7 nci Hava Kuvvet Komutanlığı Eğitim Dökümanları 7. Hafta Eğitimleri 7. Karşı Önlemler Sayfa 1
Karşı önlemler, birçok farklı sistemlerin ve prosedürlerin, uçuş şekillerinin bir arada yürütülmesi ile uygulanır. Düşman tehdidinin tipine göre uygulanacak karşı önlem bileşenleri farklılık gösterir. Genelde bizi düşmanın füzelerinden daha atış yapılmadan önce koruyan, atış olduğunda da füzenin bize ulaşmasını engelleyerek / zorlaştırarak koruyan sistem ve prosedürler bütünüdür. Öncelikle düşmanımızı tanımamız gerekir. Falcon da bulunan hava savunma sistemleri ve hava-hava füzeleri, gerçek hayattaki sistemleri birebir simüle etmektedir. Bir füzenin bizi bulması için, bize güdümlenmiş olması gerekir. Güdüm mekanizması, sistemden sisteme farklılık göstermektedir. Şimdi güdüm şekillerine göre karşı önlemleri inceleyelim. Güdüm şekilleri genel anlamda ısı (IR) ve radar olmak üzere iki çeşittir. IR, yani ısı güdümlü sistemler, uçağımızın yaymakta olduğu ısıyı takip ederek bizi bulur. Radar güdümlü sistemlerde ana güdüm mekanizması radar ile sağlanır. Aktif, pasif ya da uzaktan kontrollü sistemler olmakla beraber, esas güdümü sağlayan ve tehdit arzeden, radardır. IR (Isı Güdümlü) Sistemler Isı güdümlü sistemler, temelde bir ısı kaynağını hedef alan ve bu ısı kaynağına güdümlenen sistemlerdir. Bu tarz sistemlerde operatör füzeyi ateşleme zamanının geldiğini, füze başlığının vermekte olduğu ses sinyalinin şiddetinden anlar. Bu tip füzelerde vuruş oranının arttırılmasında menzilden çok, başlığın ısı kaynağını tespit oranı önemlidir. Zayıf bir sinyal alınırken yapılacak atışta, füzenin hedefi kaybetme olasılığı daha fazla olacaktır. Dolayısı ile bu tip sistemlerde genelde menzil düşüktür. Eski tip IR sistemler, güdümlenme için egzost nozülünden yayılan ısıya ihtiyaç duyarken, daha modern sistemler, daha düşük ısı seviyelerini de algılayabilir ve ayırt ederek güdümlenebilir. Eski sistemler bu yüzden Rear-Aspect iken (Arkadan kilitlenebilir), yeni sistemler All-Aspect tir (Her açıdan atılabilir). En önemli yerden havaya ısı güdümlü sistemler: SA-7,SA-9,SA-13,SA-14,SA-16 En önemli havadan havaya ısı güdümlü sistemler: AA-2, AA-6, AA-7, AA-8, AA-10, AA-11 Isı güdümlü sistemlere karşı en etkili önlem, Flare adı verilen ve yüksek miktarda ısı yayarak, ısı güdümlü füzeyi kendisine yönelten / bizi görmesini engelleyen sistemlerdir. F-16 da standart olarak 30 adet Flare bulunmaktadır. Flare uçağımızdan ateşlendikten sonra kısa bir süre yüksek miktarda ısı yayar. Tek başına füzeyi atlatmaya yeterli olması zordur ve çoklu atılarak manevra ile de desteklenmesi gerekmektedir. Özellikle alçak irtifalarda, bu tip tehditlerle karşılaşma imkanımız daha fazla olduğundan, alçaktan yapılan saldırılarda henüz bize atış olmasa bile flare atılmalı, olası bir füze atışının bize güdümlenme olasılığını azaltmaya çalışmalıdır. Çok çeşitli sistemler mevcut olup, özellikle bazı modern IR SAM füzelerinde, Flare gibi karşı önlemleri atlatmaya yönelik devreler bulunmaktadır. Bu da işimizi bir kat daha zorlaştırmaktadır. Sayfa 2
