ACTA TURCICA. Cengiz Aytmatov un Toprak Ana Romanında Toprağın Dili. The Language of The Earth in Cengiz Aytmatov s Novel Toprak Ana



Benzer belgeler
İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

YARATILIŞ MİTLERİ DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

ACTA TURCICA. Özet: Abstract: Giriş.

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran

Sevilen Oğul bir Köle Oluyor

PROF. DR. RAMAZAN KORKMAZ (2008), AYTMATOV ANLATILARINDA ÖTEKĐLEŞME SORUNU VE DÖNÜŞ ĐZLEKLERĐ, GRAFĐKER YAYINLARI, 226 S. ANKARA.

Yaşam Boyu Sosyalleşme

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni


TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

ULS344 - Milliyetçilik ve Azınlıklar. İlkçi Yaklaşımlar - Primordializm

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur.

SAGALASSOS TA BİR GÜN

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 :

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ÖRGÜT SAĞLIĞI OKULDA SAĞLIK, İKLİM VE. Sağlıklı örgüt için gerekenler: Yrd. Doç. Dr. Çetin Erdoğan. Örgüt Sağlığı. Örgüt Sağlığı.

CODE DE CONDUITE DU GROUPE GROUPAMA GROUPAMA GRUBU ETİK ŞARTLARI

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

ÖZ GEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

Dünyanın İşleyişi. Ana Fikir. Oyun aracılığıyla duygu ve düşüncelerimizi ifade eder, yeni anlayışlar ediniriz.

TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

TARİHSEL BİR VARLIK OLARAK İNSAN İNSAN HAKLARI

İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi Online Thematic Journal of Turkic Studies. Celal Bayar dan İsmail Efe ye Bir Mektup

Dişi Güç Shakti. Hana Nahas ve Jedami Wulf Dietzel tarafından düzenlenmiştir.

Mitlerin Sınıflandırılması DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Mitoloji ve Animizm, Fetişizm. Dr. Süheyla SARITAŞ 1

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

EN ESKİ İNANÇLARDAN BİRİ OLAN ZERDÜŞTLÜK VE ZERDÜŞT HAKKINDA 9 BİLGİ

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Başarının Yöntem i İLKOKUL KOLEJİ.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

Elişa, Mucizeler Adamı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2

PSK 271 Öfke Yönetimi ( Güz Dönemi) Yrd. Doç. Dr. Nilay PEKEL ULUDAĞLI. Öfke Yönetimi: Duyguları İfade Edebilmek ve Duygularla Başa Çıkmak

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Dua edelim: I.Korintliler 1:30, Efesliler 2:10

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi

ilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda:

Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar,

GÖKKUŞAĞI KOLEJİ PYP SORGULAMA PROGRAMI

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

Aşık olduğumuz kişiyi neden unutamayız?

Woyzeck: Öğleyin güneş tepeye çıkıp da dünya ateşe düşmüş gibi yanmaya başlayınca, işte o zaman korkunç bir ses bir şeyler diyor bana.

ODTÜ GV ÖZEL DENİZLİ İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR MART AYI KAZANIMLARI TÜRKÇE DERSİ

Sayfa 130,131,132,133,134,1 35,136,137 Sular

Gençler, "İrade, Erdem ve Hürriyet" Temasıyla Buluştu

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

Kültür Nedir? Dil - Kültür İlişkisi

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? OCAK

Hayırların babası olarak anılan,

SOSYAL DUVARLARI YIKALIM DOĞRU SÖZLÜK. #dogrusozluk

TOPLUMSAL İLETİŞİMDE DİLİN GÜCÜ. Uzm. Pedagog Yıldız KONAL SÜSLÜ

KAVRAMLAR TUTUMLAR BECERİLER

SANATSAL DÜZENLEME ÖĞE VE İLKELERİ

1.4.Etik Sistemleri Etik ilkelerin geliştirilmesinde temel alınan yaklaşımlar hakkaniyet ilkesi, insan hakları, faydacılık ve bireysellik

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Çocuğa özgüadlialanı ifade eden çocuk adalet sisteminin temel fikir ve amacı; adaletmekanizması ile bir şekilde karşı karşıya gelen çocukların, özel


EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ÇOCUKÇA İÇİNDEKİLER. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Adına Sahibi Adnan ŞEKER. Yazı İşleri ve Genel Yayın Yönetmeni Neriman DOĞAN

Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı.

A: Algılama gücü ve mantık yürütme kabiliyeti yüksek kişiliği temsil eder.

