II. ÇALIŞMA OTURUMU. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Rekabet Kurumu 2.Başkanı



Benzer belgeler
DÜNYA İTHALATÇILAR LİSTESİ

İHRACAT-İTHALAT

İhracat-İthalat

Medya Paylaşım Toplantıları 15

DÜNYA EKONOMİK FORUMU (WEF) Küresel Rekabetçilik Endeksi nde Türkiye nin Yeri

Türkiye de Bankacılık Sektörü Aralık

Türkiye Ekonomisinde Büyüme ve Rekabet Politikası

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat 2012

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran 2012

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık

TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİODASI ANKARA ŞUBESİ

tepav Etki analizi neden önemlidir? Güven Sak Ankara, 22 Şubat 2007 economic policy research foundation of turkey

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan

MEKSİKA KOLOMBİYA. SEKTÖREL TİCARET HEYETİ Mart 2017

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

Türkiye de Bankacılık Sektörü Aralık

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

UDY Akışları Önündeki Risk Faktörleri

2013 Steinbeis Partner for innovation Technology.Transfer.Application.

AYDIN TİCARET BORSASI

UN SEKTÖRÜ DIŞ PAZAR ARAŞTIRMASI

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık

AYDIN TİCARET BORSASI

T. C. KARACADAĞ KALKINMA AJANSI Diyarbakır Yatırım Destek Ofisi

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos 2012

ÖZEL SEKTÖRÜN YURTDIŞINDAN SAĞLADIĞI KISA VADELİ KREDİ BORCU İSTATİSTİKLERİ Ağustos İstatistik Genel Müdürlüğü Ödemeler Dengesi Müdürlüğü

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak 2013

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

İhracat-İthalat

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

AYDIN TİCARET BORSASI

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AYDIN TİCARET BORSASI

BÜRO, MUHASEBE VE BİLGİ İŞLEM MAKİNELERİ İMALATI Hazırlayan M. Emin KARACA Kıdemli Uzman

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği. Dünya da ve Türkiye de Ekonomik Görünüm

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım 2012

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz

GLOBAL EKONOMİK GELİŞMELERİN SAĞLIK SEKTÖRÜNE ETKİLERİ. Uğur Genç CEO Memorial Sağlık Grubu

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

BAKANLAR KURULU SUNUMU

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Mart 2016

DOĞRUDAN YABANCI YATIRIM

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

Temel Ekonomik Göstergeler. İzmir

KA-1 : Öğrenme Hareketliliği

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AYDIN TİCARET BORSASI

Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat 2014

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz 2013

AYDIN TİCARET BORSASI

TEKNOLOJİ EKONOMİ POLİTİKA - III TÜRKİYE DEKİ AR-GE VE YENİLİK FAALİYETLERİ

DİYARAKIR DIŞ TİCARETİ 2014

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık

Tüketici güveni yılın en düşük seviyesinde

DIŞ PAZAR ARAŞTIRMASI

AYDIN TİCARET BORSASI

Tuzaktan çıkmak için sanayisizleşmeyi durdurmak gerekmektedir

tepav Etki Analizi ve TEPAV ın gündemindeki yeri Güven Sak Ankara, 8 Nisan 2008 Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLAR 2010 YIL SONU DEĞERLENDİRME RAPORU

AYDIN TİCARET BORSASI

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı PERAKENDE. nerden, nereye? Sarp Kalkan. 20 Kasım 2013

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan 2013

AYDIN TİCARET BORSASI

Berlin Ekonomi Müşavirliği Verilerle Türkiye-Almanya Ekonomik İlişkiler Notu VERİLERLE TÜRKİYE-ALMANYA EKONOMİK İLİŞKİLERİ BİLGİ NOTU

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak 2014

TÜFE de Türkiye geneli yıllık enflasyon %7,88, TR21 Bölgesinde ise %7,85 olarak gerçekleşti

Transkript:

II. ÇALIŞMA OTURUMU Başkan : Prof. Dr. Erdoğan ALKİN İstanbul Ticaret Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi Uluslararası Ticaret Bölüm Başkanı 3. Tebliğ : Geçmişten Günümüze Türkiye Ekonomisinin Yapısal Dönüşüm Dinamikleri Konuşmacı: Prof. Dr. A. Erinç YELDAN Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı 4. Tebliğ : Özel Sektörün Rekabet Yetkinliği ve Gelecek Perspektifi Konuşmacı: Prof. Dr. Metin TOPRAK İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Rekabet Kurumu 2.Başkanı 165

166

Prof. Dr. Erdoğan ALKİN İstanbul Ticaret Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi Uluslararası Ticaret Bölümü Başkanı Evvela Ahmet kardeşimi, öğrencimi kutluyorum. Rahmetli Prof. Dr. Orhan Dikmen hocamız vefat ettikten sonra Prof. Dr. Ahmet İncekara bu görevi üzerine alıp o karmaşık yapıyı beş senedir başarıyla sürdürmesi ve bu işlerle uğraşmasını kutluyorum. Öncelikle kısa bir şey anlatmak istiyorum. Mücap Ofluoğlu nun güzel bir hikayesi vardır. İzmir de bir fuarda, sene 1949 makbet oynanıyor. Dankın ın uzun bir tiradı vardır, oyunun sonunda. O mevsimde yağmur çiselemeye başlamış. Mücap Ofluoğlu; abi konuşmayı kes yağmur başladı. Tabi gülmekten ne fiyes kalmış ne bir şey. Bir iki şey daha söylemek istiyorum. Algılama yanlışı. Cevdet Beyin söylediği çok doğru. Türkiye de bir algılama yanlışı var. Bazen insanlar aşırı karamsar bazen aşırı iyimser olabiliyor. Ama beş defa zatürre olmuşsanız her hapşırmanız da acaba dersiniz. Yani ben hatırlıyorum, 58 krizi, 69 krizi, 73 krizi, meşhur transferlerin durduğu 17 Şubat 1977 krizi, arkasından 94 krizi şimdi böyle bir hayatı yaşayan milletin işkilli olmaması mümkün değil. Yabancılar, Türkiye ekonomisine geri dönmediklerinden ve genellikle 2008 krizine hep bir şoklardan değil mesela 73 petrol şokudur. Hep kendi marazımızdan Türkiye ekonomisini krize soktuğumuzu da yani sabıkalı olduğumuzu da çok iyi biliyorlar. Onun için onları da fazla kınamamak lazım. Bir iki sözde Çin, Çin lider olur mu? Benim şöyle bir endişem var. Boğaziçi Üniversitesine bir hoca gelmişti. Dedi ki; şuanda Sovyetler Birliği savunma halinde dedi. Üç taraftan kuşatıldı. Çin eğer belli bir süre aynen Hitler i iktidara getiren Alman kompleksi gibi bu kadar önemli iktisadi atılımlar yaptığı halde dünya liderliğine geçemediğini görüp, askeri terörle Dünyaya liderlik hissine kapılırsa, Dünya için çok büyük bir tehlikedir. Benim kanaatim budur. Ben demokrasiye çok inanıyorum. Çin in başındaki dertlerden en büyüğü beklide ekonomik olmaktan çok demokrasiye geçmeye mecbur hisse- 167

