SANAL ORTAM KANUN(SUZ)LARI Nereden Gelir Nereye Gideriz?...

Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Gü ven ce He sa b Mü dü rü

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

sınıflar için. Öğrenci El Kitabı

Cumhuriyet Halk Partisi

YILDIRIM v. TÜRKĐYE KARARIN KISA ÖZETĐ

İNTERNETTE İŞLENEN SUÇLARLA MÜCADELE

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

ÝÇÝNDEKÝLER. 1. ÜNÝTE Kümeler. 2. ÜNÝTE Bölünebilme Kurallarý ve Kesirler

Yaz l Bas n n Gelece i

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

Her yıl kaç vize veriliyor? Türkiye deki Alman temsilcilikleri her yıl yaklaşık 160 bin vize veriyor.

Cumhuriyet Halk Partisi

Türkiye Büyük Millet Meclisi nde ( TBMM ) 26 Mart 2015 tarihinde 688 Sıra Sayılı Kanun ( 688 Sıra Sayılı Kanun ) teklifi kabul edilmiştir.

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN

CHP'lilerin telefonlarının izlenme skandalında kritik bilgiler

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di

AK PARTi Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat ın düzenlediği basın toplantısının tam metni:

VEKTÖRLER. 1. Ve ri len kuv vet le ri bi le şen le ri ne ayı rır sak, x y. kuv vet le ri ( 1) ile çar pı lıp top lanır. ve F 3

VEKTÖRLER BÖLÜM 1 MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ MODEL SORU - 2 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

T.C. BİLGİ TEKNOLOJİLERİ VE İLETİŞİM KURUMU Tarih : İnternet Daire Başkanlığı Sayı :

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: ELEKTRİK VE MANYETİZMA 4. Konu MANYETİZMA ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru

SÖYLEŞİ H /PROF.DR. SEZA REİSOĞLU**

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Değerli Yöneticiler, son yıllarda vergi incelemeleri büyük ölçüde bu konu etrafında dönmeye başladı.


Türkiye, e-ticarette yüzde 5 e ulaştı

Standart Eurobarometer 76. AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU Sonbahar 2011 ULUSAL RAPOR TÜRKİYE

Türkiye de çocuk, çocuk olmak ve. Türkiye de Çocuk Çalışmaları Konferansı , ODTÜ Emrah Kırımsoy

SPOR HUKUKU 1.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

1 ÇALIŞMANIN NASIL SUNULACAĞINI İŞARETLEYİNİZ

Mark Zuckerberg, Facebook ve Aldatıcı Reklamlar. Mark Zuckerberg, Facebook adlı sosyal medya sitesinin kurucularından biridir.

1-Hâkim ve Savcılar idari görevleri dolayısıyla aşağıdaki kurumlardan hangisine bağlıdır?

GİRİŞ. genç. Gt02 TA S A R I M

KÜRESEL AYNALAR BÖLÜM 26

Dijital pazarlama bir satış yöntemi değil; ulaşılan sonuçları sayesinde satış artışı sağlayan, bir ilişkilendirme ve iletişim sürecidir.

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı


ULUSLARARASI ŞEFFAFLIK DERNEĞI

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Ücretsiz bir hizmet. Yemek masrafınız ayırdığınız bütçe kadar olsun.

Değerli eğitimciler, Değişen MEB öğretim programlarına % 100 uyumlu eğitim materyalleri

5 soru-cevap:layout 1 4/28/11 12:14 PM Page 201 CEVAPLAR VE PARALEL OTURUM I SORULAR 201

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ GENEL KURUL KARAR N.B.B. BAŞVURUSU (2) (Başvuru Numarası: 2014/17143) R.G. Tarih ve Sayı: 22/3/

TÜRKİYE DE İŞ DÜNYASINDA ÇALIŞANLAR SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANIYOR?

