SOME THOUGHTS ON EDUCATIONAL SCRIPT, A SYSTEMS APPROACH



Benzer belgeler
Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı

EĞİTİM TEKNOLOJİSİ VE İLETİŞİM

Öğretim içeriğinin seçimi ve düzenlenmesi

Eğitim Bilimlerine Giriş

Program Geliştirme ve Öğretim. Yard. Doç. Dr. Çiğdem HÜRSEN

Uzaktan Eğitimin Temelleri. Temel Kavramlar

ÖĞRETİM YILI BAHAR DÖNEMİ EBY718 EĞİTİM TEKNOLOJİSİ VE TEKNOLOJİ LİDERLİĞİ 1. Hafta Ders Notu

Sunuş yoluyla öğretimin aşamaları:

EĞĠTĠM TEKNOLOJĠLERĠNDE TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme

Temel ve Uygulamalı Araştırmalar için Araştırma Süreci

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI Yrd. Doç. Dr. FATİH ÇINAR TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim teknolojisi

Medya Metin Yazarlığı (PR 427) Ders Detayları

Uzaktan Eğitimde Yayın Yolu ile Öğretim Ortamları ve Teknolojileri. Erdal Gökhan KAPUCUOĞLU Ali AKIN

Okul Temelli Mesleki Gelişim Nedir?

Endüstri Grafiği (GRT374 ) Ders Detayları

Animasyon II (GRT482 ) Ders Detayları

İnsanlar, tarihin her döneminde olduğu gibi bundan sonra da varlıklarını sürdürmek, haberleşmek, paylaşmak, etkilemek, yönlendirmek, mutlu olmak gibi

Seçmeli () Ders Detayları

Animasyon I (GRT481) Ders Detayları

ÖZEL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ II

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı

SINIF REHBERLĠĞĠ PROGRAMI. Prof. Dr. Serap NAZLI

HABERCİLİĞİN TEMEL KAVRAMLARI

Fatma Özer & Hümeyra AKMAN

T.C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Görüntü ve Ses İşleme (SGT 424) Ders Detayları

T.C. Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Öğretmenlik Uygulaması-I Dersi Kılavuzu. Şubat, 2015 İZMİR

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme İLETİŞİM

Uzaktan Eğitim. Öğr. Gör. Fırat YÜCEL Akdeniz Üniversitesi Enformatik Bölümü

Bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler karşısında okullarda ve iş yerlerinde

CP PT-COMENIUS-C21

Eğitimde Program Geliştirme Süreci

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

4/9/15. Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı. Görsel Materyalleri Tasarlama Süreci Görsel Tasarımın Unsurları. Görsel Unsurlar: Gerçekçi

AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME

Veri Toplama Teknikleri

1. Çocukları Tanıma Çocukların fiziksel özelliklerini tanıma Çocukların sosyo-ekonomik özelliklerini tanıma

Sinema ve TV Grafiği (GRT472 ) Ders Detayları

3. Yazma Becerileri Sempozyumu

YARATICI YAZMA TEKNİKLERİ GÜZ, 2017

Uzaktan eğitim nedir? Uzaktan eğitim etkili mi? Uzaktan eğitim teknolojileri nelerdir? En iyi uzaktan eğitim teknolojisi hangisidir?

Öğrencilerin Üst Düzey Zihinsel Becerilerinin Belirlenmesi. Öğrenci Portfolyoları

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ TEMEL EĞİTİM BÖLÜMÜ OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre

Ders Adı : ÖĞRETİM TEKNOLOJİSİ VE MATERYAL TASARIMI Ders No : Teorik : 2 Pratik : 2 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri.

EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI EĞİTİM PROGRAMLARI VE ÖĞRETİM BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM ÖĞRETİM PLANI

elif bengü Bölüm 4 İLETİŞİM VE EĞİTİM

Tasarım Psikolojisi (GRT 312) Ders Detayları

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

Yöntem nedir? Öğretim yaşantılarının desenlenmesi, uygulanması ve değerlendirilmesi aşamalarında bilinçli olarak seçilen ve izlenen düzenli yoldur.

TEKNOLOJI ve MEDYA. We shape our tools, and thereafter our tools shape us. McLuhan (1995)

Prof. Dr. Serap NAZLI. BİREYİ TANIMA TEKNİKLERİ-Testler

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı

BİLGİ SİSTEMLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ

Grafik Tasarım III (GRT301 ) Ders Detayları

Medya ve Siyaset (KAM 429) Ders Detayları

Grafik Tasarım V (GRT401 ) Ders Detayları

PROJEYİ OLUŞTURAN ÖĞELER PROJE RAPORU YAZMA

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI

1. ÖRNEKLEME VE ARAŞTIRMA PROBLEMİNE UYGUN ÖRNEKLEME YAPMA

Çocuğun gelişimde en önemli kaynak ailedir.çocugun kalıtımla getirdiği özelliklerin ne kadar gelişeceği, nasıl biçimleneceği ve daha sonraki yılları

BİLİMSEL ARAŞTIRMA NASIL YAPILIR I YRD. DOÇ. DR. İBRAHİM ÇÜTCÜ

Yrd. Doç. Dr. Nuray Ç. Dedeoğlu İlköğretim Matematik Eğitimi İlkokul Matematik Dersi Öğretim Programı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I

Giresun Eğitimde İyi Örnekler Çalıştayı 2015

İLETİŞİM NEDİR? SINIFTA İLETİŞİM

VERİ TOPLMA ARAÇLARI

GÖKKUŞAĞI KOLEJİ ÖZEL ÖĞRETİM İHTİYAÇLARI POLİTİKASI

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS Ön Koşul Dersler

T.C. Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Öğretmenlik Uygulaması ve Öğretmenlik Uygulaması-II Dersleri Kılavuzu. Şubat, 2015 İZMİR

Planlama Nedir? Planlama Ne Değildir? Başarılı Bir Plan Pazarlama Planlaması

EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları. Prof. Dr. Tevhide Kargın

7. BİREYİ TANIMA TEKNİKLERİ. Abdullah ATLİ

Pazarlamanın Önemi. Toplumsal açıdan önemi. İşletmeler açısından önemi. Para Uzmanlık Pazar - 1. BBY 465, 6 Ekim 2015

İllüstrasyon (GRT 303) Ders Detayları

Araştırma Metodları ve İletişim Becerileri (MMR 501) Ders Detayları

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

GAZETECİLİK ALANI. Bu faaliyet sonucunda gazetecilik alanındaki meslekleri tanıyabileceksiniz.

Dersin Adı D. Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 IV Ön Koşul Dersler

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI

ÖĞRENME PERFORMANSINI YÜKSELTME PROJESİ

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TEZ ÖNERİSİ HAZIRLAMA KILAVUZU

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Çocuk Edebiyatı SNFS Ön Koşul Dersler

İzmir Ekonomi Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü

Beceri eğitimi. EÜ Dişhekimliği Fakültesi Eğitici Eğitimi Kursu 7 Kasım 2007

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

Bireyselleştirilmiş Eğitim Programları-BEP. Arş. Gör. Canan SOLA ÖZGÜÇ 7. Hafta

İletişimin Sınıflandırılması

İNSAN KAYNAKLARI PERFORMANS YÖNETİMİ NEDİR?

Siyaset Psikolojisi (KAM 318) Ders Detayları

*Her aşamadaki tanılamada, bireyin eğitsel. *Ayrıca özel eğitim gerektiren öğrencilerin normal

Bilim ve Bilimsel Araştırma

1.Bireyden Kitleye. 2.Habere İlk Adım: Gazete. 3.Her Yerdeki Ses: Radyo. 4.Düş mü, Gerçek mi?: Sinema. 5.Evdeki Dünya Televizyon

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BİRİMİ ÇALIŞMALARI

Transkript:

İçindekiler Coşgül Yüksel 4-16 Eğitim Senaryosu Üzerine Bazı Düşünceler Bir Sistemler Yaklaşımı- Celalettin Aktaş 17-21 Journalism in The Age Of The Internet Abdülgani Arıkan 22-29 Yedi Oniki Yaş Grubu Çocuklara Çizgi Film Yöntemi İle Müze Eğitiminin Verilmesi Selçuk Hünerli 30-34 Development Of Animation in Turkey Zakir Avşar 35-49 Medyada Klasik Etik Kodlar Bir İllüzyon mu? Osman Akandere 50-67 Mustafa Kemal Paşanın Milli Mücadele Lehine Kamuoyu Oluşturma Çabaları: Bazı İstanbul Gazeteleri Muhabirleriyle Yaptığı Mülakat ve Verdiği Demeçler Nebahat Akgün Çomak 68-73 Kitle İletişim Araçları ve Dil Sorunları Bağlamında Sözcüklerle Yabancılaşma Bülent Çiftpınar 74-78 Çağrışımın Dil Öğrenimindeki Yeri Erdem Taşdemir 79-95 Basının Kamuoyu Oluşturma Fonksiyonu Doğrultusunda Siyasi Partilere Yaklaşımı (1995 Ve 1999 Genel Seçimleri Örneği) Abdullah Koçak 96-103 Siyasal Davranış ve Kamuoyu Enderhan Karakoç 104-109 Sosyal Bir Değer Olarak Tüketim İbrahim Toruk 110-124 Yeni Meram ve Yeni Konya Gazetelerinin Anlatımı Üzerinden Konya daki Sosyal, Politik ve İktisadi Ortam (1970-1980 Dönemi) Kadir Canöz 125-137 Halkla İlişkiler Faaliyetlerinin Başarıya Etkisi: Örnek Kuruluş Bayındır Tıp Merkezi Sema Yıldırım Becerikli 138-148 Kurum İçi Halkla İlişkiler Faaliyetleri İçin Alternatif Bir Yöntem: Sosyodrama Ömer Bakan 149-160 Halkla İlişkiler Faaliyetleri İçinde Kamuoyu Araştırmalarının Yeri Ahmet Yalçın Kaya 161-167 Dünya da Ve Türkiye de Basının Gelişimi İle Türk Basınında Sporun Haber Öğeleri Açısından İncelenmesi

