TÜRK EDEBÝYATI 12. SINIF DERS KÝTABI YAZARLAR



Benzer belgeler
12. SINIF DERS KÝTABI YAZARLAR

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ


3. FASÝKÜL 1. FASÝKÜL 4. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 5. FASÝKÜL. 3. ÜNÝTE: ÇIKARMA ÝÞLEMÝ, AÇILAR VE ÞEKÝLLER Çýkarma Ýþlemi Zihinden Çýkarma

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden


ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

17 ÞUBAT kontrol

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

Ý Ç Ý N D E K Ý L E R

Kanguru Matematik Türkiye 2015

1. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

ünite1 Sosyal Bilgiler

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...

Geometriye Y olculuk. E Kare, Dikdörtgen ve Üçgen E Açýlar E Açýlarý Ölçme E E E E E. Çevremizdeki Geometri. Geometrik Þekilleri Ýnceleyelim

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

TUM DERS LER SOR U BAN K AS I HAYAT BİLGİSİ FEN BİLİMLERİ - TÜRKÇE MATEMATİK - İNGİLİZCE

Simge Özer Pýnarbaþý

Kanguru Matematik Türkiye 2017

ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu.

3. Tabloya göre aþaðýdaki grafiklerden hangi- si çizilemez?

EÞÝTSÝZLÝKLER. I. ve II. Dereceden Bir Bilinmeyenli Eþitsizlik. Polinomlarýn Çarpýmý ve Bölümü Bulunan Eþitsizlik

17 ÞUBAT kontrol

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK

ÝÇÝNDEKÝLER 1. ÜNÝTE 2. ÜNÝTE BÖLÜM 1 BÖLÜM 2 BÖLÜM 1 BÖLÜM 2 BÖLÜM 3 BÖLÜM 4 HAKLARIMI ÖÐRENÝYORUM... 9


Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

Kanguru Matematik Türkiye 2015


Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

4. 5. x x = 200!

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

ünite1 1. Aþaðýdaki kavram ve gösterimi çiftlerinden hangisi doðrudur? A. ýþýn, B. doðru parçasý, d C. nokta, A D. doðru,

Ebru Yiðit x. Hala üye olmamýþsýnýz..! Üye olun yolumuza devam edelim...! SEN BÝR GÜNAH ÝÞLEDÝN. Tek aþkýn bendim senin. Senin en çok sevenim

DENEME Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir.


BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Kanguru Matematik Türkiye 2017

BİZ VE DEĞERLERİMİZ. 3. Ayþe yeni okulunda okuyacaðý için hangi duyguyu yaþýyormuş? A) B)

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr?


1. BÖLÜM. Þiirin Anlamsal Özellikleri

BÖLÜM 1: BÖLÜM 2: BÖLÜM 3: BÖLÜM 4: BÖLÜM 5: BÖLÜM 6: BÖLÜM 7: BÖLÜM 8: BÖLÜM 9: BÖLÜM 10: BÖLÜM 11:

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

Yönergeyi dikkatlice oku. Gözden hiçbir þeyi kaçýrmamaya dikkat et. Þifrenin birini testin iþaretlenen yerine ( Adayýn Þifresi ), diðer þifreyi de

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Kanguru Matematik Türkiye 2017

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

OBEB - OKEK TEST / 1

Ön Hazýrlýk Geometrik Þekiller

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi


MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN

A teması 1. bölüm. Okul Heyecaným. Hayat Bilgisi. 3. Ders programı yanındadır. Ödevlerini kendi yapar. Okul çantasını akşamdan hazırlar.

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Süleyman Demirel Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Deðerlendirme Anketi

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi


Kanguru Matematik Türkiye 2017

Süleyman Demirel Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Deðerlendirme Anketi

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta

ÜNÝTE - 1 ÜNÝTE - 2 TARÝH ÝÇÝNDE TÜRK EDEBÝYATI DESTAN DÖNEMÝ TÜRK EDEBÝYATI

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK - II

ünite1 Destek ve Hareket Fen Bilimleri 3. vücudumuzun dik olarak durmasýný saðlayan sistemi elemanýdýr. Verilen cümledeki sembollere aþaðýdakilerden

Kanguru Matematik Türkiye 2018

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

m3/saat AISI

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý

Mantýk Kümeler I. MANTIK. rnek rnek rnek rnek rnek... 5 A. TANIM B. ÖNERME. 9. Sýnýf / Sayý.. 01

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK - I

DOÐAL SAYILAR ve SAYILARIN ÇÖZÜMLENMESÝ TEST / 1

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

Kümeler II. KÜMELER. Çözüm A. TANIM. rnek Çözüm B. KÜMELERÝN GÖSTERÝLMESÝ. rnek rnek rnek Sýnýf / Sayý..

Genel Yetenek Testi Örnek Soru Çözümleri

FEN BÝLÝMLERÝ. TEOG-2 DE % 100 isabet

Kanguru Matematik Türkiye 2018

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Gelir Vergisi Kesintisi

Transkript:

TÜRK EDEBÝYATI 12. SINIF DERS KÝTABI YAZARLAR Ali KURT Ekrem DEMÝR Dr. Fatma Meliha ÞEN Nuran ÖZLÜK Turgay ANAR Tuðba BAÞER BERBER Ekrem AYYILDIZ Ayhan ÖNDER DEVLET KİTAPLARI DÖRDÜNCÜ BASKI..., 2011

MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANLIÐI YAYINLARI... :4505 DERS KÝTAPLARI DÝZÝSÝ... :1287 11...Y.0002.3686 Her hakký saklýdýr ve Millî Eðitim Bakanlýðýna aittir. Kitabýn metin soru ve þekilleri kýsmen de olsa hiçbir surette alýnýp yayýmlanamaz. Editör : Prof. Dr. Muhammet YELTEN Program Geliþtirme Uzmaný : M. Hilmi AKBULUT Ölçme ve Deðerlendirme Uzmaný : Serdar KARAMAN Rehberlik ve Psikolojik Danýþma Uzmaný : Ebru ÜLKÜ BÜTE Grafik Tasarým ve Resimleme Dizgi - Bilgisayar - Matbaa : Bahariye ALPMAN Füruzan ÞÝMÞEK Erhan DÜNDAR : Turgut YILMAZ ISBN 978-975-11-3038-9 Millî Eðitim Bakanlýðý, Talim ve Terbiye Kurulunun 14.02.2008 gün ve111 sayýlý kararý ile ders kitabý olarak kabul edilmiþ, Yayýmlar Dairesi Baþkanlýðýnýn 08.03.2011 gün ve 886 sayýlý onayý ile dördüncü defa 803.000 adet basýlmýþtýr.

.. MUSTAFA KEMAL ATATURK

ÝÇÝNDEKÝLER Kitabýmýzý Tanýyalým... 1 I. ÜNÝTE: CUMHURÝYET DÖNEMÝ TÜRK EDEBÝYATI(1923-...)... 3 Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatýnýn Oluþumu... 4 I. ÜNÝTE ÖLÇME VE DEÐERLENDÝRME... 14 II. ÜNÝTE: CUMHURÝYET DÖNEMÝNDE ÖÐRETÝCÝ METÝNLER... 15 Öðretici Metin Örnekleri... 16 1. Deneme... 16 2. Makale... 21 3. Gezi Yazýsý... 24 4. Hatýra... 28 5. Fýkra... 32 II. ÜNÝTE ÖLÇME VE DEÐERLENDÝRME... 38 III. ÜNÝTE: CUMHURÝYET DÖNEMÝNDE COÞKU VE HEYECANI DÝLE GETÝREN METÝNLER (ÞÝÝR)... 1. Öz Þiir Anlayýþýný Sürdüren Þiir... 42 2. Serbest Nazým ve Toplumcu Þiir (1920-1960)... 57 3. Millî Edebiyat Zevk ve Anlayýþýný Sürdüren Þiir... 65 4. Garip Hareketi (I. Yeni) (1940-1954)... 73 5. Garip Dýþýnda Yeniliði Sürdüren Þiir... 78 6. Ýkinci Yeni Þiiri (1954-1960)... 88 7. Ýkinci Yeni Sonrasý Toplumcu Þiiri (1960-1980)... 97 8. 1980 Sonrasý Þiir... 102 9. Cumhuriyet Döneminde Halk Þiiri... 107 III. ÜNÝTE ÖLÇME VE DEÐERLENDÝRME... 111 IV. ÜNÝTE: CUMHURÝYET DÖNEMÝNDE OLAY ÇEVRESÝNDE OLUÞAN EDEBÎ METÝNLER... 113 1. Anlatmaya Baðlý Edebî Metinler (Hikâye-Roman)... 114 a. Millî Edebiyat Zevk ve Anlayýþýný Sürdüren Eserler... 114 b. Toplumcu Gerçekçi Eserler... 129 c. Bireyin Ýç Dünyasýný Esas Alan Eserler... 144 ç. Modernizmi Esas Alan Eserler... 160 2. Göstermeye Baðlý Edebî Metinler (Tiyatro Metinleri)... 3. Cumhuriyet Dönemi Edebiyatýnýn Genel Özellikleri... IV. ÜNÝTE ÖLÇME VE DEÐERLENDÝRME... Baþarým (Performans) Ödevi Örnek Formu... 204 Proje Çalýþmasý... 205 Terimler sözlüðü... 207 Kaynakça... 209 41 181 201 202 VII

