ASYA DA YENİ GÜÇ DAĞILIMI



Benzer belgeler
İktisat Tarihi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu

FAO SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ FİYAT VE TİCARET GÜNCELLEME: KASIM 2014

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

Temmuz Ayı Tekstil Gündemi

ERASMUS + YÜKSEKÖĞRETİM PROGRAMI DÖNEMİ "ORTA ASYA" BÜTÇE KATEGORİSİNE AİT LİSTE

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

Tablo -1: Dana ve Sığır Eti Üretim ve tüketimi - Seçilen Ülkelerin Özeti (1000 ton karkas ağırlık eşdeğeri)

TİCARİ İLİŞKİLER DURUM İKÖ ÜLKELERİ ARASINDA AVRUPA BİRLİĞİ >>

Dünya ekonomisinde kartlar yeniden karılıyor!

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

Orta Asya daki satranç hamleleri

Finansal Krizden Bu Yana Dünya Ticaretinin En Kötü Yılı : 2015

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

World Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011

ULUSLARARASI RAPORLAR, TÜRKİYE EKONOMİSİNİN GELECEĞİNİ PARLAK GÖRÜYOR

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012

BÜLTEN İSTANBUL B İ L G İ AZİZ BABUŞCU. NOTU Yeni Dünya ve Türkiye 2 de İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI

KUZEYDOĞU ASYA DA GÜVENLİK. Yrd. Doç. Dr. Emine Akçadağ Alagöz

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2006

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

yılları arası Tekstil Makineleri Yatırım Durumu

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

Mayıs Ayı Tekstil Gündemi

ENERJİ GÜVENLİĞİ ÇALIŞTAYI Türkiye Nükleer Güç Programı 2030

ŞANGAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ VE TÜRK DIŞ POLİTİKASI

Doç. Dr. Aylin GÜNEY Yaşar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

KÜRESEL OTOMOTİV OEM BOYALARI PAZARI. Bosad Genel Sekreterliği

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE

KÜRESEL TİCARETTE TÜRKİYE NİN YENİDEN KONUMLANDIRILMASI-DIŞ TİCARETTE YENİ ROTALAR

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

KENTİNİZ DÜNYAYA İLHAM VERSİN

İZMİR TİCARET ODASI AZERBAYCAN ÜLKE RAPORU

Dış Ticaret Verileri Bülteni

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

KÜRESEL KRİZ SONRASI KÜRESEL FİNANSAL SİSTEM İÇERİSİNDE TÜRK FİNANSAL SİSTEMİ BAKİ ALKAÇAR (BDDK)

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YAŞANAN GELİŞMELER VE 2011 YILI EKONOMİK BEKLENTİLERİ. Dr.Süleyman Yaşar. 17 Nisan 2011

Avrupa da Yerelleşen İslam

* EL KAZANDI BİZ ÖVÜNÜYORUZ *BORSA 2012 DE DE YABANCIYA ÇALIŞTI *İstanbul da kazanıp, New York ta, Londra da şampanya patlattılar

Küresel Bir Problem Olarak Tüberküloz. Prof. Dr. Ali ALBAY Gülhane Askeri Tıp Akademisi Tıbbi Mikrobiyoloji. AD. Öğretim Üyesi

TÜRKİYE TAKIM TEZGAHLARI ALT SEKTÖRÜ

Dış Ticaret Verileri Bülteni

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

ÇOK TARAFLI İLİŞKİLER VE AVRUPA BİRLİĞİ NİN GELECEĞİ KONFERANSI. Ümit Özlale

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Bilgi Notu / Mayıs 2010

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Türkiye, 2012 yılında dünyada uluslararası doğrudan yatırım liginde iki basamak yükseldi

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

Beyin Gücünden Beyin Göçüne...

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Piyasalardaki Dalgalanma Otomotiv Sektörüne Nasıl Yansıyor?

Japonya LNG Pazarı İçin Küresel Stratejiler

tepav Biyoteknolojide son yıllarda artan birleşme ve satın alma işlemleri ne anlama geliyor? Haziran2014 N POLİTİKANOTU

Medikal Turizmde Tanıtım, Pazarlama Stratejileri ve Hedef Ülkeler

Türkiye nin esas gündemi orta gelir tuzağından çıkmak olmalıdır

Merkez Strateji Enstitüsü. Türkiye-Rusya İlişkileri Mevcut Durumu ve Geleceği

TR33 Bölgesi nin Üretim Yapısının ve Düzeyinin Tespiti ve Analizi. Ek 5: Uluslararası Koşulların Analizi

İZMİR TİCARET ODASI GAMBİYA CUMHURİYETİ ÜLKE RAPORU

Serbest ticaret satrancı

KAMU DİPLOMASİSİ ARACI OLARAK ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI VE TÜRKİYE UYGULAMALARI. M. Musa BUDAK 11 Mayıs 2014

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği. Dünya da ve Türkiye de Ekonomik Görünüm

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Amerikan Stratejik Yazımından...