EĞİTİM SENARYOSU ÜZERİNE BAZI DÜŞÜNCELER -BİR SİSTEMLER YAKLAŞIMI- Coşgül YÜKSEL * ÖZET Tüm dünyada ve ülkemizde artan eğitim talebine yanıt verebilmek amacıyla geliştirilen sistemlerden biri uzaktan eğitim sistemidir. Bu sistemin önemli ayaklarından biri de televizyon yayınlarıdır. Bu ortam, dağıtım teknolojisine bağlı olarak, hedef kitlesiyle tek yönlü iletişim kuran bir ortamdır. İşte bu ortam kullanılarak gerçekleştirilen öğrenme-öğretme sürecini daha etkili kılmak için yapılması gerekenler bu çalışmanın sorununu oluşturmaktadır. Bir başka söyleyişle; bu çalışmada, uzaktan eğitim sistemi içinde diğer ortamları desteklemek ve zenginleştirmek amacıyla hazırlanan ve tek yönlü iletişim ile öğretim yapan televizyonun, sınırlılıkları ve olanakları dikkate alınarak, belirlenen öğrenme-öğretme ilkeleri doğrultusunda oluşturulan bir senaryonun, öğretici olabilmesi için, gerekli ilkeler belirlenmeye çalışılmıştır. Anahtar Sözcükler: Sistemler Yaklaşımı, Uzaktan Eğitim Sistemi, Eğitim Senaryosu SOME THOUGHTS ON EDUCATIONAL SCRIPT, A SYSTEMS APPROACH ABSTRACT One of the systems developed in order to meet the gradually increasing demand for education in Turkey and in the whole world is distance education. One of the important elements of this system is television broadcast. This medium, depending on the technology of distribution, gets in one-sided touch with its target mass. What needs to be realized in order to make learning/teaching process more efficient using this medium is the subject matter of this study. In other words, this study aims at defining necessary instructional principles of the educational script, which is prepared to support and to make richer the other systems within the system of distance education, and which is formed for TV broadcast, a one-sided communication medium in education. In doing this, the teaching principles, determined according to limitations and possibilities of TV in the script writing process were taken as guidelines. Key Words:Systems Approach, Distance Education System, Educational Script GİRİŞ Günümüzde demografik, bilimsel, ekonomik, sosyal ve siyasal nitelik taşıyan etkenler eğitimi de doğrudan etkiler. Örneğin en temelde bilimsel gelişmelere dayalı olarak yaşanan bilgi patlaması, birey için, ulus için ve dünyada yaşayan tüm insanlar için eğitimi günümüzde olmazsa olmaz bir koşul haline getirir. Birey, yaşadığı sosyal çevre içinde varolabilmek için, ulus da dünya toplulukları içinde söz sahibi olabilmek için bu koşulu yerine getirmek zorunda hisseder kendisini... Hızla artan nüfus da dikkate alındığında, toplumların eğitim talebinin ne denli büyük olabileceğini düşünmek güç değildir. Tüm dünyada ve ülkemizde bu talebe yanıt verebilmek amacıyla geliştirilen sistemlerden biri de uzaktan eğitim sistemidir. Bu sistemde kullanılan eğitim ortamlarından biri televizyon yayınlarıdır. Bu ortam, dağıtım teknolojisine bağlı olarak, hedef kitlesiyle tek yönlü iletişim kuran bir ortamdır. İşte bu ortam kullanılarak gerçekleştirilen öğrenme-öğretme sürecini daha etkili kılmak için yapılması gerekenler bu çalışmanın sorununu oluşturmaktadır. Bir başka söyleyişle; bu çalışmada, uzaktan eğitim sistemi içinde diğer ortamları desteklemek ve zenginleştirmek amacıyla hazırlanan ve tek yönlü iletişim ile öğretim yapan televizyonun, sınırlılıkları ve olanakları dikkate alınarak, belirlenen öğrenme-öğretme ilkeleri doğrultusunda oluşturulan bir senaryonun, öğretici olabilmesi için, gerekli ilkeler belirlenmeye çalışılacaktır. 1.1. Sorun İnsan. İnsanbilimci Carleton Coon un ifadesiyle... vahşi ateşe gem vurmayı öğrenen, usta bir avcı olmayı, dertlere deva bulmayı, toprağı ekip biçmeyi ve hayvanları evcilleştirmeyi başaran; tekerleği, madenciliği, yazıyı keşfedip uygarlıklar kuran, imparatorluklar yıkan, topu-tüfeğiyle dünyayı ele geçirip, fezayı kuşatmaya hazırlanan... bir canlı (Aktaran: Güvenç 1984:2). Yeryüzünde cansız, canlı ve canlı- * Yrd. Doç. Dr., Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi

üstü olarak sıralanabilecek varlık alanlarından canlılar dünyasının milyonlara varan türlerinden yalnızca biri. Ama sıradan, herhangi birisi değil. Çünkü insan, kendi ötesinde pek çok canlı-üstü alanlar yani kültürler ve uygarlıklar yaratmış bir canlı. İnsanların yarattığı kültürler ve uygarlıklar ise kuşaktan kuşağa kültürleme dediğimiz bir süreçle gelişir. Kültürleme, kişinin doğumundan ölümüne değin kendi toplumunun kültür içeriğini öğrenmesi, toplumca istenen, beklenen insan olma sürecidir. Kültürleme en geniş anlamda (toplumsal boyutlu) eğitimdir (Güvenç 1984:328). Cevat Alkan ın (1977:4) ifadesiyle İnsanın biyolojik bir varlık olarak dünyaya gelişiyle yaşadığı topluma insan olarak katılması arasındaki köprü, eğitimdir. Eğitime yaşam boyu süren bir süreç olarak bakacak olursak, formal ve formal olmayan eğitim gibi iki ayrım karşımıza çıkar. Formal olmayan eğitim, yaşam içinde kendiliğinden oluşan bir süreçtir. Formal eğitim ise amaçlıdır, önceden hazırlanmış bir program doğrultusunda planlı olarak yapılır ve öğretim yoluyla gerçekleştirilir (Fidan ve Erden1998:2). İşte formal olarak tanımladığımız eğitim biçimi, çok uzun yıllar seçkin kesimin yararlanabildiği bir eğitim biçimi olur. Halkın formal eğitimden yararlandığı zamanlardan söz edebilmek için, insanın bir birey olduğunu kavrayıp sormaya, sorgulamaya başladığı zamanları, Rönesans ı, aydınlanmayı beklemek gerekir. Soran, sorgulayan kısaca kendini tanıyıp, bir birey olduğunu kavrayan insanın, en temel taleplerinden biri de eğitime yönelik taleplerdir. Bu dönemlerde gelişmeye başlayan ulus devlet anlayışına göre de halkın eğitimi öncelikli bir konudur. Bu anlayışa göre eğer bir ulus, gelişmek, dünyada söz sahibi olmak istiyorsa halkını eğitmelidir. Böylece bir yandan halk eğitiminin devlet politikası olarak benimsenmesi, bir yandan da bireyin giderek artan eğitim talepleri, tüm dünyada eğitim konusunda yeni bir anlayışı ortaya çıkarır. Bu anlayış, ekonomik olanakları, sosyal durumu, yaşı, cinsiyeti ne olursa olsun herkesin istek ve ilgisi doğrultusunda eğitimden yararlanması gerektiğidir. Bilginin gerek birey, gerekse uluslar için varolma koşulu olarak önem kazanmasının yanı sıra artan eğitim talebine, önceleri, geleneksel yöntemlerle çözümler üretilmeye çalışılır. Okul patlaması olarak tanımlanan gelişme, bu anlayışın bir sonucudur (Hızal 1993:1). Geleneksel yöntemlerle eğitim talebine tam anlamıyla yanıt verilememesi, farklı seçenekler aramayı gerekli kılar. Böylece öğrenciyi merkeze alan, daha esnek, gereksinimlere uyarlanmış, daha özgür öğretme-öğrenme ortamları düzenlemenin koşulları aranmaya başlanır. İşte tüm dünyada ve ülkemizde bu yeni anlayışa yanıt verebilmek amacıyla geliştirilen sistemlerden biri de uzaktan eğitim sistemi olur. Teknolojik gelişmelere dayalı olarak geliştirilen bu sistem; farklı ortamlarda bulunan öğrenci ve öğretmenlerin, öğrenme faaliyetlerini, iletişim teknolojileri ve posta hizmetleri ile gerçekleştirdikleri bir eğitim sistemi modelini ifade eder (İşman 1998:23). Uzaktan eğitim sisteminde kullanılan ortamlar 1- basılı materyal, 2- yayın ve 3- yüz-yüze etkileşim olmak üzere üç boyutlu bir nitelik arz etmektedir (Alkan 1996:245). Alkan (1996) ikinci boyut olarak tanımladığı yayın yoluyla öğretimin radyo, televizyon, tele-konferans, bilgisayar ağları, viewdata ve teletext gibi ortamları içerdiğini ve bu ortamların diğer ortamlarla yapılan etkinlikleri destekleme ve zenginleştirme işlevi üstlendiklerini belirtir. Bu öğrenme ortamları da dağıtım teknolojilerinin farklılıklarına göre kendilerine özgü sunum biçimlerine sahiptirler. Örneğin, televizyon gibi tek bir ortam bile farklı dağıtım teknolojilerine bağlı olarak (uydu, video kaset gibi) farklı iletişim biçimlerini gündeme getirmekte ve dolayısıyla bilginin sunumu da her bir ortamın kendine özgü niteliklerine göre biçimlenmektedir (Bates 1995:31). Daha da özele inip baktığımızda iletişimin tek yönlü olduğu dağıtım modeline göre yapılacak televizyon eğitim programının yapı ve biçeminin farklı olması gerekebilir. Peki bu televizyon eğitim programlarının yapı ve biçemlerinin belirlenmesinde hangi ölçütler kullanılacaktır? Bu ölçütlerin belirlenmesi için doğru soruların sorulup somut, açık yanıtların verilmesi gerekir. William Van Nostran; Neyi, Kime, Hangi amaçla söylemek istiyorsunuz? sorusuna verilen yanıtlara göre yapı ve biçemin belirleneceğini söyler. Hemen ardından bu soruyu ayrıntılandırır ve 1- Neyi söylemek istiyorsunuz sorusuna verilecek yanıt, sunumun içeriğiyle ilgili bilgileri; 2- Kime sorusuna verilecek yanıt, izleyicilerle ilgili bilgileri; 3- Hangi amaçla sorusuna verilecek yanıtın ise programın yapılış amaçlarıyla ilgili bilgileri; sağlayacağını belirtir (Nostran 1983:20). Bu ve buna benzer sorular sorup bunlara basit ve mantıklı yanıtlar verebilmek ise konuya bilimsel düşünceyle yaklaşmayı, sistemler yaklaşımını gerektirir.