derse kendini, bu ağır yapıyı nasıl dönüştürecek? Popüler kültür. Yani bugün Amerika eğer Dünyada lider bir durumdaysa popüler kültürün etkisini ihmal mi edeceğiz? Bugün Çin dışında Dünyada Çin romanı okuyan kaç kişi var? Acaba İngilizceyi, Fransızcayı, Almancayı kaç tane Çin romanı tercüme ediliyor. Özellikle popüler kültür dediğimiz, bir Çin şarkısı hatırlayan, söyleyen var mı? Benim gençliğimde bir Sayonora diye bir Japon şarkısı vardı. Yani popüler kültürde de eğer bir şey yapamazsanız sadece öyle tarihsel Konfüçyüs lerle vs. yapılan bu işleri idare etmek mümkün değil gibi görünüyor. Ben eğitimin son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Bana göre gelişmekte olan herhangi bir ülke hala eğitimini belli ideolojik temellere dayandırmak istiyorsa, kesinlikle tuzaktan kurtulamaz. Bir ülkede eğitimin teknolojik atılım yapması için, bilimsel atılım yapması için, felsefede atılım yapması için, sanatta atılım yapması için evvela eğitimi ideolojiden kurtarması gerekir. O yasak bu günah dedikçe, insan serbest düşünmedikçe bu işin gelişmesi mümkün değil. Mesela Sayın Evren demişti ki, üniversiteye YÖK geldi hürriyet gitti. Gitsin labaratuar a çalışsın. Karışan mı var. Adamın sakalına, giyim kuşamına, yediğine içtiğine karışıyorsun. Adamda huzur mu var gitsin labaratuar da çalışsın. Sözü Sayın Yeldan a bırakıyorum. 168

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE EKONOMİSİNİN YAPISAL DÖNÜŞÜM DİNAMİKLERİ Prof. Dr. A. Erinç YELDAN Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı 28 Kasım 2012, İSTANBUL 169

170

Değerli katılımcılar, sunumum hem yeni hem farklı olacak. Çok hızlı olarak bir iki noktaya değinmek istiyorum. Türkiye, yapılan sıralamalarda ekonomik rekabetçilikte ve eğitim rekabetçiliğinde çok parlak noktalarda değil. Eğitim rekabetinde göreli konumumuz Dünyada, ekonomideki konumumuzdan daha geri. Bunu önemli bir tespit olarak görüyorum. İlköğretimde, Lisede, Yüksek Öğretimde eğitim reformu yapıyoruz. Dolayısıyla Türkiye hem ekonomideki rekabet hem insan kaynakları bakımından iş yapma kolaylığı bakımından başta olacak ya da bölgesel olarak söz sahibi olacak. Bölgesel deyince sadece Arap ülkeleriyle karşılaştırmıyorum, merkezi Doğu Avrupa ve Avrupa Birliği ile de karşılaştırıyorum. Burada ciddi bir handikabımız var, keza ölçüleri ortada. Rekabetçiliğin dayandığı faktörler var. Bu faktörlerin önündeki engellerden sonra Türk firmaları ne durumda oraya bağlayacağım. Kalkınma Bankası araştırmasını, Merkez Bankasının sektör bilançoları ve TÜİK in yoğunlaşma çalışmaları var onları aldım ve bunları size sunacağım. 171

172

173

174

175

176

İktisadi Araştırmalar Vakfı: 50 Yılda Türkiye Ekonomisinin Dönüşümü: Özel Teşebbüs Dinamiği ÖZEL SEKTÖRÜN REKABET YETKİNLİĞİ VE GELECEK PERSPEKTİFİ Prof. Dr. Metin TOPRAK İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Rekabet Kurumu 2.Başkanı metin.toprak@istanbul.edu.tr İstanbul Ticaret Üniversitesi, 28 Kasım 2012, İstanbul 177

Giriş 1. Özgürlüklerin Düzeyi ve Türkiye nin Performansı 2. Rekabet Düzeyinin Belirleyicileri ve Ülkelerin Yenilik Performansı 3. Mülkiyet Hakları ve Patent 4. Türkiye Ekonomisinin Sektörel Bazda Rekabetçilik ve Performans Düzeyi 5. Avrupa Birliği 2020 Vizyonu ve İnovasyon Performansı 6. Dünyada AR-GE Harcamaları ve Türkiye nin AR-GE Performansı 7. Ticarette, Tasarruflarda ve Yatırımlarda Küreselleşme Düzeyi Sonuç ve Değerlendirme Veri Kaynakları 178