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

Bebek Hazır Giyim Sektörü Dış Ticaret İstatistikleri Raporu

CAM SANAYİİ. Hazırlayan Birsen YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Uluslararası Yönetim UYÖ

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi. Uluslar arası İlişkiler Bölümü

Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010

GTİP 3924 Plastikten sofra, mutfak, ev, sağlık veya tuvalet eşyası

DİYARAKIR DIŞ TİCARETİ 2014

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

2014 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU

Asya dan Dünya ya Yükselen Çin Ekonomisi

Türkiye nin G-20 Başkanlığı ndaki 3 Önemli Önceliği. 1. Investments (Yatırımlar) 2. Inclusiveness (Kapsayıcılık) 3. Implementation (Uygulama)

2017 YILI DÜNYA HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNDE GELİŞMELER

Trans-Pasifik Ortaklığı Anlaşmasının Türkiye Ekonomisine ve Dış Ticaretine Etkileri

Türkiye nin dış ticaret ve yatırım bağlantıları: Güçlü yönler

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

AZERBAYCAN MİLLİ GÜVENLİK STRATEJİSİ BELGESİ

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

TÜRKİYE. PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖR İZLEME RAPORU 2015 / 8 Ay PAGEV

KAYNAK MAKİNELERİ SEKTÖRÜ NOTU

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK GRANİT DIŞ TİCARET VERİLERİ

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

2014 YILI NİSAN AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

Transkript:

> DÜBAM ASYA DA YENİ GÜÇ DAĞILIMI Rajan Menon DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI www.dunyabulteni.net

DÜBAM ASYA DA YENİ GÜÇ DAĞILIMI Genel Yayın Yönetmeni Akif EMRE Yayın Koordinatörü Aynur ERDOĞAN Çeviren Mehmet ŞEYHOĞLU DÜBAM Yayınları Küresel İletişim Merkezi Barbaros Bulvarı, Balmumcu / Beşiktaş Tel: (0212) 274 80 21 274 80 22 www.dunyabulteni.net

> DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 4

ASYA DA YENİ GÜÇ DAĞILIMI < Asya da beliren güç değişikliği Büyük Asya doğuda İran dan Orta Asya ve Güney Asya üzerinden Endonezya ya, Aleutian Adaları ndan Avustralya ya uzanır, Rusya nın Uzak Doğu su, Çin, Japonya, Kore Yarımadası ve Güneydoğu Asya yı içerir. Asya, ticaret ve yatırım akını, enerji boru hatları, resmi hudutlar boyunca dökülen milliyetler, mevcut algıları şekillendiren tarihi miraslar, ülkeler içinde ve ülkeler arasında değişen güç oranlarından kaynaklanan, hem uyuşan hem çelişen çeşit çeşit işlemlerle birbirine bağlıdır. Bu, kapalı bir sistem değildir; neticede çoğu Büyük Asya devleti Amerika Birleşik Devletleri yle yakından irtibatlıdır. Asya ülkesi olmayan ABD nin mahareti, onun tüm bölgede güç dengelerini, siyasi ve askeri sonuçları şekillendirmesine imkan veriyor. Hem iktisadi hem siyasi olmak üzere yurt içinde sınırlamalar seçim yapmasını engellerken, Amerika, Büyük Asya nın doğu bölgesinde güç dağılımında beklenmedik değişiklikler ve batı bölgesinde de sıkıntılarla karşı karşıya kalacak. Bu, bunun sonucunda bölgedeki ülkeler tarafından stratejik yeniden değerlendirmeler yapılmasını gerektirecek, özellikle de Amerikan korumasına bel bağlamış olan ülkeler tarafından. Tüm bunlar uzun süreli analitik çerçeve ve politikaların altını oyacak. Ufukta beliren bu değişiklikler, Soğuk Savaş sonrası dünyasını tarif etmek üzere tasarlanan büyük teoriler prizmasından bakılarak tam olarak anlaşılamaz. Bu büyük teorilerin ön önemli üçü şunlardır: Medeniyetler Çatışması, Tarihin Sonu ve küreselleşme. Bunların her üçü de Büyük Asya yı şekillendiren çok katlı, girift ve birbirleriyle çelişen güçleri gözden kaçırıyor. Samuel P. Huntington ın medeniyetler çatışması kabulü, Büyük Asya devletlerinde değişimin kaynağının medeniyetler değil devletler olduğu realitesini ıskaladı. Doğru, Afganistan, Myanmar, Kırgızistan, İran, Sri Lanka, Çin, Filipinler, Pakistan ve Malezya da medeniyetle ilgili ihtilafa benzer bir şeyler görülüyor. Ama bu, bu tür ülkelerin bütünlüğünü tehdit etse de henüz bunları medeniyetlere göre bloklara ayırmış değil. Asya da kültür ve dinin tesirleri bütünleştirici olmaktan ziyade bölücüdür ve öyle de kalacaktır. 5

