Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı Ne Getiriyor, Ne Götürüyor?



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

KAMU HASTANE BİRLİKLERİ

Yeni Performans Yönetmeliği neler içeriyor? Ne zaman yürürlüğe girecek?

KIZILAY A BAĞLI SAĞLIK KURUMLARI DEVİR OLDU SOSYAL GÜVENLİK HAKLARINI ÖĞRENMEDİLER

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

ALMANYA DA SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ SEÇKİN KESGİN

10SORUDA AİLE SİGORTASI

6514 Sayılı «Tam Gün» Kanunu ile Devlet Üniversite Hastaneleri İçin Ge?rilen Düzenlemeler

DIŞ KAYNAKLI DOKÜMAN LİSTESİ. Kullanılan Bölüm. Yayın tarihi

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI VE AİLE HEKİMLİĞİ

EVDE BAKIM PARASI ALANLARA SİGORTA GELİYOR

Aile Hekimliği Kanunu

CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

Sağlık İçin Eller Cebe!

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Gülbiye Yenimahalleli Yaşar

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR!

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği PERSONEL MÜDÜRLÜĞÜ

Zorunlu meslek sigortası bizleri koruyor mu?

Herkes Oy Kullanıyor! Emekliliğiniz ve sağlığınız için kırmızı oy zarfı.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU GENEL SAĞLIK SİGORTASI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK FİNANSMANI POLİTİKALARI

ĠġYERĠ HEKĠMLERĠ ĠÇĠN YENĠ Ġġ SAĞLIĞI VE Ġġ GÜVENLĠĞĠ KANUNU EĞĠTĠM SEMĠNERLERĠ SEMĠNER 2

Gelir Testi Yaptırmayanlar Dikkat!

KAMU HASTANE BİRLB YASASI. Hastaneler. İşletme

İthal Ucuz Hekim... Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası... Eğitim Hastanelerinde AKP Kadrolaşması...

Değerli Yöneticiler, son yıllarda vergi incelemeleri büyük ölçüde bu konu etrafında dönmeye başladı.

ECZANELER DURUM ANKETİ

Gebe ve Emzikli Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla, Emzirme Odaları ve Bakım Yurtlarına Dair Tüzük

TOPLANTI NOTU. Mehmet Emin ZARARSIZ, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı. Hasan ÇAĞIL, SGK Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü

Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi. Sağlık Nedir?

Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi

BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK UYGULAMA ve ARAŞTIRMA HASTANESİ MESAİ DIŞI ÖĞRETİM ÜYESİ SAĞLIK HİZMETLERİ İLAVE ÜCRET UYGULAMA İLKELERİ

AKADEMİK ZAMMI ADIMDA ALDIK

SAĞLIK POLİTİKALARI SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMININ 15 YILI NE DEDİLER, NE OLDU?

Türkiye de Sağlık Sektörü Kamu-Özel İşbirliği Yaklaşımı

7- Kamu personeli ve aile fertlerinin katılım payının tahsili 7.1. Birinci basamak sağlık kuruluşlarında muayene katılım payının tahsili

Taşeron işçilere kadro çalışması hakkında her şey

A. Buğra : Konuşmadığımız süre içinde asgari ücret tespit edildi.

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

Destek Personeli Eğitimleri

YÖNETMELİK İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HASTANELERİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

TÜRKIYE DE SAĞLIK REFORMLARI. DOÇ. DR. MELTEM ÇIÇEKLIOĞLU EGE ÜNIVERSITESI Tı P FAKÜLTESI HALK SAĞLIĞI AD

* Ass. Jasmina Guric

OCAK AYI ETKİNLİK RAPORU

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

Kamu Özel Ortaklığı Özelleştirmenin Truva Atı. SES-İzmir-12 Ocak 2013 Av. Özgür Erbaş

Sayı:32/2015 KIBRIS TÜRK SÜT ENDÜSTRİSİ KURUMU 2015 MALİ YILI BÜTÇE YASASI. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

Prof Dr. Hulusi GÜREL Ocak 2011 Kocaeli Üniversitesi


SKY 329 KARŞILAŞTIRMALI SAĞLIK SİSTEMLERİ. 9. Hafta

İSTANBUL SOSYAL GÜVENLİK İL MÜDÜRLÜĞÜ

5 soru-cevap:layout 1 4/28/11 12:14 PM Page 201 CEVAPLAR VE PARALEL OTURUM I SORULAR 201

GÜCLÜ DEMOKRASİ GÜCLÜ MECLİS MECLİS CUMHURBASKANINI VE BAKANLARI DENETLİYOR

Başkan Acar 4. Ulusal Sağlık Kurultayına Katıldı

Sivil toplum KAMU HARCAMALARINI İZLİYOR

MERKEZİ FİNANS VE İHALE BİRİMİNİN İSTİHDAM VE BÜTÇE ESASLARI HAKKINDA KANUN

Sağlık Reformunun Mali Sürdürülebilirlik Açısından Değerlendirilmesi. A. Tuncay Teksöz Pfizer,Türkiye Sağlık Politikası Koordinatörü

Taşeron işçiler ne zaman kadroya alınacak?

Mortgage Nedir? Yeni Konut Finansman Sistemi Nasıl İşleyecek?

TÜRKİYE İŞ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

GENEL SAĞLIK SİGORTASI UYGULAMASI VE GELİR TESTİ

SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI ÇÖKTÜ KAMU HASTANE BİRLİKLERİ: NE DEDİLER, NE OLDU?

Cuma İzmir Gündemi

T.C. ÇİĞLİ BELEDİYESİ HUKUK KOMİSYONU RAPORU. Karar:2011/16 29/03/2011 Konu: Disiplin Amirleri Yönetmeliği Ve Sicil Amirleri Yönetmeliği.

DURSUN AKTAĞ DAİRE BAŞKANI

ANA SAYFA» EMEKLİLİK ŞARTLARI» SSK 3600 GÜNE GÖRE NE ZAMAN EMEKLİ OLURUM

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

Nüfus Yaşlanması ve Yaşlılığın Finansmanı

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir.

T.C. ÇİĞLİ BELEDİYE BAŞKANLIĞI İNSAN KAYNAKLARI VE EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜNÜN ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

Bakan ŞENER den temel hatlarıyla Mortgage

DERNEKLERi FEDERASYONU

657 Devlet Memurları Kanunu ve 5510 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ( )

Bayraktar Kayıtdışı yüzde 53 ten yüzde 33 e düştü bu bir rekordur

- SOSYAL GÜVENLİK KURUMU NUN SAĞLIK ALANINDA ÜSTLENDİĞİ ÇOK ÖNEMLİ GÖREVLER BULUNMAKTADIR

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU VE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ GEREĞİNCE ÜNİVERSİTEMİZDE YAPILAN ÇALIŞMALAR:

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ PERSONELİNE DÖNER SERMAYE GELİRLERİNDEN YAPILACAK EK ÖDEMENİN DAĞITILMASINDA UYGULANACAK USUL VE ESASLAR BİRİNCİ BÖLÜM

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

Umut Oran Basın Açıklaması AKP nin Sağlıkta Dönüşüm ü, kara deliğe dönüştü: BÜTÇEDE SOSYAL GÜVENLİK ALARMI!...

