SAÐLIK ÖZEL ÞÝRKETLERE PEÞKEÞ ÇEKÝLDÝ



Benzer belgeler
25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

SENDÝKAMIZDAN HABERLER

ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

Gelir Vergisi Kesintisi


Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.


2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði

ünite1 Sosyal Bilgiler

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

DOÐALGAZ ÝÇ TESÝSAT MÜHENDÝS YETKÝLENDÝRME KURSU DÜZENLENDÝ

Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

Platformdan Yeni ve Ýleri Bir Adým: Saðlýk ve Sosyal Güvence için Bir Bildirge

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.


1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

01 Kasým 2018

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM



ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ KURUMSAL KÝMLÝK KILAVUZU ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ 2006

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos

ÖNSÖZ. Güzel bahar günlerini ve sýcacýk anlarý birlikte paylaþmak dileðiyle

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden



Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

Simge Özer Pýnarbaþý

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme



01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn


07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10


T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým

m3/saat AISI

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.


Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008

Kanguru Matematik Türkiye 2015


2007/82 Nolu SGK GENELGESÝ(Fatura Bedellerinin Ödenmesinde Karþýlaþýlan Sorunlar) Cuma, 26 Ekim 2007

KASIM 2011 FAALİYET RAPORU. Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

O baþý baðlý milletvekili Merve Kavakçý veo refahlý iki meczup milletvekili þimdi nerededirler?

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

Programýmýz, Deneyimimiz, Çaðdaþ Demokrat Ekibimiz ve Çaða Uygun Vizyonumuz ile Yeniden

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

ACADEMY FRANCHISE AKADEMÝSÝ FRANCHISE ALIRKEN VERÝRKEN ÝÞLETÝRKEN. bilgi kaynaðýnýz. iþbirliði ile

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz kasým 2005/sayý 90

haber TMMOB ESKÝÞEHÝR KENT SEMPOZYUMU GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Eskiþehir Ýl

3. KENT VE SAÐLIK SEMPOZYUMU EÞÝTSÝZLÝKLER KAÇINILMAZ MIDIR?

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI

Kanguru Matematik Türkiye 2015

SIGARA VE SAÐLIK ULUSAL KONGRESÝ

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

www. adana.smmmo.org.tr

ÇALIùMA HAYATINA øløùkøn ANAYASA DEöøùøKLøKLERø "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasýnýn Bazý Maddelerinin Deðiþtirilmesi Hakkýnda Kanun" Av.

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

Saðlýkta yýkýma devam!

Corporate Stars, Türkiye nin en iyi markalarını bir araya getiren sosyal bir iş platformudur.

İletişim ve İnsan İlişkileri Kitle İletişim Araçları Atatürk ve İletişim

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

Transkript:

8 Burcu CANSU Bugün 14 Mart Týp Bayramý. AKP nin Dünya Bankasý kredisiyle uygulamaya soktuðu Saðlýkta Dönüþüm programý adeta yýkýma yol açtý. Meslek örgütleri ve saðlýk emekçileri AKP nin devrim diye sunduðu dönüþüme tepkili. SAÐLIK ÖZEL ÞÝRKETLERE PEÞKEÞ ÇEKÝLDÝ AKP ile saðlýkta 10 yýllýk süreç tam anlamýyla bir özelleþtirme dönemi oldu diyen Ýstanbul Tabip Odasý Genel Sekreteri Ali Çerkezoðlu saðlýkta yaþanan yýkýmý þöyle anlattý:. AKP nin piyasacý politikalarýndan en aðýr darbeyi saðlýk aldý. Saðlýkta dönüþüm adý altýnda halkýmýzýn geleceði þirketlere peþkeþ çekildi. Ýlk adým Genel Saðlýk Sigortasý ile geldi. Ýkinci ayakta saðlýk ocaklarýnýn kapatýlýp yerine Aile Hekimliði getirilmesi oldu. En son sýra Kamu Özel Ortaklýðý ile milyarlarca dolar anlamýna gelen þehir hastanelerinin þirketlere kiralanmasý süreci. Çin in Türkiye Büyükelçisi Gong Xiaosheng, Türkiye ile Çin arasýndaki sanayi ve teknoloji alanýndaki iþbirliðinin önümüzdeki yýllarda büyüyerek süreceðini kaydetti. Çeþitli temaslarda bulunmak üzere Nevþehir e gelen Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Gong Xiaosheng, Nevþehir Valisi Abdurrahman Savaþ ý makamýnda ziyaret etti. Kapadokya Turistik Ýþletmeciler Derneði (KAPTÝD) Genel Sekreteri Nazif Demir in de hazýr bulunduðu ziyarette konuþan Çin Büyükelçisi Gong Xiaosheng, Türkiye ile Çin arasýndaki son yýllardaki iþbirliðinin giderek büyüdüðünü ve bundan büyük mutluluk duyduklarýný belirtti. Teknoloji alanýndaki iki ülke arasýndaki iþbirliðinin turizm alanýnda da artmasý için çaba gösterdiklerini ifade eden konuk büyükelçi, ülkesinden gelen Çinli turistlerin Kapadokya bölgesini de görmelerini arzu ettiðini kaydetti. DÝSK Emekli-Sen Hacýbektaþ Þubesi 2. Olaðan Genel Kurulu Hacýbektaþ Belediyesi Konferans Salonunda 16 Mart 2013 Cumartesi günü saat 10.30 da CHP Hacýbektaþ Ýlçe Baþkaný Bayram Ayvazoðlu ve Yönetim Kurulu Üyeleri, CHP Nevþehir Ýl Yönetim Kurulu Üyesi Yoldaþ Altýok, Ýþçi Partisi Hacýbektaþ Ýlçe Baþkaný Ramazan Öcal, Hacýbektaþ Belediye Baþkanlýðý adýna Baþkan Vekili Cafer Tekin ve Cemil Zengin, Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneðini temsilen Ali Kaim, Emekli-Sen Genel Merkezince en yaþlý üye olarak onaylanan Hacýbektaþ Emekli-Sen Þubesi en yaþlý üyesi ve onur konuðu Mehmet Gültaþ, 1932 yýlýnda Mustafa Kemal Atatürk ün kurduðu ve Onursal Baþkanlýðýný yaptýðý Halk Evlerinin Ankara Halk Evleri Genel Merkezini temsilen görevli Nevþehir Halk Evi Temsilcisi Mustafa Tanþi, Hacýbektaþ Eðitim-Sen Baþkaný Remzi Ulusoy, Sulucakarahöyük Gazetesi adýna Naci Özçelik, Hacýbektaþ Emekli- Sen Üyeleri ve halktan konuklarýn katýlýmý ile baþladý. Hacýbektaþ Emekli-Sen Þubesi 2. Olaðan Genel Kurulu; Sendika Þube Baþkaný... Ankara da BDP Kadýn Meclisi düzenlediði basýn açýklamasýnda saldýrýyý kýnadý Önceki gün Ýstanbul Kadýköy de gerçekleþtirilen 8 Mart Mitingi sonrasýnda BDP li kadýnlara dönük Bursaspor taraftarlarýnýn saldýrýsý, BDP Ankara Kadýn Meclisi... Hacktivist grup RedHack i konu alan Red filmi, aslýnda çok bildik bir hikayeyi anlatýyor. Daha doðrusu bu bildik hikayenin son perdesi oynuyor beyaz perdede. Hikayedeki çatýþma da aslýnda yüzyýllardýr devam eden bir çatýþma. Çatýþmanýn çok tanýdýk iki tarafý var: Ezilenler ve ezenler. Yeni olan, mücadelede teknolojik geliþmeler ile birlikte yeni bir yöntemin geliþmiþ olmasý. O da hacktivizm. Hacktivizmi, banka hesaplarýný boþaltmak gibi kamuya zarar veren diðer hacker faaliyetlerinden ayýran, kamu yararý gibi bir fayda gütmesi ve meþruluk iddiasý. Baskýnýn arttýðý bir dönemde, her türlü önleme karþýn ezilenlerin savunma araçlarý da çeþitleniyor. HDK Ankara, Mart katliamlara karþý direniþin adýdýr baþlýðý altýnda, Mart ayýnda gerçekleþtirilen katliamlarý protesto etmek için 15 Mart 2013 Cuma günü, saat: 18:00 de Kýzýlay da Ýnsan Haklarý Anýtý önünde basýn açýklamasý yaptý. HDK Ankara Ýl Yürütmesi nden Bensu ÞAHÝNKAYA basýn açýklamasýnda yaptýðý konuþmada; Yakýn tarihe baktýðýmýzda, Mart ayý katliamlar ayý olmakla birlikte ayný zamanda, kitlesel katliamlara karþý; direniþin, karþý koyuþun, mücadelenin yükseldiði, Newroz ateþinin de yakýldýðý bir aydýr dedi.