Asya da sadakat, kaynak ve aynı saftaki devletlerin politikalarını, Hindistan ın menfaatleri için harekete geçirebilecek bir Hindu medeniyeti yoktur. Hindistan da hemen hemen Pakistan daki dindaşlarıyla aynı sayıda, 170 milyon Müslüman, Huntington ın Hindu medeniyeti görüşüne bir başka engel teşkil ediyor. Hindistan ın geleceği için, ufukta beliren Hindu şovenizminden öylesine korkan milyonlarca Müslüman vatandaştan daha büyük bir tehdit tahayyül etmek zordur. Ama Hindu milliyetçiliği ülkede hiç Müslümanlara korku salacak derecede destek kazanmadı. Hindistan la Hinduluğu birleştiren Hindutva ideolojisi hiç önemli bir etki elde edemedi. Diğer militan Hindu hareketleri de milli destek görmedi. Malezya ve Singapur da Hindu topluluklar var ve Hinduizm in izleri de Bali ve Güneydoğu Asya nın çeşitli yerlerinde aşikar olsa da Asya nın Hindistanlı olmayan Hinduları, Hindistan da dini temel üzerine kurulan siyasi hareketlere katılmayı gelecekleri için tehlikeli bulurlar. Ayrıca, yükselen Çin i dengelemek için müttefiklere ihtiyacı olan bir zamanda Hindistan ın medeniyetle ilgili bir strateji benimsemesi kendi bacağına kurşun sıkmak olur. > DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 6 Çin için de medeniyetle ilgili bir blok oluşturma aynı derecede uygulanabilir değildir. Konfüçyünizmin cazibesi, özellikle Çin ile olan ihtilaflarla dolu bir tarihten halen etkilenen Japonya ve Vietnam da duygusal milliyetçilik çekimini karşılamayacaktır. Ayrıca, Çin in Han medeniyeti koalisyonu kurma teşebbüsü, azınlıklarının, özellikle de Tibetliler ve Uygurların husumetini çekecektir. Çin de azınlıklar nüfusun sadece yüzde 10 unu teşkil ediyor ama bunlar büyük toprak parçasının yarıdan fazlasında yaşarlar. Eğitim ve iktisadi kalkınma, asimilasyon yoluyla Han karşıtı milliyetçiliği zayıflatmak yerine aksine kuvvetlendirdi. Tibetliler bir dizi kendilerini kurban etmelere (2009 dan bu yana 119) ve isyanlara karıştılar. Uygurların anavatanı ve büyük enerji yataklarına sahip Doğu Türkistan özerk bölgesinde de bombalamalar, gösteriler patlak verdi. Tibet ve Doğu Türkistan, Çin in doğu güç merkezlerinden uzaktır. Tibet in, Çin in Asya daki önemli rakibi Hindistan da dahil dört ülkeyle sınırı vardır. Doğu Türkistan ın da sekiz ülkeyle sınırı var. Coğrafya ve etnisite, devlet kontrolünün sürdürülmesini tehlikeye sokuyor. Çin yönetimi huzursuz azınlıkları baskılarla sindirebilir ama mücavir bölgede

ASYA DA YENİ GÜÇ DAĞILIMI < meydana gelen değişiklikler bunu güçleştirebilir. Bir zamanlar Rusya tarafından idare edilen Orta Asya Türk Müslüman bölgelerinde yeni devletler zuhur etti. Bu bölge Doğu Türkistan a komşudur ve benzer bir kültürel bölge teşkil eder. Uzun süren bir ekonomik kriz doğuda siyasi ayaklanmalara yol açarsa azınlıkları zapt etmek daha da müşkül hale gelir, hükümetin otoritesi sarsılır. Bu durumda azınlıklar, 1949 dan beri rejim politikası olarak uygulanan Han Çinlilerinin sinir bozucu göçü ve çoğunluk Hanlar için güvenli yerler inşa etme faaliyetlerine daha da fazla içerlerler. Tibet ve Doğu Türkistan da karışıklıklar ve şiddet olayları daha da yayılabilir. Çin medeniyeti de Hindu medeniyetinde olduğu gibi dış politikayı etkili bir şekilde desteklemiyor. Asya-Pasifik te 34 milyon yurt dışı Çinlisi var. Bunların yarısı Endonezya, Malezya ve Tayland da yaşıyor. Ama bu gruplara, milli servetteki paylarından dolayı, yaşadıkları ülkelerde kıskançlık ve husumetle bakılır. Bunlar, zaten dehşetle izlenen bir ülke tarafından kültürel temelde öncelik kazanmak üzere emir eri olarak hizmet etmek için uygun olmazlar. Çin le Tayvan arasındaki daimi siyasi bölünme, kültürel akrabalığın siyasi nüfuz sağlamada limitlerinin olduğunu gösteriyor. Tayvan, Pekin liderliğindeki bir medeniyet koalisyonuna hemen hemen hiç katılmayacaktır. Ki, bu koalisyon muhtemelen Tayvan ın bağımsızlığının devamı için en kritik ülke olarak Amerika Birleşik Devletleri ne ya da Çin in Asya daki en büyük rakibi Hindistan a yönelik olur. Eğer Çin in kültürel olarak kendisine en yakın topluluk ve ülkeler bile medeniyet temelli bir strateji için zayıf aday oluyorlarsa Pekin, Hindistan, Japonya ve Vietnam gibi kendisiyle ihtilaflı bir tarihe sahip olan çok daha uzaktaki ülkelerde daha da az başarılı olacaktır. En az muhtemel olan da Asya da İslami bir blok oluşmasıdır. Bu konuda merkez olabilecek açık bir aday yoktur. Büyüklük ve nüfus itibariyle ağırlığı olan Pakistan ve Endonezya, bu konuda en yakın adaylardır ama İslam merkezli bir Asya stratejisi, zaten gerçek Müslüman ın kim olduğu, İslam ın Müslümanlardan ne istediği ve Sünni olmayanların (Ahmediler, Şiiler) hakları konusundaki tartışmalardan kaynaklanan şiddet dalgası içinde savrulmakta olan Pakistan ı daha da istikrarsız hale getirir. Endonezya da ise onun İslami bir koalisyon kurmaya çalışması Bali, Maluku, Kuzey Sulavesi ve özellikle de milliyetçi ve ayrılıkçı hissiyatın halen 7