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ Kalite Yönetim Sistemi PERSONEL DAİRE BAŞKANLIĞI DOKÜMAN LİSTESİ

Personel alımları devam edecek

TAM GÜN SABİT ÖDEMESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR VE HESAPLAMA ÖRNEKLERİ

Bakanlık Sistemi. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Yüzbinlerce taşeron işçisi kamuda istihdam edilecek. Taşeron işçilere kadro verilmesine ilişkin yapılan açıklamalar ve detaylar...

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

ategoryid=97

Kaynak Geliştirme ve İştirakler Dairesi Başkanlığı Görev Yetki ve Çalışma Yönetmeliği. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Türk Cerrahi Derneği GENEL CERRAHİ ALANI İLE İLİŞKİLİ DERNEKLER TANITIM FORMU

Yeni Sosyal Güvenlik Sistemi Üzerine Notlar

Cumhuriyet Halk Partisi

Maliye Bakanlığı (BÜMKO) 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca bir önceki yılda Başbakan oluru ile iptal edilen boş sürekli işçi kadrolarını il

GİRESUN BELEDİYE BAŞKANLIĞI İNSAN KAYNAKLARI VE EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI TABLOSU

26 milyar YTL'den işsize düşen 1.2 milyar YTL

AKOFiS ÖDEME VE MENKUL KIYMET MUTABAKAT SİSTEMLERİ, ÖDEME HİZMETLERİ VE ELEKTRONİK PARA KURULUŞLARI HAKKINDA KANUN. Halkla İlişkiler Başkanlığı

Özgürlükleri daha da güçlendirmek istiyoruz

Transkript:

Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı Ne Getiriyor, Ne Götürüyor? Sağlık Politikaları Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı Ne Getiriyor, Ne Götürüyor? Sempozyum 5 Haziran 2010 BURSA TABĐP ODASI Bursa, Haziran 2010 2

Sempozyum konuşma metinleri sempozyum kayıtlarının çözümlenmesi ile oluşturulmuş, standart redaksiyon işleminden geçirilmemiştir. Kitap sadece elektronik formatta bulunmaktadır. Erişim adresi: http://www.bto.org.tr/yayinlar/raporlar/kitapkamuhastanebirlikleri.pdf Bursa: Bursa Tabip Odası, 2010 Kapak Tasarımı: Nejla AKGÜN Bursa Tabip Odası Akademik Odalar Yerleşkesi Odunluk Mh. Kale Sk. No:8 A2 Blok K:2 Nilüfer/BURSA Tel : (224) 453 52 10 Fax : (224) 453 52 40 Email : bto@bto.org.tr Website : www.bto.org.tr ISBN : 978-605-5867-32-4

Đçindekiler Konuşmacı Sayfa no Doç. Dr. Kayıhan PALA (Bursa Tabip Odası Başkanı) 5 Prof. Dr. Hamdi AYTEKĐN (Uludağ Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı AD. Emekli Öğretim Üyesi) 7 Dr. Osman ÖZTÜRK (Đstanbul Tabip Odası Sağlık Politikaları Kom. Üyesi) 12 Dr. Ata SOYER (9 Eylül Ünv. Tıp Fak. Halk Sağlığı AD.) 27 Dr. Bülent ASLANHAN (Bursa Tabip Odası TTB Büyük Kongre Delegesi) 41 Dr. Osman DURMUŞ (MHP Kırıkkale Milletvekili, TBMM Sağlık Đşleri Kom. Üyesi) 42 Dr. Ali ARSLAN (CHP Muğla Milletvekili, TBMM Sağlık Đşleri Kom. Üyesi) 51 Mustafa KÖSE (Türk-Sağlık Sen Bursa Şube Başkanı) 59 Dr. Candan COŞKUN (SES Bursa Şube Başkanı) 65 Dr. Eriş BĐLALOĞLU (TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri) 73

Bursa Tabip Odası, 2010 KAMU HASTANE BĐRLĐKLERĐ YASA TASARISI NE GETĐRĐYOR, NE GÖTÜRÜYOR? Doç. Dr. KAYHAN PALA (Bursa Tabip Odası Başkanı) Türkiye sağlık ortamını ve toplumumuzun sağlık hizmetlerine erişimini çok yakından ilgilendirdiğini düşündüğümüz, Meclisteki iki komisyondan geçip, önümüzdeki aylarda Genel Kurulda görüşülmesi beklenen Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısıyla ilgili panelimize hepiniz hoş geldiniz. Aslında, biz bu yasanın hem hekimler, hem sağlık çalışanları, hem de toplum açısından çok önemli, çok yakıcı bir gündem olduğunu düşünüyoruz. Ama salondaki izleyici sayasına bakılırsa, sanırım hekimlerin büyük bir bölümünü, sağlık çalışanları ve toplum bizimle henüz aynı fikirde değil. Umuyorum ki, onlar haklı çıkarlar; umuyorum ki, eğer bu kanun yasalaşırsa, yasalaşıp, yasalaşmadığını ikinci oturumda milletvekillerimizden daha net öğrenme olanağımız olacak. Umarım, başlarına çok kötü işler gelmez. Çünkü, bizim öngörümüz odur ki, bu kanan böyle yasalaştığı takdirde, hepimizin canını yakmaya aday bir kanundur. Bir yandan sözleşmeli çalışma, bir yandan sağlık hizmetlerine erişimle ilgili sorunları bakımından. Kuşkusuz, ben ayrıntılarına girmeyeceğim. Çünkü, birazdan çok değerli konuşmacılarız bu konuyla ilgili ayrıntıları bizlerle paylaşacaklar. Ama size iki bilgi aktarayım. Biz bu küçük sempozyumu iki oturum biçiminde planlarken, önce Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı Ne Getiriyor? sorusuna yanıt verebilmek için Sağlık Bakanlığıyla iletişim kurmuş olduk. Orada aynı zamanda Bursa Tabip Odasının da üyesi olan Dr. Hüseyin Demirel bu konuyu Bakanın sanıyorum danışmanlarından birisi. Kendisini davet etmiştik. Ama, yaptığımız uzun telefon konuşmalarını kendisi 5

Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı Ne Getiriyor, Ne Götürüyor? haklı olarak aslında bu konunun Sağlık Bakanlığının Eski Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Sabahattin Aydın tarafından anlatılmasının daha iyi olacağını söylemişti. Ben de Sabahattin Aydın la konuştum. Kendisi bilmeyenler için hatırlatalım. Bakanlıktan ayrıldı, Medipol Üniversitesinin Kurucu Rektörlüğünü yürütüyor Đstanbul'da. Katılacağını söylemişti. Dolayısıyla, biz Sağlık Bakanlığının bu konuyu gündeme getirmesinin arka planını kendisinden dinleyebileceğimizi düşünmüştük. Fakat, dün kendisiyle nasıl ulaşımını sağlarız, konaklamayla ilgili bilgiler aktarmaları. Amerika Birleşik Devletlerine gitmek zorunda kaldığı için, bu toplantıya katılamayacağını söylemiş oldu. Sağlık Bakanlığı ve iktidar adına burada bir konuşma yapılamamasının gerekçesi bu diye düşünebilirsiniz. Đkincisi; Đkinci Oturumda bu yasaya karşı ne yapılabilir sorusuna yanıt ararken, iki siyasi partimizden ve üç büyük kamu sendikasından temsilci davet etmiştik. Đki kamu sendikasının temsilcileri, Türk Sağlık Sendikası, SES in Bursa şube başkanları burada konuşmacı olarak yer alacaklar. Memur-Sen e bağlı Sağlık-Sen bu etkinliğe katılmayı kendisi istemediği için aramızda bulunmuyorlar. Bunu da sizlerle paylaşmış olayım. Ben sözü daha fazla uzatmayayım. Bu Oturumu yönetmek üzere, Sevgili Hocamız Prof. Dr. Hamdi Aytekin i ve bu oturumdaki konuşmalarını yapmak üzere, Dr. Osman Öztürk ü ve Dr. Ata Soyer i buraya davet ediyorum. 6

