþý gediðine oturtur: Ýnsan doktora yýlda birkaç kez gider. Ama anne her gün lazýmdýr. Bu anekdot, aslýnda hem doktor hem de anne olanlarýn yaþadýklarýný özetliyor. Onlar yýllarca gecesini gündüzüne katarak eðitimlerini tamamlýyor, ardýndan da aðýr mesailere ve uykusuz gecelere maruz kalýyorlar. Hayatlarý belirli bir yoðunlukta akýp giderken her kadýn gibi anneliði tatmak istiyorlar. Fakat mesaisi 24 saat bitmeyen bu iki önemli mesleði bir arada götürmek öyle göründüðü kadar kolay olmuyor. Biz de doktor annelere çocuklarýný nasýl büyüttüklerini, hangi zorluklarla karþýlaþtýklarýný, evlatlarý hastalandýðýnda hangi kimliðe büründüklerini, anneliðin mesleklerine etkisini sorduk. Onlar filmi geriye doðru sararken bazen hüzünlenip bazen gülümseseler de her daim mutluydular Babam genç iken tüberküloz (verem) geçirmiþ. Ankara da tedavi görmüþ. Doktorunun adý Esin miþ. Babam da Allah bana kýz çocuk verirse adýný Esin koyacaðým, okursa da doktor olsun diye aklýndan geçirmiþ. Bu olay evimizde zaman zaman anlatýlýr ve beni etkilerdi. Bu vesileyle severek doktorluðu seçtim. Çorlu Þifa Hastanesi nden Göz Doktoru Esin Erbilen, týp fakültesini tercih sebebini böyle anlatýyor. Üsküdar Mihrimah Sultan Týp Merkezi nin Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Uzmaný Gülhaným Bayrak Haným ýn da benzer bir hikâyesi var: Bu mesleði özellikle seçmedim. Babam çok istiyordu. Kendisi Türkiye nin ilk kalkýnmaya baþladýðý yýllarda öðretmendi. O dönemler erkek çocuk için görebileceði en uzak ufuk mühendislik, kýz için de doktorluktu. Onu dinledik. Erkekler mühendis, kýzlar da doktor þimdi. Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Uzmaný Dr. Hafize Erkal ý da büyükleri yön- lendirmiþ: Ablam eczacýydý. Týbbý istemiþti ama kazanamadý. Benim yazmamý arzu etti. Bana kalsa fizik mühendisliði okurdum. Doktorluðu seçecekler soðukkanlý olmalý. Ben çabuk heyecanlanan, küçükken ölen tavþanýnýn ardýndan günlerce aðlayan, duygusal biriyim. Mesleðime zor alýþtým. DOKTORLUKTAN ANNELÝÐE GEÇÝÞ Þu anda Dr. Hafize (50) ile Dr. Esin in (32) 3, Dr. Gülhaným ýn da (46) 8 çocuðu var. Dr. Hafize Erkal ihtisasýn ikinci yýlýnda oðlu Turan Selman ý dünyaya getirmiþ. Kendi bebeðine de ilk etapta doktor gözüyle bakmýþ: Ýhtisasýmý Haseki Hastanesi nde yapýyordum. Orada çok anomalili çocukla karþýlaþýyordum. Gördüðüm hastalar rüyalarýma girerdi hep. O zaman ultrason da yaygýn deðildi. Oðlumun saðlýk durumunu bilemiyordum. Kayýnvalidem hâlâ anlatýr, güleriz. Doðumdan sonra çocuðu yanýma getirdiler. Hemen kundaðýný açmýþ, eline ayaðýna bakýp genel bir muayene etmiþim. Acaba bir anormallik var mý diye. Dr. Esin de ihtisasýný tamamlamasýna bir yýl kala oðlu Ahmet Emre yi kucaðýna alýr. 15 Aralýk 2004 te ilk çocuðum doðdu. Doðurmak için o kadar çaba sarf ettikten sonra bebeðin