kuvvetli olduğu Papua da gayrimüslimleri daha da yabancılaştırır. Tarihin Sonu tezi Francis Fukuyama nın Tarihin Sonu -Sovyet komünizminin ölmesini takiben tek küresel ideoloji olarak liberal demokratik kapitalizmin kaldığı- tezi de Asya nın geleceği için çok yol gösterici değildir. İran, Orta Asya, Rusya, Singapur ve Çin de demokrasiye yönelik oldukça karışık görüşler vardır. Bazı liderler Asya değerlerine başvurur, materyalizme saldırır, liberal demokraside aşırı ferdiyetçilik görür, onu nizam, hiyerarşi ve sosyal yükümlülükler bakımından eksik bulur. Amerikan tesirinin geliştirilmesine yönelik adımlar olarak görerek demokrasinin teşvikine karşı çıkan bu liderler, pragmatik menfaatlerle demokratik ilkeler çatıştığı zaman tutarsızlık doğduğunu ifade ederler. > DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 8 Büyük Asya nın büyük bölümünde Amerika Birleşik Devletleri ne karşı koalisyon oluşturmak üzere tasarlanan Asya değerleri manifestosunun pek etkisi olmadı. Singapur gibi bunu önerenlerden bazıları güvenlikleri için Amerika ya güvenirler ve bunlar bazılarının kültürel önemi olan çok sayıda işlem yaparlar. Henüz bu yaklaşımın zayıflığı Büyük Asya da insanların otoriter rejimlere karşı demokrasiye sarılmaya hazır oldukları anlamına gelmiyor. Demokratik Hindistan ın zorluklarla dolu ekonomik kayıtlarıyla otoriter Çin in şaşırtıcı ekonomik başarısı arasındaki tezatı düşünün. Güney Kore ve Tayvan ın alıp başını giden büyüme oranları, Vietnam ın canlı iktisadi büyümesi ve Singapur un kıskanılacak hayat standardı ve temiz hükümeti, bunların hiçbiri de demokratik değilken başarıldı. Asya da demokrasiler iktisadi reform gerçekleştirmede çok başarılı olmadı. Seçim döngüleri ve muhalefet partileri olmayan Çin, reformları Hindistan dan çok daha hızlı gerçekleştirdi. Aslında Çin-Hindistan karşıtlığı, demokratik Hindistan ın mı yoksa otoriter Çin in mi Asya da cazip bir model olabileceği ya da ekonomik kayıtlarında şimdiye kadar görülen zıddiyetin bölgede tavırları Batılı demokratik ideallerden daha fazla şekillendirip şekillendiremeyeceği hakkında sorular gündeme getiriyor.

ASYA DA YENİ GÜÇ DAĞILIMI < Asya da kamuoyu araştırmaları demokrasiye yönelik önemli bir destek olduğunu gösterse de demokrasinin hızlı ekonomik büyüme ve etkili, açık bir hükümet getirmedeki etkinliği gibi spesifik konularda insanların tepkileri daha farklı oluyor. Burada asıl nokta, büyümeyi teşvik ve yolsuzluğu önlemede otoriter rejimlerin demokrasilerden daha iyi olduğu değildir -ki, yolsuzluk Çin de ve Asya nın diğer yerlerinde çok yaygındır- asıl nokta, öncekinin başarılarının Asyalıların siyasi tavırlarını Tarihin Sonu tezinin farz ettiğinden daha fazla şekillendirebileceğidir. Küreselleşme Fukuyama nın çizdiği çerçeveyle çakışan üçüncü hikaye küreselleşmedir. Bunun guruları, ekonomik büyüme arzusu ve teknolojik maharetin, ülkeleri piyasa ekonomisi ve açık siyaseti benimsemeye zorlayacağını ifade ederler. Ama her hükümet için birinci öncelik, ekonomik büyümeyi azamiye çıkarmak değil iktidarını korumaktır. Liderler, liberalizasyonun siyasi güçlerini, iktisadi ayrıcalıklarını ve iltimas ağını tehlikeye sokacağından korktukları zaman buna direnirler. Kuzey Kore bu hususta uç bir örnektir. Belki de Çin, Rusya, Japonya, Hindistan, Kazakistan ve Özbekistan daha münasip örneklerdir. Bunların her biri, kendi yöntemleriyle küreselleşmeyi kendi amaçlarına göre büktü. Küreselleşme Asya da hükümetlere şekil verdiği kadar hükümetler de küreselleşmeye şekil verdi. Hükümetlerden bazıları ticaret, yabancı yatırım ve seyahate sınırlamalar getiriyor. Bunlar para birimini kontrol eden kararnameler çıkarıyor, döviz kurlarını manipüle ediyor ve fikri mülkiyet sözleşmelerini ihlal ediyor. Bunlar basına sansür getiriyor, internet sitelerini engelliyor (bu uygulama demokratik Hindistan da da var). Bunlar muhalif gruplara baskı yaparlar ver liderlerini hapseder hatta öldürürler. Ekonomide önemli sektörlerde devlet mülkiyetini savunurlar. Küreselleşme savunucuları bu tür tedbirlerin etkisiz olduğu şeklinde buna karşılık verirler. Ama kaçırılan nokta, hükümetlerin istikrar ve kontrolü etkinlikten daha fazla istedikleridir. Bu yüzden, İran, Orta Asya, Çin, Singapur, Rusya ve Büyük Asya daki diğer ülkelerde iktisadi ve fikri değişime yönelik engellerin gayesine ulaştığı görüldü. Bazen, küreselleşme uzmanları 9