ANAFİKİR: Kendimizi tanımamız, sorumluluklarımızı yerine getirmemizde

BABA NERDESİN KAYBOLDUM

Öğretmen: Başak Berna CORDAN. Duvarlar Konuşuyor, Pera nın Ziyaretçileri Dinliyor

1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Dersin Adı D. Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 IV Ön Koşul Dersler

KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ YERLEŞKESİ OKULLARI EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 8. VELİ BÜLTENİ

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

DTİK TÜRK GİRİŞİMCİLER KURULTAYI. Açış Konuşması. Ömer Cihad Vardan, DEİK Başkanı. 26 Mart 2016, İstanbul

Ferit Edgü nün Eserlerinde Kafkaesk Dünya

Transkript:

ACTA TURCICA Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi Online Thematic Journal of Turkic Studies Yıl IV, Sayı 1, Ocak 2012 Kültürümüzde Toprak, Editörler: Emine Gürsoy Naskali, Hilal Oytun Altun www.actaturcica.com Cengiz Aytmatov un Toprak Ana Romanında Toprağın Dili The Language of The Earth in Cengiz Aytmatov s Novel Toprak Ana Ebru Burcu Yılmaz * Özet: Kalemini, değerlerin yaşatıldığı bir dünya tasarımı kurmak ve insanın evrensel sorunlarını işlemek için kullanan Cengiz Aytmatov (1928-2008) un, romanlarında öne çıkan tabiat unsurlarından biri de topraktır. Aytmatov anlatılarında toprak, insanı dünyanın ve hayatın anlamıyla ilgili farkındalıklara davet eden bir güç olarak karşımıza çıkar. Toprak Ana romanı, savaşların sebep olduğu yıkımın eleştirisini ve insanların mücadelelerini toprağın diliyle ve şahitliğiyle aktarır. Bu çalışmada, Aytmatov un toprağa yüklediği anlamlar değerlendirilmektedir. Anahtar Kelimeler: Cengiz Aytmatov, toprak, anne, mitoloji, kadın, arketip. Abstract: One of the prominent factors in the Cengiz Aytmatov s (1928-2008) novels is that he employs the mediation of earth to set a new world vision and to examine universal problems. Earth is a power which invites an awareness of the meaning of life. The novel Toprak Ana, narrates the destruction caused by wars through the voice and testimony of the earth. This study describes and evaluates the meaning of the value attirbuted to earth by Aytmatov. Keywords: Cengiz Aytmatov, soil, mother, mythology, women, archetype. Giriş * Yrd. Doç. Dr. Ebru Burcu Yılmaz, İnönü Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Malatya. ebru.yilmaz@inonu.edu.tr 172

Kök salma mekânı olan toprak, dünyadaki canlı yaşamının devamını sağlayan en önemli unsurlardan birisidir. Toplumdaki toprakla ilgili yaygın geleneklere baktığımız zaman, insanların belli bir kutsallık atfettikleri toprağa, saygıyla muamele ettikleri ve toprağı, yaşayan, yaşatan, besleyen, temizleyen ve iyileştiren bir güç olarak yücelttiklerini görebiliriz. Âşık Veysel in dizelerindeki sadık yar betimlemesi toprakla insan arasındaki bu yakınlığın samimi bir ifadesidir. İlkel dönemlerde toprağa bağlı dinlerde daha yaygın olan toprak ayinlerinin günümüzde de kısmen değişikliğe uğrayarak devam ettiğini gözlemleyebiliriz. Söz gelimi; yarayı iyileştirmek için toprak kullanılması, toprağın insandaki olumsuz elektriği aldığına inanılması, gurbette ölen insanların mezarlarına vatan toprağı getirilerek koyulması, bitki ve ağaçların iyileştirilmesinde çamurdan faydalanılması gibi uygulamaların kökeninde mitsel zamanlardan gelen inanışlar söz konusudur. Bu uygulamaların günümüzde de devam etmesi, tarihin her döneminde toprağın gücü ve kutsallığına duyulan inancın bir sonucudur. Çeşitli kültürlerde de bereket ve doğurganlık sembolü olan Ana Tanrıça kültü günümüze toprak ana ifadesiyle ulaşır. Farklı kültür ve inanışlarda dikkatimizi çeken çeşitli ayinlerin ortak noktasında; yer canlıdır, çünkü üretkendir. Yerden çıkan her şey yaşam doludur ve yere dönen her şey yeniden yaşam bulur. 1 düşüncesi vardır. Anasır-ı erbaa adı verilen ve kâinattaki oluşumu sağlayan dört unsurun suyla birlikte diğer dişil unsuru olan toprak, doğasında bulunan annelik vasıflarıyla insanoğlunun ayrılmaz bir parçasıdır. Kur an-ı Kerim de de insanın köken bilgisine dair yapılan atıflarda, yaratılışın kaynağındaki temel maddenin toprak olduğu belirtilir: Hem Allah sizi bir topraktan, sonra bir damla sudan yarattı. (Fâtır Sûresi,11.ayet) Onun ayetlerinden (kudretinin delillerinden)dir ki, sizi bir topraktan yarattı. Sonra da siz şimdi yeryüzünde dağılıp yayılan insanlar oluverdiniz. (Rûm Sûresi, 20.ayet) İnsanın yaratılışında toprağın bir hammadde olduğuna işaret eden bu ayetlerin yanı sıra, ölümden sonra da insanın toprağa döneceği vurgulanır. İnsanlar ölülerini toprağa verirken, bir taraftan da toprağın verdikleriyle hayatlarını devam ettirirler. Toprak hem canlıların hem de ölülerin mekânıdır. Bugünkü dünya insanı, toprağı bir mezar olarak algılarken, mitolojik bakış açısı, ölüm ve hayatı, yeryüzü ananın faaliyetlerinin iki farklı dönemi 2 olarak değerlendirir. Bu yüzden toprağın altına girmek, İslamî inanışta olduğu gibi ebedî hayata doğru atılan ilk adımdır ve insanın asıl yuvasına dönmesidir. 1 Mircea Eliade, Dinler Tarihine Giriş, (Çev.Lale Arslan), Kabalcı Yayınları, İstanbul 2003, s. 255. 2 Mircea Eliade, age, s. 255. 173