Bursa Tabip Odası, 2010 BĐRĐNCĐ OTURUM SAĞLIK REFORMLARI VE KAMU HASTANE BĐRLĐKLERĐ Oturum Başkanı: Prof. Dr. Hamdi AYTEKĐN Prof. Dr. HAMDĐ AYTEKĐN Efendim, tekrar hoş geldiniz. Kayıhan takdimini yaparken, bir konuyu atladı. Sunumu yaparken bir konuyu atladı. Sayın Sabahattin Aydın olmadığı için, Hükümet adına, Bakanlık adına benim kanunu açıklamamı istedi ve düşündüm, taşındım, bu işi pek beceremeyeceğimi, ama yine de kanunu açıklamak bana düştü, sempozyumu yürütmenin ardından. Sabahattin Beyin burada olmasını çok isterdim. Sanıyorum, beş yıl önceydi Sayın Sabahattin Aydın ın içinde bulunduğu, Sayın Sağlık Bakanının içinde bulunduğu Bakanlık bürokratlarıyla Düzce de bir toplantı yapmıştık. O toplantıda yeni yeni emeklemeye başlayan Sağlıkta Dönüşüm Projesi üzerinde tartışmalar oldu. Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı olduğumda, birkaç tanesi yumuşak, yumuşak kavramı diyeyim, hepsi de bu işin yürümeyeceğini, sonuç alınamayacağını ve istenilen hedeflere bu araçlarla ulaşılamayacağını Sayın Bakana arz ettik. En son söylediği şey şuydu. Ondan önce Sayın Sabahattin Aydın bizleri epey aydınlattı. Konuya tam hakimdi. Sonra tartışmalar bitti, Sayın Bakan ayrılırken, Hocalarım, hepiniz haklısınız, doğru söylüyorsunuz. Ama ne derseniz deyin, biz bunu yapacağız. Bizim arkamızda durursanız, yanımıza gelirseniz, başımızın üstünde yeriniz var. Yok bu dediklerinizden şaşmayacaksanız, ne yaparsanız yapın dedi, çıktı gitti, sağ olsun, bu şekilde. Şimdi, onun için Sabahattin Beyin de burada olmasını istiyordum. O zamandan bu zamana geçip de yapılmış olanlar ne kadar başarıya ulaştı, beklenen sonuçları verdi mi, vermedi mi? Onları kendisinden öğrenmek istiyordum, ama kısmet değilmiş, başka zaman. 7

Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı Ne Getiriyor, Ne Götürüyor? Şimdi, daha önceki dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuş, ancak zamanında görüşülemediği için kadük olmuş. Kamu Hastane Birlikleri Kanun Tasarısı bir daha biraz da revize edilerek, bir daha Büyük Millet Meclisine getirildi. Ne yapılmak isteniliyor? Sanıyorum, bu sağlıkta dönüşüm projesinin önemli ayaklarından birisi. Tamgün Çalışma Yasası, Kamu Hastaneleri Birliği, aile hekimliği, aile sağlığı merkezleri önemli ayaklarından birisi. Ben yasayı aldım, şöyle bir gözden geçirdim, gerekçesini bulamadım. Yani, vardır mutlaka, benim elimden geçmedi, çünkü ben bununla kendimi ilgili saymıyordum daha doğrusu. Ama bunun gerekçesini bulamadım. Yalnız gördüğüm kadarıyla madde bazında bazı şeyler var. Bir defa kurulacak olan birlikler kamu tüzelkişiliği, yani devletin uhdesinde olan bir kurum, kuruluş. Bakanlık şunlar şunlar toplansın, bir Kamu Hastaneleri Birliği kursun diyor. Adı üstünde Kamu Hastaneleri Birliği. Bunlar kuruluyor. Bakıyoruz, yönetim kurulu var, genel sekreteri var, hastane yöneticileri var. Şimdi, yönetim kurulu var da, denetim kurulu yok. Biraz sonra inceleyeceğiz, bakacağız, irdeleyeceğiz. Aslında, şirket mantığıyla kurulmuş olan. Sadece bir yerde hesapları Sayıştay denetler diyor. Yönetim kurulu kararlarını kim denetleyecek? Yok. Sonra, üyeleri saymış. Bakın, üyeler çok enteresan. Bir hastane birliğini yönetecek olan, hastane yöneticileri ayrı, yönetim kurulu içerisinde il genel meclisi tarafından belirlenen hukuk ya da bir mali müşavir, serbest muhasebeci, mali müşavir veya finans sektöründen bir üye olmak üzere, toplam iki üye. Mali bir üye seçiyor, aynen şöyle: Vali tarafından belirlenen bir üye diyor. Bunun hiçbir niteliği belli değil bunun eğitim durumu, öğretim kurumu, hiçbir niteliği belli değil. Sadece genel hüküm olarak Devlet Memurları Kanununa uygun olması lazım. Kim olacağı... Üçüncü grup üye. Bakanlıkça belirlenen tıp öğrenimi görmüş bir üye. Sağlık sektöründen bir üye, il sağlık müdürü veya bunun yardımcıları, bir üye ve ticaret sanayi odası veya bunların ayrı kuruluş olması halinde ticaret odası üyeleri arasından seçilen yatırım ve işletme konusunda deneyimli bir üye olmak üzere, toplam dört, yani toplamı yedi üye. Yalnız, kanunun başında sağlık hizmetlerini daha etkin, daha katılımcı diyor. Belediyelerden kimse yok. Sadece katılımı sağlayan burada il genel meclisi var. Oyla 8