aðlama sesini duymak çok rahatlatmýþtý beni. Problem yoktu ve beraberlik bitmiþti. Artýk yüzünü görebilecektim. Ýlk kucaklayýþ, ilk sarýlma, onu ilk öpme Çok müthiþ duygular bunlar. O gece bebeði sevmekten uyuyamamýþtýk nerdeyse. Ýhtisas dönemi her doktor için oldukça sancýlý bir süreç. Çünkü öðrencilikten daha fazla ders çalýþmalarý, ödev hazýrlamalarý gerekiyor. Üstelik ayda 7-8 gece nöbet tutuyor, gündüzleri de sabahtan akþama kadar hastanede çalýþýyorlar. Bu yoðunluðun üzerine bir de çocuk ya da çocuklarýn sorumluluðu eklenince sizce yaþamlarý nasýl deðiþiyor? BÝR ÝNSANA ONU UYUTMAYARAK NASIL ÝÞKENCE YAPILIR BÝLÝRÝM Üniversitenin dördüncü yýlýnda sýnýf arkadaþýyla hayatýný birleþtiren Dr. Gülhaným, 21 inde anneliðe adým atmýþ. Okulunu bitirdiðinde de iki çocuðu varmýþ. Okul dersleriyle anneliðin getirdiði mesuliyetlerin üstesinden ebeveyn desteði alarak gelmiþ: Annebaba olsak da hayatýmýzýn büyük çoðunluðu öðrencilik faaliyetiyle geçiyordu. Eþimin ailesiyle birlikte yaþýyorduk. Görümcem de diþ hekimliði okuyordu. Birlikte okula gider gelirdik. Evin çocuklarý gibiydik. Yeni doðan Üç çocuk annesi Dr. Hafize Erkal ve küçük kýzý Feyza. FOTOÐRAF: MEHMET YAMAN Ümit Salih, Dr. Esin Erbilen, Ömer Kerem, Ahmet Emre (soldan saða). 26 27

bebek de minik kardeþimizdi sanki. Yalnýz Dr. Gülhaným ýn zorlu hayatý ihtisas döneminde baþlar. Hem önceki yýllarýn aksine büyüklerden yardým almaz hem de 2 deðil, 5 çocuðun bakýmýndan sorumludur artýk: Eþimle ayarlama yapýyorduk. O, ben nöbet tuttuðumda evde oluyor, o tuttuðunda da ben kalýyordum çocuklarla. Ayýn sadece üçte biri ikimiz de evde bulunuyorduk. Bebek olduðunda da ben nöbetteyken eþim onu ve diðer çocuklarý toplayýp getiriyordu hastaneye. Bekliyorlar, ufaklýðý emziriyordum. Sonra hepsi birlikte geri dönüyorlardý. Olaylara pratik çözümler bulmayý seven ve hayatý önüne geldiði gibi yaþayan Gülhaným Haným, bu zorlu sürecin de üstesinden gelir. Mesela çok çok az uyur. Hem de Bir insaný uyutmayarak nasýl iþkence yapýlýr, uykusuzluklar ne hisseder iyi bilirim diyecek kadar. Evinde iþe yaramayan hiçbir eþyayý bulundurmaz. Çünkü ne kadar eþya o kadar hizmet demektir. Çocuklarýn eðitimini, kiþilik geliþimini olumsuz etkilememek için de asla evine televizyon almaz. Hayatýný dakikasý dakikasýna planlar. Birkaç saniyelik aksayýþ bile onun günlük yaþamýný olumsuz etkiler. Ýþini iþ yerinde býrakmak için cep telefonu kullanmaz. Allah ýn yardýmý, eþinin manevi desteðiyle sýkýntýlý günler geride kalýr. Diðer ebeveynleri çok fazla meþgul eden çocuklarýn eðitim faaliyetleri Gülhaným ýn ailesinde pek sorun yaratmaz, çocuklar çoðunlukla kendi iþlerini hallederler. Dr. Esin de ilk çocukla birlikte yeme-içme alýþkanlýðýndan tutun da hayatýndaki her þeyi bebeðine göre ayarlar. Çocuklarýný büyütürken babaanne