KÝTABIMIZI TANIYALIM Konu Baþlýðý: Konu adlarýný gösterir. Hazýrlýk: Yeni bilgilerin öðrenilmesi amacýyla yapýlacak hazýrlýk çalýþmalarýný, ders için gerekli materyallerin istenmesini, ön bilgilerin harekete geçirilmesini, incelenecek konu ve metni sezdirecek sorularý kapsar. CUMHURÝYET DÖNEMÝ TÜRK EDEBÝYATI (1923-...) Ýnceleme: Metni yapý, tema, dil ve anlatým bakýmýndan çözümleme süreciyle birlikte eleþtirel düþünme, keþfettirme, iletiþim, araþtýrma, problem çözme, bilgi teknolojilerini kullanma; Türkçeyi doðru, etkili ve güzel kullanma becerilerini geliþtirmeye yönelik süreci kapsar. Ders Dýþý Etkinlik: Öðrencilerin sýnýf içinde derse yönelik etkin katýlýmlarý için okul dýþýnda hazýrlýk gerektiren süreci kapsar. Ders Ýçi Etkinlik: Sýnýf içinde öðrencilerin derse yönelik etkin katýlýmlarýný kapsar. Anlama-Yorumlama: Yapý, tema, dil ve anlatým ögelerinin iç içe girerek oluþturduklarý organik birliðin anlam deðerleri ile bu anlamýn oluþmasýný saðlayan ögeler arasýndaki iliþkilendirme sürecini kapsar. Ölçme ve Deðerlendirme: Türk edebiyatý programýnda ölçme, öðrencilerin kazaným ve becerileri ne kadar edindiklerini göstermeye yarayan araç olarak kullanýlýr. Projeler: Dersle ilgili yapýlacak örnek proje konularýný ve proje iþlem basamaklarýný kapsar. Proje ile ilgili öðretmen deðerlendirme ölçeði ve öðrenciler için öz deðerlendirme formu kitabýn sonunda verilmiþtir. Hatýrlatma: Dersle ilgili okunmasý gereken kitaplarýn önceden bildirildiði bölüm. 1

12. SINIFTA OKUNMASI GEREKEN ESERLER 1- Necip Fazýl KISAKÜREK 2- Ziya Osman SABA 3- Cahit Sýtký TARANCI 4- Ahmet Muhip DIRANAS 5- Nâzým Hikmet RAN 6- Faruk Nafiz ÇAMLIBEL 7- Behçet NECATÝGÝL 8- Fazýl Hüsnü DAÐLARCA 9- Attilâ ÝLHAN 10- Edip CANSEVER 11- Turgut UYAR 12- Sezai KARAKOÇ 13- Ýsmet ÖZEL 14- Âþýk Veysel ÞATIROÐLU 15- Nurullah ATAÇ 16- Haldun TANER 17- Sabahattin ALÝ 18- Peyami SAFA 19- Yakup Kadri KARAOSMANOÐLU 20- Reþat Nuri GÜNTEKÝN 21- Mustafa KUTLU 22- Orhan PAMUK 23- Oðuz ATAY 24- Fakir BAYKURT 25- Turan OFLAZOÐLU Çile Geçen Zaman Otuz Beþ Yaþ (Bütün Þiirleri) Þiirler Memleketimden Ýnsan Manzaralarý Han Duvarlarý Sevgilerde Çocuk ve Allah Sisler Bulvarý Gelmiş Buldum (Seçme Þiirleri) Göğe Bakma Durağı (Seçme Þiirleri) Þiirler-III (Körfez, Þahdamar, Sesler) Erbain Dostlar Beni Hatýrlasýn Diyelim-Söz Arasýnda Keþanlý Ali Destaný Yeni Dünya Bir Tereddüdün Romaný Ankara Leylâ ile Mecnun Hüzün ve Tesadüf Yeni Hayat Korkuyu Beklerken Yýlanlarýn Öcü Sokrates Savunuyor 2

Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatýnýn Oluþumu Atatürk, Ýstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde (15 Aralýk 1930)

CUMHURÝYET DÖNEMÝ TÜRK EDEBÝYATI (1923-...) Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatýnýn Oluþumu 1. Önceki bilgilerinizden hareketle baþlangýcýndan cumhuriyete kadar Türk edebiyatýnýn devirlere ayrýlmasýnda hangi sosyal, kültürel, ekonomik ve coðrafi þartlar etkili olmuþtur? Maddeler hâlinde defterinize yazýnýz. 2. Cumhuriyet in ilanýndan günümüze kadar (1923-...) edebiyatýmýzý etkileyen sosyal, siyasi, kültürel, ekonomik, coðrafi olaylarýn neler olduðunu tartýþýnýz. Ulaþtýðýnýz sonuçlarý maddeler hâlinde tahtaya yazýnýz. 3. Atatürk ilke ve inkýlaplarýnýn Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatýndaki edebî eserlere nasýl yansýmýþ olabileceðini tartýþýnýz. Sonuçlarý sözlü olarak ifade ediniz. Sezgicilik ve varoluþçuluk akýmlarý hakkýnda bir araþtýrma yapýnýz ( 9. sayfadaki 6 ve 11. sayfadaki 8. sorulara yöneliktir.). ASIL KAYNAK... 1718 felaketinden sonra bu felaketin getirdiði bir nevi intibahla bazý münevverlerimizde tek selamet çaresi fikir hâlinde baþlayan Garpçýlýk, 1839 da devlet müesseselerimizi ve bazý hayat þekillerimizi deðiþtirmekle kalmadý, bizi âdeta kulaðýmýzdan tutarak þeyhülislam duasý ve ecnebi sefir alkýþýyla Avrupa mektebine çýraklýða verdi. Hareket, kendisinden evvel esaslý bir fikir hazýrlýðý bulunsaydý yahut 1718 ile 1839 arasýndaki zaman kaybedilmemiþ olsaydý elbette baþka türlü olurdu. Fakat yýkýlmýþ medrese, darmadaðýn olmuþ iktisadi hayat, kapýlarýný açmýþ gümrük ve muhafazasý güçleþmiþ hudutlar, daha derin düþünmeye vakit býrakmýyordu. Diðer taraftan kaybedilen zaman içinde mevcut müesseseler herhangi bir aþýyý kabul etmeyecek bir tereddi hâline gelmiþlerdi. Kendi bünyelerinde hiçbir istihale veya sýçrayýþ imkânlarý kalmamýþtý. Ýki þey yapýlabilirdi: Ya eski tamamýyla yýkýlarak yerine yenisi kurulurdu yahut da olduðu gibi kendi kendine tükenmesi için býrakýlan eskinin yaný baþýnda yeninin devri baþlardý. Biraz imkânsýzlýk ve biraz da herhangi bir tepki korkusu, Tanzimat ý yapanlara ikincisini tercih ettirdi ve birdenbire memleketin hayatý bir müstemleke þehrinin garip manzarasýný aldý. Hayatýmýz ikiye bölündü. Bir taraftan yeni, hayata dayanan zaruretleri karþýlayan çehresi ile görünüyor, öbür taraftan bunun tam zýddý olan þey yani yaþama kudretini kaybetmiþ bir yýðýn artýk, kendi âleminin üstünde yüzebilen birkaç daðýnýk unsura yapýþmýþ duruyordu. Yaþayan eski Tanzimat tan 1923 e kadar olan devreyi memlekette bu kýlýç artýðý eski ile yeninin mücadelesi doldurur. Bu iki âlemin hayatýmýzda bu tarzda karþýlaþmasý sade yeninin zaferini güçleþtirmekle kalmýyordu, ayný zamanda yeni karþýsýnda eskinin muhakkak beðenilmemesi lazým gelen bir þey olduðunu yavaþ yavaþ bize kabul ettiriyordu. Aramýzda can çekiþir hâlde yaþayan artýklara bakarak maziyi kötülemek, onu küçümsemek itiyadý içimizde yol aldý. 1923 te baþlayan tasfiye, eski ile yeni arasýndaki bu denksiz mücadeleye son verir. Ýçimizde yaþayan bu yarý ölü hayat þekillerini, yeni terkipte fonksiyonu kalmamýþ bazý müessese artýklarýný hayatýmýzdan çýkarýnca birdenbire onu büyük hakikatinde görmeye baþladýk. Bugün her tarafta haklý bir mazi saygýsý baþladý. Artýk aramýzda dedelerimizi muasýr Fransýz romanýný tanýmadýklarý, Shakespeare (Þekspir) i veya Tolstoy u bilmedikleri, Bergson veya Freud ile Lindenberg ten, Einstein (Aynþtayn) ile Karuzo veya Vilyam POVEL (Vilyým PAVIL) dan ayný yüksek ihtisas þuuruy- 4