Sistemler yaklaşımı ise temel olarak bir düşünme biçimidir. Bir kişiye gerçek gereksinimlerini analiz etme, yenilikçi bir tasarım yapma ve eleştirel bir değerlendirme için gerekli görme gücünü sunan bir düşünme biçimi. Bir düşünme biçimi olmasının yanı sıra sistemler yaklaşımı, karmaşık sorunların çözümlenebilmesi, uygun çözümlerin düzenlenebilmesi ve uygulanabilmesi için sistematik bir süreci de kapsar (Romiszowski 1996:38). Sistemler yaklaşımına yönelik bu açıklamaları eğitime uyguladığımızda ise... iletişim ve öğrenme-öğretme kuramları ile ilgili araştırmalara dayalı, insan ve insan olmayan kaynakları birlikte kullanarak, öğrenme-öğretme etkinlikleri bütününün belirli özel amaçlar açısından sistemli biçimde desenlenmesi, yürütülmesi ve değerlendirilmesi olarak tanımlanabilir (Alkan 1995:114). Sistemler yaklaşımını, öğretim materyallerinin tasarımlanmasını, geliştirilmesini, etkili öğretim materyalleri elde edilmesini ve bunlara bağlı olarak öğrenmenin en üst düzeyde gerçekleşmesini sağlayabilen süreç- kurallar bütünüdür, diye de belirtmek olanaklıdır (Hızal 1983:36). Bu bakış açısıyla; uzaktan eğitim sisteminde basılı malzeme, yüzyüze eğitim gibi ortamları desteklemek amacıyla kullanılan eğitim televizyonu sistemi de öğrenme-öğretme etkinlikleri bütününün, belirli özel amaçlar açısından sistemli bir biçimde desenlendiği, yürütüldüğü ve değerlendirildiği bir sistemdir. Bir başka söyleyişle; sistemi girdilerin belli bir süreçten geçerek çıktılar haline dönüştüğü bir süreç olarak alırsak, eğitim televizyonu sistemine de öğretim görevi doğrultusunda hazırlanan bilgilerin, belli bir süreçten geçerek öğrenme biçiminde çıktılara dönüştüğü bir sistemdir, diyebiliriz. Eğitim televizyonu sisteminin alt sistemlerinden olan yapım sistemi ise planlama, hazırlıklar ve televizyona uyarlama gibi alt sistemlerden oluşur. Planlama ve hazırlıklar dediğimiz sistemlerin özünde ise senaryo yazım süreci vardır. Bir başka söyleyişle, televizyon programının yapımı senaryoya bağlıdır (Künüçen 1996:395). O halde eğitim senaryosu oluşum süreci, öğretim görevi doğrultusunda giren bilgilerin, belli bir süreçten geçerek, eğitim senaryosu biçimde çıktılara dönüştüğü bir sistemdir, denebilir. Bir senaryo yazım sürecinin ve bu süreci oluşturan alt sistemlerin, öğretme-öğrenme ve iletişim kuramları dikkate alınarak, özellik ve niteliklerinin belirlenmesinin, televizyon programlarının öğretici niteliğini olumlu yönde etkileyeceği düşünülmektedir. Bu da çalışmanın sorununu oluşturmaktadır. 1.2 Amaç Bu doğrultuda çalışmanın amacı; sistemler yaklaşımıyla, bir eğitim televizyonu senaryosunun oluşum öğelerini ve eğitim televizyonu programının öğretici olabilmesi için bu öğelerin nasıl işlemesi gerektiğini ortaya koymaktır. Bu genel amaç doğrultusunda; sistemler yaklaşımı içinde, eğitim senaryosu oluşum sürecini oluşturan alt sistemlerle ilgili şu soruların yanıtları aranacaktır. - Araştırma aşamasında; İçerik araştırması nedir? Nasıl yapılır? Hedef kitle araştırması nedir? Nasıl yapılır? - Hazırlık aşamasında; Program amaçları nedir? Nasıl saptanır? İçeriğin ana hatları nasıl belirlenir? - Yazma aşamasında; Program yapısının ve biçeminin belirlenmesi sırasında yapılması gerekenler nelerdir? Taslak senaryo nedir? Nasıl hazırlanır? Senaryo yazarken özen gösterilmesi gereken noktalar nelerdir? - Değerlendirme aşamasında; Senaryo değerlendirmesi nedir? Nasıl yapılır? 1.3. Sayıltılar Eğitim televizyonu yapım sisteminde çıktıyı etkileyecek en önemli sürecin senaryo süreci olduğu, Kullanılan dağıtım teknolojilerinin, eğitim televizyonu programının biçem ve yapısını, bağlı olarak bu programın ortaya çıkarılacağı senaryonun yapı ve biçemini doğrudan etkileyeceği varsayılmıştır. 1.4. Sınırlılıklar

Bu çalışma, Yayın yoluyla hedef kitleye ulaşan ve bu özelliği nedeniyle hedef kitlesiyle tek yönlü iletişim kuran eğitim televizyonunun senaryo oluşum süreciyle sınırlıdır. 2. KURAMSAL DAYANAKLAR İletişim, insan yaşamının her alanında yer almasına karşın tanımlanması güç ya da başka bir söyleyişle dikkate alınan varsayımlara göre pek çok biçimde tanımlanan bir olgu. Fiske (1996:16) varsayımlarını belirledikten sonra iletişimi iletiler aracılığıyla toplumsal etkileşim biçiminde tanımlıyor. Yine bireyler arasında anlamları ortak kılma süreci, bir kaynağın bir iletiyi bir kanal üzerinden bir alıcıya iletme süreci iletişime ilişkin tanımlardan bazıları. Tanımların sayısını arttırmak olası. Ancak tanımlara bakıldığında oluşturulan varsayımların iki temele dayandırıldığı görülür. Bu temellerden biri, iletişimi bir eylem olarak alıp süreci inceleme yolunu seçerken, diğeri iletişim sırasında ortaya çıkan ürünleri araştırma konusu yapar. Nitekim, Fiske (1996), iletişimi iletilerin aktarılması olarak gören okulu süreç okulu olarak ele alırken, anlamların üretimi ve değişimi olarak gören okul için ise göstergebilim etiketini kullanacağını belirtir. Süreç okulu, kaynak ve alıcının iletiyi nasıl kodladığı, kod-açımının nasıl yapıldığı ile ilgilenir. İletişimi, bir kişinin diğerinin davranışını ya da zihinsel durumunu etkileme süreci olarak görür (Fiske 1996:16). Kısaca, Fiske nin süreç okulu olarak isimlendirdiği iletişim modellerinin ilgi alanını, bir iletinin gönderilme süreciyle ilişkili olan araç, kanal, aktarıcı, alıcı, gürültü ve geri besleme kavramları oluşturur. Westley-Maclean modeline baktığımız zaman da temel bileşenlerinin anılan kavramlar olduğu görülür. -fba X 1 > X 2 > X 3 X 1 > X 2 > X 3 > n X 3 fca X ı A C B X ıı > X 3 c -fbc > X 4 > X 4.. >. X Şekil 1: Westley-Maclean Kitle İletişim Modeli (Fiske 1996:55). Modelde X, çevrede yer alan pek çok olay, düşünce, nesne ve insan yerine kullanılır. Bunlara uyaran demek de olasıdır. Modelin bileşenlerinden olan A ise iletileri bir amaca yönelik olarak seçen ve ileten kişilik ya da sosyal sistemdir. Westley-Maclean ın, Newcomb un ABX modelini alarak uyarlamalarıyla oluşturdukları C de, B lerin gereksinim duyduğu bilgiyi seçip, ortak anlamları içeren sembollere dönüştürerek kanal ya da araçla B ye iletmek gibi işlevleri üstlenir. C nin seçtiği iletiler, amaca yönelik olabildiği gibi, bir amaç taşımayabilirler. B de bir kişi, bir grup ya da tüm sosyal sistemdir. Westley- Maclean, modele geri besleme de eklerler. Bu modeli özünde bir iletişim süreci olan, tek yönlü dağıtım kanalını kullanan eğitim televizyonu sistemine uyarladığımız zaman, karşımıza şöyle bir süreç çıkar;

Burada X ler, öğretilecek içeriği oluşturan konulardır. A ise alan uzmanıdır. Bir başka söyleyişle, öğretim yapılan konuda verilmesi gerekli konuları seçen, içeriği belli bir akışa göre düzenleyen kişi ya da kişilerdir. Belli bir amacı vardır. Hedef kitlede istendik davranışlar oluşturmak nedeniyle böyle bir iletişime girer. B, öğretim programına katılıp sonuçta öğrenme eylemini ve bağlı olarak davranış değişikliği gösterecek hedef kitledir. Bu modelde yer alan C ise aracın yani televizyonun sunduğu olanaklara göre ve sınırlılıklarını da dikkate alarak, bilgiyi seçip ortak anlamları içeren sembollere dönüştürerek, araçla B ye gönderen ekiptir. Bir başka söyleyişle eğitim televizyonu ekibidir. Geri besleme, B den yani öğrenciden C ye, ya doğrudan bağlantı yoluyla ya da izleyici araştırması yoluyla gelebilir. Ya da öğrenciden kaynağa yani A ya bilgi gelir. Bu genellikle sınav sonuçları şeklinde gelen bilgidir. Bir diğer geri besleme ise eğitim televizyonu ekibinden konu uzmanına gelen bilgidir. Çalışma açısından bu noktada sorulması gereken sorular şunlardır; 1. C, A nın dersin kapsamına göre hazırladığı bilgiler arasından televizyona uyarlamak için seçim yaparken, hangi ölçütleri kullanacaktır? Bu sorunun yanıtlanabilmesi için öncelikle aracın yani televizyonun öğrenme-öğretme ortamı olarak nasıl bir araç olduğunun belirlenmesi gerekecektir. 2. Eğitim televizyonu açısından bakıldığında, iletişimin gerçekleşebilmesi, bir başka söyleyişle öğrenmenin gerçekleşebilmesi için semboller nasıl düzenlenmelidir? Bu sorunun yanıtını verebilmek için de öğrenme-öğretme kuramları doğrultusunda belirlenmiş genel eğitim ilkelerini gözden kaçırmamak gerekecektir. 2.1. Televizyon Nasıl Bir Araçtır? Araç, genelde iletiyi kanal aracılığıyla aktarabilecek bir sinyale dönüştüren teknik ya da fiziksel bir nesne olarak algılansa da, bu çalışmada aracın taşıdığı anlam, Fiske nin (1996:36) temsili araçlar olarak isimlendirdiği, genelde iletişim ürünleri üreten ve bir metin yaratmak için kültürel ve estetik uzlaşımları kullanan bir araç olarak ele alınmaktadır. Bu bakış açısıyla televizyonun özellikleri şöyle sıralanabilir; 1. Televizyon elektronik bir araçtır. Televizyonun bu özelliğinin çalışma açısından önemi, izleyicinin psikolojik olarak, görüntüyü yaşayan resimler biçiminde algılıyor olmasıdır. Bu da izleyicinin televizyonla kurduğu iletişim biçimini daha da kişileştirir. Bir başka söyleyişle, elektronik bir araç olması nedeniyle, örneğin izlemek için film gibi özel bir ortam gerektirmemesi, tek başına ya da daha kişisel ortamlarda izlenebilme olanağı sunuyor olması, izleyici için televizyonu çok özel anların bile paylaşılabildiği, hemen ulaşılabilecek, tanıdık bir araç durumuna getirir. 2. Televizyon hareketli görüntü sunabilen bir araçtır. Görüntülerin anlatabileceğini, konuşan kafalara anlattırmadan önce düşünülmesi gereken, her zaman anımsanması gereken bir özelliktir. 3. Televizyon görsel-işitsel bir araçtır. Müzik, ses efektleri, konuşmalarla resimlerin birleşmesi, her birinin tek başına yaratacağı etkiden daha fazlasını ortaya çıkaracaktır. 4. Televizyon kişisel bir araçtır. Televizyon, sinema perdesiyle kıyaslandığında oldukça küçük olan ekranına bağlı sıkıntıların üstesinden, close-up denilen, bir kişinin baş ve omuzlarını estetik olarak TV çerçevesini yerleştiren çekimle gelir. Çerçevelenen görüntünün tümüyle ekranı doldurması ve izleyen kişiye doğrudan hitap ediyormuş gibi bir izlenim yaratması, televizyonu kişisel bir araç haline getirir. 5. Televizyon 3x4 boyutlarında bir araçtır. Televizyon görüntüsü her zaman 3 e 4 oranında yatay bir görüntü verir. Yükseklik ve genişlik arasındaki bu ilişki, televizyon grafiklerinin her zaman 3x4 oranındaki yatay bir formatta oluşturulmasını gerektirir. 6. Televizyon diğer kitle iletişim araçlarını birleştiren bir araçtır. 7. Televizyon bir ayrıntı aracı değildir. Elektronik yapısı ve televizyonun gerçekten küçük olan ekranı dikkate alındığında, ayrıntılı düzenlemeler izleyicide istenen etkiyi bırakamayacaktır (Nostran 1983:10-14). Genel olarak televizyona yönelik bu özelliklerden hareketle, eğitim televizyonun olanak ve sınırlılıkları nedir? sorusu yanıtlanabilir. Buna göre; televizyonun eğitim televizyonuna sağladığı olanaklar; Çoğu insan için televizyon bilinen bir araçtır.