Selanik te bir fabrika. Adý Viomihaniki Metaleytiki. Biz artýk ona alýþýldýðý þekliyle Vio.Me diyelim. Bu fabrikanýn iþçileri inþaat malzemesi ve endüstriyel kimyasallar üretiyorlar ve Mayýs 2011 den beri ücretlerini alamýyorlar. Yüzde otuzu aþan iþsizlik oranlarý içerisinde iþçi ücretleri sýfýra dayanmýþ diyelim. Ýþveren artýk baþ edemeyeceðini düþünerek iþyerini terk edip kayýplara karýþmýþ. Ýþçiler herhangi bir yasal süreç baþlatabilmek için iflas kaðýtlarýný beklemek durumunda demiþ yasal otoriteler. Bin avroluk acil durum parasý vereceðim demiþ Çalýþma Bakanlýðý 2011 Mayýsýndan beri hiç bir ücret alamayan iþçilere. Býçak kemiðe dayalý. Ama Maliye Bakanlýðý laf dinlemediðinden, onaylamadýðýndan bir türlü gelmemiþ para. Ýþçiler sendikalara gitmiþler. Memleketimizde de rastlayabileceðimiz türden kimi sendikacýlar akýl vermiþ iþçilere. Demiþler ki iþvereninizi geri çaðýrýn. Onu memnun etmek için ne gerkiyorsa yapýn. Gerekirse ücret almayýn. Ýþçiler ikna olmamýþ. Ve demiþler ki bundan evvel daha baþka birþey mi yaptýk sanki! Dönmüþler fabrikalarýna. Toplanmýþlar ve bir karar vermiþler: bundan sonra bizimdir bu fabrika. Þüphesiz biz bu varlýklarý yaratanlar emeðimizle yarattýðýmýza el koyanlardan daha iyi daha adil yönetebiliriz kendimize ait olaný. (Þimdi bir kooperatifleri var ve yasal olarak tanýnmayý bekliyor.) Sonra peki fabrikanýn çarklarý döndürecek ilk parayý nereden bulacaðýz? Yani bugüne kadar yarattýðýmýz zenginlikten þimdi bizim ihtiyaç duyduðumuz miktarý nasýl alacaðýz? diye kocaman bir soru çýkmýþ karþýlarýna cevap bekleyen. Doðru ya, yiyecek ekmek parasý bulamayan iþçiler bu parayý nereden bulsunlar? Fabrikaya sponsor olacak bir zengin çýkmamýþ haliyle. O zenginliðe el koyan zalimlere el açmaktansa, dostumuzun omzuna elimizi koymak yeðdir demiþler iþçiler. Destek sizin benim gibi fukaralardan gelmiþ haliyle. Herkes elinde olaný koymuþ. Sýradan insanlar, kimileri çalýþan kimleri iþsiz olan iþçiler bir paket makarna, bir paket kuru bakliyat ayýrmýþlar diþlerinden týrnaklarýndan. Öðrenciler iki avro koymuþlar bir kahve daha az içip. Fukara sanatçýlar koskoca bir konser örgütlemiþler. Çalýþan dayanýþma çarklarý çevirmiþ fabrikanýn da çarklarýný. Þimdi üretiyorlar o fabrikada. Yalnýz inþaat malzemelerini deðil þüphesiz. Bir iþçi direniþinden çok daha fazlasýný; bir özyönetim deneyimini. Bu dünya yüzünde bir toprak parçasý, bir fabrika bize ait olabilir mi, dünyanýn ezilenleri kendi söz, yetki, karar haklarý ellerine alarak baþka ve adil bir dünyayý kurabilirler mi nin umudunu üretiyorlar. Velhasýl kendi kýzýl bayraðýmýz altýnda ve artýk bizim olan Vio.Me fabrikasýnda, yani kendi topraklarýmýz üzerinde bir umut yeþilleniyor. Bizim vazifemiz böyle umutlarý büyütmek. Bu umudu büyütmek için Türkiye de de konserler ve dayanýþma faaliyetleri yapýlacak çok yakýnda. Vio.Me iþçilerini desteklemek için ben ne yapabilirim derseniz cevaplarý da hazýr. Öncelikle hikayemizi bir kiþiye daha anlatsanýz en büyük katýkýyý yaparsýnýz diyor Vio.Me iþçileri.. Türkçe sayfalarý da olan www.viome.org sayfasýna girip baðýþ da yapabilir, protbiometal@gmail.com adresine destek mesajý da gönderebilirsiniz. Daha da güzeli diyor Vio. Me iþçileri kendi iþyerinizde örgütlenip aracýlara, patronlara, bürokratlara, profesyonel politikacýlara ihtiyaç duymadan size ait bir yaþam kurabilirsiniz bizi desteklemek için Vio.Me iþçilerinin sözü üzerine söz söylemek olmaz ama yine de tekrarlamakta fayda var: Ýki yakanýnýn iþçileri! Ýki yakanýzý bir araya getirmek için, birleþiniz! Burcu CANSU Bugün 14 Mart Týp Bayramý. AKP nin Dünya Bankasý kredisiyle uygulamaya soktuðu Saðlýkta Dönüþüm programý adeta yýkýma yol açtý. Meslek örgütleri ve saðlýk emekçileri AKP nin devrim diye sunduðu dönüþüme tepkili. SAÐLIK ÖZEL ÞÝRKETLERE PEÞKEÞ ÇEKÝLDÝ AKP ile saðlýkta 10 yýllýk süreç tam anlamýyla bir özelleþtirme dönemi oldu diyen Ýstanbul Tabip Odasý Genel Sekreteri Ali Çerkezoðlu saðlýkta yaþanan yýkýmý þöyle anlattý:. AKP nin piyasacý politikalarýndan en aðýr darbeyi saðlýk aldý. Saðlýkta dönüþüm adý altýnda halkýmýzýn geleceði þirketlere peþkeþ çekildi. Ýlk adým Genel Saðlýk Sigortasý ile geldi. Ýkinci ayakta saðlýk ocaklarýnýn kapatýlýp yerine Aile Hekimliði getirilmesi oldu. En son sýra Kamu Özel Ortaklýðý ile milyarlarca dolar anlamýna gelen þehir hastanelerinin þirketlere kiralanmasý süreci. Saðlýk ocaklarýndan sonra kamu hastaneleri de tasfiye edilmiþ olacak. Sürecin sonunda 75 milyon insanýn geleceði özelleþtirilmiþ olacak. MÜJDE DEÐÝL, 'BALON' Türk Tabipleri Birliði (TTB) Genel Sekreteri Beyazýt Ýlhan Saðlýk Bakaný Mehmet Müezzinoðlu nun önceki gün müjde olarak açýkladýðý ve baþbakan Erdoðan a sunduðu 8 maddelik paketi eleþtirdi. Saðlýk Bakanlýðý'nýn 14 Mart ta (bugün) resmen açýklamayý planladýðý paketinin müjde olmadýðýný kaydeden Ýlhan, Saðlýk Bakaný'nýn bu çözümü 'Müjde' deðil, 'Balon'. Hekimler olarak bizim bakýþ açýmýzda da bir umut doðmadý dedi. SES BAÞKANI: SAÐLIK HAK OLMAKTAN ÇIKTI Saðlýk Emekçileri Sendikasý (SES) Baþkaný Çetin Erdolu ise Saðlýkta Dönüþüm Programý saðlýðý HAK olmaktan çýkardý diyerek AKP nin saðlýk politikalarýnýn yýkým getirdiðini söyledi. Erdolu þöyle konuþtu: Parasý olanýn parasý kadar saðlýk hizmeti alabileceði, parasýna göre tedavi yöntemi ve hastaneyi seçeceði bir süreç baþladý. Artýk kamusal, ya da yarý kamusal bir hizmetten söz etme olanaðý kalmadý. Saðlýk emekçileri iþ güvencesinden yoksun, gelecek güvencesi olmayan, esnek ve kuralsýz çalýþan bir istihdam biçimine mahkum edilmekte, taþeron çalýþtýrma ve hizmetin taþeronlaþtýrýlmasýnýn önü açýldý. ATO: PARAN KADAR SAÐLIK DÖNEMÝ Ankara Tabip Odasý (ATO) ortada kutlanacak bir bayramýn olmadýðýný açýkladý. ATO dan yapýlan açýklamada 14 Mart Týp Bayramý'ný son yýllarda olduðu gibi bu yýl da buruk kutluyoruz. Daha iyi bir saðlýk sistemi vaadiyle uygulamaya sokulan saðlýkta dönüþüm programý her geçen gün saðlýk alanýnda biraz daha tahribata yol açýyor denildi. ATO mevcut saðlýk ortamýný, saðlýkta dönüþüm programýný, yurttaþlarýn ve hekimlerin içinde bulunduðu koþullarý daha görünür kýlmak için yoðun bir faaliyet yürüterek, Bu faaliyetler çerçevesinde aþaðýda linki bulunan "paran kadar saðlýk" adlý bir þarký ve klip hazýrlandý. TTB den Acil Talepler 1- Saðlýðý ticarileþtiren, saðlýk hizmetlerini metalaþtýran, eþit-ücretsiz-nitelikli saðlýk hizmetinin önündeki öncelikli engel olan saðlýktaki bütün katký-katýlým paylarý ve ilave ücretler kaldýrýlmalýdýr. 2- Emekli hekim ücretleri acilen iki katýna çýkarýlmalýdýr. 3-Saðlýk çalýþanlarý arasýnda dayanýþma yerine rekabete yol açan, iþimizi deðersizleþtiren ve hastalarý puan a dönüþtüren mevcut performansa göre ücretlendirme sisteminden ivedi olarak vazgeçilmelidir. 4- Saðlýklý ve güvenli koþullarda çalýþma hakkýný güvence altýna alacak düzenlemeler ile saðlýk ortamlarýnýn þiddetten arýndýrýlmasý için Türk Tabipleri Birliði tarafýndan hazýrlanan öneri doðrultusunda Türk Ceza Kanunu nda gerekli deðiþiklik yapýlmalýdýr. 5-Saðlýk çalýþanlarýný kamuoyu ve hastalar nezdinde küçük düþürücü tutum ve söylemlere son verilmeli 6- Alo 184 Sabim Hattý nýn faaliyetleri öncelikle durdurulmalý ve akýbeti saðlýk çalýþanlarýnýn örgütleriyle birlikte deðerlendirilmelidir. 7-Hastalara yeterli süreyi ayýrabilmek baþta olmak üzere iþimizi nitelikli ve hizmetin gereklerine uygun yapabilmemize iliþkin mesleki tanýmlama düzenlemeleri yapýlmalý 8- Kamuda ve özel sektörde hastalara yirmi dakikadan daha kýsa süre içerisinde hasta randevusu verilmemelidir. 9- Birinci basamakta çalýþanlar arasýndaki ücret eþitsizliklerine son verilmeli. 10- ASM, TSM, kurum hekimlikleri, SHÇEK'te çalýþanlarýn tamamý iþ güvencesine kavuþturulmalý. Tam Gün'e 8 maddelik formül Saðlýk Bakaný Mehmet Müezzinoðlu'nun önceki gün Baþbakan'a "müjde" olarak sunduðu 8 maddelik formül þöyle: 1- Sevkli hasta ücretsiz tedaviye devam edecek. Ancak, acil, yoðun bakým, kalp, kanser gibi hastalýklar için sevk aranmayacak. Bu hastalardan hoca farký ya da herhangi bir ekstra ücret talep edilemeyecek. 2- Üniversite hastanelerine sevksiz þekilde gelen hasta, doçent ya da profesör tercihi yaparsa özel randevu alacak ve fark ödeyecek. 3- Üniversite hastanelerinde hocalarýn tam gün çalýþmasý devam edecek. Ancak saat 17:00'den sonra üniversitede özel hasta bakýlabilecek. 4- Hocalara gündüz performansý kadar gece hasta muayene etme imkâný tanýnacak. 5- Üniversite hocalarý, ihtiyaç duyulduðunda özel hastanelerde de ameliyat yapabilecek ancak üniversiteye pay verilecek. 6- Muayene farkýnýn doçentler için 100 TL, profesörler için de 200 TL'yi aþmamasý planlanýyor. 7- Özel muayenehane iþletmeye devam etmek isteyen hoca, üniversiteyle baðlarýný koparacak. Ancak üniversite ihtiyaç duyduðunda tedavi ya da eðitim hizmeti alabilecek. 8- Ekonomi Koordinasyon Kurulu, yeni formüle sýcak bakarken, üniversite hastanelerinin durumunun düzeltilmesi için de SGK payýnýn yüzde 1.3'e çýkartýlmasý düþünülüyor. Saðlýkta Dönüþüm Programýnýn Seyir Defteri >>01.06.2007 tarihinde Saðlýk Bakanlýðý Teþkilat ve Görevleri hakkýndaki KHK ye ekleme yapýlarak hastanelerin yap-iþlet-devret modeline uygun olarak Bakanlýkta Kamu-özel Ortaklýðý Daire Baþkanlýðý oluþturuldu. Þu sýralarda sýkça dillendirilen ve ihaleleri açýlan Entegre Saðlýk kampüsleri (KAMU-ÖZEL ORTAKLIÐI ile saðlýk kentleri) kurulmasýnýn adýmý böylece atýlmýþ oldu. Bu uygulamada istihdamýn tamamen saðlýk kentlerinin ihalesini alan firmalarýn inisiyatifinde olacaðý düþünülürse, istihdam biçiminin güvencesiz ve esnek olacaðýný söylemek kehanet olmayacaktýr. (Taþeronlaþma) >> 657 Devlet Memurlarý Kanunu nun (DMK) 4/B maddesine göre sözleþmeli istihdam Saðlýk alanýnda ilk kez 2006 yýlýnda baþladý. Bu istihdam biçimine göre çalýþanlar sosyal güvenlik olarak SSK lý idi, sözleþmeleri yýllýk olarak yapýlýyordu. Baþlangýçta eþ durumu tayinleri yoktu. Giyim yardýmý alamýyorlardý. Pozisyon karþýlýðý çalýþýyorlar, askerlik ve doðum sonrasý iþe baþlamada sýkýntý çekiyorlardý Açýlan davalar ve mücadele ile bir çok haklarý zamanla kazanýldý. Üniversite hastanelerinde çalýþanlar döner sermayeden yararlanmýyordu, açýlan davalarla bu durum da aþýldý. >> Üniversite Ve Saðlýk Personelinin Tam Gün Çalýþmasýna Ve Bazý Kanunlarda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun. Bu kanunla saðlýk çalýþanlarýnýn özlük haklarýnda ciddi gerilemeler yaþanmýþtýr. Bu yasa, hekimlerin, kamu-özel ayýrýmý olmaksýzýn tek iþ te çalýþmasýný TAM GÜN olarak tanýmlayarak zorunlu kýlmýþ, radyoloji çalýþanlarýnýn çalýþma sürelerini 5 saatten 7 saate çýkarmýþ, tüm personele mesai dýþý çalýþma ( döner sermayeden ücreti ödenmek koþuluyla) getirmiþ, baþka saðlýk kuruluþlarýna geçici görevlendirmenin önünü açmýþtýr. Kaynak:BirGün 14 MART 2013