tarafından pazarlanan politikaları benimsemeyi reddetmenin ihtiyatlı bir davranış olduğu kanıtlanmıştır. 1997 deki Doğu Asya para birimi krizinde, sermaye hareketliliğinde sınırlamalar olan Malezya, Hindistan ve Çin, böyle sınırlama bulunmayan Endonezya, Güney Kore ve Tayland a göre krizin üstesinden çok daha kolay geldi. Moda teoriler, devletlerin rolünün azaldığını ilan eder ve nitelikli egemenlik, küresel yönetim ve devlet dışı aktörler döneminde devletler arasındaki siyasi ve askeri rekabetin fazla bir şey ifade etmediğini iddia ederken hedefi ıskalarlar. Asya da en büyük değişiklikler, özellikle üç ülkenin başarıları, başarısızlıkları ve stratejik seçimlerinden meydana gelecektir: Çin, Hindistan ve Japonya. Çin in rekor büyümesi 1978 den beri eşi görülmemiş bir başarı göstererek her sene ortalama yüzde 9 luk büyüme oranı sayesinde Çin, 2010 da dünyanın en büyük ikinci ekonomisi unvanını Japonya dan aldı. 2030 civarında iktisadi üretiminin Amerika Birleşik Devletleri ni geçmesi bekleniyor. Bu ekonomik başarı, hedefleri istikametinde ilerleme ve Büyük Asya daki duruşlarını geliştirmek üzere Çinli liderlere geniş imkan verdi. İktisadi hamlenin güçle ilgili başka sonuçları da oldu: Evrensele yakın okuma-yazma oranı, geniş bir orta sınıf, siyasi istikrar, modern altyapı, patlayan ihracat ve muazzam ticaret fazlası, muazzam sermaye rezervleri, teknolojik buluşlarda büyük ilerlemeler, önemli ve çok yönlü imalat sektörü. > DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 10 Çin in ticari bağları, yatırımları ve kredileri zaten onu Büyük Asya da iktisadi sistemin belkemiği yapmış durumdadır. O, Büyük Asya ülkelerinin dokuzunun baş ticaret ortağıdır: Hindistan, Pakistan, İran, Endonezya, Japonya, Malezya, Avustralya, Moğolistan ve Tayvan. Orta Asya, Çinliler tarafından ticaret, yatırım, göç ve kültürel programlar, demir yolları ve enerji boru hatlarıyla doğuya çekiliyor. Ve bu yöneliş, çok kısa bir zamanda meydana geldi: Sovyetler Birliği nin dağıldığı 1991 den bu yana. Diğer taraftan, Şanghay İşbirliği Örgütü, Çin in bu yayılmacı rolüne kurumsal meşruiyet sağlıyor ve ona Orta Asya nın güvenliğinde

ASYA DA YENİ GÜÇ DAĞILIMI < bir pay veriyor. Afganistan da da Çin petrol ve maden yataklarına yatırımlar yapıyor ve NATO kuvvetleri çekildikten sonra Hindistan ın kararlı nüfuz kazanma çabalarına karşılık veriyor. Hindistan la araları açık olsa da Çin, Hindistan ın en büyük ticari partneri oldu. Batı, İran ı tecrit etmek üzere harekete geçti ama Çin böyle yapmadı. Çin, İran ın en büyük ticaret ortağıdır, İran ise Çin in en büyük üçüncü petrol ithal kaynağıdır. Büyük Asya nın doğu tarafında da Rusya petrol akışı, ticaret, silah satışı ile Çin e bağlıdır. Tek kutuplu dünyaya müşterek muhalefetten dolayı iki ülke arasında askeri tatbikatlarla da kendisini gösteren stratejik ortaklık doğdu. Amerikan hakimiyetindeki dünya onlarca yıllık ideolojik tartışmalar, toprak ihtilafları ve askerileştirilmiş sınırları sona erdirdi. Ama şimdi güç dengesinde Çin lehine büyük bir değişim var, bu bir diğer tarihi dönüşümdür. Büyük Asya da Amerikan müttefikleri de vardır ki bunların göze çarpanları Avustralya, Japonya, Tayvan, Güney Kore ve Filipinler dir. Ama bu bağlılıklar geçmiştekinden farklı seyredecek. Çin halen standart güç göstergelerinde Amerika Birleşik Devletleri nin izinden gidiyor: Gayrisafi milli hasıla, savunma harcamaları, silahlı kuvvetlerin erişim ve öldürücülüğü, deniz ve hava gücü ve teknolojik buluşlar. Çin Rusya dan modern gemiler, denizaltılar ve uçaklar satın aldı, askeri sanayiini modernleştirdi, teknolojik becerilerini geliştirdi. Bu durum bölgede gözden kaçmadı. Bu durum, güvenlikleri için uzun süredir Amerika ya bel bağlayan ülkelerin (en başta da Japonya), bildik savunma stratejilerini yeniden düşünmelerini gerektirecek. Bu ülkelerin kendilerine, Amerika Birleşik Devletleri nin, kendilerini savunmak için ne kadar ilerleyeceğini sormaları gerekiyor, özellikle de küçük adaların haklı mülkiyeti konusunda Çin le çatışırlarsa Burada önemli olan husus, Çin in muhtemelen bu ülkelere saldıracak olması değildir, önemli olan, mevcut gidişat devam ederse tek el ateş açmadan Amerika nın güvenilirliği konusunda şüpheler doğacağıdır. 11