Tanıtım Kitapçığı. Gayrimenkul Sektörü Değişime Startkey Çatısı Altında Hazırlanıyor

BİLGİ GÜVENLİĞİNİN HUKUKSAL BOYUTU. Av. Gürbüz YÜKSEL GENEL MÜDÜR YARDIMCISI

Üç Soru Üç Cevap - Tunç Fındık'la Yeni Kitabı Üzerine

MESLEK HUKUKU. Yahya ARIKAN Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

PROGRAMIN TANIMI ve AMACI:

Bazı makalelerde, bu iptal kararı ile kanuni temsilcilerin geçmişe yönelik sorumluluklarının kalktığına dair yorumlar okuyoruz.

DTÜ BİLGİ İŞLEM DAİRE

Perpa Ticaret Merkezi A Blok Yönetimi Kat Malikleri Bülteni - Ocak 2012

(DEÜ Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Anayasa Hukuku Anabilim Dalı)

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından:

Irk veya Etnik Köken. Ayrımcılığı. Haklarınızı Bilin!

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi

Eğitimde Bilişim Teknolojilerinin Yeri Ve Önemi

İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI)

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

T.B.M.M. CUMHURİYET HALK PARTİSİ Grup Başkanlığı Tarih :.../..«. 8

KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU KURULMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI. HAKKINDA KANUN ileti5176

ÖZEN ÜLGEN ANAYASA YARGISINDA İPTAL KARARLARININ ETKİLERİ

Değerli İhracatçılar, Değerli Basın Mensupları,

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...VII İÇİNDEKİLER...IX

ya kın ol ma yı is ter dim. Gü neş le ısı nan top rak üze rinde ki çat lak la rı da ha net gö rür düm o za man. Bel ki de ka rın ca la rı hat ta yağ

Biz de yazımızda bunu irdeleyelim, yani vergi aslında af olur mu sorusunun cevabını irdeleyelim istedik.

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Akıllı ve Çevreci Hastane Yatırımları

TEBLİĞ. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığından: SİBER OLAYLARA MÜDAHALE EKİPLERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE

Blogger bunu uyguluyor!

İslam da İhya ve Reform, çev: Fehrullah Terkan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2006.

Neden Sosyal Medyanın Geleceği Reklam Değil, Yayıncılık?

L BERAL MARX STE FAfi ST NASYONAL SOSYAL ST VE SOSYAL DEVLET

Morpa Kampüs Çocukları Okuma Yazmaya Hazırlamanın ve Öğretmenin Neden En Kolay Yolu?

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

ELEKTRONİK AĞ VE İNTERNET

ALTINCI BÖLÜM BİLGİ İŞLEM MÜDÜRLÜĞÜ NÜN GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI İLE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI

GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 27/11/2014 Sayı: 2014/106 Ref : 6/106

İLK İTİRAZ, CEVAP, TEMYİZ VE KARAR DÜZELTME SÜRELERİ

SOSYAL MEDYA YÖNETİMİ ve SOSYAL MEDYADA REKLAM UYGULAMALARI

Sadece 2 İstekle MySQL Blind SQL Injection. Canberk BOLAT canberk.bolat[-at-]gmail[-dot-]com

T.C. İSTANBUL 1. SULH CEZA HÂKİMLİĞİD. İş. No : 2015/3101 D.İş T.C. İSTANBUL 1. SULH CEZA HÂKİMLİĞİ DEĞİŞİK İŞ KARAR DEĞİŞİK İŞ NO: 2015/3101 D.

Forex Ek Kazanç Sistemi

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x)

Eynu Bat Çin: Sar Uygurca ve Salarca Kuzeydoğu Güney Sibirya Şorca Sayan Türkçesi Bat Moğolistan Duha...

ERASMUS BAHAR DÖNEMİ Accademia della Moda İtalya DİDEM ALTUNKILIÇ

Bakım ve koruma yetkisi, tedbir yetkisi ve hasta talimatnamesi Vahim durumlar için önceden tedbir alma konusuna dair önemli bilgiler.