Sayın Başkanım, Sevgili Hocalarım, Değerli Genç Meslektaşlarım, Değerli Konuklar, Giriş Türkiye ekonomisinin gücü, özel sektörün gücü rekabetçi niteliğinde yatar. Özel sektör, rekabette ne kadar yetkin olursa, gücü de o derece pekişmiş olur. Literatürde politik ve sivil özgürlüklerin ekonomiyi geliştirmede hazırlayıcı koşullar olduğu yönünde pek çok çalışma yapılmıştır. Politik ve sivil özgürlüklerin tamamlayıcısı olan diğer bir özgürlük alanı ise ekonomik özgürlüklerdir. Bir ülke politik, sivil ve ekonomik özgürlüklerde ne ölçüde yüksek skorlara sahipse, ekonomik performansı, hem birey başına refahta hem de ulusal düzeyde o denli yüksek olmaktadır. Rekabet düzeyini betimleyen faktörler, kurumlar, altyapı, makroekonomik ortam, sağlık ve temel eğitim, yükseköğretim ve mesleki eğitim, mal piyasası etkinliği, işgücü piyasası etkinliği, finansal piyasaların gelişmişlik düzeyi, teknolojik imkânlar, piyasa büyüklüğü, iş dünyasının gelişmişlik düzeyi ve yenilik olarak kategorize edilmektedir. Bu çalışmanın ilk kısmı uluslararası eğilimler ışığında Türkiye de politik, sivil ve ekonomik özgürlükler, şeffaflık, insani gelişme, iş yapma kolaylığı, eğitim rekabeti, mülkiyet hakları ile temel eğitimdeki bilimsel yetkinlik düzeyini incelemektedir. Türkiye nin içinde yer aldığı ülke grubu, faktör verimliliği ile yenilik ekonomisi grubundaki ülkeler arasındaki geçiş grubudur. Mülkiyet hakları, patent başvuruları ve alınan patentler, imalat sanayileri bakımından performans düzeyi bu çalışmada sırasıyla ele alınan konulardır. AB 2020 vizyonu, Türkiye ekonomisi bakımından ufuk açısı ve referans olması bakımından işlenen diğer bir konudur. Tasarruf ve yatırımların ulus- 179

lararası serüveni son kısımda analiz edilmekte ve Türkiye nin sahip olduğu görünüm değerlendirilmektedir. 1. Özgürlüklerin Düzeyi ve Türkiye nin Performansı a. Politik ve Sivil Özgürlükler Türkiye ekonomisinin genel olarak rekabet düzeyine bakmadan önce politik ve sivil özgürlüklerde nerede konuşlandığını resmetmek gerekiyor. Ekonomik gelişmişliğin politik ve sivil özgürlüklerle birlikte gittiği, hatta politik ve sivil özgürlükleri beslediği yönünde kayda değer bir literatür mevcuttur. Freedom House, Fraser Institute, Heritage Foundation, Transparency International, BM Kalkınma Programı, Dünya Ekonomi Forumu, Maastricht Üniversitesi IMD Okulu, Dünya Bankası, Dünya Mülkiyet Hakları Örgütü ve nihayet OECD gibi örgütlerin ölçümleri esas alındığında; Türkiye nin gelişmiş ülkeler liginin hep son sıralarında yer aldığı dikkat çekiyor. Politik ve sivil özgürlüklerde gelişmiş ülkeler tam özgür sınıfında yer alırken, Türkiye kısmen özgür kategorisindedir. Türkiye milli gelir büyüklüğü itibariyle sahip olduğu sıralamayla mukayese edilemeyecek kadar düşük bir performans göstermektedir. Türkiye son yıllarda politik ve sivil özgürlükler konusunda toplumun geneli bakımından önemli bir adım atmasına rağmen, son birkaç yılda darbe ve etnik vurgulu terör olaylarından ötürü adliye ve asayiş uygulamaları, Türkiye nin temel hak ve özgürlükler konusunda karnesinde iyileşme olmasına imkân vermemektedir. Uluslararası Şeffaflık kuruluşunun 2012 yılı raporuna göre Türkiye yolsuzluk algısı içinde 182 ülke arasında 61 inci sıradadır. Yoksulluğun hiç olmadığı durum 10 tam puan üzerinden ifade edilirse, Türkiye nin skoru 4,2 dir, yani 50 puanın da altındadır. b. Ekonomik Özgürlükler, Mülkiyet Hakları, Büyüme ve Eğitimde Rekabet Ekonomik özgürlükler bakımından Türkiye nin konumu politik ve sivil özgürlüklere oranla daha parlak değildir. Heritage ın 2012 yılı raporuna göre 184 ülke içinde Türkiye nin sırası 74 tür. 100 tam puan üzerinden aldığı puan 62,5 tir. İnsani gelişme bakımından Türkiye üst-orta gruptaki ülkeler arasındadır. Ne var ki, yine de insani gelişmişliği oldukça düşük bir ekonomidir. 180

İnsani gelişmişlik bakımından Türkiye 187 ülke içinde 92 nci sıradadır. 1000 tam puan üzerinden Türkiye nin puanı 699 dur. İş yapma kolaylığı bakımından Türkiye 183 ülke içinde 71 inci sıradadır. Türkiye ekonomisinin büyüklük olarak ilk 20 ekonomi arasında yer aldığı ve Batı blokuyla uzun tarihi ekonomik ilişkileri dikkate alındığında, iş yapmadaki yapısal sorunları halen aşamaması üzerinde düşünülmesi gereken bir handikaptır. Türkiye, mülkiyet haklarının korunması bakımından da görece ciddi zaafiyet içindeki bir ekonomidir. Yasal ve politik çevre, fiziki mülkiyet hakları ile entelektüel mülkiyet haklarını birlikte ifade eden mülkiyet hakları endeksinin değeri 10 tam puan üzerinden Türkiye için 5,3 tür. Türkiye mülkiyet haklarının korunması bakımından 130 ülke arasında 65 inci sıradadır. İnsan kaynağı bakımından ciddi nitelik açığının bulunduğu diğer bir alan temel eğitimdeki kalite düşüklüğüdür. Türkiye PISA skorlarında OECD ülkeleri içinde en alt sırada yer almaktadır. Bütün bu göstergeler birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye nin orta teknoloji tuzağı, orta nitelikli insan kaynağı tuzağı veya daha yaygın kullanımıyla orta gelir tuzağına yakalanmış bir ülke görünümünde olduğu söylenebilir. 181