Ýnsanlarýn derdine derman olursun Hastalýðýn çaresini arar bulursun Benim göremediðim derdimi görürsün Sað olsun cihaz, neþter tutan ellerin Görmeyen gözümü gördürürsün Çektiðim aðrý acýlarýmý dindirirsin Titreyen elimi, unutkan baþýmý çalýþtýrýrsýn Sað olsun ellerin gören gözlerin Bedenim caným senin elinde Sabret dersin öðütlerin senin dilinde Ýncitmezsin tedaviler senin gününde Ömrün uzun olsun benim doktorum Gecen yok gündüzün yok Gece nöbetinde rahatýn yok Acile hastalar gelir oluk oluk Uykusuz gecelerine saðlýk olsun Namahrem yoktur ellerine gözlerine Ýnanýrým güvenirim sözlerine Gülücükler gelsin üzgün yüzüne Ýyi günler seninle olsun benim doktorum Nineler ninen olur anneler annen olur Fikrinde ayrýlýk yoktur ettiði yemine sadýk kalýr Aldýðýn maaþýn paralar helal olsun Bütün doktorlarýma selam olsun Tüm saðlýkçýlarýn 14 Mart Týp Bayramý kutlu olsun. 14.3.2013 HACIBEKTAÞ Hastanýz Kimya SALMAN Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Cuma Onur ÞAHÝN Hacýbektaþ DÝSK Emekli-Sen Þubesi 2.Genel Kurulunu 16 Mart 2013 Cumartesi günü yaptý. DÝSK Emekli-Sen Hacýbektaþ Þubesi 2. Olaðan Genel Kurulu Hacýbektaþ Belediyesi Konferans Salonunda 16 Mart 2013 Cumartesi günü saat 10.30 da CHP Hacýbektaþ Ýlçe Baþkaný Bayram Ayvazoðlu ve Yönetim Kurulu Üyeleri, CHP Nevþehir Ýl Yönetim Kurulu Üyesi Yoldaþ Altýok, Ýþçi Partisi Hacýbektaþ Ýlçe Baþkaný Ramazan Öcal, Hacýbektaþ Belediye Baþkanlýðý adýna Baþkan Vekili Cafer Tekin ve Cemil Zengin, Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneðini temsilen Ali Kaim, Emekli-Sen Genel Merkezince en yaþlý üye olarak onaylanan Hacýbektaþ Emekli-Sen Þubesi en yaþlý üyesi ve onur konuðu Mehmet Gültaþ, 1932 yýlýnda Mustafa Kemal Atatürk ün kurduðu ve Onursal Baþkanlýðýný yaptýðý Halk Evlerinin Ankara Halk Evleri Genel Merkezini temsilen görevli Nevþehir Halk Evi Temsilcisi Mustafa Tanþi, Hacýbektaþ Eðitim-Sen Baþkaný Remzi Ulusoy, Sulucakarahöyük Gazetesi adýna Naci Özçelik, Hacýbektaþ Emekli- Sen Üyeleri ve halktan konuklarýn katýlýmý ile baþladý. Hacýbektaþ Emekli-Sen Þubesi 2. Olaðan Genel Kurulu; Sendika Þube Baþkaný Ali Murtaza Keleþ in çoðunluðun saðlandýðýný ve genel kurulun baþladýðýný duyurdu. Saygý duruþu yapýldý. Saygý duruþu sonrasý Divan Baþkanlýðýna Remzi Ulusoy, Divan Üyeliklerine Ali Kaim, Faruk Cemali Ulusoy ve Yoldaþ Altýok un önerilmesi ve seçilmesi ile Genel Kurul Divaný oluþturuldu. Emekli-Sen Þube Baþkaný Ali Murtaza Keleþ, Genel Kurula katýlan üyelere konuklarý tanýtarak emeklilerin mücadelesine destek olan ve güç veren konuklara teþekkür etti. Emekli-Sen Hacýbektaþ Þubesi 2. Olaðan Genel Kurulu gündemi doðrultusunda Divanýn konuþmalarýný yapmak üzere Baþkan Ali Murtaza Keleþ e söz verdi. Baþkan Keleþ, Örgütlenme mücadeleleri tarihçesi hakkýnda bilgi vererek yaþadýklarý zorluklarý; ülkenin içerisinde bulunduðu sorunlar, Türkiye nin çevresinde ve dünyadaki geliþmeler ýþýðýnda anlattý. Konuþmacý olarak söz alan Ali Kaim, Hacýbektaþ Emekli-Sen Þubesinin yer sorununun çözülmesi gerektiðini belirterek konuþmasýnda on milyon dört yüz bin emeklinin örgütlü gücünün otuz milyon seçmen yapacaðýný ve bunun çok önemli bir güç olduðunu ülkenin geleceðine ýþýk olabileceðini söyledi. Daha sonra söz alan Halk Evleri Genel Merkezi adýna genel kurula katýlan Nevþehir Halk Evleri Ýl Temsilcisi Mustafa Tanþi, Hacýbektaþ Emekli- Sen Þubesinin mücadelesini çok önemsediklerini vurgulayarak Halk Evlerinin örgütlülüðü çok önemsediðini belirterek sözlerine þöyle devam etti: Nevþehir de neolibarel politikalara karþý emeðin yanýnda, emekçinin yanýnda, emeklinin yanýnda yer alýp sosyal politikalar üretmek oldukça zor. Bu zorluklarýn altýndan kalkmak zorundayýz. Hep beraber birlikte yürümek zorundayýz. Biz Halk Evleri olarak ta emeklinin yanýnda, emeklilerin ekonomik sosyal haklarýný elde etmeleri konusunda Ankara, Ýstanbul, Ýzmir gibi büyük illerde çalýþmalarýmýz var ve devam etmekte. Emeklilik, emeðin en yüce deðerinin oluþturduðu insanlarýn artýk yaþlanarak iþlerinin bittiði, mücadelelerinin tamamlandýðý, kaba bir deyimle sabunluk deðiliz. Onlar bizi öyle görüyorlar! Müesseslerin mantýðý; Siz emekli oldunuz sizin iþiniz bitti. Sizin artýk yaþama hakkýnýz yoktur. Ben size üç kuruþ maaþ veriyorum. Onunla geçinin, yaþamýnýzý idame ettirin mantýðýna biz her zaman karþý olduk. Bu karþý duruþumuzu, Hacýbektaþ emeklilerinin örgütlülüðü içerisinde de yer alarak devam ettireceðiz. Bu ülkenin ve emeklilerin sorunlarý çok büyük. Bu sorunlarýmýz için sosyal haklarýmýz için daha çok alanlarda olmak zorundayýz. Bundan sonraki dönemde de çalýþmalarýnýzda baþarýlar diliyorum. Teþekkür ediyorum. Dedi. Daha sonra Denetleme Kurulu raporunu okumak üzere söz alan Ümit Karakaya gelir gider bilançosunu ve denetleme raporunu okudu. Rapor oy birliði ile aklandý. Faaliyet raporu hakkýnda Baþkan Ali Murtaza Keleþ, Emekli-Sen Hacýbektaþ Þubesinin iki yýllýk faaliyetleri hakkýnda bilgi verdi. Divan Baþkaný Remzi Ulusoy, faaliyet raporunu genel kurulun oylarýna sundu. Rapor oy birliði ile oylandý. Divan, Genel Kurul Gündemi doðrultusunda yeni Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu, Disiplin Kurulu, Üst Kurul Delege seçimlerine baþlanmasýný ve oylama þeklini, Genel Kurulun oylarýna sundu. Oy birliði ile alýnan kararla açýk oylama þeklinde sýrasý ile aday listeler Divan Baþkaný Remzi Ulusoy tarafýnda okutturularak oylamaya sunuldu. Yapýlan seçimde oy birliði ile yeni yönetim kurulu, denetleme kurulu, disiplin kurulu ve üst kurul delegeleri belirlendi. Gündemin son maddesi dilek ve temenniler bölümünde Baþkan Ali Murtaza Keleþ, Kendilerine gösterilen güven için genel kurula ve divana teþekkür etti. Bu bölümde söz alan Mustafa Fuat Doðan, Emeklilerin Hacýbektaþ ta da örgütlenme mücadelesine çaba harcayanlarý kutladý. Yurt dýþýnda çoðu Avrupa ülkesinde emeklilerden çocuklarýnýn eðitimi için gönderdikleri paralardan bankalarýn havale parasý almadýklarýný anlatarak Emekli-Sen örgütlülüðünün de ülkemizde bu konuda mücadele baþlatabileceðini söyledi. Hacýbektaþ ta Emekli-Sen Þubesinin bir lokali olursa emekliler orada bir araya gelerek sorunlarýný paylaþabilir ve birbirlerine yardýmcý olabilirler temennisinde bulundu. DÝSK Emekli-Sen Hacýbektaþ Þubesi yeni dönemi için seçilen Yönetim Kurulu: Baþkan Ali Murtaza Keleþ. Yönetim Kurulu Asil ve Yedek Üyeleri: Ali Murtaza Keleþ, Mustafa Ýncesu, Faruk Cemali Ulusoy, Hüseyin Yeltürk, Derebay Sümer, Hasan Güvenç, Mustafa Fuat Doðan, Metin Danacý, Doðan Korkmaz Göçer, Mustafa Kýzkapan, Birol Bilen, Ýsmail Kýlýç, Bayram Yeltürk, Mustafa Danacý, Veli Göçer, Ýsmail Öztürk, Haydar Kaim. Üst Kurul Üyeleri: Ali Murtaza Keleþ, Metin Danacý, Denetim Kurulu Üyeleri: Ümüt Karakaya, Cihan Tekin, Deniz Altýok, Cemil Zengin, Köksal Öcalan, Suavi Cesur. Disiplin Kurulu Üyeleri: Ali Kaim, Ramazan Çetin, Ramazan Ýncesu, Ali Duran Gök, Besim Badem, Ercan Akyürek e Sulucakarahöyük Gazetesi olarak çalýþmalarýnda baþarýlar dileriz.