la derin derin konuþmadýklarý için itham edenlerimiz azdýr. Bilakis bunun yerine onlarý kendi devirlerinde, kendi hakikat ve imkânlarýnda mütalaadan hoþlanýyoruz. Kendilerine mahsus bir hayatý yaratmýþ olmalarý ve onu samimilikle yaþamalarý, her türlü özentiden uzak, asilliði yalnýz kendi yarattýklarý þeylerde bulmalarý hoþumuza gidiyor. Gururlarýna, zevklerine hayran oluyoruz. Sinan a hürmet ediyoruz, eski musiki ustalarýmýzý anlamaya çalýþýyor ve anladýkça mükemmelliklerine þaþýyoruz. Fuzûlî yi, Bâkî yi, Nedim i, Gâlip i, kendilerine layýk olan yüksekliklerde seyretmekten haz duyuyoruz, daðýnýk bazý hayat þekillerini, gelenekleri kaybolmaktan kurtarýyoruz. Vakýa bunlarýn bazýsýný henüz pek acemice yapýyoruz ve yaptýklarýmýz, yapmamýz lazým gelenlerin yanýnda henüz çok azdýr. Bazý törenlerde hemen her yýl ayný þeyleri tekrar etmekle kalmýyoruz; musikicilerimizin henüz elde tam denecek bir plak koleksiyonu bile yoktur; tamamýný bildiðimiz ve deðerini anladýðýmýz gün kültürümüze birkaç medeniyet birden kavrayan bir derinlik verecek ve bize Anadolu nun muammasýný çözecek olan masallarýmýz, oyunlarýmýz, küçük hayat itiyatlarýmýz þimdiki vaziyet ve þartlara göre sonuncu gibi görünen saklayýcýlarý ile beraber kaybolmak tehlikesindedir. Bununla beraber maziye karþý bakýþ tarzýmýzýn deðiþtiði muhakkaktýr. Artýk kendimizi baþka bir ýþýkta görüyoruz. Esaslarýnda Garp la ölçüþebilecek bir medeniyetten, bir insan ve hayat üstünlüðünden geldiðimizi anlýyoruz. Önümüzde bilgi ve sevginin yavaþ yavaþ açtýðý âleme yenileþen zevkimizle, güzeli ve iyiyi anlayýþtaki görüþ farkýmýzla eðildikçe kudretimiz, nefsimize güvenimiz artýyor. Bu deðiþikliði beðenmemek kabil deðildir... Fakat bu kadarý yetiþir mi? Öyle sanýyorum ki ne maziyi sevmek ne Garp ý tanýmak ve ona hayran olmak bizim için kâfi deðildir. Mazi nihayet geçmiþ bir zamandýr; bizde ancak kendisine içimizden bir þeyler katarak hakkýyla yaþayabilir. Biz ise bugün bile deðiliz, yarýnýz. Her neslin asýl vazifesi kendi ötesinde gelecek için olaný hazýrlarken baþlar. Bizim için asýl yapýlmasý lazým gelen, memlekette yeni hayat þekilleri yaratmaktýr. Biz Þark a veya Garp a ancak birbirinden ayrý iki kaynaðýmýz gibi bakabiliriz. Her ikisi de bizde ve geniþ bir þekilde vardýr; yani realitelerimizin içindedirler. Fakat onlarýn mevcudiyeti kendi baþlarýna bir deðer olamaz ve sadece böyle olmasý bizi kendi hayatýmýzda, kendimiz için kendimize mahsus bir hayatý, geniþ ve þümullü bir terkibi yaratmaya davet eder. Ýçimizdeki kaynaþma ve karþýlaþmanýn verimli olmasý için bu hayatý, bu terkibi doðurmasý þarttýr. Bu da asýl üçüncü kaynaða, memleketin realitesi ne varmakla kabildir. Dedelerimizin büyük meziyetlerini, hayatlarýnýn kendilerine has ve gerçek oluþu yapýyordu. Garp medeniyetinin büyük meziyeti de bir realitenin mahsulü olmasýnda ve inkiþafýný onunla beraber yapmasýndadýr. Bizim için asýl olan miras, ne mazidedir ne de Garp tadýr; önümüzde çözülmemiþ bir yumak gibi duran hayatýmýzdadýr. Onu yakaladýðýmýz, onun meseleleri üzerinde durduðumuz, onlarla yoðrulduðumuz, bu meseleleri fikir hayatýmýzýn zaruri yol uðraklarý gibi deðil temeli olarak kabul ettiðimiz zaman tarihin ve hususi coðrafyamýzýn bize yüklediði büyük role eriþeceðiz. O zaman devam ýn zinciri tekrar içimizde baðlanacak ve biz muasýr dünyada birleþtirici çehremizle ve bu çehreyi teþkil eden hayat çerçevesi ile kendimize layýk yeri alacaðýz. Birbirini anlamayan iki âlemin ortasýnda, bir düðüm noktasýnda yaþamýþ olmanýn bize yüklettiði zahmetler, o zaman gerçek ve ön safta hayatýn nimetleriyle ödenecektir. Ahmet Hamdi TANPINAR Yaþadýðým Gibi 1. Yukarýdaki Asýl Kaynak adlý metinden hareketle Cumhuriyet Döneminin dayandýðý siyasi, sosyal ve fikrî temelleri sözlü olarak ifade ediniz. 5

YENÝLÝKLER Sene 1913, Büyük Muharebe eli kulaðýnda... O zamanýn gençliði Osmanlý Devleti yle beraber memleketi de bir uçuruma doðru götüren sebeplerden bazýlarýný yalan yanlýþ sezinlemeye baþlamýþtý. Bunlardan biri Anadolu ya yapýlmakta olan haksýzlýktý. Asýrlardan beri bütün kuvvet Ýstanbul a verilmiþti. Devlet adamlarý, iþ adamlarý Anadolu da yalnýz bir asker ve zahire deposu, idealist gençlik ancak uzaktan sevilir, okþanýr ve acýnýr karanlýk ve esrarlý bir evliyalar diyarý görüyordu. Balkan felaketinden sonra Ýstanbul da bir kalkýnma hareketi oldu, gazetelerde bazý yazýlar yazýldý. Bunlardan biri merhum Þahabettin Süleyman ýn Gençler Anadolu ya baþlýklý bir makalesiydi. Gençler, o zaman makale ile nasihatle pek Anadolu ya raðbet edeceðe benzemezlerdi. Bazýlarý kalem kâtipliði filan gibi küçük bir iþle Ýstanbul da tutunamazlarsa aðlaya sýzlaya yakýn vilayetlerden birine çýkarlar, orada dünyanýn öbür ucunda sürgüne gönderilmiþ gibi ahuzar içinde vakit geçirirlerdi. Þahabettin Süleyman ýn makalesini okuduðum zaman Bursa daydým. Bana da heves geldi ve orada çýkan el kadar bir gazete için ben de Yýldýzlar adlý bir makale yazdým. O vakit ki aklýmca yýldýzlar sembolü, bir gökyüzü gibi geniþ, derin ve karanlýk Anadolu ya yer yer serpilmiþ kasabalarýmýzýn sembolü. Gençliðin, hele bizim yetiþtiðimiz zamanlardaki gençliðin imaj, teþbih, istiare zevkini mazur görmeli! Memleketin hâlini ýþýk ve karanlýkla izah eden bu makalede Ýstanbul, bir güneþ olarak tasvir ediliyordu. Fakat ancak çevresini yarým yamalak aydýnlatabilen, ýþýðý Marmara kýyýlarýndan ötesine geçemeyen cýlýz bir güneþ. Bu güneþin tek baþýna Anadolu yu kurtarmasýný beklemek boþ hayaldi. Þu hâlde o, yurdun bir köþesinde kendi kendini paralayadursun, biz gençler üçer beþer içerilere yayýlmalý, bir güneþe muhtaç olmadan yaþayacak ve çevrelerini aydýnlatacak küçük küçük ýþýk kaynaklarý yaratmalýydýk. Bizim için kurtuluþ ancak bu yýldýzlarýn parlamasýyla baþlayacaktý. Çocukluðun birçok hatýralarý arasýnda bu yýldýzlar imajýný da unutup gitmiþtim. Fakat cumhuriyetten sonra onu tekrar hatýrlamaya baþladým. Hem de sýk sýk. Ne zaman bir Anadolu kasabasýnýn elektrik, þimendifer, mektep, fabrika gibi ehemmiyetli bir yeniliðe kavuþmasý vesilesiyle kendiliðinden bahsettirdiðini iþitsem benim yýldýzlar aklýma gelir. Hele þükür, biri canlanmaya baþlýyor. derim. Yýldýz tabii ruhlardaki yýkýlýp yapýlýþlar idarelerde ve maddi eþyadaki çabuk ve pürüzsüz olamýyor. Eskiden yeniye geçiliþ esnasýnda görülen sevimli acemiliklerden bir ikisini not ediyorum.... Reþat Nuri GÜNTEKÝN Anadolu Notlarý ANADOLU DA BÝR GECE Bu çocuða Anadolu da rastladým. Çankýrý ile Kastamonu arasýnda, Kalehan da konaklamýþtýk. Arabamýzýn bir hayvaný çatlamýþ, aðzý köpüklenerek yabani bir hýrýltýdan sonra hanýn kapýsýna serilmiþ; kýmýldamadan, çýrpýnmadan, tepinmeden bir lahzada katýlaþmýþtý. Arabacý, sað kalan hayvanýný yatýrdýktan sonra öfkeyle karþýma dikildi: Efendi! Benden yana umudun kalmasýn. Buradan ileriye bir adým atamam. Bir araba bul. Sonra þiþkin parmaðýný batýya doðru sivrilterek güneþin son ýþýðýyla sarýmtýrak bir pembe tüle bürünmüþ toprak yolu gösterdi : Aha... Bundan öte... Daha öte... Ilgaz... Tehe... Uçurumun yaný... Çift hayvan bile yetmez... Dingil de saðlam deðil... Günahý boynuma... Ben idemen efendi... Baþka araba bul. 6