Televizyonun hareket ve görüntüyü tek bir ortamda birleştirilebilmesi sayesinde, karmaşık ya da soyut kavramlar görsel simulasyon aracılığıyla açıklanabilir. Televizyon, öğrencinin bilmediği yeni çevreleri tanıtmak için etkili bir araçtır. İçeriklerin tekrarı, özetlenmesi ve tanıtımında çok etkilidir. Güdüleyici bir araç olarak etkili biçimde kullanılabilir. Sınırlılıklarına gelince; Nitelikli bir eğitim televizyonu yayını yapmak pahalıdır. Video yapımı, zaman alıcı bir süreçtir ve teknik olarak oldukça gelişmiş yapım ünitesi ve ekipman gerektirir. Bir eğitim televizyonu programı gelişmiş donanım, olanaklar ve uzman ekip gerektirir. Eğitim televizyonu ortalama öğrenciyi hedef alan bir kitle iletişim yaklaşımı kullanır. Sonuç olarak, özel gereksinimleri olan öğrenciler etkisiz duruma düşebilir. Program bir kez tamamlandığında yenilenmesi ve güncelleştirilmesi oldukça güçtür (Willis 2002). 2.2. İnsanlar Nasıl Öğrenir? Bu soru yıllar önce psikologlar tarafından da sorulur ve çeşitli yanıtlar alınır. Öğrenme kuramlarının ortaya çıkmasının temel nedeni de bu sorunun sorulup yanıtlarının aranmasıdır. Bireyin öğrenme sürecini değişik açılardan ele alıp, belirgin kurallara bağlayan öğrenme kuramları böylece bireyin nasıl öğrendiğini ve öğrenmesine nelerin etkilerde bulunduğunu açıklarlar (Başaran 1982:240). Öğrenme kuramları farklı noktaları ön plana çıkarır, her biri öğrenmenin farklı bir boyutunu açıklamaya çalışırlar. Binbaşıoğlu (1992:270-272) yine de ortak yönleri olduğunu belirtir ve bu ortak yönleri şöyle sıralar; 1. Öğrenme için uyaran şarttır; öğrenme, uyaranların etkisi altında olur. 2. Öğrenci, öğrenmek istediği nesneleri kendi çevresinden seçer. Burada seçici algının öğrenme süresinde önemli bir etken olduğu belirtilir. 3. Öğrenci etkindir; onun kendi öğrenimi için etkinliğe gereksinimini vardır. 4. Uyaranlar aracılığıyla dış dünyadan aldığımız izlenimler ve bireyin kendi yaptıkları (yaşantılar), zihin yaşamımızı besleyen birer besin durumundadır. 5. Öğrenme, bir çok şeylerin etki yaptığı karmaşık bir süreçtir. 6. Öğrenmede, öğrenen kimsenin yaşantıları önemlidir. Öğretim de bu yaşantılara dayanmalıdır. 7. Eğitim ve öğretimde bireysel ayrılıklar önemlidir. Bu açıklamalar doğrultusunda öğrenme; birey ile çevresi arasındaki etkileşim sonucu ortaya çıkan, kalıcı izlenimli yaşantı ürünleri olarak tanımlanabilir (Şimşek 2000:9) Öğrenme, yaşantı ürünü olarak tanımlandığına göre, yaşantıyı çevresiyle etkileşimi sonucu bireyde kalan izler olarak düşünmek olası. İşte bireyde kalan bu izler, yani yaşantılar davranışlara yansıyorsa bir eğitim yaşantısından söz edilebilir. Bireyin eğitim yaşantısını kazanması için düzenlenen çevreye de eğitim durumu denir. Eğitim durumu, öğreten açısından öğretme durumu olurken, öğrenen açısından öğrenme durumudur (Çilenti 1988:17). Eğitim durumunun nasıl düzenlenmesi gerektiği konusundaki bilgi için de öğretim ilkelerine gereksinim vardır. Wisconcin Eğitim Araştırmaları Merkezi nin yaptığı çalışmalar sonucunda, öğrenmenin tam olarak gerçekleşebilmesi için öğretimin içerik ve sunumuna temel olacak ilkeler şöyle sıralanır; konunun özünün aktarılması ve derinliğine işlenmesi, öğrenilenin gerçek yaşam ile ilişkilendirilmesi (Özden 2000:41-49). Ayrıca, öğrenme konusunun anlamlı olarak düzenlenmesi, örneklerden ya da verilerden sonuç çıkarılması, aralıklı olarak daha önce aktarılan bilgilerin yinelenmesi, öğrenenin kendine sunulan materyali algılayacak zamana sahip olması gibi ilkeler de etkili öğrenmede önemli rol oynar (Binbaşıoğlu 1992:371). 3-SİSTEMLER YAKLAŞIMI İLE EĞİTİM SENARYOSU OLUŞUM SÜRECİ Senaryo, kitle iletişim araçları yapım terminolojisini kullanarak, sesleri, resimleri ve düşünceleri tanımlayan olayların, zaman dizimsel olarak art arda gelişinin yazılı açıklamasıdır (Nostran 2000:23).

Sistemler yaklaşımı ile bakıldığında eğitim senaryosu oluşum süreci; Araştırma, Hazırlık, Yazma ve Değerlendirme biçiminde sıralanabilecek dört aşamayı kapsar. 3.1. Araştırma Aşaması Araştırma, problemlere güvenilir çözümler aramak amacıyla, planlı ve sistemli olarak, verilerin toplanması, çözümlenmesi, yorumlanarak değerlendirilmesi ve rapor edilmesi sürecidir (Karasar 1982:21). Bir başka söyleyişle, araştırmalar genelde bir gereksinimle başlar ve yaşanan belirli süreçlerden sonra rapor yazımıyla sona erer. İşte senaryo oluşum sürecinin ilk aşaması olan araştırma da gereksinimle başlayıp raporla biten bir aşamadır. Araştırma, planlı ve sistemli bir eylem olduğuna göre, öncelikle doğru sorunun sorulması gerekecektir. Bu aşamadaki doğru soru ise Neyin, kime, hangi amaçla söylenmek istediği dir. Neyi sorusuna alınacak yanıt içerik konusundaki bilgileri, kime sorusuna alınacak yanıt hedef kitleyi, hangi amaçla sorusuna alınacak yanıt ise genel amaçla ilgili bilgiyi getirir. Bu sorulara doğru yanıtların verilebilmesi için kullanılacak araştırma yöntemleri; görüşme, yazışma (anket) gözlem ve alan okumaları şeklinde sıralanabilir. İçerik Araştırması Bu çalışmaya temel aldığımız modele bakıldığında A tarafından, yani alan uzmanı tarafından uzaktan eğitim sistemi kullanılarak yapılan öğretim için, uygun olan içerik belirlenmiştir. Bir başka söyleyişle; verilecek eğitimin içeriği saptanmış ve buna göre diğer öğretim ortamları biçimlenmiştir. Burada, televizyon ekibinin senaryo oluşum sürecinde yapacağı içerik araştırması, hangi bilgilerin televizyona uyarlanması gerektiğini saptamak olacaktır. Kısaca; bu araştırma ile birlikte Neyi sorusunun yanıtları alınmaya çalışılır. Kullanılacak araştırma yöntemleri ise görüşme, yazışma (anket), gözlem ve alan okumalarıdır. Görüşme: Sözlü iletişim yoluyla veri toplama tekniğidir. Bu aşamada daha çok alan uzmanlarıyla ya da alan uygulayımcılarıyla yapılır. Görüşme sırasında sorulacak sorular ; Ne tür bilgi istendiğini açıkça belirten, soruların yöneltildiği kişi tarafından kolayca anlaşılabilen sorular olmalıdır. Her bir soru tek bir amacı yanıtlayacak şekilde sorulmalıdır. Sorular yansız olmalı, görüşme yapanın düşüncelerini içermemelidir. Görüşme yapılan kişinin verebileceği türden sorular olmalıdır (Karasar 1982:174-177). Yazışma (anket): Yazılı iletişim yoluyla veri toplama tekniğidir. En yaygın olarak kullanılanı ankettir. Anketler, yapılandırılmış sorular aracılığıyla seçeneklere dayalı bilgi toplamayı öngören yazışma türüdür (Şimşek 2000:36). Görüşme tekniği için hazırlanan sorularda özen gösterilmesi gereken ilkeler, anket sorularının hazırlanması için de geçerlidir. Gözlem: Yahya Özsoy un da belirttiği gibi gözlem; belli bir kimse, yer, olay, nesne, durum ve koşula ilişkin bilgi toplamak için belirli hedeflere yöneltilmiş bir bakış ve dinleyiştir. Çevreyi gözleyerek yapılabildiği gibi belge tarama biçiminde de yapılabilir (Aktaran: Karasar 1982:164). Örneğin, işletme lisans programlarına yönelik bir ders için televizyon programları hazırlanıyorsa, model olarak seçilebilecek işletmelerle yapılan görüşmeler sırasında, ortamın gözlenmesi, işletmeye ait belge ve bilgilerin toplanması için gözlem tekniğini kullanmak gerekecektir. Kısaca; üzerinde çalışılan konunun televizyon ekranına bir öğretim materyali olarak neden, nasıl getirilebileceğine ilişkin yanıtların verilebilmesi için gözlem önemli bir yöntemdir. Alan okuma: Araştırılan konuyla ilgili tüm belgelerin incelenerek veri toplanmasıdır. Kaynakların bulunması, hızlı okunup, notlar çıkarılması ve değerlendirme işlemlerini kapsar. Yapılan tüm bu araştırmalardan sonra Neyi sorusunun yanıtları belirmeye başlar.