Bursa Tabip Odası, 2010 seçilmiş insanların içinden gelenler var. Onlar da iki üye toplam. Öteki vali, valinin seçtiği üyenin katılımcılık adına ne katkısı olur, onu bilemiyoruz. Bakanlık seçiyor üye doktor. Sağlık müdür yardımcısı. Katılımcılık sözü biraz bana pek buraya uymadı. Bu arada yönetime seçilenler yönetim kurulu dışında, kendi asli görevlerini de sürdürebilecekler. Yani, ticaret odasının gönderdiği bir fabrikatör veya o fabrikatörün fabrikasında çalışan yüksek mühendis, gündüz gene işine devam edecek. Akçeli işlerde tabii, o bölgede hastanelerin alım satımları, şunlar falan, o adamlar karışamazlar. Eczacılık yapamazlar falan, ama yine de işlerini devam ettiriyorlar, sürdürüyorlar. Bir diğer alışık olmadığımız ve çok tehlikeli, benim şahsen öyle gördüğüm. Hastanelerin sınıflandırılması var. Sınıflandırmanın kriterlerinin ne olacağı belli değil. Bakanlık bunu kendi yapar, gerekirse bunu yaptırılır diyor. A grubu, b grubu, c grubu, d grubu, e grubu. E grubu olduğunuz mu, bir dükkana giremiyorsunuz, dışarıda kalıyorsunuz. A, b, c, d grubunun ortalama notu c olan hastaneler bir araya geliyor, bir birlik oluşturuyor. Eğer bu hastaneler altı ayla bir yıl arasındaki yapılan değerlendirmelerde her sene performanslarında bir düşme olur da, bir defa e grubuna düştükleri anda hastane birliği dağıtılıyor. O hastane birlikleri dağıtılınca ne oluyor? Bu açık değil burada, şuna dönüşür diye bir şey söylemiyor. Hastane birlikleri nasıl başlanacağı anlatılıyor da, hastane birlikleri de başarısız olur, dağılırsa, nasıl neye dönüşeceği konusunda bir şık yok. Bunların yükseldikçe, performansını yükselttikçe, alınan ücretler falan birazcık daha artıyor. Yönetim kurulunun görevleri neler? Yönetim kurulunun görevleri biraz kamu iktisadi teşekküllerine benziyor veyahut da iktisadi devlet teşekküllerine, kamu iktisadi kuruluşlarına falan, tabii çeşitli isimleri var. Benziyor, ama onlara da baktım, şöyle: Onlarda bu kadar gevşek iş yok. Mesela, yönetim kurulu hastaneler birliğinin alacaklarını, icra takiplerinden vazgeçmeyi, yani birisinden şu kadar lira alacağı var hastane idaresinin, vazgeçti. Ne olursa olsun, o birliklerin altında kalan küçük porsiyonlar şeklinde tümünden vazgeçebilirsini, bunları ayarlamak kolay. Yani, bir devletin tüzelkişiliğinde olan, Sağlık Bakanlığının tüzelkişiliğinde olan Kamu Hastane Birliğinin alacaklarının 9

Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı Ne Getiriyor, Ne Götürüyor? bir yönetim kurulunun denetlenmesi de mümkün olmayan, denetim kurulu yok çünkü. Denetim kurulunun bunlardan vazgeçmesi, feragat etmesi mümkün hale geliyor. Taşınmaz satın almak, kiralamak, bakanlıkça belirlenen esaslara göre, birliğin her türlü taşınırlarını satmak. Bakın, bu kararı yönetim kurulu veriyor. Bakanlık belirlenen esaslara göre, ama satma kararını, arabaları, on tane ambulans var, bir ambulans uçağı var, kullanmıyor, satıyor. Tapuda birlik adına kayıtlı ve yürüttükleri hizmet açısından ihtiyaç duyulmayan taşınmazları üzerindeki yapı ve tesislerle sınırlı ayni hat tesis etmek veya kiraya vermek ya da bunları satılmak üzere Maliye Bakanlığına devretmek. Bu çok ciddi bir şey. Şu anda birliklerin üzerinde bir mal yok. Sadece Maliyenin, Hazinenin tahsis ettiği binalar var. Hastane binaları, ileride gelirleri sayarken, bu Maliyetin sattığı paradan, bir ay içinde satılacak deniliyor. Bir ay içerisinde satacak ve parasını bana verecek. Gelir olarak bunu saymış. Hazineye ait ve birliğe tahsisli taşınmazları, Hazineye ait, tapuda, ama birliğe tahsis etmişler. Bursa Devlet Hastanesi. Üzerindeki yapı ve tesislerle birlikte tahsis amacı doğrultusunda işletmek. Tıbbi hizmet alanları dışındaki kısımları, Süreyya paşa Hastanesinin veya Büyükada daki Sanatoryum un bilmem ne kadar dönümlük ormanları, arazilerini işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek. Bugün kamu hastaneleri, hastane binasının işlevini esas olarak alıyorlar. Sağlık işlevi burada görünüyor, dört duvarın arasında diyorlar. Bunun etrafında kalan bütün müştemilatı, bahçeler, parklar, oturma yerleri, dinlenme yerleri satamıyorlar, ama satmadan beter ediyorlar. Çünkü, kiralama işlemi 49 yıla kadar sürdürülebilir. Bu şekilde. Taşeronluk halen devam edecek. Delil mi istiyorsunuz, sağlık hizmeti görmek için kurulan hastane birlikleri ihtiyaç duyulması halinde sağlık hizmeti satın alabiliyor. Yani, kendi hizmet üretmek amacıyla kurulan birlik, ihtiyaç duyulması halinde sağlık, avukatlık ve danışmanlık hizmetleri satın alınmasına karar verildi. Yani, bir hastane kuruyorsunuz, dışarıdan röntgen veyahut cerrah kiralıyorsunuz, geliyor adam günde üç defa ameliyat yapıyor. Gelelim özlük haklarına. Özlük hakları gerçekten çok büyük sıkıntılar arz ediyor. Bir defa burada çalışacak kişiler sözleşmeli olacak. Sözleşme üç yıl, hiç kimse bu üç yıl sonra bir daha devam ettirilebilir, ama sözleşmeli bütün personelin 10

Bursa Tabip Odası, 2010 çalışması bütün sözleşmeli. Çok enteresan yine, eğer bu performansı gerçekleştiremeyip de, görevlerinden alınan yönetim kurulu üyeleri ve genel sekreter ve hastane yöneticileri her bir şekilde görevden alındıkları zaman, bütün çalışan personelin sözleşmeleri iptal. Bunların süresi bittiğinde, yöneticiler bir daha seçilebiliyor, yönetim kurul üyeleri. Ancak, bu arada sözleşmeli olarak hastanede istihdam edilen sağlık personelinin hepsinin sözleşmeleri feshediyor, otomatik olarak. Yani, performansın düşmesine falan bağlı değil, benim anladığım anlam bu. Yönetim kurulunun görevi bittikten sonra, tekrar onlar da seçilebiliyor, personelin de görevi aynı anda bitiyor. Tekrar onu başı çeviriyor. Ama her halükarda işlerine son veriliyor. Sözleşmeli olarak bu işe girdiniz. Burada çalışmış olmak, başka bir yerde sözleşmeli veyahut da asli devlet memuru olarak çalışmanıza neden olamaz. Yani, özlük haklarındaki süreklilik bitiyor. Sözleşme bitti mi, her şeyiniz sona eriyor. 28 aylık memur, bitiriyorsunuz. Bu arada ayrıca, bakanlık sağlık personelinin dengeli dağılımını sağlamak amacıyla birliklerin kadro ve sözleşmeli sağlık personeli pozisyonlarına yapılacak atama ve nakillerle ilgili planlama yapmak ve yerleştirme yetkisi bakanlığa ait. Ama performans değerlendirmesine bakanlığı kimse değerlendirmeyecek. Peki, burada çalışan hastanelerde personelin durumu ne olacak? Onların içerisinde sözleşmeyle çalışmak isteyenler olur, şartlara uyar, yönetim kurlu da kabul ederse, sözleşmeli statüye geçebilecektir. Yoksa, döner sermayeleri kesilecektir. Başhekimlik yapıyorlarsa makam tazminatları kesilecek, yardımcılıklar yapılıyorsa tazminatlar kesilecek. Sadece maaş ve buna bağlı olarak yan ödemeler ödenecek ve size uygun bir iş bulununcaya kadar bu paranızı almaya devam edeceksiniz. Uygun iş nerede bulunur, ne zaman bulunur, bu işin garantisi yok. Onun için siz tabii sözleşmeli personel olmak için can atacaksınız. Bu arada gelirleri saymış, hastalık sağlık hizmetleri, bir defa sağlık hizmeti değil.. hizmeti veriyor bu kuruşlular, doğası gereği. Bazı yatırım kalemleri var. Benim dikkatimi çekti. Bu tapudaki malların satılması işlerinden gelen, demin bahsetmiştim. Bir de, Sağlık Bakanlığı bölgeler arasındaki farklılığı giderebilmek için bakanlık bütçesi veya döner sermaye merkez hesabından yapılacak yardımlar. 11

Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı Ne Getiriyor, Ne Götürüyor? Devlet parayı verecek, bu yedi kişilik yönetim kurulunun içerisinde bir tane devlet memuru olma mecburiyeti sağlık müdürü. Onun dışındaki altı kişi parayı harcayacaklar, Sayıştay a gelecek, ihaleye çıktınız mı, ilanı doğru yayınladınız mı, damga pulun yerine yapıştırdınız mı, ödemeleri düzgün yaptınız mı? gibi hesapların dışında hiçbir şey olmayacak, kimse hesap vermeyecektir. Benim söylemek istediğim bunlardan ibaret. Çünkü, konu daha üzerine konuşulabilir, ama dediğim gibi hem ben buraya çok fazla adapta olamadım bu konuyla ilgili, sadece yasayı bir irdeleyebildim, kolaylık olsun diye. Arkadaşlar, sanıyorum daha konuyu irdelerler. Ben şimdi sözü Đstanbul Tabip Odası Sağlık Komisyonu Üyesi Sayın Dr. Osman Öztürk e veriyorum, buyurun. Dr. OSMAN ÖZTÜRK (Đstanbul Tabip Odası Sağlık Komisyonu Üyesi) Herkese iyi günler diliyorum; Bursa Tabip Odamıza da teşekkür ediyorum, böyle bir sempozyuma davet ettikleri için. Yasa tasarısından bahsediyoruz. Aslında bu yasa tasarısı Sağlıkta Dönüşüm Programı denilen, artık sekizinci yılını dolduracak olan bir programın bir parçası. O nedenle, onun içerisinde ele almamız gerektiğini düşünüyorum. Sağlıkta dönüşüm programı denilirken neyi kastediyoruz? Aslında, sekiz yılını dolduran bir siyasi iktidarın ya da iktidarda sekiz yılını dolduran bir siyasi partinin sosyal politika alanında sanırım en öne çıkardığı program oldu. Yoksulluk politikalarıyla ilgili, şu ölçüde, bu ölçüde kendilerinin başarılı oldukların söylüyorlar. Đşsizlikle ilgili zaten o konuda herhangi bir iddiaları kalmadı, ama en çok öne çıkardıkları sağlık politikalarında kendilerini çok başarılı buluyorlar. Ben bu sağlık politikalarıyla ilgili, öncelikle bir şeyler söyleyeyim, sonra da Kamu Hastane Birliklerini bununla birlikte ele almayı planlıyorum. Çünkü, programın dışında bir şey değil bu zaten. Bir bütünlük içeriyor, onu sunumumda da paylaşmaya çalışacağım. 12

Bursa Tabip Odası, 2010 Şöyle bir küçük sıkıntıyı baştan paylaşmış olayım. Ben doğal olarak Sabahattin Beyin konuşmacı olacağını biliyordum ve aile yasa tasarısı da olsa, o bir pencereden bakar, ben de diğer pencereden bakarım. Eskiler nasıl derdi? `Barika-i hakikat, müsademe-i efkardan doğar böyle gerçeklerin kıvılcımı, fikirlerin çatışmasından, şimdi o yok. Hocam özetledi, ama neticede aynı pencereden de baktığımız için, bazı şeyler.. olabilir, onun için baştan özür dileyeyim. Değerli arkadaşlar; aslında 2003 yılının Haziranında ilan edilen Sağlıkta Dönüşüm Programına baktığımız zaman, temel ayakları olarak sağlığın finansmanında bir genel sağlık sigortası kurulmasın öngörüyordu. Bu genel sağlık sigortası kapsamındaki nüfusa belirlenmiş, sınırlanmış, bir temel teminat paketinin verilmesi öngörülüyor. Binci basamak sağlık hizmetlerinde sağlık ocaklarının kaldırılıp, aile hekimliğinin oluşturulması; ikinci basamak sağlık hizmetlerinde özel hastanelerin, özel sektörün en azından eskisine göre daha fazla payının artırılması ve eskiden birlik sözü sonradan çıktı, doğrudan sağlık işletmesi deniliyordu. Đlk taslaklar, tasarılar daha doğrusu öyleydi. Değişik bir kamu sağlık işletmeleri modeli de ikinci basamakta bu programda öngörülüyordu. Programın finansal yapısı olan genel sağlık sigortası biliyorsunuz, 60 küsur yıllık falan hikâyesi var. Benim bu takim edebildiğim 1946 Dr. Behçet Uzun 1. On Yıllık Sağlık Planında hatta, Sağlık Bankası ve Genel Sağlık Sigortası oradan başlayan, 60 yıl boyunca ben bile meslek hayatımda yarım düzine civarında genel sağlık sigortası ya da benzer sağlık sigortası tasarıları gördüm, biliyorum. Meclise gidenler oldu, gelenler oldu. Sonuçta; 200& da 60 yıl sonrasında yasalaştı. Mayıs ayında yanlış hatırlamıyorsam. Anayasa Mahkemesi birtakım maddelerini iptal edince, bir revizyondan geçirildi. Anayasa Mahkemesinin iptalinin çok daha geniş biçimde bir revizyondan geçirip, onun iptal etmediği, iptalle ilgili olmayan maddeler de ilginç bir şekilde konuşmamda da bahsedeceğim. Daha yürürlüğe girmeyen yasada eklerini çıkarıldı. Sonuçta da, 1 Ekim 2008 de GSS Genel Sağlık Sigortalı günler başladı. 60 yıllık rüya 1 Ekim 2008 de başladı. Aynı gün ne oldu? 31 Mayıs 2006 da kabul edilen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasında kamu, özel bütün 13

Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı Ne Getiriyor, Ne Götürüyor? basamaklarda hekim ve diş hekimi muayenelerinde 2 TL bir katkı payı vardı. Biz zaten o dönemde itiraz ettiğimizde, niye bu kadar itiraz ediyorsunuz topu topu 2 TL cik bir muayene katkı payı alcağız, vatandaş da bu kadar versin. Şu gerekçeyle, bu gerekçeyle falan diye. 1 Ekim 2008 de daha GSS devlet hastanelerinde 3, eğitim hastanelerinde 4, üniversite hastanelerinde 6, özel hastanelerde 10 TL ye çıktı, muayenelerdeki katılım payları. Danıştay iptal etti, ama sistemin mantığı katılım payları üzerine kurulduğu için, hükümet ısrarla devam ettirdi. 18 Eylül 2009 da yeni bir düzenleme yaptı. Birinci basamakta 2 bu da açtığımız davada iptal edildi, ama diğerleri devam ediyor. Devlet hastanelerinde 8, özel hastanelerde 15 TL. her muayenede katılım payı alınıyor. Bunları Haziran 2009 da torba yasanın içerisinde yeni bir düzenleme yapıldı. GSS de 2 TL lik muayene ücretlerinin 5 katına kadar çıkarma yetkisi vardı. 2009 un Haziran ayında bu yetki de on katına kadar tanındı hükümete. Yani, bu katılım payı 20 TL ye de çıkabilecek. Ayrıca, 2009 daki torba yasa içerisinde yapılan bir düzenlemeyle, yatan hastalardan da yüzde 1, bu iki katına da çıkabilecek. Yatan hastalardan da katılım payı alınması düzenlemesi getirildi. Bildiğim kadarıyla o henüz başlamadı. Orada da yüzde 1 az falan gözüküyor belki, ama önemli olan burada bir defa kural konuldu mu, o sonra gelişiyor. Mesela, yatan hastalardan katılım payı alınması, hele böyle hiç de tartışılmadan bir torba yasanın içerisinde geçirilmesi gerçekten çok ilginç. Muayenelerde ilaçlarda ortez-protezlerde, genel sağlık sigortası da katılım payları bununu bir gerekçesi var kendilerine göre. Vatandaş sigortası var, elinde de karnesi var, hele bir de emekli falan. Sürekli poliklinik poliklinik dolaşıyor, ona da yazık oluyor, sisteme de bir yığın masraf demek, istismar deniliyor buna. Bu istismar tartışılabilir. Hakikaten, bu işin patolojik boyutta olanlarını biz hastalık olarak tedavi etmeye çalışıyoruz. Đstismar tartışılabilir, ama gene de bir mantalitesi düşünülebilir, değerlendirilebilinir. Ama şimdi bakın, yatan hastadan katılım payı artık, dediğim gibi yüzde 1 hiç önemli değil. Yarın burada gördüğümüz gibi 2 TL üç dakikada 10 TL, 15 TL ye çıktı. Onun da ilerleyeceğini biliyoruz. Yani, vatandaş sigortası var diye, gidip ben şu hastanede bir 15 gün yatayım, şurada da bir 20 gün yatayım, şurada da 14

Bursa Tabip Odası, 2010 ameliyat olayım falan diyebilecek bir hali yok. Ama sistemin kendisi sürekli olarak vatandaştan daha fazla katılım payı almaya dayanıyor. Keza, 2006 da 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası çıktığı zaman, biliyorsunuz sistem şöyle işleyecekti. Sosyal Güvenlik Kurumuyla anlaşma yapan bütün hastaneler, kamu özel, üniversite vakıf, devlet hastanesi, ne varsa memlekette. Sosyal Güvenlik Kurumuyla anlaşma yaptıysa, genel sağlık sigortası kapsamındaki SGK lı hastalara bakacaklar, katılım payı olarak da otelcilik hizmetleri için bir para alacaklar. Öğretim üyeleri muayene ücreti, öğretim üyesini hasta tercih ederse, onun için bir ücret olacak; onun dışında hiçbir ücret almayacak, sıfır. 2008 de az önce de bahsettiğim gibi, Anayasa Mahkemesi kararıyla hiç ilgisi olmadığı halde, burada da ilave ücret adı altında bir para getirildi. Sayın Bakan her yerde söylediği, gazetelerde var, kayıtları var. Nasıl söyledi? işte özelde bir maliyet farkı var, o nedenle katılım payı getiriyoruz, ama bu yüzde 10 olur, yüzde 20 olur, bunun yukarısında olmaz taslak böyleydi, tasarı böyleydi 2008 de. Meclise geldi, Mecliste sayın milletvekillerimiz burada, onlar daha iyi biliyorlardır- benim izlediğim son anda bir önerge verildi, 15 dakikada yüzde 100 e çıktı. Yüzde 100 e çıkan ve iki tane mekanizma, hükümet o sene için ilan edecek, Sosyal Güvenlik Kurumu kabil edecek falan, tanımlayacak. Neticede, 2009 yılı için yüzde 30, özel hastanelere giden, Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamındaki hastalar, SGK nın ödediğinin dışında, yüzde 30 bir ilave ücret ödeme zorunluluğu geldi. 2010 a geldiğimizde, 1 Ocak 2010 dan itibaren değişti, ne oldu? Hastaneler sınıflandırıldı, Hocam, Kamu Hastane Birlikleriyle sınıflandırmada şüphelenmekte haklı, ben de o bağlantıyı kuracağım daha sonra. Puanlamasına göre, 800-1000 puan alan A sınıfı, bunlar yüzde 70 ilave ücret alacak vatandaştan. 600-800 B sınıf yüzde 60 alacak falan düşüyor. Sıfır puan da alsa, bu sıfırcılara nasıl böyle bir hak tanınıyor, onu da bilmiyorum, onlar da yüzde 30 alacaklar. Şimdi, hastaneler sınıflandırıldı diye düşündüğümüz zaman, bence olguyu çok iyi kavrayamıyoruz. Aslında, Türkiye'de formel olarak devlet tarafından hastalar sınıflandırılmış vaziyette. Cumhuriyet Gazetesinin çok güzel manşeti vardı Parası Olan A Sınıfı bu hakikaten böyledir. Bundan sonra vatandaşın yapacağı ameliyat mı olacak, açacak bakacak, Sağlık Uygulama Tebliğini, nedir 5 milyar, onu 100 e 15

Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı Ne Getiriyor, Ne Götürüyor? bölecek, 70 le çarpacak, 3,5 milyarı varsa gidecek,yandaki özel hastaneye, o çünkü A sınıfı, o yoksa 100 e bölecek, 60 la çarpacak, 3 ü varsa, ötekine gidecek, o da yoksa falan uzaklaşacak. Hiç yoksa, şimdilik kamu hastanelerine gidecek. Ona ne geleceğini göreceğiz. Sınıf meselesi benim gençliğimde falan öyle ağza alınmazdı, insan hayatını karartırlardı, memleketin bir sınıfının, öbür sınıfa tahakkümünü mü savunuyorsun? diye. Devlet şimdi vatandaşı sınıflara ayırmış vaziyette. Herkes artık kendi sınıfını bilecek, hastaneye öyle gidecek, öyle kendi sınıfının üstünde hastaneye gitmek falan yok. Bir başka şey buralarda nasıl işliyor, bilmiyorum. Tabii ki, bunlar kâğıt üzerinde. Đstanbul için söylüyorum, Đstanbul'da tamamen piyasa kuralı geçer. Kimisi o bölgede alabilecek halde değil, alacak olsa, vatandaş bunu ödemeyecek, gelmeyecek falan. O sadece Sosyal Güvenlik Kurumundan aldığı parayla, onunla da nasıl yapıyor, nasıl döndürüyor, bilemiyorum, ama döndürüyor. Kimisi de yüzde 600 alıyor arkadaşlar. Daha önce şöyle bir şey vardı. Aslında o sözleşmenin kurallarına daha önce tanımlanan otelcilik hizmetleri ve öğretim üyesiyle ilgili katkı paylarının üzerinde alınıyorsa, o hastanenin bir yıl sözleşmesi iptal edilecektir. Sonraki düzenlemede bundan da vazgeçildi, şimdi bir para cezası var. Onunun da hastaneler hesabını yapıyor. Alıyor, 100 bin lira koyuyor, eğer yakalanırsa, 20 bin lira ceza ödüyor. Hastane de kârlı, Sosyal Güvenlik Kurumu da kârlı, ama çıkan gene vatandaştan çıkıyor. Hatta, muhtemelen yüzde 500 alacak da, ona yüzde 100 daha ekliyor, yüzde 600 alıyor ve böyle bir piyasada giderek daha yaygınlaşıyor. Sağlıkta dönüşüm programında yaşadığımız önemli değişimlerden birisi sağlıkta taşeronlaşmanın hızlanması. 15-20 yıllık bir öyküsü var da, geçmişte de hastanelerimizde temizlikten başlandığı, çamaşırhanelerden falan başlandı, ama bu dönem gerçekten çok hızlandı. Sağlık Bakanlığı taşeron bakanlığa dönmüş vaziyette. 108 bin taşeron çalışanı var. Bütün o bakanlıkların içerisinde rekoru elinde tutuyor. Bilemiyorum, diğerleri taşeron çalıştırmadan devleti nasıl yönetmeye başarıyorlar, ama Sağlık Bakanlığı yönetemiyor, 108 bin taşeron çalıştırıyor. Acılarınızı tazelemek gibi olmasın. Buradaki devlet hastanesi yangınının siz yaşadınız. Bir taşeron firma ve ucuz malzeme kullanma kaç cana mal olduğunu 16