ve dededen yardým alýr. Ama yine de aklý evdedir: Daha stresli biri oldum. Çünkü düþünmem gereken, sorumlu olduðum sadece kendim deðildim artýk. Çalýþarak nasýl iyi çocuk yetiþtirebilirim diye kara kara düþünüyorum. Üç çocuðum da 2.5 aylýkken iþe baþladým. Yalnýz; çalýþmamam, evde bulunup onlarla hakkýyla ilgilenmem gerektiðini düþünerek uzun süre vicdan azabý çektim. Tabii bu yoðun tempoda üzerine düþünmeye bile fýrsat bulamadýklarý üzücü olaylar da yaþarlar Dr. Hafize Haným, doðumdan sonra eðitimine kaldýðý yerden devam eder. Dört aydan sonra bebeðinden ilk kez ayrýlýr. Henüz yeni baþlamýþtýr iþe. Oðlunu çok özler. Nöbet sonrasý eve gelir. Turan Selman bakýcýnýn kucaðýndadýr. Heyecanla Annecim ben geldim der. Fakat oðlu bir türlü baþýný çevirip yüzüme bakmaz, kucaðýna gelmez: Bu olay beni çok üzse de üzerine düþünmeye bile vaktim olmadý. Asistan sayýsý çok azdý. Hastalarýnýz oluyor, teþhis koymak, araþtýrma yapmak, ders çalýþmak zorundasýnýz sürekli. Bir de insan hayatýyla uðraþýyorsunuz. Kendi sorunlarýnýzý ikinci plana atýyorsunuz. Ýhtisas bitti. Zihnim duruldu. Sonra o günleri düþününce hep içim acýdý. Annesini doðru düzgün göremedi oðlum. Hastalýk deyince aklýmýza ilk gelen isim doktordur. Hep zannederiz ki doktorlarýn çocuklarý hasta olmaz. Halbuki onlarýn da yavrularý hasta oluyor, onlar da her anne gibi paniðe kapýlýp soluðu baþka bir hekimin yanýnda alýyor. Dr. Hafize Erkal ilk yýllar çocuklarýnýn hastalýðýndan kendini sorumlu tutsa da zamanla bu tutumundan vazgeçer: Benim de imtihaným hastalýklarlaydý. Büyük kýzým Senanur ve küçük kýzým Feyza sýk sýk boðaz enfeksiyonu 28

30 Sekiz çocuk annesi Dr. Gülhaným Bayrak. geçirir, ateþleri cok zor duþerdi. Bazen hastaneye götürmek zorunda kaldýðýmýz olurdu. Onlarý o hâlde görmek beni çok üzüyordu. Evde tüm müdahaleleri yaptýktan sonra soluðu baþka bir doktorda alýyorduk. Ýnsan bir noktadan sonra hekim deðil, anne oluyor. Saðlýklý düþünemiyor. Hele bir seferinde Feyza yine ateþlenmiþ, kötüleþince bakýcýsý hastaneye götürmüþ. Beni aradýlar. Oraya tek baþýma gidemeyecek kadar panikledim. Uzun yýllar santraldeki görevli evden arýyorlar dediðinde içimden bir þey kopardý. Biri mi hastalandý acaba derdim. Ýnsan biyolojik ve psikolojik açýdan karmaþýk bir varlýk. Maddi ihtiyaçlarý olduðu kadar manevi gereksinimleri de var. Özellikle bebeklik, çocukluk ve yaþlýlýk döneminde sevgi, ilgi ihtiyacý dorukta. Peki, yavrularýyla kýsýtlý zaman dilimlerinde birlikte olan doktorlar onlarýn manevi ihtiyaçlarýný nasýl gideriyor? ÇOCUKLARIMIN SEKÝZÝNE DE YETEBÝLÝYORUM Þu anda 25, 24, 22, 18, 16, 12, 10 ve 7 yaþýnda dört kýz, dört de oðlan çocuðu sahibi Dr. Gülhaným Bayrak evlatlarýný týpký annesi, babaannesi gibi büyüttüðünü ve onlara her açýdan yetebildiðini düþünüyor: Bence þekillendirilmiþ ya da