Tablo 1.1. Ekonomik, Politik ve Sivil Özgürlükler Araştırma alanı En yüksek değer veya referans değer Türkiye nin derecesi/sırası Göreli pozisyon Freedom House (2012) Politik haklar ve sivil özgürlükler Tam özgür Kısmen özgür 205 ülke içinde Fraser Institute (2010) (10: en çok özgür, 1: en az özgür) Heritage Foundation (2012) (100: en çok özgür, 0: en az özgür) Ekonomik özgürlük 10 6,92 Ekonomik özgürlük 100 62,5 Transparency International (2012) (10: yolsuzluk hiç yok, 1: yolsuzluk en fazla) Yolsuzluk algısı 10 4,2 BM Kalkınma Programı (2011) (1: en çok gelişmiş, 0: hiç gelişmemiş) Dünya Ekonomi Forumu (2012/2013) (7: en çok rekabetçi, 1: en az rekabetçi) Dünya Rekabet Yıllığı (2012) Institute for Management Development (100: en çok rekabetçi, 0=Rekabetçi değil Dünya Rekabet Yıllığı (2012) Institute for Management Development (100: en çok rekabetçi, 0=Rekabetçi değil İnsani gelişme 1 0,699 Küresel rekabet 7 4,45 Küresel rekabet 100 38 (62,24) Eğitim rekabeti 100 45,96 (2010: İzlanda 1 inci: 72,19) Dünya Bankası (Haziran 2011)* (1: iş yapma en kolay, 183: iş yapma en zor) İş yapma kolaylığı 1 71 Uluslararası Mülkiyet Hakları Endeksi (IPRI, 2012) (1: en az korunuyor, 10: en çok korunuyor) OECD (2010) (Programme for International Student Assessment) PISA (15 yıl 3 ay-16 yaş 2 ay arası) (OECD 400-600 arasında değişiyor) Mülkiyet hakkı (Yasal ve politik çevre; fiziki mülkiyet hakları, entelektüel mülkiyet hakları) Sözel-Matematik-FKB Kore-S:539, M:546, FKB:538 Finlndy-S:536, M:541, FKB:554 600 OECD ortalaması: S:493, M:496, FKB:501 5,3 (Finlandiya 1 nci: 8,6) S.464, M:445, FKB:454 144 ülke içinde 75 inci 184 ülke içinde 74 üncü 182 ülke içinde 61 inci 187 ülke içinde 92 nci 144 ülke içinde 43 üncü 59 ülke içinde 48 inci 59 ülke içinde 51 inci 183 ülke içinde 71 inci 130 ülke içinde 65 inci 34 OECD üyesi içinde 32 nci (Meksika+Şili) 182

c. İş yapmanın Önündeki En Önemli Zorluklar Dünya Ekonomi Forumu (2012), ABD için iş yapmanın önünde en fazla engel oluşturan faktörleri şöyle tespit etmektedir: Vergi oranları (%14,8), yetersiz devlet bürokrasisi (%13,2), finans kaynağına erişim (%12,9), vergi düzenlemeleri (%10,9), enflasyon (%9,8), ulusal işgücünde zayıf iş etiği (%6,7), yetersiz eğitimli işgücü (%5,3), siyasi istikrarsızlık (%5,7), kısıtlayıcı işgücü düzenlemeleri (%5,4), yetersiz altyapı sunumu (%3,2), hükümet istikrarsızlığı/yozlaşma (%2,7), yozlaşma (%2,5), suç ve hırsızlık (%2,1), zayıf halk sağlığı (%2,0) ve yabancı para düzenlemeleri (%1,9). Türkiye de iş yapmanın önündeki en önemli engeller, cevaplayanlara göre şöyle sıralanmaktadır: Vergi oranları (%15,4), devlet bürokrasisindeki yetersizlikler (%14,0), vergi düzenlemeleri (%10,3), yetersiz eğitimli işgücü (%9,6), döviz rejimi (%8,7), Finansal kaynaklara erişim (%7,9), kısıtlayıcı işgücü düzenlemeleri (%7,8), yetersiz altyapı sunumu (%7,7), siyasi istikrarsızlık (%7,3), işgücü piyasasında zayıf iş etiği (%4,6), yozlaşma (%2,5), zayıf halk sağlığı (%1,5), hükümet istikrarsızlığı/yozlaşma (%1,3), enflasyon (%1,2) ve suç ve hırsızlık (%0,3). Türkiye de yetersiz iç tasarruflar, vergi bürokrasisi, yetersiz sayıdaki nitelikli işgücü ile maliyetli işgücü düzenlemeleri bu alanda temel darboğazlar olarak dikkat çekmektedir. 2. Rekabet Düzeyinin Belirleyicileri ve Ülkelerin Yenilik Performansı a. Rekabet Düzeyinin Belirleyicileri Dünya Ekonomi Forumu (WEF) rekabetçiliği belirleyen faktörleri oniki kategoride toplamaktadır. Buna göre kurumlar, altyapı, makroekonomik ortam, sağlık ve temel eğitim, yükseköğretim ve mesleki eğitim, mal piyasası etkinliği, işgücü piyasası etkinliği, finansal piyasaların gelişmişlik düzeyi, teknolojik imkânlar, piyasa büyüklüğü, iş dünyasının gelişmişlik düzeyi ve yenilik. Bu oniki faktör ve bileşenlerine bakıldığında, Türkiye nin konumunun büyük ölçüde makul olduğu ve geliştirilmeye açık alanların da netleştiği değerlendirmesi yapılabilir. Bu faktörler rekabetçiliğin seviyesi ve sürdürülmesi konusunda da belirleyicidir. Buna göre, sürdürülebilir rekabetçilik endeks çerçevesi başlıca beş 183