Hindistan ın başarısızlıkları > DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 12 Çin in başarıları rutin olarak manşetleri süslüyorsa Hindistan ın başarısızlıklarına dikkat etmek gerekir. 1990 ların başındaki reformlardan sonra Hindistan ın ekonomik büyümesi hızlanırken, ülkenin başarısızlık listesi de Çin e nispeten oldukça kabarıktır. Hindistan ın 2012 de kişi başına düşen gayrisafi milli hasılası 3.900 dolardı ve dünyada 168. sırada geliyordu. Bu rakamlar Çin için sırasıyla 9.300 dolar ve 123.; Japonya için 36.900 dolar ve 38.; Güney Kore (ki bu ülkenin 1950 lerde kişi başına düşen milli geliri Hindistan a eşitti) için 32.800 dolar ve 44. dür. Hindistan da okuryazarlık oranı da yüzde 73,4 tür. Bu oran Çin, Endonezya ve Malezya da yüzde 90 dır. Tüm Hindistanlıların yüzde 32 si günde 1,25 dolardan az parayla geçiniyor. Bu oranlar Çin de yüzde 13, Endonezya da yüzde 18, Pakistan da yüzde 21, İran da yüzde 1,5 ve Malezya da yüzde 0 dır. Hindistan hayat beklentisi olarak da dünyada 164. sıradadır. Büyük Asya da sadece Pakistan, Nepal, Tacikistan ve Afganistan bundan daha kötüdür. Hindistan bebek ölüm oranında da 50. sıradadır ki bölgede bundan daha kötü orana sahip tek ülke Afganistan, Pakistan, Kamboçya, Myanmar, Laos ve Bangladeş tir. Hindistan ın altyapısı da eskidir. Bu da ekonomik büyümeye ve yabancı yatırımlara engel olduğu gibi bu durum Çin le de keskin bir tezat teşkil etmektedir. BM nin, insanların temel ihtiyaçlara erişimi konusunda sağlam bir ölçütü olan en son İnsani Gelişme Endeksi nde Hindistan 136. sırada bulunuyor. Büyük Asya da sadece Afganistan, Myanmar ve Papua Yeni Gine gibi ülkeler bunun gerisindedir. Hindistan ın cansız sanayi-imalat temeli, ihracat ağırlıklı ekonomik büyüme ve fakirliğin azaltılmasına büyük bir engeldir. Ülkenin üniversite sistemi, bilim ve mühendislikte ihtiyaçları karşılamıyor. Hindistan ın 2010 da ülkeye çektiği doğrudan yabancı yatırım da Çin in 574 milyar dolarlık, küçücük Singapur un da 274 milyar dolarlık rakamlarına kıyasla 191 milyar dolardı. Bu istatistikler Hindistan ın bir dünya gücü olarak yükselişiyle ilgili tahminleri boşa çıkarıyor. Hindistan, Çin le olan iktisadi açığı yakın bir zamanda kapatamaz. 1962 de Çin in elinden aldığı küçük düşürücü yenilgiden bu yana silahlı kuvvetlerini modernleştirmek için yaptığı muazzam atılıma rağmen Hindistan güçlü koalisyon ortakları olmadan Çin i askeri olarak da dengeleyemez. Bu realite, önümüzdeki birkaç on yılda da değişmeyecek.