Baþka araba yoktu, iki gün handa bekledim. Uzak bir mesafede imiþim gibi haykýrarak müjdeledi: Kalk hele... Baþka araba geldi, üç yaðýz hayvaný var. Ilgaz ý da geçer, uçurumu da geçer, daha bilmem aha, þeytanýn yamacýný da geçer, kalk hele... Hanýn kapýsýna çýkýnca bana tanýtýlan yeni arabacým, taze bir tecessüsle beni süzdü, ben de ayný merakla ona baktým : On üç on dört yaþýnda bir çocuktu. Kül benizli, elmacýk kemiklerinin altý çukura batmýþ, üst dudaðýný gölgeleyen silik bir tüy çizgisiyle cýlýz kafalý bir köy oðlanýydý. Siyah kirpikli gözlerinin derin parýltýsýyla sordu: Ýnebolu ya mý? Evet. Araba hazýr. Korkuya benzer bir isteksizlik, beni bu küçük arabacýyla pazarlýðýmda haksýzlýklara düþürüyordu; çocuk, çýkarmak istediðim her güçlüðü kabul etti. Uzlaþtý, eþyamý arabasýna taþýdý. Araba kalkarken hancýyla eski arabacý arkamdan seslendiler: Korkmayasýn, küçüktür ama hayvanlarý iyi sürer. Anadolu nun hüzünlü sabahlarýndan biri idi. Aðýr aðýr gidiyorduk... Toprak yola kakýlý seyrek taþ parçalarý, güneþin ilk kýzgýnlýðýyla parýldýyorlar, araba sarsýldýkça gözlerimin önünde kývýlcýmlar gibi yanýp sönüyorlardý. Ara sýra daha fazla koþmak isteðiyle þahlanan gürbüz hayvanlarýn yoldan kaldýrdýklarý tozlar, pembe bürümcük gibi arabayý sararak boþlukta uçuþuyor, titreþiyorlar, sonra dalga dalga yere inerek gözden kayboluyorlardý. Yol çok dönemeçli, çapraþýk ve dardý; hayvanlar, yaðýz, parlak, sert adalelerinde birikmiþ kuvveti boþaltabilecek kadar hýz alamýyorlar, sevmedikleri batâetle yürümekten sinirlenerek homurdanýyorlardý. Küçük arabacým, elindeki dizginleri rehavetle tutarak yanýmýzda yükselen toprak kayalara bakýnýyor, arabasýyla hiç oyalanmýyordu. Düþündüm: Ne kadar olsa çocuk, Allah bizi kazadan esirgesin! O, bu düþüncemin sesini duymuþ gibi birdenbire arkasýna döndü : Efendi! Az ileri yol düzleþir, daha hýzlý gideriz; ben hayvanlara bile bile yol vermiyorum. Ve yol düzleþince kendisine minderlik iþini gören arpa torbasýnýn üstüne daha iyi yerleþerek dizginleri küçük bileklerine sardý, hayvanlarýn kulaklarýna doðru kýrbacý silkeledi, ince bir sesle þaklattý. Üç hayvan, burunlarýný ufka doðrultarak þahlandýlar ve arabayý hýzla çekmeye baþladýlar. Bu sürat o kadar umulmaz bir þeydi ki yolun kenarýna asýlý dik yamaçlara gözüm iliþtikçe meçhul tehlikelerden ürküyordum. Yola ancak sýðan arabanýn yana doðru aðýrca bir salýntýsý, bizi ilk saniyede ölüme atabilirdi. Fakat küçük arabacým, dermansýz görünen bileklerinin çevik, atýlgan, acele hareketleriyle dizginleri sallýyor, geriyor, hayvanlarýn cilalý etlerine vuruyor, arabanýn muvazenesini maharetle buluyordu. Ilgaz ý geride býrakmak üzereydik, sabah yaklaþýyordu fakat... Birdenbire yolun kenarýnda, otuz kýrk metre ilerimizde, araba fenerinin sarý ýþýðýndan üç siyah gölgenin yavaþça kaçýþtýklarýný gördük. Arabacým hemen ayaða kalktý. Dizginleri sol elinin bileðine sararak sað elini bol pantolonunun arka cebine attý büyük, hantal, eski sistemde bir tabanca çekti ve hayvanlarý daha þiddetle sürdü. Araba, gölgelerin kaçýþtýðý yere geliyordu; karartýlarýn bulunduðu hizaya yaklaþýnca siyah elbiseleriyle dimdik duran ve ellerini fiþenklerine dayamýþ üç uzun boylu adamýn arabaya baktýklarýný gördük. 7

Yakýn tehlikelerin soðuk teri, sýrtýmdan aþaðýya sýzdý. Arabamýz, silahþorlarýn tam hizasýna geldiði zaman gölgeler, hiç kýmýldanmadýlar, yolun kýyýsýnda aðaçlar gibi hareketsiz kaldýlar, araba uçar gibi geçti. Arabacým geriye dönmüþ, yol kývrýlýncaya kadar tabancasýnýn namlusunu hedeften ayýrmamýþtý. Ilgaz ý böyle geçtik. O gölgeler kimdiler? Ne bekliyorlardý? Bize sataþmaktan niçin vazgeçtiler? Korktular mý? Anlaþýlmadý. Küçük arabacým dedi ki: Ah! Bir sataþsaydýlar, iki üçünü birden devirseydim... Galip bir kumandan edasýyla arpa torbasýna keyifli keyifli yerleþmiþ, Ecevik e kadar Köroðlu nun türküsünü söyleyerek hayvanlarý sürmüþtü. Gölgelerden bir daha hiç bahsetmedi. Ýnebolu da yirmi gün kaldým. Bir gün, Anadolu gazetelerini karýþtýrýrken on üç yaþlarýnda, Bursalý Hüseyin isminde bir arabacý çocuðunun Ilgaz da Rum eþkýya tarafýndan çevrildiðini, kahraman yavrunun eski bir tabanca ile iki þakiyi yere serdiðini fakat... Bir martin kurþunuyla yaralandýðýný, devriye yetiþmeden öldüðünü okudum. Bu Hüseyin benim arabacýmdý. O günden sonra, Anadolu konuþulduðu zaman, bu küçük arabacýyý anarým. Onun yanýk, esmer yüzünde siyah, parlak gözlerinde, destani kahramanlýðýmýzýn izlerini bulur, azametli mazimizin gururunu duyardým. Peyami SAFA Türk Edebiyatýndan Seçme Hikayeler - 2 TOHUM Dördüncü Sahne (Yolcu ve Birinci Aða ayaða kalkarlar, hancý lambayý masaya býrakýr. Ferhat Bey bir iskemleye oturur: Yolcu ve Birinci Aða da otururlar. Hancý ayakta.) FERHAT BEY Siz, Anadolu yu tanýyor musunuz? YOLCU Anadolu, bildiðimizden baþka bir þey midir? FERHAT BEY Çok baþka. Baþýnýzý döndürüp bakýn Anadolu ya! Ne görüyorsunuz? Tek tük yeri ellenmiþ, çok yeri boþ, uçsuz bucaksýz bir toprak. Toprak renginde, toprakla bir hizada, köstebek yuvasý gibi evler, paçavrasý yettiði kadar örtülmüþ sýska vücutlar ve bu vücutlarýn tepesinde ne düþündüðü ne duyduðu belirsiz yanýk ve asýk yüzler. Ýþte, Frenk seyyahýn ve fotoðraf makinesinin gördüðü Anadolu! YOLCU Anadolu nun görünmeyen bir tarafý mý var? FERHAT BEY (Sesi birdenbire en üst perdeye fýrlar.) Ruhu var! Ruh görünmez! YOLCU Biz bu ruhu tanýyor muyuz? FERHAT BEY Biz bu ruhu tanýmýyoruz. Çünkü bu ruh, dal budak salmýþ bir aðaç gibi göz önünde fýþkýrmýþ hakikatlerden deðildir. En derin ve en gizli hakikatlerdendir. Hakikat, kesifleþtikçe küçülür ve küçüldükçe gizlenir. Bir tohum gibi. YOLCU Bir tohum gibi mi? FERHAT BEY Madde açýk, ruh gizlidir. Bütün hakikatler ruhundur. YOLCU Tohum, tohum!.. FERHAT BEY Ruh, tohumlarýn tohumudur. YOLCU (Dalgýn) Tohumlarýn tohumu. FERHAT BEY Vücudumuzun neresine baksak, neresini yoklasak, kurcalasak ruhumuzu ele geçirebilir miyiz? Onun için Anadolu gizli kalýyor. Bazen o kadar gizli kalýyor ki iþte böyle çýplak, yalçýn, hoyrat bir maddenin maskesine bürünüyor. Maddesine küsüyor. Bu ruhun ne büyük istiðnasýdýr. Bunu anlýyor musunuz? 8

YOLCU Anlýyorum, anlýyorum. FERHAT BEY Biz bu ruhu tanýmýyoruz. Anadolu nasýl duyar, nasýl sever, nasýl yanar, nasýl coþar, nasýl parlar, nasýl patlar, nasýl yatýþýr, nasýl susar, nasýl düþünür, nasýl gider, nasýl dönmez, nasýl ölür biliyor muyuz? Bilemeyiz. Çünkü o, ketumdur. Karanlýk bir kuyuda yaþar gibi içinde yaþar. Boynunu kesseler sýrrýný vermez. YOLCU Ne tuhaf! Sizi dinlediðim zaman hayalim, tarihin en imanlý günlerine akýyor. Yirminci asýrda yaþadýðýmý unutuyorum. Maddenin ve makinenin idare ettiði devir, birdenbire ta öbür baþýndan sýcak bir iman þarkýsý gelen bir kum çölü gibi düzleþiveriyor. Ruh, o çölün göklerinde seksen katlý apartmanlara ve telsiz telgraf direklerine çarpmadan zahmetsiz ve ýstýrapsýz uçuyor. Fakat bu rüyadan uyanmak tehlikesi olmasa! Yorgunluk, kýrýklýk ve hiçlik nedir, o zaman anlayacaðýz diye korkuyorum. Makine rüyamýzý yutacak diye korkuyorum. FERHAT BEY Makine, makine. Yirminci asrýn ateþ kusan mabudu. Ýnsan, onu koluna yardým etmek için yaptý. Kolumuz, beynimizin emrindedir. Yardýmcý, yardým ettiði þeyin derecesine nasýl geçer? Makineyi þahlandýrdýlar. Makine, þahlandý. Ýçinde insan da olduðu hâlde: Her þeyi ben yarattým. demeye baþladý. Onun bu hükmünü dinlediler. Bu demir kulaklý, mankafa putu, eski imanlardan kalma tahtlara oturttular. Maymunlar gibi onun seslerini ve hareketlerini taklit ettiler. Bu kuþ beyinli canavarýn insana yardýmýný kim inkâr eder? Fakat onu bu tahta oturtmak þartýyla Madde asrý diyorlar. Madde asrýnda olsaydýlar makineyi mabut yerine çýkarýr, önünde ayin yapar mýydýlar? Hâlâ içlerinde yaþayan bu ruhlaþtýrma ihtiyacý nereden geliyor? Onsuz niçin bir þey olmuyor? Görüyorsunuz ki ruh, o yerde kendisinin oturup oturmadýðýna bile aldýrmýyor. O yer kalmalý diyor, o yer vardýr diyor. O yer vardýr ve onundur. Eyvah, onun kime ait olduðunu bilmeyenlere, eyvah ruhlarýný kaybedenlere! Necip Fazýl KISAKÜREK Tohum 2. Asýl Kaynak, Yenilikler, Anadolu da Bir Gece, Tohum metinlerinden hareketle Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatýnýn oluþumunda etkili olan ve eserlere yansýyan karakteristik özelliklerin neler olduðunu tartýþýnýz. Ulaþtýðýnýz sonuçlarý maddeler hâlinde tahtaya yazýnýz. 3. Yenilikler, Anadolu da Bir Gece, Tohum metinlerindeki temalarý tespit ediniz. Bu temalar nasýl ele alýnmýþtýr? Bu dönemde böyle temalarýn iþlenmesinin sebepleri neler olabilir? 4. Cumhuriyet Döneminden önceki hikâye ve tiyatronun temalarý ve anlatým biçimleri göz önünde bulundurulduðunda Anadolu da Bir Gece ve Tohum metinlerinin temalarý ve anlatým biçimleri için neler söylenebilir? Tespit ederek defterinize yazýnýz. 5. Milletimizi oluþturan deðerlerdir. Asýl Kaynak, Yenilikler, Anadolu da Bir Gece, Tohum metinlerindeki milleti oluþturan deðerleri tespit ederek yukarýdaki kavram haritasýna yazýnýz. Ulaþtýðýnýz sonuçtan hareketle milleti oluþturan deðerlerin bu dönemdeki edebî metinlere nasýl yansýdýðý ile ilgili çýkarýmlarda bulununuz. Çýkarýmlarýnýzý maddeler hâlinde tahtaya yazýnýz. 6. a. Milleti oluþturan deðerlerin Batý düþüncesinden etkilenip etkilenmediðini tartýþýnýz. b. Yaptýðýnýz araþtýrmadan hareketle Tohum adlý metnin hangi düþünce akýmý çerçevesinde ele alýnabileceðini tartýþýnýz. Ulaþtýðýnýz sonuçlarý sebepleriyle birlikte defterinize yazýnýz. 9