kategoride konsolide edilen faktörlere dayanmaktadır: insan sermayesi, piyasa koşulları, teknoloji ve yenilik, politik ortam ve belirleyici koşullar ile fiziksel ortam. Kurumlar kategorisinin altındaki faktörler: Mülkiyet hakları, entelektüel mülkiyetin korunması, kamu fonlarının çeşitliliği, siyasilere güven, düzenlenmemiş ödemeler ve rüşvet, yargı bağımsızlığı, devlet memurlarının kararlarında kayırmacılık, devlet harcamalarında israf, kamu regülasyon yükü, anlaşmazlıkların çözümünde yasal çerçevenin etkinliği, birbiriyle girift olan regülasyonlarda yasal çerçevenin etkinliği, devletin politika tespitlerinde şeffaflık, iş dünyasının daha iyi performans göstermesinde devlet hizmetleri, terörün iş dünyasına maliyeti, suç ve şiddetin iş dünyasına maliyeti, örgütlü suçlar, polise hizmetlerine güven, şirketlerin etik davranış düzeyi, kamu gözetimi ve raporlama standartlarının gücü, şirket kurullarının etkililiği, azlık şirket hissedarlarının korunması, yatırımcı korunmasının düzeyi. Altyapı kategorisinin altındaki faktörler: Bir bütün olarak altyapının kalitesi, karayollarının kalitesi, demiryolu altyapısının kalitesi, liman altyapısının kalitesi, ulaştırma altyapısının kalitesi, nüfus başına düşen havayolu yolcu kapasitesi, elektrik arzının kalitesi, mobil telefon aboneliğinde yaygınlık, sabit telefon hat mevcudu. Makroekonomik ortam kategorisinin altındaki faktörler: Milli gelirin oranı olarak devlet bütçesi, tasarruf oranı, enflasyon oranı, milli gelirin oranı olarak kamu borç oranı, ülkenin kredi reytingi. Sağlık ve ilköğretim kategorisinin altındaki faktörler: Vebanın iş dünyasına etkisi, veba yaygınlığı, verem yaygınlığı, AIDS yaygınlığı, yetişkin nüfusta AIDS yaygınlığı, erken çocuk ölüm oranı, yaşam beklentisi, ilköğretimin kalitesi, ilköğretime kayıt oranı. Yükseköğretim ve mesleki eğitim kategorisinin altındaki faktörler: lise eğitimine kayıt oranı, üniversiteye kayıt oranı, eğitim sisteminin kalitesi, matematik ve fen eğitiminin kalitesi, işletme okullarının kalitesi, okullarda internet erişimi, AR-GE eğitim hizmetlerine erişim, personel eğitim kapsamı. Mal piyasasının etkinliği kategorisinin altındaki faktörler: Yerel rekabetin yoğunluğu, piyasaya hâkimiyetin kapsamı, anti-tekel politikasının etkinliği, vergilemenin kapsamı ve etkisi, karlarda toplam vergi oranı, bir işyeri açmadaki prosedür sayısı, bir işyeri açmada harcanan gün sayısı, tarım poli- 184

tikasının maliyeti, dış ticaret engellerinin yaygınlığı, dış ticaret tarifelerinin oranı, yurtdışı yerleşiklerin mülkiyet yaygınlığı, doğrudan yabancı yatırımlara yönelik düzenlemelerin iş dünyasına etkisi, gümrük prosedürlerinin yükü, ithalatın milli gelire oranı, müşteri oryantasyon derecesi, satınalıcının gelişmişlik düzeyi (sofistikasyon). İşgücü piyasasının etkinliği kategorisinin altındaki faktörler: İşçi-işveren ilişkilerinde işbirliği, ücret belirlemede esneklik, işe alma ve işten çıkarma uygulamaları, gereksiz maliyetler ve haftalık ücretler, ödeme ve verimlilik, profesyonel yönetime dayanma, beyin göçü, erkeklerin oranı olarak kadınların işgücüne katılımı. Finansal piyasanın gelişmişlik düzeyi kategorisinin altındaki faktörler: Finansal hizmetlere erişim, finansal hizmetlerin maliyetini karşılayabilme düzeyi, yerel hisse senedi piyasası yoluyla finansman sağlama, ödünçlere erişim kolaylığı, girişim sermayesinin varlığı, bankaların sağlamlığı, menkul kıymetlere yönelik düzenlemeler, yasal haklar endeksi. Teknolojik imkânlar kategorisinin altındaki faktörler: Son teknolojilerin mevcudiyeti, firma düzeyinde teknoloji hazmetme düzeyi, doğrudan yabancı yatırımlar ve teknoloji transferi, bireysel internet kullanma düzeyi, genişbant internet aboneliği, kullanıcı başına uluslararası internet bant genişliği, mobil genişbant aboneliği. Piyasa büyüklüğü kategorisinin altındaki faktörler: yurtiçi piyasa büyüklüğü endeksi, yurtdışı piyasa büyüklüğü endeksi. İş dünyasının gelişmişlik düzeyi kategorisinin altındaki faktörler: Yerel sağlayıcı miktarı, yerel sağlayıcı kalitesi, küme gelişiminin durumu, rekabetçi avantajın doğası, değer zinciri genişliği, uluslararası dağıtımın kontrolü, üretim süreci gelişmişliği (sofistikasyon), pazarlamanın kapsamı, yetki devretme istekliliği. Yenilik kategorisinin altındaki faktörler: Yenilik kapasitesi, bilimsel araştırma kurumlarının kalitesi, şirketler kesiminin AR-GE harcaması, AR-GE de üniversite-endüstri işbirliği, devletin ileri teknoloji ürünlerini tedarik düzeyi, bilim adamlarının ve mühendislerin bulunurluğu, Patent İşbirliği Anlaşması çerçevesindeki patentler ve başvurular. Yukarıda sayılan faktörler ve bileşenleri açısından Türkiye nin en çok ge- 185