Bir topluluðun genç üyesi olmak, öncelikle toplumu öðrenmek ve topluma kabul için çaba harcamaktýr. Bu amaçla üç ayrý kurumsal yapý genç insanlara hizmet sunar. Bu modern toplumlarda da böyledir. Öncelik daimi olarak ailenindir. Bunu okul ve toplumda genç bireyin ilgilendiði çevrenin etkisi veya seçtiði yaþam biçimine baðlý kültürel etki olarak sýralayabiliriz. Kapalý olma koþuluyla yaþam iliþkisini sürdüren Alevilik gibi topluluklarda bu biraz daha farklý ve kontrollü devam eder. Devlet içinde yetiþip de ailenin etkisinin bile dýþýnda kalanlarý ise bundan ayrý tutuyoruz. Buradan gelmeye çalýþtýðým noktaya kýsadan geleyim. Günümüz Alevi gencinin yaþam alaný aile ve Alevi çevre tarafýndan kontrol altýndadýr ve özel olarak yaþadýðý Devlet te ise daha öncelikli bir konumda ve muhalif kültür geleneðine baðlý olarak her daim sicil ve güvenlik duvarý ile karþý karþýyadýr. Devletin modern olmasý bu tür etnik ve kültürel kimlikleri sindirdiði ve özgür býraktýðý anlamýna gelmiyor. Bu özellikle bu tür alt kültürlere sahip bireylerin yaþam iliþkilerinde kendi kültürel veya etnik kimlikli yaþam alanýna yakýn durup da, bu yönlü davranýþ ve tutumlar göstermesi durumunda daha fazla açýða çýkýyor. Alevi bireyin bu geliþim hattýnda doðal olarak karþýmýza iki yönlü bir kuþatma çýkar. Birincisi ailenin ve çevrenin kendisine ait saydýðý çocuðunu hem yetiþtirme hem de topluluðuna yararlý ve kendi kültürel ve etnik kimliði çerçevesinde yetiþmesini saðlamak. Ýkincisi ise Devlet tir ve amacý bireyi topluluk duygusundan ve aidiyetlerinden kopartarak, kendi belirlediði kimlikler etrafýnda yaþamasýný saðlamaktýr. Böylesi bir durumu, devleti ile kültürel ve etnik topluluklar arasýndaki çatýþmayý, Türkiye örneðinde açýk ve anlaþýlýr biçimde görürüz. Devlet ele geçirdiði çocuðu bozmaya, onu modern algý ve aletlerle kendisine yararlý ve çýkarlarýna uyumlu olmaya zorlar. Bu da yetmez; kültürel kümeler arasýnda kendisine, oluþturduðu siyasete baðlý dönek, yararlý kiþilik ve kimlikler oluþturmaya çalýþýr. Devlet nereye evrilirse, nasýl bir ideolojik ve ekonomik yapýya bürünürse kuþattýðý ve kendisine dönüþtürdüðü kimliklilerde ona göre yön bulur. Böylesi bir durum Türkiye de yaþayan insanlar için hayret verici deðildir ve neredeyse kimse kimseye sezdirmeden bu düþünce ve kimlik inþaasý ile mücadele eder. Bir farkla ki, Türkiye de þu dönemde Alevi olmak serbest, ancak Alevi gibi yaþamak yasak olduðundan, Alevi kimliði ile kendini açýktan ifade edebilmek ve ona göre kültürel ve inançsal davranýþlar sergilemek yasaktýr. Alevi davranýþlar; Sivas ta yakýldýðý gibi; Maraþ ta katledildiði gibi; Gazi de kent varoþunda kontrollü katledildiði gibi belirgindir ve sonuçlarý ile bu tür kimlikli birey ve gruplarý kolayca ve her an bulabilir. Devlet bir de bunun için vardýr. Yetmez, uluslararasý komplonun parçasý olarak da, Hatay ve çevresinde uyguladýðý gibi bazý coðrafyalarda açýk tehdit ve sindirme politikalarý uygular. Türkiye de durum böyle, ancak Aleviler artýk sadece Türkiyeli deðil. Alevi gençlerin Almanya örneði Türkiye nin nasýl bir demokrasiye sahip olduðunu ve geleceði olan gençlerini nasýl kirlettiðini anlamak açýsýndan önemli ve yol göstericidir. Almanya da Alevilik bir inanç olarak kabul edildi. (Bu konuda benim görüþlerim farklý ve tartýþmanýn dýþýnda tutuyorum.) Altý eyaletinde Alevilik dersleri veriliyor. Oradaki gençler, Alevi temelli örgütlenmek amacýyla Almanya Alevi Gençler Birliði ni (AAGB- BDAJ) kuruyorlar ve bu birliðin sadece Almanya da 33 bin genç üyesi var. Bu gençler Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu nun 135 derneðinde örgütlüler. Ancak öyle alt kurullarda, komisyonlarda örgütlü deðiller. Özerk bir yönetimleri var. Ayrýca Almanya daki gençlik örgütlenmelerinin çatý örgütü olan Deutscher Bundesjugendring (DBJR) de de üyeler. Yani kapalý bir örgütlenme yürütmüyorlar ve tüm gençlik sorunlarýna vakýflar Örgütlenme biçimlerinin demokratik ve özerk bir yapýya sahip olduklarý baðýmsýz çalýþma ve yapýlarýndan da anlaþýlýyor. Aralarýndaki tartýþmalar yükseldiðinde ve bazý alanlarda bilgiye ve görüþe sahip olmak istediklerinde ya federasyona ya da dede ve analara danýþýlýyor. Bu da gelenekle iliþkilerini disiplinli olarak sürdürme ve bunu yine aitlik duygusu ile yapma isteðinden doðuyor. Ancak çalýþma planlarýný ve çalýþma alanlarýný kendileri kurullarý aracýlýðýyla belirliyorlar. Bu örgütlenmeyi yürüten gençler tabii sadece Alevi örgütlenmesinin parçasý ve üyesi deðiller. Ayný zamanda yaþadýklarý eyaletlerinde yönetimlerinde olmayý hedefliyorlar ve birçok bölgede bunu baþarmýþ durumdalar. Yani Alevi olma kimlik ve bilincini tüm bir Almanya ya yayarak hissettiriyorlar. Bu gençleri yazmamýn bir nedeni de onlarýn yukarýdan gelecek telakkilerle veya hedefsiz kurullarla yetinmeyi seçmemeleridir. Gençler her yýl kendilerine bir þiar hedefliyorlar ve buna göre çalýþýyorlar. Örneðin, 2009 da þiarlarýný Bertol Brecht ten seçiyorlar ve onun sözünden yola çýkarak; insanýn kaderi, insanýn kendisidir diyorlar. Bu çerçevede eylem ve projeler ürettiler. 2010 þiarlarý; Humanismus als Leitkultur ; yani egemen kültür olarak hümanizm. 2011 þiarlarý; Unser Deutschland-Ein WIR-Land ; yani Bizim Almanya, Biz-Ülkesi veya Almanya bizim vatanýmýzdýr olarak okunabilir. 2012 þiarlarý; No respect for war ; yani Savaþa saygý yoktur. Bu þiarlar da gösteriyor ki Alevi gençler hem sorunlarýna eðiliyorlar ve hem de evrensel düþünüyorlar. Yine 2011 yýlýnda ilk protestolarýný zorunlu din dersleri için çelenkli protestolar ile yaptýlar. Bu onlarýn sadece seçtikleri vatanlarýna ilgi duymadýklarýný ve Türkiye nin vatanlarý olmasýna engel olmadýðýný gösteriyor. Bu gençler hayata güller ile karþý duruyorlar. Ýnsanlýðýn birinci amacý bu delikanlarý þiddetsiz yöntemler seçme konusunda ikna etmek deðil mi? Ýþte en güzel örneði. Bu gençler baþka ülkeleri ziyaretler etmeyi, gittikleri ülke gençleri ile buluþmayý, özellikle Almanya da yer alan Protestan gençlerle dahi yerel anlamda diyalogda olmayý seçiyorlar. Bu Protestan gençler daha eski bir örgütlenme içinde olduðundan, onlarýn tecrübelerinden yararlanmaktan da kaçýnmýyorlar. Üstelik geleceðin üniversitelilerini yaratmak, akademik alana ulaþmak ve bu alanda çalýþacak olan gençleri teþvik etmek için üniversitelerde de örgütleniyorlar. Üstelik ilk üniversite gruplarý kurulmuþ durumda. Türkiye kökenli yaþam alanýnýn getirdiði kültürel gerekçeler nedeniyle de kýzlarýn ve kadýnlarýn güçlendirilmesi yönlü projelere önem veriyorlar. Tabii bu alanda proje oluþturmak ayný zamanda kadýn erkek eþitliði üzerinde de çalýþmayý da getiriyor. Çünkü bu ayný zamanda erkeklerin de önyargýlarýný kaldýrmak için çalýþmayý getiriyor. Bütün bunlarýn yanýnda birbirlerini eðitmek için haftasonlarý seminerler düzenliyorlar. Çeþitli yazarlarýn kitaplarý üzerine tartýþýyorlar. Gençlerin Türkiye kökenli olmasý, bir kýsmýnýn Türk eðitim sisteminin bir parçasý olmasý nedeniyle, diðer topluluklarda olduðu gibi, Aleviler de, okuma bilinci yüksek topluluklara göre çok gerideler. Alevi felsefesinin düsturlarýna ters gelen bu durum, ne yazýk ki son yýllarda, Aleviliðin hýzla kentleþmesi ve iþçileþmesi nedeniyle önemli bir soruna dönüþmüþtür. Alman gençlik örgütlenmesinin yapýsýný da önemseyen Alevi gençler, burada temsil yaratma ve kendilerini ifade etmek açýsýndan önemli görevler ve roller edinmiþlerdir. Almanya için entegrasyon olarak planlanan kültürleþme iþte asýl bu koþul ve roller sayesinde bir boyut kazanacak. Aksi halde entegrasyondan çok asimilasyon yaþanacak. Bu gençlerin çalýþmasý o kadar derin ve yaygýn etkiler oluþturmuþ durumda ki, dikkat çekmemeleri mümkün deðil. Alevi gençler Dortmund da Nazi Yürüyüþü yapýldýðýnda, örgütlülük ve kararlýlýkla, oturma eylemi ve protestolarý ile bu Nazileri engellediler. Almanya Çalýþma Bakaný, Ýçiþleri Bakaný ve SPD Genel Sekreteri Alevi gençleri ziyaret etti. Bunlar ilk bakýþta bir þey ifade etmeyebilir. Sadece protokol iliþkisi olarak görülebilir. Ancak durum bu deðil. Bir topluluk üyesi gençler örgütlenme biçimleri ve düzeylerini, bilinç, iþlev ve amaç edindikleri ilkeleriyle yaþadýklarý ülkenin tüm katmanlarýnda yer alýyorlar. Bu, toplumsal algý ve ifade açýsýndan önemli bir durumdur. Yaþadýðýmýz ülke olan Türkiye gibi ülkelerde bu konumdaki yöneticilerin nasýl bir algýya ve ilgiye sahipler çok açýk. Bu nedenle bir karþýlaþtýrma yapmaya kalkmak hata olur. Þimdi bu gençler bir de Avrupa Alevi Gençler Birliði kurdular. Bu gençlerin geleceði açýsýndan olduðu gibi, Alevilerin geleceði açýsýndan da çok önemli bir durumdur. Belki Alevi örgütleri belli sorun ve siyasal amaçlarla hareket eder ve bu koþulda çalýþmalar yürütür ve karþýlýk bulurlar. Ancak gençlerin çalýþmalarý daima dönüþtürücü ve geleceði belirleyicidir. Bu nedenle onlarýn önce Almanya da, sonra da tüm Avrupa da yaygýnlaþtýrmayý amaçladýklarý örgütlenmeyi, üye sayýlarýný göz önüne alarak düþündüðünüzde, bu da bir Avrupa Birliði projesidir ve Alevilerin geleceðinin nasýl planlandýðýný gösterir. Türkiye de Alevilere yaþatýlan kýsýr ve yoz tartýþmalarý ister hukuki açýdan isterse siyasal ve kültürel açýdan ele alýnýz, yakýn zamanda Türkiye Alevilerinin geleceðini de belirleyecek olan Avrupa da yaratýlan bakýþ açýsýdýr. Yaþadýklarý vatanýn diliyle kendi dergileri olan Plural çýkarýyorlar. Bu kararlýlýklarýný ve kendilerini ifade etmede sýnýr tanýmadýklarýný gösteriyor. Derginin bir de ilginç bir çýkýþ gerekçesi var ve bu Aleviliðin bakýþ açýsýna, evrensel bir neþter vuruþu sunuyor. Dergi açýk arttýrma ve sponsorlarla çýkartýlýyor. Bu derginin geliri ilik bankasý na baðýþlanacak. Ýþte Aleviliðin düþüncesi ve Alevi gençlerin düþü: Her þeyin merkezinde insan varsa, insan merkezinde tutulmalý. Irkçýlýðýn her türlüsüne kapalý olunmalý. Bu örgütlenmeyi nasýl yarattýklarýný ve ayakta tuttuklarýný belirtirsek, sanýrým özgürlüklerini ve özerkliklerini nasýl bir güven üzerine oturttuklarýný da anlayabiliriz. Almanya da gençlerin faydalanabileceði birçok yasa var. Bunlar özellikle çocuk ve gençleri ilgilendiren yasalar. Bir anlamda gençler için ekonomik kalkýnmayý, maddi desteði öne çýkaran yasalar. Gençler ile ilgili çalýþmalar yapýldýðýnda ve bir de kamu yararý olan dernek olunursa, bu iþinizi kolaylaþtýrýyor ve fýrsat tanýyor. Ancak bu yasalardan faydalanmak için baðlý örgütlenmeden baðýmsýz örgütlenildiðinin gösterilmesi ve öyle hareket edilmesi gerekiyor. Bu tip örgütlenmeler, ayrýca kamu yararlýlýðý nedeniyle her türlü vergiden de muaf tutuluyor. Almanya da bunun savsaklanmamasý için bazý önlemler alýnýyor. 3 yýldan daha genç bir dernek iseniz, gençlerle ilgili çalýþma yapýlýp yapýlmadýðý kontrol ediliyor. Bunun dýþýnda bir yaptýrým veya kontrol bulunmuyor. Çünkü siz ilgili kurumlara projelerinizle gidiyorsunuz ve proje bitiminden sonra oluþturduðunuz belge ve raporlarýnýzla yeniden proje fýrsatlarýný yakalýyorsunuz. Aleviliðin dinamik bir gençliðinin olmasý, bu tür fýrsatlarý güçlü ve amacýna yönelik kullanmayý da getiriyor. Bir de amacý insanlýða yararlý olmak ve hizmet ise; Alevi gençliðin yaptýðý ve yapacaðý çalýþmalar yaþama katký olarak yerini buluyor. Þimdi bu tartýþmalarý yazarken bir yandan da Türkiye deki Alevileri, Kürtleri, Türkleri, Romanlarý, Araplarý ve gençlerini düþünelim. Örgütsüz, disiplinsiz ve amaçsýz olunmasý için elden gelen yapýlýyor. Ne yazýk ki gençlerde de geleceðe taþýnacak ne bir güçlü ve görünür örgütlülük bulunmakta ne de toplumsal bir sorumluluk için fýrsatlar ve güven ortamý yaratýlmaktadýr. Almanya da iki kültür, iki dil, iki devlet arasýnda yaþamak zor. Ancak bundan daha zor olaný kendi ülkende ötekileþtirilmiþ, umutsuz, amaçsýz kalmaktýr. Halbuki buradaki gençlik de dinamik, yaratýcý ve yararlý olmak için iradeye, bilince ve insanlýða sahip. Belki de bu yaþam alanýný onlara sunmayan önce devletin, sonra toplumun ve örgütlerinin, sonra ise bu gençlerin kendilerinin kurulan çarký terk etmeleri gerekiyor. Bunlarý ele alýrken, amaç Almanya yý güllük gülistanlýk göstermek deðil. Her koþulda gençlerin kendilerini genç hissetme, topluma güvenle katýlým, katký özgürlüðü, örgütlülüðü ve koþulu var. Bu kapitalist aþama bile Türkiye gençleri için önemlidir. En azýndan suçlu görülmemek, katledilmemek ve yaþamlarýnýn kendi elleri arasýndan kayýp gitmemesi için.