E-Ticaret Kiti Satış Ortaklığı Tavsiyeleri

Transkript:

13 SANAL ORTAM KANUN(SUZ)LARI Nereden Gelir Nereye Gideriz?... Son dönemde kanıksadığımız ya da daha doğru bir söylemle kanıksattırılan bir durum haline geldi web sitelerine erişimin engellenmesi. Ülkemizde bu yeni oluşumun önderliğini yapan Youtube, dünya da da ülkemizi başarı ile temsil ediyor(!). Özellikle 2007-2008 yıllarında ne kadar sitenin ne kadar süre ile kapatıldığı ve bu kapatılmaların hangi gerekçelere dayandırıldığı konusunda bir bilgi yok. Aslına bakılırsa iyi ki de yok. Aksi halde ne kadar garip, ne kadar mantık dışı ve ne kadar insan üstü(!) düzenlemelerimizin olduğunu kime nasıl açıklardık bilemiyorum. Kendimize açıklamamamız gerekir mi, açıklasak so- nuç ne olur, toplumsal tepki verebilir miyiz, anayasal haklarımıza sahip çıkar mıyız soruları ise çok bilinmeyenli bir denklem halini almış durumda günümüzde. Toplumumuzun ruhsal durumunu gözümüzün önüne getirirsek bu denklemin çözümsüz olduğunu düşünüyorum. Toplumsal yapımızı bir kenara bırakıp esas konuya dönersek, son yıllarda internetin her eve girmeye başlaması ile birlikte daha da ilgi çeker hale gelen ve özellikle ulusal televizyon kanallarındaki çeşitli programlarda ve hatta ana haber bültenlerinde gazetecilik başarısı olarak gösterilen Youtube videoları, ülkemizde tam anlamıy- Mehmet ARDIÇ Stj. Avukat

14 la yeni bir kanunun çıkmasına neden oldu. 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele edilmesi Hakkında Kanun 4 Mayıs 2007 de yürürlüğe girdi. Fakat maalesef siyasal iktidarın fikri ile zikrinin birbirini tutmaması nedeniyle yine kimseye sorup danışmadan, her hangi bir fikir teatisinde bile bulunulmadan hazırlamış ve nedendir bilinmez çok acele bir şekilde çıkarılmış bir kanun olarak Anayasa ya ve uluslararası hukuka tüm aykırılığı ile halen yürürlüktedir. Kullanıcıların, akademisyenlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve hukukçuların tepkilerine rağmen ilgili kişi ve kurumların bildik hale gelen kaale almamazlığı ve yaptım oldu anlayışı nedeniyle aynen uygulanmasına devam edilmektedir. Yasayla oluşturulan Te le ko mü ni kas yon İle ti şim Baş kan lı ğı ise tatlının üstüne kaymak gibi oluyor ve adaleti sağlamaya çalışma düsturu altında açıkça hukuksuzluğa sebebiyet verirken temel norm olarak kabul edebileceğimiz, demokrasimizin, insan haklarının ve iletişim özgürlüğümüzün teminatı olan Anayasa ya da alenen aykırılık oluşturuyor. İnterneti, abonesi oldukları gazete olarak gören anlayış, yurtdışına eli uzanamayan adli makamlar ile çatışınca ortaya