liştirmeye ihtiyaç duyduğu alanların, yenilik, teknolojik imkânlar, işgücü piyasasının etkinliği, yükseköğretim ve mesleki eğitim ile temel eğitim olduğu dikkat çekmektedir. b. Gelişme Düzeyini Betimleyen Fotoğraf: Faktör Yoğunluğu, Faktör verimliliği, Yenilik Dünya Ekonomi Forumunun bir çalışmasına göre, ülkelerin ekonomik kalkınmalarında üç farklı örüntü sözkonusudur: birincisi, üretim faktörlerinin belirleyici olduğu ekonomiler. İkincisi, etkinliğin belirleyici olduğu ekonomiler. Nihayet üçüncüsü, yeniliğin belirleyici olduğu ekonomiler. Bu üç ana kategori arasında geçiş aşamasındaki ekonomiler de sözkonusudur. Üretim faktörlerine dayalı olarak performans sergileyen ekonomi sayısı 38 olup, bunlar ağırlıklı olarak az gelişmiş veya gelişme aşamasının başında olan ülkelerdir. Üretim faktörlerine dayalı ekonomilerle etkinliğe dayalı ekonomiler arasında yer alan geçiş ekonomilerinin sayısı 17 dir. Bunlar birinci kategoriye göre üretim faktörlerinin bulunurluğundan, üretim faktörlerinin kullanıma geçişe doğru hareket eden ekonomilerdir. Etkinliğin belirleyici olduğu ikinci kategoride 33 ekonomi yer almaktadır. Bu ülkeler, gelişmekte olan ülkelerin orta üst sıralarında yer almaktadır. Etkinliğe dayalı ekonomilerle yeniliğe dayalı ekonomiler arasındaki geçiş ekonomileri bir yandan faktör verimliliğinin marjlarına yaklaşmış, diğer yandan yenilik ekonomisi denemelerini başlatmış ve az da olsa mesafe kat etmiş ekonomilerdir. Etkinlik ve yenilik arasındaki geçiş ekonomisi sayısı 21 dir. Türkiye etkinlik ve yenilik aşamalarının arasındaki geçiş ekonomilerinin içinde yer almaktadır. Yeniliğe dayalı ekonomileri betimleyen üçüncü aşamadaki ülke sayısı 35 tir. Gelişmiş ekonomilerin tamamı bu grupta yer almaktadır. Faktör verimliliği grubundaki ülkeler ile yenilik grubundaki ülkeler arasında yer alan geçiş ülkelerinin potansiyeli ile karşılaştırıldığında, Türkiye nin piyasa büyüklüğü bakımından görece daha avantajlı olduğu, ancak işgücü piyasasının etkinliği ve yükseköğretim ve mesleki eğitimin niteliği bakımından ise dezavantajlı durumda olduğu dikkat çekiyor. 186

187

3. Mülkiyet Hakları ve Patent a. Mülkiyet Hakları Mülkiyet hakları yasal, fiziksel ve entelektüel olarak üç kategoride toplanmaktadır. Mülkiyet hakları endeksi Türkiye de Çin, Brezilya, Meksika ve Tayland endekslerine yakın düzeyindedir. Endeks en yüksek değerine gelişmiş ülkelerde ulaşmaktadır. Türkiye 5,3 skoruyla parlak bir görünüm vermemektedir. Tablo 3.1. Ülkeler İtibariyle Mülkiyet Hakları Endeksi (2012) Ülke Endeks Ülke Endeks Finland 8,6 Saudi Arabia 6,6 Sweden 8,5 Israel 6,6 Switzerland 8,3 Spain 6,5 Singapore 8,3 Malaysia 6,4 Norway 8,3 Uruguay 6,2 New Zealand 8,2 Poland 6,2 Luxembourg 8,2 Korea South 6,2 Denmark 8,2 Italy 6,1 Netherlands 8,1 Greece 5,7 Canada 8,0 China 5,5 United Kingdom 7,9 India 5,4 Hong Kong 7,8 Brazil 5,4 Austria 7,8 Turkey 5,3 Australia 7,8 Thailand 5,2 Japan 7,7 Egypt 5,1 Germany 7,7 Mexico 5,0 Ireland 7,6 Indonesia 4,8 United States 7,5 Philippines 4,7 Belgium 7,5 Argentina 4,7 France 7,4 Russia 4,5 Taiwan 7,2 Kazakhstan 4,3 Iceland 7,2 Iran 4,3 Portugal 6,8 Pakistan 4,2 Chile 6,7 Ukraine 4,0 South Africa 6,6 Yemen 2,8 188

Yasal ve politik ortam yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, yolsuzluğun kontrolü ve siyasi istikrarı ifade etmektedir. Türkiye nin skoru 10 üzerinden 4,5 tir. Fiziki mülkiyet hakları fiziki mülkiyet haklarının korunması, mülkiyetin kayda alınması ve krediye erişimi kapsamaktadır. Türkiye nin puanı 6,2 dir. Entelektüel mülkiyet hakları entelektüel mülkiyet haklarının korunması, patent koruma ve telif korsanlığını kapsamaktadır. Tablo 3.2. Uluslararası Mülkiyet Hakları Endeksi (2012, WIPO) Dünya Sıralaması Kategori Puan (130 ülke içindeki sırası) Genel Puan 5,3 65 Yasal ve Politik Ortam 4,5 73 Yargı Bağımsızlığı 4,7 80 Hukukun Üstünlüğü 5,2 55 Yolsuzluğun Kontrolü 5,0 57 Siyasi İstikrar 3,0 108 Fiziki Mülkiyet Hakları 6,2 55 Fiziki Mülkiyet Haklarının Korunması 6,0 69 Mülkiyetin Kayda Alınması 8,8 38 Krediye (Ödünç) Erişim 3,9 64 Entelektüel Mülkiyet Hakları 5,2 59 Entelektüel Mülkiyet Haklarının Korunması 3,9 99 Patent Koruma 0,0 - Telif Korsanlığı 3,8 54 Mülkiyet hakları endeksi en yüksek ülkeler grubu Kuzey Amerika, Batı Avrupa, Merkezi/Doğu Avrupa ve Merkezi Asya, Asya ve Okyanusya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika, Latin Amerika ve Karayipler ve nihayet Afrika olarak sıralanmaktadır. 189