Hacktivist grup RedHack i konu alan Red filmi, aslýnda çok bildik bir hikayeyi anlatýyor. Daha doðrusu bu bildik hikayenin son perdesi oynuyor beyaz perdede. Hikayedeki çatýþma da aslýnda yüzyýllardýr devam eden bir çatýþma. Çatýþmanýn çok tanýdýk iki tarafý var: Ezilenler ve ezenler. Yeni olan, mücadelede teknolojik geliþmeler ile birlikte yeni bir yöntemin geliþmiþ olmasý. O da hacktivizm. Hacktivizmi, banka hesaplarýný boþaltmak gibi kamuya zarar veren diðer hacker faaliyetlerinden ayýran, kamu yararý gibi bir fayda gütmesi ve meþruluk iddiasý. Baskýnýn arttýðý bir dönemde, her türlü önleme karþýn ezilenlerin savunma araçlarý da çeþitleniyor. Egemen sisteme ve bu sistemin savunucularýna karþý geliþtirilen her tür muhalif düþüncenin ve meþru muhalefete yönelik eylemlerin terör baþlýðý altýnda deðerlendirilerek kategorik bir þekilde suç sayýldýðý, çok katý tedbirlerle susturulmaya çalýþýldýðý bir ortamda ezilenlerin kendi haklarýný savunabilmek için geliþtirdiði yöntemler mevcut sistem tarafýndan yine illegal olarak tanýmlanan yollardan geçebiliyor. Ancak bu süreç ister istemez bu legalite durumunu tartýþmaya açýyor. Ýþte RedHack in eylemleri de bu tartýþmanýn þu an tam merkezindeyken Red filmi de bu durumu tartýþýyor. Bu tartýþmanýn temel olarak bilginin paylaþýmý üzerinden temellendiði söylenebilir. Ýnternet, çeþitli devlet kurumlarý ve þirketlerin yolsuzluklarý da dahil olmak üzere direkt olarak kamuyu ilgilendiren ancak kamunun bilmediði pek çok gizli bilgiyi barýndýrýyor ve devletler kimi zaman doðrudan kimi zaman da dolaylý olarak (filtreleme vb. uygulamalar adý altýnda) sansürün sýnýrlarýný zorluyor. Büyük biraderin halký koruma amaçlý yaptýðýný iddia ettiði gözetleme ve fiþlemeler, þimdilerde internet üzerinden devam ediyor. Ancak hesaba katýlmayan önemli bir ayrýntý var. Devletlerin halký gözetlemesini kolaylaþtýran teknoloji, gözetlenenlerin de haklarýný aramalarýnda elini güçlendiriyor. Kendisinden gizlenen bilgilere ulaþmasýný saðlayabiliyor. Redhack, dünyadaki diðer benzer örnekleri gibi (Anonymous), pek çok eyleminde temel olarak toplumsal bilgiyi ulaþýlabilir kýlýyor. Örneðin YÖK'ün sitesini hackleyerek üniversitelerdeki yolsuzluklarý ifþa ediyor. Ýleri si bir yana tam demokratik bir rejimde, þeffaf yönetim anlayýþý gereði toplumu ilgilendiren, Devlet kurumlarýna ve þirketlere ait tüm bilgi aslýnda halka aittir ve dolayýsýyla halkýn eriþimine ve kontrolüne açýk olmalýdýr. Mevcut yasalara göre bu gizlenen bilgilere, halký aydýnlatmak üzere de olsa eriþim ve kamu ile paylaþým suç niteliði taþýyor. RedHack üyeleri de bu eylemlerinden dolayý silahlý terör örgütü ne üye olmak suçlamasýyla 24 yýl hapis cezasý istemiyle aranýyor. Associated Press haber ajansýnýn yaptýðý bir araþtýrmaya göre 2001 yýlýndan bu yana dünyada 35 bin 117 kiþi terör suçundan hüküm giymiþ. 12 bin 897 hükümlü sayýsýyla tek baþýna Türkiye bu alanda dünyada ilk sýrada gelmekte. Görüleceði üzere Türkiye de son yýllarda en kolay kazanýlan sýfat terörist lik. Ýktidara ve egemen ideolojiye karþý duran hemen her örgütlü eylem terör örgütü olarak anýlýrken, kiþiler de kolaylýkla terörist olarak anýlabilmekte. Filmde de belirtildiði gibi, terör faaliyeti kavramsal olarak, þiddet, etrafa dehþet, korku saçma gibi faaliyetlerdir ve bu baðlamda Redhack hukuki açýdan bir terör örgütü sayýlamaz. Redhack üyeleri Red filminde bu durumu þöyle açýklýyor: Yolsuzluk yapan mý terörist, yoksa yolsuzluklarý ortaya çýkaran bizler mi? Redhack üyeleri kendilerini, bildiklerini kiþisel çýkarlarý için kullanmadýklarý, eylemlerinde toplumcu bir bakýþla kamu yararý gözettikleri yönünde savunuyor. Peki, Redhack'in ortaya çýkardýðý tüm bilgi ve belgeler toplum yararýna ise nasýl olur da bu eylemler yasadýþý, Redhack de bir terör örgütü sayýlýr? Daha da ötesi adaletin eli nasýl olur da, belgelerde ortaya konulduðu üzere yolsuzluðu yapanlarýn yakasýna yapýþmazken, hukuk bu yolsuzluðu ortaya çýkaranlarý yargýlamaya kalkar? Ya da böyle bir hukuk düzeni kimin hakkýný savunur? Ezenlerin mi ezilenlerin mi? Türkiye nin pek çok konuda örnek almayý çok sevdiði ülke Amerika da dahi yasalar kapsamýnda suç sayýlan bir eylem sonucunda büyük bir kamu yararý doðuyorsa eylem suç kapsamýnda deðerlendirilmemektedir. Amerikan hukuk sisteminde yargý içtihatlarý benzer örneklerle doludur. Aslýnda liberal sistemde basýna, bu tür durumlara karþý halkýn gözü kulaðý olma ve halký kapalý kapýlar arkasýnda gerçekleþen gizli kapaklý olaylarla ilgili aydýnlatma misyonu, sözde sistemi koruma amacýyla verilmiþ durumda. Ancak yine bu liberal sistem içinde ana akým basýn bu görevini yerine getirmediðinden bu iþi halk adýna üstlenenler çýkýyor ve belki de bu yüzden Redhack, içinde hukukçular ve akademisyenlerin de olduðu geniþ bir kitleden vicdani destek buluyor. Buraya kadar tüm anlatýlanlar Red filminde de tartýþýlýyor ve film tam da bu tartýþýlanlar yüzünden çeþitli mecralarda sansür giriþimleriyle karþýlaþtý. Örneðin, filmin yönetmeni Mustafa Kenan Aybastý nýn da konuk olarak katýlacaðý bir televizyon programý kanal tarafýndan sansürlenirken, filmin Mersin deki gösterimi de sinema salonu sahibi tarafýndan iptal edildi. Yapýlan açýklamaya göre iptal gerekçesi, polisin salonu kapatma korkusu. Sinemada sansür yüz yýllýk bir dava. Sansürün bin bir yüzü var ama genel olarak sinema filmleri tüm dünyada formal ve informal yollarla denetlenmekte. Bugün Türkiye de hala Kültür Bakanlýðý nýn filmleri sansür yetkisi var. Devletin sansüründen kurtulanlar ise informal þekilde kimi zaman salon sahipleri tarafýndan da sansürlenebiliyor. Red filminden önce bunun bir örneðini yönetmen Atom Egoyan ýn, Ermeni soykýrýmýný konu alan Ararat (2003) adlý filminde görmüþtük. Bu film, Ülkü Ocaklarýnýn, film aleyhindeki çeþitli çalýþmalarý sonucu, Türkiye de salon sahipleri tarafýndan gösterilmedi. Bu grup, filmin gösterime girmemesi içen çeþitli afiþler hazýrlamýþtý. Dönemin Kültür ve Turizm Bakanýnýn, sinema salonu sahiplerine bir aksilik olmayacaðý yolunda teminat vermesine raðmen, bu çalýþmalar karþýsýnda, sinema salon sahipleri filmi sinemalarýnda gösterime sokmamýþlardý. Red filmi, yapýmcýlarý tarafýndan bilinçli þekilde genel daðýtýma sokulmadýðý, özel gösterimlerle seyirciyle buluþtuðu için sansür giriþimleri sýnýrlý seviyede kalmýþ gözüküyor. Sansür, filmdeki kadim çatýþmayý görünmez kýlmak istese de çatýþmanýn taraflarýndan yeni hamleler göreceðimiz kesin. *: Doç.Dr., Ýletiþim Bilimleri Kaynak:BirGün