Radar Güdümlü Sistemler Radar güdümlü sistemlerin farklı çalışma yöntemleri vardır. Bunlardan ilki, elle kumanda edilen tipte füzelerdir. Bir operatör tarafından elle kumanda edilerek paralanma noktasında patlatılırlar. Bu füzelerden kaçınırken, avantaj ve dezavantajlarımızı gözönünde bulundurmalıyız. Düşman operatörü, füzeyi bize yönlendirmek için bizi radarda takip etmeli, yani tam yerimizi bilmelidir. Dolayısı ile, bu tarz bir sistemden bir atış/kilit uyarısı aldığımızda, radar kilidini kırarak kurtulmamız mümkün olabilmektedir. Ancak, bu tip sistemlerin genelde menzili çok uzun ve çıkabildikleri irtifalar da epey fazla olduğundan, bölgeye gelmekte olan bir diğer uçağa yönlendirilebileceği de unutulmamalıdır. Ayrıca, tecrübeli bir operatör tarafından kumanda edilen füze, karşı önlemleri atlatma konusunda, yarı aktif füzelerden bir nebze daha şanslı olacaktır. Dolayısı ile, bu tarz sistemleri küçümsememek gerekir. İlaveten, füzeyi bir seferde atlattığımızı sanmak da yanlıştır, çünkü operatör tarafından füzenin döndürülerek tekrar bize yöneltilmesi mümkün olabilmektedir. Bu tip sistemler şunlardır: SA-2, SA-3, SA-4, SA-8, SA-15, SA-19, SAN-4 İkinci tip radar güdümlü füze, yarı aktif tip füzelerdir. Bu füzeler, düşman radarının uçağımıza atmış olduğu kilit sayesinde üzerimizden yansıyan radar dalgalarını takip eder. Dolayısı ile yerdeki radarın bize kilitli kalması gerekmektedir. Yine bu tarz sistemlere karşı kaçınma yaparken, radar kilidini kırmamız gerekmektedir, çünkü füzeyi bize ulaştıracak olan, yerdeki radarın bizi kilit altında tutması, sabit radar dalgalarını sürekli olarak bize odaklamış olmasıdır. Füze böylece yansımaları takip ederek bizi bulur. Bu tip Yer-Hava SAM sistemlere örnek olarak SA-6, SA-11, SA-17, San-9, Hava-Hava sistemlere örnek olarak da AA-R, AA-7R, AA-9, AA-10A ve AA-10C verilebilir. Bazen de en iyi savunma bir saldırıdır! Bu tarz SAM (Karadan-Havaya) füzelerden daha size ateşlenmeden kurtulmanın en etkili yolu, düşman SAM radarını, yaymış olduğu emisyonu kullanarak gidip bulan ve imha eden HARM (High Speed Anti Radiation Missile) füzelerini kullanmaktır. Böylece, radarı tehdit oluşturmadan kapalı tutabilir / imha edebiliriz. Bir diğer anti radyasyon füzesi de İngiliz Alarm füzesidir. Bu füze, belli bir bölge üzerine ateşlenerek yükselir. Yüksek irtifada paraşütü açılarak baş aşağı konumda aktif radar emisyonu oluşmasını bekler. Oluştuğu anda da paraşütünü kopararak motorunu ateşler ve radarı imha eder. Belli bir bölgeyi sessiz tutmada çok faydalıdır. Ancak unutulmamalıdır ki, gerçek hayatta ve Falcon da, düşman hava savunma sistemleri koordineli bir çalışma içinde bulunmakta, sıralı tarama, destekli atış (bir taraf tararken diğer taraftan atış) gibi yöntemler kullanarak işimizi zorlaştırmaktadırlar. Sayfa 3