Hedef Kitle Araştırması Bu araştırma, Kime sorusunu yanıtlamak için yapılan bir araştırmadır. Özünde, uzaktan eğitim sistemine katılan ve B olarak isimlendirilen kişiler, televizyon programında da hedef kitlesini oluşturur. Bu nedenle, hedef kitle araştırmasının temel amacı, izleyicilerin yani B nin özelliklerini saptamaktır. Sözgelimi, 1999-2000 öğretim yılında Anadolu Üniversitesi nin Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği içinde gerçekleştirdiği, Okulöncesi Öğretmenliği Lisans Programına katılan öğrenciler, bu program için hazırlanan televizyon eğitim programlarının da hedef kitlesini oluşturur. Kısaca hedef kitle en baştan bellidir. Peki bu hedef kitle hangi özellikleri taşımaktadır? İşte burada yapılacak hedef kitle araştırması, bu temel amaca hizmet edecek bir araştırmadır. Bulunmak istenen özellikler ulaşılmak istenilen belirli izleyici tipi nedir?, 13-19 yaş arasındaki gençler, daha büyük yaş grubu, aileler, ev kadınları çalışan erkek ya da kadınlar. Genel kitle iletişim araştırmalarında, toplumsal araştırmalarda... izleyici tipi, demografik özellikler (cinsiyet, yaş, gelir vb.), çevresel özellikler (Zettl 1984:483-484) şeklinde sıralanabilir. Kısaca, hedef kitlenin cinsiyet ve yaşları, öğrenim durumları, sosyo-ekonomik koşulları, geçmiş deneyimleri, katıldıkları programa ilişkin beklenti ve tutumları, özel ilgi alanları, yetenekleri, programa katılmadan önceki bilgi düzeyleri, güdülenme düzeyleri gibi konularda araştırma yapmak gerekir. Hedef kitleye ilişkin bilinmesi gereken bir başka konu da izleyicinin programı nasıl bir ortamda, hangi koşullar altında izleyeceğidir. Eğer gürültü öğesinin çok fazla olabileceği koşullarda program izlenecek ise senaryo hazırlanırken bu nokta dikkate alınmalıdır. (Daha fazla tekrar vermeye özen göstermek gibi) Bu araştırma için kullanılacak araştırma yöntemleri de görüşme, yazışma (anket), gözlem ve alan okumalarıdır. İçerik ve hedef kitle araştırmaları sonucunda Kime ve Neyi soruları açıklık kazanmaya başlar. Buradan elde edilen verilerin toplanıp, belli bir raporun hazırlanmasıyla araştırma aşaması sona erer. 3.2. Hazırlık Aşaması Araştırma aşamasında elde edilen veriler doğrultusunda hazırlanan rapor, hazırlık aşamasında amaçların saptanması, yani Hangi Amaçla sorusuna yanıtların bulunması için en önemli kaynaktır. Ayrıca Nasıl sorusunun yanıtını bulmanın yolu da yine amaçlardan geçer. Amaçların Belirlenmesi Robert F. Mager Eğer, gideceğiniz yerden emin değilseniz, kendinizi herhangi bir yerde, hatta hiç bilmediğiniz bir yerde bulabilirsiniz diyor (Aktaran: Heinich ve ark. 1990:45) Gerçekten de aranan, araştırılan şeyle ilgili doğru yanıtlara ulaşabilmek için, doğru soruların sorulması gerekir. Doğru soruların sorulduğu aşama ise amaçların belirlendiği aşamadır. Amaçlar genelde iki düzeyde düşünülür. Bunlardan ilki genel amaç olarak ifade edilirken, alt amaçlar hangi değişkenlerle, hangi verilerin toplanacağını belirleyen amaçlardır. Nostran ise beklenti ifadeleri olarak tanımladığı amaçları; Bilgiye yönelik amaçlar, Davranışsal amaçlar ve Güdüleyici amaçlar olarak sınıflandırır (1982:38-43). Bilgiye yönelik amaçlar, yalnızca programda verilmesi planlanan bilgiyi tek cümle ile ifade eden amaçlardır. Bu yapısı gereği hedef kitlenin özellikleri, bu bilginin verilip verilmemesini etkilemez. Programa göre verilecek bilgi saptanır ve aktarılır. Örneğin; Askerlere kışla içinde, motorlu taşıtları kullanırken dikkat etmeleri gereken kuralları göstermek.

Örnekte görüldüğü gibi, aktarılan bilginin hedef kitle üzerinde nasıl bir etki yapacağı bilgiye yönelik amaçlarda dikkate alınmaz. Davranışsal amaçlarda ise hedef kitlenin programı izledikten önceki ve sonraki hareketleri ayrıntılı bir biçimde belirtilir. Davranışlardaki değişim genellikle öğretimde istenen bir sonuçtur. Gerçekte davranışsal amaçlar öğretim amaçlarının eşanlamlısıdır. Bu bakış açısıyla, Robert Mayer in Öğretici Amaçların Hazırlanması nda belirttiği gibi, bir amaç, her zaman bir performansı, öğrenenin yapacağı şeyi tanımlar (Aktaran: Nostran 1983:40). Davranışsal ya da öğretici amaçlar, her zaman -ebilecek sözcüğü ile sonlandırılır. Örneğin; Bu programı izledikten sonra, hedef kitle can kurtaranın içinde bulunan sedye, solunum cihazı gibi araçları kullanabilecek. Güdüleyici amaçlara gelince. Bu amaçlar bilgiye yönelik amaçlar ile davranışsal amaçların arasında yer alır. Güdüleyici amaçlarda hedef kitle için belirlenen son davranış, öğretici amaçlarda belirtildiği kadar açık değildir. Örneğin; Malzeme israfını ve imalat hatalarını azaltarak, imalattaki verimliliği arttırmak. Görüldüğü gibi güdüleyici amaç kesin bir ölçütten yoksundur. Üretim çalışanlarının malzeme israfı ve imalat hatalarının nasıl düzelteceği konusunda bir açıklık yoktur. Bu amaçlar geniş bir biçimde bireysel yoruma açık amaçlardır. Özetlersek, konu her ne olursa olsun, televizyon eğitim programları genel olarak üç amaç etrafında döner. Davranışsal amaçlarla, programlama sonuçlarının ölçülebilmesi diğer amaçlara kıyasla daha kolaydır. Program amaçları tanımlanırken, amacın hangi tür amaç olduğunu bilmenin, ifade etme, sonuçları değerlendirmeye ilişkin beklentiler geliştirme gibi konularda yararları vardır. Alt amaçlara gelince. Hangi değişkenlerle hangi verilerin toplanacağı belirleyen amaçlara alt amaçlar dendiğine yukarıda değinilmişti. Bir başka söyleyişle, alt amaç soyut olabilecek genel amacın ölçülebilir, somut bir biçimde ifade edilmesidir. Örneğin, bir programın genel amacının hastane sedyesinin kullanımını katılımcılara öğretmek olduğunu düşünürsek, sedyenin tekerleğini harekete geçirecek kolun nasıl ileri itileceği göstermek alt amaçlardan biri olabilir. Kısaca tüm program amaçlarının yerine getirilebilmesi için unutulmaması gereken, alt amaçların tek tek gerçekleştirilmesi gerektiğidir. İçeriğin Ana Hatlarının Belirlenmesi Hazırlık aşamasında, amaçların belirlenmesini izleyen süreç, içeriğin ana hatlarının belirlenmesidir. Temel soruyu oluşturan neyi, kime, hangi amaçla soruları sorulmuş ve yanıtları verilmiştir. Üstelik amaçları oluşturan alt amaçlar da saptanmıştır. Temeline inerek bakıldığında, alt amaçlar içeriğin ana hatları konusunda bize ip uçlarını vereceklerdir. İçeriğin ana hatlarının belirlenmesindeki amaç ise programın yapı ve biçeminin ne olacağına ilişkin bilgi vermektir. Kısaca, içeriğin ana hatları belirlenmesiyle, programla ilgili mantıksal sıralama kağıt üzerinde görülmüş olur. Böylece dikkatten kaçan noktalar ve konu dışı malzemeler kolaylıkla saptanmış olacaktır. 3.3. Yazma Aşaması Konu ve hedef kitle üzerine yapılan araştırmaları, amaçların belirlenmesi, içeriğin ana hatlarının çıkarılması aşamalarının izlediğine değinilmişti. Şimdi sıra daha yaratıcı olunması gereken bir aşamaya, yazma aşamasına gelmiştir. Nostran ın (2000:52) ifadesiyle...yazar, aklın gözleriyle, genel öykü anlatma tekniklerini kullanarak, bir başlangıç, bir orta ve bir son imgeleyerek bir yapı, bir biçem oluşturur. Kısaca, tüm parçaların toplanmasının ardından, bu parçalardan anlamlı bir bütün oluşturmanın zamanı gelmiştir. Program Yapı ve Biçeminin Belirlenmesi

Yapı, olayların mantıklı bir akış içinde art arda gelmesidir. Bir başka söyleyişle, bir açılış sahnesiyle program başlar. Belli bir gelişme gösterir. Belli bir biçimde sona erer. Bir eğitim senaryosunda da genel amaca hizmet edecek biçimde düzenlenen öğretim materyalinin mantıklı bir akış içinde dizilmesi dendiğinde yapı anlaşılır. Biçem ise yazarın konuya bakışını yansıtır. Aynı konu, aynı yapı içinde aynı hedef kitleye, komik, ciddi, çözümleyici, teorik ya da tiyatral biçemde aktarılabilir. Bütünüyle televizyon ekibinin estetik kaygılarının yönlendirdiği bir özelliktir. Bates ve Gallagher (Aktaran: Chandler 2001), yaptıkları araştırmalar sonucu eğitim programının biçemini belirleyen boyutları ise 5 ana başlık altında toplarlar. Bu boyutları da; Öğretici/Açık-Uçlu, Etken/Edilgen, Yapılandırılmış/Yapılandırılmamış, Bütünleşmiş/Bağımsız, Tartışmalı/Yansız olarak sıralarlar. Öğretici/Açık-Uçlu boyutta program materyali, hedef kitle için açık bir şekilde analiz edilir, açıklanır ya da hedef kitlenin yorumlaması için basitçe sunulur. Tam öğretici denilebilecek programda herhangi bir problemin çözümünün açıkça verilmesi, tam bir rehberlik söz konusu iken, tam açık-uçlu programda hemen hemen hiç yol göstericilik yoktur, basılı malzemeye destek söz konusudur. Etken/edilgen boyutta ise hedef kitlenin programa yanıt vermesi beklenir. Etkenlik çok biçimde olabilir. Örneğin, yayından önce basılı malzemenin okunması, yayın sırasında notların tutulması, ya da yayından sonra programdaki konuları pekiştirecek okumaların yapılması, programda yer alan bir problemin çözümlenmesi gibi. Ancak hedef kitleyi oluşturan pek çok kişi için bu koşulları yerine getirmek güçtür. Bu sorunu gidermek için sınıf ortamında kullanılan güdüleyici tartışma ortamı, televizyon ortamı için de yaratılabilir. Ancak uzaktan öğretimin hedef kitleyi, etken yanıt vermesi konusunda güdülemekte sorun yaşadığını belirtmek gerekecektir. Yapılandırılmış boyut ise basit bir öyküden, ardışık bir diziye, bağımsız çekimlerden oluşan bir kolaj gibi birçok türden oluşur. Ayrıca bu boyut, öğretici/açık-uçlu boyuta da çok yakın olan yorumdur. Genellikle akademik yorumu kapsar. Yapılandırılmış programlar; Programın yapısı olabildiğince basit tutulmuş ise, İlişkisiz olayların bir araya getirilmesinden çok, güçlü bir öykü çizgisi seçilmiş ise, Birçok olay yerine tek bir olay seçilmişse, Yüzeysel birçok olaydan çok, tek bir olay derinliğine incelenmişse, daha öğretici olabilecektir. Bütünleşmiş/Bağımsız boyut ise uzaktan öğretim sistemini oluşturan tüm ortamların birbirleriyle ilişkili ya da bağımsız olmasını içeren boyuttur. Tartışmalı/Yansız boyut, 20 dakikalık bir programda dünyanın tüm görünümlerini sunmanın olanaksızlığının getirdiği bir boyut. Kısaca gerçekliğin belirli görünümlerinin seçilmiş ve kurgulanmış olması gerekli. Bu nokta da televizyon ekibinin düşün yapıları ya da dünya görüşlerinin yeniden sunumları ile karşılaşılır. Tartışmalı denilen programlarda televizyon ekibinin seçimi açık bir biçimde gözlenirken, yansız boyutta farklı düşün yapıları ve dünya görüşlerinin birlikte sunumu söz konusudur. Bates ve Gallanger, bir konu hakkında açık bir duruş almanın, hem daha dürüstçe olduğunu, hem de bir programın eğitimsel verimi daha da artıracağını düşünürler (Aktaran: Chandler 2001). Kısaca, programı oluşturacak materyalin belirlenmesinin ardından, bu materyalin program içinde nasıl dağıtılacağı, hangi boyutları kapsayacağının belirlenmesiyle, programın yapısı kesinlik kazanır. Yapı ve biçemin belirlenmesinin ardından, taslak senaryonun hazırlanması gerekecektir. Ancak taslak senaryo hazırlanmasına geçilmeden önce, tam bu noktada bir değerlendirme yapmakta yarar vardır. Bu aşamadaki değerlendirmenin ne olduğu ve hangi ölçütleri içereceği ise çalışmanın değerlendirme aşamasında irdelenecektir.