İlahî kitaplarda ve mitolojik metinlerde de toprağa atfedilen bir kutsallık vardır. Küçük bir toprak parçasına büyümesi emredildiğinde, koca bir evrenin meydana gelmesi yaradılış efsaneleri içinde toprağa izafe edilen önemi ortaya koyar. Toprağın, dünyanın varoluşundaki önemini en açık şekilde anlatan metinlerden birisi de Yaratılış Destanı dır. Bu destanda, toprağın dünyayı kuran bir güce sahip olduğu inancı, epik karakterli bir öykü ile anlatılır. Tanrı Kayra Han, kişiye, bir dünya yaratmak için kullanmak üzere suyun dibine dalarak bir avuç toprak çıkarmasını emreder. Kişi, çıkardığı toprağın ufak bir parçasını ağzında saklayarak, kendisinin efendi olacağı bir dünya kurmayı planlar. Tanrı Kayra Han, toprağa büyümesini emrettiğinde, ağzındaki toprak da büyüdüğü için boğulma tehlikesi geçiren kişi, insanoğlunun şahsî çıkarları için kötülük düşünen egosunu temsil eder. Efsanelerden modern romana uzanan süreçte, insanın bu tahripkâr yönü, farklı niyet ve eylemlerin arkasına gizlenerek edebî metinlere konu olur. Toprak Ana ** romanında da, insanların çıkarları uğruna yaptıkları savaşlarla dünyayı tahrip etmeleri toprağın tanıklığıyla anlatılır. Romanda vurgulanan gerçeklerden biri de dünyadaki düzenin sağlanmasında toprağa bağlılığın büyük önem taşıdığıdır. Nitekim, insanın bulunduğu çevreyi dünyalaştırması, büyük ölçüde toprağı işlemesine bağlıdır. Aytmatov, Toprak Ana romanında savaşı, zafer kazanmak ya da fetihler yapmak olarak değil, toprağı savunmak olarak tanımlar. Mavi göğün altında insanların paylaşamayacağı, hiçbir şey olamayacağını söyleyen toprak, dünyanın dengesini alt üst eden savaşların sona ermesi için, insanlara düşen görevlere dikkat çeker. Yazar, sözünü emanet ettiği toprak aracılığıyla, savaşları sona erdirmek için teklif ettiği çözüm önerilerini ortaya koyar: Saban izine bir çekirdek, bir tohum tanesi atın, size yüz katını vereyim, küçük bir fidan dikin kocaman bir çınar vereyim! Evler kurun, temel olayım! Üreyin, çoğalın, hepinize güzel bir barınak olayım! Derinim, yükseğim, büyüğüm, ucum bucağım da yok.. Hepinize yeterim ben. Sen de bana, insanlar savaşmadan yaşayamaz mı diyorsun Tolgonay. Bu bana bağlı değil ki. Siz insanlara, niyetinize, irade ve bilgeliğine bağlı. (s.80) Aytmatov anlatılarında, dünyadaki kötülükleri sonlandıracak, tabiatın dengesini koruyacak ve kültürel belleği muhafaza edecek bilinçli insanlara duyulan özlem ve bu insanlara yüklenen görevleri anlatmak, temel problemler olarak ele alınır. Toprak Ana romanında da mitolojik figürlerden ödünçlenen vasıflarla donatılmış kadın kahraman, savaşta ** Bu incelememizde Toprak Ana romanının Ötüken Yayınları arasında çıkan 1995 yılına ait 22.baskısı kullanılmıştır. 174