Son radar güdümlü füze tipi, aktif radara sahip füzelerdir. Bu füzeler, başlıklarında ufak bir radar taşımaktadırlar. Radarlarının gücü, boyutlarından dolayı çok fazla değildir. Dolayısı ile belli bir mesafeye kadar güdümlenmek için, aynı yarı aktif güdümlü füzeler gibi, atıcının hedefi radarla aydınlatmasına gerek duyarlar. Hedefi kendi radarında gördüğü andan itibaren, atıcıdan herhangi bir destek almaksızın gidip hedefini bulacaktır. Bu tip füzelere en tanıdık örnek AIM-120 Amraam füzesidir. Bu tip düşman sistemleri: AA-12, SA-5, SA-10 tir. Bu tarz sistemlerin tehlikesi, atış uyarısı alınmamasıdır. Düşman size kilitlendikten sonra herhangi bir anda füzesini atmış olabilir. Füzeyi, kendi radarını açıp size kilitlendiğinde fark edersiniz. Genelde de bu noktada kinetik olarak kaçmaya çalışmak ve füzenin enerjisini düşürmek dışında yapılacak fazla birşey kalmamış olur. Özellikle de füze Head-on ise (karşımızdan geliyorsa) işimiz zordur. Dolayısı ile, bu tarz füzeleri taşıyan düşman uçakları ile karşılaşmalarda / SAM bölgelerine girişte, tehdidin tipi unutulmamalı, kilit uyarısı alındığında erken kaçınma yapılmalıdır / hedef mümkün olan en çok açıda yanda (Gimbal limitlerde, radar tarama limitlerinde) tutularak (Buna Crank Manevrası denir) füzenin bize ulaşma menzili arttırılmalıdır. Bütün bu bilgiler, tehdit sistemleri tanımamıza yardım etmektedir. Bu bilgiler ışığında, atış yapan / bize güdümlenmiş sistemlere karşı uygulanacak önlemlerin farklılık göstereceği açıktır. Burada bir konuya daha değinmek gerekmektedir. O da, düşman füzesinin bize ulaşmak için en kısa yolu izlemeye çalışacağıdır. Füze bizimle çarpışacağı noktaya doğru gidecektir. Bunu bir resimle ifade etmeye çalışalım: Görüldüğü gibi, füze doğrudan bize doğru gelmek yerine, bizimle en kısa yoldan çarpışacağı noktaya doğru uçacaktır. Bu da şu anlama gelmektedir ki, bizim yapacağımız hareketlere füzenin tepkisi, özellikle bize uzakken oldukça abartılı yön değiştirmeler şeklinde olacaktır. Bunu, füzenin hızını ve menzilini eritmek için kullanmamız mümkündür. Bu yöntem, özellikle füzeden kaçmaya karar verdiğimizde işe yarar. Füzelerin bize zarar vermesi için bize çarpması gerekmediğini burada hatırlatalım. Füze tipine göre, birkaç metreden 20-30 metreye kadar patlama etkisi ile bize zarar verebilecek düşman füze sistemleri mevcuttur. Şimdi de uçağımızdaki karşı önlem sistemlerini tanıyalım Sayfa 4
Karşı Önlemler: Uçağımızda ALR-69 TWS (Threat Warning System, Tehdit Uyarı Sistemi) adlı bir sistem mevcut olup, karşı önlemlerin tümü bu sistem çatısı altında toplanmıştır. Bir tehdide karşı koyabilmek için, öncelikle tehdit altında olduğunuzu bilmelisiniz. Bize bu konuda yardımcı olan en önemli sistem RWR (Radar Warning Reciever) adı verilen sistemdir. Kokpitte ön solda ICP nin hemen solunda yer alan bir ekran ve ışıklardan oluşur. Örnek resimde, bir SA-6 radarı bize kilitlenmiş ve füze ateşlenmiş. Bunu MISSILE LAUNCH ışığının yanmasından ve çıkan uyarı sesinden anlıyoruz. Bu sistem, uçak gövdesineki algılayıcılar yardımı ile, uçağımıza çarpan radar dalgalarını birbirinden ayırır ve sınıflayarak RWR da bize gösterir. Böylece bize tehdit oluşturan sistemin ne olduğunu anlarız. Burada şunu belirtmek çok hayatidir ki, ALR-69 sistemi hiçbir şekilde Isı güdümlü (IR) SAM veya hava hava füzeleri tespit edemez ve pilotu uyaramaz. Çünkü bu tarz sistemler sadece egzosumuzdan yayılan