Taslak Senaryonun Oluşturulması Taslak senaryo, yazarın tüm araştırmaları sonucunda edindiği izlenimleri, ses ve görüntünün kullanılacağı televizyon ortamına uyarlayarak, belirlenen yapı ve biçem doğrultusunda, anlatısal düzyazı biçiminde aktarmasıdır (Nostran 2000:61). Kitle iletişim araçları yapım sürecinde çalışmayan, bilim uzmanı gibi kişilerin programın yapısı hakkında bilgi sahibi olabilmesini sağlama, yapımda gerekli olacak gereçleri sağlama, bir yapım bütçesi oluşturabilme gibi işlevleri vardır. Taslak senaryonun oluşumunda şu noktalar yer alır: Taslak senaryo, düşünülen program akışı dikkate alınarak geliştirilir. Her sahne için çekilecek yer ve katılacak kişi tanımlanır. Senaryoda yer alacak olan ses ve görüntüler tanımlanır. Temel geçişler gösterilir. Önemli, grafik, animasyon ya da özel efektler belirtilir. Gerektiğinden fazla açıklama yapılmaz. Bunun nedeni taslak senaryonun, programın nasıl oluşturulacağına ilişkin genel bir tanım olmasıdır. Ayrıntılara girilmesine gerek yoktur. Senaryonun Yazımı Senaryo yazarı Paul Schrander, Ben bir yazar değilim. Ben, film yapımının yarısı anlamına gelen senaryo yazarıyım. Ben bir yazar olamam, çünkü ben sadece sözcüklerle kodlayamam; sözcüklerle, cümlelerle ve noktalama işaretleriyle. Benim kodlamam çok daha farklı imgelerle ilintili. Kurguyla. Sinematografiyle. Görüntüyle. Sesle. Müzikle (Aktaran: Nostran 2000:67) der. Gerçekten de ne tür senaryo yazılırsa yazılsın, senaryo yazmak kağıt üzerine sözcükleri yerleştirmekten daha öte bir şey. Örneğin göz için, kulak için yazmak gibi. Göz için yazmak; kısaca, görselleştirilecekleri yazmak olarak tanımlanabilir. Bu süreci etkili kılmak için öncelikle içeriğin görsel olarak nasıl sunulacağına karar vermek gerekir. Görüntü, kitle iletişim araçlarında pek çok amaca hizmet etmek için kullanılır. Peki hazırlanan program için nasıl bir görsel düzenleme düşünülmektedir? Örneğin, karmaşık ve soyut bir kavramın açıklanması için üç boyutlu animasyona dayalı bir anlatım mı? Yoksa anlatıcının close-up denilen ölçekte doğrudan anlatımı mı? İşte bu aşamada karar verilecek noktalar bunlardır. Bu süreci etkili kılmak için yapılması gerekenlere gelince. Eğitim televizyonu açısından alt amaçlara uygun olarak, görüntünün anlamlı bir sıra içinde akması gerekir. Ayrıca, hedef kitlenin kendisine sunulan görsel materyali algılayabileceği bir süre görebilmesi sağlanmalıdır. Hızla akan, ritmik bir kurguya sahip biçemler, eğitim televizyonu için uygun değildir. Televizyon yayını hem göze hem de kulağa seslenmesine karşın, hedef kitle ile tek yönlü iletişim kurması, hedef kitleyi edilgen duruma getirir. Sonuçta dikkat dağılır. Bunu önlemek için görsel efektler ya da görsel geçişler kullanılabilir. Örneğin, öğrenmenin kalıcılığını sağlamak için yinelemenin yapıldığı bölümlerde görsel bir tekrar benimsenebilir. Böylece dikkat yeniden ekranda toplanabilir. Kulak için yazmak: Televizyon programının sese dayalı öğelerini içerir. Bunlardan biri, belki de en önemlisi insan sesidir. Sesler profesyonel kişilerden alınabildiği gibi, profesyonel olmayan kişilerden de alınabilir. Profesyonel kişiler daha çok sunucu olarak programlara katılırlar. Profesyonel olmayan ses ise farklı dallarda uzman olan ve programın içeriğine ilişkin bilgi aktaran seslerdir. Ayrıca insan sesi, görüntü ile verilebileceği gibi, görüntüye eşlik eden arka ses olarak da verilebilir. Anlatıcı sesin etkili kullanımını sağlamak için hazırlanan senaryoda özen gösterilmesi gereken ilkeler ise; Sesin doğrudan ve güçlü biçimde verilmesi, Olumlu ifadelerin seçilmesi, Yararsız sözcüklerin atılması,

Seslendirenin bir nefes alışta okuyabileceğinden daha uzun yazılmaması, Hedef kitlenin diline ve eğitim düzeyine uygun yazılması, Abartılı anlatımdan kaçınılması, Özellikle hedef kitlenin yaşantıları arasında yer alabilecek örneklerden hareket edilerek anlatımın oluşturulması, Ayrıntılı olarak biçimlendirilen akıldaki görüntülerle birlikte yazılması, İçten, resmi olmayan konuşma dilinin kullanılması, şeklinde sıralanabilir. Eğitim televizyonu programlarında kullanılan diğer ses öğeleri ise müzik ve efekttir. Müzik ve efekt seçiminde ve kullanımında önemli olan nokta, keyfiyete dayalı değil, belli bir amaca hizmet etmek için kullanılmış olmasıdır. Müziğin kullanılma amaçları ise şöyle sıralanabilir; Hedef kitle üzerinde belli bir ruhsal durum yaratmak için, Bir geçiş işareti olarak, Bir noktanın altını çizmek için, Görüntüyü desteklemek için, Görüntünün olumsuzluğunu ortaya çıkarmak için, Bir duyguyu açıklamak için, Akışta bir değişiklik yapmak için, İzleyiciyi şaşırtmak için kullanılır. Ses efektleri de daha çok görüntünün gerçek olduğunu göstermek ya da gerçek izlenimi yaratmak için kullanılır. Eğitim televizyonu açısından konuya bakıldığında müzik ve ses efektlerinin artan gerçeklik duygusunun bireylerin dikkatlerini yoğunlaştırmayı sağladığı ve bağlı olarak öğrenmenin biraz daha kolaylaştığı görülür. 3.4. Değerlendirme Aşaması Değerlendirme, çeşitli kararlara ilişkin sonuçları değerlendirme girişimidir ve bu nedenle karar alma sürecinin en önemli bölümlerinden biridir (Bates 1976:262). Bir başka söyleyişle Selahattin Ertürk ün de belirttiği gibi değerlendirme, kısaca, eğitim hedeflerinin gerçekleşme derecesini tayin etme sürecidir ve program geliştirmenin her aşamasında yapılan bir süreklilik gösterir (Aktaran: Güçhan 1988:74). Tüm bu tanımlardan hareketle, değerlendirmenin belli bir aşamada alınan kararların, çeşitli biçimlerde sınanarak, bir sonraki aşamaya veri oluşturması anlamında bir işleyişi vardır. Ve sistemler yaklaşımının olmazsa olmaz aşamalarından biridir. Schramm a göre geri besleme ya da değerlendirmeyle ilgili yöntemler; Ön değerlendirme programları, Stüdyoda öğrencilere yönelik öğretim, Sınıftan o anda elde edilen elektronik geri besleme, Program içeriklerinin öğrenilmesi üzerine belirli aralıklarla yapılan araştırmalar, Sınıf öğretmenlerinden elde edilen düzenli yorumlar, Sınıf etkinliklerinde yapılan düzenli gözlemler, Öğrenci ve öğretmen davranışlarından elde edilen düzenli raporlar, Belirli sorunlara ilişkin raporlar, Programlar ve malzemeye ilişkin uzman eleştirileridir (Aktaran: Wen 1976:291). İdealde farklı kanallardan elde edilen bilgilerin tümünün değerlendirilmesi istenir. Ancak uygulamada bunu gerçekleştirmek olanaksızdır. Bu nedenle geri besleme yöntemlerinden bazılarının seçilip uygulamaya alınması gerekecektir. Senaryo oluşum sürecinin değerlendirildiği yöntemler de programlar ya da materyale ilişkin uzman görüşleri, ön değerlendirme programları, program içeriğinin öğrenilmesi üzerine belirli aralıklarla yapılan araştırmalardır.

Buna göre, senaryo oluşum sürecinde üç aşamada değerlendirme yapılır. Bunlardan ilki içeriğin oluşturulmasından sonra yapılan değerlendirmedir. Bu değerlendirmede amaç, oluşturulan içeriğin belirlenen genel ve alt amaçlarla ne kadar uyumlu olduğunu saptamaktır. Bu değerlendirmeye girdi bireşkenlerinin değerlendirilmesi (Güçhan 1988:75) de demek olasıdır. Değerlendirmeyi yapacak olanlar ise modeli oluşturan A yani alan uzmanı, yönetmen, yapımcı vs.dir. Kullanılan ölçütler ise şöyle sıralanabilir; Çalışmaya başlandığında Neyi sorusuna verilen yanıtla bu aşamada verilen yanıt aynı mı? İçerik hedef kitleye uygun mu? Programın yapılabilirlik olasılığı nedir? Görsel ve işitsel anlatım televizyonun olanak ve sınırlılıklarına uygun mu? İçerikte kullanılan yapı, biçem uyumlu mu? İlk başta belirlenen amaçlarla karşılaştırıldığında, içerik amaçları gerçekleştirecek nitelikte mi? Değerlendirmenin yapılması gereken diğer aşama ise ideal olarak test için hazırlanan programların sunumunda gerçekleştirilir. Hedef kitle arasından seçilen bir örneklem tarafından örnek programın değerlendirilmesidir. Ancak, zaman darlığı, ekonomik kaygılar gibi nedenlerle çoğunlukla bu değerlendirme yöntemi göz ardı edilmektedir. Senaryo oluşum sürecinde bir başka değerlendirme girdi-çıktı ilişkilerinin değerlendirilmesi (Güçhan 1988:76) de denebilecek araştırmadır. Program istenen, planlanan çıktıyı üretebilmiş midir, sorusunun yanıtları aranır. SONUÇ Çeşitli nedenlere dayalı olarak, artan eğitim talebini karşılamak üzere ortaya atılan uzaktan eğitim sistemini oluşturan önemli alt sistemlerden birisi de televizyon yayınlarıdır. Televizyon yayınları dağıtım teknolojilerine bağlı olarak, hedef kitle ile tek yönlü bir iletişim kurabilmektedir. Bu da öğrenme üzerinde olumsuz etkiler yaratabilmektedir. Bu olumsuzlukları, olumlu yönde değiştirmek için yapılacak bazı şeyler olmalıdır. Bunlardan biri de eğitim televizyonu yapım sürecinin önemli bir ayağını oluşturan senaryo oluşum sürecine, sistemler yaklaşımıyla bakmaktır. Bir başka söyleyişle, iletişim ve öğrenme kuramlarıyla ilgili araştırmalara dayalı, insan ve insan olmayan kaynakları birlikte kullanarak, öğrenmeöğretme etkinlikleri bütünü, belirli özel amaçlar açısından sistemli biçimde desenlenmeli, yürütülmeli ve değerlendirilmelidir. Bu çalışma, böyle bir çabanın ürünü olarak ortaya çıkmış bir çalışmadır. KAYNAKLAR Alkan C (1977) Eğitim Teknolojisi, Ankara. Alkan C (1995) Eğitim Teknolojisi, Atilla Kitabevi, Ankara. Banathy BH (1991) Systems Design Of Education A Journey to Create the Future, Educational Technology Publications Englewood Cliffs, New Jersey. Başaran İE (1982) Eğitim Psikolojisi Modern Eğitimin Psikolojik Temelleri, Emel Matbaacılık, Ankara. Bates AW (Tony) (1997) Technology, Open Learning and Distance Education, Routledge, London-New York. Bates T (1976) Towards a Policy for Broadcast Evaluation, İnternational Conference on Evaluating Educational Television and Radio, Bates, T.,Robinson, J. The Open University Press. s.262-270, Binbaşıoğlu C (1992) Eğitim Psikolojisi, Binbaşıoğlu Yayınları, Ankara. Chandler D (2001) Educational Television Programme Structure and Style, Notes on Research by Tony Bates. http://www.aber.ac.uk/media/functions/mcs.html Charles CM (1999) Öğretmenler İçin PIAGET İlkeleri, G.Ülgen (çev), Anı Yayıncılık, Ankara. Combes P ve Tiffin J (1978) Tv. Production for Education A Systems Approach, Focal Press, London / Focal / Hastings House, New York. Çilenti K (1988) Eğitim Teknolojisi ve Öğretim, Gül Yayınevi, Ankara. Fidan N ve Erden M (1998) Eğitime Giriş, Alkım Yayınları, İstanbul. Fiske J (1996) İletişim Çalışmalarına Giriş, Süleyman İrvan (çev), Bilim Sanat Yayınları / Ark, Ankara. Güçhan N (1988) Sistem Yaklaşımı İle Televizyon Eğitim Programı Yapımı: Açıköğretim Fakültesi Örneği. Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir. Güvenç B (1984) İnsan ve Kültür, Remzi Kitabevi, İstanbul.