Sýnýf dört gruba ayrýlýr. Birinci grup Asýl Kaynak, ikinci grup Yenilikler, üçüncü grup Anadolu da Bir Gece, dördüncü grup Tohum metinlerindeki dil ve zevkte Cumhuriyet Döneminin yansýmalarýný tespit eder. Sözcüler gruplarýn tespitlerini açýklar. Ulaþýlan sonuçlardan hareketle Cumhuriyet Döneminin dil ve zevk anlayýþý tahtaya yazýlýr. DÝLEKÇE Sokaðýmsan, Ben anahtarý çevirdiðim zaman Kapanan evin kapýsý deðil, Senin kapýn olsun açýlan. Adresimsen, Mektuplarým doðru dürüst gelsin; Ýki kiþi telefonla konuþurken Olmayalým hemen üç kiþi. Kentimsen, Baþka kentler de girsin araya; Daha bir sevinçle katýlayým, Þenliðimsen. Her þeyi yaz, tarihimsen, Ama her bir þeyi; Dilimsen, Sen de koru biraz dilliðini. Düþüncemsen, Kýz kardeþim pencereyi açsýn; Sorguçlu bir ýþýk aracýlýðýyla Günyenisi dolsun içeri. Uzat saçlarýný Frigya, Yârimsen, Yurdumsan, Söz ver Anadolu! Cemal SÜREYA Sevda Sözleri 10

KARÞILAÞMA Bulmayý hiç düþünmeden ve bulacaðýný ummadan aradý, belki aramakta olduðunun bilincine bile varmadan gizli bir gece geçirmiþti; karanlýk, gizli, ürperti verici demek istiyordu ki bütün ömrü bir tek karanlýk bir gecede geçmiþti, öyle sayýyordu. Geçirdiði bunca günler, bunca geceler, bunca haftalar ve aylar ve yýllar þimdi gerilerde kalmýþ bir tek gece gibiydi ve aramakta olduðunu bilmiyordu. Kimi zaman dört duvar arasýna sýkýþýp kalýrdý, renksiz boyalý, kiþiliksiz, daðýnýk, can sýkýcý duvarlar ve adi tahtalardan meydana getirilmiþ raflardaki kapsýz, eski püskü kitaplar...caný çekmeden alýp bakardý. Kimi zaman güneþ ýþýðýna boðulmuþ tozlu sokaklarda bir baþýna yalnýzlýk duygularý boðazýna düðümlenmiþ olarak ve nereye gideceðini bilmeden dolaþýrdý. Duru, boþ sokaklar hiçbir þey söylemezdi ona. Ya da söylerse eðer söyledikleri onu kahretmekten baþka iþe yaramazdý. Ýçine doðru büzülür, yalnýzlýðýnýn derinliklerine doðru fýrlatýlmýþ olarak yaðmurdan kaçýþan insanlarýn telaþýyla kalabalýklarýn anaforunda dönenip dururdu. Açgözlülükle, müthiþ bir oburlukla vitrinlere saldýran insanlar, hýrslý atýlýþlarla trenleri, koca koca otobüsleri dolduranlar, bu itiþip kakýþan kalabalýk, bu kargaþa onun dýþýndaydý; ne ki o da kuyruklara girer, o da itiþip kakýþarak bir otobüste yer bulabilmek için çýrpýnýr, bir yerlere yetiþebilmek, geç kalmamak için canýný diþine takardý. Bir lokma ekmek için saatlerce fýrýnlarýn önünde bekler, lokantalarda o da bir sandalye kapabilmek için gözünü dört açar, titizlikle seçtiði yemeðin getirilmesini sabýrla beklerdi, bütün bunlarýn göze alýnmasý gerektiðini bilirdi, göze alýrdý. Ama göze aldýðý hayatýn kaçýnýlmaz gerekleri diye saydýðý, daha doðrusu kendisine öyle belletilmiþ olan bütün bunlar, basit bir kapý gýcýrtýsýndan daha mý önemli þeylerdi? Okuduðu bunca kitaplar ona cýlýz, iþe yaramaz, dahasý aþaðýlýk ve iðrenç bir yaratýk olduðunu aþýlamaktan baþka ne anlatmýþtý? Bütün ömrünü deðersiz þeylere boyun eðmeyi öðrenmek için harcamýþ gibi duyumsuyordu kendini. Tükenmekte olan yaz aylarý sonunda, aðustos böceklerinin boþalmýþ kabuklarýndan yükselen o son çýðlýklarýn insan üzerinde býraktýðý tuhaf kof etkilere benzeyen bir þeydi yaþadýðý. Gidiliyordu, sonra geri dönülüyordu, yeniden yürünüyordu, durup bakýnýlýyordu, yemek yeniyordu, sonra gene acýkýlýyordu, uyanýlýyor ve uyunuyordu. Bu muydu? Bunlar için mi soluk tüketiyordu? Hýrpalanýyor ve yaþýyordu? Hayýr, aradýðýný söyleyemezdi, hiçbir þey aramamýþtý, aç bir köpek gibiydi, yerleri koklaya koklaya dolanýp duruyordu ortalýkta, o kadar.... Rasim ÖZDENÖREN Denize Açýlan Kapý 7. Dilekçe ve Karþýlaþma metinlerinde birey kavramýnýn ön plana çýkýp çýkmadýðýný belirleyiniz. Buradan hareketle cumhuriyet ideolojisinin dayandýðý temel ilkeler ile bireyselliðin ön plana çýkmasý arasýnda bir iliþki kurulabilir mi? Neden? Sözlü olarak ifade ediniz. 8. a. Karþýlaþma adlý metinde insanýn iç dünyasý yansýtýlýrken yoðun biçimde hangi bilim dalý ya da dallarýndan yararlanýlmýþtýr? Defterinize yazýnýz. b. Yaptýðýnýz araþtýrmadan hareketle Karþýlaþma adlý metnin hangi düþünce akýmý çerçevesinde ele alýnabileceðini sebepleriyle birlikte sözlü olarak ifade ediniz. 11

CUMHURÝYETÇÝLÝÐÝN NÝTELÝKLERÝ Cumhuriyetçilik; ulusçu, demokratik, özgürlükçü, çoðulcu bir yönetim ilkesidir. Yurttaþlar düþüncelerini, tek baþlarýna ya da toplu olarak her türlü yollarla yasal sýnýrlar içinde açýklama haklarýna sahiptir. Cumhuriyet yönetiminde, düþünceleri baský altýna almak, suç saymak, yasaklamak söz konusu olamaz. Cumhuriyet yönetiminde, tüm yurttaþlar, tasada ve sevinçte ortaktýr. Toplumun kimi kesimleri yoksulluk ve acý içinde kývranýp ezilirken kimilerinin de sevinç içinde yaþamalarý Cumhuriyetle baðdaþmaz. Acýlar birlikte göðüslenir, sevinçler birlikte yaþanýrsa Atatürk ün belirttiði gibi, ulus; ayrýcalýksýz, sýnýfsýz, kaynaþmýþ bir kitle olur. Cumhuriyetin temel amacý, böyle dengeli, mutlu bir toplum yaratmaktýr. Cumhuriyetçilik; dengeli ve barýþ içinde yaþayan mutlu bir toplum yaratmada, baþta devlet örgütü olmak üzere, herkesin payýna düþen görevi yapmasýdýr. Cumhuriyetçiliðin gerektirdiði ödevler yerine getirilmezse yönetim bozulur, yozlaþýr. Toplum bir kargaþa (anarþi) içine sürüklenir. Devletin etkinliði azalýr. Yasadýþý kaynaklardan beslenen zorbalýk, ülkede söz sahibi olur. Zayýflar, arkasýzlar ezilir. Ticaret bozulur. Üretimin hýzý düþer. Bütün pazarlar, açýkgözlerin eline geçer. Adalet iþlemez. Can ve mal güvenliði yok olur. Toplum, içinden çürür Atatürk Savarona Gemisinde ve yýkýlýr! Bu nedenle, cumhuriyet yönetiminin tüm organlarýyla her tehlikeye karþý korunmasý gerekir. Önemli olan cumhuriyeti kurmak, ilan etmek deðil; onun gereklerini yerine getirmek, yaþatmaktýr. Bugün dünyada adý, yönetim biçimi cumhuriyet olan kimi ülkelerde, uygulamanýn hiç de bu yönetim ilkelerine uymadýðý görülmektedir. Her türlü düþünce baský altýndadýr. Halkýn yönetimle ortaklýðý yoktur. Ülkeye egemen olan belirli gruplardýr. Saðlam deneylere ve çaðdaþ ölçülere dayanmayan böyle yönetimlerin, yukarýda niteliklerini belirtmeye çalýþtýðýmýz gerçek cumhuriyetle bir ilgisi olmayacaðý ortadadýr. Cumhuriyeti koruma ve kollama görevinin, öncelikle gençlerimize düþtüðünü de belirtelim. Atatürk, 30 Aðustos 1924 te, Dumlupýnar savaþlarýnýn yýldönümünde, Meçhul Asker anýtýnýn baþýnda yaptýðý konuþmanýn sonunda þöyle diyor: Gençler! Yürekliliðimizi güçlendiren ve sürdüren sizsiniz. Siz, almakta olduðunuz eðitim ve bilgiyle insanlýðýn iyi niteliðinin, yurt sevgisinin, düþünce özgürlüðünün en deðerli örneði olacaksýnýz. Ey yükselen yeni kuþak! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek olan sizsiniz! Bundan daha önemlisi, 1927 de verdiði büyük Söylev in Türk gençliðine seslenen þu sözlerle bitmesidir: Ey Türk Gençliði! Birinci ödevin; Türk baðýmsýzlýðýný, Türk Cumhuriyetini, sonsuzluða deðin korumak ve savunmaktýr. ATATÜRK ÜN ÝLKELERÝ VE DÜÞÜNCELERÝ Ahmet KÖKLÜGÝLLER 12