önceden tasarlanmýþ sevgi gösterisinden çok, ilkel sevgiye ihtiyaçlarý var çocuklarýn. Kapýdan girip Yavrucum nasýlsýn? Bugün okul nasýldý? demekten çok gel bakayým bir tane deyip sýmsýký onu sarmaktýr, varlýðýmý, sevgimi ona hissettirmektir. Ýþimi iþte býrakýyorum. Geri kalan zamaným çocuklarýma ait. Onlara gerçekten yardým edebilecek en yakýn kiþi benimdir, bilirler. Bu iliþkimiz açýsýndan çok önemli. Ben çocuklarýma ah vah yapan bir anne deðilim, realistim. Öyle romantik iliþkilerimiz yok aslýnda. Onlar da benim gibiler. FOTOÐRAF: ÝSA ÞÝMÞEK Dr. Hafize Haným ise yaþý ilerledikçe bu konuya kaderci bakmaya baþlamýþ: Bazý þeyler var ki yaþanmasý gerekiyor. Hayatta her þeyi kontrol edemiyoruz. Anne hastalanýyor, vefat ediyor ya da hiç annesini görmemiþ çocuklar var yurtlarda. Þükrediyorum hâlimize. Belli kalýplara baðlý kalmaya gerek yok. Çocuðunuz sizin sevginizden eminse bebekken olmasa bile ileride sizi anlayacaktýr. Annem-babam beni seviyor diye düþünüyorsa zaman konusu telafi edilebiliyor. 6, 4 ve 1 yaþýnda, üç erkek çocuk annesi Dr. Esin in de sýkýntýsý vakit: Onlara yetemediðimi düþündüðüm zamanlar oldu tabii. Çocuklarla hep beraber aðladýðýmýz günleri hatýrlýyorum mesela. Küçücükler daha. Keþke bana her biriyle ayrý ayrý ilgilenebileceðim bir zaman dilimi hediye edilse. Doktor anneler, bu iki önemli vasfý üzerlerinde bulundurmanýn bazen kolaylýklarýný bazen de güçlüklerini yaþýyorlar. Gerçi her hâlükârda kârlý çýkan hastalarý oluyor. Çünkü çocuk doktorlarý, hastalanan evladý için kaygýlanan annenin neler hissettiðini, düþündüðünü, muhtemel sorularýný tahmin edebiliyor. Ya da göz muayenesi yaparken bir çocuða nasýl yaklaþacaðýný çok iyi biliyor. Fakat çocuklarý hastalandýðýnda da normal annelere göre daha fazla kaygýlanýyor, basit bir problemin altýnda baþka sýkýntýlar arýyorlar. Bu süreç de moral bozup onlarý üzmeye yetiyor da artýyor bile. Bunca yoðunluk, yorgunluk, sürekli bir yerlere yetiþme kaygýsý, günlük ev iþleri derken doktorlarýn baþlarýný kaþýyacak vakitleri yok. Bundan dolayý onlara biraz da çekinerek Hiç boþ vaktiniz oluyor mu? diyoruz. Önce gülümsüyorlar. Bize 24 saat yetmiyor ki dercesine. Ama ruh ve bedensel saðlýklarýný korumak için kendilerine az da olsa vakit ayýrmaya çalýþýyorlarmýþ. Ortak aktiviteleri ise kitap okumak. Bazen kendi alanlarýyla alakalý bazen de alan dýþý. 8 çocuklu olmasýna karþýn kendine muhakkak zaman ayýrdýðýný söyleyen Dr. Gülhaným, tam bir kitap kurdu. Hastanede, evde küçük boþluklarda, akþamlarý bir saat ve gece 3-5 arasý okuyacaðý dört farklý kategoride kitaplarý var. Onu bu hayatta rahatlatan tek þey ise gece sadece kendi nefesinin sesini duyarak okumak, okumak Hem de yerli ve yabancý edebiyat eleþtirileri, tezler, yazar hayatlarý. Emekli olduktan sonra yapacaklarý da þimdiden belli: Binlerce kitap okumak. Sohbetimiz biterken doktor annelere kritik bir soru soruyoruz: Çocuklarýnýzýn da doktor olmasýný ister misiniz? Cevap, dolaylý da olsa hayýr