kaybettiği eşi ve üç çocuğunun ardından hayata tutunmaya çalışırken, insanların ruhunu taşlaştıran savaşın sebep olduğu felaketlerle, Toprak Ana nın rehberliğinde mücadeleye girişir. Toprak, insanı ikaz eden evrenin bilincini temsil eder. İsim-İçerik İlişkisi: Kutsal Dişi Olarak Toprak ve Anne Ah ne olurdu, keşke toprak olsaydım. (Nebe 78/40) Toprakla insan arasındaki ilişki karşılıklı olarak birbirlerini yaşatma ya da yok etme ilkesine göre şekillenir. İşlenmeyen toprak adeta çölleşerek dünyanın ve insanın da sonunu hazırlar. Toprağın ürün vermesi, yaratılışın simgesel tekrarlanışı 3 olarak görüldüğü için toprağa duyulan saygı, tarihin farklı dönemlerinde toprakla ilgili uygulamalara da yansır. Romanın isim ve içerik ilişkisi bağlamında, toprağa atfedilen annelik sıfatı da toprağın doğuran ve doyuran gücüne göndermede bulunur. Annelerin dışında, bütün insan türünün de topraktan elde edeceği manevi kazanımlar vardır. Çünkü, toprak insana kibri değil, tevazuu telkin eden elementtir.( ) O bize hal diliyle büyüklenmek değil, başını yere indirmek gerektiğini anlatır durur. 4 Toprak, insanlığın hâfızası olma sebebiyle de romanda önemli bir mevkide yer alır. İnsana ve tarihe şahitlik eden toprak, adeta toplumsal hâfızanın da taşıyıcısıdır. Tarih boyunca cereyan eden olaylar için sadece bir güzergâh olmanın ötesinde, yaşanan acı ve sevinçlerin yansıdığı bir yeniden doğuş ve hâfıza mekânıdır: Hatırlıyorum Ben hiçbir şeyi unutmam Tolgonay. Bu dünya var olalıdan beri, bütün çağların, bütün yüzyılların izlerini taşıyorum ben. Tarih kitaplara sığmaz. Ve senin hayatın Tolgonay, o da benimledir. Yüreğimin içindedir. (s.32) Aytmatov un Toprak Ana romanında sosyal zamana dair verilen ifadeler, İkinci Dünya Savaşı nın yaşandığı ve insanlığın çok büyük boyutlu yıkım ve kayıplara uğradığı bir döneme işaret eder: Ve bir gün, bin dokuz yüz kırk dört yılının karanlık bir gecesinde, arkadaşlarınla birlikte, partizanlara yardım için düşman hatlarının gerisine bir defa daha inmişsin. (s.70) 1946 yılının sonbaharında, komşu köyden genç bir çoban gelip geçti. (s.112) 3 Mircea Eliade, Ebedî Dönüş Mitosu, çev. Ümit Altuğ, İmge Yayınları, İstanbul 1994, s. 71. 4 İskender Pala, Dört Güzeller Toprak, Su, Hava, Ateş, Kapı Yayınları, İstanbul 2008, s. 24. 175

Tolgonay için savaş, toprağı savunmaktır. Bu yüzden dünyanın diktatörlerle yönetildiği ve insanlar için acımasız bir hapishaneye dönüştüğü savaş ortamında topraktan yükselen çığlık, insanın kendisine gelmesini sağlamaya yönelik bir uyarıdır. Romanda yazarın kurguladığı ideal dünya tasarımında, toprağın sesine kulak veren insanlar, mutluluğu yeniden tanımlarlar. Onlar için özgür oldukları vatanlarında, adaletli bir yönetim altında kendi kaynaklarını kendileri için kullanmak en büyük mutluluktur ve insanlar savaşmadan da böyle bir düzen kurabilirler: Toprak ve su insanlar arasında eşit olarak paylaştırılınca, kendi tarlamız olunca, kendi tarlamızı sürüp eker, kendi ürünümüzü kaldırınca, biz de mutlu olacağız. (s.11) Romanda, toprağa verilen ana sıfatının yanı sıra, tematik kavramların temsilcisi olan başkişinin de bir kadın olması yazarın vermek istediği mesajda dişil öğelerin taşıdığı öneme vurgu yapar. Kadın ve toprak içlerinde barındırdıkları yaratıcı potansiyeli insanlığın faydasına sunma konusunda da benzerlik gösterirler. Tarımın kadınlar tarafından icat edilmiş olduğu ve tahıl tarımını mümkün ve verimli kılan beceri ve araçları da gene onların geliştirdikleri 5 tarihi kaynaklarca tespit edilmiş bir saptamadır. Tolgonay ve Toprak Ana arasındaki ilişkinin yakınlığı da bu tarihi tezle desteklenebilir. Tolgonay, evlatlarını kaybetmenin acısını yaşarken, toprak da tohum eken evlatlarını yitirdiği için ağlar ve savaşlarda ölen köylülerin güçlü kollarını özler: Savaş olunca benim acı çekmediğimi mi sanıyorsun Tolgonay? ( ) Ölen köylülerin güçlü kollarını özlüyorum hep. Tohum eken evlatlarımı yitirmiş olduğum için hep ağlıyorum. Onlar hiç gelmeyecek.( ) Ben, işlenmeden, ekilmeden bekledikçe ya da yetiştirdiğim buğdaylar toplanmadan oldukları yerde kaldıkları zamanlar, o gelmeyenleri çağırırım: Neredesiniz çiftçilerim? Haydi kalkın gelin, yardım edin bana! Boğuluyorum, ölüyorum evlatlarım Yetişin, kurtarın beni. derim. (s.81) Aytmatov, romanında, toprağı önemli bir değer olarak ele alınır. Tolgonay ın dertleştiği ve akıl danıştığı toprak, romanda kişileştirilerek başkişiye yol gösteren bir norm karakter işlevi görür. Romanda, kendini işleyen gücü yitiren toprakla, cephede eşini ve oğullarını kaybeden ana, aynı acılar düzleminde, aynı yok oluş çizgisinde buluşurlar 6 5 Fatmagül Berktay, Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın Hıristiyanlıkta ve İslamiyette Kadının Statüsü Üzerine Karşılaştırmalı Bir Yaklaşım, Metis Yayınları, İstanbul 2009, s. 41. 6 Ramazan Korkmaz, Aytmatov Anlatılarında Ötekileşme Sorunu ve Dönüş İzlekleri, Grafiker Yayınları, Ankara 2008, s. 91. 176