böyle bir kurum çıkıyor işte. Sorun da tam burada ortaya çıkıyor ve adli bir karar organı olmayan böylesi idari bir kurumun nasıl oluyor da yargı kurumu gibi hareket edip yasaklamalar yaptığını, ki bu yasaklamalar yurt içinde kullanıcısı, yatırımcısı, reklam vereni, üyesi olan yurtdışı web siteleridir, kapatabiliyor, anlayamıyorum. Te le ko mü ni kas yon İle ti şim Baş kan lı ğı 5651 Sayılı Kanuna göre yurtdışında bulunan web sitelerini herhangi bir yargı merciinin kararına gerek olmadan, tamamen kendi tasarrufu ile kapatabiliyor. 2008 yılının ilk aylarındaki verilere göre çeşitli mahkemelerin verdiği kapatma sayısı 1700 iken Telekomünikasyon Kurumu 300 civarında kapatmaya imza atmış durumda. Bu sayılar, 2009 yılının son aylarına gelindiğinde ise inanılmaz bir artış gösteriyor ve 6.000 den fazla web sitesine erişimin engellendiğini ortaya koyuyor ki bu sayının yarısının son 6 aylık periyotta engellendiğini de belirtmekte fayda var sanıyorum. Telekomünikasyon Kurumu bu kapatmaları yaparken ne ilgili web sayfasından savunma almış ne de bilirkişiye gitmiştir. Tam anlamıyla yargısız infaz yapılmıştır. Bu durum Anayasa ya aykırı diye defalarca dile getirmemin en temel sebebi de budur. Eğer hukuk devleti olmak gibi bir hedef çizilmiş ise emin olun biz o çizgiye epey bir mesafe uzaktayız. Ve devlet eliyle daha da uzaklaştırılmaktayız. Bu duruma tepki gösteren bazı sivil toplum kuruluşları konuyu Danıştay yoluyla Anayasa Mahkemesine götürmek için çalışıyor. Ayrıca İnternet Kullanıcıları Derneği (INETD) konunun çözümü için AİHM ne başvurdu. Geçtiğimiz günlerde konuyla ilgili bir açıklama daha yapan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım erişimin yasaklı olmasına ilişkin, söz konusu şirketlere, burada hizmet sağlıyorlarsa bir temsilciliğin, bir muhatabın olması gerektiğini söylediklerini belirterek, Bundan bile imtina ederseniz bu ülkenin sizin için yapacağı bir şey yok. diyerek internetin nasıl bir yapı olduğunun henüz tam kavranamadığını gösterirken, Youtube konusunda sözlerini şöyle devam ettirmiştir ki burada da küresel yapılanmanın internetle iç içe girmesinin kafasını nasıl karıştırdığını gayet net görebiliyoruz; Biz bu firmaya her türlü kolaylığı sağladık, her türlü anlayışı gösterdik. Mahkeme kararı yanlış olabilir, ama bunu düzeltecek olan yine mahkemelerdir. Şöyle bir noktaya geldi iş; diyoruz ki 'Arkadaş gel burada bir temsilcilik aç.' Burada bir muhatap olsun istiyoruz. Mahkemeler de istiyor, vergi daireleri de istiyor, kurum da istiyor, Bakanlık da istiyor. 'Yok efendim ben küre