Sulucakarahöuük/NEVÞEHÝR Cuma Onur ÞAHÝN Nevþehir Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi tarafýndan 'Sanat Sohbetleri 2013 Programlarý' kapsamýnda 'Ýnsanlar Arasý Estetik Ýletiþim' konulu konferans düzenlendi. Güzel Sanatlar Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen ve Yýldýz Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarým Fakültesi Öðretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Atan'ýn konuþmacý olarak yer aldýðý konferansa; Rektör Yardýmcýsý Prof. Dr. Çetin Pekacar, Hacý Bektaþ Veli Meslek Yüksekokulu Müdür V. Öðr. Gör. Gökhan Keven, Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Baþkaný Yrd. Doç. Dr. Banu Davun, Seramik Cam Bölümü Bölüm Baþkaný Yrd. Doç. Dr. Tuna Aydýn, akademik ve idari personel ile öðrenciler katýldý. Açýþ konuþmasýný yapan Üniversite Rektör Yardýmcýsý Prof. Dr. Çetin Pekacar, ülkelerin kalkýnmasýnda sanatýn, sanatçýnýn önemine deðinerek sanatýn ayný zamanda bir kudret olduðunu ifade etti. Konferans öncesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik ve Sahne Sanatlarý Öðretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Anýl Çelik, 'Kapadokya' isimli kendisine ait bestesini klarnetiyle icra ederek salondakilere müzik dinletisi verdi. Müzik dinletisinin ardýndan 'Ýnsanlar arasý Estetik Ýletiþim' konulu konferansa konuþmacý olarak katýlan Prof. Dr. Ahmet Atan, sözlü iletiþimde konuþmanýn en önemli yeri tuttuðunu ve sözsüz iletiþimde ise yüz anlamlarý, göz hareketleri, bedenin duruþu ve giyinmenin beden dili olarak bilindiðine deðindi. Ýnsanlar arasý saðlýklý bir iletiþimin temelde hoþgörüye ve saygýya dayanmasý gerektiðini ve insanlar arasý iliþkilerde estetiksel bir bakýþ açýsýyla diðer insanlara yaklaþýlmasý gerektiðini vurgulayan Prof. Dr. Atan, "Estetiksel anlayýþ temelli iliþkilerde ancak; saygý, hoþgörü, adalet, güven gibi kavramlardan söz edilebilir. Ýnsan estetik bir varlýktýr ve güzel sanatlardan yoksun olan insanlar hayatlarýn da birçok nimetlerden yoksun kalýr; fakirleþir ve bir anlamda da bitkisel hayata girer" diye konuþtu. Konuþmasýnda Ýslam'da estetiðin önemine deðinerek, "Estetik, insanýn güzel üzerinde derinlemesine ve sistematik düþünmesi, onun ne olduðunu araþtýrma çabasýdýr. Ýnsanýn olduðu yerde estetik, estetiðin olduðu yerde insan, ikisinin olduðu yerde de o büyük sanatçý vardýr" diyen Prof. Dr. Ahmet Atan güzel üzerine düþünme sanatý olan estetik hakkýndaki görüþlerini Ýslam Felsefesiyle birleþtirerek aktardý. Konferans sonunda Rektör Yardýmcýmýz Prof. Dr. Çetin Pekacar, Prof. Dr. Ahmet Atan'a sunumundan ötürü teþekkür ederek kendisine Avanos çamurundan yapýlmýþ olan ve Nevþehir Üniversitesini temsil eden plaket takdim ederken Resim Bölümü Baþkaný Yrd. Doç. Dr. Banu Davun da Avanos MYO'da lazer aþýndýrma cihazý ile yapýlan ve üzerinde Üniversitemizin logosu bulunan Kapadokya plaketi sundu. Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hasan KANKAL Çin in Türkiye Büyükelçisi Gong Xiaosheng, Türkiye ile Çin arasýndaki sanayi ve teknoloji alanýndaki iþbirliðinin önümüzdeki yýllarda büyüyerek süreceðini kaydetti. Çeþitli temaslarda bulunmak üzere Nevþehir e gelen Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Gong Xiaosheng, Nevþehir Valisi Abdurrahman Savaþ ý makamýnda ziyaret etti. Kapadokya Turistik Ýþletmeciler Derneði (KAPTÝD) Genel Sekreteri Nazif Demir in de hazýr bulunduðu ziyarette konuþan Çin Büyükelçisi Gong Xiaosheng, Türkiye ile Çin arasýndaki son yýllardaki iþbirliðinin giderek büyüdüðünü ve bundan büyük mutluluk duyduklarýný belirtti. Teknoloji alanýndaki iki ülke arasýndaki iþbirliðinin turizm alanýnda da artmasý için çaba gösterdiklerini ifade eden konuk büyükelçi, ülkesinden gelen Çinli turistlerin Kapadokya bölgesini de görmelerini arzu ettiðini kaydetti. Çin de 2013 yýlýnýn Türk Kültür Yýlý olarak kutlandýðýný ve yýlsonuna kadar bu konuda çeþitli etkinlikler düzenleneceðini belirten Gong Xiaosheng, bu sayede Çin halkýnýn Türkiye yi ve Türk insanlarýný daha yakýndan tanýma fýrsatý bulacaðýný vurguladý. Büyükelçi Gong Xiaosheng: "Geçtiðimiz yýl Türkiye ile Çin arasýnda Uzay teknolojileri, telekomünikasyon ve hýzlý tren projeleri baþarýyla yürütüldü. Bu yýlda güneþ ve rüzgar enerjisi konusunda birlikte çalýþmalar yapacaðýz. Çin ve Türkiye arasýndaki iþbirliði her alanda hýzlý bir þekilde ilerliyor. Her iki ülkenin de ciddi bir potansiyeli ve iþbirliklerinin bundan sonra daha hýzlý bir þekilde geliþeceðine inanýyorum" dedi. Vali Abdurrahman Savaþ ise ziyaretlerinden dolayý Çin Büyükelçisi Gong Xiaosheng a teþekkür etti. Türkiye ile Çin arasýndaki dostluk ve iyi iliþkilerin bundan sonraki süreçte de devam etmesi dileðinde bulunan Vali Savaþ, Kapadokya bölgesine daha fazla Çinli turist gelmesi için birlikte çalýþmalar yapabileceklerini aktardý. 2013 yýlýn Çin de Türk Kültür Yýlý olarak kutlanýlmasýnýn bölge turizmcileri için iyi bir fýrsat olacaðýný dile getiren Vali Savaþ, bu konuyla ilgili önümüzdeki günlerde turizmciler ile bir toplantý gerçekleþtireceklerini söyledi. Ziyaret sonunda Nevþehir Valiliði Þeref Defterini imzalayan Çin Büyükelçisi Gong Xiaosheng, Vali Savaþ a özel bir kutu içerisinde Çin Çayý hediye ederken Vali Savaþ ta konuk büyükelçiye üzerinde Hitit motiflerinin yer aldýðý çini bir tabak hediye etti.