ASYA DA YENİ GÜÇ DAĞILIMI < Yine de Hindistan ın Çin e kıyasla etkileyici gücü de var. Çin in nüfusu küçülüyor ve bu gidişat devam edecek. Emeklilerin oranı ve çalışmayan nüfusa harcamalar artacak. Hindistan da ise 2025 senesi civarında nüfusun yüzde 25 inin (Çin de bu oran yüzde 18) 24 yaşından küçük olacağı öngörülüyor, bu da bol miktarda emek arzını garanti ediyor. Hindistan ın çeşitliliği de yer yer krizlere yol açıyor. Keşmir deki şiddet olayları, Sih ayrılıkçılığı ve aşiretler ve Maocu isyan gibi. Hindistan siyasi sistemindeki güçlü ademimerkeziyet unsurları merkezdeki bir ayaklanmanın dışarıya doğru yayılma ihtimalini azaltıyor. Bu, Sovyetler Birliği nin dağılmasında olan ve Çin de de olabilecek olanla zıttır. Üçlünün sonuncusu Japonya Mezkur üçlünün sonuncusu Japonya, vatandaşlarının temel ihtiyaçlarını uzun süre önce çözdü. O, hayat standardı bakımından Avrupa ve Amerika yla yarışıyor. Japonya, Amerika tarafından empoze edildiği zaman İkinci Dünya Savaşı ndan sonra demokrasiye geçti ve onlarca yıldır onu korudu. Japonya bir ülkenin olabileceği azami derecede tek etnisiteli yapıdadır (ülke bu durumu muhafaza etmek için son derece sıkı bir göç politikası takip eder). O, birinci sınıf sanayi ve teknoloji üssüdür, ekonomisi de dünyanın en büyük üçüncü ekonomisidir. Varlıkları, ona askeri gücünü nispeten çabuk arttırma imkanı verir. Amerika Birleşik Devletleri yle ittifakı sayesinde, savunma harcamaları İkinci Dünya Savaşı ndan bu yana ortalama olarak milli gelirinin yüzde 1 inden az oldu. Bu kurulu düzeni değiştirmek yurt içi ve yurt dışında tartışmalara yol açar ama Japonya nın onlarca yıldır Amerikan korumasına bel bağlama stratejisi, Amerika yla Çin arasında güç dengesi değişirken artık daha az savunulabilir oluyor. Japonya nın savunma stratejisinde değişiklikler olacağı görülüyor ama seçimlerin geçmişin militarizmi ya da şimdinin minimalizmiyle sınırlı olacağını görmek saçmadır. Barışçı anayasa, çoğu vatandaşın askeri minimalizmin terkine yönelik hoşnutsuzluğu ve halen Asyalıların hafızalarında kuvvetli olan Japon 13

emperyalizmi, Tokyo nun bu yeni duruma karşılık vermesini hep birlikte müşkül hale getiriyor. Çalışmaya devam etmesi için her şeyin ithalatına bağımlı olan bir ekonomiyle Japonya, deniz yollarını kapatacak deniz gücüne sahip ülkelere karşı özellikle hassastır. Japonya 70 senedir şanslıydı: Dünyanın en önemli deniz gücü olarak Amerika Birleşik Devletleri nin milli menfaatleri, Asya daki deniz yolları da dahil deniz güzergahlarının açık tutulmasını gerektiriyordu. Amerika Birleşik Devletleri denizdeki üstünlüğünü daha yıllarca sürdürecek olsa da Çin de deniz yollarına bağımlıdır, bu yüzden bunun bozulmaması konusunda duyarlıdır ve önemli kaynakları elinde tutma avantajıyla donanma gücünü büyütmeyi sürdürecektir. Japonya, 1945 ten beri ilk kez birinci sırada donanma gücü olmaya kararlı düşman bir hakim Asya gücüyle karşı karşıya kalacaktır. Japonya aynı zamanda ciddi demografik problemlerle de karşı karşıyadır. Japon toplumunun yaşlanması ülke zenginleştikçe hızlandı. Süreç halen devam ediyor ve Japonlar çare olarak göçe başvurmaya gönüllü görünmüyorlar. Japonya nın nüfusu şimdi 128 milyona yakındır. Bunun asrın ortalarında 97 milyona düşeceği tahmin ediliyor. Demografik sınırlamalar Japonya nın savunma seçimlerini de şekillendirecek ve onu deniz ve hava gücüyle yüksek teknolojili silahlara yöneltecek. Japonya savunma harcamalarını arttırmayı ya da kurulu milli güvenlik stratejisini yeniden değerlendirmeyi de ihtimal dışı bırakmayacak. Büyük Asya nın çoğu için en büyük güvenlik meselesi Çin i dengelemek olacak. Çin yönetimi Çin in barışçı yükselişine vurgu yaparken sopayı nadiren havucu ise bolca kullansa da komşuları önlem alacaklardır. Ülke siyasetinde sözler kaypaktır, niyetler konusunda ise tahminde bulunmak zordur. Bu yüzden devletler, diğerlerinin yaptığı işler ve yeni güç oranları oluşturacak değişiklikler üzerinde dururlar. > DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 14 Çin i dengelemeye çalışan devletler için en etkili ortak strateji, Çin in dikkat ve kaynaklarını birkaç cepheye yaymaktır. Çin in büyüklüğü göz önüne alındığında bu cepheler çok geniş bir alana yayılır. Bu yüzden uygulanması zordur. Coğrafya, bu konuda doğal ortakların Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Vietnam, Endonezya, Avustralya, Singapur ve Hindistan olduğunu gösterir. Böylesine farklı bir koalisyon oluşturmanın zorluğu bir yana, bunun üyeleri farklı derecelerde