Bölge Tablo 3.3. Bölgeler İtibariyle Mülkiyet hakları Endeksi (2012) Genel puan Dünya Sıralaması (7 bölge içinde) Yasal Dünya Sıralaması (7 bölge içinde) Fiziksel Dünya Sıralaması (7 bölge içinde) Entelektüel Dünya Sıralaması (7 bölge içinde) Kuzey Amerika 5,23 1 4,95 1 5,76 1 4,98 1 Batı Avrupa 5,19 2 4,91 2 5,73 2 4,92 2 Merkezi/Doğu Avrupa ve 4,78 3 4,64 3 5,47 3 4,22 6 Merkezi Asya Asya ve Okyanusya 4,77 4 4,42 5 5,44 4 4,44 3 Orta Doğu ve Kuzey Afrika 4,76 5 4,61 4 5,42 5 4,26 4 Latin Amerika ve Karayipler 4,57 6 4,23 7 5,23 6 4,25 5 Afrika 4,53 7 4,26 6 5,17 7 4,16 7 b. Patent Patent başvuruları ve patent alma bakımından, Türkiye dünya ortalamasının gerisinde bir konumdadır. Dünyada yıllık iki milyona yaklaşan patent başvurusu içinde Türkiye üç bin civarında bir dosyaya sahiptir. Türkiye nin payı ancak binde üçe yaklaşabilmektedir. Japonya nın yüzde 27, Çin in yüzde 17, ABD nin yüzde 15, G.Kore nin yüzde 12 civarındaki payına bakıldığında, nispi dezavantajlı konumun Türkiye için hayli manidar olduğu söylenebilir. Milyon kişi başına düşen patent başvurusu bakımından da Türkiye oldukça yetersiz bir performans sergilemektedir. 190

Tablo 3.4. Dünyada Patent Başvurusunda Gelişim (Bin adet) Toplam Patent Yerleşik Yerleşik Olanlar Başvurusu Olmayanlar 1985 921,7 651,1 270,6 1986 947,7 675,0 272,7 1987 995,0 712,5 282,5 1988 1009,7 714,9 294,8 1989 1014,4 705,4 309,0 1990 997,5 687,7 309,8 1991 888,2 601,0 287,2 1992 943,6 635,7 307,9 1993 943,3 649,2 294,2 1994 942,8 637,0 305,8 1995 1047,8 694,4 353,3 1996 1089,1 707,9 381,3 1997 1155,6 736,2 419,4 1998 1207,6 755,7 451,9 1999 1268,8 791,4 477,4 2000 1377,5 874,8 502,6 2001 1456,9 896,0 560,9 2002 1441,0 888,9 552,1 2003 1483,6 924,8 558,8 2004 1569,0 966,9 602,2 2005 1701,3 1039,3 662,1 2006 1792,8 1074,3 718,6 2007 1865,4 1119,7 745,8 2008 1915,1 1152,0 763,1 2009 1846,0 1139,7 706,3 2010 1979,1 1228,7 750,4 Ülkeler itibariyle patent başvuruları ülkeler itibariyle, mükerrerlikleri önleme amacıyla gruplandırıldığında patent ailesi sınıflamasına göre 2008 yılı itibariyle 953 bin civarındadır. 2008 yılında bütün ülkelerdeki başvurular ise brüt olarak 1.915 bin adettir. Patent başvurularının ağırlıklı kısmı gelişmiş ülkelere aittir. Ancak, Çin bir istisna olarak büyük bir paya sahiptir. Buna göre, 2008 yılındaki patent başvurularının yüzde 26,5 i Japon- 191

ya ya, yüzde 16,9 u Çin e, yüzde 15,4 ü ABD ye, yüzde 11,7 si G.Kore ye, yüzde 5,9 u Almanya ya, yüzde 2,1 i Rusya ya, yüzde 1,7 si Fransa ya, 1,3 ü İngiltere ye ve yüzde 0,9 u Kanada ya aittir. Türkiye, 2008 yılında toplam 2732 patent başvurusuna sahiptir. Bunun dünyadaki ağırlığı ise yüzde 0,29 gibi oldukça düşük bir düzeydedir. Tablo 3.5. Menşe Ülke İtibariyle Patent (Aile) Sayısındaki Paylar Ülke Payı (%) Ülke Payı (%) Japan 26,52 Brazil 0,39 China 16,85 Israel 0,36 United States of America 15,39 Spain 0,31 Republic of Korea 11,69 Austria 0,24 Germany 5,87 Poland 0,23 Russian Federation 2,12 Belgium 0,21 France 1,72 Singapore 0,16 United Kingdom 1,34 Denmark 0,13 Canada 0,92 Norway 0,09 Switzerland 0,67 Ireland 0,08 Italy 0,60 Hungary 0,08 Sweden 0,58 Czech Republic 0,08 Netherlands 0,56 India 0,07 Finland 0,43 Ukraine 0,02 Australia 0,41 Romania 0,01 Others/unknown 11,87 Turkey 0,29 Ülkelerin patent sayılarının nüfuslarıyla karşılaştırılması, ülkenin genel olarak performansını vermesi bakımından daha kullanışlı bir araç sunmaktadır. Buna göre 2009 yılında milyon kişi başına patent başvuru adedi G.Kore de 2612, Japonya da 2315, ABD de 733, Almanya da 584, Yeni Zelanda da 360, Finlandiya da 338, K.Kore de 328, Danimarka da 275, Avusturya da 270, İngiltere de, 259 dur. Türkiye de ise milyon kişi başına patent başvuru adedi 36 olup, Ermenistan, Moldova, Slovakya ve Bulgaristan ile aynı düzeydedir. 192