NURULLAH KAYA Selin ve Serra nýn, millî okçumuz Zekiye Keskin Þatýr ýn hayatýnda önemli bir yeri var. Hayatýmýn 12 sinde hep çocuklarým var 12 yýllýk evli ve iki çocuk sahibi millî okçu Zekiye Keskin Þatýr, Ýster sporcu ol, ister kariyer sahibi, anne olduðun zaman hiçbir þeyin önemi olmuyor. diyor. Ç ocuk, eþ, iþ, ev derken bir de antrenmanlara vakit ayýrmak zorunda kalan sporcu annelerin hayli zor ve bir o kadar da ilginç yaþam hikâyeleri var. Ýþte o annelerden biri de Zekiye Keskin Þatýr. Okçuluk Millî Takýmý nýn deðiþmez isimlerinden Þatýr ýn 12 yýllýk mutlu bir evliliði var. Baþarýlý sporcunun Selin ve Serra adlarýnda 2 kýz çocuðu bulunuyor. Her kadýnýn bu duyguyu hissetmesi gerektiðinin altýný çizen Þatýr, anneliðin, bütün makamlarýn üstünde olduðuna dikkat çekiyor. Ýster sporcu ol, ister kariyer sahibi, anne olduðunuz zaman hiçbir þeyin önemi olmuyor. Sahada hedefi 12 den vurmaya odaklanýyorsunuz; ama hayatýnýzýn 12 sinde hep çocuðunuz ya da çocuklarýnýz bulunuyor. Bu þekilde daha mutlu, huzurlu ve güçlü oluyorsunuz. diyen millî sporcu, anne olarak sporculuðun zor olduðunu; ancak sporla da hayata baðlýlýðýnýn arttýðýný dile getiriyor. -Anne olduktan sonra spor kariyeriniz deðiþti mi? Spor yaparken daha cesaretli oluyorsunuz. Çünkü çocuklarýnýz size güç veriyor. Benim spor kariyerim anne olduktan sonra daha da yükseldi. Üst düzey spor yapan bayanlar, çocuk yapmayý ertelemesinler. Çünkü anne olmak sporu býrakmak anlamýna gelmiyor. Biraz ara verip devam etmek kondisyona zarar vermiyor. Kararlý ve istekli olmak çok önemli. -Bebeklerinizle sporu yürütebildiniz mi? Her iki bebekten sonraki ilk zamanlar hiç kolay olmadý. Doðumdan sonra antrenmanlarda çok yoruluyordum. Bebeðim 2 saatte bir acýktýðý için devamlý onun yanýna gidip geliyordum. Ayrýca, titiz bir anne olduðum için aksaklýk olmasýn diye fazla yýpranýyordum, çok þükür karþýlýðýný aldým. -Çocuklarýnýzýn bakýmýnda yardým aldýnýz mý? Anneye yardýmcý kiþi veya bakýcý son derece önemli. Kayýnvalidem benim için ciddi bir avantajdý. Kayýnvalidemin kreþte çalýþmýþ olmasý ve çocuk bakma konusunda ayný fikirleri paylaþmamýz, spor yapmamý kolaylaþtýrdý. Bu yüzden çocuklarýmý çok rahat baþka birine emanet edebiliyordum. Annem de yakýnýmdaydý. Gerektiðinde o da yardýmcý oldu. Çocuklarým sevgi dolu bir ortamda büyüdü, ben de spora devam edebildim. Ýnsanýn severek yaptýðý bir iþi anne olduðunda aniden býrakmasý çok zor. Üst düzey sporcu olmak için çok fedakârlýk yapýlýyor, uzun yýllar geçiyor. Hem anne hem sporcu olmak zor ve yorucu; ama imkânsýz deðil. Çok çalýþarak ve isteyerek baþarýlabilir. Bu þekilde çocuklar, ileride gurur duyacaklarý bir anneye sahip olabilirler. -Eþiniz de sizin gibi sporcu. Evde iþler daha zor olmuyor mu? Sporla birlikte mutlu bir aile yaþantýmýn olmasýnda eþim Serdar Þatýr ýn katkýsý çok büyük. 