Bursa Tabip Odası, 2010 gördük. Türkiye'de sağlık reformu sırf taşeron bağlamında söylemiyorum, 8 yıldır bu ülkede sağlık reformu yapıyoruz diyorlar. Anlatıyorlar, şunları bunları başardık diyorlar. Genel olarak baktığınızda, zaten daha çok nicelik üzerinden konuşuyorlar, poliklinik sayılarını şu kadar artırdık, oda sayısını bu kadar artırdık, şu kadar MR çekiliyor falan. Ama kaliteye, niteliğe baktığınız zaman, 2005 Haziranında ilki Edirne de başlamıştı bebek ölümleri, onların otopsisini yapma şanssızlığı da bana düştü. O gün nöbetçiydim. Temmuzunda Manisa da, Ağustosta Kayseri de, 2008 Temmuz-Ağustos ta Ankara'da, Eylül de Đzmir'de, 2009 Temmuz unda Şanlıurfa da yeni doğan servislerinde bebekler toplu halde öldü. Klasik refleks önce toplu ölümü istatistikler böyle göstermiyor. Geçen sene de önce o reddediliyor, sonra kabul ediliyor. Sonra gerekçeler araştırılıyor, orada da ilk iddialar reddediliyor, ama baktığınız zaman, en başta gelen şüphelinin taşeronlaştırma olduğunu görüyoruz. Hakikaten, eskiden hastanelerde doktorun sirkülasyonu daha hızlıydı. Hemşireninki ona göre daha yavaştı, en yavaş olan hastamızın servislerimizdeki personeller de onlar 20 yıl orada çalışırlardı ve çalıştıkları için de neyin ne olduğunu bilirlerdi. Şimdi, bir gün gidiyorsunuz bir personel, ikinci gün gidiyorsunuz başka personel, üçüncü gün o çıkmış işten falan. Onun ne bir hizmetiçi eğitimi, ne oraya adaptasyonu mümkün değil. Sağlıkta taşeron, sağlık çalışanları bölümüyle ilgili bir slaydı özellikle hazırlamadım. Sadece iki şeyi, en azından iki cümle edeyim. Mersin de kamuoyuna yansıyan yaşanan örnekler. 1 Ocak 2008 de taşeron işçiler, yeni sözleşme yeni firma geliyor, çıkartılıyor. Hatırlarsınız, 45 yaşında bir işçi ağlıyor; koskoca adam ağlıyor. Karısı var, çalışmayan iki tane çocuğu var, kanserli bir annesi var ve onu işten atıyorsunuz. Onun yanında görüntülerde de vardı, bir tane de engelli bir işçi var. Tekerlekli sandalyede falan, onu da atmışlar. Genç bir çocuk da geliyor, bana helallik istiyorum senden falan diyor. Görüntülerinden çok anlaşılmadı, niye helalık istiyor, sonra anlaşıldı. O genç çocuk AKP nin Gençlik Kolları Başkanı, atılan o engelli vatandaşın yerine işe giriyor. Gene Mersin Hastanesinde hamile kaldığı için taşeron işçi atılıyor. Bakın, bir sağlık kurumunda, Sağlık Bakanlığının bir kurumunda, kadınlar hamile kalmazsa, hayat nasıl sürecek, nasıl bir dünya görüşüdür bu? Gene aynı Mersin de 40 yaşını 17

Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı Ne Getiriyor, Ne Götürüyor? aştığı için insanlar işten çıkartılıyor. Hiç kimse burada, ama bu taşeronun marifeti falan demesin, bu Sağlık Bakanlığının marifeti; Sağlık Bakanlığının denetiminde olan bir yer orası. Bu Hükümet, bizzat bu Hükümet emeklilik yaşını 65 e çıkardı. Hani, o insan 40 yaşından 65 yaşına kadar, diyelim ki 40 yaşına kadar primleri doldurur mu, dolduramaz mı, mümkün değil 7200 gün de, diyelim ki doldurdu. 65 yaşına kadar ne yiyecek, ne içecek, nasıl geçinecektir 25 yıl boyunca, ondan sonra emekli maaşını kazanacak. Hakikaten, hangi kitapta var, hangi kutsal kitapta var; hangi ahlâk anlayışında var, hangi dinde var, nedir bu? Bütün böyle her şeyi bir kâr hırsıyla, her şeyi sorduğumuz zaman, söylüyorlar taşeron şöyle fayda getirdi, şu kadar yaptık deniliyor. Yapmayın, ama burada da insanlar var. Çalışanlarla ilgili şeyi göreceğiz. Zaten, salt orada başlayan, bütün sağlık çalışanlarını kapsayan bir hale geliyor. Sağlıkta Dönüşüm Programının 7-8 yılına baktığımız zaman, önemli bir ekseninde aslında bir bölüşüm programı olduğunu görüyoruz. Son yılların en kârlı alanlarından birisi haline geldi. Sağlık krizden falan de pek etkilenmiyor. Diğer sektörler gibi, insanlar sağlıktan kesmiyorlar çünkü. Hakikaten herkes kazanıyor. Đstanbul'da boş arsa kalmadı neredeyse. Böyle benzincinin yanında arsa bulan, hiç öyle benzinci varmış, onu çıkartıyor. Belediyelerden imarını geçiriyor. Hastane dikmeye başladı, ama bir başka şey, Türkiye'de kapitalizmin altın kuralı herhalde bu. Đktidara en yakın olan en çok kazanıyor. Đsmini vermekte hiçbir sakınca yok; sizin burada da biliyorum. Medikal Park Hastanesi. 2002 de AKP nin iktidara geldiğinde, Đstanbul'da 70 yataklı bir tane hastaneydi. Gaziosmanpaşa; Sultan çiftliğinde daha önce başladılar poliklinikte falan. Sonra, Sultan Hospıtal ı kurdular, 2002 de AKP iktidara geldi, 70 yataklı tek hastaneydi. Benim izlediğim, rakamlarımız bazen çelişebiliyor. Geçen hafta çıkardığım 14, 2000 yataklı 14 hastane. AKP en öne geçmiş vaziyette. Bütün diğeri grupları sollamış ve bu kadar büyüyen başka bir şey herhalde AKP iktidarı döneminde başka sektörlerde de 20 kat büyüyen bir şirket falan olmadı. AKP yle ne ilişkisi var diyebilirsiniz. Đki büyük ortağın birisi, tanırım, kulak burun boğazcı, üyesi zaten. Öteki Star Gazetesi, Kanal 24 ün falan sahibi, Hedef Ecza Deposunun sahibi Ethem 18