ısıya pasif olarak güdümlenirler. Ancak, düşman uçakları, ısı güdümlü füzeleri kullanırken (ki bu tür füzeler genelde kısa menzillidir), doğru menzilde olup olmadıklarını anlamak için uçağımıza radarla kilitlenebilirler. Atış uyarısı alınmasa da, kilit uyarısı almış oluruz. Ancak unutulmamalıdır ki, bu tür füzeler kilitlenilmeden de kullanılabilir. Yeni teknolojilerin gelişmesi ile beraber, uçakların kuyruk kısımlarında bu tarz füzeleri algılayıp otomatik Flare atan sistemler mevcuttur. Ancak F-16 larda ve Falcon da henüz böyle bir sistem mevcut değildir. Sayfa 5
RWR Kullanımı RWR üzerinde gösterilen çeşitli semboller ve anlamları aşağıdaki gibidir: Arama Radarı (Search Radar) Bilinmeyen (Unknown) Radar Aktif Radar Güdümlü Füze Hawk Patriot S U M H P Yüzer Tehdit Modern Uçaklar Eski Teknoloji Uçaklar Uçaksavar Bataryası (AAA) A SAM Füze Sistemleri 2,3,4,5,6,8,15 Chaparral C Atış Uyarısı (Çember İçerisinde) Öncelikli Tehdit (Baklava içerisinde) Nike / Herkül Füzesi N RWR da radar sistemleri, şekil olarak gösterildiği gibi, ayırt edici bir ses tonu ile de sinyal verilir. Ancak atış uyarısı sesi, tüm sistemler için tektir. RWR hakkında diğer bir önemli konu, menzil bilgisi vermemesidir. RWR da gösterilen şekillerin yakınlıkları, tamamen tehdit oranına göre değişmektedir. RWR içiçe iki çemberden oluşmaktadır. İçteki çemberde gösterilen tehditler, etkili menzilleri içerisine girdiğimiz tehditlerdir. Bunu anlamak için aşağıdaki iki şekli inceleyelim: Sayfa 6
İlk şekilde dikkat edilirse, SA-4 radarını ifade eden 4 rakamı RWR da bize daha yakın gösterilmekte. Ancak gerçekte, (sağdaki şekil), SA-4 radarı bize daha uzaktır. Bunun açıklaması şudur, SA-4 SAM sisteminin etkili menzili, SA-8 SAM sisteminin etkili menzilinden kat kat daha fazladır. Bu yüzden, SA-8 sistemine gerçekte daha yakın olmamıza rağmen,önce SA4 sisteminin etkili menziline girmişiz ve o yüzden de RWR da daha yakın gösterilmektedir. Yani tekrar etmek gerekirse, RWR daki mesafeler, o anda tehditlerin bize risk oluşturma derecesine göredir, mesafeye göre değildir. Karşı Önlem Sistemleri: Uçağımızda, üç tür karşı önlem mevcuttur. Bunlardan ilki, ALQ-131 adı verilen ECM karşı önlem podudur. Bu podun vazifesi, düşman radarlarını karıştırıcı sinyaller göndererek radarları yanıltmak / radarların biz tespitini zorlaştırmaktır. Jammer podunu güçlü bir verici gibi düşünebiliriz. Düşman radarından gelen sinyaller uçağımıza çarparak geri yansır. Radar, bu yansımaları toplayarak bizim hakkımızda bilgi edinir. Jammer podu bu noktada devreye girerek, yansımalardan daha güçlü sinyaller gönderir. Bu şekilde, düşman radarını çeşitli şekillerde yanıltmayı sağlamaktadır. Düşman, uçağımızın tam yerini, hızını, uçuş açısını tespit edemez. Ancak bu, belli bir menzile kadar etkili olabilmektedir. Jammer, belli bir dikey/yatay açıda etkili olmaktadır. Sinyallerin gönderildiği açı sınırları aşağıda grafiklerle yaklaşık olarak ifade edilmeye çalışılmıştır: Üstten ve yandan jammer etki alanını inceleyiniz. Görüldüğü gibi, jammer sisteminin belli bir açısal etki alanı vardır. Düşmanla