15 sel bir şirketim, Türkiye'de şimdilik temsilcilik açmayı düşünmüyoruz, ama Türkiye'de faaliyet yapmaya da devam etmek istiyoruz.' Bu, vergi dairesine uğramadan dükkan açıp çalışan bir basit şirketten farklı bir şey değil. Ne kadar büyük olursa olsun böyle bir hakkınız yok. İnternet, kimsenin düşünemediği ve dolayısıyla planlanamayan bir şekilde hızla gelişmektedir. Bu da beraberinde çok çeşitli sorunları gün yüzüne çıkartmaktadır. Fikri haklar, kişisel haklar, kimlik tespiti vb. bir çok konuda karışık, çetrefilli sorunlar ortaya çıkıyor. Fakat bu durum sadece ülkemiz için geçerli değil tabii ki. Dünya ile aramızdaki tek fark bu konudaki bakış açımız ki bu da her şeyin başladığı noktaya getiriyor bizi. Tüm Dünya internetin önemini biliyor ve anlamını kavramış şekilde hareket ediyor ve yasal düzenlemelerini de bu bakış açısına paralel şekilde düzenliyor, adımlarını düşünerek, tartışarak, toplumda fikir birliği sağlamaya çalışarak ve en önemlisi aceleye getirmeden yapıyor. Gül Gibi Yasamız Var Mayıs 2007 de yürürlüğe giren 5651 Sayılı Yasanın can alıcı noktası sanırım yurt içi ve yurt dışı ayrımı yapması ve bu durumun sonuçları. Sadece bu niteleme bile bürokratik yapılanmanın daha doğrusu kanun koyucunun iradesinin internetin nasıl bir şey olduğu konusunda en ufak bir fikrinin bile olmadığını, böyle bir fikri olduğu kabul edilse bile internet denen yapıyı, marketten alınan gazeteden ibaret sandığını gösteriyor bize. Onlar henüz fark edememiş olsa bile maalesef herhangi bir gazete değildir internet. Hatta gazete de değildir. Elbette kullanıcılarına sağlanan bir kaynağı olan, maliyetini genelde reklam gelirleri ile denkleştirmeye çalışan, kısacası Bakanımızın ısrarla vurgulamaya çalıştığı gibi geliri varsa vergisini de ödemesi gereken bir yapı olabilir ama böylesi bir söylemi dile getirmeden önce vergi hukukunu ve özellikle uluslararası hukuku bilmek ve internetin neden bir gazete veya bir dergi olmadığını bilmek gerekiyor. Tez zamanda öğrenmelerini umuyorum. Bu ayrımın anlamını kavrayamamaları mevzusunu da bir kenara bırakıyorum şimdilik, çünkü tartışacak bir çok husus var gül gibi yasamızda. Yasaklamayı yani kanuni ifade ile erişimin engellenmesini düzenleyen 8. maddenin 4. fıkrasında açıkça belirtildiği gibi yurt dışındaki bir web sayfasının kapatılması için Te le ko mü ni kas yon İle ti şim Baş kan lı ğı nın kararı yeterli. Bu karar içinde, ne karardan önce ne de karardan sonra, ilgili sayfaya veya yöneticisine, herhangi bir uyarı verilmesi, savunma alınması, bilirkişiye danışma vb. durum söz konusu değil. Tamamen bürokratik bir yapılanma ile oluşturulan kurulun verdiği bu kararlar Anayasa da belirtilen hukuk devleti ilkesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir. (4) İçe ri ği bi rin ci fık ra da be lir ti len suç ları oluş tu ran ya yın la rın içe rik ve ya yer sağla yı cı sı nın yurt dı şın da bu lun ma sı ha lin de ve ya içe rik ve ya yer sağ la yı cı sı yurt için de bu lun sa bi le, içe ri ği bi rin ci fık ra nın (a) bendi nin (2) ve (5) nu ma ra lı alt bent le rin de yazı lı suç la rı oluş tu ran ya yın la ra iliş kin ola rak eri şi min en gel len me si ka ra rı re sen Başkan lık ta ra fın dan ve ri lir. Bu ka rar, eri şim sağ la yı cı sı na bil di ri le rek ge re ği nin ye ri ne ge ti ril me si is te nir. Madde de belirtildiği gibi Başkanlık tarafından verilen bu karar erişim sağlayıcısına bildiriliyor ve hepimizin alıştığı erişimin engellenmesi yazısı ile karşılaşıyoruz. İşin trajikomik ve hatta inanılmaz tarafı, böylesi bir kararın, söz konusu yayına erişimin sadece ülkemizden ulaşılmasının engellemesi. Ve bunu at gözlüğü ile yaparak sorunu çözdüklerini sanmaları. Buraya kadar yaşananlar, ülkemizi kanun devleti olarak kabul edersek içimize sindirebileceğimiz şeyler olabilir ancak inanılmaz olan, bu işin başındaki insanların, yürüten, karar