ASYA DA YENİ GÜÇ DAĞILIMI < iktisadi açıdan Çin e bağımlıdır ve onun askeri gücüne maruz kalmak birliktelik ve ortak eylemi karmaşık hale getirecektir. Bu devletler arasında güvenlik konusunda istişareler arttı. Bunlardan bazıları (Hindistan, Japonya, Avustralya ve Singapur) ortak deniz tatbikatları yaptı. Çin in yükselişi, Hindistan ve Amerika Birleşik Devletleri arasında -Soğuk Savaş yıllarına taban tabana zıt- stratejik yakınlaşma başlattı. Bunların 2008 de sivil nükleer iş birliği konusundaki anlaşması bir dönüm noktasıdır. Bu anlaşma aslında Amerika nın Hindistan ı nükleer silah sahibi devlet olarak tanıdığını gösterdi. Bu, Washington un nükleer silahların yayılmasının önlenmesine dair geleneksel politikasından önemli bir sapmadır. Yine de Hindistan-ABD ittifakından bahsetmek yersizdir. Hindistan bu ortaklıktan maddi ve sembolik kazançlar elde etmeye çalışacaktır ama bunu Çin i alarma geçirmeden yapmak isteyecektir. Çin in Hindistan a yakınlığı ve giderek artan gücü göz önüne alındığında, aleni bir şekilde Çin karşıtı bir ittifaka katılmanın riski elde edilecek kazançlardan ağır gelir. Aynı mantık Vietnam için de geçerlidir. Bazı ülkeler Çin karşıtı koalisyondan uzak duracaktır. Çin tehdit etmedikçe ve Kuzey Kore nin baş patronu olarak kalmaya devam ettiği sürece Güney Kore de buna dahildir. Rusya da aynısını yapacaktır. Rusya nın Uzak Doğu daki eyaletleri -Fransa, Almanya ve İspanya nın hep birlikte üç katı bir alan- çok az bir nüfusa sahiptir (altı milyondan biraz fazla, Rusya nın toplam nüfusunun yüzde 4,2 si). Bu eyaletler Rusya nın batıdaki sanayi merkezlerinden çok uzaktır (Moskova beş milyon mil uzaktadır) ve bu yüzden buraları askeri olarak desteklemek zordur. Bu, Çin in sadece sınır boyundaki dört eyaletinde (Heilongjiang, İç Moğolistan, Jilin ve Liaoning) 160 milyon kişi yaşadığı göz önüne alındığında özelikle doğrudur. Rusya nın göreceli zayıflığı, Çin in kuzey cephesini güvenli hale getirecektir ve bir çevreleme stratejisinin etkinliğini azaltacaktır. Zayıf olan ve yakın bölgede müttefiki bulunmayan Moğolistan da benzer şekilde karşılık verecektir. Laos ve Kamboçya ise Vietnam ı dengelemek için Çin e bel bağlamış durumdalar. Büyük Asya nın batı tarafında, Çin Orta Asya devletlerinin ekonomileri ve milli güvenlikleri üzerinde en etkili devlet olarak Rusya nın yerini alacak. Orta Asya ve Afganistan da mevcudiyetini derinleştiren Çin, Doğu Türkistan a gelebilecek kültürel ve dini akımları yönlendirmek zorunda kalacak. Çin in Büyük Asya nın batı bölgesinde en büyük problemi ise Pakistan ın parçalanması olur. Bu, Çin in 15

Hindistan a karşı askeri stratejisinde en önemli unsurun altını oymuş olur. Pakistan ın parçalanması Hindistan, İran, Afganistan ve Orta Asya için daha da tehlikeli olur. Bunların hepsinin Pakistan la sınırı ve kültürel, etnik ve dini bağları var, bu yüzden parçalanma bunlar için de probleme yol açar. Uzun süredir Pakistan ın gücüne odaklanan Hindistanlı liderler, idrak etmeleri daha müşkül olan yeni bir durumla karşı karşıya kalırlar. Büyük Asya otobüsü Büyük Asya farklı arka planlara ve kabullere sahip yolcularla dolu bir otobüs gibidir. Bazıları diğerlerinden daha önemlidir ve bunlar direksiyonu çevirebilirler. Ama bu otobüsün birkaç direksiyonu vardır ve güzergah konusunda da ortak bir görüş yoktur. Bunların haritaları da yoktur ve bir rota ya da varılacak yer belirlemek için de birbirlerine yeterince güvenmezler. Aracın bazı aksamı eskidir ve güvenilmez, diğer aksam da çetin araziyle mücadele eder. Ve yol da kalın bir sis tabakasıyla kaplıdır. > DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI 16 Büyük Asya nın en güçlü devletleri arasında çıkarların farklı olması ve ortak eylemleri kolaylaştırmak üzere etkili kurumlar bulunmamasının muhtemel sonucu, çok taraflı iş birliği olmadıkça problemlere etkili bir şekilde hitap edilemeyeceğidir. Bu problemlerin arasında nükleer silahların yayılması, terörizm, çevre kirliliği, toprak ihtilafları ve silah yarışları da var. Arzu edilen fakat olması mümkün görülmeyen şeyler, kara ve denizde krizleri önleyecek güven inşa edici önlemler; okyanusta üzerinde yarışılan enerji yataklarının araştırılmasında iş birliği sağlayacak anlaşmalar; paylaşılan su kaynaklarının nehir kıyısındaki ülkeler tarafından hukuka uygun idaresi ve yoğun nüfuslu bölgede ticaret ve yatırımla siber savaş kanunlarıdır. Tek üzücü olan, bu meselelerin iş birliği için muhtemelen kaçırılan fırsatlar olacağı değil, bunların güç dengesindeki değişikliklerden kaynaklanan bol miktardaki ihtilaf ve gerginlik kaynağını daha da kötüleştirme ihtimalidir. Kaynak: The National Interest

ASYA DA YENİ GÜÇ DAĞILIMI < > DÜBAM DOSYASI ASYA DA YENİ GÜÇ DAĞILIMI DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI DÜBAM Yayınları Küresel İletişim Merkezi Barbaros Bulvarı, Balmumcu / Beşiktaş Tel: (0212) 274 80 21 274 80 22 www.dunyabulteni.net 17