Bursa Tabip Odası, 2010 Sancak. Đktidarla olan yakınlığı bilinmeyen bir şey değil. Zaten, kendisi beyanat verdi. Zaman Gazetesinde bu beyanatı. 5 Ekim 2008 de Tayyip Erdoğan idolüm, ben onun sevdalısıyım diyor. Gençlik yıllarındaki idolünü de biliyorum da, siyaset bölümüne girmeyeyim. Gençlik yıllarında da Doğu Perinçek ti idolü. Dediğim gibi, Doğu Perinçek in partisinde 40 yıl birlikte çalıştı. Şimdi de, paranın buradan geleceği, değişik bir şey oluyor. Đdoller dediği, tercihler dediği şey, her bir şeyi konuşuyor. Hakikaten, başka söylentiler ayrı bir şey, ama hani bu memleketin sırtını siyasete dayayıp, sırtını iktidara dayayıp falan zenginleşme yoktu, bitmişti o dönemler. Nasıl oluyor bu sağlıkta, nasıl böyle en yakın olan en çok büyüyor? Kendisi gelemedi, ama midi poliklinikleri de bahsedeceğim. Önemli bir gelişme sağlıkta özel sektör büyürken, bir yığın yabancı sermaye girişi başladı. Acıbadem bir Körfez grubuna sattı ve yüzde 40 bir Amerikan şirketine sattı. Bu daha yeni Dünya Göz yine Körfez sermayeli grubuna yüzde 30 sattı. Đstanbul'da daha küçük çaplı Şafak Grubu vardır, yüzde 50 Yunanlı bir gruba sattı. Denit Đstanbul o tamamen Amerikalı bir şirkete satıldı. Burada ben tabii sermayenin gelmesinin de, yani sömürü aracı olarak kullanılan her türlü araca karşıyım. O açıdan yerlisinin de, yabancısının da, memleket açısından hayırlı olmadığını düşünüyorum. Ama tabii ki, bütün gelişimi farklı bir yöne çekecek bir değişiklik. Çünkü, Türkiye'deki özel sağlık sektörüne baktığımız zaman, analizlerinde de ayrıntılı olarak vardı. Zaten, böyle büyük çaplı olarak özelleştirmeyi de becerebilecek şu yapıyla gözükmüyor. Yabancı sermayenin girişi aslında özelleştirmeyi hızlandıracak. Burasını anladım, ama Ankara Etlik ve Kayseri için açıldı. Bu kamu-özel ortaklığı diye bir şey var. Onlarda gözüken yabancı şirketler çok daha hızlı girecek. Bütün bunlar oluyor, güzel. Hani belli ki şöyle düşünebilirsiniz. Sermayenin yerlisine de, yabancısına da pek hoş bakmıyorsunuz, falan ama, vatandaş için iyi bir şey de olabilir. Ne oluyor? Özel sektör gelişiyor da kötü mü oluyor denilirken, vatandaş gözüyle bakabiliriz buna, benim gözümle bakabiliriz, ama başka bir gözle bakalım. Bakın, Eray Tapucuoğlu, Dünya Göz Hastanelerinin sahibi, bir hastane patronu bu. Onun gözüyle bakalım. Gazetelere yansıdı zaten. Bakanlar da vermiş. Sosyal Güvenlik Kurumu katarakt ameliyatı için 850 milyon para veriyordu, herkes merdiven 19

Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı Ne Getiriyor, Ne Götürüyor? altında ameliyathane kurdu. Başladılar ameliyat yapmaya SGK da bunu fark etti, parayı 350 ye indirdi. Onlar da malzemeden kıstılar. Bir yılda Dünya Göz Hastanelerinde, arkadaşlara söyledim, bir yıllık bir tarama yaptılar, 2200 hasta başka hastanelere gitmiş ameliyat olmuş, sonra gözü zarar gördüğü için bize gelmiş diyor. Bakın, bu iddia ve bunun dosyasını ben Başbakana verdim diyor. Bu iddia, hakikaten bir Sağlık Bakanını, en azından bir açıklığa kavuşturur, yoksa yerinde duramaz yani. Sosyal Güvenlik Kurumunun politikaları yüzünden 2200 tane insanın gözünün zarar gördüğü iddiasında. Denilebilir ki, bu ticaret, bu iddia da yalan. Öbür hastaneye gitseniz denilebilir ki, o da bir yerde Dünya Göz bunu yapıyor. En azından, bir mantığa oturuyor. 850 veriyorsun her yere hastane açılıyor, 350 verince malzemeden kesiliyor. Erken cumhuriyet döneminde bulaşıcı hastalıklara karşı savaş. O zaman, vatandaşı bilinçlendirmek için bildiriler, afişler falan var. Bende o yıllardan kalan bir tane var. Gözleri kör eden travma hastalığı bu da gözleri kör eden Genel Sağlık Sigortası. Sosyal Güvenlik Kurumu politikaları yüzünden insanlar gözlerinden oluyor. Hekimler açısından yansıması nasıl oldu? Birçok şey söylenebilir. Hamdi Hocam da söyledi. Bir kere bu tamgün meselesi hani gerçekten artık Sabahattin Bey burada olsaydı, öyle bir savunurdu, bilmiyorum ama, şu gerçekten kabul edilir bir şey değil. Tamgün değişik biçimlerde tartışılabilir, ama Sayın Bakanın da sık sık yaptığı bıçak parasını gündeme getiriyorlar. Bıçak parası bir yönüyle tartışılabilir, ama Allah aşkına özel hastaneler uçak parasını serbest bırakan siz değil misiniz? Vatandaş olarak ben vergi veriyorum, prim ödüyorum, katılım payı ödüyorum, üzerine bir para daha ödüyorum. Bunu muayenehanede ödemişim, özel hastanede ödemişim, ne farkı var, bunu hiç kimse bize söylemesin; hiç kimse söylemesin. Buradaki hedef gayet açık, kamuda olsun, özelde olsun doktorların pazarlık gücünü elinden almak ve ücretlerini düşürmeye yönelik bir düzenleme. Sağlık uygulama tebliğleri takip etmekten perişan olduk. Reçeteler sürekli kısıtlanıyor, performansa dayalı bir ücretlendirme sistemi var ki, evlere şenlik. 30 tane ameliyat yapan iki hekim. Birisinin yaptığı ameliyatlar pırıl pırıl gidiyor, öteki hastanede dolaşıp duruyor, hiç fark etmiyor. 30 ameliyat yaptıysa, ikisinin de performansı aynı. 20