16 veren ve denetleyen hukuk insanlarının böylesi bir durumu, hele ki günümüz teknolojik imkanları ile hatta erişimin engellenmesinin hemen sonrasında yazılı ve görsel medya organlarında, söz konusu yasakların nasıl bertaraf edileceği, resimlerle ve detaylı açıklamalarla anlatılırken, görmemesi, görememesi veya tepki vermemeleri. Eğer görmüyorlarsa bu tam anlamıyla işini yapmamak olur. Görmüş olmalarına rağmen ses çıkarmıyorlarsa ki günümüzdeki durum buna tam olarak uygun bence, medyanın bu davranışını suç olarak nitelendirmeliler ve gerekeni yapmalılar. Belirtmem gerekir ki adalet kanun devleti olmak ile, sadece yasaların uygulanması ile sağlanır bir olgu olsaydı Hitler Almanya sını da adaletli görmemiz gerekir ki bunun ne kadar insanlık dışı bir düşünce olduğu konusunda tüm Dünya hemfikirdir sanıyorum. Bahsettiğim hususlardan hiç biri yapılmayınca, toplumsal bir mutabakat sağlanmayınca, siyasi iradenin sorunları çözme noktasındaki düşüncelerinde samimi olmadığı fikri, yaygın kanaat haline geliyor. Sevgili Günlük Erişimin engellenmesi konusunda sıkıntılı bir durum da dünya da yüz binlerce insanın aktif olarak kullandığı günlük (blog) siteleri. WorldPress.com dan sonra son olarak Blogger.com un kapatılmasında yaşanan sıkıntıların temelinde, yine acele ve yeterince düşünülmeden, fikir teatisinde bulunulmadan ve kötü bir dille yazılan yasa metni yatmaktadır. Blog oluşturulması, internet üzerinden bir tür günlük yazımı fikri çok hoş ve yaratıcı olmasının yanı sıra kötüye kullanım konusunda da yasa koyuculara sorun çıkarmaktadır. Çünkü ülkemizdeki gibi internetin ne olduğu konusunda henüz aydınlanamamış yönetimlerde, kurunun yanında yaşta yansın düşüncesi hakim oluyor ve bir blog yazarının bilmeyerek veya kasten, sırf ticari olarak o blog sayfasını baltalamak için yazdıkları nedeniyle binlerce insan mahkum ediliyor. Bu husus da maalesef cezanın kişiselliği ilkesine aykırıdır.yani en basit ifade ile, bir kişinin işlediği suç nedeniyle komşusunu cezalandıramıyorsunuz ama bir üyenin yazdıklarından dolayı, sadece o üyeye yaptırım uygulama imkanı varken tüm komşularını mahkum ediyorsunuz. Bunu Mussollini veya Hitler yapsa eyvallah der içimize çekerdik ama demokratik olduğu iddiasındaki bir ülkenin yönetimi yapınca ve toplumun genelinden haklı bir tepki de gelmeyince insanın zoruna gidiyor. Erişimi engellenen sitelere kolaylıkla ulaşılabiliyor. Bu konudaki düşünceleriniz nedir? İnternetin dağıtık ve düzenlenemeyen yapısını bilen herkesin takdir edeceği üzere, İnternette bir yayına kesin olarak %100 erişimin engellenmesinin bilinen tek yolu içeriğin yayından çıkarılmasıdır. Bunun haricinde yapılan her türlü işlem, erişimi zorlaştırıcı tedbirlerden ibarettir. Asıl olan eğitim, bilgilendirme ve bilinçlendirme ile maksada daha rahat ulaşılabileceğidir. Özellikle İnternet basınında ifade edilen çeşitli erişim yöntemleri bazı imkânlar sağlasa da her birinin birçok eksikliği vardır ve bu yöntemler bütün İnternet kullanıcılarının tüm erişim taleplerini karşılayacak kapasitede değildir. Ayrıca dünyanın uygulamak için yöntem aradığı notice and takedown (bildir ve içerik kaldırılsın) hususu, 5651 sayılı kanun ve yönetmeliklerde dünyaya örnek olabilecek şekilde ayrıntılı olarak belirlenmiştir. (http://www.tib.gov.tr/ sss_detay.html#55) Yasa koyan siyasi iradenin eksikliğini hatta bilgisizliğini kapatmaya çalışan TİB, web sitesindeki bu bilgilendirme(!) notunda da belirttiği gibi; aslında her şeyin eğitimle, bilgiyle çözülmesi gerekir. Bilgi sahibi olmadan fikir, fikir sahibi olmadan da güç sahibi olursanız çözülmesi çok basit problemleri bile içinden çıkılmaz hale getirirken hem kendinizi hem de yönettiklerinizi rezil edersiniz.