Sulucakarahöyük/ANKARA Yýlmaz KIZILIRMAK 12-Mart-2013 BDP nin Alevi kurum, kuruluþ, kanaat önderleri ile yaptýðý diyalog toplantýsýnda þunu sormuþtum; Özerklik diyorsunuz, bu sizin için ve Kürtlerin toplu olarak yaþadýklarý bölgeler için iyi bir yönetim tarzý olabilir, sizin iþinize gelebilir de ben bir Tokatlý Alevi olarak bu özerkliði neden destekleyeyim? Benim ne iþime yarayacak bu özerklik? Sayýn Selahattin Demirtaþ, özerkliðin ne iþimize yarayacaðýný hiç saða sola gidip ulvi deðerlendirmeler yapmaya gerek kalmadan, bulunduðumuz salondaki priz ve ýsýtma sistemini kullanarak güzelce anlattý. Tek merkezi yönetim ile özerk bölgesel yönetim arasýndaki farký anlatmaya bir priz yetti de arttý bile. Aleviler açýsýndan en iyi yönetim biçimi özerk yönetim mi, yoksa mevcut merkezi yönetim mi diye kendimize sorup cevabýný da aramamýz gerekiyor. Bu cevabý ararken her zaman yaptýðýmýz gibi mensubu bulunduðumuz siyasi partinin bu konudaki mevcut görüþünü savunarak deðil, Aleviler açýsýndan ne olmasý gerektiðini deðerlendirerek bakmak gerekiyor. Bu konuda elimizdeki en net veri Hamdullah Çelebi nin sözleridir. 1836 yýlýnda idamla yargýlanan Hâce Bektaþ Dergâhý Mürþidi Hamdullah Çelebi, savunmasýnda, Alevilerin en çok rahat ettiði dönemin Beylikler dönemi olduðunu söylemektedir. Beylikler dönemi dediðiniz Anadolu coðrafyasýnýn bölgesel yönetimler tarafýndan yönetildiði dönemdir. Anadolu coðrafyasý 16 ayrý Beylik tarafýndan yönetilmektedir. Her biri bulunduðu bölgenin diline, inancýna, üretimine, coðrafyasýna, yetiþtirdiði ürünlere, iklimine uygun yönetim anlayýþý belirlemiþtir. Daha sonra Osmanlý Beyliði hepsini dilip süpürmüþ, bana tabi olacaksýnýz benim belirlediðim kurallara, inanca, kanunlara tabi olacak, vergi verecek ve üretim yapýp satacaksýnýz demiþ. Sonrasýný biliyorsunuz Anadolu perma periþan, yaðmalar, talanlar, rüþvet, adam kayýrmacýlýðý ve isyanlar, katliamlar. Ýmralý Adasýnda yürütülen müzakerelerin gereði olarak da önümüzdeki Anayasa yapým sürecinde Özerklik tartýþmasý haylice gündemde yer kaplayacak. Aleviler açýsýndan durum hiç de iç açýcý gözükmüyor. Çünkü Türkiye topraklarýnýn her tarafýnda varýz ama hiçbir yerinde çoðunlukta deðiliz (Dersim hariç). Belki de bu demografik yapýnýn getirdiði sonuç itibariyle kendi baðýmsýz siyaset anlayýþýmýzý oluþturamýyoruz. Mutlaka bir yere yandaþ olmayý tercih ediyoruz. Çoðunlukla da bu yandaþlýðý teslim olarak yapýyoruz. Gülen Cemaati AK Partiyi destekliyor ama teslim olmuyor. Yeri geldiðinde çatýþýyor. Biz ise desteklediðimiz partinin esiri, kulu kölesi oluyoruz. Kendi aklýmýzý býrakýp, o partinin aklýyla düþünmeye baþlýyoruz. Bu süreçte yine kimimiz Vatan Millet Sakarya edebiyatýyla ne olursa olsun Ulus Devlet deyip duracaðýz, kimimiz de özerklik savunucusu olacaðýz. Gerek Özerk Devlet yapýsý gerekse Ulus Devlet yapýsý ve de Baþkanlýk sistemi, bu yapýlar kiþi hak ve özgürlüklerini garanti altýna alacak, içeriði boþaltýlmamamýþ Laik ve Demokratik bir anlayýþla buluþmadýðý sürece bizim gibi ötekileþtirilmiþ toplumlara bir faydasý olmayacaktýr. Kýsa vadeli geçici rahatlýklar yaþansa da sonuç iyi olmayacaktýr. Türkiye Cumhuriyeti kurulduðunda yaþadýðýmýz kýsa süreli geçici rahatlýk gibi. Demokratik ve Laik bir yönetim tarzýna sahip olmadýktan sonra Ulus Devlet yapýsýnýn da Özerk Devlet Yapýsýnýn da Baþkanlýk sisteminin de köküne kibrit suyu. Ankara da BDP Kadýn Meclisi düzenlediði basýn açýklamasýnda saldýrýyý kýnadý Önceki gün Ýstanbul Kadýköy de gerçekleþtirilen 8 Mart Mitingi sonrasýnda BDP li kadýnlara dönük Bursaspor taraftarlarýnýn saldýrýsý, BDP Ankara Kadýn Meclisi tarafýndan protesto edildi. Dün akþam saat: 18:00 de, Ýnsan Haklarý Anýtý önünde gerçekleþtirilen eyleme, diðer siyasal çevreden kadýnlarýn temsilcileri de katýlarak dayanýþmada bulundu. BDP Ankara Kadýn Meclisi adýna açýklama yapan BDP Ankara Ýl Eþ Baþkaný Meral VURANOK, her yýl olduðu gibi bu yýl da BDP li kadýnlar olarak 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü nü özgürlük, barýþ ve eþitlik talepleriyle kutladýklarýný, kadýnlarýn özgür duruþu ve örgütlü sesine tahammül edemeyen eril zihniyete sahip çevrelerin birçok yerde saldýrýsýna maruz kaldýklarýný, bunlardan birisinin de Ýstanbul Kadýköy de yaþandýðýný belirtti. Devlet þiddetinin bir göstergesi olan yasaklamalar ile bu yýl da karþý karþýya kalan kadýnlarýn her þeye raðmen alanlarda taleplerini dile getirdiklerini belirten VURANOK konuþmasýný þu sözlerle sürdürdü; Bu yasaklamalar özünde kadýna yönelik þiddete her türlü zemini sunmuþtur. Mardin de gözaltýna alýnan 4 gazete daðýtýmcýsýndan Yasemin Yýlmaz, yaþadýðý psikolojik þiddetten kaynaklý iki aylýk bebeðini kaybetmiþtir. Bu bir cinayettir. AKP hükümetinin siyasi operasyonlarýnýn devamý olan bu vahþetle birlikte dün Kadýköy meydanýnda özgürlük taleplerinin yanýnda erkek ve devlet þiddetini ve kadýn cinayetlerini protesto eden kitleye Türkiye de futbolun ýrkçý, cinsiyetçi ve þiddet yönünün sembolü olmuþ olan holiganlarca saldýrý gerçekleþmiþ ve ikisi aðýr olmak üzere on kadýn yoldaþýmýz yaralanmýþtýr. Polisin, bu ýrkçý ve cinsiyetçi saldýrýyý gerçekleþtiren linççi güruha her hangi bir müdahalede bulunmadýðý gibi bu saldýrýnýn bir parçasý olduðunu kaydeden VURANOK, Bursaspor taraftarlarýnýn otobüslerini kadýn mitinginin yapýldýðý alana getirerek týpký Samsun da HDK heyetine yönelik saldýrýda olduðu gibi bir provakasyon sergilediðini bildirdi. Kadýnlara yönelik bu saldýrýlar ataerkil kurumlarýn kadýnlara yönelik nefretinin yaný sýra kadýn örgütlülüðünden ne denli korkulduðunun da bir göstergesi olduðuna iþaret eden VURANOK, konuþmasýna þu sözlerle devam etti; Biz kadýnlar bu çirkin saldýrýyý sadece bir holigan saldýrýsý olarak deðerlendirmiyoruz. Bursaspor taraftarlarýnýn bu saldýrýsýyla ýrkçý ve þiddet yönü de ortaya çýkmýþtýr. Kaldý ki bu, Bursaspor un ilk marifeti de deðildir. Daha önce de baþta Diyarbakýrspor taraftarlarýna yönelik ýrkçý saldýrýlar olmak üzere birçok þiddet olayýna karýþmýþ ve dünyanýn en saldýrgan ve ýrkçý kulüplerinden biri olarak adýndan söz ettirmiþtir. Futbol holiganlarýnýn kadýnlara yönelik bu saldýrýlarý karþýsýnda resmi kurumlar hiçbir müdahalede bulunmamýþ ve bu saldýrganlar hiçbir þey olmamýþ gibi akþam tribünlerde maç izlemiþlerdir. Demokratik Özgür Kadýn Hareketi olarak iþkenceyle özdeþleþmiþ polisin Mücahit Bingöl e yönelik iþkencesini ve Kadýköy de miting sonrasý daðýlmakta olan kadýn ve çocuklara yönelik Bursaspor holiganlarýnýn bu saldýrýlarýný kýnadýklarýný söyleyen VURANOK konuþmasýný þu sözlerle tamamladý; Kürt kadýnlarý olarak bu ýrkçý ve cinsiyetçi saldýrýlar karþýsýnda sessiz kalmayacak ve her zaman olduðu gibi özgürlük taleplerimizle alanlarda olacaðýz. Ayrýca baþta futbol federasyonu olmak üzere bütün yetkili kurumlarýn futbolda ýrkçýlýðýn, cinsiyetçiliðin ve þiddetin sembolü olan Bursaspor a bu konuda gerekli yaptýrýmlara gitmesi ve hatta bu kulübü kapatmasý gerektiði çaðrýsýnda bulunuyoruz. Bununla birlikte Ýstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Bursaspor taraftarlarýný kadýn mitinginin ortasýna getiren polisler ve bu saldýrýyý gerçekleþtiren taraftarlarý açýða çýkararak haklarýnda soruþturma baþlatýlmalýdýr. KADINA YÖNELÝK FAÞÝST SALDIRIYI KINIYORUZ pankartýnýn açýldýðý basýn açýklamasýnda, BÝJÝ 8 E ADARE JÝN JÝYAN AZADÝ KADIN KIRIMINA KARÞI YAÞASIN KADIN MÜCADELESÝ sloganlarý haykýrýldý. Ýzmir 8 Mart mitingi sonrasýnda da BDP li kadýnlar saldýrýya uðradý 9 Mart 2013 tarihinde Ýzmir de gerçekleþen 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü mitingine katýlan Kürt kadýnlarýnýn da miting sonrasýnda saldýrýya uðradýðý öðrenildi. Saldýrýya uðrayanlar arasýnda BDP Menemen eski Ýlçe Baþkaný Bedia GÜZELYÜZ ün de olduðu bildirildi. BDP Muþ Milletvekili Demir ÇELÝK, Ýçiþleri Bakanýnýn yanýtlamasý istemiyle Meclise soru önergesi verdi Bu arada BDP Muþ Milletvekili Demir ÇELÝK tarafýndan 8 Mart saldýrýlarýyla ilgili içiþleri Bakaný Muammer GÜLER in yanýtlamasý istemiyle Meclise bir soru önergesi verdiði açýklandý. BDP tarafýndan yapýlan açýklamada; Dün Ýstanbul Kadýköy de, Fenerbahçe- Bursaspor arasýnda gerçekleþen futbol müsabakasý öncesinde, 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü dolayýsýyla Kadýköy Meydaný nda düzenlenen mitinge katýlan kadýnlarýn, Bursaspor taraftarlarý tarafýndan sloganlar eþliðinde darp edildiðini hatýrlatýlarak, Yaþanan olayda 10 kadýn çeþitli yerlerinden yaralanýrken, Þehriban Güven isimli kadýnýn ayaðý kýrýlmýþ, Nezire Çiftçi isimli kadýn ise baþýndan yaralanmýþtýr. Ayný saldýrýda, mitinge katýlan yakýnlarýný almak üzere olay yerine giden Halit Demirkapý býçakla üç yerinden yaralanýrken, yanýnda bulunan beþ yaþýndaki oðlu Argeþ Demirkapý ile Rezan Demirkapý taraftarlar tarafýndan darp edildikten sonra, mitinge katýlanlar tarafýndan Haydarpaþa Numune Hastanesi ne kaldýrýlarak, tedavi altýna alýnmýþtýr diye belirtildi. BDP, ÖDP, ESP ile otuza yakýn sivil topum örgütünün katýlýmýyla gerçekleþen miting sonrasýnda yaþanan linç giriþimi karþýsýnda, alanda bulunan kolluk kuvvetlerinin olaylara müdahale etmediði iddia edilen açýklamada, olaylar sýrasýnda söz konusu linç giriþiminde bulunan þahýslarýn, yeterli önlemler alýnmadýðý için alandan rahatlýkla ayrýldýklarýna dikkat çekildi. Milletvekili ÇELÝK, Ýçiþleri Bakaný Muammer GÜLER in Kadýköy de BDP li kadýnlara dönük saldýrýlarla ilgili þu sorularýn yanýtlanmasýný istedi; >Yaþanan olaylar neticesinde gözaltýna alýnan kaç kiþi vardýr? >Bu kiþiler hakkýnda her hangi bir iþlem uygulanmýþ mýdýr? >Yaþanan linç giriþimi sonrasýnda bu olayda sorumluluðu bulunan kiþileri Mobese kameralarý ile tespit ettiniz mi? >Mobese sistemi kent bilgi ve güvenlik sistemi olarak adlandýrýlmaktadýr. Bu kameralar ile yönetim iþlevinin kolaylaþtýrýlmasý ve suç sayýsýnýn düþürülmesi hedeflenmektedir. Kadýköy Meydaný nda aktif olarak kullanýlan kaç Mobese kamerasý mevcuttur? >Bu kameralardan kaçý canlý olarak izlenmektedir? >Taraftarlarýn gerçekleþtirdiði saldýrý esnasýnda olaylar bu kameralar ile izleniyor ise neden müdahale edilmemiþtir? >Gerçekleþen olaylar esnasýnda alanda bulunan kolluk kuvvetlerinin olaylara müdahale etmediði ve yer yer taraftarlara destek olduðu iddia edilmektedir. Bu iddialar doðrumudur? >Olaylarýn önlenmemesinde sorumluluðu bulunan kolluk kuvvetlerine soruþturma açmayý düþünüyor musunuz? 12 Mart 2013