olan irtifa / açı farkınızın durumuna göre jammer etkinliği düşebilmektedir. Ayrıca Jammer, açık olduğu durumda bu açısal aralığı tamamen kapsayacak şekilde yayın yapmaktadır. Bunun sonucu olarak da, ilgili alandaki düşman radarları, henüz menzilleri içerisinde olmadığımız halde bizim geldiğimizi önceden anlamış olurlar. Bu yüzden etkin jammer kullanımı çok önemlidir. RWR da düşman radarının Spike ını almadan jammer açılmamalıdır. Elbette yüksek tehdit bölgesine giriyorsak yine Jammer ımızı açabiliriz. Ancak bu açısal limitler ve menzil itibarı ile daha önceden görülebileceğimizi unutmayalım. Sayfa 7
Burn-Trough Jammer sistemleri her ne kadar uzak menzilde etkili olsa da, belli bir mesafenin altında radarlar, kendi sinyallerini jammer dan ayırt ederek jammer ı etkisiz kılmaktadır. Jammer dan gelen sinyaller artık radar yansımasına göre güçsüz kalmaktadır. Buna Burn-Through denir. Burn Trough menzili radar tipine göre değişmekle beraber yaklaşık 15-20 mil civarındadır. Burn Through menzili altında jammer ın kapatılması faydamıza olacaktır. Çünkü artık bizim jammer ımızın yaydığı sinyaller, düşman uçağı için bir avantaj haline geçebilmektedir. Bunu aşağıda açıklayalım: HOJ HOJ, Home On Jammer adı verilen ve aktif radar füzelerinin radarlarını jammerdan yayılan sinyallere yönlenmek için kullanıp bize jammer ımızdan yayılan sinyaller sayesinde güdümlendiği bir moddur. Daha önceden belirtildiği gibi, Jammer açık iken düşman radarları bizi normalden önce tespit edebilmekte, ancak kesin bir ayrım yapamamaktadır. AIM-120 gibi füzelerdeki radarlar için de bu geçerlidir. Eğer, düşman füze menzili içerisinde iken Jammer ımız hala açık ise, düşman uçağı bir füzeyi HOJ modunda ateşlemiş olabilir. Bu durumda füze, düşmanın radar kilidine ihtiyaç duymaksızın bize güdümlenebilecektir. O yüzden BVR angajmanlarda düşmanın artık bize kilitlenebileceği menzil olan (Burn-Through) 15-20 mile gelindiğinde Jammer kapatılmalıdır. Aynısı bizim için de geçerlidir. AIM-120 ateşlendiğinde HUD da HOJ yazısını gördüğünüzde, Amraam füzesi düşman uçağından yayılan jammer sinyallerine güdümleniyor demektir. Ancak düşmanın her an Jammer I kapatabileceğini düşünürsek, kilidimizi hemen kırmamız yanlış olur. Chaff ve Flare Chaff ve Flare, uçağımızdaki fiziksel karşı önlem araçlarıdır. Chaff, uçaktan atılan alüminyum ya da plastik bir parçalar bulutudur. Bu bulut, belirli bir süre havada asılı kalarak radarlarda ikinci bir hedefmiş gibi algılanabilir, veya en azından yanıltıcı bir eko verecek ve radarın bize kilitlenmesini zorlaştıracaktır. Düşman tehdit bölgesinde iken düşman SAM sistemleri ya da düşman uçaklarından RWR da Spike alıyorsak, chaff atarak yolumuza devam etmek faydamıza olacaktır. Tabi bütün Chaff larımızı bitirmek anlamında değil, ama arada chaff atarak düşman radarını yanıltabiliriz. Jammer ile birlikte kullanıldığında jammer ın etkisini arttırmaktadır. Flare ise, yüksek ısı yayan bir sistemdir ve ısı güdümlü füzeleri yanıltmak amacı ile kullanılır. Genelde birçok adet birden atılarak manevralarla desteklenir ve düşman füzesini kendine yöneltir. Etkin kullanımı ancak bol pratikle edinilebilecek bir tecrübedir. Bunun yanında genelde olası bir ısı güdümlü füze atışı öncesi, tahmine göre ya da önlem olarak da yapılır. Sayfa 8