17 Vergilendirilmiş Kazanç Kutsaldır (!) Neden ve nasıl oluyor hiç bir fikrim yok ama kazancımın %18-20 sini devletime vermezsem uhrevi kutsallıktan mahrum kalacakmışım. Dünyevi objelere, uhrevi nitelik verilmesi konusunda toplum olarak üstümüze yok, bunun farkındayım ama gelin görün ki bunu ecnebi toplumlara anlatmak biraz zor. Hele ki konu vergi ise. Son dönemde gelen zamlarla kendine bir çıkış yolu arayan devlet-i ali miz, şimdide kimden nasıl ekstra vergiler alırım diye düşünmüş olacak ki benim topraklarımdan para kazanıyorsan vergisini de vereceksin gibi bir düşünceye fütursuzca sarılmış gidiyor. Tamam, bir bakıma haklılar, kazanç elde ediyorsan vergisini vereceksin. Bu dünyanın her ülkesinde böyle olabilir fakat kazın ayağı ülkemizde pek de öyle masum değil. Sanki çok mantıklı bir şey söylüyormuş gibi üstüne basa basa söylenen bu vergi meselesi, erişimin yasaklanması konusundaki uluslararası rezaletle birlikte tam anlamıyla tatlının üstüne kaymak gibi oldu. Fikir sahibi zat-ı muhteremlerin buyurduğu üzeredir ki, Google, Youtube vb. siteler, reklam gibi gelir kapıları sayesinde ceplerini doldururken neden vergi vermemektedirler? Oysa vergilendirerek kutsallaştıracakları kazançları onlara yol, su ve elektrik olarak geri dönecektir. Kutsallaştırma noktasında belki açıklayabiliriz diye düşünüyorum ama yol-su-elektrik konusunda problem yaşayacağımız kesin. Bu fikirde ısrarcı olan paragöz çevreye hatırlatmakta fayda var ki vergilendirme mevzusu tek yanlı karar verilecek bir durum değildir. Böylesi uluslararası durumlar söz konusu olduğunda ülkelerin siyasi ahlak yapıları da ön plana çıkmakta ve iki ülke paralel olarak hareket etmektedir. Aksi halde uluslararası ticaret diye bir şey söz konusu olmazdı. Böylesi fikir umarım hayata geçmez, çünkü bir adım sonrası uydu kanallarından izlediğimiz reklamlardan dolayı da, belki ülkemizin yerini haritada bulamayacak firmalardan dahi vergi talep edebilecek olmamızdır. Ne de olsa biz izleyince para kazanıyorlar, para kazanıyorlarsa da bunu kutsallaştırmaları gerekir. İşin bir ilginç yanı da benim ülkemde para kazanıyorsa vergisini verecek lafındaki ülke kavramı. İnternet denen illetin ülkesinin olduğunu da böylece öğrenmiş bulunuyoruz. Çok şükür ki vatansız değilmiş. Bu nasıl bir anlayıştır bu nasıl düşüncedir ben çözemedim, çözebilen varsa beri gelsin. İnternetin ne olduğunu kavrayamayan yöneticiler olduğu sürece bu ve benzeri bir çok sorun ortaya çıkacaktır. Sorunlar ortaya çıktıkça acele bir şekilde yasal düzenlemeler hazırlanacak, mevcut problemler daha da karmaşık hale gelecektir. Acele edilmeden, sakin ve toplumsal bir fikir birliği oluşturularak, tamamen bağımsız yargı organlarınca denetim altına alınacak ve internetin ne olduğu konusunda açık ve net ifadelerin yer aldığı bir yasal düzenleme gerekmektedir. Bunlar içinde önce akıl gerekmektedir. Ve tüm bunlar için fazla vakit kalmadı. Aksi halde ağlanacak halimize tüm dünyayla beraber gülüyor hale geleceğiz. Son olarak eklemekte fayda gördüğüm bir husus var. Youtube hali hazırda bir kaç ülke tarafından yasaklılar listesinde ve tıpkı bizim gibi, bu ülkelerden de erişimin sağlanması, yasal yollardan pek mümkün değil. Bu ülkelere örnek olarak Suudi Arabistan, İran ve son yasaklama kararı ile birliğe katılan Malezya yı sayabiliriz. Eğer ki kendimize örnek alacağımız ülkeler bu şekilde sıralanıyorsa, söylenecek sözün de sonuna gelmişiz demektir.