Önceki yazýda, 3. Gýda Rejimi nin þirketleþme boyutunun temel unsurlarýndan bazýlarý- çokuluslu þirketlerin tarýmsal gýda alanýnda tekelci güçlerini arttýrmalarý, 2. Yeþil Devrim, süpermarket devrimi ve sertifikalaþma- üzerinde durulmuþtu. 3. Gýda Rejimi nin þirketleþme boyutuna iliþkin temel unsurlar arasýnda yer alan biyoyakýt üretimi ve toprak gasplarý konularý ise, bu devam yazýsýnda ele alýnacaktýr. 6-Biyoyakýt Ortaklýklarý Üçüncü Gýda Rejimi nde baþlayan biyoyakýt üretimi, tarýmsal üretimi hem arz hem de talep yönünden etkilemektedir. Arz açýsýndan bakýldýðýnda, hem her yýl üretilen tarýmsal ürünlerin bir bölümünün, artýk gýda olarak deðil, yakýt olarak kullanýlmaya baþlandýðý, hem de gýda olarak tüketilecek ürünleri yetiþtirmek için kullanýlabilecek tarým alanlarýnýn bir bölümünün, artýk biyoyakýt üretimi için gerekli ürünlere ayrýldýðý görülmektedir. Bu durum, dünya tarýmsal gýda arzýnda bir daralmaya yol açmaktadýr. Örneðin, mýsýr üretiminin artmasý, soya fasulyesi ve buðday üretiminde azalma pahasýna gerçekleþtirilmektedir. Öte yandan, biyoyakýt üretimi, tarýmsal üretim için yeni bir talep kaynaðý niteliði taþýmaktadýr. Üretilen tarým ürünlerinin giderek artan miktarlarý, artýk gýda olarak deðil, biyoyakýt olarak kullanýlmak üzere talep edilmektedir. Örneðin FAO verilerine göre, 2007 yýlýnda mýsýr üretiminde gerçekleþen yaklaþýk 40 milyon tonluk artýþýn 30 milyon tonu baþlýca biyoyakýt olan etanol üretimine ayrýlmýþtýr. Etanol üretiminde, en büyük mýsýr üreticisi ve ihracatçýsý olan ABD baþý çekmektedir. Onu Brezilya, Çin ve AB izlemektedir. Toplam dünya etanol üretiminde, söz konusu ilk beþ ülkenin payý %95 i bulmaktadýr. Bu ülkelerin koyduklarý hedefler ve önümüzdeki yýllara iliþkin projeksiyonlar, biyoyakýta olan talebin artarak süreceðini ortaya koymaktadýr. OECD-FAO nun verilerine göre, etanol üretimi 2000 2007 yýllarý arasýnda 3 katýna çýkmýþ, 2008 2012 yýllarý arasýnda yaklaþýk 1,5 kat daha artmýþtýr. 2012 2021 yýllarý arasýnda da etanol üretiminin 1,5 katýndan fazla artmasý beklenmektedir. Buraya kadar deðinilenleri özetleyecek olursak, biyoyakýt üretimi, hem tarým ürünleri arzýnýn gýda olarak tüketilecek kýsmýný azaltarak, hem de tarým ürünlerinin gýda olarak tüketilmesine alternatif bir talep yaratarak, gýda fiyatlarýnýn kalýcý olarak artmasýna neden olmaktadýr. Ancak biyoyakýt üretimi, tarýmsal üretimi ve gýda fiyatlarýný hem arz ve hem de talep yönünden etkilemekle kalmamakta, tarým ürünleri ve enerji piyasalarýný da birbirine eklemlemektedir. Biyoyakýta olan talebin artmasýnda, petrol fiyatlarýndaki artýþlar önemli rol oynamaktadýr. Bunun sonucunda ise, gýda fiyatlarý, giderek petrol fiyatlarýyla birlikte hareket eder hale gelmektedir. Günümüzde baþta mýsýr ve kolza olmak üzere, þekerkamýþýndan þeker pancarý, buðday, arpa, soya fasulyesi, palmiye yaðý ve kasavaya kadar pek çok tarýmsal ürün biyoyakýt üretiminde kullanýlmaktadýr. FAO(2009), enerji piyasalarýnýn tarýmsal piyasalara göre çok daha büyük olduklarýna dikkat çekmekte ve biyoyakýt sektörünün, yakýt olarak kullanýlabilecek her türlü tarýmsal üretimi emebileceðine iþaret etmektedir. Bu durum, tarýmsal ürün fiyatlarý üzerinde gýda talebinden çok, enerji talebinin etkili olmaya baþladýðýný göstermektedir. Böylece, 3. Gýda Rejimi nde, biyoyakýt üretimi nedeniyle, enerji güvenliði ve gýda güvenliði arasýnda bir karþýtlýk doðduðu görülmektedir. Birleþmiþ Milletler sözcüsü, yakýt ve gýda arasýnda ortaya çýkan bu karþýtlýðý insanlýða karþý iþlenen suç olarak nitelendirmiþtir. McMichael, Geliþmekte Olan Ülkeler de bir biyoyakýt altyapýsý oluþturmak üzere gýda, enerji ve finans Çokuluslu Þirketleri arasýnda ortaklýklar kurulduðuna dikkat çekmektedir. Biyoyakýt üreten þirketler, biyoyakýt üretiminin, bir biçimde gýda gereksinimleri nedeniyle sekteye uðramasýný engellemek istediklerinden, tohumdan yüklemeye dek uzanan kendi tedarik zincirlerini oluþturmaya yönelmiþlerdir. Bu durum, Çokuluslu Þirketlerin güçlerinin daha da yoðunlaþacaðýna iþaret etmektedir ve toprak gasplarý konusuyla yakýndan ilgilidir. 7-Toprak Gasplarý Toprak gasplarý, bir sivil toplum kuruluþu olan GRAIN tarafýndan, zengin ülkelerin ve onlarýn þirketlerinin, yoksul ülkelerin verimli topraklarýndan büyük alanlarý -yasal yollarla kamudan, ancak o yerlerde yaþayanlara ve ekip biçenlere sormaksýzýnsatýn almasý ya da bunlarýn uzun süreli kullaným hakkýný almasý olarak tanýmlanmaktadýr. 2006 yýlýndan itibaren, biyoyakýt için gerekli ürünlerin yetiþtiril mesi, tarýmsal üretime elveriþli topraðý az ama parasý bol olan ülkelerin tüketicileri için gýda üretimi ve toprak fiyatlarý üzerinden spekülasyon yapýlmasý gibi nedenlerle toprak gasplarý yapýlmaya baþlanmýþ ve giderek yaygýnlaþmýþtýr. Peþ peþe Geliþmekte Olan Ülkelerin hükümetleri, kanunlarýnda deðiþiklik yaparak, sözde tarýma elveriþli olmayan alanlarýný yabancýlarýn kullanýmýna açmaktadýr. Dünya Bankasý da, bu konuda çekimser davrananlarý, kredi musluklarýný açarak teþvik etmektedir. 2006 dan bu yana, Afrika da yaklaþýk olarak 19,5 milyon hektar ekilebilir alanýn, toplam olarak Asya, Afrika ve Latin Amerika da ise, 50 milyon aileyi besleyebilecek büyüklükte, en az 50 milyon hektar tarým alanýnýn yabancý þirketlerin kullanýmýna geçtiði kaydedilmektedir. Çarpýcý bir örnek olarak, adalardan oluþan ve halkýnýn %70 inin kýrsal kesimde yaþadýðý, iþgücünün %50 sinin tarýmda çalýþtýðý Filipinler gösterilebilir. Bu ülkede, toplam 13 milyon hektar tarým alaný bulunmaktadýr ve 8 milyon hektar tarým alaný yabancý þirketlere tahsis edilmiþtir. Açýktýr ki bu durum, Geliþmekte Olan Ülkeler de hýzla ve görülmedik biçimde ciddi bir mülksüzleþme ve yoksullaþma dalgasý yaratmaktadýr. Belirtmek gerekir ki, Zoomers, toprak alýþveriþinin, toprak gaspýndan daha geniþ bir çerçevede, mekânýn ya da topraðýn yabancýlaþmasý olarak ele alýnmasý gerektiðini düþünmektedir. Bu çerçevede Zoomers, parasý çok, kaynaðý az ülkeler için gýda üretimi, biyoyakýt üretimi ve toprak üzerinden spekülasyonun yaný sýra, doðal kaynaklara el koyma, turizm ve Geliþmiþ Ülkelerin emeklilerinin daha sýcak ve ucuz bölgelerde yaþama isteði vb. nedenlerle de toprak gaspý yapýldýðýna dikkat çekmektedir. Görüldüðü üzere, bu tanýma, madenlere ve su kaynaklarýna el konmasý da girmektedir. Zoomers, bu duruma, Afrika da ticari biçimde vahþi hayatý koruma alanlarý oluþturulmasý ya da Arjantin in Patagonya bölgesinin petrol, gaz ve su kaynaklarý dâhil Amerikalý zenginlerin özel mülkiyetine geçmesi, Costa Rika, Cape Verde ve Kamboçya da yerleþiklerin mülksüzleþmesi ve göçe zorlanmasý pahasýna tarým topraklarýnýn turizm bölgelerine dönüþmesi vb. örnekler vermektedir. Özetle, 3. Gýda Rejimi nin þirketleþme boyutu, tüm yönleriyle köylülüðün tasfiyesi ve mülksüzleþtirme süreçlerini görülmedik ölçüde derinleþtirmekte ve yaygýnlaþtýrmaktadýr. Ancak, toprak gasplarý, bütün hýzý ve þiddetiyle resme eklendiðinde, Samir Amin in Peki bu milyarlarca insana ne olacak? sorusu herkesi acilen üzerinde düþünmeye çaðýrmaktadýr. Sulucakarahöyük/ANKARA Yýlmaz KIZILIRMAK16-Mart-2013 HDK Ankara, Mart katliamlara karþý direniþin adýdýr baþlýðý altýnda, Mart ayýnda gerçekleþtirilen katliamlarý protesto etmek için 15 Mart 2013 Cuma günü, saat: 18:00 de Kýzýlay da Ýnsan Haklarý Anýtý önünde basýn açýklamasý yaptý. HDK Ankara Ýl Yürütmesi nden Bensu ÞAHÝNKAYA basýn açýklamasýnda yaptýðý konuþmada; Yakýn tarihe baktýðýmýzda, Mart ayý katliamlar ayý olmakla birlikte ayný zamanda, kitlesel katliamlara karþý; direniþin, karþý koyuþun, mücadelenin yükseldiði, Newroz ateþinin de yakýldýðý bir aydýr dedi. Ekonomik krizinin derinleþmesi, emperyalistlerin ve iþbirlikçi iktidarýn krizin faturasýný halklara, iþçi, emekçilere çýkarmaya çalýþmasý, bunun karþýsýnda 68 kuþaðýnýn öncülüðünde geliþen toplumsal muhalefet ve mücadelenin yükselmesini de beraberinde getirmesinin sonucunda 12 Mart 1971 de faþist cunta, egemenler adýna, siyasal iktidarýn ele geçirildiðine vurgu yapan ÞAHÝNKAYA; Ýktidar her türlü zora baþvurarak, çýkarlarýný ve isteklerini süngü gücüyle yerine getirirken, halkýn yiðit önderlerini; Denizleri idam sehpalarýnda, Mahirleri Kýzýldere de, Ýbrahimleri iþkencede, Sinanlarý, Ulaþlarý daðlarda, sokaklarda katlettiler. Unutmadýk diye konuþtu. ÞAHÝNKAYA; 16 Mart 1978 de Ýstanbul Üniversitesi nden çýkan öðrencilerin üzerine bomba atarak, 7 öðrencinin katledilmesine, onlarca öðrencinin yaralanmasýnýn üzerinden 35 yýl geçtiðini ve açýlan davalar zaman aþýmýna uðratýlarak düþürüldüðünü hatýrlatarak; 16 Mart 1988 de Irak ta, Saddam ýn emriyle, 5000 Kürdün kimyasal bombalarla yok edildiði Halepçe katliamýnýn da 25.yýlýndayýz. Unutmadýk dedi. 12 Mart 1995 günü akþam saatlerinde, Ýstanbul da Alevilerin yoðun olarak yaþadýðý Gazi Mahallesi nde, kontrgerilla timi, þoförünü öldürerek gasp ettiði ticari taksiden kahvehanelere kurþun yaðdýrdýðýný Halil Kaya adlý Alevi dedesinin hayatýný kaybettiði, 5 i aðýr 25 kiþinin yaralandýðý devlet destekli katliamýn da 18. yýlýna girildiðini belirten ÞAHÝNKAYA, daha sonra olaylarýn, Ümraniye ye de sýçradýðýný, tepki göstermek isteyen insanlar üzerine katliamýn bir parçasý ve devamý olarak polislerce kurþun yaðdýrýldýðýný, yaþanan olaylarýn sonunda Gazi de 12, Ümraniye de 5 kiþi yaþamýný kaybettiðini, yüzlercesinin de yaralandýðýný belirtti. ÞAHÝNKAYA sözlerini þöyle sürdürdü: Gazi katliamýnýn sorumlularý devlet tarafýndan korundu kollandý ve ödüllendirildi. Gazi ayaklanmasýnýn sorumlusu olarak gösterilen Hasan Ocak gözaltýna alýnarak kaybedildi. Daha sonra öldürülmüþ halde bulundu. Unutmadýk. Dünden bugüne, Dersim den Roboski ye, Maraþ-Çorum dan Sivas a katliamlarla yazýlan bu tarih, devletin sivil faþistleri de kullanarak halklara, muhalif kesimlere, devrimcilere, iþçilere, emekçilere, kadýnlara, çocuklara karþý uyguladýðý kitle imha politikalarýnýn bir sonucudur. Günümüzde Kürt halkýna, iþçilere, emekçilere, kadýnlara, gençlere, sisteme muhalif tüm kesimlere yönelik devlet saldýrýlarýnýn devam ettiðini söyleyen ÞAHÝNKAYA; Halklarýn Demokratik Kongresi olarak, katliamlarý unutmadýk, unutturmayacaðýz, Katliamcýlardan hesap sormaya devam edeceðiz. Türkiye de adil demokratik onurlu barýþ saðlamak için mücadele edeceðiz diyerek konuþmasýný tamamladý. 15 Mart 2013