ATATÜRK ÜN LAÝKLÝK ÝLE ÝLGÝLÝ GÖRÜÞLERÝ Türkiye Cumhuriyeti nde, her yetiþkin dinini seçmekte hür olduðu gibi, belirli bir dinin merasimi de serbesttir. Yani ibadet hürriyeti vardýr. Tabiatýyle ibadetler, güvenlik ve genel adaba aykýrý olamaz; siyasi gösteri þeklinde de yapýlamaz. Geçmiþte çok görülmüþ olan bu gibi durumlara artýk Türkiye Cumhuriyeti asla katlanamaz. Bir de Türkiye Cumhuriyeti dâhilinde, tüm tekkeler ve zaviyeler ve türbeler kanunla kapatýlmýþtýr. Tarikatlar kaldýrýlmýþtýr. Þeyhlik, derviþlik, çelebilik, halifelik, falcýlýk, büyücülük, türbedarlýk vesaire yasaktýr. Çünkü bunlar gericiliðin kaynaklarý ve cehaletin damgalarýdýr. Türk milleti, böyle müesseselere ve onlarýn mensuplarýna katlanamazdý ve katlanmadý. (1930) Laiklik, yalnýz din ve dünya iþlerinin ayrýlmasý demek deðildir. Tüm yurttaþlarýn vicdan, ibadet ve din özgürlüðü de demektir. (1930) Din ve mezhep herkesin vicdanýna kalmýþ bir iþtir. Hiçbir kimse hiçbir kimseyi, ne bir din ne de bir mezhebi kabul etmeye zorlayabilir. Din ve mezhep hiçbir zaman politika aleti olarak kullanýlamaz. (1930) Atatürkçülük Atatürk ün Görüþ ve Direktifleri 9. Cumhuriyetçiliðin Nitelikleri metninden hareketle cumhuriyetçilik ilkesinin özellikleri ve bu ilkenin Türk toplumuna saðladýðý faydalarla ilgili neler söylenebilir? Defterinize yazýnýz. 10. Atatürk ün Laiklik ile Ýlgili Görüþleri adlý metinden hareketle, a. Laiklik ilkesinin özelliklerini defterinize yazýnýz. b. Mustafa Kemal Atatürk ün laiklik tanýmýyla ilgili çýkarýmlarýnýzý sözlü olarak ifade ediniz. c. Mustafa Kemal Atatürk ün din konusundaki görüþleri üzerine düþüncelerinizi belirtiniz. 11. Yukarýdaki metinlerden ve önceki bilgilerinizden hareketle Atatürkçülüðün niteliklerini sözlü olarak ifade ediniz. 1. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatýnýn oluþumu bölümünde incelediðiniz metinleri dikkate aldýðýnýzda genel olarak Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatýnýn yapýsý, temasý, dil ve anlatýmý ile ilgili hangi çýkarýmlarda bulunabilirsiniz? Tartýþýnýz. Ulaþtýðýnýz sonuçlarý maddeler hâlinde tahtaya yazýnýz. 2. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatýnýn oluþtuðu zeminin sosyal, siyasi, kültürel ve ekonomik özellikleri hakkýnda kýsa bir yazý yazýnýz. 3. Cumhuriyet Döneminde ortaya çýkan sosyal ve siyasi olaylar ile edebî hareketler arasýnda nasýl bir iliþki olduðunu, buradan hareketle Atatürk ilke ve inkýlaplarýnýn edebî eserlere nasýl yansýdýðýný sözlü olarak ifade ediniz. 1. Aþaðýdaki cümlelerin karþýsýna yargýlar doðru ise (D), yanlýþ ise (Y) yazýnýz. - Cumhuriyet Döneminde memleket edebiyatý zevkiyle Batý dan gelen anlatma biçimleri Türk edebiyatýnda baþarýlý bir þekilde kullanýlmýþtýr. ( ) - Cumhuriyet Döneminde Anadolu coðrafyasý ile Anadolu insanýnýn hayatý, zevkleri edebî eserlerde çok fazla iþlenmiþtir. ( ) - Psikoloji ve psikiyatri alanýnda yapýlan ilmî çalýþmalardan yararlanýlmýþtýr. ( ) 2. Aþaðýdaki cümlede boþ býrakýlan yere uygun kelimeyi yazýnýz...., insanýn varoluþuyla doðal nesnelere özgü varlýk türü arasýndaki karþýtlýðý büyük bir güçle vurgulayan, iradesi, bilinci ve aklý olan insanlarýn irade ve bilinçten yoksun nesneler dünyasýna fýrlatýlmýþ olduðunu öne süren bir düþünce akýmýdýr. 13

3. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatýyla ilgili aþaðýdakilerden hangisi söylenemez? A) Milleti oluþturan deðerlerin farklý yönleriyle edebî metinlerde yer aldýðý B) Bu dönemde Batý düþüncesindeki geliþmelerden doðan yeni açýlýmlarýn edebî eserlerde kendini gösterdiði C) Bireyin anlatýlmasýnda psikoloji alanýnda gerçekleþtirilen yeniliklerden yararlanýldýðý D) Sezgicilik, varoluþçuluk ve gerçeküstücülük gibi Batýlý akýmlarýn etkisinin görüldüðü E) Dil ve zevkte eski geleneðin devam ettiði 4. Aþaðýdaki yazarlardan hangisi Cumhuriyet Döneminde eser vermemiþtir? A) Cemal SÜREYA B) Tevfik Fikret C) Reþat Nuri GÜNTEKÝN D) Necip Fazýl KISAKÜREK E) Peyami SAFA 1. Aþaðýdaki cümlelerin karþýsýna yargýlar doðru ise (D), yanlýþ ise (Y) yazýnýz. - Cumhuriyetin ilk yýllarýnda edebî eserlerde özellikle Ýstanbul a ve Ýstanbul insanýna bir yöneliþ söz konusudur. ( ) - Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatýndaki eserlerin dili Servetifünun Edebiyatýnýn dili gibi aðýr ve aðdalýdýr. ( ) - Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatýnda Atatürk ilke ve inkýlaplarýnýn edebî eserlere yansýdýðý görülmektedir. ( ) 2. Aþaðýdaki cümlelerde boþ býrakýlan yerlere uygun kelimeleri yazýnýz. - Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatýnýn oluþumunda... ve... gerçekleþtirilen ilmî çalýþmalardan edebî eserlerde yararlanýlmýþtýr. - Birinci ve Ýkinci Dünya Savaþý arasýnda... dünyasýnda ortaya çýkan... bunalýmýný esas alan edebî hareketlerden yararlanýlmýþtýr. 3. Aþaðýdakilerden hangisi laiklik ilkesinin özelliklerinden biri deðildir? A) Halkçýlýk ilkesinin bir yansýmasýdýr. B) Devlet düzeninin ve hukuk kurallarýnýn dine dayandýrýlmamasýdýr. C) Din ve devlet iþlerinin ayrýlmasýdýr. D) Kiþilerin din ve vicdan özgürlüklerinin saðlanmasýdýr. E) Din ve mezhep çatýþmalarýna son vererek toplumsal barýþýn gerçekleþtirilmesidir. 4. Cumhuriyetin ilk yýllarýndaki edebî zevk ve anlayýþýn nasýl olduðunu belirleyerek defterinize yazýnýz. Motif kelimesinin hangi anlamlarda kullanýldýðýný araþtýrýnýz (16. sayfadaki 3. soruya yöneliktir.). Nurullah ATAÇ ýn fikrî ve edebî kiþiliði hakkýnda araþtýrma yapýnýz (20. sayfadaki 11. soruya yöneliktir.). Nurullah ATAÇ ýn Diyelim-Söz Arasýnda adlý kitabýný okuyunuz. 14