12 yýllýk evlilik hayatýmda benimle ayný sporu yapan eþim, yeri geldi arkadaþým, yeri geldi eþim, yeri geldi antrenörüm oldu. Verdiði desteði hiç eksiltmedi. Çocuklarýyla çok ilgili bir baba olduðu için yüküm daima hafifledi. Sporu býrakmak istediðim zamanlarda beni motive etti. Eþlerin desteði çok önemli, tek taraflý sporu devam ettirmek gerçekten çok zor. Allah eþimden razý olsun. -Çocuklarýnýz spor yapmanýzý kabullendi mi? Çocuklar bebekken (2 aylýk) spor yapmaya baþlanýrsa, çocuk bu iþi hayatýn normal süreciymiþ gibi algýlýyor. Çok küçükken gördükleri için kabullenmeleri zor olmadý. Fakat büyüdükçe sorun çýkarmaya baþladýlar. Benden ayrýlmak onlar için zor olmaya baþladý. Artýk ayrýlmak istemediklerini dile getiriyorlar. 2 sene 32 33

Türkiye yi yýllardýr baþarýyla temsil eden Zekiye Keskin Þatýr, 2005 Akdeniz Oyunlarý nda kýzý Serra ya hamileydi. ara vermiþtim, fakat 3 ay önce tekrar baþladým. Hem benim için hem kýzlarým için zor oldu. Ama istedikten ve fedakârlýk yaptýktan sonra Allah yardým ediyor. Aslýnda anne için de sporunu devam ettirmek kendi saðlýðý açýsýndan önemli. Mutlu bir anne, ailesini de mutlu edebilir. -Kýzlarýnýz ok atmak istiyor mu? Kýzlarým sporun içinde büyüyor. Þu an okula giden Selin, ok atmaya baþladý. Eðer kendisi isterse desteklerim, ama yapsýnlar diye de zorlamam. Spor yapýp yapmamalarý kendi tercihleri. Ok atmaya 16 yaþýnda baþladý Zekiye Keskin Þatýr, okçuluða, 16 yaþýndayken okullarýna gelen bir antrenör sayesinde baþlamýþ. Ýlk bir ay kimsenin eline ok ve yay verilmezmiþ, sadece lastikle alýþtýrmalar yapýlýrmýþ. Ama yeteneðinden dolayý daha ilk günden onun eline oku tutuþturmuþlar. Þatýr, o günleri gülümseyerek hatýrlýyor ve o zamanlar antrenörünün kendisi için Geleceðin Avrupa þampiyonu olacak dediðini anlatýyor. Her ne kadar okçuluk yüzünden gençlik yýllarýný arkadaþlarý kadar rahat geçiremese de o seçtiði yoldan çok memnun. Bugün eþi de kendisi de Anafen Koleji Spor Kulübü ne baðlý olarak yarýþýyor. Ýstanbul Ümraniye Atatürk Anadolu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi nde de beden eðitimi öðretmenliði yapýyor. 2008 Pekin de çocuðu olan tek Türk sporcuydu 2008 Pekin Olimpiyatlarý nda okçulukta Türkiye yi bayanlarda temsil eden tek sporcu olan Zekiye Keskin Þatýr, oyunlara 2 çocuðundan uzakta hazýrlanmýþ. Olimpiyatlarda Türkiye adýna yarýþan sporcular arasýnda anne olan tek sporcu Þatýr, çocuklarýnýn, farkýnda olmasalar da kendisi için büyük fedakârlýk yaptýklarýný belirtiyor. Daha önce 2000 Sydney ile 2004 Atina Olimpiyatlarý nda da millî formayý giyen Þatýr, Olimpiyatlara genellikle