Romandaki betimlemelerde kullanılan sıfatlar da insanla doğa arasındaki uyumu sezdirecek şekilde yapılır. Yazar, benzetme unsurlarını çoğunlukla, olayların yaşandığı doğal atmosfere uygun bir şekilde seçer: Hayatımızın en güzel olayı, ard arda üç çocuğumuzun dünyaya gelmesidir. Sağlıklı idiler, su damlaları gibi birbirlerine benziyorlardı. (s.14) Koyun gibi, her on sekiz ayda bir çocuk dünyaya getirmeye ne gerek vardı? (s.15) Samanyolu, saman gibi, gümüş gibi parlıyordu. (s.30) Teni buğday rengindeydi, yanakları gül gibi al al olmuştu. (s.57) Romanda, toprağın yüceltilmesi sadece kişileştirmeyle sınırlı kalmayarak, toprağa atfedilen kutsallığın sebepleri üzerinde de durulur. Şamanizm de, demir, ateş, su ve ağaçla birlikte beşinci kutsal unsur da toprak olarak kabul edilir. Şamanizm inancının bir devamı olarak da değerlendirilebilecek bu kutsiyet anlayışı, toprakla birlikte toprağın insana sunduğu nimetleri de kutsar. Sözgelimi; Tolgonay, yılın ilk ürününden yapılan ekmeği, kutsal ekmek olarak niteler: Bu emekçi oğlumun nasırlı ellerinden çıkan ekmekti. Tarlayı süren, buğdayı yetiştiren, hasadı kaldıran, tarlada çalışan insanlarımızın, halkımızın ekmeğiydi. Kutsal ekmek! (s.27) Suvankul da Tolgonay gibi, dünyayı sadece insanlardan ibaret bir yer olarak görmez ve dünyayı, macerasına eşlik eden ayı, yıldızları, toprağı ve güneşiyle birlikte anlam kazanan bir yaşam alanı olarak kabul eder. Bu yüzden her ikisi de tabiatı, sevinç ve üzüntülerini paylaşabilecekleri bir sırdaş yakınlığında görürler. Suvankul, Tolgonay ı eş olarak kabul ettiğini ilk önce Güneş e duyurur: Ey Güneş, bak, bu benim karımdır! Ne kadar güzel değil mi? Yüzgörümlüğü olsun diye ışınlarını gönder, sıcaklığını, aydınlığını ver. (s.14) Toprak, tarihe tanıklık etmekle kalmaz, aynı zamanda tabiattaki dengenin korunması ve dünyanın yaşanabilir bir yer olması için insanlara rehberlik yapar. Ekolojik dengeyi koruma görevi Türk mitolojik sisteminde büyük ölçüde kadın varlıkların ve onların esas koruyucusu olan kutsal dişinin işlevi dâhilindedir. 7 Toprak ananın kişi düzlemindeki karşılığı olan Tolgonay da, ailesi ve mensup olduğu toprağı korumak için büyük bir mücadele verir. Tolgonay ın toprakla konuşması ve toprağın telkinlerini dikkate alması da sahip olduğu bilinç düzeyini ortaya koyar. Toprağın sesini duyamayan insanlar, sağır bir bilinçle evrenin ahenkli 7 Fuzuli Bayat, Türk Mitolojik Sistemi 2, Ötüken Yayınları, İstanbul 2007, s. 20. 177