Heinich R, Molenda M ve Russell JD (1990) Instructional Media And the New Technologies of Instruction Third Edition. Macmillan Publishing Company, New York / Collier Macmillan Publishers, London. Heylighen F (1998) Basic Concenpts of the Systems Approach, http://pespmc1.vub.ac.be/sysappr.html Hızal A (1993) Eğitim Teknolojisi, Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Eskişehir. Howard D ve Mabley E (1995) The Tools of Screen Writing, St. Martin s Griffin, New York. İşman A (1998) Uzaktan Eğitim Genel Tanımı Türkiye deki Gelişimi ve Proje Değerlendirmeleri, Değişim Yayınları, Sakarya. Karasar N (1987) Bilimsel Araştırma Yöntemi, Kavramlar, İlkeler, Teknikler, Matba Matbaacılık, Ankara. Kuligowski S (2001) A Nine-step Systems Approach to Instructional Design, http://infoweb.magi.com/- broadb/sat.html Künüçen H (1996) Televizyonda Eğitim Programlarında Senaryonun Önemi, 1. Uluslararası Uzaktan Eğitim Sempozyumu, Ankara s. 393-399. Mc Quail D ve Windahl S (1994) Kitle İletişim Çalışmaları İçin İletişim Modelleri, Banu Dağtaş ve Uğur Demiray (çev), Anadolu Üniversitesi Eğitim, Sağlık ve Bilimsel Araştırma Çalışmaları Vakfı Yayınları, Eskişehir. Miller W (1993) Anlatı Filmleri ve Televizyon için Senaryo Yazımı, Y. Büyükerşen, Y. Demir ve N.Esen (çev), Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir. Nostran WV (1983) The Nonbroadcast Television Writer s Handbook, Knowledge Industry Publications, Inc. White Plains, NY. Nostran WV(2000) The Media Writer s Guide, Writing for Business and Educational Programs, Focal Press, Boston. Öngören MT (1982) Senaryo ve Yapım, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Yayını, Ankara. Özden Y (2000) Öğrenme ve Öğretme, Pegem A Yayınevi, Ankara. Romiszowski AJ (1984) Producing Instructional Systems, Kogan Page, London/Nichols Publishing, New York. Romiszowski AJ (1996) Systems Approach to Design and Development, International Encyclopedia of Educational Technology, Plomp T ve Ely DP., Cambridge, UK. s.37-43, Schiffman SS (1995) Instructional Systems Design:Five Views of the Field, Instructional Technology: Past, Present and Future, Colorado, USA, s.131-142. Severin WJ ve Tankard Wr JW (1994) İletişim Kuramları: Kökenleri, Yöntemleri ve Kitle İletişim Araçlarında Kullanımları, A. A. Bir ve N. S. Sever (çev), Kibele Sanat Merkezi, Eskişehir. Şimşek A (2000) Eğitim İletişimi, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir. Ülgen G (1997) Eğitim Psikolojisi Kavramlar, İlkeler, Yöntemler, Kuramlar ve Uygulamalar, Alkım Yayınevi, İstanbul. Wen CT (1976) Evaluation of ETV Programmes in Developing Countries, International Conference on Evaluating Educational Television and Radio, Bates,T. Ve Robinson J. The Open University Press, s. 288-293. Willis B (2002) Instructional Television, http://www.uidaho.edu/evo/dist5.html Zettl H (1984) Cinema and Television Production Techniques, Wadsworth Publishing Co., USA.

JOURNALISM IN THE AGE OF THE INTERNET Celalettin AKTAŞ * ABSTRACT One of the greatest challenges to the media is the potential impact of new information and communication technologies on the form and content of media output, the processes how media messages are produced and consumed. According to Scalan (2001), Poynter Reporting and Writing Group Leader, today s electronic technology is changing the way reporters at American s newspapers tell stories. From this stand point, every journalist in the 21 st century should have some understanding of how these technological changes have been affecting the method of distributing and gathering news and information in the media industry. The aim of this article is to present the advantages and disadvantages of using Internet technology by newspaper organizations and journalists in order to draw the picture of a new form of communication medium. Thus, I wanted to make people and institutions interested in the Internet as a medium of communication aware of the benefits of using the Internet and the potential problems that they can face. This article also states how readers are getting close to their newspapers due to technological development. Key words: Internet, online journalism, interactivity, e-mail. İNTERNET ÇAĞINDA GAZETECİLİK ÖZET Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, medya endüstrisi içerisinde haberin ve bilginin toplanması, dağıtılması ve okuyucular tarafından tüketilmesi yöntemlerinde değişikliklere neden olmaktadır. Özellikle internet teknolojisinde yaşanan gelişmeler ve buna paralel olarak internet kullanıcısı sayısının 171 ülkede 130 milyona ulaşması (Flanagin ve Metgezer 2000: 515-540) sonucunda; internet, kullanıcılar ve haber üreten gazeteciler tarafından haber ile ilgili bilgi ve belgelerin süratle toplanması ve haberin okuyucuya ulaştırılması aşamasında yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Bu bağlamda, makalemde gazete işletmeleri ve gazeteciler açısından İnternet teknolojisinin gazetecilik alanında kullanılmasının avantaj ve dezavantajları üzerinde durarak; bu önemli iletişim aracının gazetecilik üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerini ortaya koymaya çalıştım. Burada ki amacım, bu konu ile ilgilenen kişi ve kuruluşlara bir iletişim aracı olarak internettin, gazetecilikte kullanılması ile elde edebilecekleri kazanımları göstermek ve karşılaşılabilecek problemlere ışık tutmak olmuştur. Ayrıca iletişim (Networks) sistemlerinde yaşanan gelişmelerin, okuyucuları gazetelerine nasıl yaklaştırdığı ve gazeteciler ve okuyucular arasında dolaylı olmayan etkileşimli bir iletişim kanalının internet vasıtasıyla nasıl kurulduğu üzerinde durdum. Anahtar kelimeler: İnternet teknolojisi, internet gazeteciliği, etkileşim, e-posta. INTRODUCTION Technological changes have been influencing the method of distributing and gathering news in the media industry. The developments of network systems have given opportunities to news organizations to perform a new type of journalism called online journalism. Inherent in the architecture of its delivery system -online journalism- is the technical capability of interactivity (Massey and Levy 1999: 138-151). The journey into the online journalism begins with the civil usage of Internet technology. Newly invented and progressed Internet technology has substituted for the traditional journalism giving interactive and transferable contents such as voice, image, text, and pictures. This technology makes it possible to send and receive news and other essential information almost anywhere in the world. Therefore, millions of households all over the world are now equipped with high tech receivers for electronic newspapers. Today a large number of people uses personal computers, modems and telephones to gain instant access not only to the information any newspapers provides but more. Koch (1991: XX) expresses his opinion on the topic how technological developments would influence journalism in the 21 st century: Technology affects not only the means of production and the efficiency by which the physical product is created, but also its very content. Use of electronic information services can and will create a radically * Dr., İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi

new journalism in which the resulting report, news story, or press release is free from traditionally accepted editorial limits. The arrival of the Internet in the news world has brought advantages as well as disadvantages for both readers and journalists in the media industry. Therefore, every journalist and news organization should have some understanding of how these technological changes have been affecting the method of distributing and gathering news and information in the media industry in order to be successful within cutthroat competition. The purpose of writing this article is not only to outline the benefits and drawbacks of using Internet technology by newspaper organizations and journalists but also to discuss the status of the Internet as a communication medium. Furthermore, I intend to give some clues to online news organizations and journalists what obstacles can be faced while posting the news on the Internet. I. ADVANTAGES OF INTERNET TECHNOLOGY IN JOURNALISM The online technologies usually called databases or online libraries have enhanced the traditional watchdog function of journalism by giving reporters ways to search more deeply for information. Electronic databases by providing a wide variety of journals, newsletters, and newspaper texts have expanded the reporters toolbox. According to Tewksbury and Althaus (2000: 457-479), the way news sources based on the World Wide Web use visuals, graphics, and inter-connectivity features may encourage people to process online stories differently from how they process traditional newspaper articles. Koch (1991: 119) concludes that these technologies give more freedom to journalists from total reliance on the individuals, and from limited views voiced by specific experts and officials. This freedom allows reporters and editors themselves to define the context of a news story, therefore regaining control of their own agenda and better approximate the profession s instrumental goals. Additionally, John Hussar (Roy 1997: 118), the editor of Desert Sun owned by Gannet, points out that database reporting is essential for today s news gathering. Not only is it quicker, but journalists can provide more facts as well as depth for analyzing complex stories for today s busy readers. The Web technology has also introduced different culture built on interactivity, fewer rules, and fewer limits. Some writers argue that the main benefit of online journalism lies in its potential for interpersonal interactivity. Journalism on the Internet enables readers, reporters, and editors to communicate interactively in the cyberspace, as Bukoto (2001: 44-46) claims, the Internet provides an interactive gathering place for journalists and the public. At this point it would be helpful to talk in which ways online journalism can be interactive in order to understand the topic better. Interactive online journalism has two broad dimensions (Massey and Levy 1999: 138-151). One of these is content interactivity, defined as the degree to which journalists technologically empower readers over content. The other is interpersonal interactivity, or in other words, the extent to which news audiences can have computer mediated conversations through journalists technological largess. In order to realize interpersonal interactivity, journalists offer opinions and evidence about e-mail interactivity with readers when they put their e-mail addresses on the Web. E-mail can bring instant feedback to a story just posted as well as to one that is read in the print edition of the newspaper. Besides, receiving readers inputs about stories assists journalists to cover topics thoroughly. Thus, it can increase the quality of news posted on the news site on the Internet as well as the one that is printed in the newspaper. According to Giles (2000: 4), e-mail gives an opportunity to reporters and editors to hear from people who may know something about the story and who can share an authoritative perspective, provide additional sources or raise the possibility that the story may be unbalanced or unfair. The potential for such interactivity is that it can contribute to raising the level of journalistic performance. Furthermore, the Web technology authorizes all news and other commercial online sites to install cookies without notifying Internet users in order to allow the site to start creating a profile of the users preferences. The technology of online journalism makes it dramatically easier to do so, increasing the temptation to satisfy reader s tastes. Online measurements are clearly more precise than previous tools. Online editors now have the ability to calculate, almost instantaneously, exactly how many readers look at each article on their site and how much time they spend there. On the other hand, the old media devotes a