Öðretici Metin Örnekleri 1. Deneme 2. Makale 3. Gezi Yazýsý 4. Hatýra 5. Fýkra

CUMHURÝYET DÖNEMÝNDE ÖÐRETÝCÝ METÝNLER Öðretici Metin Örnekleri 1. Bilimsel bir araþtýrma yapmak veya geçmiþin yaþanmýþlýklarýný gündeme getirmek isteyen bir kiþi hangi yazýlý kaynaklardan ne þekilde faydalanýr? Sözlü olarak ifade ediniz. 2. Önceki bilgilerinizi de dikkate alarak öðretici metnin yazarý ile hedeflenen okuyucu kitlesi arasýnda nasýl bir iliþki olduðunu söyleyiniz. 3. Araþtýrmalarýnýzdan hareketle motif kelimesinin kaç farklý þekilde kullanýldýðýný tartýþýnýz. Bu kelimenin edebiyatta hangi anlama geldiðini sözlü olarak ifade ediniz. 4. Atatürk: Laiklik, yalnýz din ve dünya iþlerinin ayrýlmasý demek deðildir. Bütün yurttaþlarýn vicdan, ibadet ve din hürriyetini saðlamak demektir. sözüyle laikliðin hangi yönünü ön plana çýkarmýþtýr? Defterinize yazýnýz. 1. Deneme BATI YA DOÐRU Bir söz vardýr, çok söylenirdi eskiden, bugün de söylendiði oluyor: Doðu Doðu dur, Batý da Batý. Doðulu bir kiþi, dilediðince edinsin Batý acununun bilgilerini, yýllar boyu dolaþsýn, otursun, Avrupa ülkelerinde ne yaparsa yapsýn gene bir Doðuludur, tam bir Batýlý gibi duyup bir Batýlý gibi düþünemez Eskiden çok söylerdik bunu. Doðulu olmayý bir üstünlük sayardýk da onun için. Batý ülkelerinde bilim daha ileriymiþ, yaþayýþ bizdekinden iyiymiþ, olsun! Baþka bir erdem bulurduk kendimizde. Batýlýlarda olmayan, olmayacak bir erdem. Neymiþ o erdem? Þudur, diye gösterilemez; bir tek sözle anlatýlamaz. Çevremizden, toplumdan, gelenekten aldýklarýmýzýn duyduðumuz günden beri bize iþlemiþ, bizi yoðurmuþ etkenlerin hepsi. Severdik onlarý; iyi, doðru, güzel bulurduk. Ýyi, doðru, güzel olduklarý açýk iþte, besbelli; düþünmek, araþtýrmak istemez!.. Sonradan sarsýldý bu kanýmýz, inancýmýz. Bir kurt düþtü içimize, övünmemiz azaldý. Batý acununun o bakýmdan da bizden üstün olduðunu anladýk. Bunun için de eski övünme kalmadý. Batýlý olmadýðýmýzý yalnýz baþkalarýndan deðil kendi kendimizden de saklamaya kalktýk. Doðu Doðu dur, Batý da Batý. Omuz silkerdim bu söze. Neden? derdim, Bizim etimiz, kemiðimiz baþka mý? Doða baþka türlü mü yaratmýþ bizi? derdim. Batýlýlara benzemek isteyince, Batýlý olmak isteyince neden ulaþamayalým o ereðe? Þimdi de öyle düþünüyorum. Ancak þimdi duyuyorum, anlýyorum o sözün büsbütün boþ olmadýðýný. Bizde bir Doðululuk, Batýlýlardan bir baþkalýk var. Bir üstünlük mü? Yoksa bir eksiklik mi? Durmuyorum bunun üzerinde. Yalnýz biliyorum ki bu yüzden bu Doðululuk, baþkalýk yüzünden Batýlý olamýyoruz, Batýlýlarý anlayamýyoruz. Onlar bizi anlýyor mu? Yeri yok bunu sormanýn! Onlar Doðulu olmaya, Doðulular gibi duyup düþünmeye özenmiyor ki demek Doðu acununu gerçekten þöyle içten anlýyorlar mý? Anlayabilirler mi? Niçin araþtýracaðým? Biz ise Batýlý olmak istiyoruz, öyleyse baþkalýðýmýzý bir eksiklik sayacaðýz. Görüyorum ki anlamýyoruz Batý acununu; iyice, gerçekten, içten anlamýyoruz. Bir yere deðin gidebiliyoruz, geçemiyoruz ötesine. Öðreniyoruz Batý acununun bilgilerini, bilimlerini gene de o bilgiler, bilimler sanki dýþýmýzda kalýyor; sinmiyor içimize. O bilgileri, bilimleri ediniyoruz da onlarý 16

bulan, geliþtiren soluðu edinemiyoruz. Bir olayla karþýlaþtýk mý: Þimdi bir Batýlý olsa ne yapardý? diye düþünüyoruz, o olay karþýsýnda Batýlýnýn yapacaðýný yapmak kendi kendine bizi düþündürmeksizin, aratmaksýzýn gelmiyor içimizden. Ancak bugünkü Batý yý öðrenmeye kalkýyoruz da onun için. Bizi Doðulu eden bir geçmiþ, bir gelenek olduðu gibi Batýlýyý Batýlý eden bir geçmiþ, bir gelenek olduðunu düþünmüyoruz. O geçmiþi, geleneði öðrenmeye çalýþmýyoruz. Baþlangýcý, geliþmeyi bilmeden sonuçlarý kavramaya özeniyoruz. Bugünkü Batý acunu, Batý uygarlýðý yüzyýllarýn ürünüdür; birdenbire doðuvermiþ, açýlývermiþ deðildir. Biz o uygarlýða birdenbire konmak istiyoruz. Biliyor muyuz bir Yunan uygarlýðýný, Latin uygarlýðýný? Yunanlýlardan, Romalýlardan sonra Batý acunu bir Orta Çað, bir uyanýþ, Yenileþme Çaðý geçirmiþ; Orta Çaðda da uyanýþ yüzyýllarýnda da birtakým bilginler, bilgeler gelmiþ, dörütmenler gelmiþ, yazýlarýyla, yaptýklarýyla, etkilemiþler çevreyi, biz onlarý biliyor muyuz? Bugünkü Avrupa uygarlýðýnda bütün o geçmiþ, çok eski yüzyýllarýn damgasý, yankýlarý vardýr. Biz iþte o damgayý görmüyor, o yankýlarý duymuyoruz. Bunun için de bütünü ile kavrayamýyoruz o uygarlýðý. Batý ya doðru Gidiyoruz Batý ya doðru. Bir kez çýkmýþýz yola, kimse durduramaz artýk Peki ya hangi Batý ya? Bugünkü Batý ya gitmekle iþ bitmez; gerçekten, þöyle içinden anlayýp benimseyemeyiz bugünkü Batý uygarlýðýný; bütün geçmiþini incelemek, öðrenmek, kavramak gerektir. Kolay deðilmiþ bu, çabuk olamazmýþ Olur dedik mi? Bir uygarlýðý öðrenmek, benimsemek ivediye gelir iþlerden midir? Batý ya gidiyoruz, gideceðiz. Ancak bilelim ki bütün o güçlükleri göze almazsak yapamayýz bu iþi, varamayýz Batý ya; vardýk diye, Batýlý olduk diye kendimizi aldatýrýz. O bile deðil. Gerçekten aldanmayýz, doðruyu kendi kendimizden saklamaya, kendi kendimize inanmayacaðýmýz bir masal söylemeye kalkarýz. Nurullah ATAÇ Diyelim-Söz Arasýnda 1. Dil ve anlatým özelliklerinden hareketle Batý ya Doðru adlý metnin hangi amaçla yazýldýðýný söyleyiniz. 2. a. Batý ya Doðru adlý metinde sýk kullanýlan kelime, kelime gruplarý ve cümleleri tespit ediniz. Buradan hareketle metinde kullanýlan motifleri tahtaya yazýnýz. b. Tespit ettiðiniz motiflerin bir araya gelerek metinde hangi görevi üstlendiðini sözlü olarak ifade ediniz. c. Metnin temel düþüncesini (temasýný) meydana getirmek için motiflerin ne þekilde bir araya getirildiðini metinden örnekler vererek söyleyiniz. 17

3. Ýncelediðiniz deneme metninin planýnda sýrasýyla hangi düþüncelerin ifade edildiðini, bu düþüncelerin nasýl geliþtirildiðini ve sonuçlandýrýldýðýný aþaðýdaki noktalý yerlere yazýnýz. Giriþ:............ Geliþme:............... Sonuç:......... 4. Batý ya Doðru adlý metinde iþlenen ana fikrin günümüz öðretici metinlerinde de ele alýnýp alýnmadýðýný gerekçeleriyle birlikte sözlü olarak ifade ediniz. 5. Ýncelediðiniz metnin temasýný, Cumhuriyet Döneminin sosyal hayatýný oluþturan unsurlarý ve bunlar arasýndaki iliþkiler ile ilgili çýkarýmlarýnýzý aþaðýdaki þemaya yazýnýz. Metnin Temasý Cumhuriyet Dönemine Ait Sosyal Hayat Unsurlarý........................ Çýkarýmlarýnýz........................... 18

6. Batý ya Doðru adlý metnin, yazýldýðý dönemin sosyal, siyasi düþünce akýmlarýndan hangisi etrafýnda kaleme alýndýðýný defterinize yazýnýz. 7. a. Batý ya Doðru adlý metni dil ve anlatým özellikleri bakýmýndan inceleyerek metne ait özellikleri aþaðýdaki tabloya yazýnýz. Dil ve Anlatým Özellikleri Batý ya Doðru Açýk Duru Akýcý Tutarlý Süslü (Sanatlý) Objektif b. Yukarýdaki tabloya göre deneme türünün dil ve anlatým özelliklerini maddeler hâlinde aþaðýya yazýnýz. -... -... -... -... -... -... Sýnýf üç gruba ayrýlýr. Grup sözcüleri seçilir. Birinci grup Batý ya Doðru adlý metinde kullanýlan kavramlarý, ikinci grup terimleri, üçüncü grup gündelik hayata ait kelimeleri ve kelime gruplarýný tespit eder. Her grup bulduðu kelimelerin ve kelime gruplarýnýn ne amaçla kullanýldýðýný belirler. Ulaþýlan sonuçlar grup sözcüleri tarafýndan maddeler hâlinde tahtaya yazýlýr. 8. Biliyor muyuz bir Yunan uygarlýðýný, Latin uygarlýðýný? Yunanlýlardan, Romalýlardan sonra Batý acunu bir Orta Çað, bir uyanýþ, Yenileþme Çaðý geçirmiþ; Orta Çaðda da uyanýþ yüzyýllarýnda da birtakým bilginler, bilgeler gelmiþ, dörütmenler gelmiþ, yazýlarýyla, yaptýklarýyla etkilemiþler çevreyi, biz onlarý biliyor muyuz? Bugünkü Avrupa uygarlýðýnda bütün o geçmiþ, çok eski yüzyýllarýn damgasý, yankýlarý vardýr. Biz iþte o damgayý görmüyor, o yankýlarý duymuyoruz. Bunun için de bütünü ile kavrayamýyoruz o uygarlýðý. Batý ya doðru Gidiyoruz Batý ya doðru. Bir kez çýkmýþýz yola, kimse durduramaz artýk Peki ya hangi Batý ya? Bugünkü Batý ya gitmekle iþ bitmez; gerçekten, þöyle içinden anlayýp benimseyemeyiz bugünkü Batý uygarlýðýný; bütün geçmiþini incelemek, öðrenmek, kavramak gerektir. Yukarýdaki paragraflarý da göz önünde bulundurarak Batý ya Doðru adlý metni, yazarýn kelime tercihleri bakýmýndan inceleyiniz. Sonuçlarý sebepleriyle birlikte tahtaya yazýnýz. 19