şarkısına da eşlik edemezler. Savaşlar, bu duyarsızlığın en somut ve şiddetli görünümüdür. Aytmatov anlatılarında, doğayı ve doğal yaşamı tahrip eden unsurlar eleştirilirken, insanın bu tahribatta oynadığı rol, karşı güç grubundaki kavramlarla ifade edilir. Toprak Ana romanında, karşı güç grubunun kişi düzlemindeki görüntülerine baktığımız zaman, herhangi bir kişi adı verilmeden, dünyanın yaşanır bir yer olmasına engel olan insanların genel olarak eleştirisinin yapıldığını görürüz. Çünkü, insanların birer ölüm makinesine döndüğü böyle bir doğada tarihin veya talihin barınması imkânsızdır. 8 Savaş hem insanlara hem de toprağa kayıplar verdirir. Toprak Ana romanında, ortak acılarda birleşen toprak ve Tolgonay, evrenin bilincini besleyen doğa-insan uyumunun simge düzlemindeki karşılıklarıdır. Doğurgan unsurlarını kaybeden bir yapının varlığını sürdürmesi imkânsızdır. Bu yüzden Aytmatov, felakete sürüklenen insanla birlikte doğal düzen için de kurtuluş çareleri üreterek, bunları anlatıları aracılığıyla, insanlara tarihin her döneminde hatırlatılması gereken mesajlar olarak sunar. Yüce Ana Arketipinin Görünümü: Tolgonay 178 Demir olsam çürürdüm, toprak oldum dayandım. (Yaşar Kemal-İnce Memed) Eski Türk toplumundaki anaerkil yaşam biçiminin kadını saygın bir konuma yerleştiren anlayışını Suvankul ve Tolgonay ın kurdukları ailede de gözlemleyebiliriz. Tolgonay, eşi ve çocukları cepheye gittikten sonra, daha önce erkeklerin yaptığı ağır işleri üstlenir ve bir anlamda ocağın tütmesini sağlar. Tolgonay ın çabası sadece fiziksel güce dayalı değildir. Kolhozda çalışan insanları örgütlemek, geride kalan insanlara umut aşılamak ve sahip olduğu inancı canlı tutmak için sık sık kendisine ve çevresindekilere telkinlerde bulunur. Tolgonay, fiziksel varlığının ötesinde, romandaki düşünsel yapıyı yönlendiren bir tinsel dölle(yici) 9 işlevi görür. Tolgonay ın romandaki işlevi arketipsel bir anlam da taşır. Kolektif bilinçdışının yansımalarından biri olan yüce ana arketipinin romandaki temsilcisi olan Tolgonay, Türk mitolojindeki Umay dan devraldığı anlamı vaka zamanına taşır. Her ikisi de dişil öğelerin doğuran ve hayatın sürekliliğini sağlayan gücünü temsil ederler. Yüce Ana arketipinin kişi kılığındaki görünümü, kendisinde sınırsız bir sevgi, anlayış, yardım ve koruma kapasitesi 8 Tarık Özcan, Tarihî Roman Vadisinde Aytmatov un Beyaz Gemi Adlı Romanının Çözümlenmesi, II. Kayseri ve Yöresi Kültür Sanat ve Edebiyat Bilgi Şöleni, Kayseri 10-12 Nisan 2006, s. 7. 9 Bilgin Saydam, Deli Dumrul un Bilinci Türk İslam Ruhu Üzerine Bir Kültür Psikolojisi Denemesi, Metis Yayınları, İstanbul 1997, s. 101.