large amount of money and time to build the profile of user s preferences. In order to determine the wishes of readers for years, editors have used focus groups and surveys. A cookie is a bit of encrypted computer code that is saved on computer s hard drive and identifies the computer the next time when the user visits the same site. Therefore, cookies give permission advertisers to obtain information on how many and which readers of a news story click on an advertisement and how many of those ad-clickers actually purchase something. In addition, the number of clicks drives page views on the site. Page view is the number of Internet users who click on a specific Web page. Pageview counts are displayed to media buyers, who will acquire ads to run on the Web pages of editorial sections, how many Internet users visit the site and what they are interested in (Rainie 2000: 17-19). The other advantage of Internet technology is that news sites on the Internet can perform something that the old media cannot. It is possible for them to market products directly from their own sites e-commerce sections, or link to other commercial sites with which they may have a financial relationship. Thus, news sites on the Internet can earn money in order to finance their operations. Above all, the Internet provides speed and timeliness to newspapers. The Internet is a perfect place for breaking news (White 2000: 35-36). It has enabled newspapers to come full circle by posting breaking news any time during the day. Therefore, the Internet gives an opportunity to online news sites to cover breaking news faster than the old media can cover. In conclusion, the Internet is a worldwide news and information medium. In the era of long distance telecommunication, a news organization or an individual can be located anywhere in the world and still be able to request and obtain specific news and information. Hachten (1989: 71) makes a remark that Internet technology is making it possible to send and receive news and other essential information almost anywhere in the world. The potential payoffs as Web helps journalists avoid autocratic government restrictions. The new technology is not just a tool but it is also freedom. II. DISADVANTAGES OF INTERNET TECHNOLOGY IN JOURNALISM Delivering information through the Internet is expensive. Creating content demands qualified manpower, which means having the sum of skilled newsgathering, writing, editing, presentation, and general management. In order to produce quality content, an expensive series of steps should be taken by online new sites. Besides, to post online news on the Internet requires new technological tools. Therefore, providing any necessary high equipment increases capital expenditures of news organizations. The necessity of investing large amount of money in online operations leads to powerful media companies domination over the news on the Web. The Internet increasingly has been becoming the domain of media brand names that are linked to the major players of the global media market (White 2000: 35-36). Dominant news Web sites have been run by the old media, that is the traditional news organizations such as daily newspapers, newsmagazines, network, and major cable television outlets. McNair (1998: 173-185) mentions in his article that, as James Curran predicted in 1991, the introduction of new technologies to the print media did not fundamentally change the long-established structure of ownership and control, patterns of employment, and process of production within the media industry. The reason for newspapers dominance in online journalism is that they have the biggest investment in news. News organizations have the resources to build powerful Web sites. Besides, they are specialized in news coverage, so it gives them an advantage. With regard to the ratings services reports published in USA Today Magazine (Aug 2001: 15-17), most Americans go to sites operated by old-line media when for news on the Web. The major disadvantage of journalism on the Internet is that there is no quality control. The question of reliability and trustworthiness of information posted outside the news sites control are an issue. Standards online have not been established yet. Nevertheless, mainstream news organizations are struggling to apply old-fashioned news standards to the Web, however, are discovering that it is not easy to translate the virtues of accuracy, balance and clarity to a medium where the advantage of speed and timeliness prevail. According to Towsend (2000: 8-9) the Web is the Wild West, with gossipmongers, stock manipulators and crackpots of every description, some posing as journalists at alleged news sites. Accuracy is sacrificed for speed and immediacy. On the other hand, as Finberg (2001: T11-14) states in

his article about the survey on the credibility of a Web news story, public ranked accuracy, completeness, and fairness as the most important factors. Online operations of newspapers on the Internet negatively influence reporting standards of journalism. The rush to break news ahead of competitors has caused news organization to post stories on the Internet without the same level of fact checking and confirmation that is expected in print media. However, these principles are as fundamental for new media as for the old. This results in losing online edition of newspapers credibility and public s trust. Kornblum (2000: 3D) comments on the data of a survey that was answered by 203 editors limited to the online operations of newspapers conducted by University of Memphis professor David Aran cooperating with Janna Anderson, a journalism instructor at Elon College, that 47% of respondents agreed that the ability to publish information immediately online has led to an erosion of the standards of verification; and 30% said online outlets are not as likely to follow general ethical standards of journalism as are traditional papers. The other drawback of journalism on the Internet is that online error correction policies in news forums have not been evolved to the point they need to. In print news publications when there is an error in reporting, there are at least some error-correcting mechanisms in place. As the error is noticed in print edition of newspapers, corrections can be published. However, online new sources seem to be falling into is a tendency to correct or remove the story rather than publish a correction (Swanie 2000: 152-157). Online news organizations tend to simply reload a corrected version of the news without comment. The problem is here what if some people have already read the erroneous information, how the news organization can let those people know that the information they got was not correct? Just changing or removing the erroneous story without comment in public leads to erosion of public trust toward the news organization. It influences the credibility of online news reporting. The Web s greatest strength is also its weakness. Anyone can report anything from anywhere in the world without taking journalistic standards into his consideration. On the other hand, there are no filters to make sure that the best get posted on the Web. Thus, this decreases the credibility and reliability of news published on the Internet. Not to mention the fact that there are no editors in cyberspace. Newspapers are also missing from online content providers. According to the author of the book Strait Talk About the Information Highway (Goldsborough 1999: 11-12), the flip side to the Net s personal nature is the high incidence of information being misinformation. Without the filter of experience and editing, rumors and hoaxes proliferate. Furthermore, many online operations are start up and their personnel are young and have never been experienced in the traditional news culture that keeps ad and editorial functions a respectable distance apart. Therefore, the opportunity for blurring the invisible line between editorial function and ad department is greater. Internet on news reporting and journalism has facilitated individuals with little or no journalistic training or experience to pass on their findings, spurious to readers. Non-journalistic web sites have people doing work that is essentially journalistic in nature, from writing stories to choosing relevant links (Stein 1999: 11-12). It is not even clear whether these people are journalists, or which ones are journalists (Overholser 2000: 60-62). Even though online operations of news organizations bring many advantages to consumers and communities, it has not yet become a profit center in any news organization. New media leaves off subscription and advertising fees because companies are not willing to pay a flat fee for online advertising. People are also used to getting what they want on the Internet for nothing. The general attitude among Internet users is that everything is free on the Internet. Therefore, major newspaper companies do not charge any fee for access to the articles posted on the Internet. Advertising revenues has not also grown enough to cover costs at most sites (Farhi 2000: 22-28). In order to stop worrying about incursions by advertisers into newsrooms, the leaders of journalism should get busy finding ways to produce content that somebody, particularly subscribers, will buy and pay for online (Rainie 2000: 17-19). Thus, the economy of Web just cannot afford to employ that many professionals within a news organization. It would be hard to find online newspapers that financially could survive on their own, without subsidies of capital and content form of the core organization (Small 2000: 41-43).

The last but not least disadvantage is that online journalism abounds in obstacles such as lack of access to technology and of a wired infrastructure. There are places in the world where technological changes are not resulting in new approaches to how journalists do their job and readers get their news. CONCLUSION The Internet is the most powerful communication medium to arise since the dawn of television (Kelly 2000: 64-70). This technology enables reporters to send and receive information anywhere in the world. The nature of the Web technology also gives power to both readers and journalists to communicate interactively in the cyberspace. The biggest change from print to online is the instant access to audiences (Lowrey 1999: 14-28). Thus, this results in removing the traditional gatekeepers called news media. Internet technology has brought new methods of gathering and delivering information and news in the media industry. Online news organizations provide easy access to information that is often buried in the depths of traditional newspapers, and they frequently incorporate links between news and related stories and Web sites. On the other hand, lack of journalistic standards erodes credibility of news posted on the Web. Therefore, news organizations to be successful in reporting news online should pinpoint on the quality of news coverage and the feature of the Internet technology. Journalists should keep in mind that online newsreaders come to news sites to be informed as much as they can. People who use the Internet as a source of news are clearly information seekers (Stempell et. al. 2000: 71-79). At this point, the credibility of online news outlets is essential to keep readers coming back to sites continuously. In conclusion, I strongly believe that as the percentage of Internet users rate increases, providing online news will be profitable for the news organizations. At that time, advertisers will be willing to pay certain amount of fee for the service. When the content of online edition of newspapers gets qualified, I assume that people will also subscribe for them. In order to realize this, news organizations should pay attention to produce news according to journalistic standards and be aware of pros and cons of online journalism. They should also keep in mind that the Internet is a worldwide news and information medium (Alexander 1999: 5-9). BIBLIOGRAPHY Alexander MJ (1999) Armchair Activists: The New Journalism on the Internet, Executive Speeches, 14 (2) pp 5-9. Bukoto NG (2001) Civic Journalism and the Online World, Quill, 89 (9) pp 44-46. Farhi P (2000) Surviving in Cyberspace, American Journalism Review, 22 (7), pp 22-28. Finberg IH (2001) Info Highway No Speedway, Editor & Publisher, 134 (48), pp T11-14. Flanagin JA and Metzger JM (2000) Perceptions of Internet Information Credibility, Journalism & Mass Communication Quarterly, 77 (3), pp 515-540. Giles B (2000) Journalism in the Era of the Web, Nieman Reports, 54 (3), p 4. Goldsborough R (2002) New Media and Disasters, Reading Today, 19 (3), pp 11-12. Hachten W (1989) The World News Prism: Changing Media and Clashing Ideologies, Iowa State University, Iowa. Kelly M (2000) Ethical Challenges in Online News, World & I, 15 (10), pp 64-70. Koch T (1991) Journalism for the 21 st Century: Online Information, Electronic Databases, and the News, Preager Publishers, New York. Kornblum J (2000) Newspaper Editors See Standards Slip Online, Arlington, USA Today, p 3D. Lowrey W (1999) From Map to Machine: Conceptualizing and Designing News on the Internet, Newspaper Research Journal, 20 (4), pp 14-28. Massey LB and Levy RM (1999) Interactivity, Online Journalism, and English-Language Web Newspapers in Asia, Journalism & Mass Communication Quarterly, 76 (1), pp 138-151. McNair B (1998) New Technologies and the Media, The Media: An Introduction, A Briggs and P Cobley (eds), Addison Wesley Logman, New York. Overholser G (2000) Newspapers Are Languishing As the Net Speeds Up, Columbia Journalism Review, 38 (6), pp 60-62. Rainie L (2000) Why the Internet Is (Mostly) Good for News, Nieman Reports, 54 (4), pp 17-19.