Tablo 3.6. Milyon Kişi Başına Düşen Patent Başvurusu (2009) Rank Country Number Rank Country Number 1 Republic of Korea 2611,77 42 Malaysia 44,15 2 Japan 2315,14 43 Serbia 43,57 3 United States of America 732,60 44 Armenia 37,60 4 Germany 584,34 45 Republic of Moldova 37,58 5 New Zealand 360,30 46 Turkey 35,56 6 Finland 338,27 47 Slovakia 32,48 7 D.P.R. of Korea 328,24 48 Bulgaria 31,90 8 Denmark 274,85 49 Argentina 28,78 9 Austria 270,52 50 Lithuania 27,25 10 United Kingdom 258,65 51 China, Hong Kong SAR 21,27 11 Norway 258,04 52 Brazil 20,29 12 Sweden 235,09 53 Chile 20,23 13 France 218,46 54 Malta 19,36 14 Switzerland 217,46 55 South Africa 16,67 15 Ireland 203,64 56 Thailand 14,92 16 Iceland 200,94 57 Jordan 10,14 17 Israel 185,29 58 Sri Lanka 9,77 18 Belarus 184,39 59 Uruguay 8,97 19 Slovenia 182,87 60 Uzbekistan 8,57 20 Russian Federation 180,46 61 Mexico 7,34 21 China 172,07 62 India 6,29 22 Netherlands 155,77 63 Egypt 6,15 23 Singapore 150,37 64 Cyprus 5,50 24 Canada 150,18 65 Cuba 5,24 25 Italy 146,43 66 Viet Nam 4,55 26 Luxembourg 120,53 67 Morocco 4,27 27 Australia 113,61 68 Dominican Republic 3,06 28 Latvia 106,44 69 Colombia 2,80 29 Monaco 84,75 70 Paraguay 2,37 30 Spain 78,33 71 China, Macao SAR 1,88 31 Poland 75,99 72 Philippines 1,88 32 Hungary 75,53 73 Tajikistan 1,62 33 Czech Republic 75,23 74 Mauritius 1,57 34 Belgium 61,96 75 Peru 1,29 35 Greece 61,86 76 Kenya 1,22 36 Estonia 56,70 77 Yemen 0,94 37 Georgia 56,68 78 Guatemala 0,50 38 Croatia 56,44 79 Pakistan 0,45 39 Portugal 53,70 80 Ecuador 0,42 40 Ukraine 52,85 81 Bangladesh 0,37 41 Romania 49,07 82 Madagascar 0,05 193

Patent başvurularından sonuçlananlar bakımından ülkelerin performansları başvuru performansına göre bir miktar değişmektedir. Buna göre, 2009 yılında alınan patentlerden Japonya nın payı 24, ABD nin payı yüzde 21, Çin in payı yüzde 16, G.Kore nin payı yüzde 7, Avrupa Patent Ofisinin payı yüzde 6,5, Rusya nın payı yüzde 4,4, Kanada nın payı yüzde 2,4, İtalya nın payı yüzde 2,3 ve Almanya nın payı yüzde 1,8 dir. 2009 yılında dünyada toplam patent başvurusu 1.979 bin iken, patent verilen sayı 800 bin kadardır. Dolayısıyla başvuruların yüzde 40 dolayındaki kısmı patent alabilmiştir. Türkiye de 2009 yılında alınan patent sayısı 648 olup, dünyada alınan patent sayısı içindeki oranı yüzde 0,08 gibi oldukça düşük bir düzeydedir. Türkiye de yapılan patent başvurularının ancak yüzde 20-25 i patent alma ile sonuçlanabilmektedir. 4.Türkiye Ekonomisinin Sektörel Bazda Rekabetçilik ve Performans Düzeyi Bu kısımda TÜİK in yoğunlaşma verileri, TCMB nin sektör bilançoları verisi ile Kalkınma Bankasının Türkiye İmalat Sanayiinin Analizi yayınındaki sonuçları değerlendirilmektedir. a. Yoğunlaşma Düzeyi Türkiye ekonomisinde, yoğunlaşmanın veya tekelleşmenin en fazla gözlendiği sektörler, etkinliğin ve katma değerin görece en düşük olduğu, rekabetin en yaygın gözlemlendiği sektörler ise etkinliğin ve katma değerin en yüksek düzeyde seyrettiği sektörlerden oluştuğu dikkat çekmektedir. Yoğunlaşma oranları, 2008 yılı Sanayi ve Hizmet İstatistikleri çalışmasının kapsamına giren girişimlerin faaliyet türü birimlerinin ciro değeri kullanılarak NACE Rev. 1.1. sınıflamasına göre 4 rakamlı (sınıflar) düzeyde hesaplanmıştır. Girişimin faaliyet gösterdiği her farklı ekonomik faaliyet sınıfı, faaliyet türü birimi olarak alınmıştır. Bu çalışmada temel alınan yoğunlaşma oranı (CR4), bir ekonomik sınıftaki en büyük 4 girişimin ciroları toplamının, o ekonomik sınıftaki toplam ciro değerine bölünmesiyle elde edilmiştir. Yıllık Sanayi ve Hizmet İstatistikleri kapsamında girişimler 446 farklı sınıfta faaliyet göstermişlerdir. CR4 e göre 118 sınıfta çok yüksek, 65 sınıfta yüksek, 72 sınıfta orta, 191 sınıfta ise düşük derecede yoğunlaşma vardır. 194