9. Batý ya Doðru adlý metinde pastoral, epik, lirik, mizahi, duygusal ve öðretici anlatým türlerinin kullanýldýðý birkaç örnek cümleyi aþaðýdaki tabloya yazýnýz. Buradan hareketle metinde hangi anlatým türünün veya türlerinin aðýr bastýðýný sözlü olarak ifade ediniz. Anlatým Türleri Anlatým Türlerinin Kullanýldýðý Cümleler Pastoral Epik Lirik Mizahi Duygusal Öðretici 10. Yapý, tema, dil ve anlatým özelliklerinden hareketle Batý ya Doðru adlý metnin hangi geleneðe ait olduðunu söyleyiniz. Küresel ýsýnma temasýný iþleyen bir deneme metni yazýlýr. Yazýlan denemeler sýnýfta okunur. Deneme özelliklerini en çok taþýyan metin veya metinler oylamayla belirlenerek sýnýf panosuna asýlýr. 11. Okuduðunuz metni ve araþtýrmalarýnýzý dikkate alarak Nurullah ATAÇ ýn fikrî ve edebî yönü hakkýndaki düþüncelerinizi yazýlý olarak ifade ediniz. 12. Batý ya Doðru adlý metinde dile getirilen temayý baþka bir yazar ayný þekilde iþler miydi? Niçin? Buradan hareketle yazar ile eser arasýndaki iliþkiyi sözlü olarak ifade ediniz. Peyami SAFA rolünü üstlenecek bir öðrenci seçilir. Seçilen öðrenci bir sonraki derste canlandýracaðý yazarýn hayatý, fikrî ve edebî yönü hakkýnda bir araþtýrma yapar (23. sayfa - daki 5. etkinliðe yöneliktir.). 20

2. Makale MEMLEKET VE EDEBÝYAT Memlekette edebiyat isteyenlerle edebiyatta memleket arayanlar, iki ayrý fikir grubuna mensup görünüyorlar. Hakikatte bu fark ya hiç yoktur yahut da çok mübalaða edilmiþtir. Memlekette sadece edebiyat isteyenlere göre edebiyat, beynelmilel bir estetik çerçeve içinde kabul edilen bir mefhumdur ve bu telakki edebiyatta memleket arayanlarýn isteklerine asla mani olmaz. Öyle bir asýrdayýz ki millî ve beynelmilel temayüller ayný nispette inkiþaf ediyorlar ve aralarýndaki antagonizme (düþmanlýk, hasýmlýk) raðmen birbirlerini bozmaya deðil tamamlamaya doðru gidiyorlar. Milletlerin millî ayrýlýklarý nispetinde birbirlerine karþý artan alakalarý ve tecessüsleri her memlekette tercümenin sahasýný ve ehemmiyetini çoðalttý. Bugün bizim yazýlarýmýzda isimlerinin sýk sýk geçmesinden þikâyet edilen ecnebi müellifleri, hemen her memlekette zikredilen beynelmilel kadroya girmiþ imzalardýr. Hatta bir Marcel PROUST (Marsel PRUST), bizde sadece makale arasý ismi geçen muharrir olduðu hâlde en nasyonalist memleketlerde mesela Almanya ve Ýtalya da ona dair kitaplar neþrediliyor. PROUST için böyle olduðu gibi VALERY (VALERÝ) ve daha pek çoklarý için de baþka türlü deðildir. Beynelmilel alaka ve münasebetlerin millî temayüllerle çaprazlaþarak arttýðý bir devirde bizim dünya fikriyatýyla temasýmýzý kesmemize veya azaltmamýza neden lüzum olsun? Yine memlekette sadece edebiyat isteyenlere göre bizim vaziyetimiz, kültür ve medeniyet deðiþtiren Ruslar, Japonlar gibi çok hususidir. Vakayýhayriye den beri biz, yeni bir medeniyete intibak devri geçiriyoruz. Bu intibak, millî hüviyetimizi silerek þahsiyetimizin köpürmesine mani olacak bir taklit safhasýnda kalmadýðý müddetçe Garp örneklerine sýk sýk bakmaktan niçin korkalým? Hatta Garp ý meþk etmekte geç kalmýþ olmamýz endiþesi her türlü millî korkularýmýzý bastýrýr. Daha dünya klasiklerini tercüme etmiþ deðiliz, daha çýraðý olduðumuz Garp marifetinin eþiðinde sayýlýrýz; tam içeriye ayak atacaðýmýz bir devirde millî endiþelerle geri çekilmek, her manasýyla geri gitmek olacaktýr. Fakat edebiyatta memleket arayanlara göre de edebiyatýn her þeyden önce millî bir estetik çerçeve içinde kabul edilmesi lazým gelen bir mefhum olmasý, beynelmilel kýymetlerle münasebete mani deðildir. Ancak bu münasebet, edebiyatta memleket manzarasýný silerek yerine hudutsuz bir yabancýlýk aþký dolduracak dereceye varmamalýdýr. Dereceye mi? Görülüyor ki iki tarafýn fikirleri arasýndaki fark, edebiyat ve memleket kelimelerinin takdim ve tehirlerinden ziyade asýl bir derece meselesi üstünde kalýyor. Bizim bu dereceye karþý hassasiyetimizi geçen sayýda (Kültür Haftasý, 1936) yeniden tazeleyen Yahya Kemal, bir fikir sahibi olmaktan ziyade bir dikkat ve iþtiyak sahibi olarak çok haklýdýr. Zira fikir olarak hiçbir memleketçi tasavvur edilemez ki bizim beynelmilel kültüre arka çevirmemizi istesin; keza hiçbir edebiyatçý da tasavvur edilemez ki -hatta 21

Marksist bile olsa- edebiyatýmýza Türk hava ve manzarasýnýn, Türk tabiat ve ikliminin, Türk miza- cýnýn girmesini istemesin. Yazýsýnda bu her iki noktayý da iþaret eden Yahya Kemal, sadece ifratlarý önlemek için bir vezin ve yar tavsiye etmiþ görünüyor. Bu ifrat mýdýr? Bizde edebiyat tarihi ve tenkit olarak memleketten ve Garp tan bahseden muharrirler, tabii ve güzel bir iþ bölümüyle birbirlerinden kendi kendilerine ayrýlmýþlardýr. Birkaç isim saymak, telkinimi kolaylaþtýrýrsa memleketten bahseden edebiyat tarihçileri ve tenkitçileri arasýnda Fuat KÖPRÜLÜ yü, Ýsmail Habip i, Agâh Sýrrý yý, Sadettin Nüzhet i hatýrlamak kâfidir. Yahya Kemal herhâlde bu muharrirlerin yazýlarýnda Garplý muharrir ismine pek az tesadüf etmiþ olacaktýr; buna mukabil sahalarý ve ihtisaslarý Garp edebiyatý olan muharrirlerde de yerli örneklerin az bulunmasý tabii deðil midir? Türk þiirinde ve Türk romanýnda da memleket ruhuna ve manzarasýna çok baðlý eserlerle daha beþerî ve cihanþümul bir kadro içinde kalanlarý ayýrmak mümkündür; hele Edebiyatýcedide den sonra bilhassa büyük harpten sonra Türk þiirinde de romanýnda da memleket ruhu çok galip görünüyor; o derece ki halk þiirlerinden ilham almamýþ genç bir þairimiz yok gibidir ve vakasý tamamen hiç deðilse kýsmen Anadolu da veya Trakya da geçmeyen bir romanýmýza pek az tesadüf edilir. Memleket ruhu bu mudur? Ayrý mesele. Fakat bugünkü Türk muharrirlerine hâkim olan ruh budur. Genç Türk edebiyatý fena manasýyla kozmopolit olmaktan çýkalý hayli zaman vardýr. Eðer edebiyatýmýzda memleket arayan bazý edebiyatçýlarýmýz bunun farkýnda deðillerse bu, belki de yine Garp edebiyatýyla bizzat fazla meþgul olarak Türkiye deki harp sonu neþriyatýný takip etmedikleri içindir. Bu takdirde þikâyetlerinin mevzuu yine kendi nefisleri olmak lazým gelir. Peyami SAFA Sanat, Edebiyat, Tenkit 1. Memleket ve Edebiyat adlý metinle Batý ya Doðru adlý metnin yazýlýþ amaçlarýný karþýlaþtýrýnýz. Ulaþtýðýnýz sonuçlarý sözlü olarak ifade ediniz. 2. Okuduðunuz metinde memleket ve edebiyat kavramlarýnýn motif olduðu söylenebilir mi? Sebepleriyle birlikte sözlü olarak ifade ediniz. 3. Memleket ve Edebiyat adlý metnin Cumhuriyet Dönemi düþünce hareketlerinin hangisini yansýttýðýný metinden örnekler vererek defterinize yazýnýz. Sýnýf dört gruba ayrýlýr. Grup sözcüleri seçilir. Birinci grup Memleket ve Edebiyat adlý metni açýklýk, ikinci grup akýcýlýk, üçüncü grup duruluk, dördüncü grup tutarlýlýk bakýmýndan inceler. Ulaþýlan sonuçlar sebepleriyle birlikte grup sözcüleri tarafýndan sözlü olarak ifade edilir. 22