Antalya da hazýrlandým. Kýzlarýma Ýstanbul da anneanneleri baktý. Eþim de okçu olduðu için kamp ve yarýþmalar nedeniyle çocuklarla fazla ilgilenemiyor. Kamp yoðunluðu nedeniyle ayda 5-6 gün çocuklarýmý görebiliyordum. Onlarý çok özlüyordum. Çocuklar için de zor oluyordu. Benim için farkýnda olmasalar da fedakârlýk yapýyorlar. Yarýþmalarda kazanýnca da seviniyorlar. diyor. Bebek tekme attý, hedefi þaþýrdý Zekiye nin anne olduktan sonra yaþadýðý birçok unutulmaz hatýrasý var. Onlardan biri, ikinci çocuðuna hamileyken (7 buçuk aylýk) katýldýðý 2005 Akdeniz Oyunlarý. Millî sporcu, ilk hamileliði tehlikeli geçtiði için, uzun süre spordan ayrý kalmýþ. Hatta 23 kilo birden almýþ. Ýkinci hamileliðinde benzer bir korkuyu yaþarken daha rahat bir süreç geçirmiþ, hatta performansý dahi artmýþ. Antalya da düzenlenen Uluslararasý Altýn Ok Okçuluk Þampiyonasý nda tam oku atarken bebeði karnýný tekmelediði için hedefi þaþýrmýþ. Ayný þey 2005 Akdeniz Oyunlarý nda da baþýna gelmiþ. Fakat bu tekmelere alýþan Þatýr, gümüþ madalya kazanmýþ. 34

EMÝN AKDAÐ Tüp bebeðin ABC'si... Türkiye, yardýmcý üreme tekniklerinde dünya ölçeðinde baþarýlý sonuçlar elde eden çok sayýda merkeze sahip. En son geliþmeler anýnda hayata geçiriliyor. Ancak halk kýsýrlýk konusunda hâlâ çok bilgisiz. Yani manipülasyona açýk. T ýpta infertilite' kelimesiyle adlandýrýlan kýsýrlýk sebebiyle, çiftlerin yüzde 15'i evlat özlemiyle yanýyor. Bu bir hastalýk; diðerleri gibi teþhis edilmesi, ardýndan da problemin kaynaðýna inilmesi gerekiyor. Halk arasýndaki bazý yanlýþ ama yaygýn inanýþlar, tedaviye giden yollarý engelleyebiliyor. En temel yanýlgýlardan biri, 'erkek cinsel açýdan saðlýklýysa kýsýrlýk mutlaka kadýn kökenlidir.' Oysa meni ile erkek üreme hücresi (sperm) tamamýyla birbirinden farklý unsurlar. Tek ortak yanlarý, hücrenin meniyle dýþarýya atýlmasý. Üreme için; erkeklik hücresinin hareketliliði, saðlýklýlýðý ve sayýsýndaki yeterlilik çok önemli. Kýsýr ailelerin yüzde 40'ýnda sorun erkekte. Yüzde 40'ýndaysa kadýnda. Yüzde 20'sinde de; ya her ikisi de tedaviye muhtaç ya da bilinen herhangi bir sebep belirlenebilmiþ deðil. Bayan kýsýrlýðýndaki çoðunluðu tüplerdeki týkanýklýlýk oluþturuyor. Bu rahatsýzlýk kadýn üreme hücresi yumurta ile erkek üreme hücresinin buluþmasýna; dolayýsýyla da döllenmeye imkân tanýmýyor. Zaten yardýmcý üreme tekniklerindeki devrim, bu safhaya müdahaleyle gerçekleþiyor. Týbbýn bu konuyla alakalý uzmanlarý, tüplerdeki sýkýntýyý nasýl aþarýz diye düþünürken, çiftlere ait yumurta ve spermin laboratuvar ortamýnda birleþtirilmesi fikri geliþtiriliyor. Deneysel çalýþmalar baþarýyla sonuçlanýyor ve 1978 yýlýnda dünyanýn ilk tüp bebeði (Loise Brown) Ýngiltere'de doðuyor. Türkiye'deki ilk tüp bebek ise Prof. Dr. Erol Tavmergen ve ekibinin takibiyle 18 Nisan 36