olduğuna inanır ve kendisini başkalarının hizmetinde tüketir. 10 Tolgonay da insanlarını ve kök saldığı toprağını savunurken canını vermeyi göze alacak kadar kendisini inandığı değerlere adar: Kendi felaketimi, kendi acılarımı, halkın acılarıyla bir tutup, acıyı, açlığı, dondurucu soğukları paylaşıyordum köydeşlerimle. Ben bunun için dayanabildim, bunun için ayakta kalabildim. Başkaları için de dayanmam gerekiyordu. Öyle olmasa, çoktan eriyip gider, çiğnenip gider, toza toprağa karışmış olurdum. (s.65) Romanda hikâye düzleminde sadece Tolgonay ın şahsında, bir ailenin savaşta uğradığı kayıplar anlatılıyorsa da, kocasını kaybeden Aliman ın çobanla ilişkisinden doğan Canbolat, anne ve babasız bir çocuk olarak gelecek nesillerin sahipsiz kalan çocuklarını temsil eder. Romanın isminden itibaren yüceltilen bir duygu olan annelik, koruyucu ve affedici yönleriyle, kişinin her durumda sığınabileceği şefkatli bir kucak olarak değerlendirilir. Tolgonay ın, Aliman a destek olması, hatta çocuğuna sahip çıkması da bu koşulsuz sevginin bir tezahürüdür. Aliman, bir günah tohumu olarak gördüğü bebeğini taşımaktan utanırken, Tolgonay, Tanrı armağanını içinde taşımakla onurlandırıl(an) 11 anneye yüklenen kutsal anlamı düşünerek onu teselli etmeye çalışır: Başı eğik dolaşmamalıydı. Analık hakkının neler olduğunu bilmeli, insanların yüzüne bakmaktan çekinmemeli, gururla yaşamalıydı. (s.124) Analık! Kutsal Analık! Böyle bir mutluluğun bir damlası, acılardan oluşan okyanusa değer! (s.127) Aytmatov un diğer romanlarında olduğu gibi Toprak Ana da da tematik gücün kişi düzlemindeki temsilcileri, yazarın vermek istediği evrensel mesajları, gerek yaşam tarzları ve hayat felsefeleriyle gerekse de olaylar karşısında gösterdikleri tavır ve tepkilerle ortaya koyarlar. Yazar, ülkü değerleri temsil eden kahramanlarını genellikle işleriyle tam bütünleşmiş, emeğin mistik misyonerleri olarak takdim eder. 12 Toprak Ana romanında öne çıkarılan vurguların önemli bir bölümü çalışma ve emek kavramları üzerinde yoğunlaşır. Erkeğin yokluğunda, geride kalan kadın ocağın tütmesini sağlamakla yükümlüdür. Çalışmayı seven ve insan için en önemli eylemin üretmek olduğuna inanan Tolgonay, şartlar ne olursa olsun çalışma şevkini kaybetmeyen, azimli ve metanetli bir anne olarak idealize edilir. : 10 Frieda Fordham, Jung Psikolojisinin Ana Hatları, çev. Aslan Yalçıner, Say Yayınları, İstanbul 2001, s. 75. 11 Sema Özher, Aytmatov Anlatılarında Yüce Ana Arketipi ve Bu Arketipin Kişisel Görüntü Seviyeleri, Cengiz Aytmatov Armağanı, ed. Prof.Dr. Ramazan Korkmaz, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara 2009, s. 146. 12 Ramazan Korkmaz, age., s. 115. 179

Bir ananın mutluluğu, milletinin mutluluğundan doğuyor, aynı kökten olan ağacın dalları gibi bir kökten geliyor. Kaderi de onun kaderiyle bir oluyor. Çektiğim bütün acılara, hayatın bana indirdiği korkunç darbelere rağmen bugün de bu düşüncedeyim. Ne olursa olsun, milletim yaşıyor, ben de yaşıyorum (s.27) Tolgonay, bir annenin yaşayabileceği en büyük üzüntüleri yaşamasına rağmen, kendi acısına gömülmek yerine, beraber hayatı paylaştığı insanları ve gelecek nesilleri düşünerek çalışmaya devam eder. Tolgonay daki bu bilinç, insanın tarihselliği sayesinde ölümsüzleşebildiğini idrak eder ve bu yüzden insanı sadece bir tür değil bir nesil olarak değerlendirir. Suvankul ve Tolgonay için çalışma, bir varlık tarzı olur ve insan bu varlık tarzının dışına çıktığı zaman bir eksiklik duyar. 13 Tolgonay ın geçmişiyle ilgili hatırladığı her ayrıntının ortak noktasında toprak vardır. Toprağın varlığı, adetâ onun hayat hikâyesine eşlik eden bir fon müziği gibidir. O, geçmişi sadece hatırlamakla kalmaz, geçmişle bağlantı kurarken bugünün penceresinden oğlu Caynak a seslenir ve onun hatırasıyla teselli bulmaya çalışır. Toprağın sürekli geçmişi hatırlaması yönünde Tolgonay a telkinde bulunması, onun şimdiyi kurarken, kayıplarının acısı içinde yitip gitmesini engeller: Yıllar sonra bugün, onu çoktan yitirmiş olsam da, tıpkı bizi besleyen Toprak Ana ile olduğu gibi, onunla da konuşmaya devam ediyorum: Caynak, sevgili yavrum dinle beni! Toprak, Tolganay ın şahsında, insanları kutsal varoluş kaynaklarının farkına varmaya ve onları korumaya davet eder. Toprağa ekilen tohumların ürün vermesi, insanoğlunun toprağına bağlılığı için bir teşekkürdür. İnsan, tarih boyunca elde ettiği kazanımları altın bir zincirin halkası olarak, zaman üzerinde konumlandırırken toprağın ve tarihin tanıklığından yararlanır. Aytmatov, dünyayı cehenneme çeviren ve insanlarla beraber tüm doğayı ve canlıları da tehdit eden savaşları, maddeleşmiş ruhların doyumsuz iştihasının bir sonucu olarak değerlendirirken, Tolgonay gibi irade sahibi ve bilge insanları bu olumsuz gidişi durdurmaya çalışan kahramanlar olarak ön plana çıkarır. Sonuç Cengiz Aytmatov, insanlığa yöneltilen tehditlere karşı kalemini ustaca kullanan bilge bir uyarıcıdır. Mesajlarını eserlerindeki kurgusal gerçekliğin arkasına gizleyerek, simgesel anlatımın etkili diliyle vermeyi tercih eden Aytmatov, kâinatın işleyişinde rol sahibi olan tüm 13 Takiyettin Mengüşoğlu, İnsan Felsefesi, Remzi Kitabevi, İstanbul 1988, s. 168. 180