Uçağımızdaki karşı önlem sistemlerinin çalışma mantığı, çeşitli tehdit durumlarına uygun programlar şeklindedir. Şimdi bu programları tanıyalım. Karşı Önlem Programları Uçağımızda 4 farklı karşı önlem programı mevcuttur. Bu programlar farklı tehdit durumlarına uygun olarak hazırlanmıştır. Değiştirilmeleri mümkündür, ancak genellikle ayar yapmak gereksizdir. ICP- DED panelinin eğitiminde programlamanın nasıl yapılacağı anlatılmıştır. Yandaki resim uçağımızın karşı önlemler panelini göstermektedir. PRGM anahtarı ile program seçeriz. Programlar şu şekildedir: 1. Yüksek-Orta İrtifa SAM Kaçınması: 3 Chaff, 2sn Ara, 3 Chaff, 2 sn Ara, 3 Chaff. (Araları manevra için kullanabilirsiniz) 2. Isı güdümlü füzelere sahip düşmanlar için karışık program 4 Flare + 1 Chaff, 1 Sn Ara, 4 Flare, 1 sn Ara, 1 Chaff, 3 sn Ara, 1 Chaff 3. Pop-Up Sadece Chaff (Pop saldırılarda sadece Chaff ile koruma) 2 Chaff, 2 sn Ara, 2 Chaff, 2 Sn Ara, 2 Chaff, 2 Sn Ara, 2 Chaff 4. Pop-Up Chaff Flare (Pop saldırılarda Chaff +Flare ile koruma) 2 Chaff + 2 Flare, 3 sn Ara, 2 Chaff + 2 Flare, 3 sn Ara, 2 Chaff + 2 Flare, 3 sn Ara, 2 Chaff Dikkat edilirse, 3 ve 4 numaralı programlar Pop saldırı başlangıcında bir kere uygulanarak bizi saldırı boyunca (yaklaşık 10 sn) korumaya çalışır. Böylece pilot saldırı sırasında hedefe daha iyi odaklanabilir. Her ne kadar, karşı önlem sistemleri bizi düşman tehditlerinden korusa da, füzelere karşı, karşı önlem araçları ile desteklenen bir kinetik kaçınma her zaman için en güvenli yoldur diyebiliriz. Sayfa 9
Kinetik Kaçınma Kinetik kaçınma, düşman füzesinden kaçmak demektir. Aslında bir enerji savaşıdır. Bize bir füze ateşlendiğinde, füzeden kurtulmanın birkaç yolu vardır. Füzenin tipine göre uygulanabilecek yöntemler değişir. Eğer pasif radar güdümlü, yani düşman uçağının ya da SAM radarının bize kilitli kalmasını gerektiren bir füze tehdidi almış isek, düşmanın radar kilidini kırdığımızda füzesinin de artık bize bir tehdit oluşturmayacağını söyleyebiliriz. Çünkü artık füze güdümleneceği radar ekolarını görememektedir. Dolayısı ile bizi de görmemektedir. Düşmanın radar kilidini kırmada en etkili taktik, BEAM manevrasıdır. BEAM manevrası, düşman radarına göre tam yatay bir hareket yaparak, düşman radarına göre dikeyde hareketsiz bir nokta imiş gibi davranmak demektir. Böylece bu manevra Chaff ile de desteklenerek, düşman radarının kilidinin kırılmasında etkili olmaktadır. Bunu yapmanın en iyi yolu, düşman radarının RWR deki ikazını, saat 3 veya 9 yönüne almaktır. Bu esnada Chaff atılarak manevra desteklenir. Hızımız ne kadar yüksekse o kadar etkilidir. Bir diğer yöntem, füzeye direkt arkamızı dönerek kaçmaktır ki bu manevraya DRAG adı verilir. Özellikle yakın menzilden aldığımız atış uyarılarında, hızımız yeterli ise (600-700 knot), aşağıdan Split-S manevrası ile bu kaçınmayı yapmamız gerekir. Chaff ile desteklenmelidir. Sayfa 10