canlıları ve nesneleri kendi diliyle konuşturarak, maruz kaldıkları tehlikelerden ne derece etkilendiklerini onların ağzından aktarır. Toprağın insanlığa yönelik mesajlarını ve beklentilerini sunmasının en etkili yolu olarak kişileştirmeyi kullanan yazar, evrenin insana duyurmaya çalıştığı bir takım hakikatlere de dikkat çeker. Cengiz Aytmatov, yazdığı hikâye ve romanlarla insanlığı ilgilendiren temel meseleleri özgün vaka ve karakterler kurgulayarak ele alır. Aytmatov anlatılarında kişiler dünyası sadece insanlarla sınırlı olmayıp, bazen bir dişi kurt veya uzaylıyı kişileştirirken, bazen de insanlığın geleceğini tehdit eden en büyük tehlikelerden biri olan savaşları, toprağı konuşturarak eleştirir. Yazarın bu tercihini metinlerine fantastik bir boyut katma kaygısından ziyade, kâinatı anlamlı kılan bütün canlıların bu varoluş dizgesi içinde söz sahibi olması gerektiğine olan inancının bir sonucudur. Toprak Ana, insanı gücünü fark etmeye davet eden bir metindir. Hayata bakış açısıyla mutlu olmayı bilen insan, iradesiyle savaşları da engelleyebilir. Dünyadaki savaşların son bulması, insanın bunu istemesine bağlıdır. Aytmatov, toprağı konuşturarak, dünya düzeninin işlemesinde ve insan yaşamının devamında, -insanın tüm bencilliklerine rağmen- toprağın da söz sahibi olduğunu vurgular. Bu düşüncelerine, yaratılış miti ve Ana Tanrıça kültünden ödünçlediği anlam aktarımıyla romandaki entrik kurgu içerisinde hayatiyet kazandırır. Kaynaklar Aytmatov, Cengiz, Toprak Ana, çev. Refik Özdek, Ötüken Yayınları, 22. bs., İstanbul 1995. Bayat, Fuzuli, Türk Mitolojik Sistemi - 2, Ötüken Yayınları, İstanbul 2007. Berktay, Fatmagül, Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın Hıristiyanlıkta ve İslamiyette Kadının Statüsü Üzerine Karşılaştırmalı Bir Yaklaşım, Metis Yayınları, 3. bs., İstanbul 2009. Elıade, Mircea, Dinler Tarihine Giriş, çev. Lale Arslan, Kabalcı Yayınları, İstanbul 2003. Elıade, Mircea, Ebedî Dönüş Mitosu, çev.ümit Altuğ, İmge Yayınları, İstanbul 1994. Fordham, Frieda, Jung Psikolojisinin Ana Hatları, çev. Aslan Yalçıner, Say Yayınları, İstanbul 2001. Korkmaz, Ramazan, Aytmatov Anlatılarında Ötekileşme Sorunu ve Dönüş İzlekleri, Grafiker Yayınları, 2. bs., Ankara 2008. Mengüşoğlu, Takiyettin, İnsan Felsefesi, Remzi Kitabevi, İstanbul 1988. 181

Özcan, Tarık, Tarihî Roman Vadisinde Aytmatov un Beyaz Gemi Adlı Romanının Çözümlenmesi, II. Kayseri ve Yöresi Kültür Sanat ve Edebiyat Bilgi Şöleni, 10-12 Nisan, Kayseri 2006. Özher, Sema, Aytmatov Anlatılarında Yüce Ana Arketipi ve Bu Arketipin Kişisel Görüntü Seviyeleri, Cengiz Aytmatov Armağanı, ed. Prof. Dr. Ramazan Korkmaz, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara 2009. Pala, İskender, Dört Güzeller Toprak, Su, Hava, Ateş, Kapı Yayınları, İstanbul 2008. Saydam, M. Bilgin, Deli Dumrul un Bilinci Türk İslam Ruhu Üzerine Bir Kültür Psikolojisi Denemesi, Metis Yayınları, İstanbul 1997. 182